EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Sünnî OsmanlIlIk ve Vehhabîlik

 
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ŞERİAT
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Oca 09, 2009 12:26 am    Mesaj konusu: Sünnî OsmanlIlIk ve Vehhabîlik Alıntıyla Cevap Gönder

Hazreti Hadice’nin türbesini işte böyle yıkıp dümdüz ettilerMurat Bardakçı
8/15/2011
habertürk
HAZRETİ Muhammed’i bizzat görmüş ve onun yanında bulunmuş olanlara “sahabe” denir. Dualarda ve dini sohbetlerde sahabenin çok sık bahsi geçer. Bu kişilerin ölümlerinden sonra nereye ve nasıl defnedildiklerini, türbelerinin bugün bilinip bilinmediğini acaba hiç merak ettiniz mi?

DEFALARCA YIKTILAR

Mekke’deki sahabiler, Kâbe’nin birkaç kilometre ötesindeki bir mezarlığa defnedilirlerdi. “Cennetu’l-Muallâ” denilen bu yer İslâmiyet öncesi dönemlerden beri Mekkeliler tarafından mezarlık olarak kullanılırdı. Hazreti Muhammed’in dedesi, amcası ve ilk eşi Hazreti Hadice buraya defnedilmişti ve Mekke’nin fethinden sonra ölen sahabilerin türbeleri de buradaydı. 17. asırda yaşayan Evliya Çelebi Cennetu’l-Muallâ’dan bahsederken burada yetmiş beş adet kubbeli türbenin bulunduğunu, ama Hazreti Muhammed’in dedesiyle amcasının türbelerinin üzerinde kubbe olmadığını ancak yerlerinin bilindiğini yazıyordu. Hazreti Hadice’nin kabrinin tam yeri, 14. yüzyıla kadar bilinmiyordu. Kabrin yeri, bir Mekkeli’nin 1329’da gördüğü bir rüyayla belirlendi ve 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından üzerine kubbeli bir türbe yapıldı, ayrıca aylıklı bir de türbedar gönderildi. Cennetu’lMuallâ’daki son restorasyonu 1879’da zamanın hükümdarı Abdülhamid yaptırdı. Başta Hazreti Hadice’ninki olmak üzere türbeler baştan aşağı elden geçirildi.

HALK MEZARLIĞI OLDU

Ve konunun en acı tarafı: Mekke’nin Türk hâkimiyetinden çıkması, Cennetu’l-Muallâ’nın da sonu oldu. Arap yarımadasını ele geçiren ve bugünkü Saudi hanedanının kurucusu olan Abdülaziz bin Saud, 1925’te Cennetu’l-Muallâ’daki bütün türbelerin yıktırılmasını ve mezar taşlarının kaldırılmasını emretti. Abdülaziz’in bağlı olduğu Vehhabi mezhebine göre mezarların yerlerinin belli olmaması gerekiyordu. Cennetu’l-Muallâ’da kimin nerede gömülü olduğunun unutulması ve artık bilinmemesi için elden gelen herşey yapıldı. Hazreti Muhammed’in akrabalarıyla sahabilerinin türbeleri kazmalarla dümdüz edildi, arazinin altı üstüne getirildi ve Cennetu’l-Muallâ herkesin defnedilebildiği sıradan bir halk mezarlığına çevrildi.

MEDİNE DE YIKILDI

Aynı rezalet ve ayıp Medine’de de yaşandı ve Saudi hanedanının kurucusu olan Abdülâziz bin Saud, Medine’yi ele geçirmesinden hemen sonra, 1926’da, çok sayıda sahabinin defnedildiği Cennetu’lBâkî mezarlığını da yerle bir etti. Cennetu’l-Bâkî’de tek bir türbe ve mezar taşı bırakmadı, hepsini yıktırdı ve araziyi sıradan bir mezarlık haline getirdi. Şimdi Mekke dönüşü Medine’ye geçen hemen bütün hacıların mutlaka ziyaret ettiği Cennetu’l-Bâkî, bugün bir köşesinde süs niyetine birkaç kırık taşın olduğu ama her yeri apartmanlarla ve geniş caddelerle çevrili bir alandan ibaret...

Kaynak: http://edirnesarayi.blogcu.com/

Batının İslamı Ayrıştırma Projeleri
Nurullah Aydın

Makam hırsı, şöhret hırsı, para hırsı ile kişilik bozukluğu olan tipler; ajanlık, işbirlikçilik için en uygun tiplerdir. Hele bir de birazda statü kazandırıldı mı, salyalı tipleri bir bakarsınız ki siyasi lider, din adamı hocaefendi şeyh görüntüsü ile saygınlık kazandırılmaya çalışır..

Biat ettirici psikolojik yöntemler de uygulanınca alın size siyasi ya da din önderi..

Aynı uygulama her alanda geçerli.. Siyasi iktidara getirilenlere bir bakın! Hangi tipler İslam ülkerinin yöneticileri..

