EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Hakan YAMAN: Yaşar Kemal Öldü

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> EDEBÎYAT
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Şub 28, 2015 6:47 pm    Mesaj konusu: Hakan YAMAN: Yaşar Kemal Öldü Alıntıyla Cevap Gönder

Hakan YAMAN: Yaşar Kemal Öldü
10 Mart 2015



Şubat ayının son günü romancı Yaşar Kemal’in ölümünün ardından gazete ve televizyonları görünce ister istemez aklımıza, Andre Gide ölüm döşeğindeyken, bir başka Nobel ödüllü Fransız yazar Mauriac’ın “Gide bugün ölürse gazetelere bir haber kazandıracak ve nihayet bir işe yaramış olacak” sözü geldi. Yaşar Kemal nihayet bir işe yaradı ve sayesinde medyaya bol soslu haberler için fırsat çıktı. Artık unutulmaya yüz tutan edebiyat, roman, dil, Türkçe gibi kavramlar gömüldükleri lahitin taşı birkaç günlüğüne açılarak yeniden soluk alma şansı buldu. Böylece Yaşar Kemal’de sağlığında olmadığı kadar Türkçe ve Türk edebiyatına ölümüyle bir katkıda bulunmuş oldu.



Dinsizliği dillere destan Volter’in meşhur bir sözü vardır: “Dirilere nezaket borcumuz vardır. Ölülere ise bir tek vazifemiz kalmıştır: Dürüstlük.” Dürüst olmaya çalışıyoruz ve Yaşar Kemal’in Türk edebiyatına getirisinden çok götürüsü olduğunu iddia ediyoruz. Ne keline sırma saç diyeceğiz, ne de badem gözleri için serenat döşeyeceğiz.



Üstad Necip Fazıl’ın ilk olarak 1940’lı senelerin hemen başında “Tanrı Kulundan Dinlediklerim” adıyla tefrika edilen eserinde bahsettiği bir kıssa vardır: “İyi insanlar iyi atlara binip gittiler.” Bu yazılar yayınlanırken amiyane tabirle Yaşar Kemal yalınayak çelik çomak oynayan bir çocuktu. Fakat Üstad’dan onlarca sene sonra bu kıssayı “Demirciler Çarşısı Cinayeti”nin girişinde kullanan “büyük(!) romancımız” Yaşar Kemal’in bugün geriye bıraktıkları arasında en akılda kalan cümle de bu olmuştur. Nitekim birçok gazete de ölüm haberini verirken spot olarak “iyi insanlar iyi atlara binip gittiler” sözünü kullandı ki, yazı dünyamızda patenti Necip Fazıl’a ait olan bu kıssayı senelerce pazarlayıp da, bir defa olsun, “benden evvel bunu Necip Fazıl yazmıştı” diyemeyecek kadar intihale yatkın ve fikir ahlâkından da yoksundu.

Romanın merkezi insandır. Oysa Yaşar Kemal’in insanları mukavvadan yapılmış gibidir. İnce Memet dahil “tıpkı ben” yahut “tıpkı filanca” diyeceğin, sokaktaki insandan daha “gerçek” olan bir tane Yaşar Kemal tiplemesi hatırlayanınız var mı? İnsan “yaratmaktaki” acziyetini, kukla konuşturarak örtmeye çalışan ve kahramanların cansız oluşu da belli olmasın diye efsane ve masallardan oluşan bir sis perdesi altında türlü gevezeliklerle onları saklayan ve bunu da “çağdaş Homeros’luk” diye pazarlamayı ustalıkla başaran Yaşar Kemal’in Türk romanında ciddiye alınacak bir merhale olmadığı kanaatindeyiz.

