EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Modern İnsan

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Tem 08, 2011 12:23 am    Mesaj konusu: Modern İnsan Alıntıyla Cevap Gönder

Modern İnsan
Kurtuluş Şafak
Mart 24 2013

Dünyanın geldiği nokta itibariyle hadiseler hakkında hiçbir kesin görüş ve bilgi ileri sürülemiyor.

Belirsizlik katlanarak sürüyor.

Bunun için birçok neden sıralanabilir.

Şunu bilmekte fayda var.

Adı şu veya bu, birçok vak’a-realite ile birlikte ismi koyulabilen veya koyulamayan birçok süreç mevcut ve bu süreçler iç içe daireler halinde birbirini etkileyebilecek potansiyel taşımaktadır.

Bazen laf arasında “sürecin aktörleri” gibi şeyler söyleniyor.

Ancak “aktör” niteliği konan isimler dikkatli bir takibe alındığında sanıldığı kadar aktör olmadığı-olamayacağı anlaşılıyor.

Modern hayat bütün dikkatimizi, refleksimizi, duygu, düşünce ve davranış tarzımızı etkiliyor.

Korkunç bir enformasyon bolluğu dikkat çekiyor.

Bir haber curcunasıdır gidiyor.

Bol haber, bilgiyi yeniden kurmaya zorladığı anda işin boyutu değişmeye, temel meselelere nisbetle, belki farkına varılmadan dedikoduya girilebiliyor.

Bilgi bolluğunun, kendimizi bilgi çöplüğü içinde bulmamıza sebep olması işten bile değil.

Bilgi kirliliği desek, tarifinde de kirliliğe yol açabilecek tuhaf bir hava teneffüs ediyoruz.

Modern insan, büyük meseleleri kavrayacak merak, ilgi ve çabadan kaçan, kaçacak şey bulan ve o her neyse onda kaybolan insan tipidir.

Bilgisi kirli, merakı sulu, dikkati dağınık, şuuru bulanık, görüşü kör…

Modern insanı, içi is tutmaktan kararmış boruya benzetmekte herhangi bir mahsur yok.

İçinden ne geçse kirlenip, zifte bulanmış halde ağzından çıkan bu tip, her türlü iş ve eseri felç ediyor.

Değer kıyıcısı bu tiple mânâlı bir mevzu konuşmak işkence kabul edilmeli.

Heves katili, heyecan cellâdı, muhabbet kovar elektriğiyle onu her an yanıbaşınızda bulabilirsiniz.

O dünyanın sayısız ruh katillerince her köşeye sızdırılabilmiş anti-kahramanıdır.

Havailik ve geçicilik, hazcılığının dinamiklerinden…

O, bütün neşesiyle hayat süren bir leştir bir bakıma…

Onu, hüzünleriyle sevinci arasında ince bir alay çizgisi ve birinden birine zıp zıp gibi iniş kalkış yapan jest ve mimikleriyle merhamet katili diye hayal ederken, adını “gelişmiş hayvan” koyuyorum.

Yeni nesillerin önüne model tasarım gibi sunulan ve toplum içinde ancak “görünmek ve bilinmek”le kişilik olunabileceğine inanmış çok sayıda popüler tip mevcut.

Yoğun bir saldırı altında yeni nesil.

Enformasyon saldırısı!..

Bilinçte seviye kaydetmeksizin bir nevî linç ediliyorlar.

Hadise acayip EĞLENCELİ bir şekilde gerçekleşiyor.

Entertainment-Eğlence kültürünün ölçüsü bu.

Bilgiyi eğlencelik yapmak.

Şuurda hiçbir iş ve çileye isim koydurmamak, bunun şuurlaşmasına mahal vermemek, yüksek hız ve bol çeşitli pazarıyla popülerliğin geçici, sıradan ve bir o kadar gerekli olduğunu, hatta kanunlaştığını hissettirmek.

Bunun ötesinde en son hissedilecek şey “ruhumuza ne düşüyor?” sorusudur.

Fani değil miyiz sorusudur.

