EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal Arl 09, 2014 10:52 pm    Mesaj konusu: Müslüman Kardeşler Teşkilatı Alıntıyla Cevap Gönder

Erdoğan'ın yakın dostu birkaç saat sonra terörist ilan edilebilir
Kerem Çalışkan
03.04.2017

[img]http://odatv.com/images/resimler/Foto4-%20Erdoğan-Mursi.jpg[/img]
Müslüman Kardeşler ABD’de terör örgütü ilan edilirse asıl fatura Türkiye ve Erdoğan’a çıkacak…Neo-Osmanlı hayali kabusa dönüşecek

ABD’de bugün Trump ve Mısır devlet başkanı Sisi Beyaz Saray’da bir araya geliyorlar. Sisi, Trump’ın Beyaz Saray’da ağırladığı ilk Müslüman devlet başkanı olacak.

Beyaz Saray’daki toplantının ana gündem maddesi şu:

Müslüman Kardeşler (MK) ABD’de terör örgütü ilan edilsin mi?

Eğer Beyaz Saray’dan böyle bir karar çıkarsa şu anda dünyadaki en önemli MK hamisi olan Erdoğan’ın başı belaya girebilir…

BEYAZ SARAY’DAKİ HAVA

Sisi, Trump’dan MK’nın ABD’de ‘terörist örgüt’ ilan edilmesini istiyor…

Trump da MK’yı ‘terörist’ ilan etmekten yana…

Beyaz Saray’da Trump’ın arkasındaki en önemli ‘ideolojik’ beyin kabul edilen Steve Bannon da uzun süredir Müslüman Kardeşlerin terörist ilan edilmesini savunuyor… Bannon Siyasal İslam’ın en büyük düşmanı…

Beyaz Saray’daki görevinden bir ay önce alınan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn da MK’yı terörist listeye almak istiyordu…

Yani Beyaz Saray’daki hakim görüş MK’yı terörist ilan etmekten yana…

TRUMP-SİSİ: WİN WİN

Bu karar çıkarsa Trump ve Sisi için ‘win-win’ olacak…

İşadamı Trump böyle bir fırsatı kaçırmaz…

Çünkü böylece Trump ‘Kedi olalı bir fare tutacak!’

İslamcı terör tehdidi nedeniyle Müslüman ülkelere koyduğu giriş yasağı iki kez ABD’de yargıdan dönen Trump, İslamcı MK’ya terör tokadı vurarak seçim vaatlerini yerine getirecek…

Müslümanlara giriş yasağına yeni gerekçe bulacak…

Bazı Demokratların desteği ile bu yasayı Meclis’ten de geçirebilir…

Kendini ‘İslamcı teröre en sert tokadı vuran ABD Başkanı’ ilan eder…

Sisi de, Trump da böylece çok mutlu olurlar..

Sisi Mısır’da gittikçe azalan desteğini Trump sayesinde biraz toparlar…

Mısır’da bir kısmı şiddete yönelen MK Hareketi’ni daha kolay ezer…

Trump’dan almayı umduğu yeni askeri ve mali yardımla iktidar süresini en az

2-3 yıl uzatır...

ABD basını Trump’ın Sisi’yi demokrasi ve insan hakları konusunda sıkıştırmasını istiyor, ama bunlar Trump’ın pek umurunda değil…

TRUMP SİSİ’Yİ SEVİYOR

Zaten Trump Sisi’yi seviyor…

Sisi ile 2016 Eylül’de New York’da başkan olmadan önce görüşen Trump ‘Şahane herif ‘(fantastic guy) kimyamız tutuyor’ dedi…

Trump Sisi için ‘Mısır’ı kontrola aldı, tam kontrola…’ diye övgüler düzdü…

Sisi Mısır’da Trump’ın özleyip de yapamadığı gibi ‘astığı astık kestiği kestik…’ davranabiliyor…

Sisi Trump’ı yeminden sonra ilk kutlayan dünya liderleri arasında…

Sisi Trump’ın Müslüman ülkelere giriş yasağını da destekleyerek onun takdirini kazandı…

Trump daha başkanlık koltuğuna oturmadan önce Aralık 2016’da Sisi’yi telefonla arayıp BM’de İsrail’i kınayan bildiriye destek vermemesini istedi…Sisi Trump’ın bu ricasını hemen yerine getirdi…Telefonda teröre karşı işbirliğini ve İsrail’e desteği konuştular…

TRUMP ERDOĞAN’I PEK SEVMİYOR

Trump Sisi’yi seviyor, ancak görülen o ki Erdoğan’ı o kadar sevmiyor….

