EntellektuelForum

Alemdar · Tarih: Pzr Mar 12, 2017 9:16 pm Mesaj konusu: S-400 füze savunma sistemi

Savunma analisti Can Kasapoğlu'na göre, Ankara'nın Moskova'dan beklentileri gerçekçi değil
03 Ekim 2017

NATO üyesi Türkiye'nin, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması konusunda Moskova ile anlaştığı resmen duyurulmuştu. Ayrıca müzakere sürecinde Türkiye'nin beklentisi S-400 sisteminin yerleştirilmesi dışında teknoloji transferi ve ortak üretime geçilmesiydi.

Ancak bu konuda Moskova tarafından iyimser bir açıklama olmadı. Ayrıca ortaya atılan bir iddiaya göre Rusya Türk ordusuna, söz konusu füzelerin kodlarını ve iç düzeneğine erişim hakkını vermeyecek. Rus haber sitesi Gazete.ru’ya açıklama yapan bir Rus yetkili, "S-400 sistemlerine ait elektronik kodların hepsini ve iç düzeneği onlara (Türkiye'ye) vermeyeceğiz" dedi.

İki ülke arasında yapılan S-400 görüşmelerine yakın olduğu belirtilen ismi gizli yetkili, anlaşmaya göre S-400'ün bakımını sadece Rusya'nın yapacağını Türk askeri personelin sistemin içini açamayacağını vurguladı. Türkiye'nin sisteme erişim hakkında ısrar ettiği ve kodları istediğini belirten yetkili ancak bunun Moskova tarafından reddedildiğini ifade etti. Yetkili ayrıca sistemin içine bir cismin kimliğini yani hangi ülkeye ait olduğunu belirleyen radarın da Rus uzmanlar tarafından kurulacağını söyledi.

Kontrol Rus ordusunda mı olacak?

Peki farklı ülke orduları arasında yapılan bunun gibi silah satın alma anlaşmalarında, alıcı tarafın milyarlarca dolar ödediği sisteme erişim izni olmaması normal mi? Sistem bu durumda nasıl çalışacak? Kontrol Rus ordusunda mı olacak? DW Türkçe'ye konuşan savunma analisti Dr. Can Kasapoğlu hem bu sorulara açıklık getirdi hem de Türkiye ile Rusya arasındaki savunma işbirliğinin boyutunu ve geleceğini değerlendirdi.

"Türkiye'nin beklentisi gerçekçi değil"

Stratejik silah sistemlerinde üst düzey teknoloji transferinin istisnai bir durum olduğunu belirten Kasapoğlu, Türkiye'nin beklentisinin gerçekçi olmadığını ifade etti.

Kasapoğlu, "Türkiye, örneğin, konvansiyonel bir kara harbi platformu olan Altay Tankı projesine ilişkin geleneksel müttefiklerinin tavırlarından şikayet edebilir ve bu haklı bir serzeniş olacaktır. Ancak, S-400 gibi sistemlerde birkaç senelik olumlu diplomatik retoriğin ardından teknoloji transferinde sakınca görülmeyen stratejik ortak muamelesi görmeyi beklemek gerçekçi değildir" dedi.

"Gelecek sistemin menzili muamma"

Kasapoğlu, Rusya'dan gelecek S-400 sisteminin teknik özellikleriyle ilgili medyada yer alan bilgilerin çok fazla spekülasyon içerdiğini ifade etti. Sistemin menzilinin 400 kilometreye çıkmasının ancak 40N6 füzeleriyle mümkün olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, "Bunların hangi sayılarda hazır olduğu, ihraç modellerinin tamamlandığı ve kısa sürede teslim edileceği, açıkçası hep muamma durumunda. Dolayısıyla yaklaşık 250 km menzilli bir hava ve füze savunma sisteminden söz ediyoruz. Kaldı ki, bir ağ mimarisine bağlanmadan kullanılacağı için füze savunma niteliği de kısıtlı olacak" dedi.

Türk ordusunun S-400'ü milli IFF (dost-düşman tanıma) sistemi ile belirli teknik sınırlar içinde istediği gibi kullanabileceğini belirten Kasapoğlu, ancak Türk savunma sanayinin S-400'lerden bu koşullarda öğrenebileceği derslerin kısıtlı olduğunu söyledi.

