EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Zeytinlik katliamının önü açıldı!

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇEVREMİZİ KORUYALIM
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal May 30, 2017 9:04 pm    Mesaj konusu: Zeytinlik katliamının önü açıldı! Alıntıyla Cevap Gönder

CHP'li Arslan: Damat modeli, adaleti ve zeytini çürütür
12 Haziran 2017



CHP'li Arslan: Yasada yeni kurulması öngörülen kurul da damat ve saray talimatıyla çalıştırılacak

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan ‘damatlar'a tepki gösterdi ve “Adaletteki damat modeli mülkün temelini sarsmış, kamu vicdanını sızlatmıştır” dedi.

'FETÖ' ile irtibatı olmamaları bilinmesine rağmen Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesi yazarlarının sırf muhlaif oldukları için tutuklandıklarını söyleyen Arslan, “Yargıya güven kalmamış, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku işlemiştir. Anayasa değişikliği başka bir rejim getirmiştir. Yeni ‘damadistan rejimi’ önce tahliyelerle kendini göstermiş, şimdi de zeytinlik üzerinden yeni bir senaryonun peşinden gitmektedir” diye konuştu.

“Kurul üyeleri yanlış gördüğü projeye imza atmazsa FETÖ’cü ilan edilebilir”

Sanayi Komisyonu üyesi, Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:

Bakmayın siz ‘zeytinlikler yüzünden Bursa’da mezaryeri bulamadık, yerleşim yeri inşa edemiyoruz’ diye Ankara’ya muhtarlarımızı çağıranlara. Bu yasa eğer sadece yerleşim ve mezar yeri derdiyle çıksaydı, bu gerekçeyle önce Tarım, ardından Bayındırlık ve İmar Komisyonuna gönderilirdi. Hatta özel düzenlemeyle bu yerleşim sorunu çözülebilirdi. Ama esas dert başka. Esas dert, plansız bir sanayileşme ve madencilik uğruna zeytinliklerin kıyımıdır. Zeytinlikler ile verilen Danıştay kararının önüne damat rejimiyle geçmektir. Yasada yeni kurulması öngörülen Kurul da damat ve saray talimatıyla çalıştırılacak, Kurul üyeleri yanlış gördüğü projeye imza atmazsa iki dakikada FETÖ’cü ilan edilecek, ihraç edilecek veya cezaevine gönderilecek.

“Danıştay kararı kanunla yok sayılacak”

Elimizde yeni bir Danıştay kararı var. Bu karar, FETÖ’cü olduğu ilan edilip madenlerine ve tüm mallarına el konulan firmaların bu iktidar zamanında başlattığı maden işlerinin de hukuka aykırı olduğunu belgelemiştir. FETÖ-AKP ittifakının kanunsuz maden rantı bu mahkeme kararıyla tescillidir. Artık bunun daha ötesine geçilemez, bu 2. madde bu tasarıda görüşülemez, bu nedenle tasarıdan mutlaka çıkarılmalıdır.

Ben sanayiciyim ve bu maden düzenlemesini sanayinin yararına görmüyorum. Ülkemizde sanayi yatırımı yapılacak binlerce dönüm boş arazi ve kırsal alan var. Ayrıca bugün henüz doldurulamamış OSB’ler var. Buralarda çözümler üretmemiz, sanayimizi büyütmemiz gerekirken, sanayileşmeyi zeytinlikler üzerinde kurgulamak akla ve mantığa uygun değildir. Görüştüğümüz Üretim Reform Yasa Tasarısıyla ilgisi olmayan, komisyonda çıkarılmasını istediğimiz 2. Madde açıkça bu Danıştay kararının üzerini çizmek içindir.

Danıştay kararı açıkça bu damadistan rejiminin bu yasasına karşıdır. Eğer bu yasa değişikliğini yapamazlarsa, FETÖ’nün mallarına talip olan madenciler işe devam edemeyecek, zeytinliklerde kanunsuz madencilik ve sanayicilik yapanların önü kesilecek.

Başbakanın “Fiili durumu yasal hale getirmek” dediği şey, FETÖ’cü madencilerden arta kalan ama mahkemelerin onay vermediği zeytinlikler üzerindeki madenlerin de yeni rant sahiplerine açılması mıdır? Bu düzenleme, kanuna aykırı maden çalıştıranlara mahkeme kararı yerine damat onayı verilmesidir.

ETİKETLER
kazım arslan ekrem yeter ömer faruk kavurmacı damat adalet
T24

TBMM'de zeytin toplantısı: Hükümetin zeytinciyi ikna çabası
NURCAN GÖKDEMİR
08.06.2017



Zeytinciliğin sonunu getireceği gerekçesiyle sektörde yer alan örgütlerin, ihracatçıların ve üreticilerin sert muhalefeti ile karşılaşan Üretimde Reform Tasarısı, programda olmasına karşın dün Genel Kurul’da görüşülmedi. İkna amacıyla sektör temsilcileri ile TBMM’de biraraya gelen bakanlar sonuç alamayınca son sözü Yıldırım’a bıraktı

Zeytinciliğin sonunu getireceği gerekçesiyle sektörde yer alanörgütlerin, ihracatçıların ve üreticilerin sert muhalefeti ile karşılaşan Üretimde Reform Tasarısı’nın görüşmeleri ertelendi. Hükümet temsilcilerinin zeytincilerle yaptığı görüşmeden sonuç çıkmadı.

TBMM Genel Kurulu’nda önceki planlamaya gore görüşmelerin yapılacağı saatlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Gemlik’in AKP’li Belediye Başkanı Refik Yılmaz TBMM’deki AKP Grubu’nda zeytin sektörü temsilcileri ile biraraya geldi.

Yaklaşık iki saat süren toplantıda, AKP’liler zeytincilerden tasarı metmindeki hükümlere ilişkin değişiklik önerisi istedi. BirGün’ün edindiği bilgiye gore, sektör temsilcileri konunun köklü bir düzenlemeye gereksinimi olduğunu ifade ederek, tasarı metninde yapılacak hiçbir değişikliğin zeytinliklerin yok edilmesini önleyemeyeceğini söyledi. Zeytin alanlarının yoğunlukta olduğu Bursa’dan bir dönem milletvekili seçilen Bakan Çelik, daha ılımlı bir tutum takınırken, Bakan Özlü zeytincilere, “Siyaset yapıyorsunuz, hiçbir öneride bulunmuyorsunuz” diyerek çıkıştı.

Gemlik’in AKP’li Belediye Başkanı Yılmaz da bölgelerinde yaşanan imar sıkıntılarını anlatarak tasarıya destek verdi. Görüşme sırasında Belediye Başkanı Yılmaz’la birlikte gelen yaklaşık 10 muhtar da toplantının yapıldığı salonun kapısında bekledi.

