EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

YARSAV

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Ksm 15, 2009 9:06 pm    Mesaj konusu: YARSAV Alıntıyla Cevap Gönder

Eski YARSAV Başkanı'nın yargılandığı davadan: "İçeride 300-400 adamımız var" dedi
18 Aralık 2017



Mahkeme, Aslan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) başkanı Murat Aslan'ın, FETÖ üyeliği suçlaması ile yargılandığı davada, aynı suçlamayla tutuksuz yargılanan eski Başbakanlık Müşaviri Birol Erdem tanık olarak dinlendi. Erdem, 2010 HSYK seçimlerinden önce tanıştığı Aslan'ın kendisine, FETÖ'cüleri kastederek, "300-400 adamımız var" dediğini iddia ederken, Aslan da "Cemaat adına her şeyi yapmış Birol Erdem, şimdi burada tanıklık yapıyor ve cemaate karşı faaliyetlerde bulunan beni cemaatçilikle suçluyor" diye konuştu.

Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu Murat Aslan ve avukatları katıldı. Duruşmada, YARSAV seçimlerinde Aslan'a karşı kaybeden Bülent Yücetürk, FETÖ üyeliği suçlamasıyla tutuksuz yargılanan Başbakanlık eski Müşaviri Birol Erdem, YARSAV'ın kurucu başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Sayıştay Denetçisi Erdal Konukçu tanık olarak dinlendi.

Tanık olarak dinlenen Birol Erdem, Murat Aslan'ı 2010 yılında tanığını belirterek, o yıllarda FETÖ'nün yüksek yargıda çok etkin olduğunu belirtti. Erdem, 2010 HSKY seçimleri öncesi FETÖ'cülerin Aslan'ı Bakanlıktaki odasına getirdiğini ve onlardan olduğunu söylediklerini belirtti. Erdem, "Murat Aslan 'YARSAV'da 300-400 adamımız var' dedi. Biz o dönemde seçimlere hazırlanıyorduk. HSYK için listeler hazırlanıyordu. Bana, 'Organize hareket edersek istediğimiz sonucu alabiliriz' dediler" diye konuştu. Mahkeme Başkanın sorusu üzerine tanık Erdem, bu kişilerin o dönemdeki ismi ile 'cemaat' yani FETÖ üyeleri olduğunu ve Aslan'ı getiren kişilerin Galip Tuncay Tutar, İbrahim Okur, Çetin Şen ve Muzaffer Bayram olduğunu söyledi. Bu ifadelere sanık Aslan ise, "Yalan söylüyor" diye tepki gösterdi.

"Aslan FETÖ üyesi demiyorum ancak onlarla birlikte yönetime adam sokmuştur"

Murat Aslan'ın tek etkili olduğu yerin YARSAV seçimleri olduğunu belirten tanık Yücetürk de, "O dönemde Murat Aslan FETÖ yapılanmasıyla birlikte yönetim kademesine adam sokmuştur. Benim Aslan'ı eleştirdiğim nokta burası. Aslan FETÖ üyesi demiyorum. Ancak yönetim kurulu üyeliğine seçilen FETÖ'cüleri Murat Aslan seçtirmiştir" dedi.

Eminağaoğlu: Ne cemaat ne hükümet parolasıyla çalıştık

Ömer Faruk Eminağaoğlu ise Murat Aslan'ın YARSAV Başkanı olduğu dönemde kendisinin Yargıçlar Sendikası'nı kurduğunu ve 2014 HSYK seçimleri öncesi Murat Aslan ile birlikte, "Ne cemaat ne hükümet" parolası ile çalıştıklarını, Aslan'ın FETÖ'cü olmadığını söyledi.

"Kamera kayıtlarının istenilmesini talep ediyorum"

Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz alan Aslan, "Birol Erdem'in ifadesi tamamıyla yalan. Galip Tuncay Tatar denilen kişiyi hiç görmedim. Çetin Şen'in sadece ismini biliyorum. Muzaffer Bayram'ı da daha sonradan tanıdım. Adalet Bakanlığı'nın kamera kayıtlarının istenilmesini talep ediyorum. Ben Adalet Bakanlığı'na hiç gitmedim. Bütün icraatı Birol Erdem ve İbrahim Okur yapmış, şimdi benim üzerime atıyorlar" şeklinde konuştu. Aslan, Adalet Bakanlığı'nda yapıldığı öne sürülen toplantı için ise "Ben 2014 yılında o rakamları söylemiştim. Bunlar basında da yer aldı. Bu rakamları orada duymuş 2010 yılında söylenilmiş gibi anlatıyor. Adalet Bakanlığı'nda öyle bir toplantı olmadı. Cemaat adına her şeyi yapmış Birol Erdem, şimdi burada tanıklık yapıyor ve cemaate karşı faaliyetlerde bulunan beni cemaatçilikle suçluyor" dedi.

Tutukluluk halinin devamına karar verildi

Söz hakkı verilen Aslan'ın avukatları, müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Savcı mütalaasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, Aslan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Arslan'ın ByLock içeriklerinin olup olmadığı, var ise içeriklerinin gönderilmesinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan istenilmesine hükmeden mahkeme, Metin Özyurt, Galip Tuncay Tatar ve Muzaffer Bayram'ın tanık olarak dinlenilmesini kararlaştırdı.
T24

YARSAV eski başkanı Murat Arslan hakkında iddianame
15 Eylül 2017



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) eski Başkanı Murat Arslan hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü'ne üye olmak" suçlamasıyla iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderdi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliğinin (YARSAV) eski Başkanı Murat Arslan hakkında "Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) üye olmak" suçlamasıyla iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz'ün hazırladığı, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) isimli silahlı terör örgütünün yargı içerisindeki yapılanmasında Arslan'ın da yer aldığı ve YARSAV'da üstlendiği görevle örgütün amacı doğrultusunda eylemlerde bulunduğu kaydedildi.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in talimatıyla örgüt üyelerinin 2008'den itibaren YARSAV'a sızdığı, FETÖ yapılanmasında yer almayan YARSAV üyelerinin, örgütün YARSAV'da etkili olduğundan 15 Temmuz 2016'dan sonra haberdar oldukları ifade edilen iddianamede, Emine Ülker Tarhan'ın YARSAV'dan ayrılıp milletvekili seçilmesinin ardından YARSAV başkanlığına örgüt mensubu Arslan'ın seçildiği kaydedildi.

İddianamede, "2010 ve sonrasında yüksek mahkemelere üye olarak seçilen örgüt mensupları sayesinde Danıştay ve Yargıtayda ciddi bir hakimiyet elde eden örgütün, Fetullah Gülen'in sohbet ve vaaz adı altında şifreli şekilde gönderdiği talimatlar ile Ekim 2014'te yapılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üye seçimleri öncesinde harekete geçtiği"ne yer verilerek bu kapsamda örgütün, 2008'de sızdığı ve bilahare ele geçirdiği YARSAV'ı, seçimlerin kazanılması için kullandığı ifade edildi.

