EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Savcılık ASELSAN cinayetinde 'FETÖ' izine rastladı!

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Ekm 22, 2009 8:03 pm    Mesaj konusu: Savcılık ASELSAN cinayetinde 'FETÖ' izine rastladı! Alıntıyla Cevap Gönder

'11 yıllık karartma': Savcılık ASELSAN cinayetinde 'FETÖ' izine rastladı!
29 Ekim 2017

[img]http://media-cdn.t24.com.tr/media/stories/2017/10/page_11-yillik-karartma-savcilik-aselsan-cinayetinde-feto-izine-rastladi_940488176.jpg
[/img]
Şüpheler, kapanan ASELSAN soruşturmalarını tekrar açtırdı

ASELSAN mühendislerinin 2006-2013 yılları arasındaki şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturmalar yeniden açıldı. Savcılık mühendis Hüseyin Başbilen dosyasında 'FETÖ' izini rastladı. Olay yeri ekibinden bilirkişi raporu hazırlayan uzmanlara kadar 200 kişiyi inceleyen savcılık 'FETÖ' üyelerini tespit etti.

Karar'da yer alan habere göre, Ankara Başsavcılığı, ASELSAN’da çalışırken 2006 ile 2013 yılları arasında şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden 5 mühendis ile ilgili soruşturmayı raftan indirdi. ‘İntihar’ denilerek dosyası kapatılan mühendislerden Hüseyin Başbilen’le ilgili soruşturma da 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra yeniden açıldı. Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş’un yürüttüğü Hüseyin Başbilen soruşturmasında yeni bulgulara ulaşıldı. Başbilen Ankara’da 4 Ağustos 2006’da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde ölü bulundu. Hem boğaz hem de bileğini keserek intihar, ilk günden itibaren cinayet şüphesini tartışmaya açtı. Ancak olay kayıtlara intihar olarak geçerken, soruşturma da kapatıldı. 2012’de ortaya çıkan olay yeri fotoğrafları ise yıllar sonra ‘karartma’ ihtimalini gündeme getirdi. Fotoğraflardaki ayrıntılara göre boğazı ve bileği kesilerek hayatını kaybeden Başbilen’nin kanı aracın sağ ön konsolunun altına doğru 90 derecelik açıyla aktı. Boğazını kendisi kesmesine rağmen aracın tavan, koltuk ve kapı yanlarında kan izine rastlanmadı. Başbilen’in boğazının aracın ön tarafına ikinci bir kişi tarafından tutularak kesildiği ihtimalini güçlendiren fotoğraflardaki ayrıntılar olay yeri tespit tutanağına işlenmedi.

Aracın sağ ön konsolun altında bulunan çantanın üst kısmında kan izi olmamasına rağmen alt kısmında kan izine rastlanmaması da dikkat çekti. Bu durum çantanın kan aktıktan sonra biri tarafından oraya konduğunu kanıtı oldu. Hüseyin Başbilen’in kafasının yan koltuğun altına doğru sokulmuş olması ise olay yeri tespit tutanağına ‘şoför koltuğundan yolcu koltuğuna geçmek istedi’ şeklinde girdi. Ancak boğazını ve bileğini keserek intihar eden birinin ölmeden önce neden bu hareketi yaptığı hâlâ cevapsız kaldı. Adli tıp raporunda ise Başbilen’in önce boğazını 20 cm kestiği, sonra da bileğini kestiği tespitine yer verildi. Çantada bulunan flash bellek de Jandarma’da kaybolmuştu.

