EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

HAİTİ'NİN DRAMINDA BATI'NIN PAYI

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cmt Oca 16, 2010 1:37 am    Mesaj konusu: HAİTİ'NİN DRAMINDA BATI'NIN PAYI Alıntıyla Cevap Gönder

HAİTİ'NİN DRAMINDA BATI'NIN PAYI
15 Ocak 2010

"Uluslararası camia", dindirmeye çalıştığı acının boyutundan büyük ölçüde sorumlu. Guardian’dan Peter Hallward Haiti depremini ve bu acının arkasındaki batının zulmünü irdeliyor.
Peter Hallward

Salı günü Haiti'nin başkentini vuran şiddette bir deprem dünya üzerindeki hangi büyük şehirde meydana gelse büyük zarar verirdi.

Ama Port-au-Prince'in bir savaş alanını andırıyor olması tesadüf değil. Haiti'nin başına gelen bu felaketin yol açtığı yıkımı okumanın en iyi yolu, insan eseri olan uzun ve çirkin bir tarihî döngünün bir başka sonucu olarak görmek. Şimdiden apaçık ortada olansa, bu etkinin, tarihi çok daha uzun bir bilinçli yoksullaştırma ve gücü eline almasını engelleme sürecinin sonucu olacağı. Haiti'yi "batı yarıkürenin en yoksul ülkesi" diye anmak âdettendir. Bu yoksulluk, dünya tarihindeki belki en vahşi kolonyal sömürü ve üstüne gelen onlarca yıllık sistematik postkolonyal zulmün mirası.

"İnsanî yardım" için koşuşturan asil "uluslararası camia", şimdi dindirmeye çalıştığı acının boyutundan büyük ölçüde sorumlu. ABD, 1915'te işgal etmesinden bu yana, Haiti halkının, eski cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide'in sözleriyle "tam sefaletten onurlu yoksulluğa" doğru kımıldanmak için attığı her ciddi siyasî adım, ABD hükümeti ve bazı müttefikleri tarafından bilinçli şekilde engellendi. 2004 yılında binlerce kişinin ölümü ve halkın büyük çoğunluğunun öfkesiyle sonuçlanan, uluslararası desteğe sahip bir darbeyle yıkılan Aristide hükümeti (% 75'lik bir oy oranıyla seçilmişti) en son kurbandı. Ardından BM, ülkede devasa ve son derece pahalı bir istikrar ve barış gücü bulundurmaya başladı.

Bugün Haiti, eldeki en sağlıklı verilere göre, halkının yaklaşık % 75'i günde 2 doların, dört buçuk milyon kişiye tekabül eden % 56'sınınsa bir doların altında bir miktarla yaşadığı bir ülke. Onlarca yıl süren neoliberal "düzenleme" ve neo-emperyal müdahaleler hükümetin, halkına yatırım yapabilme veya ekonomisini düzeltme kapasitesini elinden tamamen aldı.

Port-au-Prince'de bugün yaşanan felâketin sebebi işte bu yoksulluk ve kudretsizlik. 1970'lerin sonlarından bu yana Haiti'nin tarıma dayalı ekonomisine yapılan insafsız taarruzlar on binlerce küçük çiftçiyi kalabalık şehirlere akın etmek zorunda bıraktı. Güvenilir istatistikler bulunmamakla birlikte, başkentin yüz binlerce sakininin, standartların tamamen altındaki gecekondu tipi evlerde yaşadığı tahmin ediliyor. Bizzat bu tip yerlerde yaşayan insanların doğal ayıklanmaya uğraması, uğradıkları zararın boyutları gibi, "doğal" ya da kazara değil. Haiti Adalet ve Demokrasi Kurumu Müdürü Brian Concannon'un sözleriyle: "O insanların orada olmasının sebebi, kendilerinin veya anne-babalarının, şehirlerde sömürüye açık bir işgücü yaratılmasını amaçlayan politikalarla kırsal bölgeleri terk etmeye teşvik edilmiş olmaları; dolayısıyla tanım itibarıyla, depreme dayanıklı evler inşa edemeyecek insanlar". Bu arada şehrin; su, elektrik, yollar gibi temel altyapısı son derece yetersiz, bazı yerlerde yok bile. Hükümetin, felakete çare bulma kapasitesi sıfıra yakın.

