EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Fazıl Say

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MÜZİK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Tem 24, 2010 10:24 pm    Mesaj konusu: Fazıl Say Alıntıyla Cevap Gönder

Orhan Gencebay, Fazıl Say'ın kendisi hakkındaki açıklamalarınacevap verdi
07 Ekim 2011

Fazıl Say'ın Twitter'dan yaptığı ve çok konuşulan açıklamaların ardından sevilen sanatçı Orhan Gencebay'dan bir basın açıklaması geldi. Twitter'da "Orhan Gencebay 3. sınıf müzisyendir. Haa kibar adamdır. Ama kibar adam olmak meslek değil!" açıklamasını yapan, ardından Müslüm Gürses ve Sezen Aksu hakkında d ağır ifadeler kullanan Fazıl Say, kamuoyundan büyük tepki almıştı.

ORHAN GENCEBAY BASIN AÇIKLAMASI:

Fazıl Say'ın söylediği iddia edilen sözleri Fazıl gerçekten söylediyse ki ben buna ısrarla inanmak istemiyorum. Bu sözleri söyleyen kişi;

Hastadır.

Komplekslidir.

Sevilen sayılan ünlü kişilere sataşarak gündeme gelmek istemektedir.

Yaptığı sanat icraatı ile ülkemizde istediği popülariteyi sağlayamadığı için sevilen sayılan kişilere sataşarak popüler olmak istemektedir.

İyi piyano çalması onun en iyi sanatçı olduğu anlamına gelmez.

Yurt dışında konserler vermesi onun en üstte hizmet verdiği anlamına gelmez
( Ayrıca bir Türk olarak yurt dışında ülkemi başarı ile temsil edenleresaygıyla teşekkür ederim)

Fakat sanatçıların kendi ülkelerinde ne kadar başarılı olduğu çok daha önemlidir. Çünkü Yabancı ülkeler yurt dışında faaliyet gösteren kişilere önce kendi ülkende ne kadar başarılısın diye sorarlar.

Fazıl Say Türk müziğini bilmez birkaç Türk müziği eseri icra etmesi onunTürk müziğini hatmettiği anlamına tabiî ki gelmez.

Onun kulvarı klasik batı müziğidir.

Klasik batı müziği her ülkede saygıyla icra edilir izlenir.

Fazıl bu misyonun icracısıdır.

Fakat her ülke çok büyük ölçüde kendi değerleri, kendi geleneği ve kendi kültürüyle yaşar.

Ulusal değerlerle klasik batı müziği değerlerini kıyaslamaya kalkmak kadar yanlış bir şey olamaz. Aslolan çağdaşlık, evrenselliktir.

Batılılaşmak fikri kendi değerlerini ikinci plana itmek yabancı misyonuna teslim olmak anlamına da gelmektedir.

Fakat herhangi bir misyonu benimseyen ve aktif bir şekilde içinde olan entelektüeller bu sözümün dışındadır.


Fazıl Say kimdir ki ne hakla sınıf farkı yaratmaktadır.

Fazıl Say müziğin sahibimidir ki herkese tepeden bakar bir biçimde ahkam kesmektedir.

Fazıl Say Türk halkına dolaylı yoldan hakaret etmektedir.

Fazıl Say Türk değerlerini ve kültürünü hiç önemsememektedir.

Halkın çok büyük bir çoğunluğu Fazıl Say'ı tanımaz ve sanatını bilmez.

Çok kişiye göre Fazıl Say sonuncu bile değildir. Belki de hiçbir şeydir.

Fazıl say iyi bir enstrumanisttir.

Fakat Türk müziğinde Fazıl Say'ı gibi çok miktarda enstrumanistler vardır.

Fazıl Say Türkiye'de popüler olamamıştır benim görüşüme göre de hiçbir zaman olamayacaktır.