Savcıdan takipsizlik itirafı

ASELSAN’da Kanas silahları, F-16 ve Milli Tank gibi çok önemli projeler üzerinde çalışan Başbilen’in ölümü için önce intihar dendi. Başbilen’in cinayete kurban gittiği iddialarından sonra soruşturma yeniden açıldı. Ancak açılan soruşturma kısa süre sonra takipsizlik kararıyla kapatıldı. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise Başbilen’in ailesi Ankara Başsavcılığı’na başvurarak dosyanın yeniden açılmasını ve FETÖ şüphesinin araştırılmasını talep etti. Bu gelişmenin ardından 2011’den itibaren Başbilen soruşturmasını yürüten eski savcı Murat Demir ifadesinde “Başbilen’in intihar etmiş olamayacağına dair raporu dosyaya koydurdum. Yine Adli tıptan rapor talep edip bu raporun dosyaya girmesini sağladım. Dosyayla ilgili aktif şekilde çalışırken tayinim çıktı. Dosya elimden alındı. Bu dosyada bazı şüpheli durumların ortaya çıkmasının engellenmesi için tayinimin çıkartıldığını düşünüyorum. Tayinimde yine FETÖ mensuplarının rolü olduğunu düşünüyorum” dedi.

Şüpheler kapanan soruşturmaları tekrar açtırdı

Cumhuriyet Savcısı Hamza Yokuş’un FETÖ şüphesiyle genişlettiği dosyaya ise yeni bilgiler girdi. KARAR’ın edindiği bilgilere göre 11 yıl sonra aralanan olayda, Başbilen’in evden çıktıktan sonraki güzergahından görüntü elde edilememesi, benzin aldığı istasyonundaki kameraların geriye dönük sadece 1 ay kayıt özelliğinin olmasından dolayı fiziki delillere ulaşılamadı. Savcılık bunun üzerine dosyanın daha önce nasıl kapatıldığını masaya yatırdı. Başbilen’in ölümüyle ilgili soruşturma aşamasında görev alan olay yeri inceleme ekibi, kolluk kuvvetleri, adli tıpçılar, bilirkişiler ve hakim ve savcılar üzerine yoğunlaştı. Gizli yürütülen soruşturmada yaklaşık 200 kişilik liste üzerinde yapılan incelemede bazı şüphelilerin FETÖ üyesi olduğu ortaya çıktı. Bazılarının da 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hakkında işlem yapıldığı da belirlendi. İsimleri açıklanmayan şüphelilerle ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettirileceği öğrenildi.

5 mühendis 5 şüpheli ölüm

ASELSAN’da kritik projeler üzerinde çalışan Hüseyin Başbilen’in ardından ölümler peş peşe geldi:

* 4 Ağustos 2006’da ASELSAN’da görevli mühendis Hüseyin Başbilen boğazı ve bilekleri kesilmiş halde ölü bulundu.

* 17 Ocak 2007’de ASELSAN’da görevli mühendis Halim Ünal, kafasından tek kurşunla vurulmuş olarak bulundu.

* 26 Ocak 2007’de ASELSAN mühendisi Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek hayatını kaybetti.

* 9 Ekim 2007’de ASELSAN’da yazılım mühendisi olarak görev yapan Burhanettin Volkan, askerliğini yaptığı sırada nöbet tutarken silahıyla intihar ettiği söylendi.

* 26 Ocak 2013’te ise ASELSAN’da mikroelektronik güdüm ve elektro-optik grubu projelerinde çalışan Hakan Öksüz trafik kazasında yaşamını yitirdi.

T24
ETİKETLER
aselsan haber açıklama mühendis fetö cinaye

'Olay intihar süsü verilmiş bir cinayet'
27/11/2011

ASELSAN Mühendisi Hüseyin Başbilen'in ölümünü inceleyen bilirkişi savcılığa sunduğu raporda, ''Olay intihar süsü verilmiş bir cinayet'' dedi.

Aselsan mühendislerinin şüpheli ölümleri ile ilgili soruşturmada çarpıcı delillere ulaşıldı. Savcının, Hüseyin Başbilen'in ölümü ile ilgili cinayet sonrası olay yeri inceleme ekiplerince çekilen fotoğraf ve video kayıtları ile cinayete dair elde edilen delillerin incelenmesini talep ettiği bilirkişi, hazırladığı raporda cinayeti işaret etti. Araçta başka parmak izlerine rastlandığı belirtilen raporda Başbilen'in çantasının da sonradan arabaya konduğu belirtildi.

