EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Mısır: Devrimin ikinci raundu

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Şub 11, 2011 6:48 pm    Mesaj konusu: Mısır: Devrimin ikinci raundu Alıntıyla Cevap Gönder



Mısır güvenlik güçleri bir eve yaptıkları baskında 13 İhvan liderini öldürdü
2 Tem 2015



İhvan yaptığı açıklamada"Liderlerimize yapılan suikast eylemleri ülkeyi, zulüm görenlerin öfkesinin kontrol altına alınamayacağı yeni ve tehlikeli bir aşamaya götürüyor ve bu saldırı bir dönüm noktası" dedi.

Mısır güvenlik güçleri başkent Kahire’nin batısına yer alan 6 Ekim semtinde bir eve düzenlediği silahlı baskında 13 Müslüman Kardeşler (İhvan Müslimin) liderini öldürdü.

'Yeni bir aşamaya dönüm noktası'

İhvan’ın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, “Tüm dünya, Sisi’nin Mısır’ı sürüklediği bu durumdan sorumludur. Bu suikast eylemi, Mısır’daki durumu sabote edecek çok tehlikeli bir durum oluşturuyor. Tüm dünyayı bundan sorumlu tutuyoruz” denildi.

'13 İhvan lideri öldürüldü'

Mısır yönetimine yakın El Vatan gazetesi, güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberde eve düzenlenen silahlı baskını doğruladı. Darbe yönetimi ise, öldürülen 13 İhvan liderlerinin güvenlik güçlerine karşı silahlarla karşılık verdiğini öne sürdü.

Al Jazeera’ya konuşan Mısır’da İhvan sözcüsü Muhammed Muntaser, darbe yönetiminin iddialarını yalanlayarak, 6 Ekim semtinde toplanan 13 İhvan liderlerinin hiçbir silah taşımadıklarını ve hapishanelerde haksız suçlamalarla tutuklananların ailelerine Ramazan ayı kapsamında yardım kampanyası düzenlemek amacıyla toplandıklarını savundu. Muntaser, öldürülen kişilerin daha önce hapishanelerde bulunan tutukluların ailelerine yardım etmek amacıyla bir heyet kurduklarını ve bu kapsamda çalışmalara başladıklarını söyledi.

Al Jazeera’ya konuşan ve İstanbul’da bulunan İhvan yöneticisi Abdulsettar Kasim ise öldürülenlerin arasında eski parlamento üyelerinin, tutuklanan İhvan üyelerini mahkemelerde savunan avukatların bulunduğunu dile getirdi. Ölenler arasında eski parlamento üyesi ve İhvan teşkilatının avukatı olarak tanılan Naser Hafi de bulunuyor.

Kasim, söz konusu silahlı baskının, askeri darbe yönetiminin İhvan'a düzenlediği saldırılarının kapsamında yapıldığını, amacının teşkilata darbe indirmek olduğunu savundu.

'Teröre karşı mücadele' kanunu onaylandı

Mısır devlet haber ajansının (MENA) haberine göre, hükümet teröre karşı mücadele kanun tasarısını onadı.

Abdulfettah Sisi, başsavcı Hişam Barakat’ın suikastle öldürülmesinin ardından teröre karşı bir takım tedbir ve kanun alınmasını istemişti. Önerdiği kanunların arasında, ‘teröre karşı mücadelede yargı sürecin hızlandırması ve kolaylaştırılmasını’ öngören teröre karşı mücadele kanunu bulunuyordu.

Hükümetten kanun ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, kanunun teröre karşı mücadeleye “hız ve adil caydırıcılık” kazandıracağı ifade edildi.

Açıklamada, “Şehitlerimiz için hızlı adalet ve misilleme uygulama için yasa tasarılarının paketi onaylandı” denildi.

Mısır’da art arda saldırılar

Mısır’ın 6 Ekim kentinde polis karakoluna yakın bir noktada bombalı saldırı olmuş, 3 kişi hayatını kaybetmişti.

İskenderiye'nin doğusunda da bir polis kontrol noktasına silahlı saldırı düzenlenmişti. İlk belirlemelere göre çok sayıda kişi yaralanmıştı.

Başsavcı Barakat'a saldırı

Pazartesi günü Kahire'nin Heliopolis semtinde Harp Akademisi yakınından geçerken Başsavcı Hişam Barakat'ın konvoyu hedef alınmıştı. Başsavcı Barakat yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

Kaynak: Al Jazeera

Mısır'da temyiz mahkemesi: 'Hamas terör örgütü değil'
6 Haz 2015



El Cezire'nin haberine göre; Mısır'da Hamas Hareketi'nin terör örgütü olduğu yönünde verilen 28 Şubat tarihli mahkeme kararı iptal edildi.

Mısır'da temyiz mahkemesi, Hamas hareketinin ‘terör örgütü’ olduğu yönünde verilen mahkeme kararını iptal etti. Hamas kararın iptalini, "önemli adım" olarak değerlendirdi.

Kahire Acil İşler Mahkemesi, geçen Şubat ayı sonunda Gazze'deki Hamas Hareketi’nin 'terör örgütü' olduğuna karar vermişti. Kararı kınayan Hamas, 'Bu karar Mısır için bir utançtır' demişti.
Haber 93
Bizler BOP’un bir deccaliyet projesi olduğuna inanıyoruz..
Bu sebeple tahriklere kapılıp hak olan davamızdan dönmeyeceğiz! Kumandan Carlos’un söylediği gibi: Batı Propagandası’nı imha etmeliyiz… Esas düşman, psikolojik savaş silahlarıyla kılcal damarlarımıza sızmaya çalışan Emperyalizm ve Siyonizmdir!..
MBR HABER


Eski Mısır Genel İstihbarat Teşkilatı Vekili Servet Cevde: "90'lı yıllardan beri Mursi’nin ‘vatan haini ’ olduğunu biliyorduk. O yüzden Mursi'yi kasten yanlış bilgilendirdik"
20 Eyl 2014



Al Jazeera'nin haberine göre, Eski Mısır Genel İstihbarat Teşkilatı Vekili Servet Cevde, devrik Cumhurbaşkanı Mursi’nin iktidarda kaldığı yaklaşık bir yıl boyunca kendisine bir kere bile doğru bilgi vermediklerini söyledi.

Cevde, Mısır’ın ‘El Vatan’ gazetesine verdiği röportajda, istihbaratın Mursi’ye bir kere bile olsun doğru bilgi vermemesini, teşkilatın daha 90'lı yıllardan beri Mursi’nin ‘vatan haini ’ olduğunu bildiği gerekçesi ile savundu. Eski istihbarat yetkilisi, o dönemde istihbarat teşkilatına yeni atanan Rafet Şehata ile Şehata'nın Mursi karşısında yemin etmesinden sonra yaptığı konuşmasını kastederek kendine şunları dediğini aktardı:
"Yemin istihbaratı bağlamaz. O yüzden o yemini unut ve peşinden iki rekât namaz kılıp Allah'ta affını dile."

Cevde'nin itirafı, Mısır’daki yönetiminin yetkililerinden bu yönde gelen ilk açıklama değil.

Mısırlı yetkililer daha önce, devrik Mursi’nin ‘vatanın çıkarına çalışmadığı’ gerekçesi ile onun verdiği emirleri yerine getirmediklerini dile getirmişti.

Mursi döneminde İçişleri Bakanlığı yapan ve Temmuz darbesinden sonra görevine devam eden Muhammed İbrahim, yaptığı açıklamada, Mursi’nin emirlerini itaat etmediğini ifade etmişti.

Temmuz 2013 yılında devrilen ve o zamandan beri Hapiste tutulan Mursi mahkeme tarafından vatan hıyaneti ile suçlandı.
haber93

Mursi'ye İsrail ajanı suçlaması
14/10/2014



Mısır'da tutuklu yargılanan devrik Cumhurbaşkanı Mursi 57 gün aradan sonra dün mahkemeye çıkartıldı. İhvan'ın faaliyetlerini takipten sorumlu İç Güvenlik ve Şiddet Dairesi Başkanı Adil Azb, "İhvan'ın 2012'deki cumhurbaşkanlığı adaylığı, İsrail lehine ülke kurumlarını ortadan kaldırmak planlarını gerçekleştirmek için devleti ele geçirmeyi hedefliyordu" dedi..

Muhammed Mursi ve 35 kişinin, "casusluk" suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi..

Duruşmada, daha önce feshedilen Devlet Güvenlik Birimi'nde, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) faaliyetlerini takipten sorumlu İç Güvenlik ve Şiddet Dairesi Başkanı Adil Azb şahitlik yaptı.

Azb, şahitliğinde "İhvan'ın 2012'deki cumhurbaşkanlığı adaylığı, Mısır toplumunu yok etmek ve İsrail lehine ülke kurumlarını ortadan kaldırmak planlarını gerçekleştirmek için devleti ele geçirmeyi hedefliyordu" dedi.

Savunma heyetinin, Mursi'nin "yabancı ülkelerle yaptığı işbirliği karşılığında ne elde ettiğine yönelik" soruya ise Azb, "Mursi'ye casusluk suçuna karşılık bir ödül verildi ve cumhurbaşkanı oldu" cevabını verdi.

57 GÜN ARADAN SONRA KONUŞTU

Kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden Mursi de 57 gün aradan sonra cam kafesin arkasından "Ayrıntılara girmeyeceğim. Yargılamayı da kabul etmiyorum." dedi.

Mursi ile 35 kişinin yargılandığı "casusluk" davasında sanıklar, "Devletin çıkarlarına zarar vermek amacıyla Hamas, Lübnan'daki Hizbullah örgütü ve İran Devrim Muhafızları'yla suç amaçlı işbirliği" yapmakla itham ediliyor. Davadaki 36 sanıktan 22'si tutuklu, 14'ü ise gıyaben yargılanıyor.
haber 93

Mısır'da Abdülfettah Sisi resmen Cumhurbaşkanı
3 HAZİRAN 2014



Mısır'da geçen hafta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminini kazanan Abdülfettah Sisi halktan, "ülkede istikrarı sağlama" çabasına destek istedi.

Eski Genelkurmay Başkanı Sisi, 2011'deki devrimin şiarları olan "hürriyet" ve "sosyal adalet" kavramlarına vurgu yaptı.

Mısır cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan eski Savunma Bakanı Mareşal Abdulfettah el Sisi, ulusa ilk seslenişini yaptı. Konuşma yerel televizyon ve uydu kanallarından canlı olarak yayınlandı.

Kısa konuşan El Sisi, kendisine gösterilen güven için Mısır halkına teşekkür etti. Rakibi Hamdin Sabbahi’yi de kutlayan yeni cumhurbaşkanı, “Gelecek beyaz bir kâğıttır. Üzerine yazmak istediklerimiz bizim elimizde. Ayrımcılık yaparsak kaybeden biz oluruz. Gelecek için elbirliği ile çalışırsak refah ulaşır gelişme sağlarız. Kendimiz için isteyebileceğimiz, dürüst bir hayat ve başarıdır” dedi.Mısır Seçim Komitesi, 26-28 Mayıs tarihlerinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin resmi sonuçlarını salı akşamı açıkladı.

Sisi konuşmasını, oyların yüzde 96,9'unu aldığının resmen ilan edilmesinin ardından yaptı. Solcu aday Hamdin Sabahi'nin oy oranı ise yüzde 3,1'de kaldı.

Resmi sonuçların açıklanmasının ardından onbinlerce Sisi taraftarı Tahrir Meydanı'nda havai fişekler eşliğinde sloganlar attı ve marşlar söyledi.

Sisi, televizyondan yayımlanan konuşmasında, seçmenlerin güvenine layık olmak istediğini belirterek, "İşte ve inşaattaki işbirliğimiz refah ve konfor sağlayacak" dedi.
haber93

Katar’dan Sisi’ye zeytin dalı
09-06-2014



YDH'nin haberine göre; Mısır’da Müslüman Kardeşler örgütünün en önemli destekçisi olan Katar, cumhurbaşkanı seçilen Abdulfettah Sisi’ye tebrik mesajı gönderdi.

Katar haber ajansı, hem Emir Şeyh Temim bin Hamad’ın hem de Başbakan Abdullah bin Nasır bin Halife’nin Mısır Cumhurbaşkanlığına seçilen Abdulfettah Sisi’ye tebrik mesajı gönderdiğini duyurdu.

Kahire yönetimi, cumhurbaşkanlığına seçilen Abdulfettah Sisi’nin yemin törenine Mısır’ın iç işlerine karışmakla suçladığı Katar ve Türkiye’yi davet etmemişti.

Mısır’daki Müslüman Kardeşler yönetimini siyasi ve mali açıdan destekleyen Katar’ın Cumhurbaşkanlığına seçilen Abdulfettah Sisi’ye tebrik mesajı göndermesi, Doha’nın kahire ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açmaya çalışması olarak değerlendirildi.

Katar’ın Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütüne verdiği destek, Doha ile Riyad ilişkilerinin de bozulmasına neden olmuş, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’le birlikte Doha’daki büyükelçilerini çekmişti.
Haber1001

Mısır Nereye?
Kemal Halef Tevil



Mısırlılar bugün iki ilaha tapıyorlar, hayatın yaratıcısı olarak Allah’a ve o hayatı örgütleyen olarak Devlet’e. Her ikisi çoğunlukla firavun formunda bir araya gelir, sonrasında ayrışır ama ortak plasentası sıkı sıkıya birbirine yapışık durur. Devlet, Nil’in akışının örgütlenmesine ve muhafaza edilmesine muhtaçtır. Her şeyden önce Mısır “Nil’in sunduğu bir armağandır.”
Mısırlılar 30 Haziran 2013’te, seksen yıldır devletin dışında kalmışların devletin bağrının nasıl terk edileceğinin öngörülemeyecek bir macera olabileceğini keşfettiler. Kurumlardaki yozlaşma ve tiranlığa karşın devlete geri dönmek, ne yapacağı bilinmeyen kalabalıkların peşinden sürüklenmekten daha güvenli ve muteber.
2011’in başında Müslüman Kardeşler’in çıktığı zirveden inmesi ve iki buçuk yıl sonra dipsiz bir uçuruma sürüklenmesi ancak yetersizlik ve kırılganlıkla ilgili olabilir. Onun imajını lekeleyen medyadan ya da ona karşı yürütülen savaşın Katar dışında tüm Körfez ülkelerince finanse edilmesinden söz etmek, konuyla ilgili yorumlara pek bir şey katmıyor. Her şeyin ötesinde İhvan’ın ikna edici bir seçenek sunamaması, depreme benzer bir etkiye yol açan yıkılışının arkasındaki ana neden. İhvan, neredeyse batının önemli bir yardımcısı hâline gelmişti. Mebzul miktarda kadroya sahipti ama bu kadrolar nitelik açısından zayıftı. Hareket sakallı bir kapitalist olmak dışında bir şey sunmadı ve belirli bir sosyoekonomik model üretemedi. İhvan kolektif bir diriliş projesi geliştiremedi.
Bu nedenle ordu yol ayrımına dek bu ülkelerle birlikte yürümeye mecbur. İhvan, karşı-devrimci rejimlerin verili sınırları içinde, geniş ve güvenli bir biçimde finanse edilmiş bir örgüt inşa etmek için kırk yılını harcadı. Hareket, Mısır’ın Temmuz Devrimi’ndeki imajını kolektif bilince kazıma noktasında muazzam bir katkı sundu. Bu da onun Hüsnü Mübarek’in yerini almaya hazır iktidar olduğunu teyit etti. Sonra iktidarı aldı: Mübarek devrildi ve İhvan iktidar için hazırdı. Bu süreç, Washington’un Sünni cihadcılık, İran-Şia ve Arap milliyetçiliğine karşı bir panzehir olarak İhvan’ı güçlendirmeye ilişkin yaklaşımı ile perçinlendi. İhvan, İsrail ile “Amerikalı” bir aracılığın birlikte ilerlemesi için en uygun unsurdu.
Washington, İhvan’ın dışarıdan görülen imajının içeriyi pek yansıtmadığının farkında değildi. 2013 başında bu farklılığı hissetmeye başladı ve İhvan’la mücadeleye girişti. Bütün olarak toplum devleti bekleyemezdi, bu nedenle 30 Haziran’da kitleler hâlinde alanlara döküldü.
O tarihten beri ufukta şu türden ilginç bir manzara beliriyor: sokak Nasırcılaşacak, seçkinlerse giderek daha fazla Sedatçılaşacak. Bunlar, baki kalması imkânsız olan, tuhaf bir karışım meydana getirdiler. Her ikisinin arasında duran ordu ise oturup bekliyor ve seçeneklerini görerek, “kavga”nın taraflarından birini seçmekten kaçınıyor. Özelde bunun nedeni, Mısır ekonomisinin şarampolün dibine yuvarlanmak üzere olması. Sina’da güvenlik delik deşik, burası neredeyse Mısır’ın Kandahar’ı olmak üzere, batıdaki sınırları boyunca eli silâhlı insanlara sıkça rastlanıyor. İhvan sokaklara dağılıyor ve silâha sarılıyor.
Ordu, İhvan ile birlikte var olmaya dair umut besleyen ABD’nin senaryosundan sapmış durumda ve bölgede taktiksel müttefikler buluyor. Bunlar, İhvan’ın merkezî bir Arap ülkesindeki hâkimiyetini varoluşsal tehdit olarak görenler, özellikle Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt’teki yöneticiler. Bu ülkeler, Mısır’ın batmasını ya da çıkmasını değil, sadece suyun yüzünde kalmasını istiyorlar. Batması ya da çıkması bu ülkeler için tehlike demek. Bu nedenle ordu yol ayrımına kadar onlarla birlikte yürüyecek.
Anayasaya evet diyerek İhvan tümüyle mağlup edilmiş oldu. İhvan’ın mağlubiyeti apaçık çağrıya karşın pek güvenli bir durum değil, ancak toplumun bunu dile dökmesi ve İhvan’ı önceki on yıllardaki duruma gerisin geri itmesiyle İhvan belli ölçüde aşağılanmış oldu.
Abdülfettah Sisi’nin cumhurbaşkanı olmasıyla ekonomin yarısını kontrol eden ve şiddet üzerindeki tekelini uygulamaya sokan askerî seçkinler cihadçıların tehdidi altında. Bugün İhvan üyelerine silâhlanma çağrısı yapıyor. Ülke zor bir dizi tercihle karşı karşıya: Enflasyon yüzde kaça çıkacak? Silâhlanan insanlarla ne yapılacak? Bölgeyi kuşatan sarsıntı içinde Mısır’ın konumu nedir? Uluslararası planda kime bağlanılacak ve kaderimizle nasıl yüzleşeceğiz?
Nasırcı-Sedatçı ittifak dağılacak. Sorulması gereken soru şu: bundan kim istifade edecek? Mantığa göre, Mısır’ın geniş dokunulmazlık alanına güvenle girmesi ancak modern bir Nasırcılık üzerinden mümkün. Ancak bağımlılık politikasına dair çıkarların kalıntıları bu eğilime sonuna kadar direnecekmiş gibi görünüyor.
Cevap Sisi’de.
Kaynak: http://istiraki.blogspot.com/2014/01/msr-nereye.html

Mısır Şeriat Alimleri Konseyi’nden İhvan’a ağır suçlama
17-08-2013



Mısır Şeriat Alimleri Konseyi’nden İhvan’a ağır suçlamaMısır Şeriat Alimleri Konseyi Müslüman Kardeşler örgütünü dinden çıkmakla suçladı.

YDH- El Alem televizyonunun haberine göre Ezher Üniversitesi Fıkıh bölümü öğretim üyesi Ahmed Kerime, konsey adına yaptığı yazılı açıklamada Müslüman Kardeşlere ağır suçlamalarda bulundu.

Ülkede yaşanan zararın karşılanması için Müslüman Kardeşlerin ve üyelerinin mal varlıklarına el konulmasını isteyen Kerime, Müslüman Kardeşler’in dinden çıktığı iddiasını İslami kaynaklarda Peygamber’den haricilerle ilgili nakledilen hadislerle gerekçelendirdi.
kaynak: http://www.ydh.com.tr/

Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi: Mısır'da herkese yer var
18 AĞUSTOS 2013



Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi, Müslüman Kardeşler destekçilerinin oturma eylemine düzenlenen baskından sonra ilk defa açıklama yaptı.
Pazar günü üst düzey komutanlara ve polis yetkililerine seslenen Sisi, “Mısır’da herkese yer vardır” dedi.

Ordunun ‘şiddete sessiz kalmayacağını ve hoşgörü gösterilmeyeceğini’ belirten Sisi, iktidarı ele geçirmek gibi bir niyetlerinin olmadığını söyledi.
Mısır Genelkurmay Başkanı, ‘İslamcılara da siyasi sürece katılmaları’ çağrısında bulundu.
Müslüman Kardeşler ise, bugün destekçilerine Kahire'de protesto gösterileri düzenlemeleri yönündeki çağrısını geri çekti.
Grup karara gerekçe olarak Kahire'de çatılarda konuşlanan keskin nişancıların 'tehlike yaratabileceği' endişesini gerekçe gösterdi.
BBCT

Mısır: El Fetih Camii'ne müdahale
17 AĞUSTOS 2013



BBC'nin haberine göre: Mısır'da güvenlik güçleri başkent Kahire'de Müslüman Kardeşler taraftarlarının sığındığı El Fetih Camii'ni boşalttı.
Güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında çatışma çıktı. İçeriye gaz bombası atan polisin birçok kişiyi gözaltına aldığı açıklandı.

Camide mahsur kalan TRT Muhabiri Metin Turan ve AA muhabiri Hiba Zekeriya'dan haber alınamıyor.

1004 gözaltı

Cuma günü ülke genelinde en az 173 kişinin öldüğü, 1000'den fazla Müslüman Kardeşler taraftarının gözaltına alındığı haber veriliyor.

El Fetih Camii'de Cuma gününden beri devam eden gerginlik bugün yerini kaosa bıraktı.

Saatler süren gergin bekleyişin ardından protestocuları dışarı çıkmaya ikna edemeyen polis, göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

Görgü tanıklarına göre müdahale sırasında iki taraf da ateş açtı.

Televizyonlar, caminin minaresindeki silahlı bir kişiyle aşağıdaki polisler arasındaki çatışmanın görüntülerine yer verdi.
BBCT

Mısır: Devrimin ikinci raundu
Fikret Başkaya



“ Karşı devrim devrimin kamçısıdır”
Karl Marx

Birinci Tahrir devriminden yaklaşık iki yıl sonra ve Müslüman Kardeşler iktidarının birinci yıl dönümünde, işçi, emekçi, kadın, genç, çocuk, her yaştan 16-17 milyon insan, Mısır’ın tüm kentlerinde tekrar sokaklara döküldü. İki yıl önce Mubarek’i iktidardan kovduğu gibi, bu sefer de Amerikancı Müslüman Kardeşler iktidarına son verdi. Zira Mursi iktidarı Mubarek’in yolundan gidiyordu. Mısır halkı böylece özgürlük, sosyal eşitlik ve demokrasi mücadelesinde kararlı olduğunu bir kere daha dosta-düşmana gösterdi. Müslüman Kardeşler 1928 yılında kurulduğundan beri, ilerleminin, özgürlüklerin, seküler değerlerin ve demokratikleşmenin karşısına dikildi. Başlarda İngiliz istihbaratı, 1950 sonrasında da Amerikalılar tarafından desteklendi, araçlaştırıldı ve kullanıldı. Hiç bir alternatif toplum projesine sahip değildir. Söyledikleri tek şey: Çözüm Islamdadır”... Bu kafayla insanların yüz yüze geldiği sorunlar çözülebilir mi? İlk kurulduğu yıllarda Mısırda seküler, ilerici, ulusçu, demokrat, sosyalist, komünist ve anti-kolonyalist hareketlere karşı kullanıldı. İkinci emperyalist savaş sonrasında da ABD tarafından araçlaştırıldı. Dine gönderme yapsa da dinle ilgisi retorikten ibarettir. Neoliberal teokrasinin timsali olan bir siyasi hareketin Mısır halkına teklif edeceği bir şey olabilir miydi?



ABD Birinci Tahrir devriminde Orduyla anlaştırarak, Müslüman Kardeşleri iktidara taşıdı. Amaç devrimci kalkışmayı etkisizleştirmek, yolundan saptırmak, yerli mülk sahibi sınıfların ve emperyalist kampın, tabii Siyonist İsrail’in çıkarlarını güvence altına almaktı. Lâkin hesap tutmadı. Mısır halkı yoluna devam etmekte kararlı olduğunu bir kere daha gösterdi ve Mubarek gibi Mursi’yi de iktidardan uzaklaştırarak, taleplerinin arkasında olduğunu gösterdi. Her ne kadar ordu son anda devreye girip, sürece müdahale etse de, Mursi iktidarına son veren ordu değil, görkemli halk hareketiydi. Birinci Tahrir kalkışmasında ordu halk hareketine müdahale edemedi. Müdahale etmekten çekindi. Bölünmekten korktuğu için. Zira devrim anlarında hiç bir toplum kesimi yükselen dalganın dışında kalamaz. Buna bürokrasinin bileşenleri de dahildir... Bu sefer iki taraf arasında yatıştırıcı rol oynamak üzere sürece müdahale etti. Böylece konunumu bir süre daha korumayı amaçlıyor. Dolayısıyla Mursi bir darbeyle değil, halk hareketiyle uzaklaştırıldı. Bu, Mısırın geniş emekçi kitlelerinin büyük başarısıdır. Bu hareti küçümsemek, itibarsızlaştırmak için darbe söyleminin çok kullanılacağı anlaşılıyor. Bizde sürüler halinde televizyonlara çağrılan Müslüman Kardeşler muhibi “konunun uzmanları”, bıktırırcasına seçilmiş bir başkana ve hükümete yönelik kitle tepkisini, halk iradesine karşı bir darbe olarak sunmak için yarışıyorlar. Halkın kendi iradesine, kendi kendine karşı olması mümkün müdür? Halk oy atmaya giderken iyi de, iktidara karşı gösteri yapınca neden darbeci sayılıyor? Kaldı ki, katılımın %46 da kaldığı bir seçimde oyların % 52’isini alarak başkan seçilen Mursi, oy hakkına sahip olanların dörtte birden azıyla o makama getirilmiş demektir. İkincisi seçimlere hile karıştırıldığı da cümle âlemin mâlumuydu... Dolayısıyla halk iradesi safsatasının da bir karşılığı yok.



Mursi’nin seçimle geldiğinde ısrarlı olan zevat, Mursi’nin iktidar olduğu bir yılda neler yaptığını neden hiç sorun etmiyor? Durum gayet açık. Mursi tüm devlet kurumlarına kendi yandaşlarını yerleştirmek dışında, halkın talepleri doğrultusunda tek bir adım atmadı. İşsizlik, yoksulluk, açlık, ve sefalet derinleşirken, insanlar çöp dibonlarından karın doyurmaya çalışırken, kazalar tam bir katlima dönüşürken, elektirik kesintileri sıradan hale gelirken, sınırlı özgürlükler de ortadan kaldırılırken, rejim hızla şeriat rejimine, tek adam diktasına dönüşürken, halkın bu kepazeliği uzaktan seyretmesi, gelecek seçimleri beklemesi mi gerekiyordu? “ Seçimle gelip, seçimle gitmeli” diyenler, seçimle nasıl gelindiğini de sorun ediyorlar mı? Seçimlerin ahmakları aldatma dışında bir şeye yaramadığını biliyorlar mı?

Bu kalkışma, özü itibariyle kapitalizme, emperyalizme, siyonizme karşı bir harekettir. Göstericilerin taşıdıkları afişlerde Mursi ile birlikte ABD’nin Mısır büyükelçisi Anne Patterson’un resmini üzerine de çarpı işareti konulması, ABD’ye yönelik nefretin dışa vurumudur. Mısırın emekçi halkı emperyalist hesapları ve Müslüman Kardeşler’e dair yaratılan efsaneyi boşa çıkardı. Velhasıl Müslüman Kardeşler ideolojik savaşı kaybetti, karizmaları çizildi... Geniş halk kitleleri ikinci ayaklanmada birinciden daha güçlü tepki vererek, kaldığı yerden yoluna devam edeceği kararlılığını ortaya koydu.

Türkiye’deki Müslümün Kadeşler muhibi iktidar çevreleri, akıl hocaları ve sözcüleri bu devasa kalkışmayı, “dış güçlerin” marifeti olarak sunmak için boşuna çırpınıp duruyorlar. Aslında bu anlayış, halkın kendiliğinden, kendi iradesiyle, kendisi için hiç bir şey yapmaya ehil olmadığı, öyle bir istidadı olmadığı inancının ve saplantısının bir tezahürüdür. AKP sözcüsü Hüseyin Çelik, sevgili müttefikin sahneden çekilişinden duyduğu rahatsızlığı ifade ederken şöyle diyor: "Bu darbenin dış desteği de var. Bazı batı ülkeleri, Müslüman Kardeşler hareketinin iktidara gelmesini hazmedemediler, hazmetmek istemediler. Önce meydanları hareketlendirdiler, sonra muhtıra verdiler, şimdi de darbeyi yaptılar". Müslüman Kardeşlerin Başta ABD olmak üzere, emperyalist Batı tarafından iktidara taşındığını sağır sultan bile biliyorken, bu tür zorlamalar ne anlama geliyor?

O halde iki şey: Birincisi, Mısır devriminin ikinci dalgası bölgedeki hesapları ve dengeleri alt-üst etmiş bulunuyor. Ve ikincisi, emperyalist Batı ve bölgedeki uşakları [bir de ne demekse “stratejik müttefik” diyorlar] Mısır’ı istikrarsızlaştırmak için, Libya’da, şimdilerde Suriye’de yaptıkları gibi paralı askerleri, profesyonel katilleri, cihadcı denilen canileri seferber ederek, iç çatışmaları körükleyerek, devrim sürecini sabote etmek isteyeceklerdir. Bu amaçla manipülasyonlara gireçeceklerdir. Lâkin Mısır halkı bu tür saldırıları püskürtmeyi de başaracaktır.

Artık kesin olan bir şey var: Burjuva uygarlığı gününü doldurdu. Brezilya’dan Türkiye’ye, Mısır’a… ne zaman nedere patlayacağı meçhul kitle kalkışmaları sıradan – bilinen şeyler değil. Aracın rotasını, şeylerin seyrini kalıcı olarak değiştirme istidadı taşıyan, dolayısıyla yeni bir uygarlığın habercisi olan büyük depremler.
Kaynak: Özgür Üniversite



Ebu’l Futuh: Mısır’da yaşanan bir darbe değildir
09-07-2013



YDH'nin haberine göre; Müslüman Kardeşlerin eski liderlerinden Abdulmunim Ebu’l- Futuh, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin başarısızlığının en önemli sebebinin Müslüman Kardeşlerin yönetime müdahalesi olduğunu söyledi.

Ülke çıkarlarının her şeyin üstünde tutulması gerektiğini belirten Ebu’l- Futuh, “Bizim Güçlü Mısır partisi olarak tavrımız ülkenin kurumlarının ve bireysel özgürlüklerin korunması yönündedir. Kim tarafından olursa olsun dini inançların kullanılması ülke çıkarları açısından bir tehlikedir. Hiç kimsenin Müslüman Kardeşlerin önümüzdeki seçimlere girmesini engellemeye hakkı yoktur.

Benim Müslüman Kardeşlerden ayrıldığım zamandan bu yana çok şey değişti. Muhammed Mursi’nin yönetimdeki başarısızlığının en önemli sebebi Müslüman Kardeşlerin müdahalesiydi. Halkın Müslüman Kardeşlere duyduğu öfkeden bugünkü Müsliman Kardeşler liderleri sorumludur” dedi.

İslami projenin 25 Ocak Devrimiyle çelişen bir yanı olmadığını belirten Ebu’l- Futuh, “Ben 30 Haziran gösterilerinin 25 Ocak devrimini tamamlayan büyük bir dalga olduğunu düşünüyorum. Şu an yeni anayasa metni üzerinde çalışıyoruz. Bizim bazı maddeler konusunda çekincelerimiz var. Umarım geçiş süreci kısa olur. Herkes şundan emin olsun ki yaşananlar bir darbe değildir” dedi.
haber1001

Mısır Ordusu ABD-İsrail uşağı Mursi yönetimine son verdi
03-07-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır ordusu, siyasi liderlere uzlaşmaları için tanıdığı 48 saatlik sürenin dolmasının ardından, tankların da yer aldığı askeri araçlarla kent meydanlarına girdi.

Mısır ordusunun önceki gün verdiği muhtırada taraflara tanıdığı 48 saatlik sürenin dolmasının ardından yerel saatle 17.30 sıralarında orduya ait tankların caddelere çıktığı yönünde haberler gelmeye başladı.



Mursi karşıtı göstericilerin toplandığı Tahrir Meydanı'nda ordunun açıklamasıyla havai fişekler atılmaya başlandı.

Mısır'ın yeni geçici lideri 68 yaşındaki Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur oldu.
General Abdülfettah el Sisi, ordunun halkın kendisinden destek istediğini gördüğünü belirterek, ''İktidara gelmek ya da saltanat sürmek için değil, halkın çıkarlarına hizmet etmek ve devrimi korumak için. Bu mesaj, orduya Mısır'ın her tarafından ulaştı'' dedi.

Mursi'nin salı gecesi yaptığı konuşmanın halkın hevesleri ve taleplerine karşı olduğunu kaydeden General Sisi, ''Bu da, silahlı kuvvetlerin önde gelen siyasetçileri, din adamları ve gençlik liderleriyle danışmalarda bulunmasını gerektirmiştir. Bu danışmalara katılanlar de, birleşik ve güçlü bir Mısır toplumu inşa etmek için bir yol haritası üzerinde uzlaşmışlardır'' dedi.

Mursi’nin Ulusal Güvenlik Danışmanının “şu anda yaşananlar bir askeri darbedir; ama bu darbe kansız olmayacaktır” dediği nakledilirken, muhaliflerin oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin Sözcüsü Hasan Abdulgani, Mısır ordusunun, halkın taleplerini yerine getirdiğini söyledi.

Öte yandan el-Meyadin televizyonu ülkenin resmi dini otoritesi Ezher Şeyhi’nin görüştüğü Savunma Bakanı General Abdulfettah Sisi'ye "Mısır, her şahıs ve gruptan daha büyüktür" dediğini nakletti.

Mısır’ın yeni hükümeti hükümeti Anayasa Mahkemesi

Mısır’da darbe hükümeti Anayasa MahkemesiMısır ordusunun bugün gerçekleştirdiği darbe ile Anayasa Mahkemesinin ülke yönetimini ele aldığı bildirildi.

El Meyadin televizyonunun haberine göre Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi, ordunun uzlaşmaları için siyasi liderlere tanıdığı 48 saatlik süre sonunda çözüme ulaşılamaması üzerine çözüm için ön gördüğü yol haritasını açıkladı.

General Sisi tarafından televizyon aracılığıyla okunan ordu bildirisinde öngörülen yol haritasında anayasanın geçici olarak askıya alındığı ve ülke yönetimini yapılacak erken seçimlere kadar Anayasa Mahkemesinin üstlendiği ifade edildi.

Ordunun öngördüğü yol haritasıyla anayasanın geçici olarak askıya alınması sonrasında Anayasa Mahkemesi ülkeyi yönetecek her türlü yasayı çıkarmakla yetkili olacak.

General Abdulfettah Sisi kimdir

Mısır ordusunun Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetimine bugün yaptığı darbeye liderlik eden Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi, Mısır Askeri Konseyi’nin en genç üyesi.

58 yaşındaki General Abdulfettah Sisi, 1977’de orduya katıldı. 2012 yılında Devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tarafından Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi’nin yerine savunma bakanlığına atandı.

General Sisi, savunma bakanlığına atanmadan önce Askeri İstihbarat Servisinin başkanlığını yapıyordu.

Kahire Harp Akademisinden mezun olan Sisi, lisansüstü eğitimini İngiltere’de sürdürdü ve askeri bilimler alanında öğrenim gördü.

Uzun yıllar istihbarat servisinde görevli olmasından dolayı birçok Müslüman kardeşler üyesiyle tanışıklığı bulunan Abdulfettah Sisi, Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra Mısır’daki birçok İslamcı parti ve grubun liderleriyle istişare görüşmeleri yaptı.

Mursi tarafından savunma bakanlığına atanmasından sonra hakkında Müslüman kardeşler üyesi olduğu yönünde söylentiler dolaşan Sisi’nin, İngiltere’den sonra Amerika’da da istihbarat eğitimi gördüğü ve Batılılarla güçlü ilişkilere sahip olduğu bildiriliyor.

General Abdulfettah Sisi’nin, Hamas tarafından esir alınan İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bıraktırılmasında da etkili rol oynadığı bildiriliyor.

Helbavi: Bazı İhvan liderleri değişimi anlayamadı

Müslüman Kardeşler Liderlerinden Kemal Helbavi, Müslüman Kardeşlerin bazı liderlerinin değişimi algılayamadığını söyledi.

Tıpkı Müslüman Kardeşler yanlıları gibi, Muhammed Mursi karşıtlarının da Mısır halkının bir parçası olduğunu belirten Helbavi, Mursi hükümetiyle muhalifler arasında yaşanan soruna ordunun bir siyasi rakip şeklinde üçüncü taraf, ABD ve Avrupa Birliğinin ise dördüncü taraf olarak dahil olduğunu söyledi.

Kemal Helbavi, Amerikan büyükelçilerinin Tunus, Yemen, Fas, Cezayir ve Mısır’da tıpkı bir içişleri bakanı gibi davrandığını belirterek “ABD büyükelçisi Kahire’de diplomatik teamüllere aykırı olarak içişleri bakanına ‘Tahrir’de güvenliğin sağlanması lazım’ diyor. Bu, cumhurbaşkanının içişleri bakanına söylemesi gereken bir sözdür” dedi.

Kemal Helbavi, Müslüman Kardeşlerin birçok etkili liderinin hala yaşanmakta olan değişimi anlayamadığını savundu.

El Alem: Mısır ordusu tüm iktidar yanlısı TV kanallarına baskın yaptı, kanallarda çalışanların tamamı tutuklandı.

El-Cezire: ABD Kongresi, Mısır'daki durum netleşinceye kadar bu ülkeye yapılacak yardımları durduruyor.

Ezher Şeyhi: Ülkenin krizden çıkması için cumhurbaşkanının azledilmesini destekledik.

Mısır'ın en üst düzey Sünni din adamı, El Ezher Şeyhi, devlet televizyonunda yaptığı konuşmada, ordunun ve diğerlerinin ehveni şeri seçmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Mursi’nin ailesi bilinmeyen bir yere nakledildi

Mısır Cumhurbaşkanının kendisinin Savunma Bakanlığına ait bir binaya, ailesinin ise bilinmeyen bir yere nakledildiği öne sürüldü.

Mısır’da yayımlanan el-Yovmu’s- Sabi gazetesi, Cumhurbaşkanlığıı Muhafızlarından bir kaynağa dayandırdığı haberinde Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı Bakinam Şarkavi, dışişlerinden sorumlu yardımcısı Assam el-Haddad ve basın sözcüsü Eymen Ali’nin de cumhurbaşkanlığı sarayında ikinci bir emre kadar gözetim altında tutulduğunu bildirdi.

Haberde, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Özel Kalem Müdürü Ahmed Abdulati, bürosunun genel başkanı Muhammed Rifaa Tahtavi, siyasi büronun başkan yardımcısı Esad Şeyha ve sekreteri Halid Kazzaz için de ikinci bir talimata kadar herhangi bir faaliyette bulunmaması yönünde direktif verildiği belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı muhafızlarının binasının etrafında binlerce kişinin toplanmasından dolayı muhafızların Cumhurbaşkanı Mursi’nin ailesini de binadan uzakta bilinmeyen güvenli bir yere naklettikleri öne sürüldü.

Daha önce de başta Müslüman Kardeşler genel Mürşidi Ahmed Bedii ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi olmak üzere çok sayıda Müslüman Kardeşler üyesine yurt dışına çıkış yasağı konduğu bildirilmişti.
haber1001

El Vatan gazetesi Mursi ile El Sisi'nin son görüşmesini yayıladı
08.07.2013



Mısır'da ordu tarafından 3 Haziran'da indirilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdul Fettah El Sisi ile yaptığı son görüşme basına sızdı.

El Vatan gazetesinin haberine göre, görüşme 2 Temmuz'da Mursi'nin halka yaptığı konuşmadan kısa bir süre sonra gerçekleşti.

Gazete bu konuşmadan bir kaç saat sonra Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarının kışlasına gönderildiğini ve askerlere "Ona kesinlikle dokunulmayacak" talimatı verildiğini yazdı.

Diyalog şöyle:

Mursi: Ordunun sorumlukları arasında hükümetin meşruiyetini korumak vardır.

El Sisi: Ne meşruiyeti? Ordu halkın iradesini takip eder. Son haberlere göre halk seni istemiyor.

Mursi: Benim destekçilerim daha fazla ve buna sessiz kalmazlar.
El Sisi: Ordu kimsenin ülkeyi yıkmasına izin vermez. Kim olursa olsun.

Mursi: Eğer gitmek istemezsem?

El Sisi: Bu iş bitti. Şerefinle emekli ol. Taraftarlarını halkı tehdit etmek için kullanmak yerine onlara evlere gitmeleri çağrısında bulun ve kan akmasını önle.

Mursi: Ama bu askeri darbe. ABD sizi bitirir.

El Sisi: Biz Mısır halkına önem veririz ABD'ye değil. Sana dürüst olacağım. Elimizde sen ve senin emrinde çalışan hükümet yetkililerinin ulusal güvenliği tehlikeye attığını gösteren yeteri kadar kanıt var.

Mursi: Birilerini arayarak danışmak istiyorum.

El Sisi: Sadece ailenle konuşabilirsin. Şu anda ev hapsindesin.

Mursi: Görevi bırakırsam Müslüman Kardeşler buna sessiz kalmaz. Ülkeyi ateşe verir.

El Sisi: Örgütün bir şey yapsın. O zaman ordunun nasıl karşılık vereceğini görürsün. Dikkatli ol. Çok iyi biliyorsun ki; savunma bakanı halkın iradesini takip eder. Seni bu makama getiren tek kişiyim ve seni indirebilecek tek kişi de benim. Beni kovamazsın senin meşruiyetin kalmadı.

Mursi: İstifa etmem karşılığında bana ve aileme ülkeyi terk etme ve hakkımda dava açılmama garantisi verin.

El Sisi: Yapabileceğim bir şey yok. Buna mahkeme karar verecek.
Mursi: Peki o zaman. Biz savaşacağız ve kimin kazanacağını göreceğiz.

El Sisi: Halkın iradesi kazanacak.
Kaynak: Yavuz Kaya

Korsan devlet İsrail: Mursi ile kurulan iyi ilişkiler korunmalı
06-07-2013



YDH'nin haberine göre; korsan devlet İsrail'in İç Güvenlik Bakanı Yitzhak Aharonovitch Muhammed Mursi döneminde Mısır’la kurulan iyi ilişkilerin korunması gerektiğini belirtti.

- İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinin haberine göre İsrail İç Güvenlik Bakanı Yitzhak Aharonovitch, BeerSheba’da katıldığı bir kültürel etkinlikte Mısır’da yaşanan son gelişmeler çerçevesinde İsrail-Mısır ilişkilerini değerlendirdi.

Aharonovitch, İsrail’in Muhammed Mursi hükümetiyle iyi ilişkiler kurduğunu belirterek Mursi’nin devrilmesinden sonra Mısır ordusuyla da bu ilişkilerin korunması gerektiğini söyledi.

Korsan devlet İsrail'in eski Genelkurmay Başkanı gabi Aşkenazi, Mursi’nin devrilmesinin şimdilik İsrail için bir tehlike oluşturmadığını; çünkü Mısır ordusunun dış meselelerle uğraşamayacak kadar iç sorunlarla uğraşmak zorunda kalacağını söyledi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun kabinesine geçici olarak Mısır’daki gelişmelerle ilgili açıklama yapmama yasağı getirdiği bildirildi.
haber1001

Temerrüt Hareketi: ‘Mısır ve Mısırlılardan gurur duyuyoruz'
5.07.2013



Mısır ‘da ‘3 Temmuz Devrimi’nin ana kahramanlarından biri Temerrüt (İsyan) isimli Ulusal Gençlik Hareketi’nin aktivistleri oldular. Onlar 30 Haziran’dan itibaren milyonlarca kişinin katıldığı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler politikası karşıtı gösterilerin organizasyonunu üstlendiler. Bundan önce iki hafta boyunca onlar Mısır genelinde Mursi’nin istifası için imzalar topluyorlardı. Onların amacı 15 milyon imza toplayıp geçen yıl düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mursi için verilen oy sayısını aşmaktı. Bilindiği gibi o zaman Müslüman Kardeşler Hareketi’nin adayına 13 milyon oy verilmişti, bunun sonucunda o çok küçük bir oy farkıyla seçimleri kazanmıştı.

Ama Temerrüd’ün protesto gösterileri öncesi yaptığı açıklamaya göre kampanyası sonucunda Mursi’nin istifasından yana olan Mısırlıların 22 milyondan fazla imzası toplandı. Bu, gösteriler katılımcılarını haklı olduklarına daha da inandırdı.

Bunun sonucu aslında ortadadır. Müslüman Kardeşlerin sarsılmaz görünen yönetimi barışçıl protesto eylemlerinin sürdüğü üç gün içerisinde devrilmiş oldu. Bu inanılmaz sonucun baş organizatörleri ise sosyal ağlar üzerinden birbiriyle tanışan birkaç bin öğrenci, yüksek lisans öğrencisi, genç mühendis ve programcı oldu. Bunun gerçek sonuçları olmasaydı buna inanmak mümkün olmazdı. Peki, terbiyeli, nazik ama bununla beraber kendine güvenen ve kararlı Mısır’lı Temerrüt hedefine ulaştı. Sonra ne olacak?Temerrüt Merkez Konseyi üyesi ve basın sekreteri May Vahba ‘Rusya’nın Sesi’ne hareketin sonraki planlarından bahs etti:

'En başında her hangi bir kalıcı yapı oluşturmayı amaçlamıyorduk. Yürüttüğümüz kampanyanın çok somut bir hedefi vardı – o da cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye halktan güvensizlik oyunu vermekti. Ve hedefimize ulaştık. Müslüman Kardeşler’in iktidar dönemi umarın ebedi olarak sona erdi. Bunu yapmayı başardık...Hala buna inanamıyorum. Ama bu kampanya üzerinde çalışırken başarılı olacağımıza tüm kalbimle inanıyordum, emindim ve başkalarıyla da bu emin olma duygusunu paylaşmaya çalışıyordum. Şimdi bütün bunlar geride kaldı. Bu yolun sonuna geldik. Ama çocuklar artık ayrılmak istemiyorlar. Bu iki hafta bizi çok birleştirdi, yakınlaştırdı. Şimdi iktidar politikasını etkileyecek sürekli faaliyet gösteren toplumsal hareketi oluşturmayı düşünüyoruz. Bizim amacımız iktidar veya makamlar değildir. Bütün bunu organize ettiğimiz zaman sadece tek hedefimiz vardı, zaten ona ulaştık. Ama biz gelecek devletimizin temelinde yolsuzluk ve rüşvetçilikten bağımsız, dürüst, adil ve şeffaf yönetim sisteminin bulunacağından emin olmak istiyoruz. Şimdilik ise olup bitenleri izliyoruz. Geçici cumhurbaşkanı artık görevi için yemin etti. Başbakan atanacak. Ama şimdilik kimin başbakan olacağı belli değil.

