EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Erkan Mumcu

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Oca 30, 2009 11:58 pm    Mesaj konusu: Erkan Mumcu Alıntıyla Cevap Gönder

Bana arkadaşını söyle…
15 Mart 2010

Erkan Mumcu, siyasette tartışılan ve yıldızı erken parlayıp erken sönen bir isim oldu.

Erkan Mumcu’nun gençlik yıllarında İslami hareket ile yollarının kesiştiği iddiaları ortaya atıldı.
Bu iddialar Mumcu’nun siyasete mola vermesine rağmen sürdü gitti.

Avazturk, Mumcu’nun gençlik yıllarına ait bir fotoğrafı ele geçirdi. İşte o fotoğraftaki Erkan Mumcu ve arkadaşları…

Hüsnü Kılıç: Akıncı Güç/Rapor - Necip Fazıl, S.Mirzabeyoğlu./Tavır dergileri kadrosundan... Bosna dayanışma gurubu başkanlığı da yapmış bir isim. İsmail Ağa cemaatinde babasında dolayı ağırlığı olan biri. İBDA hareketi içinde 1990’ların başında koptu.

Şadi Çarsancaklı: Mazlum/Der Kurucusu

Yaşar Şadoğlu, Rıdvan Şentürk, Mehmet Sami Adalı Mehmet Hayri Adali Ayhan Yılmaz: İBDA çizgisinde yayın yapan Tavır dergisi kurucularından

Yaşar Şadoğlu: 2000'lerin başına kadar Akademya Kültür Sanat Vakfı’nın ve dergisinin başındaydı.
avaztürk

MUMCU'YU TARİHTEN SİLECEK HABER
30 Ocak 2009 14:06

İddia ediyoruz bu haberden sonra Erkan Mumcu tarihten silinecek..

AKTİFHABER/ÖZEL

Org. İsmail Hakkı Karadayı’nın gün yüzüne çıkan ses kaydı, Köşk seçimleri öncesi yaşanan 367 süreciyle ilgili pek çok karanlık noktayı aydınlattı.

Canına malolacak yalanlar...

Ancak asıl skandal, ses kaydından sonra İsmail Hakkı Karadayı ve Erkan Mumcu’nun yaptığı açıklamalardaki çok çarpıcı çelişkilerdi. Bu çelişkilere bir de geçmişte yapılan açıklamalardaki çelişkileri bulup ekleyince ortaya inanılmaz karanlık bir durum çıktı. Hatta Mumcu bedelini canıyla ödeyebilir:

YALAN - 1 : TELKİN

Erkan Mumcu, ses kaydının ortaya çıkmasından sonra yaptığı yazılı açıklamada Karadayı için; “367 için benden destek istedi. Reddettim. Kendine yediremeyince bana hakaretamiz sözler söylemiş. Mahkemeye vereceğim" diyordu.

Ancak Mumcu kendisinden hiç kimsenin 367 için destek istemediğini bakın 6 Ağustos 2007 tarihli (661. sayı) Aksiyon Dergisi’nde nasıl ifade ediyordu: “Kimse bana böyle bir telkinde bulunmadı. Bana cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmamam yönünde en küçük bir telkin gelmedi… Bütün mukaddesatıma and içerim ki, Allah’ın bir kulu bana bu yönde bir telkinde bulunmamıştır.”

YALAN – 2: YÜZYÜZE GÖRÜŞME

Erkan Mumcu, Karadayı’yla hayatında bir kez karşılaştığını dünkü yazılı açıklamasında şöyle ifade ediyor: “İsmail Hakkı Karadayı ile hayatımda bir kez havalimanı VİP salonunda karşılaştım ve eşinin de bulunduğu bu ortamda bir dakikadan bile daha az bir süre içerinde hatır sorma ve nezaket sözlerinden başka bir şey konuşulmamıştır.”

Org. Karadayı ise Mumcu’yla Bodrum’da bir arada olduklarını bugün Fikret Bila’ya şöyle ifade ediyor: “Erkan Mumcu Bey’i eskiden beri tanırım. Bakan olduğu dönemden tanırım. Parti kurduğunda arayıp tebrik etmiştim. O da beni aradı. Çok memnun olduğunu söyledi. Eşlerimiz de konuştular. Sonra Bodrum’da da bir arada olduk.”

YALAN – 3: TELEFON YALANI

Erkan Mumcu Ağustos 2007 tarihli Aksiyon Dergisi’nde 367 konusunda hiç kimseyle telefon görüşmesi yapmadığını muhabirle yaşadığı soru cevapta şöyle anlatıyor:

“Muhabir: -Hüseyin Kocabıyık anlatıyor, 16:45 ile 17:30 arasında bir telefon geliyor, dışarıya çıkıyorsunuz. Bu telefon kimden geldi peki?