Yeraltı mı yerüstü mü? Yıkım mı, kalkınma mı? Yeraltı mı yerüstü mü? Yıkım mı, kalkınma mı?
Toplantıda sektör temsilcilerinin, “Köklü bir değişilik için sektörün onayı ve görüşlerinin alınması gerektiğini, zeytinliklerin oldu bitti ile ele alınacak kadar önemsiz bir konu olmadığını” dile getirdi.

Bakanların tasarının “omurgası” olarak nitelendirilen20’nci maddesine ilişkin değişiklik önerilerini sordukları sektör temsilcileri,”Bunu tartışmayı bile uygun bulmuyoruz” karşılığını verdi .

Toplantıdan sonuç çıkmayınca bakanlar önerileri iletmek üzere Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmek üzere Meclis’ten ayrıldı. Bakanların görüşmeden once bakanlık bürokratları ile biraraya gelerek bir taslak değişkilik metni üzerinde çalıştıkları öğrenildi.

AKP’nin zeytin alarmı

TBMM’deki toplantı sürerken AKP Grup Başkanlığı, bakan ve milletvekillerine gelecek haftaya ilişkin çalışma programını gönderdi. Duyuruda, bakan ve milletvekillerinden çalışmalarında dikkate almalarının istendiği programda, 12-20 Haziran tarihleri arasında olağan çalışma saatleri dışında pazartesi, cuma, cumartesi ve Pazar güneri aralıksız çalışarak zeytinliklerle ilgili düzenlemenin de içinde yer aldığı tasarının görüşüleceği bildirildi. AKP’nin bu tasarının yasalaşması ya da görüşmekten vazgeçilmesinin ardından tatil kararı alacağı öğrenildi.

***

Tartışmalı 20. madde

Sektör temsilcilerinin “tartışmaya bile açılamaz” dedikleri yürürlükteki 20’nci madde ve yeni madde önerisi şöyle:

Yürürlükteki madde:Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın iznine bağlıdır.

Tasarıdaki madde: Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimi ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak alternatif alan bulunmaması ve Zeytinlik Sahalarını Koruma Kurulu'nun uygun görmesi şartıyla, Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış, konut, konaklama tesisi, turistik tesis hariç yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir.

AKP zeytinlik belediye gıda atık Başbakan hükümet bilim birgün ifade Bursa Binali Yıldırım
Birgün

Kimler istedi bu "reform paketini?”
Yalçın Doğan
03 Haziran 2017

Yanlış anlaşılmasın, adı “Üretim Reform Paketi.”

Mezarlıklar ve arıtma tesisleri ve de asıl TOKİ yatırımları ve bu arada kıyılarda hastane açmak uğruna, zeytinliklerin yerle bir edilmesini, kıyıların doldurularak, serbest bölgeler kurulmasını öngören “pakette” ne ararsanız var.

Şimdi sıkı durun ve “reforma” bakın!..

Birisi milletvekili ve akademisyen. Milletvekilliği sona ermiş, üniversiteye dönüyor. Dönünce hem milletvekili emekli maaşı alacak, şimdi sadece ders ücreti alırken, hem de profesör maaşı alacak.

Bu madde kaç kişiyi ilgilendiriyor, geçmişte milletvekili olmuş profesörleri. Kaç kişi var böyle? Olsun olsun da, yüz, yüz elli kişi.

Yüz, yüz elli kişi için yasa çıkıyor, “reform” adı altında.

Tam öyle mi? Hafif bir “Arap saçı vaziyeti” var burada.

YÖK açıklama yapıyor, yukarıda aktardığım gibi, yasa böyle değişiyor.

Açıklamayı görünce, Bakan Faruk Özlü ile AKP’li Komisyon Başkanı “ya biz yasayı öyle değiştirmeyin dedik, yine öyle mi yaptınız” diye itiraz ediyor.

YÖK açıklama yapmış, “öyle” diye, Bakan “yok” diyor, bu konudaki kargaşa halen devam ediyor.

Komisyonda bir tasarı kabul ediliyor, kör döğüşü halinde, kimin, ne yaptığı belli değil.

Yanlışlıkların yükü hepimize

Özelleştirme yapılıyor ve fakat bunun sonucunda, diyelim ki ortaya kamu zararı çıkıyor.

Şu andaki uygulamaya göre, özelleştirme sonucu kamu zararına yol açan Bakanlar Kurulu üyeleri ve kararda imzası bulunan bürokratlar bu zararı ödemekle yükümlü.

Ve fakat “reform” geliyor.

Zararı artık Bakanlar ya da ilgili bürokratlar değil, devletin ödemesi öngörülüyor, yani bizim, bizim verdiğimiz vergilerle ödenecek o zarar.

Bundan sonra, özelleştirmelere kim dikkat eder? Ucuza mı gitmiş, kime gitmiş, ne gitmiş, kimin umurunda? Zarar nasıl olsa bizim sırtımıza yüklenmiş bulunuyor “reform” ile birlikte.

Bu maddenin bir başka ilginç yönü var, özelleştirmede kamu zararını ilgili Bakan ve bürokratların ödemesini öngören yasayı yine AKP çıkartıyor.

Şimdi “reform” yapılıyor, yanlışlık olursa, yükü hepimize. “Reform” dediğin böyle olur,

Arslan ve Atıcı

İki CHP milletvekili Kazım Arslan ve Aytuğ Atıcı düzenledikleri basın toplantısında bunları tek tek açıklıyor. Bir başka örnek, üniversiteler.

Her zaman olduğu gibi, AKP gerçekte yapmak istediğini, yine “gece yarısı önergeleriyle”, son dakikada yapıyor.

“Üretim Reformu” ya... Bu “paketle” iki üniversitenin adı değişiyor. “Acıbadem Üniversitesinin” adı “Mehmet Ali Aydınlar Acıbadem Üniversitesi” oluyor.

Diğeri de, “Yüzüncü Yıl Üniversitesi”, o da oluyor size “Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi.”

İsim değişiklikleriyle üretime katkıda bulunacak şimdi bu iki üniversite.

Zeytine veda

Gelelim, zeytine.

1995’ten bu yana, yürürlükte olan zeytin yasası, zeytinlikleri koruyor.

Bu da tıpkı “emekli milletvekili profesör maaşı” gibi karmaşaya dönüştürülüyor, “Yok öyle değil, böyle” derken, zeytinlikler yine madenciliğe, TOKİ inşaatlarına açılıyor.

AKP zeytinle ve zeytin üreticisiyle vedalaşıyor. Bu hazin vedada CHP milletvekili Kazım Arslan Sanayi Bakanı Faruk Özlü’ye soruyor:

“-Bu zeytinlik, mera ve kıyı yasaları için size hangi şirketler baskı kuruyor?

-O baskı kuranlar komisyona gelemiyor, işi dışarıdan mı çözüyor?

-Tasarıya karşı çıkan sivil toplum kuruluşları bize her türlü yolla ulaşırken, zeytinlik ve kıyıları talan etmek isteyenler bugüne kadar neden tek bir açıklamayla komisyona gelemiyor?

