EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

İslâm'da terör yok mudur / Şamil İĞDE

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Şub 14, 2015 11:52 pm    Mesaj konusu: İslâm'da terör yok mudur / Şamil İĞDE Alıntıyla Cevap Gönder

İslâm'da terör yok mudur
Şamil İĞDE



Günümüzde “İslâm’da terör yoktur” veya “İslâm terör dini değildir” demek, artık “İslâm’da, piyade savaşı yoktur” veya “İslâm, tankçı, istihkamcı, bahriyeli, jandarma vb. dini değildir” demek gibi bir sürü komik örneğe denk gelir. Birisi denk gelmeyeceğini iddia etse bile, isteyen herhangi başka birisi rahatlıkla “denk getirir”… Bu aynı zamanda, “İslâm” ve “terör” kelimeleriyle çeşit çeşit hokkabazlıklar yaparken, İslâm coğrafyasında yaşanan “Batı terörüne” kırıtarak ve görmezden gelerek yaşayıp giden “sürüngen hainler” bir yana, aynı hokkabazlığın savunucusu “diğer adamların”, en hafifinden, ahmaklıklarını da gösteren bir durumdur.
“Terör” kelimesinin Latince anlamına, literatürdeki bilmem nesine, tarihçesine, özgeçmişine, sabıka sicil kaydına, maliyedeki kayıtlarına, “e kaka” hâllarına bakmaya gerek yok. Uzatmaya da gerek yok. Bizce ve herkesçe artık malumdur ki, geçmişi bir yana aslında günümüzde terör, gayrı nizami harp tekniği olarak ta bilinen bir “savaş ve çatışma metodundan” başka bir şey değil.
Çocuk öldürülmesini, tecavüzleri, sivil insanların ve yerleşim yerlerinin vurulmasını makul görmüyor ve savunmuyoruz elbette… Kaldı ki bu tip vahşilikleri, Batılı devletlerin yasal askeri güçleri mükemmelen yapmaktalar ve eğer terör kelimesi ile kastedilen şey bu vahşilik ise, zaten meselenin en başında, İslâm ve Müslümanlar ile alakasının olmadığı açık; zira 1990’lı yılların başından bu yana yaklaşık 10.000.000 Müslüman bu türden vahşi saldırılar sonucunda hayatını kaybetti. Ve yine terörden kastedilen şey bu türden bir vahşetse, Müslümanların dünyaya bu anlamda bir iz bırakmadığı çok açık bir şekilde ortada.
Geçelim…
Sadece Batılı işgal devletleri ile Müslüman milletler arasında yaşanan savaşlara değil, Batılı işgalcilerin kendi aralarındaki savaşlara baktığımızda, hatta Müslüman milletlerin kendi aralarında yaşanan savaşlara da baktığımızda, tüm savaşların çeşitli dönemlerinin “terör” yani“tedhiş ve yıldırma” dönemleri olduğunu görebiliriz.
“Hayır göremeyiz” diyenlerle tartışacak hiç bir şeyimiz yok…
Küresel veya bölgesel çapta askeri ve siyasi hedefleri olan tüm güçlü devletlerin, yalnızca kara, hava ve deniz muharebeleri için konuşlandırdıkları düzenli ordularının yanında, hem gerektiğinde düzenli orduyla birlikte hareket edebilen ve hem de gerektiğinde bağımsız hareket edebilen, inisiyatif alabilen ve düşman saflarında panik ve kargaşa oluşturabilecek operasyonlar yapabilme yetenekleri olan, askeri, sivil veya yarı sivil “terör eğitimli” gayrı nizami savaş birimleri oluşturdukları ve bu birlikler için çok büyük miktarlarda bütçeler ayırdıkları artık bir sır değil.
Üstelik bu devletler, bu “terör eğitimli” birlikleri sadece kendileri kurup, finanse edip, faaliyetlerini organize etmekle de kalmıyorlar. Dünyanın her yerinde sebep oldukları kaos ortamlarında, çoğu zaman kendi iradeleri dışında oluşan ve faaliyetlerini sürdüren başka “terör örgütleri” ile ilişkiler geliştirip, kimi zaman ortak “operasyonlar” düzenleyebiliyorlar. Hatta kimi zaman bu terör örgütlerini devletleştirmek için planlar yapabiliyorlar. Buna örnek olarak, ABD gibi ülkelerin Orta Doğu devletlerinin düzenlerini “uluslararası terör operasyonları” ile bozarlarken, düzensizlik içerisinde doğan yine Orta Doğu kökenli “terör örgütlerini” desteklemelerini gösterebiliriz. Bir dönemin Orta Doğulu terör örgütü “Peşmergesinin”halihazırdaki devletleştirilme çabaları hepsine misal aslında… Sadr çetesi ve benzerlerini saymaya da gerek yok herhalde…
Yani?
Yani “terör” ve “İslâm” kelimeleriyle hokkabazlık yapmaya gerek yok.
Burada mesele, savaşan bütün tarafların uyguladığı bir “çatışma metodu” olan “terörün”kendisi değil. Mesele, yaşanan savaşların “terör dönemlerinin kayıtlarına geçirilen” kirliliğininkime kalacağı ve kaldığı…
