EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Beyaz Yakalı Psikopatlar

 
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> AHLAKÎ DÜŞÜNCELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Ksm 16, 2010 1:47 am    Mesaj konusu: Beyaz Yakalı Psikopatlar Alıntıyla Cevap Gönder

Beyaz Yakalı Psikopatlar
05.04.2013
Prof. Dr. Sefa Saygılı



Takım elbise giymiş, iyi eğitimli kişilerin suç işlemeleridir. Burada dolandırıcı ve üçkağıtçı olan avukat, doktor ve iş adamıdır.

Büyüleyici tavırları ve zayıf vicdanlarıyla kişileri ve kurumları kandırmanın yolunu bulan bu avcı türünün yaptıkları şeye kibarca, beyaz yakalı suç denir. Yüzlerinde çekici bir ifade ile gülümserler. Konuşmalarında güven uyandıran bir ses tonu vardır. Çok rahat yalan söylerler. Ayrıca hiç uyandırıcı belirti vermeden faaliyetlerini sürdürürler.

Bu tip vakalar aldatma ve yönetme yeteneklerini, yalnızca para kazanmak amacıyla kullanmazlar; söz konusu özellikler aile, arkadaşlar ve adalet sistemi de dahil olmak üzere, herkesle her türlü ilişkilerine işlemiştir. Genellikle hapse girmekten kurtulmayı başarırlar ve yakalanıp suçlu bulunsalar bile hafif bir cezaya çarptırılır ya da erken tahliye edilirler ve sonra da işlerine kaldıkları yerden devam ederler.

Beyaz yakalı suçlar terimi ilk defa, Edwin Sutherland (1949) tarafından kullanılmıştır ve “toplumda yüksek statüde ve saygı duyulan pozisyonda olan bir kişinin işlediği suç olarak tanımlanabileceğini” savunmuştur. Terim; vergi kaçırma, yasa dışı satışlar, menkul ve gayrimenkul sahtekârlıkları, zimmete para geçirme, tehlikeli ürünlerin üretim ve satışı ile yasa dışı olarak çevreyi kirletmenin yanında, bilişim suçları gibi pek çok türden suç etkinliğini kapsamaktadır.

Beyaz yakalı suçlar ile güçlülerin suçlarını birbirinden ayrı tutmak gerekir. Beyaz yakalı suçlarında esas olarak, orta sınıf konumunun veya profesyonel konumun yasa dışı faaliyetlere girmek için kullanılması söz konusudur.

Bu tiplerin işledikleri suçlar:

* Başkalarının yaşamları ve servetleri üzerinde güç kullanma arzusuyla işlenen, iyice ölçülüp biçilmiş aç gözlülük suçlarıdır. Bu çoğunlukla en azılı suçlarda görülen türden bir arzudur. Tahmin bile edilemeyecek kadar kötü bir adamın işidir.

* Yıktığı kariyerler ve hayallerle topluma büyük bir zarar vermiştir. Sebep olduğu parasal yıkım hesaplanabilirse de yol açtığı acılar ve psikolojik zarar ölçülemez.

* Eylemlerini kibarca gerçekleştirseler de, içgüdüleri ormandaki hayvanınki kadar vahşidir. En yakınlarını bile aldatmaktan çekinmezler.

* Yakalandıklarında bir yandan pişman olduklarını söylerken diğer yandan zihinleri başka hile ve aldatmaların planlarıyla meşguldür.

* Kendisine inanacak ve güvenecek kadar saf olan herkesin aldatılmayı hak ettiklerine inanırlar.

Tehlikeli Beyaz Yakalı Suçlular

Avukatlar, doktorlar, öğretmenler, din adamları, danışmanlar vb genellikle güvenilen mesleklere sahiptirler. Çoğu kez güvenimiz yanlış ellerde değildir, ancak güvenmeye bu kadar istekli olmamız bizi karşımıza çıkan her türlü fırsatçıya karşı kolay bir av haline getirir. Güvenimizi kazandıktan sonra, dehşet verici bir duygusuzlukla bu güvene ihanet ederler.