-Bakanlık ya da ilgili enstitülerde Zeytin Yasasının şu andaki haline karşı görüş bildiren varsa, o raporlar tarafımıza neden ulaştırılmıyor?

-Kıyıları dolduracak ve sanayi alanı ile hastane kuracak hangi şirketler, gerçek ve tüzel kişiler sizden talepte bulunmuştur?”

Zeyin koruma kurulu

Dostlar alış verişte görsün, sözde zeytini korumak için bir kurul oluşturuluyor. “Zeytin Koruma Kurulu.”

Kimlerden oluşuyor bu kurul?

İlgili bürokratlardan.

Kim atayacak onları?

Bu yasayı çıkartan AKP iktidarı.

Zeytinlikleri imara açan tasarıyı kabul eden AKP, AKP’nin atayacağı bürokratlar zeytinlikleri koruyacak!..

Traji komik bir hikaye.

Oylar nereye?

Ben asıl şunu merak ediyorum.

Zeytin üretici birlikleri Türkiye’nin her yerinde ayağa kalkmış bulunuyor. Ellerinden ekmekleri alınmış bulunuyor.

750 bin zeytin üreticisi aile...

İlk seçimde gidip oylarını kime verecek bu insanlar?

Ordu’da fındık fiyatını düşük bularak Karadeniz Sahil Yolunu kapatanlar daha sonra oylarını nasıl AKP’ye verdiler ise, Soma’da 300 maden işçisi öldükten sonra AKP’yi protesto edip ve fakat sonra oylarını nasıl AKP’ye verdiler ise...

Yok, eminim bu sefer zeytinciler farklı davranır.

----

Her şeye rağmen...

Tasarı daha ancak komisyondan geçiyor, bunun bir de Meclis Genel Kurul aşaması var.

Bakalım orada hangi gece yarısı önergeleriyle, neler eklenecek ya da değişecek?

ETİKETLER
yalçın doğan t24 köşe yazısı reform tbmm zeytinlik kazım arslan aytuğ atıcı
F24

Zeytin katliamının önü açıldı!
Erdoğan SÜZER
30 Mayıs 2017



Hükümet, Sanayi Bakanı Faruk Özlü’nün, “Gözden geçirebiliriz” dediği ve alt komisyonun tasarıdan çıkarılmasını istediği zeytinlik katliamının önünü açacak tasarıdan vazgeçmiyor.

Bakan Özlü’nün, TBMM Milli eğitim komisyonundaki sözlerinin aksine, Sanayi komisyonunda zeytinliklerin tasarıdan çıkarılmasına yeşil ışık yakmadı. Özlü, katliama dikkat çekmek için komisyona zeytin dalları getiren CHP'li milletvekillerini ise zeytin katliamı yapmakla suçladı.

ALT KOMİSYON ‘YAPMAYIN' DEDİ

Zeytinlik, mera ve kıyıları yatırıma açan Üretim Reform Tasarısına tali komisyon olarak düzenlemeyi görüşen TBMM Eğitim Komisyonu'ndan zeytinlik uyarısı geldi. Eğitim Komisyonu Başkanı AKP'li Beşir Atalay'ın görüşmeler sonucunda hazırlattığı raporda, zeytinliklerle ilgili maddelerin tasarıdan çıkarılması istendi. Tasarının asıl görüşüleceği Sanayi Komisyonu'na görüş olarak iletilen raporda, Türkiye'nin dünyada zeytincilikte ikinci önemli ülke olduğu, 500 bin ailenin zeytinden geçimini sağladığı, zeytincilikle ilgili maddelerin tehlikeli durumlar yaratabileceği, bu nedenle zeytincilikle ilgili maddelerin tasarıdan çıkarılması gerektiği bildirildi.

ZEYTİNİ BIRAKTI TORBAYI ELEŞTİRDİ

Eğitim Komisyonu'nda zeytinliklerin tasarıdan çıkarılabileceğine ilişkin mesaj veren Sanayi Bakanı Özlü, tasarının asıl görüşme yeri olan Sanayi Komisyonu'nda tam tersi görüşler savundu. Zeytinlik alanların, meraların ve kıyıların sanayiye açılmasını öngören tasarıyı sanayicilerden gelen talepler doğrultusunda hazırladıklarını belirten Bakan Özlü, önlerinde zeytin dalı bulunan CHP'li vekillere, “Zeytinleri kesmişsiniz, zeytinlere asıl siz kıymışsınız” dedi. CHP'li vekiller Özlü'ye, “Kökünden kesmezseniz bir şey olmaz” karşılığını verdi.

ZEYTİNLİK KATLİAMI FETÖ İŞİ

CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutca, zeytinlikleri katledecek tasarının niçin getirildiğine bir türlü anlam veremediğini belirtirken, bu işin ancak bir FETÖ operasyonu olabileceğini söyledi. Altın lobilerinin ve maden lobilerinin zeytinlik alanlara göz diktiğini belirten Havutca, daha önce 6 kez geri çekilen tasarıda hala niçin ısrar edildiğini anlayamadıklarını ifade etti. CHP'li Akif Ekici ve Kazım Arslan da, Bakan Özlü'yü komisyonda verdiği zeytinlikleri tasarıdan çıkarma sözünü tutmamakla eleştirdi. Arslan, tasarının ihtisas komisyonlarında değil bazı şirketlerin hukuk bürolarında hazırlandığını iddia ederken, zeytinlerin ölüm fermanı olarak gördükleri tasarının kabul edilmesi halinde Türkiye'nin Yunanistan'dan zeytin ithal etmek zorunda kalacağını söyledi.

Ekici, tasarıda zeytin ağacı kesmenin cezasının 2 bin liraya düşürüldüğünü belirtirken, bir çok müteahhidin rantı yüksek yerlerde zeytinlikleri kesip yerine yüksek rantlı villa yapacağını söyledi. Ekici, “Bu tasarı geçerse bütün zeytinlikleri müteahhitlere kestirirsiniz. Bas parayı, kes ağacı, yap villayı” dedi. MHP'li Kenan Tanrıkulu da tasarının torba değil adeta çuvala dönüştürüldüğünü belirtirken, “Milli Eğitim Komisyonu'nun bile zeytinleri tasarıdan çıkarın diyor, siz hala ısrar ediyorsunuz” dedi.

”ALLAH’TAN KORKSANIZ ZEYTİNE KIYMAZSINIZ”

Zeytinlik alanları sanayiye açan tasarının komisyon görüşmeleri sırasında CHP Milletvekili Mehmet Tüm ile Sanayi Bakanı Faruk Özlü arasında tartışma yaşandı. CHP’li Tüm, tasarının geçmesi halinde 170 milyon zeytin ağacından 125 milyonunun kesileceğini söyledi. Tüm, “Bu tasarı zeytinciliği bitirmek, birilerine zeytin ithal ettirip rant sağlamak için mi getiriliyor?” dedi.

