EntellektuelForum

Alemdar

İbrahim Kahveci'den güzel soru: Devlet yatırım yapmıyorsa, bu para nereye gidiyor?
09/01/2018

Türkiye’nin yatırım sıçraması buradan geliyor. Hesap değişimi ve inşaatçılık…

Ama asıl soru hala cevap bekliyor: Devlet bütçesini 6-7 kat artırırken bu sermayeyi özel sektörün kullanımından çıkarıyor ve kendine alıyor. Devlet yatırım yapmıyorsa, bu para nereye gidiyor?

Para yok diye özel sektöre hazine garantileri verilerek kar karşılığı yaptırılan köprüler, otoyollar, şehir hastanelerini nasıl izah edeceğiz?

Sahi, para kimde!

İbrahim Kahveci’nin yazısının devanı için: http://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/zannederler-ki-devlet-cok-buyuk-yatirim-yapiyor-5902

"Atatürk Orman Çiftliği arazisinin gittiğine mi yanalım; yoksa 2 milyar liranın çöpe atılma ihtimaline mi?"
24 Kasım 2017

"Ekonomide her kuruşun kıymete bindiği bir dönemden geçilirken, 2 milyar lira dile kolay"

Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla istifa eden eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in kamuoyunda tartışmalara neden Atatürk Orman Çiftliği arazisine yaptırdığı ve 2 milyar lira harcanan Ankapark'ın yıkılma tartışmalarını yazdı. Ankara'nın yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna'nın, "Ankapark'ın yıkılması için halka sorarız" sözleri hakkında yorumda bulunarak "Peki şimdi biz, AOÇ arazisinin gittiğine mi yanalım, 2 milyar TL’nin plansız, programsız bir şekilde çöpe atılma ihtimaline mi ağlayalım?" diye sordu.

Deniz Zeyrek'in "İnsan bazen gerçekten hayret ediyor!" başlığıyla yayımlanan (24 Kasım 2017) yazısı şöyle:

Başlıktaki cümle, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir Twitter mesajıydı. 7 Nisan 2011’de yazmıştı ve yaklaşık 70 bin kişi tarafından tekrar tweet’lenerek sosyal medyada görülmemiş bir rekor kırmıştı. Bu yazıyı yazdıktan sonra başlığa en uygun cümlenin bu olduğunu düşündüm.

Biliyorsunuz, AK Parti bazı belediye başkanlarını değiştirirken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı da değişti. Melih Gökçek gitti, Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna geldi.

Yeni başkan hızlı girdi

Tuna gelir gelmez önce Gökçek’in bürokratlarının istifasını aldı. Sonra, belediye binası önünde 4-5 ay önce yapılmış küçük su havuzunu kaldırtarak bizlere “Belediyenin önündeki fışkiyeyi kim kırdı” fenomenini anımsattı.

Ankara’da Gökçek’in ısrarı nedeniyle gece yarısından sonra toplu taşıma çalışmazdı. Tuna’nın gelişiyle, toplu taşımada 24 saat esasına geçildi. Tuna’nın Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ile sıcak kucaklaşması da olay oldu. Kızanlar da oldu ama genelde insanlarda “özlenen gelişmeler” yorumuna neden oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Soçi’de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a öyle sarılmasaydı, Tuna-Taşdelen kucaklaşmasını belki bir hafta daha konuşabilirdik.

Ata'nın mirasını kuruldu

Gelelim, beni gerçekten hayretler içinde bırakan meseleye. Tuna, Hürriyet Ankara Bürosu’nu ziyaretinde ilginç bir konuyu gündeme getirdi.

Dedi ki, “Millete sorarız, ne istiyorlarsa onu uygularız. Ankapark ile ilgili bir anket yaparız. Bu kadar harcanmış, durumu bu, taliplisi yok, ne diyorsunuz deriz. Böyle dursun mu sorarız...”

Ankapark’ı bilmeyeniniz var mı?

Her ihtimale karşı biraz anlatayım:

Dört yıl önce Ulu Önder Atatürk’ün halka miras bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) o değerli arazisinde, 1 milyon 100 bin metrekare genişliğinde bir araziye inşa edilmeye başlandı. Alana 4 adet 10 bin metrekarelik, 6 adet 5 bin metrekarelik çelik çadırlar yapıldı. Aralarında dinozorların, dev robotların da olduğu 1217 tane oyuncak satın alındı.

Hedef Türkiye’nin Paris’teki Disneyland, Los Angeles’taki Universal Studios ile yarışmak, Ankara’ya turist akını yaratmaktı.

Gelin görün ki Melih Gökçek, 23 Nisan 2018’de açmayı planladığı Ankapark’ın işlediğini göremeden gitti. Yeni başkan Tuna da Ankapark’ın akıbetini masaya yatırdı.

Neden açılamıyor?

Hürriyet Ankara’nın deneyimli ekibine “Neden devreye sokulmuyor” diye sordum. Sorun işletme maliyetiymiş. Şu anda bile 300 çalışanı varmış. Tam kapasite ile çalıştığında 3 bin çalışanı olacakmış. Bu sayının Ankara’da Keçiören, Mamak, Altındağ gibi belediyelerde çalışan personel sayısına yakın olduğunu hatırlatmam lazım. Elektrik, su gibi maliyetleri de katarsanız, korkunç bir rakam çıkıyor.

Eski başkan Gökçek, Çinli ve Katarlı yatırımcılarla görüşmüş, işletmeyi onlara vermek istemişti. Demek ki sonuç alamamış. Anlaşılan yeni başkan Tuna da işletmeci bulamamış ve işin içinden çıkamamış.

Peki 2 milyar lira?

Paralar büyükşehir belediyesinin özkaynaklarından çıkmış. Tuna’ya göre yaklaşık 2 milyar lira, eski parayla 2 katrilyon lira harcanmış. Tamamlanması için ne kadar gerekiyor bilmiyoruz. Kaldırılmasına ya da bölünerek başka illere taşınmasına karar verilse ne kadara mal olacağını da bilmiyoruz. İşletmeye başlansa her yıl ortaya çıkacak kamu zararını hiç kestiremiyoruz.

Ekonomide her kuruşun kıymete bindiği bir dönemden geçilirken, 2 milyar lira dile kolay.

O parayla başkentin kim bilir hangi önemli ihtiyaçları karşılanırdı. Belki de yeni bir toplu taşıma projesine kaynak olurdu (ama olmadı).

Peki şimdi biz, AOÇ arazisinin gittiğine mi yanalım, 2 milyar liranın plansız, programsız bir şekilde çöpe atılma ihtimaline mi ağlayalım? Ne yapalım?

Yoksa oturup gerçekten hayret mi edelim?
T24

Okluk’taki ‘yazlık saray’: Bütçeye maliyeti belirsiz, 13 bin 166 metrekarelik inşaat
15/10/2017

Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, Muğla’daki Okluk Koyu’nda inşa edilen 300 kişilik devlet konukevinin detaylarını paylaştı.

Beş koyun imara açıldığı Gökova Körfezi’nde, 23 yıl önce dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal için yapılan dört oda bir salon, 230 metrekarelik cumhurbaşkanlığı konutu yıkılmıştı.

Bunun yerine 400 personelin çalışacağı büyüklükte bir konukevi yapılması kararlaştırılmış, 2017 bütçesinden ödenek ayrılmıştı.

İnşaat başlamış, bölgeye iki yat yanaşma yeriyle, iki iskele ve plaj da yapılacağı açıklanmıştı.

‘Blokların en büyüğü 3347 metrekare’

Toker, ‘Havuz, SPA ve sinema keyfi… Bütçede yeni saray olacak mı?’ başlıklı bugünkü yazısında, CHP’li vekil Akın Üstündağ’ın doğal SİT alanındaki bu koyun balıkçılığa dahi kapalı olduğunu, çok sayıda ağacın kesileceği bu ölçekteki bir inşaatın doğayı tahrip edeceğini anlattığını hatırlattı.

Toker yazısına şöyle devam etti: “Mimar Şefik Birkiye’nin kurucusu olduğu Vizzion-Architetcs’in hazırladığı ‘T.C Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu Yerleşkesi’ avan projesine göre, yazlık saray toplam 13 bin 166 metrekare kapalı inşaat alanına sahip. (Özal ile anılan yıkılan konut, dört oda bir salon, 230 metrekareydi.) Okluk’taki inşaat bittiğinde dört ana blok, bir dinlenme evi, personel lojmanları, iki de nizamiye yapısı olacak. Blokların en büyüğü 3347 metrekare. Üç blokta 250’şer metrekarelik ‘hobi ve eğlence’ alanları mevcut. Bu alanlar havuz, SPA, sinema gibi etkinlikler için tasarlanmış. Salon, oda, çalışma ofislerinden oluşan ‘yaşama alanı’, 611 ile 763 metrekare arasında değişiyor.”

Aynı firma

Kumsal için serilecek kumların önce Mısır’dan getirilmesi düşünüldüğünü ancak sonrasında denizaltı tarama yöntemiyle oradan çıkarılmasına karar verildiğini aktaran Toker, Okluk’taki yerleşkenin inşaatının da ‘Ak Saray’ inşaatını yapan Rönesans İnşaat’a ’emanet’ olduğunu yazdı.

İki soru

Anayasal takvime göre 2018 bütçesinin 17 Ekim’de Meclis’e sunulması gerektiğini hatırlatan Cumhuriyet yazarı, iki soru sordu: “T.C Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konut Yerleşkesi’nin bütçeye maliyeti nedir?”, “İnşaat ihalesi hangi yöntemle gerçekleştirilmiştir?”

Peyzaj mimarisi detayları

Toker, yerleşke projesinin peyzaj mimarisi detaylarını da şöyle anlattı:

* Zeytin, turunçgiller, servi ağaçlarının öncelikli olarak öngörüleceği, yürüyüş yolları boyunca ambiyans varyasyonları.

* Bahçe duvarlarının mineral etkisini kırmak amacıyla oluşturulacak çiçek masifleri.

* Havuz terası ve bahçe arasındaki kot farkını absorbe edecek çiçek masifleri, yürüyüş yolları boyunca sürpriz etkisinin yaratılmak istendiği fantezi niteliğindeki ağaç budamaları.

* Birbirine yakın tonlarda gül çeşitleri ile dizayn edilecek gül galerisi ve köşkü.

* Sağlık yürüyüşü boyunca, eğimle uyum içinde düzenlenecek farklı çeşitlilikte, doğanın cömertliğini yansıtacak çiçek masifleri.

Diken

Meclis’e milyonluk masa dünyanın en pahalı 7. mobilyası oldu
13 Ekim 2017

Meclis'e alınan 1 milyon TL'lik masa gündem oldu. Masa dünyaca ünlü The Richest'ın listesini güncelleyip 7. sıradan girerek dünyanın en pahalı mobilyaları arasında yerini aldı.

