Ekim
Kayıt: 21 Arl 2007 Mesajlar: 2634 Konum: Kanada
|
Tarih: Prş Arl 11, 2008 11:59 pm Mesaj konusu: Ruhunuzu yIkayIn/Serdar Akinan |
|
|
Serdar Akinan
Ruhunuzu yıkayın
Haber kanallarında bayram ekranı genellikle sorundur.
Haber olmaz, borsa kapalıdır ve konuk bulmakta zorlanırsınız.
Biz de, “Bu Kurban Bayramı’nda ne yayınlayalım?” diye düşünürken tartışma bizi şuraya taşıdı...
Haber kanalları büyük oranda aynı ajanslardan besleniyor.
Bunca kanala karşın bültenlere bakın aslında çok ciddi benzerlikler bulacaksınız.
Dil aynı, görseller aynı...
Oysa bu çerçeve dışında kalan koca bir hayat var.
“Hayattan kesitler sunalım. Daha deneysel bir dil yakalamaya çalışalım...” dedim ve telefona sarıldım.
İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun Şefi Fatih Salgar’ı aradım.
Dün buluştuk ve son derece keyifli bir sohbet oldu.
Devlet Korosu provasını Şale Köşkü’nde yapıyor...
30 yılı aşkın bir süre önce Prof. Dr. Nevzat Atlığ kurmuş koroyu...
Binden fazla eser seslendirmişler...
Hepsi birbirinden değerli bu ses ve saz sanatçılarını izlerken neyi ıskaladığımızı düşündüm.
Televizyonların yayın akışlarına, radyolara ve genel olarak medyaya bakalım...Bize sunulan ne?
Fatih Salgar’la konuşurken öylesine hoş detaylar, öylesine incelikli bilgiler öğrendim ki anlatamam.
Muazzam bir emekle, her gün saatlerce çalışarak bu eserleri gün yüzüne çıkartıyorlar...
Sadece Anadolu değil tüm Osmanlı coğrafyasında izlerini sürebileceğimiz muazzam bir deryanın tarihsel, sosyal, kültürel damarlarını; sinir uçlarını tek tek ayıklayarak her hafta sonu dinleyicilerinin karşısına çıkıyorlar.
“Selimiye Camii orada dururken bunu yok saymak mümkün mü?” diyor Şef Fatih Salgar, “Bizim icra ettiğimiz Türk müziği de tam anlamıyla budur... Itri’yi, Dede Efendi’yi gözardı edebilir misiniz?”
Klasik Türk Müziği’ni ilk kez dinlerken kulağımızın, kalbimizin; ruhumuzun önce bu melodilere yabancılık çekebileceğini ancak birkaç kez dinledikten sonra bizleri esir alacağını söylüyor.
Tuhaf bir şekilde yıllar öncesine gidiyorum.
Yıllar önce Şişli’de rahmetli babamın gittiği bir berber Remzi amca vardı. Elbette biz de saçlarımızı orada kestirirdik.
O döner sandalyelerin koçaklarının üzerine bir tahta koyar ve bizi oraya oturturdu...
Makas şıkırtılarına eşlik eden yegane ses eski bir radyodan yükselen Klasik Türk Müziği olurdu.
Her gittiğimizde saatlerce o müziği dinlerdik.
Şimdi, yıllar sonra, o müziği bir kez daha dinlediğimde ruhumu neyin yıkadığını daha iyi anlıyorum.
Ne olur, ne yapın edin, kendinize bir zaman ayırın ve Devlet Korosu’nun bir konserine gidin... Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
28.11.2008
Akşam
Depresyona müzikle tedavi
3 AĞUSTOS 2011
Finlandiya'da araştırmacılar, müzik terapisinin en azından kısa vadede depresyon tedavisinde yararlı olacağını belirledi.
Sözlü olmayan iletişim yöntemi, hastaların duygularını ifade etmelerinde kullanılıyor.
Britanya Psikiyatri Dergisi'nde yayınlanan ve 79 kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bu yöntemle tedavi edilen hastaların durumunda standart tedavi yöntemleri uygulanan hastalardan daha büyük bir ilerleme kaydedildiğini ortaya koydu.
Müzik tedavisi, İngiltere'de özellikle iletişim sorunları olan çocuklara yardımcı olmak amacıyla kullanılıyor.
Müzik eğitimi olan bir uzmanla birlikte çalgı çalmak ve şarkı söylemek çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak sağlıyor.
Finlandiya'daki çalışmada, araştırmaya katılan depresyon hastalarının tamamına normal terapinin gerektirdiği psikolojik yardım ve gerekli ilaçlarla tedavi uygulandı.
Hastaların 33'ünün tedavisinde ise müzik terapistinin de katılımıyla aralarında davul çalmanın da bulunduğu müzik tedavisi kullanıldı.
Üç aylık tedavi sonunda da hastaların ansiyete ve depresyon tedavisinde diğerleriyle karşılaştırıldığından daha kayda değer bir ilerleme kaydedildi.
Imperial College'dan Dr. Mike Crawford, dergide yayınlanan başyazısında, ''Sonuçlar, bu tedavi yönteminin depresyondaki insanların ruh halini ve genel havalarını geliştirebileceğini ortaya koyuyor. Müzik, sosyalleştiren, keyif verici ve anlamlı bir uğraş. Müzikle uğraşmanın, insanları sözcüklerin yapamadığı ölçüde biraraya getirdiği söylenegelmiştir zaten'' dedi.
BBC |
|