Örgütün, o dönemde Yargıda Birlik Platformu adayları hakkında, sosyal medya hesapları üzerinden gerçek dışı yazı, yorum ve görüşler paylaşarak bu adayların itibarsızlaştırılması maksadıyla bilgi kirliliği yarattığı, hakim ve savcıları etkilemeye çalıştığı kaydedilen iddianamede, faaliyetlerinin birçoğunda gizliliği ön planda tutan örgütün, 2014'teki HSYK seçimlerine verdikleri önem nedeniyle deşifre olmayı göze alarak tüm il ve ilçeleri kapsayan adliye ziyaretleri, ev ziyaretleri ve yemek organizasyonları düzenledikleri, örgüt mensubu olmayan hakim ve savcıları ise hediyeler alarak etkilemeye çalıştıkları anlatıldı.

"Kendini sosyal demokrat bir kişi olarak tanıttı"

Murat Arslan'ın 2001'de denetçi yardımcısı olarak Sayıştayda göreve başladığı, 2006'da Anayasa Mahkemesinde raportör olduğu, bu görevini 2015'e kadar sürdürdüğü, son olarak Anayasa Mahkemesinde Genel Kurul Raportörlüğü görevinde bulunduğu aktarılan iddianamede, Arslan'ın isminin, YARSAV genel sekreteri olmasını müteakiben yargı çevresince bilinmeye başlandığı, başkanlığa seçilmesiyle de tüm yargıda tanındığı ve ön plana çıktığına dikkat çekildi.

FETÖ/PDY mensupları üye olana kadar YARSAV üyelerinin sosyal demokrat yapıya sahip olduklarının bilindiği ifade edilen iddianamede, "Arslan'ın da kendisini sol görünümlü sosyal demokrat bir kişi olarak etrafına tanıttığı, yaşam tarzı olarak da bu çerçeve içinde görünmeye çalıştığı bilinmektedir. Bu kişinin sosyal demokrat yapı ile asla ilgisi olmayan Fetullah Gülen yapılanması içerisinde yer aldığını ise sadece ve sadece kendisi ile örgüt adına irtibata geçen diğer örgüt mensuplarının bildiği görülmektedir. FETÖ/PDY isimli örgüt içerisinde yer alan yargı mensuplarının bir kısmı dahi bu kişinin konumunu bilmemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

"Gündüz insan, gece kurt olan masal oyuncusu"

"HSYK için 2010'da yapılan seçimlerde YARSAV içerisinde yer alan FETÖ/PDY mensubu Murat Arslan gibi diğer yargı mensuplarının kendilerinin bulunduğu grup lehine değil FETÖ/PDY isimli örgüt mensuplarının sayı olarak daha fazla oldukları Adalet Bakanlığı listesi olarak bilinen ikinci grup içindeki adayların seçilmesi yönünde çalıştıkları" ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"YARSAV içerisinde etkin konumda olan FETÖ/PDY yapılanması içerisinde bulunan başta Arslan ve diğer şüphelilerin konumunu, teşbihte hata olmaz deyişi ile anlatmak gerekirse; bu kişilerin durumu gündüz insan, gece kurt olan masal oyuncusu, düşmanın zafer kazanması için çalışan bir komutan ve kendi birliğinin yenilmesi için eylemlerde bulunan, çarpışmayan bir asker konumunda olan vatan haini ile sporda takım oyunları içerisinde karşı takımın kazanması için arkadaşlarının emeğine, taraftarların inancına saygısı olmayan spor hukukunda şike olarak adlandırılan davranış sergileyen takım çalıştırıcısı, takım kaptanı ve oyuncusu olarak nitelendirmeden daha ötedir. 2010 HSYK seçimlerinde de YARSAV etrafında toplanan grup içinde yer alan yargı mensupları, YARSAV'ın belirlediği adaylara oy verileceği inancı ile hareket ettikleri halde kendi YARSAV içinde bulunan FETÖ/PDY mensubu hakim ve savcıların bakanlık listesi olarak bilinen grupta yer alan örgüt mensuplarının kazanması için YARSAV aleyhine çalıştıkları, oy kullandıkları, hatta bakanlık listesinde yer alarak aday gösterilen ancak FETÖ/PDY içinde bulunmayan kişilerin de yedek kalmalarını sağlamak için sadece mensubu olduğu örgüt içinde bulunan adaylara blok şeklinde oylar verdikleri bilinmektedir."

Okur ve Erdem'in ifadeleri

İddianamede daha önce HSYK Birinci Dairesi Başkanlığı, Müsteşar Yardımcılığı ve Personel Genel Müdürlüğü görevlerinde de bulunan ve FETÖ/PDY mensubu olduğu suçlamasıyla hakkında soruşturma yürütülen İbrahim Okur'un, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinde, YARSAV ve Arslan ile ilgili, "Bu yargı derneği içinde Fetullah Gülen cemaat mensuplarının olmasının imkansız olduğunu düşünüyordum. Bu görüşmemizden sonra benimle Birol Erdem'i Murat Aslan ile görüştürdüler. Görüşmenin nerede yapıldığını ve yanımızda kimlerin olduğunu şimdi hatırlayamıyorum. Murat Aslan o dönem YARSAV'ın yönetimindeydi. Bize kendilerinin YARSAV içinde gücünün 350-400 civarında olduğunu belirtti. Ben bu konuşmalarda Murat Aslan'ın da Fetullah Gülen cemaat mensubu olduğunu anladım." dediğine dikkat çekildi.

İddianamede, yine hakkında FETÖ/PDY üyeliği soruşturması yürütülen, daha önce HSYK üyeliği ve Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı da yapan Birol Erdem'in de savcılık ifadesinden şu bölümler aktarıldı:

"Arslan bize YARSAV'ın içinde 300-400 arkadaşının olduğunu, YARSAV'daki en etkili grubun kendileri olduğunu, genel kurul toplantılarına 500-600 civarında hakim ve savcının geldiğini, bu sayının en fazla 700'e ulaştığını, üyelerin çoğunluğunun o zamanki kurula yakın gözükerek önemli görevlere gelmek veya yüksek mahkeme üyesi olmak için YARSAV'a katıldıklarını, genel kurul toplantılarına bile gelmediklerini, isterlerse YARSAV'da her türlü yönetim değişiklikliğini yapabileceklerini ancak YARSAV'ın kamuoyundaki imajının bozulmaması için bunu yapmadıklarını ifade etti. Bu söylediklerinin doğruluğunu kanıtlamak için de YARSAV eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu nasıl tereyağından kıl çeker gibi yönetim kurulu dışında bıraktıklarını ve başkanlıktan uzaklaştırdıklarını anlattı. Bu açıklamalar bizi hem şaşırttı hem tedirgin etti hem de biraz içten içe sevindirdi sanki. Çünkü o zamana kadar YARSAV bize adeta kan kusturmuştu. Fakat yine de sosyal demokrat bir derneğin bu şekilde manipüle edilmesini içime sindiremedim. Evet, mücadele edilmeliydi ama siz de bunun karşısına bir dernek kurarsınız, doğrudan ve dürüstçe mücadele edersiniz. Ruhsat ve tedbir olarak başvurdukları bazı yöntemleri tasvip ve kabul etmesem de, metot ve yöntemleri farklı da olsa o güne kadar bu hareketin, bir hizmet hareketi olduğunu ve vatana millete imanlı dürüst insanlar yetiştirdiğini düşündüğüm bu yapıya mensup arkadaşlar hakkında esaslı soru işaretlerinden biri daha bu olay üzerine oluşmuş oldu."