Erdoğan Trump’ın adaylığı döneminde BM toplantısı için (19-23 Eylül 2016) ABD’ye gitti, Trump ile görüşmek istedi, ancak görüşemedi…

Trump, başkan seçildikten sonra Erdoğan’ın tüm görüşme taleplerini 16 Nisan referandumu sonrasına erteledi!...

Oysa Trump daha adaylığı döneminde, aynı BM toplantısı için ABD’ye gelen Sisi ile New York’da görüştü…

TRUMP SİSİ İLE ERDOĞAN MK İLE BULUŞTU

Tam da Trump-Sisi New York’da, teröre ve Müslüman Kardeşler’e karşı işbirliğini görüşürken, Erdoğan New York’da aralarında Müslüman Kardeşler temsilcilerinin de bulunduğu İslam Cemaati üyeleri ile bir araya geldi…

Yani Erdoğan, Sisi-Trump görüşürken aynı kentte Sisi’nin düşmanları ile buluştu…

Erdoğan’ın 23 Eylül 2016’da New York’da İslam örgütleri temsilcileri ile yaptığı bu toplantıya katılan 27 kişiden 19’unun Müslüman Kardeşler ile bağlantılı olduğu tespit edildi. (Kaynak: The Global Muslim Brotherhood Daily Watch)

Toplantıya katılanlardan Muhammed Macid, Müslüman Kardeşlerin ABD’deki yeni liderlerinden biriydi. Nihad Awad ise Hamas ile sıkı bağlantılı bir isimdi…

Erdoğan’ın Müslüman Kardeşler ile bu özel toplantısına katılan isimler arasında Berat Albayrak, İbrahim Kalın, Yasin Aktay, Ravza Kavakçı ve Fatma Betül Sayan Kaya gibi isimler de vardı…(Aile Bakanı Sayan Kaya daha sonra Erdoğan’ın emri ile gittiği Hollanda’da krizi çıkaran baş aktördü)

İSTANBUL: MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN YENİ MERKEZİ

Erdoğan’ın New York’da Trump yerine Müslüman Kardeşler ile buluşması boşuna değil…

Çünkü Erdoğan şimdi tüm dünyada Müslüman Kardeşler’in baş koruyucusu ve ‘Big Brother’i (Muslim Brother) konumunda…

2013’te Mısır’da General Sisi’nin darbe yaparak Müslüman Kardeşler’in seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’yi devirmesinden sonra Erdoğan Sisi’ye karşı kampanya açtı…’Sisi’yi tanımıyorum, benim başkanım Mursi’ dedi…

ERDOĞAN ‘RABİA’ İLE SÜREKLİ MK’YA DESTEK MESAJI VERDİ

Erdoğan bu süreçte her yerde gezerek, 4 parmağını açıp, Müslüman Kardeşler’in simgesi olan ‘Rabia’ işaretini yaptı. MK’ya sürekli Rabia ile selam ve dayanışma mesajı yolladı… Mısır’da MK ezilirken, Erdoğan Türkiye’de, dünyada MK’nın temsilcisi gibi davrandı…MK’nın ayakta kalan devrilmeyen simgesi oldu Erdoğan…

Mısır’da devrilen MK İktidarının dünyadaki baş destekçisi haline geldi…

Rabia bunun işaretiydi…

Erdoğan sonra tepkiler üzerine 4 parmağı ‘Tek devlet, bayrak…’ diye başka söyleme çevirmeye çalıştı, ama ‘Rabia’ diyerek MK’ya selam yollamaya devam etti…

