EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu yalnız değildir!

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BİLİM
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Hzr 20, 2016 8:33 pm    Mesaj konusu: Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu yalnız değildir! Alıntıyla Cevap Gönder

Adı Bilgi, namı üniversite: Erdoğan'a eleştiriyi hakaret sayıp Prof. Balıkçıoğlu'nu işten attılar!
16 Haziran 2016



Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde ders veren Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu'nun ders esnasında sarf ettiği "En iyisini o yapıyor, en güzel nobranlığı, en güzel kabalığı, en güzel 'ben yaptım oldu'yu işin aslına bakarsanız o yapıyor" sözlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret sayarak Balıkçıoğlu ile ilişiğini kestiğini duyurdu.

Bilgi Üniversitesi'nin internet sitesinde yer alan açıklama şöyle:

"15 Haziran 2016 tarihinde bazı medya organlarında yer alan ve bir ders sırasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hakkında hakaret içeren ifadeler kullandığı belirtilen Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek isteriz.

"İletişim Fakültemizde Bahar 2016 döneminde ders saati ücretli olarak çalışan öğretim elemanı Prof. Dr. Balıkçıoğlu’nun üniversitemizle ilişiği; bahsi geçen konunun, Rektörlüğümüze intikalini takiben kesilmiştir. İlgili kişinin an itibari ile kurumumuz ile herhangi bir ilişkisi bulunmamaktadır.
Rektörlüğümüz konunun detaylarının incelenmesi ve gerekli hukuki soruşturmaların yapılması talimatını, ivedilikle, vermiştir."
T24

Prof. Zeynep Sayın: Öğrencim muhbirmiş, Bilgi Üniversitesi mahremiyet ihlalini meşru kıldı!
18 Haziran 2016



İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin, derste gizlice yapılan bir ses kaydında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı eleştirdiği gerekçesiyle işine son verdiği Prof. Zeynep Sayın, ilk kez açıklama yaptı. Bağımsız Gazetecilik Platformu Punto 24’ün (P24) internet sitesinde bir yazı kaleme alan Prof. Sayın, "Meğer öğrencim muhbirmiş. Okunması gereken kitaplardan biri olarak İncil’i önermeme, misyonerlik dermiş. Beni basına, yargı organlarına, Lacancı Büyük Öteki’ne yem etmek, hocalığımı ve saygınlığımı alıp tümceleri kahve muhabbetine indirmek, etkisizleştirmek istermiş" dedi.

Bilgi Üniversitesi'ni de "mahremiyeti ihlale destek vermekle" suçlayan Sayın, "Bu dersi verdiğim kurum, ülkemin saygın özel üniversitesi, ses kayıtlarının varlığını, kes-yapıştır’ını, bu kaydı alan ve yayan öğrencinin ahlağını sorgulayacağına, hocanın bilimsel kifayetsizliğine sırtını yaslayarak diğer bütün üniversitelerde bütün hocalara yapılabilecek bir ihlalin kapısını aralar, bu ihlali kamuoyunda meşru kılarmış" ifadelerini kullandı.

Zeynep Sayın'ın "Öğrencim muhbirmiş" başlığıyla yayımlanan (18 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Haberi perşembe sabahı aldım. Ölüm haberi gibi, uzundur beklenen bir haber, imkânsız bir o kadar da. Ölen geri gelecek, bu berbat şaka bitecek. Gerçekliğinin ayırdına varmaya başlayınca, duygular çekildi.

Art 301 dersi. İmgenin antropolojisi. Lacan’a göre Ayna evresi, Debray’ın aynadaki imgeyi cesede evriltmesi, simgesel düzen, Lacancı anlamda Büyük Öteki, insanın öteki tarafından arzulanma arzusu, Kojeve’nin köle-efendi diyalektiği...

Ders sırasında, ders arasında, ders sonrasında yapılan kayıt, içeriği at, aaa’lari tut, kes-yapıştır, kolaj.. Elhamra sinemasında konulu film arası parça.. Bütün ögrencilerim burası derstir, burası ders değildir, bilir.

Bilmezmiş. Öğrencim muhbirmiş. Okunması gereken kitaplardan biri olarak İncil’i önermeme, misyonerlik dermiş. Beni basına, yargı organlarına, Lacancı Büyük Öteki’ne yem etmek, hocalığımı ve saygınlığımı alıp tümceleri kahve muhabbetine indirmek, etkisizleştirmek istermiş.

Bu dersi verdiğim kurum, ülkemin saygın özel üniversitesi, ses kayıtlarının varlığını, kes-yapıştır’ını, bu kaydı alan ve yayan öğrencinin ahlağını sorgulayacağına, hocanın bilimsel kifayetsizliğine sırtını yaslayarak diğer bütün üniversitelerde bütün hocalara yapılabilecek bir ihlalin kapısını aralar, bu ihlali kamuoyunda meşru kılarmış.

