EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Birinci Meclis

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Nis 22, 2010 11:31 pm    Mesaj konusu: Birinci Meclis Alıntıyla Cevap Gönder

12 Eylül Referandumu: KIRK KATIR MI YOKSA 40 SATIR MI? -4-
Ali Haydar CAN



1876 ile 1924 arasında bir de 1921 Anayasası var ki; bu minicik Anayasa 1876 ile 1982 anayasalar resm-i geçidinde gerçekten millî ve gerçek bir ihtiyaca denk gelen tek anayasa odur...

Hikâyesi ise bazı ulusalcıların tüylerini diken diken edebilicek kadar enteresan...

30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında Osmanlı İmparatorluğu için yolun sonu görünmüştü...

Ancak 700 yıllık tecrübe birikimi olan bir dünya devletinin bu sona, son ana kadar direnmesi de tabiî idi...

Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlıyı parçalayarak yutmak için sabırsızlanan Batılı emperyalist devletler/düvel-i muazzama vakit geçirmeden İmparatorluk topraklarına sökün etmeye başladılar...

İstanbul dahil ülkenin bir çok yeri fiilen işgal edildi...

Osmanlının hem istihbarat hem de özelharp işlevini gören Teşkilatı Mahsusa isimli kuruluşu da işgale uğrayan yerlerde halkı gayr-ı nizamı harp düzeninde örgütleyip Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri adı altında silahlandırarak mahallî direnişleri başlatmıştı...

Gerilla savaşı şeklinde başlayan Millî Mücadelenin derlenip toparlanmaya ve düzenli ordu haline dönüştürülmeye ihtiyacı vardı. Zira Osmanlı Orduları d Mondros Mütarekesi gereğince silahsızlandırılıp dağıtılmıştı..

İşgal Altındaki Osmanlı Payitahtında oturan Sultan 6. Mehmed Vahidüddin Han, Mustafa Kemal Paşa’yı bu iş için görevlendirerek seçkin bir kurmay subayları kadrosu eşliğinde Anadolu’ya yolluyordu...

İstanbul’da bir Padişah, O Padişah’ın emri altında bir hükümet vardı ama işgal de vardı...

İşgalcilerin baskılarından kurtulabilmek için İstanbul’un eli kolu bağlı yöneticileri siyaset satrancında harika bir hamle yaptılar...

Mustafa Kemal’in ardından işgalcilerin kapattığı Meclis-i Mebusan’ı da “Millet Meclisi” ismiyle Ankara’ya taşıdılar...

Bu meclis 23 Nisan 1920'de dualarla, kurbanlar kesilerek, Kur’an-ı Kerim okunarak, Halife ve Sultan 6. Mehmed Vahidüddin Han’a bağlılık yeminleri edilerek açıldı.

Aynı meclis kuvvetlerr birliği ilkesine göre çalıştığından aynı zamanda yürütme/hükûmet fonksiyonunu da icra ediyordu.Yani 1. Meclisle birlikte Ankara’da yeni bir hükûmet de kurulmuş oldu...

Böylece Osmanlı Devleti’nin biri işgal altında diğeri işgale karşı savaşmak üzere aynı anda iki hükûmeti oldu...

Bu siyaset tarihinde eşine pek rastlanmayacak bir durumdu...

Hükûmetlerden işgal altında olanı İşgalcilerin her dediğine boyun eğiyor görünürken, İşgale karşı Savaşmak üzere kurulanı harıl harıl millî mücadeleyi düzenli ordu haline getirmeye çalışıyor ve el altından İstanbul’dan kesintisiz destek alıyordu...

İşgalciler İstanbul Hükûmetini sıkıştırdıkça, o hükûmet hiçbir zaman uygulanmayacak, emirler kararlar, talimatlar ve fetvalar yayınlayarak Ankara hükûmetini asi ilan ediyor ve işgalcileriin yüreklerine su serpiyordu.

Bu dahiyane politika tılır tıkır yürürken millî mücadele de hızla ordulaşıyordu...