Taraf gazetesinin haberine göre; Ankara'da 7 Ağustos 2006 tarihinde aracında boğazı ve elleri kesilmiş halde bulunan Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen'in intihar olduğu öne sürülen ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada çarpıcı bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Başbilen'in ölü bulunduğu araçtaki kan ve parmak izlerini analiz eden uzman bilirkişi, cinayeti işaret etti.

Aselsan soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, Hüseyin Başbilen'in ölü bulunduğu araçta çekilmiş fotoğrafları ve video kayıtlarını, kan ve parmak izlerini, Türkiye'de bu alandaki uzmanlığı ile tanınan bilirkişiye yorumlattı. Olaydan sonra araçta çekilen onlarca resmi tek tek inceleyen uzman bilirkişi, kanın yönü ve akış şeklini analiz etti.

Bilirkişi raporunda, Başbilen'in şoför koltuğunun yanındaki koltukta, başının torpido gözünün altında, ayaklarının ise koltuğun üzerine kalması ile ilgili olarak, "Başbilen'in aracın içerisinde olduğu esnada, boynundaki 20 cmlik kesik ve bileğindeki kesiklerin mevcut olduğu, kendisinin dışarı çıkmak için önce şoför koltuğunun yanındaki koltuğu açmak istediği, ancak kapıyı açmayı başaramayınca yan koltuğa geçtiği, yan koltuktaki kapıyı açmak için geçtiği esnada vücudundaki yaralar nedeniyle başının torpido gözünün altına gelecek biçimde düştüğü, daha sonra ölüm anının gerçekleştiği ve vücut ağırlığının baş üzerinde toplanmasından dolayı boynunda kırıklar oluştuğu" değerlendirmesi yapıldı.

Bilirkişi iki önemli bulguda olayın cinayet olduğuna kanaat getirdi. Kan fışkırma, akma ve cesedin bulunduğu konumu gözönünde bulunduran uzmanlar, parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığını tesbit etti. Ayrıca Başbilen'e ait olduğu belirtilen bir çantanın olaydan sonra araç koltuğuna bırakıldığı belirlendi. Söz konusu yorumların yanına kan izlerinin resimleri eklenerek raporlaştırıldı. Bu rapora göre olay 'intihar' değil 'cinayet'.

ERGENEKON SAVCISI DOSYAYI AÇTIRDI
Aselsan'da uzak mesafede daha etkili bir kanas silahı, F16 ve milli tank projeleri üzerinde çalışan Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006'da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu. Ardından 17 Ocak 2007'de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü.

Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken, oturduğu binanın altıncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ortak özelliği uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışmaları oldu.

Ankara Başsavcılığı'nın bu olaylarla ilgili iki yıl önce kapattığı Aselsan intiharları dosyası, bir dönem Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarından Fikret Seçen'in elde ettiği deliller üzerine Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeniden açılmıştı.
(Taraf)

Umur Talu
utalu@htgazete.com.tr
İntihar ettiler belki; ama hangi ülkede!
31 Ekim 2010

“İhtimal” hesabı da yapabilirsiniz…
“Emsal” de arayabilirsiniz.
Ama, ne kadar büyük olursa olsun, aynı işyerinde, kritik projelerde görevli 3 mühendis 5 ay içinde (ikisi aynı ay) “intihar” ettiğinde bir tuhaf gelir.

***
Fransa telefon şirketinde 18 ay içinde 20’den fazla çalışan intihar etmişti mesela.
Acayip bir zincirdi.
Ama intihar dalgasının sebebi, iş yükü, işsizlik tehdidi, işyeri baskıları ve bunalımıydı.
Belki her intihar bir ötekini de tetiklemişti.
***
Aselsan, belki de France Telecom’dan daha önemli bir şirket. Daha büyük olduğundan değil, bir ülke, hatta bir bölge için daha kilit işler yaptığından. Yapabileceğinden.
Üstelik, sivil görünümlü, borsada işlem gören bir “Savunma sanayi” şirketi olmasına rağmen, esasta “askeri” renkli.
Hem faaliyet alanı, hem sermaye sahipliği bakımından.

