EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

PATANİ KURTULUŞ SAVAŞI

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Hzr 08, 2009 10:34 pm    Mesaj konusu: PATANİ KURTULUŞ SAVAŞI Alıntıyla Cevap Gönder

Tayland: Patanili Müslümanlarla barış diyaloğu başladı
28 ŞUBAT 2013



BBC'nin haberine göre; Tayland hükümeti onlarca yıldır devam eden çatışmalara son vermek için güneydeki İslamcı imilitan örgütlerle ön anlaşmaya vardı.

Malezya'daki törende ön anlaşmaya Patanili müslümanlar adına Milli Devrim Cephesi imza attı.

Tayland'ın güneyindeki Patani'de Müslüman çoğunluğun haklarını savunmak için 2004'te yeniden başlatılan silahlı mücadale sırasında yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti.

Bangkok Post gazetesinin haberine göre, Tayland Başbakanı Yingluck Şinavatra ve Malezya Başbakanı Necib Razak, sorunun çözüme kavuşturulmasını ve sınır ötesi ticareti görüşmek üzere yeniden bir araya gelecek.

Malezya başkenti Kuala Lumpur'da imzalanan ön anlaşma, "diyalog süreci"nin başlatılmasını öngörüyor.

AP, Tayland ve Malezya başbakanlarının buluşmasının ardından, anlaşmanın detaylarının açıklanacağını belirtiyor.

Bangkok'taki BBC muhabiri Jonathan Head, daha önce barış girişimleri olsa da, ilk defa iki tarafın da bunu kağıda döktüğüne dikkat çekiyor.
,
Diğer yandan, henüz nihai bir anlaşmaya varılmadığına dikkat çekiliyor ve isyancı liderlerin İslamcı militanlara ne kadar söz geçirebildiğinin belli olmadığına dikkat çekiliyor.

Ön anlaşmaya imza atan Tayland Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Paradorn Pattanatabutr, atılan adımın "çalkantıyı bastırmak için" atıldığını belirterek, çatışmaların hemen son bulmayacağını vurguladı.

İslamcı militanların liderlerinden Hasan Taib de, "Halkımıza sorunları çözmek için birlikte çalışmamız gerektiğini söyleyeceğiz" dedi.

Tayland ilk defa militanları resmen tanıyor

Ancak, Milli Devrim Cephesi, Tayland'ın güneyindeki İslamcı gruplardan yalnızca bir tanesi.

Güneydeki İslamcı gruplar, Budizmin baskın olduğu Tayland'ın diğer kesiminden özerklik talep ediyor.

BBC muhabiri Head, Tayland hükümeti ile İslamcı militanlar arasında yürütülen çok sayıdaki barış görüşmesinin sonuçsuz kaldığını hatırlatıyor.
Ancak bu defa, sürecin bir ön anlaşmayla başladığına ve iki başbakanın süreci daha başından kamuoyuna ilan ettiğine dikkat çekiyor.

Böylece Tayland devletinin ilk defa İslamcı militanları resmen tanıdığına dikkat çeken Head, ay başındaki bir baskında 16 askerin ölmesinin ardından hükümetin intikam yerine militanlarla diyalog yolunu tercih ettiğini kaydediyor.
haber1001

“Patani ABDULHAMİD HAN'I unutmadI”
23 Ağustos 2008

Sultan Abdulhamid’in en sıkıntılı günlerinde bile Patani’yi unutmadığını ifade eden Nik Mahmud; “ Sultan Abdulhamid, İngiliz ve Tayland işgaline karşı mücadele eden Patani Halkı’nı yalnız bırakmadı. Bu nedenle Patani Halkı, Sultan Abdulhamid’i ve onun yaptığı iyilikleri hiçbir zaman unutmadı.”dedi.
Adem Özköse / Şam / Gerçek Hayat

20 senedir Patani üzerine araştırmalar yapan Malezya Vatan Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Profesör Dr. Nik Enver Nik Mahmud ile Patani Tarihi’ni ve Patani- Osmanlı ilişkilerini konuştuk. Sohbetimiz esnasında sık sık Sultan Abdulhamid Han’ın büyük bir siyasi deha olduğuna vurgu yapan Nik Mahmud, Abdulhamid Han’ın 1900’lü yıllarda Patani’yi işgal eden güçlere karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin en büyük finansörü olduğunu söyledi. Malezya’nın Patani’ye sınır bölgesi olan Klanta’da doğduğu için küçüklüğünden itibaren babasından hep Patani Halkı’nın yaşadığı zulümleri dinlediğini ifade eden Prof. Nik Mahmud; “ Bu nedenle bende Patani’ye karşı bir ilgi oluştu. Patani üzerine yaptığım araştırmalar esnasında çok ilginç belge ve bilgilere ulaştım. Özellikle Abdulhamid’in Patani’ye olan ilgisi beni çok duygulandırdı. ”dedi.

PATANİ’NİN TARİHİNİ PROFESÖR’DEN DİNLEYELİM

Patani Halkı’nın köklü bir tarihe sahip olduğuna vurgu yapan Prof. Nik Mammud, Patani Tarihi ile ilgili şunları anlattı: “ Patani Halkı’nın tarihi Güneydoğu Asya’nın en eski krallıklarından biri olan Langasuka Krallığı’na dayanıyor. Langasuka Krallığı 1. Yüzyılın ortalarında kuruldu. Langasuka Krallığı döneminde Patani Halkı din olarak Budizme inanıyordu. 12. yüzyılda Çin’e ticaret yapmaya giden Arap ve Yemenli tüccarlar vasıtasıyla İslam bölgede yayılmaya başladı. Daha sonra ismi değiştirilip Patani ismini alan krallığın Sultanı Müslüman olup İsmail adını aldı. Sultan İsmail halkı tarafından çok sevilen bir yöneticiydi. Sultanlarının Müslüman olmasıyla Patani Halkı toplu olarak İslam’a girme kararı aldı. Böylece 1457 yılında Patani İslam Krallığı kuruldu. Sultan İsmail döneminde Patani, Uzakdoğu Asya’nın en canlı ilim ve ticaret merkezlerinden biri haline geldi. 250 seneye yakın bir süre bölgede hüküm süren Patani İslam Krallığı, Taylandlıların dedeleri olan Budist Siyamlıların müdahaleleri ve bazı iç karışıklar nedeniyle yıkıldı.”

BU SORUN İNGİLİZLERİN MİRASI

Patani İslam Krallığı’nın yıkılmasının ardından Güneydoğu Asya’nın İngilizler tarafından işgal edildiğini anlatan Nik Mahmud, bir süre sonra Patani’nin de İngilizlerin saldırılarına maruz kaldığını belirtti. 1826 yılında İngiliz ve Tayland Askerlerinin Patani’ye girdiklerini kaydeden Profesör, bu tarihten sonra Patani Halkı’nın asla teslim olmayıp işgalci güçlere direndiğini söyledi. Patani Halkı’nın bağımsızlığına düşkün bir halk olduğuna vurgu yapan Nik Mahmud şunları aktardı: “ İngiliz ve Tayland işgalinin ardından Patani’de çok şiddetli bir direniş başladı. İşgal güçleri Patani’de bir türlü istedikleri gibi hâkimiyet sağlayamadılar. Özellikle Sultan Abdulhamid Döneminde Patani ile Osmanlı arasındaki ilişkiler arttı. Abdulhamid Güneydoğu Asya’ya Halife vekili olarak atadığı Ahmet el Patani aracılığıyla Patani Direnişi’ne destek sağladı. 10 Mart 1909’da İngiliz ve Tayland Yönetimleri tarafından yapılan Anglo-Siyam Antlaşmasıyla Patani Malezya’dan koparılarak Tayland’a verildi. İngilizler tıpkı Ortadoğu’da yaptıkları gibi Güneydoğu Asya’da da cetvelle sınırlar çizerek bölgeden ayrılırken arkalarında bugüne kadar uzanacak sorunlar bıraktılar. Patani Halkı ile Tayland Halkı arasında dil, din, kültür ve tarih açısından hiçbir benzerlik bulunmuyor. Bu nedenle Patani Halkı, Tayland Yönetimi’nin altında yaşamayı reddediyor.”

