EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Arakan'ın sürülmüş ve bölünmüş Müslümanları

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Ekm 26, 2012 2:43 am    Mesaj konusu: Arakan'ın sürülmüş ve bölünmüş Müslümanları Alıntıyla Cevap Gönder

Arakan'ın sürülmüş ve bölünmüş Müslümanları
9 KASIM 2012
Jonathan Head
BBC, Arakan



Sömürgecilik döneminden bir İngiliz yetkili Sittwe'yi ya da o zamanki adıyla Aykab'ı bugün görebilseydi çoğu şeyi hiç yadırgamazdı.

Tozlu sokaklarda hala bisikletli çekçekler dolaşıyor. Harabeye dönmüş binalar başka bir çağdan kalma gibi.

Birmanya'nın batı sahilinde Bangladeş sınırındaki bu kente tepeden baktığınızda, altın yaldızlı bir kubbe dışında yalnızca hindistan cevizi ağaçları denizinde kaybolan teneke çatıları ve onun ötesindeki denizin pırıltısını görüyorsunuz.

Arakan, Birmanya'nın ikinci en yoksul eyaleti ve zaten Birmanya'nın kendisi de, dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden biri.

Yaşanan toplumlararası şiddette yoksulluk, ihmal ve baskı kadar, tarihin acı sayfalarının anıları ve Birmanya'nın yeni ve bilinmezlerle dolu siyasi ortamının yarattığı karşılıklı korkuların da rolü var.

Sıkışmışlık ve korku

Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası yardım örgütleri Müslümanlarla Budistler arasında iki büyük dalga halinde yaşanan çatışmalarda yerinden olan 110 bin kişiye yardım ulaştırıyor ama gelen yardımlar yeterli olmaktan çok uzak.

Günü Sittwe'nin bir kaç kilometre dışındaki Teçaung köyünde geçirdim. Burası Budist çetelerin saldırısın uğramamış az sayıdakiRohingya köyünden biri. Zaten çok fakir olan köydeki tek doğru dürüst bina ahşap bir medrese. Orada da şu anda evlerinden kaçmış onlarca aile barınıyor.
Teçaung köyü şu anda, başka yerlerden, çoğunluğu da Sittwe'nin Haziran ayında yakılıp yıkılan mahallesi Nezih'den ve daha yakınlarda Ekim ayının 23 ve 24'ündeki saldırılarda yerle bir edilen Kyaukpyu'dan kaçmış 2.500 Müslümanı barındırıyor.

Burası resmen bir mülteci kampı olmadığı için hükümetten ya da uluslararası kuruluşlardan yardım gelmiyor. Çoğunlukla yurt dışında ya da güvenli yerlerde yaşayan Rohingyaların yolladığı gıda yardımları ile ayakta kalmaya çalışıyorlar. Bağışlanan bir inekten yapılan bir kazan yemeğin her aileye ikişer kepçe usulüyle dağıtıldığını gördüm.

Medrese binasının içinde, acılı ailesi 45 yaşındaki Sura Katu'nun cenazesine ağıt yakıyor. Nezih'den Haziran'da kaçan Sura Katu bu sabah yüksek ateşten ölmüş.

Müslümanlar şu anda bunun gibi küçücük güvenli alanlara sıkışmış, canlarının korkusundan işe, alışverişe, hastaneye gidemez hale gelmişler.
Budist rahipler Sittwe'nin dükkan sahiplerine, alışverişe çıkacak cesareti bulan Müslümanlara mal satılmaması çağrısı yaptı. İki toplum artık birbirinden tamamiyle ayrılmış bulunuyor.

Arakan bölgesinde bu olaylarda yerinden olan ve yardıma ihtiyacı olan Budistler de var. Kimisi tapınaklarda, kimisi hükümetin kurduğu kamplarda kalıyor. Ama bu durumdaki Budistlerin sayısı Müslümanlardan çok daha az. Yardım örgütleri, yerinden olanların yüzde ondan azının Budist olduğunu söylüyor.

Sürekli ihmal

Evlerini terkedip kaçan Müslümanların anlattıkları, Ekim ayı süresince yaşananların planlı ve örgütlü saldırılar olduğunu ortaya koyuyor.

Müslüman mahallesi Kyaukpyu'nun nasıl yakılıp yıkıldığıyla ilgili tanıklıklar özellikle ilginç.

Bu mahalle sakinleri esasen Kaman Müslümanları adıyla bilinen, tüccar ya da tekne sahibi ve görece daha varlıklı bir kesim.