TBMM Başkanlık Divanı önceki gün yaptığı toplantıda 2018 bütçesini görüştü. Meclis'te yapılan tadilat ve inşaat çalışmaları hakkında divan üyelerine bilgi verildi. Daha önce kullanılan Başkanlık Divanı toplantı masasındaki mikrofonların kısa olması nedeniyle alınan yeni masanın maliyeti de belli oldu.
1 milyon liraya mal olan 23 kişilik divan üyelerinin yanı sıra Meclis bürokratlarının da kullandığı oval masa, son teknolojiyle donatıldı. Masada elektronik ses düzeni ve gömülü biçimde bilgisayar ekranları da bulunuyor.
Veli Toprak'ın Sözcü'deki haberine göre tadilattan sonra Meclis Başkanlığı makamı için özel halı da dokutuldu. Hereke'de bulunan ve Meclis Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na bağlı fabrikada tek parça olarak 52 metrekarelik halı yaptırıldı.
Meclis'in 2018 bütçesi önceki yıla göre yüzde 20 artırıldı. 2017'de 981 milyon olan bütçe 1 milyar 255 milyona çıkartıldı. Bütçe artışında en büyük kalemi yeni ek hizmet binası için ayrılan ödenek oluşturuyor. 2018 bütçesine ek bina için 152 milyon lira ödenek konuldu. Ek binanın toplam maliyetinin 302 milyon olacağı hesaplandı.
2018'te Meclis'te bakım-onarım çalışmaları da devam edecek. Yeni yıl bütçesinden onarım için 14 milyon, bina tefrişatı için de 28 milyon lira ödenek ayrıldı. Yeni dönemde 9 otomobil, 1 otobüs (41 kişilik), 2 minibüs (17 kişilik) ve 1 pick-up alınması da kararlaştırıldı.
Masada elektronik ses düzeni ve gömülü bilgisayar ekranları bulunacak. Masa bu ekranlalar ve elektronik teçhizatla birlikte 1 milyon TL değerinde. Fiyatı yüksek olan bu mobilya akla dünyanın en pahalı mobilyalarını getirdi.
1 milyon TL’lik masa bugünkü kur ile 274 bin dolar yapıyor. Teçhizatları ile birlikte fiyatı düşünüldüğünde bu da onu dünyanın en pahalı 7. mobilyası yapıyor.
İşte The Richest’ın hazırladığı dünyanın en pahalı mobilyaları listesine arasına Meclis’teki yeni masa da girmiş oldu.

Patronlar Dünyası

Melih Aşık: Bugüne dek tek bir uzman ‘çılgın proje’ lehinde konuşmadı, hadi hayırlısı
12/10/2017

Bir adı da Çılgın Proje olan Kanal İstanbul’un bir büyük şaka olduğunu düşünmek istiyorduk. Ne var ki iş giderek ciddileşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan kanal projesinin temelinin bu yıl sonu veya 2018 başında atılacağını söylüyor.

Proje çılgın, çünkü ne ekonominin ne doğanın mantığına uyuyor. Marmara’yı Silivri üzerinden Karadeniz’e bağlayacak, uzunluğu 50, kilometre genişliği 150 metre, derinliği 25 metre bir kanal…

Çıkan toprak ile kanalın iki ucunda denizde üç ada oluşturulacakmış. Adalar da turizme açılacak, buradan para kazanılacakmış! Finansmana gelince… Kanal için yapacağınız 15 milyar liralık yatırımı nasıl karşılayacaksınız? Montrö Antlaşması’na göre barış zamanlarda tüm gemiler boğazlardan ücret ödemeden geçerler.

Bir başka kanaldan geçmeye zorlayamazsınız.

Diyelim zorladınız… Boğaz’dan günde geçen 150 geminin tümünü kanala sevk ettiniz. Ve her birinden 5 bin lira gibi astronomik bir ücret aldınız. Bu halde bile yatıracağınız 15 milyar lirayı ancak 50 küsur yılda çıkartırsınız.
Boğaz’ın uzunluğu 30 kilometre, eni en dar yerde 700 metre… Kanal’ın ise uzunluğu 50 kilometre, eni 150 metre olacakmış.

Kanalda trafik mecburen tek yönlü olacak. Boğaz geçişi 2 saat sürüyor. Kanal en iyi ihtimalle iki katı zaman alacak… Gemiler bu zahmete neden girsin?

Bugüne dek tek bir uzman bu proje lehinde konuşmadı. Hadi hayırlısı…

Melih Aşık’ın yazısının devamı için: http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/melih-asik/cilgin-kanal--2535416/

'Saray'ın araba sevdası': 2'si limuzin 14 zırhlı araç, 28 cip, 30 motosiklet...
11 Ekim 2017

Araçların kasko değeri 54 milyon lira

Cumburbaşkanlığı Sarayı'nın garajında 2’si limuzin 14 zırhlı araç, 28 4x4 cip, 30 motosiklet olmak üzere toplam 268 araç yer alıyor.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Cumhurbaşkanlığı giderleri için “itibardan tasarruf olmaz” açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın emrinde 268 tane araç olduğu ortaya çıktı. Araçların sigorta işlemleri için açılan hizmet alımı resmi ihale dosyalarına göre, Cumhurbaşkanlığı’nın envanterinde 2’si limuzin olmak üzere 14 tane zırhlı araç, 28 tane 4x4 cip, 6 tane ambulans, iki tane itfaiye, 30 tane motosiklet var. Makam aracı olarak da kullanılan Mercedes S600 zırhlı araçların bir taresinin piyasa değeri 1 buçuk milyon. Araçların 83 tanesi Volkswagen, 33 tanesi Mercedes, 10 tanesi Audi marka. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde de kullanımda olan bir araçta 283 bin TL değerinde özel amaçlı görüntüleme ekipmanı, zırhlı cip’lerde 315 bin TL değerinde Jammer ve radyasyona karşı koruyucu özelliği olan filtreli cam takılı. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül döneminde yapılan son ihale 115 aracı, Erdoğan döneminde yapılan ilk ihale ise 136 aracı kapsıyor. Erdoğan döneminde yapılan 3 ihalede araç sayısı 136’tan 268’e çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin açtığı Zorunlu Mali Sorumluluk ve Kasko Sigortası hizmet alımı ihalelerine ilişkin resmi dosyalarda, Saray’ın kontrolündeki araç sayısı, araçların marka ve modelleri, iç donanımları ortaya çıktı. Son kasko ihalesi 7 Aralık 2016’da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği İdari ve Mali İşler Başkanlığı’nda yapıldı.

Chevrolet de var

Araç filosunun en önde markası Volkswagen. Listede en eskisi 2008, en yenisi 2016 model 83 tane Volkswagen marka araç var. Volkswagen’ı 32 araçla Mercedes takikp ediyor. Mercedes marka araçların 11 tanesi, makam aracı olarak da kullanılan, S600 model zırhlılar. Zırhlıların 2 tanesi ise limuzin. Limuzinlerden bir tanesi 1998, diğeri 2012 model. Kamyon ve otobüsler hariç tüm Mercedes’lerde siren ikaz ve anons sistemi var.

6 ambulans

Kasko listesinde 6 tane ambulans var. 1 tanesi “hasta nakil ambulansı” olarak kayıtlı. İhale dosyasına göre, 4 ambulans için 115 TL değerinde “her ambulans içinde bulunan iç donanım tıbbi cihaz” var. Hasta nakil ambulansı olarak kayıtlı aracın içindeki sağlık ekipmanının bedeli ise 30 bin TL. Ambulansların içinde bir tanesinin iç donanımının değeri ise diğerlerinden ayrılıyor. Mercedes marka Sprinter model ambulansın iç donanım tıbbi cihaz bedeli ise 188 bin TL.

Kasko değeri bir servet

İhale dosyasında kasko değerlerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin “Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi”nden belirleneceği ifade ediliyor. Ancak birliğin listesinde yer almayan 15 araç var. Bu araçların kasko değerleri ayrıca belirleniyor. Kasko değerleri de araçların yaklaşık piyasa değerini gösteriyor. 2009, 2010, 2012 ve 2013 model Mercedes S600 zırhlı araçların her birinin kasko değeri 1 buçuk milyon TL. 24 tane Chevrolet 4X4 cip’ten 1 tanesi zırhlı ve kasko değeri 900 bin TL. 1998 model Mercedes S600 Limuzin’in kasko değeri ise 600 bin TL. Bir G.M.C. marka SUV’un, 5 4X4 cip’in elektronik jammer cihazı ile radyasyona karşı koruyucu özelliği olan filtreli camı var ve bu donanımın tek bir araç için bedeli 315 bin TL.

54 milyon 505 bin TL

İhale dosyasındaki ek donanımlarla birlikte kasko bedelleri toplandığında, Cumhurbaşkanlığı’nın emrindeki 268 aracın toplam piyasa değerinin yaklaşık 54 milyon TL olduğu ortaya çıkıyor.

Sezer’e 2, Gül’e 18

İhale dosyasındaki araçların içinde eski cumhurbaşkanlarının kullandığı araçlar da var. Ahmet Necdet Sezer’in 2, Abdullah Gül’ün ise 18 makam aracını kullandığı biliniyor. 27 Aralık 2013’te yine Köşk’te yapılan ihale ise 115 aracı kapsıyor. Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın Genel Sekreterliği’nin Aralık 2014’te yaptığı ihale dosyasına göre Cumhurbaşkanlığı’nın garajında 136 araç var.

T24
ETİKETLER
erdoğan koruma araç zırh garaj haber açıklama

2018 bütçe teklifinde, yeraltına Meclis binası yapımı için 152 milyon TL ödenek ayrıldı
Hülya Karabağlı
10 Ekim 2017

Meclis’in 2018 yılı bütçe teklifi 1 milyar 255 milyon 124 bin TL

TBMM Başkanlık Divanı yarın yenilenecek seçimler nedeniyle son toplantısını yapacak. TBMM kampüsü içine yapılacak 15 Temmuz Anıtı ile ilgili bilgilendirmenin de yer aldığı gündem başlıkları arasında Meclis’in 2018 yılı bütçe teklifi de bulunuyor. TBMM'nin 2018 bütçe teklifi KDV dahil 1 milyar 255 milyon 124 bin TL oldu. 2017 yılı bütçesine göre, 274 milyon liralık bir artış var.

Bütçenin yüzde 67'si (844 milyon TL) milletvekili ve personel maaşları, SGK payları, tedavi giderleri ve harcırah gibi kalemlerden oluşuyor.

Bütçenin yaklaşık yüzde 12’si (149 milyon TL) elektrik, su, içecek, haberleşme giderleri, temizlik, ve yemek hizmet alımları, taşır kiralama gibi cari gider harcamalarından oluşuyor.

Bütçenin yaklaşık yüzde 19’u (239 milyon TL): binayapım ve büyük bakım onarımı, makine teçhizat alım bakım onarımı gibi kalemleri oluşturuyor

Bütçenin yaklaşık şüzde 2’si ( 23 milyon TL) Kamu Denetçiliği Kurumu bütçesi

Milletvekillerine yeni hizmet binası için 152 milyon TL ödenek

Bütçenin önemli kalemlerinden birini ise 242 milyon 85 bin TL ile yeni yatırımlar oluşturuyor. 15 Temmuz sonrasında gündeme gelen, yeraltında Meclis binası yapımı için 2018 yılı ilk yatırım ödeneği 152 milyon 900 bin TL olarak hesaplandı. Bu ödenek 2019'da da artarak devam ettirilecek. TBMM Başkanlığı yer altında gömme bir bina yapılmasını planlıyor.