Rusya-Hindistan işbirliği daha ileri düzeyde

Kasapoğlu ayrıca, Türkiye'de NATO müttefiklerinin Ankara'yla siyasi nedenlerle savunma işbirliğine yanaşmadığına dair bir hava oluşturulduğunu diğer yandan da Rus savunma sanayinin önerebileceklerinin de gereğinden fazla abartıldığının altını çizdi. Kasapoğlu, savunma sanayini geliştirmekte NATO müttefiklerinden umduğunu bulamayan Ankara'nın Moskova ile adım attığı savunma işbirliğinin geleceğiyle ilgili ise şu öngörüde bulundu:

"Rusya Savunma Sanayi'nin Batılı ülkelere göre daha esnek olduğu bir gerçek. Ancak Su-24 olayından sonra yalnızca iki yıl içinde Türk - Rus savunma işbirliğinin Rusya-Hindistan düzeyine ulaşacağını düşünmek de hele Türkiye'nin NATO kimliği de hesaba katıldığında, açıkçası dünyadaki savunma sanayi ilişkilerinin dinamikleriyle bakıldığında sadece bir hayal."

Rusya ve Hindistan arasındaki savunma işbirliği Türkiye'ye kıyasla daha ileri düzeyde. S-400 anlaşmasının dışında iki ülke arasında ortak silah üretim anlaşması ve teknoloji geliştirme programı var.

© Deutsche Welle Türkçe

‘S-400 alımı Türkiye'nin Batı'ya karşı kalkanı'
24.07.2017
Elif Sudagezer

ABD'nin Türkiye'nin olası S-400 alımına ilişkin kaygılarını, Ankara'nın ‘terör örgütlerini destekleyen Avrupa ve ABD'ye karşı' çözüm arayışına girmiş olmasına bağlayan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar "Türkiye, toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri bertaraf etmeyi amaçlıyor. Rusya ile iş birliği önemli" dedi.

ABD'nin, Türkiye'nin Rusya'dan almayı planladığı S-400 hava savunma sistemine ilişkin ‘kaygıları' Joseph Dunford'un açıklamalarıyla bir kez daha gündeme geldi. Dunford'un "Türkiye, Rusya'dan S-400 almış olsaydı, bu durum kaygı verici olurdu ancak böyle bir şey yapmadılar" şeklindeki ifadelerini Sputnik'e değerlendiren Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar'a göre ABD'nin kaygısının altında yatan temel sebep, Türkiye'nin, toprak bütünlüğünü tehdit eden' büyük planına karşı göğüs germedeki kararlılığı.
ABD'nin tavrının sadece S-400 alımıyla ilişkili olmadığına işaret eden Ağar "Koşullar ve bölge dinamikleri çok değişti. Türkiye, özellikle son üç yıldır, karşı karşıya kaldığı tehditleri ve Batı dünyasının bu bağlamdaki tavrını çok iyi okuyor. Bir taraftan Batı ülkeleri PKK ve örgütün Suriye ve Irak'taki uzantılarıyla iş birliği halinde, öte yandan da Türkiye için büyük bir tehlike arz eden FETÖ terör örgütüne yönelik ABD ve Batılı ülkelerin desteği açıkça ortada. Söz konusu taraflar, bu örgütleri sadece sahada desteklemeyip, kendi ülkelerinde besliyorlar" dedi.

‘S-400, TERÖRÜ DESTEKLEYEN BATI'YA KARŞI TÜRKİYE'NİN SAVUNMASI'

Batı'nın Ortadoğu'da Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) gerekçe göstererek attığı adımların başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne yönelik tehdit oluşturduğuna vurgu yapan Ağar şu sözleri söyledi:

"IŞİD'in ortaya çıkma gerekçelerini hazırlayan Batı dünyasının Ortadoğu'daki hamleleri; bunların en önemli 2003'teki Irak işgali. IŞİD'i gerekçe gösterip Ortadoğu' haritasını yeniden şekillendirme niyeti ortada. Sorunu daha da derinleştirmeye sebep olan hamleleri sebebiyle Batı'yı haklı görmek mümkün değil. Zira, Batı IŞİD'i alana ve zaman yaymaya yönelik bir politika izliyor. Bu politika, bölgede başka müdahalelerin gerekçesi olacak. Türkiye'nin de bu Batı politikasına karşı yeni bir yaklaşıma ihtiyacı var. S-400 alımı bu büyük fotoğrafın parçası."