Diğer Rohingyalardan farklı olarak hükümet tarafından vatandaşlık hakları verilmiş olan Kamanlar, saldırıya uğrayacaklarını hiç düşünmemişler.

Fakat silahlı Budist çetelerin dört bir taraftan mahalleye saldırdığını, tek tek bütün binaları yaktıklarını ve bütün bunları yaparken polis ve askerlerden yardım aldıklarını anlatıyorlar.

Kimileri bu olaylar sırasında aldıkları kurşun yaralarını gösteriyor. Birçok kişiden güvenlik kuvvetlerinin yardım çağrılarına hiç bir yanıt vermediğini dinledim.

Arakan Budistleri ise farklı şeyler anlatıyor. Internet üzerinden veya kulaktan kulağa yaygınlaşan, Müslümanlar tarafından işlenen tüyler ürpertici insanlık suçları hikayelerinden, parçalanmış ceset fotoğraflarından söz ediyorlar.

'Bize benzesinler'

Ama onlarınki çok daha uzun bir hikaye aslında. Merkezi hükümet tarafından sürekli olarak ihmal edilmişliğin hikayesi.

Ayrıca onlara bakarsanız, Müslüman nüfusun, kendilerini yutma tehdidi içeren kontrolsüz artışı. Aşırı İslamcı fikirlerin, özellikle de Suudi Arabistan'da yaşamış bazı genç Rohingyalar arasında yaygınlaşmasınden endişe ettiklerini söylüyorlar.

Sittwe'deki Şwe Zedi manastırından Budist rahip Aşin Ariya Vunsa artık iki toplumun birlikte yaşayamayacağı kanaatinde. "Müslümanlar çok kadınla evleniyor ve çok çocuk yapıyorlar. Ayrıca kadınlarının okumasına izin vermiyorlar" diyor.

"Vatandaşlık hakkı kazanmış ve kimliklerini almış olanlar kalabilir" diyor, "Ama bize benzemeleri lazım, kültürümüzü öğrenmeleri lazım". Aşin Ariya Vunsa, vatandaşlık hakkı olmayanların ise, kamplarda tutulmaları gerektiğini düşünüyor.

Bu kategoriye giren onbinlerce Müslüman var Birmanya'da. Bir çok Budist Rohingya dilindeki adını bilmiyor, onun yerine bu insanların Bangladeş'den gelen yasadışı göçmenler olduğu yolundaki resmi görüşü yansıtan "Bangladeşli Müslümanlar" kavramını kullanıyorlar.

Ülkede şu anda vatandaşlık hakları olmayan 800 bin civarında Müslüman var. Resmi ayrımcılık, Budistlerin de bu insanları sürme ve tecrit etme kampanyalarına meşruiyet kazandırıyor.

Ayrılık zihinlerde

Tanınmış bir Rohingya politikacı olan ve hayatının 11 yılını siyasi sebeplerle hapishanede geçiren Kyaw Hia Aung, bu görüşleri aktardığımda, acı acı gülümsüyor.

Arakan'da doğmuş ve meslek hayatının önemli bir bölümünü avukatlık yaparak geçirmiş. Şimdi, 73 yaşında ve devletten emekli maaşı var. Bana babasının 1934 yılında şimdiki Arakan bölgesinde bir İngiliz okulunun müdüründen aldığı belgeyi gösteriyor.

Ama Kyaw Hia Aung, resmen hala yasadışı göçmen sayılıyor. Haziran ayındaki olaylar sırasında Fransız Sınır Tanımayan Doktorlar örgütü adına çalışırken, yeniden tutuklanmış.

Birmanya'nın askeri yöneticilerinin uyguladığı onlarca yıllık tecrit ve süreğen adaletsizlik politikası, Arakan eyaletinde önyargı ve hoşnutsuzluğun iyice demlenerek zehirli bir güvensizlik ve yalan yanlış bilgi ortamına dönüşmesine sebep olmuş.

Bazı Arakan Müslümanları, bunun köklerini, Japon ordusunun ilerleyişi ve İngilizlerin çekilmesi sırasında yaşanan 1942 katliamlarında arıyor. O dönemde Budistler genel olarak Japon yanlısı güçleri desteklemiş, Rohingyalar ise İngilizlerden yana tavır almıştı.

Bazıları ise daha da gerilere, taa 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar yaşayan güçlü ve bağımsız Arakan Budist krallığının muhteşem tarihine bağlıyor bugünü.