Roman “icatçı hayat taklididir” ve “ölmeden önce nefsini hesaba çekmeye” muhatap olan insan, zamanın her an yeni tecellilerle kesintisiz akışı karşısında hayatı roman kalıpları içinde seyredip otopsiye yatırabilir. Yaşar Kemal’in romanlarında insan yok ki? Onu çağdaşlarından –mesela- bir Orhan Kemal’le kıyaslayınca bile neyin derdinde olduğumuz anlaşılır? Birisinde kanlı canlı evimize giren, yanımıza oturan, hayatımızın bir parçası olan roman kahramanları, diğerinde nasıl da tenekeleşiyor. Teneke demişken, bu da Yaşar Kemal romanlarından birisidir. İdealist bir kaymakamın sıtmayla mücadele amacıyla almak istediği tedbirlere karşı çıkan büyük pamuk üreticisi ağaların entrikasıyla nasıl ardından teneke çalınarak sürüldüğünü anlatır. Eski Türk filmlerinin artık çocuklar tarafından bile ciddiye alınmaz “iyiler – kötüler” sığ ayrımının en ilkel versiyonudur. Ne iyinin niçin “iyi” olduğu, ne kötüyü “kötülüğe” sürükleyen ferdi çalkantılardan tek bir esinti bulamazsınız. Birisi haindir, diğeri kalleştir, öbürü iyidir; beriki şöyledir; ama kötü kendi içinde kötüyü nasıl ve hangi hislerle yaşıyor; iyinin iyilikle aynada yüzleşmesi nasıl; tek işaret bulamazsınız ama onun yerine bolca kuş adı, çiçek ve böcek isimleri akar durur sayfalarda.

Romanda insan olmalı dedik ve Yaşar Kemal’de yok. Daha sonra ne olmalı? O insanın meselesi olmalı. Yaşar Kemal romanları denildiğinde akla ilk olarak ağalık düzenine karşı dağa çıkan ve toprak reformu için savaş veren İnce Memet gelir. Türk romanına sadece içtimâi planda olsa bile bir mesele kazandırma savaşı veren usta romancı Kemal Tahir, zamanında bu eşkıya romantizminin maskaralığını da ustaca sergilemişti. Onun Rahmet Yolları Kesti romanı bir nevi Yaşar Kemal’in “İnce Memet”le kutsadığı dağ eşkiyasının maskesini indiren şahane bir tokattır. Bu romanda eşkıya halka karşı zalim, ağa ile işbirliği içinde ve çıkar düşkünü bir portredir. Okuması yazması olmayan İnce Memet’e “bilimsel sosyalizm” savaşı verdiren ve toprak reformu yaptırmaya çalışan Yaşar Kemal’den –onların sevdiği tabirle- çok daha gerçekçi olduğu da muhakkak. Audré Maurois’in “Ahlak düzeni sağlam olmayan ve soyguncularıyla başa çıkamayan bir toplum soyguncularına karşı hayranlık duyar” sözü, İnce Memet’i görünce hiç de sebepsiz değilmiş.

Yaşar Kemal’in romanlarında en başarılı bulunan yön ise tabiat tasviridir. Hakikaten bir romanında geçen böcek, börtü, ot ve çiçek isimlerini alt alta sıralasan sayfaların hatırı sayılır bir bölümünü doldurur. Elbette tasvir gücü bir romancının önemli bir kabiliyetidir. Ancak bu tasvirler insanı saklamak için değil, canlandırmak için yapılırsa makbuldür. Büyük yazarlar gördükleriyle yetinmez; onlar “görülenin”, “bilinenin” ardındaki “görülmezi”, “duyulmazı”, “bilinmezi” aramışlardır. Müşahhası mücerrede giydirilmiş bir peçe gibi görürler ve sanatçı onu aralayabildiğince kıymet arz eder. Mevzu ile ilgili olan, okuyucunun önünde yeni bir ufuk açan tabiat tasvirleri çok güzeldir. Ama Yaşar Kemal’in romanlarında olduğu gibi muhtevayla hiç ilgisi olmayan, sayfa doldurmak için yapılmış tasvirleri komik buluyoruz. Edebiyatın merkezinde insan olmalı, tabiat ise onun baktığı yerden, onun baktığı kadar işin içine girmeli..