ByLock kullanıcısı

Arslan'ın, 27 Ağustos 2014'ten itibaren FETÖ/PDY mensuplarının ByLock programını kullanmaya başladığı bildirilen iddianamede, Arslan'ın ByLock arama kayıtlarına göre 4983 nolu ID ile bağlantı kurduğu, bu ID ile bağlantı kurduğu kişinin de Rasim İsa Bilgen olduğu belirtildi. Bilgen'in ByLock hesabının, haklarında soruşturma yapılan FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütü içerisinde yer alan yargı mensuplarına örgüt adına talimat ve emirler veren, örgüt jargonu ile "abi" veya "abla" olarak nitelendirilen örgütün sivil imamlarıyla bağlantıları bulunduğu aktarılan iddianamede, Arslan'ın kullandığı cep telefonu numarasına ilişkin Nisan-Temmuz 2016 arasındaki HTS kayıtlarının incelendiği, Bilgen ile herhangi bir arama, aranma ve SMS gönderimi olmadığı bildirildi.

İddianamede, "Şüpheli Murat Arslan'ın ByLock irtibatlarında bu aşamaya kadar sivil imamlarla irtibatının tespit edilemediği görülmekle birlikte ByLock programı üzerinden haberleştiği Rasim İsa Bilgen ile telefon irtibatının olmaması da örgüt kapsamında uygulanan ve örgüt mensuplarının tedbir olarak nitelendirdikleri uygulamadan başka birşey değildir." ifadesi yer aldı.

İddianamede, Arslan'ın, "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan yargılanıp, 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapse çarptırılması istendi.
Hukuki Haber

YARSAV'ı Bitiren Mangal Partisi

YARSAV'ın bölünmesini Lalahan'daki piknikte Eminağaoğlu-Çubuklu görüşmesinin tetiklediği öğrenildi.
YARSAV'ın HSYK seçim sürecinde sıfır çekmesi ve eski başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu ile mevcut Başkan Emine Ülker Tarhan'ın farklı listeler üzerinde çalışmalarının perde arkası aydınlandı. Eminağaoğlu'nun referandumdan sonra, HSYK seçim sürecinin başında Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu ile kritik bir görüşme gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Bu görüşme sonrası YARSAV'da bölünmenin başladığı iddia ediliyor. YARSAV'ın üç grubun bölünmesini başlatan sürecin Ankara Lalahan'da yapılan piknik sonrası başladığı iddia ediliyor. 26 Eylül 2010 Pazar günü gerçekleştirilen piknikte YARSAV'ın devrik Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu'nun uzun bir görüşme gerçekleştirdikleri öğrenildi.

Genelkurmay Adli Müşavirliği personeli ve eşlerinin de katıldığı piknikte uzun uzun sohbet eden ikili toplu fotoğraf da çektirdi. HSYK seçim sürecinin uzun süre konuşulduğu belirtilen görüşmede, Eminağaoğlu'nun adaylığı konusunda fikir teatisinde bulunulduğu ileri sürüldü. Eminağaoğlu'nun, HSYK adaylığından bu görüşme sonrasında vazgeçtiği ve YARSAV'ın bölünmesine neden olan ikinci listenin de bu görüşme sonrası ortaya çıktığı iddia edildi. Görüşmede, HSYK seçimlerinin sonucuna göre Eminağaoğlu'nun CHP'den aday olması ya da YARSAV Genel Kurulu'yla daha güçlü insiyatif alacak pozisyona geçmesinin de tartışıldığı belirtiliyor.

Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun eşi Serpil Eminağaoğlu, Genelkurmay Adli Müşavirliği'nde istisnai memur statüsünde avukat olarak görev yapıyor. Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Tayyar Süngü, star'ın sorusu üzerine, pikniği doğruladı.

Kaynak: Star

19 Kasım 2009 20:39
İşte YARSAV'ın Yeni Başkanı
YARSAV Başkanlığına seçilen Emine Ülker Tarhan, ilk açıklamasını yaptı. İşte yeni başkanın ilk açıklaması:

YARSAV Başkanlığına seçilen Emine Ülker Tarhan, ''Temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan uygulamalara karşı yargı bağımsızlığı ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla yaşama geçirilmesi hedefiyle mücadele kararlılığımızı sürdüreceğiz'' dedi.

Tarhan, yeni Yönetim Kurulu'nun toplantısının ardından Yönetim Kurulu'nca hazırlanan açıklamayı basın mensuplarına okudu.

Yönetim Kurulu toplantısında seçim ve görev dağılımının yapıldığını belirten Tarhan, Önder Tekin'in Genel Sekreter, Murat Arslan'ın Sayman, Kazım Dağdeviren, Nuh Hüseyin Köse ve Fetih Sayın'ın YARSAV Başkan yardımcılıklarına oy birliğiyle getirildiklerini söyledi.

Yeni Yönetim Kurulu'nun evrensel hukuk ve yargı bağımsızlığı, yargıç ve savcı güvencesi ilkeleri ve diğer ilkeler doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğini belirten Tarhan, şunları kaydetti:

''Başta Kurucu Genel Başkanımız Ömer Faruk Eminağaoğlu olmak üzere emeği geçen önceki Yönetim Kurulu üyelerine gönülden teşekkür ediyoruz. Teslim ettikleri hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı bayrağının elden hiç düşmeden yürüyeceğini, onlardan hiç ayrılmayacağımızı, demokratik yollarla teslim aldığımız görevi onlarla birlikte sürdüreceğimizi bildiriyoruz.

Türkiye'de yargıç ve savcı örgütlenmesi, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında harcadıkları emek ve gösterdikleri özveri; sadece ülkemizde değil, tüm uluslararası yargıç ve savcı örgütleri arasında takdirle karşılanan ve bu alanda bir simge haline gelen kurucu başkanımız Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun eskisi gibi yine YARSAV ile bütünleşmiş olarak aramızda olduğunu onur duyarak açıklıyoruz.''

Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı üzerindeki tehditlerin ''hat safhada'' olduğunu iddia eden Tarhan, ''yargının kuşatılmasından tüm toplumun zarar gördüğünü'' ileri sürdü.