Mumcu: - Hüseyin Kocabıyık yalan söylüyor. İspatı şudur. Ben telefonlarımın ayrıntılı dökümlerini hayatımın istenilen hangi kesiti için talep ediliyorsa koyarım ortaya. Ben böyle bir görüşme yapmadım. Kimse bana böyle bir telkinde bulunmadı. Bana cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmamam yönünde en küçük bir telkin gelmedi. Bana garip gelen şey de zaten budur.”

Oysa Erkan Mumcu dün yaptığı yazılı açıklamasında kendi kendini şu cümlelerle yalanlıyor: “İsmail Hakkı Karadayı Demokrat Parti (DP) ile bütünleşme kararımızı tebrik etmek amacıyla beni aramıştır. Üç dakika kadar süren bu telefon görüşmesinde birleşme kararımızı kutlamış, konuşmanın devamında '367' tezine destek vereceğimizi umduğunu beyan etmiş ve bizden '367 iddiasının hukuksal bir temelinin bulunmadığı bu hususta en doğru çözümün seçimi halkın yapacağı bir anayasa değişikliği olduğu' yanıtını almıştır. O konuşmada seçimi halk yapsa da yine AKP'li bir ismin seçilebileceği yönündeki kaygısını ifade etmiş ve benden 'demokrasi böyle bir şey halk kimi isterse onu seçsin' yanıtını almıştır.”

YALAN – 4: EMEKLİ ASKER YALANI

Haziran 2007 tarihli Aksiyon Dergisi’nde Erkan Mumcu, muhabirin “emekli askerlerle teması” konusundaki sorularına şu yanıtları veriyor:

“Muhabir: -Emekli askerlerle görüştünüz mü bu süreçte?

Erkan Mumcu: Hayır yok. Emekli askerler geçmişten bugüne zaman zaman bana çeşitli sitemler ifade etmişlerdir.”

Muhabir: -Yakın zamanda emekli olanlar dâhil mi?

Erkan Mumcu: Yok. Eskilerden bahsediyorum. Yani en yakın zamanda emekli olanı herhalde Tuncer (Kılınç) Paşa’dır. ‘Ak Parti’ye gitme’ dedi, gittim.”

Görüldüğü gibi Erkan Mumcu, muhabirin 367 sürecini kastederek sorduğu “bu süreçte emekli askerlerle görüştünüz mü?” sorusuna “Hayır Yok” cevabını veriyor ve sadece bugün Ergenekon sanığı olan Tuncer Kılınç’tan aldığı bir telkine değiniyor.

Oysa, Mumcu dün yaptığı yazılı açıklamada Haziran 2007 tarihli beyanının tam aksine Karadayı Paşa’yla görüştüğünü belirtiyor.

VE ASIL BOMBA BURADA

Ve son bir not Erkan Mumcu Aksiyon Dergisi’nin Ağustos 2007 tarihli sayısında çok açık bir vaatte bulunuyor: “Büyük puntolarla yazın bunu. Bugüne kadar topluma açıkça beyan ettiklerimin dışında gizli, örtülü bir şeyim çıkarsa bedelini canımla ödemeye hazırım. Tarihin herhangi bir kesitinde benim beyanımı yalanlayacak herhangi bir delil ortaya çıkarsa yalanımın bedelini canımla öderim. Bu kadar net konuşuyorum kardeşim. Daha ne diyeyim yani. Allah Allah!”

Yukarıda saydıklarımız Erkan Mumcu’nun kendiyle çelişik yalan beyanlarıdır. Bu durumda Erkan Mumcu bedelini canıyla öder mi? Sözünü tutar mı? Tarih gösterecek..

aktifhaber


30 Ocak 2009
ORG. KARADAYI'NIN SES KAYDI
Fikret Bila/Milliyet

Karadayı: Askerle ilgili sözler ve küfürler bana ait değil
Bir internet sitesinde yayınlanan ve Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’ya ait olduğu öne sürülen ses bandı tartışmaya yol açtı.

Söz konusu bantta Karadayı olduğu iddia edilen kişi, biriyle konuşuyor ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Erkan Mumcu’ya Meclis’e girmemesi gerektiğini, girse bile çekimser oy kullanmasını söylediğini ifade ediyor. Ayrıca bazı bakanlarla da konuştuğunu, onların da milletvekilleriyle konuşacağını belirtiyor. 367 nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı vermesi ve yeniden seçime gidilmesi veya cumhurbaşkanını halkın seçmesi olasılığı üzerinde duruyor. Seçimlerde yeniden iktidarın kazanması ve cumhurbaşkanını halkın seçmesi halinde ise Genelkurmay’ın devreye girmesinden söz ederek, “TSK’nın bu işi halletmesi lazım, temizlemesi lazım” diyor. Ses kaydında Erkan Mumcu’yla ilgili olarak küfürlü bir ifade de yer alıyor.