Ödüllü cami yıkılacak

Minaresi olmadığı için yoğun eleştirilere maruz kalan ödüllü TBMM Camii’nin yıkılarak yeniden yapılacağı belirtiliyor.

TBMM Kıyafet Yönetmeliği'nde de değişiklik yapılarak, İstanbul'da Meclis'e bağlı müze saraylardaki personelin kıyafetleri yeniden belirlenecek.

T24
ETİKETLER
tbmm bütçe ekonomi maaş cami 15 temmuz

Prof. Karatepe: Saray'ın 'İtibardan tasarruf olmaz' açıklaması Ortadoğu mantığı
09.10.2017

Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle'ye konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Yalçın Karatepe, vergi artışları, vergi politikaları ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın temizlik masrafının ortaya çıkmasının ardından Saray'dan yapılan "İtibarda tasarruf olmaz" açıklamasının 'Ortadoğu mantığıyla' yapıldığını ifade etti.

Hükümet MTV'ye yüzde 40 zam yapılacağını duyurdu, halk zamların cebine ne kadar etki edeceğini hesaplamaya koyuldu. Hükümetin açıkladığı zam oranlarına tepkiler artınca, önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeniden değerlendirilecek" dedi, ardından hükümet yeni bir paket açıklayacağını duyurdu.

Vergi artışlarına yönelik tartışmalar sürerken, yapım maliyeti büyük tartışmalara sebep olan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın yıllık temizlik masrafı ortaya çıktı. Saray'ın yıllık 2 milyon lira tutarındaki temizlik faturasına da itirazlar yükselmeye başlayınca, Saray'dan cevap gecikmedi ve yapılan açıklamada "İtibardan tasarruf olmaz" denildi.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Yalçın Karatepe, RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle programına konuk olarak vergi artışlarını, vergi politikalarını ve 'İtibardan tasarruf olmaz' açıklamasını değerlendirdi.

'BU KADAR AÇIĞI GEREKTİREN BİR DURUM YOK'

Geçen yıl ile bu yıl arasındaki bütçe açığı farkına değinen Karatepe, "Bu kadar finansmana gerek duyulacak harcamalar neden yapılıyor? 2016 ile 2017'yi karşılaştırdığımızda, iki yıl arasındaki bütçe açığı farkı neden bu kadar fazla? Ekonomik olarak, bu kadar bütçe açığı gerektiren bir durum yok aslında" dedi.

'SİYASİ SONUÇLARI ETKİLEMEK İÇİN YAPILAN KAMU HARCAMALARI…'

2017 yılındaki bütçe açığı rakamlarının yüksek olmasında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumunun olduğuna vurgu yapan Karatepe, "İçinde bulunduğumuz sene bir referandum vardı. Referandumun kesinleşmesinin ardından, 'evet' oyunun çıkması ile hükümet inanılmaz derecede para harcamaya başladı. Siyasi sonuçları etkilemek için yapılan kamu harcamalarının arttırılmasının, bütçe açığında önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

'FATURASI VATANDAŞA ÇIKACAK'

Kamuya kaynak yaratmak için yapılan düzenlemelere de değinen Prof. Karatepe, şunları söyledi:

"İster borçlanın, ister vergi arttırın; faturası vatandaşa çıkacak. Benim önerim, faturasının vatandaşa çıkarmayacağınız bir kamu maliyesi politikası uygulanması.

Türkiye'deki vergi politikasını ve kimin ne kadar vergi ödediğini hiç konuşmuyoruz. Sayıştay denetim raporlarının TBMM'ye gelmemesiyle de, bir kamusal denetime tabii tutmuyoruz. Oysa demokrasilerde en önemli kanun bütçe kanunudur. 70'li yıllarda bütçesi reddedilen hükümetler istifa ederdi. Bu siyasi ahlakla ilgili bir şeydir. Süleyman Demirel istifa etmiştir 70'li yıllarda."

'MTV'NİN ARTTIRILMASINA YÖNELİK GİRİŞİMDEN ÇOK MEMNUNUM'

Hükümetin açıkladığı ve geri adım atmak zorunda kaldığı vergi artışı oranlarından çok memnun olduğunu da söyleyen Karatepe, memnuniyet duymasının gerekçesini ise şöyle açıkladı:

"MTV'nin arttırılmasına yönelik girişimden çok memnunum. Çünkü bu sayede insanlar vergileri konuşmaya başladılar. Geçen temmuz ayında ise kamu çalışanlarının maaş artışı için yüzde 3+3 gibi bir rakamla 'deve pazarlığı' yapılmıştı."

'AMERİKA'NIN İTİBARINI DÜŞÜNÜN'

Karatepe, "İtibardan tasarruf olmaz" açıklamasını eleştirirken, şu ifadeleri kullandı:

"Devletin itibarının tanımlanması da, çok yanlış biçimde yapılıyor. İtibar tanımı, dün Saray'dan yapılan açıklamayla tipik bir 'Ortadoğu mantığıyla' yapılmıştır. Beyaz Saray'ın büyüklüğüyle bizdeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın büyüklüğünü karşılaştırabilir misiniz? Amerika'nın itibarını bir düşünün, 'Bu kadar küçük bir başkanlık konutu olan bir ülkenin itibarı ne olabilir?' şeklinde bir açıklama duydunuz mu?"

Sputnik

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin harcamaları Sayıştay raporunda
12.10.2016

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin harcamaları ilk kez Sayıştay raporlarına yansıdı. Raporla Cumhurbaşkanlığı’nın kullandığı örtülü ödenek gideri de ilk kez ortaya çıktı.
Cumhuriyet'ten Sinan Tartanoğlu'nun haberine göre, Külliye'nin bir yıllık harcamaları şöyle:

ERDOĞAN'IN ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ 150 MİLYON LİRA

Raporda 'Cumhurbaşkanlığı'nın Gizli Hizmet Gideri' 150 milyon lira olarak belirlendi. Yani 27 Mart 2015'te yapılan yasal düzenleme ile 'gizlenen' Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneği için 150 milyon lira harcandı. Yasaya Mart 2015'te koyulan bir madde ile Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki ödeneklerin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenmesi ve uygulanması düzenlemesine gidildi. Bu da Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinin gizli kalması olarak yorumlandı.

ŞAHSİ ÖDENEĞİ 43 BİN LİRA

Erdoğan'ın kendisine 525 bin lira ödeme yapıldı. Cumhurbaşkanı ödeneği hanesine yazılan bu tutardan, Erdoğan'ın aylık maaşının 43 bin 750 TL olduğu anlaşıldı. Saray'ın personeline 2015 yılı içinde 67 milyon 255 bin 79 lira harcandı.

SUYA 3 MİLYON, DETERJANA 155 LİRA

Bir yıl içinde "kullanmaya yönelik su tüketimi aboneliği" için 3 milyon 2 bin 878 lira harcandı. Buna karşılık, "Sabun, deterjan ve temizlikte kullanılan kimyevi maddeler ile bu amaçlarla kullanılmak üzere diş macunu, diş fırçası, kova, força, paspas" alımına ile sadece 155 lira harcanması dikkat çekti.

AYLIK ISITMA 266 BİN LİRA

Saray'ın ısıtılması için bir yılda toplam 3 milyon 200 bin 196 lira harcandı. Bu da Saray'ın aylık ısıtma giderinin 266 bin 666 lira olduğunu gösterdi. Saray'ın kullandığı taşıtların akaryakıt ve yağ alımları için ise 4 milyon 330 bin lira harcandı.

AYDINLATMAYA AYLIK 806 BİN LİRA

Sarayın bir yıllık elektrik tüketim bedelinin ise 9 milyon 672 bin 688 lira olduğu görüldü. Yani Saray'ın aylık elektrik faturası yaklaşık 806 bin lira.

ORGANİZASYONLARA 30 MİLYON LİRA

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takdiri ile temsil ve ağırlamanın gerektirdiği her türlü tören, fuar ve organizasyon giderleri için bir yılda 30 milyon 648 bin 492 lira harcandı.

DERNEKLERE 4 MİLYON

Dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık gibi kurullara 4 milyon 150 bin lira para transfer edildi.

VATANDAŞA 3.5 MİLYON

Bir dönem çok tartışılan Saray yardımı da Sayıştay'ın raporunda yer aldı. Raporun "hane halkına yapılan transferler" kaleminde 3.5 milyon lira para transfer edildiği görüldü.

İNTERNETE 580 BİN LİRA

Telefon abonelik ve kullanım ücretlerine 1 milyon 2014 bin 306 TL harcandı. Anadolu Ajansı aboneliği ile birlikte internet servis sağlayıcılara abonelik ve internet erişimi karşılığında ödenen ücretler için ise 580 bin 155 TL harcandı.

UYDU TELEFONUNA 2 BİN LİRA

Saray'ın uydu haberleşmesine ilişkin abonelik ve kullanım ücretleri için ise 2 bin 946 TL kaydedildi.

ANKARA DIŞI GÖREVLERE 10 MİLYON LİRA

Erdoğan'ın yurtiçi gezilerinde geçici olarak görevlendirilen Cumhurbaşkanlığı personeli için 3 milyon 799 bin 644 lira harcandı. Yurtdışı geçici görevlendirmeler için ise yaklaşık 6 milyon lira harcandığı görüldü. Yani Cumhurbaşkanlığı'nın Ankara dışı masrafı yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere toplamda 10 milyon liraya yaklaştı.

KİRALIK ARACA 8 MİLYON LİRA

Cumhurbaşkanlığı 2015 yılı içinde 8 milyon 767 bin lira harcayarak taşıt kiraladı. Saray, 40 bin TL harcayarak da yüzer taşıt kiraladı.

BASINA YAKIN TAKİP

Hizmetin gerektirdiği kalem, silgi, zımba teli, topluiğne, ataç, disket, CD, flash disk, toner, mürekkep, klasör, dosya, basılı kâğıt, defter kırtasiye alımlarına 1216 lira harcandı. Saray; 'gazete, resmi gazete, dergi, bülten gibi belirli sürelerde basılan yayınlar' için ise 204 bin 953 lira ödeme yaptı.

HAYVANLAR İÇİN 2 BİN 448 LİRA

Canlı havyan alım bakım ve diğer giderleri için 2 bin 448 lira harcandı. Bu gider için hizmette kullanılan hayvanlar dışında, her cins ve çeşit hayvan alımı, havyanların koruması, bakımı, kurtarması ve dağıtımı tanımlaması yapılıyor.
Sputnik

‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın saatlik maliyeti 148 bin TL'
03.03.2016
Hüseyin Hayatsever

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın bütçe görüşmelerinde yaptığı açıklamayla başlayan Meclis'in saatlik çalışma maliyeti tartışmalarına tepki göstererek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin saatlik maliyetinin 148 bin TL olduğunu açıkladı.
Emir, yaptığı açıklamada Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın bütçe görüşmeleri sırasında Meclis'in yılda 150 gün, günde 10 saat çalıştığını varsayarak "Meclisin 1 saatlik çalışması 600 bin lira maliyet getiriyor. Geç kalan kanunların ülkeye getirdiği maliyetleri hiç saymıyorum, dolaylı maliyetleri saymıyorum. Bütün siyasi partilerle birlikte Meclisi daha iyi çalıştırma açısından iç tüzük konusunu ele almalıyız diye düşünüyorum" açıklaması yaptığını anımsattı.