Bir zamanlar İmgenin Pornografisi diye bir kitap yazmıştım... Bir şeyi çağırma, başına gelir.. kendi imgen pornografikleşti. Özel hak ve hukuk ihlal edilmiş, mahremiyete saldırılmış hissediyorum kendimi. Yatak odası görüntülerini de kaydedip, parçalayabilirlerdi... Yapmışlardır belki.

Tezer Özlü ne demişti, burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin memleketi.
T24

Prof. Christoph Neumann: Zeynep Sayın'a yapılan tam bir edepsizlik; Bilgi'yi üniversite olmaktan çıkardınız, istifa ediyorum!
19 Haziran 2016



Bilgi Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Christoph Neumann, Prof. Zeynep Sayın'ın derste gizlice yapılan bir ses kaydında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı eleştirdiği gerekçesiyle işine son verilmesine tepki göstererek istifa etti. Üniversite rektörü Mehmet Durman’a yazdığı istifa mektubunda "Hürriyetlerin var olmadığı bir yer üniversite olarak nitelendirilemez" diyen Neumann, “Zeynep Hanım'a reva görülen muamele, siyasi takibattan başka bir şey değildir. Bir bilim insanından ilgili kişi diye söz etmenin Türkçe'de cari olan teamüllere tam bir edepsizlik teşkil ettiği ayriyeten ifade edeyim. Bilgi’yi üniversite olmaktan çıkardınız. Bilgi Üniversitesi artık yoktur" ifadelerini kullandı.

Prof. Zeynep Sayın da Bağımsız Gazetecilik Platformu Punto 24’ün (P24) internet sitesinde kaleme aldığı yazısında, Bilgi Üniversitesi'ni "mahremiyeti ihlale destek vermekle" suçlayarak, "Bu dersi verdiğim kurum, ülkemin saygın özel üniversitesi, ses kayıtlarının varlığını, kes-yapıştır’ını, bu kaydı alan ve yayan öğrencinin ahlağını sorgulayacağına, hocanın bilimsel kifayetsizliğine sırtını yaslayarak diğer bütün üniversitelerde bütün hocalara yapılabilecek bir ihlalin kapısını aralar, bu ihlali kamuoyunda meşru kılarmış" demişti.

T24

Bilgi Üniversitesi akademisyenleri: Balıkçıoğlu’nun yanındayız
17 Haziran 2016



İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden bir grup akademisyen, üniversitenin “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettiği iddiaları üzerine Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nu işten çıkarmasını kınayan bir açıklama yayınlarak, “üniversite yönetiminin aksine, Zeynep Sayın ile ilişkimizi kesmediğimizi duyururuz” dediler.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden bir grup akademisyen, üniversitenin “Cumhurbaşkanı’na hakaret” ettiği iddiaları üzerine Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nu işten çıkarmasına dair açıklama yayınladı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Bir Grup Akademisyen imzalı öğrencilere, mezunlara ve kamuoyuna hitaben yazılan açıklamada şunlar ifade edildi:

“İlişiğimizi kesmeyeceğiz”

Akademisyenlerin açıklaması şöyle:

“Dün sabah bir meslektaşımıza ait olduğu iddia edilen ve gizlice alındığı söylenen bir ses kaydına ilişkin haberlerin yayınlanmasını takiben, Bilgi’de yarı zamanlı olarak ders veren Prof. Dr. Zeynep Sayın ile Üniversitemizin ilişiğinin Rektörlük tarafından kesilmiş olduğunu üzülerek öğrendik.

“Biz, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde çalışan bir grup akademisyen, üniversite yönetiminin muhbirlik müessesesini özendiren ve sınıf içindeki akademik ifade özgürlüğünü boğma riskini taşıyan bu tavrını kabul edilemez buluyoruz. Üniversite yönetiminin sorgusuz sualsiz aldığı ve yargısız infaz şeklinde kamuoyuna duyurduğu “ilişkiyi kesme” kararının haksız, hukuksuz ve her şeyden önce Üniversitemizin yıllardır benimsemiş olduğu özgürlükçü akademik ve insani değerlerle çelişen bir nitelik taşıdığı kanaatindeyiz. Alınan bu kararı da, bu kararın alınış ve duyuruluş biçimini de kınıyoruz.

“İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin tarihine bir utanç lekesi olarak geçecek bu kararı alanlar ve uygulayanlar bilsin ki bir üniversiteyi üniversite yapan, siyasi baskılara, ticari kaygılara veya kariyer hırslarına yenik düşerek hukuksuz kararlar alan ve uygulayan akademik ünvanlı memurlar değil, ifade özgürlüğüne sahip çıkan ve bu uğurda mücadele vermekten kaçınmayan akademisyenlerdir. İfade özgürlüğünün siyasal saiklerle boğulduğu bir kurum, üniversite adıyla anılmaya layık değildir.