Karadayı: Montajlamışlar

Ses bandının internet sitesinde yayımlanmasından sonra Karadayı ile konuştum. Karadayı, sorularıma şu yanıtları verdi:

İnternet sitesinde yayımlanan ses bandını dinlediniz mi? Banttaki ses size mi ait?
- Dinledim. Tam anlaşılmıyor. Başka sesler var. Biri daha konuşuyor. Bence bazı yerleri montaj yapmışlar.

‘Asker müdahale etsin, demedim’
AKP’nin seçimi yeniden kazanması, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi halini kastederek, ‘o durumda TSK’nın müdahale etmesi lazım’ biçimindeki konuşmanın size ait olduğu iddia ediliyor?
- Hayır. Bu sözler bana ait değil. Ben tam aksine, toplantılarımızda askerin tümüyle siyaset dışında kalması gerektiğini savunmuşumdur.
Bu sohbet toplantılarının birinde cumhurbaşkanlığı seçimleri konuşuluyordu. O günlerde herkes bu konuyu konuşuyordu. Ben tam aksine, askerin siyasete karışmaması gerektiğini her zaman savunuyordum. ‘Ben 27 Mayıs’ı gördüm, 12 Eylül’ü gördüm, askerin siyasete müdahale etmesine karşıyım’ dedim. O zaman Prof. Dr. Memduh Yaşa, o yaşında, kalktı yanıma geldi ve ‘Paşam sizi tebrik ediyorum. Bir asker olarak bunları sizin ağzından duymak bizi çok memnun etti’ dedi.
Bu konuşmaya şahit olan birçok kimse de gösterebilirim. Halen de bu görüşü savunuyorum. Ordumuz güçlü olmalı ama siyasetin dışında kalmalı. 13 ülkenin bizden toprak talebi var. Bu nedenle güçlü bir ordumuz olmalı fakat siyasetin dışında bulunmalı görüşünü savunuyorum. Bu bakımdan o sözler bana ait değil. Dediğim gibi, bazı yerleri montajlamışlar.

‘Erkan Mumcu’yu tanırım’
Dönemin ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu’ya, küfürlü bir ifadeyle, Meclis’e girse bile çekimser oy kullanmasını istediğiniz iddiası da var? Erkan Mumcu’yla konuşmuş muydunuz?
- Erkan Mumcu Bey’i eskiden beri tanırım. Bakan olduğu dönemden tanırım. Parti kurduğunda arayıp tebrik etmiştim. O da beni aradı. Çok memnun olduğunu söyledi. Eşlerimiz de konuştular. Sonra Bodrum’da da bir arada olduk. Erkan Mumcu’yla bu konuları konuşmuş olabilirim. Erkan Mumcu’ya hakaret edecek bir ifadem, saygısız bir sözüm olmaz. Küfürlü ifadeler de bana ait değil. Ben küfürlü ifadeler kullanmam. Bu mümkün değil.

Mumcu’yla ne konuştuğunuzu hatırlıyor musunuz? DP-ANAP birleşmesiyle ilgili konuşmuş muydunuz?
- Ben sade bir vatandaş olarak görüşlerimi söyledim. Birçok kişiyle de konuştum. Benim söylediğim, DP-ANAP birleşmesinin siyasetteki denge bakımından yararlı olacağıdır. Hâlâ da aynı fikirdeyim. Sade bir vatandaş olarak bunda fayda görüyordum ve savunuyordum.
Birçok kişi de savunuyordu. Basında da savunan çoktu. Siyasette merkez sağ ve merkez sol dengesi olmasını faydalı buluyordum. Eski DP zamanında bu denge yoktu ve birçok sorun doğdu.

‘Beni siyasete davet edenler oldu’
Bu görüşleri cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında mı savunuyordunuz?
- Bunlar her zaman savunduğum görüşlerdir. Ben merkez sağ, merkez sol dengesine sahip 3-5 partili bir tablonun istikrar açısından yararlı olduğu görüşündeydim. Ama askerin siyasete karışmasına karşıydım, bugün de karşıyım. O dönemde beni de siyasete davet edenler oldu. Reddettim.
Ben siyasetin dışında kalmayı tercih ettim, ancak her vatandaş gibi fikrimi söylerim. Bunda ne mahzur var?
aktifhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com