- Şu an Muhammed El Baradei adaylığı çok konuşuluyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

-Evet, insanlar Baradei’nin başbakan olabileceğinden bahs ediyorlar. O, ya da başkası olsun. Bizim kimseyi kimseye zorla dayattığımız yok. En önemlisi işini iyi bilen profesyonel ‘teknokratlar’ hükümetini oluşturmaktır. Ayrıca yüzde 70’i askerlerden ibaret olan ama sivillerin de bulunacağı Ulusal Güvenlik Konseyi’nin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu Konsey ulusal güvenlik sorularından sorumlu olacak ve ayrıca ordu, yetkililer ve toplum arasında şeffaf bağları sağlayacak. Bütün devlet mekanizmaları da şeffaf olmalıdır. Bunu izliyor olacağız ve gerekirse tebdirler alacağız.

- Sizce, Müslüman Kardeşler bu gelişmelere şiddetli tepki verebilir mi?

- Bence, bunun ihtimali çok düşük. Özellikle askerler, Müslüman Kardeşler ve başka İslamcıları böyle hareketlerin mutlaka cezalandırılacağı konusunda uyardıktan sonra. Eski cumhurbaşkanının yanlıları şimdilik ölçülü davranıyorlar, böyle davranmakla doğru yapıyorlar. Bu durumda ordu ve halkın birleşmiş şekilde, dayanışma içinde bulunduğunu görüyorlar. Böyle dayanışma olmasaydı İslamcılar hemen şiddete başvururlardı.

- 25 Ocak 2011 tarihli devrimden sonraki olayların tekrarlanacağı ve devrimin yine ‘çalınacağından’ korkmuyor musunuz?

- Bunun bir daha tekrarlanmasına izin vermeyiz. Artık hareket ediyoruz. Biliyorsunuz, Temerrüt bütün siyasi güçlerine geçiş dönemi için kendi ‘yol haritası’nı önerdi ve o oybirliğiyle kabul edildi. Düşünüyoruz ki şimdiden halk kimin Mısır için kimin ise kendi çıkarları için çabaladığını öğrenmiş oldu. Söylemek istediğim şudur ki ben Mısır ve Mısırlılardan gurur duyuyorum. Mısır – büyük eski uygarlığa ait bir ülkedir, ve biz devrimimizi uygar yöntemle gerçekleştirdik. 30 Haziran günü tarihe bizim büyük devrimimizin tarihi olarak geçecek.
http://turkish.ruvr.ru/

Mısır ordusunun önerileri. Anayasa askıya alınsın ve parlamento feshedilsin
2.07.2013



Mısır ordusu, ülkedeki krizi çözmek için kendi planını sundu. Plan, anayasanın durdurulmasını ve parlamentonun feshedilmesini öngörüyor.

Haberi, askeri kaynaklara dayandırarak Al Arabiya televizyonu verdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile muhalefet arasında Çarşamba gününe kadar ülkedeki siyasi krize çözüm yolları konusunda bir anlaşma sağlanmaması durumunda söz konusu planın uygulanmaya başlayacağı tahmin ediliyor.
http://turkish.ruvr.ru/

Kahire’de çatışmalar: 1 ölü, 20 yaralı
3.07.2013



Rusya'nın Sesi Radyosu'nun haberine göre; Kahire’de Mursi yanlılarıyla yaşanan çatışmalarda muhalefet yanlısı bir kişi hayatını kaybetti. Başkentin Kit-Kat semtinde bugün meydana gelen olayda 20 kişi de yaralandı.



Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yanlıları ve karşıtları arasında yaşanan çatışmalar hala devam ediyor. İskenderiye’de de sona ermeyen kargaşada polis aktif bir şekilde göz yaşartıcı gaz kullanarak çatışan taraflar arasına girmeye çalışıyor.

Mısır’da 30 Haziran tarihinde hükümet karşıtı gösterilerin başlamasından buyana ölenlerin sayısı 18’i buldu. Olaylarda yüzlerce kişi yaralandı.
haber1001

Mursi gitti gibi: 11 Bakan istifa etti, Mursi'ye ülke dışına çıkma yasağı konuldu
2.07.2013

Tahrir'den bir afiş

Rusya'nın sesi Radyosu'na göre; Mısır hükümetinden 11 bakan istifasını sundu.

Daha önce istifasını açıklayan bakanlara, Adalet Bakanı ve Sivil Havacılık Bakanları da eklendi. İstifasını sunan başka bakanlar da var. Haberi İTAR-TASS duyurdu.

Mısır Silahlı Kuvvetleri, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve çevresinde bulunan kişilere ülke dışına çıkma yasağı getirdi.

Haberi hükümet karşıtı protesto gösterilerinin arkasında duran muhalif gençlerin “İsyan” hareketi üyeleri duyurdu. Kaynak, yurtdışına çıkma yasağının Cumhurbaşkanı ve özel kaleminin yanında Müslüman Kardeşler örgütü üyelerini de kapsadığını bildirdi.

Ayrıca, Mısır’ın hava ve deniz limanları üzerinden yapılan hareketleri kendi kontrolüne alan Silahlı Kuvvetler, yerel bankalarda yapılan tüm işlemleri de kontrol ediyor. Belirlenen limiti aşacak tüm sınır ötesi işlemlerin bloke edileceği belirtildi. Ordu temsilcilerinin itiraflarına göre, Müslüman Kardeşler örgütüne mensup tüm üyeler ev hapsinde bulunuyor.

Tüm olanların yanında, Mısır Ordusu askeri darbe hazırlıklarına ilişkin suçlamaları reddetti. Mısır Silahlı Kuvvetlerinin pazartesi günü yayımlanan bildirisinde, “Ana hedefin siyasetçileri konsensüse doğru yöneltmek” olduğu kaydedildi. Askerler ayrıca, “herhangi bir siyasi emellerinin olmadığını da belirtti.

Mısır İçişleri Bakanlığı ülke güvenliğinin korunması amacıyla orduyu desteklediğini açıkladı.

Bakanlığın pazartesi akşamı yayımlanan bildirisinde “İradesini duyurmak için toplu halde sokaklara çıkıp tüm dünyayı şaşırtan halkımızı yalnız bırakmayacağız.” denildi.

Bakanlık sözcüsü ise, “Tüm sorumluğumuzla, vatandaşların ve hayati önem taşıyan varlıkların korunmasında olduğu gibi göstericilerin güvenliğine ilişkin bize düşen görevleri titizlikle yerine getireceğimize söz veriyoruz.” dedi.
haber1001

Mısırlı muhaliflerden sivil itaatsizlik eylemi
01-07-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır’daki muhalif gruplar, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye istifa etmesi için bir gün süre vererek sürenin dolmasının ardından sivil itaatsizlik başlatacaklarını açıkladı.

Fransız haber ajansının bildirdiğine göre “Temerrud” (İsyan) Hareketi bir bildiri yayımlayarak Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye istifa etmesi için salı günü saat 17’ye kadar süre verdiklerini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’den verilen süre sonunda istifa ederek erken seçimler için hazırlıkları başlatmasını isteyen Temerrud Hareketi, taleplerinin salı günü saat 17’ye kadar yerine getirilmemesi halinde sivil itaatsizliğin başlayacağını ifade etti.

Muhammed Mursi kabinesindeki dört bakanın muhalif göstericilere destek vererek görevlerinden istifa ettiği belirtilirken, Katar’da yayımlanan Şark gazetesi, muhalif liderlerden Hamdin Sabahi’nin muhaliflerin talepleri gerçekleşinceye kadar gösterileri sürdüreceğini söylediğini ve orduya müdahale çağrısında bulunduğunu bildirdi.

Başta Kahire’deki merkez binası olmak üzere birçok kentteki büroları muhaliflerin saldırısına hedef olan Müslüman Kardeşler örgütü, güvenlik güçlerini binaların korunmasında yetersiz kalmakla suçlayarak savunma güçleri oluşturmayı gündemine aldığını açıkladı.

Mısır ordusu, olayların kontrol edilemeyecek noktalara ulaşması halinde müdahale edebileceğini açıklamıştı.

Kahire’de eylemciler Müslüman Kardeşler liderlerinden birinin rezidansını yaktı

Kahire’de eylemciler Müslüman Kardeşler hareketinin ikinci ismi olan Hayrat El Şater’in rezidansını yaktı. Kahire’nin Mukattam semtinde “Müslüman Kardeşler” merkezinin yakınlarında bulunan villa onlarca kişi tarafından kuşatıldı. Eylemciler villaya molotof kokteyli dolu şişelerle saldırdı.

Bugün ordu mensupları, Hayrat El Şater’in korumalarından 15 kişiyi tutukladı. Yasadışı silah bulundurmakla suçlanan korumaların davaları askeri mahkemeye teslim edildi.

El Şater, İslamcı örgütün en üst düzey yöneticisi olan Muhammed Badia’dan sonra gelen ikinci kişi. “Müslüman Kardeşler” arasında son derece büyük otoriteye sahip olan lider, halk tarafından hiç sevilmiyor. İslamcıların birçok kararı, partinin mali sorumlusu olan El Şater’in imzasını taşıyor.

'Mursi Erdoğan'ı takip etmişti'

Diğer yandan, Financial Times’ta David Gardner imzasıyla yayınlanan Mısır analizinde ise Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidara geldikten sonraki uygulamalarının Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uygulamalarıyla benzerliğine dikkat çekiliyor.

Gardner şöyle yazıyor: “Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan ve iktidardaki neo-İslamcı partisi, Atatürk’ün cumhuriyetinin belirleyici kurumu ordunun politik gücünü ortadan kaldırdı ama imtiyazlarını kaldırmadı. Ama generallerin yokluğu onların arkasına saklanan laik politikacıların güçsüzlüğünü ortaya çıkardı. Son büyük protestolar bu kurumsal zayıflığa ve Erdoğan’ın otoriterliğine bir cevaptı. Müslüman Kardeşler’in ilk tercihi bile olmayan Mursi, bir yıl önce seçimleri kazanmasından sonra Türk senaryosunu takip etmiş gibi görünüyor. Seçimleri kazandıktan Mursi, Mübarek’in devrilmesinden beri ülkeyi yöneten beş generalin görevine son verdi. Ama, geniş imtiyazları, sonbaharda buldozerle üzerinden geçilen İslami tınılı Anayasa’ya iliştirilmiş yeni generallerle bir ittifak sağlamlaştırıldı.”
Haber1001

Mısır ordusundan Mursi'ye muhtıra
01-07-2013



Mısır ordusundan muhtıraMısır Askeri Konseyi, Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi Başkanlığında yaptığı toplantının ardından Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye muhtıra niteliğinde bir açıklama yaptı.

YDH-Vefd Partisinin yayın organı olan Vefd gazetesinin haberine göre Mısır ordusu, yaptığı açıklamada “halkın taleplerinin” karşılanması için 48 saat süre verdi.

Habere göre Mısır ordusu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.

Mısır ve tüm dünya, dünkü gösterilere şahit oldu. Gösterilere katılan büyük Mısır halkı, görüşünü ve sivil ve medeni olarak benzersiz bir irade sergiledi.

Mısır Ordusu, siyasi alanda taraf olmayacak, Mısır halkının iradesinden çıkan demokratik düşüncenin kendisine çizdiği sorumluluk sahasının dışına çıkmayacaktır.

Meydana gelen gelişmeler, Mısır ulusal güvenliğini tehlikeye sürüklemektedir. Oluşan tehlikeyi engellemek için bize yüklenen sorumluluğu üstleneceğiz.

Biz, tehlikenin daha önce farkına vararak siyasi güçlere bir hafta süre vermiştik. Fakat bu hafta, herhangi bir somut adım ve girişim olmaksızın geçirildi.

Sonunda halk, kararlı ve ısrarlı bir şekilde meydana çıktı. Vakit kaybı, daha fazla bölünme dışında başka bir şey gerçekleştirmeyecek.

Mısır Ordusu, halkın taleplerinin karşılanması çağrısını yineliyor ve herkese son fırsat olarak sorumluluklarını üstlenmesi için 48 saat süre veriyor.

Ulusal sorumluluklarını üstlenmeyenlere karşı müsamahakar olunmayacaktır.

Eğer halkın talepleri 48 saat süre içerisinde gerçekleşmezse büyük Mısır halkına karşı saygımız, tarihi ve ulusal sorumluluğumuz gereği yol haritasını ilan edeceğiz.

Ordu, yeni devrimin tetikleyicisi olan gençler dahil tüm ulusal güçlerin katılımıyla gerçekleşecek sürece önderlik edecektir.
Kaynak: http://www.ydh.com.tr/

Tahrir yine doldu taştı: ABD-İsrail uşağı Mursi defol!
30 HAZİRAN 2013




Mısır halkı: "Sizin geçen yaz kiminle el sıkıştığınızı biliyoruz..."





Kahire’de Tahrir Meydanı, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in devrildiği iki yıl öncesindeki gibi dolup taştı.

Mısır'ın başkenti Kahire'deki Tahrir meydanında toplanan yüz binlerce kişi bir yıl önce seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin istifasını istedi.



Yüz binlerce kişi protestolar için geceyi Mursi'nin selefi Hüsnü Mübarek'i deviren ayaklanmanın başladığı meydanda geçirdi.

Mısır Cumhurbaşkanı Mursi karargâha saklandı.

Cumhurbaşkanı Mursi, Mısır'da eylemler sürerken resmi konutundan alınıp ailesiyle birlikte bir ordu karargahına saklandı

Mısır'ın başkenti Kahire'deki Tahrir meydanında toplanan yüz binlerce kişi bir yıl önce seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin istifasını istedi.

Mursi'nin göreve gelişinin birinci yıl dönümü dolayısıyla yapılan protestolarda, protestocular, Mursi'nin ABD ve İsrail uşağı olduğunu, zor durumdaki ekonomi için çözüm üretemediğini ve güvenlik sorunlarını çözemediğini söylüyor.



BBC Kahire muhabiri Alim Makbûl'e göre, Mısırlılar haftalardır 30 Haziran'ı konuşuyor ve muhalefet Mursi istifa edip erken seçim kararı almadan meydanı terk etmeyeceğini söylüyor.

Protestocular ABD_İsrail uşağı Cumhurbaşkanı Mursi ve müttefiki Müslüman Kardeşler'in politikalarından rahatsızlık duyuyor.

Muhalifler erken seçim çağrısını içeren bir dilekçeyi 22 milyon kişinin imzaladı. Dilekçenin Tamarod (İsyan) adlı halk hareketi var.

Ancak, eylemlere Mursi'nin siyasi ve ekonomik politikalarından hoşnut olmayan sıradan Mısırlılar da katılıyor.

Kahire’de protestocular Müslüman Kardeşler'in ofislerine saldırdı ve ateşe verdi.

El Alem televizyonu, Kahire'deki Müslüman Kardeşler Bürosu'nun tamamen yandığını bildirdi.

El Meyadin ise, Dakahliya'da Özgürlük ve Adalet Partisi'ne ait iki bina ateşe verildiğini duyurdu.

Tanta’da Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin karşıtları, Müslüman Kardeşler’in protestoculara ateş açmasının ardından protestocular, Müslüman Kardeşler’e ait birkaç ofise saldırarak ateşe verdi. Partinin ofisleri Kahire’nin kuzeyindeki El Mansur ve Tanta’da yanıyor.

Mısır sağlık Bakanı, Bugün 7 ilde yaşanan çatışmalarda 174 kişinin yaralandığını açıkladı.
haber1001

Mursi, danışmanının Yahudilerle ilgili sözlerini niçin yalanladı
Ertuğrul Horasanlı
01 Ocak 2013



Timeturk.com/tr’nin haberine göre; Mısır’ın yeni Firavunu Mursi, Danışmanı İsam el-Aryan’ın, İsrail’de yaşayan Yahudilerin geldikleri ülkelere geri dönmeleri yönünde yaptığı açıklamalarına katılmadığunı açıklamış…

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Yasir Ali, Mursi adına yaptığı açıklamada, ”İsam el-Aryan’ın Yahudiler’e yönelik yaptığı açıklamalardan Mısır Cumhurbaşkanlığı sorumlu değildir. Bunlar kendi şahsi görüşleridir. Muhammed Mursi’nin danışmaları Cumhurbaşkanlığı adına konuşamaz.” ifadelerini kullanmış.

Peki, Ne demiş İsam el-Aryan?

Bir televizyon kanalında, İsrail’de yaşayan Mısırlı Yahudilere seslenerek geldikleri ülkelere dönmelerini istemiş.

Bununla da kalmamış :’‘Tarihi Filistin topraklarını işgal eden Yahudiler, Filistinlilerin ülkelerine dönmeleri haklarının önünde bir engeldir” demiş…

Bu sözlerde yalan, yanlış bir şey var mı?

Yok…

Diline sağlık; durumu ve çözümü pek güzel özetlemiş…

Peki bu doğru sözlerden Firavun Mursi niye paniğe kapılıp alelacele bir yalanlama yayınlıyor?

Bunun cevabı da Mısır’da yayımlanan el-Ehram gazetesinde yer alan bir haberde var…

Bu habere göre İsrailli emekli general Moşe Elad, verdiği bir konferansta “Arap Baharı, şimdiye kadar İsrail’in gerçekleştirmekten aciz kaldığı stratejik kazanımları gerçekleştirdi.” dedikten bakın Mursi Liderliğindeki Müslüman Kardeşler iktidarı için ne diyor:

“Muhammed Mursi yönetimi, Arap yönetimleri arasında İsrail için en uygun olanıdır. Çünkü, İsrail’le olan barış anlaşmalarına saygı göstermektedir. Üstelik Hamas’a baskı yaparak Gazze’ye silah kaçakçılığını engellemiş oluyor. Bu, tamamen İsrail’in stratejik çıkarlarının lehinedir.” (*)

Anlaşıldı herhalde?

İsrail desteğinde iktidara gelen Mursi, sponsorlarına diyet borcunu ödüyor işte…

Bu diyet borcu öyle pis borçtur ki; tefeci faizi gibi ödedikçe artar.

Ödedikçe artar…

Ödedikçe artar…

Elini, kolunu, dilini, bağlar insanın…

Bitirir…

Tüketir…

Ne din bırakır ne iman; ne haysiyet ne şeref…

Hepsini siler süpürür…

Tefeciye kul köle yapar…

Bunu nereden mi biliyorum?

Bizdeki Mursi’lerin içine düştükleri borç batağından sonraki sıfırı tüketmiş hallerinden…

Allah böyle çıkışı olmayan kuyulara düşmekten hepimizi korusun…

* Bkz: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?p=6332#6332



Mısır ordusu: 'Mısır'ın Karanlık bir tünel'e girmesine izin vermeyeceğiz"
8 ARALIK 2012



BBC'nin haberine göre Mısır ordusu, Mursi'nin üstlendiği yeni yetkiler nedeniyle doğan bunalımın çözüme kavuşturulması için diyalog çağrısında bulundu ve Mısır'ın 'karanlık bir tünel'e girmesine izin verilmeyeceği uyarısında bulundu.

Ülkede protestoların başgöstermesinden bu yana ilk kez açıklama yayımlayan ordu, devlet kurumlarının ve masum halkın korunacağını bildirdi.

Mısır televizyonunda yayımlanan ordu açıklamasında, "Silahlı Kuvvetler, ülkenin yüksek çıkarlarının korunması, hayati önem taşıyan hedeflerin, kamu kurumlarının ve masum yurttaşların güvenliğinin sağlanması konusundaki sorumluluklarının farkındadır. Silahlı Kuvvetler, diyaloğun, uzlaşmaya varmak için en iyi ve tek yol olduğunu düşünmektedir. Bunun tersi, bizi karanlık bir tünele götürecektir ki, o da felaketle sonuçlanır. Buna izin vermeyeceğiz." denildi.

Başkent Kahire'de, Cumhurbaşkanlığı Sarayı dışındaki protestolar ise devam ediyor.

Muhalefet grupları, Mursi, üstlendiği yetkilerden ve anayasayı halk oylamasına götürmekten vazgeçmediği sürece, Mursi'den gelen görüşme çağrısını reddediyor.

Mursi'yi destekleyenlerin ağırlıkta olduğu kurucu meclis tarafından hazırlanan anayasa taslağını eleştiren gruplar, metnin gerektiği gibi görüşülmeden, alel acele geçirildiğini, taslakta siyasi ve dini özgürlüklerle, kadın haklarının yeterince gözetilmediğini belirtiyor.
haber1001

Mısır halkı Firavun Mursi'ye de başkaldırıyor
27.11.2012


Şu an Tahrir Meydanı inanılmaz bir kalabalığa ev sahipliği yapıyor.
haber1001

Mısır'da kriz: Hakimler Mursi'ye karşı greve gidiyor
28 KASIM 2012

BBC'nin haberine göre; Mısır'da hakimler, Cumhurbaşkanı Mursi'nin kendisine geniş yetkiler tanıyan ve yargı denetimini kısıtlayan kararnamesini protesto için greve gidiyor.

Hakimler, temyiz mahkemeleri ve Yargıtay'ın kararname geri alınıncaya kadar çalışmayacağını duyurdu.

Mursi'nin geçen hafta Perşembe günü yayınladığı kararname ile Cumhurbaşkanı'na "devrimi koruma" gerekçesiyle geniş yetkiler tanınıyor ve hiçbir mahkemenin Cumhurbaşkanı'nın kararlarını iptal edemeyeceği karar altına alınıyordu.

Kararname ülkede geniş tepki yarattı.

Mursi ise Pazartasi günü kararname ile kendisine verilen yeni yetkilerin sınırlı olduğunu söyleyerek tepkileri yatıştırmaya çalışmıştı.

Kıdemli hakimlerle bir araya gelen Mursi, onlara kararnamenin yalnızca "egemenlikle ilgili" konularla sınırlı olduğunu ve kurumları korumak amacıyla tasarlandığını söylemişti.

Fakat toplantıya katılan hakimler ikna olmadıklarını söylüyorlar ve Mursi'nin kararnameyi tümüyle iptal etmesini istiyorlar.

Daha önce bir açıklama yapan Anayasa Mahkemesi de Mursi'nin "yüksek yargıya karşı sürekli bir saldırı kampanyası yürüttüğünü" dile getirmişti.

Kararnamenin yayınlandığı Perşembe gününden bu yana Mısır sokakları kitlesel gösterilere sahne oluyor.

Göstericiler Mursi'nin mensubu olduğu Müslüman Kardeşler hareketinin "devrimi rayından çıkardığını" söylüyorlar.

Dün de Kahire, İskenderiye, Süveyş, Minya ve Nil deltasındaki birçok kentte gösteriler yapıldı.

Kahire'de dün yapılan ve 100 bini aşkın kişinin katıldığı gösteri gece bir kısım eylemcinin alana kamp kurmasıyla bugün de devam etti.

Tahrir'de çadırlar

Mursi'nin yetkilerini artıran genelgeye karşı dün başta Tahrir Meydanı olmak üzere ülkenin birçok yerinde protesto gösterisi düzenleyen muhalifler, genelge çekilene kadar mücadele etmeye ant içti.

Tahrir Meydanı'nda dün geceyi kamp kurarak geçiren bir kısım gösterici eylemlerini sürdürüyor.

Bu sabah Kahire'deki ABD Büyükelçiliği'nin bulunduğu Simon Bolivar Meydanı'nda da bir gösteri yapıldığı ve bazı çatışmalar yaşandığı bildiriliyor.

Mısır resmi haber ajansı MENA, olaylarda 18 kişinin tutuklandığını duyurdu.

Başta Kahire olmak üzere ülkenin birçok kentinde gerçekleştirilen gösterilerde Mursi'nin yetkilerini artıran ve anayasa meclisini yargı denetimi dışında bırakan kararnamesi protesto ediliyor.

Gösteriler sırasında polisle yaşanan çatışmalarda bir kişi gözyaşartıcı gaz nedeniyle kalp krizi geçirerek ölmüştü.
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Prş Tem 02, 2015 12:26 am tarihinde değiştirildi, toplam 67 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Sal May 24, 2011 7:33 pm    Mesaj konusu: Firavun Mursi'ye Katar'dan Mısır'a 5 milyar dolarlık destek Alıntıyla Cevap Gönder

Müslüman Kardeşler kurulduğu kent İsmailiye'de bile destek kaybediyor
Ahmed Maher
BBC Arapça, İsmailiye
15 TEMMUZ 2013



Mısır'ın başkenti Kahire'ye 150 kilometre uzaklıktaki İsmailiye kenti Müslüman Kardeşler hareketi için çok büyük sembolik öneme sahip.

Ülkenin dinî liderlerinden Hasan el-Benna, 1928 yılında Müslüman Kardeşler örgütünü bu kentte kurdu.

Kentin en yoksul bölgelerinden birinde bulunan El-Rahma Camii, örgütün ilk merkezi olmuş, siyasal İslam ve hayır işlerini birleştiren hareket için bir sıçrama tahtası görevi görmüştü.
Tarihsel olarak, yaptıkları yardım çalışmaları örgütün desteğini artırmış, büyük bir parti tabanı oluşturmuş ve taraftarları arasında sarsılmaz bir sadakat oluşmasını sağlamıştı.

Ramazan yardımları

Ara sokaklardan birinde bir evde, Ramazan ayında yoksullara dağıtılacak gıda malzemeleri depolanmış. Müslüman Kardeşler'in genç üyeleri şeker, pirinç ve un dolu torbaları, yoksullara dağıtmak üzere evin önünde bekleyen kamyonetlere yüklüyor.

52 yaşındaki emekli elektrikçi Şükrü Halid, "Müslüman Kardeşler uzun yıllar boyunca çok büyük yardım çalışmaları yaptı.

Yoksullara, yetimlere, evlenmek isteyen gençlere yardım ettiler. Bunu kendileri için değil Allah rızası için yaptılar" diyor.

Halid, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesi ardından, İsmailiye'de de başlayan Müslüman Kardeşler karşıtı duygulardan büyük üzüntü duyduğunu söylüyor ve "İnsanların yıllar boyunca verilen mücadeleyi, yapılan yardımları unutup eski rejimin komplocularını dinliyor olması büyük haksızlık" diyor.

Geçen ay Muhammed Mursi karşıtı eylemlerin başlaması ardından İsmailiye'de de protesto gösterileri düzenlendi.

Öfkeli kalabalıklar, Muhammed Mursi'yi 'iktidar sevdasına' düşmekle suçlayıp ülkenin çökmekte olan ekonomisi için hiçbir adım atmamakla suçladı.

Mursi karşıtı sloganlar

Müslüman Kardeşlerin hâlâ gözde bir hareket olması için yaptığı yardım çalışmaları yeterli olsaydı fazla bir sıkıntı
yaşamayacaklardı. Ama bunun yeterli olmadığı açıkça ortada.
Müslüman Kardeşler hareketi, kuruluşundan bu yana karşı karşıya kaldığı en önemli krizle mücadele ediyor. Kurdukları parti güç kaybediyor, özellikle de kurulduğu bu kentte.

İsmailiye'de Müslüman Kardeşler'e destek verildiğine dair görünür kanıtlar bulmak çok güç. Kentte dolaştığımız süre boyunca, ne devrik Cumhurbaşkanı Mursi'ye destek veren bir poster gördük ne de Müslüman Kardeşler'e ait bir afiş.

Tam tersine, kentin en büyük resmî dairesinin duvarlarına yazılmış, Müslüman Kardeşler karşıtı sloganlarla karşılaştık. Bir tanesi "Çek git artık", diğeri "Müslüman Kardeşler'in iktidarına hayır" diyordu.

Müslüman Kardeşler'e verilen desteğin nasıl azaldığının bir kanıtı da kentin pazarı. En temel ürünlerin fiyatı, Muhammed Mursi'nin iktidarda olduğu son bir yıl içinde çok büyük oranda artmış.
Pazar yerinde karşılaştığımız Muhammed Gad, "Bir paket yağ alsanız ve son kullanma tarihinin geçtiğini görseniz ne yaparsınız? Atarsınız çöpe gider" diyor ve ekliyor: "Mursi'nin görevdeki bir yılı tamamen olumsuzdu. Mısırlılar, ordunun da desteğiyle işte bu nedenle ayaklandılar Mursi'ye karşı."

Müslüman Kardeşler'in kalesi İsmailiye'de genel görüş, ordunun eski cumhurbaşkanına karşı bir halk ayaklanmasına destek verdiği yönünde.

Olanlara kimse 'darbe' demiyor. Pek çok kişi generallerin yeniden iktidarda olmasından memnun... En azından şimdilik...

Guardian gazetesi Mursi’nin son günlerinden notlar aktardı
07-07-2013



YDH'nin haberine göre İngiliz Guardian gazetesi, Mısır ordusunun müdahalesiyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidardaki son son bir günlerine dair notlar aktardı.

Gazetenin haberine göre Mısır Ordusu Komutanı General Abdulfettah Sisi, Cumhurbaşkanı Mursi’den görevini bırakmasını istedi; ancak Mursi buna “bunun için cesedimi çiğnemeniz lazım” karşılığını verdi.

Gazete, haberine şöyle devam ediyor.

Ancak sonunda Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı kendini polis ve asker içinde destekleyen hiç kimsenin bulunmadığı bir yalnızlık içerisinde buldu.

Ordu ve güvenlik yetkilileriyle Müslüman Kardeşler üyeleri şöyle diyor: Ordunun komandoları onu bilinmeyen bir yere götürmek için geldiğinde cumhurbaşkanlığı muhafızları kenara çekildiler ve buna kolayca izin verdiler.

Müslüman Kardeşler liderleri muhaliflerin büyük gösterisinden bir hafta önce yani 23 Haziran’da Mursi’nin yolun sonuna geldiğini tahmin ettiler. Askerler, Mursi’ye halkla arasındaki sorunu çözmesi için 7 gün süre vermişlerdi.

Mursi, son birkaç ay boyunca Müslüman ve Hıristiyan din adamlarından yargıya, silahlı kuvvetlerden polise ve istihbarat servisine kadar neredeyse ülkedeki tüm kurumlarla çatışma halindeydi.

Siyasi muhalifler de Müslüman Kardeşler ve diğer İslamcı grupların üyelerine Mursi döneminde geniş yetkiler verilmesini, onun ekonomik sorunların çözümü konusunda yetersiz kalmasını kornalarla protesto ettiler ve ona yönelik kamuoyu baskısı arttı.

Mursi ile istihbarat servisi arasındaki güvensizlik, istihbarat servisinin ondan bilgi saklayacağı kadar fazlaydı. Örneğin kentlere zırhlı birlikleri konuşlandırılması ondan habersiz yapılmıştı.

Polis de gösteriler sırasında Müslüman Kardeşler bürolarına yapılan saldırılara seyirci kalmıştı.

Mursi’nin var olma savaşı vermeye başladığında ona yardım edecek hiç kimse yoktu. Yalnızca Batılı ülkelerin büyükelçilerinden, Müslüman Kardeşlerden ve küçük gruplardan yardım isteyebildi. Onların ise yapabildiği tek şey onun iki dakikalık konuşmasını kaydedip yayımlamaktan ibaret oldu.

Mursi bu duygusal konuşmasında Sisi ile defalarca yaptığı toplantılarda olduğu gibi seçiminin meşruiyetini vurguladı.

O, hafta başında Sisi ve Başbakan Hişam kandil ile krizden çıkış yolları konusunda toplantı yaptı.

Mısırlı bir yetkili diyor ki, Mursi, bütün bu toplantılarda seçimde aldığı oyları ve meşruiyetini vurguladı. Mursi, ne düzenlenen gösterilere yönelik bir şey yaptı, ne de güvenlik, ekonomi, enflasyon, işsizlik, elektrik kesintileri ve trafik keşmekeşi gibi baskıyı arttıran sorunlarla ilgilendi.

Müslüman Kardeşler sözcülerinden Murad Ali, “Ordu, Mursi’yi görevden almaya önceden karar vermişti. Mursi taviz vermeye yanaştı; ancak Sisi bunların hiçbirine razı olmadı” diyor.

Murad Ali şöyle diyor: Biz tecrübesizdik… Bu kadar ihanet edebileceğini düşünmemiştik. Onlar şu tavrı gösterdiler: “ya gidip istifa ettiğinizi açıklayın ya da biz sizi hapse atacağız.”

Müslüman Kardeşler yetkilileri, yolun sonuna geldiklerini anladıklarını belirtiyor. İhvan’ın sözcülerinden biri şöyle diyor: 23 Haziran’da her şeyin bittiğini anlamıştık, bunu bize Batılı ülkelerin büyükelçileri söylemişti.

İhvan’ın sözcüsü diyor ki, ABD’nin Mısır Büyükelçisi Anne Peterson, durumdan haberdar olan Batılı elçilerden biriydi.

Mursi ordu içinden müttefik aradı. Üst düzey iki yardımcısına (Esad Şeyh ve Rafia Tahtavi) Port Said ve İsmailiye’deki kara kuvvetleri 2. Ordusu ve Süveyş Kanalındaki birliklerde kendilerini destekleyecek subay aramaları talimatını verdi.

Güvenlik yetkilileri, Mursi’nin bu emirle Sisi’den taviz koparmaya çalıştığını söyledi.

Gerçi onun bu emri kendisine bir kazanım getirmedi. Ancak Sisi bu durumu öğrenince bu küçük şansı da ondan aldı.

Sisi, ordudaki tüm komutanlara cumhurbaşkanlığı sarayı ile hiçbir temas içinde olmamaları yönünde emir verdi.

O, hatta daha fazla emin olmak için de Mursi’nin yardımcılarıyla temas halinde olabilecek birliklerin komutanlarına karşı seçkin güçlerini gönderdi.

Mursi yolun sonuna yaklaşıyor

Mursi durumu kurtarmaya ve günlük işlerini yapıyor görüntüsü vermeye çalışıyordu.

Onun ofisi, örneğin kabinenin ramazan ayı boyunca gıda temini konusunda yaptığı toplantıların bildirilerini yayımlıyordu. Onun dört bakanı da akaryakıt ve elektrik sıkıntısı konusunda cumhurbaşkanlığı sarayında kayda alınan televizyon konuşmaları yaptılar.

Muhalifler, Mrsi’nin cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının yıl dönümü olan 30 Haziran’da gösteri düzenleme kararı almıştı; ancak gösterileri erken başlattılar ve Mursi, 26 Haziran’da İttihadiye sarayını terk etmek zorunda kaldı.

Ertesi gün, Mursi ve ailesi ordunun gözetimi altında bulunan kahire’deki Cumhurbaşkanlığı Muhafızları binasına nakledildi.

Mursi 30 Haziran’a kadar Kuba Sarayında çalıştı ve nihayet Cumhurbaşkanlığı Muhafızları Mursi’ye onların bürosuna gitmeyi teklif ettiler.

Askeri bir yetkili şöyle diyor: Mursi’nin dış politika yardımcısı İsam Haddad, olumlu görüşlerini bildirmek üzere Batılı ülkelerle temas kurdu. O ayrıca İngilizce bir bildiri yayımlayarak Batı basınına sokaklarda gösteri yapanların Mısır halkının tamamını temsil etmediğini ve darbenin de sadece bir sözden ibaret olduğunu ve gerçekleşemeyeceğini anlatmak istedi.

Saygın el-Ahram gazetesinin yazdığına göre Mursi’ye, Türkiye, Libya ya da başka bir yere gitme önerisi yapıldı; ama o bunu kabul etmedi. Ayrıca ona gönüllü olarak istifa etmesi halinde yargılanmama güvencesi de verilmişti.

Mursi, Salı gününün sonunda bir konuşma yaptı ve iktidarda kalacağını vurguladı, taraftarlarından da meşruiyetini korumalarını istedi.

Bu konuşmanın hemen ardından Sisi onu Cumhurbaşkanlığı Muhafızlarındaki bürosunda tutuklattı. Ordu, sabah 5’ten itibaren büyük kentlere güç göndermeye başladı ve halka güven vermek için bunun görüntülerini facebook’tan yayımladı.

Mursi’yi korumakla görevli olan cumhurbaşkanlığı muhafızları günün ortasında onu terk ettiler ve ordu güçleri geldi. Hiçbir çatışma olmadı ve Mursi sessiz sedasız gitti. O gün öğleden sonra Sisi, Mursi’nin azledildiğini açıkladı.
haber1001

Mısır-Suriye diplomatik ilişkileri yeniden başlıyor
08-07-2013



Mısır’la Suriye arasında devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin kişisel kararıyla kesildiği belirtilen diplomatik ilişkilerin yeniden başlayacağı açıklandı.

YDH-Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesi, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlayacağına ilişkin haberini üst düzey bir Mısırlı yetkiliye dayandırdı.

Gazeteye açıklamada bulunan düzey Mısırlı yetkili: ''Savunma Bakanlığının, Mısır dışındaki herhangi bir savaşa dahil ve taraf olmama kararı, Suriye yönetiminin içini ferahlattı ve iki taraflı ilişkilerin yeniden konuşulması için bir kapı açtı.

Suriye ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararı, Mısır'ın resmi kurumlarından bağımsız bir şekilde, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler cemaati tarafından alınmıştı.''

İlişkileri yeniden başlatacak adımı Suriyelilerin, Kahire'de Konsolosluklarının yeniden açma talebiyle attığını belirten diplomatik kaynak, asıl sürprizin Suriye yönetiminin Arap Birliği’ndeki koltuğunu geri alması olabileceğini söyledi.
http://www.ydh.com.tr/


Mursi'nin askerleri Sina'da Filistinli 32 mücahidi şehit etti 100 mücahidi de esir aldı
8 EYLÜL 2012



BBC'nin habereine göre Mısır ordusu İstail'in güvenliğini sağlamak için Sina yarımadasındaki filistinli militanlara saldırıyor. Bu saldırılar sırasında 32 Filistinlinin şehid olduğu, 100 civarında Filistinli mücahidin Mursi'nin askerlerine esir düşyüğü bildiriliyor."

Kahire'de açıklama yapan Albay Ahmed Muhammed Ali, operasyon kapsamında 38 kişinin tutuklandığını, Gazzelilerin israil ambargosuna karşı nefes borısu hüviyetinde olan 31 tünelin de imha edildiğini bildirdi.

Albay Ali, düzenledikleri operasyonun, Mısır'ın İsrail'le imzalamış olduğu ve Sina yarımadasının bazı bölümlerinin askerden arındırılmasını öngören barış antlaşmasın a uygun olduğunu söyledi.

Mısır askeri sözcüsü, Sina yarımadasında tank ve helikopterlerle yürütülen saldırıların hedeflerine tam olarak ulaşıncaya dek sürdürüleceğini; Sina'da askeri güç bulundurulması konusunda İsrail tarafıyla işbirliği içinde olunduğunu kaydetti.

AFP ajansı da, Albay Ahmed Muhammed Ali'ye dayanarak verdiği haberde, Bölgede Gazze'ye ulaşan 225 tünel bulunduğunu ve bunların hepsinin Mısır Ordusu tarafından imha edileceğini aktardı.

Bilindiği gibi Mısır'ın Yeni Firavunu Mursi'nin ilk icraatlarından biri Gazze'nin dünyaya açılan tek kapısı olan Mısır sınırındaki Refah sınır kapısını kapatmak olmuştu.
haber1001

Sınır kapısından sonra tünelleri de Mısır tarafından kapatılan Gazze'de öfke büyüyor
25-09-2012



Mısır'ın yeni Firavunu Mursi, iktidara gelir gelmez önce Refah sınır kapısını kapatti daha sonra da Gazze halkının İsrail'in vahşî ambargosuna karşı nefes borusu hükmündeki tünelleri kapatmaya başladı.

Refah sınır kapısından sonra tünelleri de kapatılan Gazze'de Mısır'a ve iktidardaki Müslüman Kardeşler'e öfke büyüyor-

Mısır'daki yönetim değişikliğine rağmen Gazze halkının 6 yıldır maruz kaldığı ambargonun sona erdirilememesi ve durumun Hüsnü Mübarek döneminden bile daha kötü hale gelmesi Gazzelileri öfkelendiriyor.

YDH'nin haberine göre:

Katar'dan yayın yapan el-Cezire TV, Gazze'ye uygulanan ambargoyu gündemine taşıyarak, Gazze ambargosunun sona erdirilmesi sözünü veren Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi sözünü yerine getirmemekle suçladı.

Haberde, Refah sınırındaki tünellerin kapatılmasının Gazze'de öfkeyle karşılandığını, özellikle de son bir hafta içerisinde Gazze'ye yeterli düzeyde yakıtın girmemesinden ötürü istasyonların önünde uzun kuyrukların oluştuğunu belirtildi.

Gazze'de yeniden yaşanan yakıt krizinde, Mısır Petrol ve Enerji Bakanlığı'nın aldığı son kararlardan ötürü Mısır'ın Gazze'ye verdiği yakıtın %70 oranında azaltılması ve Mısır ordusunun Sina'da sürdürdüğü operasyonların etkili olduğu bildirildi.

Gazze'nin Mısır'dan, elektrik, yakıt, sınır kapısı ve iki ülke arasında serbest ticaret bölgesinin kurulması gibi taleplerinin olduğunu ifade eden Filistin Başbakanı İsmail Heniye'nin danışmanı Dr. Yusuf Razka, Mısır İstihbaratı eski başkanının elektrik krizi hususunda söz vermesine rağmen şimdiye kadar verilen sözlere bağlı kalınmadığını söyledi.

Razka "Katar'ın Gazze'ye bağışladığı yakıtın Gazze'ye güvenli bir şekilde girişi için ciddi vaatler aldık. Biz, Mısır tarafına tünellerin zorunlu bir fenomen olduğunu, tünellerin alternatifinin Rafah sınır kapısını açmak olduğunu söyledik" dedi.
haber1001

Firavun Mursi'nin Gazze tünelleri kapatması İsrail'i çok sevindirdi
29-03-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır Ordusu'nun Gazze sınırındaki tünelleri havaya uçurarak kapatması, İsrail'de sevinçle karşılandı.

İsrail, Firavun Mursi emrindeki Mısır Ordusu'nun gıda ve temel tüketim maddelerinin yanı sıra silah "kaçakçılığı" amacıyla kullanılan Gazze'yle Mısır arasındaki tünellerin kapatılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Londra'da yayımlanan el-Kuds el-Arabi gazetesi, İsrail radyosuna dayandırdığı haberinde ayrıca İsrailli yetkililerin, Mısır'ın Tel Aviv Büyükelçisi Atıf Selim'in Tel Aviv'e dönmesini sağlamak için yoğun diplomatik temaslarda bulunduğunu belirtti. Temasların olumlu yönde ilerlediğini belirten kaynaklar, Mısır'ın başkenti Kahire'deki İsrail Büyükelçiliği için de yeni bir yerin belirlenmek üzere olduğunu kaydetti.

Yeni Mısır firavunu Mursi, İsrail'in Kasım 2012'de Gazze'ye düzenlediği saldırı üzerine, Mısırlıların gazını almak için İsrail Büyükelçisi Selim'i geri çağırmıştı.
haber1001

"Müslüman Kardeş" Mursi'den İsrail'e bir kıyak daha: Korsan devlet İsrail'in gemileri süveyşten rahatça geçiyor
12-03-2013



http://www.ydh.com.tr/ 'nin haberi:

Mısır devrimi İsrail’le bir ilke daha imza attı

YDH- 1948’den beri Süveyş Kanalı’ndan İsrail bayraklı bir geminin geçişine izin vermeyen Mısır yönetimi, İsrail bayrağı taşıyan savaş gemilerinin geçişine izin verdi.

YDH-1948’den beri Süveyş Kanalı’ndan İsrail bayraklı bir geminin geçişine izin vermeyen Mısır yönetimi, İsrail bayrağı taşıyan savaş gemilerinin geçişine izin verdi.

El Alem televizyonunun haberine göre Mısır yönetimi, önceki gün İsrail savaş gemilerinin bayrağını indirmeden Süveyş Kanalı’ndan geçmesine izin verdi.

Cemal Abdunnasır döneminde uluslar arası yasaların geçerli olduğu uluslar arası bir kanal olmasına rağmen İsrail’in sivil gemilerine de askeri gemilerine de izin vermeyen Mısır, Enver Sedat’ın imzaladığı Camp David barış anlaşmasından sonra bayrağı indirmesi şartıyla İsrail gemilerinin geçişine izin vermeye başlamıştı.

Hüsnü Mübarek dönemi boyunca İsrail gemilerinin Süveyş Kanalı’ndan geçişi boyunca güvenlik amacıyla Mısır ordusuna ait hücumbotların bu gemilere eşlik ettiğinin hatırlatıldığı haberde İsrail savaş gemilerinin devrimden sonra bayraklarını indirmeden kanaldan geçmeye başladıkları ifade edildi.

İsrail savaş gemilerine ilk kez 2012 yılının martında, ikinci kez ekim ayında ve son olarak da iki gün önce Süveyş Kanalı’ndan bayraklarını indirmeden geçmesine izin verildiği bildirildi.

"Müslüman Kardeş" Mursi, "Zındık" Mübarek'in Yapmadığını yapıyor: Gazze Tünelleri tek tek havaya uçuruluyor
11-03-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır ordusunun Gazze’den Sina’ya açılan tünelleri patlayıcılarla yok etmeye başladığı bildirildi.

Mısır’da yayımlanan el-Yovmu’s- sabi gazetesinin haberine göre Mısır güvenlik güçleri dün geceden itibaren Gazze’den Mısır’a açılan tünelleri patlayıcılarla imha etmeye başladı.
haber1001

Mısır'ın yeni Firavunu Mursi'den Gazze tünellerine karşı büyük saldırı hazırlığı
06-03-2013



YDH'nin haberine göre Mısır'ın yeni Firavunu Mursi Gazze tünellerine karşı büyük bir saldırı hazırlığı yapıyor.

Filistin’deki bağımsız SAMA haber ajansının Mısırlı askeri kaynaklara dayandırılan haberde Sina’daki büyük saldırıda Gazze’ye açılan tünellerin imhası için ağır silahların ve büyük askeri mühendislik teçhizatlarının ve iş makinelerinin kullanılacağı belirtildi.

Mısır ordusunun bir süre önce kullanılmaz hale getirmek için tünellere su pompaladığını hatırlatan askeri kaynak, tünellerin beton bloklarla desteklendiği için suya dayanıklılık gösterdiğinin anlaşıldığını bu yüzden tünellerin farklı yöntemlerle imha edilmesinin kararlaştırıldığını söyledi.

Yaklaşık 1.7 milyon nüfuslu Gazze’nin ihtiyaçlarının yüzde 30’unun hala tüneller aracılığıyla karşılandığı bildiriliyor.
haber1001

Mısır'a adım adım ileri demokrasi geliyor: Başsavcı her "vatandaşın bir polis olduğuna" ve "tutuklama yapabileceğine" karar verdi
11-03-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır başsavcısının tutuklama konusunda verdiği yeni kararın kamuoyunda ciddi tartışmalar yarattığı bildirildi.

Lübnan’dan yayın yapan el-Meyadin televizyonunun haberine göre Mısır başsavcısının güvenlik güçlerine ve vatandaşlara herhangi bir yargı kararı olmaksızın “yasaları çiğneyenleri” tutuklama hakkı veren kararı tartışma yarattı.