2004 darbesinden bu yana Haiti'yi uluslararası camia yönetiyor. Şimdi Haiti'ye acil yardım göndermek için koşuşturan aynı ülkeler, son beş yıl içinde, BM'nin yetkisini askerî amaçların ötesine genişletmek yolundaki tüm önerileri veto etti. Bu "yatırım"ın bir kısmının yoksulluğu azaltmaya ya da tarımsal kalkınmaya yöneltilmesine yönelik her girişimin önü tıkandı.

2008'de Küba'yı da vuran aynı fırtınalar sadece dört kişiyi öldürdü. Küba, neoliberal "reformlar"ın en korkunç etkilerinden uzakta kalmayı başarmıştı ve hükümeti halen halkını felâketlere karşı koruma kapasitesinin elinde tutuyor. Eğer bu son krizde Haiti'ye yardım etmek niyetindeysek, bu karşılaştırmayı akılda tutmalıyız. Acil yardım göndermenin yanı sıra, Haiti halkı ve kamu kurumlarının kendi iktidarını eline alması için neler yapabileceğimiz üzerine kafa yormalıyız. Yardım konusunda samimiysek Haiti hükümetini denetlemeye, halkını pasifize etmeye ve ekonomisini sömürmeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz. Ardından da, sebep olduğumuz zayiatın hiç olmazsa bir kısmını ödemeye başlamalıyız.

Zaman

Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr
Kapitalizmin Haiti'yle bitmeyen hesabı

Sömürgeci zihniyetin tarihi, beyaz adamla batıdan başladı ve onunla dünyaya yayıldı.

Kapitalizmin sömürgecilik tarihi, beyaz adamın dünyayı işgal tarihiydi.

Yerkürenin kaynaklarını, insan topluluklarının emeklerini ve birikimlerini yutarak palazlanan sömürücü sisteme ilk başkaldırı ise Haiti'den gelecekti...

Kapitalist sömürgeciliğin 'şeytanı' olmaya kararlı Haitili köle siyahlar, beyaz adamı ve onun kurduğu 'yamyam kölelik düzenini' yere yıktılar.

Kapitalizmin bilincinde, Haitililer 'kara büyücülerdi' artık.

Dünyanın köle deposu Haiti adasından kafasını uzatan Karayip kaplanları, ilk köle isyanını 1791'de gerçekleştirdiler.

Kanlarını ve canlarını şeker plantasyonlarında sermaye birikimine çeviren Fransız sömürgecilere 'özgürlüğün' ne olduğunu gösterdiler.

Fransız devriminin 'eşitlik, kardeşlik ve özgürlük' mottosunun gerçek sahipleri Haitili kölelerdi...

ABD'den sonra kıtanın ilk bağımsızlığını ilan eden siyahların ülkesi Haiti, oldu Karayipler'e ve Amerika'ya sıçrayan köle ayaklanmalarının vatanı olarak dünyada da 'köleliğin kaldırılmasını' sağladı.

Bedava emeğini kaybederek kapitalist birikimi zayıflayan beyaz adam ise Haiti'yi lanetleyerek tarih boyunca intikam alacaktı.

Haiti tam 125 yıl boyunca Fransa'ya tonlarca altın ödemekle cezalandırıldı, ama kapitalizmin Haiti'ye olan hıncı dinmedi.

ABD hegemonik militer elini 1904'lerden beri Haiti'nin üzerinden çekmedi, ülkeyi darbeler üssü haline getirerek akabinde bütün soğuk savaş dönemini işbirlikçi faşist diktalarla idare etti.

Papa- Doc ve Baby-Doc Duvalier'in zalim kukla yönetimleri özgürlükçü halk hareketlerini sindirdi.

Böylece Haiti sömürgecilik tarihinin tüm formlarının beslendiği plantasyona çevrilecekti.

30 küsur darbe, kanlı katliamlarla Haiti'deki kapitalizmin ayak izi derinleşti.

1990'ların Neo-liberalizminin Haiti'deki hedefi, 'Yoksulların Papazı', namı diğer başkan Aristide olacaktı.

IMF ve DB'nın Haiti taarruzuna razı gelmeyen Aristide önce derdest edilip haddi bildirilince, küresel vampirler Haiti'ye yerleşebildi.