ERDOĞAN’A NEO-OSMANLI HAYALİ KURDURAN ÖRGÜT

Müslüman Kardeşler, Muslim Brothers/Brotherhood, İhvan-ül Müslimin, kısaca İhvan…1928’de Mısır’da İsmailiye kentinde Hasan El Banna’nın kurduğu Ortadoğu’nun en eski İslamcı örgütü…

Erdoğan’ın 2012-13 yıllarında Müslüman Kardeşler’e dayanarak Türkiye’den Mısır’a (Mursi’ye) uzanan coğrafyada Neo-Osmanlı hakimiyeti yaratma ve başına geçme hayalleri kurduğu örgüt…

Erdoğan’ın Suriye’de Esad’a karşı ayaklanmada desteklediği ve Suriye’yi onlara dayanarak kontrolüne almak istediği örgüt… Müslüman Kardeşler…

Erdoğan’ın Arap Baharı liderliği hayalini üstüne inşa ettiği örgüt…

Sisi’nin 2013’teki darbesi ile Erdoğan’ın bütün bu hayalleri suya düştü…

Erdoğan Sisi’ye çok kızdı ve MK’ya, İslamcılara, cihatçılara kucak açtı…

MISIR’DAN KAÇAN MK LİDERLERİ TÜRKİYE’YE SIĞINDI

2013’te Mısır’dan kaçan Müslüman Kardeşler örgütünün liderleri ve önde gelen militanları Türkiye’de toplandılar İstanbul’u yeni merkez yaptılar…

Aynı süreçte Hamas, Hizbullah ve diğer bir dizi İslamcı cihad örgütü de Türkiye’yi ‘ana üs’ haline getirdiler…IŞID, El Kaide, El Nursa vb. gibi örgütler de bu furyada Türkiye’de yuvalandı… Bunların bir kısmı Türkiye’de ÖSO adı altında eğitilip, desteklendi, silah verilip Suriye’ye yollandı…

- 19 Eylül 2014’te Katar’dan çıkarılan ve İstanbul’a gelen Müslüman Kardeşler (İhvan) liderlerinden Cemal Abdüssettar ‘Türkiye mazlumların güvenli kucağı haline geldi’ dedi. Katar’daki 7 MK liderinden 3’ü İstanbul’a geldi. (Abdüssettar, Amr Darrac ve Vecdi Güneym) Mısır Interpol’e başvurarak bunların tutuklanmasını istemişti. (Al Jazeera Turk).

MK’NIN İSTANBUL’DAN 4 TELEVİZYONU YAYINDA

- İstanbul’da Bağcılar’da bir plazada Müslüman Kardeşler’e bağlı 4 televizyon faaliyete başladı. (İsimleri: Rabia TV, Al Şark, Mukamilin, Mısır Al An). Bu televizyonlardan zaman zaman çeşitli gruplar Mısır’a yönelik eylem ve terör çağrıları yapıyorlar. (Bu terör çağrıları için yapılan bir şikayete RTÜK ‘Bize kayıtlı değil, yetkimiz yok’ yanıtı verdi.)

Mısır’dan, İstanbul’daki TV’lerden yapılan bu terör çağrıları konusundaki resmi şikayet ve başvurulara ise Ankara sessiz kaldı.

MISIR ‘SÜRGÜN PARLAMENTOSU’ İSTANBUL’DA TOPLANDI

- 9 Ocak 2016’da İstanbul’da, 2012’den sonra Kahire’de ilk kez toplanan Mısır Parlamentosu ile eş zamanlı olarak ‘Sürgündeki Mısır Parlamentosu’ toplandı. AA haberi ‘Mısır’ın Meşru Parlamentosu’ İstanbul’da toplandı, diye verdi.

İstanbul’daki bu toplantıya Müslüman Kardeşler’in dünyada önde gelen isimleri ve Sisi muhalifleri katıldı.

