EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Sözcü davası

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Ksm 07, 2017 10:05 pm    Mesaj konusu: Sözcü davası Alıntıyla Cevap Gönder

Sözcü davasında tanık olarak dinlenen Koru: Öyle hissettim
23/01/2018



Sözcü gazetesinin imtiyaz sahibi Burak Akbay’ın gençliğinde İsviçre’de Gülen Cemaati evlerinde yetiştiği iddiasını gündeme getiren gazeteci Fehmi Koru ‘çark etti.’ Koru, “Ben öyle hissettim” dedi.

Yıllar boyu Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Koru’nun, sahibi ve üç çalışanı hakkında ‘FETÖ’ gerekçesiyle soruşturma başlatılan Sözcü hakkında ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdiği ortaya çıkmıştı.

Koru, Burak Akbay’ın babası Ertuğrul Akbay’ın, “Burak İsviçre’de Cemaat’e ait bir evde yetişti” dediğini öne sürüyordu.

Koru’ya göre Sözcü, Cemaat’in muhalefeti yönlendirmek için açtırdığı bir gazete olabilirdi.

‘Mizahi bir bitiş olsun diye’

Sözcü’den Hande Zeyrek ve Can Özçelik’in haberine göre Sözcü gazetesiyle ilgili davanın bugün görülen ikinci duruşmasında, mahkeme heyetinin sorularına yanıt veren Koru, davaya konu yazısının yayınlandığı köşe için şunları söyledi: “O köşe kulis yazılarının yer aldığı bir köşeydi. Yazımın geneli dikkate alındığında mizahi bir bitiş olsun diye öyle bitirdim.”

Gazetenin kuruluş felsefesi hakkında bilgiye sahip olmadığını belirten Koru, 2010 yılında kaleme aldığı bir yazıdan hareketle başka şeylerin yazıldığını anlattı.

Koru şöyle konuştu: “Bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay, ‘Oğlunun öğrenci olduğu yurtdışında güzel insanlarla tanışarak dini hassasiyetlere sahip insan olarak yetiştiğini’ söylemişti. Bugünden geriye baktığımda o dönemin şartları içinde mübalağalı, övünme meselesi olarak o günün şartları içinde söylediğini ve gerçek olmadığı hissine kapıldım.”

‘O zaman FETÖ yok’

Mahkeme başkanının, “Güzel insanlar ifadesi Cemaat mi? FETÖ mü geçti konuşmada” sorusunaysa Koru şu yanıtı verdi: “Bu 1990’lı yılların ilk yıllarında. O zaman FETÖ yok. Cemaat diye adlandırılan bir grup var. Ben oraya çektim. Başka yurtdışında olan insanlar olmadığını düşünerek oraya çektim. O sırada kendisinin çocuğunu övmek amaçlı böyle bir şey yaptığını düşünüyorum.”

Yanıtının ardından Koru’ya savcılıktaki ifadesini hatırlatan mahkeme başkanı, “İsviçre’de Cemaat’e ait bir evde kaldığı cümlesi var” dedi.

‘İfademde geçiyorsa yanlış’

Bunun üzerine Koru, ifadesinde öyle bir şey geçiyorsa yanlış olacağına dikkat çekerek şöyle devam etti: “Yazımda o kanaate sahip olduğum için, o dönemde Cemaat ile irtibatlı güzel insanlarla tanışmak olduysa, ev sohbetleri olmuşsa o yöne işaret edecek bir cümleyi kurdum. O zaman FETÖ yoktu. Güzel insanlar anlamında yorumladım. Yazıyı 2010 yılında yayınladım. O zaman 17/25 yok. 15 Temmuz yok. O sırada yazdığım bir yazı münhasıran bu konuya ayrılmış bir yazı da değil. Bir paragraflık bir şey.”

Mahkeme davanın sanıkları için adli kontrol ve yakalama kararının devamına hükmederek duruşmayı 30 Mayıs 2018 tarihine erteledi.

Ne olmuştu?

Gazete hakkında geçen Mayıs’ta başlatılan ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında gazetenin imtiyaz sahibi Burak Akbay’a yakalama kararı çıkarılmış, gazetenin internet sorumlu müdürü Mediha Olgun ve muhabir Gökmen Ulu önce tutuklanmış, sonra serbest bırakılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu’nun yürüttüğü soruşturma dosyasında iki haber var. İlki, 15 Temmuz 2016’da gazetenin internet sitesinde 16.25’te yayınlanan ‘Sözcü Erdoğan’ı buldu’ başlıklı haber.