Popüler olamama rahatsızlığından dolayı sanatı ile değil de Türk halkının sevdiği saydığı kişilere çatarak popüler olmaya çalışmayı tercih etmektedir.

Fazıl Say'ın sanat kulvarı çok saygın ve benimde çok sevip saydığım bir kulvardır.

Bu kulvar klasik batı müziğidir.

Fakat Fazıl Say temsil ettiği bu muhteşem sanatın saygınlığıyla hiç bağdaşmayan, entelektüellikle alakası olmayan son derece bencil davranışlarını kaçıncı defadır sergilemektedir.

Yine Fazıl'dan konuşmak zorunda kaldığım için hicap duyuyorum. Fakat medyamızda malesef gündem şu anda bu.

Fazıl'ın istediği oldu.

Fazıl'ın söylediği bu zavallı sözlere cevap vermek tenezülünde kaldığım için hicap duyuyor ve halkımızdan özür diliyor en derin sevgi saygılarımı sunuyorum.

ORHAN GENCEBAY
Kaynak: habertürk

Fazıl Say, restoranda Alman kadına vurdu iddiası
06 Eylül 2011

Burgazada'daki Antigoni Restoran'da 30 Ağustos akşamı piyanist Fazıl Say ile belgeselci Nedim Hazar ve eşi Dr. Ulrike Dufner arasında yaşanan kavga, yapılan karşılıklı açıklamalarla büyüyor.
HaberTürk Magazin'in haberine göre, internet üzerinden bir açıklama yapan Say, “Alman kadın kendisine vurmaya çalıştığımı söylüyor bu yalan. Ayrıca benden bir özür bekliyor ama ondan özür dilemem” dedi. Hazar'ın eşi Ulrike Dufner ise; “Araya girmeselerdi bana vuracaktı. Eşimin gömleğine içki döktü. Özür dilemeyeceğini söylemiş. Say, sanatçı olarak farklı bir rol benimsemeli” diye konuştu.


FAZIL SAY: 'Almanya'da olsa bir dünya sanatçısına yapabilir mi?'
“(...) Restoranda, sadece ikimasada müşteri kalmıştı. Bu çift, gelip tam yanıma oturdu. (...) NTV programcısı tatsız bir dille, beni, görüşlerimi, babamı eleştirmeye başladı. Çok sinirlendimve adama 'S...r git' dedim. Bu Alman kadın, Yeşiller Partisi üyesi, Almanya'da olsa, herhangi bir dünya sanatçısının yanına oturup sırf onu kızdıracak seyler diyebilirmi sizce? (...) Ona vurmaya çalıştığımı iddia ediyor. Vurmadımçünkü ertesi gün bu ellerde konser verecek olan yine benim. Özür dilemeyecegim çünkü bu olayda suçlu onlardır.”

NEDİM HAZAR: 'Pet şişe ve bardak fırlattı'
“Fazıl Say'ın da oturduğu masanın ucuna iliştik. Say'la 2004'te Mercan Dede'nin belgeselini çekerken tanışmıştık. Eşim de tanıyor. Yeşiller'den konu açıldı ve 'Cem Özdemir arkadaşımdır. Sizin yüzünüzden Avrupa'da azar işitiyorum. Arkadaşlarım Mustafa Balbay, Soner Yalçın sizin yüzünüzden içeride' diye eşime bağırmaya başladı. Ben de 'Baban senden daha iyi politika yapıyor' dedim. Çok sarhoştu. Pet şişe hatta bardak fırlattı.”