Bakan Özlü ise bu sözlere “Allah’tan korkun” diyerek tepki gösterdi. Tüm de, “Allah’tan siz korkun. Allah’tan korksanız insanların geçimini sağladığı bu kutsal ağaca kıymazsınız” sözleriyle karşılık verdi. Tüm ile Özlü arasında uzayan tartışmayı araya giren Komisyon Başkanı Ziya Altunyaldız engelledi.
Sözcü

İktidar ile muhalefet anlaştı: Zeytinlik alanlara konut ve turistik tesis yapılmayacak
31 Mayıs 2017



Kanun tasarısından, 'zeytinlik alan' tanımı çıkarılıyor

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, iktidar ile muhalefetin anlaştığını, zeytinlik alanlara konut ve turistik tesis yapılmayacağını açıkladı. Özlü, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına izin verilmesine olanak sağlayan düzenlemeyi, Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısından çıkaracaklarını bildirdi.

Hükümetin, AKP içinden, CHP ve MHP'den gelen eleştiriler üzerine zeytinlik alanlarla mera ve kıyıları imara açan ve sanayi yatırımlarına imkan sağlayan üretim reformu yasa tasarısında geri adım attı.

Tasarıda neler var?

Tasarı zeytinlik alanda hayvan otlatılmasına ilişkin hapis cezasını kaldırıp yerine 5 bin lira para cezası öngörüyordu. Üreticiler de bu maddeye itiraz ediyordu. Para cezasında yapılan düzenlemede zeytinlik alanda hayvan otlatanlara yönelik 3 ay olan hapis cezası 6 aya çıkarılıyor. Kesilen her bir zeytin ağacı için verilecek para cezası 2 bin lira yerine 4 bin liraya çıkarılacak.

Zeytinlik alanlarda konut, konaklama tesisi ve turistik tesis yapılamayacak.

Zeytin Koruma Kurulları'na ise ilin ticaret odası ve ihracatçı birliği temsilcisi de gelecek.

Üreticiler ise sadece konut, turistik tesis yasağının zeytinlikleri korumayacağını, bu tasarıyla zeytinliklere maden, sanayi tesisi kurulmasının da yasaklanmasını istiyor. Zeytinlik yasasının mevcut haliyle kalmasını istiyorlar.
F24

Zeytinlik Yasası'nda AKP'de ayrışma; Beşir Atalay'la başlayan tepkiler devam ediyor
31 Mayıs 2017



AKP'li vekil: Zeytinliklerde, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım

Hükümetin 23 ayrı kanunda 76 madde olarak getirdiği ve zeytinliklerin ve kıyıların fabrika yapımına açılmasını öngören "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı"nın ardından AKP içinde ortaya çıkan muhalif tepkiler sürüyor. AKP Van Milletvekili Beşir Atalay, başkanlığını yaptığı Milli Eğitim Komisyonu'nda karşı çıktığı düzenlemeye AKP’li üyelerden dün de tepki gelmesi dikkati çekti.

Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'ndaki görüşmelerde AKP Balıkesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, kanun teklifi tasarıdan çıkarılmıyorsa düzenlemeler yapılabileceğini söyledi. Bazı önerileri de komisyonla paylaşan Aydınlıoğlu, "Zeytin arazilerinde, birinci olarak söylediğim bu ağır metal, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım" dedi.

MHP : 100-150 bin verimli zeytin ağacı yok olacak

CHP’den kalabalık katılımla itiraz edilen düzenlemeyen MHP’den de çok sert tepki geldi. Sanayi Komisyonu'nun MHP’li üyesi Ahmet Kenan Tanrıkulu, söz konusu tasarıyla 100-150 bin verimli ağacın yok olmasına neden olacak bir düzenle olduğuna dikkat çekti.

Sanayi Komisyonunu tasarı görüşmelerini sürdürüyor. Tutanaklara dün yansıyan bazı konuşmalar şöyle:

Ali Aydınlıoğlu (Balıkesir) – Geçtiğimiz hafta sonu Edremit’te, Sayın Mustafa Bey, bizim Ticaret Odamızda -Burhaniyeli Yahya Ağacık var, zeytin, zeytinyağı tanıtım, UZZK’nın Yönetim Kurulunda- UZZK Başkanımız, Edremit Meclis Borsamız, zeytinyağı dernekleri, birlikleriyle, bunlarla bir toplantı yaptık, aşağı yukarı 15-20 kişi vardı. Dedim ki: “İlle bu kanun tasarısı tamamen çekilsin yerine somut bir şeylerle gidelim arkadaşlar, ne yapabiliriz?” Hatta önerileri de ben aldım, Sayın Bakanımıza getirdim. Dedim ki: “Sayın Bakanım, özellikle sıkça zeytin ağacının çok olduğu bölgelere, aman, Allah aşkına, ağır sanayi, metal, kimyasal atıklar içeren şeyleri getirmeyin. Gerçekten verimi düşmüşse, çok seyrek ağaçları filan varsa bunlar belki zeytinlik vasfından çıkarılıp oralarda yapılabilir ama bu da her türlü atık getiren sanayi tesisleri olmasın; turizm olabilir, işte konut belki olabilir, eğitim olabilir. O konularda bir çalışma yapalım.” Sayın Bakanımızın da gerçekten bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum. Bizim oradaki görüşmemizden sonra şöyle şeye biz karar aldık: “Sayın Bakanım, mümkünse bu zeytin ağacı sayısını kaldıralım yani bir 15’le falan sınırlamayalım.”

Mehmet Tüm (Balıkesir) – 15 yok ki zaten. Dekar başına 15 var mıydı? Yoktu.

Ali Aydınoğlu (Balıkesir) – Bu sayıyı ben kaldırmanızı teklif ediyorum. Bir de mümkünse Sayın Bakanım bu kurul var ya valilikler bünyesinde kuracağımız kurul; o kuruldaki sivil toplum kuruluşlarının sayısını artıralım . Mesela borsaları, ticaret odalarını, sanayi odalarını da bu kurula dâhil edebiliriz, o da aklımıza gelen önerilerden birisiydi. Onun dışında, zeytin arazilerinde, birinci olarak söylediğim bu ağır metal, kimyasal atık bırakacak fabrikaların kurulmasına engel olalım, ben de bunları söylemek istiyorum.

Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir) – İyi niyeti muhafaza etmek istiyorum. Gerçekten üretimin artırılmasına ihtiyaç var, o noktada bütün Komisyon üyelerinin katıldığı duygu ve düşüncelere ben de katılıyorum yani üretimi artırmamız lazım ama bunu yaparken de böyle bu birtakım mahzurları olan tasarıdan da vazgeçmemiz gerekir diye düşünüyorum.

