EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Türkiye Somalileşir mi?

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ağu 15, 2011 11:54 pm    Mesaj konusu: Türkiye Somalileşir mi? Alıntıyla Cevap Gönder

Türkiye Somalileşir mi?
Nihal Kemaloğlu
30 Ağustos 2011

Somalili aç çocuk fotoğraflarındaki beyaz adamın parmak izi, silmeye çalışıldıkça büyüyen kapkara bir lekedir.
Açlığın müstehcen teşhirine dönen 'Somalili çocuklar' aynı zamanda kapitalizmin daimi sömürgesi Afrika'nın günümüz oryantalist- egzotik seyir nesneleridir; bir çeşit 'safaride aslan avı' gibi...
Ve 'İnsanlık trajedisi' çağrılarıyla bu çocukların dedelerinin 40 yıl önce arazilerinde tarım yapıp doydukları bilgisi bizden esirgenir.
Somalili çocukların dedelerinin kendi topraklarında yaptıkları üretimin küreselleşmeden sorumlu misyoner kurumlar IMF ve Dünya Bankası'nca 'reforme' edilip yok edildiğini bilmeyiz.
IMF ve Dünya Bankası'nın (DB) Somali devletinin önüne 40 yıl önce koyduğu 'tarımda liberalizasyon' politikalarının ülkenin sadece tarımın ve hayvancılığın değil, sosyal dokunun da çöküşüyle iç savaşa doğru adım adım nasıl taşıdığını da.
Eski Fransız Sömürgesi Yukarı Volta'nın ismini 'dürüst insanlar' anlamında 'Burkina Faso' yapan efsanevi lider Sankara'nın 1987 yılında bir 'cinayete' kurban gitmeden önce şöyle dediğini de duymamışızdır; 'IMF ve DB yüz metre derinlikte su aramak için ihtiyaç duyduğumuz kredileri bize vermiyor ama üç bin metre derinde petrol aramak için kuyu açmayı dayatıyorlar'.
Bugün Somali'nin Etiyopya'da kalan o verimli topraklarında Batılı ülkeler 'biyo-yakıt üretiminde' kullanılacak tarım yapıyorlar.
Etiyopya'nın ucuz ormanlık arazileri de Suud'lu zenginler tarafından kapatılıp pirinç tarımı için 'düzenleniyor'...
Sonuç olarak Batılı ülkelerin hem silah satıp hem de dünyaya 'açlık yardımı' çağrısı yaptıkları Somali, kendi gıdasını üretemiyor...
Yani önce IMF ve DB'nın yapısal reformları, tarımın yok edilmesi, köylülüğün bitmesi, açlık ve göç, dini çatışma takvimi işlerken, aciz hükümetlerce petrol kaynaklarının 4 küresel şirkete tahsis edilmesi Somali'nin yakın tarihidir..
YA TÜRKİYE !
Türkiye'de Ziraat Mühendisleri Odası var güçleriyle bizleri uyarıyor, hızla eriyen tarım üretimimizi ve yurtdışından her yıl artan hayvan ithalatına dikkat çekiyorlar. Türkiye'de buğday üretiminin son yıllarda 12 milyon dekar azaldığını, et tedarikçisi konumundaki ülkenin hayvancılıkta dışa bağımlı olduğunu söylüyorlar.
Türkiye artık ilkokul kitaplarında yazıldığı gibi tarım ve hayvancılık yapıp kendisine yeten bir ülke değil.
Gıdasını, meyvesini, etini hatta sütünü peyderpey dışarıdan ithal eden ve gıda bağımlılığı olan bir ülke.
Bir zamanlar üretimde dünya lideri olduğumuz bakliyatı Kanada'dan ithal ediyoruz. Çiftçiler ürünleri daha tarladayken artan maliyetlerle 'zarardalar', hiç ekim yapmasalar durumları daha iyi...
Ürünlerinin üretici fiyatıyla market satış fiyatı arasındaki fark yüzde 400 civarında. Çiftçiler 2.6 milyon hektar toprağı işlemekten vazgeçti, toplam tarım alanı ise 2.3 milyon hektar azaldı yani Ankara büyüklüğünde tarım alanı ekilmiyor.
Hayvan varlığı son otuz yılda dramatik biçimde nüfusumuz 30 milyon artmasına rağmen 85 milyondan 38 milyona düştü.
Ayrıca kapitalist ülkelerin fellik fellik Afrika'da bereketli tarım arazileri satın alıp çitlediği gıda rezervi oluşturduğu günümüzde Türkiye'de tarım arazileri ve meralar 'yapılaşmaya' açılıyor.
En son geçen hafta Resmi Gazete'de yayımlanan 3194 sayılı kanun hükmündeki kararnameyle köy yerleşim alanlarındaki tarımsal araziler, meralar, yaylak ve kışlaklarda konut yapımına izin çıktı.
Birinci sınıf tarım arazileri, kıyı şeridindeki köy yerleşimlerine inşaat dolacak, İstanbul ve Edirne civarındaki tarımsal araziler yok satıyor...
Ve Ziraat Mühendisleri Odası 'ya 40 yıl sonra Somali gibi olursak kendi gıdasını üretemeyen ve gıda egemenliği dışa bağımlı bir ülke olursak' diye soruyorlar.
Biz de soruyoruz dedelerimizin toprağında şimdi neden ot bile bitmiyor?...