'SON VERMEYİ AMAÇLADIKLARI PARLAMENTER SİSTEMİ TARTIŞMAYA AÇMAK İSTEDİ'

Yılmaz'ın yaptığı bu 'talihsiz' açıklamayla Meclis'e hakaret ettiğini ifade eden Emir, "Milletin iradesinin yansıdığı Meclis'in bir saatlik çalışmasının 600 bin TL olduğunu ifade ederek, son vermeyi amaçladıkları parlamenter sistemi bu yolla tartışmaya açmak, Meclis'i değersizleştirmek istemiştir. Niyet kötü olunca hesap da yanlış oluyor sonuçta. Bakan Yılmaz'ın hesabına başka bir açıdan bakarsak her şey daha iyi ortaya çıkacaktır. Hangi kalemleri dikkate alarak böyle bir maliyet buldu bilmiyorum ama bilinen net gerçek; TBMM'de, Bakan Yılmaz'ın da içinde bulunduğu milletin seçtiği 550 milletvekilinin görev yaptığı ve Yılmaz'ın çıkardığı 600 bin TL'yi böldüğümüzde vekil başına saatlik bin 90 lira düştüğüdür" dedi.

'KAMUOYU TÜRKİYE'DEKİ KARA DELİĞİN NEREDE OLDUĞUNU ANLASIN'

Aynı maliyet hesabının Ankara Beştepe'de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için de yapılabileceğini vurgulayan Emir, "İsterseniz bu maliyeti bir de tek kişiye hizmet edilen ‘Kaçak Saray'daki maliyetle kıyaslayalım ki tüm kamuoyu, Türkiye'deki büyük ‘kara deliğin' nerede olduğunu çok iyi anlasın" dedi.

'CUMHURBAŞKANI 148 VEKİLE DENK GELİYOR'

Cumhurbaşkanlığı için bu yıl 434 milyon TL'lik bütçe ayrıldığını, güne bölündüğünde ise sarayın günlük maliyetinin 1 milyon 189 bin TL, 8 saat mesai esas alındığında saatlik maliyetin 148 bin 630 TL olduğunu ifade eden Emir, "Bir vekil için saatlik bin 90 TL harcama yapılıyorken, Recep Tayyip Erdoğan için saatlik harcama miktarı 148 bin 630 TL. Yani Recep Tayip Erdoğan yaklaşık 148 vekile denk geliyor" dedi.

'BU YILKİ ÖDENEK DE YETMEYECEKTİR'

Cumhurbaşkanlığı için geçen yıl ek ödenek çıkartıldığını ve geçen yılın 397 milyon lira olan ödeneğinin yıl ortasında 546 milyon liraya çıkartıldığını anımsatan Emir, şunları kaydetti:

"Tahmin edersiniz ki bu yılki ödenek de yetmeyecek ve 600 milyonu aşacaktır. 600 milyonu esas alırsak ‘Kaçak Saray'ın saatlik maliyeti tamı tamına 205 bin lira. AKP siyasetinin adı yolsuzluk, israf, yalan ve şiddettir. ‘Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz" zihniyetiyle geldiğiniz bugünler gösterdi ki, sizler için ‘milli irade' devleti ele geçirene; ‘vesayet' kendi vesayetini kurana; ‘yoksul kardeşim' lüks hayat yaşayana; ‘yolsuzluk' kendiniz yapana; ‘israf' ‘İsraf Sarayları' kurana kadarmış."

Sputnik

Hazine'deki kara delik: Osmangazi Köprüsü: Garantinin yarısı kadar araç geçmedi
3 Ekim 2017

Osmangazi Köprüsü’nden 12 ayda geçen araç sayısı, garanti verilen 14 milyon araç sayısının yarısına bile ulaşamadı

Osmangazi Köprüsü vatandaşın cebini vuruyor. CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel'in bilgi edinme başvurusuna verilen cevaba göre, Temmuz 2016-Temmuz 2017 döneminde günlük araç garantisi 40 bin, yıllık araç garantisi ise 14 milyon 600 olan Osmangazi Köprüsü'nden geçen ücretli araç sayısı 6 milyon 159 bin 685'te kaldı.

Verilen bilgiye göre, Gebze-Orhangazi-İzmir (İzmit Körfez Geçişi ve bağlantı yolları dahil) otoyolu kapsamında Gebze-Orhangazi (Osmangazi Köprüsü dahil) otoyol kesiminde 2016 yılında 194 milyon 776 bin 117 lira gelir elde edildiği de bildirildi.

ÜCRET DÜŞÜRÜLDÜ AMA…

CHP'li Adıgüzel, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, düşürülen geçiş ücretlerine rağmen, köprüden geçen araçların, garanti edilen sayının çok altında kaldığını savundu. Adıgüzel şunları söyledi:
‘'Geçen araç, garanti edilen araç sayısının yarısını bile karşılamıyor. Geçmeyen 8 milyondan fazla aracın parası yine vatandaşın cebinden çıkıyor. Kaldı ki, geçiş ücretlerinin ocak ayında düşürülmesinden sonra yaşanan kısmi artışlara rağmen, vatandaşın köprüye rağbet etmediği de ortada. Yani, vatandaş talep etmediği hizmetin bedelini cebinden ödüyor.''

DİYARBAKIRLI DA ÖDÜYOR

Hayatında hiç İstanbul ya da Bursa'ya gitmeyen Diyarbakırlı bir vatandaşın da Osmangazi'den geçmeyen aracın parasını ödemek zorunda bırakıldığını vurgulayan Adıgüzel, ‘'Araban hatta ehliyetin yoksa bile ödeyeceksin… Mega proje algısı yaratılıyor ama yükü vatandaşa biniyor. Şimdi vergi artışlarından bahsediliyor. Halkın vergileriyle oluşan kaynaklar halkın yararına kullanılmalı, yük olmamalı, bir elin on parmağını geçmeyecek sayıdaki müteahhidi, işadamını zengin etmek için kullanılmamalı. Bu kaynak israfı aynı zamanda gelecek kuşaklara da yansıyacak, torunlarımız bile borçlu olacak” diye konuştu.

AÇILIŞTA BİLE RAĞBET YOK

Köprünün açıldığı ilk 15 günde geçişlerin bedava olduğunu buna rağmen geçen araç sayısının 1 milyon 502 binde kaldığını ifade eden Adıgüzel, “Geçiş ücretinin düşürülmüş olması, bayram tatillerinin uzatılması da işe yaramamış. Vatandaş Osmangazi Köprüsü'nü hedeflenen kadar kullanmıyor. Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki artışla açığı kapatmaya çalışıyorlar. Dünya sürücüsüz, alternatif enerji kaynaklarıyla çalışan araçları konuşuyor ama biz asfalta, köprüye kaynak aktarıyoruz” şeklinde konuştu.
Başak Kaya/Sözcü

Kamu idaresinde 17 bin 768 kiralık araç kullanılıyor
01 Ekim 2017

Kamu idaresindeki kiralık araçlar için aylık ne kadar kira bedeli ödendiği açıklanmadı

Hükümet, 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da (OVP), bir kez daha kamuda taşıt kullanımına sınırlama getirileceğini vadetti. Planda, “kamu kurumlarında taşıt kullanımında maliyet etkinlik analizleri yapılarak tasarruf sağlamaya yönelik gerekli tüm tedbirler alınacaktır” denilmesinin ardından kamu idareleri tarafından toplam 17 bin 768 kiralık araç kullanıldığı öğrenildi. Kiralık araçlardan 99’unun makam arabası olduğu belirtildi. Kamu idareleri içerisinde araç kiralamada ilk sırayı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu alıyor.

Ödenen açıklanmadı

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Başbakanlık İletişim Merkezi’nden (BİMER) kamu kurumlarındaki kiralık taşıtlar hakkında bilgi istedi. Kiralanan araçlar için aylık toplam kaç lira ödendiğini de soran Emir, araçlardan kaçının makam aracı olduğu hakkında bilgi talep etti. Emir’in bilgi istemine yanıt Maliye Bakanlığı Harcırah ve Taşıt Dairesi Başkanlığı’ndan geldi. Yanıtta, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından 17 bin 768 adet taşıtın kiralama yoluyla kullanıldığı belirtildi. Bu idarelerden sadece 73’ünde araç kiralaması yapılmadığı dile getirildi.

Yanıta göre, araçlardan “makam taşıtı” olarak kullanılanların sayısı ise 99. Yanıtta, kiralık taşıtlar için aylık ne kadar kira bedeli ödendiği, bu taşıtların hangi amaçlar için kullanıldığına dair bakanlıkta bilgi olmadığı bildirildi. Daire Başkanlığı ayrıca en çok taşıt kiralayan kurumların listesini de verdi.

Otomobil sevdalısı kurumların listesi

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 2 bin 955, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2 bin 91, Karayolları Genel Müdürlüğü 2 bin 38, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 1680, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 1538, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 1302, Sağlık Bakanlığı 516, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 418, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 366, Orman Genel Müdürlüğü 359, Jandarma Genel Komutanlığı 314, Spor Genel Müdürlüğü 292, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 259, Başbakanlık 241, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 211, Meteoroloji Genel Müdürlüğü 198, Maliye Bakanlığı 186, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 168, İçişleri Bakanlığı 137, Türkiye İstatistik Kurumu 132, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu 119, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 118, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 98, Yıldız Teknik Üniversitesi 91, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı 83.

T24
ETİKETLER
kamu iradesindeki araç kiralık araç orta vadeli program 17 bin 768 kiralık araç haber

CHP’li vekile göre ‘AKP’nin arpalığı’: Bakan yardımcılarına yılda 3,5 milyon lira
24/09/2017

Bakan yardımcılarının bütçeye yıllık maliyetlerinin 3,5 milyon lira olduğu bildirildi.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in bakan yardımcılarıyla ilgili sorusuna Başbakanlık İletişim Merkezi’nden (BİMER) yanıt geldi.

Buna göre bakan yardımcılarına bu yıl aylık ortalama 15 bin 562 lira ödendi. Bu da yıllık 186 bin 744 lirayı buluyor. Şu an toplamda 19 bakan yardımcısı var. Tüm bakan yardımcılarına ödenen yıllık maaş ise 3 milyon 548 bin 136 lira.

‘Ayrılmasınlar diye’

CHP’li Emir, bakan yardımcılarına oda, sekreter, özel şoför ve odacının da tahsis edildiğini söyledi.

“Bakan yardımcısı ne yapar? Koskoca bir hiç” diyen Emir, bazen bakan tarafından yetkilendirildiklerini, bazen de boş boş oturdukları kaydetti.