ULRIKE DUFNER: 'Say kendiyle hesaplaşsın'
“Eşim, Fazıl Say'a, 'Babanın siyasi görüşünü daha iyi buluyorum' dedi. Ondan sonra Fazıl Bey patladı. Oradan ayrılırken Fazıl Say arkamdan geldi. 'Siz de benim gibi ölüm tehdidi alıyor musunuz?' diye sordu. Elini kaldırıp vurmak istedi. O sırada 3-4 kişi beni korudu. Onlar olmasaydı kesinlikle vuracaktı. Çok öfkeli bir tip. Arkamızdan pet şişe fırlattı ama bana isabet etmeden denize düştü. Fazıl Say özür dilemem için bir neden yok demiş. Kendiyle hesaplaşmalı. Bu kadar önemli bir müzisyen olarak başka türlü bir rol üstlenmeli.”
netgazete

"YAVŞAK" TARTIŞMASINA BEN DE GİRİYORUM
Mümtaz İdil
24.07.2010

Fazıl Say, çok doğru olan bir sözü, yanlış kelimeyle ifade etti; yer yerinden oynadı.
Arabesk müziğin insanı “yavşattığı” kesin de, buna Fazıl Say “uyuşukluk” deseydi, çok daha az tepki alırdı. Oysa kastettiği tamamiyle uyuşukluktu.
E yani, yalan mı?
Bir “elit” nefretidir sürüp gidiyor. Biraz dilimize pelesenk ettiğimiz “çağdaş batı” uygarlığından söz edecek olursanız, yazınızda o kesimden örnekler verecek olursanız, hemen damga geliyor: “Bu ne batı hayranlığı, bu ne biçim elitlik,” diye.
Şöyle kafanızı bir kaldırıp da mağaza ve dükkan isimlerinde neredeyse tek bir Türkçe kelime bulamadığınız sokaklarda dolaşırken, tepki yok...
Ama Voltaire’den, Dostoyevski’den, Chopin’den, Dali’den dem vurduğunuzda, Teksas kovboylarının ellerindeki “bufallo” damgası gibi, damga hazır: “Hadi oradan elit!”
Bir dakika durmak gerek. Yazısında, müziğinde, yarattığı eserinde kendisinden önce keşfedilmiş sulardan geçerek yeni bir eser yaratan kişi elit...
“Elize” pavyonunda malt viskisini yudumlayan, “kaderin kendisine çizdiği yolu, cebindeki iki paket Amerikan sigarasıyla tüketen,” vatansever...
Vatansever de demeyelim hadi, bu aralar o da “hakarete” giriyor... Liberal...
Fazıl Say’a saldırıların temelinde müzik bilmezlik, müziğe saygısızlık, müzik ile gürültü arasındaki farkı bilmemezlik... Ne ararsanız var.
Müzik yok.
“Yazık, sizi müzisyen sanmıştık,” demek kolay. Yavruları klasik müzik eğitimi alırken üstelik.
Niye müzisyen olmadığını, müziği hangi kriterlerle ölçtüğü yok...
Hem diyeceksin ki, “halkı yıllardır apolitik olmaya mahkum ettiler... 12 Eylül bu ülkede zaten yeni filizlenmiş kültürü de yok etti... Askerler tüm ülkenin iyiye yönelik her şeyini ortadan kaldırdı...” Hem de Hasan Mutlucan sabah hangi türküyle bizi uyandıracak diye radyo-televizyon açık uyursan, olmaz!
Zırva, dersin.
Eh, ben de zırva derim... Zırvada buluşuruz. Sonra?
Bırakın bir kenara Fazıl Say’ın Mozart sevgisini, Bethoveen hayranlığını, Chopin tutkusunu... Bunlar eğitimi sonucunda kendisine verilmiş “bilgiler”.
Ama Fazıl Say bunu bir adım aşarak, Dede Efendi’yi de çaldı. Nazım Hikmet Oratoryosu da besteledi...
Arabesk müzik denilen garabetin yapış yapış Ortadoğu uyuşukluğunu anlatan müzikle mücadele eden müziklerdi bunlar.
Bilirmisiniz ki, Mireille Mathieu adlı Fransız şarkıcının Fransızlar tarafından “arabesk” nitelendiğini? Hadi Enrico Macias’ı anlarım, Cezayir asıllı... Ama ille de Jack Brel diye niye Fransızların ter ter tepindiğini bilir misiniz? “If you go away”’in bestecisi olduğunu...
Paul Anka’nın aranje ettiği, Frank Sinatra’nın dünyaya tanıttığı “I did it my way” şarkısının aslında “Comme d’habitude”den tırtıklandığını, Claude François ve Jacques Revaux tarafından bestelendiğini?
Elbette bilirsiniz.

