EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Amerikan Devriminin Anlatılmayan Gerçekleri

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
yana yakila



Kayıt: 06 May 2009
Mesajlar: 4

MesajTarih: Prş Tem 16, 2009 10:15 pm    Mesaj konusu: Amerikan Devriminin Anlatılmayan Gerçekleri Alıntıyla Cevap Gönder

Dünyada kötü giden bazı şeyler var ve siz bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Haklı bir nedeniniz var demektir. Fakat bizim kültürümüz savaşa öylesine meyilli ki "bu iyi bir neden" diyerek hemen "savaşı hak eder" sonucunun üstüne atlarız.

Amerikan Devrimi – İngiltere'den bağımsızlık - haklı bir savaş nedeniydi. Yerleşimciler niçin İngiliz işgali ve baskısı altında olsunlardı? Peki, devrimci bir savaşa gitmek zorunda mıydık?

Devrim savaşında hayatını kaybedenlerin sayısı kaçtı?

Savaşlarda tam olarak kaç kişinin öldüğünü hiçkimse bilmez; bu savaşta 25.000 ila 50.000 arasında insan ölmüştü. Biz, asgari sayı üzerinden hareket edelim: 3 milyon nüfus içerisinden 25.000 kişi hayatını kaybetti. Bugünün nüfusuna oranla, İngiltere'yi topraklarımızdan çıkarmak için 2.5 milyon insanın ölmesi anlamını taşır.

Değer mi diye düşünebileceğiniz gibi hiç düşünmeyebilirsiniz de.

Kanada, İngiltere'den bağımsız, öyle değil mi? Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fena bir toplum değildir. Kanadalıların iyi bir sağlık sistemi vardır. Bizim sahip olmadığımız pek çok şeyleri var. Kanlı bir devrim savaşına girmediler. İngiltere'den bağımsızlığımızı kazanmak için kanlı bir savaşa girmemiz gerektiğini niçin düşünüyoruz?

Silahların ateşlenmesinden bir yıl önce, Batı Massachusetts'daki çiftçiler tek bir kurşun sıkmadan İngiliz hükümetine yol vermişlerdi. Adli ve idari binaların çevresini saran yüzbinlerce insan İngiliz yetkililere güle güle diyerek gönderdiler. Sonra Lexington ve Concord çıkageldi ve devrime şiddet bulaştı, çiftçiler değil kurucu babalar tarafından yürütüldü devrim. Çiftçiler hayli fakirdiler; kurucu babalar ise hayli zengin.

İngiltere'ye karşı elde edilen zaferden gerçekte kim kazançlı çıktı? Bu sorunun herhangi bir politika bilhassa da savaş hakkında sorulması çok önemlidir. Kim, neyden kazandı? Nüfusun çeşitli kesimleri arasındaki farklılıkların ayırdında olmak da önemlidir. Bu ülkede alışkın olmadığımız bir şey bu çünkü sınıf temelli düşünmüyoruz. Sanıyoruz ki "hepimizin çıkarları aynı." Mesela İngiltere'den bağımsızlıkta hepimizin çıkarı aynıydı diye düşünürüz. Hepimizin aynı çıkarı yoktu halbuki.

Kızılderililerin İngiltere'den bağımsızlığı önemsediğini düşünüyor musunuz? Hayır, doğrusu, Kızılderililer İngiltere'den kazandığımız bağımsızlıktan hoşnutsuzluk duydular çünkü İngiltere 1763 Bildirisinde batıya, Kızılderili toprağına doğru ilerleyemeyeceğinizi söyleyen bir hat tâyin etmişti.

Kızılderilileri sevdiklerinden dolayı yapmadılar bunu. Sorun istemiyorlardı. İngiltere devrim savaşında mağlub edildiğinde bu hat ortadan kaldırıldı ve yerleşimcilerin 100 yıl süreyle kıta boyunca batıya doğru hareket etmelerinin önü açıldı, katliamlar yapıldı ve Kızılderili medeniyeti bütünüyle imha edildi.

Amerikan Devrimine baktığınızda, gözönüne almanız gereken bir gerçek var demektir. Kızılderililerin çıkarı yoktu, bir faydasını da görmediler.

