EntellektuelForum

admin · Tarih: Prş Ağu 07, 2008 7:58 pm Mesaj konusu: Adalet Böyle bir $ey

'30 yıldır biz kafesteydik sıra Mübarek'te'

Mısır'da muhalefet liderlerinden Eymen Nur, devrik Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in demir kafeste yargılanmasını, "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olarak niteledi.
06 Ağustos. 2011
KAHİRE - Mısır'da bu yıl halk ayaklanmasıyla devrilen Mübarek'in karşısına 2005 seçimlerinde rakip olarak çıktıktan sonra partisine hileli üye kaydettiği gerekçesiyle 2007 yılında hapse atılan Yarın Partisi lideri Eymen Nur, mahkemeye sedye ile getirilen Mübarek'in yargılanmasını değerlendirdi.

Mübarek'in demir kafeste yargılanmasının "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olduğunu belirten Nur, 2007 yılında hapse atıldığında işkence görmesi üzerine Mübarek'e bir mesaj gönderdiğini anlattı.

Mesajında, "Sen kendi gücünle insanlara zulüm ediyorsun, bir de Allah'ın gücünü hatırla" diye yazdığını kaydeden Nur, "Mübarek demir kafesteyken benim gönderdiğim mesajı hatırlamış olabilir" dedi.

Devrik lideri demir kafeste gördüğünde çok sevinmediğini ifade eden Nur, "Onu kafeste görünce Kur'an-ı Kerim'deki 'Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki bu hükme uyarak korunursunuz' ayetini hatırladım" diye konuştu.

MÜBAREK'İN YARGILAMASI ADİL OLMALI'
Eymen Nur, Mübarek'in demir kafeste yargılanmasını, "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olarak gördüğünü belirtti. Yargılanmanın adil olması umudunu dile getiren Nur, "Mübarek, sadece kendi görüşlerini savunan binlerce genci öldürttü. Mübarek'i yargılanırken gördüğümde, çocuklarını kaybetmiş ağlayan anneleri hatırladım. Mübarek'in yargılanması adil olmalı. Onun bize uyguladığı adalet gibi olmamalı" diye konuştu.

Mübarek döneminde defalarca hapse atıldığını hatırlatan Yarın Partisi lideri, 2007 yılında hapse atıldığında mahkum haklarından bile yoksun kaldığını, hapishanede namaz kılmasının bile yasak olduğunu söyledi. Nur, serbest bırakılınca Adli Tıp Merkezi'nden vücudundaki yaralarla ilgili olarak, "İşkence sonucunda yaralanmıştır" raporu aldığını ifade etti.

'MÜBAREK HAKKINDAKİ İDDİANAME ZAYIF'
Parti liderliği yanında profesyonel avukatlık yapan Nur, Mübarek hakkındaki iddianameyi zayıf bulduğunu bildirerek, "Mahkemede okunan iddianame, Mübarek'in işlediği bütün suçları kapsamıyor. İddianamede, Mübarek'in silah alımlarından aldığı komisyon ve Cemal Mübarek'in borsa ve dış alımlarda yaptığı manipülasyonlar da bulunmalıydı" dedi.

Uluslararası Af Örgütü ve insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, Mübarek'in 30 yıllık yönetimi süresinde, sayısı yüz binlerle ifade edilen muhalif, hapishanelerde işkence gördü.

Mübarek yönetimi boyunca, sadece Müslüman Kardeşler'den 100 binden fazla kişi tutuklandı. Müslüman Kardeşler İrşad Konseyi'nin eski rehberi Muhammed Mehdi Akif, 3 sene önce medyaya yaptığı yazılı açıklamada, "Mübarek rejiminin tutuklamaları ve işkence politikalarına karşın hapishaneleri medrese haline getirdik" ifadesini kullanmıştı.
http://www.ntvmsnbc.com/

Hamas'tan İsrail casusu iki kişiye idam
26 Temmuz 2011
Gazze Şeridi'nde yönetimi elinde bulunduran Hamas hükümeti, İsrail için casusluk yaptıkları gerekçesiyle idama mahkum edilen iki Filistinlinin cezalarını infaz etti.

Gazze Şeridi'nde yönetimi elinde bulunduran Hamas hükümeti, İsrail için casusluk yaptıkları gerekçesiyle idama mahkum edilen iki Filistinlinin cezalarını infaz etti.

İsrail adına casusluk yapmakla suçlanan baba-oğul hükümlüler, aralarında Hamas'ın üst düzey liderlerinden, 2004 yılında aracına yapılan bir füze saldırısında hayatını kaybeden Abdülaziz Rantisi de dahil olmak üzere, özellikle üst düzey Hamas liderlerinin hedef alınmasında İsrail istihbaratına bilgi vermekle suçlanıyorlardı.

Söz konusu iki hükümlünün cezalarının infazına karşı temyiz mahkemesine yaptıkları başvurunun, suçlarını itiraf etmeleri nedeniyle reddedildiği de belirtildi. haber1o

İran'da göze göz: Kezzaplı saldırıya köretme cezası
13 MAYIS 2011
Siyavuş Ardalan
BBC Farsça

İran Yüksek Mahkemesi, altı yıl önce kendisiyle evlenmediği için yüzüne kezzap atarak bir kadını kör eden Mecid Movahedi'ye kör edilme cezası verdi.
Mahkemenin kararı son dakikada bozulmazsa Movahedi'nin göze karşı göz cezası Cumartesi günü uygulanacak.

Talep ettiği göze göz cezasının uygulanacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirten mağdur kadın Amine Bahrami, BBC Farsça bölümüne yaptığı açıklamada mümkün olsa cezayı kendi elleriyle uygulamak istediğini söyledi.

Suudi Arabistan'da mahkemesinden ilginç "kısas" kararı
20 Ağustos 2010
22 yaşındaki Abdülaziz El Mutairi, iki yıl önce cezaya çarptırılan adamın saldırısına uğramıştı.

Bu kavga sonucunda felç kaldı ve daha sonra da bir bacağını kaybetti.

Kardeşi Halid, Associated Press ajansına yaptığı açıklamada kardeşi Abdülaziz'in ülkenin kuzeybatısındaki Tabuk'taki mahkemeden saldırgana da aynı cezanın verilmesini talep ettiğini anlattı.

Bunun üzerine Suudi hakim, birkaç hastaneden suçlunun belkemiğine zarar vererek felç bırakılmasını istedi. Hastanelerden biri bunun mümkün olduğu yanıtını verdi. Ama ameliyatın daha donanımlı başka bir tesiste yapılması gerektiğini söyledi.

Haberde iki hastanenin idari yetkilileri ve Tabuk'taki Şeriat mahkemesi perşembeden itibaren haftasonu tatilinde olduğu için yorum alınamadığı kaydedilirken, Tabuk'taki Kral Halid hastanesine ait tıbbi raporun bir kopyasının ele geçirildiği belirtildi.

Suudi gazetesi Okaz, hakiminin adını Süleyman El Yusuf olarak açıkladı.