Kısacası bugün Arakan'da Müslüman ve Budistler yalnızca fiziken değil, zihinsel olarak da, köklü bir şekilde birbirlerinden ayrılmış görünüyorlar.
BBCT

Birmanya'da 20,000 kişi yerinden edildi
28 EKİM 2012

Birmanya'nın Rakhine eyaletinde, çoğunluğu Müslüman Rohingya grubundan olmak üzere 22,000'den fazla kişinin yerinden edildiği bildirildi.
Hükümet tarafından bölgeye düzenlenen bir geziye katılan Birleşmiş Milletler yetkilileri, yerinden edilen ve kötü koşullada barınan kişilerin acil yardıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Son olaylarda 4,600'den fazla evin yakıldığı bildiriliyor.

Daha önce yapılan açıklamaya göre Rakhine Budistleri ve Rohingyalar arasında yaşanan etnik çatışmalar nedeniyle 80 kişi hayatını kaybetmiş ve çok sayıda köy yok edilmişti.

Çatışmaların başlamasından bu yana yerinden edilenlerin sayısı 100,000'e ulaştı.

Rakhine bölgesi halkı arasındaki gerginliğin uzun bir geçmişi buluyor. Bölge nüfusunun büyük bölümünü oluşturan ve çoğu Rohingya olan Müslümanlar devletsiz olarak biliniyor.

Birmanyalı yetkililer Rohingyaları 'yasadışı göçmen' olarak görüyor; bölgedeki muhabirler de kamuoyunda bu kişilere karşı büyük bir düşmanlık olduğunu belirtiyor.

Cumartesi günü bir Birleşmiş Milletler heyetinin hükümet tarafından Rakhine eyaletine düzenlenen bir geziye katılmasına izin verildi.

BM Birmanya Temsilcisi Ashok Nigam, hükümetin tahminine göre son yaşanan şiddet olaylarının ardından yaklaşık 22,587 kişinin yerinden edildiğini söyledi.

Nigam bu sayının 'artabileceğini' kaydetti.

Rohingya'ların hakları için kampanya yürüten gruplar, teknelerle kaçmaya çalışan birçok kişinin boğularak öldüğünü söyledi.

Yerinden edilenlerin 21,700'ünün Müslüman olduğunu belirten BM temsilcisi Nigam bu gruplara yardım ulaştırmanın oldukça zor olduğunu söyledi.

Nigam "durum çok ciddi ve bu kişilere yardım ulaştırmak için hükümet ile birlikte çalışıyoruz" dedi.

Birmanya Cumhurbaşkanı Thein Sein Cumartesi günü yaptığı açıklamada bölgede birçok köyün yakıldığını, kitlesel bir yıkımın yaşandığını ve daha sert güvenlik önelmerli alınacağını söyledi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün yayımladığı uydu görüntülerine göre, sahil kenti Kyaukpyu şehrinde yüzlerce binanın yıkılmış durumda.

BBC Birmanya servisine konuşan yerel bir gazeteci bölgenin tamamen yıkılıp yakıldığını ve bazı binalardan dumanlar yükseldiğini söyledi.

Hükümet çatışmaların yaşandığı yerlerde sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Ancak BBC'nin Bangkok muhabiri Jonathan Head hükümetin aldığı önlemlerin yetersiz olmakla eleştirildiğini söylüyor.

Cuma günü altı kentte çatışmalar yaşandı ve Min Bya ve Mrauk Oo gibi şiddet olaylarının yeni yayıldığı birçok yerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.

Son çatışmaların nasıl ortaya çıktığı henüz bilinmiyor.
BBC

Birmanya'da yeni çatışmalar
25 EKİM 2012

Birmanya'da Müslümanlar ile Budistler arasındaki çatışmalarda en az 56 kişinin öldüğü açıklandı.

Rakhine eyalet yönetimi sözcüsü Win Myaing BBC'ye, Pazar gününden bu yanaki çatışmalarda ölenlerin sayısının 56'ya yükseldiğini söyledi.

Eyaletteki benzer çatışmalar çeşitli kentlere yayılırken yüzlerce ev ateşe verildi.

Ratha Taung kentinde çıkan olaylar daha sonra Kyauk Taw kentine sıçradı.
Ölümlerden bazıları gece saatlerinde patlak veren şiddet olayları sırasında meydana geldi.

Rakhine'de Haziran ayındaki gerginlikler nedeniyle olağanüstü hal ilan edilmişti

Haziran ayındaki olaylarda ölenlerin sayısının 90'ı bulduğu söyleniyordu.

Son dört ayın en büyük gerginliği

Bu son olaylar, o zamanki çatışmalardan bu yanaki en büyük gerginliği ifade ediyor.

Gerginlik Rakhine eyaletinin Budist ve Müslüman toplumları arasında yaşanıyor.