Bu çerçevede, 20 yılda Orta Doğu coğrafyasında yaklaşık 10.000.000 sivil Müslüman öldüren Batılı devletlerin temsilci ve sözcülerinin gayet pişkince yürüttükleri “İslâm” ve “terör” hokkabazlığı karşısında ezilip büzülen Müslüman liderlerin, bu savaş kirliliğinin hesabının, “terör” gibi halkın genelde yabancı olduğu veya vahşete denk gelen farklı anlamlar yüklediği kavramlar üzerinden İslâm’a yıkılmasındaki payı, kuşkusuz işgal devletlerinin liderlerinden çok ta az değil.
Örneğin İsrail’in, terör operasyonlarıyla binlerce Müslüman sivili öldürüp, ertesi gün sözde terör karşıtı uluslar arası toplantılarda devlet başkanı seviyesinde boy gösterip “İslâmi terör” hokkabazlığı yapması karşısında, Müslüman devletlerin liderlerinin ezik ve sünepe tavırlarlaaynı dilden konuşmaları; aynı dilden konuşurlarken de, bilerek veya bilmeyerek, bahse konu olan vahşi katliamların sorumluluğunun, “terör” kelimesi üzerinden Müslüman milletlere hatta ve hatta İslâm’a “yıkılmasına” sebep olan tutumları, çok bilinen ve artık kanıksanmış olan soytarılıklardan…
“Terör” kelimesiyle kastedilen şey “vahşet ve katliam” ise, bunun sorumluluğunun ve bedel ödemesi gereken tarafın Gazze’de, Bağdat’ta, Urumçi’de veya adı katliamlarla anılan başka Müslüman topraklarında yaşayan Müslümanlar değil, doğrudan doğruya İsrail ve ABD gibi vahşi sömürgeci devletlerin kendilerinin olduğunu söylemeye çalışıyoruz…
Ve evet bunu söylemeye çalışırken aynı zamanda da, “terör” tüm dünya devletleri tarafından uygulanan bir “savaş metodu” ise, bu metodu kullanmanın veya uygulamanın, en az İsrail ve ABD gibi devletlerin olduğu kadar, Müslüman devlet ve milletlerin de hakkı olduğunu ifade etmeye çalışıyoruz.
Vietnam’da, Hiroşima ve Nagazaki’de, Napalm ve atom bombalarıyla tek atışta binlerce, onbin ve hatta yüzbinlerce kişilik sivil yerleşim yerlerini, içinde yaşayan insan ve hatta hayvanlarla birlikte saniyeler içerisinde yakarak katleden ABD gibi vahşi ülke ve devletlerin temsilci ve sözcülerinin soydukları “terör” isimli hıyara, her fırsatta ve insanın midesini bulandıran ezik tavırlarla bir avuç tuz alıp koşturan Müslüman devletlerin liderlerinin, terör ile kastedilen şeyin “vahşet” olması durumunda da, aslında “terör” kelimesiyle ifade edilen bu vahşiliklere yardım ve yataklık yaptıklarının da, ayrıca altını çiziyoruz.
Bu gün artık, bütün Müslüman ülkelerin liderlerinin, aydınlarının ve söz sahiplerinin artık karar vermeleri ve bu hokkabazlığı aşmaları ve ortaya çıkarmaları gerekiyor.
İsmi hiç hoş gelmese de, “terörün” günümüzde artık bir suç değil, tüm dünya devletlerinin benimseyip uyguladıkları bir savaş metodu olduğunu, yaşanan savaş suçlarının ve vahşi katliamların ise sadece “terör” ile ifade edilemeyeceğini ifade etmeleri gerekiyor.
Hakkını vermek gerekirse, başbakanlık yaptığı dönemde Tayyip Erdoğan, İsrail’li vahşi bir katil ile birlikte katıldığı Davos’ta, bir şekilde bunun “nasıl” yapılabileceğine dair güzel bir örnek sergilemişti. Ancak Tayyip Erdoğan‘dan sonra bu tavrı gösterebilen bir başka devlet adamı henüz çıkmış değil. Çıkacak gibi de görünmüyor.
“İslâm’da terör var mıdır veya yok mudur” gibi sığ ve ahmakça bir tartışma konusu üzerine kafa yoracak ta değiliz. Ama aynı seviyeden basit bir cevap vermek gerekirse; “terör” en başta da dediğimiz gibi, artık tüm dünya devletlerinin benimseyip uyguladığı bir savaş metodu olarakelbette İslâm’da vardır. Savaşılan ülkelerin tedhiş edilmesinin ve yıldırılmasının İslâm’a uygunluğunun tartışılmasını bile gereksiz görüyoruz. Ve biz de bu anlamda “İslâm’da terör yok mudur” diye soruyoruz?
Bununla birlikte, sivilleri öldüren ve sivil yerleşim yerlerini yok eden anlamında bir “vahşet” söz konusuysa ve bu “terör” kelimesiyle ifade ediliyorsa, bu “vahşetin” sorumlusunun İslâm ve Müslümanlar değil, Batı ve Batılı işgal devletleri olduğunu söylüyoruz ve Müslüman devlet adamlarını, aydınları ve söz sahiplerini, “İslâm ve terör hokkabazlığı” karşısında, namuslu ve cesur olmaya davet ediyoruz.

KAYNAK: ADIMLAR Dergisi
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com