Abdülaziz'in kardeşi Halid, hakimin en az iki hastaneden cerrahların saldırganın belkemiğine onu felç edecek şekilde zarar verip veremeyecekleri konusunda bilgi istediğini söyledi.

Halid, saldırganın 14 ay hapis cezasına çarptırıldığını, fakat afla yedi ay sonra çıktığını ve daha sonra öğretmen olduğunu anlattı.

Halid, "İslami kurallara göre yasal hakkımızı istiyoruz. Allah'ın kelamından daha iyi bir kelam yok, göze göz..." diyor. BBC/Haber1001

Muvazzaf subaya ifade şoku!
Temizöz davasında, Binbaşı Güngör zorla Diyarbakır'daki mahkemeye getirildi
06 Ağustos 2010

Kayseri eski Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz'ün yargılandığı Diyarbakır'daki mahkemeye Muğla Jandarma Komutanlığı'nda görevli Binbaşı Serdar Güngör zorla getirildi. Silopi'de sınırda görev yaptığını ve adli görevleri olmadığı için Abdullah Elfetli cinayetiyle ilgili bilgisinin olmadığını ifade eden Binbaşı Güngör'e zorla getirildiği için 400 TL masraf ödenmesine karar verildi.
habertürk

Cumhurbaşkanı Gül'e Şok Karar
18 Mayıs 2009
Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'kayıp trilyon' davası ile ilgili olarak yargılanması gerektiğine karar verdi.

Mahkeme, Cumhurbaşkanı Gül'e yönelik sert ifadeler kullandı ve Gül'den "şüpheli" olarak bahsetti.

Ancak bu Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin daha önceki kararlarını bilenler için sürpriz değil.

DİNLEMELERLE İLGİLİ EMİNAĞAOĞLU KARARI

YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğluu, aldırtamadığı bir karar sonrası ilginç bir taktik izlemiş ve Ankara Adliyesi'ni pas geçerek Sincan Adliyesi'ne gitmişti.

Eminağaoğlu'nun girişimiyle Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, telefonlarının dinlendiğinden şüphelenenleri yakından ilgilendiren bir karara imza atmıştı. Mahkeme, Eminağaoğlu'nun, kendisine ve derneğe ait telefonların dinlenip dinlenmediği yönünde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuruya ilişkin verilen takipsizlik kararını kaldırdı.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan'ın verdiği takipsizlik kararını kaldıran Mahkeme, verdiği kararla dinlendiğinden şüphe duyanların yasal veya yasadışı yollarla dinlenip dinlenmediğinin araştırılmadan takipsizlik kararı verilemeyeceğine dikkat çekmişti.

ERDOĞAN'LA İLGİLİ KRİTİK KARAR

Kararı veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, daha önce de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında `Sayın Öcalan` sözüne verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermişti.

ODASINA JAMMER KOYAN HAKİM

Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Osman Kaçmaz odasına Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı gibi insanların korunmasında kullanılan jammer cihazı koydurtmuştu. Konuyla ilgili haberi Kanal D yapmıştı ve Kaçmaz şöyle açıklamıştı: "Herkes biliyor ki herkes dinleniyor. Ama kim tarafından dinlendiğimiz konusunda şüphemiz var. Yani yasal dinleme değil tabiki" Hakim Kaçmaz Kanal D muhabirinin "Şüpheleriniz var dinlendiğinize dair" sorusuna "Kesinlikle, mesela bakın Ergenekon davasına bakan hakimimiz bile öyle demedi mi?" diye cevaplamıştı.
aktifhaber

Gül'ün, 'Musa'nın Gülü' davasına red

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Musa'nın Gülü" adlı kitapta kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle kitabın yazarı Ergün poyraz ve kitabın yayıncısı şirkete 50 bin ytl'lik tazminat davası açmıştı.

21 Temmuz 2009 17:17

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, ''Musa'nın Gülü'' adlı kitapta yer verilen ifadelerle ''kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu'' gerekçesiyle yazar Ergün Poyraz ile kitabın yayıncısı şirket ve yöneticisi aleyhinde açtığı 50 bin TL'lik manevi tazminat davası reddedildi.

Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına, Cumhurbaşkanı Gül'ün avukatı Ömer Küçüközcan ile Poyraz'ın avukatı Hüseyin Buzoğlu katıldı.

Avukat Küçüközcan, daha önceki iddialarını tekrarlayarak davanın kabul edilmesini talep etti, avukat Buzoğlu ise ''davanın reddine karar verilmesini'' istedi.

Yargıç Hürriyet Yıldırım, davanın reddine karar verdi.

Davanın dilekçesinde, ''Musa'nın Gülü isimli kitapta yer alan gerçek olmayan ve iftira niteliğindeki ifadeler vasıtasıyla Abdullah Gül'ün kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu'' kaydedilmişti.

Dilekçede, kitabın yazarı Ergün Poyraz ile yayıncı şirket ve yöneticisi Gürkan Keskiner'den, yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 50 bin TL manevi tazminat talep edilmişti. Dava dilekçesinde, ayrıca kitabın yayınlanmaması ve başka basımlarının yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı ile kitabın toplatılmasına ilişkin karar verilmesi istenmişti.
haber7

Suudi Arabistan'da tecavüzcü iki polisin başı kesildi
23:00 - İçişleri Bakanlığı, Riyad'da bir yabancı kadına tecavüz etmekten suçlu bulunan polis memurlarının idam cezasının, bugün infaz edildiğini ve memurların başlarının kılıçla uçurulduğunu açıkladı. Bakanlık, tecavüze uğrayan yabancı kadının milliyetini ve hadise tarihini ise açıklamadı. 20.02.2009 RİYAD netgazete

SAVCININ, VAKAYA ULAŞMA ÇABALARI
25 Mayıs 2009
Bursa Adliyesi'nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Murat Avcı, Uludağ eteklerinde meydana gelen ölümlü vakaya, engebeli yolları aşmak için motosikletle gitti. Savcı, aracın gittiği son yerden inerek motosiklete bindi, ardından yaklaşık 2 saat yürüyerek olay yerine ulaşmayı başardı.
Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 4 ay önce emekli olduktan sonra, vakit geçirmek amacıyla Uludağ yamaçlarına hobi bahçesi yapan Seyit Öztürk, sebze yetiştirdiği bahçesine su kanalı açmak istedi. Kardeşi Mümin Öztürk (32) ve arkadaşı Mümin Kesal (47) ile birlikte Gürpınar Mevkii yakınlarındaki bahçeye gelen Seyit Öztürk, bahçesinin üzerinden akan dere yatağının yönünü bahçeye doğru çevirmek için yamaçtaki kayaları kaldırmaya çalıştı. Bu sırada Öztürk'ün yerinden oynattığı dev taş parçası yuvarlanarak yaşlı adamın üstüne düştü. Seyit öztürk olay yerinde hayatını kaybetti.