Coppola’nın Frankenştayn filminde kendisini ucube bir mahlûk gibi toplum içine atan, fakat orada bir türlü hislerine karşılık bulamayıp, en sonunda Frankenştayn’ı, sevdiğinin kalbini söküp attıktan sonra kaçtığı buzdağında bir mağaraya çağıran kahramanın buz gibi sorusu karşısında erittiği hali nedir sorusudur:

Kimim ben?

Enformasyon linci de diyebileceğimiz bu hedef, geçtiğimiz yıllarda adına “yeni medya düzeni” denen operasyon mihraklarının new-age tasarımı kabul edildi.

Aslında bir düzenden bahsetmek güç.

Bir “düzen hissi” telkin etmek, varmış gibi göstermek çırpınışı yalnızca.

Hiçbir şekilde, bir zaman ve hiçbir yerde formasyon istidadı kazanabilecek hiçbir bünye yaşatmamak.

Doğar doğmaz boğmak üzere kurulmuş bir mekanizma bu; tesirinden korunabilene helal olsun.

Onların evlerimizi ziyareti 7/24’tür. Baskıları sadece enformatik değil, psikolojik safha çocuk çağda start alıyor.

Bir tür büyü bu.

Güya hayalgücümüzü aşıp kışkırtılıyoruz.

Aslında hayalgücü sınırlandırılıyor, başarılamazsa sulandırılıyor.

Modern insan, modern büyü mekanizmalarının çarkları arasında son derece sahte ve emniyetsiz bir bilgi kirliliği içinde inanılmaz bir trajediyi oynuyor.

Bu bazen trajikomik sonuçlarla da yüzyüze getiriyor onu.

Ancak o yine de kendinden emin.

Müslüman, hristiyan, yahudi, Budist, kapitalist, sosyalist, faşist her meşrep ve mezhepten kendine kurban ve kobay bulabilecek kadar yaygın bir tesir ağı oluşturulmuş durumda.

Cıvıl cıvıl görüntü çağının, görünmek için soytarılaşan seçilmişi modern insan…

O tek bir “mod”da değil artık.

Teknolojiyle birlikte zihni kalın bir yağ tabakası/zift yağı tutmuş.

Ruhunu adamış bu işe!

Cıvıl cıvıl, ışıl ışıl görüntüsüyle ruh kirliliğini bütün ihtişamıyla seyrediyorsunuz.

Başta “süreçler”den bahsetmiştik.

Adı konmuş-konamamış süreçler…

Akıl ve ruh sağlığımızı ele veren, periyodunu çizen süreçler…

Hangi meseleyi temelinden ele alabilecek kalp, beyin ve cesaret ve sabrımız var?

Gerçek…

Der demez, tedaisi bol, bilgisi şaşkın, zemini kaygan, hissi bulanık, başka gerçekliklerin üşüşmesine hedef idrak ve his varlığımız;

Ger ve çek!

Bir ger bir çek arasında, inandığıyla yaşadığı gerçeklik arasında yorgunluk gerçeğini hayatından kovup sonu gelmez eğlencelere salıveriyor kendini modern!..

Bir tür varoluş bulantısı, savunmasızlığı, teslimiyeti.

Modernlik, bu gerçeklik bunalımını yüzümüze çarpan varlığıyla tartışmanın ahlâk, dil, tarih, kültür, gelenek vs. alanlara taşınması, ayrı ayrı ve toptan sistem ve rejim plânında hayat tarzı olarak sahiplenişinde ne tür dinamikleri istismar ettiğinin ortaya konulması şartını DAYATIYOR.

Hayat tarzımız, hayatımıza, ruhumuza kastediyor.

Binlerce mevziden düzenlenen saldırılarla yapılıyor bu.

Modern şuursuzluğumuzu veya şuursuz modernsizliğimizi ne zaman gündem yapsak yeridir.

Ne de olsa fanilimizi de inkâr edebilecek değil ya, modern birader!..

Bildiklerimizi ve hissettiklerimizi süreçler boyu sürekli gözden geçirmek, zamanımızın şuurudur.

Sizleri modern insana emanet ediyorum!

