EntellektuelForum

admin · Tarih: Pts Eyl 15, 2008 5:42 pm Mesaj konusu: Cündübeyoglu'na Göre Ramazan

Cündübeyoğlu'na Göre Ramazan
03 Eylül 2008 09:44'

Yalancı Romantik'te oynayan ve dizilerin aranan yüzü olan Ebru Cündübeyoğlu ile Ramazan muhabbeti.

Ebru Cündübeyoğlu, bu ayı ve oruç tutmayı çok sevdiğini belirtti ve Ramazan'da yaşadıklarını anlattı..

Ramazan'ın sizin için anlamı nedir, anlatır mısınız?

Bu ay sadece aç kalmak anlamına gelmiyor. Ramazan ayı birlik ve beraberliğin, saygının, sevginin yaşandığı, yaşatıldığı aylardır. Başkalarına yardım etme ayıdır. Bu güzel ayda pek çok unutulan değerler tekrar hatırlanır ve umarım ömür boyu unutulmaz.

Ramazan ayını nasıl geçirirsiniz, çalışmalarınızı sürdürür müsünüz? İşlerinize ara mı verirsiniz? Ya da özel olarak yaptığınız bir şey var mı?

Hayır işlerime ara vermem. Setteki yoğunluğuma, sağlık durumuma göre orucumu devamlı tutarım. Ramazan ayının gelmesini her sene büyük bir özlemle beklerim çünkü maneviyatı çok büyük olan bu ayda oruç tutmayı, ailemle, akrabalarımla iftar yapmayı çok severim.

Her yıl düzenli olarak oruç tutar mısınız?

Evet Allah kabul ederse tutarım. Sağlık problemleri veya başka engeller çıkmadıkça orucumu tutuyorum. Oruç tutmayı çok seviyorum. İnsanı dinginleştiriyor ve iradesini güçlendiriyor. Bunun yanında manevi olarak da dünya işlerinden kurtulup ahirete karşı bir görevi yapmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz.

Sahura kalkıyor musunuz?

Evet mutlaka kalkıyorum. Eğer kalkmazsam gün boyu çalışma temposu da ağırsa dayanamam.

Ramazan için özel bir alışveriş yaptınız mı?

Hayır öyle özel ramazan alışverişine çıkmam. Sadece bu ay gelenekselleşmiş olan pidemi alırım. Hatta sırf o sıcak pideyi almak için kuyrukta beklediğimi hatırlarım. Bazısı her zaman pidenin çıkmasını istiyor ya, ben istemem. Çünkü o tadı sadece Ramazan ayının büyülü, manevi havasında tatmak çok daha büyük keyif veriyor bana. Bu tadı özel kılan unsurlardan birisi de onu bir sene beklememiz değil midir?.

Ramazan ile birlikte çarşı pazarda fiyatların yükselmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Ramazan fırsatçıları bulunduğuna inanıyor musunuz?

Çok saçma buluyorum. Fırsatçılığın her fırsatta yaşandığı ülkemizde bari mübarek ayımızda insaflı olsunlar.

Ramazan ayının simgelerinden davulcularla aranız nasıl, mahallenizde Ramazan davulcusu var mı?
Onlara bahşiş veriyor musunuz?

Adapazarı'ndayken davulcuları çok severdim. Onlar geçerken güzel maniler okurlar bizi heyecanlandırırlardı. Ancak şimdi maalesef sadece zamanlı zamansız gürültü çıkartıyorlar.

Biliyorsunuz bir de iftar saatlerinde top atılır. Siz de buna şahit oldunuz mu?

Çocukken top atışı duymuştum. Tabi o sesli bekleyip iftar açmak ilginç geliyordu bana. Ama artık top atışının belki sadece küçük yerlerde olduğunu sanıyorum.

Bazıları Ramazan ayını kilo vermek için iyi bir bahane olarak görür veya tam tersi kilo aldığını söyler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Aslında bu ay yeme içme ayı değildir. Tam tersine nefsine hakim olma ve olmayanlara verme ayıdır. Manevi duyguların yoğun olduğu bu ayda sadece yeme içmeye veya kilo vermeye odaklanmak dinen de doğru değildir. Tabi ki iftar sofraları genelde kalabalık olduğu için yemek çeşitleri de fazladır. Bu aya özgü yemekler var. Ancak yine de tüm gün iradesine hakim olan birisinin iftar saati de bu hakimiyetini sürdürmesi gerektiğine inanıyorum.

SAHURDA BALKONLARDAN SEPET SALLARDIK

Benim çocukken geçirdiğim ramazanlar gerçekten çok güzeldi. Adapazarı'nda çocukluğum geçti. O zamanlar ramazan ayının yaz ayına geldiğini çok iyi hatırlıyorum. Sıcak günlerde olduğumuz için bana oruç tutturmadılar. Apartmanımızdaki komşuluk ilişkileri çok güzeldi. Şimdi büyük şehirlerde böylesine ilişkiler yaşanmıyor maalesef. Çocukken hatırlıyorum ramazan aylarında apartmanımızın balkonlarında sahur sofraları hazırlanırdı. Tüm komşularla birlikte o ilerleyen saatlerde sahur yapılır, sohbetler edilir, kahkahalar atılırdı. Benim en hoşuma giden balkonlar arası sepetlerin inişi olurdu.

Herkes birbirine börekler, dolmalar ikram ederdi. Yani bir sepet trafiği yaşanırdı. Ben o yaşımda oruç tutmayı, sahura kalkmayı çok seviyordum. Şimdi de çok severim. Daha sonraki zamanlarda oruç tutmaya başladım. Ama yine de benim zorlanmamı istemiyorlardı. Ancak büyüklerim ve bazı arkadaşlarım oruç tutunca ben de istiyordum. Beni aç kalmak değil de susuz kalmak biraz zorluyordu.

Hatta bir gün sokakta oynadıktan sonra eve koşarak gelip sürahiden suyu bir güzel doldurup kana kana içmiştim. Annem beni görünce gülünce gerçeğin farkına varmış çok üzülmüştüm. Neyseki bunun kaza olduğunu bana anlattıktan sonra biraz olsun üzüntüm geçmişti. Ama tabi iftardaki sohbetlerin bir konusu da ben oluvermiş ve utanmıştım.
aktifhaber