''Bağımsız yargı denetiminin yerinin yürütmeye bırakılmak istendiğini'' de öne süren Tarhan, ''Temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan bu uygulamalara karşı yargı bağımsızlığı ve demokratik laik, sosyal, hukuk devletinin tüm kural ve kurumlarıyla yaşama geçirilmesi hedefiyle mücadele kararlılığımızı sürdüreceğiz'' dedi.
aktifhaber

21 Kasım 2009 11:55
Gitti Emin Ağa Geldi Hanım Ağa
Skandalların adamı Eminağaoğlu gitti ama YARSAV'ın başına onu arattırmayacak sağ kolu geldi. Sert çıkış sinyali veren Tarhan, Eminağaoğlu'nu övgüye boğdu.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Emine Ülker Tarhan, özellikle Eminağaoğlu dönemindeki gibi sert çıkışların süreceği sinyalini verdi. Tarhan, 'Bizim yaptığımız siyaset değil. Biz, yargı bağımsızlığına, yargıç güvencesine ve hukukun üstünlüğüne yapılan saldırılara karşı yanıt veriyoruz' dedi

YARSAV'ın yeni başkanı Tarhan selefi Eminağaoğlu'nun sağ kolu olarak tanınıyor.

Ergenekon davası ve 'telekulak' tartışmalarıyla gündemden düşmeyen Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) yeni başkanını seçti. Herkesin merak ettiği yeni başkan Tetkik Hakimi Emine Ülker Tarhan ilk röportajını AKŞAM'a verdi. Yargı bağımsızlığının önemini dilinden düşürmeyen Emine Ülker Tarhan, eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun hukukçu kimliğine saygısını ve ona olan sevgisini vurgulamaktan da çekinmiyor. Hatta 'yola birlikte devam edeceğiz' diyor.

İşte YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan'ın merak edilen sorulara verdiği yanıtlar:

- YARSAV'da üyeler yönetimi belirliyor, yönetim kurulu da başkanı seçiyor. Siz Eminağaoğlu'nu devirerek mi geldiniz yönetime, yoksa onun takipçisi olmaya devam mı edeceksiniz?
Sayın Eminağaoğlu bizim kurucu başkanımızdır ve YARSAV'ı var eden kişidir. Bilgisiyle, donanımıyla, birikimiyle son derece saygın bir kişidir. Kendisine sizin aracılığınızla da sevgilerimi iletiyorum. Eminağaoğlu ile birlikte YARSAV aynı şekilde yoluna devam edecektir. Kendisiyle birlikte çalışacağız.

YASAL, HER ZAMAN HUKUKSAL DEĞİLDİR
- 'Dinlemeler yasal ama hukuka uygun değil' deniyor? Bu ne demek?
Bu konuyla ilgili bir yargı süreci yaşandığı için ayrıntılı açıklama yapmak istemiyorum. Doğrudur, yasal prosedüre uygun her şey hukuksaldır anlamına gelmez. Hukuksallığı tartışılır.

- Danıştay'da karar bekleyen yönetmelikten dolayı mı yasal boşluk var? Bu dinlemeler nasıl yapılıyor?
Yasal olup olmadığı henüz belli değil, o süreç devam ediyor. Bu değerlendiriliyor ancak hukuksal olmadığı kanısındayım, bunu net olarak ifade edeyim.

- Geçtiğimiz yıl dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile YARSAV çok sık karşı karşıya geldi. YARSAV'ın tüm savcı ve yargıçları temsil etmediği eleştirilerine ne diyorsunuz?
YARSAV mevcut mevzuata göre yasal bir sivil toplum örgütüdür. Yargıçların kendini ifade özgürlükleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nce de tanınmış bir haktır. Aksini düşünmek de zaten çağdaş demokrasiye uygun değildir, Türkiye'ye de yakışmaz. Bunu dışarıya da anlatamayız zaten. YARSAV'ın meşru olmadığı görüşüne katılımıyorum. Adalet Bakanlığı da yasa tasarısıyla YARSAV'ı kapatma girişiminden vazgeçti zaten.

- Çok sıkıntılı bir dönemde göreve geldiniz? Hukuk bütün bu sorunları
nasıl aşacak?
Şuna inanıyoruz, bizim yaptığımız siyaset değil. Biz, yargı bağımsızlığına ve yargıç güvencesine, hukukun üstünlüğüne yapılan saldırılara karşı yanıt verdiğimizde bu eğer siyasetse bunu 'yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi siyaseti' olarak tanımlıyoruz. O sebeple siyaset olarak değerlendirmiyoruz.

AİLEM BANA TAM DESTEK VERİYOR
- Kadın olarak hakimlik zor bir meslek. Buna şimdi YARSAV Başkanlığı da eklendi. Aileniz bu işe ne diyor?
Bu konuda ailem bana tam destek veriyor. Ben zaten çok yoğun çalışma temposuna sahip bir kadınım. Son derece ağır bir iş yükü altındayım tüm yargıçlar gibi. Çok ağır dosyaların çözümlenmesinden sorumluyum. YARSAV bir gönüllülük işidir. Bu çalışmalar beni hiç yormuyor. YARSAV ile ilgili her şeyi çok severek yapıyorum.
Bu bana ayrıca güç veriyor, dinamizm kazandırıyor.

İKİ ÇOCUK ANNESİ
Emine Ülker Tarhan, 1963 doğumlu, iki çocuk annesi. Tarsuslu. Güzel yargıcın eşi de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi üyesi. Üslubuyla Eminağaoğlu'ndan farklı. Daha sakin, medyaya daha mesafeli. Eski yönetimde genel sekreter olarak görev yapan Tarhan, özel hayatından bahsetmeyi sevmiyor, 'hukuk konuşalım' diyor.

Kaynak: Özlem Çelik/Akşam

Ali Karahasanoğlu/Vakit
Yargıtay’a seçilmek için paşaya telefon!

Yüksek yargı dinleniyor diye kıyameti kopartanlar, bir de dinlemeye takılan konuşmaların izahatını yapsalar, pek memnun olacağım...
Tamam kimse dinlenmesin.
Dinlenmesin de, hiç kimse de, kapalı kapılar ardında hukuka aykırı girişimlerde bulunmasın.
En kibar şekli ile yazıyorum...
Çünkü muhatabımız, Yargıtay Üyelerinden birisi.
Dinlemeye takıldığı günlerde, henüz Yargıtay Üyesi değilmiş!
Adı: M.Umur Tarhan
Tanıdık geldi değil mi bu soyad?..
Yanılmadınız..
YARSAV’a başkan seçilen E.Ülker Tarhan hanımefendinin eşi oluyor kendileri..

