EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Kuzey Kore (KDHC)

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Eyl 23, 2017 10:42 pm    Mesaj konusu: Kuzey Kore (KDHC) Alıntıyla Cevap Gönder

Kuzey Kore lideri Kim: 'Nükleer düğme daima masamın üzerinde'
01 Ocak 2018



Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, ABD'ye tehditler savurdu, Güney Kore'ye diyolağa açık olduğunu söyledi.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, devlet televizyonundan yaptığı yeni yıl konuşmasında ABD’ye yönelik tehditlerde bulunurken Güney Kore ile diyolağa açık olduğunu söyledi.

Kim, "Kore Yarımadasında huzurlu bir ortam oluşturmak için askeri gerginliği azaltmalıyız. Hem Kuzey hem de Güney bunun için çabalarını göstermeli" dedi.
Haber Fedai

Kuzey Kore, ABD'nin Kudüs hamlesini değerlendirdi: Akıl hastası bunak şaşırtmadı
09.12.2017



Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, 'bunak' diye seslendiği ABD Başkanı Donald Trump'ın, İsrail'deki ABD Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararını 'pervasız' ve 'aşağılık' bir hamle olarak nitelendirdi.

Kudüs tartışmasına katılan Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Trump'ın Kudüs kararına karşı çıkarak "İsrail diye bir devlet var mı ki başkenti Kudüs olsun" dedi.
Kuzey Kore lideri, konuşmasında Trump'a bunak diye seslenerek Kudüs kararı 'pervasız' ve 'aşağılık ifadelerini kullandı.

'DÜNYA BARIŞINI KİMİN TEHDİT ETTİĞİNİ GÖSTERDİ'

AFP'nin aktardığına göre, Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden biri de, yaptığı açıklamada Kudüs gelişmesiyle ilgili şöyle konuştu:

"Akıl hastası bunağın (ABD Başkanı Donald Trump) Birleşmiş Milletler'de yer alan bir egemen devleti (Kuzey Kore) yok etme çağrısı yaptığını göz önünde bulundurarak, bu hamlesine de şaşırmadık."

Açıklamda, ABD'nin hamlesinin 'dünya barışını ve küresel güvenliği kimin tehdit ettiğinin bir kez daha ortaya çıkardığı' belirtilirken, 'meşru haklarını kazanmak için mücadele eden Filistin ve Arap halklarını destekleyecek ve dayanışma içerisinde olacağız' ifadesi kullanıldı.
Sputnik

İŞGAL MEDYASI / SAVAŞ SUÇLUSU
Av. Mehmet TIĞLI
24 Kasım 2017



Öncesi de değerlendirilebilinir ama son 35 yıldır Batı gücünün her hangi bir hedef ülkeyi işgal etmeden önce, bu işgal için kamuoyu oluşturma taktiğidir;“üretilmiş bir haber” olarak hedefe konulan örgüt ya da ülkelerden kaçan kadın haberleri… Diğeri de kimyasal silah üretim haberleri…

Önce bir konu mankeni bulunur, sonra konu mankeni üzerinden itiraflar adı altında iftiralar… Konu mankeni kimdir, necidir, hadisenin aslı nedir, olay nasıl gelişmiştir, tüü bunların hepsi denetime ve araştırmaya uzaktır. Hazırda bekleyen kendine “Türk”,”İslamcı”,”Liberal”, “Sol”, “Milliyetçi” bilmem ne dese de aslında “Amerikan işgal medyası” olan yasa dışı TERÖR ÖRGÜTLERİ hedefe konulan ülke ya da örgüte halklardan gelebilecek yerel desteğin önünü kesecek ve kamuoyunu işgal ve imhaya hazır hale getirecek algı operasyonlarına başlar. Ülke yahut örgüt toprakları, uçaklarla bombalanmadan önce “üretilmiş haberler” ile ZİHİNLER bombalanır.

Bizim ülkemizde kendine “TÜRK MEDYASI” diyen bu İŞGAL MEDYASI özellikle 90’daki ilk Irak istilasından bu yana işlediği suçlardan dolayı “askeri hedef” konumunu çoktan hak etmiştir. Bu suçları işlemeye halen de devam ediyor.

Konu mankeni, başlar tiyatrosunu oynamaya, “IŞİD’ın elinden bin bir güçlükle kaçıp kurtulan tecavüze uğramış Yezidi kadın” rolünü… Ya da İran’dan kaçan kız çocuğu”…91’DEKİ İLK Irak saldırısında olduğu gibi bazen “Kuveyt’ten kaçan Esma” olur bu kadın, şimdi de “Kuzey Kore’den kaçan kadın Asker”…

Saddam döneminde Kuveyt’ten, “Saddam’ın askerlerinin zulmünden kaçan Kuveytli bir kız” vardı, bilmem hatırlayanınız var mı? Yıllar sonra bu kadının Kuveytli bir bakanın Amerika’da yaşayan kızı olduğu ortaya çıkmıştı.