PATANİ’DEN ANADOLU’YA UZANAN YOL

1923 yılında 28 Türk Genci’nin Patani’deki direnişe katılmak için Güneydoğu Asya’ya geldikleri bilgisini veren Nik Mahmud, Türkiyeli gençlerin Patani’ye girmek için sınırı geçmeye çalışırken bölgedeki İngiliz Askerler tarafından yakalanarak hapse atıldıklarını söyledi. Bu bilgiye İngiliz Hükümet Arşivlerinde yaptığı araştırmalar sonucu ulaştığını ifade eden Malezyalı Profesör, 1. Dünya Savaşı esnasında Patani Halkı’nın halifeye ve Anadolu Halkı’na yaptığı yardımlarla ilgili de şu bilgileri verdi: “1. Dünya Savaşı sırasında Patanililer işgal altındaki Türkiye’ye yardım etmek için para toplayıp halifeye ulaştırdılar. Ayrıca Patani’de Osmanlı Hilafeti’ni destekleyen gösteriler yapıldı. Patanili Alimler Osmanlı Hilafeti’nin korunmasının her Müslümanın üzerine farz olduğu yönünde fetvalar yayınladılar. 1. Dünya savaşı sırasında halife İngilizlere karşı cihad fetvası yayınlayınca, Patani Halkı bölgedeki İngiliz Askerlerine karşı eylemlerini arttırdı. Bu dönem, bazı Patanili Öğrenciler Mekke’de okuyorlardı. Bu öğrenciler de halifeye mektup yazarak kendisine asker olmaya hazır olduklarını bildirdiler.”

PATANİ HALKI’NIN UNUTULMAYAN ÖNDERLERİ

Son Patani Sultanı olarak bilinen Abdulkadir Kamaruddin ve oğlu Mahmud Muhyiddin’in, bölgenin sevilen tarikat şeyhlerinden olan Hacı Bulo ve Şeyh Totea’nın, 1947 yılında başlattığı isyanla Patani Tarihi’ne geçen Büyük Alim Hacı Slong’un son olarak da geçtiğimiz aylarda rahmetli olan Patani Halk Kurtuluş Örgütü’nün Lideri Kebir Abdurrahman Tenvira’nın Patani Tarihi açısından önemli isimler olduğunu söyleyen Malezyalı Profesör, Patani’deki direnişin tarihe geçen büyük bir olay olduğunu ifade etti. Patani’deki bağımsızlık mücadelesinin özellikle 2001 yılından sonra daha da canlandığına dikkat çeken Nur Mahmud, İslam Dünyası’nın Pataniye ilgisiz kalmasından da şikayetçi oldu. Özellikle İslam Konferansı Örgütü’nün Patani’yi Tayland’ın iç meselesi olarak kabul etmesinin üzücü bir durum olduğunu söyleyen Nur Mahmud , Patani’nin Türk Halkı’nın ve Hükümeti’nin desteğine ihtiyaç duyduğunun da altını çizdi.
PATANİ TARİHİNE KISA BİR YOLCULUK
-1457:Patani Krallığı İslam’ı kabul etti.
-1584-1688: Patani İslam Krallığı’nın yükselme devri.
-1729:Patani’de iç savaş başladı.
-1786: Patani Taylandlıların dedeleri olan Siyam Krallığı’nın kontrolüne girdi.
-1789:Patani Halkı, Siyam Krallığı’na karşı isyan başlattı.
-1909:İngiltere ve Siyam Krallığı arasında imzalanan Anglo-Siyam Antlaşması’yla bugünkü Tayland-Malezya sınırı oluştu.
-1910: Patanili Sufi Şeyhi To’tea öncülüğünde Yala’da işgal güçlerine karşı büyük bir isyan gerçekleşti.
-1911: Bu isyandan 1 yıl sonra başka bir Sufi Şeyhi olan Hacı Bulon İngiliz ve Tayland güçlerine karşı başka bir isyan başlattı.
-1947:Patani Direnişi’nin babası olarak isimlendirilen Hacı Sulong Patani Halk Hareketi’ni kurup mücadeleye başladı.
-1954:Hacı Slong oğluyla birlikte Budist Tayland Askerleri tarafından şehid edildi.
-1968: Son Patani İslam Kralı’nın torunu Kebir Abdurrahaman Tenvira Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü’nü (PULO) kurdu.
-1975: PULO Patani’de 70 bin kişinin katıldığı Patani Tarihi’nin en kalabalık protesto gösterisini düzenledi.
- 2004: Krue-Se Camii’nde Budist Askerlerle Patanili Gençler arasında çıkan çatışmada 32 Patanili hayatını kaybetti. Aynı gün Patani’nin farklı bölgelerinde çıkan çatışmalarda da 74 kişi Patanili daha katledildi.
-2004:Narativa’nın Takbay Kasabası’nda tutuklu bulunan 6 Patanili Gencin serbest bırakılması için halk gösteri düzenledi. Budist Tayland Askerleri’nin göstericiler üzerine ateş açması sonucu 85 Patanili hayatını kaybetti.
-2008:Patani Direnişi’nin efsane önderi Kebir Abdurrahman Tenvira sürgünde yaşadığı Suriye’nin başkenti Şam’da hayatını kaybetti.
PATANİ’DE GEÇEN HAFTA BÖYLE GEÇTİ
- Geçen hafta Patani’nin Nerativa Bölgesi’ndeki bazı Medreseleri basan Budist Tayland Askerleri 200’e yakın medrese öğrencisini göz altına aldı. Yaşları 13 ile 20 arasında değişen öğrencilerden aileleri haber alamıyor.
-Bu olaydan bir gün sonra Neretiva’daki askeri kontrol noktasına yönelik direnişçiler tarafından gerçekleştirilen saldırıda 6 Tayland Askeri öldü.
-Patani’nin Yala Bölgesi’nde halk tarafından sevilen 2 alim direnişe destek verdikleri gerekçesiyle Budist Tayland Askerleri tarafından gözaltına alındılar. Daha sonra 2 alimin tutuklandığı bildirildi.
-Patani’nin Satun Bölgesi’nde de geçen hafta Tayland İşgalini protesto eden gösteriler yapıldığı bölgeden gelen haberler arasında.

