EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Değişen Dünya ve Yerinde Say(may)an Oryantalizm

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FELSEF'Î DÜŞÜNCELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Tem 20, 2011 9:18 pm    Mesaj konusu: Değişen Dünya ve Yerinde Say(may)an Oryantalizm Alıntıyla Cevap Gönder

Değişen Dünya ve Yerinde Say(may)an Oryantalizm
Doç. Dr. Aliye Çınar
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi
13 Temmuz 2011



Batılı gözle Doğu’ya bakmayı kısaca oryantalizm olarak tanımlayabiliriz, dolayısıyla Doğu’nun da bu bakışla kendini algılamayı kabul etmek zorunda kaldığını söyleyebiliriz. Ancak dünyada sınırların inceldiğini, bazen belirsizleştiğini, dahası dünyanın küçük bir köy halini almış olduğunu -şu ya da bu itirazlarla birlikte- kabul ettiğimizde, acaba hala aynı/eski oryantalizmden bahsediyor olabilir miyiz? Şüphesiz önyargıyı veya oluşmuş kalıplaşmış tutumları değiştirmek kolay değildir. Ancak bunlar bile, bilgi eksikliğinde -tamamlayıcı ve indirgeyici özelliğiyle- bir boşluğu doldurmaktadır. Uçsuz bucaksız dünyanın sınırlanırına ulaşıldığı, sınırların yaklaştığı şimdilerde aynı bilgi eksikliğinden söz edebilir miyiz?

Öncelikle Batı dünyasının, doğu üzerindeki -çoğu zaman sömürgecilik politikasını iyi yönetmek için uygulamaya koyduğu- plan veya manipülasyonundan söz etmemiz gerekir. Batı dünyasının ilk yaptığı şey, doğuya kendini oldukça hayalimsi bir dünyada yansıtmak olmuştur. Teknoloji ve bilgi konusunda yaptığı atılımdan önce, rakibinin kendisini oldukça yetersiz hissetmesini sağlamıştır. Kendisini ulaşılmaz bir ideal olarak albenili sununca, Doğu toplumu zaten yarışa çıkmaya bile cesaret edememiştir. Doğu’nun bu aşağılık kompleksinden kurtulması esnasındaki bilimsel keşifler ve teknolojik yenilikler, gelişmemiş toplumlarla mukayese edildiğinde, aradaki gerçek mesafeden oldukça fazla görülmüştür. Batı’nın amacı da bu mesafeyi ve uçurumu açmak ve bir yanılsama yaratarak bir taşla iki kuş vurmaktı.

Bu yanılsama odaklı politikalardan biri, insan için en doğal alan olan cinsellik alanında sürdürülmüştür. Batı, cinsel özgürlüğü, kendi toplumuna doyumluluk ve sadakat ekseninde verirken, Doğuya sınırsızlık ve özgürlük olarak lanse etmiştir. Cinselliği aşamamış bir doğu algısını abartarak ve vurgulayarak onlara yansıtmıştır. Dahası hüzün, ruhsal devinim ve beklemeyi merkeze alan Doğu’lu aşka kendisi asla yaklaşamayacağını ilen Batı, bu aşkın yerine akılcı ve çıkarcı cinselliği aşk olarak enjekte etmiştir. Kısacası gerçeklik ve hayal arasındaki mesafeyi açma konusunda Batı toplumu doğu üzerinde bütün entrikalara başvurmuştur. Ancak gerçekçi olana kendi toplumunu yaklaştırırken, Doğu toplumunu hayalin peşine takmıştır. Bir bakıma şizofrenik bir yarık oluşturmayı manevralarla başarmıştır Batı. Bu eziklik ve aşağılık duygusu karşında doğu toplumunun benlik algısı, kendilik bilinci tam olarak oluşamamıştır.

A. Hamdi Tanpınar’ın tespitiyle, “biz şimdi bir aksülâmel devrinde yaşıyoruz. Kendimizi sevmiyoruz. Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; Dede'yi, Wagner olmadığı için, Yunus'u Verlaine, Baki'yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey, bizden bir yeni terkip bekliyor. Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz”.

Aslında Batı’nın amacı da Doğu’yu çırılçıplak bırakmaktı ve bunu başarmıştır. Bu hikâyeyi basit bir yabacılaşma olarak okumak mümkün değildir. Çünkü para ve teknolojiyi güç olarak elinde bulunduran Batı, bunu da kültürel bir politika olarak çok kolay yürütmüştür. Zira hayali gerçek olarak güçlü bir dozda verdiğimizde yabancılaşma ve kendinden uzaklaşma zorunlu olacaktır.