Son çatışmaların neden kaynaklandığı netlik kazanmadı. Rakhine Budistleri ile Müslümanları şiddet nedeniyle birbirlerini suçluyor.
Gelen haberlere göre, güvenlik güçleri zaman zaman açtı.

Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Min Bya ve Brauk Oo kentinde polis birlikleri takviye edildi.
BBCT

Arakan Müslümanları insan kaçakçılarına satılıyor
21 OCAK 2013
Jonah Fisher
BBC News, Tayland



BBC'nin yaptığı bir araştırma, Taylandlı yetkililerin Birmanya'dan gelen Arakanlı Müslüman göçmenleri insan kaçakçılarına sattığını ortaya çıkardı.

Birmanya'nın Arakan eyaletinde son aylarda artan etnik saldırılar nedeniyle, binlerce Müslüman Arakan, Andaman Denizi'ni geçerek Tayland'a kaçtı.

'Birmanya hükümeti Müslümanlara zulmediyor'

Taylandlı donanma ve polis yetkilileri, Arakanlı göçmenleri taşıyan teknelerle anlaşarak onları insan kaçakçılarına satıp Malezya'ya gönderiyor.
Tayland hükümeti iddiaları ciddiye aldığını ve olayın soruşturulacağını açıkladı.

'Balık istifi gibi'

Kasım ayında Ahmet eşine ve sekiz çocuğuna veda ederek Birmanya'nın batısından yola çıktı.

Ahmet'in balıkçı teknesi, Arakanlı Müslümanlar ile Budistler arasındaki çatışmalarda hasar görmüştü.



Diğer 60 kişiyle birlikte 13 gün boyunca derme çatma bir tekneyle Andaman Denizi'ni aşarak Tayland kıyılarına vardı.

Taylanlı yetkililer tarafından yakalandıklarında Ahmet sıkıntılarının sona erdiğini düşündü. Oysa yeni başlıyordu.

O gece Arakanlılar sınırdaki Ranong bölgesinden polis otobüsüne bindirildi. İki saat sonra apar topar indirilip ağların altına saklanarak altı aracın arkasına yerleştirildi.

"Balık istifi gibi yan yana yatmaya zorlandık" diyor Ahmet.

O bilmiyordu ama, 61 Arakanlı insan kaçakçılarına satılmış, Malezya'ya doğru yola çıkmıştı.

Tayland-Malezya sınırında bir kasabada araçlardan indiklerinde artık birer esirdiler.

"Tuvalet olarak kullanmamız için bir çukur kazdılar. Aynı yerde karnımızı doyurduk, uyuduk, tuvalete gittik. Korkunç bir koku vardı. Bizi demir sopalarla dürtüp zincirlerle dövdüler" diyor Ahmet.

İnsan kaçakçıları Arakanlıları para ödeyerek almıştı ve masraflarını çıkarmak istiyordu. Ahmet ve arkadaşlarına sürekli telefon verilerek ailelerini aramaları ve yardım istemeleri isteniyordu.

"Bizi polisten aldıklarını ve onlara para vermezsek bizi bırakmayacaklarını söylüyorlardı" diyor Ahmet.

Onun hayatı için biçilen paha 40 bin Tayland bahtı, yani 1.300 dolardı. Ahmet eşini arayarak bir ineklerini satmasını söyledi. Ama istenen paranın ancak yarısını çıkarabildi.

Esir olarak geçen bir aydan sonra Tayland'daki Arakanlı biri, Ahmet'in yardımına koşarak kalan parayı ona borç verdi.

Serbest bırakılan Ahmet otobüse bindirilerek Tayland'ın kuzey kenti Phuket'e gönderildi.

Bütün olanlara rağmen Ahmet kimseye kin beslemiyor; hayatta olduğu için minnettar.

'Doğal çözüm'

Hemen hemen hergün Tayland kıyılarına Arakanlı tekneler geliyor. Ahmet, Taylandlı yetkililerin sattığı tek kişi değil.

Yılbaşı günü Puket'e varan bir teknenin akıbetini inceledik.

2 Ocak'ta kadın, erkek, çocuk 73 kişi kıyıya çıkarılıp kamyonlara dolduruldu ve Birmanya ile sınırdaki Ranong bölgesine götürülüp sınır dışı edilecekleri ilan edilerek yola koyuldu.

Ama çok geçmeden Arakanlıları insan kaçakçılarına satmak için anlaşma yapıldı.

Kuraburi bölgesine varıldığında Arakanlılar yeniden teknelere bindirilerek denize açıldı.