Amerikan Devriminden siyahiler faydalandı mı?

Kölelik devrimden önce vardı. Devrimden sonra da oldu. Köleliği anayasaya koymakla kalmadık onu meşrulaştırdık da.

Peki, sınıfsal bölünmelerden ne haber?

Sıradan beyaz çiftçiler, John Hancock veya Morris'le yahut Madison, Jefferson, köle sahipleri ve tahvil sahipleriyle aynı çıkara mı sahipti devrimde? Tabii ki hayır.

İngiltere'ye karşı savaşmak üzere bir araya gelenler halk değildi. Bir ordu toplamak için çok zor zamanlar geçirdiler. Fakirleri toplayıp toprak vaadettiler. İnsanlara gözdağı verdiler ve evet, Bağımsızlık Bildirgesini ilham ettiler. İnsanların savaşa gitmelerini istiyorsanız, onlara içinde iyi kelimelerin geçtiği bir belge vermeniz her zaman iyidir: Hayat, özgürlük ve mutluluğun peşinde olmak. Onlar anayasayı yazdıklarında hayattan, özgürlükten ve mutluluğun peşinde olmaktan ziyade mal-mülkün kaygısındaydılar elbette. Bu küçük şeyleri dikkate alıp kaydetmelisiniz.

Sınıfsal bölünmeler mevcuttu. Savaşı tartıp değerlendirdiğinizde, herhangi bir politikayı tartıp değerlendirdiğinizde şunu sormalısınız: Kim, neyi elde ediyor?

Başlangıçtan itibaren sınıfsal bir toplumduk. Amerika, zengin ve fakirlerden oluşan bir toplum olarak yola koyulmuştu, bir yanda muazzam büyüklükte toprakları olanlar diğer yanda topraksız insanlar. Ayaklanmalar yaşanıyordu, Boston'da ekmek yüzünden ayaklanma çıkmıştı, diğer tüm kolonilerde ayaklanmalar vardı, fakirin zengine karşı ayaklanmaları; borcunu ödeyemediğinden dolayı hapse konulanları serbest bırakmak için hapishaneler basılıyordu. Sınıf çatışması vardı. Bu ülkede hepimiz mutlu bir aileyiz numarasına yatmaya çalışıyoruz. Değiliz.

Amerikan Devrimine baktığınızda, sınıf temelinden bakmalısınız.

Devrim ordusunda erlerin subaylara karşı başkaldırdığını bilir misiniz? Subaylar iyi elbiseler giyiyor, iyi yiyecekler yiyor ve yüksek maaş alıyorlardı; erlerin ise ayakkabıları yoktu, giyisileri berbattı ve maaş da almıyorlardı. Başkaldırdılar. Yüzlercesi. Pennsylvania'da sayıları George Washington'ı üzecek kadar çoktu ve bu yüzden onlara taviz vermişti. New Jersey'de binlerce olmasa da yüzlerce askerin katıldığı bir başkaldırı üzerine liderlerinin idam edilmesi emrini vermişti; başkaldırının liderleri, komutanlarının emriyle, isyancı arkadaşları tarafından idam edildi.

Amerikan Devrimi, hepimizin onların hepsine karşı bir araya geldiği basitleştirilmiş bir mesele değildir. Herkesin devrimden fayda göreceğini düşünmesi sözkonusu değildi.

Savaş meselesini yeniden düşünmeli ve kabul edilemez olduğu sonucuna varmalıyız, sebep yahut bahane her ne olursa olsun: Özgürlük, demokrasi, bu, şu (...)

Tarihi bir olay bir kez vuku bulduğunda, sonuca başka bir yoldan varabileceğinizi tahayyül etmesi son derece zor olur. Bir olay tarihte gerçekleşiyorken, bir kaçınılmazlık havası kazanır. Tahakkuk edebileceği tek yol buymuş gibidir. Hayır.

Pek çok bakımdan zekiyiz. Savaş ve pasiflik arasında binlerce ihtimal olduğunu mutlaka anlayabilmeliyiz.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com