YARSAV’ın eski başkanı Faruk Eminağaoğlu, Ergenekon sanıkları ile ilgili açıklamaları ve görüşmeleri sonrasında, hem disiplin soruşturması, hem de ceza davasına muhatap olmuştu. Bu arada yapılan genel kurulda da, YARSAV’ın başkanlığından düşüvermişti..
Ama yeni başkan da, yine Ergenekon klasörlerinde ismi geçen bir hakimimiz.
Evet kendisine yönelik herhangi bir somut suçlama yok..
Ama klasörlerdeki telefon dinlemelerinde ismi geçiyor.
Yanlış anlaşılmaması için, ismin geçme şeklini de izah edeyim..
Telefonu dinlenen Ergenekon Terör Örgütü şüphelilerinden Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel, geçtiğimiz yıl Ankara hakimlerinden M. Umur Tarhan ile görüşüyor.
“Evet, herkes herkesle görüşebilir, sakıncası mı var?” diyebilirsiniz.
Ama içeriğini öğrendiğinizde, “Evet sakıncası var” diyeceğiniz bir görüşme bu..
İçeriği mealen şöyle..

YARSAV Başkanı Emine Hanım’ın kocası M.Umur Bey, görüşme tarihinde, Ankara’da hakim. Ancak, Yargıtay’a seçilmek istiyor. Bunun için müracaatını yapmış.
Seçimi kim yapacak?
“Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu..”
Evet, Anayasa’da yazıldığına göre, seçim HSYK tarafınan yapılıyor... Ama o, Anayasa’da yazılanı.. Bir de fiiliyatta gerçekleşeni var..
Fiiliyatta gerçekleşeninde, HSYK üyelerinin dışında bazı kesimlerden destek almak gerekiyor olmalı ki; Umur Bey, Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli generalimizi aramış!
Kendisinden destek istiyor.
Telefon dinlemelerine karşı çıkanlar, buyursun şimdi, bu telefon görüşmesinin içeriğini bir izah etsinler..
Bir hakim, Yargıtay’a seçilmek için, niçin şundan bundan destek arar?
Şundan bundan niçin yardım ister?
Yardım istediği kişi, HSYK Üyesi değil.
HSYK Üyesi olmayan kişi, ne yapacak da bu kişinin Yargıtay’a seçilmesine yardım edecek?
Aslında yanlış, sadece Umur Bey’in kendisi ile ilgili seçimde de değil.
Umur Bey, generalimizden Yargıtay’a seçilmek için yardım istemiş. Kendisi seçilmiş. Hemen akabinde tebrik telefonunda, eşi için de yardıma getiriyor konuyu..
Ve biz bu ülkede, Yargıtay’ı, hukukun en üst noktası olarak kabul ediyor, öyle biliyoruz.
Ama Yargtıay’a üye olmak için, Genelkurmay’da bir paşa tanıdığınız var mı, bu etkin oluyormuş anlaşılan. Yoksa, Erdal Paşa niye aransın?
Umur Bey diyebilir ki, “Ben başarı oranını yakalamıştım. Referans olması için Erdal Paşa’yı aradım..”
İyi de, sizinle aynı başarı oranını tutturan, ama Erdal Paşa’yı tanımayan hakimler ne yapacaklar?..

Söyleyin Umur Bey, o hakim ve savcılar ne yapacaklar?!
Erdal Paşa’yı veya bir başka paşayı tanımamanın eksikliği ile, Yargıtay’a seçilme hakkından mahrum mu kalacaklar?!
Hani sadece kendisinin üyeliği için bir sohbet olsa neyse.. Kendisi seçiliyor, bu sefer de eşi için muhabbet başlıyor..
El insaf yani...
Değil mi?.. Değil mi telefon dinlemelerine tepki veren HSYKBaşkanvekili Kadir Bey? Değil mi, “Telefon kayıtlarını okuduğumda içim sızlıyor..” diyen Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker Bey.. Değil mi, adaletten, haktan, hukuktan bahseden YARSAV’ın eski Başkanı Faruk Eminağaoğlu Bey.. Değil mi, YARSAV’ın yeni başkanı Ülker Hanım?
Ve soralım Umur Bey’e:
“Bir desteğe ihtiyacın var dediler. Az bir desteğe” ne demektir?..

15 Kasım 2009 18:49
FLAŞ! Eminağaoğlu Seçilemedi
Skandalların adamı Ö. F. Eminağaoğlu, YARSAV yönetim kuruluna seçilemedi. Böylece başkanlığa aday olamayacak olan Eminağaoğlu dönemi kapandı.

YARSAV'da Eminağaoğlu yönetim kuruluna giremedi. Böylece Eminağaoğlu yeniden YARSAV başkanlığına aday olamayacak. Eminağaoğlu dönemi kapandı...

Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) 2. Olağan Genel Kurulu'nda, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu yönetim kurulu listesine seçilemedi.

YARSAV 2. Olağan Genel Kurulu, Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonunda yapıldı.

Seçimde, YARSAV'ın 13 kişilik yönetim kurulu asil üyeleri ile 5 kişilik denetim kurulu asil üyeleri ve yedek üyelerinin seçimi tamamlandı.

Yönetim kurulu asil üyeliği için 15 kişilik çarşaf liste ile seçime gidildi. Delegelerin, çarşaf liste üzerinde iki adayın isimlerinin üzerini çizerek 13 kişiyi belirlemeleri istendi.

Yapılan seçimde 441 delege oy kullandı, 3 delegenin oyu geçersiz sayıldı. Ömer Faruk Eminağaoğlu geçerli oyların 195'ini alarak liste dışı kaldı. Listeye sonradan eklenen Aydın Tezcan da 247 oyla liste dışında bırakıldı.

YARSAV Yönetim Kurulu üyeleri şu isimlerden oluştu:

''Nuh Hüseyin Köse, Remzi Özdemir, Kazım Dağdeviren, Eray Karınca, Gürsel Özkan, Mehmet Ruşen Gültekin, Emine Ülker Tarhan, Leyla Köksal, Fetih Sayın, Muhammet Önder Tekin, Murat Arslan, Ali Rıza Aydın ve Hasan Akgedik.''

Seçim sonucuna delegelerden biri itiraz ederek divan kuruluna dilekçe verdi. Divan Başkanı Mahir Ersin Germeç, seçim tasnif kurulunun oyları açıkça sayıp değerlendirdiğini belirterek yapılacak bir şey olmadığını söyledi.

Yönetim kuruluna seçilen üyeler daha sonra toplanarak YARSAV Başkanı ile diğer organların seçimini gerçekleştirecek.


YARSAV adında değişiklik

Genel Kurulda YARSAV'ın adının önüne "Türkiye" sözcüğünün getirilmesi de oylanarak kabul edildi. YARSAV'ın adı "Türkiye Yargıçlar ve Savcılar Birliği" olarak değiştirilirken kısaltması ile aynı kaldı.
aktifhaber

15 Kasım 2009 19:36
GAZETECİLERİ DIŞARI ATTILAR

Ö. F. Eminağoğlu seçilemeyince YARSAV karıştı. Gazeteciler dışarı atıldı, salonda kavga var. Eminağaoğlu ve ekibi Divan Kurulu'nu kıskaca aldı.