Yeni yetme şen sıpa tipi hatırlamaz ama 24 saat ekranlarda verilen petrole bulanmış bir kuş vardı, hani sonradan bu görüntünün Fransa sahillerinde tespit edildiği ortaya çıkmıştı. Duygusal bir müzik eşliğinde verilen bu kuşun görüntüleriyle Saddam’ın ne kadar “zalim” olduğuna hükmedilmiş, kitleler de bu şekilde inandırılmıştı; ve, o görüntülerin yayınlandığı günden bu güne 10 milyona yakın Müslüman farklı bölgelerde Amerika ve işbirlikçileri tarafından boğazlandı.

Tiyatrocu sahte gözyaşlarını dökerken, sözde milli, özde İşgal medyası haberleri dünyanın ve ülkenin dört bir tarafına servis eder. Ve artık hedef “Şeytanlaşmıştır”. “Üretilmiş haber” bombardımanına maruz kalan masum(!) ahmaklar kendine gösterilen kadının haline gözyaşları dökerken işgal çoktan başlamıştır. Akan gözyaşlarından göremez hale gelen gözler hiçbir şeyin farkına varamaz. Farkına varmaya başladığında önündeki manzara: işgal ile birlikte yok olan şehirler, milyonları geçen mülteciler, öldürülen, tecavüze uğrayan yüzbinlerce çocuk, kadın, ihtiyar… Sonrası malum…

Batı, kendisinin en iyi yaptığı pislikle itham eder avını… Ve ne gariptir ki Batı’nın zehirledikleri de 16 yıldan beri epey misalini gördüğümüz üzere hep aynı yöntemle hareket ederler.

Bizzat Amerika’dır neredeyse tüm Uzak Doğu’yu kerhaneye çevirip, çoluk çocuğu ile seks turizminin merkezi haline getiren. Ki, Filipinlerdeki bağımsızlık mücadelesi bu ahlaksızlığa itiraz üzerine gelişiyor yarım asrı geçkin bir süredir…

Tespit edilebildiği kadarıyla şu an sadece Almanya’da on bin mülteci çocuk kayıp…

İslâmcı, solcu, liberal, milliyetçi fark etmez hangi medyada böyle bir haber görürseniz doğrudan ve şüpheye düşmeden etiketi yapıştırın : “İşgal Medyası!!!!”. Bu tür haberleri yapan aynı zamanda öldürülen, tecavüze uğrayan milyonların katili ve tecavüzcüsü olarak “Savaş Suçlusu”dur. Yargılanacağı ve hesap vereceği zaman gelecektir.

Adımlar Dergisi

Kuzey Kore: Nükleer savaş çıkacak, asıl mesele bunun ne zaman olacağı
07.12.2017



Sputnik'in haberine göre; ABD'nin müttefiki Güney Kore ile Kore Yarımadası'ndaki askeri tatbikatı devam ederken Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nden sert bir açıklama geldi.

Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili ABD'nin tehditlerinin 'savaşı kaçınılmaz bir hale getirdiğini' savunarak "Şu anda önümüzdeki soru şu: Savaş ne zaman çıkacak? Savaşı istemiyoruz ama korkmuyoruz" dedi.

Kuzey Kore, Kore Yarımadası'nda bir nükleer savaşın 'artık bir ihtimal değil bir zaman meselesi' olduğu yönünde sert bir açıklama yaptı.

KCNA'nın adını açıklamadığı Kuzey Kore Dışişleri'nden bir yetkiliye dayandırdığı açıklama, ABD ve Güney Kore'nin bölgede 230 kadar uçak ve hava aracı ile gerçekleştirdiği 'Açıkgöz' adlı askeri tatbikatının sürdüğü sırada geldi.

Kuzey Koreli yetkili, "Son zamanlarda, ABD Kore Yarımadası'nda şu ana kadarki en büyük hava tatbikatını yaparak Kuzey Kore'yi hedef alırken, ABD'li üst düzey siyasiler birbiri ardına savaşkan açıklamalar yaparak alarm verici işaretler gönderiyorlar. Bu agresif savaş çığırtkanı açıklamalar, Kore Yarımadası'nda bir savaşa hazır olmamız gerektiği yönünde bir uyarıdan başka türlü algılanamaz" dedi.

Açıklamasında ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü Michael Pompeo'nun hafta sonu Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'u eleştiren sözlerine de cevap veren yetkili, Pompeo'unun 'küstahça halkın kalbi olan yüce liderliği eleştirerek' Pyongyang'ı provoke ettğini söyledi. Yetkili "Şu anda önümüzdeki soru şu: Savaş ne zaman çıkacak? Biz savaş istemiyoruz ama ondan da (savaştan) kaçmıyoruz. ABD bizim sabrımızı ve bir nükleer savaşın fitilini ateşlememizi hafife almasın. Sürekli olarak güçlendirdiğimiz nükleer gücümüzle ABD'nin bunun sonuçlarını pahalı şekilde ödeyeceğinden eminiz" ifadelerini kullandı.
Ana Haber