-İstanbul’da konuşan Mısır Sürgün Parlamentosu Başkanı Cemal Haşmet ‘Mısır’daki parlamento Mısır halkını temsil etmiyor. Meşru parlamento burada İstanbul’dadır’ dedi.

Toplantıda konuşan eski Mısırlı parlamenter Dr. Abdulmawgoud Dardery ise ‘Amacımız Mısır’daki 45 bin siyasi tutukluya İstanbul’dan dayanışma mesaj vermek’ dedi. Mısır’daki tutukluların büyük bölümü Müslüman Kardeşler üyesi.

TÜRKİYE’DEN ÇIKAN CİHATÇIYI ABD İDLİB’DE VURDU

-8 Nisan 2016’da ABD, Suriye’de İdlib’de Mısır’lılara ait bir otomobili drone saldırısı ile vurdu. Ölenler arasında Mısır’da MK ile bağlantılı terör örgütü Gama İslamiye liderlerinden Rıfai Ahmed Taha Musa vardı. Taha Musa 2013’teki darbeden sonra, arkadaşı Şevki el İslambuli ile birlikte Mısır’dan kaçıp İstanbul’a sığınmıştı. İkisi de ABD tarafından ‘uluslararası terörist’ olarak aranıyorlardı. El Kaide uzantısı ‘Horasan Grubu’ olarak biliniyorlardı. 61 yaşındaki Taha Musa, Suriye’de cihatçı gruplar arasındaki bir anlaşmazlığı çözmek için İstanbul’dan ayrılıp İdlib’e gidince ABD tarafından izlendi ve drone ile vuruldu. İslambuli hala aranıyor…

ERDOĞAN MK’YI SAVUNDU: ONLAR TERÖRİST DEĞİL

-15 Şubat 2017’de Erdoğan, Suudi Arabistan’a yaptığı gezi sırasında Riyad’da, Al Arabiya gazetesinin, ABD’de Müslümanlar Kardeşler’in terör listesine alınmasına ilişkin bir soruya ‘Müslüman Kardeşler terörist bir örgüt değildir, silahla işleri yoktur, ideolojik bir örgüttür’ diye yanıt verdi. Müslüman Kardeşleri savunan Erdoğan ‘Biz onları Türkiye’de desteklyoruz, terörist olsalar desteklemeyiz’ dedi. (Al Arabiya/News)

DİYARBAKIR’DA MK’NIN ŞEHADET TOPLANTISI

-19 Şubat 2017’de Diyarbakır Kayapınar ilçe Müftülüğü Salonu’nda ‘Dünden Bugüne Şehadet Mektebi olarak Müslüman Kardeşler’ konferansı verildi. Konferansa Müslüman Kardeşler Tebliğ (Davet) Birimi Başkanı Prof. Dr. Abdülhalik Eş Şerif katıldı. Eş Şerif ‘Şehadet ve Cihad’ın Müslüman Kardeşler’in temel sloganı olduğunu belirtti. Tahrir’de ve 15 Temmuz’da Türkiye’de can verenlerin ‘Şehadet Kardeşliği’ni vurguladı. Müslüman Kardeşler’in kanatları altındaki Davet ve Kardeşlik Vakfı benzer toplantıları Türkiye’nin her yerinde yapıyor. Gençler için ‘İslami Eğitim’ kampları düzenliyor….

Merak edenler için Diyarbakır’da müftülük salonunda ‘Müslüman Kardeşler’ toplantısı fotoğrafı: (Foto, haber ve kaynak: Davet ve Kardeşlik Vakfı internet sitesi):

BEYAZ SARAY’DAN KARAR ÇIKARSA ERDOĞAN ZORLANIR

Eğer Trump ve Sisi bugün Beyaz Saray’da Müslüman Kardeşler’i ABD’de ‘terör örgütü’ ilan etmeye karar verirlerse, Müslüman Kardeşler’in şu anda dünyadaki en büyük destekçisi ve sponsoru olan Erdoğan ‘teröre destek ve yataklık’ suçlaması ile yüzyüze kalacak…

Halkbank-Rıza Sarraf-İran-ABD üzerinden ‘ambargo delme-yolsuzluk-rüşvet’ bağlantısı tehdidi altına giren Erdoğan bu kez Müslüman Kardeşler üzerinden direkt ‘terör destekçisi’ olmakla suçlanacak…

15 Nisan 2017 Referandumu’na Erdoğan bu tabloda gidiyor…

Tehdit doğrudan üzerine geliyor…

‘Evet’ çıksa, başkan seçilse bile sizce bundan kaçabilir mi?....