Olay yerinde inceleme yapmak üzere yola çıkan Bursa Adliyesi'nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Murat Avcı, Uludağ eteklerinde yürürken düşüp ölen Seyit Öztürk'ün cesedine ulaşmak için Zeyniler Köyü'ne kadar araç ile gitti. Savcı Avcı, daha sonra yolun dar olması nedeniyle cesedin bulunduğu bölgeye Adem Demir adlı köylünün kullandığı motosikletin arkasına binerek ulaştı. Motosikletin geçemediği patika yoldan da yürümek zorunda kalan Avcı, kalan yolu yürüyek tamamladı. Olay yerindeki incelemenin ardından Savcı Avcı, yeniden motosikletle aracın bulunduğu bölgeye geri döndü
haber10

Annesini öldüren adam halkın önünde kurşuna dizildi

Annesini kafasını kopararak öldüren Ali Hüseyin adlı kişi, halka açık alanda idam edildi. İnfaz ülkenin güneyi ve merkezi kısmını kontrol eden El Şahap adlı grubun militanları tarafından gerçekleştirildi. Hüseyin'in gözleri bağlandıktan sonra yüzüne işlediği suç okundu ve sonra kafasına ateş edilerek öldürüldü. 15.12.2008

Osman Baydemir için karar açıklandı
12 Kasım 2008
D.Bakır Büyükşehir Belediyesi'nde Kürtçe davetiye bastırdığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Osman Baydemir için karar verildi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin bir etkinliği için Kürtçe davetiye bastırdığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, beraat etti.

Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık Baydemir katılmadı. Duruşmada sanık avukatı Hayrettin Güzel hazır bulundu.

İddia makamı, mahkemeye sunduğu mütalaasında, sanık Baydemir'in TCK'nın ''Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun'un koyduğu yasaklara ve yükümlülüklere aykırı hareket etmek'' suçunu kapsayan 222. maddesi ile ''görevi kötüye kullanma'' suçunu içeren ilgili maddesi uyarınca cezalandırılmasını talep etti.

Sanık avukatı Güzel, müvekkilinin suç kastıyla hareket etmediğini iddia ederek, Baydemir'in beraatini talep etti.

Mahkeme heyeti, verdiği kısa aranın ardından, sanık Baydemir'in beraatine karar verdi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Baydemir hakkında 3 yıl 6 ay hapis cezası isteniyordu. haber7

Erdoğan'a Bol Bol 'Küstah' Diyebilirsiniz
08 Kasım 2008
Daha önce Erdoğan'a "Mal, Sadist, Mazoşist" demeyi eleştiri sayan YARGITAY, yeni bir karara imza attı..

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, tarihi bir karara imza attı. Daire, CHP lideri Deniz Baykal’a “İki koyun güdemeyenler, ülkede taş taş üstüne koymamış olanlar, avare kasnaklar, erken seçim istiyorlar” diyen Başbakan Erdoğan’ın üslubunu “küstahça” bulan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek’i tazminat ödemeye mahkum eden yerel mahkeme kararını bozdu.

Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararını bozan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Başbakan Erdoğan’ın üslubunu “küstahça” olarak niteleyen Özyürek’i 2 bin 500 YTL manevi tazminatı faiziyle ödemekten kurtardı.

CHP lideri Deniz Baykal’ın erken seçim isteğine karşılık Başbakan Erdoğan, “İki koyun güdemeyenler, ülkede taş taş üstüne koymamış olanlar, avare kasnaklar, erken seçim istiyorlar” demişti. Özyürek, Başbakan’ın bu sözlerini, bir gazeteye verdiği demeçte “küstahça” olarak nitelemiş ve “Erken seçim talebi ile, iki koyun gütmenin ne alakası var? Seçim lafını duyunca kırmızı görmüş boğaya dönüyor” demişti.

Bu sözleri nedeniyle Başbakan Erdoğan, Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne 5 bin YTL manevi tazminat talebiyle dava açmıştı. Mahkeme, Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle CHP li Özyürek’i faiziyle birlikte 2 bin 500 YTL manevi tazminat ödemeye mahkum etmişti.

-“SİYASAL HAYATA ATILAN KİŞİLER, SERT ELEŞTİRİLERE KATLANMALI”

Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozarak şu görüşleri dile getirdi:

“Tarafların erken seçim tartışmaları sırasında kullandıkları sözcükleri, özenle seçmedikleri, karşılıklı olarak kırıcı bir üslup kullandıkları anlaşılmaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında benimsendiği üzere, siyasal hayata atılan kişiler, sert eleştirilere açık olmak durumundadırlar. Kaldı ki tarafların hukuka aykırı eylemleri ile kişilik haklarını karşılıklı olarak ihlal ettikleri kabul edilmiş olsa bile, tartışma esnasında birbirlerine karşı kullandıkları ifadelerin ağırlığı göz önüne alındığında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 9.2.1983 gün ve 1973/4-1871- 1983/121 sayılı kararında kabul edildiği gibi BK. md. 44 uyarınca davacı yararına manevi tazminata hükmedilmemesi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, oybirliğiyle karar verildi.”

-YARGITAY, BAŞBAKAN'A "MAL", "SADİST" VE "MAZOŞİST" DEMEYİ DE ELEŞTİRİ SAYMIŞTI

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, daha önce de Başbakan Erdoğan´a "Peki kardeşim sadist misin, mazoşist misin?" diye soran gazeteci Tuncay Özkan aleyhine açılan tazminat davasının reddine karar vermişti.

Yargıtay 3 . Hukuk Dairesi, bir başka kararında Başbakan'a 'mal' diyen Tuncay Özkan aleyhine açılan tazminat davasında yerel mahkemenin verdiği 2 bin YTL 'lik manevi tazminat kararını bozmuş, 'Konuşma ve röportajın tümü birlikte bir bütün içinde değerlendirildiğinde 'mal' kelimesinin hakaret kastı ile kullanıldığını gösteren bulgu mevcut olmayıp, sözlük anlamı kastedilmeden gerek güncel yaşamda gerekse siyasi söylemde yerleşmiş kelime olduğu ve hakaret anlamında kullanılmadığı, hukuka aykırılık unsuru taşımadığı, sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle daVanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir' demişti.
aktifhaber

İşte Ortalığı Kasıp Kavuran Savcı
25 Ekim 2008
Skorsky'li baskın, 400 jandarmayla operasyon, Hakime rüşvet suçüstüsü... Daha neler neler... İşte İzmir'i kasıp kavuran gözü kara o savcı...

İzmir’e özel yetki ile atandıktan sonra 15 ay gibi kısa bir sürede başta çetelere ve terör örgüt üyelerine darbe vuran özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök’ün hedefinde bu kez kamu kurum ve kuruluşlarını hortumlayan ve rüşvet alanlara vardı. Gök, çok kısa sürede çetelere darbe vurduktan sonra rüşvet konusunda ilk olarak yargı içinde başladı ve bir hakimi suçüstü yakalattı. Hakimi yakalatmasından sonra adını tüm Türkiye ezberledi.