Satışı gerçekleştirenlerden biri ile konuştuk. Taylandlı yetkililere Malezya'dan 50 bin dolar ödendiğini söyledi.

Taylandlı yetkililer birkaç görevlinin bu tür yolsuzluklara karıştığını belirtti. Fakat Ranong'da Arakanlılar sorunuyla ilgili bir yetkili, kaçakçılarla çalışmanın "doğal" çözüm haline geldiğini belirtti.

Arakanlılar Birmanya vatandaşı olamadığı için geri Birmanya'ya gönderilmeleri sorun oluyor.

Tayland ayrıca ekonomik göçmen olarak değerlendirdiği kişilerin ülkeye akın etmesini istemiyor.

"Arakanlılar Malezya'ya gitmek istiyor; Malezya da Müzlüman oldukları için onları kabul ediyor. Oraya ulaşmak için ellerinden geleni yapacaklardır" diyor yetkili.

Malezya, Arakanlıların iltica başvurularını değerlendirmesi için BM Mülteci Komiserliği'ne onay verdi. Tayland ise kimin iltica olarak kabul edileceğine kendisi karar verme hakkını saklı tuttuğu için bu onayı vermiyor.
Kadın ve çocuklar

Topladığımız bilgileri Tayland dışişleri bakanlığına ilettik. Müsteşar Sihasak Puangketkaew bu konuda soruşturma yürütüldüğünü, sorununun kaynağına inileceğini, sağlam bir çözüme ulaşmak için uluslararası işbirliği temelinde çalıştıklarını belirtti.

Daha önce de Arakan akını olmuş, 2009'da Tayland hükümeti gelen tekneleri geri gönderdiği için ağır eleitiri almıştı.

Bu teknelerdeki insanların çoğu erkekti ve Tayland bunların ekonomik mülteci olduğunu söylüyordu. Ama bu defa durum farklı.

Birmanya'nın batısındaki Arakan bölgesinde etnik çatışmalar 100 binden fazla Arakanlı Müslümanı kamplara yerleşmeye zorladı ve artık Andaman Denizi'ni geçen teknelerde kadın ve çocuklar da bulunuyor.
BBCT

"Arakanlı Müslümanlar Köle Olarak Kullanılanılıyor"
25 Ocak 2013
Net Gazete

Arakan Dayanışma Organizasyonu Başkan Yardımcısı Muhammed Eyüp, Müslümanların yaşadığı dramın perde arkasındaki dehşeti anlattı!

Gençler kaçtı ama onlar da organ mafyasının eline düşüyor. Geride kadın, çocuk ve ihtiyarlar kaldı. Genç kızlarımız da fuhuş çetelerine satılıyor.

Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşayan Müslüman nüfusa yönelik insanlık dışı uygulamaların devam ettiği belirtiliyor. Türkiye'ye gelen ve bir dizi temasta bulunan Arakan Dayanışma Organizasyonu Başkan Yardımcısı ve Dost Yardımlaşma Vakfı Başkanı Muhammet Eyüp Reyhan ve Yardımcısı Ahmet Semir yaşanan insanlık dramını gazetemize anlattı.

Kendisi de bir göçmen olan ve şu anda Bangladeş'in başkenti Dakka'da insani yardım faaliyetlerinde bulunan Muhammed Eyüp, "Arakanlı Müslümanların insan tacirlerince satıldığı" yönündeki haberlerin doğru olduğunu kaydederken insanlık trajedisine ilişkin çarpıcı bilgiler verdi.

Arakan Dost Yardımlaşma Vakfı Başkanı Muhammed Eyüp Reyhan:

"2012 yılının Haziran ayından bu yana devam eden katliamlar neticesinde 20 bini aşkın insanın hayatını kaybettiğini belirten Eyüp, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu'nun bölgeyi ziyaretinden sonra saldırılar azalsa da gizliden gizliye devam ediyor. Budistler, Müslümanları göçe zorluyorlar. Bunun neticesinde özellikle gençler hayatlarını kurtarmak için tehlikeli yolculuklara katlanıyorlar. Kayık ve botlarla Tayland, Hindistan, Malezya, Endonezya ve Pakistan'a gitmeye çalışıyorlar. Yollarda ya Budistler tarafından öldürülüyorlar ya da Taylandlı çeteler tarafından yakalanıp organları için satılıyorlar."