Bugün bazı ulusacıların ”hain padişah, hain hükûmet aha işte kapı gibi belgeler ortada” diye gösterdikleri sözde belgeler bu dahiyane siyaset oyunun işgalcileri oyalamaya, yatıştırmaya dönük hamlelerydi. Konuyu dağıtmamak için iki küçük misal verelim:

Birincisi: Meclis’in beşinci oturumunda Mustafa Kemal Paşa 110 oyla birinci başkan seçilirken, Celâlettin Arif Bey 109 oyla ikinci başkan seçildi. Celâlettin Arif Bey, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın başkanıydı. İstanbul’un işgali üzerine Anadolu’ya geçmişti. (6)

İkincisi: Mustafa Kemal Paşa o zaman bu konuyla ilgili şöyle bir açıklama yapıyor:

[[b]“İngilizlere hürmet edeceksiniz, ingilizlerin emrine gireceksiniz, böyle hareket etmediğiniz takdirde mahvolacağız. bu tarz hareketi vatan sevginizden beklerim.” yazılarından bazı zayıf düşünceli insanlar bu kadar muhterem bir arkadaş (Mareşal Fevzi Çakmak)ın bu ifadesi karşısında, belki de durum böyledir diye şüphe edebilirler. biz ise böyle bir tereddüde lüzum görmedik ve bunun düşman tarafından zorla not ettirildiğine hükmettik. bu görüşümüzde yanılmış değiliz. zira (Mareşal Fevzi Çakmak’ın) bir vesile ile gönderdiği yaveri Kurmay Binbaşı Salih Bey buraya geldi ve 'harbiye nazırı düşman süngüleri altındadır, emirleri zorla yazdırılıp imza ettiriliyor. o emirlere değer verilmemesi lüzumunu bildirmek üzere beni gönderdi' demişti.”] [/b](7)

İşte inanılmaz şartlarda göreve başlıyan Birinci Meclis, o şartların gereği olarak 20 Ocak 1921 tarihinde “Teşkilât-ı Esasîye Kanunu”nu kabul etmiştir. 1921 Anayasası 23 maddelik çok kısa bir Anayasadır. 1921 Anayasası 1876 Kanun-u Esasîsi’ni yürürlükten kaldırmamıştır. Aynı anda 1876 Kanun-u Esasîsi de yürürlüktedir.

Böylece Osmanlı devleti İki hükûmetliliğine iki anayasalılık gibi ikinci bir siyasî ilginçlik eklemiştir.

Bundan sonra 2. Meclis tarafından 20 Nisan 1340 (1924) günü kabul edilen 1924 Anayasası ile, mudanya Mütarekesinden sonra 1921 Anayasası’nda yapılan değişiklikler tamamiyle “yedidüvel” dayatmasıdır.

1924 Anayasası’nı ilga eden 27 Mayıs’ın NATOCU Darbecileri “Yedidüvel”in isteklerine uygun olarak 1961 Anayasası’nı yapmışlardır...

12 Mart 1971’de “yedidüvel” adına harekete geçen NATOCU darbecilerse 1961 Anayasa’ında 1971 ve 1973 yıllarında “yedidüvel”in lehine ve milletin aleyhine pek çok değişiklik yapmışlardır...

12 Eylül 1980’de “yedidüvel”in emriyle harekete geçen ve “yedidüvel”in “bizim oğlanlar” iltifatına mazhar olan NATOCU darbeciler ise 1961 Anayasası’nı çöpe atarak, “yedidüvel”in o günkü çıkarlarına çok daha uygun olan 1982 Anayasası’nı yürürlüğe koymuşlardır...

Bu Anayasa üzerinde “yedidüvel”in lehine ve milletin hiçbir yarasına merhem olmayacak bir yığın değişikliklere rağmen halen yürürlüktedir...

Kısaca Türkiye’nin anayasal macerasında 1876’dan bu yana değişen tek şey “yedidüvel”in patronajının 2. Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’den ABD’ye geçmiş olmasından ibarettir...

Şimdi “Yedidüvel”, iktidara getirdiği için kendisine gebe olan AKP’den artık eskimiş olan 1982 Anayasası’nı çöpe atmasını ve acilen yeni bir anayasa yapmasını istemektedir...

Bütün gürültü bunun içindir...

12 Eylül’de yapılacak referandumda halk sandığa gidip de “evet” derse 1982 tarihli “yedidüvel” anayasısında, “yedidüvel” lehine ufak tefek bir kaç değişiklik yapılacaktır...

Bu değişikliklerden bazıları sanki miiletin işine yarayacakmış gibi görünse de, bu değişiklikten asıl kârı her zaman olduğu gibi “yedidüvel”in elde edececeği açıktır..

CHP-MHP ve onlara eklemlenen ulusalcılar ise aman “hayır” diyelim diye çırpınmaktadırlar...

Millet bu çağrıya uyarak “hayır” derse ne olacak?

“Yedidüvelin”in, “bizim oğlanlar” diye iltifat ettiği NATOCULARIN yaptıkları 1982 Anayasasına talim edilecek...

İşte başlıkta “Kırk katır mı? Yoksa Kırk satır mı?” dediğimiz şey budur...