***
Peşpeşe “intihar” eden 3 Aselsan mühendisinin “kapanmış” dosyaları yeniden açılıyor.
Askerleri de içine alan “dinleme, izleme, kayıt, casusluk” iddiaları üstüne.
30 yaşındaki mühendis Hüseyin Başbilen yolda ölü bulunmuştu. İntihar mektubu ile bedeninde falçata kesikleri ve falçatanın kendisiyle.
Söylenene göre, 3 gün sonra “milli tank projesi sunumu” yapacaktı. O dosyasının kayıp olduğu ileri sürüldü.
5 ay sonra, F-16 modernizasyonunda uzmanlaşan bir başka mühendis, Halim Ünal göl kenarında ölü bulundu. Başında tek kurşunla.
9 gün sonra da 26 yaşındaki mühendis Evrim Yançeken oturduğu binanın arkasında ölü bulundu. Bir mektup bırakmış, dendiğine göre 7’inci kattan atlamıştı.
Üçü de ODTÜ mezunuydu; üçünün de “şifre uzmanı” olduğu yazıldı.
Üçünün de “çok önemli işler yaptığı” ancak üst üste ölümlerinden sonra fark edildi!

***
Her ihtimal bir ihtimaldir elbette.
Peşpeşe intihar da pekala mümkündür.
Bazısının intihar olması da.
Hiçbirinin olmaması da.
Ama ilginç olan şu:
Böyle dosyalar ne kadar çabuk kapanıyor; kapatılıyor.
Komploya kulak asılmasa bile, kuşku her soruşturmanın başı değil mi!

***
Hem de hangi ülkede:
Tank modernizasyonu ihalesini Aselsan’dan bile kaçıran generallerin, sivillerin, siyasilerin, bürokratların, her türden komisyoncunun yüz milyonlarca doları İsrail devleti ve ordusunun “krizdeki” şirketine sunduğu ülkede!
Kendi yaptığı uçaklarda bile, yığınla ince sistemin müttefikleri tarafından esirgendiği ülkede!
Kullandığı “yabancı sistemler” sayesinde, elindeki bilgiyi başka devletlere de aktaran, kaptıran, çaldıran bir ülkede!
Birbirini dinleten, izleyen; birbirine tuzak kuran; birbirinin hayatına kast eden asker ve sivil devlet görevlilerinin cirit attığı ülkede!

***
Bir şey çıkar ya da çıkmaz.
Ama başarılı, önleri açık, uzmanlıkları özel üç genç mühendis peşpeşe (hakikaten) intihar etmişse dahi, bu ülke, medyasıyla, savcısıyla, Meclis’iyle daha fazla didikleyebilmeliydi.
Didiklemeliydi ki…
“Milli tank” diye uğraşan bir genç mühendis tükenirken;
Tankları o mühendislerden kaçırarak İsrail’e veren askeri, siyasi, bürokratik kadroların; onların salladığı cumhuriyetçi, ulusalcı, bağımsızlıkçı palavraların daha çok ayırtına varmalıydı!
O çocuklar peşpeşe giderken; kimlerin neleri götürdüğü üstüne azıcık düşünmeliydi.

***
Belki hakikaten intihardır hepsi.
O zaman, neden hepsi de bunalmıştı acaba?
Belki de değildir!
O zaman, kimler, ne için ortadan kaldırdı?

http://www.haberturk.com/yazarlar/566771-intihar-ettiler-belki-ama-hangi-ulkede

22 Ekim 2009 08:48
ASELSAN'DA DÖRDÜNCÜ İNTİHAR
Aselsan'daki sır ölümlere bir yenisi daha eklendi. Bu da intihar olarak açıklandı.

ASELSAN'ın Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin uçak komuta kontrol merkezi bölümünde başarılı işlere imza atan genç mühendis Burhaneddin Volkan'ın, 3 arkadaşının şüpheli şekilde hayatlarını kaybetmesinin ardından kurumdan ayrıldığı ve yedek subay olarak vatani görevini yapmak üzere gittiği Ankara'daki birliğinde hayatını kaybettiği belirlendi.