ÇETE LİDERLERİNE DARBE ÜSTÜNE DARBE VURDU

İzmir’e özel yetki ile atanan Gök, önemli çete liderleri arasında adı bulunan Ahmet Tekin Baykal ile adamlarına yönelik ilk kez Skorsky askeri helikopter ile havadan çiftliğine operasyon düzenletmişti.

“Hortumcular çetelerden daha tehlikeli” şeklinde mesaj veren Gök, şimdi söylediklerini uygulamaya başladı. Çete liderini 350 bin YTL. karşılığında tahliye ettiği iddiası ile suçlanan hakimi yaklaşık

6 aydır takibe alan Gök, Muğla Ortaca’da rüşvet alan hakimin yeğeni ile avukatı ve Adalet Bakanlığı’ndan çıkartılan özel izinle 10.Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi A.K.’yi gözaltına aldırdı.

400 JANDARMAYLA OPERASYON

Gök’ün icraatları durmak bilmedi. Kaynaklar Belediyesi’ndeki 600 trilyonluk vurgun için talimatı verip 400 jandarmaya operasyon yaptırdı. Aralarında belediye başkanı, ilçe jandarmada görevli komutanlar, okul müdürlerinin de bulunduğu grup cezaevine gönderildi. İzmir Vali Yardımcısı, Buca Kaymakamı’nı da sorgulayan Gök, yine Baykal ile işbirliği içinde olduğu iddia edilen avukatları gözaltına almış, bu avukatların birisi de tutuklanmıştı.

İLK OPERASYON DEĞİL

Hortumlama ve rüşvet olayları ile ilgili önce yargı içinde operasyonlara başlayarak hakimi yakalatan Murat Gök, daha önce de rüşvet alan yargı içinde operasyon yapıp Erzurum’da ilk görev yaptığı yerde kıyı şeritlerini rüşvet karşılığı imara açılmasına izin veren bir hakim ile savcının yanı sıra çok sayıda avukatı tutuklatmıştı. Yaptığı operasyonların ardından kendisine yönelik ölüm tehditlerine aldırmadan mesleğini cesurca yapan Murat Gök, Urla’dan sonra İzmir’de de başarılı operasyonlar gerçekleştirdi.

URLA’DA ÇOK BAŞARILI GÖREVDE BULUNMUŞTU

Urla’daki başarılı operasyonlardan sonra Murat Gök, 2007 yılının temmuz ayında İzmir’e özel yetki ile atandı. DGM’lerinin kapanmasından sonra özel yetkili savcılar arasında görev almayı başaran Murat Gök, verilen görevin bilincinde hareket ederek kısa sürede çetelere darbe vurdu. “Ulusal Çete” raporunda adı Alaaddin Çakıcı, Kürşat Yılmaz, Sedat Peker gibi isimlerle birlikte geçen Ergenekon üyeleri ile bağlantısı olduğu tespit edilen “Ege’nin Efesi” lakaplı Ahmet Tekin Baykal’ı adamlarını, “Anafor” adını verdiği operasyonla 5 yıldızlı otelde yakalatan Savcı Murat Gök, ayrıca Uzili çete lideri M.Y.ile 49 adamının yakalanması için talimatını verdi. Ardından yine Abidin Bilgin ile adamlarına yönelik operasyonu komandolara yaptırmıştı.

YAPACAKLARININ MESAJINI VERMİŞTİ

İzmir’e atandıktan sonra çetelere yönelik yapacağı çalışmaların mesajlarını veren Murat Gök, verdiği mesajların uygulamasını da kısa sürede yaptı. İzmir’in Urla İlçesi’ne atandıktan sonra, “Domuz eti operasyonu”, “Urla Barbaros Köyü Skandalı”, “Tapu dairesinde dönen rüşvet çarkı”nı, “Cezaevi’nde çete oluşturup mahkûmlardan zorla para tahsil eden gardiyanlar çetesini” ve son olarak Urla Belediye Başkanı Selçuk Karaosmanoğlu’nun içinde bulunduğu, “URİT operasyonu”nu gerçekleştiren Murat Gök’ün yıldızı bir anda parladı. Şirin ilçede artık adını sokaktaki tüm vatandaşlar biliyordu. Herhangi bir yerde haksızlığa uğradığına inanan vatandaş, hemen onun kapısını çalıp yardım istiyordu. Gittiği her yerde sevgi gösterileri ile karşılaşan Murat Gök, yaptığı çalışmalarla ilçe kabına sığmıyordu.

HORTUM YAPANLAR SAVCININ HEDEFİ

Çetelerin yanı sıra terör örgütlerine de darbe vuran Murat Gök, özellikle son zamanlarda Şirinyer ve Yağaneler semtinde bomba patlatıp korku saçan örgüt üyelerini kısa sürede yakalattı. Gök, 15 ayda 200’e yakın terör suçlusunun tutuklanmasını sağladı. Laf yerine icraatlarını sergileyen Gök, artık kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik operasyonlar konusunda çalışmalar başlatıldığını ve terörden de tehlikeli olan hortumcuların adalet önünde hesap vereceklerini söylüyor.
Kaynak:Akşam

Mahkemeden Örnek Karar
03 Ekim 2008
4 çocuğu için marketten 1 paket kaşar ve çikolata çalan kadın ve yeğenini yargılayan mahkeme, bakın nasıl bir karar verdi.

Antalya'nın gecekondu semtlerinden Sütçüler'de oturan ve 12 yıl önce eşinden ayrılan Tülay O. ile boşandığı eşinin yeğeni olan Mustafa D, 25 Ağustos'ta mahalledeki alışveriş merkezine gitti. Mustafa D, güvenlik kamerasını kapatarak yengesine 1 paket kaşar peyniri ile çikolata verdi. Kadın da bunları eteğin lastiğinin içine sıkıştırdı. Güvenlik kameralarını izleyen görevlilerin geldiğini gören Tülay O, peynir ve çikolatayı marketin reyonuna bırakmaya çalışırken yakalandı.

ÇOCUKLARIM İÇİN VAZGEÇTİM

Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 3 yıl hapis istemiyle açılan davada hakim önüne çıkan Tülay O, pişman olduğunu söyledi. 4 çocuğuna komşularının yardımıyla bakabildiğini anlatan Tülay O, "En son evli olan kızım da boşanıp yanıma geldi. Geçim zorluğu çekmeye başladım. Görümcemin oğlu Mustafa bana yardım etmek istedi. Bir an için şeytana uydum. Ama çocuklarım gözümün önüne gelince reyona bıraktım. Pişmanım" dedi. Mustafa D. de suçlamayı reddetti.

İHTİYAÇTAN FAZLASINI ÇALMAMIŞ

Mahkeme heyeti, sanıkların suça teşebbüs ettiğini, çalınanların değeri yüksek olmayan gıda maddesi olduğunu ve daha çoğunu çalma imkanı varken ihtiyacı kadar çaldıklarının anlaşıldığını belirterek, sanıkların beraatine karar verdi. aktifhaber

Üç Eş Suç Sayılmadı
07 Ağustos 2008
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman’ın üç eşli olduğuna ilişkin hakkında yapılan başvuruyu karara bağladı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman’ın üç eşli olduğuna ilişkin yaptığı açıklamalardan dolayı yapılan suç duyurusunda kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, bir gazeteye verdiği demeçte üç eşli olduğunu açıklayan ve üç eşli olmayı öven Karaduman hakkında yapılan başvuruyu görüşerek karara bağladı. Savcılık, kararında, “resmi nikah olmadan dini nikahın yasalarda yasaklandığını” belirtti.

