EntellektuelForum

Alemdar

Vurulan Mer-Hamis’in “Özgürlük Tiyatrosu” mu, yoksa Gazze miydi?
Merve Bildirici
13 Nisan 2011

Yine İsrail, yine Gazze, yine roket ve havanlarla saldırılar, yine acı, yine gözyaşı ve intikam yeminleri… Toprağın soğuk bağrına yatırılan 18 cansız bedenin hayaletlerinin dolaştığı kanlı Gazze sokaklarından insan manzaraları... Kan kokusunun ekmek kokusuna karıştığı acımasızlığın içindeki Gazze’nin boş bakan ve insanın içini yakan gözleri…

Bu coğrafyanın artık siyasetçilerinin beylik söylemlerinden ve kof laflardan daha fazlasına ihtiyacı var. Gerçek bir kurtuluşun, özgürlüğün ateşini yakacak yeni fikirlere, bunları hayata geçirecek yeni kalabalıklara... Çünkü şimdiye kadar atılan adımların, tarafları biraraya getirme uğraşlarının ve barış çubuğunu tüttürme çabalarının hepsi boşa gitti. Ve gitmeye de devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Hamas’ın İzzeddin El Kassam Tugayları tarafından atılan bir tanksavarın İsrail’in güneyindeki bir okul servisini vurması sonucu 2 kişi yaralandı. İsrail Hükümeti’nin Hamas’ın bu saldırısına karşı misillemesi ise gecikmedi. Hem de misli ile. Sonuç mu? 18 ölü, yüzlerce yaralı. Peki sonra ne oldu? “İsrail ve Gazze Şeridi’ndeki Filistinli gruplar arasında ateşkes – resmi olarak ateşkeste anlaştık denilmese de - fiilen sağlandı” açıklaması. Gülünç, gülünç olduğu kadar da trajik. İnsan hayatının değerinin bir kez daha ayaklar altına alınması.

Geçmişteki tecrübelerden yola çıkıldığında ateşkesin çok fazla sürmeyeceğine ilişkin tahmin yürütmek de hiç zor değil.

Gazze’de yeni ölümlere susayan ve susamaya da devam edecek olan İsrail’in bu sefer ateşkes kararına uyması -ki zor- 1948 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra evsiz kalan Filistinlilerin yerleştirildiği Cenin Mülteci Kampı’nda yapılanları affettirebilecek mi? Ne acıdır... Nazi kamplarında Holocaust’u yaşamış bir ırkın çocuklarının, yaşananlardan ders çıkaracakları yerde kendi kamplarını yaratmaları… Oraya başka bir halkın çocuklarını – bugün sayıları 14 bini buluyor - tabiri caizse tıkmaları… İnsan haklarından ve temel ihtiyaçlarından mahrum bıraktıkları Filistinlilerden terörist sandıklarının üzerine ateş açmaları…

Cenin’de yaşananları anlamak için, Fransa’da yayımlanan L’Humanite gazetesinin muhabiri Pierre Barbancey’e kulak verenler, duyduklarına inanamıyor. Dünyanın sağır ve kör olduğu olayları Barbancey şöyle anlatıyor:

“Cenin’de 48 saat geçirdim. Filistinli tanıklar, İsrail ordusunun öldürdüğü Filistinlileri kamp meydanında kazılan çukura doldurup üzerine beton attığını anlattılar. Cenin, şu anda 1945 yılında Müttefikler’in bombardımanıyla harabeye dönen Berlin’i andırıyor. Cenin’de burnumuza ceset kokusu geliyor. Her yerde salkım saçak çöp bidonları… Üzerlerinde sürekli vızıldayan sinekler… Korkunç bir görüntü… Üstü başı pislik içinde çocuklar, kucaklarında çocuklarıyla bağrışan ağlayan kadınlar… Su yok, süt yok, yiyecek yok…”

İsrail Hükümeti Cenin Mülteci Kampı’nda terörle mi savaşıyor yoksa halkla mı? Belli değil. Bunun en somut örneği ise yönetmen ve aktör Julian Mer-Hamis cinayetinde saklı.

