EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

'Bu Kalp' sizi de unutmaz!

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> SİNEMA-TV-TİYATRO
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Şub 28, 2010 12:13 am    Mesaj konusu: 'Bu Kalp' sizi de unutmaz! Alıntıyla Cevap Gönder

Peren Birsaygılı
'Bu Kalp' sizi de unutmaz!

Bir süredir Show Tv'de yayınlanmakta olan "Bu kalp seni unutur mu?" isimli bir dizi var.

Yapımcılığını "Hatırla Sevgili" adlı dizinin yapımcılığını da üstlenmiş olan Tomris Giritlioğlu yapıyor.

12 Eylül öncesi ve sonrasında yaşananları konu alan dizinin danışman kadrosunu ise kamuoyunun yakından tanıdığı isimler oluşturuyor...

Mümtazer Türköne, Murat Belge, Fehmi Koru, Ertuğrul Kürkçü, Yasin Aktay ve Tuğrul Eryılmaz...

Ben bu tür dizileri çok önemli ya da gerekli bulanlardan değilim. 12 Eylül üzerine yazılmış, çizilmiş onca kaynak eser ve o günleri yaşayan tanıkların anlatımları mevcut iken, nihayetinde bir "marketing malzemesi" olarak piyasaya sürülen dizilerin ciddi birer kaynak niteliği taşıyamayacağını hatta bunların dezenformasyona çok açık olabileceğini düşünüyorum.

Nitekim öyle de oluyor zaten.

Ağırlıklı olarak solcuların hikayesi üzerinden gelişen ve ülkücü ya da İslamcı gençlerin adeta hikayenin yan karakterleri olarak göründüğü dizi, ’80 öncesi solu sadece bir küçük burjuva ya da öğrenci hareketi olarak gören kesimleri haklı çıkarmak istercesine portreler çiziyor. Kahramanlarımız İstanbul’un en lüks semtlerinde, o döneme nazaran çok iyi olarak adlandırabileceğimiz maddi imkanlarda yaşıyorlar. Üstelik içlerinde bir tane bile işçi yok. Senaryo grubu, kim bilir belki de Tekel, Tuzla ya da henüz kısa süre önce yaşamını yitirmiş olan maden işçilerinin bugün süregelen dramlarını hatırlatır diye, dizi içine de hiç işçi karakter koymamış. O kadar solcu arasında bir tane bile işçi yok her nasılsa… O dönem liderleri uluorta katledilmiş olan sendikal hareketten söz edilmiyor dahi. Dahası dizideki solcuların bir sebepten gittikleri gecekondu mahallesindeki o eğreti duruşları, çamurlara bata çıka yürümeye çalışırken etraflarına attıkları o yabancı bakışlar, hayatlarında ilk kez bir gecekondu mahallesine gittikleri izlenimini uyandırıyor izleyenlerde.

Sadece bununla sınırlı da değil… İslamcı bir bayanın imam nikahı ile İslamcı bir erkekle evlendikten sonra hamile olarak ortada kalması ya da başörtüsü yasaklarına karşı yapılan protesto gösterilerinin sadece 3-5 kişi tarafından yapılıyor gibi gösteriliyor oluşunda da büyük bir çarpıtma var.

Her neyse…

12 Eylül gerçeği ve sonrasını ancak belli sınırlar dahilinde anlatabilecek olan bir televizyon dizisinden bundan fazlasını da beklemek fazlaca hayalperestçe olurdu zaten.

Ve iyimser bir bakış açısı ile düşünüldüğünde, sadece Diyarbakır Cezaevinde yaşanan büyük dramı bile bir nebze olsun ekrana getirebilmiş olması nedeniyle, dizi tüm bu kusurları bir yana olumlu karşılanabilirdi belki de…

12 Eylül’de sürdürülmüş olan sistematik işkencelerin insanların ruhunda açtığı yaraları biraz olsun hatırlatması açısından belli bir değer biçilebilirdi.

Ya da kardeş olan ülkücü Kürşat ile solcu Kerim karakterleri üzerinden, aynı anadan-babadan doğmuş insanlar arasına dahi bir zamanlar ne büyük uçurumlar inşa edildiğinin görülmesi herkes için ders niteliğinde olabilirdi.

Ancak dizi maalesef büyük bir “ahlaksızlığı” ekrana taşıyarak iyi kötü hakkında oluşabilecek tüm olumlu kanaati de yerle bir etti.

Ne solcuların k.burjuva karakterler olarak gösterilmesi…

Ne gittikleri gecekondu mahallesindeki o eğreti duruşları…

Ne de bilmem kaç bölümlük dizi içinde sendikal harekete hiç yer verilmemiş olması…

Hiçbiri bunun kadar kötü değildi…

Bunun kadar çirkin değildi…

Zira dizi, zaten topu topu 2 tane olan solcu bayanların her ikisini de, kocalarını başka solcu erkeklerle aldatan kadınlar olarak göstererek, çok büyük bir hakarete imza atıyor.