CHP’li vekil şöyle devam etti: “Sistemde böyle bir ihtiyaç olmaksızın oluşturulan bakan yardımcılığı, AKP’nin siyasi arpalığıdır. Bir yanda günde ortalama sekiz saat çalışıp aylık 1446 lira asgari ücrete talim ederken, diğer yandan bakan yardımcısı olup, zorunlu olmadıkça elini işe atmadan 15 bin 562 lira alacaksın. Herkesin bildiği, ‘Devletin malı deniz yemeyen domuz’ atasözümüzün neden, niçin söylendiğini düşünmeden edemiyorum.”

Emir, AKP’de yeniden milletvekili gösterilmeyenlerin, küsüp siyaseten ayrı bir yol izlemelerini engellemek amacıyla bu makama getirildiklerini kaydetti.
Diken

Bu para halkın cebinden çıktı: 2 katrilyon harcandı sonuç paslanma
18.09.2017

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı halkın cebinden çıkan 2 katrilyon lira ile Ankapark'ı kurdu. 2013 yılından beri yapımı süren yerin açılışı yapılmadı içerideki malzemeler paslanmaya başladı

Bu para halkın cebinden çıktı: 2 katrilyon harcandı sonuç paslanma
CHP Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’in, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde 2013 yalında yapımına başladığı ‘eğlence ve oyun merkezi’ Ankapark’ın hala açılışını yapamadığı ve maliyetleri milyon dolarları bulan oyuncakların açılış yapılamadığı için durduğu yerde paslandığını vurgulayarak “Tam anlamıyla bir fiyaskoyla karşı karşıyayız; keşke konserlerde top dağıtmaya devam etseymiş de Türk lirasıyla 2 katrilyona varan Ankaralıların parasını, çılgın eğlence düşkünlüğü için heba etmeseydi” dedi.

CHP’li Emir, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması için Meclis Başkanlığı’na Ankapark ile ilgili soru önergesi verdi.

Önergesinin gerekçesinde, İ.Melih Gökçek’in, Ankara’nın ulaşım ve su gibi temel konularında yerel yöneticilik misyonunu yerine getiremediğini, buna karşın popülist ve hayali politikalarla yol almaya çalıştığını belirterek, Gökçek’in, Ankara’nın kaynaklarına, Ankaralılara verdiği son zararın Ankapark projesi olduğunu ifade etti. Ankapark’ın bu yılın başı itibarıyla açıklanan maliyetinin 500 milyon dolar gibi fahiş fiyata ulaştığına dikkat çeken CHP’li Emir, şöyle dedi:

8 AYDIR DAVET YOK!

“İ.Melih Gökçek, 09.12.2016 tarihinde Ankara milletvekilleri olarak bizlere, ‘Hepsini gezdireyim sonrasında eleştirecek olan eleştirisini yapsın’ çağrısı yapmış; bu çağrıya 10.12.2016’da şahsen verdiğim ‘Gelirim ama soru sorarım’ diye yanıt vermiştim.

bu-para-halkin-cebinde-cikti-2-katrilyon-harcandi-sonuc-paslanma-352531-1.
Ankapark geçen sürelerde böyle görüntülenmişt.

Aradan 8 ay geçmesine rağmen İ.Melih Gökçek sözünü tutup herhangi bir davette bulunmadı. ‘Verilen sözün tutulması’ ahlaki bir zorunluluk olduğu gibi bir siyasetçi için, hele ki etkili bir makamda oturuyorsa o kişi için bir yükümlülüktür.

Durduğu yerde paslanan 2 katrilyonluk oyuncak çılgınlığı!

CHP’li Emir, soru önergesinde şu soruları yer verdi:

İ.Melih Gökçek, 09.12.2016 tarihinde aralarında şahsımın da olduğu Ankara milletvekillerine yaptığı davet çağrısını ne zaman gerçekleştirmeyi planlamaktadır?
Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) alanına yapımı süren Ankapark’ın açılış tarihi tam olarak belirlenmiş midir? Büyükşehir Belediyesi’nin ilk planlamasında verilen açılış tarihi ne zamandı? Şu ana kadar açılış kaç defa ertelenmiştir?
Bir ‘temapark’ olarak inşa edildiği iddia edilen Ankapark’ın teması belirlenmiş midir? Belirlendiyse nedir?
Yaklaşık 2 katrilyon liraya mal olduğu dile getirilen Ankapark için şu ana kadar yapılan resmi toplam harcama miktarı nedir?
Ankapark, atıl olarak kaldığı her yıl için ne kadar zarar etmektedir? Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in hesabına göre her yıl Ankapark’a 10 milyon ziyaretçinin geleceği var sayıldığında zarar hanesine toplam ne kadar yazılmaktadır?
Ankapark’ta yerlerine yerleştirilen elektronik ve mekanik oyuncakların olumsuz hava koşullarından ve çalıştırılmamasından dolayı zarar görmemesi için önlemler alınmakta mıdır? Bu oyuncakların gördüğü zararları kim veya hangi kurum karşılayacaktır?
Ankaralı vatandaşlarımızın paralarıyla yapılan Ankapark’ın kar-zarar durumu, açılış tarihinin neden devamlı ertelendiği gibi konuların incelenmesi için Bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?
KEŞKE TOP DAĞITSAYMIŞ!

bu-para-halkin-cebinde-cikti-2-katrilyon-harcandi-sonuc-paslanma-352532-1.

CHP’li Emir, soru önergesiyle Ankaralıların parasının nasıl harcandığının herkes tarafından görülmesini amaçladığını belirterek, “Tam anlamıyla bir fiyaskoyla karşı karşıyayız; İ.Melih Gökçek keşke konserlerde top dağıtmaya devam etseydi de Türk lirasıyla 2 katrilyona varan Ankaralıların parasını, çılgın eğlence düşkünlüğü için heba etmeseydi” dedi.

Ankara CHP emir açılış belediye atatürk lira ifade dolar aoç
Kaynak:Birgün

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Fas'taki 1 aylık tatilinde 100 milyon dolar harcadı
23 Ağustos 2017

81 yaşındaki Kralı Selman, Fas’ın Tanca bölgesindeki tatilinde, ülkesinin yıllık turizm gelirinin yüzde 1,5'ine denk gelen 100 milyon dolar harcadı. 24 Temmuz’da bin kişilik bir heyetle Fas’a giden ve yaklaşık 1 ay kalan Suudi Kral, tatilini 74 dönümlük bir arazide geçirdi. Kral Selman’ın çalışanları, bakanları, danışmanları, akrabaları ve güvenlik personeli de 1 aylık tatil için şehrin en pahalı otellerinde kaldı. Personel için yaklaşık 800 oda tutulan tatilde, Kral Selman ile beraber gelen heyette olan araçlar hariç 200 araç kiralandığı belirtildi.

Kaynak: Yurt Gazetesi

Yeni makam aracı Ankara-İstanbul gidiş geliş 3 bin lira benzin yakıyor

Yarkadaş, “Meclis Başkanı frak giymiyor ama Mercedes’ten inmiyor. Yeni makam aracı Ankara-İstanbul gidiş geliş 3 bin lira benzin yakıyor. İki emekçinin ücretinden fazla” dedi

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a tahsis edilen servet değerindeki Mercedes Maybach S 600 zırhlı aracın peşini bırakmıyor.

Konuyla ilgili iki ayrı soru önergesi veren Yarkadaş, “Piyasa değeri 1 milyon 700 bin Euro olan aracın alımına ilişkin hem Başbakan'a hem de Kahraman'a yazılı sorular yönelttim. İkisi de bu araca kaç para ödendiğine ilişkin henüz cevap veremedi. Kahraman lafı dolandırıyor ve gerçeği söyleyemiyor. Araç Meclis bütçesinden alınsa, konu CHP'li üyenin de olduğu Başkanlık Divanı'na gelecekti. Bu yüzden Mercedes'i Meclis'ten kaçırıp Başbakanlık bütçesinden aldırttılar ama yine de saklamayı başaramadılar. Başbakanlık bütçesi halkın vergilerinden oluşmuyor mu?” dedi.

12 SİLİNDİR, ÇİFT YAKIT DEPOSU VAR

Kahraman'ın frakı ‘milli değil' diye kaldırttığını hatırlatan Yarkadaş, “Frak milli değil Alman marka Mercedes milli sanırım… Frakı giymiyor, Mercedes'ten de inmiyor” diye konuştu. Kahraman'ın yeni aracının 12 silindir ve çift yakıt deposuna sahip olduğunu belirten Yarkadaş, “Kahraman Ankara'dan İstanbul'a bu araçla giderse bin 500 liralık benzin yakıyor. Ankara-İstanbul gidiş geliş 3 bin TL. Bu iki emekçinin asgari ücretinin üstünde…” ifadelerini kullandı.

“HANİ LÜKS ARAÇ OLMAYACAKTI?”

Meclis Başkanı Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Mercedes'in alımına ilişkin tüm süreçleri, fiyat teklifleri ve faturaları açıklamak zorunda olduğunu belirten Yarkadaş, “Halka bunun hesabını vermek zorundalar. Hükümet kendi yayınladığı genelgeyi yok sayıyor. Hani lüks araç kullanılmayacaktı? Ne oldu o genelge?” diye sordu.

“ARACI GAZETECİLERE GÖSTERSİN”

CHP'li vekil, Mercedes'in içinin tıbbi cihazlarla modifiye edildiği iddiasını da yineledi. Yarkadaş şunları söyledi: “TBMM başkanı bir yere giderken ona bir ambulans refakat ediyordu. Bu görüntü Bülent Ecevit'in son dönemlerini hatırlatıyor gerekçesiyle yeni aracın içini tıbbi cihazlarla modifiye ettiler. Ambulans artık refakat etmiyor. Eğer bu iddia gerçek değilse Kahraman aracının içini gazetecilere göstersin. Ardından da aracı iade etsin. Daha mütevazı bir araç kullansın.”