YARSAV'da yapılan seçimlerde Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun, yönetim kuruluna girememesinden sonra ortalık karıştı. Gün boyu YARSAV 2. Olağan Genel Kurulu'nu izleyen gazeteciler dışarı çıkartıldı. Güvenlikçiler içeri girmeye çalışan gazetecileri engelliyor.

Eminağaoğlu'nun YARSAV başkanlığı için yeniden aday olamayacak olması, fırtınalar koparttı.

Divan Kurulu'na seçimlerin iptal edlimesi yönünde büyük bir baskı var.

Eminağaoğlu ve ekibinin 1-2 ismi istifa ettirmeye çalışarak seçimleri yenilemeye çalıştığı öğrenildi. YARSAV Divan Kurulu ise seçim yapıldıktan sonra istifaların mümkün olmadığını belirtiyor.

Eminağaoğlu ve ekibinin seçimlerin iptali için yoğun baskısı devam ederken, gün boyu seçimleri izleyen gazeteciler dışarı atıldı. Güvenlik görevlileri gazetecilerin içire girmesine engel oluyor. Fırtınaların koptuğu salonda nelerin yaşandığı bilinmiyor.

EMİNAĞAOĞLU DÖNEMİ KAPANDI

YARSAV 2. Olağan Genel Kurulu'nda yapılan seçimde genel başkan Eminağaoğlu, yönetim kuruluna giremedi. Bu yüzden Eminağaoğlu yeniden YARSAV başkanlığına aday olamıyor.
aktifhaber

20 Kasım 2009 07:13
Emin Ağa'sız Kalmayacağız!

YARSAV'ın yeni başkanı Emine Ülker Tarhan olurken, delegelerin üstünü çizdiği Eminağaoğlu eskisinden daha çok basının karşısına çıkacak. Neden mi?

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Yönetim Kurulu, ilk toplantısında genel başkanlığa Yargıtay Tetkik Hakimi Emine Ülker Tarhan'ı seçti.

YARSAV'ın dünkü yönetim kurulu toplantısında delegelerce ismi çizildiği için yönetime giremeyen eski başkan Ömer Faruk Eminağaoğlu için basın sözcülüğü formülünün gündeme geldiği belirtildi. Eminağaoğlu'nun, kendisi için ilk defa oluşturulan basın sözcülüğü teklifini kabul ettiği öne sürüldü. Toplantıdan sonra basının karşısına geçen YARSAV'ın yeni başkanı Tarhan, Eminağaoğlu'nun Türkiye'de yargıç ve savcı örgütlenmesi, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü konularında uluslararası bir simge haline geldiğini savundu. Tarhan, "Eskisi gibi yine YARSAV'la bütünleşmiş olarak aramızda olduğunu onur duyarak açıklıyoruz." dedi.

Yargıda ideolojik bölünmeye yol açtığı gerekçesiyle eleştirilen YAR-SAV'ın yeni yönetimi dün akşam ilk toplantısını yaptı. 441 delegeden 195'inin oyunu alarak yönetime giremeyen Eminağaoğlu, dünkü ilk toplantıya gelerek, kendi belirlediği yönetim kurulu üyeleriyle bir süre görüştü. Yönetim kuruluna başarı dilediği belirtilen Eminağaoğlu'nun çıkışta oldukça üzgün görünmesi dikkat çekti.

Toplantıda 13 kişilik yönetim kurulunun, oybirliğiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi Emine Ülker Tarhan'ı başkanlığa seçtiği açıklandı. Derneğin genel sekreterliğine Danıştay Tetkik Hakimi Muhammed Önder Tekin, başkan yardımcılıklarına ise Kadıköy Hakimi Nuh Hüseyin Köse, Ankara Hakimi Kazım Dağdeviren, Danıştay Tetkik Hakimi Fetih Sayın, saymanlığa ise Anayasa Mahkemesi Raportörü Murat Arslan getirildi. Eminağaoğlu'nun yerine yönetim kuruluna seçilen İdare Mahkemesi Hakimi Serdar Akgedik'e ise hiçbir görev verilmemesi dikkat çekti. Eminağaoğlu'nun basın sözcülüğüne getirilmesinde yasal bir engel bulunmadığı belirtildi.

Yönetim kurulu toplantısının ardından basının karşısına geçen Tarhan, Eminağaoğlu'ndan aldıkları bayrağı düşürmeyeceklerini belirtti. Tarhan, yargının kuşatma altında olduğunu öne sürerken, bağımsız yargıdan, yerini yürütmeye bırakmasının istenildiğini ileri sürdü. Tarhan, "Temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan bu uygulamalara karşı, yargı bağımsızlığı ve "demokratik, lâik ve sosyal hukuk devleti"nin tüm kural ve kurumlarıyla yaşama geçirilmesi hedefiyle mücadele kararlılığımızı sürdüreceğimi kamuoyuna duyururuz." dedi.
aktifhaber

20 Ocak 2010 15:08
Altısı YARSAV Üyesi...
HSYK'nın diretmesiyle Yargıtay'a seçilen 34 kişiden 6'sı her fırsatta Ergenekon davasını hedef alan YARSAV üyesi. 2'si de yine ETÖ bağlantılı...

Yargıtay’a üye seçimi krizi önceki gece Adalet Bakanlığı web sitesine konulan yeni listeyle bitti. HSYK tarafından oluşturulan 34 kişilik listeye, Adalet Bakanlığı kontenjanından 3 üye alınırken 31 üye ise yargının çeşitli kademelerinden seçildi. Yargı kontenjanından seçilen 31 üyenin 6’sının Ergenekon davasını eleştiren YARSAV’a üye olduğu ortaya çıktı.

Bunun yanı sıra HSYK’nın seçilmesini istediği Ergenekon davasında ismi geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve bilgisayar delillerinin tartışmalı olduğunu iddia eden Yargıtay Tetkik Hakimi Adnan Değnekli de seçildi.

HSYK’NIN DİRETTİĞİ 8 İSİM YARGITAY’A SEÇİLDİ

HSYK’nın hakkında soruşturma bulunan personeli Yargıtay üyeliğine seçtirme girişimi dün Adalet Bakanlığı ile uzlaşma sağlanması ile tatlıya bağlandı. 8 aydır seçilemeyen 34 Yargıtay üyesi sonunda seçildi. Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı listeye alternatif liste hazırlamayı adet edinen HSYK’nın seçilmesi hususunda direttiği isimlerden 8’ini Yargıtay üyesi yapmayı başardığı öğrenildi.

6 YARSAV ÜYESİ LİSTEDE

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in onayladığı 34 yeni Yargıtay üyesinden 3’ü bakanlık kontenjanından seçilirken 31 üye ise yargı kontenjanından seçildi. Seçilen isimlerden bir kısmının YARSAV üyesi, hatta yönetim kurulu üyesi olduğu belirlendi. Yargıtay’a seçilen YARSAV üyelerinin Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı YARSAV Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Köksal, Kadıköy Hakimi Aysel Koçak, Bakırköy Ticaret Mahkemesi Başkanı Ali İnceman, İstanbul Ticaret Mahkemesi Başkanı Ayşe Şentürk, İzmir Hakimi İrfan Okur, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Methiye Şebnem Günaydın olduğu ifade edildi.