Dünyanın bittiği yerde beş gün
Savaş ÖZBEY
23 Eylül 2017



Geçen haftaki füze denemesiyle ABD’nin doğu sahillerini bile vurabileceklerini kanıtladılar. Artık New York ve Washington DC bile ateş menziline girince dünyanın gözü buraya çevrildi. Kuzey Kore… Gezegenin en dışa kapalı, en merak edilen ülkesi. Dünya nükleer krizle çalkalanırken beş gün beş gece oradaydım. Kuzeyinden güneyine, başkent Pyongyang’dan antik başkent Kaesong’a kadar bütün ülkeyi gezdim. Yabancılara verilen izinleri zorladım; yerel lokantalarda yiyip halk pazarlarını gezdim. Düğünlere katılıp, halkla temas kurdum. Dünyanın en silahlı sınırı denilen Kuzey-Güney Kore hududuna gittim; resmi yetkililerle konuştum. Ulusal orkestranın senfoni konserini dinleyip Zafer Günü kutlamalarını izledim. Bugüne kadar bildiklerimle gördüklerimi kıyaslayınca çok şaşırdım. Burası ‘son duvar’ın arkası.

Uçağın penceresinden, altımızda akıp giden yemyeşil Kuzey Kore topraklarını seyrediyorum. Ormanlık dağlardan artakalan düzlükler, başıbozuk akarsular ve ip gibi yollarla bölünmüş. Yolların kenarlarına yine ip gibi yerleşimler serpiştirilmiş. Bulabildikleri her yeri ekmiş gibiler. Bu kadar verimli bir ülke nasıl kıtlık yaşar, akıl alır gibi değil.

Uçağın ekranlarında ordu korosunun konseri yayımlanıyor. Devrim marşları… Ama marştan çok, Japon çizgi filmlerinin çocukça müziklerini andırıyor.

Bütün sevimliliklerine rağmen bu marşlar aklıma uçağa binmeden önce okuduğum son şeyi, Uluslararası Af Örgütü’nün, dünyanın bu en kapalı ve totaliter ülkesi hakkında yayımladığı 2016-17 raporunu getiriyor. Anlatılanlar şunlar:

Dünyanın bittiği yerde beş gün

Kıtlık yüzünden 138 kişinin hayatını kaybettiği ve hükümetin bir yandan açlığa karşı yardım talebinde bulunurken diğer yandan nükleer silah ve füze denemelerinden geri kalmadığı Kuzey Kore…

İnsan haklarının olmadığı, ifade özgürlüğünün esamisinin okunmadığı, halkının ve yabancıların adil olmayan mahkemelerde yargılanıp binlerce insanın ağır işlerde çalıştırıldığı ve güneye kaçmak için can attığı bir ülke…


Dünyanın bittiği yerde beş gün

Kim İl-sung’un doğum günü milat kabul ediliyor

Uçaktaki Korelilerin hepsinin göğsünde devrim armaları asılı. Kafa karıştırıcı olan şu: Uçağa binerken de böyleydiler. İranlıların ülkelerine dönerken zoraki taktıkları türbanları gibi değil, armaları.

Uçak iner inmez, ‘dünyadan’ kalan bir alışkanlıkla elimi telefonuma atıyorum. Kuzey Kore’de olduğumu unutmuşum. Burası dünyanın bittiği, başka bir şeyin başladığı bir yer. Sadece başka bir yerin mi? Başka bir zamanın da başladığı bir ülke. 106’ncı Juche yılına hoş geldiniz. Bu takvimin miladı, büyük önder Kim İl-sung’un doğum günü…

Telefon yok. İnternet, feys, insta, layk yok. Hangi partiye oy versem diye kafa yormuyorsunuz. Belki yormasanız daha iyi. Gümrükteki kadın polis “Book? Book! Book!!” diye sorup valizleri arayarak, ülkeye kitap sokup sokmadığınızı kontrol ediyor.

Dünyanın bittiği yerde beş gün

Ölen ABD’li öğrencinin tutuklandığı otelde kalacağım

Pyongyang Uluslararası Havalimanı düzenli, temiz pak. KKTC’deki Ercan kadar ya var ya yok. Ülkeye çok giren çıkan olmadığı için yetiyor da artıyor.

Kontrolün hemen ardında rehberlerimiz Han ve Choe bekliyor. Han, kültürel rehberimiz. Bizdeki turist rehberi. Choe, idari rehber. KDHC’de yapacaklarımız onun gözetiminde. Bu iş için biçilmiş kaftan. Bir diplomat kızı. ‘Güvenilir’ bir aileden geliyor. Bütün seyahatimiz boyunca bir dakika bile yanımızdan ayrılmayacaklar. Hatta 20 metreden fazla uzaklaşınca paniğe kapılacaklar. Kuzey Kore’de turistler bir tek otellerinde serbest. Dışarı sadece rehberler eşliğinde adım atabiliyorlar.