Zayıfları Hedef Almak

Psikopatın bir avukat ya da bir yatırım danışmanı kisvesinde karşımıza çıkabileceği düşüncesi rahatsız edicidir. Ancak daha da rahatsız edici olan, görevleri zayıflara yardım etmek olan doktorlar, psikiyatrlar, psikologlar, öğretmenler, danışmanlar, çocuk bakım uzmanları gibi profesyonellerin kendilerine verilen gücü ve güveni soğuk ve hesapçı bir şekilde kötüye kullanmalarıdır.

Özellikle Cinsel Suistimale Başvuranlar

* Anne babalarının, diğer akrabalarının, çocuk bakım görevlilerinin, din adamlarının ve öğretmenlerin cinsel tacizine uğrayan çocukların sayısı gerçekten dehşet vericidir. En korkunç tacizciler, bakmakla sorumlu oldukları çocuklara yıkıcı bir fiziksel ya da duygusal zarar vermekten başka bir şey düşünmeyen psikopatlardır. Çocukken kendileri de tacize uğramış, psikolojik rahatsızlığı olan ve yaptıkları şeyden dolayı acı çeken diğer tacizcilerin çoğunun aksine, psikopat tacizciler duygusuzdurlar.

“ Başarılı” Psikopatlar

Psikopatların çoğu kendisini sık sık cezaevlerinde bulur. Ancak bazıları cezaevine girmez. Yasaları çiğnemeksizin ya da en azından yakalanmadan ve hüküm giymeden, avukat, doktor, akademisyen, polis şefi, tarikat lideri, askeri personel, işadamı, yazar, ressam, komedyen olarak, akla yatkın ölçüde faaliyetlerini sürdürürler. Bu bireyler de sıradan suçlu psikopat kadar benmerkezci, duygusuz ve idarecidir; ancak zekâları, aile geçmişleri, toplumsal becerileri ve koşulları dışarıya normal bir görüntü vermelerine ve istediklerini, görece ceza almadan elde etmelerine imkân sağlar.

İş yaşamlarında bilinçli olarak acımasız, açgözlü ve görünüşte vicdansız bir strateji benimseyen, ama hayatlarının diğer alanlarında dürüst ve anlayışlı olan insanların aksine, bu tip psikopatlar aynı tavır ve davranışları yaşamlarının her alanında sergilerler. İş hayatında yalan söyler ve hile yaparlarsa bunlar ya yanlarına kâr kalır veya hayranlık uyandırırsa, hayatlarının diğer alanlarında da yalan söyler ve hile yaparlar.

Bu gibi bireylerin aileleri ve arkadaşları, misilleme korkusu duymaksızın yaşantılarını anlatsalar, duygusal taviz, çapkınlık, ikili oynama ve genellikle gelişigüzel davranışlarla doluluk görülür.

Milyonlarca erkek, kadın ve çocuk her gün yaşamlarındaki psikopatlar yüzünden dehşet, kaygı, acı ve aşağılanma yaşamaktadır.

Ne yazık ki bu kurbanlar yaşadıklarını diğer insanların öğrenmesine engel olurlar. Psikopatlar, gayet iyi bir izlenim vermekte çok beceriklidirler ve genellikle kurbanlarını gerçek suçlular gibi gösterirler.

Beyaz yakalı psikopatların büyük düşünme fırsatları çoktur. Bütün büyük gazetelerin iş dünyası sayfalarında, dolandırıcılık sanatçıları ve sahtekârlık ustalarının tasarlayıp gerçekleştirdikleri kuşkulu para kazanma plânları ve anlaşmalarla ilgili soruşturma haberleri vardır. Bu haberlerde, mali çevrelerde kolay hareket etmek için gereken toplumsal becerilere sahip, kafası sayılara çalışan ve hızlı konuşan bir psikopat için binlerce kârlı fırsat vardır. Bu bireyler için kâr etme potansiyeli öyle büyük, kurallar öyle esnek, bekçi köpekleri öyle uykuludur ki, kendilerini cennette zannederler.