Soykırıma Karşı Direnen Patani Müslümanları
22.12.2012

İngilizler, tıpkı Ortadoğu’da yaptıkları gibi Güneydoğu Asya`yı da cetvellerle sınırlara ayırdılar ve Patani`yi Budist Tayland Hükümeti`nin yönetimine verdiler. 5 milyon Müslüman`ın yaşadığı Patani`de 30 bin kişi Yala, Narativa, Satun, ve Songlo`daki toplama kamplarında tutuluyor.

Aralarında kadın, yaşlı ve küçük yaştaki çocukların da bulunduğu bu toplama kamplarında sık sık işkence, tecavüz ve darp olayları yaşanıyor.

Patani 253 yıldır işgal altında...

http://www.facebook.com/PATANI.Freedom

Tayland'da Bombalı Eylemler: 3 Ölü, 60 Yaralı
16 Eylül 2011
Tayland'ın güneyinde düzenlenen 3 ayrı bombalı eylemde ilk belirlemelere göre 3 kişi öldü, 60 kişi yaralandı

Polis yetkilileri, ilk eylemin Narathivat eyaletindeki bir sınır kasabasında patlayıcı yüklü bir motosikletle düzenlendiğini söyledi.

Yetkililer, bunun ardından ise kalabalık bir sokakta bulunan iki otelin önünde, yine patlayıcı yüklü motosiklet ve otomobille iki ayrı eylem düzenlendiğini belirtti.

Eylemde ölenler arasında Malezyalı bir turistin de bulunduğu kaydedildi.

Ülkenin güneyinde yine bugün daha erken saatlerde İslâmcı militanlar olduğu sanılan silahlı kişiler tarafından cuma namazı sırasında bir camiye saldırı düzenlenmiş, 2 kişinin öldüğü bildirilmişti.

Tayland'ın güney ucundaki Yala, Pattani ve Narathivat eyaletlerinde nüfusun çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyor. Bu eyaletlerde yaşayan müslümanlar bağımsızlık mücadelesi veriyor. Eyaletlerde ayaklanmaların başladığı 2006'dan bu yana çıkan olaylarda yaklaşık 4 bin 800 kişi öldü.
haber1001

Patanide 6 Müslüman Daha Katledildi
19 Kasım 2009
Anadolu Haber

Budist Tayland Yönetimi nin işgali altındaki Patani de Müslümanlara yönelik saldırılar bitmek bilmiyor. Bir evi basan Tayland askerleri 6 Müslüman genci katlettiler.

Dün Tayland Krallığı'nın işgali altındaki Patani'ye bağlı Kokpo bölgesinde Kur'an okumak ve dini sohbet yapmak için bir araya gelen gençlerin evini basan Taylandlı askerler 6 genci katlettiler. Yaşları 18 ile 30 arasında değişen Patanililerin isimlerinin Ahmet Abdurrahman, Abdullah Tulali, Zekeriya Yağmi,Hamdi İsmail, Muhammed Sabri ve Nureddin Dume olduğu öğrenildi. Tayland Ordusu yetkilileri katledilen gençlerin İslamcı bir direniş grubuna üye olduklarını iddia ederken, gençlerin aileleri bu iddiayı reddederek katliamın gerçekleştiği evde Kur'an okunduğunu ve İslami sohbet yapıldığını söylediler.

Dün geceki baskında şehit olan 6 Patanili Müslüman tekbirler eşliğinde bugün öğle namazına mütakiben defnedildiler.
Haber: Adem Özköse

Tayland'da cami tarandı: 10 ölü
08 Haziran 2009
Sıklıkla eylemlere sahne olan Tayland'ın üç güney ilinden biri olan Narativat'ın Cho-ai-rong beldesinde yatsı namazı sırasında cami tarandı.

Namaz sırasında cemaatte yaklaşık 50 kişinin bulunduğu bildirilirken polis olayda 10 kişinin öldüğünü ve 13 kişinin de yaralandığını bildirdi.

Polis namaz sırasında 5 kişi oldukları sanılan bir grubun camiye girdiğini ve cemaati arkadan taradıklarını açıkladı. Hayatını kaybedenlerin arasında imam da bulunuyor. Tayland'ın Malezya'ya komşu 3 ilinde meydana gelen eylemlerde genellikle devlet görevlileri motorsikletli eylemcilerle vuruluyor veya askeri birliklere mayınlı tuzaklar kuruluyor.

Müslüman eylemciler bu bölgede bağımsız bir devlet kurmak istiyorlar. 2004 yılından beri 3 bin 500 kişinin öldüğü olayların yaşandığı bölgedeki Pattani,Yala ve Narativat illeriniden oluşuyor.


Patani’den zulüm kareleri...
29 Haziran 2009


Patani’de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. En son çekilen fotoğraf kareleri Patani’de yaşanan zulmü bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor

Bir zamanlar Patani İslam Krallığı'nın yönetimi altında barış ve huzur içinde hayatlarını sürdüren Patanili Müslümanlar, toprakları Budist Tayland Ordusu tarafından işgal edildikten sonra acı dolu günler yaşamaya başladılar. 5 Milyon Müslüman'ın yaşadığı Patani'de toplama kamplarında tutulan yüzlerce genç kıza askerler tarafından sistematik olarak tecavüz ediliyor, alimler katlediliyor, camiler ateşe veriliyor, gözaltına alınan insanlardan bir daha haber alınamıyor. Patani'deki toplama kamplarında 30 bini aşkın insan bulunurken başta Müslüman Halklar, Birleşmiş Milletler Örgütü ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere dünya Patani'de yaşananlar karşısında sessiz kalmaya devam ediyor. Aşağıda şahit olacağınız fotoğraf kareleri Müslüman olmanın bedelinin son derece ağır olduğu Patani'de neler yaşandığını son derece net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu fotoğraf geçen hafta Patani'deki Furkan Mescidi'nde Budist Askerler tarafından gerçekleştirilen katliamdan hemen sonra çekildi.

Tayland Askerleri Patanililere yönelik gerçekleştirdikleri saldırılarda özellikle alimleri ve cami imamlarını hedef seçiyorlar. Fotoğrafta görülen kişi de Patanili bir İslam Alimi.

2004 yılından beri Tayland Yönetimi tarafından sıkıyönetim uygulanan Patani'de son 5 yılda 3500'den fazla Patanili Budist Askerler tarafından katledildi.

Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen katliam ve işkencelerde sınır tanımayan Tayland Yönetimi'nin dünyadaki en iyi müttefiği Amerika ve İsrail. İsrail'de belli bir süre eğitim gören Tayland Askerleri daha sonra görev yeri olarak Patani'ye gönderiliyorlar.

Tayland Hükümeti yer altı kaynakları bakımından son derece zengin olan Patani'yi tamamen Budistleştirmek istiyor. Patanililerden topraklarını terk etmelerini isteyen Tayland Yönetimi bölgeyi Budistleştirmek için şiddet ve katliamı bir araç olarak kullanıyor.

Patani'de gerçekleşen ölüm vakaları nedeniyle şikayette bulunulacak herhangi bir merci yok. Yakınları katledilen Patanililer Tayland Hükümeti'ne şikayette bulunduklarında çoğu zaman tehdit edilip gözaltına alınıyorlar. Tayland Hükümeti Patanili Müslümanların gösteri yapmalarına da izin vermiyor. Patanililer tarafından düzenlenen gösteriler son derece sert bir şekilde bastırılıyor.