ASELSAN'ın 3 başarılı mühendisinin ölümünün ardındaki sis perdesi bir türlü aydınlatılamazken, kurum mühendislerinin bir tanesinin daha şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiği belirlendi. ASELSAN'ın Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin uçak komuta kontrol merkezi bölümünde başarılı işlere imza atan Hacettepeli genç mühendis Burhaneddin Volkan'ın, 3 arkadaşının şüpheli şekilde hayatlarını kaybetmesinin ardından kurumdan ayrıldığı ve yedek subay olarak vatani görevini yapmak üzere gittiği Ankara'daki birliğinde hayatını kaybettiği öğrenildi.

2005'TE ASELSAN'A GİRDİ

Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra ASELSAN'a mühendis olarak giren ve burada uçak komuta kontrol merkezi bölümünde çalışan 8 mühendisten biri olan Volkan, kurum bünyesindeki 3 mühendisin şüpheli şekilde hayatını kaybetmesi üzerine endişeye kapılarak kurumdan ayrıldı. Yedek subay olarak askere alınan Burhaneddin Volkan, önce Tuzla Piyade Okulu, ardından Ankara Kızılay'daki Bando Okullar Komutanlığı'ndaki birliğine gönderildi. Mühendis Burhaneddin Volkan, asteğmen rütbesi ile gittiği birliğinde nöbet esnasında şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Askeri yetkililer ailesine Volkan'ın intihar ettiğini bildirdiler. Aileye kışladan gelen telefonlarda hiç de iç açıcı şeyler anlatılmadı. 8 Ekim 2007 günü hayatını kaybeden Burhaneddin Volkan'ın babası Mahmud Volkan, oğlunun ölümü ile ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı'na gerekli dilekçeleri sundu. Konunun aydınlatılmasını isteyen baba hiçbir sonuç alamadı. Savcılık ‘kovuşturmaya yer olmadığına' karar verdi. Aile bu karara Askeri İdare Mahkemesi nezdinde itiraz etti. Aile şimdi yargıdan gelecek son kararı bekliyor.

ASELSAN MÜHENDİSLERİNİN ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ

2006-2007 yıllarında 6 ay içerisinde ASELSAN'da 3 mühendis şüpheli bir şekilde ölmüştü. İlk ölüm olayı 7 Ağustos 2006 tarihinde görülürken, 16 Ocak 2007 ve 26 Ocak 2007 tarihlerinde de iki vaka daha yaşandı. Ölen Hüseyin Başbilen, Ali Ünal ve Evrim Yançeken isimli 3 mühendis de ODTÜ mezunu ve ASELSAN'da gizli yürütülen silah projelerinde görev yapıyorlardı. Bir dönem Aselsan'da çalışan mühendis asteğmen Zafer Oluk da görev yaptığı İstanbul 1. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda 2008 yılının Mayıs ayında hayatını kaybetmişti. Zafer Oluk'un elektrik kazası sonucu öldüğü açıklanmıştı.

Kaynak: Üsame Karakış/Vakit

25 Ekim 2009 08:22
ASELSAN'A İNTİHAR KISKACI
Türkiye'nin stratejik kuruluşu ASELSAN'daki 4. intiharla ilgili konunun uzmanları bakın ne dedi.

ASELSAN'ın Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin uçak komuta kontrol merkezi bölümünde başarılı işlere imza atan genç mühendis Burhaneddin Volkan'ın, 3 mühendis arkadaşı gibi şüpheli ölümünün ardından Vakit'e konuşan Emekli Ordu Donatım Subayları “Derin Güçlere” dikkat çektiler.

ASELSAN'ın 3 başarılı mühendisinin ölümünün ardındaki sis perdesi bir türlü aydınlatılamazken; kurum mühendislerinin bir tanesinin daha şüpheli bir şekilde hayatını kaybettiğinin ortaya çıkması, emekli askerleri de çileden çıkardı. Bir taraftan bu beyinlere yeterince sahip çıkılmadığından yakınan Emekli Ordu Donatım subayları, bir taraftan da “derin güçlere” dikkat çektiler.

