EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Important Notice: We regret to inform you that our free phpBB forum hosting service will be discontinued by the end of June 30, 2024. If you wish to migrate to our paid hosting service, please contact billing@hostonnet.com.
BADEM AĞAÇLARI – ALBERT CAMUS

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FELSEF'Î DÜŞÜNCELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Oca 12, 2017 11:03 pm    Mesaj konusu: BADEM AĞAÇLARI – ALBERT CAMUS Alıntıyla Cevap Gönder

BADEM AĞAÇLARI – ALBERT CAMUS
Gökhan YAMANGÜL
11 Ocak 2017

Geçtiğimiz yüzyılın mühim yazarlarından Albert Camus’nün 2.Dünya Harbi’nin en karanlık günlerinde kaleme aldığı ve L’ette (Yaz) adlı eserinde yayınladığı Badem Ağaçları isimli nefis denemesinin bazı bölümlerini, ülkemizin benzer bir cendereden geçtiği şu günlerde Adımlar okuyucuları ile paylaşmak istiyoruz. Avrupa medeniyetinin özelini ilgilendiren bazı bölümleri iktibas dışı tuttuk. Parantez içindeki bölümler tarafımızdan eklenmiş kısa işaret levhalarıdır. Sabahattin Eyüboğlu’nun çevirisinden faydalanılmıştır. Ülkemizin bir cendereden geçtiği şu günlerde Adımlar okuyucularının keyifle okuyacağını düşünüyoruz.
(Gökhan Yamangül)


BADEM AĞAÇLARI
Albert CAMUS

Napolyon, Fontanas’ya şöyle demiş: “bilir misiniz dünyada en çok sevdiğim şey nedir? Sadece kuvvetle hiçbir şeyin kurulamaması. İki şey dünyaya hükmeder: biri kılıç, biri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.”

Demek, fatihler de kederleniyor zaman zaman. Bunca boş şan şerefi biraz olsun ödemeleri gerek elbet. Ama yüzyıl önce kılıç için doğru olan bu söz, bugün tank için pek o kadar doğru görünmüyor. (…)

Bugünse durum değişti, ressam da, papaz da asker oldular: bu dünyanın kaderine hep birden bağlanır olduk. Bir fatihin düşünceye tanıdığı yüksek imtiyazlar elden gitti. Şimdi ona (düşünceye) kalan, hakkından gelemediği kuvveti lanetlemekle kendini tüketmektedir.

(…)

Yapılacak şey, bu durumu görüp ona göre davranmaktır. Bunun için de ne istediğimizi bilmemiz gerektir. İstediğimiz şey ise, artık hiçbir zaman kılıç önünde boyun eğmemek, (selim) aklın hizmetine girmeyen kuvvete hiçbir zaman hak vermemektir.

(…)

Yırtılanı yeniden dikmek, böylesine açıkça haksız bir dünyada hakkı düşünülebilir bir hale sokmak, mutluluğa zamanımızın (çağdaş batı uygarlığının) kahrına uğramış milletlerin anlayabilecekleri bir anlam vermek gerek.

(…)

Şu halde ne istediğimizi bilelim, kuvvet bizi çekmek için bir fikir veya rahatlık kılığına girse bile, düşünceye bağlı kalmaktan şaşmayalım. İlk işimiz umutsuzluğa düşmemektir. (…) Trajik bir devirde olduğumuz doğrudur. Ama pek çok kimse, trajik ile umutsuzluğu birbirine karıştırıyor. Lawrence, “Trajik, felakete savrulan zorlu bir tekme olmalıdır” demiş. İşte hemen benimseyip kullanabileceğimiz sağlam bir düşünce. Bugün, bu tekmeyi hak eden birçok şey var.

Cezayir’de oturduğum zamanlar, kışları hep sabrederdim, çünkü bilirdim ki, bir gecede, Şubat ayının bir tek soğuk ve temiz gecesinde, Consul’lar vadisinin badem ağaçları bembeyaz çiçeklerle donanacaktır. Sonra da, bütün yağmurlara, deniz rüzgârlarına karşı koymaya çalışan o narin karlara şaşardım. Ama yine de her yıl o karlar meyveyi hazırlamaya yetecek kadar dayanırlardı.

(…)

… düşünceyi kurtarmak için onun ağlamaklı değerini bir yana bırakıp, güçlü kuvvetli taraflarını belirtmek gerektiğini anlıyorum. Felaketlerle zehirlenmiş olan şu dünya, dertten hoşlanır gibidir. Nietzsche’nin katı kafalılık dediği belanın ta kendisi içindeyiz.

(…)

Ama düşüncenin gücü kuvveti, fetihçi değeri nerede? Aynı Nietzsche, onları bir bir göstermiştir. Ona göre, bu değerler, BİLGE KİŞİNİN (dil kurucu mütefekkirin) karakter gücü, zevki, “dünyası”, bükülmez gururu, soğuk kanaatkârlığıdır. Onlar gereklidir ve herkes kendine uygun olanı seçebilir. (…)

…(Bilge kişinin) karakter gücü unutulmamalıdır. Seçim kürsülerinde, kaş çatmalarla, tehditlerle gösterilen güçten söz etmiyorum, beyazlığın ve özsuyunun gücü ile bütün deniz rüzgârlarına karşı koyandan bahsediyorum. Dünyanın bu kara kışında meyveyi hazırlayacak olan odur.

ADIMLAR İktibas
Derleyen: Gökhan YAMANGÜL
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FELSEF'Î DÜŞÜNCELER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com