Tanışma faslının ardından ilk iş, bizi merak edecek yakınlarımızla nasıl temas kurabileceğimi soruyorum. “Otelden mail atabilirsiniz, isterseniz de telefon açabilirsiniz” diyorlar. İkinci kez kafam karışıyor: Kapalı, kapalı ama o kadar değil demek ki…

Otelimize doğru yola çıkıyoruz. 15 ay gözaltında tutulduktan sonra konuşamaz halde ülkesine gönderilen ABD’li öğrenci Otto Warmbier’in kaldığı otel, Yankaddo olduğunu öğrenince üstüme bir sessizlik çöküyor, etrafı seyre dalıyorum.
Uçağın camından izlediğim tarlaların arasından ilerliyoruz. Bulabildikleri her yeri çeltik ve mısır tarlası yapmışlar. 15 dakika sonra kırık dökük, biraz eskimiş ama düzenli yerleştirilmiş binalar görmeye başlıyoruz. “Geldik mi?” diye soruyorum. Rehberler gülüşüyor. Daha Pyongyang’a 10 dakika varmış. Buralar köymüş. Meğer neden güldüklerini 10 dakika sonra anlayacakmışım.

Sokaklarda insanlar güleç ve mutlu görünüyor

Demeye kalmadan asıl büyük kafa karışıklığı: Önümüzde bütün görkemiyle Pyongyang yükselmeye başlıyor. Gökdelenler, dev spor ve kültür kompleksleri, meydanlar, köprüler, parklar, heykeller… Gördüğüm 40’a yakın ülke içinde Pyongyang en temiz yer. Geniş ve düzenli cadde ve sokaklarda yürüyen; bisiklete binen; banklarda oturup etrafı seyreden insanlar… Lüks değil üstleri başları ama tertemiz. Kadınların çoğunda şemsiye var. Meğer bu ülkede beyaz cildin daha makbul olmasındanmış.

Bunları görünce otele kapanmak yerine insana karışmak isteği geliyor içimden. Otelden önce biraz yürüyüş yapmaya karar veriyoruz ve direksiyonu Pyongyang’ı ikiye ayıran Taedong Nehri kıyısına kırıyoruz.

Kuzey Koreliler bu nehre Boğaziçi muamelesi yapıyor. Her iki yanını rekreasyon alanlarıyla donatmışlar, çocuklar aileleriyle çocuk parklarında, gençler gıcır gıcır spor tesislerinde basketbol, voleybol oynuyor. İnsanlar güleç ve mutlu görünüyor.

Yabancı olduğunuz hemen göze batıyor. Herkes sizinle göz göze gelmeye çalışıyor; geldiğinizde önce tereddütle gülümsüyor; siz cevap verirseniz çok mutlu olup başını öne eğerek daha belirgin gülüyor. Hele bir de dokunmayagörün: Çok hoşlarına gidiyor; o zaman sadece kendileri değil, etrafta kim var kim yok gülmekten kırılıyor…

Altında petrol yerine kan, ter ve gözyaşı yatıyor

Akşam yemeğine hazırlanmak için otele gidiyoruz. Yolda yemeği yiyeceğimiz asansörlü ultralüks nehir gemisini gösteriyorlar. Bizim Boğaz turlarının yanında Titanic gibi.
Otelin 22’nci katındaki odama vardığımda kafa karışıklığım artık had safhada: Pencereden dışarı bakıyorum. Nehrin iki yakası boyunca bir Dubai uzanıyor. Kore Savaşı’nda bu şehre 400 bin bomba atılmış. Tam da şehrin o zamanki nüfusu. Adam başına bir bomba demek! Şehir yerle yeksan olmuş. Peki yerle yeksan olan ne? Berlin mi? Yooo, zaten çeltik tarlası… Yani bu Dubai’nin altında petrol ya da teknoloji yerine kan, ter ve gözyaşı yatıyor.

Kafamda 40 soru, 40’ının da kuyruğu birbirine değmiyor. Azıcık kömür ve bronz dışında hiçbir şeyi olmayan bu fakir halk böyle bir başkenti nasıl yükseltti? Bunca kültür sarayını, görkemli anıtları, modern müzeleri, 150 bin kişilik dünyanın en büyük stadyumunu nasıl yaptılar? Dünyanın başka yerlerinde iflas eden sosyalizm, burada niçin hâlâ ayakta?

Peki biz, yani dünyanın geri kalanı… Neden burayı hep başka türlü hayal ettik? İşte Pyongyang karşımızda. Nerede bahsedilen o fakirlik, açlık, mutsuzluk?