Adem Özköse'nin Haberi..

http://www.timeturk.com/

Patanili Müslüman Devrimciler
13 Kasım 2009

Kendilerini Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak tanımlayan Patanili Öğrenciler Tayland Krallığına karşı verdikleri mücadeleyi anlattılar.

Atıf Şekür ve arkadaşlarıyla Tayland’ın başkenti Bankong’taki Remkamheng Üniversitesi’nin Kampüsü’nde tanıştık. PNYS isimli öğrenci grubuna başkanlık yapan Siyasal Bilgiler Fakültesi son sınıf öğrencisi Atıf ve arkadaşları kendilerini Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak tanımlıyorlar. Hasan el Benna, Seyyid Kutup, Yusuf el Kardavi, Fethi Yeken ve Malcom X gibi şahsiyetleri kendilerine örnek alan PNYS üyeleri son derece idealist gençlerden oluşuyor. Remkamheng Üniversitesi’nin Kampüsü’nde Müslüman gençlere ait olan mescidin önünde yaptığımız röportajı ilgiyle okuyacağınızı ve bu cesur gençleri seveceğinizi düşünüyorum.

Röportaj:Adem Özköse

- Tayland Yönetimi’ne karşı mücadele eden Patanili Müslüman Öğrenci Hareketleri’nin tarihi hangi yıllara kadar dayanıyor?

Tayland işgaline karşı Patanili Öğrenciler tarafından ilk örgütlü mücadele 1978 yılında Patani Devrimci Öğrenciler Birliği tarafından başlatıldı. Bankong’ta okuyan Patanili Öğrenciler tarafından kurulan Devrimci Öğrenciler Birliği’nin amacı Müslüman Gençler arasında İslami düşünceyi yaymak, onlara devrimci bir ahlâk aşılamak ve öğrencilerin kalplerinde işgalci Tayland Yönetimi’ne karşı mücadele ruhu oluşturmaktı. Devrimci Öğrenciler Birliği mücadele tarihimiz açısından çok önemlidir. Daha sonraki yıllar Devrimci Öğrenciler Birliği’nin içinden bir çok grup doğdu.

“ANTİ-KAPİTALİST’İZ”

-Sizin grubunuz olan PNYS’yi daha yakından tanımak istiyorum. Örneğin ideoloji olarak kendinizi hangi kesime daha yakın görüyorsunuz? İslam Dünyası’ndan etkilendiğiniz fikir ve mücadele adamları kimler?

Biz kendimizi Müslüman, Devrimci ve Anti-Kapitalist olarak görüyoruz. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Mekke’deki müşrik ve diktatör rejimi yıkarak tarihin en büyük devrimlerinden birini gerçekleştirdi. Bize göre Hz. Muhammed tarihin tanık olduğu en kararlı devrimci liderdir. Müslümanlar olarak özgürlüğümüz ve işgal altındaki topraklarımızın bağımsızlığa kavuşması için mücadele etmeyi Peygamberimiz’den öğrendik. Bundan dolayı dünyanın farklı yerlerindeki Müslümanlar özgürlüklerine kavuşmak için mücadele ediyorlar. PNYS olarak Tayland işgaline karşı verdiğimiz özgürlük mücadelesinde en büyük öğretmen olarak Peygamberimiz’i görüyoruz. PNYS’nin bünyesindeki arkadaşlarımız genel olarak Hasan el Benna’nın, Seyyid Kutup’un, Fethi Yeken’in, Yusuf el Kardavi’nin kitaplarını okuyorlar. Ayrıca Malcom X’e hem kişilik, hem de verdiği mücadele nedeniyle bir çoğumuz hayranız. Ben kişisel olarak Seyyid Kutup’un kitaplarını özellikle de “Yoldaki İşaretler” isimli kitabını çok beğeniyorum. Seyyid Kutup özgürlüğün ne olduğunu çok iyi anlamış ve özgürlük için bedel ödemiş bir adamdır. PNYS ismini Patani’deki 4 eyaletin baş harflerinden alıyor. P harfi Patani’yi, N harfi Narativa’yı, Y harfi Yala’yı, S harfi de Satun’u temsil ediyor. Patanili Müslümanların geneli gibi biz de vatanımızın tarihte olduğu gibi tekrar özgür olarak İslam Hukuku’na göre yönetilmesini istiyoruz.

-Tayland Yönetimi tarafından herhangi bir baskıyla karşılaşıyor musunuz?

Sürekli olarak baskı altındayız. Bankong’ta okuyan arkadaşlarımız Tayland Polisi tarafından sebepsiz yere gözaltına alınıp tehdit ediliyorlar. 1 sene önce beni ve PNYS’nin içinde aktif olarak çalışan Patanili bir arkadaşımızı gözaltına almışlardı. Beni bir hücreye kapatan polisler bir taraftan tehditler savurdular; diğer taraftan da üzerime çullanıp bana vurdular. PNYS’deki öğrencilerin protesto gösterileri sonucunda 4 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldım. Arkadaşım ise 9 gün gözaltında tutulup çeşitli işkencelere maruz kaldı. Bizim tek suçumuz özgür olmayı istemek. Tayland Yönetimi bizi susturmak istiyor. Fakat biz mücadelemizi her şeye rağmen sürdüreceğiz. Diktatörler ve işgalciler size hiç bir zaman özgürlük ikram etmezler. Özgürlüğü onlardan siz almalısınız.

- Bankong’ta okuyan Patanili Öğrenciler’in geneli size destek veriyor mu?

PNYS’nin bünyesinde aktif olarak görev alan 500’den fazla öğrenci var. Bir protesto gösterisi için çağrı yaptığımızda 2 bine yakın öğrenci bize destek oluyor. Ayrıca bir çok etkinliğimize bizim gibi üniversitelerde örgütlü olan Müslüman Öğrenciler Birliği isimli öğrenci grubu da katılıyor. Müslüman Öğrenciler Birliği’nin içindeki arkadaşlarımızın yarısından fazlası asıl olarak Patanili. Bize destek vermeyen ve bizi verdiğimiz mücadele nedeniyle eleştirenler daha çok Bankong’ta yaşayan Taylandlı Müslümanlar’dan oluşuyor.

-Taylandlı Müslümanlar sizin mücadelenize niçin karşı çıkıyorlar?

Çünkü onlar Tayland’daki yönetimi tamamen benimsemişler ve bir çoğu zengin olan bu insanlar rahatlarının bozulmasını istemiyorlar. Ben bir Müslüman olarak onlardan utanıyorum.

-Patani’nin içinde de çalışmalarınız var mı?

Evet. Sık sık Patani’ye ziyaretler yaparak gençlere Patani Tarihi hakkında bilgi veriyoruz. Ayrıca Patanili yetimler ve dullara da elimizden geldiği ölçü de destek olmaya çalışıyoruz.

-Bankong’taki üniversitelerde Budist Öğrencilerle birlikte eğitim görüyorsunuz. Onlarla ilişkileriniz nasıl?

Özgürlük hakkımıza saygı duyan Budistlerle aramızda herhangi bir sorun yok. Budist arkadaşlarımız arasından mücadelemizi haklı bulanlar ve manevi olarak bizi destekleyenler de var. Fakat Taylandlı Faşist Öğrencilerle anlaşamıyoruz. Aşırı kralcı olan bu öğrenciler en temel insani haklarımıza saygı göstermiyorlar. Bütün faşistler gibi onlar da bir çok insani duygularını yitirmişler.

