Alemdar Site Admin
Kayıt: 14 Oca 2008 Mesajlar: 3538 Konum: Avustralya
|
Tarih: Cum Eyl 29, 2017 9:15 pm Mesaj konusu: 'Vak’aya göre ruh değil de, ruha göre vak’a' |
|
|
'Vak’aya göre ruh değil de, ruha göre vak’a' (*)
(Yevmiye: İkimizi anlatıyor şiirlerim, bayılacaksın… “Ölmeden önce nefsini hesaba çek!”… Nefs muhasebesi! Ben yaşadığımı, fikrimi, şiirimde de yazarım… Yaşamak lâzım! Şerlok Holmes’i yazan… Kimdi o? Büyük resim koleksiyonu vardı… — “Hatırlayamadım efendim!”… Neyse… Polisiye roman. Ama onda basit hâdise anlatma değil… Küçük şeylerin arkasını kurcalıyor. Gerisi hep onun kopyası… —“Teferruatçılık şuuru”… Evet!.. Yevmiye: “Biz yazıda mütemadiyen imtihan hâlindeyiz. Beğenmeyiz, sileriz, yine yazarız… Küçük bir detay sanılan şey, birden patlayıverir. Kafakağıdı’nda ben, böyle patlamaların maziye doğru izini sürüyorum; vak’aya göre ruh değil de, ruha göre vak’a!”… Bir not: Suret olmadan mânâlar tecelliye gelmez; ruhla varılanın kelâmla zarflanışı gibi!)
Salih Mirzabeyoğlu / Ölüm Odası B7
* Başlık metnin içinden tarafımızca seçilmiştir. (EF) _________________ Bir varmış bir yokmuş... |
|