EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Doğum Kontrol HapI PişmanlIğı

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> SAGLIK HABERLERi
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Oca 08, 2009 10:07 pm    Mesaj konusu: Doğum Kontrol HapI PişmanlIğı Alıntıyla Cevap Gönder

Doğum kontrol hapı, meme kanserine yol açıyor
01:15 - Prof. Dr. Özmen, kanserin en ciddi ölüm nedeni olan, görülme sıklığı hızla artan bir hastalık olduğunu söyledi. Özmen, şunları kaydetti: "Kadınların uzun süre doğum kontrol hapı kullanması meme kanseri riskini artırmaktadır. Hiç doğurmamak, erken adet görmeye başlamış olmak, süt vermeme gibi nedenler de bu kanserin oluşumunda önemli bir faktördür." 02.04.2010 TEKİRDAĞ netgazete

Doğum Kontrol Hapı Pişmanlığı
08 Ocak 2009 11:12Doğum Kontrol haplarını icat eden kimyager, "yaptığımdan pişmanım" dedi ve çok ilinç ve tartışılacak sözler sarfetti...

"Yaptığım felaket, herkes üç çocuk yapsın"

Batılı ülkelerde nüfus azalmasından kendini sorumlu tutan Avusturyalı kimyager: Aileler 3 çocuk yapmalı...

Amerika’da ilk kez 1960 yılında kullanılmaya başlandıktan sonra milyonlarca kadının hayatını değiştiren ve “kadın hakları devrimini” başlatan doğum kontrol haplarını geliştiren Carl Djerassi’nin geçen hafta yazdığı bir makale büyük tartışma yarattı.

Avusturyalı kimyager, Der Standart gazetesindeki yazısında Hristiyan Katolikler’in hâlâ “şeytani ilaç” olarak gördüğü hapın, bir nüfus felaketi yarattığını söyledi. Doğum kontrol hapının, nüfus dengesizliğinde payı olduğunu, Batı dünyasında cinsellik ve doğum arasındaki bağı yok ettiğini yazdı.

Çevreyi kirletiyor

Djerassi, “Batı’da düşen nüfus oranları obeziteden daha tehlikeli bir salgın. Çocuk yapmayan gençler ulusal intihara neden oluyor. Herkes en az 3 çocuk yapmalı” dedi. Tüm doğum kontrolü yöntemine karşı çıkan Vatikan ise bilim adamının günah çıkarmasını fırsat bilerek, “Doğum kontrol hapı çevre kirliliğine ve erkeklerin kısır olmasına neden oluyor” açıklaması yaptı.

100 MİLYON KADIN KULLANIYOR

- Yapay progesteron ve östrojen hormonu bulunan doğum kontrol hapları, yumurtanın gelişmesini durdurarak gebeliği önlüyor.

- Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada her yıl 100 milyon kadın doğum kontrol hapı kullanıyor.
aktifhaber

21 senede 18 çocuk doğurdu, 19'uncuyu istiyor
14:30 - İsrail'de 40'lı yaşların ortalarındaki bir kadın 21 senede 18. çocuğunu doğurdu. 18. çocuğu dün dünyaya gelen kadın, şimdiden kocasıyla birlikte 19. çocuklarını doğurmayı planladıklarını söyledi. İsrail'de kökten dinci Yahudiler doğum kontrolünü günah olarak kabul ediyorlar. Bunlar, Yahudi nüfusunun artmasına özel bir önem veriyorlar. 18.06.2009 TEL AVİV netgazete

Türkler, 22. yüzyılı göremeyebilir
Kemal Özer
eposta@kemalozer.com
12.08.2009

Dünya nüfusu azalıyor. Yanlış okumadınız hakikaten dünya nüfusu azal(tıl)ıyor. Bununla beraber Türkiye’nin nüfusu da...

Dünya nüfusu ile ilgili yaşanan karmaşayı anlayabilmek için Henry Kissenger, Rockefeller Ailesi başta olmak üzere Unesco, Ford Vakfı, Carnegie Vakfı, Cloerance Gamble (Proctor & Gamble), Jonn Harvey Kellogg, Cleveland Dodge, Winston Chuechill, Maynard Keynes, Lour Arthur Balfour, Julian Huxley gibi kişi ve kurumları yakından tanımak gerekiyor.

Dünyanın yer altı ve yer üstü zenginliklerinin tümünde gözü olan ABD ve son yüzyılda bütünüyle ABD’nin kuklası rolüne bürünen İngiltere’nin dünya nüfusunu kontrol etme planını iyi analiz etmeliyiz.

Dünya nüfusunun istenen seviyenin üstünde olması durumunda ülkeler, kaynaklarını kendi halklarına pay etmek zorunda kalırlar. Yöneticiler buna yanaşmasa bile halk yöneticilere bunu yapmaya mecbur edebilir.

Sorun tam buradadır. Ülkelerin kaynaklarını daha rahat elde edebilmelerinin yolu nüfusu kontrol altında tutmak ve azaltmaktan geçtiğini çok iyi bilmekteler.