Başsavcının kararına tepki gösteren bazı sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler, başsavcının bu kararını “Mısır’da iç savaş ilan etmenin ilk adımı” olarak nitelerken İslamcı gruplar başsavcının kararını olumlu karşıladıklarını açıkladı.

El- Meyadin muhabiri Abbas Sabbağ, kararla ilgili olarak “Mısır başsavcısının bu kararıyla ülkedeki her vatandaş bir polise dönüşmüş oluyor” yorumunu yaptı.

Mısır başsavcının bu kararının ülkedeki bazı siyasi grupların, güvenliği sağlama gerekçesiyle muhaliflere karşı milis grupları oluşturmaya başlamasına neden olabileceğini belirten el-Meyadin televizyonu, kamu tesislerinin korunması için özel güvenlik şirketlerinden yararlanılması yönündeki tartışmalara da dikkat çekti.
haber1001

ABD'den Mısır'a: Yardım istiyorsan önce IMF'nin kucağına oturacaksın
4 MART 2013



BBC'nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır ekonomisini ayağa kaldırmak için 450 milyon dolar yardım sözü verdi ama yardımın önemli kısmının aktarılması öncesinde, Mısır yönetimini IMF ile anlaşmaya çağırdı.

Mısır'ı ziyaret eden Kerry, Cumhurbaşkanı Mursi'den Nisan ayında yapılması planlanan seçimlerin serbest, adil ve şeffaf olması için her türlü önlemi almasını istedi.

IMF şartı

Nisan ayında yapılacağı açıklanan seçimler, protesto gösterilerini sürdüren ana muhalif grup tarafından boykot ediliyor.

Ulusal Selamet Cephesi seçim yasalarının, Cumhurbaşkanı Mursi'nin müttefiklerini avantajlı kıldığını söylüyor.

Kerry, Washington'un Mısır'a vaadettiği 450 milyon dolarlık bütçenin ilk dilimi olan 190 milyon doları hemen aktaracağını da açıkladı.
ABD'li bakan daha önce Mısır hükümetini Amerikan fonlarının geri kalanının da aktarılabilmesi için IMF ile 4,8 milyar dolarlık anlaşmayı imzalamaya çağırmıştı.
Mursi hükümeti geçen Kasım ayında IMF ile ilke anlaşmasına varmış ama sokak gösterilerinin yoğunlaşması ardından askıya almıştı.
haber1001

ABD: Mısır’da Firavun Mursi'yi kurtarmaya çalışıyor
05-02-2013



YDH'nin haberine göre Amerika, Mısır yönetimi ile muhalifler arsındaki görüş farklılıklarını gidermek için gösterdiği çabayı arttırdığını açıkladı.

Mısır’da yayımlanan Mısri el-Yovm gazetesinin haberine göre Amerika’nın Kahire Büyükelçisi Anne Patterson, Mısır yönetimi ile muhalifler arasındaki sorunun çözümü için iki tarafın görüşlerini birbirine yakınlaştırmaya çalıştıklarını açıkladı.

Amerika’nın Kahire Büyükelçisi Anne Patterson, İskenderiye kentinin batısında Amerikan yatırımlarıyla kurulan bir plastik fabrikasının açılış töreninde yaptığı konuşmada Mısır yönetimi ile muhalifler arasında; anayasa, azınlıklar, kadın hakları ve basın özgürlüğü gibi konularda uzlaşma sağlanması için çaba gösterdiklerini söyledi.

Mısır'ın başkenti Kahire'de sokaklardaki çatışmalara sürüyor
02 Şubat 2013



Mısır'ın başkenti Kahire'de sokaklar yine çatışmalara sahne oldu. Firavun Mursi'yi protesto eden göstericiler polisle çatıştı, bir kişi öldü, elli kişi yaralandı.

TRT'nin haberine göre; Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayının çevresinde polisle protestocular arasında çatışmalar yaşandı. Güvenlik güçleri, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullandı.

Protestocular polise taş ve molotof kokteyleriyle karşılık verdi. Bir kişinin öldüğü olaylarda 50 kişi de yaralandı.

Protestocular, Firavun Mursi'yi 2011'de Mübarek rejimini deviren devrime ihanet etmekle suçluyor.

Bu ne güzel demokrasi: Mısır'da "Kara Blok" isimli muhalif yapılanma terör örgütü ilan edildi
30-01-2013



Financial Times gazetesinde, geçen haftadan beri güvenlik güçleriyle çatışan gençlerin "Kara Blok" adı altında örgütlenmeye başladığına dikkat çekiyor.

Haberde, bu gençlerin, İslamcı hükümetin emrindeki güçlerle çatışmak için sosyal medya üzerinden çağrılar yaptığı aktarılıyor.
Savcı Talat Abdullah'ın "Kara Blok" grubunu "terörist örgüt" olarak tanımlayarak, onlar gibi siyah elbise giyip maske takanların tutuklanması emri verdiği belirtiliyor haberde.
haber1001

Mısır krizi: Genelkurmay Başkanı'ndan 'devlet çökebilir' uyarısı
29 OCAK 2013



Mısır Genelkurmay Başkanı, ülkedeki siyasi krizin "devleti çöküşe sürükleyebileceği" uyarısında bulundu.
General'in açıklaması kendisine ait Facebook sayfasında yayımlandı.
İlgili Konular
Orta Doğu, Afrika
Genel Kurmay Başkanı ve Savunma Bakanı General Abdul Fettah el-Sisi, farklı siyasi güçler arasındaki mücadelenin devam etmesi halinde, gelecek kuşakların tehlike altına atılacağını belirtti.
Asker sevki
Sisi'nin uyarıları, Süveyş Kanalı üzerindeki kentlere asker sevki yapılmasının ardından geldi.
Sisi, asker sevkinin Mısır ekonomisi ve dünya ticareti açısından hayati önem taşıyan suyollarını koruma amaçlı olduğunu vurguladı.
Binlerce gösterici bu kentlerde gece sokağa çıkma yasağına uymayarak protestolara devam etti.
Gösteriler nedeniyle Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Port Said, Süveyş ve İsmailiye kentlerinde 30 günlük olağanüstü hal ve gece sokağa çıkma yasağı ilan etmişti.
Perşembe gününden beri devam eden protesto gösterilerinde 50'den fazla kişi öldü.
'Sağlam duvar'
General, Harbiye okulu öğrencilerine yönelik konuşmasında, "Farklı siyasi güçler arasındaki mücadele devleti çöküşe sürükleyebilir" dedi.
Mursi'nin atadığı hükümette Savunma Bakanı olarak da görev yapan Sisi, ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik, siyasal ve sosyal sorunların "Mısır'ın güvenliği ve devletin uyumu bakımından tehdit teşkil ettiğini" vurguladı.
Sisi, ordunun, devletin yaslandığı "sağlam duvar" olmaya devam edeceğini söyledi.
BBCT

Mısır'da protestocular yasağa uymadı
9 OCAK 2013



Mısır'da devlet başkanı Muhammed Mursi'nin bazı vilayetlerde ilan ettiği sokağa çıkma yasağına rağmen dün ve gece saatlerinde binlerce kişi gösteriler düzenledi.
Kahire, sokağa çıkma yasağı ilan edilen merkezler arasında bulunmuyor.

Müslüman Kardeşler’in cumhurbaşkanlığına taşıdığı Muhammed Mursi'nin ulusal diyalog çağrısı rakiplerinden kabul görmemişti.
Bakanlar kurulu dün ordu birliklerinin aralarında parlamentonun da bulunduğu merkezlerin de korunması dahil olmak üzere asayiş operasyonlarına katılabilmesini öngören yasa tasarısını kabul etti; yasa daha sonra meclisin üst kanadı olan Şura'da da kabul edildi.
Uluslararası Af Örgütü güvenlik güçlerinin olaylarda aşırı kuvvete başvurduğu eleştirisi dile getiriyor.
Sokağa çıkma yasağına rağmen Port Said, İsmaliye ve Süveyş'te düzenlenen gösteriler öncesinde, perşembe gününden itibaren yaşanan olaylarda onlarca kişinin hayatını kaybetmesini izliyor.
Muhammed Mursi pazar günü siyasi parti liderlerini görüşmeye çağırmış; toplantıya sadece İslamcı müttefikleri katılmıştı.
BBCT

Firavun Mursi'nin diyalog çağrısını muhalefet reddetti
8 OCAK 2013

BBC'niin haberine göre; Mısır'da yeni Firavun Mursi'nin yaptığı diyalog çağrısını içerikten yoksun bulan muhalif güçler toplantı önerisini reddetti.

Port Said kentinde bir maç sırasında çıkan olaylarda 70'ten fazla kişinin hayatını kaybetmesi ile ilgili davada yargılanan 21 kişiye ölüm cezası verilmesinin ardından patlak veren çatışmalarda onlarca kişi ölmüştü.

Mursi, Port Said, Süveyş ve İsmailiye kentlerinde 30 günlük olağanüstü hal ilan etti.

Şiddet olayları bugün de devam etti; Tahrir Meydanı'nda bir kişi daha açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.

Başkent Kahire'de ise Mursi'nin politikalarını protesto edenler dört gündür Tahrir Meydanı'nda polisle çatışıyor.

Kentte daha sonra sokağa çıkma yasağı da uygulanacak.

Hükümet pazartesi günü ayrıca orduya polis görevleri ve tutuklama yetkisi veren karar taslağını da onayladı.

'Öz değil biçim'

Muhalif Ulusal Selamet Cephesi liderlerinden Muhammed Baradey, gazetecilere yaptığı açıklamada, herhangi bir diyaloga girmeleri için, Mursi'nin birlik hükümeti kurması ve tartışmalı anayasada değişiklikler yapması gerektiğini söyledi.

Baradey, "Cumhurbaşkanı'nın bize çağrısını yaptığı diyalog öze değil biçime ilişkindir. Halkın güvenliğini sağlayacak net gündemi olan bir diyaloğu destekliyoruz " dedi.

Mursi, ulusal birliği sağlamak amacıyla İslamcılar, liberaller ve solculardan oluşan 11 siyasi grubun temsilcilerini bu akşam yerel saatle 18:00'de toplantıya çağırmıştı.

Hükümete yöneltilen eleştirilerin başında, yeni anayasanın ifade ve inanç özgürlüğünü korumaması ve ekonomik koşulların iyice kötüleşmesi geliyor.

'Daha fazlası' da gelebilir

Mursi konuşmasında, "olağanüstü önlemlere" karşı olduğunu belirtirken, "Ama kan akmasını durdurmak ve halkı korumak gerekirse harekete geçerim" dedi.

Mısır Cumhurbaşkanı, "Mısır uğruna daha fazlasını yapmam gerekirse yaparım. Bu benim görevim ve tereddüt etmem" diye konuştu.

Port Said'de geçen yıl El Masri futbol takımıyla karşılaşan Kahire'nin El Ahli takımı futbolcuları ve taraftarları maçın ardından saldırıya uğramış; izdiham, bıçaklama ve darp sonucu 74 kişi hayatını kaybetmişti.

Bu olayla ilgili olarak yargılanan 21 kişiye ölüm cezası verilmesi üzerine Port Said kenti yine karıştı. El Masri taraftaları tutukevine ve karakola saldırdı.
Cumartesi günü 30 kişinin ölmesinin ardından, Pazar günü de bir cenaze töreninde çıkan çatışmalarda üç kişi hayatını kaybetti.

El Ahli takımı taraftarları, Hüsnü Mübarek'in 30 yıllık iktidarına son veren devrim sürecinde Tahrir Meydanı'nda ön saflardaydı.

Port Said'deki kanlı maç sonrasında polis, yeterince önlem almadığı için suçlanmıştı.

Yargılanmasına devam edilen 52 kişi hakkındaki karar Mart ayında açıklanacak. Bu kişiler arasında 9 polis de bulunuyor.

YDH'nin haberine göre; Mısır’daki 13 İslamcı parti ve grup, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye ülkedeki krize demir yumrukla müdahale etmesi çağrısında bulundu.

Bu arada Tahrir meydanında Orduya ait bir aracı ateşe veren Mısırlı göstericiler, İngiliz konsolosluğu önündeki orduya ait ikinci zırhlı aracı ele geçirdi, bir subay kaçırıldı.
haber 1001

Müflis Firavun Mursi'ye Katar'dan Mısır'a 5 milyar dolarlık destek
9 OCAK 2013



BBCT'nin haberi

Katar'dan Mısır'a 5 milyar dolar yardım

Katar, Mısır'daki siyasi karışıklıkların yol açtığı para krizini kontrol altında tutmak amacıyla Kahire'ye 5 milyar dolar para yardımında bulundu.
Bir milyar doları hibe eden Katar'ın Başbakanı Şeyh Hamad Bin Casim El Tani, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Kahire'deki görüşmesinin ardından Mısır'a yardım miktarını iki katına çıkardıklarını açıkladı.

Mısır lirasının değer kaybederek son sekiz yılın en düşük seviyesine gerilemesi ülkede döviz krizi tehlikesini gündeme getirdi.
Yetkililer merkez bankası rezervlerinin "kritik seviyede" olduğu uyarısında bulunuyor.
Mısır Merkez Bankası, geçen ay yaptığı açıklamada, Mısır lirasının değer kaybını önlemek için, ayaklanmalar başlamadan önce 36 milyar dolar olan rezervlerin 15 milyar dolara düşürüldüğü bildirmişti.
Amerikan kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P) Mısır'ın uzun vadeli kredi notunu "B-"ye indirerek Yunanistan ile aynı seviyeye getirdi.
Cumhurbaşkanı Mursi, ekonomiyi önceliklerinden biri yapma sözü vermişti.
Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen, ayaklanmaların başlamasında etkisi olan mali sorunlar, sürmekte olan siyasi karışıklıklar nedeniyle daha da ağırlaştı.
Yardım ikiye katlandı
Katar, Mısır'a 2,5 milyar dolarlık mali yardımda bulunacaktı.
Mursi ile görüşmesinden sonra El Tani, "yarım milyar doları hibe, 2 milyar doları da borç olmak üzere 2,5 milyar dolarlık bir paket söz konusuydu. Şimdi hibeyi 1 milyar dolara, borcu da 4 milyar dolara çıkardık" dedi.
Mısır'da artan yoksulluk ve işsizliğin yanında ekonomik büyümede de bir yavaşlama söz konusu.
Bazı Mısırlı ekonomistler bu durumu, durgunluk anlamında stagnasyon ile enflasyon karışımı bir olgu olarak bilinen "stagflasyon" ile tanımlıyor.
Cumhurbaşkanı Mursi, "Mısır asla iflasa gitmeyecek" sözü vermiş olsa da, halkın büyük bir kesimi döviz bürolarına akın ederek sağlam yabancı para satın almaya çalışıyor.
Mısır lirasının bu şekilde değer kaybetmesi nedeniyle devlet borçları arttığından, borç ödemesinde rezervlere başvurulması da rezervleri giderek eritiyor.
Mısır'da Müslüman Kardeşler'den Cumhurbaşkanı olan Mursi'nin tartışmalı kararnameleri, liberal muhalefeti destekleyenler ile hükümeti destekleyenler arasındaki kutuplaşmayı daha da artırdı.
Kasım ve Aralık aylarında tırmanan protestolar turistlerin ve yatırımcıların kaçmasına ve IMF ile 4,8 milyar dolarlık yardım anlaşmasının gecikmesine neden oldu.
Bu gelişmeler rezervlerde düşüşe ve hükümetin kamu finansmanının zayıflamasına yol açtı.





Mısır'dan İsrail ve Ürdün'e doğalgaz taşıyan boru hattına roketli ve bombalı saldırı düzenlendi
06 Mart 2012

Ünlü sanatçıdan Uğur'a büyük jest
Mısır'da yayınlanan bağımsız El Masry El Yovm gazetesinin bir güvenlik kaynağına dayandırdığı haberine göre, Mısır'dan İsrail ve Ürdün'e doğalgaz sevkiyatında kullanılan boru hattına Sina Yarımadası'nda bulunan El Ariş kenti yakınlarında roketli veya bombalı saldırı düzenlendi.

Boru hattı yakınlarından patlama sesi duyulduğu ve bölgeye çok sayıda itfaiye ve ambulans sevk edildiğini belirten polis yetkilileri olay ile ilgili soruşturma başlatıldığını kaydettiler.

Mısır'da halk ayaklanması sonucunda 30 yıllık Hüsnü Mübarek rejiminin sona erdiği 11 Şubat 2011 tarihinden itibaren İsrail'e ve Ürdün'e Mısır doğalgazını taşıyan boru hattına 13. defa saldırı düzenlendi.

Mısır makamları, saldırılardan El Kaide terör örgütüne yakın militan grupları suçlasalar da ellerinde saldırıları bu grupların yaptığına dair kesin bir kanıt henüz bulunmuyor.

Boru hattına saldırılardan dolayı İsrail ve Ürdün'de başta doğalgaz olmak üzere elektrik fiyatları yükseliyor.

Kaynak : http://www.internethaber.com/misir-israil-urdun-dogalgaz-saldiri--405697h.htm#ixzz1oHzngTXZ

Kahire'de protestoya saldırı: 11 ölü, 150 yaralı
2 MAYIS 2012



Muhalifler saldırıyla ilgili Askeri Konsey'i suçluyor.

Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen protestoya kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından düzenlenen saldırıda 11 kişi öldü.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre, Savunma Bakanlığı binasının yakınında gerçekleştirilen protestoya yönelik saldırıda 150'ye yakın kişi de yaralandı.

Saldırganların kitleye taş, sopa, gaz bombasıyla saldırdıkları ve üzerilerine tüfeklerle ateş ettikleri belirtildi.

Protestonun katılımcıları seçimlere katılımı engellenmiş olan Selefi din adamı Hazem Abu İsmail'in yandaşlarıydı.

İsmail'in seçimlere katılımı annesinin hem Mısır hem ABD vatandaşı olması nedeniyle engellenmişti.

İsmail'in bu durumu, Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra hazırlanan yeni anayasaya uygun bulunmadı.

İsmail kendisinin askeri yönetimin komplosuna kurban gittiğini açıklamıştı.

Altı saat sonra gelen müdahale

Eylemciler, Askeri Konsey'i protestoları bitirmek için 'eşkiyaları' ve sivil polisleri kullanmakla suçladı.

Kahire'deki BBC muhabiri Jon Leyne saldırıyı düzenleyenlerin iktidar tarafından korunduğuna dair ciddi şüpheler bulunduğunu belirtiyor.
Olay yerinde görevli olan asker ve polislerin çatışmaların başladığı sırada herhangi bir müdahalede bulunmadığı bildirildi.

Güvenlik görevlileri olaylara başlamasından yaklaşık altı saat sonra müdahale etti.

Askeri Konsey'e boykot

Bağımsız İslamcı aday Abdül Aboul Fotouh ve Müslüman Kardeşler'in Özgürlük ve Adalet Partisi'nin (FJP) Genel Başkanı Muhammed Mursi, yaşananlarla ilgili olarak askeri yönetimi eleştirdi.

İki aday, olayları protesto etmek için seçim kampanyalarını askıya aldı.
Ayrıca FJP ve Selefi Nur Partisi, Yüksek Askeri Konsey'le bir toplantıya da katılmayarak boykot edecek.

Mısır'da yönetimde bulunan, muhaliflerin hedefindeki Yüksek Askeri Konsey, Mübarek rejiminin devrilmesinin ardından Şubat 2011'de kurulmuştu.
Konsey, muhalefeti bastırmak için protestocuları öldürmek, iktidarı eleştirenleri gözaltına almak ve gençlik ile sivil toplum örgütlerini yok etmeye çalışmakla suçlanıyor.
BBCT

Mısır'da yeni çatışmalarda onlarca yaralı
4 MAYIS 2012



Mısır'ın başkenti Kahire'de savunma bakanlığı yakınında protestocular ve güvenlik güçleri arasında çıkan yeni çatışmalarda en az 59 kişi yaralandı.

Güvenlik güçleri göstericileri geri püskürtmek için tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandı.

Bölgede yerel saatle 23'den itibaren sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Protestocuların dağıldığı ve bazılarının Tahrir Meydanı'ndaki gösteriye katıldığı bildiriliyor.

Çarşamba günü, kimlikleri bilinmeyen saldırganlar Savunma Bakanlığı dışında protesto yapan kişilere hücum etmiş ve en az 20 kişi ölmüştü.
İktidardaki Yüksek Silahlı Kuvvetler Konseyi'ne karşı protesto gösterisi düzenleyenler, saldırıyı hükümetin tezgahladığını söylüyorlar.

Bugünkü saldırı sırasında yaralananların ilk tedavileri, seyyar hastanede yapıldı.
BBCT

Mısır Savunma Bakanı Barak’la görüştü: "Camp David anlaşmasına bağlıyız"
24-08-2012



YDH- Mısır'ın yeni Savunma Bakanı Abdülfettah el-Sissi, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'la gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Mısır'ın Camp David barış anlaşmasına bağlılığını yineledi.

Londra’da yayımlanan el-Hayat gazetesinin haberine göre Mısır Savunma Bakanı el-Sissi, bugün İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'la telefonla görüştü. Görüşmede başta Mısır ordusunun Sina bölgesinde düzenlediği askeri operasyonlar olmak üzere Mısır-İsrail ilişkileri ele alındı.

Mısır Ordusu, 5 ağustosta Sina'da 16 askerinin öldürülmesinden sonra geniş çaplı operasyonlara başlamıştı. Sina bölgesindeki askeri operasyonun fanatik unsurları hedef aldığını belirten el-Sissi, İsrail ile Mısır arasında imzalanan barış anlaşmasına bağlı kalmaya devam edeceklerini söyledi.

Abdulfettah el-Sissi, Savunma Bakanı Hüseyin Tantavi'nin cumhurbaşkanlığı müsteşarlığına getirilmesinden sonra Savunma Bakanı olarak görevlendirilmişti.

Askeri Konsey Üyesi olan el-Sissi'nin ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanı John Brennan ve ABD'nin Mısır Büyükelçisi Anne Patterson'la kişisel ilişkilerine dikkat çeken Mısırlı siyasi analistler, Sissi’nin Askeri Konsey içerisinde Amerika'ya en yakın isimlerden birisi olarak nitelendiriyor.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır: Gazze tünelleri ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor
19-02-2013



YDH-Mısır yönetimi, Gazze’den Mısır’a açılan tünellerin Mısır’ın ulusal güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu açıkladı.

Reuters haber ajansına demeç veren Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Yardımcısı Assam el-Haddad, cumhurbaşkanları düzeyinde temasların kesik olmasına rağmen İsrail’le ilişkilerin sürdüğünü belirterek Gazze’den Mısır’a açılan tünellerin ise Mısır’ın ulusal güvenliğin tehdit oluşturduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Mursi’nin İsrail’le barışı saygın kabul edeceğini belirten Haddad, Mısır’ın Gazze tünellerini kapatma yönünde attığı adımlarla ilgili bir soruya da tünellerden kaçak insan ve silah geçişlerinin Mısır’ın ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu söyleyerek ve “Gazze’den silah geçişlerine izin vermeyeceğiz, çünkü bu Sina’da istikrarsızlığa sebep oluyor” diyerek cevap verdi.

Mısır’ın arabuluculuğu ile İsrail’le Hamas arasında yapılan ateşkesten sonra İsrail’in Gazze üzerindeki sultasının azaldığını öne süren Haddad, “şu anda sınırların iyi sayılacak düzeyde açık olduğu söylenebilir. Aynı şekilde sınırdaki zayıflıklar da iyileşiyor. Gazze halkının ihtiyaç duyduğu maddelerin geçişine izin veriliyor. Biz tüneller yoluyla Gazze’den Mısır’a ya da Mısır’dan Gazze’ye silah geçişi görmek istemiyoruz. Bunun en önemli sebebi de Sina’daki durumdur. Biz Sina’da çok sayıda ağır silah ele geçirdik” dedi.

Assam Haddad, Gazze’deki tünellerin kapatılmasına rağmen Kahire ile Hamas arasındaki ilişkilerin iyi olduğunu söyledi.

Mısır Ordusu Sözcüsü Albay Ahmed Muhammed Ali de önceki gün yaptığı açıklamada Gazze ile Mısır arasında 225 tünel olduğunu belirlediklerini ifade ederek “Bazı tünellerin birkaç çıkışı var, bazı tüneller ise Mısır’ın içindeki bazı evlere açılıyor. Bu yüzden onların belirlenmesi oldukça zor. Ama şimdiye kadar çıkış noktaları belirlenen toplam tünel sayısı 550’yi buldu. Kullanılmaz hale getirebilmek için bu tünellere su pompalamaya devam edeceğiz” demişti.
http://www.ydh.com.tr/

Sabahi: Hükümetle diyalog şartımız İhvan’ın kapatılması
20-02-2013



YDH-Mısır’da muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi liderlerinden Hamdin Sabahi, hükümetle diyalog için İhvan-ı Muslimin cemaatinin lağvedilmesini ön şart olarak koştuklarını açıkladı.

El Mısriyun gazetesinin haberine göre muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi liderlerinden Hamdin Sabahi, ülkedeki siyasi krizle ilgili olarak hükümetle görüşme masasına oturmak için ön şart olarak İhvan-ı Müslimin cemaatinin lağvedilmesini ileri sürdüklerini söyledi.

Hamdin Sabahi, “Mısır Ulusal Kurtuluş Cephesi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin siyasi krizin çözülmesi için yaptığı diyalog çağrısına gerekli garantileri almadan olumlu cevap vermeyecektir” dedi.

İhvan-ı Müslimin cemaatinin lağvedilmesinin talep ettikleri garantiler kapsamında yer aldığını belirten Sabahi, Mısır hükümetinin İhvan-ı Müslimin cemaatini yasalara uygun hale getirmesi gerektiğini söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Muhammed Mursi ve Ahmed Şefik’in ardından üçüncü olan Hamdin Sabahi, yapılacak parlamento seçimlerinde de aday olmayacağını açıkladı.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır: ABD ile bölgesel konularda aynı düşünüyoruz
02-03-2013

[img]http://www.ydh.com.tr/resimler/haberler/312/11562.jpg [/img]

YDH- Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr, Kahire ile Washington arasında bölgesel konularda mutabakat olduğunu açıkladı.

Kahire’yi ziyaret eden Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Mısır Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr, Kahire ile Washington arasında bölgeyi tehdit eden meselelerle ilgili olarak tam bir görüş birliğinin olduğunu söyledi.

Mısır’da yayımlanan el-Yovmu’s- Sabi gazetesinin haberine göre Dışişleri Bakanı Muhammed Kamil Amr, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ziyaretinin Mısır’a sivil bir cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra yapılmış ilk ziyaret olması bakımından son derece önemli olduğu belirtti.

Washington-Kahire ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayanan stratejik bir ilişki olduğunu belirten Amr, Kerry ile görüşmesinde Filistin ve Suriye sorunlarını ele aldıklarını açıkladı.

Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry de Mısır’ın yaşanan siyasi krizden kurtulması için tüm siyasi grupları uzlaşmaya çağırdı.

John Kerry, “Mısırlı siyasi gruplar, halkı ilgilendiren önemli konular adına uzlaşma yönünde gerekli irade ve kararlılığı göstermelidir” dedi.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır'da devrim sürüyor: Göstericiler Port Said Emniyet Müdürlüğü'nü ateşe verdi
5 MART 2013



BBC'nin haberine göre; Mısır'ın Port Said şehrinde polis ve göstericiler arasında başlayan çatışmaların ikinci gününde Emniyet Müdürlüğü binası ateşe verildi.

İtfaiye ekiplerinin çatışmalar nedeniyle binaya yaklaşamadığı bildirildi.

Gösteriler, geçen sene Şubat ayında Port Said'de bir futbol karşılaşmasının ardından başlayan ve 74 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara karıştıkları iddiasıyla yargılanan kişilerden 21'inin Ocak ayında ölüm cezasına mahkum edilmesi üzerine başlamıştı.

Pazar günü, olayla ilgili yargılaması devam eden 39 kişinin şehir dışında bir cezaevine nakledildikleri haberleri üzerine düzenlenen gösterilerde polisle çatışmalar yaşandı.

Dün gece de devam eden çatışmalarda üç gösterici ve üç polisin hayatını kaybettiği ve en az 400 kişinin yaralandığı bildirildi.

Associated Press'in haberine göre ordu gösterilere müdahale etmedi ancak iki tarafı ayırmak için araya girdiği bir sırada polis tarafından atılan mermi ve göz yaşartıcı gaza maruz kaldı.

Associated Press haber ajansı, askerlerin polisin bulunduğu bölgeye doğru havaya ateş etmesinin ardından göstericilerin ordu lehine slogan atmaya ve kendilerine destek vermeye çağırdıklarını aktardı.

Başkent Kahire'de de çatışmaların yaşandığı bildirildi.

Port Said olayında birçok kişi, çoğunluğu Mübarek karşıtı gösterilere destek veren El Ehli takımının taraftarlarından oluşan 74 kişinin ölümüne yol açan olaylar sırasında polisin bilinçli bir şekilde müdahale etmediğini düşünüyor.
39 sanığın karar duruşması 9 Mart tarihinde yapılacak.
haber1001

Mısır’da devrim sürüyor: Kahire alevler içinde
Mart 09 2013





http://turkiyetime.com/ 'un haberine göre kahire Yanıyor!

Mısır, ABD ile anlaşarak iktidara gelen ılmlı İslamcı Mursi’yi sallaıyor. Bir yanda sükut-û hayale uğramış İslâmî kesim, öte yanda ise bir futbol maçındna doğan muhalefet ve bu muhalfetin sanıklaırna verilen idam cezaları, ülkeyi alevler içinde bıraktı.

Post Said şehrinde başlayan ölümcül gösteriler, başkent Kahire’de yangınlara yolaçtı.

MENA haber ajansının bildirdiğine göre Mısır güvenlik güçleri, Cihat yanlılarının olası eylemleri nedeniyle Sina yarımadasında alarma geçti.

Ülke makamları,İslamcı militanların eylem düzenleme tehlikesi karşısında en yüksek alarm durumuna geçti. Bunun yanında ülke yönetimi memurların, polis mensupları ile askerlerin hafta sonu tatillerini ve izinlerini iptal etti.

MENA’nın bildirdiğine göre Mısır İçişleri Bakanlığı bu kararı, İslâmcı militan örgütlerin güvenlik güçlerine karşı eylem yapma olasılığı olduğuna dair bilgi alınmasının ardından verdi.

Kahire merkezinde yanmakta olan Mısır Futbol Birliği ve Polis Subayları Derneği binalarının söndürülmesi amacıyla Mısır Sivil Savunma helikopterleri görev yapıyor.

Port Said’de geçen yıl meydana gelen olaylarla ilgili olan 28 kişiye verilen cezaları protesto eden Al Ahli takımının yüzlerce taraftarı bugün Kahire merkezindeki lüks Zamalik semtinde bulunan Mısır Futbol Birliği ve Polis Subayları Derneğini yaktılar.

Mısır mahkemesi bugün aldığı kararla, geçen yılın Şubat ayında Port Said’deki trajediden sorumlu tutulan 21 kişinin idam cezasını onadı. 5 kişi ömür boyu ve altı kişi de 15 yıl hapse mahkûm oldular. 28 sanık ise suçsuz bulundu.

Mısır Başsavcısı Talat Abdullah yaptığı açıklamada, bazı sanıkların suçsuz bulunması kararını temyize götüreceğini söylemişti. Bu yılın Ocak ayında alt mahkeme tarafından ilan edilen karar kitlesel eylemlere neden olmuştu.

Mısır cumhurbaşkanlığı tünelleri kapatan orduya karşı sessiz
23-03-2013
YDH- Mısır'da yayınlanan el-Vatan gazetesi, Mısır cumhurbaşkanlığının, Gazze sınırındaki tünelleri kapatan Mısır ordusuna karşı sessiz kaldığını yazdı.

Gazetenin askeri kaynaklara dayandırdığı habere göre Hamas'a yakın şahısların, Gazze sınırındaki tünellerin kapatılmasına son verilmesi için Mısır ordusuna baskı yaptığı, baskılar karşısında Mısır ordusunun, operasyonlara devam etme kararlılığını koruduğunu yazdı.

Mısır cumhurbaşkanlığının tünellerin kapatılması hususunda herhangi bir duruşunun olmadığını vurgulayan gazete, ne tünellerin kapatılmasının durdurulması ne de devam edilmesini istediğini belirtti.

el-Vatan, Mısır ordusundaki kaynakların "Mısır ordusunun üzerinde sözü olacak olan yok. Tünelleri imha etme operasyonları sürecek. Mısır'ın ulusal çıkarları, her şeyin de üstündedir" dedi.

Haberin devamında, Mısır ordusunun patlayıcı maddeler kullanarak, tünelleri imha etmeye devam edeceği kaydedildi.

http://www.ydh.com.tr/

Mısır: Tünelleri suyla kullanılmaz hale getiriyoruz
31-03-2013



YDH- Mısırlı askeri yetkililer, Gazze’den Sina’ya açılan tünelleri su pompalama yöntemiyle tahrip etmenin en etkili yöntem olduğunu belirterek tünellerin tamamının imha edileceğini açıkladı.

Filistin haber ajansı SAMA’nın bildirdiğine göre Mısırlı bir askeri yetkili, Gazze’de Mısır’a açılan tünellerin tahrip edilmesine devam ettiklerini belirterek tünellerin su pompalama yoluyla tahrip edilmesinin en iyi yöntem olduğunu söyledi.

Daha önce tünellerin ağır iş makinelerinin kullanıldığı mühendislik yöntemleriyle yıkıldığını belirten Mısırlı yetkili, “ancak bu yöntemle yıkılan tüneller bir müddet sonra tekrar inşa edilebiliyordu; ancak yer altı sularının pompalanması yöntemiyle imha edilen tüneller tekrar kazılamıyor bu yüzden en iyi yöntem bu” dedi.

Tünellerin yerinin tespit edilmesinde uydu teknolojisinin de kullanıldığını belirten Mısırlı askeri yetkili, Gazze’den açılan tünellerin Mısır’ın ulusal güvenliğini tehdit etmesinden dolayı tamamen yok edileceğini söyledi.

Mısırlı askeri yetkili, şimdiye kadar 74 tünelin tahrip edildiğini belirterek Gazze’den Mısır’a açılan tünel sayısını 550 ila 800 adet civarında tahmin ettiklerini söyledi.
http://www.ydh.com.tr/

Heykel: İhvan mağarasından yeni çıktı
13-04-2013



YDH- Mısırlı ünlü gazeteci Hasaneyn Heykel, Mısır ekonomisinde son aylarda meydana gelen bozulmanın eski rejim dönemindekinin iki katı olduğunu söyledi.

CBS televizyonuna demeç veren Hasaneyn Heykel, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi sert sözlerle eleştirerek ülkedeki durumun giderek kötüleştiğini söyledi.

Haseneyn Heykel, “Cahil ve dar görüşlü bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız. Mısır halkının kanı sokaklarda akıyor. Halbuki muhalefetin çözüm için önerileri var. Bir millet ekonomik kriz yüzünden intihar etmemeli” dedi.

Müslüman Kardeşler’in dört ay sonra Mısır’da sıkıyönetim ilan edeceğini öne süren Heykel, “Mursi, ülkeyi büyük bir bunalıma sürüklüyor, durum bu şekilde devam ederse ordudan harekete geçmesini isteyecek” dedi.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’in Mısır’la ilgili tahminlerine değinen Heykel, “Perez, Mısır’da dini, ekonomik ve etnik savaşlar olacağı tahmininde bulundu. Ekonomik kriz devrimden sonra bazı ülkelerin yardımlarını etkisizleştirdi, dolayısıyla bu krizden çıkmaya çalışmak gerekiyor” diye konuştu.

Mısır halkının yaşanan olaylardan ders alması gerektiğini belirten Heykel, yargı yetkililerinden biri bana ülke bir meçhule doğru gidiyor, bir facia yaşanmak üzere Mısır’ın şu andaki durumu Ashab-ı Kehf dönemindeki durum gibi, İhvancılar adeta 80 yıl sonra mağaradan çıkmışlar ve dilini anlamadıkları bir halkın ülkesine ayak basmışlar. İhvan-ı Müslimin İslamcı olmasına rağmen Mısır halkı onları onaylamıyor; çünkü bu grup şiddetli bir iktidar tutkunu ve başkalarının görüşünü önemsemeden onu tekeline alıyor” dedi.

Hasaneyn Heykel, Mursi’nin dış gezilerindeki tavrını da eleştirdi ve “Mursi’nin, gezileri önceden planlanıp değerlendirilmelidir. O, Mısır ve Sudan’ın sınır güvenliğini inceleyemez Ashab-ı Kehf artık çağımızda hiçbir sırrın kalmadığını söylenen her gizli sözün daha sonra açıklanacağını bilmelidir” dedi.
http://www.ydh.com.tr/

Mursi’nin selefi danışmanı: Camp David’le sorunumuz yok
27-05-2013



Mursi’nin selefi danışmanı: Camp David’le sorunumuz yokMısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Danışmanı İmad Abdulgafur, Cumhurbaşkanı Mursi’nin İsrail’le imzalanan Camp David barış anlaşmasıyla hiçbir sorununun olmadığını açıkladı.

YDH-Times of İsrael’e demeç veren İmad Abdulgafur, “Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, İsrail’le yapılan Camp David barış anlaşmasıyla hiçbir sorunu yok. Bununla birlikte, Sina’da bulunacak Mısır askeri sayısını sınırlandıran maddenin gözden geçirilmesi ve asker sayısının arttırılması gerekmektedir” dedi.

Mısır’la İsrail arasındaki ilişkilerin olması gerektiği gibi gelişmekte olduğunu belirten İmad Abdulgafur, Mısırlı ve İsrailli komutanlar arasında Sina’ya gönderilen Mısır askeri sayısı konusunda varılan sözlü anlaşmanın yeterli olmadığını, Sina’daki güvenliğin sağlanabilmesi için Camp David anlaşmasının asker sayısını kısıtlayan maddesinin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Daha önce selefi Nur partisinin üyesi olan İmad Abdulgafur, Nur partisinden ayrılarak Ocak 2013’te Vatan Partisi’ni kurdu.
http://www.ydh.com.tr/

Firavun Mursi Gazze’ye giden füzeleri de engelledi
04-01-2013



http://www.ydh.com.tr/ 'nin haberi:

Mısır Gazze’ye giden füzeleri engelledi

YDH-Mısır güvenlik güçleri, Libya üzerinden gelen modern tank ve uçak savarların Gazze’ye sokulmasını engelledi.

Mısır Güvenlik güçleri, Gazze'ye sokulmak üzere Ariş'e getirilen tank ve uçak savar füzelerinin de bulunduğu bir depoya baskın düzenledi.

Egyptnews'in bildirdiğine göre Mısır güvenlik güçleri, aldığı ihbar üzerine Ariş şehrindeki Bir el-Haven'de bulunan depoya el koydu.

Depoda yapılan aramalar sonucunda, tüneller yoluyla Gazze'ye sokulmak üzere hazırlanmış çok sayıda tanksavar ve uçaksavara ulaşıldığı bildirildi. Mısır kaynakları, füzelerin Libya'dan Ariş'e getirildiğini açıkladı.

Ürdün’de yayımlanan ed-Dustur gazetesi ise Mısır güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen füzelerin Amerikan yapımı olduğunu bildirdi.

Mısır yönetimi son dönemde Gazze'ye silah sokulmasında kullanılan Rafah sınırındaki tünellerin bir çoğunu kapatmıştı.

FHKC-Fetah Direniş Yıldönümünde Mursi Posterleri Parçalandı
05.01.2013







Filistinliler ABD uşağı Mısır İhvan'ının lideri firavun Mursi'nin fotoğraflarının asılı olduğu reklam panolarını parçaladı. Göstericiler Suriye Bayrağı da açtı, Mursi Posterleri Bilboardlardan söküldü.
haber1001

Mursi: Din devleti istemiyoruz
20.01.2013



Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, bir din devleti değil, modern ve demokratik bir devlet kurmak istediklerini söyledi.

Almanya’da yayımlanan Frankfurter Allgemeine gazetesine demeç veren Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, hükümetinin Mısır’ı bir din devleti haline getirmek niyetinde olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Mısır’da çok sesliliğin ve muhalefetin olmasından memnuniyet duyduğunu belirterek bir din devleti değil, Mısır’ı özgürlüklerin garanti altına alındığı modern demokratik bir hukuk devleti haline getirmek istediklerini söyledi.
haber1001

Mısır'da çatışma: 5 ölü 8 yaralı
20.01.2013

Mısır'ın başkenti Kahire'de göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada 5 sivil hayatını kaybetti, 2'si polis 8 kişi de yaralandı.
Kahire'nin kuzeyindeki el-Kalyubiyye ilinin Şubra polis merkezine gece geç saatlerde girmeye çalışan göstericilerle polis arasında çıkan çatışmada 5 sivil hayatını kaybetti.

Kalyubiyye Emniyet Müdürü Mahmud Yusri yaptığı açıklamada, Şubra polis merkezi çevresinde yaşanan çatışmalarda 5 göstericinin hayatını kaybettiğini, 2'si polis 8 kişinin de yaralandığını ifade etti.

Göstericiler polislerin, suçluları kovalarken bir vatandaşı yanlışlıkla öldürmesini protesto amacıyla polis merkezine girmeye çalışmıştı.
netgazete

Mısır'da mahkeme kararına isyan: En az 26 ölü, 300 yaralı
26 OCAK 2013



BBC'nin haberine göre Mısır'da geçen yıl bir futbol maçı sonrasında yaşanan olaylarda 74 kişinin ölüme sebep olmaktan yargılanan 21 kişiye ölüm cezası verildi. Bu kararın açıklanmasının aardından çıkan olaylarda en az 26 kişi hayatını kaybetti. 300 civarında kişi de yaralandı.

Eylemciler ve destekçileri karakol ve tutukevine saldırdı.

Hakkında dava açılan 73 kişi arasında 9 polis memuru da da var.
Diğer 52 kişi hakkındaki karar 9 Mart'ta açıklanacak.

Mısır tarihinin en büyük futbol holiganizmine ilişkin yargı kararı, Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ikinci yıldönümüne rastladı.

Cuma günü sokaklara dökülen yüzbinlerce binlerce kişi şu anki cumhurbaşkanı Mursi'yi protesto etti.

Göstericiler Mursi'yi devrime ihanetle suçladı.

Ülke çapındaki gösterilerde güvenlik güçleriyle çatışmalar yaşandı ve bu çatışmalarda en az 7 kişi daha öldü, 450 kişi yaralandı.

Port Said'deki olayların Kahire'ye yansıması ardından 16 kişi daha öldü.
Haber1001

Mısır'da 3 şehirde sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hal ilan edildi
27 Ocak 2013
Mısır'da tansiyon yüksek
Mısır'da cuma günü başlayan çatışmaların devam etmesi üzerine 3 kentte sokağa çıkma yasağı ve olağanüstü hal ilan edildi.TRT

Kemal Helbavi: Mısır’da darbe olmadı
20-07-2013



Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Kemal Helbavi, ordunun gösteri yapan 30 milyon Mısırlının yanında yer aldığını ve yaşanan şeyin bir darbe olmadığını söyledi.

YDH-Egynews sitesinin haberine göre Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Kemal Helbavi, devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görevine yeniden dönemeyeceğini söyledi.

Halen Avrupa’daki İslami Vahdet Derneğinin genel sekreterliğini yapmakta olan Helbavi, Mısır’da yaşanan son gelişmenin bir darbe olmadığını belirterek “Ordunun attığı adım bir darbe değildi; ordu, 30 Haziran’da sokaklara çıkan 30 milyon Mısırlının yanında yer aldı” dedi.

Kemal Helbavi, ülkede yaşanan çatışmalardan ve bazı Müslüman Kardeşler liderleriyle aşırı İslamcı bazı grupların yaptığı kışkırtmalardan kaygı duyduğunu belirterek ülkedeki şartların bu şekliyle devam etmesi halinde çeşitli senaryolarla karşılaşılabileceğini söyledi.

Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler’in ülkenin yönetimiyle ilgili bir vizyona sahip olmadığını belirten Helbavi, yönetimde tecrübeli ve uzman kişilere dayanmak yerine parti ve grupçuluk yapıldığını söyledi.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır'da Müslüman Kardeşler ve Selefiler Mücahid Müslümanların "Gazını Aldı"
Ertuğrul Horasanlı
24.09.2912



Mısır'da Müslüman Kardeşler ve Selefiler Resulullah Efendimize yapılan ağır hakaretin cezasını vermek üzere Kahire'deki ABD Büyükelçiliğini yerle bir etmek için harekete geçtiklerinde önlerinde Elçiliği koruyan ABD deniz komandolarından önce Müslüman kardeşlerin Polisini ve askerini buldular...

Onlarla çatışırken, devreye Müslüman kardeşlerin ve Selefi Nur Partisi'nin ileri gelenleri devreuye girerek Mücahid Müslümanların "Gazını Aldı"lar; AB-D ve İsrail'e Paratoner oldular

YDH'nin haberine göre:

İslam'a hakaret içeren "Müslümanların Masumiyeti" filminin protesto edildiği Mısır'daki ABD elçiliği önündeki gösteriler, Müslüman Kardeşler ve Selefi Nur Partisi'nin üstün çabalarıyla büyümeden sona erdirildi.

Amerikalı yetkililer, elçilik önündeki gösterilere karşı tutumundan ötürü Müslüman Kardeşler liderlerini takdir ve tebrik etti.

Mısır'daki Müslüman Kardeşler cemaatine bağlı Özgürlük ve Adalet Partisi Başkanı Issam el-Iryan, Müslüman Kardeşler'in ABD elçiliği önündeki gösterilere karşı tutumundan ötürü ABD'nin övgüsünü aldıklarını övünerek açıkladı.

Mısır'da yayınlanan el-Masri el-Yevm Gazetesi'nin haberine göre Ehzer Konferans Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında el-Iryan "Kahire'deki ABD elçiliğine baskın girişimi ve elçilik önündeki çatışmalara karşı tutumumuzdan ötürü Amerikalı yetkililer bizi arayıp tebrik ve teşekkürlerini ilettiler" dedi.

el-Iryan, açıklamasının devamında "Bizim, Amerika'yla karşılıklı saygı üzerine ilişkilerimiz var. Amerika'yla olan ilişkilerimizin gerilmesini istemiyoruz." diye konuştu.

el-Iryan, yaptığı bir televizyon konuşmasında da, Amerika'nın Mısır'daki elçiliğini hedef alan saldırıyı ve Bingazi'de ABD büyükelçisinin öldürüldüğü saldırıyı kınadığını söylemişti. el-Iryan, "ABD elçisinin öldürülmesi, çirkin bir eylem ve dinen de haramdır" demeyi de ihmal etmemişti.

Öte yandan Müslüman Kardeşler Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin ise hakaret filmiyle Amerikan hükümetinin bir alakasının olmadığını savunarak "Filmin arkasında Amerikan hükümetinin durduğunu sanmıyorum" dedi.

Kısaca ABD ve İsrail Mısır'da da AKP'sini ve Tayyib'ini bulmuş görünüyor.
Tunus'tan da benzer haberler geliyor...

Ah ah!

Tayyip ile Davutoğlu şu "zalim, gaddar, Baasçı, Nusayri Esad'ın defterini dürüverseydi...