-Patani’nin içinde Tayland işgaline karşı silahlı mücadele veren Müslüman gruplar da var. Bu silahlı gruplar Patani’yi bağımsızlaştırabilirler mi?

Biz bu grupların niçin silahlara sarıldıklarını anlıyoruz. Vatanı işgal altında olan her insan toprağını savunmak ister. Fakat PNYS olarak dinimize, vatanımıza ve halkımıza hizmet etmek için silahlı gruplardan farklı bir metod benimsiyoruz. Patani’de yıllardır Tayland işgaline karşı silahlı direniş sürüyor. Silahlı mücadele tek başına çözüm olsaydı Patani şimdiye kadar çoktan özgür olurdu. Tek başına silahların Patani’yi özgürleştireceklerini düşünmüyorum. İşgal nedeniyle Patani Halkı cahil kaldı. Biz Patanili gençler arasından kültürlü, cesur, vatanını ve halkını seven Müslümanlar’ın çıkmasını istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

-İslam Dünyası’nda ilişki içerisinde olduğunuz gençlik veya öğrenci teşkilatları var mı?

Malezya’daki bir takım İslamcı öğrenci teşkilatlarıyla ilişki içerisindeyiz. Patani’deki Furkan Mescidi’nde Patanililer katledildiğinde Malezya’daki arkadaşlarımız ülkelerindeki Tayland Elçiliği’nin önünde gösteri yapmışlardı. İslam Dünyası’ndaki, özellikle de Türkiye’deki gençlik teşkilatlarıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Müslümanlar kendi aralarındaki ilişkileri geliştirmeliler. Hepimizin birbirine karşı sorumlulukları var. İslam Dünyası Patani’nin, Irak, Filistin ve Afganistan’dan farkı olmadığını unutmamalı. İsrail Ordusu Gazze’ye saldırırken biz PNYS olarak 3 gün üst üste İsrail’i protesto etmek için Bankong’daki İsrail Elçiliği’nin önünde protesto eylemi düzenledik. Bu eylemlerimize yüzlerce Patanili Öğrenci katıldı. Bundan sonra da özgürlük mücadelesi veren Müslüman kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz.

-Türkiye hakkında neler biliyorsunuz?

Türkiye hakkında pek fazla bilgimiz yok. Ekmeleddin İhsanoğlu isimli bir Türk’ün İslam Konferansı Örgütü’nün genel sekreteri olduğunu biliyoruz. Ayrıca Türkler’in dedeleri olan Osmanlılar hakkında bir çok bilgiye sahibiz. Türkiye’de Patani’yi bilen insanların olduğunu duyuyoruz. Hatta Furkan Mescidi Katliamı yaşandığında Türkiyeli kardeşlerimiz Tayland Elçiliği’nin önünde protesto gösterisi düzenlemişler. Bu gösterinin resimlerini internetten gördük ve çok mutlu olduk. Bu gösteriyi düzenleyen Türkiyeli Müslümanlara çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’deki kardeşlerimizden sadece Patani için değil; işgal altında yaşayan bütün Müslümanlara dua etmelerini, onlara olan desteklerini daha da arttırmalarını talep ediyoruz.
Kaynak: Gerçek Hayat

Nevzat Laleli
nevzatlaleli@gmail.com
Bir Filistın daha Patani
09 Ocak 2011
www.yuvamiz.net

Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde “Mağripte (batı) bir diken batsa bir Müslüman’ın ayağına maşrıkta (doğu) ki bunun acısını duyar” buyurmuşlardır.
Bu sebeple “Biz de bu yazımızda doğuda ezilen bir İslam ülkesini öğrenelim” diyerek bu yazıyı kaleme aldım. Bu ülkenin adı Patani’dir.
Hilafetin kaldırılmasıyla başsız kalan bu ve benzeri ülkelerin hepsi, arka planda (kendi aralarında organize olmuş) Gayri Müslim (özellikle Batılı) ülke askerlerinin işgaline uğramış ve maalesef büyük çileler çekmişler ve hala da çekmektedirler.
Patani; Coğrafi konumu itibariyle Malezya, Senegal, Endonezya ve Brunei içine alan Malay Yarımadası’nın bir parçasıdır. Güneyinde Malezya ve kuzeyinde Tayland bulunan Patani Topraklarının batısında Hint Okyanusu ve doğusunda Çin Denizi yer almaktadır.
Patani, Tayland’ın işgalinden önce 50 bin kilometre karelik bir alana sahipti. İşgalden sonra ise Patanililer 16 bin kilometre karelik bir alanda yaşamaya başladılar. Bugün Patani Halkı, Yala, Naratiwat, Stol ve Songkhla adında 4 eyaletten oluşan topraklar üzerindedirler.
Patani’nin ikliminde tropikal bölge iklimi görülmektedir. Mevsimler genellikle yağmurludur ve bölge verimli topraklara sahiptir. Tarihi ve etnik açıdan Patani’de yaşayanlar Malay Halkı’ndan sayılmaktadır ve son araştırmalara göre Patani’nin nüfusu yaklaşık 6 milyondur.
PATANİ’NİN DİNİ VE DİLİ
Nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Patani Halkı, Şafi Mezhebi’ne mensuptur. Bölgede Budist olan bir azınlık bulunmaktadır. Bu azınlık Tayland Hükümeti tarafından bölgeye yerleştirilmiştir. Bunun yanında çok sayıda Patanili Müslüman, Tayland’ın işgali ve zulümleri nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır.
Patanililer; Malezya, Endonezya, Singapur ve Brunei’den oluşan diğer Güneydoğu Asya ülkeleri gibi Malay dilini konuşmaktadır. Patani Halkı bu ülkeler ile derin tarihi bağlara sahip olmakla beraber; aynı ırktan yani “Malay” sayılmaktadırlar. Alfabeleri ise -bazı ek harfler eklemekle beraber- Arapçaya yakındır.
İslam ilk olarak Patani’ye, Arap Yarımadası’ndan güney Hindistan’a daha sonra da Malay Yarımadası’na gelen Yemenli Tüccarlar yolu ile girmiştir. Patani Halkı 15.yy.da bölgede İslam kanunlarına göre yönetilen bir devlet kurmuştur. Bu devletin ismi “Patani İslam Krallığı” dır.
PATANİ SORUNUNUN TARİHİ ARKA PLANI
Güneşin batmadığı ülke olarak adlandırılan İngiltere, yakın ve uzak doğu da birçok ülkeyi işgal etmiş onları sömürmeye başlamıştı. Ancak özellikle halkı Müslüman ülkelerin insanları, bağımsızlıkları için büyük mücadeleler yapmışlardır. Zira bura halkları, Müslümanlığın “ölürsem şehit, kalırsam gaziyim” inancıyla hareket ettikleri için başta İngilizler olmak üzere birçok müstevliyi (işgalciyi) kovarak istiklallerine kavuşmuşlardır.
İngilizlerin de Pataniyi terk etmelerinden sonra bölgeyi, Taylandlılara peşkeş (Filistin’i İsraillilere, Kıbrıs’ı Rumlara çektikleri gibi) çekmişlerdir.
İlk başlarda Patanili Müslümanların direnişi sebebi ile Budist Tayland Hükümeti’nin çabaları başarısız kaldı. Daha sonra 1786 yılında Tayland, Patani’yi tamamen işgal etti ve Patani, Tayland’a bağımlı bir bölge konumuna düştü. Fakat Patanililer asla teslim olmadılar.
Bunun yanında on binlerce Patanili Müslüman öldürüldü, Patanililerin şehirleri harap edildi, mescitleri, medreseleri ateşe verildi, malları yağmalandı kız ve kadınları Budist Taylanlı askerin tecavüzlerine uğradılar.
Tayland, İngiltere ile (danışıklı) 1909 yılında yaptığı anlaşma uyarınca Patani’nin kendisine bağlı bir bölge olduğunu ilan etti. İngiltere tıpkı Ortadoğu’da yaptığı gibi Güneydoğu Asya’da da sınırları cetvellerle çizerek arkasında sorunlu bölgeler bıraktı.
TAYLAND HÜKÜMETİ’NİN PATANİ SİYASETİ
Tayland hükümeti Patanili Müslümanların sayısını en aza indirme amacı ile bölgeye sürekli olarak Budistleri yerleştirmektedir. Tayland Hükümeti’nin baskı uyguladığı bir başka alan da eğitim ve öğretim alanındadır.
Budist Tayland Hükümeti bölgede Malay dili yerine Tayland dilini yaymaya çalışmaktadır. Patani’de yaşanan zulümler, gerek İslam Dünyası, gerekse de Batı’da pek fazla bilinmemektedir. Çünkü Tayland Hükümeti Patani’de yaşananların dışarı yansımaması için “medyaya sansür” uygulamaktadır.
Patani dış dünyadan koparılmak istenmekte, Patani’de yaşananlar dünyaya Tayland’ın bir iç sorunu olarak yansıtılmaktadır. Tayland Hükümeti bölgede Budizm’i yayma amacı ile Patani’ye budist mabetleri kurmuş, bölgedeki şehir ve kasabaların adlarını değiştirmiştir. Gözlemcilere göre de Patani Halkı büyük bir baskı altındadır ve Tayland tarafından ikinci sınıf insan muamelesine tabi tutulmaktadırlar.
PATANİ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ
Patani direnişi tarihi kökleri olan bir direniştir. Patanililer bağımsız olabilmek ve dinlerini özgürce yaşayabilmek için 2 asırdır bedel ödemektedirler. Şu anda bölgede Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü olmak üzere birçok direniş hareketi bulunmaktadır.
Patani’deki direniş hareketleri, Siyonist İsrail rejimini ve Amerika’yı en büyük düşmanlardan biri olarak görmektedir. Çünkü Siyonist İsrail rejimi Budist Tayland Hükümeti ile sıkı ilişkiler içindedir ve Patanili Müslümanlara karşı Tayland Yönetimi’ne, askeri destek sağlamakta onları yetiştirmektedir.

