EntellektuelForum

Alemdar · Tarih: Pzr Eyl 12, 2010 11:59 pm Mesaj konusu: Onun köyü hep tartışıldı...

Gürkan Hacır
gurkan.hacir@aksam.com.tr
Onun köyü hep tartışıldı...

Belki de cumhuriyet tarihimizin en çok tartışılan davasına onun başkanlığındaki mahkeme heyeti baktı. Verdiği tutuklamalar da tahliyeler de çokça tartışıldı. Hakkında yapılmadık spekülasyon, konuşulmadık dedikodu kalmadı. Kimi Ergenekon'a yardım ediyor, bir an önce onları tahliye etmek için uğraşıyor dedi, kimiyse istihbaratçı polislerle yediği iftar yemeğinden hareketle cemaatçi hakim olarak adlandırdı.
Köksal Şengün başkanlığını yürüttüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'yle en çok konuşulan hakim oldu.
İnsanoğlu nasıl bir eğitim alırsa alsın yine de doğduğu ve büyüdüğü coğrafyanın izlerini taşır.
Peki, bu çok tartışılan Hakim Köksal Şengün'ün doğduğu köyü biliyor musunuz?
O'nun doğduğu köy neredeyse cumhuriyet tarihimizin özeti gibidir. Buyurun o halde Trabzon'un sahil ilçesi Sürmene'nin Baştımar Köyü'ne...

Köyün bilinen tarihi Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon'u fethine dayanıyor. Osmanlı yönetimine geçtikten sonraki adı Farsça'dan geliyor. Mah-ı Nev...Yani Yeni Ay. Araklı Burnu'ndan Fıçı Burnu'na kadar olan köyün hilal şeklinde olmasından dolayı konulduğu tahmin ediliyor. Fetihle beraber Karadeniz sahil şeridindeki Trabzon İmparatorluğu'nun yöneticileri İstanbul'a (özellikle Fener ve Balat bölgesine) göç ettirilmesiyle Mah-ı Nev Köyü de tımar olarak sipahilere bırakıldı. Köyün Baştımar adını alması da bu döneme rastlar.

Köye Türk ve Müslüman ailelerin iskanı 1700'lü yıllarda başladı. Tımar sahibi olan Yakup Ağa köyün ilk ve en köklü ailesinin adı oldu. Yakupoğulları'nın yanı sıra köye yerleşen bir diğer büyük aile ise Ceylanoğulları oldu. Yalnız köyü ikiye bölmüşlerdi. Devletle teması sağlayan Yakupoğulları ailesiydi ki; sahil bölümüne yerleşmişlerdi. Ceylanoğulları ise dağlık bölgeye evlerini yapmışlardı. Ceylan Ağa'nın bir kardeşi de Sarı Ali'ydi. O da hemen Baştımar Köyü'nün yanı başındaki Of'a yerleşmişti.
Of'a yerleşen bu ailenin aldığı lakabı herhalde tahmin ettiniz! Sarıalioğulları! 1934'te soyadı kanunu çıkınca aile Saral soyadına döndü. Sonraki yıllarda bir kısmı yeniden Sarıalioğlu'na döndü. Beşiktaş'ın ünlü futbolcusu Sanlı Sarıalioğlu'dan eski Ankara emniyet müdürlerinden Cevdet Saral, ünlü mafya grubu Sarallar çetesi hep bu ailenin mensuplarıydı. (Komplo teorsiyenleri için harika bir başlık. Cemaate karşı olduğu için görevden uzaklaştırılan eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ile Ergenekon hakimi Köksal Şengün çok uzaktan da olsa akraba. Belki bu durumu kendileri bile bilmiyor ama olsun. Maksat komplo teorisi üretmek değil mi!!!)

Baştımar Köyü'nde sadece bu iki aile yoktu hiç kuşkusuz. Zaman içerisinde birçok aile de bu şirin sahil köyüne yerleşmişlerdi. Hendemoğulları, Sahtiyanlar, Yanıkoğulları, Yazıcıoğulları, Küçükhüseyinler, Sedefler, Tarakçılar, Avcıoğulları, Alipaşaoğulları, Karamustafalar, Kızkapanoğulları ve Hubalioğulları.
Şimdi gelelim cumhuriyet dönemine...