Şimdi, geliyorum çok önemli konuya yani –çok özür dilerim- "Zurnanın zırt dediği" diye bir tabir vardır, Komisyonumuzdan da özür diliyorum. Zeytincilik Yasası’nın 20’nci maddesi, bakın, Sayın Bakanım, siz de geçenlerde söylediniz, bayağı da umutlandık, “Bu maddeyi çekebiliriz.” diye bahsettiniz. Şimdi, 7’nci kez gündeme gelen bir hadiseyle karşı karşıyayız. Sizden önce de birçok Sayın Bakan 6 kez bu konuyla ilgili değişiklik teşebbüsünde bulundu ve bir sürü hadiselerle karşılaşıldı. 3573 sayılı Yasa’da, gerçekten, Türkiye’de baktığımız zaman yaklaşık 750 bin aile bu işten geçimini sağlıyor yani işin bir nafaka kısmı var, geçim kısmı var; bir de işletilen tarım alanlarının yüzde 3,5’u gibi çok önemli bir hadiseyi konuşuyoruz burada.

Şimdi, buradaki hadiseye baktığımız zaman, “Efendim, 100 milyon ağaç vardı,170 milyona çıktı.”yla kurtaramayız meseleyi. O zaman ben size sorarım: “Üretimi ne oldu bu işin?” Yani ne kadar üretim ve ne kadar verimlilik yaptık? Sadece ağaç dikmekle zeytincilik meselesini çö zmüş olmuyoruz ki yani o işin bir başka meselesi. Üretime aynı oranda yansımadı Değerli Bakanım, sayının bu kadar artması.
Ha, bir diğer konu, bakın, buradaki hadiselerin içerisine girdiğiniz zaman zeytinlikle ilgili: Dekar başına 15 ağaç meselesini söyl üyorsunuz. Şimdi, çok enteresan bir şey -ben de zeytincilik yapılan bir bölgenin çocuğuyum, zeytin ağacı altında büyüdüm- yani dekar başına 15 ağacı binlerce yıldır üretici akıl edememiş, 10-12 ağaçta kalmış, “Bir gün birisi bir kanun tasarısı getirecek, bunu 15’e çıkaracak.” diye düşünememiş zavallı insanlar ve 10-12 ağaçta kalmışlar. Şimdi, 100 ila 150 bin verimli ağacın yok olmasına sebep olacak bir değişikliğe gidiyoruz Değerli Bakanım. Bakın, yani burada siyaset ötesi bir şeyi konuşuyoruz, farklı bir şeyi konuşuyoruz.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü (Düzce) – Değerli arkadaşlarım, sizin ifade ettiğiniz gibi, yani buradaki sayın milletvekili arkadaşlarımın ifade ettiği gibi, zeytin ağaçlarının kesilmesi, talan edilmesi, yağmalanması… Bakın, en ufak bir şüphem olsa bu yasayı derhâl geri çekerim. Asla ve kata böyle bir şey söz konusu değil. Yani, öyle şeyler söylüyorsunuz ki yani bir yağma var, bir talan var. Bakın, size az önce söyledim, 100 milyon zeytin ağacını 170 milyona çıkaran bir siyasi iktidar yani bu ağaçları niye keselim arkadaşlar biz, yani niye talan edelim, niye yağmalayalım?

AKP’liler geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Komisyonu’nda tasarıya karşı çıkmıştı

Sanayi Komisyonu’nda başlayan "Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” geçtiğimiz hafta tali komisyon olarak Milli Eğitim Komisyonu görüşülmüş ve Komisyon Başkanı Beşir Atalay, Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmaz, Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç, zeytin düzenlemesinin tasarı metninden çıkarılmasını istemişti.

Milli Eğitim Komisyonu’nun geçtiğimiz hafta yapılan toplantısından tutanaklara yansıyan bölümler şöyle:

Komisyonu Başkanı Beşir Atalay - Zeytinliklerle ilgili de Komisyon raporumuzda yazacağız biz yani Eğitim Komisyonu olarak kendi konumuz değil ama başından beri gündeme geliyor bu maddenin çıkarılması için raporumuzda yazacağız, onu da size ifade etmek isterim.

Mehmet Akif Yılmaz (Kocaeli) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tasarıda genel itibarıyla sanayinin geliştirilmesi öngörülüyor, yaygınlaştırılması öngörülüyor, üretimin desteklenmesi öngörülüyor ama Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda yapılan değişiklik… Bu, maalesef sırıtıyor, bu reform paketine biraz gölge düşürüyor. Bu maddeyle, özellikle alternatif alan bulunamaması ve Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulunun uygun görmesi şartıyla, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar gelirse zeytin sahalarında yatırım yapılmasına izin verilebilecek. Az önce bahsedildi, zeytin ve ağaçları korumada , iktidarımız on beş yıldır bitkiyi, doğal olanı, ağacı korumada… Dünyada ciddi sıralardayız, orman üretiminde. Zeytin özel bir bitki, bizim için, hepimiz için özel bir ağaç türü. Bunun ileride büyük, ciddi sıkıntılar vereceğini düşünüyorum ve bu üretimi ciddi manada destekleyecek, sanayiyi geliştirmede ciddi açılımlar sağlayacak bu reform paketinde bu maddenin sırıttığını ve açıkça, bir iktidar milletvekili olarak da bu maddenin kanundan çıkarılması gerektiğini Sayın Bakanımıza arz ediyorum.

İmran Kılıç (Kahramanmaraş) – Bütün gelir getirici ağaçlara önem verilmeli, zeytin, bağ, portakal, fındık vesaire, nerede hangi ağaç ve bitki varsa oralarda o bitkiler, o ağaçlar azami şekilde korunmalı. Şehir, sanayi, baraj, havaalanı kurularak çok verimli araziler yok edilmiştir. Kahramanmaraş Ovası bu konuda bir örnektir. Şehir, sanayi, bara j, havaalanı, yılda üç verim alınan birinci kalite ovamızın yarısını yok etmiştir. Ovada ne denli zararlara ve çevre sorunlarına yol açtığı bir araştırma konusudur ve araştırılmalıdır, içler acısı bir felaket yaşanıyor orada. Eğitimimiz işsizler ordusu üretmiştir. Bir tarafta, iş arayan diplomalı işsizler her gün kapımızı aşındırmaktadırlar; diğer yönde, nitelikli eleman arayan esnaf ve sanayiciler. Meslek eğitimine hem de vasıflı e lemanlar yetiştirecek şekilde aciliyetle el atılmalıdır.

Her konuda üretim ve üreticilik, verimlilik bir zihniyet sorunudur. İnsanımız üretimden uzaklaşmış ve eğitim bir tüketim toplumu oluşturmuştur. Bu zihniyet sorunu çözülmeden, halledilmeden diğer sorunlar çözülemezçünkü bütün sorunlar yumağının temelinde bu zihniyet yatmaktadır.

Emek, alın teri, hak, hukuk, haram, helal, temel insani değerler eğitimin öncelikle konuları olmalıdır. Kalite değil reklamlarla özendirme öncelik almıştır.