Savcılık kararında, "birden çok kadınla resmi evlilikle yaşamanın hukukumuzda mümkün olmadığı, çok eşli yaşamayı kısıtlayan yasal hüküm bulunmadığı" kaydedildi. Kararda, "Şüphelinin dini nikah yaptırıp üç kadınla bir arada yaşadığına dair beyanının ve toplumu özendirme tarzında demecinin bulunmadığının anlaşılması sonucunda atılı suçların hukuki ve yasal unsurlarının oluşmadığı düşünce ve kanaatine varılmaktadır" denildi. Savcılık, kararında Nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nin itiraz yolunu açık tuttu.
aktifhaber

Çeber Olayında 6 Tutuklama
03 Kasım 2008
Metris Cezaevi'nde, "İşkence" sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Engin Çeber'le ilgili soruşturmada 6 infaz koruma memuru tutuklandı.

Metris Cezaevi'nde, "İşkence ve kötü muamele" sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Engin Çeber'in ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında, 6 infaz koruma memuru tutuklandı.

Çeber'in ölümü ile ilgili Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, Metris Cezaevi'nde görevli bir infaz koruma müdürü ile 5 infaz koruma memurunun ifadeleri alındı.

Savcılık tarafından Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen 6 kişi, tutuklanarak Paşakapısı Cezaevi'ne gönderildi. aktifhaber

HÜLYA AVŞAR'IN BERAAT KARARI BOZULDU
13 Şubat 2009
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanatçı Hülya Avşar'ın, evinin yanındaki meyve ağaçlarını kestirdiği ve bu şekilde 'mala zarar verme' suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada beraat etmesine ilişkin yerel mahkeme kararını bozdu
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, ''Hülya Avşar'ın dava konusu evinin yanındaki meyve ağaçlarını kestirdiği ve bu şekilde 'mala zarar verme' suçunu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat etmesine'' ilişkin Sarıyer 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararının temyiz incelemesini tamamladı. Daire, Avşar'ın beraatına ilişkin yerel mahkeme kararını, oy birliğiyle bozdu.

Kararın gerekçesinde, ''Avşar'ın satın aldığı binada, gerekli izinleri aldıktan sonra başlattığı çevre düzenlemesi ve eğimli araziye istinat duvarı inşası sırasında, civardaki binalar arasında kalan armut, kiraz, erik ve incir cinsi toplam 13 ağacın çalışanlarca görüntüyü engellemesi nedeniyle kesildiği ve araziye hafriyat artığı döküldüğünün'', tanık anlatımları, sunulan fotoğraflar, tapu kaydı, bilirkişi raporu gibi kanıtlarla saptandığı belirtildi.

Hafriyat ile çevre düzenlemesi onarım işinin, çalışanlarca sanık Avşar'ın talimatı doğrultusunda yapıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı ifade edilen gerekçede, ''sanığa yüklenen meyveli ağacı kesmek suretiyle mala zarar vermek suçunun sübuta erdiği gözetilmeksizin beraat kararı verilmesi yasaya aykırı'' bulundu.
haber10

Basın Savcısı: Ermeni'den özür dilemek suç değil
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, "Ermenilerden özür dileme" kampanyasına ilişkin takipsizlik kararını kaldıran Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının bozulması talebiyle Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Söz konusu metinde, "1915 yılında Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı felaketten bahsedildiği ve bu felaketin içeriği konusunda detaya girilmediği" ifade edilen dilekçede, "Durumdan vazife çıkartıp 'felaket' kelimesinin içeriğine istediğimiz anlamı yüklersek bile burada, yazı metninde Türklüğün ve Cumhuriyet'in aşağılandığı gizli anlamını çıkartmak için hayal gücünü çalıştırmak gerekir." denildi. 10.03.2009 ANKARA netgazete

İran'da uyuşturu tacirlerine idam

İran'da uyuşturucu kaçakçılığı suçundan 3 kişi daha idam edildi.

12 Temmuz 2009

Fars Haber Ajansı, büyük bir uyuşturucu şebekesine üye 3 kaçakçının Merkez eyaletindeki bir ceza evinde idam edildiklerini bildirdi.

Tonlarca uyuşturucu bulundurmak, almak, satmak ve kaçakçılık suçlarından yargılanan bu kişiler hakkındaki hükmün, yüksek mahkeme tarafından da onaylandığı belirtildi.

Ülkede 2 Temmuzda 6 ve 4 Temmuzda da 20 uyuşturucu kaçakçısı idam edilmişti.
haber7

Başbakan'ın CHP'li Özyürek'e açtığı dava reddedildi
Başbakan Erdoğan'ın, düzenlediği basın toplantısında "kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" iddiasıyla CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek'e karşı açtığı 20 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi. Özyürek'in avukatı, siyasetçi tarafların ağır da olsa eleştirilere katlanmaları gerektiğini ifade etti. Bunun üzerine Yargıç H. Hüseyin Ünaldı, davanın reddedildiğini açıkladı. 14.07.2009 ANKARA netgazete

Yargıtay: 'Paşalar sermayenin neferi' sözü suç değil
12 Eylül 2009
Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarını düzenleyen yasayla ilgili siyasi ve hukuki tartışma sürerken, Yargıtay, “Paşalar sermayenin koruyucusu, aktörü, neferi, figüranı” sözlerinin hakaret kapsamına girmediğine karar verdi. Bir yazısında bu ifadeleri kullanan gazeteci Rahmi Yıldırım hakkında Türk Ceza Kanunu 301’inci maddeden açılan davada verilen beraat kararı Yargıtay tarafından oybirliğiyle onandı. 27.07.2009 ANKARA netgazete

ASKERİ SAVCIDAN ALIŞILMADIK ÇIKIŞ
Dağlıca baskını davasında askeri savcıdan emsal oluşturacak talep...

Askeri mahkemede görülen Dağlıca davasında savcı, ‘Ülke bütünlüğünü bozmak sivil mahkeme konusudur’ diyerek ‘görevsizlik’ istedi.

Hakkari’nin Yüksekova İlçesi Dağlıca Bölgesi’nde 12 askerin şehit edildiği saldırıda teröristlerce kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan 8 askerin tutuksuz yargılandığı davanın 8. duruşması dün yapıldı. Askeri Savcı Yarbay Zafer Metin, ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçu’nun sivil mahkeme konusu olduğunu belirterek, görevsizlik kararı istedi. Sanık avukatı Arslan Dinçer, kararın Şemdinli ve faili meçhul davalarının askeri mahkemeler yerine sivil mahkemelerde görülmesi için emsal olduğunu söyledi.

