EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Süleymaniye Camii

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İMAR, MİMARÎ ve ŞEHİRCİLİK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Sal May 06, 2008 9:57 pm    Mesaj konusu: Süleymaniye Camii Alıntıyla Cevap Gönder





İstanbul'un tarihi silüetini bozan "utanç Köprüsü" eleştirilere rağmen açılıyor
14 ŞUBAT 2014



BBCT'den Rengin Arslan'ın yazısı:

[img]Metro Geçiş Köprüsü eleştirilerle açılıyor[/img]

Haliç’in üzerine yapılan Türkiye’nin ilk metro geçiş köprüsü cumartesi günü açılıyor, ancak köprünün tasarımı ile ilgili tartışmalar henüz bitmiş görünmüyor.
Köprünün fotoğrafını çekmek ve eleştirilere neden olan tasarımını görmek için tıklayın BBC’den Göktay Koraltan ile Karaköy’de başlayan ve Süleymaniye’de biten bir rotayı takip ettik.

15 Şubat’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın katılımıyla açılacak olan köprü ve yeni metro hattının bitirilmesi için hummalı bir çalışmaya şahit olduk.
Bununla birlikte Şişhane’den bakıldığında, yeni köprünün kulelerinin Mimar Sinan’ın büyük eseri Süleymaniye Camii’nin minarelerine karıştığını gördük.
Fotoğraf çekmemiz için bize mekânının teras katını açan bir işletmeci, köprünün adım adım nasıl geliştiğini, test sürüşlerinin ve Haliç bölgesi için yapılması planlanan diğer projeleri heyecanla anlattı. Tasarımın ne kadar övgüye değer olduğundan, modern bir köprünün hayata geçirildiğinden bahsetti.

'Utanç köprüsü'

Ancak uzmanlar ve mimarlar aynı fikirde değil. Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Cevat Erder, “Ben buna utanç köprüsü diyorum” diyerek söze başlıyor ve devam ediyor: “Köprüden memnun olmak için hiçbir neden yok. Bizim İstanbul profilini korumak hususunda çabamız bu köprünün yapılmasına mani olmaktı. Anlaşılan mani olmak için pek başarılı olmadık.”

UNESCO Dünya Mirası Merkezi ve ICOMOS, 2012 yılında köprü üzerinde bir inceleme yapmış ve kaygılarını dile getirmişti. Köprü inşaatı üzerinde inceleme yapanların arasında Erder de bulunuyordu.

UNESCO 2006 yılından bu yana köprünün tarihi yarımada ve Süleymaniye Camii’ne olan etkisi ile ilgili uyarıcı 9 karar verdi.

2011 yılında yayımlanan kararda, “2005 yılında yapımı onaylanan köprü ile ilgili Dünya Miras Merkezi’ne hiçbir başvuru” olmadan yapılmasından büyük üzüntü duyulduğu ifade edilmişti.

UNESCO’nun yayımladığı 9 kararda da, tarihi yarımada ve Süleymaniye Camii’ne köprünün olumsuz etkisi gündeme getirildi. Uyarıların üzerine köprünün kuleleri kısaltıldı ancak tarihi yarımadanın siluetine etkisi ortadan kalkmadı.

Bununla birlikte Cevat Erder, UNESCO’nun “bu konudaki katkısının da pek yapıcı olduğu kanaatinde değilim” diyor.
'Süleymaniye Camii ile yarışmamak gerek'

1995 yılında köprüyle ilgili ilk proje ortaya çıktığında Koruma Kurulu üyesi olan ve köprünün yapımı konusunda ret oyu kullanan Prof. Dr. Zekiye Yenen de köprüyü birden fazla nedenle eleştiriyor.

Dikkat çektiği bir nokta da Süleymaniye Camii ile “yarışacak” bir eser yapılmaması gerektiği. Yenen, “Hem bir mimar hem şehir plancı olarak Süleymaniye’yi anlatmam imkansız bir şey. Onunla yarışan bir esere ihtiyaç yoktur” diyor.