Ne diyor çok satan bir gazetemizin çok okunan yazarı:
“Lütfen biri duruma el koysun ve Fazıl Say sadece müzik yapsın.
Başka ukalalıklara kalkışmasın.”
Bu kadarı da fazla artık!
Bir insan bir konuda çok ama çok başarılı ise felsefe, siyaset, kadın erkek ilişkileri gibi konularda da ahkam kesmek, fetva vermek zorunda mı?”
Söyleyene bakın, bir de söyleyenin yaptıklarına...
Sanatçı ne yapacak efendim? Yalnızca müziği ile ilgilenecek, siyasete karışmayacak, halkın müzik beğenisine hiç dokunmayacak... Onlar yavaş yavaş müziği de, felsefeyi de, cinselliği de öğrenecek ve bu merdivenleri “ağır ağır” tırmanıp, Ayşe ablalarının Ahmet ağabeylerinin seviyesine gelecekler.
Yani şimdi konu başındaki elit kim?
Halk istiyor diye halka indiğini, onların beğenisi ile müzik ve her türlü sanatı icra ettiğini söyleyenler, kendi dünyalarında aynı zevksizliği göstermiyorlar.
Onlar için piyasa ve rant ile kendi kişisel dünyaları arasında aşılmaz bir “elit” duvar var.
Sonra siz böyle bir yazı yazıyor ve diyorsunuz ki, “beyefendiler, bu müzik sizi uyuşturuyor, bu kitaplar sizi bilgiden uzaklaştırıyor, bu inançlar sizi bilimden ayırıyor...”
Teksas mühürü hazır: “Elit...”
Abu Dabi’yi anlatırsın, geç. Cinselliğin suyunu çıkartırsın, geç. Müziğin ucuzunu yaparsın, geç. Romanı okunmaz hale getirirsin, geç.
Bırakın Mozart’ı falan...
Bir Victor Hara’nız, Paul Robson’unuz var mı arabesk savunucuları?
Inti Illimani gibi bir grubunuz?
Neden yetişmiyor Aşık Veysel artık?
Niye Neşet Ertaş türünün son temsilcisi gibi dolaşıyor?
Eskiden müziği yalnızca “eğlence” olarak görenleri eleştirirdik, karşımıza şimdi “uyuşturanlar” çıktı...
Bütün bunların özünde yatan, “ucuz sanatla, parsayı toplamak”...
Müzikten bahsetmeyelim lütfen, müzik ciddi bir iştir.
Arabeskçilerin yaptığı kısa yoldan şöhret olmak. Okur yazarının bu kadar az olduğu, okurlarının da yazar olduğu bizim gibi toplumlarda, insanların kaçamayacakları sanat türü müzik ve dizi film olduğu için, daya gitsin...
Yiyorlar nasılsa...
Sonra birinin çıkıp da doğruyu söylediğinde, neden bu kadar şimşekleri üzerine çektiğini düşünün bir kere.
Adam müziği dinleyene “yavşak” demiyor ki...
Dikkatli okuyun, üzerinize düşmeyen savunmalara da girmeyin.
Dünyanın tüm hareketli toplumlarında müzik devrimciliğin bayrağı olmuş, bizde niye uyuşukluğun sembolü onu düşünün.
Neden arabesk müziği topluma dayatanlar, “elit” isimli kafelerde ömür tüketiyorlar(!) bir bakın, sorun...
Türkiye’nin yetiştirdiği ne büyük müzik adamlarından birine, “zırvalamış” demek kolay.
Nerede ve neden zırvaladığını, müzik diliyle bir anlatın hele...