Kahramanmaraş Yeni Organize Sanayi örneği, bir tarafta kırsal alana ağaç dikiliyor, yılda birkaç gün askeriyenin atış alanı olarak kullanılan yerler yıl boyu boş yatıyor; diğer yandan vatandaşın ekip biçtiği birinci kalite topraklar sanayi bölgesi olarak belirlenmiş, hem toprak kaybı var hem de istimlak sorunları söz konusu, devletin bütçesine yük getirecek. Aynı zamanda da sanayinin kurulması bu sebeplerden dolayı gecikmektedir. Kırsal alan bir tarafta boş yatıyor, diğer tarafta verimli alanlar sanayi bölgesi olarak belirlenmiş. Buranın incelenmesi ve bu sorunumuzun çözülmesi için bir el atılması gerekiyor ve konu yerinde görülmeli.

İsmet Uçma (İstanbul) – Hocam, hiçbir iktidar kendisine miting yapmaz, on beş yıldır çözseydin, niye çözmedin?

İmran Kılıç (Kahramanmaraş) – Ben, bir buçuk yıllık milletvekiliyim, bu acıyı da yıllar yılı vatandaşımla beraber yaşıyorum Sayın Hocam.


ETİKETLER
hükümet zeytinlik fabrika akp beşir atalay milli eğitim komisyonu
T'24

AKP dilediği şirkete zeytinliklere sanayi tesisi yapılması ya da maden sahası için izin verecek
02 Haziran 2017



Muhalefet partileriyle zeytin üreticilerinin yoğun baskısı sonucu zeytin katliamında geri adım attığı izlenimi vermeye çalışan hükümet, tasarıya eklettiği “ancak” kelimesiyle zeytinlikleri kesip kesmeme yetkisini kendi tekeline aldı. Tasarının son haline göre zeytinliklere 3 kilometre mesafede hiçbir sanayi tesisi ya da maden sahası açılamayacak. Ancak, bu yasak hükümetin izin verdiği şirketlere işlemeyecek.
“Ancak” kelimesiyle hükümete yakın şirketlere sağlanan bu ayrıcalığa tepki gösterip tasarının görüşüldüğü komisyon salonunu terk eden Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Mustafa Tan, SÖZCÜ'ye, “Zeytin katliamının önü ne yazık ki kapanmadı. İzin verilen şirketler dilediği kadar zeytin ağacını kesip isterse altın madeni, isterse nükleer santral, isterse de zeytinleri yok edecek türden zehirli atık saçan fabrikalar kurabilir” dedi.
CHP Milletvekili Kazım Arslan ise, “Hükümetle uzlaşmamız yok. 4'üncü maddeyle zeytinliklerin ölüm fermanı imzalandı” diye konuştu.

CAN ALICI MADDE DEĞİŞMEDİ

Hükümetin zeytin alanlarını sanayi tesisi ve maden sahalarına açan tasarının TBMM Sanayi Komisyonu'ndaki görüşmelerinde, zeytin üreticileriyle CHP milletvekillerinin baskısı sonucu, zeytin talanının önünü açan 4 maddeden ilk 3' maddesi iptal edildi. Tasarıda kalan 4'üncü madde ise zeytin sahaları için ölüm fermanı olarak yorumlandı.
Bu maddeye göre, zeytinlik sahaları ile bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinliklerin gelişimini ve çoğalmasını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak, toz ve duman çıkaracak hiçbir tesis kurulamayacak. “Ancak” alternatif alan bulunmaması ve bakanlıklarca kamu yararı kararı alınan yatırımlara bu yasak uygulanmayacak. Hükümetin yatırımını kamuya yararlı gördüğü şirketler zeytinlik sahalarda 4 bin liralık ceza parasını ödeyerek diledikleri kadar zeytin ağacını kesip kimyasal atık oluşturacak, zeytinliklerin gelişimini önlemek de dahil her türlü yatırımı yapabilecekler.

ÜRETİCİLER ŞAŞKINLIK İÇİNDE

Dr. Mustafa Tan,“Zeytinleri yok eden maddeler tasarıdan çıktı denildi. Baktık ki çıkmamış. 750 bin zeytin üreticisi 10 milyon vatandaş büyük şaşkınlık içinde. Zaten hiç olmayacak ilk 3 maddeyi sonradan iptal edip 4'üncü maddeyi çıkardılar. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı etmek istediler. Eğer genel kuruldan da böyle geçerse ‘ancak' kelimesiyle sağlanan istisna sayesinde binlerce yıllık zeytin ağaçları kesilip yerine altın madeni, çimento fabrikası hatta nükleer santral bile yapılabilir. Bunları anlatacaktık, söz verilmedi. ‘Bildiğiniz gibi yapın' dedik çıktık. Peşini bırakmayacağız, doğruları anlatacağız” dedi.
Tasarıda yer alan kıyıların imara ve yatırıma açan madde de daraltıldı. Sadece Trabzon kıyılarında deniz doldurularak hastane ve endüstri bölgesi yapılabilecek.

100 MİLYON ZEYTİN AĞACINI KAYBEDERİZ

Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi İcra Direktörü Mustafa Tan, zeytinliklerle ilgili tasarının üreticilerin görüşü alınmadan dayatıldığına dikkat çekerek zeytin üreticisinin bir dayatma ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Tan, “Dayatmayla gelen bu yasanın kabul edilmesi mümkün değil. Bu ağaçları onlar mı dikti ki, söküyorlar. Zeytin, dünyaya Türkiye'den yayılmış olan yerli bir ağacımız. Son 10 yılda zeytin ağaçlarını 170 milyona çıkaran Türkiye bir anda 100 milyonunu yok ederek zeytin ağacı sayısını 70 milyona düşürebilir. Bu son derece tehlikelidir. Burada Türkiye'nin tarihi yok edilmek isteniyor” dedi.

Zeytin üreticisini ilgilendiren yasa tasarısının hazırlanması sırasında kendilerine hiçbir şekilde bilgi verilmediğini dile getiren Tan, “Biz bu sürece son anda dâhil olduk. ‘Lütfen' davet edildik ve sizin de gördüğünüz gibi komisyonda defalarca söz istememize rağmen, 5-10 dakikalık bir görüşme fırsatı bulabildik. Mevcut yasamızın bize rağmen değiştirilmesini istemiyoruz. Yasanın değişmesi gereken maddeleri konusunda da sektör temsilcileriyle mutabakata varılmasından yanayız” diye konuştu.

FABRİKAYI HAVAYA MI KURALIM

CHP'li Kazım Arslan, hükümetin 4'üncü maddeyi CHP'nin ve zeytin üreticilerinin itirazına rağmen çıkardığını açıkladı. Zeytinle ilgili tartışmaların kendisini çok üzdüğünü belirten Sanayi Bakanı Faruk Özlü ise CHP ve zeytin üreticilerinin yatırım ihtiyacına baştan retçi yaklaştığını söyledi. Bakan Özlü, Arslan'ın, “Zeytinlikler dışında yatırım için yer mi bulamadınız?” sözlerine ise, “Sanayi tesisini nereye kuracaksınız, havaya mı kuracaksınız? Bir sahaya ihtiyaç var” yanıtı verdi.