Acaba dünyadaki pek çok gelişme sınırların değişmesi, güç dengelerinin farklılaşması ve globalleşme, sözünü ettiğimiz algıyı etkilemiş midir? Bir başka ifadeyle bugün insanımızın en azından bir kısmı sadece anlatılanla veya yazılanlarla dünyayı tanımaya mecbur değildir. Dünya dillerini ve kültürlerini bizzat teneffüs ederek, farklılıkları ve de kendi ülkesini olduğu gibi görebilme imkânına sahiptir. Dolayısıyla sömürgeci ideolojilerden, kapitalizmin işleyişine kadar, bilgi çağında dünyanın sınırlarının yaklaştığı açıkça görülmektedir.

En azından bu deneyim bile, tecrübe edenlerde aşağılık duygusunun yerini özgüvene bırakmıştır. Dahası bu tecrübeler sayesinde kişiler kendilerini yoksunluklarından başlayarak tanımlama mecburiyetinden özgürleşmiştir. Zira sağlıklı bir “ben inşası”nda bu geçerlidir. Kişi, sahip olduklarıyla değil de, olamadıklarıyla varlığını tanımladıkça, bu yoksunluk ve yakınma nevrotizm üretir. Dahası salınımlı ruhu, bu yoksunluktan beslenecektir. İşte toplumsal benlik için de bu geçerlidir. Oryantalist projenin bir diğer pompalamaya çalıştığı strateji budur.

Batı toplumu birey olmayı kendi dünyasına mümkün olabildiğince sahip olduklarıyla mutlu olma ekseninde verirken; doğuya yoksunluklarını dayatarak sahip olduklarını göstermeme politikasıyla işlemiştir. Ancak sözünü ettiğimiz globalleşme bu kumpası da ifşa etmiştir. Doğu toplumu çoğu bakımdan kendi insanının daha doyumlu, Batı toplumunun ise genellikle fazlasıyla hesapçı ve tabanda da üstü örtülen bir yoksunluk bulunduğunu yerinde gözetlenmiştir. Böylece oryantalizmin ikinci maskesi de düşmüştür. Batı’da yaşayan veya gezip gören çoğu kişi artık ideal bir Avrupa hayalini değil, “aslında” diye başlayan, kendi ülkesiyle aradaki mesafenin yaklaştığını hatta bazı bakımlardan öne bile geçilebileceği potansiyelini itiraf etmektedir. Bütün bunlar hayal ile gerçek arasındaki bilinçli açılan mesafenin kapandığını göstermektedir. Bu mesafenin daralması, iyileşmenin göstergesidir.

‘Doğuluların başına gelebilecek en kötü şeyin Batı gözlükleri takarak kendilerine bakmak olduğu’nu söyleyen Edward Said’in tespiti hala devam etmekle birlikte bir farkındalık durumunda olduğumuz da açıktır. En azından “başkasının gözlüğüyle ne kadar sağlıklı görüş sağlanabilir?”…sorusu bugün soruluyor.

Oryantalizmin karşıtı olarak oksidentalizm ise Doğu’nun intikam arayışı olarak karşımıza çıkmıştır. Diğerinde ne kadar normalleşme ve sağaltım yaşanırsa, oksidentalizmde de nefret ve kinin dozu azalmak suretiyle denge oluşmaya başlayacaktır. Dolayısıyla olanı olduğu gibi kendi yerinde gören Doğulu akıl düşmanlık yerine tembelliğini sorgulamaya başlayacaktır. Onların hikâyesinin de kendi yerinde değerli ve önemli olduğunu yaşayarak kabul edecektir. Çünkü Batı zaten kaybetmiştir ve edecektir psikolojisi de bir başka büyüklenmeci patolojiyi doğuracaktır. Doğu’nun ve Batı’nın iyisi kendi kültürel çerçeveleri içinde kabul edildikçe “normalleşme” başlayacaktır.

Tıpkı Batı’nın doğuyu inceleme nesnesi olarak görmesi gibi, Doğu’nun da Batı’yı devasa bir öğretmen yerine, inceleme nesnesi veya kendini fark edecek farklı bir ayna olarak algılamaya başlamasıyla oryantalizmin bir ideoloji olduğu da anlaşıldı/anlaşılacaktır. Böylelikle dev aynası, yerini normal boy aynasına bırakacaktır.

Kaynak: haber10
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> FELSEF'Î DÜŞÜNCELER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com