Zırhlısının vergisiz satış fiyatı bile 2 milyon 100 bin TL

Meclis Başkanı İsmail Kahraman, yeni araçla ilgili iddialar üzerine “Fiyatı çok yüksek gösteriyorlar” demişti. Zırhlı Mercedes Maybach S 600'ün zırhsız ve vergisiz fiyatı 590 bin lira… Zırhlısı ise 2 milyon 100 bin TL. Vatandaş zırhlı lüks aracı almak isterse 2 milyon 100 bin liranın üzerine yüzde 160 ÖTV ve yüzde 18 de KDV ekleniyor. Kahraman araçla ilgili önceki gün yaptığı açıklamada da şunları söylemişti:

“2012 tarihli Mercedes makam aracımız iyice ‘beni bırak' dedi. Tamircinin adresini almış hep orada git gel, git gel… Yeni araba lazım, yenilenmesi lazım. Makam aracı olacak ve TBMM'nin, Türkiye'ye dış devletlerden gelen başkanlara, başbakanlara, heyetlere bir vitrini… Fiyatı çok yüksek gösteriliyor. Meclis Başkanlığı almadı. Başbakanlık kanalıyla geldiği için vergi ve gümrüğü olmayan bir vasıta… Şahsımıza ait bir kullanıma ihtiyacımız yok. Arabalarımız var ta öteden beri ailemizin. ‘Yanlış kullanım var' gibi beyanlar da var. Üzücü, bu tip hadiselerde doğru dürüst haber almaları için, haberi aldıklarında ilgili kişiden bilgi almaları lazım” diye konuştu.
Etiketler:
TBMM Başkanı İsmail Kahraman Mercedes Maybach S 600 zırhlı araç
Patronlar Dünyası

Rusya’da Başbakan’ın lüks iç çamaşırı olay oldu
30 Temmuz 2017

Medvedev’in gömleğinin altından görünen donu olay oldu. Halktan Rus ürünleri kullanmasını isteyen Medvedev’in pahalı bir ABD markası giymesi tepki çekti

Rusya'da Devlet Başkanı Vladimir Putin'den sonra gelen ikinci isim olan Başbakan Dimitri Medvedev, pazartesi günü Krasnodar kentine gitti.
Kuban 24 televizyon kanalı, Medvedev'in bu ziyareti sırasında çekilen bir fotoğrafını internet sitesinden yayınladı.
Fotoğraftaki bir detay ise sosyal medya kullanıcılarının gözünden kaçmadı. Medvedev'in beyaz gömleğinin altından Calvin Klein marka iç çamaşırı seçiliyordu.
Üstelik iç çamaşırı, pahalı bir ABD markasının ürünüydü. Siyasi hayatı boyunca halka Rus ürünleri kullanmalarını tavsiye eden, hatta bir kahve çeşidi olan ‘Amerikano'nun adını bile ‘Rusyano' olarak değiştiren Medvedev'in Amerikan markası çamaşır kullanması tepki çekti.

Başbakan'ın çamaşırını beline kadar çekmesi de alay konusu oldu.
Etiketler:
Medvedev ABD markası
Patronlar Dünyası

Devlet pasta ve çiçeğe 7 ayda 111 milyon lira harcadı
06 Eylül 2017

Bakanlıkların ve kamu kurumlarının temsil ve tanıtım adı altında yaptığı harcamalarda pasta çiçek ve benzeri ihtiyaçlara 2017 yılının ilk 7 ayında 111 milyon lira harcandığı iddia edildi.
Devlet pasta ve çiçeğe 7 ayda 111 milyon lira harcadı

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre düzenlenen toplantılar, yemekler, alınan çiçekler için harcanması gereken para 2017’nin ilk 7 ayında 111 milyonu lirayı aşarken, 2006’dan bu yana yapılan harcama 1.8 milyar lirayı buldu. Türkiye’ye gelen ve devlet erkanı ile yemek yiyen, toplantı yapan, kamu kurumlarının icraatlarını anlatmak için düzenlediği tanıtım toplantılarının masrafları da vatandaşın cebinden çıkıyor. Ayrıca cenaze törenleri için satın alınan çiçek bedelleri, hediyeler, bahşişler de devletin bütçesinden karşılanıyor.

ÖDENEK YİNE AŞILDI

Temsil ve tanıtım için 2015 yılında bütçeden ayrılan pay 251 milyon 870 bin lira iken yaklaşık iki katı yani 439 milyon 386 bin lira harcama yapıldı. 2016’da da bu durum değişmedi ve 280 milyon liralık ödenek 80.3 milyon lira aşılarak 360 milyon 379 bin liralık harcama yapıldı. Bu yıl için 247 milyon 643 lira ödenek ayrılan temsil giderleri yedi ayda 111 milyon 208 bin lirayı buldu. Temsil ve tanıtma kaleminden 2006’da 53 milyon 290 bin TL, 2007’de 55 milyon 631 bin TL, 2008’de 71 milyon 780 bin TL, 2009’da 99 milyon 211 bin TL, 2010’da 92 milyon 157 bin TL harcandı. Seçim yılı 2011’de harcanan tutarın 234 milyon 542 TL’ye kadar çıkması dikkat çekti. Bu kalemden harcanan para 2012’de 127 milyon 724 bin TL, 2013’te ise 158 milyon 153 bin TL, 2014’te 186 milyon 478 bin TL olarak gerçekleşti.
İlk Kurşun

Sezgin Tanrıkulu'dan 1000 odalı saraya 1003 soru
12 Ekim 2017

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 milyar 370 milyona mal olduğu belirtilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı'yla ilgili soru önergesi verdi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Maliye Bakanlığı tarafından 1 milyar 370 milyon, Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından 3 milyara mal olduğu belirtilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı, Meclis'e verdiği önergesiyle Başbakan Binali Yıldırım'a sordu. Tanrıkulu, 1000 odalı saray yerine yurttaşların hizmetine kullanılacak 1003 ayrı kaleme para ayrılabileceğini ifade etti.

Tanrıkulu'nun Başbakan Yıldırım'a yönelttiği 1003 soru arasında, şunlar yer aldı:

İŞSİZLİK DÜŞER, KAMU BİNALARINA KAYNAK BULUNURDU

- Alt gelir grubu evlerinden almak isteyen kaç aileye 10 yıllık faizsiz kredi sağlanır?

- İşsizlik oranının yüzde 10,9’a, genç işsizlik oranının ise yüzde 20,2’ye yükseldiği ülkemizde iş arayan kaç kişi için istihdam yaratacak yatırım yapılır?

- Net asgari ücret üzerinden kaç kişiye 25 yıl boyunca maaş ödenir?
- Kaç üniversite öğrencisine karşılıksız burs verilir?
- Türkiye’de hâlâ içme suyu şebekesi olmayan kaç köye içme suyu götürülür?

- 900 milyon dolara mal olan 980 kilometrelik Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı gibi kaç hat yapılır?

- Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin tamamlayamadığı metro projeleri için merkezi bütçeden 2014 yılında harcanan 1,7 katrilyonun(yeni parayla milyar) ne kadarı telafi edilir?

- Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Hazineye olan 1,4 katrilyonluk(yeni parayla milyar) borcunun silinmesiyle ortaya çıkan kamu zararının ne kadarı telafi edilir?

- Roboski’de 33 yurttaşımızın hayatını kaybetmesi başta olmak üzere AKP iktidarı boyunca güvenlik görevlerinin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden insanlarımızın yakınlarının AİHM’e başvurması durumunda Türkiye’nin muhtemelen mahkûm edileceği milyonlarca avroluk tazminatın ne kadarı buradan ödenir?

- Kamuda açık bulunan 25 bin engelli kadrosuna bir an önce atama yapılıp, kaç yıl boyunca maaşları buradan karşılanır?

- İllerimizin her birinde yüz yataklı 6 yeni hastane binası (490 milyon TL), 50 adet anaokulu (50 milyon TL), yirmi dört derslikli 10 yeni ilkokul binası (75 milyon TL) ve 10 lise binası (85 milyon TL) beş yüz öğrenci kapasiteli 4 yurt binası (60 milyon TL), yirmi beşer bin kapasiteli 2 yeni stadyum (200 milyon TL), 8 adet Kültür Merkezi (48 milyon TL), yüz kişi kapasiteli 4 huzurevi (32 bin TL) 7 adet Kapalı Yarı Olimpik Yüzme Havuzu (35 milyon TL), 10 Adet Kapalı Spor Salonu (15 milyon TL), 6 adet müze (60 milyon TL), 10 adet Katı Atık Bertaraf tesisi (100 milyon TL), 10 adet Atık Su Arıtma Tesisi (150 milyon TL) ve 4 baraj (400 milyon TL) yapılamaz mıydı?

EVRENSEL

Abdullah Gül'ün korumasından 'makam aracı' açıklaması: 18 değil, 17; bazen yetmiyor...
14 Ekim 2017

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Cumhuriyet'te yer alan "Abdullah Gül’e 18 makam aracı tahsis edildi" iddiasıyla ilgili olarak Koruma Müdürü Osman Çangal'ın kendisini arayarak "Tahsis edilen araç sayısı 18 değil, 17" dediğini aktardı. Buna göre Çangal, sözlerinin devamında "Gül’ün aktif temposuna verilen araçlar yetmiyor desem yeridir" ifadesini kullandı.

Fatih Altaylı'nın "Ne yargılaması özür dileyin" başlığıyla yayımlanan (14 Ekim 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

Çangal: Cumhurbaşkanı Gül hâlâ çok aktif

Telefonda bir âdetim var, tanımadığım numaralara genelde yanıt vermiyorum.

Ancak telefon ısrarla birkaç kez çalınca ve arayan numara torpilli numara gibi görününce, “Açayım bari” dedim.

“Merhaba Fatih Bey, ben Osman Çangal” dedi telefondaki ses.

Osman Çangal, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Başbakanlık koltuğuna oturduğu günden beri, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde de yanından ayrılmamış “koruma müdürü”.

“Cumhurbaşkanımız Abdullah Bey yazınızı okumuş ve bana ‘Fatih Bey’i ara, makam otomobili meselesinde kendisine bilgi ver’ dedi. O nedenle arıyorum” dedi ve anlattı.

Konu, benim önceki gün yazdığım “Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e 18 araç tahsis edilmiş” yazım.

Çangal şu bilgileri verdi.

- Cumhurbaşkanı Gül’e tahsis edilen araç sayısı 18 değil 17 imiş.

- Benim de tahmin ettiğim gibi bunlardan biri Abdullah Bey’in, diğeri ise eşinin makam otomobilleri, bir de yedek makam otomobili varmış.

- Her makam aracının önünde eskortluk yapan bir araç, bir de takip aracı varmış.

- Bunların dışındaki 11 araç, Cumhurbaşkanı Gül’ün yanında görevli yaklaşık 40 kişilik ekibin taşınması, sekretaryasının işleri, günlük bürokratik işler için kullanılıyormuş.

Çangal, “Sayın Gül emekli değil. Çok aktif bir eski Cumhurbaşkanı. Sürekli geziyoruz. Mesela şu an Urfa’dayız. Geçen ay içinde bir Londra, iki de Arap ülkesi ziyaretimiz oldu. İstanbul’daki ofiste de çok yoğun bir programımız var. Zaten 40 kişilik personelin önemli bir bölümü koruma. Konut koruması, ofis koruması. Yolda koruma gibi zorunluluklar var” dedi.

Çangal’ın verdiği bilgiye göre, eskiden eski Cumhurbaşkanlarını ikamet ettikleri ilin emniyet müdürlüğü korurmuş. Ancak Gül döneminde, aynen ABD’de olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdürlüğü’nün eski Cumhurbaşkanlarının da koruma ve araç ihtiyacını karşılamasına yönelik bir yönetmelik değişikliği yapılmış. Bunları anlatan Osman Çangal şunu de ekledi:

“Sayın Gül görevden ayrılalı daha 3 yıl oldu ve çok aktif olarak hâlâ çalışıyor. Kendisine saygımız sonsuz ve asla kabalık etmiş olduğumu düşünmeyin, ama o kadar aktif olmayan eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e tahsis edilen araç sayısı da 2 değil. Eşine ve kendisine Cumhurbaşkanlığı tarafından tahsis edilen 2 araç dışında, eski yönetmeliğe göre kendisine Emniyet Genel Müdürlüğü’nce tahsis edilmiş 2 koruma aracı, eşine tahsis edilmiş bir koruma aracı ve ayrıca biri İstanbul’da diğeri Ankara’da yaşayan 2 oğluna tahsis edilmiş birer makam birer de koruma aracı olmak üzere 9 araç verilmiştir. Bu da son derece normaldir. Emin olun Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’ün aktif temposuna verilen araçlar yetmiyor desem yeridir.”