Tarih boyunca yaşanan bu gerçeklik şimdi de İslam dünyası için uygulanıyor.. ABD sahte dinler oluştururken özellikle İslam dünyasına ucube tipleri, din adamı olarak lanse etmeye ağırlık veriyor. CIA himayesinde okullar zinciri ile İslam dünyasında zehir kusucu faaliyetlerine devam ediyor..Bazı pskolojik sorunu olan tipler de peşinden gidebiliyor..

Dün böyleydi bugün de böyle ne yazık ki! Müslümanlar kurtuluş simidi olarak nedense lanse edilen kişilik bozukluğu olan tiplere biat etme zaafiyetinde bulunabiliyor.

Geçen yüzyılda; İngilizlerin İslam ülkelerindeki vahdaniyeti bozma girişiminde uyguladığı yöntemi, bu kez

ABD ılımlı İslam dinlerarası diyalog safsataları ile uygulamaya çalışıyor.

Peki ama neden;

Bakın; Osmanlı İmparatorluğunun şemsiyesi altındaki Ortadoğu coğrafyasını, İngilizler hangi stratejik planla ele geçirdiler?

Yaşanan tarihi gerçekler doğru değerlendirilirse, bugün yaşananların pek de farklı olmadığı görülecektir.

İngilizler; Hz. Muhammed'in anne ve babasının kabrini yok eden, Peygamberimizin kabrini yıkmayı isteyecek kadar sapkın bir mezhep olan Vahabi Mezhebinin (ki bu yıkıma Atatürk engel olmuştur) Arap yarımadasını ele geçirmesini sağlayarak; Arapların Osmanlıyı arkadan vurmasının temellerini atmıştır.

Dört hak mezhepten biri olmayan ve kendi dışında diğer mezhep inananlarını dışlayarak kafir ilan eden Vahabi mezhebinin; bugün Kutsal topraklara sahip olması İngilizlerin sayesinde olmuştur. Haçlı zihniyetinin neler yapabildiğine örneklerden biridir Vahabilik mezhebi.

Bu mezheple ilgili en ilginç bilgi ise Saddam arşivlerinin Amerika'ya götürülüp tercüme edilmesi ile gün yüzüne çıkmıştır. Mart 2008'de Washington Post gazetesinde yayınlanan bu haberde Vahabiliğin kurucusu olan Şeyh Muhammed bin Abdülvahhab'ın dedesi Bursalı bir Yahudi. Washington Post'un köşe yazarı Al Kamen Pentagon'un; Saddam dönemine ait kamyonlarca yer tutan arşiv belgelerinden önemli bulunanları, İngilizce'ye çevirterek beş cilt halinde bir araya getirilmesini sağladığını yazdı.

Tercüme edilen bu belgelere göre, Şeyh Abdülvahhab'ın dedesinin adı Süleyman değil Şulman'dı. 16. Yüzyılda Bursa'da yaşayan Yahudi bir tüccar olan Şulman, daha sonra Şam'a göç etti. Sakal bıraktı, Müslüman sarığı sardı; ancak büyücü olduğu suçlamasıyla Osmanlı yönetimi tarafından Şam'dan kovuldu.

Batı öteden beri; kendisi savaşmak yerine ülkeleri ve halkları birbirine düşman etmeyi ve onları savaştırmayı başarmıştır. Yüzlerce yıl Doğu topraklarını istila etme teşebbüsünde bulunan emperyalist Batı; savaşla elde edemediğini hile ile elde etmiştir. Batı akılcı, Doğu ise kadercidir. Bu yüzden Doğu insanlarını birbirine düşürmek için en iyi yöntem; din olarak belirlemiş ve bu konuda da başarılı olunmuştur.

İngilizler; toplumları birbirine düşürme hedeflerini gerçekleştirmek için Arabistanlı Lawrence'den çok önce İngiliz ajan Humpher'ı görevlendirmişti. Humpher; kaleme aldığı hatıralarında görevini açıkça yazmış:

"1710 yılında İngiltere Sömürgeler Bakanlığı beni Mısır, Irak, Hicaz ve Osmanlı Halifelik merkezi İstanbul'da casusluk yapmak ve gizli bilgiler toplamak için gönderdi. Benim görevim Müslümanları birbirine düşürmek ve sömürüyü İslam ülkelerine sokabilme yollarını aramak için yeterli bilgileri toplamak idi. Bu amaçla Ebu Hanife'den çok bildiğini ve Sahih-i Buhari kitabının yarıdan fazlasının hiçbir işe yaramadığını iddia eden Abdülvahhab'la dost olmuştum; Sürekli olarak onu, Allah seni büyük bir dahi olarak yaratmış, sana Ali ve Ömer'den daha fazla akıl vermiş diye tahrik edip, eğer sen Peygamber zamanında yaşasaydın, kesin olarak onların yerine geçerdin diyerek yüreklendirdim."