Odatv.com

Cüneyt Özdemir Ve Fazıl Say Twitter'da Kapıştı!

Twitter ilginç ve hararetli bir tartışmaya sahne oldu. Cüneyt Özdemir ile dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'ın birbirine girdiği polemikte suçlamalar havada uçuştu!
Medyanın en popüler internet mecrası olan Twitter ilginç ve hararetli bir tartışmaya sahne oldu. Gazeteci Cüneyt Özdemir ile dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say arasındaki yüksek tansiyonlı polemik Twitter'ı adeta karıştırdı.

Fazıl Say'ın arabesk müzik ve dinleyici profiline dair sert eleştirileri ile başlayan polemik bu kez Twitter'da devam etti. Cüneyt Özdemir ve Say'ın karşılıklı tweet'leriyle yaşanan tartışmada taraflar adeta birbirine girdi. Belli bir nezaket ve mesafe içinde başlayan tartışma giderek sertleşti ve karşılıklı hakaretlere vardı. Özdemir de Say da tartışmayı sert suçlamalarla kapatırken, Twitter kullanıcıları polemiğe yoğun ilgi gösterdi.

İşte Özdemir ve Say'ın Twitter kapışması:

Cüneyt Özdemir: Başıma bir şey gelmeyecekse bu akşam Sibel Can'ın programındaki has arabeskçi Müslüm Baba'yı ve Şevval Sam'ı izlemeyi düşünüyorum, çaktırmayın.

Fazıl Say: Başına bir şey başkaldırdığında gelir merak etme)) İyi insan.

Cüneyt Özdemir: Şeytan diyor git Sibel Can'ın konserinde 'Arabeskçiler Yavşak Değildir' diye pankart aç. Hala başıma bir şey gelmez mi diyorsun!

Ya da o pankartı sizin konserlerinizden birinde mi açmalı? Hangi kitle daha anlayışsız karar veremedim bakın.. Ya da hoşgörülü.. !

Fazil Say: Senin göremediğin şu sanırım; Bir kapıyı açmak ve tartışma başlatabilmek için tek çözüm kapıyı kırmak idi.

Ama, herkes her şeyi çok iyi biliyor. Şu "yavşaklık" sözü sizin tartışmanızın devamı değil. Sizin tartışmanız, kültüryozluğu.

Populer bir basın mensubunun amacı da, araştırmak olmalı. Büyük müzisyenlere sorun bana güvenmediyseniz...

Cüneyt Özdemir: Ben sizin düşüncelerinize saygı duyuyorum ilk günden beri bunu kamuoyu önünde ifade de ediyorum başka birine sormaya gerek yok...

Bu arabesk müziğe giden sürecin arkasındaki toplumsal, ekonomik dinamikleri çözmeye çalışmanın daha anlamlı olduğuna inanıyorum

Sonuçta sayın Say aman dikkat edin binayı yıkmaya giderken (ki bence de yıkılmalı) umarım yanlış kapıları ve kalpleri yıkmazsınız.

Fazil Say: Kalpleri kırmak bu derece büyük sorun olsaydı tarihte ne Beethoven kalırdı ne Picasso ne Nazım Cüneyt.

Yazarlarını, müzisyenlerini dışlayan, kovan, hapse atan bir toplum Sibel Can2ı ile kala kalır zaten. Alternatif mi var?

Cüneyt Özdemir: Şu anda Sibel Can'ı açtım Müslüm Gürses'i izliyorum... Hem sizin müziğinize hayran olmaya hem de onu sevmemize izin yok mu peki?

Cüneyt Özdemir: Şu an Show TV'de Sibel Can'ı açın neye itiraz ediyorsunuz somut şarkılar üzerinden anlatın, gerçekten anlamaya çabalıyorum sizi..