DİPNOT: MURSİ’Yİ REFERANDUMA ERDOĞAN TEŞVİK ETTİ

Mısır’da 2011’de halkın başlattığı Tahrir meydanı gösterileri sonucu (Arap Baharı) 30 yıllık diktatör Mübarek, ordunun zorlaması ile devrildi.

2012 Haziran’da yapılan iki turlu seçimlerde Müslüman Kardeşler’in adayı olan Mursi seçmenlerin yüzde 25’inin desteğini alarak Mısır cumhurbaşkanı seçildi.

Seçime 50 milyon seçmenin yüzde 51’i katıldı. Mursi 13 milyon, diğer aday Ahmed Şefik 12 milyon oy aldılar. Mursi kullanılan oyların yüzde 51’i ile başkan oldu. Toplam seçmenin dörtte birinin desteği ile o koltuğa oturdu.

Mursi bu süreçte Anayasa Mahkemesi ile etki-yetki kavgasına girdi. Erdoğan bu süreçte kendisi ile sık sık görüşen Mursi’ye Türkiye’deki 2010 referandumunu örnek göstererek referandum yapmasını tavsiye etti. Erdoğan o tarihte Mursi ile elele Türkiye’den Mısır’a uzanan Müslüman Kardeşler Neo-Osmanlı Birliği hayal ediyordu…

Mursi bütün yetkileri kendisinde toplayan bir anayasa hazırladı (Tek Adam Anayasası) ve 25 Aralık 2012’de bunu referanduma götürdü. Muhalefet referandumu boykot etti. Mursi’ye ve ‘İslamcı darbe’ye karşı yeniden sokak gösterileri başladı.

Bu referanduma seçmenlerin sadece yüzde 30’u katıldı (17 milyon). Mursi yüzde 63 oyla referandumu kazandı. 50 milyon seçmeni olan ülkede 10 milyon oyla bütün yetkileri aldı. Toplam seçmenin beşte birinin oyuyla ‘Tek Adam’ oldu.

Ancak sokaklar durulmadı. Mursi’ye karşı gösteriler sürdü. General Sisi Haziran 2013’te halk destekli bir askeri darbe ile Mursi’yi devirdi ve tutukladı.

Mursi ölüm cezasına çarptırıldı. İnfaz ertelendi. 45 bine yakın Müslüman Kardeşler üyesi ve siyasi muhalif tutuklandı ve halen hapiste.

ABD, Avrupa, İsrail ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler’e karşı Sisi’yi desteklediler…Kimi örtülü kimi açıktan…

Sisi Müslüman Kardeşleri terör örgütü ilan etti. Şimdi Trump yönetimindeki ABD’nin de MK’yı terör örgütü ilan ederek kendisine destek vermesini istiyor.

Müslüman Kardeşler ABD’de terör örgütü ilan edilirse asıl fatura Türkiye ve Erdoğan’a çıkacak…Neo-Osmanlı hayali kabusa dönüşecek… (..)
Odatv.com

Müslüman Kardeşler neden yalnız kaldı?
Abdullah Aydoğan Kalabalık (*)
8 Ara 2014

[img]http://odatv.com/images/resimler/Foto4-%20Erdoğan-Mursi.jpg[/img]

Müslüman Kardeşler yöneticilerinin uzun yıllar hapiste kalmaları, 80 yıllık muhalefet geleneği ve Mısır istihbaratının onları yönlendirerek yanlışa zorlaması gibi etkenlerin, hareketi yalnızlığa ittiği konuşuluyor. İhvan'ın diğer gruplarla işbirliğinin boşa çıkma nedenlerinden birinin, cemaat reflekslerinin ön plana çıkması olduğu söylenebilir.

