EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Temmuz Direnişi, ‘mahalle baskısı’ üzerinden okunabilir mi

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Tem 23, 2016 11:39 pm    Mesaj konusu: Temmuz Direnişi, ‘mahalle baskısı’ üzerinden okunabilir mi Alıntıyla Cevap Gönder

Fatma Barbarosoğlu: İmam hatiplerin değil, sosyal bilimler liselerinin artırılması gerekiyor
22 Temmuz 2016



"Temmuz Direnişi, ‘mahalle baskısı’ üzerinden okunabilir miydi?"

Yeni Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu, "sosyal bilimcilerin toplumun değişen çehresini dert etmediği için ekranların komplo teorilerine, birbiri ile kavga ederek ekran sırasını savuşturmaya kalkan 'analist'lere emanet" olduğunu savundu. Barbarosoğlu, "İktidar ile muhalefetin birbirine ve topluma karşı konumlanışında var olan dengesizliğin kaynağını Türkiye'de Fen Bilimleri ile Sosyal Bilimler arasındaki dengesizlikte arayalım. Bu durumu aşmak için İmam Hatip Liselerinin değil Sosyal Bilim Liselerinin sayısının arttırılması gerekiyor. Bahsettiğim niceliksel değil niteliksel bir artış" dedi.

Fatma Barbarosoğlu'nun "Temmuz Direnişi, ‘mahalle baskısı’ üzerinden okunabilir miydi?" başlığıyla yayımlanan (22 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

Üniversiteye giriş imtihanının 2. basamağının sonuçları açıklandı. Sonuçlar açıklanmadan önce vakıf üniversiteleri ve özel üniversiteler imaj yarışına girdi.

Bu yarışta ilk dikkatimi çeken slogan, “Mezun olunca anlarsın” sloganı oldu.

Bezmi Alem Üniversitesi'nin daha sonra gazetemizin internet sitesinde de göreceğim reklamını, ilkin trafikte bir binanın duvarına asılmış dev bir afişte gördüm: Lekeli bir akciğer fotoğrafı vardı, yanında da “mezun olunca anlarsın” ibaresi.



Adayları bilmem ama bendenizin zihnine görür görmez yerleşti.

Mezun olunca anlıyor muyuz sahiden?

Ne felsefe bölümünü bitirdiğimde, ne yüksek lisansımı tamamladığımda, ne de doktoramı verdiğimde kendimi hiç “mezun” hissetmedim/hissedemedim.

Her kelimenin bir hikayesi yoktur elbet. Öylesine öğreniriz. Öğrendiğimizin farkında olmadan öğreniriz. Ama bazı kelimeler, bazı kavramlar bir hikaye ile gelir yerleşir zihnimize.

Mezun kelimesi benim için öyledir.

İskender Paşa Cemaati'nden bir hanıma, doktora dersi alırken vereceğim bir seminer dolayımından, sorular sormuştum. Hanımefendi sorulara cevap vermek yerine "Biz o konuda mezun değiliz" demişti.

İlk o zaman mezun olmak kelimesinin anlamını düşünmeye başladım.

İnsan ne zaman, neden mezun olur?

Hayatım boyunca hiçbir konuda “mezun” olmayacağımı/olamayacağımı anladığımda galiba kırk yaşındaydım.

İnsan bu hayatta ancak talebe olabiliyor, mezun olamıyor.

Talep etmek bizim elimizde, lakin mezun olmak bizim elimizde değil.

“Mezun olunca anlarsın” daveti, günümüzün gençlerine nasıl gelmiştir bilmiyorum. Bizim kuşağa iyi gelmezdi o yaşlarda. Çünkü bize durmadan “büyüyünce anlarsın” derlerdi, “anne olunca anlarsın”, “benim yaşıma gelince anlarsın”, “başına gelince anlarsın”.

Sosyal bilimler söz konusu olduğunda kolayına “mezun” olunamıyor, kolayına anlaşılamıyor olan biten.

Hayat hiçbir zaman lekeli bir akciğer filmine bakmaya benzemiyor.

Çünkü hayat durmadan ve dumanlı bir gidişin içinde hızla değişiyor. Sosyal teoriler hayatın çok uzağına düşüyor.

Sosyal bilimciler için mezun olur olmaz, hayat üzerine çok bilmiş cümleler kurmak cehaletlerini gösterir.

Fen bilimlerinde öğrenciler mezun olduklarında “anlayacak” kıvama gelememişse yanlış teşhislerle insanların hayatını karartır.

Doktorların, mühendislerin, mimarların “mezun” olduklarında gerçekten “anlamaları” çok mühim.

Sosyal bilim okuyanların ise okulda öğrendiklerini hayatın içinde arayıp bulmaları, kitabi bilgiler ile hayatı bilgileri eşleştirmeleri gerekiyor.

Şunu kabul edelim, fen bilimlerinde dünya çapında bilim insanlarımız var. Nobel Kimya Ödülü alan Aziz Sancar başta olmak üzere pek çok bilim insanımız, özellikle doktorlarımız var.Akdeniz Üniversitesi organ naklindeki başarıları ile dünya çapında tanınıyor. Ülkemizde sağlık turizmi her geçen gün gelişiyor.

Ama, lakin, fakat... Dünya çapında sosyal bilimcilerimiz yok. En meşhurları Prof. Dr. Şerif Mardin ve Prof. Dr. Nilüfer Göle. Onların adları da bir kuram ile eşleşmiş değil. Onların Türkiye'yi ne kadar tanıdıkları, Türkiye toplumu üzerine hangi kavramları inşa ettiklerini hatırlıyorsunuz: “Mahalle baskısı”, “melez desenler”.

Soru şu: “Temmuz Direnişi”, “mahalle baskısı” ve “melez desenler üzerinden okunabilir mi/ydi?

Ya da şöyle söyleyeyim, darbe olduğunda milli bir duruş sergileyen muhalefet partileri Türkiye'de muhalefetin varlığını dolu dolu ispat ederken; söz konusu gelişen dünyaya ayak uydurmak olduğunda neden bocalıyorlar?

Neden iktidara karşı analitik, eleştirel bir dil inşa edemiyorlar? Çünkü onlara yol haritası sunacak sosyal bilimcilerimiz yok. Daha sonra CHP milletvekili olan Prof.Dr. Binnaz Toprak neden kimlikçi yaklaşımların tuzağından kendini kurtaramadı ve “endişeli modern” olmanın bir adım ötesine geçemedi?

Velhasıl; daha demokratik, daha şeffaf, bireylerin birbirine saygı mesafesinden baktığı bir ülke olamıyorsak bu konuda sosyal bilimcilerin günahı/vebali çoktur. Onlar toplumun değişen çehresini dert etmedikleri için ekranlar komplo teorilerine, birbiri ile kavga ederek ekran sırasını savuşturmaya kalkan “analist”lere emanet.

İktidar ile muhalefetin birbirine ve topluma karşı konumlanışında var olan dengesizliğin kaynağını Türkiye'de Fen Bilimleri ile Sosyal Bilimler arasındaki dengesizlikte arayalım.

Bu durumu aşmak için İmam Hatip Liselerinin değil Sosyal Bilim Liselerinin sayısının arttırılması gerekiyor. Bahsettiğim niceliksel değil niteliksel bir artış

Kaynak:T24[/b]
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com