Ulu’nun haberinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te tatil yaptığı otelin adres ve görüntüsü yer alıyordu.

Darbe girişiminden birkaç gün önce Erdoğan’ın basına çıkmadığı ve etkinliklere katılmadığı dikkat çekmiş, tatil yaptığına ilişkin haberler basına yansımıştı.
Diken

Sözcü davası tutuklusu Gökmen Ulu: Marmaris'te kime sorsanız Cumhurbaşkanının kaldığı oteli söylerdi
07 Kasım 2017



Sözcü Gazetesi yönetici ve çalışanları hakkında açılan dava İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Saat 09.30'da başlaması beklenen duruşma ise 2 saatlik gecikmeyle başladı.

Sözcü davası öncesinde gazetenin tutuklu muhabiri Gökmen Ulu için sessiz protesto gerçekleştirildi. Çağlayan Adliyesi önünde buluşan grup açıklama yapmadan bekledi. Aralarında da CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, ve Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş'ın da olduğu gruba, TGS Genel Başkanı Gökhan Durgun ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen eşlik etti. Protestoda Birleşik Kamu İş Genel Başkanı Hasan Kütük de yer aldı.

Gökmen Ulu'nun babası Mehmet ile kardeşi Oben Ulu'nun da katıldığı sessiz protesto üç dakika sürdü. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Bugün hem Gökmen'in, hem de HAYAT TV'nin duruşması var. Her ikisi için de sessiz protesto gerçekleştiriyoruz" dedi.Bu sırada, protestonun ardından, CHP milletvekilleri tutuklu gazetecilerle dayanışmak için, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) önlüklerini giydi. Grup sessiz protestonun ardından duruşmaları izlemek için adliyeye girdi.

DURUŞMA 2 SAAT GECİKMEYLE BAŞLADI

Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, FETÖ yöneticiliği ile suçlanan Gökmen Ulu ve FETÖ üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmekle suçlanan Mediha Olgun İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.


Duruşmayı izleyenler arasında İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Süreyya Turan, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Muazzez Yılmaz, gazetenin avukatı Celal Ülgen, yazar Yılmaz Özdil ve Uğur Dündar, CHP eski milletvekilleri Umut Oran, Barış Yarkadaş, Mustafa Balbay, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, TGS Genel Sekreteri İlkay Kaya, TGS İstanbul Şube Başkanı Ali Açar bulunuyor.

Saat 09.30 olarak bildirilen duruşma saat 11.40'da kapının açılmasıyla başladı. Duruşmayı izlemek için gelenler salona alındı.

DURUŞMA GERGİN BAŞLADI

Gökmen Ulu da Silivri Cezaevi’nden cezaevi aracı ile adliyeye getirildi. Gökmen Ulu salona girerken ailesini ve arkadaşlarını selamladı. Duruşma, Ulu'nun salona girenlere bakmak için arkasına dönmesi nedeniyle mahkeme başkanının sert bir şekilde 'Arkanı dön' uyarısının yanı sıra salondaki kalabalığı gergin bir şekilde ikazıyla başladı.

12.10- Mahkeme başkanı savcı mütalaasının ve genel savunmanın Perşembe günü alınacağını söyledi. İddianame ise duruşmada özet olarak okundu. Devamında da mahkeme başkanı dosyaya gelen evrakları okudu.

[Haber görseli]

12.20-Aralarında Cem Küçük'ün de bulunduğu tanıklar hakkında zorla getirme kararları çıkarıldığı ancak müzekkerelere yanıt verilmediği söylendi. Tanıkların isimleri ise şöyle : (Cem Küçük, Fuat Uğur, Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce ve Ersoy Dede)

[Haber görseli]

12.30- Davanın tek tutuklu sanığı olan Gökmen Ulu'nun savunması başladı. Ulu, Ben Bekir Gökmen Ulu. Yurtsever gazeteci ve Mustafa Kemal'in takipçisiyim. Hukukun üstünlüğünü, adaleti, insan hak ve hürriyetlerini ve ulusun bütünlüğünü savundum. FETÖ'nün yargıyı ele geçirdiği yıllarda hukukun yanında oldum. Kumpas mağduru ailelerin ıstırabını duyurdum. Böyle bir iddiayı çok büyük hakaret telakki ediyorum. Asıl sorun muhalif gazetecilikse bununla yargılanmam çok daha doğru olurdu. Hakkımdaki suçlama akla, mantığa, vicdana aykırıdır. Mesnetsiz ve kanunsuzdur. Bu düpedüz suç uydurmadır. Liderlerin attığı her adım haberdir. Elbette tatilleri de haber değeri taşır. Siyasi magazin olarak nitelendirilir.