SAVCI VE AVUKAT ‘GÖREVSİZLİK’ İSTEDİ

Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ndeki duruşma bir saat sürdü. Sanık avukatlarının görevsizlik kararı verilmesi ve yayın yasağının kaldırılmasını talep etmesi üzerine Askeri Savcı Yarbay Zafer Metin görüş bildirdi. Metin, mahkemenin askeri yargı görev alanına giren suçlarla ilgili karar verip diğer suçlarla ilgili de yine görevsizlik kararı vererek dosyanın sivil mahkemeye gönderilmesini istedi. Savcı Yarbay Metin, yayın yasağının kaldırılmasını da istedi.

Yayın yasağının devamına karar veren mahkeme, askeri savcı ve sanık Ramazan Yüce’nin avukatı Dincel Aslan’ın ‘görevsizlik’ talebine ise, askeri mahkemenin görev alanına giren suçlara ilişkin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi. Duruşma 11 Aralık 2009 tarihine ertelendi.

İlk duruşmada tahliye çıkmıştı

Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’ndeki Dağlıca Taburuna, 21 Ekim 2007 gecesi PKK’lı teröristler tarafından baskın düzenlenmiş, 12 asker şehit edilmiş 16 asker yaralanmış, 8 asker de kaçırılmıştı. Kaçırılan askerler Türkiye’ye teslim edildikten sonra Van Askeri Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkmıştı. ‘Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar’ ve ve ‘İzinsiz olarak başka ülkenin topraklarına geçmek’ten tutuklanan sanık askerler, 1 Şubat 2008’deki ilk duruşmada tahliye edilmişti. aktifhaber

Savcı, "Gizli belgeleri açıkladığı" gerekçesiyle yargılanan Taraf'ın Yazı İşleri Müdürü'nün beraatini istedi: "Amacı kamuoyunu aydınlatmak"

15 Eylül 2009 Aktütün Sınır Karakolu'na yönelik saldırıyla ilgili haberlerde "açıklanması yasaklanan gizli belgeleri açıkladığı" gerekçesiyle 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Taraf gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir'in, "basın özgürlüğü" gerekçesiyle beraatına karar verilmesi talep edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Adnan Demir ve avukatı Ergin Cinmen katıldı. Duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar, Aktütün Jandarma Karakolu'na PKK terör örgütü tarafından düzenlenen ve çok sayıda askerin şehit olduğu silahlı saldırının haberinin yapıldığı nı anımsattı. Savcı Ayar, "vahim nitelikli ve kamuoyunu sarsıcı" eyleme ilişkin, "kamuoyunun haber alma, basın yayın kuruluşunun bilgi edinme ile bilgiyi yayma" hakkının bulunduğunu belirtti.
Anayasa'nın 28/2'nci maddesinde de devletin bu hürriyetleri sağlayacak tedbirleri alması gerektiğinin belirtildiğini ifade eden Savcı Ayar, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olan sanık Adnan Demir'in terör eylemiyle ilgili, "güvenlik güçleri ve yetkililere yönelik sert, keskin ve eleştirel nitelikte haberler" yaptığını, "yayımlanan bilgi ve belgelerin terör eylemiyle ilgili olup eylemden sonra gazetenin elde ettiği bilgi ve belgeler" olduğunu dile getirdi.
Bilgi ve belgelerin yayımlanmasının, "gizli kalması gereken bilgileri açıklamaya yönelik" değil, "kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik" olduğunu kaydeden Savcı Ayar mütalaasında şu ifadeleri kullandı: "Yayın organının 5187 sayılı Basın Kanunu'na göre bilgiyi edinme, yayma, eleştirme ve yorumlama hakkı bulunmaktadır. Bu hakların kamuoyunun gerçeği öğrenebilme ve bilgi edinmesine yönelik olması karşısında, terör saldırısından sonra gazetenin bu haklar çerçevesinde edindiği bilgileri toplumu bilgilendirme amaçlı yayınlama hakkının bulunması, kurumları incitici olsa da demokratik toplumun gereğidir."
Savcı mütalaasında sanık Demir'in, "basın özgürlüğü " çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirme amaçlı haberler yapmış olması" ve "şüphelinin üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmaması" nedenleriyle beraat etmesi gerektiğ i görüşünde olduğunu bildirdi. netgazete

Savcı, 3 emniyet müdürünün tutuklanmasını istedi
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği uyuşturucu operasyonu kapsamında ifadeleri istenen Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin A. ve Emniyet Müdürleri Mustafa E. ile Mustafa A. sabah saatlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelmişlerdi. Burada soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk'e ifade veren Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin A. ve Emniyet Müdürleri Mustafa E. ile Mustafa A. tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. 16.09.2009 İSTANBUL netgazete

Düşes'e Türkiye yolu göründü

Krize neden olan York Düşesi iyice köşeye sıkıştı. Türkiye'nin, İngiltere'den, "Ferguson'u sorgulayın ve bize teslim edin, yargılayacağız" talebinde bulunduğu öne sürüldü. Düşes, bir Türk mahkemesi tarafından suçlu bulunması durumunda 4.5 yıl hapis yatabilir

Kızı Eugenie'yi de yanına alan Ferguson, geçen yıl siyah bir peruk ve başörtüsü takarak Türkiye'de engelli çocukların yaşadığı yetimhaneleri gezmiş ve gördüklerini gizli kameraya kaydetmişti. DIŞ HABERLER
Türkiye'de kılık değiştirip yetimhanelerde yaşayan engelli çocukların durumunu gizli kamerayla görüntüleyen York Düşesi Sarah Ferguson, Türk yargısına hesap verme yolunda. İngiliz basınına göre, Türk yetkililer önceki gün, Ferguson'un sorgulanması ve Türkiye'ye teslim edilmesi talebinde bulundu. Habere göre, Türk yetkililer Londra'daki İçişleri Bakanlığı'na başvuruda bulunarak 1957'de kabul edilen "Müşterek Yasal Destek" kuralları çerçevesinde Düşes için resmi bir başvuruda bulundu. "Özel yaşama dair Türk yasalarını çiğnemekle" itham edilen Ferguson'un bir Türk mahkemesi tarafından suçlu bulunması halinde 4.5 yıl hapis yatabileceği belirtiliyor.