ÇOK İYİ ARAŞTIRILMALI

İkmal Subayı Emekli Albay Durmuş Türemen, sır bir şekilde ölen 4 mühendisin özellikle geçmişe yönelik telefon görüşmelerinin incelenmesini, msn ve e-mail yoluyla kurdukları iletişimlere de mercek tutulmasını istedi.

DERİN ŞÜPHE!
Mühendislerin ASELSAN'da çok önemli projelerde görev aldıklarını hatırlatan Türemen, “Geliştirilecek bir proje, ülke ekonomisini uçuracağı gibi dışa bağımlılığı da azaltacaktır. Silah sistemleri hiç de hafife alınmayacak kadar büyük bir sanayidir. Bu sanayiyi ellerinde tutan ülkelerin çoğu da terörist devletlerdir. Bu devletler, kendi menfaatlerine kimseyi ortak etmek istemezler. Büyüyen ve gelişen bir Türkiye ise hiç istemezler. Türkiye'nin üreteceği projeler kendi alanlarını daraltacağı gibi, yeni bir piyasanın oluşacağını da iyi bilirler. Onun için genç beyinlerimizi hedef almış olabilirler” diye konuştu.

ÖZEL YÖNTEMLER KULLANILMIŞ OLABİLİR
Söz konusu mühendis ölümlerinin sadece Türkiye'de değil, birçok ülkede de yaşandığına vurgu yapan Türemen, “Bu çocuklar etkisiz hale getirilmiş olabilirler. Özel yöntem ve üzerlerinde oluşturulan baskılar ile mühendislerimiz intihara sürüklenmiş olabilecekleri gibi, hayatlarına direkt olarak kastetme ihtimali de vardır. Derhal savunma sanayimizde önemli projelerde görev alan beyinlerimiz koruma altına alınmalıdır” dedi.

BİNBAŞI EVİRGEN: TESADÜF OLAMAZ
Uzun yıllar TSK'da çok önemli savunma sanayi projelerinde görev alan Ordu Donatım Emekli Binbaşı Yakup Evirgen de, “Savunma sanayimizin en önemli kuruluşlarında görevli başarılı mühendislerin ölümü tesadüf olamaz” dedi. “ASELSAN, sıradan bir fabrika değil, savunma sanayimizde dışa bağımlılığın önünü kesmek için projeler üretip, hayata geçiren bir kuruluş” hatırlatmasında bulunan Evirgen, “Böyle bir kuruluşta zincirleme bir şekilde hayata veda eden mühendislerimizin önemli projelerde görev almaları da tezimizi doğruluyor” diye konuştu.

EVİRGEN'DEN ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
Sır ölümleri “derin bir olay” şeklinde değerlendiren Evirgen, “Unutulmamalı ki; ülkenin imkan, kabiliyetleri, endüstriyel-yeraltı ve yerüstü imkanları yeterli olmasına rağmen, yıllardır savunma sanayiinde hala mevcut araç, gereç ve teçhizatı dışarıdan temin ediyoruz. Bununla da yetinmiyor, bakım ve onarımı da onlara yaptırıyoruz. Yani ABD'den alıyor, İsrail'e de modernize ettiriyoruz. Bu da her iki ülke ile ilişkilerimizi kesmemize engel oluyor. Çünkü uzun soluklu bir savaşta silahsız kalma riskimiz var. Bu riski iyi bilen İsrail ve ABD de unutulmasın ki; milli bir savunmaya kavuşmamızdan büyük rahatsızlık duyar. Bu rahatsızlığı iyi bilen birisi olarak da o gençlerimizin üzerindeki baskıları tahmin edebiliyorum. Daha fazla zaman kalmadan genç beyinlerimize sahip çıkılmalı ve savunma sanayimizde faaliyet gösteren firmalarımızın önündeki bürokratik engeller kaldırılarak gelişmenin önü açılmalıdır” diye konuştu.

Kaynak: Aslan Değirmenci/Vakit
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com