Fazıl Say: Futbolda Real Madrid ile Kastamonuspor arasında da bir fark vardır da bu illaki Kastamonu'yu küçümsüyoruz anlamına gelmez.

Arabesk müziği batıdaki meslektaşlarıma dinlettim.1-2 dakika tahammül edebiliyorlar. Bu niye sizce? Siz önce kulakla mı acep?

Klasik müzikten caz'dan ve halk müziğinden iyi anlamayan bir kulak bu lafları eder. Biraz müziği ciddiye alın. O da sizi alır

Cüneyt Özdemir: Belki müzik dediğimiz şey notalardan fazlasıdır, kulaklarımız kadar aklımızı gönlümüzü de açıp içine almamız gerekir...

Fazıl Say: Ve sen bunu bu gezegende her yıl 120 konser veren-Salzburg'u açan adama mı diyorsun?Müzik gönül işidir diye. Haddini bil!

Demin ettiğim bir lafı geri çekiyorum; Cüneyt Özdemir aydın filan değildir.VE Israrla tekrar ediyorum; Herkes ne istiyorsa dinlesin.

Şu hale bak ya. Vah zavallılar ya.. Adam Hawkings'e de fizik öğretsin. Kim şaşar spikerin mankenin ertesi gün ben müzisyenim diye çıkmasına?

Cüneyt Özdemir: Ne kadar da hoyratsınız sayın SAY!

Fazıl Say: Yazdık duvarına... Her gün sabah öğle akşam oku. Bilenlere danış sonra gel benimle 10 yıl sonra tartışırsın. Hale bak ya...

Cüneyt Özdemir: Kendisini haberi olmadan farklı ortamlarda ve kamuoyu önünde ulu orta savunsak bile bu gezegende her yıl 120 konser veren Salzburg fatihini..

Kendisini dev aynasında gördüğü için.. Tartışma üslubunu bilmediği için.. Tahammülsüz olduğu için.. hoyrat ve gaddar bir insan olduğu için..

Fazıl Say: Hepsi doğru; Hoyratım tahammülsüzüm ve gaddarım. İlkelliğe ve sahtekarlığa karşı!

Cüneyt Özdemir: Bir gelenek olarak yalnızca buradan değil hayatımızdan da şutluyoruz BLOCK FAZIL SAY. Hadi yallah şimdi.. Ben sana deha olamazsın demedim...

Gazeteciler.com

İki 'baba'dan Fazıl Say'a sert cevap: Reklam peşinde

30 Ağustos 2010 Cumartesi gecesi TRT ekranlarından yayınlanan 'Ferhat Göçer ile' isimli programa konuk olan Müslüm Gürses; Fazıl Say'ın arabesk müzik hakkındaki açıklamalarına cevap verdi. Sabah gazetesinin haberine göre; Gürses, "Biz müziğe sevgimizi veriyoruz. Asıl olan müzikteki kalitedir. Bu arkadaşımız nasıl bir ruh hali içindeyse, talihsiz bir açıklama yapmış" diye konuştu. Arabesk müziğin Say tarafından küçümsenmesine bir atasözüyle yanıt vererek, "Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır. Bu arkadaş kokan cinsindendir!" dedi.

ORHAN GENCEBAY: BENİ YARALADI

Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında Say'ın kendisini hedef alan açıklamalar yapmasına Orhan Gencebay sert tepki verdi. Fazıl Say'ın çok büyük bir müzisyen olduğunu belirten Gencebay, "Büyük müzisyenler müzik hakkında konuşabilir. Fakat beni burada yaralayan, bir genelleme yapmasıdır" dedi. Gencebay "Bazı sanatçılar, popüler olmak için belli kişilere sataşır. Say'ın uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu. Şimdi reklam peşinde. Ben ona bu açıklamayı yakıştıramadım. Yanlış yolda. Arabesk altında toplanmış bütün sanatçılara bu yakıştırmayı yapması son derece çirkin" diye konuştu. netgazete
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> MÜZİK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com