Mısır'ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in beraat etmesinin ardından olası tepkilere karşı ülkedeki güvenlik tedbirleri artırıldı.

Mısır'daki 25 Ocak 2011 Devrimi esnasında göstericilerin öldürülmesinden suçlanan devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve yardımcıları ile dönemin İçişleri Bakanı Habib Adli'nin beraat etmesi, ülkede yeni bir eylem dalgası ortaya çıkardı. Farklı kesimlerin düzenlediği milyonluk protesto eylemleri, yönetimi endişelendirmeye başladı.

Kararın açıklandığı 29 Kasım 2014'ten bir gün önce Selefi Cephe mensuplarının yaptığı eylem nedeniyle ülkenin bütün şehirlerinde alarma geçen güvenlik güçleri, aslında Mübarek'in aklanması yönelik tepkiye karşı tedbir almaktaydı.

Nitekim 28 Kasım Cuma günü güvenlik güçlerinin yaptığı gövde gösterisiyle İslami siyasi hareketin belinin kırıldığı imajı oluşturulması, yönetim çevrelerini rahatlattı. Medya aracılığıyla Mısır halkına "her şeyin kontrol altında olduğu" mesajı verildi. Eylemleri Selefilerin organize etmesine rağmen medya, "Terörist Cemaat İhvan"ın sokakta karşılık bulamadığını vurguladı.

Ancak bir gün sonra Mübarek'in yolsuzluk ve eylemcileri öldürme davasından beraat etmesi, devrimci hareketleri tahrik etmeye yetti de arttı. Kahire'nin meşhur Tahrir Meydanı yakınlarındaki Talat Harp Meydanı'nda toplanan devrimci hareketlerin mensupları, gece geç saatlere kadar protestolarını sürdürdüler. Polisin göz yaşartıcı bomba ile dağıttığı eylemcilerden ikisi hayatını kaybetti.

Muhalefetin "Mübarek'in aklanması" tepkisi

2 Aralık'ta bu kez Müslüman Kardeşler (İhvan) tarafından milyonluk eylem düzenlendi. Bazı üniversitelerde de eylemler yapılmasına rağmen 1 milyon insan toplanamadı. 2 Aralık gösterilerine katılımın hedeflenen düzeye ulaşmaması, İhvan'ın başarısızlığı olarak algılandı.
5 Aralık günü, bu kez 6 Nisan Hareketi ve 25 Ocak Devrimi Şehit Aileleri tarafından bir başka milyonluk eylem daha organize edildi. Söz konusu gösteriye, Gad Partisi Başkanı Eymen Nur ve Abdulmunim Ebulfutuh'un Güçlü Mısır Partisi de destek verdi. Gösterinin organizatörlerinin, İhvan'ın eyleme katılmaması ve Rabia (Dört) işareti yapılmamasını istemeleri dikkat çekiciydi. Ama yine de hedeflenen eylemci kitlesi sokağa çıkarılamadı.
Hâlbuki bir gün öncesinde medyaya, Mübarek'in hayatını kaybettiği yansımış, sabah saatlerinde haberin asparagas olduğu ve milyonluk eyleme katılımı engelleyip Mübarek'in aklanmasına tepkiyi azaltmak için yapıldığı anlaşıldı. Aslında bu alışılmış bir tavırdı; Mübarek'in ilk duruşmasından önce de benzeri haberler Mısır medyasına yansımıştı. Ama bu yöntem yine de etkili oldu.
Yaşanan bir diğer gelişme, basına sızdırılan bir telefon görüşmesiydi. Mikemmilin TV kanalının yayımladığı ses kaydında, Yüksek Askeri Konsey (YAK) Üyesi Tümgeneral Memduh Şahin, Muhammed Mursi'nin alıkonulmasından sorumlu Deniz Kuvvetleri Komutanı Usame Cundi ile yaptığı telefon görüşmesinde, 3 Temmuz 2013'te devrilen Cumhurbaşkanı'nın yargılandığı İttihadiyye Olayları ve casusluk davalarından bahsediyordu.