Mehmetçik TV

Ümit Kocasakal: Bunun için ödenecek hiçbir bedel kaybedeceklerimizden daha fazla ve ağır olamaz
7 Haz, 2017



Önce tarımı ve hayvancılığı çökerttiler. Bir zamanlar dünyada tarımsal üretimde kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olarak gösterilen Türkiye’yi; buğdayı, samanı, mercimeği, nohutu, fasulyeyi ve daha bir çok tarımsal ve hayvansal ürünü (üstelik GDO’lu) ithal eden, gıdada ve tohumda başkalarına muhtaç bir ülke konumuna getirdiler. Son 10-15 yıl içinde Türkiye yaklaşık Belçika büyüklüğünde tarım alanını yitirdi. Köylüyü, çiftçiyi perişan ettiler, üretimi bırakmaya zorladılar. Bizi rejim kavgaları ve kaygılarıyla, yapay sorunlarla, “Yeni Osmanlıcılık” ve “Güçlü Türkiye” masalları ile oyalarlarken ülkeyi hızla açlığa sürüklediler. Türkiye’yi planlayan ve üreten bir ülke olmaktan çıkarıp, üretmeden tüketen, kaynağı belirsiz veya kuşkulu “sıcak para” üzerinde (o da şimdilik) ayakta durabilen bir ülke haline getirdiler. Bir habere göre Toprak Mahsulleri Ofisi 2017-2018 hububat sezonuna tarihimizin en düşük rekoltesi ile giriyor. Gıdada alarm zilleri çalıyor. Son 15 yılda açılan, üretime katılan neredeyse tek bir fabrika veya tesis kurmaksızın var olanları, Cumhuriyetin tüm birikimini yabancı ve yerli işbirlikçilerine, yandaşlarına peşkeş çektiler. Yıllarca betonu, inşaatı ekonomik gelişme diye yutturdular ve halen de bu yalanlarına devam etmekteler. Dolar “yeşili” dışında yeşile düşman, betonu kutsayan bir anlayışla ülkenin doğasını, merasını, tarlasını, kıyılarını katlettiler, yok ettiler, talan ettiler, peşkeş çektiler. Doğa katledilirken ve fakirleşirken yaşam “katillerini” zengin ve ihya ettiler. Yurttaşımızı temel gıdada dışarıya bağımlı hale getirdiler. Bu yalanın ve talanın üzerini de, içi boş ve kof sözde milliyetçilikle, hamasetle, Osmanlıcılık oyunlarıyla, din sömürüsüyle, etnikçilik ve mezhepçilikle, sürekli düşmanlık ve karşıtlıklar üreterek örttüler.
ÖNCELİK GIDA, TARIM VE HAYVANCILIKTADIR
Oysa bilinmektedir ki geleceğin en stratejik maddesi halen gıdadır ve öyle olacaktır. Elbette sanayi önemlidir. Ancak insanoğlunun biyolojik yapısı gereği öncelik gıdada, yani tarım ve hayvancılıktadır. Bu nedenle gıdada gelecek nesillerin güvence altına alınması, bu alanda Türkiye’nin yeniden, dışa bağımlı ve muhtaç olmaksızın kendi kendine yetebilen bir ülke haline getirilmesi hayati önemde milli bir görevdir. Acıkıldığında cıvata, yedek parça veya cep telefonu yenilemez! Susandığında da petrol içilemez!
Bu gerçeği o eşsiz dehası ile çok önceden gören ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 tarihinde, TBMM’nin 3.yasama yılı açılışında şunları söylüyor: “Ben ekonomik yaşam denince tarım, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün bayındırlık işlerini, birbirinden ayrı düşünülmesi doğru olmayan bir bütün sayarım… Milli ekonominin temeli tarımdır. İşte bu nedenle tarımda kalkınmaya önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca erişmeyi kolaylaştıracaktır. Fakat bu önemli isteği uygun bir biçimde amacına ulaştırabilmek için ilk önce ciddi çalışmalara dayalı bir tarım politikası belirlemek ve onun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimi kurmak gereklidir… Ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır…”
“GIDAYI KONTROL EDEN YARINI KONTROL EDER”
Görüldüğü gibi ulu Önder tarımın önemi daha o yıllarda görmüştü. Nitekim Henry Kissinger da bu gerçeği şu şekilde ifade etmiştir: “Enerjiyi kontrol eden bugünü, gıdayı kontrol eden yarını kontrol eder!” Türkiye’nin acilen kamu spotları ile yetinmeyecek şekilde gerçek anlamda somut bir planlama ve uygulamayla tarım ve hayvancılık seferberliğine girişmesi, bu sektörleri ayağa kaldırması, köylüyü ve çiftçiyi yeniden “milletin efendisi” yapması gerekirken var olanlar da mahvedilmek istenmektedir. Tarım ve hayvancılığı bu şekilde bitirmek, meraları yapılaşmaya açmak, ormanları yok edip doğayı katletmek, Türkiye’nin geleceğini karartmaktır.
BU PLANLI SALDIRININ ARKASINDA HANGİ KÜRESEL GÜÇLER VAR
Şimdi bu sistematik talanda sıranın bir kez daha, Türkiye’nin doğal bitki örtüsü olan, ekmeğimize katık yapıp, iftarımızı açtığımız zeytine, “kutsal” zeytin ağaçlarına, zeytinciliğimize geldiği anlaşılıyor. Daha önce altı kez teşebbüs edilip başarılamayan zeytinciliği bir takım “özel” çıkarlar uğruna yok etme girişimi yine sahnede. Anlaşılan o ki iktidar, bazı iç ve dış “karanlık” lobilerin, küresel güçlerin de etkisiyle, hazır ülkede OHAL koşulları varken, toplum sindirilmişken ve özellikle yargı da tamamen devre dışı bırakılmışken fırsattan istifade bu kez zeytinciliğe nihai darbeyi vurmaya hazırlanıyor. “Sanayinin desteklenmesi ve üretimin geliştirilmesi” kandırmacası altında, bu başlığa tamamen zıt düşecek şekilde zeytinlik alanlar maden ve sanayi yatırımlarına açılarak, sözde ve komik “yaptırım”larla, zeytinin ve zeytinciliğin ölüm fermanı hazırlanıyor. Oyun açık: “Kamu yararı” kılıfı altında kurul kararını al yahut parayı bastır, zeytin ağacını kes, üzerine tesisi kondur! Bu planlı saldırının arkasında hangi küresel güçler, tekeller var acaba? İş bununla da bitmiyor, aynı tasarı ile meralar ve kıyılar da her türlü talana açılıyor.