Dünyanın bittiği yerde beş gün

‘BİZDE GAY YOK’

Ri Yong Guk ile Jong He Ra, Tong Dae Won restoranın düğün salonunda evleniyor. Bu, orta halli bir düğün. Eğer devletin işletme hakkını verdiği tesislerden birine sahipseniz daha zenginini yapmak da mümkün. Evlilikler bizdekilere çok benziyor. 24-25 yaşına (genel ortalama) gelmiş genç kızlar ve 28-30 yaşına gelmiş genç erkekler bazen kendileri tanışıp, bazen de görücü usulüyle dünya evine giriyor. Düğünden önce ailelerin birbirine hediyeler göndermesi âdetten. Eskiden evlerde yapılan düğünler için artık düğün salonları kullanılıyor. Tebrikleşmeler, danslar bizimkiyle aynı, tek fark gelin masası: Damatla gelin için kuşsütünün eksik olmadığı, çiçeklerle süslü masalar kuruluyor. Gençler evlenene kadar aileleriyle. Evlendikleri anda devlet onlara ücretsiz konut sağlıyor. Çocuk sayısı arttıkça daha geniş ev veriliyor. Peki ya evlenmezse? LGBTI bireyse? Rehberimiz Han “Bizde yok” diyor; “Şimdiye kadar hiç rastlamadık.”

Dünyanın bittiği yerde beş gün

KENDİN PİŞİR KENDİN YE

Buna bayılıyorlar. Neredeyse bütün lokantalarda kendi başınıza barbekü ya yapabileceğiniz aparatlar getiriyorlar. Etler, sebzeler, baharatlar, soslar veriyorlar. Bunları dilediğiniz ölçüde, pişirerek kendi yemeğinizi hazırlıyorsunuz. İşin en güzel yanı kiminki daha güzel olmuş diye herkesin birbirine tattırması…

Dünyanın bittiği yerde beş gün

DÜNYANIN EN DERİN METROSU

Pyongyang üstte tramvay ve troleybüslerle, altta metroyla örülmüş. Metro 17 istasyonlu. Derinliği 105 metre. Bunun nedeninin herhangi bir saldırı altında sığınak olarak kullanılması olduğu söyleniyor. Metroyu beklerken günlük gazeteleri panolardan okumak bedava. Hepsinin ücreti 5 won. Bizim paramızla 1 kuruşun altında.

Dünyanın bittiği yerde beş gün

TUZLU SU MU İSTERSİNİZ, YAPAY DALGA MI?

İşte beni en çok şaşırtan yerlerden biri: Pyongyang Aqua Park. 125 dönüm üzerine açık ve kapalı olarak kurulu. İçinde çoğunluğu çocuk ve genç binlerce insan aynı anda eğleniyor. Kapalı alanda tuzlu su, yapay dalga havuzu; açık alandaysa olimpik yüzme havuzları, su kaydırakları var. Bu tesise giriş paralı: kişi başı 2 bin won. Türk parasıyla 80 kuruş.

TEK BİLDİKLERİ BU: Çeltik-savaş-devrim

Bir Kuzey Korelinin hayata nasıl baktığını, dünyayı nasıl algıladığını anlayabilmek, ülkenin bizi de ilgilendiren tarihinden bağımsız düşünülebilecek bir şey değil.

Geçmişi 3 bin yıl öncesine dayanan Kore kültürü, 7. yüzyılda Çin etkisinden kurtulduktan sonra 20. yüzyılda Japon işgaliyle karşılaşıyor.

Japonya’nın 1945’te yenilip 2. Dünya Savaşı’ndan çekilmesine kadar devam eden bu süreç, 1.5 milyon Korelinin öldürüldüğü, ülkenin bütün kaynaklarının tüketildiği, içinde altın var mı diye antik kralların mezarlarının bile havaya uçurulduğu bir dönem olarak anlatılıyor. 60 bin kadın sadece Japon ordusunun cinsel ihtiyaçları için alıkonmuş.

Dünya Savaşı bitince ülkenin kuzeyi SSCB’nin, güneyiyse ABD’nin kontrolüne geçiyor. Bu kez de ülke ikiye bölünmüş bir halde SSCB, ABD ve Çin gibi büyük güçlerin hakimiyet-denge oyunlarına saha oluyor.

Kuzeydekiler ülkeyi kendilerinin temsil ettiğini ve ülkenin güneyinin ABD işgali altında olduğunu ileri sürüyor. Kore Savaşı patlak veriyor.

Savaşta önce Kuzey Kore başarı gösterince ABD ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu BM güçleri güneye yardıma gidiyor ve savaşın gidişatı bu kez kuzey aleyhine bozuluyor.

Bütün Kore’nin ABD güdümüne gireceğinden endişelenen Mao, Tiananmen Meydanı’nda bir miting düzenliyor ve Kore Savaşı’na resmen dahil olmayacağını ama Kore’ye gidecek Çinli gönüllülere silah dağıtacağını açıklıyor.

Binlerce Çinlinin Kore’ye girmesiyle birlikte denge yeniden sağlanıyor ve 27 Temmuz 1953’te ateşkes ilan edilip bugünkü sınırlar belirleniyor. Ateşkese rağmen bir anlaşma sağlanamıyor ve savaş resmi olarak hâlâ sürüyor.

Gelinen noktada Kuzey Koreliler kendilerini Japonlar tarafından sömürülüp geri bırakılmış, büyük güçlerin oyunlarının arasında kalmış hissediyor ve ülkelerinin yarısının bir süpergücün işgali altında olduğunu düşünüyorlar.