LİDERLEDİN TATİLİ HAKKINDA SAYISIZ HABER YAPILMIŞTIR

12.46- Liderlerin konakladığı oteller en ince ayrıntısına kadar anlatılır. Yürümüştür, yüzmüştür, şort giymiştir, her şey yazılır. Geçmişten günümüze, ülkemizde de dünyada da böyledir. Liderlerin tatilleri hakkında sayısız haber yapılmıştır. Erdoğan'ın tatilleriyle ilgili başka gazetelerde çıkmış benzer haberlerden örnekler veriyor. Bu haberlerin yayımlanmasından sonra birileri çıkıp Cumhurbaşkanına kötülük yapmaya çalışsaydı gazeteciler mi suçlu olacaktı?

HABERİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞI İÇİNDE YAPTIM

12.52- Şu anda haberi yapılan ünlülerden birine bu gece bir saldırı olsa "gazeteciler haberini yapmıştı, onlar suçludur" denebilir mi? Bana yapılan budur. Ben ilgili haberi 15 Temmuz gündüz saatlerinde hayatın olağan akışı içinde yaptım. Daha sonra Sabah ve Takvim gazeteleri haber üzerinden suç algısı yaratmaya çalıştılar. 10 ay sonra bir savcı harekete geçti. Cumhurbaşkanının Marmaris tatiline ilişkin haberi bizden 4 gün önce DHA yaptı. Bu haber pek çok gazetede kullanıldı.

KİME SORSANIZ CUMHURBAŞKANININ KALDIĞI OTELİ SÖYLERDİ

12.59- Haber örneklerine dair hazırlanmış görselleri mahkeme başkanına gösteren Ulu savunmasına şöyle devam etti: Otele bu haberler üzerine gittim. Haber çalışmamı gizli saklı değil açıkça yaptım. Marmaris'te kime sorsanız Cumhurbaşkanının o otelde kaldığını söylerdi. C.Başkanlığı yetkilileri de otelde olduğumu biliyorlardı.

YURTSEVER BİR GAZETECİ OLARAK CUMHURBAŞKANININ YANINDAYDIM

13.08-Tatil haberim http://sozcu.com.tr 'de saat 16:25'te yayımlandı. O esnada ülkede darbeye ilişkin herhangi bir emare yoktu. Haberimin hedef gösterme diye nitelenmesi mümkün değil. Darbe karşıtı net duruşumu da ifade etmek istiyorum. Darbeden hemen sonra yurtsever bir gazeteci olarak Cumhurbaşkanının yanındaydım. 00:05'te Cumhurbaşkanı bize bir açıklama yaptı. Daha villadan çıkmadan haber merkezini aradım, Cumhurbaşkanının açıklamalarından başlıklar yazdırdım. Haber 00:13'te yayımlandı. Erdoğan'dan ilk açıklama: Halkı meydanlara bekliyorum" haberini dünyaya ilk duyuran gazeteci benim. Cumhurbaşkanı bizim haberimizden 15 dakika sonra CNNTürk'e bağlandı ve bu açıklamasını tekrarladı. Darbe gibi bir tehlikede hiç düşünmeden soluğu Cumhurbaşkanının yanında aldım. FETÖ'nün ve darbenin karşısında durdum. Kötülüklerini yıllardır anlattığımız emperyalizm taşeronu FETÖ'nün buna kalkıştığını düşününce, her darbe kötü ama bu daha kötü. İktidar yanlısı TV'lerde Erdoğan Atatürk Havalimanı'na geliyor" diye altyazılar geçti, hem de FETÖ'cüler F-16'larla havadayken. Savcının mantığına göre, bu haberleri yapanlar FETÖ'cülere yardım etmiş ve hedef göstermiş mi oluyor? Savcı ve tutuklama kararı veren hakimlik benim Cumhurbaşkanının yeri bilinmezken haber yaptığımı söylüyor. Ama darbecilerin Cumhurbaşkanının yerini bildikleri darbe davaları iddianamelerinde ve TBMM raporunda ortaya kondu.