Yenen ayrıca İstanbul’un siluetinin eşsizliğini vurguluyor: “Burada o kadar özel bir siluet var ki, dünyada benzeri olmayan çok kendine özel bir siluet. İstanbul kıyıları Gebze tarafından Tekirdağ kıyılarına 100 kilometre. Ama üç kilometreden kısa olan bu kısım İstanbul’un kimliğini temsil ediyor. Bu kimsenin erişemediği muhteşem bir logo.”

Peki köprünün tasarımı başka türlü olabilir miydi? Bu sorumuzu Yenen şöyle yanıtlıyor: “Tasarımda çaresizlik diye bir şey olmaz. Yeterince araştırma yapılmadığını söylersek daha doğru ifade edebiliriz.”
BBC Türkçe'nin, köprünün mimarı Hakan Kıran’a ulaşma çabaları sonuç vermedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş ise yapımının neredeyse her aşamasında eleştirilerle karşılaşan köprüyü savunuyor. Topbaş farklı vesilelerle yaptığı açıklamalarla, köprünün bu şekilde yapılmasının Haliç’in zemininden ve başka verili koşullardan kaynaklandığını söylemişti.

Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün hizmete açılmasıyla Hacıosman-Şişhane metro hattı Yenikapı’ya ve dolayısıyla Ekim ayında açılan Marmaray’a bağlanmış oluyor.

Metro Geçiş Köprüsü’nün İstanbul’un en önemli sorunlarından biri olan ulaşımı hem kolaylaştırması hem de yolculuk sürelerini kısaltması bekleniyor.
haber93

(Süleymaniye Camii Restorasyonunda uygunsuz işler mi yapılıyor?)



18.10.2010
(..)

“Mimar ve Mühendisler Grubu”, yaklaşık 3 yıldır süren Süleymaniye Camii Restorasyonu ile ilgili bir açıklama yaptı. Grup açıklamasında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Süleymaniye Camii’ne Abdülmecid döneminde İtalyan mimar Fossatti tarafından müdahale edilerek orijinal halinin bozulduğu anlatıldı. Topluluk şu an yapılan restorasyonda Fossatti’nin yaptığı değişikliğin korunduğunu ve bu değişikliğin kaldırılmasını istedi. (..)
Grubun açıklaması şöyle:

SÜLEYMANİYE CAMİİNİN TEVHİDİ MİMARİSİNİ BOZAN KUBBE TEZYİNATI ASLINA DÖNDÜRÜLMELİDİR!

Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından yapılan Klasik Osmanlı Mimarisinin şaheserlerinden biridir. İnşasından günümüze İstanbul'da yüzden fazla deprem vukuuna rağmen caminin gövdesinde ve duvarlarında herhangi bir hasar ve hatta çatlak dahi oluşmamıştır.. Dört adet ana taşıyıcı fil ayağı(paye) üzerine oturan caminin kubbesi yerden 53 m. yüksekliğinde ve 26,5 m çapındadır. İki yarım kubbe ile desteklen ana kubbenin kasnağında 32 pencere bulunmaktadır. Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunda bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir. Cami, içindeki kandil islerini temizleyecek hava akımına uygun inşa edilmiştir. Yani cami, içinde, yağ lambalarından çıkan islerin tek bir noktada toplanmasını sağlayan bir hava akımı yaratacak şekilde inşa edilmiştir. Camiden çıkan isler ana giriş kapısının üzerindeki odada toplanmış ve bu isler mürekkep yapımında kullanılmıştır.

Süleymaniye Camii’nin Mimar Sinan’ın İstanbul’daki -kendi tabiriyle- kalfalık döneminde, 16.asrın ortalarında yapılan bu eserin, cami içi tezyinatı bir bütün olarak kubbeleriyle birlikte orijinal olarak Mimar Sinan'ın arkadaşı, devrin Baş Nakkaşı Kara Memi tarafından yapıldığı bilinmektedir. Asırlarca orijinal haliyle korunan bu tezyinattan Padişah I.Abdülmecit döneminde, zamanla dökülen bu kalem işleriyle müzeyyen ana kubbenin orijinal hali kapatılarak İtalyan mimar Fossati tarafından barok-rokoko üslubuyla yeniden tezyin edilmişti. Üç yıldır süren ve halen devam etmekte olan restorasyon sırasında caminin ana kubbesinde orijinal haline uygun bir şekilde tezyinat yapılmayıp 19.asrın ortalarında yapılan bu müdahale aynen korunarak aslından uzaklaştırılmıştır. Ayrıca bu konuda Anıtlar Kurulu’nun bilgisi ve onayının bulunmaması da yasal süreç açısından kabul edilebilir bir durum değildir.