Bu süpergüç tarafından sürekli taciz edildiklerini ileri sürerek, bir gün anavatanın kalan kısmının da tehlikeye girebileceği kaygısını taşıyorlar.

ABD’nin balıkçı gemisi görünümüne sokup ülkenin karasularına yolladığı USS Pueblo savaş gemisi gibi kanıtları da Savaş Müzesi’nde bu yüzden sergiliyorlar. ABD’den böyle benzer her yakalamada, esir askerlerin kurtarılması için gönderilen özür mektupları eşliğinde…

Dünyanın bittiği yerde beş gün

1 Mayıs Moran Tepesi’nde ailece piknik yapmak için sevilen mazeretlerden biri

Dünyanın bittiği yerde beş gün

KUZEY KORE’DE GÜNLÜK HAYAT

– Ülkede yurtiçi telefon konuşmalarına izin veriliyor ve internette sadece belli devlet sitelerine giriş izni var. Buna ‘Nae na ra’ (ülkemiz) adı veriliyor.

– Radyolar sadece devlet kanallarını çekecek şekilde üretiliyor. Ve hepsi devlete ait beş TV kanalı var.

– Ülkenin en sevilen şarkıcısı Ryu Jin Ah. En popüler şarkısıysa ‘Garira Paektusan Uro’. Anlamı, ‘Paektu Dağı’na gidelim’… Büyük kurucu Mil İl-sung’un bağımsızlık savaşını başlattığı dağ silsilesi…

– En sevilen dizi ‘Aşkım ve Mutluluğum’. Her akşam 20.40’ta yayımlanıyor. Konusu mu? Elbette vatan sevgisi ve biraz da romantizm.

Dünyanın bittiği yerde beş gün

ASKER MİLLET Mİ DEDİNİZ?

Erkekler eğitim ve iş durumlarına göre üç-beş yıl arasında askerlik yapıyor. Sonra her yıl bir hafta askerlik bilgilerini güncellemek için yine askerlik yapmak zorunda. Bu da 23 milyonluk ülkenin 1 milyonluk ordusu olması demek. Sadece sınırda ve askeri bölgelerde değil; şehir içinde, şehirlerarası yollarda, parklarda yürüyüş, talim, eğitim yapan, marş söyleyerek dolaşan askerler görüyorsunuz. Ama askerin tek görevi savunma değil. İnşaat işlerinde, çifçilikte, balıkçılıkta ve madencilikte de orduyu kullanıyorlar.

Dünyanın bittiği yerde beş gün

SOSYALİST TEK PARTİ YÖNETİMİ

– Yer: Doğu Asya’da Kore Yarımadası’nın kuzeyi

– Yüzölçümü: 120 kilometrekare

– Nüfus: 25 milyon

– Resmi dil: Korece

– Kuruluş tarihi: 9 Eylül 1948

– Para birimi: Kuzey Kore Won’u

– Hükümet: Sosyalist tek parti totalitarizmi

– İdari yönetim: Üniter cumhuriyet

– Kişi başına milli gelir: 1800 dolar

Dünyanın bittiği yerde beş gün

Kim İl-sung’un öldüğünü kabul etmiyorlar
KİM AİLESİ: DEDE-OĞUL-TORUN ÜÇLEMESİ

Kuzey Kore üç kuşaktır aynı aile tarafından yönetiliyor: Efsanevi kurucu lider Kim İl-sung, oğlu Kim Jong-il ve torunu Kim Jong-un. 1912 doğumlu dede Kim İl-sung 1930’larda bugün kutsal kabul edilen Paektu Dağı’na çıkarak işgalci Japonlara karşı bağımsızlık hareketini örgütlüyor.

1948’de bağımsızlık elde edip Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni kuruyor. Kore Savaşı’nın bittiği 1953’te Çin’in yardımıyla Güney Kore ve BM birliklerini ülkeden tekrar püskürttüğünde Kuzey Korelilere ikinci kez bağımsızlıklarını hediye ediyor. Marksizmin eksiklerini giderdiğini ileri sürdüğü Juche ideolojisini oluşturuyor. Bu fikriyatta devrimin sadece köylü ve işçilerle gerçekleşemeyeceğini, buna entelektüellerin de katılması gerektiğini savunuyor. Bu yüzden orak ve çekiç işaretlerinin yanına bir de resim (yazı) fırçası ekliyor. 1994’te ölene kadar da ülkeyi yönetiyor.

Ölümünde yayımlanan, halkın feveran halindeki ağlama sahnelerinin tamamen gerçek olduğunu Kuzey Kore’ye gidince anlıyorsunuz. Kim İl-sung’un öldüğü kabul edilmiyor, kendisinden hâlâ “Başkanımız” olarak söz ediliyor.