İDDİA MAKAMI YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ

13.23-İddia makamı ispat yükümlülüğünü yerine getirmedi. Aleythe delil yok, lehteki deliller ise toplanmadı. Ben masumiyetimi ispatladım. Buna karşın savcı ve tutuklayan hâkim görmezden geldiler. Neden? Beni kaçma şüphesiyle tutukladılar. Oysa hakkımda Ağustos 2016'da soruşturma açıldı. Bunu bilmeme rağmen 10 ay boyunca kaçmadım. Gözaltı kararını basından öğrendim. Sokakta destek için gelenlerle çay içerken "Gökmen Ulu tutuklandı" haberleri yapıldı.Bomboş bir iddianame. Bu iddianame değil, itirafnamedir, hukuksuzluğun itirafnamesi. Bastırılan gerçekler asla yok edilemez. Herkes bir gün görür hakikati, kimse önünde duramaz.

13.32-Gökmen Ulu savunmasını yolunun adalet, cumhuriyet, demokrasi, barış ve Atatürk'ün açtığı uygarlık yolu olduğunu söyleyerek tamamladı.

[Haber görseli]

AVUKATLAR SÖZ ALDI
Sözcü gazetesinin avukatı Celal Ülgen, Gökmen Ulu hakkındaki davanın Sabah ve Takvim gazetelerinde çıkan haberler üzerine açıldığını söyledi. Devamında da "Ben bütün kumpas davalarını izledim. Orada da hazırlık aşamaları böyle yapılırdı. FETÖ'cü savcılar anlaşmalı haber yaptırırlardı. FETÖ CIA'den destek alacak, darbe planlayacak ama Cumhurbaşkanının nerde olduğunu öğrenmeyi bir gazeteye bırakacak" ifadelerini kullandı.

Avukat Murat Ergin: Gökmen Ulu tek bir cemaate üyedir, o da evladı için canını verecek babalar cemaatidir.

'YETKİSİZ BİR İNSAN OLARAK NASIL FETÖ'YE YARDIM ETMİŞ OLUYORUM'
Gökmen Ulu'nun ardından Mediha Olgun'un savunmasına geçildi. Olgun, Sabah gazetesinde çalışırken Mavi Marmara'ya binen gazetecilerden biriyim. Cezaevinden yazdığım mektuplarda ben sorumlu müdür değilim demedim, bir yetkim yoktur dedim. Haberlere onay verme, çıkarma yetkim olmadı. Yetkisiz bir insan olarak FETÖ'ye nasıl yardım etmiş oluyorum? 4 ay cezaevinde kaldım, mesele değil. 249 kişi şehit olmuş, darbe girişimi olmuş, yanlışlıklar olabilir. İsmimin bu davayla anılmasından çok sıkıldım ve yoruldum. Gökmen Marmaris haberiyle ilgili güzel bir savunma yaptı. Ben o haberin hiçbir noktasında yokum. Hiç görmediğim bir haber nedeniyle nasıl böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalıyorum, anlayamıyorum. Adalete güveniyorum. Bir yanlışlık olmuş olabilir. Ben gazeteciyim ama adım her yerde FETÖ'ye yardımla geçiyor. Hırsızlıktan, gasptan bu olay başıma gelse bu kadar zoruma gitmeyecekti. FETÖ ile benim ne işim olur? Ben muhalif bile sayılmam. İktidar yanlısı da değilim. Haber neredeyse oraya giderim. İsrail cezaevinde olsam daha iyi olurdum diye düşünüyorum. Başından beri söylüyorum: Ben yetkili değilim. Bu yüzden 120 dilekçe yazdım cezaevinden. Herkes egolarını, narsistliği bir kenara bıraksın, çok büyük bir haksızlık var burada. Aksine delil olmamasına rağmen FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum.

14.35- Yonca Yücekaleli savunması: Ben muhasebede çalışıyorum. Başka bir işim yok. Emniyet ve savcılıktaki ifademi tekrar ediyorum. Savunmamın aksine delil olmamasına rağmen FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum.