ERGENEKON’DA ADI GEÇEN BAŞSAVCI DA SEÇİLDİ

Ayrıca Ergenekon’la ilişkisi olduğu iddiaları üzerine hakkında soruşturma açılan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Poyrazoğlu ve bilgisayar delileri ile ilgili ilginç yorumları ile dikkat çeken Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Üyesi Adnan Değnekli’de Yargıtay Üyesi yapıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Poyrazoğlu hakkında inceleme ve soruşturma başlatılması için Adalet Bakanlığı’na başvurduğu ortaya çıkmıştı. Ergenekon Davası’nın ek klasörlerinde yer alan gizli tanık ifadelerinde, Poyrazoğlu’nun tutuklu sanıklardan Veli Küçük ile sürekli görüştüğü iddia edilmişti.

İŞTE YARGITAY’IN YENİ ÜYELERİ

“Hacı Hüseyin Ünaldı (Ankara Hakimi), Hüseyin Poyrazoğlu (Ankara Cumhuriyet Başsavcısı), Aysel Koçak (Kadıköy Hakimi), Mehmet Erdoğan (Sarıyer Hakimi), İnci Aytaç (Ankara Hakimi), Mustafa Aysal (İzmir Hakimi), Mehmet Nuri Öztürk (Ankara Hakimi), Beyhan Azman (Ankara Hakimi), Refik Cemal Hanedan (Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı), Leyla Elen Köksal (Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı), Selma Bellek (Kartal Hakimi), Birol Soner (İzmir Hakimi), Ali İnceman (Bakırköy Ticaret Mahkemesi Başkanı), Mehmet Çamur (Bakırköy Hakimi), Meryem Üstener (Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı), Nilgün Zehra Canlı (Ankara Hakimi), Ayşe Şentürk (İstanbul Ticaret Mahkemesi Başkanı), Belkız Karakaş (Bakırköy Ticaret Mahkemesi Başkanı), İrfan Okur (İzmir Hakimi), Ahmet Tuncak (Ankara Ticaret Mahkemesi Başkanı), Mehmet Akarca (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı), Mustafa İsmet Yörük (Muğla Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı), M. Şebnem Günaydın (Yargıtay Cumhuriyet Savcısı), Yakup Ata (Yargıtay Tetkik Hakimi), Ahmet Karadavut (Yargıtay Tetkik Hakimi), Ayşe Çevikbaş Tartıcı (Yargıtay Tetik Hakimi), Fahri Akçin (Yargıtay Tetkik Hakimi), Doç. Dr. Adnan Değnekli (Yargıtay Tetkik Hakimi), Ali Orhan (Yargıtay Tetkik Hakimi), Fikriye Ernalbant (Yargıtay Tetkik Hakimi), Mete Duman (Yargıtay Tetkik Hakimi), Halit Baysoy (Adalet Başmüfettişi), Hüsnü Uğurlu (Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdür Yardımcısı), Hüseyin Yıldırım (Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı)”

Kaynak: Vakit

Sonlarını Kendileri Hazırladılar
28 Ekim 2010
HSYK seçimlerinde beklenen sonuç çıkmayınca, ortalığı ayağa kaldırmak isteyenlerin unuttukları çok önemli bir ayrıntıyı hatırlatıyoruz...
YARSAV'ın son dönemlerde yaptığı büyük hata ne? Bu hata YARSAV'ın imajını nasıl etkiledi? İşte analizi...

HSYK seçimlerinde beklenen sonuç çıkmayınca, ortalığı ayağa kaldırmak isteyenler oldu. Oysa yıkımın kaynağı iddia edildiği gibi tepeden yapılan baskılar değil, dipten gelen dalgaydı.

Yılbaşından beri yargıda çok önemli gelişmeler yaşanıyor ve bu bazılarınca ‘anormal’ bulunuyor. Aslında gelişmelerin başlangıcı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ‘anormal’ bir tasarrufuna dayanıyor. Hatırlanacağı üzere HSYK, şubat ayında Ergenekon soruşturmasını yürüten özel yetkili Erzurum savcılarını sorgusuz sualsiz görevden almış ve kamuoyunun büyük tepkisini çekmişti. Ondan sonra atılan bütün adımlar, demokratik ülkelerde olduğu gibi normal seyrinde gelişti; fakat her defasında muhalefet edenlerin sesi yüksek çıktı. Tıpkı geçen hafta olduğu gibi: HSYK’nın yapısı 12 Eylül’deki referandum sonucuna uygun olarak baştan aşağı değişti ve Türk yargısı için yeni bir dönem başladı.

17 Ekim 2010 tarihinde adli ve idari yargıda görev yapan 12 bin hâkim ve savcı, kendileri hakkında tek karar mercii olan HSYK’ya yine kendi aralarından üye (10 asil 6 yedek) seçecekti. Referandumdan seçim gününe kadar geçen sürede her şey normaldi. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 199 hâkim ve savcının adaylığını onaylamıştı. Seçime bağımsız olarak girenlerin yanında Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ile Demokrat Yargı Derneği’nin desteklediği listeler oluştu. Hatta YARSAV üyelerinin daha referandum öncesi ‘evet’ çıkma ihtimaline karşı yurt çapında kulis faaliyeti yürüttüğüne dair haberler yansıdı. Üstelik Meclis’ten geçen paket, YARSAV ve CHP’nin itirazları doğrultusunda Anayasa Mahkemesi’nde rötuşa uğramıştı. Bu yüzden eli güçlü olan tarafın, yüksek yargının da desteğini alan YARSAV olduğuna inanılıyordu. Fakat sandıktan çıkan sonuç hiç beklendiği gibi değildi. Ne YARSAV’ın ne Demokrat Yargı’nın istediği adaylar kazandı. YARSAV’ın desteklediği ve tartışmalı kararlarıyla dikkati çeken Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz adli yargıdan yüzde 22, Başmüfettiş Abidin Çelik idari yargıdan yüzde 21 oranında oy toplayabildi. TİB’de arama yapan Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hâkimi Hayri Keskin de üyelik için yeterli oyu alamadı. Kazanan isimlerin çoğuna yüzde 60’a yakın destek geldi. Kıyamet burada koptu.

İddiaya göre, seçilenlerin tamamı Adalet Bakanlığı’nın desteklediği isimlerdi. Adli yargıda en çok oyu (6742) Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur almıştı. İdari yargıda ise Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü Birol Erdem ikinci sıradan (836 oy) seçilmişti. Bu iki bürokratın yüksek oy alması ‘bakanlık seçime müdahale etti’ iddiasına dayanak yapıldı. Bazı medya organlarından da aynı yönde eleştiriler yükseldi. Ardından YARSAV’ın kurucu başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, YSK’ya başvurarak seçimlerin iptalini istedi. Eminağaoğlu, “Ortada açık bir maddi vaka vardır. Bir karine hâli vardır. Seçimden günler öncesinde var olduğu iddia edilen ve yalanlanan bir liste, bütünlük içerisinde sandıktan çıkmıştır.” diyordu.