Başkarakter olan solcu kadına hem kocasından, hem de sevgilisinden birer çocuk doğurtarak, solu zinacı olarak gösteriyor.

Kadın erkek ilişkilerindeki o destansı kardeşliği, nihayetinde bu toprakların evladı olmanın getirdiği o ahlak anlayışını yerle bir ediyor.

Ve günü geldiğinde bir lokma ekmeği paylaşmış, birbiri için canını ortaya koymuş olan tüm o insanları bir kenara itiyor da, 3-5 namussuz üzerinden gösteriyor solun kadın erkek ilişkilerini.

İşte bu yüzden Ertuğrul Kürkçü, Murat Belge ve Tuğrul Eryılmaz’ın ellerini vicdanlarına koyup şöyle ciddi bir muhasebe yapmaya ihtiyaçları var…

Bu muydu gördükleri; Karşılaştıkları bunlar mıydı, takkelerini önüne alıp düşünmeleri lazım…

Danışmanı oldukları dizide, Türkiye soluna yapılan büyük hakaretle yüzleşmeleri ve solun namusuna sürülen bu büyük lekeden, atılan iftiradan dolayı özür dilemeleri gerekiyor…

Aksi halde oturup birer tane daha “Das Kapital” falan yazsalar dahi kıymeti harbiyesi yok…

Ve eğer özür dilemezlerse “Yazıklar olsun size Murat Belge, Ertuğrul Kürkçü ve Tuğrul Eryılmaz” demekten öte bir söz kalmıyor geriyor…

Üstelik “Bu kalp unutmuyor” sahiden de…

perenbirsaygili@gmail.com
haber10

BU DİZİ NİYE TUTMADI?


05.03.2010

Dizinin adı "Bu Kalp Seni Unutur Mu?"
Show TV’de yayınlanıyordu.
İzlenmediği için yayından kaldırıldı.
Doğaldır; benzer örnekleri çok görüyoruz.
Ancak bu dizi diğer dizilerden farklıydı.
"Belgesel-dizi" formatındaydı; 12 Eylül 1980 askeri darbe dönemini anlatıyordu.
Dizinin senaryosuyla birlikte danışmanları da hayli ilgi görmüştü.
Danışmanları arasında kimler yoktu ki; Murat Belge, Mümtazer Türköne, Fehmi Koru, Ertuğrul Kürkçü, Yasin Aktay ve Tuğrul Eryılmaz.
Dizinin oyuncuları da güçlüydü: Melis Birkan, Bülent İnal, Okan Yalabık, Berrak Tüzünataç gibi isimler vardı. Hatta Murat Belge kontenjanından Hale Soygazi'ye bile yıllar sonra rol verilmişti.
Yönetmen başarılı bir isimdi, Aydın Bulut.
Yapımcı başarılı bir isimdi, Tomris Giritlioğlu.
Peki, senaryo olarak da ilgi çekecek bir dizi neden tutmadı?
Herhalde dizinin zamanlaması doğru olmamıştı.
Dizi danışmanları senaryoyu salt "darbe kötüdür"; "asker kötüdür" mesajına indirgemişlerdi.
Kuşkusuz...
12 Eylül askeri darbesinde yaşananları kimse unutamaz, unutmamalıdır.
Ama dönemi anlatırken, günümüz asimetrik psikolojik propagandaya uygun mesaj kaygıları taşıyan bir dizi yaparsanız inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
Örneğin, dizi nedense 12 Eylül- CIA ilişkisi üzerinde hiç durmadı.
Gladio net olarak tanımlanamadı.
Darbenin dayattığı neo-liberal politikalar hiç ele alınmadı.
Dizi dünü anlatmaktan ziyade, bugün yaşanan siyasal tartışmalara mesajlar verme kaygısıyla yapılmıştı.
Danışmanları, Tomris Giritlioğlu'nun kafasını mı karıştırmıştı?
Yoksa Giritlioğlu da danışmanlarıyla aynı düşüncede miydi?
Bilmiyoruz.
Bildiğimiz; mesaj kaygılı dizilerin tutmadığıdır.
Hele bu mesajlar zorlama ise, diziler halka hiç geçmemektedir.
Ve ne yazık ki...
Özellikle genç kuşaklara, yaşanılan acıların anlatılacağı böylesine önemli bir proje, danışmanların mesaj kaygısı yüzünden başarılı olamadı.
Yazık oldu.

Odatv.com
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> SİNEMA-TV-TİYATRO Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com