Şahin, Mursi'nin, 2012'de "Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde bazı protestocuların ölümüyle sonuçlanan olaylarını teşvik" suçlamasıyla yargılandığı İttihadiyye Olayları ile "yabancı örgütlere bilgi sağlamakla suçlandığı" casusluk davalarının, yasadışı yollarla bilinmeyen bir yerde tutulması gerekçesiyle bozulacağını söylüyordu. Mübarek'in öldüğüne dair haberlerden hemen sonra gündeme gelen ses kaydının içerden sızdırılmış olabileceğini öne sürüldü. Bu teze göre sızdırmanın hedefi, Mübarek’in asparagas ölüm haberini gölgeleyip kamuoyunu farklı tarafa yönlendirmekti.

25 Ocak ve 30 Haziran Devrimlerine hakaret yasaklanıyor
Mısır yönetimi, şehit ailelerini razı etmek ve onların Mübarek'in beraat etmesine gösterdiği tepkiyi azaltmak için bazı küçük tavizler vermeye başladı.

Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Mübarek'in beraatından birkaç gün sonra "25 Ocak 2011 ve 30 Haziran 2013 Devrimleri" hakkında yeni kanun tasarısı hazırlandığını duyurdu. Tasarıya göre, Mübarek ve Mursi'nin devrilmesiyle sonuçlanan iki büyük halk ayaklanmasına hakaret yasaklanacak. Tasarının, 6 Nisan Hareketi gibi 25 Ocak Devrimi'ni ateşleyen devrim ve değişim yanlısı grupların liderlerinin farklı suçlardan mahkum edildiği bir dönemde ortaya çıkması önemliydi. Taslağın kanunlaşmasıyla devrimci hareketlerin mensuplarının affedilmesi gündeme gelebilir.

Bu girişimin, Mübarek'in beraat etmesine yapılacak tepkiyi azaltması hedefliyor. Lakin Mübarek'in aklanmasına kitlelerin zaten tepki göstermeyeceği öngörülebilir. Çünkü Mısır'da halkın büyük bölümünü oluşturan fakir kesimler, 25 Ocak Devrimi'nden bugüne kadar geçen süreçte, Mübarek dönemini mumla arar hale geldi. Bir hafta içinde gerçekleştirilen iki ayrı milyonluk eylemin başarısızlığa uğraması, bunun göstergesi.

Muhalefetinin birleşme ihtimali

Selefi Cephe'nin düzenlediği 28 Kasım gösterileri ve Mübarek'in beraat kararından sonra yapılan eylemlere katılımın düşük kalmasının iki sebebinin olduğu söylenebilir:

1) Alınan sıra dışı güvenlik önlemleri ve eylemcilere karşı çok sert bir tutum takınılacağının açıklanması.

2) Özelde İslami siyasi hareketlerin genelde ise muhalefetin iyice zayıflaması.
Mübarek'in beraatına karşı tepkinin, Mısır'daki tüm muhalifleri birleştireceği yorumlar yapılıyor, bu defa daha etkin bir kalkışma olabileceğinden bahsediliyordu. Ama işler hiç öyle gitmediği gibi, Mursi'nin devrilmesinden sonra İhvan ve diğer bazı muhaliflerin kurduğu Meşruiyeti Destekleme ve Darbeyi Ret Koalisyonu tamamen dağıldı. Kamuoyunu şok eden bu gelişme, ülke gündemini tamamen değiştirecek kadar etkileyiciydi.

Müslüman Kardeşler’i Rabia ve Nahda Meydanlarında yalnız bırakmayıp sürekli destekleyen Selefi Cephe, Darbeyi Ret Koalisyonu'ndan ayrıldı. Oysa Selefi Cephe'nin lideri Hazim Ebu İsmail, Mursi'nin devrilmesinin ardından ilk tutuklanan siyasi kişilikti.