“Biz, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin özgürlükçü ruhunu ve değerlerini taşıyan bir grup akademisyen, bu kurumun bir üniversite olma iddiasını kaybetmemesi için mücadele etmeye kararlıyız ve üniversite yönetiminin aksine, Zeynep Sayın ile ilişkimizi kesmediğimizi, kesmeyeceğimizi ve onun yanında durmaya devam edeceğimizi öğrencilerimize, mezunlarımıza ve kamuoyuna duyururuz.”
İMCTV

Bir öğrencisi Zeynep Hoca'yı anlatıyor: "Zeynep Sayın Balıkçıoğlu: Sanat tarihi ile evreni unutturan bir kadın"
17 Haziran 2016



Zeynep Sayın Balıkçıoğlu dersteki öznel ve kapalı kendi alanında söyledikleri yüzünden Bilgi Üniversitesi'nden uzaklaştırıldı. Bu uzaklaştırılma politik, akademik ve kişisel birçok tartışmanın sebebi oldu. Ancak bu tartışmaların başka bir boyutu da var. Zeynep hoca birçok öğrencinin hayatına dokunan bir hayal yaratıcıyken şimdi hayal özlemi olan öğrencilerden koparıldı ve birçok hayatın rengi, hayallerin gökkuşağı soldu.

2012 ve 2013 yılları arasında Zeynep Sayın'ın verdiği sanat tarihi derslerine katılmıştım ve bu dersler benim hayatımın merkezine büyük bir etki yarattı, yaratmıştı. O güne kadar hayatımın griliğinde kendimi bulmaya çabalayan birçok geçten biriydim. Mutluluğu bulmak ve o bulunan küçük mutluluk zerresine tutunmak hayatımın gayelerinden biriydi. İnsanın hayattan zevk almadan sadece nefes alarak varlığını sürdürdüğü bir zamanın içerisinden geçiyoruz. İnsan sadece kapitalist dünyada varlığını devam ettirmek ve yaşadığını söylemek için zamanın içerisinde akıp geçiyor. Çalışıyor, okuyor ancak bunun ne kadarını zevk alarak yapıyor bazen sorgulamayı unutuyor. Hayat insana bunu unutturuyor. Ölümün insanın kapısına dayandığı anda ve karanlık suretiyle karşısına çıktığı anda belki insan bu sorgulamaya giriyor ama hepimiz kabul edelim artık hayatın bir anlamı kalmıyor bu anda ve son nefesin geldiği o an her şeyin ışığı sönüyor. O yüzden insan bu son nefesine kadar hayatta bir şeylere tutunmaya çabalıyor. Bahsettiğim gibi küçük bir mutluluk zerresi arıyor insan. Onu bulduğu anda ona tutunması gerekiyor çünkü tanrı yukarıdan gülerken ve insanlar nereye varacağını bilmediği planlar yaparken düşünebildiği tek şey gülmek ve mutlu olmak oluyor.

Ben de bu insanlardan biriydim. American Beauty filminde havada süzülen poşet imgesi gibiydi bedenim-ruhum hayatın içerisinde. Nereye gittiğimi ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Üniversitede bir öğrenci olmak yirmili yaşlarım için yeterli gözüyle bakılıyordu. Canım sıkılıyorsa, yüreğimi biri sanki avuçlarına almış da sıkıyormuş gibi nefes alamıyorsam bir hobi aramam gerektiği söyleniyordu. Ancak bunların hiçbiri içten tatmin etmiyordu beni çünkü aradığım şey farklı bir evren kapısıydı. Bu kapıyı bulmaktı amacım ve o kapıdan, duvardan, gardıroptan geçmekti isteğim; dışarıda olan koca aslanı görmek istiyordum, büyü ile tanışmak, mucizelere inanmak veya sadece hayatın renksiz-gri çirkinliğinden kendimi koparmak istiyordum. Zaman bu isteklerim ve amaçsız kulaç atmalarım ile gidip gelirken 2012 yılında bir sınıfın kapısından girdim ve orada beni bir kadın karşıladı. Bu kadın Narnia evreninden değildi, zamanda yolculuk yapan bir robot-insan değildi veya kediye dönüşmüyordu. Sadece bana gülümsüyordu ve bize bir tarih dersi anlatacağını söylüyordu. Bir kahve ısmarlayıp bizi karşısına oturtuyor ve bu sandalyeleri bir uzay makinesi olarak kullanıp bizi çok çok uzaktaki bir galaksiye sürüklüyordu, sanat tarihini aşk ile, hırs ile, nefret ile, siyaset ile, din ile, söylenti ile ve mutluluk ile birleştirip bize kimsenin anlatmadıklarını anlatıyor; kimsenin göstermediklerini gösteriyordu.