Batı’nın 1700'lü yıllardaki istila ve sömürü isteği; günümüze kadar artarak devam etmiştir. Her biri emperyalist Batı'nın ajanı olarak çalışan misyonerlerin başkanı Samaul Zouimer; sömürgeci Hıristiyanların fikirlerinde bir değişiklik olmadığını 1935 yılındaki beyanında açıkça göstermiştir: "Sizden Müslümanları Hıristiyan yapmanızı istemiyorum. Sizin asıl göreviniz Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmaktır. Eğer bunda başarılı olursanız, İslam memleketlerinin sömürge haline gelmesi için fetih yollarını aşan ileri karakollar kurmuş olursunuz"

Bugün Katolik/Protestan misyoner çok yönlü faaliyetlerine devam ediyor. Devasa mali kaynağa sahip yeni dini örgütlenmeleri görünce tarih tekerrür ediyor demek lazım.

İslam dünyasnının kurtuluşu Müslımanların kendilerine önder diye seçtiklerini gözden geçirmelerine bağlıdır..Tabi psikolojik sorunu olanlar bunun ne anlama geldiğini düşünemez bile. Çünkü gözler, kör kulaklar sağır kapler mühürlü ise yapacak birşey yoktur.

Günün Sözü: Rakibinin ne yaptığını ve ne yapacağını bilmezsen, oyuna her zaman gelirsin.

Kaynak: Nurullah Aydın

Sünnî Osmanlılık ve Vehhabîlik

BENİM bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak Vehhabîliği hak görmem, tasvib etmem (doğru bulmam) mümkün değildir. Bu konuda fitne ve fesat çıkmasını istemediğim için şimdiye kadar sükutu tercih ettim.

Vehhabîlik bir bid'at hareketidir. Ehl-i Sünnet ile Vehhabîler arasındaki ana ihtilâf, itikad konularında ve İslâm'ın yorumunda ve uygulanmasındadır.

Tarihte çeşitli Müslüman toplumlar, kendi İslâm anlayışlarını sergilemişlerdir. Endülüs Müslümanları... Fâtimîler... Büveyhîler... ve diğerleri. Osmanlı devleti bir Ehl-i Sünnet devleti idi. Onun sergilediği İslâmî uygulama ortadadır. Tabiî ki, devletin kuruluş ve yükseliş devrindeki durumu kasd ediyorum.

Osmanlı devleti bir cihan nizamı, bir pax ottomanica kurmuştur. Bir zamanlar onun gayr-ı müslim nüfusu Müslümanlarınkinden fazla idi. O bir milletler birliği idi.

Kanunî zamanında 150 bin kişilik Osmanlı ordusu topları, atları, develeri, arabaları ile İstanbul'dan Viyana'ya bir ekili tarlayı, bir bostanı, bir bahçeyi çiğnemeden gitmiştir. Öylesine bir adalet ve güvenlik vardı.

Sultan Murad-ı Hüdavendigâr'ın askerleri, feth edilen Edirne civarındaki Rumlara ait bağlardan üzüm kopartıp yemişler, asmaların dallarına çaputlar içinde üzümün parasını bağlamışlardır.

Osmanlı devleti din hürriyeti, çeşitlilik, adalet, güvenlik, hoşgörü üzerine kuruluydu.

Vehhabîlik hareketi Osmanlı devletine ve hilâfetine karşı bir isyan hareketidir.

Şu anda Vehhabîler kendi İslâmî anlayışlarını, din yorumlarını sergiliyorlar.

Adalet anlayışlarını... Hürriyet anlayışlarını...Sosyal adaletlerini... Eşitlik anlayışlarını...

Arabistan'da İslâm kabristanları, İslâm büyüklerinin türbeleri vardı. Hepsi yıkılmış, düzlenmiştir...

Arabistan'da tarikatlar kapatılmış, zikir ve evrad toplantıları yasaklanmıştır.

Arabistan'da hâkim hanedanın ve sınıfların tenkit edilmesi mümkün değildir.

Arabistan'da bundan birkaç sene önce vefat eden yüksek bir zatın 30 milyar dolardan fazla terekesi çıkmıştır.

Ehl-i Sünnet Osmanlı devleti ile Vehhabî sistemini mukayese ediniz. İyilik, salah, İslâm'ı doğru anlama bakımından hangisi ağır basar?

Vehhabîler, İslâm'ı anlamak, yorumlamak, uygulamak hususunda Muhammed ibn Abdilvehhab'ı imam kabul ederler, ona tabi olurlar. Bendeniz Sünnî bir Müslüman olarak Muhammed bin Abdilvehhab'ın kardeşi Süleyman ibn Abdilvehhab'a tâbiyim. Bir İslâm âlimi olan bu zat, kardeşinin aşırılığa kaçtığını, sapıttığını ilan etmiş ve ona karşı "es-Sevaiku'l-İlâhiyye fi'r-Reddi 'ale'l-Vehhabiyye" adını taşıyan bir kitap yazmıştır.

İslâmî konuları tartışırken lütfen edebe aykırı üslup kullanmayalım. Küfür ederek, sövüp sayarak kimse tezini isbat etmiş olmaz.

İşte Sünnî Osmanlılık...İşte Vehhabîlik... Elinizi vicdanınıza koyun kararı siz verin.

Muhammed ibn Abdilvehhab mı haklı, kardeşi Süleyman ibn Abdilvehhab mı?

MEHMET ŞEVKET EYGİ
Millî Gazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ŞERİAT Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com