ÇAĞDAŞ KÖLELİK

"Bir milyonu aşan bir nüfusa sahip iken Budist baskılar nedeniyle insanların sürekli olarak kaçtığını hatırlatan Muhammet Eyüp, sözlerini şöyle sürdüdüyor:?"Arakan'da şu anda nüfusun yüzde 70'i kadın, çocuk ve ihtiyarlardan oluşuyor. İnsanlarımız çok çaresizler. Muhtemel baskınlarda ise çaresizlik içinde yaşayan kadın, çocuk ve ihtiyarları savunacak yetişkinler bile yok. Çünkü tehlikeli ve zorlu yolculuğu göze alabilen gençler kaçıyor. Genç kızlarımız ise ne yazık ki; insan tacirleri tarafından Hindistan'da zenginlere satılıyorlar. Şu anda bölgemizde çağdaş kölelik sürdürülüyor. Köle olarak kullanılan insanların tamamına yakını ise Arakanlı Müslümanlardan oluşuyor."

100 BİN İNSAN EVSİZ

"37 yaşındaki genç aktivist, Müslüman ülkelerden daha fazla destek beklediklerini söyledi. 2.5 milyona yakın Arakanlı'nın çevre ülkelere göç ettiğini bir çoğunun Bangladeş'te zor şartlar altında yaşadığını vurgulayan Muhammet Eyüp, şunları ifade etti:?"Birleşmiş Milletlerin verilerine göre 100 bin insan şu anda evsiz. Bu 100 bin kişilik insan kitlesinin evleri Haziran 2012'den bu yana Budistler tarafından yakılıp yıkıldı. Tabi bu BM'nin rakamları. Birde bizim gibi sivil toplum kuruluşlarının tespit ettiği rakamlar var. Bunların yanı sıra 16 bin aile yani 80 bin civarındaki bir nüfus da akrabalarının yanına sığınmışlar. Küçük bir kulübede 15-20 kişi yaşama mücadelesi veriyor. Bu insanların her türlü temel gıda maddelerine ihtiyacı var."

OKUL VE CAMİLER KAPALI

"Kamplarda iç yakan manzaraların yaşandığını belirten Muhammed Eyüp, dünyanın ülkesinde olup bitenlere seyirci olmasına bir türlü akıl erdiremiyor. "Aynı muameleye bir Hıristiyan halkın maruz kalsaydı ABD ve AB sessiz kalmazdı" diyen Eyüp sözlerini şöyle noktaladı: "8 aydır okulları tamamı kapalı. Ne zaman açılacağına dair de herhangi bir karar yok. Hükümet yetkilileri, ailelere 'okullar açılmayacak terk edin buraları' diyorlar. Okulların yanı sıra büyük camiler de açılmıyor. Küçük mescitlerde ise 5 kişiden fazla insanın bir araya gelip cemaatle namaz kılması suç. Arakan'da olağanüstü hal sürüyor. Binlerce öğretmen ve imam şu anda işsiz güçsüz. Rejim insanları yerinden yurdundan etmek için her türlü insan hakları ihlal ediyor. Halkımızın dramı ise her geçen gün daha da can yakıyor."

SEFİLLİK!

"Çamur içindeki derme çatma çadırlarda hayat mücadelesi veren Arakanlı Müslümanlar, dünyanın gündeminden düşürülmek isteniyor. Tek suçları ise Müslüman olmak! Türkiye'den gelen yardımlarla nispeten yüzleri gülen Arakanlı minikler, herkes gibi güzel bir dünyada yaşamak istiyor."

NE YAPACAKLARINI BİLMİYORLAR

Muhammed Eyüp'ün anlattığına göre Haziran 2012'den bu yana devam eden Budist zulmü sonucunda Arakanlı gençlerin çoğu vatanını terk etti. Geriye kadın, çocuk ve ihtiyarlar kaldı.

Türkiye Gazetesi

Birmanya'da camilere saldırı'
25 MART 2013



Müslümanlar ile Budistler arasında gerginliğin sürdüğü Birmanya'nın orta kesimlerinde cami ve evler yağmalandı.

Başkent Rangun yakınlarındaki Oh The Kone kentinde yaklaşık 300 kişinin bir camiye saldırdığı ve müslümanlara ait dükkan ve evleri tahrip ettiği haber alındı.

Birmanya'nın merkezinde Çarşamba gününden bu yana çatışmalara sahne olan Mektila kentinde en az 30 kişi ölmüştü.

Çatışmalar civara yayılırken, Mektila yakınlarındaki Tatkone kentinde de bir caminin kundaklandığı bildirildi.

Yine aynı bölgedeki Yamentin kentinde ise bir cami ile 50 kadar ev ateşe verildi.

Bu kentlerde şimdiye kadar can kaybı olmadı.