AB-D empeeryalizmi için keyifler gıcır olacaktı amma...

Dur bakalım...

Nasıl oksa ona da bulurlar bir formül...

Şam Fatihi Tayyip veya Davutoğlu Emevî Camii'nin minberine oturur "en kısa zamanda"...

Sonra mı?

Sonrasını da...

Bu patron ve taşeronların akıbetini de...

Ömrü olan görecek...

Akıllı olup da bu belâya bulaşmayanlar ise o günün en talihli insanları sayılacak...

Herkes onlara imrenecek...

Siz siz olun...

AB-D emperyalizminin çalıp taşeronlarının oynadığı bu kanlı oyundan elinizi ayağınızı, aklınızı ,fikrinizi, dilinizi ve özellikle kalbinizi koruyun...

Zira tövbe kapıları her an kapanabilir ve orta yerde dımdızlak kalıverirsiniz...

Biz söyleyeceğimizi söyledik...

Gerisi sizin seçiminiz...

Neyse halinmz...

Öyle olacak akibetimiz...

Vesselâm...

Firavun Mursi, Mısır Anayasası'ndaki "Hakimiyet Allah’ındır" hükmünü kaldırdı
24.10.2012



Sadece Gerçek Saayfası'nın haberine göre; Mısır'da Allâh Kitab diyerek insanları kandırarak iktidara gelen Müslüman Kardeşler, İslâm'a düşmanlıkta tam gaz ilerlemeye devam ediyor.

"Mısır'ın Erdoğanı olduğunu ve AKP'nin yolunda gideceklerini" söyleyen Mısır'ın yeni firavunu Mursi ve avanesi Mısır Anayasası'nda eskiden beri var olan "Hakimiyet Allâh’ındır" hükmünü Anayasa'dan çıkardı.

Mısır Anayasası'nın Üçüncü maddesindeki "Hakimiyet Allah’ındır" hükmünü "Egemenlik halkındır" olarak değiştirilmesi Müslüman Kardeşler'in oylarıyla kabul edildi.

Anayasa'dan Zekatla ilgili madde de çıkarılır
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Pts Oca 20, 2014 8:02 pm tarihinde değiştirildi, toplam 21 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Çrş Ağu 03, 2011 8:24 pm    Mesaj konusu: Putin'den Sisi'nin Mısır cumhurbaşkanlığı adaylığına destek Alıntıyla Cevap Gönder

Putin'den Sisi'nin Mısır cumhurbaşkanlığı adaylığına destek
13 ŞUBAT 2014



Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi’nin ‘cumhurbaşkanı adaylığını’ desteklediğini söyledi.
Moskova’da Sisi’yle toplantısı öncesi konuşan Putin, Mısır Genelkurmay Başkanı’nın cumhurbaşkanı adaylığı kararından “haberdar” olduğunu belirtti.

Rusya, Orta Doğu, Dünya, Vladimir Putin, Mısır'da darbe ve sonrası
Fakat Sisi’nin adaylığıyla ilgili Mısır tarafından herhangi bir resmi açıklama gelmedi.
Sisi, geçen yıl Temmuz’daki askeri darbeyle Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi devirmişti. Mısır’da referandumla kabul edilen yeni anayasa Nisan ayı ortasında seçime gidilmesini öngörüyor.
Muhabirler, halk arasında sevilen ve ciddi bir rakibi olmayan Sisi’nin aday olması durumunda seçimleri kazanabileceğini söylüyor.
Toplantı öncesi konuşan Putin, “Sayın Savunma Bakanı, sizin Mısır cumhurbaşkanlığına aday olmaya karar verdiğinizi biliyorum. Hem kendim, hem de Rus halkı adına size şans dileriz” dedi.
Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi, Rusya ve Mısır arasındaki yaklaşık 2 milyar dolarlık silah anlaşmasına dair görüşmelerde bulunmak için Moskova’da.
Anlaşma, ABD’nin Mısır’a yaptığı yıllık askeri yardımı Mursi’nin devrilmesi üzerine askıya almasının ardından geldi.
Sisi, “Ziyaretimiz Mısır ve Rusya arasındaki askeri ve teknolojik işbirliğinin gelişimi açısından yeni bir başlangıç sunuyor. Bu işbirliğini hızlandırmayı umuyoruz” diye konuştu.
BBCT

İhvan’ın tabutuna son çivi mi
Ceyda Karan
19.01.2014

Cunta’nın darbe gerekçesi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, sokağa dökülen milyonlarca insanın istifa taleplerini reddetmesiydi. Mursi, ‘anti-demokratik uygulamalar, adam kayırmacılık, ekonomik sıkıntılar ve devrime ihanetle’ suçlanıyordu. Karşıtlarının sayısını küçümsemişti. Mübarek’in 2011’de Mısır ordusunun geçit vermesiyle ‘gönderildiğini’ de unutmuştu. Kendi atadığı ‘dindar’ bir subay olan Abdülfettah El Sisi tarafından devrilebileceği muhakkak aklına gelmemişti. İhvan darbeye büyük ölçüde barışçı gösterilerle direnmeye çalışsa da küstürülen toplum kesimleri ile Batı ve Körfez sermayesinin mali desteği cunta için verimli ortamı yarattı. İhvan’la bağlantılandırılan grupların ‘terör eylemleri’ iyi malzeme sağladı. En son Mansura’daki bombalama ile İhvan ‘terör örgütü’ ilan edildi. Referandum, Mursi dâhil İhvan liderlerinin yargılandığı, hapiste yahut sürgünde olduğu bir ortamda düzenlendi.

Cunta anayasa için dev medya kampanyası düzenledi. Kahire’nin her yanı ‘Anayasaya evet, terörizme hayır’, ‘Mısır 25 Ocak 2011’de değişti, 2013’te kurtarıldı’ yazılı pankartlar asıldı. ‘Hayır’cıların kampanya şansı dahi olmadı.

İHVAN ANAYASASI

Mısır en son 2012 aralık ayında anayasa oylaması yapmıştı. Bu İhvan’ın toplumun diğer kesimlerini dışlayarak Selefi ortaklarıyla yaptığı anayasaydı. Yüzde 32,8 gibi düşük bir katılım ve yüzde 64 oranında oyla onaylanmıştı. Kahire’de yüzde 50’nin üzerinde oyla reddedilmişti. Şeriata biçilen rol, dinî otorite El Ezher’in alışılmadık ağırlığı, kadın-erkek eşitliğine yer verilmemesi çok tartışılmıştı. Öyle ki Mursi, anayasa yazımını tamamlatıp onaylatabilmek için tüm yetkileri elinde toplayan kararname çıkarmak zorunda kalmıştı. Bu sayede jet hızıyla anayasayı onaylatsa da ‘firavun’ lakabından kurtulamadı. Yetkilerini iade etmesi de kâfi gelmedi ve altı ay sonraki darbenin taşları döşendi.

SEKÜLER RAHATSIZLIKLAR...

Cunta anayasası ise geçici hükümetin atadığı 50 kişilik komite tarafından hazırlandı. Sadece iki İslamcı üye yer aldı. İhvan boykot etse de gösteriler cılız kaldı. Selefi El Nur Partisi de referanduma destek verdi. Tabanlarını sandığa taşıyamasalar, muhafazakâr kesimde oy merkezlerinde ‘inlerle cinler top oynasa’ da... Ancak kent merkezinde seküler kesim sandığa gitti. Oy sandıklarında danslar eden kadınlar gösterildi. Aslında 25 Ocak Devrimi’nin asıl liderleri olan Wael Abbas, Ahmed Mahir, Abu Douma, Alaa Abdül Fettah gibi genç aktivistler direndi. Ama genel anlamda liberaller, sosyalistler, Nasırcı ve sosyal demokratlar askerden rahatsız olsalar da İhvan korkusu ağır bastı.

CUNTA ANAYASASI

Nihayetinde cunta anayasası yüzde 40 katılım ve yüzde 98 oranıyla onaylanmış görünüyor. İçeriğine gelince... Cumhurbaşkanının görev süresi dörder yıldan iki dönemle sınırlandırıldı, meclis çoğunluğu ile azli mümkün kılındı. İslam resmî din ve yasaların dayanağı ama Şeriat’ın rolü muğlak. Din ve ırk temelli partilerin kurulması yasak. Devlet her alanda kadın-erkek eşitliğini sağlamakla mükellef. En berbat kısmı askerin ağırlığı. Savunma bakanı ‘terörizm’ gerekçesiyle sekiz yıl ordu tarafından atanacak. Siviller güvenlik suçlarından ötürü askeri mahkemelerde yargılanabilecek. Polis konseyi güvenlikle ilgili yasaları geri çevirebilecek.

Sıra başkanlık seçiminde. Muhtemelen martta yapılacak, El Sisi’nin adaylığı güçlü ihtimal. Şimdiden kendisinden ‘Yeni Nasır’ olarak söz ediliyor. Anayasa referandumuyla İhvan’ın tabutuna son çivinin çakıldığı öne sürülüyor. Bunu zaman gösterecek.

http://www.taraf.com.tr/ceyda-karan/makale-yermuk-un-vebali-hamas-in-boynuna.htm

General Abdulfettah Sisi: Kimse Mısır üzerinde vesayet kuramaz
14-07-2013



Sisi: Kimse Mısır üzerinde vesayet kuramazMısır Savunma Bakanı General Abdulfettah Sisi, Mısır halkının kimseye vesayet kurma izni vermeyeceğini söyledi.

YDH-El Meyadin televizyonunun haberine göre Mısır Savunma Bakanı Abdulteffah Sisi, yeni kabinenin kurulması öncesinde açıklamalarda bulundu.

Mısır’da hiç kimsenin halk üzerinde vesayet kuramayacağını ve halkın istemediği hiçbir süreci dayatamayacağını belirten General Abdulfettah Sisi, “Mısır silahlı kuvvetleri 25 Ocak 2011 devriminin kıvılcımı çaktığında kendi konumunu bildi ve sınırlarına riayet etti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra siyasi kararlarda yanlışlar ve sapmalar oldu. Silahlı kuvvetler de her türlü düzenleme ve ıslahın halk aracılığıyla yapılması gerektiği sonucuna vardı” dedi.

General Abdulfettah Sisi, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yle azledilmeden önce iki defa görüştüğünü belirterek Mursi’ye durumun kontrolden çıktığını söylediğini; ama onun kendisine muhaliflerin kabine ve başsavcı değişikliği ile ilgili taleplerini yerine getireceğini söyleyerek cevap verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Mursi’ye durumun artık muhaliflerin bazı taleplerine cevap vermekle düzelmeyecek kadar kötü olduğunu söylediğini belirten Sisi, “Silahlı kuvvetler, Mursi’den olarak kendisinin Cumhurbaşkanlığını referanduma sunmasını ya da erken seçime gitmesini istedik; ancak cumhurbaşkanı buna karşı çıktı” dedi.
http://www.ydh.com.tr/

Hamas’tan Mursi’ye çağrı: Tünellere dokunma
30-09-2012



YDH-Gazze’deki Hamas yetkilileri, Mısır yönetiminden alternatifi oluşturulmadan Gazz’den Mısır’a açılan tünelleri yok etmemesini istedi.

Fransız haber ajansının bildirdiğine göre Gazze’de düzenlenen ve Hamas liderlerinin de katıldığı gösteride Mısır yönetiminden tünelleri imha etmemesi istendi.

Gösteriye katılan Hamas Liderlerinden Yusuf Farhat, “tüneller, yaşamakta olduğumuz olağanüstü şartlar sebebiyle oluşturuldu. Rafah sınır kapısının açılması ve Gazze’ye uygulanan ablukanın sona erdirilmesi için alternatif hazırlanması halinde bu tünelleri kendimiz ortadan kaldırırız” dedi.

Mısır yönetiminden Gazze’ye uygulanan ablukanın sona erdirilmesinin istendiği gösteride konuşan Hamas yetkilisi Yusuf Farhat, “İsrail, Gazze’ye abluka uygulayarak buradaki halkı cezalandırmak istedi; ama bizi diz çöktürmekte başarısız oldu. Filistinliler ablukaya alternatif olarak işte bu tünelleri oluşturdu” dedi.

Mısır yönetiminin Gazze’den Mısır’a açılan tünelleri yok etmesini kınayan Hamas yetkilisi, “Mısır yönetimine, özellikle de cumhurbaşkanına sesleniyorum: Dostlar, Gazze halkının sizden yana büyük umutları var. Ablukayı sona erdirerek Gazze’deki durumu iyileştiriniz. Siz yasal geçiş yollarını açtığınız anda bu tünelleri kendi ellerimizle yok edeceğimize dair size söz veriyoruz” diye konuştu.

Mısır yönetiminden Gazze ile Mısır arasında bir serbest ticaret bölgesi oluşturması talebinde de bulunan Farhat, böylesi bir bölgenin oluşturulması halinde Gazze halkının ihtiyaçlarını temin edebileceğini ve İsrail’e de tünellere de ihtiyaç duymayacağını söyledi.
Kaynak: http://www.ydh.com.tr/

Mursi’nin danışmanından sürpriz ABD ziyareti
07-12-2012



YDH-Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Danışmanı İsam el-Aryan’ın Amerika’ya sürpriz bir ziyarette bulunduğu açıklandı.

El Alem televizyonunun haberine göre Müslüman Kardeşler örgütüne bağlı Özgürlük ve Adalet Partisi Başkan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin Danışmanı İsam el-Aryan, Amerika’ya sürpriz bir ziyarette bulundu.

İsam el-Aryan’ı uğurlamaya giden Mısırlı bir yetkili de Alman haber ajansına yaptığı açıklamada Aryan’ın Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait bir uçakla Dubai’ye gittiğini; oradan da Washington’a geçeceğini söyledi.

İsam el-Aryan’ın Dubai havaalanında Birleşik Arap Emirlikleri yetkilileriyle görüşüp görüşmediği konusunda açıklama yapılmazken Amerika’da Mısır’da yaşanan son gelişmelerle ilgili görüşmelerde bulunacağı belirtildi.
http://www.ydh.com.tr/

Mursi geri adım attı
9 ARALIK 2012



Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, ülkede büyük protestolara yol açan başkanlık kararnamesini iptal etti.

Bununla birlikte, tartışmalı anayasa taslağı için önceden planlandığı gibi 15 Aralık’ta referandum yapılacağı açıklandı.

22 Kasım’da yayımlanan kararname, Mursi’nin yetkilerini önemli oranda artırıyor ve kararlarına yargı denetimi yolunu kapıyordu.

"Diktatörlük" suçlamalarına hedef olan Mursi, selefi Hüsnü Mübarek’i deviren devrimi korumak ve reform yapabilmek bu yetkilere ihtiyacı olduğunu söylüyordu.

Mursi Cumartesi günü bazı partilerin temsilcileriyle bir araya geldi.
Toplantıdan sonra açıklamalar yapan İsa el Eva adlı bir parti temsilcisi başkanlık kararnamesinin iptal edildiğini, ancak cumhurbaşkanının iptal etme yetkisi olmadığı için anayasa referandumunun planlandığı gibi 15 Aralık'ta yapılacağını söyledi.
BBCT

Mursi’nin çocuklarının ABD vatandaşlığı mahkemelik oldu
09-11-2012



YDH-Mısırlı bazı hukukçular, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iki çocuğunun Amerikan vatandaşlığından çıkarılması için adli talepte bulundu.

El Alem televizyonunun haberine göre Mısırlı Hukukçu Muhammed Tarık’ın talebi üzerine Cumhurbaşkanı Muhamed Mursi’nin Usame ve Şeyma adlı çocuklarının Amerikan vatandaşlığından çıkarılması için oluşturulan mahkeme yarın ilk duruşmasını yapacak.

Mısırlı Hukukçu Muhammed Tarık, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’den Amerikan vatandaşı olan Usame ve Şeyma adlı çocuklarının derhal Amerikan vatandaşlığından çıkarılması için girişim başlatmasını istemişti.

Avukat Muhammed Tarık’ın dilekçesinde “Mısır tarihinin böylesi hassas bir döneminde bir cumhurbaşkanının çocuklarının Mısır dışında bir başka ülkenin vatandaşı olması kabul edilemez. Bu durum 1975’te kabul edilen vatandaşlık yasasına da aykırıdır. Dolayısıyla Mısır’ın çıkarlarının ve ulusal güvenliğinin korunması için söz konusu kişilerin derhal ve aleni olarak Amerikan vatandaşlığından çıkmaları ve bu durumu kamuoyunun bilgisine sunmaları gerekmektedir” denildi.

Yaklaşık iki ay kadar önce Mısır’da İslam’a hakaret içeren filme yönelik protestoların yapıldığı dönemde selefîlerin, bazı sivil toplum kuruluşlarının, aydınların ve siyasilerin katıldığı gösterilerde Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye çocuklarını Amerikan vatandaşlığından çıkarması için iki hafta süre verilmişti.
Kaynak: http://www.ydh.com.tr/

Mısırlı “Mücahid Müslümanlar”dan Firavun Mursi’ye protesto
30-09-2012

YDH'nin haberine göre; Mısır'daki mücahid müslümanlar, cumhurbaşkanlığı sarayı önünde tutuklama ve güvenlik tedbirlerini kınayan bir protesto gösterisi düzenledi.

Kendi taraftarlarına yönelik tutuklama ve güvenlik tedbirlerine tepki gösteren Mısırlı mücahid Müslümanlar, Cumartesi günü cumhurbaşkanlığı sarayı önünde protesto gösterisi düzenledi, tutuklu bulunan taraftarlarının serbest bırakılmasını istedi.

Katar'da yayın yapan el-Cezire televizyonunun haberine göre el-Kaide lideri Eymen Zevahiri'nin kardeşi Muhammed Zevahiri ve harekete mensup diğer liderlerin de hazır bulunduğu protesto gösterisinde, "Hüsnü Mübarek dönemindeki haksız güvenlik tedbirlerine geri dönülmemesi" ve "İçişleri Bakanlığı'nın temizlenmesi" çağrısı yapıldı.

Gösteriye katılan mücahid Müslümanlar "el-Akreb hapishanesinde, yaklaşık 20 siyasi tutuklu bulunuyor. Hüsnü Mübarek döneminde tutuklanan bu kişilerin özellikle de devrimden sonra serbest bırakılmamaları kabul edilmez" dediler.

El Cezire’ye konuşan bir gösterici "Eski rejimin siyaseti değişmedi. mücahidlere yönelik gelişi güzel tutuklamalar ve gece ev baskınları hala devam ediyor. Mücahidlerden 17 tanesi hakkında idam cezası verildi" dedi.

Gösteride açıklama yapan Mısırlı mücahidlerin liderlerinden Şeyh Zahir, "Ulusal güvenlik güçleri, eski rejimin yolundan gidiyor. Tutuklular hakkında af kararı çıkacağı yerde mücahidlere yönelik tutuklamalar devam ediyor" diye konuştu.

Sina'da devam eden operasyonları da eleştiren göstericiler, Sina'daki halkın 16 Mısır askerinin öldürüldüğü saldırıyla bir alakalarının olmadığını söylediler.
haber1001

Mısır'da Mursi aleyhine gösteriler düzenlendi
24 Ağustos 2012



Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde toplanan göstericiler ''Halk Müslüman Kardeşlerin gitmesini istiyor'' şeklinde slogan attı.

Grup, güvenlik sebebiyle Cumhurbaşkanlığı Sarayı etrafına konulan dikenli tel ve güvenlik kordonunu aşmaya çalışınca arbede yaşandı.
İskenderiye'de de Mursi Protesto edildi.
Haber1001

Firavun Mursi Mısır'a AKP usulü "ileri demokrasi" getirmekte gecikmedi
16.19.2012



Mısır'da Halk ayaklanmasını fırsat bilerek iktidara gelen Firavun Mursi ; Geçen gün yapılan hükümeti protesto gösterilerine Müslüman kardeşler Gençlik Kolları ve Mısır Polisi ile ortak müdahele etti.

Ellerinde sopa,cop ve bıçaklar ile göstericilere saldıran Müslüman Kardeşler gençleri en az 20 göstericiyi feci şekilde yaraladı.

Haber1001

Firavun Mursi'den Perez'e Mektup: "Sadık dostunuz Muhammed Mursi"
25.10.2012



http://www.ydh.com.tr/'nin 19-10-2012 tarihli haberine göre:

Mısır'ın yeni firavynu Mursi’in İsrail isimli siyonist çetenin elebaşı Perez’e gönderdiği mektup Mısır'da tartışmalara sebep olmuş.

Çünkü Mursi' yeni büyükelçisi için İ Shimon Peres'e gönderdiği güven mektubunda şu ifadeleri kullanıyor:

-"Saygıdeğer ekselansları İsrail Cumhurbaşkanı Shimon Peres.. Değerli ve aziz dostum..."

- "Mısır, İsrail devletini tanımaktadır. Mısır, İsrail'le yaptığı ikili anlaşmalara ve barış anlaşmasına bağlıdır"

Mursi mektubunda iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmekten büyük memnuniyet duyacağını belirtirken mektbunu şöylr bitiriyor:

-"Sizin şahsınız için mutluluk ve ülkeniz için de müreffeh bir hayat temennisinde bulunmak benim için şereftir. Sadık dostunuz Muhammed Mursi"

Mısır Cumhurbaşkanı Sözcüsü Yasir Ali, gelen eleştirilere yanıt olarak yaptığı açıklamasında mektupta geçen ifadeleri "bu ifadeler diplomatik hitaptan ibarettir" diyerek doğruladı.

Mısri el-Yevm gazetesi, Mısır'ın İsrail tarafına sunduğu mektubun, İsrail'in rahatlamasını, Müslüman Kardeşler liderlerinden Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanı oluşunun getirdiği soru işaretlerinin giderilmesini sağladığı yorumunu yaptı.

Bu mektup,Mursi'nin Peres'e gönderdiği ikinci mektup oldu. Mursi daha önce de Peres'in cumhurbaşkanlığı tebrikine yanıt olarak mektup göndermişti.

Söz konusu mektubun orijinali şöyle:



Haber1001

Devrik Batıcı diktatör Hüsnü Mübarek Mahkemede
3 AĞUSTOS 2011



Bu konuda BBC'nin haberi şöyle:

Kahire'de yargıç karşısına çıkarılan Mübarek yolsuzluk yaptığı ve göstericilerin öldürülmesinden sorumlu olduğu suçlamalarını reddetti.

Eski lider, duruşma salonundaki sanık kafesine sedye üzerinde getirildi.

Sağlık durumu konusunda çeşitli söylentiler dolaşan Mübarek, duruşmaya yatar durumda bulunduğu sedyeden katılıyor.

Davada Hüsnü Mübarek'in oğulları Ala ile Cemal ve eski iç işleri başkanı Habib el Adli da yargılanıyorlar.

Duruşmanın başlangıcında mahkeme heyetinin, savunma avukatlarının tespiti konusunda düzeni sağlamakta zorlandığı gözlendi.

Salonun dışında gerilim

Bu arada duruşma salonunun önünde dev ekrandan canlı yayımlanan duruşmayı izlemek üzere toplanan Mübarek yanlısı ve karşıtı gruplar arasında zaman zaman çatışmalar yaşanıyor.

Mısır güvenlik güçlerinin göstericileri dağıtmak için havaya uyarı ateşi açtığı ve olaylarda yaralananlar olduğu bildiriliyor.
Şubat ayında gerçekleşen ayaklanmalar sonrası iktidarı terk eden Mübarek, gösterilerin gerçekleştiği 18 gün boyunca protestocuların öldürülmesiyle suçlanıyor.

Devrik cumhurbaşkanı Mübarek bu sabah erken saatlerde, görevden ayrıldığından bu yana bulunduğu Şarm el Şeyh şehrinden, askeri bir uçakla başkent Kahire'ye geldi.

Mübarek kafeste

Yaklaşık 600 kişinin izleyeceği duruşma salonunda sanıkların içinde yer alacakları bir kafes bulunuyor.

Orta doğu uzmanı Robert Fisk Mübarek'in ve diğer sanıkların duruşma sırasında içinde bulunacağı demir kafesi bugünkü Indepenedent gazetesinde şu sözlerle anlattı:

"Çoğu İslamcı olan çok sayıda sanık daha önce bu kafesilerin içerisinden direnişlerini bağırarak dile getirmişti.
Kafeslerin kendisi ise bugün yolsuzluk ve devrimcilerin sokaklarda öldürülmesi suçlarıyla yargılanacak adamın, Hüsnü Mübarek'in özel icadı."

Sıkı güvenlik önlemleri

Televizyondan canlı yayınlanan duruşma nedeniyle başkent Kahire'de de yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Geçici bir duruşma salonu kurulan polis akademisi bin polis ve asker tarafından korunuyor.

'30 yıldır biz kafesteydik sıra Mübarek'te'

Mısır'da muhalefet liderlerinden Eymen Nur, devrik Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in demir kafeste yargılanmasını, "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olarak niteledi.
06 Ağustos. 2011
KAHİRE - Mısır'da bu yıl halk ayaklanmasıyla devrilen Mübarek'in karşısına 2005 seçimlerinde rakip olarak çıktıktan sonra partisine hileli üye kaydettiği gerekçesiyle 2007 yılında hapse atılan Yarın Partisi lideri Eymen Nur, mahkemeye sedye ile getirilen Mübarek'in yargılanmasını değerlendirdi.

Mübarek'in demir kafeste yargılanmasının "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olduğunu belirten Nur, 2007 yılında hapse atıldığında işkence görmesi üzerine Mübarek'e bir mesaj gönderdiğini anlattı.

Mesajında, "Sen kendi gücünle insanlara zulüm ediyorsun, bir de Allah'ın gücünü hatırla" diye yazdığını kaydeden Nur, "Mübarek demir kafesteyken benim gönderdiğim mesajı hatırlamış olabilir" dedi.

Devrik lideri demir kafeste gördüğünde çok sevinmediğini ifade eden Nur, "Onu kafeste görünce Kur'an-ı Kerim'deki 'Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki bu hükme uyarak korunursunuz' ayetini hatırladım" diye konuştu.

MÜBAREK'İN YARGILAMASI ADİL OLMALI'
Eymen Nur, Mübarek'in demir kafeste yargılanmasını, "30 yıldır bekledikleri, adalete giden yolun başlangıcı" olarak gördüğünü belirtti. Yargılanmanın adil olması umudunu dile getiren Nur, "Mübarek, sadece kendi görüşlerini savunan binlerce genci öldürttü. Mübarek'i yargılanırken gördüğümde, çocuklarını kaybetmiş ağlayan anneleri hatırladım. Mübarek'in yargılanması adil olmalı. Onun bize uyguladığı adalet gibi olmamalı" diye konuştu.

Mübarek döneminde defalarca hapse atıldığını hatırlatan Yarın Partisi lideri, 2007 yılında hapse atıldığında mahkum haklarından bile yoksun kaldığını, hapishanede namaz kılmasının bile yasak olduğunu söyledi. Nur, serbest bırakılınca Adli Tıp Merkezi'nden vücudundaki yaralarla ilgili olarak, "İşkence sonucunda yaralanmıştır" raporu aldığını ifade etti.

'MÜBAREK HAKKINDAKİ İDDİANAME ZAYIF'
Parti liderliği yanında profesyonel avukatlık yapan Nur, Mübarek hakkındaki iddianameyi zayıf bulduğunu bildirerek, "Mahkemede okunan iddianame, Mübarek'in işlediği bütün suçları kapsamıyor. İddianamede, Mübarek'in silah alımlarından aldığı komisyon ve Cemal Mübarek'in borsa ve dış alımlarda yaptığı manipülasyonlar da bulunmalıydı" dedi.

Uluslararası Af Örgütü ve insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, Mübarek'in 30 yıllık yönetimi süresinde, sayısı yüz binlerle ifade edilen muhalif, hapishanelerde işkence gördü.

Mübarek yönetimi boyunca, sadece Müslüman Kardeşler'den 100 binden fazla kişi tutuklandı. Müslüman Kardeşler İrşad Konseyi'nin eski rehberi Muhammed Mehdi Akif, 3 sene önce medyaya yaptığı yazılı açıklamada, "Mübarek rejiminin tutuklamaları ve işkence politikalarına karşın hapishaneleri medrese haline getirdik" ifadesini kullanmıştı.
http://www.ntvmsnbc.com/

Mübarek davasına devam edildi
5 EYLÜL 2011

Hüsnü Mübarek, oğulları ve eski içişleri bakanının yargılandığı davaya bugün Kahire'de devam edildi.

Televizyondan yayımlanmayan duruşma sırasında mahkeme salonunda bulunan gözlemciler, Mübarek'in duruşmaya önceki oturumlarda olduğu gibi sedyede yatar vaziyette katıldığını belirttiler.

Davanın üçüncü oturumunda, Tahir Meydanı'ndan 18 gün süren olaylar sırasında komuta merkezinde bulunan polislerin ifadeleri dinlendi.

İfade veren tanıklardan, emniyetin iletişimden sorumlu müdürü General Hüseyin Said Muhammed Nursi olaylar sırasında güvenlik güçlerine, Tahrir Meydanı etrafındaki kamu binlarını korumak için gerekli gördükleri oranda güç kullanabileceklerinin belirtildiğini söyledi.

Reuters haber ajansına göre Nursi iç işleri bakanı tarafından polislere göstericilerin üzerine ateş açılması yönünde bir emir verildiğini duymadığını belirtti.

Davacı avukatlarının temsil ettiği, olaylarda hayatını kaybeden yaklaşık 850 kişinin aileleri, "vur" emrini kimin verdiğini bilmek istiyor.

83 yaşındaki Hüsnü Mübarek protestocuların öldürülmesi emrini vermekle suçlanıyor.

Devrik cumhurbaşkanının oğulları Cemal ve Ala ise yolsuzlukla suçlanıyorlar. Mübarek ve oğulları, haklarındaki iddiaları reddediyorlar.

Mahkeme içinde ve dışında gerilim

Devrik Cumhurbaşkanı mahkemeye girerken, özel polis timleri duruşmanın yapılacağı Polis Akademisi mahkemesi dışında toplanan Mübarek yandaşları ve karşıtlarını birbirlerinden uzak tutmaya çalıştı.

Ancak iki grup arasında küçük çapta arbede yaşandı.
BBC'nin Kahire muhabiri Bethany Bell, Kahire'nin dışında bulunan mahkeme dışında gerginliğin yüksek olduğunu ve bazı kimseler Mübarek yanlısı sloganlar atarken, bazılarının da devrik liderin asılmasını istediklerini belirtti.

Öte yandan, salon dışındaki gerilim zaman zaman mahkeme salonuna da yansıdı.

Mahkeme heyeti duruşma boyunca, savunma ve iddia makamları arasında yükselen tansiyonu düşürmek için oturuma ara verdi.

Hararetin yükseldiği anlarda savunma tarafına ayakkabı fırlatıldığı yönünde iddialar var.

Canlı yayın yapılmadı

3 Ağustos'ta başlayan davanın bugünkü üçüncü oturumunda önceki iki duruşmanın aksine televizyon kameraları salondan çıkarıldı.

Kararı geçen oturumda alan yargıç Ahmed Rıfat, avukatlar ordusunun kameralar karşısında gösteriş yapmasından usandığını söylemişti.

Mübarek karşıtları, bu kararın, suçlamaların örtbas edileceğinin habercisi olabileceğini söylerken, gözlemciler ise mahkemenin işinin kolaylaşacağını belirtiyorlar.

Kahire'deki BBC muhabiri, Mısır'ın 30 yıllık lideri Mübarek'in sedyeyle mahkemeye taşınmasını gösteren görüntülerin, Arap dünyasında milyonlarca kişiyi ekran başına çivilediğini belirtiyor.

Ocak ve Şubat aylarındaki protestolar 18 gün sürmüş; 11 Şubat'ta Hüsnü Mübarek istifa etmişti.

Mübarek ailesinin davası, eski İçişleri Bakanı Habib el Adli ve altı yardımcısının davasıyla birleştirilmişti.

Davada ayrıca Mübarek'e yakın isimlerden iş adamı Hüseyin Salim de, yolsuzluk iddialarıyla gıyabında yargılanıyor.
BBC

Mısır Devrimi'nde ikinci aşama
10 Eylül 2011
Geçen hafta İsrail Büyükelçiliği’ni korumak için örülen beton duvar, dün göstericiler tarafından paramparça edildi

Abdullah Aydoğan Kalabalık/ Dünya Bülteni - Kahire
Dün Tahir Meydanı’nda başlayan ‘Gidişata yön verme’ milyonluk mitingi, akşam saatlerine doğru göstericilerin İsrail Büyükelçiliği binasının bulunduğu Giza Bölgesine ellerinde çekiçlerle gelerek, duvarı yıkmaya başlamasıyla farklı bir boyut kazandı.
Geçen hafta İsrail Büyükelçiliği’ni korumak için örülen beton duvar, göstericiler tarafından paramparça edildi. Duvarın yıkılmasına asker müdahale etmedi. Bölgeye gelen çevik kuvvet ise geri çekildi.
Gece geç vakitlerde bir grup göstericinin İsrail Büyükelçiliği’nin bulunduğu binanın son üç katından birisine girdikleri ve oradaki evrakı camdan dışarı fırlattıkları görüldü.
Aynı bölgede yer alan Giza Emniyet Müdürlüğü’nün önüne gelen gruba ise polis göz yaşartıcı bomba kullanarak dağıtmak istedi. Yaşanan arbede esnasında bazı polis araçları ateşe verildi. Olaylar esnasında 450’den fazla kişi yaralandı. Bir kişi kalp krizinden hayatını kaybetti..
Bütün bu yaşananlar ‘Cuma öfkesi’ olarak bilinen 28 Ocak 2011 tarihinde yaşananların aslında minyatör bir kopyasıydı. Burada en ilginç olan dünkü gösterilere Müslüman Kardeşler, Sufi ve Selefi gruplar gibi İslami hareketlerin önceden katılmayacaklarını bildirmesi ve katılmamasıydı.
Müslüman Kardeşler, Sufiler ve Selefi gruplar, devrimden sonra yaşanan özgürlük ortamında 12 ayrı parti kurmak için harekete geçti. Bu partiler; Vasat, Özgürlük ve Adalet , Nur, Asale , Nahda, Adalet ve Kalkınma, Fazilet, Bina ve Kalkınma, Mısır’ın Kurtuluşu, Riyade, Islah ve Nahda.
Mübarek’in görevini bıraktığı 11 Şubat 2011 tarihinden bu yana iş başındaki yönetim tarafından atılan bütün olumlu adımlar, Tahrir Meydanı’nda yapılan büyük gösterilerin ardından gerçekleşti.
Mübarek’in yargılanmasına da yine devrimci gençlerin Tahir Meydanı’na tekrar çadırlar kurarak, gösterilere sonuna kadar devam edeceklerini açıklamalarının ardından başlandı.
Mübarek döneminde çok büyük sıkıntılar çeken İslami hareketler için şu anda yaşadıkları özgürlük ortamı hiç ummadıkları bir atmosfer olarak algılanıyor. Halbuki devrimin bütün taleplerinin yerine getirilmesini isteyen liberal, solcu, sosyalist, komünist, laik ve Hıristiyanlar için devrim öncesi ve sonrasında büyük bir fark yok.
Dünkü gösterilerde devrimci gençlerin Mısır yönetimine mesajı; ‘Gerekirse tekrar sokağa ineriz, devrimin gereklerini yerine getir, halkın genel çoğunluğu gidişattan memnun değil’ şeklindeydi.
Beş Mısır askerinin öldürülmesi konusunda yönetim halkı tatmin edecek bir açıklama yapmadı. Böylesine hayati bir saldırı ile ilgili gerçekleri, Mısır kamuoyu İsrail medyası üzerinden öğrendi.
Neticede İsrail Büyükelçisi ve diğer diplomatlar bugün Kahire’den ayrıldı. Mısır yönetimi gelişmeleri iyi okuyabilse ve elçiyi göndersydi bütün bunlar yaşanmazdı. Halkın iktidara gelmek üzere olduğunu hesaba katamayan geçici yönetim, Mübarek döneminden kalma politikalarla ülkeyi yönetmeye çalışıyor.
Halkın sokağa dökülmesinin nedenlerinden biri de Mübarek davasıydı. Mübarek davasında yaşananlar her ne kadar adaletin gerektirdiği şekilde işlese de halk, devrimcilerin askeri mahkemelerde, Mübarek ve ekibinin ise sivil mahkemelerde yargılanmasına karşı çıkıyor.
Önümüzdeki günlerde Mübarek, iki oğlu, içişleri eski bakanı ve altı yardımcısının davası, 30 yıllık yönetimi boyunca en yakın çalışma arkadaşlarının tanıklığı ile ciddi bir dönemece girecek.
Ülkenin yönetimini fiilen elinde bulunduran Yüksek Askeri Konsey'in Başkanı Maraşal Hüseyin Tantavi, önümüzdeki Pazar günü Mübarek'in yargılandığı Kuzey Kahire Cinayet Mahkemesi'nde yargıç karşısına çıkarak, şahitlik yapacak. Mısır İstihbaratı eski Başkanı Ömer Süleyman ve Genelkurmay Başkanı Sami Anan ve 28 Ocak gösterilerinin ardından kurulan hükümetin İçişleri bakanı ve bazı bakanların da aynı davada tanıklığına başvurulacak.
Adını yukarıda zikrettiğimiz bu üç şahsın söylediklerinin mahkemenin seyrini değiştireceği ve yargıçlara verecekleri hükümler konusunda ışık tutucağı aşikar. 25 Ocak'ta başlayıp 11 Şubat'ta sona eren devrim esnasında kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarda konuşulanlar ve Mübarek'in emir ve direktifleri 'Sır küpü' olarak tanımlanan bu şahısların ifadelerinde gizli.
Mübarek, mahkemede yargıçlar huzurunda ilk duruşmada kendisine savcılık tarafından yöneltilen suçlamaları tamamen reddettiğini söylemişti. Özellikle de 'Öfke Cuması' (28 Ocak 2011) öncesinde alınan kararlar ve Mübarek'in alınmasını istediği önlemlerin bilinmesi çok önemli.
Mahkeme iki gün önce dokuzuncu şahit olan içişleri eski bakanı Habib el Adli'nin yardımcılarından Hasan Abdulahmid'in tanıklığını dinledi. Abdulhamid 28 Ocak'ta göstericilere karşı nasıl bir tavır takınılacağı ile ilgili toplantıya katıldığını ve toplantının başkanlığını Habib el Adli'nin yaptığını söyledi.
Dokuzuncu şahit Abdulhamid, Adli’nin telefon ve internet hizmetlerinin kesilmesini istediğini kendisinin Adli’nin bu isteğine itiraz ettiğini, bu itirazı nedeniyle İçişleri Bakanı Adli’nin kendisini Kahire Emniyet Müdürlüğü’ne naklini emrettiğini söyledi.
İsrail Büyükelçisinin sınır dışı edilmesi isteğini yerine getirilmemesi üzerine, hareket geçen ve Büyükelçiyi bu sabah gitmeye zorlayan halk kitlelerinin Mübarek davası ve demokratik seçimler konusunda nasıl bir tavır takınacağı merakla bekleniyor.
Mısır’da dün ikinci devrim gerçekleşmiş ve halk iktidara olma konusundaki kararlılığını tekrar göstermiş ve geçici yönetime gereken mesajı göndermiştir

http://www.dunyabulteni.net/

Mısır'da elçiliği basan 92 kişi gözaltında
11 Eylül 2011

Mısır'da, İsrail'in Kahire Büyükelçiliği'ne girilmesi ve elçilik önünde çıkan çatışmalar ile ilgisi olduğu ileri sürülen 92 kişinin daha askeri polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi.

Mısır'ın resmi MENA ajansının haberine göre, askeri polis, geçen Cuma başlayan ve 3 gün süren olaylar süresince toplam 130 kişiyi gözaltına aldı.

Güvenlik güçleri, olaylara karıştıkları öne sürülen 38 kişiyi daha önce gözaltına almıştı.

Gözaltına alınan kişilerin savcılık tarafından sorgulandığı belirtilirken, askeri polisin olaylara karışanların tamamını tespit etmek için yoğun çaba sarf ettiği ifade edildi.

İsrail'in 19 Ağustos tarihinde sınırda görev yapan 5 Mısır askerini öldürmesini protesto eden Mısırlı göstericiler, geçen Cuma günü İsrail'in Kahire Büyükelçiliği önündeki duvarları yıkmış ve elçiliğe girerek bazı evrakları ele geçirmişlerdi.
haber10

Mısır ABD Elçiliği Önünde Oturma Eylemi

Mısırlılar, bu kez ABD'de tutuklu bulunan ''Kör İmam'' Mısırlı Şeyh Ömer Abdurrahman için ABD Büyükelçiliği önünde oturma eylemi yaptı.

12 Eyll 2011
Anadolu Haber
Mısır başkenti Kahire'deki Amerikan Büyükelçiliğinin yakınında yaklaşık 100 kişi, ABD'de ömür boyu hapse mahkûm edilen ''Kör İmam'' lakaplı Mısırlı Şeyh Ömer Abdurrahman için oturma eylemi yaptı.

Eylemciler, ABD'nin New York kentindeki Dünya Ticaret Merkezine 1993 yılında düzenlenen saldırının ve diğer çeşitli bombalama eylemlerinin sorumlusu olmak suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Abdurrahman'ın, insani nedenlerle Mısır'a iade edilmesini isteyerek, talepleri karşılanıncaya kadar eylemi bitirmeyeceklerini belirtti.

Âmâ olmasının yanı sıra yaşlı ve şeker hastası olan 73 yaşındaki Abdurrahman cezaevinde açlık grevleri de yapmıştı.

Abdurrahman'ın oğlu Muhammed ise babasının, devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in İslam karşıtı politikalarının kurbanı olduğunu söyledi.



Başbakan'ın laiklik tavsiyesine Ahmet Hakan'dan alkış: "Avuçlarım patlarcasına alkışlıyorum!"
16 Eyll 2011
Başbakan Erdoğan'ın önce Mısır ardından Tunus'ta yaptığı laiklik açıklamalarını köşesine taşıyan Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan Tayyip Erdoğan'ın Mısır'a laiklik tavsiye etmesini avuçlarım patlarcasına alkışlıyorum diye yazdı.

İşte Ahmet Hakan'ın 'Erdoğan’ın laiklik tavsiyesine güzelleme' başlıklı o yazısı:

TAVSİYE EDEN DİLLERİ DERT GÖRMESİN

"BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Mısır’a laiklik tavsiye etmesini avuçlarım patlarcasına alkışlıyorum. “Tavsiye eden dilleri dert görmesin” diyorum. “Çok klas bir tavsiye” diyorum. Övüyorum, övüyorum, övüyorum."

Alkışla Ahmet alkışla...

Öv Ahmet öv...

Ne diyelim?

"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" mu?

"Şıracının şahidi bozacı" mı?

"Bana seni kimin alkışladığını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim" mi?

"Gün ola harman ola" mı?

"Gün olur devran döner" mi?

haber1001

Mısır'ın Dimyat kentinde polis ile göstericiler arasında çatışma: 2 ölü, 15 yaralı
13 Kasım 2011

Mısır'ın Nil Deltası'nda bulunan Dimyat kentinde bir petro kimya tesisinin çevreye zarar verdiğini iddia ederek gösteri yapan bölge halkı ile güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmada 2 kişi öldü, 15 kişi yaralandı.

Mısır'ın resmi Nil televizyonunun haberine göre, Dimyat kentinde bulunan Kanada ve Mısır sermayeli bir petro kimya tesisinin çevreyi kirlettiği ve bölgedeki doğal hayatı öldürdüğünü iddia eden yaklaşık 20 bin kişi protesto gösterisi yaptı.

Dimyat Limanı'nı ve kente bağlanan yolları trafiğe kapatan protestocular, söz konusu petro kimya tesisi ile ilgili şikayette bulunduklarını, fakat yetkililerin şikayetleri ile ilgilenmediğini söylediler.

Göstericilerden bazılarının tesislere girmek istemesi ve limandaki kontrolü güvenlik güçlerine bırakmaması üzerine çıkan çatışmalarda 2 kişi öldü 15, kişi yaralandı.

Olaylarda ölen ve yaralananların tamamının siviller olduğu kaydedildi.

Olayların ardından Dimyat kent merkezinde de askerler ile protestocular arasında yer yer çatışmalar çıktığı bildirildi.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre ordu birlikleri, kent merkezinde kısa bir süre kontrolü sağladı, fakat göstericiler kontrolü tekrar ele geçirmeyi başardılar.

Mısır'ın yarı resmi El Ahram gazetesine göre Dimyat'ta sokağın kontrolü göstericilerde ve binerce kişi evlerine gitmemek için direniyor.

Dimyat Liman Otoritesi Başkanı İbrahim Filfil, yaşanan işgalden dolayı açıklarda bekleyen 35 geminin limana yanaşamadığını ve maddi kaybın milyonlarca Mısır Cüneyhi olduğunu ifade etti.
haber10

Mısır'da çatışmalar üçüncü gün de sürdü
20 KASIM 2011

Mısır'da göstericilerle güvenlik güçleri arasında yaşanan çatışmalar ardından, bazı muhalif gruplar başkent Kahire'nin merkezindeki Tahrir Meydanı'nı işgal etti.
Geceyi meydanda geçiren yüzlerce gösterici, kendilerini tahliye etmeye çalışan polislerle çatıştı.

Çatışmalar bugün de devam ediyor.

Bir devlet dairesine yaklaşmaya çalışan bir gruba karşı polisin gözyaşartıcı gaz kullandı.

Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesinde bu yana ilk seçimler bir haftayı biraz aşkın bir süre sonra yapılacak.
Çatışmalar, Cuma günkü gösteriler ardından Tahrir Meydanı'nı işgal eden bir gruba Cumartesi günü polisin müdahele etmesi ardından başladı.

Mısır'ın birçok kentinde, ülkede iktidarda bulunan Yüksek Askeri Konsey'in yönetimi sivillere devretmesi isteğiyle yapılan gösterilerde 2 kişi öldü, 750 kişi de yaralandı.

Son iki gün boyunca, çeşitli kentlerde on binlerce Mısırlı sokaklara dökülerek ordunun gücünü korumayı amaçladığını söyledikleri girişimleri protesto etti.

Tahrir Meydanı'nda polis ile göstericiler arasında çatışmalar yaşandı.

Ülkenin ikinci büyük kenti İskenderiye'de ise göstericiler birçok karakolun çevresini kuşattı.

İskenderiye kentinde bir grup gösterici de bir askeri üssün önünde protesto gösterisi yaptı.

Protestolara İslamcı grupların destek verdiği belirtiliyor.
Ancak Kahire'deki BBC muhabiri Mısır'da genel olarak halkın tepkili olduğunu zira Mübarek devrilmiş olsa da çoğunluk açısından koşulların pek de iyileşmediğini belirtiyor.
Mısır'da askeri yönetim, sivil bir hükümet oluşturmaya yönelik vaatlerde bulunmuştu.

Protestolar, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i deviren halk ayaklanmasından bu yana ilk kez bu ay yapılacak parlamento seçimleri öncesine rastlıyor.

Mısır, Mübarek'in Şubat ayında devrilmesinden bu yana askeri bir konsey tarafından yönetiliyor.

Protestolarda askeri yetkililerin anayasada değişiklik önerilerinin geri çekilmesi talep ediliyor.

Kabine, ordunun "anayasanın koruyucusu" olarak ilan edilmesini öneriyor.