Her şehirde oğluyla birlikte dev heykelleri var. Bu heykelleri işaretparmağınızla gösteremiyorsunuz. Gösterirken avuçiçiniz yukarı dönük şekilde olmalı. İnsanlar ellerinde çiçeklerle ziyarete geliyorlar heykelleri. Heykellerin civarını temizlik görevlileri değil, gönüllü öğrenciler temizliyor.

Kim İl-sung’un naaşı, eskiden ofis olarak kullandığı Güneş Sarayı’nda gömülü. Burası bir mozoleden çok, piramit gibi. İçinde hepsinin saçı, makyajı, kıyafeti, birbirinin aynı, baştan aşağı siyah giyimli kadın görevliler var; aklınıza tapınak rahibeleri geliyor. Ziyaret sırasında inanılmaz bir düzen ve protokol uygulanıyor.

Şu anki lider torun Kim Jong-un ise heykel ve resimlerin hiçbirinde yok. Meftalara saygı gereği, heykel ve resimler sadece dede ve oğul Kim’leri tasvir ediyor.

Dünyanın bittiği yerde beş gün

SIRLARLA DOLU BİR LİDER

Kim Jong-Un, iktidara 2011’de, 26 yaşında geldi. Ondan ‘General’ diye bahsediyorlar. İsviçre’de okudu. Batı kültüründen etkilenmemesi için, okuldan kalan zamanını Kuzey Koreli yetkililerin gözetiminde geçirdi.

Onu tanıyan arkadaşlarına göre şampanyaya, lüks otomobillere, video oyunlarına, spor giyime ve basketbola düşkün.

2012’de eski şarkıcı Sol-ju ile evlendiğini duyurdu. Ülkeye olan sempatisiyle tanınan ve 2013-2014’te iki kez ziyaret eden ABD’li basketbolcu Dennis Rodman’a göre bir kızları var.

Genç yaşından ötürü herkes ülkeyi politbüronun yöneteceğini düşünüyordu. Ama Kuzey Kore’nin ikinci güçlü adamı enişte Jang Song -thaek 2014’te vatana ihanetten idam edilince tek güç oldu.

Yeni inşaat hamleleri başlatmasıyla anılıyor. 1960’lardan kalma eski mahalleleri yıkıyor; yerine modern yeni mahalleler kuruyor.

Kuzey Kore’nin onun yönetiminde yaptığı nükleer füze denemeleri başta ABD, Japonya, Çin olmak üzere bütün dünyayı rahatsız ediyor. Ama o, füze denemelerine “Amerikalı p.çlere” diyerek devam ediyor.

Birçok analiste göre Kim Jong-Un son derece tehlikeli bir deli. Deliliği, doktorların bilebileceği bir iş. Bir gazeteci olarak benim şahit olduğum, gözlemlerimden söyleyebileceğimse, hiç de aptal olmadığı.

Kaynak: HÜrriyet

Lavrov: Pyongyang’ın nükleer silahı olduğu için ABD, Kuzey Kore'yi vurmaz
24 Eylül 2017



"Kuzey Kore’yi savunmuyorum, sadece bu analizin herkes tarafından kabul edildiğini söylüyorum"

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Pyongyang’ın elinde yanıt için kullanılacak nükleer silah bulunduğundan emin olduğu için Kuzey Kore’ye saldırmayacağını belirtti.

Sergey Lavrov, Rus NTV televizyonunda yayınlanan İtogi Nedeli programına verdiği mülakatta, “Amerikalılar Kuzey Kore’yi vurmaz, zira ellerinde nükleer bombaların bulunduğunu kesin olarak biliyorlar. (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin, bu konuya dönerken birçok kez ABD’nin veya başka herhangi bir ülkenin elinde, (Kuzey Kore’deki) tüm tesisler konusunda yüzde 100 bilgi olduğunu tasavvuf etmenin dahi mümkün olmadığını söylemişti” ifadelerini kullandı.

Lavrov, “Şu anda Kuzey Kore’yi savunmuyorum, sadece bu analizin herkes tarafından kabul edildiğini söylüyorum” diye konuştu.
T24

Kuzey Kore'de ABD karşıtı miting: Amerikan emperyalistlerine ölüm
24 Eylül 2017



Mitinge 100 binden fazla kişinin katıldığı aktarıldı

Kuzey Kore'nin başkenti Pyongyang'da ABD karşıtı miting düzenlendi. 100.000'den fazla kişinin katıldığı belirtilen mitingde "Amerikan emperyalistlerine ölüm" sloganları atıldı.

Yonhap ajansının, Kuzey Kore'nin resmi haber ajansı KCNA'ya dayandırdığı haberinde, 100.000'den fazla kişinin katıldığı mitingde Kuzey Kore lideri Kim Jong-un açıklaması da okundu. Kim, açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesine yönelttiği tehditlere karşı üst düzey önlemler alacağını belirtti.

Üst düzey yetkililerin de konuşma yaptığı mitingde, "kesin intikam" ve "Amerikan emperyalistlerine ölüm" sloganları atıldı.