Mektila'da geçen Çarşamba günü Budist bir çift ile müslüman bir kuyumcu arasında çıkan tartışma kısa sürede yüzlerce kişiyi sokağa döken bir çatışmaya dönüşmüş, olaylardan sonra dört ilçede olağanüstü hal ilan edilmişti.

Yerel bir yetkili, olaylarla ilgili olarak çoğu Budist birçok kişinin tutuklandığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Thein Sein ve muhalefet lideri Aung San Suu Kyi meclis başkanı ile birlikte ortak bildiri yayınlayarak Mektila'da asayişin sağlanmasını istediler.

Son olaylar Birmanya'da, geçen yıl Arakan'da yaklaşık 200 kişinin ölümüne yol açan çatışmalardan bu yana farklı dini gruplar arasında çıkan en büyük çatışma olarak niteleniyor.
BBCT

Myanmar'da Müslüman kadınlara askeri kamplarda toplu tecavüz
13.04.2013



Myanmar'ın Arakan bölgesinde, bazı Rohingyalı Müslüman kadınların askeri kamplarda ordu tarafından seks kölesi olarak çalıştırıldığı iddia edildi.

NTVMSNBC Haber Müdürü Kürşat Özmen, Arakan Müslümanlarının Bangladeş'teki kamplarında geçirdiği 1 haftayı anlattı.

Gönüllü gazetecilerin kurduğu "Vice" adlı internet sitesinde yayınlanan haberde, Myanmar'da Rohingyalı Müslümanların sadece Budistler tarafından kötü muamele ve şiddete maruz kalmadıkları aynı zamanda ordu tarafından kurulan askeri kamplarda seks kölesi olarak çalıştırıldıkları ve tecavüze uğradıkları iddia edildi.

"Vice" internet sitesi adına Arakan bölgesindeki Sitve kasabasına giden gazeteci Assed Baig, Myanmar'da askeri kamplarda seks kölesi olarak çalıştırılan Rohingyalı kadın ve kız çocukların korkunç hikayesini anlattı.

Arakan bölgesinde, evlerinden ve yurtlarından edilen Rohingyalı Müslümanların yaşamak zorunda bırakıldıkları kampların büyük bir bölümünün Sitve kasabasında yer aldığını belirten Baig, Müslümanların bu kamplarda maruz kaldıkları zorlukları haber yapmak için gittiği bölgede korkunç bir gerçekle karşılaştığını belirtiyor.

ILO SORUŞTURMA İSTEDİ

Myanmar'a gittiğinin ilk haftasında Sitve'de bazı Rohingyalı Müslüman kadınların askeri bir kampta zorla tutulduğunu öğrendiğini belirten gazeteci Assed Baig, "Arakan bölgesinden gelen Müslüman kadınların, Myanmar ordusu tarafından askeri bir kampta tutulduğuna dair güçlü kanıtlar olduğunu öğrendim. Bu kanıtlar ve veriler Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) ulaştırıldı. Söz konusu kanıtlardan yola çıkan ILO, Mymanmar hükümetinden bu konuda bir soruşturma başlatmasını ve tutsak kadınların serbest bırakılmasını talep etti."

Rohingyalı Müslüman kadınların, Sitve'de 270'inci Alay Komutanlığı'na ait üste seks kölesi olarak tutuldukları iddia edildi.

20 KADIN VE 3 ÇOCUK

Görgü tanıklarından, Sitve'nin 5 kilometre dışında Myanmar ordusunun 270'inci Alay Komutanlığı'na ev sahipliği yapan askeri üste, 20 Müslüman kadın ve 8 yaşından küçük 3 çocuğun tutulduğunu öğrendiğini belirten Baig şunları anlatıyor: "Görgü tanıklarından Emine, birgün kampın yakınından geçerken, kendisine seslenen kadınlar olduğunu duymuş. Emine'nin Müslüman olduğunu öğrenen kadınlar, yardım için yalvararak başlarından geçen korkunç olayları anlatmışlar. Müslüman kadınlar, her gün birçok askerin kampa gelerek kendilerine tecavüz ettiğini belirtmiş."

Ailelerinin bu durumdan haberdar olmadığını belirten askeri kamptaki kadınların geçtiğimiz yıl Haziran ayındaki olaylar sırasında buraya getirildiklerini ifade etmişler.

'BİZİ ÖLDÜRÜRLER'

Myanmar'ın Bağımsızlık Günü törenlerinde askerlerin büyük bir kısmı kutlamalar için kamp dışına çıkınca Emine, Müslüman kadınlarla yeniden bağlantı kurmuş. Kadınlar askeri kampta yaşadıklarını şu cümlelerle dile getirmiş: "Uzun zamandan beri bu kamplarda tutululuyoruz. Bugün bizi rahat bıraktılar çünkü özel bir misafirleri var. Burada tutulduğumuz etrafa yayılırsa, bizi öldürürler."