Caminin kubbelerine orijinali kapatılarak üzerine yapılan tezyinat Mimar Sinan’ın tevhidi, külli, bütüncül yaklaşım tarzına ve eserin özgünlüğüne saygısızlıktır. Ayrıca eserin ruhuna, felsefi arka planına son derece aykırıdır. Bu; günümüz söyleminde hayatın her yanını kuşatmış olan sekülerizmin, tevhidi bozucu ve gizli şirki çağrıştıran tavrının mimariye yansımasıdır.

Böylesine şaheser bir binanın tezyinatını aslına rücu ettirmek bizim görevimiz olmalıdır. Halen devam eden restorasyona Kültür Bakanı Sn.Ertuğrul GÜNAY müdahale etmeli ve cami özgün tezyinatıyla yeniden hayat bulmalıdır. Yapıldıktan üç asır sonra yapılan ilavelerin de üzeri kapatılarak muhafaza edilmekle birlikte, Fossati’nin yapmış olduğu tezyinat fotoğraflanarak caminin uygun bir yerinde sergilenmeli ve ilgilenenlerin görmesi sağlanmalıdır. AKM binasını tarihi eser iddiasıyla savunup, kılına dokundurmayanlar, Sinan’ın şaheserine de lütfedip aynı hassasiyeti göstermelidirler.”

Odatv.com

Süleymaniye Camii'nde 453 yıllık çini bulundu

Yapılan restorasyon çalışamaları 453 yıldır saklı olan son derece kıymetli çinileri ortaya çıkardı
16 Haziran 2010

İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, Süleymaniye Camisi'nin kültürel açıdan büyük önem taşıyan mimarisini koruma amaçlı restorasyonu sırasında, 1960'lı yıllarda caminin içinin tamamen çimentoyla sıvandığını gördüklerini belirterek, ''Çimentodan arındırma işlemleri sırasında da Süleymaniye Camisi'nin bize bir sürpriz hazırladığını gördük. O da fil ayaklarında 453 yıl önce yapılmış orijinal İznik çinilerinin yer almasıydı'' dedi.

İbrahim Özekinci, yapılan restorasyon çalışmalarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: ''1960'lı yıllarda caminin içinin tamamen çimentoyla sıvandığını gördük. Bu o dönem için gerçekten büyük bir buluş olabilir ama günümüz tekniğiyle karşılaştırdığımız zaman ecdadın yaptığı Horasan harcı en mükemmeli. Çünkü çimento, o taş yapıyla doğru çalışmıyor. Eserin nefes alması lazım, nefes alamıyor. Bu yüzden tuzlanmalar, dışarıya kusmalar meydana geliyor. İşte en büyük çalışmalarımızdan biri bu çimentodan arındırma işlemleri oldu.

19'UNCU YÜZYILDAN KALMA ÇİNİ ÇALIŞMALARI
Çimentodan arındırma işlemleri sırasında da Süleymaniye Camisi'nin bize bir sürpriz hazırladığını gördük. Fil ayaklarında 453 yıl önce yapılmış orijinal İznik çinileri olduğunu gördük. Bu raspa çalışmaları ile ortaya çıktı. Fakat bu çinilerimizin üzerinde ise 19. yüzyılda hattat Abdülfettah Efendi tarafından yazılmış hat levhalarımız da var. Şimdi bilim kurulumuz buradaki işlemi nasıl çözeceği noktasında karar aşamasında. Hem çinileri, hem de o hat levhayı korumak durumundayız.''

İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Özekinci, şimdi çini pano tam olarak açığa çıkarılıp hat levha oradan ayrılarak başka bir bölümde mi sergilenmeli yoksa bu haliyle mi saklanmalı gibi sorulara ilgili bilim kurulunun karar vereceğini ifade etti.

KUBBEDE KALEM İŞLERİ ORTAYA ÇIKTI
Süleymaniye'de 5 kat sıva çıkarması ve raspa çalışması yapıldığını anlatan Özekinci, ''Aslan göğsü denilen pandantiflerde orijinal kalem işlerine rastladık ki bu da sanat tarihi açısından bizleri ve hocalarımızı gerçekten heyecanlandırdı'' diye konuştu.

Bu kalem işlerinin orijinal, caminin inşa edildiği dönemde yapıldığını söyleyen Özekinci, restorasyon sonunda sanat tarihçilerine ve ziyaretçilere bu kalem işlerinin sunulacağını ifade etti.

Özekinci, restorasyon çalışmalarında kubbedeki kalem işlerinin ortaya çıkarılması aşamasında olduklarını belirterek, çimentonun tamamen sökülüp yerine horasan harçlarının yapıldığını ve sırada yapının elektrik ve mekanik işlerinin olduğunu anlattı. habertürk

Süleymaniye camisinin gizli şifreleri

Mimar Sinan’ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını anlatmak istedik sizlere... Büyük ustanın 'Benim kalfalık eserim' dediği Süleymaniye’nin şifrelerini bilmek ister misiniz?
07 Mayıs 2008 00:00
Yazı boyutunu büyütmek için
Akıllara durgunluk verecek gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?. Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi.

Bu görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan’a verildi. Camii ve külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni’nin canını sıkmıştı. Sinan’ın yapıyı neden bir türlü açmadığını anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı Sultan’a.

Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek için bir ikindi vakti Süleymaniye’ye gitti. Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle ‘’ Bu ne iştir Mimarbaşı ‘’ diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan’ın içtiği nargilede tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu.

Usta mimar, nargilenin fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu. Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu’nun değişik köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş, ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi. Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni’de , Sinan’ın niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.

Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti. Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan giren islerin bu odada toplanmasını sağladı. Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi… Ve adına da İs Odası denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan. Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.

Süleymaniye’nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri, yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o mürekkeple yapıldı. Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458 yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.

Son bir şifre daha var..

Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada toplanmasını sağlayan , hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah, diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca Süleymaniye’nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve katlarının çıktığını görürsünüz.

Bu düşüncelere durgunluk verecek sanat eseri karşısında insanın Da Vinci'nin şifresi de neymiş diyesi geliyor... Ne dersiniz?!http:///www.kadincakararinca.com

Süleymaniye Camii Ziyaretçi Akınına Uğruyor

18 Kasım 2010
İstanbul'un simge yapılarından biri olan Süleymaniye Camii ziyaretçi akınına uğruyor.
İstanbul'un simge yapılarından biri olan Süleymaniye Camii ziyaretçi akınına uğruyor. Yaklaşık 4 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından Kurban bayramının birinci günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan camiyi her gün binlerce insan ziyaret ediyor.

Mimar Sinan'ın İstanbul'daki en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Camii, 4 yıllık aradan sonra yeniden ibadete açıldı. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılan cami, baştan aşağı yenilendi. Yeni hali ile İstanbulluların karşısına çıkan Süleymaniye Camii ziyaretçi akınına uğruyor. Kurban bayramı tatilini fırsat bilen İstanbullular caminin yeni halini görmek için Süleymaniye'ye akın ediyor.

Çocukları ile birlikte camiyi gezen vatandaşlar, caminin yeniden ibadete açılması ve yapılan yeniliklerden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Vatandaşlar, restorasyon çalışmalarını yapan yetkililere teşekkür etti. Camiyi ziyaret edenler, "Çok güzel olmuş, mükemmel olmuş. Yapılan masrafa değmiş, insan bakınca hayrete düşüyor. Özlemiştik, açıldığını duyunca geldik." Şeklinde duygularını ifade etti. aktifhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İMAR, MİMARÎ ve ŞEHİRCİLİK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com