“Evet” desen de, “hayır” desen de “yedidüvel”in kucağındasın...

Peki ne yapacağız?

Gitme sandığa kendileri çalıp kendileri oynasınlar...

Ya ceza?

Cezayı düşünüyorsan git hem evet hem hayır pusulasını koy aynı zarfa gerisini onlar düşünsün...

Sayın Banu Avar da bu referandumda alınması gereken en doğru tavrın “boykot etmek” olduğunun farkında (8), ama bu doğru tavrı önce BDP’nin açıklaması sebebiyle onlarla yanyana durmayı içine sindiremediği için CHP’ye kuyruk olmayı tercih ediyor...

Halbuki “doğru bir siyasî tavır” onu benimseyenlerin kimliğinden bağımsız olarak da doğru ise, onu kim benimserse benimsesin arkasında durulması gerekendir ...

Dipnotlar:
6- Bkz. Türk Kurtuluş Savaşı, Osman Özsoy, Timaş Yayınları. Bu konuda daha fazla bilgi için: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=8
7- Emekli General Salih Polatkan, Siyasi ve askeri yönleriyle Mareşal Fevzi Çakmak, Önsöz basım ve yayıncılık, 1981, sayfa, 88,89.
8- “Boykotçular, BDP ve bölücüler.. Bence referandumun gerçekten ‘boykot’ edilme ihtimaline karşı, Batıdan aldıkları ‘taktik’ gereği, bu kararla ortaya çıktılar!” Banu Avar, “BU REFERANDUMLARIN ARKASINDA KİM VAR”, Odatv.com.


Bu yazı dizisinin diğer bölümleri için: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=2937&mforum=entellektuel

İlk Meclis duvarına asılan ayet-i kerime
Prof. Dr. Osman ÖZSOY

23 Nisan 1920’de açılan TBMM'nin duvarına levha halinde asılan ayet-i kerime, aslında resmi özel tüm kurumların ve şirketlerin toplantı salonlarına asılması gereken anlam içeriyor. İşte tüm ayrıntıları ile ilk Meclis'ten manzaralar.

Ankara’da 23 Nisan 1920’de açılan ilk Meclis’in duvarına, aslında resmi özel tüm kurumların ve şirketlerin toplantı salonlarına asılması gereken bir ayet asılmıştı.

Nitekim ilk Meclis’in açıldığı gün Meclis duvarına, Kur’an-ı Kerim’in 42. suresi olan Şûrâ suresinin 38. ayetinde geçen ve “İşlerini istişare ile yürütürler”, anlamına gelen (Ve emruhum şûrâ beynehüm) ilahi kelamı bir levha halinde asıldı. Hakikaten ilk Meclis öyle çalıştı... Tüm işlerini ciddi bir meşveret ile danışarak yaptı.

(..)

TBMM, 23 Nisan 1920-16 Nisan 1923 tarihleri arasındaki I. Dönem çalışmaları sırasında 2 yıl 11 ay 21 gün (toplam 1.088 gün) faaliyette bulundu. 338 kanun çıkardı. Bunun dışında Başkanlığa 78 gensoru önergesi sunuldu. 625 soru önergesi verildi. I. Dönem Türk Parlamento Tarihinde milletvekillerinin dönemin kısalığına rağmen kürsüde en çok söz aldıkları ve konuştukları dönem oldu. Konuşma sayısı 2.027’si gizli oturumlarda olmak üzere 13 bine varmakta ve bir gün içinde kürsüye çıkan milletvekili sayısı günlük ortalama 24’ü bulmaktaydı.

Bu dönem zarfında 552 birleşimde 1.039’u açık, 238’i gizli, 19’u kısmen açık kısmen gizli toplam 1.296 oturum hâlinde toplantı gerçekleşti. TBMM’nin gizli oturumlarının özellikle cephelerde sıcak savaşın yoğun olarak yaşandığı zamanlara denk gelmesi, gizliliğe ne kadar önem verildiğini göstermesi ve devlet ciddiyetinin ne kadar ön plânda tutulduğunu yansıtması açısından dikkat çekicidir.

Sayın Bülent Arınç’ın Meclis Başkanı iken 23 Nisan 2003 tarihinde verdiği bilgilere göre, Mebusların yaklaşık yüzde 60'ı yabancı dil biliyordu. Bunların yarısı da birden fazla dil biliyordu.

İlk Meclis’in milletvekillerinin istatistiki bilgilerine bakıldığında, memurların % 27, eşrafın % 14, serbest meslek sahibinin % 13, askerin % 13, din adamının % 11 oranında olduğu görülür. Ülkenin o zamanki eğitim durumu göz önüne alındığında Meclis'in son derece yüksek bir entelektüel seviyeye sahip olduğu görülür.

