EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

YÖK yasa tasarısı: Üniversite A.Ş.’ye doğru

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BİLİM
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ekm 31, 2011 4:55 pm    Mesaj konusu: YÖK yasa tasarısı: Üniversite A.Ş.’ye doğru Alıntıyla Cevap Gönder

YÖK yasa tasarısı: Üniversite A.Ş.’ye doğru
Can Irmak Özinanır
(Ankara Üniversitesi Gazetecilik bölümü araştırma görevlisi)



Üniversitelerde bir "reform"a gidileceği uzun zamandır konuşuluyordu. Yükseköğretim Kurumu (YÖK) kimi zaman "belirli" öğretim üyeleriyle yaptığı toplantılarla süreci ilerletirken, rektörlük atamaları sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül isteğini açıkça ifade etmişti: "Mevcut sistem, doğrusu çok zorlandığım, mutlu olmadığım bir alan. Mevcut sistemin yerine, mütevelli heyetinin olmasını çok ciddi araştırmalar yaparak akademik rektörle, yöneticinin ayrı olması gerekir... O yöneticilerin, üniversiteleri başarılı şirketlerin yöneticileri gibi idare etmesi lazım."
Geçtiğimiz günlerde YÖK, üniversitelere "Yeni Bir Yükseköğretim Yasasına Doğru" başlıklı YÖK yasasının hangi ilkeler etrafında oluşturulacağını ve çeşitli önerileri içeren bir taslak metin yolladı. (Bu metne tam bir taslak demek mümkün değilse de daha iyi bir tanımlama bulamadığım için böyle bahsedeceğim) Üniversitelere bu metni tartışmak için kısa bir süre tanındı. Bu yolla, yasayı tartışmaya açtıklarını iddia edecekleri açık. Burada uzun uzun önerilerin tümünü tartışmak mümkün değil ancak taslağın etrafında tartışılmasını salık verdiği ilkeler önümüzde nasıl bir yıkım olduğunu gösteriyor.

Tavizsiz neoliberalizm

Yükseköğretim yasası taslağında tanımlanan ilkeler, bütünüyle neoliberal bir çerçeve içinde tanımlanmış ilkeler. 1980'li yıllarla beraber tüm dünyada emek süreçleri işçi sınıfı aleyhine yeniden yapılandırılırken, bu yapılandırmayı meşrulaştırmak için kullanılan kavramsal çerçevenin aynısını YÖK yasası taslağında da bulmak mümkün: Çeşitlilik, kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı, kalite güvencesi.

Taslakta demokrasi, özerklik gibi –normalde yan yana kullandığınızda başınızı belaya sokabilecek- kavramların yer almasına fazla aldırmamak lazım. Darbe ürünü bir kurum olan YÖK, tüm özerklik retoriğine rağmen son derece müdahaleci bir kurum olmaya devam ediyor. Metnin tartışmaya açılmasında bile bu müdahaleyi hissetmek mümkün, YÖK metni tartışın diyor demesine ama metni ancak belirlenen ilkeler doğrultusunda tartışabilirsiniz diye de ekliyor:

"Bu metnin Türkiye Yükseköğretiminin bütün paydaşları ile paylaşılmasındaki başlıca amaç, burada öne çıkan öneri, eğilim, model ve alternatiflerin Yükseköğretim Kurumu tarafından kabul edilen çeşitlilik, kurumsal özerlik ve hesap verebilirlik, performans değerlendirmesi ve rekabet, mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı ile kalite güvencesi ilkeleri etrafında zenginleştirilerek ülkemizin 21. Yüzyıl vizyonuna uygun, nitelikli bir yükseköğretim alanını inşa edilmesine katkıda bulunmaktır."

Esnek finansman, esnek çalışma

Metnin en dikkat çeken yanlarından biri "esneklik" kavramına yaptığı vurgu. Esneklik metinde iki türlü tanımlanıyor; mali esneklik ve esnek çalışma. Esnek çalışma, rekabet kavramını da yanında getiriyor elbette.

Bu iki esnekliğin açılımı üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratmaya yöneltilmesi ve dolayısıyla kârlarını maksimize edebilmek için emekten tasarrufun kolaylaştırılması taslağın en temel noktaları. Bunun reel olarak iki sonucu var: Üniversitelerin kaynak yaratabilmek için kendilerine en iyi şekilde finansman sağlayabilecek olan şirketlerle ortak projeler geliştirmesi yani üniversitenin kamusal niteliğinin tamamen ortadan kalkması ve üniversitenin istihdam politikasında mutlak bir şekilde güvencesizliği benimsemesi; akademik personelden idari personele kadar rekabetin temel bir kriter hâline getirilmesi.

Üniversitelere biçilen yeni emek süreci güvencesizlik; birbiriyle rekabet eden öğretim elemanları, birbiriyle rekabet hâlinde idari personel, özetle birbirlerinin omuzlarına basmaya çalışarak yükselmeye çalışan insanlar. Bu emek süreci, hem bilimsel çalışmayı hem de üniversitenin iç işleyişini piyasaya bağımlı kılıyor.

Bir akademisyenin, akademik makale üretme hızı veya bu makalenin ne kadar "işlevsel" olup olmadığı bir kriter hâline getirilirse ortaya çıkan çalışmanın ne kadar nitelikli olacağı tartışma konusu bile olamayacak kadar açık. Projeci bir akademide eleştirel herhangi bir bilimsel yaklaşıma, kamu yararı gözeten herhangi bir araştırmaya yer yok. Akademik üretim süreci açısından bu taslak üniversitelerin piyasaya veri ve meşruiyet sağlayan Ar-ge ve think-thank kuruluşlarına dönüştürülmesi anlamına geliyor. Konumları giderek daha güvencesiz hâle getirilen idari personel için de durum farklı değil. Hükümetin kamu çalışanlarına dönük "sözleşmeli personel" politikaları düşünüldüğünde rekabete tabi tutulacak olan idari personelin de hâlihazırda güvencesiz çalışan taşeron firmalarda istihdam edilen personelden bir farkı kalmaması adım adım sağlanacak.