Bu öneriye karşı çıkanlar ise böyle bir maddenin, yeni cumhurbaşkanı göreve geldikten sonra da, ordunun son sözü söyleme yetkisini elinde bulundurmasına yol açabileceği yorumunu yapıyor.

Olaylar ardından, Mısır Yüksek Askeri Konsey Üyesi General Muhsin El Fengeri, ülkedeki geçiş döneminin normal şekilde tamamlanması halinde, ordunun 2012 yılı sona ermeden kışlasına döneceğini ifade etti.

Fengeri, cuma günü yapılan gösterilerde taleplerin seslendirildiğini belirterek, dün gösteri yapan protestocuların Mısır halkını temsil etmediklerini savundu.
BBC

Mısır'ın Tahrir Meydanı Yine İsyanlarda: 33 Ölü, 1750 Yaralı
21 KASIM 2011



Batıcı generaller iktidarı bırakmaya yanaşmayınca, Mısır'ın arslan yürekli gençleri devrimi korumak için yine isyan bayrağını çekti.

BBC'nin haberi:

Tahrir Meydanı durulmuyor

Mısır'ın başkenti Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda protestocularla güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda ölü sayısı en az 33'e tırmanırken, 25 siyasi parti ortak bir çağrıda bulunarak içişleri ve enformasyon bakanlarının istifasını istedi.

Tahrir Meydanı'da yeniden toplanan göstericiler, devrik lider Hüsnü Mübarek hükümetinin yerine geçen askeri konseyi protesto ediyor.

Dördüncü gününe giren protestolarda çıkan şiddet olaylarında 1750 dolayında kişi de yaralandı.

Müslüman Kardeşler'in siyasi kanadını da içeren 25 partinin ortak bildirisinde, göstericilere uygulanan baskının sorumlularının derhal cezalandırılması istendi.
Bundan önceki saatlerde geçici yönetimin kültür bakanı güvenlik güçlerinin müdahalesini protesto ettiğini söyleyerek istifasını vermişti.

Çatışmaların gelecek hafta başlaması beklenen genel seçimlere gölge düşmesinden kaygılanılıyor.

Tahrir Meydanı'nda süren eylemler, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in geçen Şubat ayında devirildiği protestolardan bu yana düzenlenen en büyük gösteriler olma özelliğini taşıyor.

Protestolarda, Mısır'ı Şubat ayından beri yöneten askeri konseyin anayasada değişiklik önerilerini geri çekmesi talep ediliyor.

Askerler, anayasa tasarısında ordu ve ordu bütçesinin sivil denetime kapalı olmasını öngören bir teklif sunmuşlardı.

Gerçek mermi iddiası

Askerlerin tasarısında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de gelecek yıl sonu, ya da 2013 başlarında yapılması öngörülüyor.

Protestocularsa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 28 Kasım'da başlaması planlanan parlamento seçimlerinden hemen sonra yapılmasını istiyor.

Güvenlik güçlerinin Tahrir Meydanı'ndaki eylemcileri dağıtmak için bu sabah saatlerinden itibaren gözyaşartıcı gaz kullandığı bildirildi.

Dün yaşanan şiddetli çatışmalarda, göstericiler ordu araçlarının üzerine taş ve molotof kokteylleri atmış, askerler de gözyaşartıcı gaz ve plastik mermilerle karşılık vermişlerdi.

Eylemciler, askerlerin gerçek mermiler de kullandığını söylüyor. Ancak yetkililer bu iddiayı reddetti.

Ülkenin diğer büyük kentleri İskenderiye, Asvan ve Süveyş'ten de göstericiler ve güvenlik güçleri arasında şiddet olayları yaşandığı haberleri geliyor.

haber1001

Analiz: Tahrir Meydanı'na dönüş
21 KASIM 2011



Şubat ayında Hüsnü Mübarek'i devirmek amacıyla Tahrir Meydanı'nda toplanan kalabalıklar, ordu tankları meydana girdiğinde hararetle alkış tutmuşlardı.

O dönemde ordu, protestocular ile polisin arasına girerek daha fazla kan dökülmesini engellemiş, kahraman ilan edilmişti.

Bugün ise Tahrir Meydanı "Askeri yönetime son. Devrim bizimdir" sloganlarıyla çınlıyor.

Hem de Mübarek sonrası dönemin ilk seçimlerine birkaç gün kala. Neden?

Bu sorunun kısa yanıtı "Çünkü protestocular seçimlerin Mısır'da birşeyleri değiştireceğine inanmıyor. İşlerin eski tas, eski hamam devam edip, çabalarının boşa çıkacağından endişeliler."

Oysa Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi bundan dokuz ay önce iktidara geldiğinde, devrimin İslamcı ve liberal unsurlarının iktidar kavgasına düşmesini engelleyecek,
demokrasinin emanet edileceği bir kurum olarak görülmüştü.
Ancak demokrasiye geçiş için bir türlü tarih vermemeleri, 28 Kasım seçimlerinden sonra da devlet başkanlığını bırakmaya yanaşmamaları şüpheleri artırdı.

Ordu ancak 2012 sonu ya da 2013'de, yeni cumhurbaşkanı seçildikten ve yeni anayasa yazıldıktan sonra kışlasına çekileceğini söylüyor.

Oysa özellikle liberal çevreler, sivil yönetime bir an önce geçilmesi taraftarı.

Şubat ayından beri binlerce göstericinin askeri mahkemelerde yargılanması ve olağanüstü halin kaldırılmaması da ordu ile ilişkilerin soğumasına yol açtı.

Üstelik Mübarek'in partisinden bazı önde gelen isimlerin gelecek haftaki genel seçimlerde aday olabilmesi, generallerin Mübarek rejimine hala sadık olduğu endişelerini daha da artırdı.

İslamcıların ittifak korkusu

Bu arada İslamcı kanatta başka şüpheler başgösterdi.
Başını Müslüman Kardeşler örgütünün çektiği bu grup, liberalleri ordu ile kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapmakla suçladı.

Buna göre İslamcı kanadın ilk seçimde çoğunluğu ele geçireceğini bilen bazı liberal çevreler korktu.

Yeni anayasayı yazacak kurulu belirleyecek bu mecliste söz sahibi olamama endişesiyle, ordudan "yol gösterici ilkeler" hazırlamasını, böylece bazı temel hak ve özgürlükleri güvence altına almasını istedi.

Askerlerin atadığı bakanlar kurulunun hazırladığı önerilerde ise, yalnızca bazı hak ve özgürlükler değil, ordunun yıllardır elde ettiği siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar da güven altına alınıyordu.

Örneğin ordu "anayasal meşruiyetin bekçisi" ilan ediliyor, böylelikle daimi siyasi görev verilmiş oluyordu.

Ayrıca ordunun siviller tarafından kontrol edilemeyeceği belirtiliyordu.

Bunun üzerine protestocu gruplar arasında en örgütlü güç olan ve Şubat ayından beri askerlerle ters düşmemeye özen gösteren Müslüman Kardeşler harekete geçti.

Liberaller ile sol eğilimli grupların Tahrir Meydanı'nda aylardır sürdürdüğü ufak çaplı gösterilere, Müslüman Kardeşler geçen Cuma günü onbinlerce taraftarları ile katıldı.

Şubat ayından beri Mısır'daki en büyük eylem olan bu gövde gösterisi genelde barışçı geçti.

Ancak ertesi gün onlardan arta kalan ufak bir grubun Tahrir Meydanı'na kurduğu çadırları polis zorla kaldırmaya çalışınca, bu kez İslamcılar ile birlikte liberal 6 Nisan Hareketi ve başka binlerce genç eylemci de destek için meydana akın etti.

Pazar günü çatışmalar İskenderiye, Süveyş ve başka kentlere de yayılmış; polis gözyaşartıcı gaz, plastik kurşun ve bazı protestoculara göre gerçek mermi kullanmaya başlamıştı.

Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi ise dün gece yayımladığı bir bildiriyle geçiş dönemini uzatmayı düşünmediklerini, 28 Kasım seçimlerinin de ertelenmeyeceğini duyurdu.

Ancak protestocular, tırmanan şiddetin de ordunun iktidarda kalma planının bir parçası olduğu şüphesinden kurtulamıyor.
6 Nisan gençlik hareketi ve başka gruplar, başta cumhurbaşkanlığı seçiminin Nisan ayında yapılması olmak üzere talepleri kabul edilinceye dek Tahrir Meydanı'ndan ayrılmayacaklarını söylüyor.
BBC

Mısır hükümeti Yüksek Askeri Konsey'e istifasını sundu
21 Kasım 2011



Mısır'da ülkede yönetimde olan Yüksek Askeri Konsey'in, hükümetin sunduğu istifa dilekçesini kabul edip etmediğine dair çeşitli kaynaklardan çelişkili bilgiler geliyor.

Mısır'da yayın yapan birçok bağımsız gazete ile bazı televizyon kanalları Yüksek Askeri Konsey'in kabinenin istifasını kabul ettiğini duyurmuştu.

Katar'ın El Cezire televizyonu da ismi açıklanmayan bir kaynağa dayanarak istifanın kabul edildiğini doğruladı.

Mısır devlet televizyonu ERTU ise istifanın Yüksek Askeri Konsey tarafından kabul edilmediğini açıklayarak bu konuda yapılan aksi haberlerin doğru olmadığını duyurdu.

Mısır'ın yarı resmi El Ahram Gazetesi ise İsam Şeref'in istifasının Yüksek Askeri Konsey tarafından reddedildiğini açıkladı.

Başbakan İsam Şeref, Mübarek döneminde başbakanlığa atanan Ahmet Şefik'in istifa etmesi sonucunda Mart ayında Yüksek Askeri Konsey tarafından göreve getirilmiş ve iki kez kabinede revizyon yapmıştı.
habertürk

Tahrir'de 'Biz gitmiyoruz, o gitsin' sloganları
25 KASIM 2011



Mısır'ın yeni başbakanı olarak atanan Kemal el-Ganzuri bir ulusa sesleniş konuşması yaptı ve Mısır halkına hizmet için her kesimi kapsayan bir bakanlar kurulu oluşturacağını söyledi.

Ganzuri konuşmasını başkent Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda cunta yönetiminin sona ermesini talep eden yüz binlerce kişinin protesto gösterilerini sürdürdüğü sırada yaptı.

Göstericilerin attıkları sloganlar arasında askeri konseyin başında bulunan Mareşal Hüseyin Tantavi'ye göndermede bulundukları "Biz gitmiyoruz, o gidiyor" da var.

Muhabirler Mübarek dönemi yetkililerinden 78 yaşındaki Ganzuri'nin genç protestoculara hitap etmediğini söylüyor.

Yüzlerce Mısır bayrağı ile süslenen alanda kalabalık Mareşal Hüseyin Tantavi'ye göndermede bulunarak "Biz gitmiyoruz, o gidiyor" şeklinde slogan atıyor.

El Ezher Camisi'nin büyük imamı, göstericilere destek mesajı gönderdi ve gaip gelmeleri için dua ettiğini söyledi.
İmamın yardımcılarından Hasan Şafiye televizyon kanallarına çıkarak "Büyük imam sizleri destekliyor ve zaferiniz için dua ediyor." dedi.

Siyasi konularla ilgili çok nadir açıklama yapan imamın daha önce bir örneği görülmemiş olan bu desteğine büyük önem atfediliyor.

Protestocular askeri konsey başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi'nin bu hafta açıkladığı geçiş takvimini yeterli bulmuyor ve derhal ayrılmasını, yönetimi bir ulusal kurtuluş hükümetine bırakmasını istiyor.

İstikrarsızlık kaygısıyla liberallerden de Tahrir Meydanı'ndaki eylemi onaylamayan ciddi bir kesim var.

Tahrir'e ve diğer kentlerdeki eylemlere Cumartesi gününden bu yana süren polis müdahalesi sonucu 40'tan fazla kişi yaşamını yitirdi.

Askeri konsey yetkilileri dün eylemler sırasında hayatlarını kaybedenler olduğu için özür dileyip, ölenlerin yakınlarına taziyelerini iletmişti.

Mısır devlet televizyonu ise bu hafta istifasını veren hükümetin yerine kurulacak yeni kabinede başbakanlık görevinin eski başbakanlardan Kemal Ganzuri'ye verileceğini doğruladı.

Ancak gözlemciler 78 yaşındaki Ganzuri'nin genç protestocuların çoğunu tatmin etmeyecek bir aday olduğu görüşünde.
BBC

Mısır'da devrim sürüyor: İsyanın üçüncü günü
18 ARALIK 2011

Mısır'da cuma günü başlayan yönetim karşıtı eylemler bugün de devam ediyor.

Başkent Kahire'de bugün de muhalifler güvenlik güçlerini taşa tuttu.

Olaylarda Cuma gününden bu yana en az 10 kişi öldü, yüzlerce kişi de yaralandı.

Ülkedeki seçim süreci olayların gölgesinde kaldı.

BBC Kahire muhabiri Yolande Knell son olayların Mısır toplumundaki bölünmeleri derinleştirdiğini belirtiyor.
Göstericiler ülkede hemen sivil idareye geçilmesini istiyor.
Mısır'ın kukla Başbakanı Kemal el Ganzuri ise güvenlik güçleriyle çatışan göstericilerin ''karşı devrim" istediğini ileri sürdü.

Önceki gün Kahire'de, başbakanlık önünde oturma eylemi yapan bir grup polisle çatışmıştı.

Polis tarafından gözaltına alınan bir eylemcinin yüzü gözü yaralar içinde ortaya çıkması ve fotoğraflarının internette yayılması ardından, sabahın ilk saatlerinde ortam gerildi.
AFP bu kişinin sivil göstericilerin askeri mahkemelerde yargılanmasına karşı kampanya yürüten Mona Seif olduğunu duyurdu.

Haberlere tepki gösteren kalabalık polise taşlarla saldırdı.
Polis ise havaya ateş açarak ve basınçlı su kullanarak eylemcileri dağıtmaya çalıştı.

Çıkan çatışmada bazı eylemcilerin molotof kokteyli atarken, parlamento yakınlarında yola yığılan eşyalar ateşe verildi.

Ülkeyi yöneten askeri konseyi bir geçiş yönetimi atamaya çağıran göstericiler, üç haftadır bakanlıklar önünde oturma eylemi yapıyor.

Bu nedenle kukla hükümet, toplantılarını başka bir binada yapmaya başladı.

Geçen ay, sivil yönetime geçiş talebiyle düzenlenen eylemlerde de 40'tan fazla kişi ölmüştü.
haber1001

Savcı, Devrik Batıcı Diktatör Hüsnü Mübarek'in İdamını Talep Etti
5 OCAK 2012



BBC'nin haberi:

Hüsnü Mübarek'in idamı talep edildi

Mısır'da eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in yargılandığı davanın savcısı, devrik lider hakkında idam cezası isteminde bulundu.

Savcı Mustafa Süleyman, Mübarek'in iktidardan devrilmesini sağlayan Ocak ayındaki gösteriler sırasında eylemcilerin öldürülmesinden doğrudan sorumlu olduğunu öne sürdü.

Süleyman ayrıca, dönemin içişleri bakanı ve olaylarda sorumluluğu bulunan altı üst düzey yetkilinin daha idamını istedi.

Savcı, Mübarek'in “kasten adam öldürmekten” suçlu olduğunu savundu ve asılarak idam edilmesine karar verilmesini istedi.

AFP haber ajansı Savcı Süleyman'ın "Bu ülkenin başındaki kişinin, 25 Ocak'ta yaşanan olaylardan haberi olmaması nasıl mümkün olabilir?" demecini duyurdu.

Savcı ayrıca o dönemde görevli olan içişleri bakanı Habib el Adli'nin Mübarek'in emri olmadan göstericilere ateş açılması emri veremeyeceğini savundu.

İdamı istenen diğer yetkililerin ise, 18 gün süren Mübarek karşıtı isyan sırasında cezaevlerinde bulunan bazı tutsakları serbest bırakarak eylemcilere karşı kullandıkları iddia edildi.
Mübarek'in oğulları Gamal ve Ala'nın da yolsuzluk suçlamasıyla yargılandığı davaya, Pazartesi günkü duruşmayla devam edilecek.
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Cum Şub 14, 2014 12:28 am tarihinde değiştirildi, toplam 4 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Arl 06, 2012 6:36 pm    Mesaj konusu: Kahire'de 'zafer yürüyüşü' Alıntıyla Cevap Gönder

Mısır'ın Arslan Yürekli Gençleri De Batıcı Diktatörleri Devirdi

11 ŞUBAT 2011
Mısır'da 30 yıldır iktidarda olan Hüsnü Mübarek, 18 gündür devam eden protesto gösterileri ardından istifa etti.

İstifa açıklaması, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman tarafından yapıldı.

Süleyman, Mübarek'in yönetimi silahlı kuvvetlere devrettiğini söyledi.

Açıklamadan sonra on binlerce Mısırlı sokaklara dökülerek sevinç gösterileri yapmaya başladı. Kalabalık, "Halk Mübarek rejimini devirdi" sloganları atıyor.

Mübarek Şarm eş-Şeyh'e gitti



Mübarek bugün ailesiyle birlikte Kahire'den ayrılarak yazlık konutunun bulunduğu Kızıl Deniz kıyısındaki Şarm eş-Şeyh'e gitmişti. Mübarek'in başka bir ülke gidip gitmeyeceği bilinmiyor.



Hüsnü Mübarek dün geceki televizyon konuşmasında bazı yetkileri Ömer Süleyman'a devrettiğini açıklamış, ancak başkanlık seçimlerinin yapılacağı Eylül'e kadar görevinde kalacağını açıklamıştı.



Açıklama, Mübarek'in derhal istifasını isteyen protestocuları daha da öfkelendirmiş, Başkanlık Sarayı ve devlet televizyonu binası önünde binlerce kişi toplanmıştı.

BBC Kahire muhabiri Jon Leyne, istifanın herkes için sürpriz olduğunu, çok sayıda kişinin arabalarıyla sevinç turu attığını ve havaya ateş açtığını söylüyor.

Müslüman Kardeşler, "Devrim Amacına Ulaştı" Dedi

Müslüman Kardeşler’den "Bugün Mısırlıların zafer günüdür. devrimin ana amacına ulaşılmıştır" açıklaması geldi.

Tahrir’de Büyük Kutlama

İşte Tahrir Meydanındaki Sevinç Gösterileri
İstifa haberi Tahrir Meydanı’nda büyük bir sevinçle karşılandı. Tahrir ve Mısır genelindeki kutlamalar halen devam ediyor.

30 yıllık Diktatörlük

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Mübarek, Enver Sedat'ın 1981 yılında suikast sonucu öldürülmesi üzerine cumhurbaşkanlığına getirilmişti.
Mübarek, görevde olduğu onlarca yıl boyunca olağanüstü hal uygulamasını sürdürdü, polisin gözaltı yetkisini artırdı, temel hak ve özgürlükleri kısıtladı.

Hüsnü Mübarek'in iktidarına ilk ciddi direniş 2011'in Ocak ayında yaşandı, göstericiler sokağa çıkma yasağına ve toplum polisine direnerek Mübarek'in istifa etmesi çağrısıyla sokaklara döküldü.

Tunus kıvılcımı

Olaylar, Tunus devlet başkanının halk ayaklanmasıyla devrilmesinden bir kaç gün sonra başladı.

Mübarek sonunda 29 Ocak 2011'de istihbarat şefi Ömer Süleyman'ı cumhurbaşkanı yardımcılığına atadı. Bu adım, Mübarek'in orduya olan desteğini güçlendirme çabası olarak yorumlandı.

Muhalefet grupları, Mübarek’in 40 yaşındaki oğlu Cemal'i kendi yerine aday olarak gösterebileceği kaygısı içindeydi.

Cemal, cumhurbaşkanlığı hedefi olmadığını söylese de, iktidardaki Ulusal Demokratik Parti içinde önemli bir konumda bulunuyordu.

Artan protestolar karşısında canlı yayında televizyonlardan halka seslenen Mübarek, 2011 yılının Eylül ayında beş yıllık görev süresi dolduktan sonra tekrar aday olma niyetinde olmadığını açıkladı.

Mübarek, 1 Şubat 2011'de "Bu değerli ulus benim yaşadığım, uğruna savaştığım, topraklarını, egemenliğini ve çıkarlarını savunduğum yerdir. Bu topraklarda öleceğim. Tarih, başkalarını olduğu gibi beni de yargılayacaktır." diye konuştu.

Ancak Mübarek, Perşembe gecesi istifa etmeyeceğini yinelediği açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden görevini bıraktı.

Mısır halkı zafer çığlığı atıyor: Başardık

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in yönetimi orduya devrederek istifa etmesinin ardından Kahire’de Tahrir Meydanı’ndaki göstericiler sevinç gösterilerine başladı.

Kalabalık “Rejimi devirdik” şeklinde slogan atıyor.

Mübarek’in istifasının ardından kalabalık bayraklar sallayarak, sloganlar atarken, şehrin her yerinden de korna sesleri duyuluyor.

HALK "BAŞARDIK" SLOGANLARI ATIYOR

Başkente Kahire'nin yanı sıra ikinci büyük kent İskenderiye'de de halk Mübarek'in gidişini havai fişeklerle kutladı, şehir merkezlerinde konvoylar oluşturan halk "Başardık" sloganları attı. 18 günlük gergin bekleyişin yerini sevince bırakmasının ardından Kahire'nin diğer yerlerinde de gösteri yapan protestocular da kutlamalara katılmak için Tahrir meydanına akın etti.

Ahmedinejad: Bölge ABD ve İsrail'den kurtulacak

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Mısır'daki halk ayaklanması ardından Orta Doğu bölgesinin ABD ve İsrail'den kurtulacağını söyledi.

Hamas: Devrimin zaferinin başlangıcı

Hamas, Mübarek'in istifasını, ''Mısır'daki devrimin zaferinin başlangıcı'' olarak nitelendirdi

Gazze Şeridi'nde yönetimi elinde bulunduran Hamas Hareketi sözcülerinden Dr. Sami Ebu Zühri, bunun Mısır halkının iradesinin ve azminin bir sonucu olduğunu ve Hamas olarak Mısır halkının yanında olduklarını belirtti.

Elde ettikleri bu zafer nedeniyle Mısır halkını kutlayan Ebu Zühri, Mısır ordusunu da halkın taleplerini dikkate almaya ve bu haktan dönüşe yönelik hiç kimsenin çabalarına izin vermemeye çağırdı.

Ebu Zühri, yeni Mısır liderlerine, Gazze Şeridi'nin yeniden imarının sağlanması amacıyla ablukanın kaldırılması ve Mısır sınırındaki Refah geçişinin süresiz olarak açılması için acilen karar alma çağrısında da bulundu.

Ebu Zühri, Mübarek'in Gazze'deki ablukanın ve Gazze'ye yönelik son savaşın sorumlularından biri olduğunu da kaydetti.

Mübarek'in istifa ettiğinin açıklanmasının ardından, yüzlerce Filistinli Gazze sokaklarına döküldü. Gazze'deki Filistinliler, kimileri araçlarıyla turlar atarak, kimileri de havaya silahlarıyla ateş açarak Mübarek'in görevini bırakmasını kutluyor.

Mübarek'in gidişine en çok üzülen ülke: İsrail

18 gündür Mısırlılar sokaklarda. Tahrir Meydanı'nda toplanan milyonlar Mübarek'in gitmesi için günlerce protesto gösterileri düzenledi. Sonunda Mübarek pes etti ve 30 yıllık koltuğunu bıraktı, istifa etti.

Bu istifaya en çok üzülen ülke ise hiç kuşkusuz İsrail oldu.

Mübarek'in gidişiyle bölgede tek bir müttefiki kalmayan İsrail daha da yanlızlaştı. Mübarek'in istifası sonrası İsrial cephesinden gelen ilk açıklama ise 'Mısır'la yapılan barış anlaşmasının bozulmamasını istiyoruz..' oldu.

İSRAİL'İN ESKİ MISIR BÜYÜKELÇİSİ ZVİ MAZEL: İSRAİL'İN BAŞI DERTTE"

İsrail'in eski Mısır Büyükelçilerinden Zvi Mazel, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasının ardından, İsrail'in endişelenmesi için pek çok nedenin bulunduğunu belirterek, "İsrail'in başı dertte" dedi.

Mazel, Ynet haber sitesine yaptığı açıklamada, Mübarek'in olduğu dönemde İsrail'in bölge ile ilişkilerinde herhangi bir boşluk olmadığını kaydeden Zvi Mazel, "Şimdi başımız büyük dertte" diye konuştu.

İsrail'in endişelerine de değinen Mazel, endişelenmek için pek çok neden bulunduğunu, stratejik açıdan İsrail'in şimdi düşmanca bir durumla karşı karşı olduğunu ve pragmatik, ılımlı bir devleti idare edecek kimsenin kalmadığını belirtti.

Mazel, bundan sonraki aşamada Mısır'da parlamentonun dağıtılıp, yeni seçimlere gidileceğini, doğal olarak muhalefetin de bu seçimlere katılmak isteyeceğini ve "Müslüman Kardeşler'in de elbette harekete geçeceğini" ifade etti.

Mısır'da yeni hükümetin kurulmasının zaman alacağını kaydeden Zvi Mazel'e göre, Mısır'da yeni bir rejimin işbaşına gelmesi bir ile 3 yıl arasında bir süre alabilecek.

Mısır'da askeri yönetimin anlamına da değinen Mazel, "Bu, tamamen yeni bir dünya...Bilinmeyen bir dünya..." dedi ve askeri bir sürecin, sivil iktidardan bütünüyle farklı olacağını dile getirdi.

İsrail'in eski Mısır Büyükelçisi, ülkesinin önümüzdeki yıllarda Mısır'la ilişkilerinin kaderi konusunda ise bir tahmin yapmanın zor olduğunu söyledi. Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin başına getirilen General Muhammed Hüseyin Tantavi'nin (75) şimdilik "de facto" başkan olduğunu da belirterek, "Tantavi iyi ama stratejik durum, bizim çok bilmediğimiz kuvvetlerden de oluşur. Ordu, çok muhtemelen (İsrail'le) barış anlaşmasını sürdürecek. Ama, bizim şimdi göremediğimiz gelişmeler de olacaktır" dedi.

TRT/BBC/haber10/Ynet

Mısır devrimi Ramallahı da salladı
16 Şubat 2011
Haber 5
Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas tarafından atanan Selam Feyyad başbakanlığındaki Ramallah hükümetinin istifa ettiği bildirildi.

El Alem televizyonunun haberine göre Ramallah`taki atanmış hükümetin başbakanı Selam Feyyad, bu sabah görev süresi dolduğu halde halen Filistin Özerk Yönetimi Başkanlığını sürdüren Mahmud Abbas`a istifasını sundu.

Selam Feyyad`ın kabine revizyonu için istifa ettiği bildirilirken, Mahmud Abbas`ın yeni hükümeti kurmak üzere yeniden Feyyad`ı görevlendirdiği açıklandı.

Ramallah`taki yeni hükümetin iki hafta içerisinde kurulacağı bildiriliyor.

Hamas, Selam Feyyad`ın istifasını gelecek seçimleri etkilemeye yönelik değersiz bir gösteri olarak niteledi.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum, "bu hükümet ne kadar kabul değiştirse de yasal salahiyetten ve meşruiyetten yoksundur; çünkü halkın seçim tercihine dayanmamaktadır ve meclisten güvenoyu almamıştır" dedi.

Öte yandan Filistin Kurtuluş Örgütü tarafından iki gün önce yapılan bir açıklamada yerel seçimlerin, yasama meclisi seçimlerinin ve Filistin Özerk Yönetimi Başkanlığı seçimlerinin eylüle kadar yapılacağı belirtilmişti.

Gazze`deki seçilmiş hükümetin yalıtılmasında ve Filistin ulusal uzlaşmasının sağlanamamasında önemli rol oynayan Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinin bu rejimden büyük destek gören Filistin Özerk Yönetimini ve el-Fetih`i ciddi ölçüde endişelendirdiği bildiriliyor.
haber5

Gazze'de 'Tahrir' değişikliği
15 Şubat 2011
Mısır'da direnişin sembolü olan Tahrir Meydanı, Gazze'de yankı buldu.

Gazze Şeridi'ndeki en büyük hastanelerden Hüsnü Mübarek hastanesinin adı, Kahire'deki protestoların yapıldığı ana meydanın adı ile değiştirilerek, "Tahrir" yapıldı. Bölgeyi kontrol eden Hamas hükümetinin Sağlık Bakanlığı yetkilisi Yusuf El Müdellel, Mübarek çocuk hastanesinin adının, Mısır'daki devrimin onuruna Tahrir hastanesi olarak değiştirildiğini belirtti.

Hamas, Gazze'de halkın sevinç gösterilerine yol açan ve 18 gün süren halk isyanının ardından Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek'in iktidardan düşmesini memnuniyetle karşıladığını açıklamıştı. haber10

Kahire'de 'zafer yürüyüşü'
18 ŞUBAT 2011 -

18 gün boyunca Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifası talebiyle gösterilerin yapıldığı Tahrir Meydanındaki "Zafer Yürüyüşü'ne, ellerinde Mısır bayrakları bulunan on binlerce kişi katıldı.
Geçen hafta Cuma günü istifa eden Mübarek, Kızıl Deniz kıyısındaki Şarm el-Şeyh'e gitmişti.

Tahrir Meydanına akın eden kalabalığa bir askeri bando eşlik etti.
Yürüyüşe katılanlar, protestolar sırasında hayatını kaybeden 365 kişi için dikilen anıta çiçek bıraktı.
'Devrim daha tamamlanmadı'
Tahrir Meydanındaki Cuma namazını önde gelen din adamı Şeyh Yusuf el Karadavi kıldırdı.
Karadavi gençleri kutladı ve "Devrim yeni bir Mısır yaratıncaya kadar sürecek" dedi.
Etkinlikte, yolsuzlukla mücadele için adımlar atılması istendi.
Muhalefet grupları, Hüsnü Mübarek ve ailesinin serveti malvarlıklarıyle ilgili inceleme başlatılmasını istiyor. BBC

Mısır "Refah"ı Açıyor
18 Şubat 2011

Devlet televizyonu, yetkililerin insani durumlar ve Mısır'da kalan Filistinlilerin geçişi için sınırı açmaya karar verdiğini duyurdu.
Halk ayaklanması sonucu bir hafta önce Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden bu yana Mısır'ın Sina Yarımadası ile Hamas'ın kontrolündeki Gazze Şeridi arasındaki Refah sınırının açılmasından ilk kez bahsediliyor. Mübarek yönetimi, yeraltı tünelleri aracılığıyla kaçakçılığı önlemek için Gazze'deki Hamas yönetimine abluka uygulanması konusunda İsrail ile işbirliği yapmış, sınırı ara sıra yolcu geçişleri için açmıştı. aktifhaber

İsviçre, Mısır'a ait hesapları dondurdu[/si

[size=24]Öcalan: Mübarek'in devrilmesinden memnun

20 Şubat 2011
Abdullah Öcalan, Mısır diktatörü Hüsnü Mübarek’in ayrılmasına sevindi. Öcalan, kendisinin Suriye’den ayrılmasında Mübarek’in rolü olduğunu açıkladı. Öcalan, Kuzey Irak’ta yönetime karşı yapılan eylemleri anlamlı bulduğunu belirtti.

1998 yılında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Suriye’yi sert bir şekilde uyarması üzerine Mübarek, Türkiye ile Suriye arasında ara buluculuk yapmıştı. Mübarek’in Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaretten birkaç gün sonra Öcalan, Suriye’den ayrılmak zorunda kalmıştı. Sıradışı

Öcalan'ın avukatlarıyla yaptığı görüşmenin notları terör örgütüne yakın internet sitelerinde yayınlandı. Söz konusu notlara göre Öcalan, yakalanışıyla ilgili eylemleri de değerlendi.

Mübarek'in Malvarlığını Dondurma İstemi
21.02.2011
Savcılık, Mübarek ve yakınlarının yurt dışındaki mal varlıklarının dondurulmasını talep etti.

Mısır’da savcılık, Hüsnü Mübarek ve yakınlarının yurtdışındaki mal varlıklarının dondurulmasını istedi.
Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığı’ndan da girişimde bulunması istendi.
Daha önce Mübarek’in resmi makamlara mal bildiriminde bulunduğu açıklanmıştı.
TRT

İngiltere'den Mübarek'e soğuk duş

14 Şubat 2011 İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Mısır yönetiminin ülkesinden eski birkaç Mısırlı yetkilinin mal varlıklarının dondurulmasını talep ettiğini ve bu taleple ilgili işbirliği yapacaklarını söyledi.

Hague parlamentonun alt kanadı olan Avam Kamarasında yaptığı konuşmada, "Mısır yönetiminden, eski birkaç Mısırlı yetkilinin mal varlıklarının dondurulması yönünde bize talep geldi. Bu taleple ilgili, AB ve uluslararası ortaklarla birlikte tabii ki bir işbirliği yapacağız, Tunus'ta olduğu gibi" dedi.

Konunun AB'de görüşüleceğini ifade eden Hague, eğer devlet mal varlıklarının kötüye kullanıldığı tespit edilirse, gerekenlerin yapılacağını bildirdi. İngiltere Maliye Bakanı George Osborne'un, yarın Brüksel'de yapılacak Maliye Bakanları toplantısında konuyu gündeme taşıması bekleniyor. haber7

Mısır'da yönetimi üstlenen silahlı kuvvetler, anayasayı askıya aldıklarını ve parlamentoyu feshetti
13 ŞUBAT 2011
Devlet medyası, ordunun altı ay ya da seçimlere kadar işbaşında kalacağını açıkladı.
eni anayasa taslağını hazırlamak üzere bir komisyon oluşturulurken, Mübarek'in görevden ayrılmasından sonra düzenlenen ilk bakanlar kurulu toplantısının ardından bir açıklamaya yapan Başbakan Ahmet Şefik, geçici hükümet olarak önceliklerinin ülkede huzur ve güvenliği sağlamak olduğunu söyledi.
Kahire'de ise hayat normale dönüyor, bankalar dükkanlar açılmaya başlarken üniversitelerde ders dönemi yeniden başladı.
Öte yandan, Mısır'da 20 gündür Tahrir meydanında bulunan göstericilerle alanı boşaltmalarını isteyen Mısır ordusu arasında gerilim yaşandı.
Binlerce kişinin Hüsnü Mübarek'in istifasına neden olan ayaklanmanın odak noktası olan meydanda yeniden toplandıkları bildirildi.
Kahire Garnizonu'nun üst düzey yetkililerinden Muhammed İbrahim Mustafa Ali bugünden sonra meydanda herhangi bir göstericinin kalmasını istemediklerini söyledi.
Kriz sabah saatlerinde askerlerin girişlerini tanklarla kapattıkları meydandaki kampı tahliye etmek amacıyla göstericileri yavaş yavaş alan dışına sürmeye çalışmasıyla başladı.
Askerlere karşı direnirken meydana yüzlerce polisin girdiğini görünce büyük bir gerilim patladı.
Mısır polisi sokak gösterilerini bastırmak için kullandığı şiddet ve genel olarak insan hakları ihlalleri ve kötü muamele uygulamaları nedeniyle yoğun tepki görüyor.
Alana giren polis memurları ise, ''Artık yeni bir Mısır var. Halk ve polis elele'' diye sloganlar attı.
Benzer sloganlar göstericiler tarafından ordu ile halkın elele olduğu mesajı vermek amacıyla Mübarek karşıtı eylemlerin zirveye çıktığı günlerde atılmıştı.
Göstericilerin ''defolun, çıkın'' sloganlarına önce kayıtsız kalan polis daha sonra meydanı terketti.
Meydanda kalan eylemciler, reformlar konusunda takvim açıklanana kadar alandan ayrılmayacaklarını söylüyor.
Yönetimi devralan ordu ise, "yeni demokratik bir devleti kuracak sivil otoritenin seçimle işbaşına gelmesinin önünü açacak" yeni bir hükümet kurulana dek, şu anki hükümetten görevden kalmasını istediklerini de bildirdi.ülkenin tüm bölgesel ve uluslararası anlaşmalarına bağlı olduklarını açıklamıştı.
Konsey ayrıca uluslararası kaygıları dindirmek amacıyla uluslararası anlaşmalara bağlı kalacağı mesajı da verdi.
BBC

Mısır devrimiyle ilgili diğer haber ve analizler için: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php=5072#5072

Suud ve İsrail ittifakı Mübarek'i Kurtaramadı!
12 ubat 2011
Anadolu Haber
ABD Mısırda ki Halk'ın kararlılığı karşısında Mübarek ile aerık yola devam edilemeyeceğini anlayarak desteğini kuklasından çekince işler epeyce karışmış görünüyor.Suud ve İsrail'in Mübarek'i kurtarma planları fayda vermeyince bu 3 devlet adeta birbirini yemiş.

İsrail yönetimi, “Hüsnü Mübarek giderse kaos olur” dedi, Suudi Kralı Abdullah, ABD Başkanı Obama’ya “Ortadoğu’da bütün dengeleri sarsıyorsun. Mübarek’in devrilmesi düşünülemez” uyarısını yaptı. Ancak ABD, kendisini dinlemeyen kuklası Hüsnü Mübarek’in ipini çekti.

Hüsnü Mübarek TV ekranlarına iki haftada 3’üncü kez çıktığında uluslararası haber ajansları, gazeteler, televizyonlar, hatta ABD Başkanı Obama bile Mısır liderinin istifasını açıklayacağından emindi. Ancak öyle olmadı. Mübarek hem de ABD’yi direkt olarak hedef alan bir dil kullanarak, “Dışarıdan gelen emirlere boyun eğmeyeceğim” dedi. Böylece Mübarek’in konuşmasından sadece birkaç saat önce Michigan Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada Mısır liderini uğurlayan ve Mısır’da tarihi bir değişim yaşandığını söyleyen ABD Başkanı Barack Obama’yı da çok kızdırdı. İki eski müttefik arasında bu kadar büyük bir çekişme yaşanmasına sebep olan olayların perde arkasını ise İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen Debka sitesi aydınlattı. Buna göre, Obama özel temsilcisini Mısır’a göndererek Mübarek’ten görevi bırakmasını istemesine rağmen Mısır lideri ABD’ye “Bu iş benim istediğim şekilde olacak” tepkisini gösterdi. Obama’nın, “O zaman Mısır’a her yıl verdiğimiz 1.3 milyar doları unut“ tehdidi de işe yaramadı.

Mübarek cesaret aldı

Durumdan çok rahatsız olan Suudi Kralı Abdullah, Obama’yı arayarak, “Ortadoğu’da tüm dengeleri sarsıyorsun, bölge kaosa sürükleniyor. Mübarek’ten desteğini çekemezsin. Yardımı sen vermezsen ben veririm” dedi. Bu, Debka’ya göre bir Arap liderinin bir Amerika Başkanı’na karşı yaptığı en sert konuşmaydı. Abdullah’ın telefon listesindeki bir sonraki isim Mübarek oldu. Mübarek’e destek mesajını ve ABD Başkanı’na uyarısını anlattı. Suudi Kralı’ndan destek alan Mübarek de Mısır tarihinde ilk kez TV ekranlarından ABD’ye kafa tuttu ve “gitmiyorum” dedi. Abdullah’ın bu desteği ve İsrail yönetiminden protestoların ilk gününden itibaren gelen, “Mübarek devrilirse Ortadoğu’da kaos olur” şeklindeki destek mesajlarına rağmen Obama bu iki yakın müttefikini gözardı ederek Mısır rejiminden tüm desteğini çekti. Amerikan yardımına muhtaç olan Mısır ordusunun Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’i istifa etmeye zorlamak dışında bir seçeneği kalmadı. Mısır Genelkurmay Başkanı Sami İnan, ABD ordusu ile çok yakın ilişkileriyle bilinen bir isim.

'Yalan hiç yıkılmayacakmış gibi görünür'
Murat YETKİN
13 Şubat 2011

'Ben gidersem kaos gelir.' Arap diktatörlerin halkı korkutup kendilerine bağlı kılmakta kullandıkları en büyük yalan.
Mısırlı arkadaşım benimle yaşıt, elliyi devirdik. Dün sabah sesinde çiçekler açarak konuşuyordu telefonda: “Yani Murat, ben ömrümün böyle, bu kötü kaderimizin içinde biteceğini sanıyordum. Ben böyle bir şey göreceğimi sanmıyordum. Her şeyleri çok güçlüydü, sarsılmaz görünüyordu. Yıkıldı. Ben bugün yeniden doğdum.”

Arkadaşımın üniversiteli kızı, ilk günlerden itibaren, bu örnek barışçıl direnişi internet üzerinden örgütleyen gençler arasında. Zaten 11 Şubat devrimi, her siyasi görüşten, iyi eğitim almış, orta sınıftan gençlerin başlatıp bugüne getirdiği bir hareket olarak siyasi tarihteki yerini alacak. Kahire’nin bastırılmış ve yıldırılmış yoksulları zaten Tahrir’e ulaşamamışlar bile. Birkaç gün önce El Cezire’nin meydanda konuştuğu bir genç, “Üniversite bitirdim; İngilizce, Fransızca konuşuyorum, İtalyancam var, sokakta meyve satıyorum, artık yeter!” diyordu. Daha üzerinden bir ay geçmedi, Tunus’ta Zeynel Abidin bin Ali’yi deviren isyan, üniversite mezunu bir gencin işporta tezgâhını elinden alan zabıtaları protesto için kendisini yakmasıyla başlamamış mıydı?

İşsizlikten çok, özgürlük

İşte Kahire’yi terk etmek zorunda kalışından bir gün önce, Hüsnü Mübarek çıkıp bu umut arayan eğitimli gençlere “Size bir babanın evladıyla konuştuğu gibi konuşmak istiyorum” perdesinden lafa girince çileden çıktılar.

Ama korkunun kırıldığı nokta başkasıydı. Ertesi gün, yani 11’inde ordu halka “Evinize gidin, mesaj alındı” çağrısı yaptı. BBC meydandan bir gence sordu; dönecekler miydi? “Demokrasiyle yaşayan ülkeleri seyrediyoruz, görüyoruz” dedi genç; “Biz de istiyoruz. Hiçbir yere gitmiyoruz”. Yani Tahrir Meydanı’nı dolduran yalnızca ‘işsizlik, yoksulluk’ değildi; ondan çok daha fazla, özgürlük özlemiydi.

Dolayısıyla ordu istiyor diye de evlerine gitmediler. Tersine, başka meydanlara da doldular. Ordu, Mübarek’e bunun üzerine “Artık bitti” deyince, birkaç saat içinde Kahire’yi terk etti.

Sırada ne var?

Sırada seçim yok. Evet, bakanlar, parlamento istifa etmiş sayılıyor. Şimdilik ABD’den AB’ye dek herkes, “Aman şu geçiş dönemi sana emanet” dediği Mısır ordusuna destek havasında, ama Mübarek gitse de rejimi henüz gitmiş değil.

Şimdi sırada, rejimin nasıl gideceği ve yerine ne kurulacağını belirleyecek olan anayasa yapımı var. Dolayısıyla anayasa yazım heyetinin kurulması, bu aşamada en öncelikli unsur. Burada belli başlı bütün partilerin yer alması bekleniyor. Mübarek’in Al-Vatan partisine bu komisyonda yer olacak mı, belli değil. Ama Mısır’ın en geniş siyasi hareketi olduğuna inanılan Müslüman Kardeşler (El İhvan), onun içinde partileşme sürecine giren ve Türkiye’de AK Parti’yi model alan El Vasat hareketi, Batı yanlısı liberal El Vafd, sosyalist Tagammu Partisi (belki ortaya çıkacak yeni partiler) ve tabii ki asker, üniversite ve yargıçlar yer alacak.

Bu komisyonun çalışmayı birkaç ay içinde tamamlaması beklenecek. Sonra sırada, bundan böyle seçimlerin de nasıl yapılacağını söyleyen anayasanın halkoyuna sunulması olacak. Sonra seçimler. Bu süreç, halen seçim için öngörülen eylül ayına yetişirse ne mutlu Mısırlılara.

Mısır Devriminin İlk Meyvesi: Gazze sınırındaki Refah kapısını yeniden açılıyor

26 MAYIS 2011
Bu konuda BBC'nin haberi şöyle:

Mısır, Gazze sınırındaki Refah kapısını yeniden açıyor

Mısır'daki geçici askeri yönetim, abluka altındaki Gazze'ye açılan Refah sınır kapısını cumartesi gününden itibaren açacağını duyurdu.

Bu gelişme, Hüsnü Mübarek'in şubat ayında devrilmesiyle iş başına gelen geçici yönetimin, İsrail-Filistin sorununa yaklaşımında önemli bir değişikliğe işaret ediyor.

Zira ABD'nin bölge politikalarına daha uyumlu bir çizgisi olan Mübarek rejimi, sınır kapısını kapalı tutarak, İsrail'in Gazze'ye ambargosunun uygulayıcısı olmuştu.

Gazze, Hamas'ın 2007'de yönetimi ele almasından bu yana İsrail ablukası altında.

Mübarek rejimi bu kapıyı kapalı tutarak, İsrail'in ablukasına destek vermiş oluyordu.

Ancak İsrail denetiminde olmayan tek sınır kapısı Refah'ın kapalı tutulması, gerek Mısır kamuoyunda gerekse Arap coğrafyasında tepki görüyordu.

Mübarek rejimi bu politikasını uzun süre devam ettirirken, Hamas çareyi bu bölgedeki tünelleri kullanmakta buldu.

Hüsnü Müberek'in devrilmesinden sonra, Mısır'ın İsrail ile ilişkileri açısından merak edilen iki ana konu vardı: Barış anlaşmasının ve refah sınır kapısının geleceği.

Geçici yönetimin İsrail'le barış anlaşmasını sona erdireceğine yönelik herhangi bir işaret yok.

Bir çok uzman anlaşmayı reddetmenin geçici yönetimin atabileceği bir adım olmadığını, bu konuda tahmin yürütmek için eylül ayındaki seçimlerden sonra oluşacak tabloya bakmak gerektiğini belirtiyor.

Ancak Mübarek sonrası Mısır'ın bölgedeki Amerikan siyasetine daha uzak olacağının işaretleri gecikmedi.

Mısır resmi haber ajansı Mena, Refah sınır kapısının cumartesi günü açılacağını duyurdu. Açıklamaya göre kapı sabah dokuz akşam dokuz arasında, cuma ve diğer tatil günleri hariç açık olacak.

Ayrıca, kadınlar ve 18 yaşından küçük ya da 40 yaşından büyük erkeklerden vize istenmeyecek.

Bir süredir Gazze'ye yönelik ambargosunda küçük de olsa iyileştirmelere giden İsrail'in ise Mısır'ın bu adımından rahatsız olacağı düşünülüyor.

Hüsnü Mübarek ve oğulları yargılanacak
24 MAYIS 2011
Mısır'da yetkililer, eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve oğullarının, protesto gösterileri sırasında bazı göstericilerin ölümü nedeniyle yargılanacaklarını açıkladı.

Hüsnü Mübarek 30 yıl Mısır'ı yönetmişti
Ülkenin resmi haber ajansı MENA'nın haberine göre 83 yaşındaki Hüsnü Mübarek ile oğulları Cemal ve Alâ Mübarek, yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla da yargıç karşısına çıkacak.