Zeynep Sayın: Sanat tarihi ile evreni unutturan bir kadın

Zeynep Sayın'ın sanat tarihi dersi ile karşılaşmak beni Mona Lisa Smile filminde gibi hissettirmişti. Toplumun bana yüklediği yükler vardı. Okumam sonra çalışmam ve herkes gibi bir çarkın içerisine sürüklenip dönmem gerekiyordu. Ancak tıpkı Julia Roberts'ın hayata karşı durduğu gibi Zeynep hoca da bu çarklılara karşı duruyordu ve bu bana güç veriyordu. Filmde olduğu gibi Zeynep hoca bana Pollock'u öğretti, Magritte'in iç ve dış dünyasının karmaşasına götürdü, Bosch ile korkuttu ama El Greco ile bunların kabus olduğunu gösterdi. Hayatın içerisinde Çin alfabesinin resimsel anlatımıyla beraber değişen bir sanat tarihi dönüşümüne tanık olmamı sağladı, Osman Hamdi'nin baş kaldırışlarına katılmama neden oldu. Tüm bunları bana ve diğer öğrencilere gösterirken aslında hayatı da gösterdi. Bir tablonun sadece tuval üzerinde bir imge olmadığını, hayatın sorgusu olduğuna ikna etti.

Yaşamın içerisinde olan her olayın, yaşanan her duygunun tuval üzerinde hayat bulduğunu ve tuval ile birlikte bir pisuvarın da hayata dair birçok şey anlatacağını söyledi ama not da düştü pipo her zaman pipo değildi. Tüm bunlarla beraber Zeynep hoca benim hayatıma renkleri getirdi. Gri olan hayatım artık renk skalaları ile doluydu ve her gün benim için yeni bir mutluluğa olanak sağlıyordu ve renklerin içerisinde kendimi kaybetmem, kendimi bulmama neden oluyordu. Zeynep hoca ve sanat tarihine yaklaştığı muazzam gözü ile beraber ben de bir Lucy'e dönüştüm. Ayaklarımın üstüne kalktım ve bunu yapan ilk insan gibi hissettim. Hayata olan bakışım değişti. Şimdi ise bu değişim kendini yeniden grilik içerisinde buluyor. Kendine ait ders alanında kendi söylemlerinin başı ve sonu olmadan bir noktadan çekilmesi ve bu çekilenlerin birilerini rahatsız etmesi yüzünden Zeynep hoca hayal gücüne aç olan öğrencilerden koparıldı. Bilgi Üniversitesi kendinden oldukça mutlu bir şekilde Zeynep Sayın ile ilişiğini kesti. Kendi çıkarları için bunu yaparken birçok öğrenciyi gri dünyaya hapsetti ve onların renkler evreninde gezinmesi imkanını ellerinden aldı. Ancak Zeynep hoca sesimizi duyuyor ve onun yanında olduğumuzu, onu desteklediğimizi ve bunu asla bırakmayacağımızı biliyor, bu biraz da olsa griye dönen hayatıma, hayatımıza bir ışık katıyor. Sanatın ışığıyla beraber her zaman hayatımıza renkleri getirmesi dileğiyle.

Osman Karakülah

*Bu yazı ilk olarak Filmloverss'ta yayımlanmıştır
T24

Bilgi'de öğrenciler rektörü konuşturmadı; "Zeynep Hoca yalnız değildir" sloganları atıldı
27 Haziran 2016



İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin 2016 mezunları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’nu işten çıkaran Bilgi Üniversitesi rektörü Mehmet Durman’ı yine protesto etti. Öğrenciler, Prof. Sayın'a "Zeynep Hoca yalnız değildir" sloganı attı.

Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde ders veren Prof. Dr. Balıkçıoğlu'nun ders esnasında sarf ettiği "En iyisini o yapıyor, en güzel nobranlığı, en güzel kabalığı, en güzel 'ben yaptım oldu'yu işin aslına bakarsanız o yapıyor" sözlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret sayarak Balıkçıoğlu ile ilişiğini kestiğini duyurmuştu.

Öğrenciler, rektörün konuşmasını arkaları dönük bir şekilde alkışlayarak protesto etti. Rektör Durman, konuşmasını bitiremeden kürsüden inmek zorunda kaldı.

Sahnede “Sanattan bilimden nefret ediyorlar; tecavüze, hırsızlığa ses etmiyorlar” pankartı açıldı.

Öğrenciler, 25 Haziran günü yapılan mezuniyette de Durman'ı protesto etmişti.
T24
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BİLİM Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com