Yahudi bir anne ile Hıristiyan Arap bir babanın İsrail vatandaşı oğlu olan Mer-Hamis, 4 Nisan 2011 tarihinde, Batı Şeria’nın Cenin kentinde maskeli bir grubun açtığı ateş sonucu öldürüldü.

Kendisini “yüzde yüz Filistinli, yüzde yüz Yahudi” olarak tanımlayan Mer-Hamis, uzun zamandır Cenin Kampı’nda yaşıyordu. Ve 2002 yılında İsrail’in Cenin Kampı’nı işgali sırasında imha etiği Stone Theatre’ın (Taş Tiyatrosu) yönetmeni aktivist Arna Mer Khamis’in oğlu olarak, 2006 senesinde burayı yeniden hayata geçirmişti. Artık Cenin Kampı’nda bir tiyatro vardı. Mer-Hamis orada gençlere ve çocuklara yaş gruplarına göre atölyeler yapıyor, üçüncü intifadanın kültürel olması gerektiğini savunuyor, sanat projeleri gerçekleştiriyordu. Mer-Hamis’in yardımcıları, diğer eğitmenler de, başka dünyada yaşadıkları hayal kırıklıklarını Cenin de unutmaya gelmiş olan aktivistlerdi.

Mer-Hamis kendisini ve öğrencilerine o kadar inandı ki, 2008 yılında Özgürlük Tiyatrosu’nda İngiliz yazar George Orwell’in romanı “Hayvan Çiftliği”nin bir uyarlamasını sahneledi. Belki de Mer-Hamis “Hayvan Çiftliği” oyununu bilerek seçmişti. Çünkü Hayvan Çiftliği; dövülmekten, sağılmaktan, kesilmekten ve eziyet görmekten bıkmış Manor Çiftliği’ndeki hayvanların, hayvan devriminin hikayesiydi. Hayatının son senelerini Siyonizm karşıtı aktivizme soyunan ve İsrail kurulduğunda yaşadığı hayal kırıklığını gizlemeyen George Orwell’in sade bir dille çok şey anlattığı öyküsüydü. Belki de İsrail’in dünyayı bir hayvan çiftliği gibi görmesine, Mer-Hamis’in bir göndermesiydi.

“Günlerden bir gün, küçücük bir çocuğun koca bir atı daracık bir patika boyunca sürdüğünü görmüştüm. Çocuk taş çatlasa on yaşındaydı. At ne zaman geri dönmeye kalksa çocuk elindeki kırbaçla onu istediği yöne götürmekteydi. Bu sahneyi görünce, birden anladım ki şayet hayvanlar güçlerinin bilincinde olsalardı, bizler onları asla yönetemezdik; insanlar hayvanları tıpkı zenginlerin proletaryayı sömürdüğü gibi sömürüyorlardı" sözleri ile “Hayvan Çiftliği”ne esin kaynağı olan olayı anlatan Orwell’i, Cenin Mülteci Kampı’nda bir kez daha yaşatan 52 yaşındaki Yönetmen Julian Mer-Hamis’in, belki paranoyak bir devlete tiyatro oyunları üzerinden çok sözü olacaktı. Şayet vurulmasaydı.

Vurulan aslında Julian Mer-Hamis’in şahsında yine Gazze halkıydı. İnsani yardımları bile ülkesine tehdit olarak gören bir milletin terörist avıydı. Dünyaya meydan okumayı bir de sanatçı suikastı üzerinden anlatmak, gücünü! bir de yönetmen cinayeti üzerinden göstermekti ne yazık ki.

haber10

Filistinli muhalif yönetmen Merhamis öldürüldü
05 Nisan 2011

İsrailli Arap film yönetmeni ve insan hakları eylemcisi Julian MerHamis, Batı Şeria'nın Cenin kentinde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Uçankuş.com göre, Filistin güvenlik yetkililerine göre 52 yaşındaki yönetmene, Cenin Mülteci Kampı'nda kurduğu “Özgürlük Tiyatrosu”nda bulunduğu sırada ateş açıldı.
Hamis, saldırı üzerine hemen hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadı. Bir Yahudi anne ile Hıristiyan Arap bir babanın oğlu olan Nasıra doğumlu MerHamis, Cenin Mülteci Kampı'nda yaşıyordu. haber1001
_________________
Bir varmış bir yokmuş...