IMF, DB, tarım ülkesi Haiti'yi tarım endüstrisiyle işgal edip halkı topraksızlaştırarak şehirlere tehcirini gerçekleştirdi.

Neo-liberal ekonominin pençelerini geçirdiği ülke yalnızca 'yoksulluk ve açlık' üretimine katıldı.

Tarım ülkesiyken gıda ithalatına yani açlığa zorlanan az gelişmiş Asya ve Afrika ülkeleri listesinin en altlarına Haiti yerleşti.

Ülke zenginliğinin %85'inin nüfusun %5'inin sahip olduğu dünyanın en yoksul ülkesi.

Deprem felaketiyle yıkılan Haiti görüntülerinde sadece felaket sonrasını değil 21. yüzyılın yoksulluğunun ve açlığının yakın resmini de görüyoruz..

Yok edilmiş devlet ve kamu kurumları, özelleştirilmiş tarım, varoşlara tıkıştırılmış halk ve simsarların tükettiği ülke zenginliğinin ardından gelen depremle ellerinde palalarla dolaşan Haitililer gıda için birbirlerini kırıyorlar.Bir ülkenin çürütülmesine yaşam mekanları, kurumları kadar toplumu da dahil...

İnsanlık yakın geleceğini ve içinde olduğu 'insanlık krizini' Haiti'den seyredebilir. Biliyoruz ki yoksulluk ve ölümün adresi şimdilik Haiti!

Halbuki Haiti'nin biraz ilerisindeki Küba'da tek bir aç çocuk bile yok.

Neoliberalizmin bereketli vasatı olan kriz, doğal felaket ve kaos hazır Haiti'de.

El değiştirecek kaynaklar ve mülkiyetler için bulunmaz fırsat ve beyaz adam tüm lojistiğiyle şimdi de yardım bahanesiyle istila ediyor.

Kapitalizm, kendi 'şeytanını' görüp ödünün patladığı Haiti'ye bitiremediği hesabı için yine geri dönüyor.

Kaynak: http://www.aksam.com.tr/2010/01/30/yazar/16090/nihal_kemaloglu/kapitalizmin_haiti_yle_bitmeyen_hesabi.html


21 Ocak 2010
Amerikan askerleri Haiti Başkanlık Sarayı'nı da işgal etti.

Amerikan ordusunun 82’nci Hava İndirme Tümeni’ne bağlı 60 asker savaş helikopterleriyle dün Haiti Başkanlık Sarayı’na indi. Haiti halkı, Amerikan askerlerine büyük tepki gösterdi. Haitililer askerlerin başkanlık arayına girmesini ülkelerinin egemenliğine karşı yapılmış bir hakaret olarak değerlendirdi. ABD'nin Haiti'ye gönderme kararı aldığı 10 bin ilave askerin bir bölümünün de Haiti'ye ulaştığı bildirildi. Böylelikle Haiti'deki Amerikan askerlerinin sayısı 11 bine çıktı.

Haiti'yi işgal eden ABD, askerlerini Haiti Başkanlık Sarayı'na da soktu. Amerikan ordusunun 82’nci Hava İndirme Tümeni’ne bağlı 60 asker savaş helikopterleriyle dün Haiti Başkanlık Sarayı’na indi.

Amerikan ordusundan yapılan açıklamada askerlerin yardım çalışmalarına katılmayacağı ve görevlerinin sarayın güvenliğini sağlamak olduğu açıklandı. Haitililer Amerikan askerlerinin güvenliği sağlama gerekçesiyle Başkanlık sarayına girmesini ülkelerinin egemenliğine karşı yapılmış bir hakaret olarak değerlendirdi. Haitililere göre Amerikan askerleri ülkelerini düpedüz işgal ediyor.

Diğer yandan, ABD'nin Haiti'ye gönderme kararı aldığı ilave askerlerin bir bölümü Haiti'ye ulaştı. Böylelikle Haiti’deki Amerikan askerlerinin sayısı 11 bine çıktı. Diğer askerlerin de bölgeye ulaşmasıyla ABD'nin Haiti'deki asker sayısı 15 bini geçecek. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Haiti'ye gönderilen Amerikan askerlerinin Birleşmiş Milletler barış gücüne destek olacağını, düzeni sağlama görevini ise üstlenmeyeceğini öne sürdü.