Mısır'da eski cumhurbaşkanı ve oğulları ile birlikte Hüseyin Salem adlı bir iş adamının da yargılanması istendi.
Hüsnü Mübarek'e yakınlığı ile bilinen Salem'in, İsrail'e piyasa fiyatlarının altında gaz satılmasını sağlayan tartışmalı bir anlaşma nedeni ile yargıç karşısında çıkması talep edildi.
Hüseyin Salem, Mübarek rejiminin son bulması sonrası Mısır'dan kaçmıştı.
Mübarek hastanede gözaltında
25 Ocak'ta başlayan protesto gösterileri sonrası 11 Şubat'ta görevi bırakan Hüsnü Mübarek halen Kızıldeniz kıyısındaki Şarm el-Şeyh kentinde bir hastanede ve gözaltında.
30 yıl Mısır'ı yöneten Hüsnü Mübarek ve eşi Suzan Mübarek, bu süre içinde yasadışı yollardan servet sahibi olmakla da suçlanıyor.
Suzan Mübarek geçen hafta kefaletle serbest bırakılmıştı.
Oğulları Cemal ve Alâ Mübarek ise halen başkent Kahire'deki Tora Cezaevi'nde ve dolandırıclık yapmakla da suçlanıyor.
BBC

Mısır-Gazze geçişinde 'sınırlı yumuşama'

28 MAYIS 2011

Mısır, Gazze Şeridi'yle arasındaki Refah sınır kapısından geçişlere uyguladığı sınırlamaları yumuşattı.

Aralarında kadın ve çocukların bulunduğu onlarca kişi cumartesi günü özgürce Mısır'a geçerken 18 ila 40 yaş arasındaki erkeklerin de ancak önceden izin alarak geçişi mümkün olabilecek.
Sınırdan ticaret yasak kalmaya devam ediyor.
İsrail'in sert şekilde karşı çıktığı uygulama Hüsnü Mübarek'in Mısır'da iktidarı kaybetmesinden üç ay sonra yaşama geçirilmiş oldu.
Şubat ayında, halk ayaklanmasıyla devrilen Hüsnü Mübarek’in döneminde Mısır Hamas idaresine karşı çıkmış, İsrail’e ablukada yardım etmişti.
Mısır ile Gazze arasındaki geçişler Hamas'ın iktidara geldiği 2007 yılında yasaklanmıştı.
İsrail, Gazze'ye Mısır üzerinden silah kaçırılmasından kaygılı olduğunu söylüyor. Ancak Mısır yönetimi, sınırdan geçecek herkesin kapsamlı bir şekilde aranacağı güvencesi verdi.
Sınırı geçenlerin İsrail tarafından verilen Filistin kimlik kartları taşıması da gerekecek.
BBC'nin Gazze'deki muhabiri Jon Donnison, kararın sembolik açıdan öneminin altını çiziyor.
Karar gözlemciler tarafından Mısır'ın yeni yönetiminin Orta Doğu'daki dengeleri yeniden düzenlemekte olduğuna ilişkin bir başka işaret olarak görülüyor.
Ayrıca Mısır'da önümüzdeki aylarda yapılacak seçimler öncesinde gidilen bu politika değişikliğinin Filistin meselesine duyalı Mısır halkınca da beğenileceğine dikkat çekiliyor.
Mısır, geçiş noktasının cuma ve tatil günleri hariç her gün yerel saatle sabah 9.00 ile akşam 9.00 arasında açık olacağını duyurdu.
BBC

Mısır'da eski bakana 30 yıl hapis cezası
4 HAZİRAN 2011

Mısır'ın eski maliye bakanı Yusuf Butros Gali, yolsuzluktan suçlu bulundu.
Eski bakan, 30 yıl hapis ve 5 milyon dolar tazminat cezasına çarptırıldı.

Yeri tespit edilemeyen Gali, devrilen Mübarek rejiminin yolsuzlukla suçlanan üst düzey yetkililerindendi.
Reuters haber ajansı, eski bakanın, yoksulların pahasına zenginleşen eski Mübarek rejiminin sembollerinden biri olduğunu aktarıyor.
2004 ile 2011 yılları arasında Mısır'ın maliye bakanı olan Boutros Gali, bundan önce ise Mısır Merkez Bankası'nın başkanıydı.
Reuters, Gali'nin ülkedeki halk ayaklanmalarının başlamasından birkaç gün sonra Mısır'dan kaçtığını ifade ediyor.
Mısır'da Mübarek ailesi ve rejiminin çeşitli üyelerine yolsuzluk soruşturması açılmış durumda.
Soruşturma açılan kişiler arasında Hüsnü Mübarek, eşi Suzan Mübarek ve oğulları Cemal ile Ala da var.
Soruşturma kapsamında, Suzan Mübarek, yasa dışı yollardan servet edindiği iddiasıyla Mayıs ayında gözaltına alınmış, ancak daha sonra kefaletle serbest bırakılmıştı.
Mübareklerin yargılanması gerektiğini savunan reform yanlısı gruplar, ailenin 30 yıllık iktidarı süresince 10 milyarlarca dolarlık bir servete sahip olduğunu söylüyor.
BBC

İşte halk devriminin günlüğü
11 Şubat 2011

Mısır halkı 18 günlük eylemlerinin sonunda 30 yıllık baskıcı diktatörü Mübarek'i devirdi. İşte gün gün direnişin akışı...

OCAK 2011: Mısır’daki eylemciler Tunus’daki halk ayaklanmasından sonra kendi ülkelerinde de yoksulluğa, açlığa, işşizliğe, hükümetin yolsuzluklarına ve Hüsnü Mübarek’in 30 yıllık tiranlık yönetimine karşı eyleme çağırdılar.

25 OCAK: Mısır’a has ulusal bir bayramda halk “Gazap” günü için çağrıda bulundu. Binler başkent Kahire’de yönetimdeki Ulusal Demokrat Parti merkezine, Dışişleri Bakanlığına ve Devlet Televizyonuna yürüdü.

Polis ve göstericiler çatışırken, eylemcilere karşı tazyikli su, cop ve gaz bombaları kullanıldı. “Kahrolsun Mübarek” sloganları ilk defa Tahrir(Özgürlük) meydanını çınlattı. Aynı gün hükümet karşıtı gösterilerde 4 kişi öldürüldü. Rejim olanlardan Müslüman Kardeşliği’ni sorumlu tuttu.

26 OCAK: Kahire merkezindeki gösterilerde bir polis ve bir gösterici hayatını kaybetti. Eylemciler kendilerine gaz bombaları ve coplarla saldıran polise ve karakollara molotof kokteyler ve taşlarla yanıt verdi.

Süveyş’te onlarca gösterici yaralandı. Aynı gün ABD Başkanlığı sözcüsü Robert Gibss Mısır hükümetini göstericilerin taleplerini dinlemeye çağırdı.

27 OCAK: Eski UAEK Başkanı Muhammed El Baraday gösterilere katılmak üzere Mısır’a geldi. Gelişinden sonra da Mısır’da yönetimi devralmaya hazır olduğunu söyledi.

Aynı sürede isyan birçok kentte genişleyerek devam etti. Süveyş’teki bir gösteride 17 yaşındaki bir genç katledildi. İskenderiye, Kahire gibi birçok kentte sert çatışmalar yaşandı.

28 OCAK: İnternet ve Cep telefonu hizmetleri kesildi. AP Kahire’nin stratejik noktalarına özel harekat birliklerinin yerleştirildiğini aktardı. Mısır içişleri bakanlığı “caydırıcı önlemler” alacağı tehdidini savurdu. Müslüman Kardeşler aynı gün 20 üyelerinin gözaltına alındığını bildirdi.

Süveyş’te 11 kişi katledildi, 170 kişi yaralandı. Ülke genelinde binden fazla Mısırlının yaralandığı belirtildi. Mübarek açıklamalarında istifayı reddettiğini belirtirken, bir süre kendisinin nerede olduğu belirsizliğini korudu.

29 OCAK: Mısırlı askerler şehrin turistik yerlerini tutmaya başladı. Tahrir meydanına gelen onbinlerce gösterici meydana kurulmaya başladı. Ordu göstericileri dağıtmak üzere havaya ateş açtıysa da durum değişmedi.

Eylemcileri küçük tavizlerle kandırma arayışına giren Mübarek 30 yıldır yasaları çiğneyerek yapmadığı bir şeyi yaptı: Kendisine bir başkan yardımcısı atadı. Ancak yardımcı olarak atadığı Ömer Süleyman’ın CIA ve İsraille bağlantıları güçlü, işkenceci bir istihbaratçı olması halkın tepkisine neden oldu. Ayrıca hükümet kabinesinden bazı isimler görevden alındı.

Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkeler Mısır’daki durum konusunda “endişelendiklerini” beyan ettiler.

30 OCAK: Binlerce hükümet karşıtı Kahire’deki Özgürlük Meydanına geldi. Türkiye vatandaşlarını almak üzere ülkeye uçaklar gönderdi. ABD vatandaşlarına bir an önce ülkeyi terk etmeleri uyarısı yaptı.

31 OCAK: Mübarek halen istifayı reddediyordu… Kahire’deki Tahrir meydanında, İskenderiye ve Süveyş’te öfke patlaması devam etti. Yeni atanan başkan yardımcısı Süleyman ülkede anayasal reformlar için “dialog” sözü verdi. Halk Kahire’de bir gün sonrası için 1 Milyon kişilik yürüyüşe çağrı yaptı. Aynı gün 250 bin kişi Tahrir meydanını kuşattı.

Daha önce daha sert açıklamalarda bulunan ordu halka saldırmayacağını açıkladı. Mübarek, Başbakan Ahmet Şefik’e göstericilerle görüşmelere başlaması talimatı verdi ve yeni kabinesini devlet televizyonunda ilan etti.

İsrail sonunda Mısır ayaklanmasına “etkin” bir müdahalede bulundu. Dünyanın İsrail dostu Mübarek’i eleştirirken “istikrarı” gözönüne alması gerektiğini savundu. Gerçekten de bu tarihten sonra ABD ve Avrupalı devletlerin eleştirileri daha da yumuşadı.

Mübarek, başbakan Şefik’e hükümetin gıda yardımlarını sürdürmesi ve fiyatları geriye çekmesi talimatını verdi. İsyanı en başından beri en etkili biçimde aktaran EL Cezire yayının kesintiye uğradığını açıkladı.

1 ŞUBAT: Hüsnü Mübarek bir taviz daha verdi: Eylül ayındaki seçimlerde başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Ama istifa henüz gelmedi. Bu açıklamada milyonların öfkesini dindiremedi…

ABD Başkanı Barack Obama,Beyaz Saray’daki konuşmasında Mısır ordusuna övgüler yağdırdı.

İskenderiye kentinde Mübarek yanlıları ve halk arasında ciddi çatışmalar yaşandı. Tahrir meydanındaki eylemcilerin sayısı 1 milyonu buldu.

2 ŞUBAT: İskenderiye’de Mübarek yanlıları ve eylemciler arasındaki çatışmalar sürdü. Diyalog çağrıları yapan başbakan yardımcısı Süleyman, gösterilerin bir an önce durması gerektiğini savundu.

Tahrir Meydanında çok sert çatışmalar yaşandı. Bin 500 kişi yaralandı, en 3 kişi öldü.

Eylemciler ordunun Mübarek yanlılarının saldırılarına müsaade ettiğini ifade ettiler.

3 ŞUBAT: Mübarek yanlıları hükümet karşıtlarına silahlarla saldırdı. 5 kişi öldü onlarca insan yaralandı.

4 ŞUBAT: Yüzbinlerce eylemci Tahrir’de “Ayrılış Günü” için bir araya geldi. 11 gününe giren eylemlere rağmen Mübarek’ten yanıt gelmedi.

5 ŞUBAT: Binler halen Tahrir’deki bekleyişi sürdürüyor. Ancak çoğu insan ordunun alanı boşaltabileceği kaygısını dile getirdi.

Birleşmiş Milletler gösterilerin başından beri 300 kişinin katledildiğini bildirdi. Haber ajansları bu sayının 150 olduğunu savundular.

Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal Mübarek de dahil Mübarek’in partisi Ulusal Demokrat Parti’nin yönetimi istifasını sundu. Ama bu da öfkeyi söndüremedi.

6 ŞUBAT: Müslüman Kardeşlik hükümetin “ciddiyetini görmek” için dialog görüşmelerine katılacağını bildirdi.

Aynı gün EL Cezire temsilcisi Ayman Muhyeldin gözaltına alındı, 7 saat sonra bırakıldı.

Ordu ilk defa Tahrir meydanındaki barikatlara ateş açtı. Sızdırılan ABD Diplomatik belgeleri Başkan Yardımcısı Süleyman’ın Müslüman Kardeşleri ABD yetkililerine yerdiğini ortaya çıkardı.

7 ŞUBAT: Binler halen Tahrir’de, dağılmayı reddediyorlar. Bankalar açılsa da okullar ve depolar kapalı. Kahire’de gösterileri izlediği sırada katledilen gazeteci Ahmet Mahmut için temsili cenaze töreni düzenlendi. Mısır hükümeti maaşlara yüzde 15 zam yapsa da kitleri durdurmaya yetmedi bu hamle…

Eylemleri başlatan isimlerden günler sonra Vael Gonim serbest bırakıldı.

8 ŞUBAT: Tahrir’de eylemler devam ederken, aynı zamanda parlamento önünde de gösteriler vardı. Başkan Yardımcısı Süleyman yeni anayasal reformlar sözü verdi. Ama göstericileri eylemlerini sonlandırmaya çağırdı.

9 ŞUBAT: İşçi Sendikaları gösterilere katıldı. Daha iyi maaş için Mübarek’i istifaya çağırdılar. Ülke genelinde genel grev gerçekleştirildi.

Tutuklanan 34 hükümet karşıtı serbest bırakıldı.

İnsan hakları izleme örgütü eylemlerin başından beri 302 kişinin katledildiğini açıkladı.

Vadi El Cedid bölgesinde çatışmalar yaşandı, 5 kişi öldü, onlarca insan yaralandı.

10 ŞUBAT: Yeni atanan Kültür Bakanı Cebir Asfur istifa etti. Mısır Başbakanlığı gösteriler sırasında yaşanan “birtakım yasadışı devlet uygulamalarını” araştırmak üzere bir komisyon oluşturdu. Mısır mahkemeleri 3 Bakan hakkında ülke dışına çıkış yasağı kararı koydu.

Gün boyunca süren çelişkili haberler sonunda, Mübarek akşam 22.00’de ekranlara çıkarak yetkilerinin çoğunu yardımcısı Süleyman’a devrettiğini ama istifa etmeyeceğini açıkladı. Bu açıklama Tahrir’deki öfkeyi daha da kabarttı.

11 ŞUBAT: Ülke genelinde yüzbinler sokakta… Mübarek’in Kahire’den ayrıldığı haberinden saatler sonra Başkan Yardımcısı Süleyman 18.00 sularında Mübarek’in İSTİFA ETTİĞİNİ duyurdu.
haber10

Hüsnü Mübarek ömür boyu hapis yatacak
2 HAZİRAN 2012

Mısır'da, Arap Baharı olarak adlandırılan ayaklanmalar sonunda geçen yıl koltuğundan uzaklaştırılan eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Kahire'nin dışındaki eski polis akademisi binasında görülen davada, Hüsnü Mübarek, göstericilerin öldürülmesinden sorumlu tutuldu.

Gösteriler sırasında 850 kişi ölmüştü. 84 yaşındaki Mübarek'in yargılanması 10 ay sürdü. Kararın açıklanması sonrasında mahkeme salonunda bağrışmalar oldu ve arbede çıktı. Mahkeme yargıcı salonda çıkan olaylar üzerine oturuma ara verdi.

Mısır'ın eski içişleri bakanı Habib el-Adli de protesto eylemleri sırasında göstericilerin öldürülmesiyle ilişkili olarak ömür boyu hapse mahkum edildi.
Muhabirler bazı kimselerin, Adli'nin üst düzeydeki dört yardımcısının beraat etmesine öfkeli tepki gösterdiklerini aktarıyor.
BBC muhabiri Yolande Knell, Mübarek'in ömür boyu hapse çarptırılmasının, mahkeme binasının dışında, geçen yılki protestolar sırasında öldürülenlerin yakınları tarafından tezahüratla karşılandığını, havai fişekleri atıldığını bildiriyor.
Mahkeme dışındaki sevinçli tepki, eski içişleri bakanının yardımcılarının beraat ettiğinin öğrenilmesi üzerine öfkeye dönüştü. Karar Süveyş'te de protestolara yol açtı.

'30 yıllık karanlık'

Mısır'ı 30 yıl boyunca yöneten Mübarek, Arap Baharı'nın sonucunda yargı önüne çıkarılan ilk devlet başkanı oldu.
Mübarek'in 850 dolayında protestocunun öldürülmesi dolayısıyla, idam cezasına da çarptırılması da söz konusuydu. Davayı takip edenler arasında soruşturmanın, iddianamenin ve duruşmaların hatalarla dolu olduğunu düşünenler bulunuyor.
Görgü tanıkları, polise canlı mermi kullanması talimatı verildiği yolundaki ifadelerini geri çekmişti.
Yargıç Ahmet Refat, davanın adil bir şekilde yürütüldüğünü; "Mısır halkının Mübarek liderliğinde 30 yıl boyunca karanlıkta yaşadığını" söyledi ve "ülke evlatlarının özgürlük ve adalet için, barışçı bir şekilde ayağa kalktığını" söyledi.
Yargıç Refat, Mübarek ve Adli'nin, güvenlik güçlerinin silahsız göstericilere karşı ölümcül bir kuvvet kullanmasını engelleyemediklerini kaydetti.
Mısır devlet televizyonu Mübarek'in Kahire yakınlarındaki Tora hapishanesinin hastanesine sevkedileceğini bildirdi.
Eski cumhurbaşkanı Mübarek ve oğulları Cemal ile Ala, ayrıca görülen yolsuzluk suçlamasından beraat ettiler.
Cemal ve Ala Mübarek kardeşler, beraat kararına rağmen gözaltına tutulmaya devam edecekler.
BBCT

Mısır'da Ordu meclisi kuşattı
15 HAZİRAN 2012



BBCT'nin haber:

Mısır: Ordu meclisi kuşattı

Anayasa Mahkemesi'nin Müslüman Kardeşler ile El Nur Partisi'nin birinci ve ikinci sırada tamamladığı seçimin yasalara aykırı olduğuna karar vermesinin ardından ordu birlikleri meclis binasını kuşattı.

Kahire'deki BBC muhabiri, meclisin gelecek hafta toplanacağını, askerlerin vekillerin girişini mi yoksa çıkışını mı engellemeye çalıştığının netlik kazanmadığını söyledi.

Muhabirimiz, eli kulağında bir darbe olduğunu ancak her şeyin ordunun denetimindeki Yüksek Askeri Konsey'in kararıyla kesinleşeceğini belirtiyor.
Anayasa Mahkemesi dünkü kararında ayrıca eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek'in kadrosundan olan eski başbakan Ahmet Şefik'in de devlet başkanlığı seçimlerine katılmasının önünü açmıştı.

Mübarek döneminin hakimleri

Mısır'da Anayasa Mahkemesi'nin üyeleri Mübarek döneminde atanmış isimlerden oluşuyor.

Dün akşamki karar sonrasında çok sayıda kişi Tahrir Meydanı'nda toplandı.
Mahkeme, seçim yasasının, partilerin bağımsız adaylar için ayrılan koltuklar için de yarışabileceğine hükmettiğini belirtti.

Müslüman Kardeşlerin cumhurbaşkanı adayı Muhammed Mursi, bu zhafta sonu yapılacak seçimlerde rakibi eski Başbakan Ahmed Şefik'le yarışacak.
Mahkemenin kararı, yasama yetkisini eski Cumhrubaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından geçiş süresince yönetimi devralan Yüksek Askeri Konsey Birlikleri'ne veriyor.

Müslüman Kardeşler:

"MIsır, Mübarek döneminden daha tehlikeli olabilecek çok zor günlere sürüklenebilir"

Yüksek Askeri Konsey'in gücünü arttırmaya çalıştığı endişesi taşıyan kesimler, mahkemenin dün aldığı kararı, devrime karşı yapılmış "darbe" olarak değerlendirdi.

Geçen yıl yapılan genel seçimlerde parlamentonun yüzde 46'sını oluşturan Müslüman Kardeşler yazılı açıklamasında, mahkeme kararının Mısır'ı "Mübarek döneminden daha tehlikeli olabilecek çok zor günlere sürükleyebileceğini" söyledi.

Açıklamada, "İktidarın bir önceki dönemin sembollerinden birine verilmesiyle devrimin getirdiği tüm demokratik kazanımlar silinebilir" dendi.

Tahrir Meydanı'nda protesto

Parlamento'da Müslüman Kardeşler'den sonra en çok koltuğa sahip olan Selefi El Nur Partisi, hüküm konusunda "seçmenlerin özgür iradesinin tamamen göz ardı edildiği" yorumunu yaptı.

Reuters haber ajansına konuşan Mısır Anayasa Mahkemesi Başkanı Faruk Sultan, "Seçimler anayasaya aykırı yapıldığı için mahkeme parlamentonun feshedilmesine karar verdi" dedi.

Mısır'da Çatışmalar Yeniden Alevlendi
16 Aralık 2011
Yüksek Askeri Konsey'in Başkanı Hüseyin Tantavi'nin istifasını isteyen göstericiler güvenlik güçleriyle çatışıyor.

Meclis binası ve başbakanlık önünde büyük olayların çıktığı, çok sayıda yaralı olduğu bildiriliyor.
Yanyana bulunan 2 bina önünde toplanan göstericiler kendilerini engellemek isteyen güvenlik güçlerine taşla saldırıyor, polis ise tazyikli suyla karşılık veriyor.
Göstericilerin başbakanlık binasına molotof kokteylleri attığı da kaydediliyor.

Olaylarda 1 kişinin öldüğü, göstericilerden ve güvenlik güçlerinden çok sayıda yaralının olduğu gelen bilgiler arasında.
Yaralılar, olayların yaşandığı bölgenin yakınındaki sahra hastanesinde tedavi ediliyor.
Yüksek Askeri Konsey Başkanı Tantavi'nin istifasını isteyen protestocular, askerleri üzerlerine göndermekle suçladıkları Başbakan Kemal Ganzuri'yi de tanımadıklarını belirtiyorlar.
TRT

Mısır'da 2. tur seçimler 'İslamcıları güçlendirecek'
5 ARALIK 2011
Mısırlı İslamcı partiler, parlamento seçiminin ilk ayağında yeterli oyu alamayan adaylar için kullanılan oylarla kazanımlarını artırmayı hedefliyor.

Toplamda 52 adayı meclise gönderecek olan dokuz vilayetteki balotaj oylamasına katılımın az olduğu bildiriliyor.

Müslüman Kardeşler'in Özgürlük ve Adalet Partisi geçen hafta yapılan seçimde oyların yüzde 36,6’sını almıştı.

Oyların yüzde 24,4'ünü ise daha katı İslami anlayışa sahip Selefi en-Nur Partisi aldı.

Karmaşık seçim sistemi

Mısır'ın karmaşık seçim sistemi, meclisin alt kanadını oluşturan Halk Meclisi'ne seçilecek 498 milletvekilinin nispi temsil esasına göre seçilmesini öngörüyor.

Geri kalan koltukların hangi partilere gideceği ise seçim bölgesinde en fazla oyu alan adayların seçilmesiyle belirleniyor.

Bu adayların balotaja gitmemek için bir seçim bölgesinde oyların yüzde ellisinden fazlasını alması gerekiyor.

Seçimin ilk aşamasında ancak dört aday oyların yüzde ellisinden fazlasını alarak milletvekili seçildi.

52 sandalye ise bugün ve yarın yapılacak seçimlerle belirlenecek.

Bu milletvekillerinden 24'ü Özgürlük ve Adalet Partisi ile en-Nur partisinin rekabeti ile belirlenecek.

Mısır'da 30 yıl iktidarda kalan Hüsnü Mübarek'in devrilmesinin ardından yapılan ilk seçimlerden İslamcı partiler zaferle çıkarken, laik liberaller ise yüzde 13,4 oy alabildi.

Mısır'daki tarihi seçimlerin ilk aşaması gelecek ay sona erecek. Mart ayına kadar sürecek seçim sürecinde meclisin iki kanadı ayrı seçimlerle oluşturulacak.
Nüfusu 85 milyonu geçen Mısır'da 50 milyon dolayında seçmen var ve kayıtlı 50 siyasi parti arasından tercihlerini belirliyorlar.
BBC

Devrim Sürüyor: Mısır, İsrail’in can damarını kesti
23/04/2012

Yeni Çağ'ın haberi:

Mısır, İsrail’in can damarını kesti

Mısır Doğalgaz Holding Şirketi’nin başkanı Muhammed Şuayib, Mısır ile İsrail arasındaki doğal gaz anlaşmasının, kontrat yükümlülüklerinin ihlal edilmesi nedeniyle feshedildiğini açıkladı. Mısır, İsrail ile arasında 2005’ten beri yürürlükte olan doğal gaz sevki anlaşmasını feshetti. Mısır Doğalgaz Holding Şirketi Başkanı Şuayib, bunun siyasi bir karar olmadığını belirtirken, İsrail’in sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, anlaşmanın bu sebeple feshedildiğini söyledi. “Bu kararın ticari alışveriş dışında başka hiçbir şeyle ilgisi yok” diyen Şuayib, İsrail’in aldığı gazın parasını dört aydır ödemediğini öne sürdü. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor ise bu iddiayı yalanladı.

İsrail, Mısır’ın aldığı kararın iki ülke arasında 1979’da imzalanan barış anlaşmasını gölgelediğini iddia etti. Mısır’ın kararını “kanun dışı ve kötü niyetli” olarak nitelendiren İsrail tarafı, Mısır’ı borcu olan doğal gazı İsrail’e vermemekle suçladı. İsrail Maliye Bakanı Yuval Steinitz, Mısır’ın tek taraflı olarak aldığı kararın siyasi ve ekonomik açıdan kaygı yarattığını söyledi. Steinitz, “Bu, barış anlaşmalarına ve İsrail ile Mısır arasındaki barışçı atmosfere gölge düşüren tehlikeli bir örnek” ifadesini kullandı.

Enerji ihtiyacının yüzde 40’ını Mısır’dan aldığı gazla karşılayan İsrail’in, Mısır’ın anlaşmayı bozma kararını uluslararası tahkime götürdüğü bildirildi. Mısırlı militanlar, ülkedeki ayaklanmanın başlangıcından bu yana, İsrail’e giden boru hattını 14 kez havaya uçurdu.

Mısır hükümetinde değişim başlıyor
17 TEMMUZ 2011
[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2011/07/17/110717112642_egypt_304x171_ap_nocredit.jpg [/img]
Mısır'da siyasi reformun yavaş ilerlemesini protesto gösterileri sürerken, Başbakan Essam Şerif hükümette değişiklik vaadini hayata geçirmeye başladı.
Başbakanın yarın yeni hükümeti sunması beklenirken,
Mısır medyası, Başbakan'ın Dışişleri Bakanı El Urabi'nin istifasını kabul ettiğini yazdı.

Bu arada iki yeni başbakan yardımcısı atandı.

Protestocular devrik devlet başkanı Hüsnğ Mübarek'in yönetiminde yer alan ve adı yolsuzluğa karışmış yetkililerin yargılanmasını istiyor.
Göstericiler, askeri yönetimden Cumhurbaşkanı Mübarek'in iktidarı terk etmesinin ardından reformların hızlandırılmasını da talep ediyor.
Mübarek'in devrildiği devrimin kalbi olan Tahrir Meydanı'na giden bir general, reformların hızlanmasını talep eden göstericiler tarafından, yuhalandı.

Protestocuların talepleri arasında, siyasi partilerin hazırlanacak daha çok zamanı olması için, ülkedeki parlamento seçimlerinin ertelenmesi de yer alıyor
Hükümete Mart ayında katılması, muhalifler tarafından memnuniyetle karşılanan Essam Şerif, son dönemde artan hoşnutsuzluk dalgasıyla karşı karşıya.
Yeni protesto dalgasının baskısıyla Şerif hükümette kapsamlı değişime gidiyor.
Resmi medya en az 15 bakanın değiştirileceğini bildiriyor.
Bu süreç Şubat ayında devrilen Mübarek'e yakın isimlerin hükümetten temizlenmesi olarak değerlendiriliyor.
BBC

Mısır'da askerlerle göstericiler çatıştı
23 Temmuz 2011
Mısır'da ordunun son günlerde göstericilere karşı sert tutumunu protesto etmek isteyen göstericiler ile askeri birlikler arasında çatışma çıktı.

Tahrir Meydanı'ndan Köprü El Kobba'daki Kahire Merkez Komutanlığı'na yürümek isteyen 10 bin kadar gösterici Abbasiye bölgesinde bulunan Nur Cami önünde askerler tarafından engellendi.

'Baltacı' tabir edilen suç grupları ile askerlerin birlikte protestocuların etrafını çevirmeleri üzerine çatışma çıktı.

Olaylar esnasında askerler havaya ateş acarken 'Baltacı' adlı gruplar da göstericilere taş ve sopalarla saldırdı.

Çıkan olaylarda 12 kişinin yaralandığı öğrenilirken, Abbasiye bölgesindeki gösterilere destek vermek isteyen muhaliflere çeşitli grupların molotofkokteyli ile saldırdıkları ileri sürüldü.

Bölgede çatışmalar devam ederken bazı muhaliflerin Köprü El Kobba bölgesindeki asker barikatını yararak Kahire Merkez Komutanlığı'na ulaşmaya çalıştığı bildirildi. haber10

Yüz binler yeniden Tahrir Meydanı'nda
8 TEMMUZ 2011
Tahrir Meydanı'nı ele geçiren yüz binlerce protestocu Mısır hükümetinin reformlarını hızlandırmasını istiyor.

Mısırlılar, devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve iktidarında görev yapmış diğer yetkililerin derhal yargılanmasını talep ediyor ve tepkilerini sokaklara çıkarak duyuruyor.

Halk gece boyunca Tahrir Meydanı'nda toplanmaya devam etti. Muhalefet liderleri "Hesap Günü" ilan ettikleri bugün, bir milyon insanın Tahrir Meydanı'nda toplanmasını istemişlerdi.

Polis ve diğer güvenlik birimlerinin, protestocularla bir sürtüşme yaşamaktan kaçınarak kenarda kaldığı gözleniyor.

Bugün meydanın ortasına şiddetli güneşten korunmak amacıyla dev bir tente gerildi.

Protestocular, askeri yönetimi, Ocak-Şubat aylarındaki gösterilere katılan kişilerin öldürülmesi ya da yaralanmasında rol oynadığı söylenenleri gereltiği gibi yargıya sevketmemekle suçluyorlar. Sivil protestocuların askeri mahkemelerde yargılanmasına da son verilmesi isteniyor.

Muhalefet liderlerinden Tarık el-Holi, devlet televizyonunda yaptığı konuşmada, "Üniversiteler ve yargı da dahil, tüm devlet kurumlarının eski iktidara bağlı kişilerden arındırılmasını istiyoruz. İçişleri Bakanlığında reform yapılmasını istiyoruz. Mübarek'in iktidardan uzaklaştırılması üzerinden beş ay geçti; hedeflerimize henüz ulaşamadık." dedi.

3 bakan aklandı

Mısır'da yolsuzluk ve kamu kaynaklarını israf etmek suçlamalarıyla yargılanan Mübarek döneminde görev almış 3 bakan hafta başında suçsuz bulunmuştu.
Maliye bakanı Yusuf Butros Gali'nin de aralarında yer aldığı bakanlar, Mübarek rejiminin devrildiği şubat ayından bu yana yargılanan, ve mahkeme tarafından aklanan ilk devlet görevlileri olmaları sebebiyle önem taşıyorlar.
Maliye bakanı Gali, rejimin devrilmesinden sonra Mısır'dan kaçmış, gıyabında yapılan yargılamalar diğer sonucunda hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mübarek rejimini deviren halk ayaklanmasını doğuran sebeplerin başında yolsuzluk iddiaları ve kamu kaynaklarının yöneticiler tarafından israf edilmesi vardı.
Bu sebeple Mübarek döneminde görev almış kişilerin yargı süreci, Mısır'da yönetimi devralmış olan askeri idarenin Mübarek rejimine dair tavrının izlenebileceği önemli göstergeler olarak değerlendirilmişti.
Haber1001

Mısır'da kapsamlı 'temizlik harekâtı'
13 TEMMUZ 2011n

Mısır'da bu yılın başlarındaki devrim sırasında protestocuları öldürdükleri gerekçesiyle 700'e yakın üst düzeyde güvenlik yetkilisi görevden uzaklaştırıldı. Tahrir Meydanı'ndaki protestolar altıncı gününe girerken, güvenlik güçlerinin kontrolünü elinde tutan İçişleri Bakanlığı, "Mısır'daki emniyet örgütünün tarihindeki en büyük temizlik harekatına girişildiğini" duyurdu.

Görevlerinden uzaklaştırılan güvenlik yetkilileri arasında, İçişleri Bakanının en üst düzey yardımcılarından olan 10 tümgeneral de dahil, 505 general, 82 albay, 82 tuğgeneral bulunuyor.
Mısır televizyonu görevden alınan 37 subayın, protestocuları öldürmekle suçlandığını duyurdu.
18 Gün süren ve 11 Şubat'ta Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in iktidardan uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan ayaklanma sırasında 800'den fazla protestocu can vermişti.
Başkent Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda yapılan gösterilerde polisin ve Mübarek yönetimi sırasında yolsuzluklara karışmış yetkililerin hızla yargılanması çağrıları dile getirilmekteydi.
Mısırlı protestocular ülkenin askeri yöneticileri üzerindeki baskılarını sürdüreceklerini söylüyor ve yeni bir hükümet kurulmasını, askeri konseyin yetkilerinin sınırlandırılmasını, askeri mahkemelerde yargılanan sivillerin serbest bırakılmasını ve eski yönetimde görev yapmış yetkililerin hızla ve kamuya açık şekilde yargılanmasını istiyorlar.
Seçimler erteleniyor
Mısır askeri yetkilileri, Eylül ayı için öngörülen seçimlerin de gecikeceğini doğruladı.
Ülke yönetimini devralan askeri konseyden bir yetkili, Mısır resmi haber ajansı Mena'ya yaptığı açıklamada, genel seçimlerin Ekim ya da Kasım aylarında yapılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
Mısır'ın yeni siyasi partilerinin birçoğu, Müslüman Kardeşleri gibi daha örgütlü ve güçlü muhalefet gruplarıyla rekabet edebilmek için seçimin ertelenmesini istemişlerdi. BBC


Mısır'da 2. devrim bakanları yerinden etti
19 Temmuz 2011
Mısır'da 2. devrim için sokağa çıkan muhalifler, ülke yönetimini adım atmaya zorluyor. Eylemlerin ardından kabinde değişiklik yapıldı.

Mısır'da 2. devrim için sokağa çıkan muhalifler ülke yönetimine yeni adımlar attırıyor. Dışişleri Bakanı'nın istifa etmesinin ardından kabinenin büyük kısmında değişiklik yapıldı.

Başbakan Essam Şerif, isyan dalgasının ardından kabinede 12 ismi değiştirdi. Yeni bakanların isimlerini açıklayan Şerif, yeni kabinenin eylemcilerin taleplerini karşılayacağını iddia etti.

BM'nin Batı Asya için Ekonomik ve Sosyal Komisyonu Müsteşarı olan Hizam El Biblavi, yeni maliye bakanı olarak atandı. Ali El Silmi'mim yanı sıra Biblavi de, Şerif'in yardımcısı olarak atandı.

Muhammed Kemal Emir'i, istifa eden Muhammed El Urabi yerine yeni Dışişleri Bakanı olarak atayan Şerif, ulaştırma, askeri üretim, yüksek öğretim, iletişim, tarım ve sağlık bakanlarını da atadı.

Bir ay bakanlık yaptıktan sonra istifa etmek zorunda kalan Muhammed El Urabi, devrik diktatör Mübarek'e yakınlığıyla tanınan bir isim. Bir dönem Suudi Arabistan büyükelçiliği de yapan Emir, bu görevinden sonra Dünya Bankası'nda çalışmıştı.

Başbakan Şerif'in yeni kabineyi, Silahlı Kuvvetler Yüksek Şurası'na (SCAF) sunduğu belirtildi. haber10

Mısır'da İslamcıların 'gövde gösterisi'
29 TEMMUZ 2011

Mısır'da İslamcı liderlerin cuma namazından sonra başlayacağını ilan ettiği büyük gösteri için Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda sabahtan itibaren kalabalıklar toplanmaya başladı.

Tahrir Meydanı'nda, yüzbinlerce kişi reform çağrısında bulunan bir gösteri yaptı. Askeri yönetimden sivil yönetime geçiş göstericilerin öncelikli talebi oldu.

"Halkın İradesi Cuma" adı altında toplanan kalabalık içinde Müslüman Kardeşlerin yanısıra sivil toplum kuruluşlarının üyeleri de yer aldı.

Sıcak havaya rağmen meydanın dolup taştığı , Mısır'ın değişik kentlerinden otobüslerle çok sayıda kişinin Tahrir'e akın ettiği gözlendi.

Yüzbinlerce kişi, reform ve halk ayaklanması sırasında sivillerin ölümünden sorumlu olanların derhal yargılanması çağrısı yaptı.

Ayrıca devrik lider Hüsnü Mübarek ile halk ayaklanması sırasında sivillerin ölümünden sorumlu olanların derhal yargılanması talepleri dile getirildi

BBC'nin Kahire'deki muhabiri Jon Leyne, Mısırlı İslamcıların ve özellikle de Müslüman Kardeşlerin bugünü bir gövde gösterisi için seçtiklerini bildiriyor.

Müslüman Kardeşler şubat ayında Hüsnü Mübarek'i görevden indiren devrim esnasında ön planda yer almamıştı, fakat Mısır'da halen en örgütlü siyasi gücün Müslüman Kardeşler olduğu düşünülüyor.

Geçici yönetim, devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in önümüzdeki çarşamba günü Kahire'de mahkemeye çıkarılacağını açıkladı.

Geçtiğimiz günlerde Mısır'da düzenlenen protestolarda geçici yönetimin siyasi reformlar ve Mübarek'in yargılanması konularında çok yavaş davrandığı eleştirileri dile getiriliyordu.

Devrimden sonra kaldırıldığı hastanede gözaltında tutulan Hüsnü Mübarek'in sağlığının zayıf olduğu ve katı gıda almayı reddettiği bildirilmişti.

Ancak dün Sağlık Bakanı bir açıklama yaparak polis nezaretinde Şarm-el Şeyh'te bir hastanede tutulan Mübarek'in sağlık durumunun, başkente götürülmesine yetecek kadar iyi olduğunu söyledi.

Mısır'da sonbaharda planlanan genel seçimlerin ardından yeni bir anayasa yazılacak. Bunu daha sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri izleyecek. haber1001

Mısır diktatörü yarın hakim karşısına çıkacak
2 Ağustos 2011
Mısır'ın devrik lideri Hüsnü Mübarek, yarın hakim karşısına çıkacak. Ülkedeki isyan sırasında halka ateş açma emri verdiği gerekçesiyle yargılanan Mübarek'in, duruşmaya getirileceği belirtildi.

Mısır İçişleri Bakanı Mansur İsavi, devrik diktatör Hüsnü Mübarek'in hastaneden alınarak adam öldürme davası için başkent Kahire'ye getirileceğini belirtti. Bakan, Mübarek'in mahkemeye getirilmesinin, halkın öfkesini yatıştıracağını ifade etti.

El Masri El Yom gazetesine demeç veren İçişleri Bakanı İsavi, "Mübarek'i mahkemeye askeri uçakla transfer edeceğiz. Sokaklarda Mübarek'in getirilmemesinden kaynaklanacak bir gerginlik görmek istemiyoruz" dedi.

Cumhuriyet başsavcısı, Şubat ayında halk ayaklanmasıyla devrilen Hüsnü Mübarek'in duruşmaya getirilmesi talebini İçişleri Bakanlığı'na iletmişti.

İsyan sırasında halka ateş açma emri verdiği gerekçesiyle yarın davası başlayacak olan Mübarek, hala tatil kasabası olan Şarm El Şeyh'teki hastanede gözaltında tutuluyor. haber10

Mısır'dan IMF ve Dünya Bankası'na hayır
25 HAZİRAN 2011



Mısır Maliye Bakanı Samir Rıdvan IMF ve Dünya Bankası'ndan borç isteme planından vazgeçtiklerini açıkladı.

Rıdvan Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, bu kararı, 2011-12 bütçesinde açık tahmininin GSMH'nın yüzde 11'inden yüzde 8,6'sına çekilmesi ardından aldıklarını bildirdi.

AFP haber ajansı ise bir danışmanın, kararın kısmen 'halk baskısı nedeniyle' alındığını söylediğini aktarıyor.

Mısır'daki ayaklanmaya katılanların bir çoğu Uluslararsı Para Fonu IMF'yi sert dille eleştiriyor.

BBC Arap politikası uzmanı Sebastian Usher, kurumun devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ve yönetimiyle işbirliği içinde görüldüğünü belirtiyor.

Bir çok Mısırlı IMF'yi, fakirlerden çok zenginlere yarayan ağır ekonomik kararların uygulatıcısı olarak görüyor.

Maliye Bakanı Rıdvan geçtiğimiz Mayıs ayında, durumun çok kötü olduğunu söyleyerek, devrimi gerçekleştiren kesimlerin taleplerine karşılık verebilmek için mali kaynağa ihtiyaç duyulduğunu açıklamıştı.

Yönetim IMF'yi bu paranın olası kaynaklarından biri olarak görüyordu.

Mısır'da islamcılık kaygısı
Guardian gazetesinde Kahire'den Jack Shenker'in gönderdiği habere göre Mısır'daki liberaller, Hüsnü Mübarek sonrası geçiş süreci önerilerinin Müslüman Kardeşler'den yana olduğunu savunurken, dini gruplar "önce anayasa hazırlansın" çağrılarına karşı çıkıyor.
Dünkü habere göre Mısırlı eylemciler, Kahire sokaklarındaki demokrasi yanlısı gösterileri yeniden başlatma tehdidinde bulundu.

Buna göre generaller mevcut olan demokrasi için yol haritasından vazgeçmezlerse bir milyon kişinin 8 Temmuz'da Tahrir sokaklarına inmesi planlanıyor.
Mısır'da 40 farklı liberal ve sol hareket, Eylül ayında seçimlerin düzenlenmesine yönelik planlardan vazgeçilmesi çağrısıyla güçlerini birleştirmiş görünüyor.
Yazar, ülkede İslamcı ve seküler siyasi güçler arasındaki fikir çatışmasına dikkat çekiyor:
"Mübarek sonrası geçiş programı, Eylül ayındaki seçimlerin Mısır'ın mevcut anayasadaki değişikliklere göre düzenlenmesini öngörüyor, parlamento üyeleri bunun ardından yeni bir anayasa yazacak.
Yazara göre liberal ve sol hareketin savunucuları, bunun, iktidarı tümden Müslüman Kardeşler'e ve diğer dini gruplara devredebileceği endişesi içinde. Zira seçimlere bu grupların ağırlığını koyması bekleniyor.
"İslamcılar ise önce yeni anayasa yazılması yolundaki kampanyaya öfkeyle tepki gösterirken, bunun Mart ayında yapılan ulusal referandumun sonuçlarıyla çeliştiğini savunuyor.
"Referandum sonucunda halkın yüzde 77'si, anayasal değişiklikleri kabul ederken yeni bir anayasadan önce parlamento seçimleri yapılması önerisine destek vermişti."
BBC

Tahrir Meydanı'nda "Mübarek" Savaşı
03.07.2011
Mısır'da Hüsnü Mübarek'in yargılanması için Tahrir Meydanı'nda kamp kuranlara ile Mübarek yanlıları arasında çatışma çıktı.



Mısır’ın başkenti Kahire’de eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in yargı önüne çıkarılması için kamp kuran gençler ile Mübarek yanlıları arasında çatışma çıktı. Çatışmada, çok sayıda kişi yaralandı.
Mısırlı gençler, gösterilerin merkezi konumundaki Tahrir Meydanı’nda eski devlet başkanı Mübarek’in yargılanması için bir süredir kamp kurarak eylem gerçekleştiriyordu.

Mübarek yanlıları Tahrir’i basarak bu gençler ile çatışmaya başladı. Çatışma sonucu çok sayıda kişinin yaralandığı belirtiliyor.

Tahrir Meydanı’nda kurulan bir çok çadırın söküldüğü de haber veriliyor.
TRT

Selefilerden İhvan’a bölücülük suçlaması
04-01-2013



YDH- Mısır’daki Selefi Nur Partisi, Müslüman Kardeşler
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Mar 11, 2013 8:04 pm    Mesaj konusu: Mısır'da sokaklar dolu, gerginlik yüksek Alıntıyla Cevap Gönder

Mısır'da sokaklar dolu, gerginlik yüksek
2 TEMMUZ 2013



Mısır'da meydanları dolduran muhalefet hareketinin Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye görevi bırakması için tanıdığı süre doldu. Muhalifler ve Mursi'nin üyesi olduğu Müslüman Kardeşler taraftarları başkent sokaklarını mesken tutmayı sürdürüyor.

Muhalif 'Temerrüd' hareketi, Mursi'ye Türkiye saatiyle 18.00'e kadar süre tanımış, aksi takdirde sivil itaatsizlik kampanyası başlatacaklarını duyurmuştu.

Ordunun siyasilere krize çözüm bulmaları için verdiği 48 saatlik ültimatomun süresi ise Çarşamba günü öğleden sonra dolacak.

Cumhurbaşkanı, Salı günü Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı General Abdülfettah el Sisi ile krizin başgösterdiği hafta sonundan beri ikinci görüşmesini yaptı. Görüşmeye Başbakan Hişam Kandil de katıldı.

Kabinede istifalar

Cumhurbaşkanı Mursi üzerindeki baskı, kabinesinden 6 bakanın istifasıyla daha da arttı. İstifasını sunanlar arasında Dışişleri Bakanı Kâmil Amr da var.

Cumhurbaşkanlığı ve hükümet sözcülerinin de istifalarını sundukları belirtiliyor.

Bu arada, Mısır'ın en üst düzey temyiz mahkemesi, Mursi tarafından atanan başsavcının görevden alınmasını onayladı.

'Temerrüd' hareketinin verdiği ültimatom süresi yaklaşırken, binlerce muhalif yine başkent Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda toplandı.

"Halk rejimi yıktı" sloganları atan kalabalık, meydanın üzerinden askeri helikopterlerin uçuşunu sevinçle karşıladı.

İtihhadiye ve Kuba bölgelerindeki cumhurbaşkanlığı saraylarının önünde de muhalif eylemcilerin toplandığı belirtiliyor.

'Cesedimizi çiğnemeniz gerek'
Jeremy Bowen- BBC Orta Doğu Editörü, Kahire

Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı General El Sisi'nin açıklamasında ifadeler dikkatle seçilmişti.

'Cumhurbaşkanı görevi bırakmalı' denmedi. Kahire'deki stratejik noktalara asker konuşlandıran ordu, hükümet ve muhalefetin atılacak adımlar konusunda uzlaşmak için 48 saate sahip olduğunu, aksi takdirde kendi planını uygulayacağını söyledi.