Patanili Müslümanlar öldürülüyor
3 Temmuz 2011

Patani'li Müslümanlar kıyımdan geçiriliyor.

2001 yılının Mart ayında “Afganistan'daki Buda heykelleri yıkılıyor” diyerek ayağa kalkan dünya, aynı Budistlerin Tayland'da Müslümanlara karşı uyguladığı vahşete gıkını çıkarmıyor.

TECAVÜZ VE KATLİAM!

Bir zamanlar Patani İslam Krallığı'nın yönetimi altında barış ve huzur içinde hayatlarını sürdüren Patanili Müslümanlar, toprakları Budist Tayland Ordusu tarafından işgal edildikten sonra acı dolu günler yaşamaya başladılar. 5 milyon Müslümanın yaşadığı Patani'de toplama kamplarında tutulan yüzlerce genç kıza askerler tarafından tecavüz ediliyor, alimler katlediliyor, camiler ateşe veriliyor, gözaltına alınan insanlardan bir daha haber alınamıyor.

DÜNYA UMURSAMIYOR!

Patani'deki toplama kamplarında 30 bini aşkın insan bulunurken, başta Müslüman halklar, Birleşmiş Milletler ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere dünya Patani'de yaşananlar karşısında sessiz kalmaya devam ediyor. Tayland hükümeti, yakınları katledilen Patanili Müslümanların gösteri yapmalarına izin vermiyor. Patanililer tarafından düzenlenen gösteriler, son derece sert bir şekilde bastırılıyor.

Bir zamanlar Patani İslam Krallığı'nın yönetimi altında barış ve huzur içinde hayatlarını sürdüren Patanili Müslümanlar, toprakları Budist Tayland Ordusu tarafından işgal edildikten sonra acı dolu günler yaşamaya başladılar. 5 milyon Müslümanın yaşadığı Patani'de toplama kamplarında tutulan yüzlerce genç kıza askerler tarafından tecavüz ediliyor, alimler katlediliyor, camiler ateşe veriliyor, gözaltına alınan insanlardan bir daha haber alınamıyor. Patani'deki toplama kamplarında 30 bini aşkın insan bulunurken, başta Müslüman Halklar, Birleşmiş Milletler Örgütü ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere dünya Patani'de yaşananlar karşısında sessiz kalmaya devam ediyor.

Tayland askerleri, Patanililere yönelik gerçekleştirdikleri saldırılarda özellikle alimleri ve cami imamlarını hedef seçiyorlar. 2004 yılından beri Tayland Yönetimi tarafından sıkıyönetim uygulanan Patani'de son 5 yılda 3500'den fazla Patanili, Budist askerler tarafından katledildi. Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen katliam ve işkencelerde sınır tanımayan Tayland yönetiminin dünyadaki en iyi müttefiği Amerika ve İsrail. İsrail'de belli bir süre eğitim gören Tayland askerleri daha sonra görev yeri olarak Patani'ye gönderiliyorlar. Tayland hükümeti yer altı kaynakları bakımından son derece zengin olan Patani'yi tamamen Budistleştirmek istiyor. Patanililerden topraklarını terk etmelerini isteyen Tayland yönetimi, bölgeyi Budistleştirmek için şiddet ve katliamı bir araç olarak kullanıyor. Patani'de gerçekleşen ölüm vakaları nedeniyle şikayette bulunulacak herhangi bir merci yok. Yakınları katledilen Patanililer, Tayland hükümetine şikayette bulunduklarında çoğu zaman tehdit edilip gözaltına alınıyorlar. Tayland hükümeti, Patanili Müslümanların gösteri yapmalarına da izin vermiyor. Patanililer tarafından düzenlenen gösteriler son derece sert bir şekilde bastırılıyor.
Haber10


En son Ekim tarafından Prş Şub 28, 2013 8:24 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cmt Ksm 28, 2009 12:00 am    Mesaj konusu: Patani başkenti İstanbul Alıntıyla Cevap Gönder

Patani başkenti İstanbul

28 Kasım 2009, 00:46 Anadolu Haber

Patanililerin yeni lideri Nur Abdurrahman, ilk kez Dünya Bülteni'ne konuştu

Röportaj: Adem Özköse/ Şam
Aslının Türk olduğunu söyleyen Patanili direniş lideri Nur Abdurrahman "Hilafetin yıkılmasıyla ilişkilerimiz koptu. İstanbul Patani'nin başkentidir" dedi.