Görgü tanığı Emine, kamplardaki bazı kadınların tecavüz sonrasında hamile kaldıklarını da belirtiyor.

Kaynak: Haber 28

Birmanya'da Müslümanlara linç görüntüleri
22 NİSAN 2013



BBC, Birmanya'da Budistler'in Müslüman azınlığa saldırdığı olaylar sırasında polisin müdahale etmeden izlediğini gösteren ve polisler tarafından çekilen görüntülere ulaştı.

Meiktila kasabasında çekilen görüntülerde, Budistler'in bir Müslüman'a ait kuyumcuya saldırmaları ve evleri ateşe vermeleri görülüyor.

Geçen ay 43 kişinin öldüğü olaylar sırasında yapılan kayıtta ayrıca, ateşe verilen Müslüman bir adam görülüyor.

Görüntülerde, ateşe verilen şahıs yerdeyken birisi "Su dökün" diyor, ama sonra bir başkasının "Su dökmeyin, bırakın ölsün" dediği duyuluyor.

Bir başka sahnede de kaçmaya çalışan genç bir adamın yakalandıktan sonra, aralarında bir Budist rahibin de bulunduğu grup tarafından dövüldüğü görülüyor.

Sonra da sözkonusu şahıs bir kılıç darbesiyle öldürülüyor.

Görüntülerin sadece bir yerinde Birmanya polisinin yanan evlerden kaçan Müslüman kadın ve çocukları koruduğu görülüyor.

Görüntüler, görgü tanıklarının anlattıklarıyla da örtüşüyor.

Şiddet olayları 20 Mart'ta Müslüman kuyumcuda, Budist bir çiftle çıkan tartışmanın ardından başlamıştı.

Daha sonra hastanede ölen bir Budist rahip saldırıya uğramış. Rahibin hastanede öldüğünün duyulmasından sonra şiddet büyümüştü.
Olaylar diğer bölgelere de yayılmış, en az üç kasabada camilerin ve evlerin ateşe verildiği bildirilmişti.

Kuyumcunun sahibi, eşi ve bir çalışanları 12 Nisan'da hırsızlık ve saldırı suçlarından 14 ay hapse mahkum oldu.
BBC

Birmanya'da Rohingya Müslümanları sayılmıyor
30 MART 2014



Birmanya'da son 30 yıldır yapılan ilk nüfus sayımında yetkililer kendilerini Rohingya (Arakan) Müslümanı diye tanımlayanları saymayı reddediyor.
Nüfus sayımının yapılmasına yardımcı olan Birlemiş Milletler tüm Birmanyalılar'ın kendi etnik tanımlamalarını yapmasına izin verilmesi gerektiğini söyledi.
İlgili Konular
Asya
Ancak yetkililer Rohingya Müslümanları'nın kendilerini Bangladeşli olarak tanımlamaları gerektiğini, aksi takdirde kaydedilmeyeceklerini belirtti.
Birmanya yönetimi Rohingya Müslümanlarını göçmen diye tanımlıyor ve vatandaşlık vermiyor.
Rohingyalarsa kendilerini Birmanya'nın bir parçası olarak hissettiklerini söylüyor ve devletin zulmüne uğradıklarını savunuyorlar.
Birmanya'daki pekçok Budist Rohingyalara düşmanca yaklaşıyor.
2012'de bu düşmanlık Rakhine Eyaleti'nde şiddet olaylarına dönüşmüş ve binlerce Rohingya evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
Bölgedeki şiddet olayları aralıklarla devam etti ve geçen hafta eyalette çalıyan yardım görevlileri saldırıya uğradı.
Birleşmiş Milletler Rohingyaları dünyanın en çok eziyet gören halklarından biri olarak tanımlıyor.
Gözlemciler nüfus sayımında din ve etnik kimlikle ilgili ayrıntılı sorular sorulmasının gerilimi arttırabileceğini söylüyor.
Sayımda Rohingyalar'ın bir etnik grup olarak tanınacağı dedikoduları Rakhine Eyaleti'ndeki pek çok Budist'in sayımı boykot etme çağrılarına yol açmıştı.
Hükümet Sözcüsü Ye Htut, "Bir hane kendisini 'Rohingya' diye tanımlamak isterse, onları kaydetmeyeceğiz" dedi.
BBCT
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com