Mısır Ordusu, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in iki yıl önce devrilmesinde hem kahraman, hem de kötü adam olarak görülmüştü.

Mübarek rejiminin fedaileriyle halkın arasına girdiklerinde kahraman olmuşlardı. Ama daha sonra iktidarda uzun süre kaldıkları için yoğun eleştiriler almışlardı.

Gerçek şu ki, aslında ordu perde arkasında oynadığı kritik rolden hiç vazgeçmedi. Bu role, ellerinde tuttukları dev ekonomik güç de dahil.

Mısır hangi yöne giderse gitsin, ki ülkenin önünde çok zorlu günler olabilir, ordu hiçbir zaman gücünün azaltılmasını istemeyecektir.

Müslüman Kardeşler hareketinin kurduğu Hürriyet ve Adalet Partisi ve müttefiği durumundaki bazı İslamcı grupların taraftarları ise Nasır semtindeki bir cami önünde toplandı.
Partiden yapılan açıklamada Mısırlılara, "demokrasiyi ve hürriyeti koruma" çağrısı yapıldı.

Partinin üst düzey isimlerinden Muhammed el Biltaci de Facebook'ta, "darbeyi önlemenin şehit olmayı gerektirebileceğini" yazdı.

Son gösteriler sırasında en az 7 kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Önceki gün ülke çapında milyonlarca kişi, Mursi'nin istifası talebiyle eylem yapmış ve dün de başkent Kahire'de iktidardaki Müslüman Kardeşler hareketinin genel merkezi saldırıya uğramıştı.

Ordunun mesajları

Muhalifler, Mursi'nin ekonomik istikrarı ve güvenliği sağlayamadığını belirten 22 milyon vatandaştan imza topladıklarını iddia ediyor. Ordunun, 48 saat içinde çözüm bulunamazsa kendi "yol haritasını" uygulayacağını açıklaması da muhalefeti memnun etmiş görünüyor.

'Temerrüd' sözcüsü Muhammet Bedr, ordunun "halkın yanında" yer almasının, erken Cumhurbaşkanlığı seçimini getireceğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa, generallerin yaptığı açıklamadaki bazı "çağrışımların" kafa karışıklığına yol açabileceği belirtilerek, "amaç ne olursa olsun sosyal barışın bozulabileceği" uyarısı yapıldı.

General Abdülfettah el Sisi, Mısır televizyonundan yayımlanan açıklamasında, protestoların halk iradesinin "görülmemiş" bir ifadesi olduğunu söylemişti.

El Sisi, halkın talepleri karşılanmadığı takdirde, ordunun sorumluluk alacağını belirmişti. Ordu daha sonra Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, "ülkeyi yönetme ve yasaların öngördüğü rolün dışına çıkma niyetleri olmadığını" ilan etti.

Obama: Kaygılız

Afrika gezisini sürdüren ABD Başkanı Barack Obama da Mursi'ye protestocuların kaygılarına kayıtsız kalmaması çağrısında bulundu.

Obama "Mısır'da olanlardan hepimiz kaygılıyız. Herkesin sesinin duyulduğunu hissettiği, hükümetin gerçekten taleplere karşılık verdiği koşulların yaratılması için yapılması gereken işler var" dedi.

BBCT

İran lideri Hamenei'nin temsilcisi Ayetullah Hatemi Mısır konusunda açıklama yaptı
05.07.2013

- Mısır'da İslami uyanışın dışına çıkanlar öyle yanlış işler yaptılar ki maalesef yeniden darbe oldu.

- İslam dünyasını vahdete çağıracakları yerde insan katleden tekfircileri desteklediler.

- Siyasi alanda, siyonist rejimle önceki sloganlarıyla taban tabana zıt bir tutum içine girdiler.

- Camp David anlaşmasını kabul ettiler, İranfobi ve Şiafobiye yol verdiler. Bütün bunlar milyonlarca insanı sokağa döktü.

- İslami uyanışa gönül vermiş Mısır halkından beklentimiz Mısır'ın siyonist rejimin halvetine dönüşmesine izin vermemesidir.

- Mısırlı âlim Şeyh Şehhate'yi şehit edenler vahhabiliğie meyyaldir ve vahhabilik İngiliz imalatıdır.

- İngiliz imalatı vahhabilik, tarihte Kerbela'ya 12 bin askerle saldırıp bir günde 3 bin masumu katletti.

- Vahhabilik, Suriye'de bir genç kızı koltuğa oturtup gözü önünde annesini ve babasını diri diri kestiler.

- Ehl-i Sünnet vahhabiliğe karşı 30'dan fazla kitap yayınladı, Şia 17 kitap yayınladı. Ehl-i Sünnetin duyarlılığı yüksektir.

Kaynak: Kenan Çamurcu

Gazze'ye gönderilen yardımlar yine firavun Mursi engeline takıldı
04-01-2013



YDH'nin haberi

Gazze'ye gönderilen yardımlar Mısır engeline takıldı

YDH- İsrail'in Gazze'ye düzenlediği 8 günlük saldırı sonrasında varılan ateşkesle sona ermesi beklenen ambargo, yine Mısır engeline takıldı.

Kahire'de yayımlanan el-Mısrıyun gazetesinin haberine göre Malezya ve Katar'ın Gazze'nin yeniden imarı için gönderdiği inşaat malzemeleri bir kez daha Mısır yönetiminin engeline takıldı. Mısır, Gazze'ye girmek için sınır kapısında bekleyen 15 kamyonun girişini, gümrük vergisinin ödenmemesinden ötürü perşembe günü durdurdu.

Filistin el-Yovm televizyonuna konuşan Rafah sınır kapısındaki Mısırlı yetkili, Rafah sınır kapısını kullanan her kamyondan gümrük vergisi alındığını, Katar'ın vergiyi ödememesinden ötürü geçişlerin durdurulduğunu söyledi.

Mısır, 30 Aralık Pazar günü, Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirdiği 2007 yılından sonra ilk defa Gazze'ye inşaat malzemelerinin girmesine izin vermişti. Bu kapsamda 20 civarında kamyon Gazze'ye giriş yapmıştı.

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırıların akabinde varılan ateşkes uyarınca, Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması ve Rafah sınır kapısının olağan bir şekilde açılması gerekiyor.
haber1001


Selefilerden İhvan’a bölücülük suçlaması
04-01-2013



YDH- Mısır’daki Selefi Nur Partisi, Müslüman Kardeşler Cemaati'ni partideki bölünmenin arkasında olmakla suçladı.

Mısır'da yayımlanan el-Mısrıyun gazetesi, el-Nur Partisi'nin, Parti Genel Başkanı olan Imad Andulgafur ve partinin önde gelen liderlerinden Şeyh Hazim Ebu Salah'ın yanı sıra çok sayıda parti mensubunun istifasından Müslüman Kardeşler'i sorumlu tuttuğunu yazdı.

Nur Partisi kaynakları, Ebu Salah’ın hayatının hiçbir döneminde selefi yöntemi benimsemediğini, geçmişinin tamamen Müslüman Kardeşler Cemaati'yle bağlantılı olduğunu, hatta 2005 yılındaki parlamento seçimlerinde Dokki'deki Müslüman Kardeşler Cemaati listesinden seçimlere katıldığını öne sürdü.

Nur Partisi kaynakları İskenderiye şehrindeki Selefi liderler arasında yer aldığı bilinmesine rağmen Abdulgafur'u ise Türkiye hayranı olmakla ve selefi yönteme aykırı söylem ve eylemlerde bulunmakla, parti içerisindeki genel kanaatin aksine sadece kendi görüşlerini uygulamak için çalışmakla suçladı.

Öte yandan Nur Partisi, yeni liderini seçmek için çarşamba günü yüksek kurulu olağanüstü toplama kararı aldığını duyurdu.

Nur Partisi Yüksek Kurul üyesi Talat Merzuk, bugün yaptığı yazılı basın açıklamasında, çarşamba günü yapılacak gizli oylamayla 50 kişilik yeni Yüksek Kurul'un ve daha sonra da genel başkan, genel sekreter ve yardımcılarının seçileceğini belirtti.

Selefi Davet Cemaati'nin siyasi kanadını oluşturan Nur Partisi'nin Genel Başkanı Imad Abdulgafur dahil çok sayıdaki lideri, bir hafta önce partiden ayrılarak el-Vatan adlı yeni bir parti kurmuştu.

Abdulgafur liderliğindeki el-Vatan Partisi, Nur Partisi'nin eski liderlerinden Hazim Salah Ebu İsmail'in önümüzdeki günlerde ilan edeceği yeni partinin yanı sıra el-Esale Partisi, Cemaati İslami'nin siyasi kanadı İnşa ve Kalkınma Partisi'yle Mart ayında düzenlenmesi beklenen parlamento seçimlere ittifak kurarak girmeyi planlıyor.

http://www.ydh.com.tr/

Kahire'de Patlama
06.07.2011
Mısır'ın Başkenti Kahire'de meydana gelen patlamada Nli kenarındaki bir köprü çöktü.



Mısır’ın başkenti Kahire’de meydana gelen patlamada bir kişi öldü.
TRT Kahire muhabirinin bildirdiğine göre, patlama sırasında Nil kenarındaki bir köprü çöktü.

Köprüden 4 kişi nehre düştü. Bir kişinin cesedi çıkarıldı.

Cenazeyi askeri hastaneden almaya çalışan yakınları ile güvenlik kuvvetleri arasında çatışma çıktı.

Patlamanın sebebi henüz bilinmiyor. Olayın intihar saldırısı olup olmadığı araştırılıyor. TRT

Mısır’da İsrail karşıtı Sina protestosu
25 Ağustos 2011
İsrail ordusunun Mısır’ın Sina bölgesinde altı Mısır askerini öldürmesinin yankıları sürerken; Mısırlılar, Askerî Konsey’in İsrail’e yönelik tepki göstermesi için çağrıda bulunuyor.

İsrail geçtiğimiz günlerde Mısır’ın Sina bölgesine saldırarak altı Mısır askerinin ölümüne neden olmuştu. Saldırı sonrası iki ülkenin arası diplomatik düzlemde gerginleşti.

Mısırlılar sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenerek, Cuma günü Kahire’deki Mısır elçiliği önünde protesto gösterisi yapmaya hazırlanıyor. Gösterilerin amacı elçiliğin sınır dışı edilmesi ve İsrail elçiliğinin kapatılması…

Mısır’da yayınlanan el Yevm es Sabi Gazetesi’nin haberine göre, Mısırlılar İsrail’in Sina bölgesine yönelik saldırısını protesto etme karı aldı.

Sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgütlenen Mısırlılar, İsrail’in Mısır askerlerini öldürmesine tepkili.

Yarın Cuma namazı sonrası düzenlenecek İsrail karşıtı gösteri ile ilgili açıklama yapan Mısırlı bir aktivist, İsrail elçiliğinin derhal kapatılmasını istediklerini dile getiriyor.

İHVAN: KARARLI ADIMLAR ATILMALI

Mısır Müslüman Kardeşleri de İsrail’in Mısır’ın Sina bölgesine yönelik saldırına tepki gösterdi.

Mısır’da yayınlanan el Ahram Gazetesi’nin haberine göre, İhvan üst düzey yöneticilerinden Ali Selmî, Mısır yönetimini İsrail noktasında eleştirerek, ölen Mısır askerlerine karşılık İsrail’e yönelik kararlı bir adım atılmadığını dile getirdi.

Selmî, Mısır yönetiminin İsrail’e karşı ölen Mısır askerleri için biran önce tepki göstermesi çağrısında bulundu.

CAMP DAVİD’İ YENİDEN GÖZDEN GEÇİRME ÇAĞRISI

Mısır’da faaliyet yürüten el Hak Partisi konu ile ilgili bir açıklama yaparak Mısır Askeri Yüksek Meclisini, Camp David anlaşmasını gözden geçirmeye çağırdı.

El Yevm es Sabi Gazetesi’ne göre, el Hak Partisi bir açıklama yaparak Mısır Askeri Yüksek Meclisini Kamp David anlaşmasını gözden geçirme ve yeniden formüle etme çağrısında bulundu. Böylece Sina’nın kontrolünün Mısır’a verilmesi ve her türlü saldırıya mukabele hakkının tanınmasının sağlanması talep edildi.

Parti tarafından yapılan çağrıda İsrail’in bu değişikliği kabul etmemesi durumunda ise diplomatik arayışlara gidilmesi önerisinde bulunuldu.

El Hak Partisi’ne göre Mısır, İsrail büyük elçisini geri çekmeli ve İsrail’e Mısır’ın ulusal haklarına tecavüz etmenin sonuçlarını göstermeli, bu nedenle Mısır yönetimi bir an önce harekete geçmeli.
Dünya Bülteni

Mısırlı seçmenlerin yüzde 70'i Anayasa referandumunu boykot etti
23 ARALIK 2012



BBC'nin haberine göre; Mısır'da 15 Aralık'ta ilk aşaması düzenlenen tartışmalı anayasa referandumunun ikincisi aşaması tamamlandı.

Anayasa referandumuyla ilk toplu sonuçlar ve gayrıresmi açıklamalar, iki aşamanın sonunda sandıklardan ‘evet’ oyunun önde çıktığını gösteriyor.

Mısır devlet televizyonu iki aşamalı referandumda oy kullananların yüzde 63’ünün yeni anayasayı onayladığını bildirdi.

Muhaliflerse seçimlere hile karıştığını öne sürdü.

Muhalif Ulusal Kurtuluş Cephesi, Seçim Komisyonu'na bir çağrı yaparak 'seçimlerdeki usulsüzlüklerin araştırılmasını' istedi.

‘Hayır’ oyu kullananlar bu anayasayla Hüsnü Mübarek yönetimini sonlandıran halk ayaklanmalarının ihanete uğradığını iddia ediyor.
Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yandaşlarıysa bu anayasayla demokrasinin garanti altına alınacağını ve istikrarın sağlanacağını öne sürüyor.

Referandumun ikinci aşaması 17 şehirde, 7 bin 257 hakim tarafından denetlenen 6 bin 724 seçim merkezinde gerçekleşti.

Oylamaya katılımın yüzde 30 oranında olduğu bildiriliyor.
Referandumla ilgili resmi sonuçlar Pazartesi günü açıklanacak.

Birinci aşaması 15 Aralık'ta yapılan referandumunun güvenliğini 250 bin polis ve asker sağladı.
haber1001

Mısır'ın yeni firavunu Mursi orduya tutuklama yetkisi verdi
10 ARALIK 2012



BBC'nin haberine göre Mısır'ın yeni Firavunu Mursi, muhalefetin ısrarla karşı çıkmasına rağmen gerçekleştirmek istediği anayasa referandumu öncesinde güvenliği sağlaması için orduya emir verdi.

Mursi'nin emir verdiği ordu birlikleri, güvenliği sağlamak için polisle işbirliği yapacak ve gerektiğinde sivilleri tutuklayabilecek. Emir Cumartesi günkü referandumun sonuçları açıklanana kadar geçerli olacak.

Mursi'nin Sarayı başta olmak üzere pek çok devlet binası da beton bloklarla halka karşı korumaya alınmış durumda.

Kahire'deki BBC muhabiri Jon Leyne, bu adımla ülkenin yeniden askeri idareye döneceği endişelerinin artacağına dikkat çekiyor.

Müslüman Kardeşler hareketi üyesi Mursi, kitlesel protestolar üzerine, yetkilerini büyük oranda artıran kararnameyi iptal etmişti.

22 Kasım'da yayımlanan kararname, "Diktatör" ve "yeni firavun" suçlamalarına hedef olan Mursi'nin ,yetkilerini önemli ölçüde artırıyor ve kararlarına yargı denetimi yolunu kapıyordu.

Muhalefet liderleri, yarından itibaren yeniden gösteriler düzenlenmesi için çağrı yapıyor.

Müslüman Kardeşler grubunun da dahil olduğu İslamcı Güçler Birliği ise karşı gösteriler düzenlemeye hazırlanıyor. Mısır sokaklarında kanlı çatışmalar olmasından endişe ediliyor.

Vergi artışı iptal edildi

Pazar günü yapılan görüşmelerin ardından açıklama yapan Ulusal Kurtuluş Cephesi anayasa taslağının "Mısır halkını temsil etmediğini" ve bu nedenle taslağı kabul etmeyeceklerini açıkladı.

Ulusal Kurtuluş Cephesi sözcüsü Semih Aşur basın açıklamasında "Daha fazla bölünmeye ve isyana yol açacak bu referandumu reddediyoruz" dedi.

Bu arada, Mursi'nin çimento, çelik, meşrubat, sigara ve bira gibi mallardan alınacak vergileri büyük oranda artırma kararı da geri çekildi.

Devlete ait Ahram gazetesi, vergi artışlarıyla ilgili haberini, Mursi'nin Facebook sayfasında bugün yer alan bir duyuru üzerine yapmıştı.
haber1001

İskenderiye'de referanduma "evet" diyenlerle "hayır" diyenler arasında çıkan çatışmada 50 Mısırlı yaralandı
21-12-2012



YDH'nin haberine göre; İskenderiye'de referanduma "evet" diyenlerle "hayır" diyenler arasında çıkan çatışmada 50 Mısırlı yaralandı.

Cuma namazı sonrasında İskenderiye'deki el-Kaid İbrahim Camii önünde "alimleri ve mescitleri koruma" sloganı çerçevesinde gösteri düzenleyenlerle karşıtları arasında çıkan çatışma, güvenlik güçlerinin devreye girmesiyle sona erdi.

el-Ahram gazetesinin haberine göre taraflar arasında çıkan çatışma, İskenderiye Kütüphanesi ve Tıp Fakültesi çevresine de sıçrarken güvenlik güçleri, gösterileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz bombası kullandı. Çatışmada en az 50 Mısırlının yaralandığını bildirildi.

Bir hafta önce de yine aynı bölgede çatışma çıkmıştı. İskenderiye'deki el-Kaid İbrahim Camii'nin imamı Ahmet el-Mahlavi'nin, cemaatten referanduma "evet" oyu verilmesini istediği iddiası üzerine Ulusal Kurtuluş Cephesi'ne mensup Mısırlılar, camiyi kuşatma altına alarak, el-Mahlavi ve çok sayıda cemaatin cami dışına çıkmasını engellemişti.
haber1001

Firavun Mursi İstrail' le birlikte, kapalı kapılar ardında HAMAS'a kumpas kuruyormuş
21-12-2012



http://www.ydh.com.tr/ 'nin haberi:

İsrail-Mısır gizli görüşmesi

YDH- İsrail’le Mısır arasında, Gazze’de ateşkesin devamı ve Hamas’ın silahsızlandırılması konusunda gizli görüşmeler yapıldığı açıklandı.

Reuters haber ajansının İsrail’de yayımlanan Jarusalem Post gazetesine dayandırdığı haberine göre İsrailli bir yetkili, Mısır’la İsrail arasında Gazze’ye uygulanan sınırlamaların gevşetilmesi ve Hamas’ın hızlı bir şekilde silahlanmasının önlenmesi konularında gizli görüşmelerin yapıldığını açıkladı.

Haberde MOSSAD’ın eski Şefi Efraim Halevi’nin de İsrail’in 22 Ocak seçimlerine kadar çerçevesi belirlenmiş bir Gazze politikasının oluşmuş olacağını söylediği bildirildi.

Mısır’la İsrail arasında gizli görüşmelerin yapıldığını açıklayan İsrailli yetkili, İsrail’in güneyindeki sükunetin devam etmesini garanti edecek bazı unsurlar bulunduğunu belirterek bu unsurların başında Hamas’ın yeniden silahlanmasının önlenmesinin geldiğini ve bu sayede çatışmaların yeniden başlamasının önlenmiş olacağını söyledi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik sınırlamaların azaltılmasının sükunete ve ateşkesin uzamasına yardımcı olduğunu anladığını belirten İsrailli yetkili, Tel Aviv’in yeni Mısır yönetimiyle diyalog konusunda da son derece ciddi olduğunu ifade etti.

İsrailli yetkili Gazze’deki sivil toplumsal konularda ilerleme sağlanmasının, ateşkesin desteklenmesinin ve Mısırlılarla olumlu tarzda ilişkiler kurulmasının kendiliğinden olumlu sonuçlar doğuracağını belirtmekle birlikte İsrail’in caydırıcılığının hala ateşkes konusundaki en önemli etken olduğunu söyledi.
haber1001

Mısır’da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mekki istifa etti
22 Aralık 2012
Net Gazete
Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mahmut Mekki, istifa etti.
Mısır’da referandumun ikinci aşaması devam ederken, devlet televizyonunda Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yardımcısı Mahmud Mekki’nin istifa ettiği bildirildi. İstifanın nedenine dair henüz açıklama yapılmadı.

Mısır'da Müslüman Kardeşler binaları yakıldı
23 KASIM 2012



BBC'nin haberine göre; Muhammed Mursi'nin emir ve kararlarını mutlak hale getiren yeni düzenlemelerine tepki duyan öfkeli kalabalıklar bir çok kentte Müslüman Kardeşler binalarına yöneldi.

Ülkenin bir çok kentinde hem Mursi karşıtı hem de Mursi yanlısı gösteriler yapıldı, yer yer gruplar arasında çatışmalar yaşandı.

İsmailiye ve Port Said kentlerinde Müslüman Kardeşler'e ait parti binaları ateşe verilirken, İskenderiye'deki gösteriler sırasında da çatışmalar çıktığı bildiriliyor.

Muhalif grupların İskenderiye'de Müslüman Kardeşler'in Özgürlük ve Adalet Partisi binalarını bastığı, sandalyeleri, kitapları pencerelerden fırlattıkları kaydediliyor.

Kahire'de ise iki koldan yürüyüşe geçen Cumhurbaşkanı Mursi karşıtı göstericilerin Tahrir meydanına ulaştıkları bildiriliyor.

Bugünkü gösteriler Mısır'da muhalefetin bir çok kanadını biraraya getirdi.

'Mursi Mübarek, devrim her yerde'

Göstericiler anayasayı yazmakla görevlendirilen Kurucu Meclis'in dağıtılmasını ve yeniden ulusal bir diyalog başlatılmasını talep eden döviz ve pankartlar taşıyorlar.

Bir yandan da "Mursi, Mübarek, devrim her yerde" sloganları atılıyor.
Resmi Mısır devlet ajansı MENA'nın haberine göre Kahire'nin Muhammed Mahmud sokağında yaşanan çatışmalarda yaralanan üç kişi hastaneye kaldırıldı.

Dün bir ortak basın toplantısı düzenleyen muhalif siyasetçiler Muhammed El Baradey ve Amr Musa ile Avukatlar Sendikası Başkanı Sami Aşur, Mursi’yi yasama, yürütme ve yargıyı tek elde toplamakla eleştirdiler.

Muhalif liderler "Bütün Mısırlıları Mısır'ın meydanlarında protestoya çağırıyoruz" diyerek eyleme çağırdılar.

'Yeni Firavun'

Muhalefet liderlerinden Nobel barış ödülü sahibi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski başkanı Muhammed el Baradey, Mursi'nin kendisini Mısır'ın "yeni firavunu" ilan ettiğini söyledi.

Diğer muhalefet liderleriyle ortak basın toplantısı düzenleyen El Baradey, Mursi'nin yeni kararnamesini "meşruiyete ve devrime çok kötü sonuçlar doğurabilecek büyük bir darbe" diye niteledi.

22 Kasım Kararları

Muhammed Mursi'nin göreve gelmesinden sonra yayınlanan hiç bir anayasal deklarasyon, yasa ve kararname herhangi bir kişi ya da siyasi veya resmi kurum tarafından iptal edilemeyecek, bunlara karşı itiraz yolu da kapalı olacak.

Mübarek'in eşi hakkında soruşturma
13 Nisan 2011
Mısır'ın devrik başkanı Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek hakkında, İskenderiye kütüphanesi fonlarını zimmetine geçirdiği iddiasıyla soruşturma açıldığı bildirildi.

Mısır devlet televizyonunun haberine göre kütüphane 145 milyon dolar zarara uğratıldı.

Mübarek döneminin yolsuzluklarını soruşturmak üzere kurulan hükümet komisyonu, kütüphanenin başkanlığını yapan Suzan Mübarek'in, gelen dış yardımları kütüphane hesabına aktarmayıp, gizli hesaplara devrettiği iddialarını soruşturuyor.

Mısır'ın resmi Nil televizyonu ise Suzan Mübarek'in İskenderiye kütüphanesine yapılan yardımları kendi hesabına geçirdiği için gizli bir yerde sorgulandığını duyururken, söz konusu sorgulama yeri hakkında detaylı bilgi vermedi. haber10

Mısır'da iktidar partisi feshedildi
16 Nisan 2011
Mısır'da Yüksek İdare Mahkemesi, eski iktidar partisinin feshine ve mal varlıklarına el konulmasına karar verdi.

Kitlesel protestolarla eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in 30 yıllık iktidarını sona erdiren göstericilerin taleplerinden olan, Mübarek'in Ulusal Demokratik Partisi'nin (NDP) feshedilmesi kararını alan mahkeme, partinin malvarlığının tasfiyesine ve paraları ile bürolarının devlete devrine hükmetti. haber10

Mübarek'e mahkeme celbi geldi
12 Nisan 2011

Mısır'ın devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e, protestocuların öldürülmesi ve kamu fonlarını zimmete geçirmek suçlamasıyla mahkemeden celp geldi.

Resmi El Ahram gazetesinin İçişleri Bakanı Mansur El Essavi'ye dayanarak verdiği habere göre, Mübarek'e, protestocuların öldürülmesi ve kamu fonlarını zimmete geçirmek suçlamasıyla ilgili ifade vermesi için savcılıktan yazı gönderildi.

Gazeteye göre Essavi, Mübarek'in kendisine karşı yöneltilen suçlamalarla ilgili Kahire'nin doğusundaki dış kesimlerde bulunan bir mahkemeye ifade vereceğini söyledi. Ancak Mübarek'in ne zaman mahkemeye çıkacağı konusunda bilgi verilmedi.

Essavi, mahkeme celbine Mübarek'in cevabının ne olduğunu bilmediğini belirtti.

Mübarek'in iki oğlunun da mahkemeye çağrıldığı kaydedildi.
haber10

Mübarek hastaneye kaldırıldı
12 NİSAN 2011

Halk ayaklanması ile 11 Şubat'ta Mısır cumhurbaşkanlığı görevini bırakan Hüsnü Mübarek'in, o tarihten bu yana yaşadığı tatil beldesi Şarm el Şeyh'te hastaneye kaldırıldığı açıklandı.

82 yaşındaki eski cumhurbaşkanının hastaneye kaldırılma nedeni konusunda bilgi verilmedi.
Ancak çok sayıda sağlık sorunu olduğu ve kısa süre önce safra kesesi ameliyatı olduğu biliniyor.
Mübarek'in bugün ilk kez, yolsuzluk ve protestoculara karşı şiddet kullanılması konusunda sorgulanması bekleniyordu.
Mübarek'in oğulları Cemal ve Alaa'nın da sorgulanması gündemde.
Protestocular Cuma günü yeniden Kahire'deki Tahrir Meydanı'nı doldurarak Mübarek ve ailesinin yolsuzluk suçundan yargılanmasını talep etmişlerdi.
Ancak gösteri Mübarek'in çekilmesinden bu yana ülkeyi yöneten ordu ile göstericileri karşı karşıya getirdi. BBC

08 Nisan 2011
Mısır'da askere 'Mübarek' uyarısı
Mısır'da Tahrir Meydanı'nı dolduran binlerce Mısırlı, ülkeyi geçici olarak yöneten Tantavi'ye bir çağrı yaparak, Mübarek ve yandaşlarının yargılanmasını istedi

Mısır'da muhalifler, Yüksek Askeri Konsey Başkanı Hüseyin Tantavi'ye bir çağrı yaparak, eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile yakınındaki isimlerin yargılanmasına başlanmaması durumunda Şarm El Şeyh'e yürüyecekleri uyarısında bulundular.

Kahire'deki Tarhir Meydanı'nda sabah saatlerinden itibaren toplanan protestocular, Mübarek ve yakınındaki isimler aleyhine sloganlar atarak, ordunun Mübarek'i korumamasını istediler.

Topluca cuma namazı kılan binlerce muhalif, Mübarek ve ailesi ile eski Meclis Başkanı Fethi Surur, bakanlar Saffet Şerif ve Zekeriya Azmi'nin zaman kaybedilmeden yargılanmasını talep ettiler.

Cuma namazını kıldıran Saffet Hicazi, göstericilere "Allah, halkı Mübarek'in adamlarının şerrinden korusun" şeklinde dua ettirdi. Uzun bir aradan sonra alana gelen karikatüristler de çizimleriyle gösteride yer aldı.

Başta Müslüman Kardeşler örgütü olmak üzere muhalefetin tüm kesimlerince desteklenen gösteriye Port Said, İsmailiye, İskenderiye gibi çevre illerden katılım oldu.

Sosyal paylaşım sitelerinden yapılan "tören alanına üniformalarınızla katılın" çağrısına askerin ilgi göstermediği gözlenirken, bazı kaynaklar gösterilere emekli askerlerin katıldığını, ancak üniforma giymediklerini öne sürdü.

Mısır Yüksek Askeri Konseyi dün bir açıklama yaparak, protesto gösterilerine üniformalı katılanların askeri mahkemeye sevk edileceklerini duyurmuştu.Gösterilere Mübarek'i deviren süreçte ölenlerin yakınları da katıldı.

Olaylar sırasında hayatını kaybeden Seyit Hasan Şahat'ın arkadaşı Ahmet Abdülaziz, yaptığı açıklamada, arkadaşının öldüren polisler ile onlara emri veren Mübarek ve eski İçişleri Bakanı Habib El Adli'nin yargılanmasını istediğini anlattı. Hayatını kaybedenlerden Muhammed Mahmud'un annesi Nada Ahmet Mahmut da 20 yaşındaki oğlunun, önce Mübarek yanlılarınca darp edildiğini sonra polis tarafından işkence yapılarak öldürüldüğünü ileri sürerek,sorumluların cezalandırılmasını istedi.
Mücahit Kılıç
www.bireyhaber.com/

Mısır, Enver Sedat'a yönelik suikastten hükümlü 2 mahkûmu serbest bıraktı
10.03.2011

El Cezire televizyonunun haberinde, Mısırlı yetkililerin, 1981 yılındaki Sedat suikastiyle bağlantıları olduğu gerekçesiyle hüküm giyen Abbud El Zomor ve Tarık El Zomor'u serbest bıraktığı belirtildi.

Abbud El Zomor, rejimi yıkmaya çalışmak ve suikast planı yapmaktan 20 yıl, ayrıca tutuklanması sırasında polise karşı gelmekten 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Tarık El Zomor da suikast planından 20 yıl, tutuklanmaya direnmekten de 7 yıl hapse mahkum olmuştu.

Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Enver Sedat, 1979 yılında İsrail ile barış anlaşması imzalayan ilk Arap lider olduktan sonra 1981 yılında İslamcı bir örgütün üyesi olan Halit El İslambuli tarafından askeri bir geçit sırasında vurularak öldürülmüştü.

-MISIR İÇİŞLERİ BAKANI-

Mısır İçişleri Bakanı Mansur El İssavi, devlet güvenlik teşkilatının, geçmişte yaptığı ''ihlallerden'' ötürü özür diledi.

El İssavi, resmi MENA ajansında yayınlanan açıklamasında, devlet güvenlik teşkilatının tasfiye edilemeyeceğini, ancak bundan böyle terörizm ve casusluk suçlarıyla mücadele etmesine izin verilmeyeceğini ve halkın günlük yaşamında rol oynamayacağını kaydetti.

Polis teşkilatı içindeki bazı birimlerin geçmişte yaptığı ihlallerden ötürü Mısır halkından özür dileyen El İssavi, Mısır polisinin ülke genelinde işinin başına döndüğünü de bildirdi.

Haberde güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılması planının mümkün olan en kısa zamanda başbakana sunulacağı da ifade edildi.
Kaynak: haberpan

Mısır'da kritik cuma: Mursi yandaşları ile karşıtları çatıştı
26 TEMMUZ 2013

[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2013/07/26/130726101813_egypt_street_464x261_ap_nocredit.jpg [/img]

Mısır'da devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi destekçileri ve karşıtları Cuma günü ülke çapında gösteri düzenledi.

Cuma namazı sonrası yoğunlaşan ve gece geç saatlere kadar devam eden gösterilerin düzenlendiği kentlerden İskenderiye'de en az beş kişi öldü.

Başkent Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda da ordu destekçileri toplandı.

Ülke çapındaki gösteriler, Mursi'nin 'Hamas'la suç amaçlı işbirliği yapmakla' suçlanmasının ardından şiddetini arttırdı.

Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi hafta içi yaptığı açıklamada, halka sokağa çıkarak orduya kendi ifadesiyle 'terörle ve şiddetle mücadelesi'nde desteklerini göstermeleri çağrısında bulunmuştu.

Mursi'nin devrildiği 3 Temmuz'dan bu yana ülke çapında düzenlenen gösterilerde çıkan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti.

İskenderiye'den gelen haberlerde, çıkan çatışmalarda en az 5 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtiliyor.

Yaralanma olaylarının büyük bölümünün ateşli silahlardan kaynaklandığı bildirildi.

Havanın kararmasının ardından polisle bazı göstericiler arasında çatışmaların yaşandığı haberleri geliyor.

Kahire'de ise Şubra mahallesinden çatışma haberleri geldi.

Temerrud: Camp David askıya alınsın
16-07-2013



Temerrud: Camp David askıya alınsınMısır cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesine yol açan gösterilerin öncüsü olan Temerrud hareketi, İsrail’le yapılan Camp David anlaşmasının askıya alınmasını istedi.

YDH-Mısır’da yayımlanan el-Yovmu’s- Sabi gazetesinin haberine göre Temerrud Hareketi, İsrail’in Mısır ordusunun Sina’ya geniş çaplı askeri kuvvet sevk etmesine karşı çıkması halinde Camp David barış anlaşmasının askıya alınması gerektiğini ifade etti.

Temerrud Hareketi siyasi temas sorumlusu Muhammed Abdulaziz, düzenlediği basın toplantısında “eğer karşı taraf Mısır ordusunun Sina’ya geniş çaplı askeri güç yerleştirilmesine karşı çıkarsa Temerrud Hareketi de Camp David anlaşmasının fiilen askıya alınmasını talep ediyor” dedi.

Mısır ordusunun silahlı grupları temizleme ve ülkede güvenlik ve istikrarı sağlama görevi olduğunu belirten Muhammed Abdulaziz, Mısır halkının da bu mücadelede ordunun yanında yer aldığını söyledi.

Mısır’da Muhammed Mursi yönetiminin devrilmesiyle başlayan krizle eş zamanlı olarak Sina yarımadasında da ciddi güvenlik sorunları yaşanıyor.

Sina’da askeri merkezleri hedef alan Sina’daki silahlı grupların dün sabah da işçileri taşıyan bir yolcu otobüsüne düzenlediği0 roket saldırısında 3 kişinin öldüğü 17 kişinin de yaralandığı bildirilmişti.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır yönetimi: Artık savaş halindeyiz
17-08-2013



Mısır Cumhurbaşkanı danışmanı Mustafa Hicazi, Müslüman Kardeşler’i kastederek, Mısırlıların ortak düşmana karşı birleştiğini savundu.

YDH- Mısır devlet televizyonun haberine göre Cumhurbaşkanı Adli Mansur’un Danışmanı Mustafa Hicazi

Hüsnü Mübarek depresyonda
1 Mayıs 2011
Mısır'da yayınlanan Ahram gazetesi Şarm el Şeyh'teki bir hastanede tedavi olan devrik lider Hüsnü Mübarek'in depresyonda olduğunu yazdı.

Gazeteye konuşan Şarm el Şeyh Uluslararası Hastane'nin Genel Müdürü Dr. Muhammed Fathalla, Mübarek'in durumunun normal olduğunu ancak üç gündür depresyonda olduğunu ve psikoterapi tedavi görmek istemediğini de söyledi. Fathalla, bir gazetenin Mübarek'in akli dengesini kaybettiği yönündeki iddiaları ise reddetti.

Mahkeme kararının aldığı tutuklama kararıyla hastanede eşi Suzan Mübarek'le birlikte göz hapsinde bulunan Mübarek'insağlıkdurumunun el vermesi durumunda iki oğlu Ala ve Cemal'in de bulunduğu Tora Hapishanesi'ne nakledilmesi gerekiyor.

Ancak askeri yetkililer, Mübarek'in sağlık durumunun sürekli farklılık gösterdiğini, hastaneye getirildiğinde çok fazla kilo kaybettiğini dolayısıyla bu şartlarda hapishaneye nakledilmesinin çok riskli olacağını belirtiyor.

Bu arada Mübarek'in ismi son olarak Kahire Metrosu'nun Ramses'teki durağından da kaldırıldı. Dünyanın en işlek metrolarından birine sahip olan Kahire'de Mübarek'in yanı sıra eski devlet başkanları Cemal Abdulnasır ve Enver Sedat'ın da isimleri duraklara verilmişti. Göstericiler Sedat'ın da isminin kaldırılmasını istiyor.
haber10

Eski Mısır İçişleri Bakanı Habib El Adli, kara para aklama ve vurgunculuk suçlarından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı
5 Mayıs 2011
Mısırlı bir adli yetkili, bugün mahkemenin eski İçişleri Bakanına kara para aklama ve vurgun yapmaktan hapis cezası verdiğini söyledi.

Adli'nin Hüsnü Mübarek rejiminin yargılanan ve cezaya çarptırılan ilk yetkilisi olduğu bildiriliyor. Mısır'da 25 Ocak'taki halk ayaklanması sırasında silahsız protestocuların öldürülmesi emrini verdiği de ileri sürülen Adli'nin mahkemesi geçen ayın sonunda başlamıştı. Halk ayaklanmasından sonra iktidarı bırakmak zorunda kalan Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek döneminin en korkulan ve en nefret edilen bakanı olan Adli, kendisine yöneltilen suçlamaları reddediyor ve masum olduğunu ileri sürüyor. Adli'nin göstericilerin üzerine ateş açma emrini vermekle suçlandığı davanın ikinci duruşması ise 21 Mayıs'ta yapılacak. haber10

Mübarek ve Eşi Yolsuzluktan Sorgulandı
12 Mayıs 2011

Mısır hükümeti, devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile eşinin yasa dışı yollarla büyük servet edindikleri şüphesiyle sorgulandığını bildirdi.
Adalet Bakanlığı açıklamasında, Mübarek ile eşinin yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma iddiasıyla, Şarm El Şeyh'e giden görevliler tarafından sorgulandığı kaydedildi.

Mübarek'in daha önce de birkaç kez daha sorgulandığı, ancak eşinin ilk kez sorgulamayla karşı karşıya olduğu belirtiliyor.

Bir mali denetim kurumunun raporunda, Mübarek ve ailesinin yurt içi ve dışında çok sayıda banka hesabı bulunduğu, lüks daireleri, konakları ve değerli arsaları olduğu ileri sürülmüştü. Mübarek'in on milyarlarca dolarlık serveti olduğu iddiaları da gündeme getirilmişti.

Bu iddiaları reddeden Mübarek, 11 Şubat'ta istifa etmek zorunda kalmasına yol açan halk ayaklanması sırasında protestocuların öldürülmesiyle ilgili olarak da suçlanıyor. aktifhaber

Suzan Mübarek 15 gün gözaltında
13 MAYIS 2011
Eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in eşi Suzan Mübarek 15 gün gözaltına alındı.

Hüsnü Mübarek'in gözaltı süresi de dün iki hafta uzatılmıştı
Karar, Mısır'ın yolsuzlukla mücadele biriminden geldi.

Suzan Mübarek'in gözaltında bulunduğu süre içerisinde, kendisine yönelik yolsuzluk ve dolandırıcılık iddiaları soruşturulacak.
70 yaşındaki Mübarek, yolsuzlukla mücadele biriminin yetkilierince ilk olarak dün sorgulanmıştı.
Mısır Haber Ajansı Mena, Suzan Mübarek'in başkent Kahire'deki bir hapishanede tutulacağını bildirdi.
Dün Hüsnü Mübarek'in gözaltı süresi de iki hafta uzatılmıştı.
Kalbinden rahatsız olan Mübarek halen Kızıldeniz kıyısındaki Şarm el Şeyh kentinde bir hastanede.
83 yaşındaki eski cumhurbaşkanı, iktidarda bulunduğu 30 yıl süresince yasadışı yollardan büyük bir servet sahibi olmakla suçlanıyor.
Hüsnü Mübarek haftalar süren protesto gösterilerinin ardından Şubat ayında istifa etmişti.
Mübarek'in rejim karşıtı bazı göstericilerin ölmesinde de payı olduğu iddia ediliyor.
Mısır'da iktidardaki Askeri Konsey, yolsuzlukla suçlanan herkesi adalet önüne çıkarma sözü vermişti.
Ülkede Hüsnü Mübarek-Suzan Mübarek çifti ile bu çiftin oğulları Alla ve Cemal'in, eşleriyle birlikte yurt dışına çıkmaları yasak.
Bu kişilerin mal varlıkları da dondurulmuş durumda. BBC


En son Ekim tarafından Prş Ağu 22, 2013 12:59 am tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cum Tem 05, 2013 11:36 pm    Mesaj konusu: Mısır'dan Erdoğan'a çok sert tepki Alıntıyla Cevap Gönder

Mısır'dan Erdoğan'a çok sert tepki: "Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacımız yok"
22.08.2013

Tayyip Erdoğan'ın, "Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var, elimizde belgesi var" sözlerine Washington ve Tel Aviv'in ardından Kahire'den de tepki geldi.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü eleştiri sınırlarını zorlayan açıklamasında, Başbakan Erdoğan'ı kastederek, "Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacımız yok" dedi.

Mısır resmi haber ajansı MENA, bazı Mısırlı bakanların “sağlıklı ya da adil” olan hiç kimsenin bu sözleri kabul edemeyeceğini söylediğini bildirdi.

MENA'ya göre, Erdoğan'ın sözlerinin Mısırlıları bölmeyi amaçladığını iddia eden bakanlar, "Kabine, Mısır'ın sabrının taştığını vurgulamaktadır... Mısır başkalarının husumetlerini paylaşmıyor ve yeni bir kimlik arayışında da değil. Arap ve İslamcı doğası aşikardır" dedi.

El Arabiya'nın haberine göre, Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed el Mussalamani ise El Masri el Yum gazetesine yaptığı açıklamada, "Mısır'ın Batılı bir ajandan vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı yok" dedi.

El Mussalamani "yabancı ajanların Mısır'ı bölemeyeceğini" belirtti.

Kaynak: https://www.facebook.com/AESC.Sosyalist.Cephe

Filistin lideri Mahmud Abbas Sisi'ye sahip çıktı, Mursi'yi eleştirdi

Mahmud Abbas: Mursi’nin Filistin meselesini kendi cemaatinin çıkarı için kullandı
01.12.2014

El Cezire Türk'ün haberine göre; Filistin lideri Abbas, Mısır'da darbeyle görevden alınan Mursi’nin Filistin meselesini kendi cemaatinin çıkarı için kullandığını, Sisi’nin ise konuya bir devlet adamı gibi yaklaştığını öne sürdü.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Mısır’da yayın yapan Ahbar ve Ahbar Elyevm gazetelerinin genel yayın yönetmenlerine verdiği röportajda, Mısır'ın Filistin sorununa yaklaşımını değerlendirdi. Abdulfettah Sisi’yi öven Abbas, hapisteki eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi eleştirdi, "Ben Japoncadan ne kadar anlıyorsam Mursi de Filistin meselesinden o kadar anlıyor" dedi.

Abbas, Abdulfettah Sisi’nin Filistin davasını ve boyutlarını bir devlet adamı gibi anladığını öne sürdü. Abbas, Hamas’ın Müslüman Kardeşler’in bir parçası olduğunu ve talimatlarını İhvan merkezinden aldığını iddia etti.

Abbas, "Burada şuna işaret etmek gerekir ki, Hamas'tan ve Müslüman Kardeşler'den daha çok yalan söyleyen kimse yoktur" dedi.
haber 93

Mısır: ABD dış politikasının iflası
Kim Ghattas
BBC, Washington
16 AĞUSTOS 2013



Bugün Kahire'nin sokaklarına serilmiş yatan, sadece Mısır'ın yeni yeni filizlenen demokrasisi değil. Çoğu insanın gözünde ABD dış politikası da, en azından Amerika'nın itibarı da iflas etmiş durumda...

2011 yılında Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden bu yana ABD, Mısır politikasında demokrasi alanındaki cılız gelişmeleri desteklemek ile kendi ulusal çıkarlarını korumak arasında bir denge kurmaya çabaladı.

Beyaz Saray Mısır'da iktidara kim gelirse gelsin onunla iş yapma anlayışını hayata geçirmek için çok uğraştı ama sonunda Kahire'de dostu da kalmadı, etkisi de.

Washington'un son zamanlarda Mısır'la ilgili bütün diplomatik çabaları birer birer başarısızlığa uğradı.

ABD, devrildiği ana kadar Mursi'yi, ordu ve göstericilerle uzlaşmaya ikna etmeye çalışıyordu. Aynı zamanda askere de Mursi'ye karşı harekete geçmeme çağrısı yapıyordu.

Darbeden sonra Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Bill Burns iki kez Kahire'ye giderek ordu ile Müslüman Kardeşler arasında arabuluculuk yapmaya çalıştı. Fakat bugünlerde Amerikalılar için Kahire'de görüşecek insan bulmak bile çok zor.

Buna karşılık ABD, "Generalleri ve Mursi'nin gitmesini isteyen milyonlarca Mısırlı'yı kızdırırım" kaygısıyla Mursi'nin devrilmesini "darbe" diye adlandırmaktan da kaçındı.

Bu da seçim zaferlerinin ellerinden alındığını düşünen Müslüman Kardeşler ile yandaşlarını çok öfkelendirdi.
Fakat Washington yeni geçici yönetim ve generallerle yakınlaşmak bir yana, iktidardayken Mursi yönetimine koşulsuz destek verdiğini düşünen Mursi karşıtı kampın da eleştirileriyle karşı karşıya.

Başkan Barack Obama dün tatilini yarıda keserek tıklayın şiddeti kesin bir dille kınadı ve ABD'nin olağanüstü hal ilanına karşı olduğunu söyledi.

Konuşmasını yaparken çok ciddi ve tavizsiz bir tavır sergiledi, çevresini saran tatil beldesi manzarasına karşın ağırlıkla sinirli ve bıkkın göründü.

"Amerika Mısır'ın kaderini belirleyemez. Bu Mısır halkının işi. Biz herhangi bir siyasi parti ya da siyasi liderin tarafını tutmuyoruz" dedi.

Kimileri ABD'nin hala Mısır'a askeri yardım sağlıyor olmasının bile onun ordunun tarafında olduğu anlamına geldiğini söylüyor. Fakat, Genelkurmay Başkanı General Abdül Fettah el Sisi ABD'yi açıkça eleştirmekten kaçınmıyor.

Sisi Washington Post gazetesine verdiği mülakatta, "Mısırlıları yalnız bıraktınız. Onlara sırtınızı döndünüz ve bunu unutmayacaklar" dedikten sonra "Şimdi, hala Mısırlılara sırt çevirmeyi sürdürmek istiyor musunuz?" diye soruyordu.