Torun John David Rockefeller, “BM Tarım ve Gıda Organizasyonu 2. McDougall Konferansında “Bana göre nüfus kontrolü günümüzde atom silahlarının kontrolünden sonra ikinci en büyük önceliğimizdir” diyerek özetliyordu, kimin doğum yapacağını kimin yapmayacağını.

En isabetli anlatımla kimin hayatta kalıp kimin öleceğine, kimin doğup kimin doğmayacağına, kimin doğurup kimin doğurmayacağına, kimin hangi hastalığa yakalanması gerektiğine , kimin ölüp kimin tedavi edilmesi gerektiğine, hangi ırkların yaşamlarına devam edip hangilerinin tarih sahnesinden çekilmesi gerektiğine onlar karar verecekti.

Çünkü onlara göre kendilerine hizmet edenler istisna diğerleri itlaf edilmesi gereken birer sürüden ibaretti…

Bu adı konulmamış ilahlık iddiasının tepki çekmemesi için, yol ve yöntemler gerekecektir. Bunun için 1923’de doğum kontrol teknikleri için çok kapsamlı çalışmalar başlatılır. Doğum kontrolü birçok ülkede yerli taşeronlarla hayata geçirilir. Projenin finansı tüm vergilerden muaf olarak faaliyet gösteren Rockefeller Vakfı’nca sağlanır. Hafızalarımızı yoklarsak hangi büyük koçun, ülkemizde bu faaliyetleri yürüttüğünü görebiliriz.

İlk denemeler, ideal bir deney istasyonuna çevrilen Porto Riko halkı üzerinde yapılır. 1965 yılında Porto Riko’da yapılan bir araştırmada doğum yapma yaşına gelmiş kadınların yüzde 35’inin başarıyla kısırlaştırıldığı görülür.

İkincil hedef Brezilya’dır. 1970’lere gelindiğinde Brezilya hükümetince yapılan araştırmaya göre 14-55 yaş aralığındaki kadınların yüzde 44’ü doğurganlığını kaybetmiştir. Hindistan başta olmak üzere birçok ülkede hiçbir engelleme ile karşılaşılmadan kısırlaştırma faaliyeti halk sağlığı, aşı, yardım vs gibi adlar altında sürdürülür.

ABD’nin gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelere yaptığı yardımlarını(!) dağıtırken artık, nüfusu kontrol edenler ve edemeyenler olmak diyerek üzere iki ana tasnife tabi tutacaktır.

Henry Kissenger’in NSSM200 projesi devreye sokulduğunda gelişmekte olan ve büyük kaynak zenginliğine sahip; Hindistan, Nijerya, Meksika, Bangladeş, Brezilya, Pakistan, Endonezya, Filipinler, Kolombia, Tayland, Mısır, Etiyopya ve Türkiye gibi 13 ülke hedef tahtasının tam ortasına oturtulurlar.

Projenin hayata geçirilebilmesi için bu ülkelerde sürekli istikrarsızlık politikaları devreye sokulur. Darbeler, suikastlar, terör olayları, ayrılıkçı hareketler birbirini izler. Bu sürede hem kısırlaştırma faaliyeti devreye alınır hem de zengin kaynaklar bir bir sömürülür. Bu durumun adını da “aile planlaması”, “sürdürülebilir kalkınma” ve “seçim özgürlüğü” koyarlar.

Bu faaliyetlerin yürütülmesinde kürtaj teşvik edilir, korunma aletleri dağıtılır, bazı hastalıkları önleme adı altında aşı kampanyaları düzenlenir, sezaryen doğumu teşvik edilir, bazı ülkelerde kadınlar sezaryenle doğuma mecbur edilir ve bu operasyon sırasında kadınlar istekleri dışında tüpleri bağlanır, gıdalara kısırlaştırıcı katkı maddeleri eklenir, genetiği değiştirilmiş ürünler gizliden ve aşikâren tükettirilir, tedavi olmak için satın alınan ilaçlara kısırlaştırıcı içerikler eklenir, teşhis ve güvenlik adı altında geliştirilen aletlerle radyasyona tabi tutulurlar.

Bir soykırım suçlaması ile karşı karşıya kalmamak için her türlü kılıfları da hazırlamışlardır. Bu hedefe ulaşmak için ülke yönetimlerini, siyasetçilerini, bürokrasisini, akademik çevrelerini hatta halklarını da ikna edecek gerekçeleri de boldur.

“Artan nüfus, fakirleştirir. Halk sağlığı tehlikeye düşer. Gelir paylaşımında sorunlar yaşanır. Tarım alanları yetersiz kalacağından gıda krizi çıkar” türü propagandalar… Gerçekte olmadığı halde adına “küresel ısınma” dedikleri yalanlarına, doğadan kendi elleriyle tahrip ettikleri yeterli malzemeleri de vardır.