Selefilerin kopuşa dair açıklamasında; "Geçen bir buçuk yıllık süre içerisinde bazı kusurlara rağmen direniş sürdürüldü. Ancak Selefi Cephe, Darbeyi Ret Koalisyonu dışında mücadele etmenin kendine daha geniş bir mesafe sağlayacağı görüşünden hareketle böyle bir karar almıştır." denildi.

Keza İstiklal Partisi, İhvan'ın Darbeyi Ret Koalisyonu'ndaki diğer grupların görüşlerini dikkate almamasını eleştirerek platformdaki üyeliğini dondurduğunu ilan etti. İstiklal Partisi yetkilileri, ayrılma gerekçesini, "Müslüman Kardeşler'in Mursi'nin görevine geri dönmesi gerektiğinden hareket etmesi ve bu yönde siyaset yapması" şeklinde ifade ettiler.

Genel Başkanı ve Başkan Yardımcısı, Rabia Meydanı'ndaki gösterilerde İhvan'ı destekledikleri için tutuklanan Vasat Partisi de yaklaşık 6 ay önce platformadan ayrılmıştı. Vasat Partisi de "Müslüman Kardeşler'in kendi imkanlarıyla yönetimi devireceklerine inandığını fakat bu mümkün olmadığından ayrılmaya karar verdiklerini" açıkladı.

Gelinen noktada Meşruiyeti Destekleme ve Darbeyi Ret Koalisyonu tamamen dağıldı ve platform bünyesinde, İhvan ile partisi Hürriyet ve Adalet dışında, başka hiçbir siyasi hareket kalmadı.

Müslüman Kardeşler yöneticilerinin uzun yıllar hapiste kalmaları, 80 küsur yıllık muhalefet geleneği, devletin onlara baskıları ve Mısır istihbaratının onları yönlendirip yanlış yapmaya zorlaması gibi etkenlerin, hareketi yalnızlığa ittiği konuşuluyor. İhvan'ın diğer gruplarla işbirliğinin başarı kazanmamasının nedenlerinden birinin de cemaat reflekslerinin daha fazla ön plana çıkması olduğunu söylemek lazım.

Bazı analistler, 70 kadar ülkede organize olan Müslüman Kardeşler'in siyaset anlayışını, "tekrar gözden geçirilmesi gereken pratikte uygulaması zor bir teori" olarak kabul ediyorlar. Kimi Arap uzmanlar ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) aslında İhvan fikrinin bir pratiği olduğunu, Türkiye'deki yönetimin İhvan'ı Mısır'a tercih ettiğini söylüyorlar. Böyle düşünenlere göre Ankara, Kahire ile ilişkilerini, diğer muhalifleri göz ardı ederek tamamen İhvan'a endekslemiş durumda.

25 Ocak Devrimi'nden bu yana Müslüman Kardeşler ve diğer İslami siyasi partilerin kitlesel desteğinin iyice azaldığı bir gerçek. Ancak Mısır sokağında Sisi yönetimine desteğin, özellikle sübvansiyonların kaldırılmasının ardından ciddi şekilde azaldığını söylemek gerekir.

İyice dağılan Mısır muhalefeti, belki de İhvan'ın dışarda kalacağı veya dışardan destek vereceği yeni bir oluşumla yola devam edecek. İzleyip göreceğiz.

* Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA) Kahire Direktörü. El Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Fakültesi'nden mezun oldu. Kırgızistan Sosyal Bilimler Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde yüksek lisans yaptı. Kırgızistan Devlet Üniversitesi Politoloji (Politika) Bölümü'nden 'Orta Asya Ülkeleri Arasında Siyasi Entegrasyon' konulu teziyle doktora derecesi aldı. Kalabalık'ın Ortadoğu ve Rusya odaklı analizleri, başta Dünya Bülteni olmak üzere çeşitli medya organlarında yayımlanıyor.

Kaynak: Al Jazeeraturk
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com