Beyaz Yakalı Psikopatların Özellikleri

Beyaz yakalı suçun psikopatlara ne kadar çekici geldiğini ve psikopatların bu tür suçlarda neden bu kadar başarılı olduklarını görmek zor değildir. Özellikle karşılarına bir sürü fırsat çıkar.

İkinci olarak psikopatlar, başkalarını dolandırmak ve kandırmak için gereken özelliklere sahiptirler. Hızlı konuşurlar, çekicidirler, özgüvenlidirler, toplumsal durumlarda rahattırlar, baskı altında sakindirler, yakalanma ihtimalini umursamazlar ve tamamen acımasızdırlar. Foyaları meydana çıktığı zaman bile, hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam edebilir, çoğunlukla kendilerini suçlayanları şaşırtır ve kendi durumlarından kuşkuya düşürürler.

Ayrıca beyaz yakalı suç kârlıdır, yakalanma riski çok azdır ve cezalar hafiftir.

Bazı Örnekler

Üniversitede mali işlere bakan vakamız, asılsız olan veya paraya ihtiyacı olmayan öğrenciler adına eğitim yardım çekleri düzenleyerek tümünü zimmetine geçirmişti.

Kan Bölge Merkezi’nde hastanelere sevk edilen kanın ödemelerini yapılmamış göstererek kendi hesabına aktaran beyaz yakalı görevlinin suiistimali yıllarca sonra tesadüfen ortaya çıkmıştı.

Devlet hastanesinin psikiyatri uzmanı hastaların haberi olmadan pahalı ilaçlar için indirim raporu çıkarıp onlar adına binlerce liralık ilaç almış ve muayenehanesinde satmıştı. Üstelik bir de ilaç firmaları tarafından yurtdışı promosyon seyahatler kazanmıştı.

Bir bankanın kadın çalışanı müşterilerin yüklü hesaplarını yıllarca fark ettirmeden tırtıklamış, on binlerce lirayı zimmetine geçirdiği çok sonraları tesadüfen anlaşılabilmişti.

Ne Yapılabilir?

* Psikoterapi işe yaramaz. Psikoterapide temel varsayım, hastanın kendisine sıkıntı veya acı veren endişe, depresyon, düşük benlik saygısı, utangaçlık, takıntılı düşünceler gibi psikolojik ve duygusal sorunlardan kurtulmak için yardım almaya ihtiyaç olduğunu kabul etmesi ve bunu gidermeyi istemesidir. Ayrıca terapinin başarılı olması için, hastanın belirtilerini ortadan kaldırma girişimine terapistle birlikte etkin bir şekilde katılması gerekir. Kısacası hasta bir problem olduğunu fark etmeli ve bu sorunu çözmek için bir şey yapmak istemelidir.

İşte konunun en önemli noktası: Psikopatlar psikolojik ya da duygusal sorunları olduğunu hissetmezler, davranışlarını değiştirip toplumun kabul ettiği standartlara uydurmak için bir sebep görmezler.

Psikopatlar genellikle kendilerinden ve dışarıdan bakanlara görünen görünümlerinden hoşnutturlar. Kendilerinde bir sorun görmez, çok az kişisel sıkıntı yaşar ve davranışlarını akılcı, ödüllendirici ve doyurucu bulurlar; Hiç bir zaman geçmişe pişmanlıkla ya da geleceğe kaygıyla bakmazlar. Kendi “hakları”nı almak için başkalarını idare etmenin ve kandırmanın meşru olduğunu düşünürler ve toplumsal etkileşimlerini, diğer insanlarda gördükleri kötülüğü yenecek manevralar şeklinde planlarlar.