Aslında ortaya çıkan sonuçta bir anormallik yoktu. Aksiyon’u yakından takip edenler bile yargıdaki değişim ihtiyacı ve talebini okuyabilirdi. Zira üst yargıdaki kast sistemini, YARSAV’ın yüksek yargıya dayanan örgütlenme biçimi ve bu durumun ilk derece mahkemelerde görevli hâkim ve savcılar üzerinde oluşturduğu rahatsızlığı anlatan çarpıcı haberlere yer verdik. İki yıl önce 24 Kasım 2008 tarihli kapağımızın başlığı ‘Yüksek Hegemonya: HSYK’ idi. Bu dosyayı okuyanlar, HSYK’ın Yargıtay ve Danıştay ile birlikte oluşturduğu kast sisteminin nasıl işlediğini öğrenmişti. Haberde, kararları yargıya götürülemeyen HSYK üyelerinin meslektaşlarına yönelik keyfî ve acımasız, daha önemlisi hukuksuz uygulamaları örnekleriyle anlatılmıştı.

8 Mart 2010 tarihli ‘Yargıda dip dalga’ başlıklı kapak haberimiz için konuşan hâkim ve savcılar yüksek yargı ve HSYK’nın baskısından duydukları rahatsızlığı açıkça dile getiriyordu. Taşradaki hâkimler tazminat davalarında bile yüksek mahkemenin belirlediği şablona göre karar veriyordu. Belli sayıda dosyası temyize (üst mahkemeye) gitmeyen hâkim terfi edemiyor, direnenler, düşük not alarak terfi, tayin ve maaş konularında dezavantajlı duruma düşüyordu. Kazan Hâkimi Kemal Şahin’in bu konudaki değerlendirmeleri önemli: “Temyiz mahkemelerindeki yüksek yargıçlar birinci sınıfı oluşturuyor. Suça karışsalar dahi en fazla emekliliğe çekilmeleri talep edilebiliyor. Bunların dışında kalan 10 binin üzerindeki yargı mensubu ise ikinci sınıf. Birinciler mutlak sorumsuz; ama mutlak güvenceye sahip. Diğerleri ise güvencesiz ve mutlak sorumlu.”

Bir de YARSAV etkisi var tabii. Derneğin kurucu başkanı Eminağaoğlu’nun Ergenekon soruşturmalarına yaptığı sert muhalefet ve ‘sürekli bağıran hâli’ en başta negatif algı oluşturdu. Hatta bu durum bizzat dernek üyelerini de rahatsız edince yönetim değişikliğine gidildi. YARSAV yapısı itibarıyla sadece yüksek yargıya hitap eden bir dernek görüntüsü çizdi, çünkü üyelerinin çoğunluğu bu gruptan oluşuyordu. Konuyla ilgili yaptığımız çarpıcı araştırmayı ise 30 Ağustos 2010 tarihli sayıda yayımladık. ‘Yüksek Yargıçlar Kulübü’ başlıklı dosyada YARSAV’ın yüksek mahkemelerdeki temsil oranının yüzde 40’ın üstünde olduğu, ilk derece mahkemelerde ise bu oranın yüzde 8’lere düştüğü aktarılıyordu.

Bütün bu veriler dikkate alındığında, HSYK seçimlerinde Adalet Bakanlığı’ndan ziyade, bizzat kurulun kendisi ve YARSAV’ın bugüne kadar takındığı antidemokratik tavrın etkili olduğu söylenebilir. Kaldı ki, Adalet Bakanı Sadullah Ergin defalarca herhangi bir liste yapmadıklarını, belli bir grubu desteklemediklerini açıkladı. Seçilen 16 kişiden sadece ikisinin bakanlık bürokratı olması, dahası YARSAV’ın listesindeki adaylar içinde de bakanlık bürokratı bulunması Ergin’i haklı çıkarıyor. Nitekim en çok oyu alan Müsteşar Yardımcısı İbrahim Okur eleştirilere verdiği cevapta ne bakanlığın ne kendisinin bir liste yaptığını söyledi. Organize tarafın YARSAV olduğunu hatırlatan Okur’un söyledikleri kayda değer: “2 bin 500 civarında oy alacaklarını hesaplıyorduk. Onların karşısında ortak hareket etmesek, bağımsız adaylıkla seçilme şansımız yoktu. Teşkilattan gelen talepler doğrultusunda, bu arkadaşlarla beraber değerlendirmeler yaparak ortak hareket ettik.” Okur, binlerce hâkim savcının ‘baskıyla oy verdiğini’ söylemenin, ‘bakanlık tehdidine boyun eğdiler’ demenin onlara hakaret olacağını vurguluyordu ki, zaten bugüne kadar baskı yapan HSYK, dışlayan YARSAV’dı. Bakan Ergin’in deyimiyle millet adına adalet dağıtan insanlar ‘marjinal söylemlere’ rağbet etmemişti.

Bir başka husus; daha anayasa paketi açıklanır açıklanmaz HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek tavrını muhalefetten yana koydu. Siyasi iktidarın yargıyı ele geçireceği söylemine destek verdi. YARSAV üyeleri siyasi organ gibi paketin aleyhine çalıştı. CHP paketi Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazırlanırken derneğin genel sekreteri Ali Rıza Aydın, partiye giderek teknik destek sağladı. Mesela her adaya oy verme hakkının temeli bu görüşmelerde atıldı. Konuyu yakından takip edenler, söz konusu değişiklik yapılmasaydı YARSAV’ın en az iki adayının seçilebileceğini vurguluyor. Masa başı planları sırasında derneğin üçe bölündüğü iddiaları var ayrıca. Seçim günü Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun mevcut başkan Emine Ülker Tarhan’a tepki koyması ve genel kurul kararı alınması bu iddiayı doğruluyor. Bölünmeyi ise Eminağaoğlu’nun 26 Eylül’de Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu ile Lalahan’daki piknikte adaylık konusunu görüşmesinin tetiklediği ifade ediliyor...

HSYK seçimi kazasız atlatıldı, bakalım YARSAV seçimleri nasıl geçecek? Dernek, seçimde meslektaşlarının verdiği mesajı almış mı, ona göre kendini yenileyecek mi? Zaman gösterecek.
Kaynak: Aksiyon

YARSAV üyeleri ve HSYK hakkında suç duyurusu
Adalet Platformu, yargıya baskı yapıp adil yargılamayı engelledikleri ve teröre yardım ve yataklık yaptıkları iddiasıyla Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hakkında suç duyurusunda bulundu. 16.08.2010 İSTANBUL netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com