http://www.aksam.com.tr/turkiye-somalilesir-mi-3595y.html

Afrika...
Haşmet Babaoğlu
Sabah
2011-08-15



İlaç göndermeye karar vermiştik Afrika'ya. Ancak bütün ilaçların üzerinde 'tok karnına' diye yazıyordu..."

Charles Bukowski'ydi bunu yazan sanırım. Bu kara mizah şaheseri laf Beyaz Adam'la Kara Kıta arasındaki trajik kopuşu çok çarpıcı biçimde yansıtır.

***

Baştan söyleyeyim...

Afrika'nın açlığı, kıtlığı, perişanlığı bitmeyecek!

Sorun Somali'yle gelip geçmeyecek; sırada
Kenya, Zambiya ve Etiyopya var.

Alın size gelecekten bir tarih ve tahmin: Böyle giderse 2025'te Afrika'da aç çocukların sayısı 42 milyonu bulacak.
Sorun nerede?

Kuraklık mı? Evet! 20 yıldır doğru düzgün yağmur alamayan ülkeler var.

Yerel politika mı? Evet! Kıtanın büyük bölümü varoluşunu çatışmacı politikalara dayayan, kendinden olmayanları "temizleyen" oligarşilerin yönetiminde hâlâ!

Global kapitalist düzen mi? Evet! Kıtanın doğal ve beşeri kaynakları Kuzey'in muktedir ülkeleri ve şirketlerince gözü dönmüş bir iştahla sömürüldükçe çözüm gözükmüyor.

***

Bunlar hep yazılan çizilen şeyler...

Ama bu kadar değil!

Antropologların "insanın doğduğu yer" olarak gördüğü fakat artık bütün dünya için "insanın unutulduğu yer" haline gelen Afrika'nın kötü kaderini belirleyen şey sadece bir ekonomi-politika felaketinden ibaret değil.

Asıl suçlu bu ekonomi-politikayı belirleyen zihniyet ve sahibidir!

Adını koyalım!

Avrupa'dır o!

Ve Afrika'nın katili...

Batı'nın içine nüfuz etmiş ve dünyanın her yerindeki muktedirlere aşılamış olduğu o aşağılık ideoloji, yani "ırkçılık"tır!

***

Arkeolog ve araştırmacı dostum İsmail Gezgin'le laflıyorduk geçenlerde.

Konu Afrika'dan açıldı.

"Batı uygarlığını ve kültürünü oluşturan zihin siyah ırkı hiçbir zaman tam anlamıyla insan olarak görmedi" dedi İsmail. "Afrika'nın çektiği acıların altında bu yatıyor!"

Şu büyük Batılı ve Beyaz entelektüel birikimimiz mesela...
Anıtsal filozof Hegel mesela...

"Siyahların doğuştan özgürlük dürtüsüne sahip olmadıklarına ve çocuksu yaratıklar olduklarına" inanıyordu.

Hatta o koskoca Hegel, konu Afrikalı siyahlar olduğunda zekâsını ve kavrama yeteneğini kaybediveriyor; "siyah ırkın hiç kafa yormadan kendilerinin satılmasına izin verdiklerini" ve "hiç sebep yokken gaddarlaşabildiklerini" iddia ediyordu.

***

Sevgili İsmail "İnsanın Irkçılıkla İmtihanı" adlı makalesine baktım.

Akıl Çağı'nın kurucu filozofu John Locke' un şu sözleri çıktı karşıma...

"İnsan beyazdır. İnsanın özünü içeren şey beyazın özünü de içerir."