Tasvir, meseleyi anlamamıza yardımcı olacak; yazar, istidadınca tasvir ettiğinin ilerisinde bir sırrı, bir meseleyi kurcalayacak… Böyle durumlarda “tabiat”, eserin ayrı bir kahramanı olur, okuyucuyu da içine çeker. Yani gereksiz tasvirler kadar, ihtiyaç duyulan yerde tasvirden kaçmak da sanat eserini zedeler ve zayıflatır. Alıcı gözle ve bir şeyler bulmak için kendimizi zorlayarak okuduğumuz birçok Yaşar Kemal romanı oldu ve hiçbirisinde bu aradığımız inceliklerden pay bulamadık. Eğer genç yaşta karşısına bir Yahudi kadın çıkıp onunla evlenmeseydi, Yaşar Kemal değil Edirne’nin dışına çıkmak, bugün bizim bu yazıya zaman ayırmamıza bile değmeyecek kadar problem teşkil etmezdi.



Evet, Yaşar Kemal öldü. Sen ol da Mauriac’ın üstelik de Andre Gide kalitesinde birisi için söylediğini hatırlama!.. O sözün altını çizmeye değer.

ADIMLAR 6. Sayı

Büyük sanatçılar onurlu durdukça Türk milletinin kalbinde kalırlar..
Banu Avar



1980 lere kadar söylemediklerini söylemeye ve yapmaya başlamıştı Yaşar Kemal.

İste o yıllardan bir buluşma. Yanımızda rahmetli Demirtas Ceyhun..

2011'de ise değişim barizdi: Ahmet Yıldız durumu şöyle yazmıştı:
"..Yaşar Kemal 60'lı, 70'li yıllarda Türk der, Türkmen der de başka bir şey yazmazdı! 1990'dan sonra modaya uyarak etnisiteyi keşfetti! Karıncaya, tuzlu olduğu için yanına bile yaklaşsa eriyeceği deniz suyu içiren kitaplar yazdı.

Nobel alacağım diye İsveç'de Nobel verilen şatoya yakın bir sokakta ev tutup konuşlandı; Orhan Pamuk tarafından sollandı!

Bu durumu, yalpalamaları, ilkesizlikleri aydınların genel karakteriyle açıklayıp anlayışla karşılayabiliriz.
*
Ancak, Afganistan işgalinde ve son Libya işgalinde başrolü oynamış eli kanlı Fransız Genelkurmay Başkanı “Grand Şansölye” Orgeneral Jean-Louis Georgelin'in kanlı ellerinden bu ödülü alıp “Barış!”, “Kardeşlik!” lafları etmesini kaldıracak kadar da saftorik değiliz!



Törendeki şu isimlere bakınız: Mehmet Barlas, Derya Sazak, Hasan Cemal, Mehmet Ali Birand, Oral Çalışlar, İsmet Berkan!
Hepsi Anıtkabir'i bile askerlerin korumasını istemeyecek kadar “askeri vesayet!”e karşı mücadelenin neferleri! Fransız generalinin karşısında ise hazırola geçmişler alkış tutuyorlar."

https://www.facebook.com/BanuAVAR/photos/pcb.968462449830435/968461296497217/?type=1&theater

Yaşar Kemal: Edebiyat ve siyasetle dolu bir ömür
28 Şub 2015



Yaşar Kemal, Türkiye'den Nobel ödülüne aday gösterilen ilk edebiyatçıydı. Genç yaşında sosyalizm ile tanıştı, TİP yöneticiliği, Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği'nin başkanlığını yaptı. İnce Memed'in yaratıcısı, 92 yaşında arkasında onlarca eser bırakarak hayata gözlerini yumdu.