Tayland Yönetimi'nin işgali altında yaşamlarını sürdüren Patanili Müslümanlar özgürlüklerini elde etmek için yıllardır direniş gösteriyorlar. 1975 yılında Kebir Abdurrahman Tenvira tarafından kurulan ve kısa adı PULO olan Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü de Patanililerin özgürleşmesi için mücadele eden gruplardan biri. Patani'de silahlı mücadele veren PULO mensupları Ortadoğu, Asya ve Avrupa'da açtıkları siyasi bürolar vasıtasıyla da Patani'de yaşananları dünyaya duyurmaya çalışıyorlar. PULO'nun efsanevi lideri Kebir Abdurrahman Tenvira geçtiğimiz sene sürgünde yaşadığı Şam'da hayatını kaybetmişti. Tenvira'nın vefatının ardından geçtiğimiz aylarda PULO mensupları arasında yapılan seçim sonucu Nur Abdurrahman örgütün yeni lideri olarak seçildi. Dedelerinin İstanbul'dan Patani'ye geldiklerini ve kendisinin asıl olarak Türk olduğunu ifade eden Nur Abdurrahman'la hayatı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Türk basınında ilk kez Dünya Bülteni'nin sorularını cevaplayan Patanili direniş lideri Nur Abdurrahman'ın yaşadıkları filmlere ve romanlara konu olabilecek kadar ilginç. İlgiyle okuyacağınızı tahmin ediyoruz.

-Sizi daha yakından tanımak istiyoruz. Bundan dolayı röportaja kişisel geçmişinizle ilgili sorular sorarak başlayacağım. Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü'nün yeni lideri Nur Abdurrahman kimdir?

Patani'de asılları farklı ülkelere dayanan bir çok insan bulunuyor. Patani İslam Krallığı zamanında bölgeye İstanbul, Afganistan, Irak ve Yemen'den göçler olmuş. Benim dedelerim de Osmanlı Hilafeti zamanında İstanbul'dan Patani'ye gelmişler ve yerleşmişler. Bu nedenle ben asıl olarak Türk'üm ve İstanbulluyum. Rahmetli dedem biz küçükken aslımızın Türk olduğunu ve dedelerimizin İstanbul'dan geldiğini söylerdi. Ayrıca sinirlendiğinde Türkçe konuşmaya başlardı. Budist Tayland Askerlerine küfür ederken de Türkçeyi kullanırdı. Bazı zamanlar Türklerin bir gün Patani'ye gelip bizi Tayland işgalinden kurtaracaklarını söylerdi. Dedemin anlattıklarından dolayı çocukken Türklerin çok güçlü insanlar olduklarını hayal ederdim. "Yok" "iyiyim" gibi kelimeler dedemden duyduğum bazı Türkçe kelimelerden şu an için hatırlayabildiklerim. Küçükken dedemden halifeyi ve İstanbul'u da çok duyardım. Türkiye'den "İstanbul" diye bahsederdi; Türklere de "İstanbullular" diyordu. Bizim gibi İstanbul'dan gelen Patanililer arasında Osmanlı döneminde kullanılan kırmızı fesler de yaygın. Dedemin arkadaşları bazı zamanlar, özellikle de önemli günler de bu kırmızı fesleri kullanıyorlardı.

-Kaç yılında doğdunuz? Hangi okullarda okudunuz?

1948 yılında Patani'nin Yala bölgesinde doğdum. Yaşım artık 60'a ulaştı; fakat ruhum 18 yaşındaki bir genç gibi. İlk okul ve ortaokulu Yala'da Taylandlılara ait bir okulda okudum. 7 yaşımdan itibaren de Pondok medreselerinde Kur-an, Arapça, Tecvid, Akaid, Fıkıh dersleri gibi dersleri aldım. Liseyi yine Patani'de İslami ilimlerin ağırlıklı olduğu bir okulda okudum.

"FİLİSTİNLİ DİRENİŞÇİLERE KATILDIM"

-Patani özgürlük mücadelesine hangi yıllarda katıldınız?

Lise yıllarımda katıldım. Bütün Patanililer gibi ben de çocukluğumdan itibaren vatanımın Taylandlı Budistler tarafından işgal edildiğini biliyordum ve ailemden Patanililere ait özgür bir devletimiz olması gerektiğini duyuyordum. Lisede okurken arkadaşlarımla gizli toplantılar yapardık. Bu toplantılarda Patani'nin özgürlüğü için mücadele etmemiz gerektiğini konuşuyorduk. Kebir Abdurrahman Tenvira Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü'nü kurup Patanilileri bağımsızlık için mücadele etmeye çağırınca biz de bu çağrıya uyduk. Liseyi bitirdikten sonra önce Suudi Arabistan'a daha sonra da Suriye'nin başkenti Şam'a geçtim Şam'da üniversiteye kayıt oldum. 1973 yılında Patanili arkadaşlarım Mansur ve Eşari ile birlikte Lübnan'daki direniş gruplarıyla ilişkiye geçtik ve İsrail işgaline karşı savaşan Filistinlilere destek vermek için Lübnan'ın güneyindeki kamplarda eğitim görmeye başladık. Filistinli direnişçilere katıldığımda benim yaşım 24'dü. 1 sene Filistinlilerle birlikte kamplarda yaşadık ve bu süre içerisinde İsrail askeri birliklerine karşı düzenlenen bir çok operasyona katıldık. O dönemler başta Beka Kampı olmak üzere Lübnan'daki kamplarda dünyanın dört bir yanından gönüllü direnişçiler vardı. Hatta Türkiye'den de bazı direnişçilerin olduğunu hatırlıyorum. Daha sonra Patanili arkadaşlarımla birlikte Şam'a geri dönerek yeniden okullarımıza kayıt olduk. Ben yabancı dilimi geliştirmek için İngilizce bölümüne girmiştim.

-Daha sonra ne oldu?

1974 yılının sonlarında Şam'da eğitim gören Patanili öğrencileri bir araya getirerek Patani Öğrenci Birliği'ni kurduk. Kongrede yapılan seçim sonucu arkadaşlar beni başkan seçtiler. Öğrenci hareketinin kurulmasıyla birlikte Patanililer arasındaki dayanışma daha da arttı. 1975 yılında PULO'nun lideri Abdurrahman Tenvira beni Patani'ye gönderdi. O dönemler Patani halkının Tayland yönetimine karşı olan öfkesi en üst düzeydeydi. Tayland askerleri Patanilileri evde, sokakta, medresede suçsuz yere öldürüyordu.

Abdurrahman Tenvira benden günlerce sürecek protesto gösterileri için Patanilileri örgütlememi istedi. Gerekli çalışmaları yaptık ve Tenvira'nın Patani halkına yaptığı çağrıyla gösteriler başladı. Tam 44 gün süren bu gösteri Patani tarihinin en büyük gösterisidir. Bu gösterinin ardından Patani'den ayrılıp Şam'a geldim. Şam'dan da Libya'ya geçtim. 1977 yılında Libya'da okuyan Patanili arkadaşlarımla Başkent Trablus'a Öğrenci Hareketi adına bir büro açtık. Şam'daki okulumu terk ettiğim için Libya'da yeniden üniversiteye başladım.

"LİBYA'DA KAMPLAR KURDUK"

-Hangi bölüme kaydoldunuz?