14.41-AMAÇ ATATÜRKÇÜ ÇİZGİDEKİ GAZETEYİ VE ŞAHSIMI YOK ETMEK
Burak Akbay müdafii Avukat Zülbiye Şahin Akbay'ın imzalı savunmasını okudu. Akbay'ın avukatı tarafından okunan savunmasında şu ifadeler bulunuyor: Suçlamalar uzun süredir planlanan bir kumpasın parçasıdır. Hakkımdaki suçlamaların kaynağı Fehmi Koru adlı şahsın takma isimle yazdığı absürt köşe yazısıdır. Şahsıma ve Sözcü'ye iftira atanlar FETÖ'ye hizmet etmiyorsa kime ediyor? Bu FETÖ'nün oluşturduğu kumpas türlerinden biridir. Amaç Atatürkçü çizgideki bir gazeteyi ve şahsımı yok etmek. Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce iktidara yaranmak ve kendi FETÖ'cü izlerini silmek için mi bu kumpasa alet olmuşlardır? Buna karşı yargının hiçbir adım atmaması da kumpasın derinliğini göstermektedir. Hangi delil ile beni FETÖ yöneticisi yaptınız? Benim FETÖ yöneticisi olmadığıma dair binlerce kanıt ortada. Sözde değil özde FETÖ karşıtı ve Atatürkçüyüm beraatimi istiyorum.

FETULLAH GÜLENLE MONTAJLANAN FOTOĞRAFLARIN ASLI GÖSTERİLDİ

Sözcü gazetesinin avukatı Celal Ülgen, Sabah'ta yayımlanan ve Burak Akbay'ı Gülen'le birlikte gösterdiği iddia edilen fotoğrafın aslını gösterdi. Ülgen bu tür fotomontajlı haberlerin yayından kaldırılması için yaptıkları taleplerin reddedildiğini bildirdi.

15.09- DURUŞMA ERTELENDİ

3 gün sürecek davanın ilk gün oturumunda davasının 4 sanığın da ifadeleri tamamlandı. Duruşmanın Çarşamba günü saat 10.00'da görülmesine karar verildi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 73 sayfalık iddianamede, gazetenin sahibi firari şüpheli Burak Akbay'ın "Silahlı terör örgütünü yönetme" ve "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 16,5 yıldan 30 yıla kadar hapsi istenirken; soruşturmanın tek tutuklusu olan gazetenin İzmir muhabiri Gökmen Ulu ile 21 Eylül'de tahliye edilen İnternet Sorumlu Haber Müdürü Mediha Olgun ve Mali İşler Müdürü Yonca Yücekaleli'nin ise "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından ise 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisleri talep ediliyor.

İddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ / PDY) 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün, saat 16.00 sıralarında "Sözcü Erdoğan'ı buldu" haberiyle internet sitesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te bulunduğu yerin ayrıntılı konumunun tam olarak haber yapıldığı, fotoğraflarının paylaşıldığı belirtilerek Cumhurbaşkanı'nın o ana kadar bulunduğu coğrafi yerin ayrıntılı mevkii ve konumunun kamuoyunca bilinmediği, bu haberle birlikte kamuoyunca öğrenildiği ifade ediliyor. Ayrıca bilirkişi raporunda, FETÖ / PDY'nin kapatılan yayın organı Zaman Gazetesi ile Sözcü Gazetesi'nin benzer mizanpaj ve aynı dil ile eş zamanlı haber yaptığı, kişilik hakkı ihlali olarak düşünülebilen tapelere birlikte yer verdikleri, FETÖ / PDY yayın organlarında ve FETÖ / PDY'ye bağlı olduğu düşünülen sosyal medya hesaplarındaki donelerle birebir örtüşme ve ciddi bir benzeşme içinde olduğu ileri sürülen iddianamede, FETÖ / PDY'nin sosyal medyadaki ayağı olan Fuat Avni paylaşımlarının, Sözcü Gazetesi twitter hesabı üzerinden yaygınlaştırıldığı, internet sitesi üzerinden haberleştirildiği de belirtiliyor. Sözcü Gazetesi'nin 17-25 Aralık ve sonrasında yapılan haberlere ve söz konusu gazetenin twitter paylaşımlarına da iddianamede ayrıntılı yer veriliyor.

Cumhuriyet
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HUKUKÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com