Kaynak: Ulusalkanal

Haiti başbakanı yardım kuruluşlarını eleştirdi
27 ARALIK 2010
[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2010/12/27/101227180113_haiti_earthquake_304x171_afp_nocredit.jpg [/img]
Ocak ayında gerçekleşen deprembe 230 bin kişi ölmüştü
Haiti Başbakanı Jean-Max Bellerive, ülkesine yapılan deprem yardımlarını eleştirdi.
BBC'ye konuşan Bellerive, uluslararası toplumun, Haiti'nin yeniden inşası konusunda yaptığı yardımlarda, ülkenin yeterince büyük bir rol oynamasına izin vermediğini söyledi.

Bellerive, yardım fonlarının dış ajanslar yoluyla geldiğini ve dolayısıyla hükümetinin bu fonların kullanımı konusunda çok az etkili olabildiğini söyledi.
Başbakan, şimdiye kadar söz verilen yardımların yalnızca yüzde 20'sinin ülkeye ulaştığını da ekledi.
'Sivil toplum kontol edilmeli'
Ocak ayında gerçekleşen depremin üzerinden neredeyse bir yıl geçti, ancak bir milyondan fazla Haitili hala kamplarda yaşıyor.
Bellerive, uluslararası toplumun ve bağışçı kurumların, yardımı ihtiyacı olanlara ulaştırmak konusunda Haiti halkıyla birlikte çalışmadığını söylüyor.
Bellerive, konuşmasında ayrıca sivil toplum kurumlarının daha iyi kontrol edilmesi gerektiğini düşündüğünü de belirtti: "Sivil toplum kurumlarına karşı değilim. Onlara ihtiyacımız var. Ancak benim ülkemdeki faaliyetlerini, neyi, nerede ve kiminle yaptıklarını kontrol edebilmem lazım."
Kendisine sürekli bağışlanan parayla ne yaptığı sorusu yöneltildiğini açıklayan Bellerive, "elime hiç ulaşmayan bir parayla ne yaptığımı açıklamam oldukça zor" dedi. BBC

19 Ocak 2010
ABD'nin Haiti'deki amacı yardım değil, işgal

Leş kargası misali nerede bir karmaşa olsa ondan faydalanıp o ülkeye yerleşen ABD bu kez de depremin yerle bir ettiği Haiti'ye asker gönderiyor. Dünya ayakta.

Amerikan ordusu Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'de operasyon üssü kuracağı ortaya çıkınca Fransa ve Latin Amerika ülkelerinden tepki geldi: Amaç yardım değil, işgal.

Amerikan ordusunun 82. hava indirme tümenine bağlı paraşüt birlikleri, Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'in kuzeyinde bir operasyon üssü kurmaya başladı.

ANF'nin AFP’ye dayandırarak verdiği habere göre Albay Pat Haynes, görevlerinin insani yardım sağlamak olduğunu belirtirken, Amerikan donanmasına bağlı Seahawk helikopterleri askeri personeli taşımayı sürdürdü.

Amerikan askerleri, üslerini başkentin havaalanına yaklaşık bir kilometre uzakta terk edilmiş bir elektrik santrali tesisine kuruyorlar.

Fransa: ABD'nin Haiti'deki amacı yardım değil, işgal

Richter ölçeğine göre yedi büyüklüğündeki depremle harabeye dönen Haiti'de insani dram sürerken Fransa’da Birleşmiş Milletler’den Haiti'yi vuran depremin ardından "ABD'nin üstlendiği egemen role açıklık getirmesini ve soruşturma başlatmasını" istedi.

Amerikan güçleri, geçen hafta sahra hastanesi taşıyan bir Fransız yardım uçağının, Port-au-Prince havaalanına inişini engellemiş, Joyandet'nin şikayeti üzerine uçak ertesi gün Port-au-Prince'e güvenli bir şekilde inmişti.

Latin Amerika ülkelerinden tepki

ABD'nin Haiti'ye asker sevketmesine Latin Amerika ülkelerinden tepkiler geliyor. Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez ABD güçlerinin insani yardım bahanesiyle Haiti'yi işgal ettiğini belirtti. Yaklaşık üç bin Amerikan askerinin Haiti'ye gönderildiğini hatırlatan Chavez "Askerler savaşa gider gibi silahlı. Şu anda ihtiyaç duyulan şey silahlar değil, ABD'nin doktor, ilaç, yakıt, sahra hastanesi göndermesi gerek. Gizlice Haiti'yi işgal ediyorlar" diye konuştu. Chavez Haiti'deki Amerikan askerlerinin ne yaptığının belli olmadığına da dikkat çekti ve Amerikan askerini yardım çalışmalarında göremediğini söyledi.