* En iyi strateji; en baştan bir psikopatla ilişki kurmaktan kaçınmak, ondan uzak durmaktır. Doğrusu bunu söylemesi kolay, yapması zordur. Tipik bir psikopatın büyüleyici gülüşünün, etkileyici beden dilinin ve ikna edici konuşmasının ötesini görmeye, gerçek niyetini anlamaya çalışmalıdır.

* Gerektiğinde uzmana danışarak psikopatın düşünce yapısını anlamaya çalışmalıyız.

* Tek kurbanın kendimiz olmadığını hatırlamalı, kendimizi suçlamaktan vazgeçmeliyiz.

Kaynak Milat Gazetesi

Serdar Akinan
Etiket, seri katiller ve dönekler

Aşağıda okuyacağınız yazı mizikacilar.com adlı sitemizde Emrah Akgün tarafından kaleme alınan bir yazıdan alıntılar içermektedir. Kendisini tanımıyorum. Mızıkacılar'a yazı yollayan, yorum yapan onlarca insandan biri... Türk medyasında köşe yazarı diye geçinen bazı kalemlerin şaşırtıcı sığlığına baktığımda bu gencin yüreğindeki ateşin, vicdanındaki duruluğun ve kalemindeki kıvraklığın zerresini bile içeremediklerini görüyorum.
Bakın haksız mıyım... Bir göz atın şu satırlara...

(...) Ürünün üzerine koyulan etiket, yalnızca ürünün fiyatını göstermez; onu kimin alıp, kimin alamayacağını da gösterir. Bu, sistem kurbanlarını bir çabaya mahkum etme, sahte bir varoluşa zımbalama görevi de üstlenen bir araçtır.

Her insan doğası gereği, toplumda hissedilmek, saygı ve itibar görmek ister. Kendine bir eş bulma sürecine girdiğinde bu istekler daha da ciddi, hatta hastalıklı bir hale gelir.

Toplumda, kendi özellikleri ve yetenekleri, bilgi ve hayata kattığı güzelliklerle var olamayan sistem kurbanları, bu ezikliğini tedavi için bu etiketlere saldırır. Cebindeki son parayı en pahalı ürüne verip aç kalır. Aç kalmayacak olan da, zenginliğini göstererek, peşinen bir saygı satın almaya çalışır. Bu, kapitalizmin halka dikte ettiği kültürdür. Bu histeri olmazsa, sistem yürümez, çöker. Bu yüzden reklamlarda, 'ceketiniz sizi anlatır... Pantolonunuz kalitenizdir' sloganları kullanılır.

(...) Emperyalizm bu ülkede neden mi kazanıyor? İşte bu yüzden kazanıyor. Onların iktidarı bu yüzden her istediğini yapabiliyor. Cemaatleri, örgütleri, Müslümanları, sosyalistleri, milliyetçileri çözen şey budur; cekettir, pantolondur, cep telefonudur, pahalı arabalardır, villalardır bunlarla kazandıklarını sandıkları itibardır.

İşte aynı kültürdür bu. Seri katillerle, 'yetmez ama evet'çileri yaratan, insanlık saflarına veda edip, emperyalizme selam duranları yaratan aynı kültürdür. Aynı kültürün yenikleri ve ezikleridirler.

Bütün bir insanlığa, insanlığın geleceğine kastetmektedirler. Bu, seri katillikten de çok daha fazlasıdır. Ve onların da kim olduklarını biz biliriz. Onlar döneklerdir. Sanmayın ki, bir ideolojiden dönmüşlerdir. Hayır, onlar, belki de bir zamanlar mensubu oldukları insanlıktan dönmüşlerdir.

http://www.aksam.com.tr/2010/11/15/yazar/19478/serdar_akinan/etiket__seri_katiller_ve_donekler.html
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> AHLAKÎ DÜŞÜNCELER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com