Bugünlerde harçları kaldırmakla övünen ancak harçların kaldırılmasını isteyen öğrencileri hâlen hapishanelerde tutanların "harçsız" ancak paralı eğitimi öngördüklerini düşünmek örnek aldıkları modeller göz önünde tutulduğunda oldukça akla yakın.

Piyasanın demir yumruğu: YÖK

En temelinde "piyasanın görünmez eli"nin her şeyi yoluna koyacağı varsayımına dayalı ABD sistemi üzerine kurulu bu yeniden yapılanma içinde en azından YÖK'ün baskıcı yapısının ortadan kalkacağını düşünmek de mümkün değil. 12 Eylül darbesinin ürünü YÖK merkezi konumunu sürdürürken, üniversitelerin piyasaya açılmasının güvencesi olarak da işlev göreceğini açıkça gösteriyor.

Yeniden yapılanmada adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak değiştirilmesi düşünülen YÖK, tüm karar süreçlerinde ufak değişiklikler dışında ağırlığını sürdürmeye devam ediyor. Üniversitelerin kurulmasından kapatılmasına, performans kriterlerinin belirlenmesinden, üniversiteleri yönetecek kişilerin belirlenmesine kadar YÖK karar mercii olmaya devam ediyor.

Üstelik cumhurbaşkanının mütevelli heyeti hayali de adım adım hayata geçiyor. Düşünülen yeni yapı Üniversite Konseyi isimli, üniversiteye "en yüksek" bağışları da yapacak olanların karar mercii olduğu bir yapıyı öngörüyor.

Aşağıdan bir değişim

Üniversitelerin mevcut yapısının bir değişimi gerektirdiği tartışılmaz. YÖK adı verilen kurum tarafından pranga altına alınmış, 50/D gibi asistanları doktoraları bittiği anda işsiz bırakan, 33/A gibi doktoraları boyunca asistanların aynı işi yaptığı kişilerle farklı bir statüye sürüklendiği ve yıllarının gaspedildiği maddelerin varlığını sürdürdüğü, üniversitelerin bütün yükünü üstlenen idari personelin inanılmaz düşük maaşlarla çalıştırıldığı, üniversitenin kalbi olan işçilerin kaderlerinin taşeron firmalara devredildiği, karar süreçlerinde üniversitenin en önemli bileşeni olan öğrencilerin, asistanların, idari personelin ve taşeron firma işçilerinin yer almadığı yapı değiştirilmelidir.

AKP hükümeti, 12 Eylül darbesinin dayattığı bütün yapıyı aynen koruyarak zamanında eleştirdiği YÖK'ü güçlendiriyor. Piyasa kurallarına ve siyasi iktidarın tüm dayatmasına açık bir yapı kuruyor. Tüm özerkleşme ve demokratikleşme retoriği bir makyaj olarak önümüzde duruyor. Tartışmaya açılıyor gibi yapılarak dayatılan taslak ise üniversitenin tüm bileşenleri açısından daha kötü. Tüm dünyada neoliberalizm üniversitelere aynı reçeteyi dayatıyor. Kemer sıkma politikalarının tüm işçi sınıfını vurduğu Yunanistan'da üniversiteler dayatılan reçete pek farklı değil.

Üniversitenin tüm bileşenleri, emekçilerin haklarının gaspına karşı olan, demokrasiyi bir bütün olarak gören herkes bu mücadeleye sahip çıkmalı. 6 Kasım günü YÖK'ün kuruluş yıldönümü, bu günü bir takvim eylemi olmaktan çıkarmak, gerçek bir mücadeleye dönüştürmek mümkün.

kaynak: marksist.org

'Herkesin üniversiteye gitmesine gerek yok'
31 EKİM 2011
Lucy Williamson



Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-bak, ülkesinde pekçok gencin üniversiteye gitmek istemesinin "sosyal sorunlar" yarattığını söyledi.

Cumhurbaşkanına göre üniversite mezunlarının sayısının yüksek olması, işsizlik problemine yol açıyor.

Cumhurbaşkanı Lee, Güney Kore toplumunun "akademik başarıya fazla vurgu yapan sakıncalı bir dünya görüşünden" muzdarip olduğunu söyledi.

Her 10 lise mezunundan sekizinin üniversiteye gittiğini belirten Lee, bu rakamın ABD gibi gelişmiş ülkelerin iki katı olduğunu kaydetti.

Lee ülkesinde "akademik enflasyon" olduğunu ve bunun muazzam sosyal ve ekonomik israfa yol açtığını söyledi.

Güney Kore'nin eğitimli nüfusuna iş bulmak, hükümeti giderek daha zorlayan bir mesele.

Cumhurbaşkanı Lee bu yılın başlarında ülkenin önde gelen şirketlerine daha fazla orta öğretim mezununu işe alma çağrısı yapmıştı.

Lee kamu sektöründe de benzer fırsatlar yaratacaklarını ve bu kişilerin dört yıl çalıştıktan sonra üniversite mezunlarına eş muamele göreceklerini bildirmişti.

Ancak Güney Koreli aileler çocuklarını üniversiteye yollamak için büyük bir toplumsal baskı altında olduklarını söylüyor.

Pekçok aile, çocuklarını eğitimde giderek artan rekabet karşısında güçlendirmek için gelirinin yarısını özel derslere harcıyor.
BBC
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BİLİM Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com