***

T24
ETİKETLER
abdullah gül fatih altaylı habertürk gazetesi

‘Akgezenler’: TBMM’de 10 bin lira maaş alan 100 ‘işsiz’ memur var
19/10/2017

TBMM’de 2011’de ‘şahsa bağlı’ kadroya geçen 100 personel hala görevde, ancak yapacak işleri yok. TBMM başkanlığı 10 bin liraya yakın maaş alan bu personele yaptıracak iş bulmak için çalışma başlattı.

Çoğunlukla genel kurul salonuyla medyada görülen TBMM, yaklaşık 5 bin personeli olan bir yapı. Fotoğraf: Reuters
Milliyet’ten Önder Yılmaz’ın haberine göre TBMM başkanlığı 2011’de 120’ye yakın personelin kadrosunu ‘şahsa bağlı’ statüye soktu. Böylece söz konusu personel eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamı dışında bırakıldı ve emekli oluncaya kadar kadrosunun geri alınamamasının önü açıldı.

Özel statüde maaş alıyorlar

Personelin maaş artışları diğer kamu kurumlarındaki muadillerinden ayrı tutularak, daha yüksek ücret almaya devam etmeleri sağlandı. Bu personel arasında meclis genel sekreterliği görevini yapmış olanların yanı sıra, TBMM başkan başmüşaviri, TBMM başkan müşaviri, TBMM müşaviri, müdür, şube müdürü gibi unvanları taşıyanlar bulunuyor.

‘Şahsa bağlı’ kadrodaki 100 personel hala TBMM’de. Bu kişilere ek binada oturmaları için kendilerine ayrılmış makam odaları var, ama yapmaları için verilen bir iş yok.

‘Boş gezenler’

Meclis kulislerinde şahsa bağlı kadrosu bulunanlara, varlıkları ile yoklukları anlaşılamadığı için ‘Game Of Thrones’ dizisine atfen, ‘akgezenler’ deniyor. Bu personel, ‘TBMM’nin boş gezenleri’ diye anılıyor.

İş listesi çıkarıldı

TBMM Başkanlığı, boştaki personel için iş arayışına girdi. ‘Boş gezen’ personelden ilk aşamada 33 ayrı konuda araştırma yapıp TBMM’ye bilgilendirme raporu sunmaları istendi.
Diken

İddia: İstanbul’da beş metro hattına fazladan 1 milyar 193 milyon lira ödenecek
22/10/2017

İstanbul büyükşehir belediyesinin, martta ihale ettiği beş metro hattında şirketlere keşif bedelinin (uzmanların hesapladığı resmi maliyet) 1 milyar 193 milyar lira üzerinde ödeme yaptığı öne sürüldü.

Cumhuriyet Yazarı Çiğdem Toker bugünkü yazısında şunları kaydetti:

“Mesela 3 Mart 2017 tarihli ihaleler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Raylı Sistem Daire Başkanlığı şu 5 metro hattını ihale etmişti:

Kirazlı/Halkalı, Ümraniye/ Ataşehir/Göztepe, Çekmeköy/ Sancaktepe/Sultanbeyli, Kaynarca/ Pendik/Tuzla, Başakşehir/Kayaşehir

İBB bu hatlarda, hepimizin vergilerinden oluşan yaklaşık maliyetin yüzlerce milyon TL üzerinde verilen teklifleri kabul etti.

Misal, “yaklaşık keşif” 2.1 milyar TL mi? Şirket 2.4 milyar TL veriyor, İBB de kabul ediyor.

Peki, nereye gidiyor bu aradaki 300 milyonluk fark?

Fazla tutarın ne kadarı -hadi iyimserlikten ölelim- enflasyondan kaynaklanan maliyet artışı?

Sonuç: Beş hat için bağıtlanan fazla teklif tutarı: 1 milyar 193 milyon.

Yazıyla: BİR MİLYAR YÜZDOKSANÜÇ MİLYON LİRA.”

Diken

"Rekabet Kurumu'nda ne iş yapıyorsunuz da duş almanızı gerektirecek bir durum oluyor?"
17 Aralık 2017

"Üst düzey yöneticilerin, yakınlarıyla beraber Boğaz'da yat turu ve makam araçlarıyla AVM gezileri yaptığı doğru mudur?"

CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, Rekabet Kurumu'nun 20'nci kuruluş yıl dönümünü nedeniyle bürokratların İstanbul'da lüks otelde konaklamasına ve Ankara'da tadilat gören kurumun odalarına yapılan banyo kısmına tepki gösterdi. Köse, "Merak ediyorum, kurumda ne iş yapıyorsunuz da, duş almanızı gerektirecek bir durum oluyor" diye sordu.

Rekabet Kurumu yöneticileri, 20’nci kuruluş yılı nedeniyle İstanbul’da lüks otelde 4 gün konakladı. Ayrıca, Ankara’da tadilat gören binada bürokratların odalarına banyo yapıldı.

Sözcü'den Veli Toprak'ın haberi aynen şöyle:

Merkezi Ankara'da bulunan Rekabet Kurumu'nun, 20'nci kuruluş yıl dönümü 31 Ekim-3 Kasım 2017 tarihleri arasında İstanbul'da kutlandı. Kurumun üst yöneticileri, aileleriyle birlikte lüks bir otelde 4 gün boyunca eğlendi. CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, duruma isyan etti. İstanbul'daki kutlamada bürokratların çok lüks bir otelde kaldığını kaydeden Köse, “Basit bir odanın konaklaması 340 dolar yani yaklaşık 1.300 lira. Suit odalarda kalan da var. Onların gecelik fiyatı ise 929 dolar, yani, 3 bin 600 lira. Böyle bir odada kalacak kadar israfı niye yapıyorsunuz? Bu ülkede bu kadar yoksul var” diye tepki gösterdi. Kurumun Ankara'daki binasında tadilat ile üst düzey bürokratların odalarına banyo ve duş yapıldığını da açıklayan Köse, “Merak ediyorum, kurumda ne iş yapıyorsunuz da, duş almanızı gerektirecek bir durum oluyor'' diye sordu. Köse, TBMM'de Rekabet Kurumu'nun bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada iddialarını sıralarken, kurum yetkilileri ya da ilgili bakan yanıt vermedi. Köse şunları söyledi:

Başbakan'ı dinleyin

“Başbakan Binalı Yıldırım kamu görevlilerine; ‘Kaynakları kullanırken israftan uzak durun' diyor ama Ankara Bilkent'te bulunan Rekabet Kurumu'nda bazı tadilatlar yapıldı. Odalarına banyo, duş, vesaire eklendiği söyleniyor. Ben merak ediyorum gerçekten, Rekabet Kurumu'nda ne iş yapıyorsunuz ki de duş almanızı gerektirecek bir ortam var.”

Kutlamanın maliyeti ne kadar?

CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya bürokratların İstanbul'daki kutlamaları ile ilgili TBMM'ye önerge verdi. Yalçınkaya, “Üst düzey yöneticilerin, 4 gün süren etkinliğe yakınlarıyla katılıp Boğaz'da yat turu, makam araçlarıyla AVM gezileri yaptığı doğru mudur” diye sordu. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci'nin yanıtlaması istemiyle Meclis'e soru önergesi veren Yalçınkaya şu soruları yöneltti:

“Rekabet Kurumu'nun gerçekleştirdiği bu etkinliğe, kurum adına her biri ayrı ayrı gösterilmek üzere hangi görev unvanında kişiler katılmıştır? Bu etkinliğin maliyeti ne kadardır ve harcama giderlerinin kalemleri nelerdir? Bu kişilerin ulaşım, konaklama ve diğer masrafları nereden karşılanmıştır?”

T24
ETİKETLER
rekabet kurumu sözcü chp duş banyo otel ne yapıyorsunuz çorum bartın

'Dünyanın en pahalı evinin' sahibi Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman'

Ülkesinde yaptığı yolsuzluk soruşturması ile iktidarını sağlamlaştıran Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Fransa'da bulunan ve 'Dünyanın en pahalı evi' olarak anılan 300 milyon dolarlık '14. Louis Şatosu'nun' sahibi olduğu iddia edildi.

New York Times (NYT) gazetesi Suudi Veliaht Prens Selman'ın Fransa'da Paris yakınlarındaki '14. Louis Şatosu'nun sahibi olduğunu duyurdu.
Gazeteye göre yakın zaman önce 500 milyon dolarlık bir yat ile İtalyan ressam ve düşünür Leonardo Da Vinci imzalı 'Salvatore Mundi' adlı tabloyu 450 milyon dolara satın alan Veliaht Prens Selman, 300 milyon dolarlık 'dünyanın en değerli evini' 2015'te satın aldı.

O dönem evi Ortadoğulu bir kişinin aldığı açıklanmış ancak alıcının kimliği duyurulmamıştı.

NYT İDDİASINI PANAMA BELGELERİ'NE DAYANDIRDI

Gazeteye göre Selman şatoyu kişisel vakfını işleten Suudi Arabistan merkezli 'Eight Investment Company'nin Fransa ve Lüksemburg'ta sahip olduğu paravan şirketler aracılığıyla satın aldı.
Gazetenin haberi Panama merkezli ve denizaşırı firmalarla iş yapan hukuk firması Mossack Fonseca'nın yasadışı mali faaliyetlerde bulunduğunu gösterdiği söylenen ve 13 milyondan fazla gizli belgeyi içeren Panama Belgeleri adlı sızıntıdaki verilere dayandırıldı.

Suudi Arabistan'da 200'den fazla prens, bakan ve üst düzey yetkilinin gözaltına alındığı yolsuzluk operasyonu ve sosyal reform atılımı ile dünyanın gündeminden düşmeyen Veliaht Prens'in dünyanın en pahalı evine sahip olması tartışma yaratacak gibi görünüyor.

ŞATO 2009'DA İNŞA EDİLMİŞTİ

Fortune dergisinin 2015'te 'dünyanın en pahalı evi' olarak nitelediği 14. Louis Şatosu, Versailles yakınlarındaki Louveciennes kasabasında bulunuyor.

Şatoda 3.000 şişelik şarap mahseni, sinema, açık ve kapalı havuz, iki balo salonu, bir gece kulübü, kütüphane, akvaryum odası ve 10 adet yatak oadası bulunuyor.

Yaklaşık 5.000 metrekarelik kullanım alanı bulunan şato 2009'da milyarder bir silah tüccarının yeğeni olan Emad Haşhoggi'nin aynı yerdeki 19. yüzyıldan kalma şatoyu yıkıp kendi vizyonuna uygun bir şato hayali çerçevesinde inşa edilmişti.
Sputnik

Devrik liderin uçağına Erdoğan mı binecek
05.12.2016

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a, Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'ye ait olan ve THY tarafından satın alınan VIP uçağı sordu...

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a, Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'ye ait olan ve THY tarafından satın alınan VIP uçağı sordu.