İlk Meclis’teki milletvekillerinden 92 tanesi Son Osmanlı Meclisi Mebusan'ın üyeleridir. Bunların 14 tanesi Malta'da İngilizlerin sürgüne gönderdiği ve bir şekilde oradan kaçarak gelen mebuslardı. Bu kişiler, Meclisi Mebusan'ın geleneğini, kurallarını ve havasını ilk Meclise taşıdılar. İlk Meclis'te kullanılan iç tüzük Osmanlı Meclisi Mebusanı'nın tüzüğüdür ve 7 yıl yürürlükte kalmıştır. İlk Meclis Başkanı seçiminde, Mustafa Kemal Paşa ile yarışan ve sonra onun yardımcısı olan iki kişi, Mevlana Hazretlerinin soyundan gelen iki çelebiydi. Meclisin içi tam bir Anadolu fotoğrafıydı. Etnik açıdan, kültürel açıdan, inanç açısından Anadolu'nun aynasıydı.

İlk çıkarılan kanun...

İlk Meclis’te çıkarılan ilk kanun, aslında Osmanlı Meclisi Mebusan'ın son gündem maddesiydi. Ancak işgal kuvvetleri Meclisi Mebusan'ı kapatınca son madde İlk Meclis'in birinci gündemi olarak tekrar görüşüldü ve karara bağlandı. Bu aynı zamanda iki Meclis arasında bir bağın olduğunu ve millet iradesinin kesintiye uğramadığını göstermekteydi.

Kanunun metninde dikkat çeken bir başka nokta üzerine yazıldığı kağıttı. Kanun, bir bakkal defterinin sayfalarından bile daha zayıf bir kağıda elle yazılmıştı. Yokluk içinde çalışan ama yine de devlet ciddiyetini ve onurunu her şeyi ile koruyan ve uygulayan bir Meclis vardı.

Yazımızı, ilk Meclis’in açılış gününe dair notlarla bitirelim.

Mustafa Kemal Paşa, 22 Nisan 1920’de bütün vilâyetlere bir tamim yayınladı. Mübarek bir gün olduğu ve hayırlara vesile olacağı düşüncesiyle Meclis’in 23 Nisan Cuma günü açılacağını açıkladı.

23 Nisan 1920 günü geldiğinde Hacı Bayram Camii’nde büyük bir kalabalık toplandı. Cuma namazının kılınmasının ardından cemaat cami avlusundaki yerini aldı. En önde yeşil örtülü bir rahlenin üstüne konulmuş olan Kur’ân-ı Kerîm’i ve Lihye-i Saadet’i başının üstünde taşıyan bir kişi vardı. Törene katılmış olanların geçeceği yolun iki tarafına halk ve asker sıralanmıştı. Yavaş yavaş yürüyen ve her tür insandan meydana gelmiş olan bu alay, tekbir getire getire Meclis’in toplanacağı binanın önüne geldi ve durdu.

Meclis salonunda herkes yerini aldıktan sonra hocalar, dua ayetlerini hep bir ağızdan okudular. Bir kısmı da Buharî okuyordu. Camide indirilen hatimlarin duaları da burada yapıldı. Hacı Bayram Velî Türbesinden alınan Sancak, kürsüye dikildi. Rahle üstünde getirilen Kur’an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif te kürsüye kondu.

Dualar okunduktan ve kurbanlar kesildikten sonra milletvekilleri binaya girdiler. Meclis saat 14.45’te milletvekillerinin en yaşlısı (Reisi Sin) olan Sinop milletvekili Şerif Beyin bir konuşmasıyla açıldı. Bu kısa konuşmanın son cümleleri, “Milletimizin dahili ve harici istiklâl-i tam dahilinde mukadderatını bizzat deruhte ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum” oldu.

Meclis’in açılışının ertesi günü, yani 24 Nisan 1920’de beş oturum yapıldı. Bunlardan dördüncü oturum gizli yapıldı. Meclis’in beşinci oturumunda Mustafa Kemal Paşa 110 oyla birinci başkan seçilirken, Celâlettin Arif Bey 109 oyla ikinci başkan seçildi. Celâlettin Arif Bey, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın başkanıydı. İstanbul’un işgali üzerine Anadolu’ya geçmişti.

(Konu hakkında ayrıntılı bilgi için: Türk Kurtuluş Savaşı, Osman Özsoy, Timaş Yayınları kitabına bakılabilir. 0212 511 24 24)

(..)

Haber7
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com