ABD'nin bölgeye asker yığmasına bir tepki de, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega'dan geldi. Ortega ABD’nin Haiti’deki deprem felaketini fırsat bilerek ülkeye daha fazla asker konuşlandırdığını söyledi. Haiti'deki gelişmelerin kendisini endişelendirdiğini belirten Nikaragua devlet başkanı ABD askerlerinin Haiti’ye gitmesinin bir anlamı olmadığını ifade etti. Ortega “Görünüşe göre Latin Amerika’daki üsleri ABD’ye yetmiyor. Umarım Haiti’deki askerlerini geri çekeler” diye konuştu.
aktifhaber

21 Ocak 2010
Amerikan askerleri Haiti Başkanlık Sarayı'nı da işgal etti.

Amerikan ordusunun 82’nci Hava İndirme Tümeni’ne bağlı 60 asker savaş helikopterleriyle dün Haiti Başkanlık Sarayı’na indi. Haiti halkı, Amerikan askerlerine büyük tepki gösterdi. Haitililer askerlerin başkanlık arayına girmesini ülkelerinin egemenliğine karşı yapılmış bir hakaret olarak değerlendirdi. ABD'nin Haiti'ye gönderme kararı aldığı 10 bin ilave askerin bir bölümünün de Haiti'ye ulaştığı bildirildi. Böylelikle Haiti'deki Amerikan askerlerinin sayısı 11 bine çıktı.

Haiti'yi işgal eden ABD, askerlerini Haiti Başkanlık Sarayı'na da soktu. Amerikan ordusunun 82’nci Hava İndirme Tümeni’ne bağlı 60 asker savaş helikopterleriyle dün Haiti Başkanlık Sarayı’na indi.

Amerikan ordusundan yapılan açıklamada askerlerin yardım çalışmalarına katılmayacağı ve görevlerinin sarayın güvenliğini sağlamak olduğu açıklandı. Haitililer Amerikan askerlerinin güvenliği sağlama gerekçesiyle Başkanlık sarayına girmesini ülkelerinin egemenliğine karşı yapılmış bir hakaret olarak değerlendirdi. Haitililere göre Amerikan askerleri ülkelerini düpedüz işgal ediyor.

Diğer yandan, ABD'nin Haiti'ye gönderme kararı aldığı ilave askerlerin bir bölümü Haiti'ye ulaştı. Böylelikle Haiti’deki Amerikan askerlerinin sayısı 11 bine çıktı. Diğer askerlerin de bölgeye ulaşmasıyla ABD'nin Haiti'deki asker sayısı 15 bini geçecek. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Haiti'ye gönderilen Amerikan askerlerinin Birleşmiş Milletler barış gücüne destek olacağını, düzeni sağlama görevini ise üstlenmeyeceğini öne sürdü.

Kaynak: Ulusalkanal

İşgalin ayak sesleri



29 Ocak 2010 7 büyüklüğündeki şiddetli depremden sonra 10 bin Amerikan askeri Haiti'ye yerleşti. Türkiye Gazetesi Muhabiri Osman Sağırlı, ülkenin içine düştüğü hali anlatıyor.

OSMAN SAĞIRLI'NIN TÜRKİYE GAZETESİ'NDEKİ HAİTİ İNTİBÂLARI ŞÖYLE:


İşgalin ayak sesleri!
Haiti'de kaldığımız süre içinde bize refakat eden Laverik, her fırsatta bize Haiti ile ilgili bilgiler veriyor. Haiti'nin içine düştüğü durumun tamamen bir oyun olduğuna inanan Laverik, ortalıkta bir takım komplo teorilerinin dolaştığını, kendisinin de bunlara inandığını söylüyor. “Türkiye'de de deprem olduğunda benzer şeyler söylenmişti. Sen bunlara inanma, abartma” diyorum. Kızıyor, işaret parmağını gözüme sokacak kadar kaldırıp, “Sözümü kesmeden beni dinle” diyor ve başlıyor anlatmaya: “12 Şubat'ta burada seçimler yapılacaktı. Bu deprem sayesinde seçimler ekim ayına ertelendi. Eğer seçimler yapılsaydı, Amerika'nın Güney Afrika'ya sürgüne gönderdiği eski başkan Dr. Jean Bertrande Aristi de gelecekti. 1990 yılında seçildiğinde Amerika aleyhine çalıştı diye, 7 ay sonra Bush'un desteklediği ordu tarafından darbe yapılıp sürgüne gönderildi. Clinton geldiğinde gösteriler artınca, affedilip geri geldi. 1995'te seçimleri ezici bir üstünlükle kazandı. 2004 yılında yine sürgüne gönderildi. Cezası bitti, tekrar seçime girip kazanacaktı. Bu ülke Amerika için çok önemli. Lavalas Partisi yerine, kendi kuklaları Rene Preval'ı istiyorlar. Burayla hem Küba'yı hem de Venezuella'yı göz altında tutması mümkün. Zaten Guantanamo da boşaltılıyor. Gelip buraya yerleşecekler. Bunun için bütün hazırlıkları da tamam, gidin bakın, sokaklarda Amerika propagandalarını göreceksiniz...”

10 BİN DENİZ PİYADESİ GÖSTERİ YAPIYOR!
Port Au Prince sokaklarında, Chavez'in “Amerikalılar Haiti'ye yardım mı ediyor, yoksa işgal mi ediyor?” şeklindeki endişelerini haklı çıkaracak gelişmeler yaşanıyor. 10 bin deniz piyadesi, özellikle Port Au Prince'nin sokaklarında adeta gösteri yapıyor. Bir çekici ve 4 “hummer” ciple enkaz bölgelerinde gezen Amerikan deniz piyadeleri, beraberinde getirdikleri medya ordusuna bol bol sempatik fotoğraflar çektiriyor.
Bu arada tek elden çıktığı belli olan “In USA We Trust not the France” (Fransa'ya değil Amerika'ya güveniyoruz) yazıları ile donatılmış Down Town Magazin adlı bölgede, ağır makineli silahlarla Amerikan askerlerinin gün boyunca dolaşması ve yerle bir olmuş enkazların arasında, “canlı arıyoruz” diyerek dünyayı ayağa kaldırması enteresan!..

netgazete

01 Şubat 2010 02:29
Haiti'de, Amerikalıların kaçırmak istedikleri 33 çocuğun büyük bölümünün hala bir ailesi bulunduğunu bildirdi.

Korkunç bir depremin yerle bir ettiği Haiti'de çocuklara yardım amacıyla faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu, Amerikalıların kaçırmak istedikleri 33 çocuğun büyük bölümünün hala bir ailesi bulunduğunu bildirdi.

Dominik Cumhuriyeti sınırında Amerikalı grubun yakalanmasının ardından çocukların verildiği SOS Children's Village adlı sivil toplum kuruluşunun (STK) bölgesel direktörü Patricia Vargas, Haiti dışına izinsiz götürülmek istenen çocukların çoğunun hala bir ailesi bulunduğunu belirtti.

Vargas, bu bilgiyi çocukları kendi STK'larına teslim eden Haiti Çocuk Esirgeme Enstitüsü yetkililerinden aldığını belirterek, "Çocukların en büyükleri olan 7 yaşındakilerle konuştuklarında ailelerinin hayatta olduğunu öğrendik. Bazıları bize ailelerinin adres ve telefon numaralarını bile verdi. 7 aylık bir kız bebek de yetersiz beslenmeden ötürü hastaneye kaldırıldı" dedi.

Bu arada, ABD'nin Port-au-Prince Büyükelçiliği, gözaltında tutulan 10 Amerikan vatandaşının, Haiti göç yasalarını ihlalden tutulduklarını açıkladı.

Haiti'de, 33 çocuğu kaçırdıklarından şüphelenilen 10 Amerikan vatandaşının önceki gün gözaltına alındığı bildirilmişti.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Yves Christallin, 5 erkek ve 5 kadından oluşan bu kişilerin, yanlarındaki çocuklarla birlikte Dominik Cumhuriyeti sınırında Haitili bir polis komiseri tarafından yakalandığını belirtmişti.
aktifhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com