Alemdar Site Admin
Kayıt: 14 Oca 2008 Mesajlar: 3538 Konum: Avustralya
|
Tarih: Çrş Oca 19, 2011 8:51 pm Mesaj konusu: Diyanet Din’in neyi olur? |
|
|
Hüseyin Karaca
Diyanet Din’in neyi olur?
17 Ocak 2011
Soru:
Modern devletlerin oluşum süreçleri ve uluslar arasındaki ilişkilerin çıkar amaçlı yapısı gözönüne alındığında, devletin birey üzerindeki tahakkümünün sınırı nedir? Örneğin, ülkemizin NATO ya da ABD ile giriştiği/girişeceği ortak harekatlar bağlamında zorunlu askerliğin dini hükmü nedir? Sırf iki ülke anlaştı diye ya da ülkeyi yönetenlerin siyasi ve seküler kararları sesebiyle insanın eline silah almaya zorlanması caiz midir?
Yani, günümüz dünyasında zorunluğu askerliğin dini hükmü nedir? TSK, askerlik konusunda sizden fetva istese cevabınız ne olur?
Bu soruyu, uzun süredir yaptığım bir çalışma çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Sorular Komisyonu’na geçtiğimiz aylarda sormuştum. Doğrusu, cevap vereceklerine dair bir umudum yoktu. Verseler de “ben bilmem, devletim bilir” gibi topu taca atan bir cevap olur diye düşünüyordum. Fakat, sanırım bir hafta on gün gibi bir zaman sonra cevabı aldım.
İşte o cevap:
“Dini olarak verilen fetvalar kişisel olup irşat niteliği taşır; mahkemelerin verdiği hükümler ise hem özel (kişisel) hem de genel olup bağlayıcıdır. Fetvayı müftüler verirken hükmü mahkemeler verir. Diyanet İşleri Başkanlığı mahkeme değil, Dini İslamı öğreten ve dinle ilgili sorulara cevap veren bir kurumdur.
Ayrıca dinimize göre nass olmayan yerlerde, devletin kanuni düzenleme hakkı vardır ki, vatandaşlarında buna uyması zorunludur.”
(27052010143313 kayıt nolu, Dini Sorular Komisyonuna sorduğunuz sorunuzun cevabı.)
Böyle bir cevabı biz ne yapalım şimdi; nasıl anlayalım?.. Keşke cevap vermeselerdi, görmezden gelselerdi. Ya da açık açık, “Biz devletin resmi bir kurumuyuz ve kanunla düzenlenmiş konularda görüş bildiremeyiz.” deselerdi. ‘Eyvallah’ der geçerdim. Oysa, kaçak güreşirken bile kendini alamayıp, devlet lehine hüküm bildirmekten kendini alamamış.
Varlığı, laiklikle taban tabana zıt bir kurumun, laikliği bu kadar iyi özümsemesi karşısında öncelikle kurucu ideolojiyi tebrik etmek gerekir.
Ben askerliğin dini açıdan hükmünü, yorumunu soruyorum; oysa kurum cevap boyunca fetva-mahkeme karşılaştırması yapıyor. ‘Biz mahkeme değiliz, dinle ilgili sorulara cevap veririz’ derken, kurnazca alanını daraltıyor ama olan dine de olmuyor mu, dinin de alanını daraltmıyor mu muhteremler? Demek ki namaz, oruç, zekat gibi itikadî konular dışında dinin toplumsal hayata dair hiçbir hükmü, projeksiyonu yok öyle mi?
Ya son cümleye ne diyeceğiz? “… dinimize göre nass olmayan yerlerde, devletin kanuni düzenleme hakkı vardır ki, vatandaşların da buna uyması zorunludur.” Doğru, nass yok; çünkü İslam’da askerlik yok. Cihad var, mücahid var. Ve Peygamber cihada bile gönüllülerle çıkıyor.
Son cümlenin son bölümü her şeyi açıklıyor aslında: “… vatandaşların da buna uyması zorunludur.”
Müslümanın ahvalini sorup, ‘vatandaş’ın yükümlülüğüne dair cevap alınan bir diyanet, dinin neyi olur?
Haber10 _________________ Bir varmış bir yokmuş... |
|