‘NATO, TÜRKİYE'Yİ KAYBEDİYOR'

Sürecin sadece silah alımı meselesi değil. Jeostratejik dengelerin değişmesi, eksen kayması, dünya jeopolitiğinin ağırlık merkezinin değişmesi meselesiyle bağlamında okunması gerektiğine işaret eden Ağar "Avrupa ve Amerika'dan Asya'ya doğru kaymasını ortaya çıkartabilecek çok güçlü bir oluşum var. Batı bunun farkında. Ancak buna rağmen hem Türkiye'nin bekasını tehdit eden örgütleri destekleyip hem de Türkiye'yi kaybetmemek adına çeşitli vaatlerde bulunuyor. Bu durumun farkında olan Türkiye ise denge ve çözüm yolları arayışına girdi" diye konuştu.

Batılı ülkelerin daha önce verdikleri sözleri tutmadığına, bu sebeple Türkiye ile aralarındaki güvenin ciddi anlamda zedelendiğine işaret eden Ağar "Türkiye'nin parçalanmasını hedefleyen örgütleri destekleyen bir kıta Avrupa'sı ve ABD varlığı söz konusu. Türkiye, tabii ki eli kolu bağlı durmayacaktır çünkü öyle yaparsa çok büyük sıkıntılarla karşılaşır.Batı dünyasının vaatlerine güvenmek için çok fazla sebep yok çünkü geçmiş bu vaatlerin hiçbirinin tutulmadığını hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin hava savunma sisteminin olmaması sebebiyle büyük tehlikelerle karşı karşıya kaldığına değinen Ağar " Patriot'ların Türkiye'ye konuşlandırılmasına izin verilmedi. Bu noktada Rusya'nın vizyonu önem kazanıyor. S-400 anlaşması Türkiye ve Rusya arasındaki başta enerji ve güvenlik alanları olmak üzere çeşitli alanlardaki iş birliği fotoğrafının bir parçası ve bu alım Türkiye'nin Batı dünyasından çok ciddi şekilde uzaklaştığının göstergesi" dedi.
Sputnik

Rus askeri uzman: Erdoğan S-400 alırsa 'bölgenin reisi' olur
12.03.2017
Fuad Safarov

Natsionalnaya Oborona (Ulusal Savunma) dergisinin baş editörü İgor Korotçenko, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze sistemi alacağı yönündeki haberleri değerlendirdi. Korotçenko, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alması durumunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'bölgenin reisi' olacağını ifade etti.

Rus televizyonuna konuşan askeri uzman, S-400 füze savunma sisteminin güçlü ve modern silah olduğunu kaydetti.

'RUS TEKNİSYENLER TÜRKİYE'YE YARDIMCI OLACAK'

Korotçenkoi şunları kaydetti: "S-400 günümüzde dünyanın en etkili, güçlü, güvenli ve modern silahıdır. Türkiye bu sistemi satın alırsa Rus askeri teknisyenler Türk meslektaşlarına yardımcı olacaktır. Bu sistem uzak menzillidir. Türkiye, kendi hava savunmasını tamamen güven altına alabilir.
Türkiye'nin elinde S-400 sistemi olsa, kimse Türkiye'nin hava sahasına giremez."

'ERDOĞAN BATI BASINININ YALAN HABERLERİNE TESLİM OLMAMALI'

Rus uzman, Batı basınında S-400 sistemine dair çıkan haberlere itibar edilmemesi gerektiğini de vurguladı: "Son günlerde Batı basınında yalan haberler dolaşıyor: Güya S-400 sistemi Amerikan ve İsrail savaş uçaklarını tespit edemiyor. Askeri uzman olarak söylüyorum: Görüyorlar ve tespit ediyorlar, kısacası düğmenin kontrolü elimizde. Bence Erdoğan bu tür baskılara teslim olmamalı. Erdoğan bu silahı alırsa 'bölgenin reisi' olur."
Sputnik
_________________
Bir varmış bir yokmuş...