İslami ilimler alanında kendimi yetiştirmek için Davet Üniversitesi'ne kaydoldum. Libya Hükümeti ile kurduğumuz iyi ilişkiler ve diplomasi alanındaki başarılarımız sonucunda Patanili mücahidlerin eğitim almaları için Libya'da kamplar kurduk. Ben daha sonra Libya'dan İran'a geçtim. O yıllar İran'da İslam devrimi olmuştu ve bu devrim hepimizi çok etkilemişti. Tenvira benden PULO adına İran'da bir büro açmamı ve İranlı resmi makamlar nezdinde bazı görüşmeler yapmamı istedi. Zamanla Ayetullah Muntazari'nin oğlu Ahmet Muntazari ile aramızda iyi bir arkadaşlık oluştu ve Ahmet Muntazari'nin yardımıyla Tahran'da bir büro açtık. İranlı yetkililerden randevular alarak onlara Patani'de yaşananları anlattım. Bir gün Ahmet Muntazari beni aradı ve bana İsfahan'da yapılacak

mitingde İranlılara Patani'de Müslümanlara yapılan baskı ve zulümleri anlatmamı istedi. On binlerce İranlının katıldığı mitingde insanlara Patani'yi anlattım. Son derece heyecanlı geçen o mitingi hiç unutamam. Fakat daha sonra İranlı yöneticilerle aramız bozuldu ve İran'ı terk etmek zorunda kaldık.

-İranlı yöneticilerle aranız niçin bozuldu?

Patani'den İran'a üniversitelerde okumaları için öğrenciler getiriyorduk. Daha sonra İranlıların Patanili öğrencilerin Şii mezhebine girmeleri için özel çalışma yaptıklarını fark ettik. İranlıların bu çalışmaları bizi rahatsız etti. Ayrıca bizden de Patani'de Şii mezhebinin yayılması için yardım talep etmeye başladılar. İranlılara Patani halkının mezhep olarak Sünni olduğunu, Patani'de Şii mezhebinin yayılması için çalışma yapılmasının fitneye neden olacağını söyledik. Bu tavrımız İranlıları kızdırdı. İran'daki büromuz bu olaydan sonra bir süre daha açık kaldı. İran ile Tayland Hükümeti arasındaki ilişkiler gelişince Tayland İran'dan Patanililere ait olan büroyu kapatmasını istedi. İranlı yetkililer büro nedeniyle zor durumda kaldıklarını söylediler. Biz de bunun üzerine Tahran'daki büromuzu kapatarak İran'ı terk ettik.

"TENVİRA KÜLTÜREL DEVRİMİ BAŞLATTI"

-Patani halkının efsanevi liderlerinden olan Kebir Abdurrahman Tenvira ile nasıl tanıştınız?

Tenvira okumak için köyünden çıkıp Yala'ya gelmişti. Babam Tenvira'yı çok seviyordu ve ona kalması için evimizin yakınında bir ev ayarlamıştı. Tek odası olan bu evde kalan Tenvira Yala'da liseyi okuyordu. Ben o zamanlar 7-8 yaşlarındaydım, Tenvira ise 17-18 yaşlarındaydı. Benim hayatımın büyük bir kısmı Tenvira'nın yanında geçti ve kendimi Tenvira'nın öğrencisi olarak görüyorum. Tenvira fikirleriyle sadece bizim grubumuz olan PULO'yu değil;Patani'deki bağımsızlıkçı bütün direniş gruplarını etkiledi. Bana göre Hacı Slong'tan sonra Patani tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biri de Tenvira'dır. Tenvira İran'da, Libya'da, Şam'da, Avrupa'da bürolar açarak Patani'de yaşananları dünyaya duyurmaya çalıştı. Ayrıca yüzlerce Patanili genç Tenvira'nın sayesinde Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinde eğitim görerek Patanililerin eğitim seviyesini yükselttiler. Benim de Patani dışına çıkıp eğitim görmem Tenvira'nın teşvikleri sayesinde oldu. Tenvira hem Patani'deki İslami hareketin kurucularındandır; hem de Patani'deki kültürel devrimi başlatan kişidir. Tenvira Patani'nin özgürlüğü için askeri, ilmi, manevi, siyasi ve kültürel alanlarda çalışmalar yapılması gerektiğini söylüyordu. Kültürel ve siyasi alanlarda yapılan çalışmalara da en az askeri alanlarda yapılan çalışmalar kadar önem veriyordu.

-Patani ile Tayland Yönetimi arasında yaşanan sorunun temeli nedir?

Patani toplumu ile Tayland toplumu birbirinden ayrı 2 farklı toplum. Patanililer Müslüman; fakat Taylandlılar Budizm'e inanıyorlar. Biz Malay dilini konuşuyoruz, Taylandlılar ise dil olarak Tayca'yı kullanıyorlar. Malazca ile Tayca birbirine hiç benzemiyor. Patanililerin Taylandlılardan tamamen farklı bir tarihleri var. Bizim dedelerimiz Patani İslam Krallığı'nı kurmuşlar ve kendi topraklarında özgür olarak yaşamışlar. Ayrıca kültürel olarak da Patanililerin kültürleri ile Taylandlıların kültürleri hiçbir şekilde birbirine benzemiyor. Aramızdaki bunca farklılığa rağmen Tayland Yönetimi topraklarımızı işgal ederek bizi kendi kültürümüzden uzaklaştırıp Taylaştırmak istiyor. Atalarımız Budist Tayland Krallığı'nın saldırılarına rağmen dinlerini, kültürlerini korumak için büyük bir direniş göstermişler. Biz de aynı şekilde dinimizi ve kültürümüzü korumak için direnmeyi sürdüreceğiz.
"OSMANLI'DAN SONRA İLİŞKİLERİMİZ KOPTU"

-Türkiye Patanililer için ne ifade ediyor?

Patani, hilafet zamanında Osmanlı Yönetimi'ne bağlıydı. Dedelerimiz Osmanlı halifelerini kendi halifeleri olarak görüyorlardı. Özellikle Sultan Abdülhamid Han İngilizlere karşı verilen mücadelede Patanililere çok yardım gönderdi. Hilafetin yıkılması ve Patani'nin Budist Tayland yönetiminin işgali altına girmesinin ardından aramızdaki ilişkiler koptu.

Biz İstanbul'u Patani'nin de başkenti olarak görüyoruz. Türkiye'de şu an zor durumda olan Müslümanların haklarını savunan bir hükümetin olduğunu biliyoruz. Hem Türk halkından hem de Başbakan Erdoğan'dan Patani'ye sahip çıkmalarını, Tayland Yönetimi'ne Patani konusunda baskı yapmalarını istiyoruz. İslam Konferansı Örgütü'nün genel sekreteri bir Türk olan Ekmeleddin İhsanoğlu. Bundan dolayı Türkiye İslam Konferansı Örgütü'nde çok etkili. Türkiye İKÖ sayesinde Patani meselesini dünyaya duyurabilir ve Taylan Yönetimi'nin Patanililere yaptığı baskıyı hafifletebilir. Geçmişte Osmanlılar ile Patanililer arasında güçlü ilişkiler vardı. Biz de onların torunları olarak bu ilişkileri tekrar kuvvetlendirebiliriz.
Dünya Bülteni
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com