CUMHURİYET DÖNEMİ
Yakupoğulları'ndan Hacı Yakupzade Ahmet Ağa'nın oğlu olan Hafız Mehmet Efendi Baştımar Köyü'nün belki de en tartışılan ismidir. Baştımar'da doğdu, İstanbul'da hukuk eğitimi aldı. Çeşitli bölgelerde hakimlik yaptı. 1912'de Osmanlı Meclis-i Mebusan'a seçilerek mebusluk görevinde bulundu. Tam üç dönem mebusluk yaptı. Meclis-i Mebusan'ın dağılması üzerine Trabzon'a döndü ve avukatlık yaptı. 1920'de Bakü'de düzenlenen ünlü Doğu Halkları Kurultay'ına Anadolu delegasyonunu temsilen katıldı. Ama giderek taraftar bulmaya başlayan Bolşevizm'e karşı durulması gerektiğini savunuyordu. Ankara'da kurulan ilk mecliste Trabzon milletvekili olan Hamit Bey'in ayrılması üzerine Trabzon milletvekili oldu. Ardından bakanlık günleri geldi ama bu kabına sığmayan Karadenizli için bu makamlardaki günleri de sayılıydı. Adalet Bakanlığı'nı 13 gün, İçişleri Bakanlığı'nı ise yalnızca 1 hafta yaptı. Her iki görevden de kendi isteğiyle ayrıldı. Kolay söz geçmeyen, başına buyruk ve esaslı muhalif Hafız Mehmet'in, Meclis'te Atatürk'e karşı olanların kurduğu ikinci grupta yer aldığını söylemem herhalde gereksiz.

İZMİR SUİKASTI SANIĞI
Hafız Mehmet, 1923'teki seçimlerle Meclis dışında kaldı. Ama Atatürk'e muhalefetini sürdürdü. Ta ki 1926 yılında kadar. 1926'da İzmir'de Gazi'ye düzenlenen suikast girişiminde yer aldığı gerekçesiyle tutuklandı. Suikast girişiminin başrolünde hemşerisi Ziya Hurşit vardı.
(Ziya Hurşit deyince biraz duralım... Çünkü bir başka ilginç köyün hikayesi de burada saklı. Ziya Hurşit de Rize'nin Çamlıhemşin İlçesi'ne bağlı Mollaveyis köyünden ve Kürdoğlu ailesindendi. Onunla aynı köyden yetişen bir başka ünlü ise TKP'nin ünlü genel sekreteri Laz İsmail'di. Onların hikayesini de bir başka zaman yazarız.)

KOMÜNİST BAŞTIMAR
Hafız Mehmet Bey, İzmir yargılamaları sonucu idam edildi. Hafız Mehmet'in öz yeğeni ise oldukça ilginç bir isimdi. Zeki Baştımar. Soyadını köyünden alan Zeki Bey, Trabzon Öğretmen Okulu'nda okudu. Ardından Moskova'ya yüksek tahsil için gitti. Burada sosyalist fikirlerle tanıştı. Türkiye'ye döndüğünde tercümanlık yaptı. Tolstoy'un ünlü 'Harp ve Sulh' romanını Türkçe'ye çeviren de Zeki Baştımar'dır. Türkiye Komünist Partisi'ne üye oldu. Kısa sürede merkez icra komitesine kadar yükseldi. İllegal faaliyet gösteren TKP içindeki kod adı yine köyüne ve sülalesine bir gönderme taşıyordu: Yakup Demir.

Zeki Baştımar 1940'lı yılların sonunda TKP'nin başına geçti. Genel sekreter oldu. 1951'de ona örgütsel dokümanları getiren Sevim Belli'nin (O da Karadenizli bir aile olan Kalkavanlar'ın kızıydı) polis tarafından yakalanmasıyla ünlü '51 komünist tevkifatı başladı. Sevim (Kalkavan) Belli poliste kontrolsüz bir şekilde çözüldü. Ve bildiği bütün ilişkilerini bir bir anlattı. Zeki Baştımar'ın da dahil olduğu onlarca kişi, onun ifadeleri sonucunda tutuklandı. Ama en uzun cezayı alan Zeki Baştımar oldu. 10 yıl hapis...!