Netice itibari ile cin şişeden çıkarılmıştır. Şeytani plan gözlerimizin önünde cereyan etmekte adına da “aile planlaması” denilmekte... En ürkütücü sonuçlardan biri de Brezilya ve ABD’deki Afrika kökenli kadınların yüzde 90’ının kısırlaştırılması… Türkiye’de ise 1970’lerde yüzde 2 seviyelerindeki kısırlık oranı, 2009’a gelindiğinde yüzde 25’lere çıkmış…

Şimdi ise tüm dünyada uygulanacak olan “domuz gribi aşısı” ile benzer bir projenin hayata geçirilmesi mukadderdir. Daha henüz aşısının bulunduğu resmen ilan edilmese bile insan üzerinde bazı deneylere başlandığı haberleri geliyor. Hacca gidecek olanlara bu aşı zorunlu hale getirilmeye çalışılıyor. İkna içinde Haccı yasaklamak gibi haberler yayarak bilinçaltı yönetimi yapılmakta. Bu oyuna ilk gelen ülke ise İran’dır.

Virüsü üretenlerin ellerinde tuttukları anti-virüs, insanlar iyice tedirgin edildikten sonra piyasaya sürülecek ve operasyon bütünüyle hayata geçirilmiş olacaktır.

Aslında yapılan şundan ibaret: Virüsü geliştir, bulaştır, yaygınlaştır, ilacını pazarla, kısırlaştır ve kurtul!

Bütün bunlar size komplo teorisi gibi mi geldi? Merak etmeyin bu bir komplo teorisi değil bütünüyle insanlığa yapılan komplodur. Ölüm uykusundan uyanmazsak gençlerimiz çocuk sahibi olamayacak, orta yaşlılarımız ise torun özlemiyle terki dünya edecekler.

Sahte Mehdilerimiz, ‘kıyamet 21. yy’da kopacak’ kehanetinde bulunsalar da, akledemeyen feraset yoksunlarımız 22. yüzyılda mensubu oldukları ırkın tarih olacağını göremeden terk edecekler dünyayı.

TIMETURK

04 Ocak 2010
Çocuk Yapana Ev Ve Para
Her geçen yıl düşen nüfusla mücadele için kesenin ağzını açtılar... İşte 'iki çocuk yap 10 bin dolar ve evi kap' diyen ülke...Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Doğum oranlarının düşük olması ve ortalama yaşam süresinin dünya ortalamasının altında olması nedeni ile Rusya son on yıldır ortalama 700 bin kişi azalıyor. 141 milyon kişiye düşen Rusya son dönemde nüfus artışını destek çalışmalarının sonucunu aldı. Rusya 2009 yılında ilk kez küçülmedi.
Vesti kanalında açıklamada bulunan Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksander Jukov 2009 yılında bir önceki yıla göre 40 bin daha fazla çocuk dünyaya geldiğini, ölümlerin de 75 bin daha az olduğunu ifade etti. Jukov, "Hükümetin doğumları destekleme programı ve sağlık hizmetlerinin iyileşmesi nüfus sorununun çözümüne doğrudan katkı sağladı. Böylece son 18 yıldır ilk kez 2009'da nüfusumuz küçülmedi." dedi.

Halk sağlık sisteminin modernize edilmesinin ölüm oranlarında önemli düşüşlere neden olduğunu kaydeden Jukov, kalp yetmezliğinden ölenlerin sayısının önemli oranda düşürüldüğünü söyledi. Başbakan yardımcısına göre doğumlarda aileye sağlanan ekonomik desteğin devam edeceğini ve 2010 yılında ulusal sorunlardan biri olarak tanımlanan nüfus probleminin çözümünde önemli mesafe alınacağını kaydetti.

Rusya nüfusu son 10 yıldır ilk kez küçülmedi...
Doğum oranlarının düşük olması ve ortalama yaşam süresinin dünya ortalamasının altında olması nedeni ile Rusya'nın nüfusu son on yıldır ortalama 700 bin kişi azalıyor. 141 milyon kişiye düşen Rusya son dönemde nüfus artışını destek çalışmalarının sonucunu aldı. Rusya 2009 yılında ilk kez küçülmedi.

PUTİN'İN ON BİN DOLAR, KONUT VE EĞİTİM YARDIMI PROJESİ

Birleşmiş Milletler önlem alınmaması durumunda Rusya nüfusunun 2050 yılına kadar üçte bir oranında azalacağı uyarısında bulunmuştu. Ölüm oranlarının düşük olması da nüfus probleminin artmasına neden oldu.

Rusya Başbakanı Vladimir Putin 2007 yılında başlattığı ulusal programla ikinci çocuğa 10 bin dolar, konut ve eğitim yardımları ile nüfus artışının desteklenme programını başlatmıştı. Projeye göre sağlık alanında yapılacak iyileştirmelerle ölüm oranlarının düşürülmesi ve yurt dışında yaşayan milyonlarca Rus'un ülkeye dönüşünün sağlanması vardı. Bu çerçevede 2008 aile yılı ve 2009'da gençlik yılı ilan edilerek toplumun bilgilendirilmesine öncelik verilmişti.

aktifhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> SAGLIK HABERLERi Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com