Siyah Afrika'nın kaderi işte böyle böyle çizildi!
Ne hüzünlü aslında...

Kendi kıtasını 50 yıl içinde iki kez korkunç bir kan dökücülükle yerle bir etmiş Avrupalılar...

Hâlâ...

Filmleri, hikâyeleri, çizgi romanları ve tv haberleriyle bizi Afrika'nın barbar bir kıta olduğuna inandırmaya çalışıyorlar!

Ellerinde İncil’lerle gelip kanımızı içtiler
Aziz Üstel
Star
18 Ağustos 2011



"Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda, bizim boynumuzda haçlar, ellerimizde İncil’ler, onların elindeyse bizim topraklarımız vardı” demişti Kenya Kurucu Cumhurbaşkanı Kenu Kenyattu. Bugün Somali’de hepimizi gözyaşlarına boğan açlık, günde onbinlerce çocuğun ölmesi, yokluğun yoksulluğun kökeni Batı’lıların Afrika’ya ayak basmasıyla başlar. İngiltere, Portekiz ve Fransa, Afrika’nın büyük bölümüne el koymuştu 19. yüzyılda. Her türlü zenginliğini gemilere yükleyip götürdüler, karşılığında da frengiyi getirdiler!

Almanya İmparatoru Kaiser Wilelm II, 1885 Berlin Konferansı’nda, Afrika’nın batılılarca nasıl paylaşılacağını açıkladı. Fransız-Alman Harbi ve Birinci Dünya Savaşı arasında geçen sürede, 23 milyon kilometrekare Afrika toprağı yağmalandı. Afrikalılar beyazların savaşlarına, en ön saflarda sürüldü. Profesör Vincent Khapoya’nın “The African Experience—An Introduction” (Afrika Deneyimi) adlı kitabında Avrupalıların kendi topraklarından çok daha büyük ülkeleri boyunduruk altına alarak öz güvenlerini arttırdıklarını, Kara Kıtanın akıl almaz zenginlikleriyle kasalarını doldurduklarını, siyahileri esir pazarlarında sattıklarını, bu zavallı insanlara alkolden fuhuşa kadar her türlü pisliği bulaştırdıklarını, birinci dünya savaşında bir, ikinci dünya savaşında da iki milyon Afrika kökenli askeri öldürdüklerini ayrıntılarıyla anlatır. Sömürgecilik dönemi sonunda Afrika’dan çekip giderken Batı, yeraltı zenginliklerini yönetmeyi sürdürdü, bankacılığın dizginlerini elinden bırakmadı, dili ve kültürü koca kıtada egemenliğini sürdürdü. Dev çiftliklerin tapusu hala Batı’lıların üzerinde. Siyahlar hala beyazların iş yerlerinde çalışıyor. Baş kaldıran siyahlar oldu mu da, hemen bir ırk savaşı, kabile çatışması, aşiret vuruşması başlatılıyor! Ama madenler çalışıyor, elmaslar bembeyaz gerdanları süslüyor...

Kısacası, Afrikalılar geçmişte yaşananları sağlıklı bir biçimde değerlendirip, batının kültürel ve mali boyunduruğundan tam anlamıyla kurtulmadıkları sürece, daha nice Somali’ye gözyaşı dökeriz...



'NATO'nun Somali'de ne işi vardı?'
25 Ağustos 2011
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Afrika'daki açlık ve kuraklıktan Batılı sömürgeci devletleri sorumlu tuttu.

Partisinin Denizli il teşkilatınca Anemon Otel'de verilen iftar yemeğine katılan Kurtulmuş, gündemdeki konuları değerlendirdi.

İslâm âleminin ramazan ayını tebrik eden Genel Başkan Kurtulmuş, Afrika'daki açlık ve kuraklıktan Batılı sömürgeci devletleri sorumlu tuttu. Bundan 50 yıl önce kimsenin Afrika'da hayatını kaybetmediğini vurgulayarak, "Ne oldu da bugün 'da her 1,5 dakikada bir insan ölüyor? Ya da şöyle soralım, 1991-1995 yılları arasında General Barre, yani ABD'nin kendi adamı düştüğü zaman Somali'ye 34 ülkeyle birlikte NATO harekât yapmıştı. NATO'nun Somali'de ne işi vardı? Şimdi o 34 ülkenin kılı kıpırdamıyor. Bırakın 34 ülkeyi, üç ülkenin kılı kıpırdamıyor." dedi.
haber1001


_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com