KRALİYET TARİHİNDE İLK

Gazeteye konuşan İçişleri Bakanlığı yetkilisi de "York Düşesi hakkında Türk yetkililerden resmi bir talep aldık. Gerekli belgelerin sunulmasını bekliyoruz ancak talep büyük bir ihtimalle kabul edilecek gibi görünüyor" dedi. Kabul edilmesi durumunda Ferguson, Türk meslektaşlarını temsilen hareket eden İngiliz polisi tarafından sorgulanacak. Suçlamaların yerinde görülmesi halinde tutuklanması ve Türkiye'ye teslim edilmesi söz konusu. Şu anda Kanada'da olan Düşes ise henüz bir açıklama yapmadı. İngiliz Kraliyet tarihinde daha önce böyle bir olayın yaşanmadığı belirtiliyor.
17.09.2009 Yeni Şafak

Albay Kaçak Sigaradan Tutuklandı
Kaçak sigara ile ilgili gözaltına alınan biri albay 3 kişi tutuklandı.
İstanbul'da, uyuşturucu taşıdığı düşünülen bir kamyonete düzenlenen operasyonda ele geçirilen kaçak sigaralarla ilgili gözaltına alınan biri albay 3 kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. 13 Ekim 2009 aktifhaber

Radyo Denge'nin Gazze Katliamını protesto ettiği yayını ile ilgili açılan dava beraatle sonuçlandı
11 Kasım 2009
AKP hükümetinin işgüzar bürokratlarının açmış oldukları siyasi davalar bir bir reddediliyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği’nin açtığı İLKAV ve ÖZGÜR-DER kapatılma davalarının reddedilmesinin ardından şimdi de emniyet bürokratları ve RTÜK üyelerinin işgüzarlığı ile açılan RADYO DENGE’ye yönelik ceza davası beraatla sonuçlandı. Bilindiği üzere Denge Radyo Yayın Yönetmeni Bülent Uğur Koca hakkında, Siyonist İsrail’in Gazze katliamını protesto basın açıklaması ilanını yayınladığı için "suç işlemeye alenen tahrik etme" iddiasıyla ve TCK 214/1, 218. maddeleri gereğince 9 aydan 7,5 yıla kadar hapis cezası talebiyle Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Davanın 06.07.2009 günü görülen ilk duruşmasında dosya bilirkişinin incelemesi istemiyle 10 Kasım 2009 tarihine ertelenmişti.
10 Kasım Salı günü saat 12.30’da son duruşması görülen dava mahkemece seçilen uzman bilirkişinin raporunun okunmasıyla başladı. İsrail'in katliamını protesto dışında hiçbir hedefi olmayan basın açıklamasına çağrı amacıyla RADYO DENGE'de Filistin Dostları adına okunan ilan metninin "suç işlemeye alenen tahrik etme" şeklinde bir içeriğinin olmadığı, atılı suçun Radyo Denge yayın yönetmeni Bülent Uğur Koca hakkında vuku bulamayacağı ve bu sebeple herhangi bir cezanın verilemeyeceğinin altının çizildiği raporun okunmasının ardından sanık avukatı ve savcının dava ile ilgili mülahazaları alındı.

Mahkeme sonunda 16. asliye ceza hâkimi Güven Özkan Bülent Uğur KOCA’nın beraatine karar verdi. Böylece AKP hükümetinin emrindeki bürokratların işgüzarlığıyla İLKAV, Özgür-Der ve Radyo Denge hakkında açılan haksız davalar, ideolojik karar vermeyen yasalarına sadık yargıçlardan geri dönmüş oldu.
etiketler: Savcı mütalaasında basın özgürlüğü sanık beraat 5187 sayılı Basın Kanunu PKK terör tutuklama emniyet müdürü

13. Ağır Ceza Gereğini Yaptı
28 Haziran 2010
Yargıtay yerel mahkemelerin yaptığı hukuk hatalarını düzeltir. Ancak önceki gün bunun tam tersi oldu ve bir ilk derece mahkemesi Yargıtay'ın Cihaner hatasını düzeltmek zorunda kaldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in sanık olduğu davaya ilişkin verdiği karar Türk hukuk tarihine geçecek nitelikte.

Önceki güne kadar temyiz mercii olarak Yargıtay yerel mahkemelerin yaptığı hukuk hatalarını düzelten bir işlev görmüştü. Ancak önceki gün bir ilk derece mahkemesi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin yaptığı fahiş hukuk hatasını düzeltmek zorunda kaldı.

Ergenekon davasına bakan mahkemenin verdiği kararda belirttiği hususlar, yargıya yürürlükteki mevzuatın dışına çıkılarak yapılan müdahalelerin hukuka verdiği zararı göstermesi açısından çok önemli. Bu düzeltme yapılmasaydı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında belirtildiği üzere, yargı birliği bozulacaktı. Yargıda bir mahkemenin tutuklu sanıkları görevli olmayan başka bir mahkemece fotokopi dosya üzerinden tahliye edilmesinin yolu açılacaktı. Sivil ve askeri yargı ayrımı nedeniyle sağlanamayan yargı birliği, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kararıyla sivil yargı içerisinde de tamamen bozulma tehdidiyle karşı karşıya kalacaktı. Bu yüzden burada görev uyuşmazlığı sorununa bakacak olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun birleştirme hususunda vereceği karar kritik öneme sahip. Ceza Genel Kurulu (CGK) vereceği kararla yargı yetkisinin kullanılmasında yüksek yargının vesayetinin bulunup bulunmadığını gösterecek. CGK, Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin kararını yerinde görürse yerel mahkemelerin yargı yetkisi elinden alınmış olunacak. Hukukçular bu yüzden böyle bir kararın Anayasa ve kanunların ihlali anlamına geleceğine dikkat çekiyor. Yargıtay içinde gerçekleştirilen 'iş bölümü' gereği olarak resmi belgede sahtecilik suçlarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesi, ilk derece mahkemesi gibi terör örgütü davalarına da bakar hale gelecek. Hukukçular, 11. Ceza Dairesi'nin, fotokopi belgeler üzerinden, duruşma tutanaklarını sanık avukatlarından temin ederek verdiği birleştirme ve tahliye kararının yargı birliğini bozduğunu belirtiyor. Yargıtay'ın kendi eliyle 'paralel yargılama' sürecini başlatarak, hukukta büyük bir kaosun başlangıcına imza atması, hukuk fakültesinde ders veren akademisyenlere "Bu kararı öğrencilerimize anlatamayız." dedirtti.

Bu yüzden Yargıtay'ın kararından sonra kimse bu durumu izah edemiyordu. Tam bu sırada Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden 'Ankara'da hakimler var' dedirtecek bir karar geldi. Şimdi Cihaner'in yargılandığı dava normal mecrasına girdi. Yani Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin Cihaner davasının mağdurları olmadan, dosyanın aslını görmeden verdiği kararın hukuka uygunluğunu denetleme imkanı doğdu
Kaynak: Zaman

Doğan 713 milyon liralık davayı kaybetti
18 Ağustos 2010
Doğan Yayın Holding A.Ş, 2 Ağustos 2010 tarihinde ''lehte ve aleyhte'' biten davaları açıkladı. Doğan Yayın 713 milyon 304 bin lira tutarındaki vergi aslı ve vergi cezasına ilişkin dava aleyhine sonuçlandı.

Doğan Yayın Holding A.Ş, 2 Ağustos 2010 tarihinde ''kısmen lehte ve kısmen aleyhte'' sonuçlandığını açıkladıkları vergi aslı ve vergi cezası olmak üzere toplam 2 milyar 245 milyon 547 bin 755 lira tutarındaki davaların, 2006 yılı Kurumlar Vergisi ile ilgili toplam 713 milyon 304 bin 326 lira tutarındaki vergi aslı ve vergi cezası kısmının, bağlı ortaklıkları aleyhine sonuçlandığını duyurdu.