Bugün konuyla ilgili açıklama yapan işletmeci Tunus Havayolları, "Adı açıklanmayan bir havayolu şirketine A340-500 tip
_________________
Bir varmış bir yokmuş...

Alemdar

Milyarlık metro avansları ne olacak?
Çiğdem Toker

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıracağı altı metro hattı ihalesinin iptali ciddi sonuçlar doğuracak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptıracağı altı metro hattı ihalesinin iptali ciddi sonuçlar doğuracak.

Her şeyden önce TMMOB’nin uyarısı dikkate alınmalı. İnşaatın başladığı hatlarda önlem alınmasının zorunlu olduğu uyarısı. Eğer beton kaplama yapılmazsa çökmelerin yaşanacağını duyurdu TMMOB Maden Mühendisleri Odası. Konunun bütçeyle ilgili “karanlık” kısımları esrarını koruyor.

Ne kadar tazminat ödeceğini önceki yazıda sorduk. Bir okurum avans meselesini anımsattı. Altı hatta pek çok firmanın avans aldığı, ihale bedelinin en az yüzde 10’u tutarında ödenen bu avansların akıbeti ne olacak?
Yüz milyonlarca liradan söz ediyoruz.
Cumhuriyet

Topbaş'ın projelerinin iptalinin faturası da vatandaşa: 1 milyar 300 milyon lira ödenecek
4 Ocak 2018

Borçlanma kararı alınan 4 metro hattının daha iptal edildiği iddia edilirken 6 projenin ihale bedeli 12 milyar 859 milyon lira.

Kaynarca-Pendik-Tuzla ile Ümraniye-Ataşehir-Göztepe projeleri iptal edildi. Borçlanma kararı alınan 4 metro hattının daha iptal edildiği iddia edilirken 6 projenin ihale bedeli 12 milyar 859 milyon lira.

Topbaş'ın belediye başkanlığını bırakmasının ardından İstanbul’da peş peşe proje iptalleri yaşanıyor.

Son olarak Kaynarca-Pendik-Tuzla ile Ümraniye-Ataşehir-Göztepe projeleri iptal edildi.

Borçlanma kararı alınan 4 metro hattının daha iptal edildiği iddia edilirken 6 projenin ihale bedeli 12 milyar 859 milyon lira..

CHP’li Balyalı, sözleşmede cayma bedellerinin yüzde 10 olduğunu söyledi.
Yani projeden vazgeçildiği için yüklenici firmaya yaklaşık 1 milyar 300 milyon dolar ödenecek.

Patronlar Dünyası
Etiketler:
6 metro hattının iptali metro hattı iptali

Devrik liderin uçağına Erdoğan mı binecek
05.12.2016

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a, Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'ye ait olan ve THY tarafından satın alınan VIP uçağı sordu...

CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a, Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali'ye ait olan ve THY tarafından satın alınan VIP uçağı sordu.

Bugün konuyla ilgili açıklama yapan işletmeci Tunus Havayolları, "Adı açıklanmayan bir havayolu şirketine A340-500 tipi VIP uçağın 181 milyon Tunus Dinarı’na (yaklaşık 77,8 milyon dolar) satıldı" ifadelerini kullanmıştı.

Aynı gün Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Türk Hava Yolları (THY), VIP uçuşlarda kullanılmak üzere devlet filosuna Airbus A340-500 tipi uçak satın alındığını bildirdi. Açıklamada, “Ortaklığımız Yönetim Kurulunca, VIP hizmetlerde kullanılmak üzere 1 adet A340-500 tipi uçağın satın alınmasına karar verilmiştir" denildi.

CHP'li Erkan Aydın'ın ise, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan'a THY tarafından alındığı iddia edilen uçağa ilişkin sorduğu sorular şöyle oldu:

- İçinde bir oturma odası bir yatak odası bulunan özel ultra lüks uçağın alınma gerekçesi nedir?

- Türk ekonomisi derin bir kriz içindeyken, iğden ipliğe zam yapılırken, esnaf kan ağlarken, iş yerleri kapanırken, binlerce kişi işsiz kalırken, böylesi bir uçağın satın alınması ekonomik programa ve vicdanlara uygun mudur?

- Tunus Eski Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin Bin Ali’ye ait uçak ne amaçla kullanılacak? Söz konusu uçak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tahsis edilecek mi?

Odatv.com

Ak Partili vekil isyan etti! 4 milyona yapıldı, 15 günde çöktü
2 Ocak 2018

Tekirdağ'da merkez Süleymanpaşa ilçesi ile Naip Mahallesi arasında yeni yapılan 6 kilometrelik karayolu yapıldıktan 15 gün sonra ağır tonajlı kamyonların geçmesi nedeniyle bozulup, çukurlar oluştu.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, konunun takipçisi olacağını belirterek, "Devletin parasını kimse çarçur edemez. O yollar para ile oluyor. Yolu tekrar eski haline getirmek için gereken ne ise yapacağız" dedi.
Tekirdağ Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOP), tarafından İçişleri Bakanlığı'ndan gelen 4 milyon lira ödenek ile merkez Süleymanpaşa ilçesine bağlı Naip Mahallesi, Malkara ilçesine bağlı Sağlamtaş ve Mestanlar mahallelerinin karayolları yaptırıldı.
Ancak 6 kilometrelik Süleymanpaşa- Naip Mahallesi karayolu yapımından 15 gün sonda bozuldu.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili ve Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Yel, karayolunun yapımından kısa bir süre bozulmasına tepki gösterdi. Girişimleriyle köy yollarının yapımı için İçişleri Bakanlığı'ndan Tekirdağ Valiliği'ne 4 milyon lira ödenek aktarıldığını belirten Yel, şöyle konuştu:
"Gelen bu 4 milyon ödenek ile Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesine bağlı Naip Mahallesi yolu, Malkara ilçesine bağlı Sağlamtaş ve Mestanlar mahallesi yolları yapıldı. Yaklaşık 15 gün önce Naip Mahallesi yolu tamamlandı. İhale işleri uzun sürdüğünden dolayı yol biraz geç yapıldı. Ama yolun şu anki durumundan bir bilgim yok. Eğer ki, yol dedikleri gibiyse burada bir sıkıntı var. Konuyu Tekirdağ Valimiz ile görüşeceğim. Müteahhit firmayla görüşeceğim. Konuyu araştıracağım. 15 gün önce yeni yapılan yol denilen gibiyse hemen gerekenler hakkında yasal işlem yapılacak. Denetimler yapılacak. Yol yapımından baştan sona kimin sorumluluğu varsa inceleme yapılacak. Olayı inceleteceğim. Devletin parasını kimse çarçur edemez. O yollar para ile oluyor. Yolu tekrar eski haline getirmek için gereken ne ise yapacağız.
Patronlar Dünyası

Rize'deki yat limanı projesinde 3 milyon lira suya gömüldü
09 Ocak 2018

Rize'de 19 yıl önce yapımına başlanan ancak, ödenek yetersizliği nedeniyle 2001 yılında inşaatı yarım kalan yat limanında suya dayanıksız yumuşak taşlar kullanıldığı ortaya çıktı.
instela'da paylaş Facebook'ta paylaş WhatsApp Tumblr E-posta
Kaydet Kaydettiklerim
cumhuriyet.com.tr Yayınlanma tarihi: Salı, 21:09
[Haber görseli]

Eriyen taşlar nedeniyle yat limanı dolgusu deniz sularına gömülerek her geçen gün kayboluyor. Yat limanında eriyen taşlar tartışmalara neden oldu. Rize eski Belediye Başkanı Halil Bakırcı, “Dolguda kullanılan taşların deniz suyuna dayanıksız olduğu ortadadır” derken, Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı da “Halkın parası suya gömüldü” diyerek tepkisini dile getirdi. Projeyi başlatan Rize eski Belediye Başkanı Hızır Hop ise, "Taşlar erimiyor, yerleşiyor” diye savunma yaptı.

Rize'de, 1998 yılında Gülbahar Mahallesi sahilinde Rize Belediyesi tarafından 200 yat kapasiteli 800 metre uzunlukta mendireğe sahip yat limanı projesi hazırlandı. Dönemin Başbakan’ı Mesut Yılmaz tarafından 1999 yılında temeli atılan yat limanı, yaklaşık 1 milyon tona yakın taş nakledildikten sonra 2001'de ödenek yetersizliği nedeniyle durduruldu

Projeye bugünün maliyeti ile yaklaşık 3 milyon lira harcandığı belirtildi. Proje, göreve gelen belediye başkanları tarafından maliyetli olduğu belirtilerek devam ettirilmedi. Ortada kalan projede zamanla dolgu yapılan mendireğin kaybolmaya başlandığı fark edildi. Yat limanı dolgusunda suya dayanıksız yumuşak taşlar kullanıldığı, yüzeyde kalan taşların ise ufalanarak dağıldığı ortaya çıktı.

ESKİ BAŞKAN: TAŞLARIN DAYANIKLI OLMADIĞI ORTADA

Rize Belediyesi eski Başkanı Halil Bakırcı, kendilerinden önceki dönemde projelendirilen ve dolgusu yapılan yat limanı inşaatının büyük bir proje olduğunu ve belediye olanakları ile yürütmenin olanaksızlığını görerek inşaatı devam ettirmediklerini söyledi. Yat limanı inşaatında henüz oluşumunu tamamlamamış yumuşak taşlar kullanıldığını ifade eden Bakırcı, şöyle dedi:

"Dolguda kullanılan taşların deniz suyuna dayanıksız olduğu ortadadır. Orada dökülen taşların denize dayanıklı olmadığı herkes tarafından biliniyor. Bunun için kimyasal laboratuar analizine gerek yok. Bir bakarsın sonra 6 ay sonra bir daha bakarsın zaten taşların eridiği görülüyor. Biraz taştan anlayan insanlar uzaktan bakınca bile o taşların böyle bir deniz dolgusuna uygun olmadığı çıplak gözle gözükmektedir. Bu taşların buraya doldurulurken bir teknik analiz yapıldı mı yapılmadı mı bilmiyorum."

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: HALKIN PARASI ORAYA GÖMÜLDÜ, YAZIK

Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı da ekonomik olarak böyle bir yatırıma yazık olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Halkın parası oraya gömülerek amacına uygun bir şekilde projenin tamamlanmamasına yazık olmuş. Şimdi o yat limanı için dolduruluyor ve üzerine şehir hastanesi yapılacakmış. Bence orada bir yat limanı yaparak bu bölgedeki turizmi geliştirmek daha iyi olurdu. Dolgu alanı üzerindeki riskli binaları konuşurken tekrar dolgu yapılarak üzerine bir hastane yapılması fikri çok manidardır."

'DENİZ ALDI, GÖTÜRDÜ'

Rizeliler de yat limanı dolgusunun her geçen gün eriyip kaybolmasına tepki gösterdi. Kent sakinleri, taşların her geçen gün ufalanıp kaybolduğunu anlatırken, "Belirlenen taşlar uygun değildi. Yatırım yapıldı, deniz aldı hepsini götürdü” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet
_________________
Bir varmış bir yokmuş...