Kaynak: http://turkiyetime.com/kurtulu%C5%9F-%C5%9Fafak-modern-insan/#.UU-AFReePSs

05 TEMMUZ 2011
Selçuk Salih Caydi
Tüketim ve Bilgi Toplumu sonrasının anlam arayan yeni insanı hakkında notlar



Türkiye'de her nedense "Bilgi Toplumu" diye adlandırılan ve doğrusu 'Enformasyon Toplumu' olması gereken çağdaş toplumun bu yeni adı (aslında sıfatı), giderek gözden düşmekle birlikte hâlâ kabul görüyor. Woody Allen'ın deyimiyle, "hayatımızın bundan sonrasını gelecekte geçireceğimiz için" gelecek bizi daha çok ilgilendiriyor ve şu soruyu sormaktan kendimizi alamıyoruz: Ya sonra?!..
Enformasyon toplumundan sonra nasıl bir toplumda yaşayacağız?
Bu soruya kısa ve net bir yanıt vermenin alemi yok. Daha çok konuşulacak, tartışılacak ve yaşanarak oluşturulacaktır şüphesiz. Biz burada gene, sistemin -malesef- anafikrini oluşturan kahrolası ekonomiden bahsedip sizin (ve bizim) canınızı sıkmak istemiyoruz. Onun yerine, dünyada entelektüel çevrelerde konuşulanlardan da kopmamaya çalışarak bazı perspektiflerden bahsedeceğiz. Bazıları, kulağa uçuk/kaçık gelirse, yeni hazırladığımız bir uzun hikayenin notları olarak da kabul edebilirsiniz.
Şimdiye kadar "bilgi" deyip "enformasyon" anladığımız sözcüğün hakkının verilerek, sahiden de bir bilgi toplumuna ilerlediğimiz konusundaki kanaatler oldukça yükseklerde seyrediyor. Bunlara göre çok bilen çok önemli olacaktır -ve ben buna inanmıyorum.
Daha sonra burada daha derinlemesine (hikaye formatında da) inceleyeceğimiz üzere, "fazla düşünce" insanı hüzünlendirir. Nasıl düşüncelerin (rasyonel neden-sonuç zincirleri) hüzünlendirip, nasıl düşüncelerin "sevinlendirdiği" (yani neşelendirdiği!) şimdi masal gibi gelebilecek olsa da, dikkate alınmak zorundadır ve bu da "Bilgi toplumu"nun bilgiç ruhanilerini (bilim/dilim adamlarını) şimdiden ofsayta düşürecek kıvamda bir engeldir geleceğin mutlu toplumunun önünde. Öyleyse iki farklı temel düşünce metodunun/biçiminin gelecek toplumunda rol oynayabileceğini söyleyebiliriz.
İnsanoğlu hikayeleri seviyor!
Babannemin anlattığı ve beni uçuran muazzam masallar gibisine, daha sonra sadece Eflatun Cem Güney'in kitaplarında rastlamış biri olarak, ocak başında çıtırdayan odunların sesi eşliğinde masal dinlemek, her çocuğun (ve sonra her yetişkinin) en güzel anılarındandır. İşte tam da bu özelliği gözönünde bulundurarak, bazı dostlar, bir "Hikaye Toplumu" kurulabileceği üzerinde duruyorlar (hikayeden toplum değil ama). Bunun anlamı, tüketim toplumunun aşılarak, 'Anlam' toplumunun önalabileceğidir. Bunu konuşmak gek. Mesela belli anlamı/hikayesi olan araç gereçleri kullanmak ve belli anlamlar içerek hayatlar yaşamak diye izaha çalıştıkları bir durum. (Şimdinin rasyonel dili ile iyi bir başlangıç bile denebilir) İnsanların daha çok üretip/tüketmeye değil, daha azına ve anlamlı olana yönelmesi diye özetlenebilecek bir durum. Bir değil çoklu alternatif yaşamlar nasıl tasarlanabilir ve insanların birinden diğerine geçebilmesi için nasıl mekanizmalar kurulabilir, bütün bunlar, yeni konularımız arasında...

(devam edecek)
...
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FİKİR YAZILARI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com