BAŞTIMAR'IN GELİNİ
Zeki Baştımar'ın amcasının oğlu da komünist partiliydi. Dündar Baştımar... Dündar Baştımar ilginç bir ailenin kızıyla evlilik yaptı. Mocanlar'ın kızı Ayşe Mocan'la evlendi. Peki, kimdi Ayşe Mocan? Nazım Hikmet'in teyzesi Sara Hanım'ın Şevket Mocan'dan olan kızı. Yani Dündar Baştımar Nazım Hikmet'in teyzesinin kızıyla evlenmişti. (Konuyu fazla dağıtmadan ekleyeyim. Şevket Mocan DP'li bir politikacıydı. Sara Hanım'dan boşanınca intikam amacıyla Nazım Hikmet'in Türk vatandaşlığından çıkartılması için kanun teklifini o verdi. Ve bu teklif kabul edilerek Nazım, vatandaşlıktan çıkartıldı.Yani Nazım Hikmet'in vatandaşlıktan çıkartılması komünist faaliyetlerinden çok aile içi tartışmadan olmuştu.)
Ayşe - Dündar Baştımar çiftinin kızı Yıldız Hanım ise yine bir başka ünlü komünistimiz Dr. Nihat Sargın'la evlendi.

KASTELLİ KONAĞI'NDA BİR CEVHER
Baştımar Köyü'nün ve Baştımar Ailesi'nin ünlüleri bununla sınırlı değildi. Banker Kastelli olarak bilinen Abidin Cevher Özden de bu ailedendi. Hafız Mehmet Efendi annesinin amcası, Zeki Baştımar ise annesinin amca çocuklarıydı. Baştımar Köyü'nün dereye yakın bölümüne Kastel adı veriliyordu. Abidin Cevher Bey de buradaki ünlü Kastel Konağı'nda doğmuştu. Onun için yıllar sonra kurduğu şirketine Kastelli adını verdi. Anne tarafından Yakupoğulları'ndan baba tarafından ise Cevahiroğulları'ndandı.
Şu Türkiye ne ilginç ve renkli bir ülke değil mi? Bir aile düşünün ki bir ferdi ülkenin en gizli komünist partisinin başında diğer bir ferdi ise Türkiye'nin ilk banker vurgununu yapan ve sonunda girdiği bataktan çıkamayarak intihar eden bir borsa spekülatörü.

'SON BABA' DA AYNI KÖYDEN
Baştımar Köyü'nün bir başka ünlü Dündar'ı ise yeraltı dünyasındandı. 'Son Baba' olarak nam salan Dündar Kılıç da Baştımar Köyü'ndendi. Çocukluğu Baştımar'da geçti. Ardından Ankara'nın kabadayıları ile ünlü semti Hacettepe'ye yerleşti. Ünlü Kabadayı Mehmet'in korumalığını yaptı. Kürt Cemali cinayetine adı karıştı. Ve namı bu olaydan sonra duyulmaya başladı. Hilton Oteli baskınından, Civan skandalında racon kesmeye kadar onlarca olayın başrolünde o vardı.

Kızı Uğur Kılıç da onunla aynı yoldan yürüdü. Ülkücü mafyanın ünlü ismi Alaattin Çakıcı'yla evlendi. Fırtınalı evliliğinin ardından boşandığında onu eski kocasının adamlarının kurşunları bekliyordu. Önceki evliliğinden olan oğlu Onur Özbizerdik'in gözleri önünde kurşunlanarak can verdi.
Dündar Kılıç'ın torunu Onur Özbizerdik ise önce Alaattin Çakıcı'nın kardeşine saldırı düzenledi ardından birçok silahlı çatışmanın içinde yer aldı. Yaşının gençliğine rağmen 'Son Baştımar'lı olarak racon kesmeye o devam ediyor.
Evet... Bıçaklarıyla ünlü Sürmene'nin sevimli köyü Baştımar'ın hikayesi böyle. Baştımar'ın yetiştirdiği hukuk adamı Köksal Şengün ise Ergenekon davasından ve hakkında üretilen binlerce senaryodan bıkmış vaziyette, artık emekli olmaya hazırlanıyor. Ama onun doğduğu köy Baştımar, Türk siyasetinden emekli olacağa pek benzemiyor.

LAZ İSMAİL ve NAZIM BİRLİKTE
Türk şiirinin büyük ismi Nazım Hikmet'in teyzesinin kızı Ayşe Mocan, TKP Genel Sekreteri Zeki Baştımar'ın Komünist Parti'li kuzeni Dündar Baştımar'la evlenmişti. Böylece Nazım Hikmet de ünlülerin köyü Baştımar'la bir şekilde tanışmıştı.

http://www.aksam.com.tr/2010/09/12/yazar/18743/gurkan_hacir/onun_koyu_hep_tartisildi____.html
_________________
Bir varmış bir yokmuş...