Oysa uzmanların ifadelerine göre zeytin, dünyaya Türkiye’den yayılmış olan “yerli” bir ağaç. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Tan uyarıyor: “Zeytin başlı başına bir kültür. BM raporlarında 2025 yılında dünyanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı belirtiliyor. 2 bin yıldan fazla yaşayan, kökleri 8-10 bin yıla varan Anadolu’da yerleşik bu ağacın kesilip buradan uzaklaştırılması, kendi vatanında sürgüne gönderilmesi kabul edilemez. Çünkü zeytin ağacı kıtlığın olacağı yıllarda en fazla değer kazanacak, bir çok madenin ve endüstriyel yatırımın önünde olabilecek bir ağaç. Aslında Türkiye’yi petrol zengini ülkelerden çok daha zengin yapabilecek bir ürünü kendi ellerimizle yok etmeye çalışıyoruz… Biz zeytin ağacının başlangıcıyız… Bu ağaçları onlar mı dikti ki söküyorlar ? Böyle bir hakları var mı?”
ZEYTİN BİR TÜR “KARA ELMAS”
Hayır yok! Bu çığlığı herkes duymalı ve gereğini yapmalı. Bu katliam girişimine direnen, mücadele eden kişi ve kurumlar yalnız bırakılmamalı. Bunun yanı sıra yerli üretimi, geleneksel tarımımızı korumak, teşvik etmek adına GDO’lu, dış menşeli tarım ürünü tüketmemek gibi ciddi kampanyalar düşünülmeli.
Görüldüğü gibi zeytin sadece bir “ağaç” olmayıp büyük bir nimet, zenginlik ve kültür. Tükenmeyen bir “maden”, bir tür “kara elmas” Zeytinin ve zeytinyağının insan sağlığı açısından değeri belli. Böyle bir zenginlik, hiç bir gerekçeyle feda edilemez, betona teslim edilemez. Elbette ki sanayi de önemlidir ve geliştirilmelidir. Ancak bu, doğaya ve doğal zenginliklere zarar verilmeden yapılmalı. Doğru bir planlamayla bu mümkün. Oysa kesilen ağaç kolayca geri gelmez. Kesilecek her bir zeytin ağacı ile birlikte aslında bizi geleceğe bağlayacak hayat damarlarımız kesilecek.
BU TASARIYA DESTEK VERMEK VATANA İHANETTİR
Ülkemizin önemli bir zenginliği ve kültürü olan, bir çok aileyi geçindiren, sağlıkta önemli bir yer tutan, tüm topluma ve gelecek nesillere ait zeytinlikleri katledecek, onu kişisel çıkarlara ve betona feda edecek, zeytinciliğe ve zeytinyağı üretimine büyük darbe vuracak, bu alanda Türkiye’yi aktör olmaktan çıkaracak olan tasarı açıkça bir “ihanet tasarısı“dır. Bu tasarıya onay ve destek vermek, yasalaşmasına evet demek de apaçık vatana ihanettir. Bu ihanete, tek bir zeytin ağacının dahi kesilmesine izin verilemez.
Sadece bir takım işaret ve ritüellerle, “Osmanlıcılık” oynamakla, gerçeklikten uzak dizilerle, güya tarih canlandırması adı altında sırmalı kıyafetler giyip fes takarak, tarihi çarpıtıp karikatürize ederek, “millet” sözcüğünü sıkça kullanarak, gelecek nesillere ait zenginlikleri bazı dış ve iç lobilerin dayatmasıyla katledip birilerine peşkeş çekerek, bu gibi girişimlere sessiz kalarak milliyetçi ve vatansever olunmaz. Milliyetçilik ve vatanseverlik öncelikle ülkesinin doğasına, kıyılarına, zeytin gibi tarımsal zenginliklerine sahip çıkarak, koruyarak, bu zenginlikleri gelecek nesillere ulaştırmayı gerektirir. Şu halde, yinelemekte fayda vardır ki bunun aksine davranış gayrı milli bir tavırdır, Türkiye’ye, Türk Milletine ihanettir.
ZEYTİNİMİZİ SAVUNMAK VATAN SAVUNMASIDIR
Bu konu çok ama çok önemli ve siyaset üstüdür. Ülkemiz ve geleceğimiz, çocuklarımız, ileriki nesiller adına tüm toplum olarak ne pahasına olursa olsun gerekli toplumsal-demokratik tepkiyi göstermek; tarım alanlarımıza, doğamıza, meralarımıza, açık ve yakın tehlike kapsamında özellikle zeytinimize, zeytinliklerimize sahip çıkmak, siper olmak, bu katliam girişimine direnerek bu saldırıyı bir kez daha püskürtmek zorundayız. Bu konuda başta barolar olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarına, tek tek tüm yurttaşlara büyük görev düşmektedir, herkes sesini yükseltmelidir. Başbakanın ifadesinin aksine, hepimiz zeytinin “hamisi” kesilmek, bu konudaki duyarlılığımızı, kararlılığımızı göstermek, “hepimiz zeytinin hamisi ve sahibiyiz” diye haykırmak durumundayız. Kendilerinin kimlerin, hangi küresel güçlerin “hamisi” olduğu da ortadadır! Doğamızı, zeytinimizi korumak vatan savunmasıdır! Bu hepimizin yurttaşlık görevi, gelecek kuşaklara karşı tarihi sorumluluğumuzdur. Bunun için ödenecek hiç bir bedel, kaybedeceklerimizden daha fazla ve ağır olamaz. Üstelik ne acıdır ki artık bu değerlerimizi koruyabilecek, sadece hukuka ve Türk milleti adına karar verebilecek bağımsız ve tarafsız bir yargımız da yoktur!
O halde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kamu spotunda söylendiği gibi :
“Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak için haydi Türkiye!”

Odatv.com

CHP'li vekiller Meclis bahçesine zeytin ağacı dikti
07 Haziran 2017



CHP'li Milletvekilleri TBMM bahçesine zeytin ağacı diktiler.

Sanayinin teşviki gerekçesiyle zeytinliklerin yok olmasının önünü açan yasa tasarısı TBMM gündemindeyken, CHP'li vekillerden anlamlı bir protesto geldi.

CHP Milletvekilleri Mehmet Tüm, Orhan Sarıbal, Tur Yıldız Biçer, Ali Şeker TBMM Basın odasının girişinin bulunduğu kapıya zeytin ağacı diktiler.

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 'Kuran'lı zeytinlik savunusu

Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından zeytinlikleri yok etmeyi amaçlayan yasa tasarısıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

CHP GEnel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zeytinliklerin yok olmasının önünü açan yasa tasarısıyla ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, "Zeytin Kuran'da da geçen bir ağaçtır" dedi.

İşte Kılıçdaroğlu'nun o tweetleri:



İnsan Haber
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇEVREMİZİ KORUYALIM Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com