Ailesi, Birinci Dünya Savaşı sebebiyle Van'ın Ernis köyünden Adana'nın Hemite köyüne yerleşti. Yaşar Kemal burada, 1923 yılında Kemal Sadık Gökçeli adıyla doğdu. Beş yaşında, camide babasının öldürülüşüne tanık olması sonraları işleyeceği ölüm temasının ana kaynaklarından biri oldu. Son sınıftayken ortaokuldan ayrılıp, annesine bakmak üzere çalışmaya başladı. Yaptığı işler arasında ırgatlık, ırgat kâtipliği, ırgatbaşılık, öğretmen vekilliği, kütüphane memurluğu, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük de vardı. Çocukluk arkadaşı Aşık Mecit'le başlayan söz ustalığı, onu Çukurova ve Toroslar'ın ağıtlarını içeren ilk kitabı 'Ağıtlar'ı yazmaya götürdü.

Ağıtlar kitabından ilk tutuklamaya

Bu sırada Adana Halkevi ile faaliyetlerde çalışan yazarın 'Ağıtlar' kitabı da yine buradan 1943 yılında basıldı. 1946'da İstanbul'a geldikten iki yıl sonra yeniden Kozan'a döndü. Arada siyasi sebeplerle iki kez tutuklandı. Hapisten çıktıktan sonra bir süre işsiz kaldı. O ara İstanbul’a gelerek Cumhuriyet gazetesinde Yaşar Kemal adıyla fıkra ve röportajlar yazmaya başladı. Gazetenin yurt haberleri servisini kurdu ve 1963 yılına kadar yöneticiliğini yaptı.

Pasin Ovası'nda depremzedeler gibi birçok güncel olayın tanıklarından, İstanbul-Bitlis arasında yaşamının son yolculuğunu yapmak üzere gelen Ermeni yazar William Saroyan'a kadar birçok isimle röportajlar gerçekleştirdi. Sarı Sıcak kitabında yer alan 'Bebek' öyküsü de yine Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı. Bu öykü aynı zamanda, farklı dillere çevrilen ilk eseri oldu.

İnce Memed devri başlıyor

'İnce Memed'i 1947'de yazmaya başladıysa da yarım bıraktı. Maddi zorluklarla boğuştuğu dönemde 1953 yılında yeniden yazmaya başladı. Önce Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen İnce Memed, 1955 yılında kitap olarak basıldı. Sonrasında dört kitaba tamamlanan seri, 40'ın üzerinde dile tercüme edildi ve filme uyarlandı.



Yaşar Kemal, Nobel'e aday gösterilen Türkiye'den ilk edebiyatçıydı. Aldığı ödüller arasında Uluslararası Cino del Duca, Premi Internacional Catalunya, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü, Fransa Cumhuriyeti tarafından önce Légion d’Honneur nişanı Commandeur payesi, daha sonra Fransa'nın en üst düzey nişanı olan Légion d’Honneur Grand Officier rütbesi, Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres nişanı, Alman Kitapçılar Birliği tarafından Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü bulunan yazar, birçok üniversiteden fahri doktora ûnvanına sahipti.

Siyaset ve edebiyatın iç içe geçtiği bir hayat

Yaşar Kemal, siyasi bir sebeple ilk kez tutuklandığında henüz 17 yaşındaydı. 1950 yılında tekrar tutuklanarak Adana’da cezaevinde bir yıl daha yattı. Gençliğinden itibaren sosyalist politikanın içinde yer aldı. 1962 yılında Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) girdi. Partide Genel Yönetim Kurulu ve Merkez Yürütme Kurulu üyesi olarak çalıştı. Bu sırada da yazıları ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez kovuşturmaya uğradı. 1967’de haftalık siyasi dergi Ant’ın kurucuları arasında yer aldı. Sorumlusu olduğu bu derginin yayınları arasında çıkan “Marksizmin Temel Kitabı” adlı yapıttan dolayı 18 ay ceza aldı. Bu karar Yargıtay tarafından bozuldu. Ant dergisindeki yazılarından dolayı çeşitli kovuşturmalara uğradı. Yaşar Kemal, 1973’te Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kuruluşuna katıldı ve 1974-75 arasında ilk genel başkanlığını üstlendi. 1988’de kurulan PEN Yazarlar Derneği’nin de ilk başkanı oydu.