Doğan Yayın Holding A.Ş'nin Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan açıklamasında şunlar kaydedildi:

''2 Ağustos 2010 tarihli özel durum açıklamamızda, doğrudan ve dolaylı bağlı ortaklıklarımız Doğan TV Holding A.Ş, D Yapım Reklamcılık ve Dağıtım A.Ş, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş. ile Alp Görsel İletişim Hizmetleri A.Ş'ye tebliğ edilen 2005, 2006, 2007 ve 2008 hesap dönemlerine ait Vergi İnceleme Raporları aleyhine açılmış olan davaların, UYAP Sistemi'nde yer aldığı kadarıyla, sonuçları hakkında bilgi verilmiş; bu davalardan 'kısmen lehte ve kısmen aleyhte' sonuçlananlar ile ilgili olarak ise adı geçen şirketlere yazılı tebligat yapılması durumunda ayrıca açıklama yapılacağı ifade edilmiştir.

Bu çerçevede, 2 Ağustos 2010 tarihli açıklamamızda, 'kısmen lehte ve kısmen aleyhte' sonuçlandığı ifade edilen 1 milyar 94 milyon 623 bin 574 lira vergi aslı, 1 milyar 150 milyon 924 bin 181 lira vergi cezası olmak üzere toplam 2 milyar 245 milyon 547 bin 755 lira tutarındaki davalardan, 2006 yılı Kurumlar Vergisi ile ilgili olan 356 milyon 652 bin 163 lira vergi aslı ve 356 milyon 652 bin 163 lira vergi cezası olmak üzere toplam 713 milyon 304 bin 326 lira tutarındaki kısmının, bağlı ortaklığımız aleyhine sonuçlandığı öğrenilmiş bulunmaktadır. Kısmen lehte ve kısmen aleyhte sonuçlanan diğer davalar ile ilgili olarak ise henüz yazılı bir tebligat yapılmamış olup, yazılı tebligat yapıldığı takdirde ayrıca açıklama yapılacaktır.'' haber7

YÖK Başkanı Hakkında Takipsizlik
13 Ekim 2010
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında, anayasayı ihlal suçu ile başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı çıktı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan hakkında, ''başörtüsü'' konusunda İstanbul Üniversitesine (İÜ) gönderilen yazıyla ''Anayasayı ihlal ve halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik'' suçunu işlediği iddiasıyla bulunulan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada, ''takipsizlik kararı'' verildi.

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Şahin Tanrıöver'in dün verdiği ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararında, Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyesi Osman Erbil'in, YÖK Başkanı Özcan hakkında, YÖK'ten İÜ'ye gönderilen başörtüsü konusundaki yazıyla ''Anayasayı ihlal ve halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik'' suçlarını işlediği iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu belirtildi.

Erbil'in şikayet dilekçesiyle, savcılıkta tutanağa geçen ifadelerine genişçe yer verilen kararda, şöyle denildi:

''Başörtülüler veya türbanlılar insandır. Tüm insanların okuma ve eğitim hakkı vardır. Bu hak evrensel bir insan hakkıdır. Bunun istisnası yoktur.

Bu nedenle, başörtülüler veya türbanlılar insan olduğundan, bu insanların da diğer insanlar gibi okuma ve eğitim hakkı bulunduğundan ve bu hak evrensel bir insan hakkı olduğundan, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.''

Kararın bir örneği suç duyurusunda bulunan Erbil'e tebliğ edilecek. Erbil'in, karara karşı, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Sincan Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz hakkı bulunuyor. aktifhaber

6 Mehmetçiğin şehit olduğu TSK’ya ait mayınları döşemekle suçlanan Tuğgeneral Zeki Es, Askeri Savcılık tarafından tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevine kondu
06 Kasım 2010

Stargazete.com’un özel haberine göre; Kamuoyunda “dost mayını” olarak bilinen, Çukurca’da 6 Mehmetçiğin TSK’nın döşediği mayınla şehit olması soruşturması çerçevesinde Tuğgeneral Zeki Es tutuklandı.

6 askerin şehit olduğu mayın patlamasıyla ilgili GES Komutanlığı’nın resmi uydu telefon kayıtlarında dönemin Hakkari Tugay Komutanı Tuğgeneral Zeki Es’in üç adet telefon görüşmesi kamuyona yansımıştı. Görüşmelerde Tuğgeneral Es, komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya mayınları bizzat kendisinin döşediğini itiraf ediyordu. Tümgeneral Kaya ise “hiç önemli değil” diyordu.

Konuyla ilgili sivil savcılığın yürüttüğü soruşturmada Jandarma Kriminal ve Emniyet Kriminal, 6 askerin şehit olduğu mayınların TSK’ya ait olduğunu belgelemişlerdi. Bunun üzerine sivil savcılık dosyayı, Askeri Savcılığa gönderdi.

Askeri Savcılık’ta yürüyen soruşturma çerçevesinde, şuan Bursa Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Zeki Es tutuklandı. Es’in dün akşam 21’de Mamak Askeri Cezaevi’ne konulduğu öğrenildi aktifhaber

Pakistan'da bir genci vuran asker idama mahkum edildi
12 AĞUSTOS 2011

Pakistan'da bir asker ülkenin güneyindeki Karaçi kentinde de silahsız bir genci öldürmekten idama mahkûm edildi.
Aynı davada yargılanan beş asker ve bir güvenlik görevlisi ise olaydan dolayı ömür boyu hapse mahkûm oldu.

Olay kameraya alınmış ve yayınlandığında Pakistan çapında büyük tepkiye yol açmıştı.
Cinayet üzerine Karaçi'nin en üst düzey güvenlik yetkilileri görevden alınmış ve Pakistan güvenlik güçlerinin sahip olduğu yetkilere yönelik eleştiriler ortaya konmuştu.
Asker ve güvenlik güçlerini yargılayan ve terör suçu olarak nitelendirilen vakalara bakan mahkeme, tüm delillerin suçlamaları reddeden güvenlik görevlilerinin aleyhine olduğunu söyledi.
Avukatlar ise müvekkillerinin yalnızca görevlerini yaptığını savundu.
Cinayete kurban giden Sarfıraz Şah'ın kardeşi ve ailesi mahkemenin kararından memnun olduklarını ifade ettiler.
Kurbanın ailesi, kararın yüksek mahkeme tarafından onaylanmasını umduklarını da söyledi.
Mahkûm olan askerlerin avukatları ise kararı temyiz edeceklerini ve müvekkillerinin nihayetinde serbest kalacağına emin olduklarını ifade etti.
Serfıraz Şah Karaçi parkında askerler tarafından hırsızlık yaptığı şüphesiyle durdurulmuş ve öldürülmüştü.
Görüntülerde güvenlik görevlileri, kendisini öldürmemeleri için yalvaran Şah'ı başından vurarak öldürüyor.,
BBC