T24
ETİKETLER
kuzey kore miting 100 bin kişi katıldı abd abd karşıtı miting amerikan emperyalistlerine ölüm haber

Kuzey Kore'den Trump'a yanıt: Bu bir savaş ilanıdır
26 Eylül 2017



Kuzey Kore tarafından ABD'ye yönelik çok sert açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı Ri Yong-Ho, BM Genel Kurulu için gittiği ABD'nin New York kentinden ayrılmadan önce konuştu.

Kuzey Kore tarafından ABD'ye yönelik çok sert açıklamalar geldi. Dışişleri Bakanı Ri Yong-Ho, BM Genel Kurulu için gittiği ABD'nin New York kentinden ayrılmadan önce konuştu.

Ri Yong Ho, "Trump'ın son yaptığı açıklamalar savaş ilanıdır. ABD uçaklarını uluşlararası havasahasında vurabiliriz" dedi. "Tüm dünya ilk savaş ilan eden tarafın ABD olduğunu hatırlamalı" diye konuşan Ho, 'Her türlü karşı önlemi alma hakkımız var' ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet

'Güney ve Kuzey Kore'nin masaya oturması, ABD'nin planlarını bozdu'
10.01.2018



Kuzey Kore ve Güney Koreli yetkililer 2 yıl aradan sonra ilk kez yaptığı üst düzey görüşmeyle tarihi bir adım attı. Rus uzmanlara göre iki ülkenin bu adımı, ABD'nin planlarını bozdu.
Sputnik'e konuşan Rusya Ekonomi Üniversitesi'nden askeri uzman Andrey Koşkin, "Kore yarımadasında oluşan tablo, ABD'nin uzun vadeli planlarıyla örtüşmüyor. Bölgedeki gerilim, ABD'nin buradaki askeri varlığını artırmak için bir gerekçe oluşturuyor. Ancak mevcut durum, ABD'nin Rusya ve Çin'e karşı kullandığı bu askeri kozu engelliyor" ifadelerini kullandı.

'ABD TRENİ KAÇIRDI'

Kore yarımadasında başlayan sürecin Rusya, Çin ve Kuzey Kore'nin çıkarına olduğunu savunan Koşkin, ABD'nin ise treni kaçırdığını vurguladı. "ABD Başkanı Donald Trump, uzun süre silah gösterdi, tehditte bulundu ve Kore yarımadasına savaş gemileri gönderdi ancak hiçbir zaman gerçek bir adım atmadı" diye devam eden Koşkin, bugün rollerin değiştiğinin ve barış sürecine engel olacak ülkenin saldırgan olarak nitelendirilebileceğinin altını çizdi.

NE OLMUŞTU?

Kuzey ve Güney Kore arasında 2 yıl sonra gerçekleşen ilk üst düzey görüşme sonunda, Kuzey Kore, 2018 Kış Olimpiyat Oyunları'na kafile gönderme kararı almıştı.
İki ülkenin sınır bölgesindeki gerginlikleri azaltmak amacıyla askeri düzeyde görüşme gerçekleştireceği de duyurulmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Kuzey Kore krizini çözmek için birlikte çalışma konusunda mutabakat sağladıklarını söylemişti.

Putin, Kore yarımadasındaki durumun kademeli olarak normale döndürülmesine yönelik Rus planının uygulamaya koyulması konusunda Şi'yle anlaştıklarını belirtmişti.
Sputnik

Rusya: Kore Yarımadası'nda bir kriz, on binlerce ABD'linin ölmesine neden olur
26.12.2017



Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev, Kore Yarımadası'nda herhangi bir büyük çapta askeri hareketliliğin, Güney Kore'de yaşayan on binlerce ABD'linin hayatını kaybetmesine neden olacağı uyarısında bulundu.

Argumentı i Faktı gazetesine konuşan Patruşev, Washington'ın Kuzey Kore'ye yapacağı olası bir saldırının Güney Kore'de yaşayan 250.000 ABD'li arasında büyük kayıplara neden olacağının farkında olduğu ifade etti.
"Kore Yarımadası'nda büyük çapta bir çatışma çıkarsa on binlerce ABD'li ölür" diyen Patruşev, böyle bir sonucun her ülke için kabul edilemez bir kayıp olduğunu vurguladı.

Patruşev, Kuzey Kore'nin füze test sahalarının 10 milyon nüfuslu Seul'den yalnızca 50 kilometre uzaklıkta olduğunu da kaydetti.

'ABD, KUZEY KORE'Yİ BAHANE OLARAK KULLANIYOR'

Washington'ın yarımadadaki 'gerginlik kısır döngüsüne' katkıda bulunduğunu belirten Patruşev "ABD, Kuzey Kore yönetimi ve halkına karşı provokatif adımlarda bulunuyor ve Güney Kore ile büyük çapta tatbikatlar gerçekleştiriyor" dedi.

Patruşev, ABD'nin Kuzey Kore'nin nükleer programını Asya-Pasifik bölgesine füze savunma sistemi konuşlandırmak için bahane olarak kullandığını da savundu.
Sputnik
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com