“SSCB’nin çökmesi sosyalizmin zaferi”

Yaşar Kemal, 1995’te Der Spiegel’deki bir yazısı nedeniyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı, beraat etti. Aynı yıl bu kez “Index on Censorhip”teki yazısı nedeniyle 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edildiyse de cezası ertelendi.

Yaşar Kemal, bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu söylüyordu. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, verdiği yanıt “hangi sosyalizm”den yana olduğunu açıkça gösteriyordu:

"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."

Sovyetler Birliği’nin çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi anlamına gelmediğini, bilakis dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde ifade ediyordu.

Kürt meselesinde net tavır

Özellikle Musa Anter’in 1992 yılında öldürülmesi sonrasında Kürt sorununda daha net bir tavır sergiledi. Meseleye insanî bir pencereden baktı, ama yine de devleti yönetenlere sert eleştiriler getirmekten geri durmadı. Kürt meselesinin çözümünde “kardeşlik” kavramını öne çıkaran yazılar yazdı.
2007’de düzenlenen “Türkiye barışını arıyor” konferansının açılış konuşmasını yapan Yaşar Kemal, "Kendi halkıyla savaşan bir ülke olduk" diyor, Türklerle Kürtlerin dost olduğunu vurguluyordu.

Yayınlanmış eserlerinden bazıları:

Öykü
Sarı Sıcak (Varlık, 1952)
Bütün Hikâyeler (Cem, 1975)
Roman
İnce Memed (Çağlayan, 1955; 2. c. 1969; 3. c., 1984; 4. c., 1987)
Teneke (Varlık, 1955)
Orta Direk / Dağın Öteki Yüzü I (Remzi, 1960)
Yer Demir Gök Bakır / Dağın Öteki Yüzü II (Güven, 1963)
Ölmez Otu / Dağın Öteki Yüzü III (Ant, 1968)
Demirciler Çarşısı Cinayeti / Akçasazın Ağaları I (Cem, 1974)
Yusufçuk Yusuf / Akçasazın Ağaları II (Cem, 1975)
Yılanı Öldürseler (Cem, 1976)
Al Gözüm Seyreyle Salih (Cem, 1976)
Allahın Askerleri (Milliyet, 1978)
Kuşlar da Gitti (uzun öykü) (Milliyet, 1978)
Deniz Küstü (Milliyet, 1978)
Hüyükteki Nar Ağacı (Toros, 1982)
Yağmurcuk Kuşu / Kimsecik I (Toros, 1980)
Kale Kapısı / Kimsecik II (Toros, 1985)
Kanın Sesi / Kimsecik III (Toros, 1991)
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana / Bir Ada Hikâyesi I (Adam, 1997)
Karıncanın Su İçtiği / Bir Ada Hikâyesi II (Adam, 2002)
Tanyeri Horozları / Bir Ada Hikâyesi III (Adam, 2002)
Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikâyesi IV (YKY, 2012)
Tek Kanatlı Bir Kuş (YKY, 2013)
Destansı roman
Üç Anadolu Efsanesi (Ararat, 1967)
Ağrıdağı Efsanesi (Cem, 1970)
Binboğalar Efsanesi (Cem, 1971)
Çakırcalı Efe (Ararat, 1972)
Şiir
Bugünlere Bahar İndi (YKY, 2010)
Röportaj
Yanan Ormanlarda 50 Gün (Türkiye Ormancılar Cemiyeti, 1955)
Çukurova Yana Yana (Yeditepe, 1955)
Bu Diyar Baştan Başa (Cem, 1971)
Allahın Askerleri (Milliyet, 1978)
Röportaj Yazarlığında 60 Yıl (YKY, 2011)
Çocuklar İnsandır (YKY, 2013)

Kaynak El Cezire
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> EDEBÎYAT Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com