'Her şeyin sorumlusu biz miyiz?"

Başkan Obama Mısır'da ters giden her şeyden ABD'yi ya da genel olarak Batı'yı sorumlu tutmanın kolaycılık olduğunu söyledi ve ekledi:

"Mursi yandaşları tarafından suçlandık. Sanki Mursi'ciymişiz gibi diğer tarafça da suçlandık. Bu tür yaklaşımlar Mısırlıların layık oldukları geleceği kurmasına bir katkıda bulunmaz. Biz Mısır'ın başarmasını istiyoruz. Biz barışçı, demokratik, müreffeh bir Mısır istiyoruz. Bu bizim çıkarımızadır. Fakat buna ulaşmak için gerekenleri Mısırlıların yapması gerekiyor."

Obama Mısır ile planlanan ortak askeri tatbikatı iptal etti ve Amerikan yardımının da gözden geçirileceğini söyledi.

ABD 2011'de de Mübarek'in devrilmesini izleyen günlerde geçici askeri yönetimi demokratik geçiş planına sadık kalmaya zorlamak amacıyla Parlak Yıldız adlı askeri tatbikatı iptal etmişti.

Fakat Mısırlı generaller artık bunlara pek kulak asmıyor, özellikle de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin son hamlelerine destek verir görünen sözlerinden sonra.
Kerry iki hafta önce Pakistan'ın Geo TV kanalına verdiği demeçte, "Mısır'da ülkenin kaos ve şiddete doğru gitmesinden endişelenen milyonlarca insan ordudan müdahale etmesini istedi" demiş sonra da "Zaten anladığımız kadarıyla askeriye iktidara el koymadı. Ülkeyi sivil bir hükümet yönetiyor ve demokrasiyi inşa ediyorlar" diye eklemişti.

Kısacası ABD politikası şu ana kadar muğlak bir çizgi sergiledi. Darbe demiyor ama darbe değil de demiyordu. Amerikalı yetkililer günlerce Dışişleri Bakanı Kerry'nin açıklamalarından geri adım atmaya çalıştılar ama açıklama yapılmıştı bir kere.

Süveyş faktörü

Aslında Kerry'nin açıklamaları Washington ile Kahire arasında yıllardır süregelen ikili işbirliğinin bir uzantısıydı. İnişler çıkışlara karşın Mısır ve ordusu hep savunma politikalarında önemli bir ortak olmaya devam etmişti.

Örneğin İsrail ile 1979 yılında imzalanan Camp David barış anlaşmasının devamı açısından generallerin desteği hayati önem taşıyor. Washington ayrıca Mısır'ın İsrail sınırına yakın Sina yarımadasındaki milislerle mücadelesini de destekliyor ve hala Süveyş Kanalı'nın üzerine titriyor.

Yakınlarda yayımlanan ve Amerikan Kongresi bünyesinde yaptırılan bir araştırma, Beyaz Saray ve Kongre'nin böylesi çalkantılı bir dönemde Mısır ile güvenlik işbirliğinin nasıl sürdürüleceği konusundaki kaygılarını bir bir ortaya koyuyor.

Bu rapor Mursi'nin devrilmesinden önce hazırlanmıştı ama onun gidişinden sonra da bu kaygılar aynıyla geçerli.

Mısır bütün diğer ülkelerin gemileri haftalarca bekletilirken, ABD donanmasına Süveyş Kanalı'ndan hızlandırılmış geçiş imkanı veriyor. Her ay ortalama en az 10 Amerikan savaş gemisi kanaldan geçerek kısa yoldan Irak ve Afganistan'a asker ve mühimmat ulaştırıyor.

Kongre raporunda "Süveyş Kanalı'ndan geçiş imkanı olmazsa donanmanın Ümit Burnu civarında da gemiler konuşlandırması gerekir ki bu da Norfolk üssünden Basra Körfezi ya da Hint Okyanusu'na erişim süresini çok uzatacaktır" deniyor.

Pakistan pişmanlığı

ABD daha önce bir başka ülkeye askeri yardımı kesti ve hala bunun sonuçlarıyla baş etmeye uğraşıyor.

1990 yılında Pakistan'a yapılan askeri yardım, nükleer silahların yayılmasını önleme yaptırımları kapsamında kesilmişti. Bunu izleyen 10 yıl boyunca Washington ve Pentagon'un Pakistan ordusuyla bağları giderek zayıfladı.
Pakistanlı üst düzey askerler eğitim için artık ABD'ye gelmiyordu örneğin. Bugün, yardımların yeniden başlamış olmasına rağmen Pakistan ile ilişkilerin aldığı yaralar hala kapanmış değil.

Bu da doğrudan doğruya iki ülkenin "terörle mücadele" konusundaki işbirliğini etkiliyor.

Beyaz Saray'ın Mısır politikasına iç ve dış muhalefet de günden güne büyüyor.

Cumhuriyetçi Senatör John McCain Beyaz Saray'ı defalarca Mursi'nin devrilmesini "darbe" diye tanımlamaya ve askeri yardımı kesmeye çağırdı.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Washington'un dökülen kanda sorumluluğu olduğunu söyledi.
Ortak mesaj, Mısır ordusu ile ilişkilerin ABD'ye pahalıya mal olduğu yönünde.

Obama'nın ilk döneminde Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu masasında çalışmış olan Brookings Enstitüsü düşünce kuruluşunun uzmanlarından Tamara Wittes, "Bence artık ABD'nin Kahire'de askeri bir diktatörlüğün yeniden inşasıyla karşı karşıya olduğumuzu kabul etmesi gerekiyor" diyor.

Wittes şöyle sürdürüyor sözlerini: "Bu da ABD'nin herşeye adını koyması ve Amerikan yasaları gereğince Mısır hükümetine yardımı askıya alması demek, çünkü karşımızda askeri bir darbe ve askeri bir rejim var."
Wittes askeri yardım kesilse bile Mısır ordusunun ABD ile güvenlik işbirliğini sürdürmek zorunda olduğunu çünkü bunun kendi çıkarına olduğunu bildiğini de savunuyor.
Ama görünen o ki, Obama yönetimi şimdilik bu riski göze almaya pek istekli değil.
BBCT

Helbavi: Sisi’nin çağrısı mantıksız değildi
27-07-2013



Helbavi: Sisi’nin çağrısı mantıksız değildiMüslüman Kardeşler’in eski Liderlerinden Kemal Helbavi, Mısır’ın tehlikeli bir aşamaya girdiğini belirterek erken seçim çağrısında bulundu.

YDH-Kemal Helbavi, el-Kudsu’l Arabi gazetesi için yazdığı yazıda Mısır’ı yönetmek isteyen herkesin bu ülkenin kültürel, dini, toplumsal ve siyasal çeşitliliğe sahip olduğunu anlaması ve farklılıklara saygı göstermesi gerektiğini belirtti.

Mısır’ın içine girdiği tehlikeli aşamanın ülkenin varlığını tehdit etmeye başladığını belirten Kemal Helbavi, Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi’nin gösteri ve terörizmle mücadele çağrısı yapmasıyla ilgili değerlendirmesinde “güç sahipleri verdikleri vaatleri yerine getirseydi ülkede istikrar ve güvenlik sağlanmış olurdu. Bu çağrı mantıksız görünseydi, halk buna olumlu cevap vermezdi. Ama şartlar çok farklı; çünkü azledilen cumhurbaşkanı halkın isteklerini yerine germedi ve onlara kulak vermedi.

Bu arada olan krizi yaşayan halka oluyor, şiddet tasavvur edilemeyecek boyutlara vardı, bu yüzden Sisi’nin gösteri için yaptığı çağrı mantıksız değildi” dedi.

Rabiatu’l Adeviye’de meydana gelen şiddet olaylarına da değinen Kemal Helbavi, “Mısır halkının ve kültürünün yabancısı olduğu şiddet ve tekfir dili, onların barışçı gösterilerine dahil oldu. Bu dil, Rabiatu’l Adeviye meydanını Suriye’de, Afganistan’a ve Irak’ta gördüğümüz “Emirlik”e döndürdü. Bazı kişilerin kendilerince anladıkları şeriatı uyguladıkları bu emirlikler, yanlış yorumlarla İslam dünyasının imajını bozuyor ve halkı itidale davetten uzaklaştırıyor” dedi.

Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi’ye yönelik suçlama ifadelerini de eleştiren Helbavi, yazısında “İslamcılar, kullandıkları ifadelere herkesten çok daha fazla dikkat etmelidir” ifadesine yer verdi.

Helbavi, yaşanan sorunun çözümü için erken seçimlere gidilmesi gerektiğini söyledi.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır içişleri Bakanı: "Dünkü olaylardan Müslüman Kardeşler sorumludur"
27-07-2013



YDH'nin haberine göre; Mısır İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim, çok yakında yargı kararıyla Rabiatu’l Adeviye meydanında yapılan gösterilere müdahale edileceğini açıkladı.

El Mısriye televizyonunun haberine göre İçişleri Bakanı İbrahim, dün sabaha karşı yaşanan ve çok sayıda kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak Müslüman Kardeşler liderlerini sorumlu tuttu.

İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim, Müslüman Kardeşler liderlerinden Safvet Hicazi’nin Rabiatu’l Adeviye’deki göstericileri 6 Ekim Köprüsüne doğru gitmeleri için kışkırttığını belirterek köprüyü işgal etmeye çalışan grubun lastikler yakarak trafiği engellemeye çalıştıklarını söyledi.

Bayındırlık bakanının 6 Ekim Köprüsünün mimarisi gereği aşırı yük kaldıramayacağı konusunda kendini bilgilendirdiğini belirten Muhammed İbrahim, güvenlik güçlerinin göstericileri engellemek için göz yaşartıcı gaz kullandığını; ancak göstericilerin saçma mermiler atan silahlarla güvenlik güçlerine ateş açmaya başladığını söyledi.

Göstericilerin köprüden geçmekte olan vatandaşlara da saldırdıklarını ve çatışmaların sabaha kadar sürdüğünü belirten İçişleri Bakanı İbrahim ölenlerin olduğunu sabah fark ettiklerini, çatışmalarda çok sayıda polisin de saçma mermileriyle yaralandığını söyledi.

29 gündür Rabiatu’l Adeviye’de gösteri yapıldığı halde polisin bunlara karışmadığını belirten İbrahim, “sanırım birileri göstericileri bu alandan çıkararak kriz yaratmaya ve bunu siyasi çıkarları için kullanmaya çalışıyor. Tüm kardeşlerimden akıllıca davranmalarını istiyorum. Hepimiz Mısır vatandaşıyız, her gün kurban alan bu keşmekeşi bitirmeliyiz umarım herkes siyasi sürece döner ve ekonomiden güvenliğe her şeyi etkileyen bu kriz sona erer” dedi.

İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim, bugünkü olaylarda 120 kişinin öldüğü ve 500 kişinin yaralandığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını belirterek bazılarının Mısırlıların kanı üzerinden ticaret yaptığını söyledi.

Muhammed İbrahim yapılan gösteriler sebebiyle çevrede yaşayanların zarar gördüğünü ve halktan aldığı şikayetleri değerlendiren yargının kararıyla çok yakında gösteri yapılan meydanlara müdahalede bulunacaklarını söyledi.

Mısır resmi haber ajansı Mena'ya göre bir güvenlik yetkilisi, çatışmalarda ateşli silah kullanmadıklarını, eylemcilere sadece göz yaşartıcı gazla müdahale ettiklerini söyledi.

Söz konusu yetkili, rakip gruplar arasındaki çatışmaları durdurmaya çalıştıklarını, olaylarda sekiz güvenlik görevlisinin de yaralandığını belirtti.

Kahire'deki BBC muhabiri Quentin Sommerville Adeviyye Camii çevresinde gece başlayan çatışmaların sabaha kadar sürdüğünü söylüyor.

Bölgede oluşturulan sahra hastanesinden bir doktor, 1500'den fazla kişinin de yaralı olduğunu belirtti.

Sağlık Bakanlığı ise ölü sayısını 38, yaralı sayısını da 180 olarak açıkladı.

Hem Mursi yanlıları hem de karşıtları gece boyunca protesto gösterileri düzenledi.

Tahrir Meydanı'nda 3 Temmuz'da Mursi'yi deviren orduya destek için düzenlenen gösteriye on binlerce kişi katıldı.

Haber1001

Mısır'da kritik cuma: Mursi yandaşları ile karşıtları çatıştı
26 TEMMUZ 2013



Mısır'da devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi destekçileri ve karşıtları Cuma günü ülke çapında gösteri düzenledi.

Cuma namazı sonrası yoğunlaşan ve gece geç saatlere kadar devam eden gösterilerin düzenlendiği kentlerden İskenderiye'de en az beş kişi öldü.

Başkent Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda da ordu destekçileri toplandı.

Ülke çapındaki gösteriler, Mursi'nin 'Hamas'la suç amaçlı işbirliği yapmakla' suçlanmasının ardından şiddetini arttırdı.

Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi hafta içi yaptığı açıklamada, halka sokağa çıkarak orduya kendi ifadesiyle 'terörle ve şiddetle mücadelesi'nde desteklerini göstermeleri çağrısında bulunmuştu.

Mursi'nin devrildiği 3 Temmuz'dan bu yana ülke çapında düzenlenen gösterilerde çıkan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti.

İskenderiye'den gelen haberlerde, çıkan çatışmalarda en az 5 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kişinin de yaralandığı belirtiliyor.

Yaralanma olaylarının büyük bölümünün ateşli silahlardan kaynaklandığı bildirildi.

Havanın kararmasının ardından polisle bazı göstericiler arasında çatışmaların yaşandığı haberleri geliyor.

Kahire'de ise Şubra mahallesinden çatışma haberleri geldi.
Rakip gruplar arasında çıkan taşlı çatışmada 10'dan fazla kişinin yaralandığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanı Sisi'nin çağrısının ardından çok sayıda kişi Tahrir'de toplanırken, Mursi yanlılarının Rabiya'tül Adeviyye Camii yakınlarındaki gösterileri 'oturma eylemi biçiminde' devam ediyor.

Göstericiler, ''Sisi defol, Mursi cumhurbaşkanı. Kahrolsun ordu'' sloganları attı.

Mursi'ye 15 gün gözaltı

Mısır'da soruşturma makamlarının Mursi hakkında verdiği 'gözaltı kararı' zaten gergin olan ülkede şiddet olaylarının artmasına neden oldu.

Mısır savcısı, sabah saatlerinde Muhammed Mursi’nin, 'Hamas’la bağlantısı olduğu iddiasıyla' tutuklanması talebinde bulundu.

Müslüman Kardeşler, devrik liderleri Mursi’ye yönelik suçlamalar için 'saçma' yorumunu yapıp 'ciddiye alınmaması gerektiğini' belirtti.

Müslüman Kardeşler sözcüsü Cihad el Haddad, "Sokaklardaki protestolarımıza devam ediyoruz. Aslında, bu rejimin neyi temsil ettiğinin halk tarafından daha iyi anlaşılacağına inanıyoruz, bu eski Mübarek rejiminin gaddar bir güçle geri dönüşüdür" diye konuştu.

Mısır resmi haber ajansı MENA, Mursi’nin 2011 yılında hapisten kaçabilmek için Hamas’tan yardım alarak 'hapishane yetkilileri ile cezaevindeki tutukluları öldürmek ve askerleri kaçırmakla' da suçlandığını duyurdu.

Soruşturma savcısı Hasan Samir'in Mursi'yi sorguladığı gelen haberler arasında.

Resmi haber ajansı MENA, savcının Mursi'ye sorgu sırasında kanıtlar sunduğunu da öne sürdü.

Mursi'ye, "2011'deki ayaklanma sırasında 'bir cezaevini kundaklama, kendisi de dahil tutuklu ve hükümlülerin kaçmasını sağlama, subay, asker ve tutukluların tasarlayarak ölümünden sorumlu olma" suçlaması yönlendirildi.

Mursi'nin önde gelen isimlerinden biri olduğu Müslüman Kardeşler ise, cezaevi baskınının yabancıların değil, yerel halkın yardımıyla yapıldığını söylüyor.

Olayda aralarında Mursi ve diğer üst düzey Müslüman Kardeşler yetkililerinin de bulunduğu 34 kişi cezaevinden kaçmıştı.
Hamas: Bizi Mısır'daki çatışmalara çekmeye çalışıyorlar
Mursi'ye yönelik suçlama:

"2011'deki ayaklanma sırasında 'bir cezaevini kundaklamak, kendisi de dahil tutuklu ve hükümlülerin kaçmasını sağlamak, subay, asker ve tutukluların tasarlayarak ölümünden sorumlu olmak."

Hamas, savcılık kararına tepki gösterdi.

Mısır yönetimini, Hamas'ı Mısır'daki çatışmanın içine çekmeye çalışmakla suçlayan Hamas sözcüsü, ''Arap Birliği'ni Hamas'a karşı kışkırtma girişimlerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz'' dedi.

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 15 gün Mübarek karşıtı gösteriler sırasında işlediği öne sürülen suçlar nedeniyle 15 gün boyunca sorgulanmak üzere gözaltına alındı.

Soruşturmaya gizlilik kararı kondu ve resmi açıklamalar dışında herhangi bir ayrıntının yayınlanması da yasaklandı.

BBC muhabiri Jim Muir, Mısır yasalarına göre bu suçlamanın vatana ihanet olarak da görülebileceğini belirtiyor.

Muir, "Suçlama, yargıya, serbest bırakılması için BM ve Batı'dan çağrıların arttığı bir dönemde Mursi'yi gözaltında tutmak için gerekli yasal çerçeveyi de sağlamış oluyor" yorumunu yapıyor.
BBCT

Mısır'da göstericiler, Suveyş Emniyet Müdürlüğü binasını ateşe verdi
27 Ocak 2013



Mısır'da 25 Ocak Devrimi'nin 2. yıl dönümü dolayısıyla meydanlara dökülen göstericilerin, Suveys Emniyet Müdürlüğü binasını ateşe verdiği bildirildi.

Edinilen bilgiye göre, emniyet müdürlüğünü basan göstericilerle polis arasında çatışma yaşandı. Polisin binadan çekilmesi üzerine, eşyaları yağmalayan göstericiler, göz altında tutulan bir grubu kaçırarak binayı ateşe verdi.

Emniyet müdürlüğü yakınındaki Sivil Savunma Kurumu'na ait bir binayı da yakan göstericiler, olay yerinden kaçtı.

Mısır makamlarından konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmazken, ordudan bir kaynak, ''Suveys ilinde sokağa çıkma yasağının ilan edilmesinin an meselesi'' olduğunu söyledi.

Bu arada Kahire'de de Şura Meclisi önünde toplanan göstericiler polisle çatıştı. Kendilerine taşlarla saldıran göstericilere polis, göz yaşartıcı bombayla karşılık verdi.

10 kişi öldü, 500'den fazla kişi yaralandı

Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, Cuma günü başlayan olaylarda 10 kişi hayatını kaybetti, 500'den fazla kişi yaralandı.
TRT

Mısır'da devrim sürüyor: Halk ülkenin her yerinde polisle çatışıyor
25 OCAK 2013



Göstericiler Mursi'nin evini basmak istedi

Ülke genelinde polisle göstericiler çatışıyor. Kahire'de metro istasyonunu basan, tren yolundaki rayları söken göstericiler, Mursi'nin evini basmak istedi

Mısır'da 25 Ocak Devrimi'nin 2. yıl dönümünü meydanlarda inen göstericilerle polis arasında sabah saatlerinden itibaren yaşanan çatışmalar devam ediyor.

Muhalefetin devrimin 2. yıl dönümünü sistem karşıtı protesto gösterilerine dönüştürme kararının ardından, halk başta Kahire'deki Tahrir Meydanı olmak üzere, meydanlara doğru yürüyor.

Tahrir Meydanı'ndaki göstericilerin sayısının 100 bini çok aştığı bildiriliyor.

"İhvana hayır, Selefilere hayır, yaşasın Mısır. 'Mısır satılık değildir"

Tahrir Meydanı'nda toplanan göstericiler, sık sık, 'Halk rejimin yıkılmasını istiyor','İhvana hayır, Selefilere hayır, yaşasın Mısır' 'Mısır satılık değildir' sloganları attı.

Cumhurbaşkanı Sarayı önündeki bariyerleri kaldırarak saraya yürümek isteyen göstericilerle polis arasında çatışma yaşandı.

Polis çok sert müdahale etti

Göz yaşartıcı bombayla müdahalede bulunan polise, göstericiler taşlarla ve molotof kokeylleriyle karşılık verdi. Polisin de zaman zaman taşlarla karşılık verdiği gözlendi.

Cumhurbaşkanı Mursi'nin evini basmaya çalışıp, evin 30 metre ilerisinde otomobil lastikleri yakan 'Black Block' adlı grupla polis bu bölgede de çatıştı.

Kahire tren seferleri iptal edildi

Kahire'yi çevre kentlere bağlayan tren yolu da göstericilerin öfkesine maruz kaldı. Göstericiler rayları söktü. Kahire tren seferleri iptal edildi.

Göstericiler 6 Ekim Köprüsü'nü, Korniş yolunu ve Kahire'de çok sayıda yolu trafiğe kapattı. Tahrir Meydanı yakınındaki Enver Sedat metro istasyonuna giren onlarca gösterici metro yoluna inerek ana hatlardaki hareketi engelledi. Bu arada, göstericiler Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın resmi elektronik sitesi 'İhvan Online'ın merkez binasını ateşe verdi.

Sağlık Bakanlığı sabahtan bu yana ülke genelindeki gösterilerde, 61'i İskenderiye'de olmak üzere 252 kişinin yaralandığını açıkladı.

Bakanlıktan bir kaynak, hastanelerin alarm halinde olduğunu belirterek, yaralanmaların çoğunun göz yaşartıcı bomba, taş ve arbede sonucu meydana geldiğini ifade etti.

Sağlık Bakanlığı verilerinin hastane kayıtları üzerinden olduğunu söyleyen görgü tanıkları, bu sayının çok daha yüksek olabileceğini ifade etti.

Bu arada Mısır ordusundan yapılan açıklamada başkent Kahire'nin giriş ve çıkışlarının geçici olarak güvenlik amacıyla askerler tarafından korunacağı kaydedildi.

Ordudan yapılan açıklamada, şehir giriş çıkışlarını denetleyen askerlerin sivillere kesinlikle müdahalede bulunmayacağı da ifade edildi.

Ülke genelinde çatışmalar sürüyor-

Ülkenin ikinci büyük kenti İskenderiye'de Valilik Binası'na yürümek isteyen protestocular, yürüyüşü engellemek isteyen polisle çatıştı.

Kahire yakınlarındaki Süveyş'te valilik binasını basan göstericilerle polis arasında taşlı sopalı çatışma yaşandı.

Talim Terbiye ve birçok hükümet binasına atılan molotof kokteylleri sebebiyle çıkan küçük çaplı yangına itfaiye müdahale etti.

Görgü tanıkları güvenlik güçlerinin çok sayıda göstericiyi göz altına aldığını bildirdi.

İsmailiye'de ise göstericiler emniyet müdürlüğünün deposunu bastı, içerideki eşyaları yağmalayarak sokağa döktü.

El-Garbiyye'ye bağlı El-Mahalle ilçesinde göstericiler tren yolu üzerinde büyük bir ateş yakarak trenlerin hareketini engelledi.

Buhayra'ya bağlı Demenhur ilçesindeki Müslüman Kardeşler merkezine girmeye çalışan göstericilerle güvenlik güçleri arasında çatışma yaşandı.

Göstericiler Müslüman Kardeşler merkezini taşladı. Beni Suveyf'deki Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) binasına saldıran göstericilerle İhvan üyeleri arasında taşlı kavga yaşandı.

Polis, olaya göz yaşartıcı bombayla müdahalede bulundu, çok sayıda göstericiyi göz altına aldı. Minye'de HAP binasına taşlarla saldıran göstericilere polis aynı yöntemle karşılık verdi.

BBC'nin haberine göre; Hüsnü Mübarek'in görevden uzaklaştırılmasıyla sonuçlanan ayaklanmanın ikinci yıldönümü için Tahrir Meydanı'nda toplanan muhalif göstericilerle polis arasında çatışma çıktı.

Muhammed Mursi'ye muhalefet eden gruplar bugün büyük bir gösteri yapmayı planlıyor.

Muhalifler, Mursi'yi devrime ihanet etmekle suçluyor.

Mursi, suçlamayı reddediyor ve göstericilere barışçıl eylemler yapmaları çağrısı yapıyor.

Meydana giden yollardaki bariyerler

Polisle göstericiler arasındaki dün geceki çatışma göstericilerin meydana giden yollardaki bariyerleri kaldırmaya çalışmaları üzerine yaşandı.

Çatışmalar geçe boyunca devam etti: polis olaylar sırasında meydanda toplananlara karşı göz yaşartıcı gaz kullandı.
Olaylar sırasında sekiz kişi yaralandı.

Ekonomik kriz

Muhalefet Tahrir'de bugün büyük bir kalabalığın toplanmasını beklediğini belirtiyor.

Muhalfet ayrıca Mursi yönetimini tek adamcı bir yönetim anlayışı benimsemekle eleştiriyor.

Muhalefete ekonomik krizden Mursi yönetimini sorumlu tutuyor.

Yaygın eylem çağrısı

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın eski başkanı Muhammed El Baradei, yaptığı yazılı açıklamada: "Devrimin nihai hedefine ulaşması gerektiği konusundaki kararlılığı sergilemek için herkesi Mısır'ın her köşesinde eylemlere katılmaya davet ediyorum." dedi.
haber1001

Mısır ordusu Facebook'tan açıkladı: Başbakan Şefik istifa etti

3 MART 2011

Mısır'da yönetimde olan Askeri Konsey, Başbakan Ahmet Şefik'in istifa ettiğini açıkladı.
Protestocular Şefik'i başbakanlığına, Mübarek rejiminde aldığı rol nedeniyle karşı çıkıyordu.

Yapılan açıklamada daha önce ulaştırma bakanlığı görevinde bulunan Essam Şeref'in yeni kabineyi kurmasının istendiği belirtildi.
Açıklama, Mısır silahlı kuvvetlerinin sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki sayfasında da yayınlandı.
Ahmet Şefik, cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in iktidarı bırakmasıyla sonuçlanan halk isyanı sırasında göreve gelmişti.
Mısırlı isyancılar ve uluslarası gözlemciler Ahmet Şefik'in Mübarek rejimini temsil eden bir isim olması sebebiyle, kendisine sıcak bakmamışlardı.
"Şeref muhalifleri memnun edebilir"
Kahire'deki BBC muhabiri Alastair Leithead, Şefik'in istifası haberinin Mısırlı muhalifleri memnun edeceğini ancak cuma günü için Tahrir meydanı'nda bir gösteri planlandığını bildirdi.
Leithead, kabineyi kurma görevinin, devrimi desteklemiş olan Essam Şeref'e verilmiş olmasının Mısır'daki muhalifleri sakinleştirmek için yapılmış bir hamle olabileceğini söyledi.
BBC muhabiri ülkedeki değişim talebini canlı tutanların iki farklı görüşe sahip olduklarını belirtti.
Bir yanda Mübarek döneminde görev almış tüm aktörlerin uzaklaştırıldığı, yeni bir dönem isteyenler var.

Mısır'da Medya Grevi
04 Aralık 2012



12 özel gazete ve 5 televizyon kanalı grev başlattı.

Mısır'da, Cumhurbaskanı Muhammed Mursi’ye sunulan ''Anayasa Taslagı'' ıie Mursi'nın ilan ettiği anayasal duzenlemeleri protesto etmek amacıyla bugun sabah saatlerinden itibaren 12 özel gazete ve 5 televizyon kanalı grev baslattı.
TRT

Mısır: Milyarder işadamının gözünden ekonomi
Tim Whewell
BBC Newsnight, Kahire
9 TEMMUZ 2013



Mısır'da Müslüman Kardeşler liderlerinden, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı başlatılan sokak gösterileri ve izleyen askeri darbenin başlıca gerekçelerinden biri ekonominin giderek kötüleşmesiydi.

Mursi'nin sadece bir yıl süren yönetimi sırasında, ülkenin döviz rezervleri neredeyse tamamen kurumuş, yakıt sıkıntısı görülmeye başlamıştı.

Müslüman Kardeşler 2011 devriminden sonra zaten ekonomik bir enkaz devraldıklarını ve bir yılda bütün sorunları çözemeyeceklerini söylüyordu. Muhaliflerse ekonominin çok kötü yönetildiğini savunuyordu.

BBC'nin ikinci kanalında yayınlanan Newsnight programı muhabirlerinden Tim Whewell, ülkenin ekonomik durumunu Mısırlı milyarder işadamı ve Müslüman Kardeşler'e muhalif liberal Hür Mısırlılar Partisi'nin kurucusu Naguib Sawiris'le konuştu. İlk sorusu da, 'Durum ne kadar kötü?' oldu
Sawiris: Bence Mısır ekonomisi şu anda şimdiye kadarki en kötü durumda. 2,5 yıldır hiçbir şey yapılmıyor. Farklı bakanlar, kısa sürelerle geldi, bakanlar değişti. İnsanlar yatırım yapmakta isteksiz davrandı. Müslüman Kardeşler'in kapasitesi düşük kaldı ve her cephede kötü bir performans sergilediler. Çok kötü bir miras devralmıştı, ama onlar da ekonomiyi dibe vurdurdular. Şu anda çok kötü durumdayız.

BBC: Peki bu çok kötü durum ne anlama geliyor ?

Yatırımcıları korkuttular

Sawiris: Gelmiş geçmiş en yüksek işsizlik oranları demek, turizm gelirleri sıfır, yüksek enflasyon ve fiyatlar demek. Yakıt sıkıntısı ve sübvansiyonlar ekonomiyi, yiyip bitiriyor. Petrol ithal edecek para yok. Bu yeni gerçekleri halka kim anlatacak? Kötü yönettiler ve ülke dışındaki tüm yatırımcıları korkuttular, özellikle de Mısırlıları.

Bundan gurur duymuyorum ama iki buçuk yıldır şahsen Mısır'a bir kuruş yatırım yapmadım. Evimdeki eski televizyonumu bile değiştirmedim. Çünkü herkese zorbalık yapan faşist bir diktatörce yönetilen bir ülkede yaşayabileceğimden emin değildim. Batı bu resme bakıp, 'tamam demokratik yollardan seçildi işte' dedi ve bizi burada ölüme terk etti. İran'da da seçim var. Ona demokrasi diyor muyuz? Dini lider İran'da kimin seçime gidebileceğini seçiyor. Siz de çok kötüyle, daha az kötü arasında seçim yapıyorsunuz.

'Mursi hiç dinlemedi'

BBC: Ama bazıları da yatırımcıların korkma nedeninin Müslüman Kardeşler yönetiminden çok, sürekli devam eden gösterilerden kaynaklanan istikrarsızlık olduğunu söylüyor. Buna ne diyorsunuz?

Sawiris: Yüzde yüz doğru. Ama gösteriler yapılmasının sorumlusu kim? Mursi hiç dinlemedi. Ben ona mektuplar yazdım. Muhalefet 'oturalım, birlikçe çalışalım. Tek başına yönetemezsin, bizi dışlayamazsın, zorbalık yapamazsın. Bu sadece senin ülken değil, tüm Mısırlıları temsil etmiyorsun' dedi.

BBC: Ama bazıları da bu gösterilerin öyle yüzde yüz kendiliğinden ortaya çıkmadığını söylüyor. Örneğin siz kısmen bu gösterilerin masraflarını karşıladınız.

'Herkese kafa tuttular'

Sawiris: 30 milyon Mısırlı'nın sokağa çıkmasını sağlamak için benim Süpermen olmam lazım. Bütün protestolar yardım görür. Partimiz, Hür Mısır Partisi tabii lojistik destek verdi. Bu adam ve çetesi mafya gibi, gangster gibi Mısır'ı ele geçirdi. Herkesi dışlamayı başardılar. Yargıçlara, polislere, orduya, entelektüellere kafa tuttular. Sinemaları kapatan, sanatçıları kovan bir Kültür Bakanı atadılar.

BBC: Peki, ekonominin en acil ihtiyacı ne? Ne yapılması gerek sizce?

Sawiris: Döviz rezervimiz çok azaldı. Önümüzdeki 18 ayda biraz nefes almak ve ekonomimizi yeniden yapılandırmak için 15-20 milyar dolara ihtiyaç var. Sonra da bu gösterilerin ve toplumdaki kutuplaşmanın sona ermesi gerek. Bence ulusal bir uzlaşma süreci başlatmalı, İslamcılara, Müslüman Kardeşler'e elimizi uzatmalıyız. Onlara, 'Biraz sakinleşin, gelin şimdi Mısır iyiliği için hep beraber çalışalım' demeliyiz. Muhalefete de, 'Şimdi seçim yapacağız, gerçekten ne istediğinizi dünyaya gösterin' demeliyiz. İntikam alınmasına karşıyım. Televizyonları yeniden yayına başlamalı ve serbest bırakılmaları gerek.

'Sübvansiyonlar kalkmalı'

BBC: Yani çok büyük bir kredi alınmasına ihtiyaç var. Ama IMF'nin kredi verme koşulu çok uzun süredir ekmeğe yakıta ve birçok şeye sübvansiyonların azaltılmasıydı. Bu siyaseten çok zor bir hamle.

Sawiris: Mısır'daki ikilem hep buydu. Sübvansiyonlar yerine, insanların kazançlarının arttırılması lazım. Her şey gerçek fiyatından satılmalı. Neden dünyanın başka bir yerinde bu sübvansiyonlara ihtiyaç yok. Her ay 1,1 milyar doları sadece yakıt sübvansiyonlarına harcıyoruz.
BBCT



Mısır'da sokağa çıkma yasağı
29 Ocak 2013



Mısır 2. Ordu Komutanı Tümgeneral Vasfi, ''Süveyş Kanalı illerinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak'' dedi.

Mısır 2. Ordu Komutanı Tümgeneral Ahmed Vasfi, ordunun, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin dün aldığı sokağa çıkma yasağını Süveyş Kanalı illeri olarak bilinen İsmailiye, Port Said ve Süveyş'te kararlılıkla uygulayacağını açıkladı.

Vasfi düzenlediği basın toplantısında, ''Ordunun görevi güven ortamını sağlamaktır. Sokağa çıkma yasağının getirilmesinin amacı, kaos ortamını yaymak ve kamu huzurunu bozmak isteyen unsurları yakalamaktır. Süveyş Kanalı illerinde sokağa çıkma yasağı uygulanacak'' dedi.

Sağlık, basın ve kamusal alanlarda çalışanların yasağa tabi olmayacağını belirten Vasfi, saldırganların yakalanması için güvenlik güçleriyle koordineli çalıştıklarını ve polisin belirleyeceği bölgelerde güvenlik çemberi oluşturacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi dün Süveyş Kanalı illeri İsmailiye, Port Said ve Süveyş'te 30 gün boyunca yerel saatle 21.00'den 06.00'ya kadar sokağa çıkma yasağı ilan etmişti.

Kararın açıklanmasının akabinde sokağa dökülen göstericiler, kararın uygulanmaya başlamasına rağmen gece yarısına kadar gösterilere devam etmişti.
Dünya Bülteni

Mısır’da Mursi destekçileri ve karşıtları arasında çıkan çatışmalarda altı kişi öldü
23 TEMMUZ 2013



BBC'nin haberine göre; ölenlerin çoğunun, Kahire Üniversitesi yakınlarında 3 Temmuz’daki darbeden bu yana oturma eylemi düzenleyen Müslüman Kardeşler destekçileri.

Reuters haber ajansı, polis kaynaklarına dayandırdığı haberinde, yüzlerce Mursi destekçisinin bölge halkı, esnaf ve oturma eyleminin çevresindekilerle çatıştığını belirtiyor.

Devlete bağlı El Ahram gazetesi, sağlık bakanlığından bir yetkiliye dayandırdığı haberinde çatışmalarda altı kişinin öldüğünü, 33 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Mısır devlet televizyonu, yedi Mursi destekçisinin de yasadışı silah taşımaktan gözaltına alındığını duyurdu.
haber1001

Abdulfettah Sisi’den ABD’ye eleştiri
03-08-2013



Mısır Savunma Bakanı Abdulfettah Sisi, Amerika’nın Mısır’daki gelişmelerle ilgili tutumunu eleştirerek Washington’dan Müslüman Kardeşleri gösterilere son vermeye ikna etmesini istedi.

YDH- El Cezire televizyonunun haberine göre Washington Post gazetesine demeç veren Mısır Savunma Bakanı General Abdulfettah Sisi, Obama yönetimini Mısır halkının iradesine saygılı davranmamakla suçladı.

Mısır’ın bir iç savaş tehdidiyle karşı karşıya bulunduğunu belirten General Sisi, Amerika’nın kendilerine yeterli destek vermediğini ve Mısır halkının iradesine sırt çevirdiğini söyledi.

Amerika’nın Mısır halkının iradesine sırt çevirmesinden dolayı Mısırlıların Amerika’nın bu tutumunu unutmayacağını belirten Sisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayı düşünmediğini söylemekle birlikte bu ihtimali kesin olarak reddetmedi.

General Sisi, ABD Savunma Bakanı’nın Başkan Obama’nın aksine her gün kendisini telefonla aradığını belirterek “Amerika eğer Mısır’da daha fazla kan dökülmesini önlemek istiyorsa, Mursi yanlılarını gösterilere son vermeye ikna eder” dedi.
http://www.ydh.com.tr/

Mısır'da dün: hükümete göre 235, Müslüman Kardeşler'e göre 2 binden fazla kişi öldü
15 AĞUSTOS 2013



Mısır güvenlik güçleri, başkent Kahire'de Muhammed Mursi'yi destekleyen grupların toplandığı iki meydana müdahale etti.

Ülke çapındaki olaylarda hükümete göre 235, Müslüman Kardeşler'e göre 2 binden fazla kişi öldü.

Ülkede olağanüstü hal ilan edilirken geçici hükümetin başbakanı müdahaleyi savundu.

Kontrol güvenlik güçlerinde



El Cezire televizyonu gün içinde, Kahire'deki iki protesto meydanından büyüğü olan Rabiya'tül Adeviyye Meydanı'nda 300'den fazla kişinin öldüğünü, 800'den fazla kişinin yaralandığını duyurdu.

Müdahale ve gün içindeki çatışmaların ardından kampların bulunduğu alanlar güvenlik güçlerinin kontrolüne girdi.

Mısır’daki geçici hükümetin Başbakanı Hazem Beblavi, yönetimin güvenliği tesis etmesi gerektiğini belirterek müdahaleyi savundu.

İçişleri Bakanı: Polislere ateş açıldı



Mısır İçişleri Bakanı Muhammed İbrahim, göstericilerin yüksek binaların tepelerinden güvenlik güçlerine ateş açtığını ve olaylarda 43 polisin de öldüğünü söyledi.
Müslüman Kardeşler, destekçilerine sokaklara çıkıp gösteri yapma çağrısında bulundu.



Gün içinde Kahire’nin ana yollarından bazıları Müslüman Kardeşler destekçileri, bazıları ise Mısır ordusu tarafından kapatıldı.

Başkent Kahire’ye gelen ve başkentten çıkan tren hatlarındaki tüm seferler durduruldu.

Mursi destekçileri, başta İskenderiye olmak üzere diğer kentlerde de gösteriler düzenledi.

Mısır resmi haber ajansı Mena, Mısır’ın merkezinde Kıpti Hristiyanların yoğun yaşadığı Sohag kentindeki üç kiliseye saldırı düzenlendiğini duyurdu.

Baradey istifa etti
Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed el Baradey müdahalenin ardından istifa etti.

"Mısır’daki çatışmanın her iki tarafı da ülkenin geleceğinin tehlikede olduğunu düşünüyor. Büyük ihtimalle haklılar."
Jeremy Bowen, BBC Orta Doğu Editörü

İstifa mektubunda ülkedeki siyasi krizi sona erdirmenin barışçı yolları da olduğunu vurgulayan el Baradey, "Kabul etmediğim ve sonucundan korktuğum kararların sorumluluğunu almak benim için zorlaştı. Tek bir damla kanın sorumluluğunu bile üstlenemem."

Olaylarda en az iki gazeteci de öldü

Sky News, kameramanı Mick Deane'in vurularak öldürüldüğünü doğruladı.

Sky News'in internet sitesinde yer alan haberde Deane'in 15 yıldır Sky News için çalıştığı, Kahire'deki olayları görüntülemek isterken öldürüldüğü belirtildi.
Körfez medyasından Xpress 26 yaşındaki Habiba Ahmed Abdülaziz de yaşamını yitiren bir diğer gazeteci oldu.
İş arkadaşları, Mısırlı gazeteci Abdülaziz'in olaylar çıktığında izinde olduğunu söyledi.

"Şu an için Müslüman Kardeşler, üyelerine yeniden toplanma ve sokağa çıkma emrini vermiş gibi görünüyor. Belirsiz olansa bu durumun daha ne kadar sürebileceği, nereye kadar yayılacağı ve Müslüman Kardeşler destekçilerinin sokaklarda güvenlik güçlerinden daha fazla kalıp kalamayacağı."
Şeyma Halil, BBC Muhabiri
BBCT

Mısır yönetimi: Artık savaş halindeyiz
17-08-2013



Mısır Cumhurbaşkanı danışmanı Mustafa Hicazi, Müslüman Kardeşler’i kastederek, Mısırlıların ortak düşmana karşı birleştiğini savundu.

YDH- Mısır devlet televizyonun haberine göre Cumhurbaşkanı Adli Mansur’un Danışmanı Mustafa Hicazi, Mısır halkının “şiddet yaratıp, terörü destekleyen ortak düşmana” karşı birleştiğini söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Danışmanı Mustafa Hicazi, bugün düzenlediği basın toplantısında “tüm kanıtlar göstermektedir ki bugün Mısır’da yaşananlar bir siyasi anlaşmazlık değil, büyük bir şiddet ve terör dalgasıdır” dedi.

Ülkedeki şiddeti, Müslüman Kardeşlerin başlattığını öne süren Hicazi, “Biz, artık hergün daha da büyüyen aşırı grupların başlattığı bir savaş halindeyiz” diye konuştu.
http://www.ydh.com.tr/

Müslüman Kardeşler'de kim kimdir?
20 AĞUSTOS 2013



Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin geçen ay darbeyle devrilip tutuklanmasının ardından Mısır ordusu Müslüman Kardeşler örgütünün lider kadrosuna karşı da harekete geçti. Örgütün önde gelenleri ya firarda, ya da Muhammed Mursi gibi tutuklanmış durumdalar.
Kimi diğer Müslüman Kardeşler üyeleri ise, Mursi yandaşlarının protesto gösterilerinde ve uluslarlarası medyada boy göstererek İslamcı örgütün kameralar karşısındaki yüzü olarak bilinir oldular.

İşte Müslüman Kardeşler'in kilit önemdeki önderleri:

MUHAMMED BEDİİ




Muhammed Bedii, Müslüman Kardeşler'in Rehberlik Konseyi Başkanı ve teoride örgütün lideri olarak görülüyor.
Kahire'nin kuzeyinde 1943 yılında doğan Bedii, veteriner fakültesinde patoloji eğitim aldı. Mısır'da bir dizi üniversitede öğretim üyesi olarak görev yaptı.

2010 yılında Müslüman Kardeşler'in ''Genel Mürşit'' (Rehberlik Konseyi Başkanı) ünvanını almadan önce örgütün idari birimlerinde görevler üstlenmiş olan Muhammed Bedii, Hüsnü Mübarek'in devrilmesinden önceki yıllarda siyasi faaliyetleri nedeniyle uzun hapis cezalarına çarptırılmıştı.
Bedii'nin, ''Mursi'yi devirmek Mekke'de Kabe'yi baltalamaktan daha ağır bir suçtur.'' şeklinde Temmuz sonunda sarfettiği sözleri tartışma yaratmıştı.
Mursi'nin devrilmesini takip eden günlerde Müslüman Kardeşler'in Kahire'deki oturma eylemlerinde en ön sırada yer alan Muhammed Bedii hakkında 10 Temmuz tarihinde Mursi karşıtı göstericilerin öldürülmesini teşvik ettiği iddiasıyla seyahat yasağı ve tutuklama emri çıkartılmıştı.
Bunun üzerine kayıplara karışan Muhammed Bedii 20 Ağustos'ta tıklayın yakalandı.
Yakalanışından günler önce, Kahire'deki şiddet olaylarında can verenler arasında Muhammed Bedii'nin oğlu Amar da yer alıyor.

HAYRAT EL ŞATIR



Mühendis, işadamı ve İslamcı siyasi aktivist. Kendisine Müslüman Kardeşler'in en güçlü isimlerinden biri olarak bakılıyor.

Hüsnü Mübarek döneminde hapis yatan El Şatır, geçen yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Müslüman Kardeşler'in öne sürdüğü ilk aday olmasına karşın seçim komisyonu adaylığını iptal etmişti.
Rehberlik Konseyi'nin başkan yardımcısı olarak görev yapan Hayrat el Şatır'ın aynı zamanda Müslüman Kardeşler'in baş mali destekçisi olduğu düşünülüyor.
Mursi'nin devrilmesi ardından işbaşına gelen geçici yönetim, 5 Temmuz'da tutuklanan Hayrat el Şatır'ın mali varlıklarını dondurdu.

MUHAMMED EL BİLTACİ



Müslüman Kardeşler'in parlamentodaki uzantısı Özgürlük ve Adalet Partisi'nin genel sekreteri ve eski milletvekili Muhammed el Biltaci, Gazze'ye yardım filosunda Mavi Marmara gemisinde bulunan aktivistler arasındaydı.

10 Temmuz'da hakkında tutuklama emri çıkartılan El Biltaci'nin bundan dört gün sonra mali varlıklarının da dondurulmasına karar verildi.
Fakat halen serbest olan Muhammed el Biltaci, Rabiat'ül Adeviyye'deki oturma eylemi boyunca neredeyse gün kürsüye çıkıp ateşli konuşmalar yapıyordu.
Protestoların bastırılışı sırasında El Biltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma güvenlik güçlerinin açtığı ateşte can verdi.
Mısır medyasında Müslüman Kardeşler'e yöneltilen eleştirilerin odağında, örgütün işlediği iddia edilen şiddet eylemlerinin arkasındaki kişi olarak gösterilen Muhammed el Biltaci yer alıyor.

CİHAD EL HATTAT

Mursi'nin dış ilişkiler danışmanı İsam el Hattat'ın oğlu olan Cihad el Hattat, Müslüman Kardeşler'in medya sözcüsü ve üst düzey danışmanı. İngiltere'de De Montfort Üniversitesi'nde eğitim gören Cihad el Hattat çok iyi İngilizce biliyor.
Muhammed Mursi'nin 2011 yılında seçim kampanyasının medya stratejisti olarak görev yapan El Hattat, Müslüman Kardeşler adına BBC, CNN, Sky ve Guardian gibi medya kuruluşlarına sık sık mülakat vermesiyle biliniyor.
Twitter'da da faal olan Cihat el Hattat'ın kullanıcı adı @gelhaddad

AHMET ARİF

Müslüman Kardeşler'in Arapça medya sözcüsü olan Ahmet Arif diş doktoru olmasının yanısıra İslam ve Hristiyanlık konusunda uzman bir ilahiyatçı olarak tanınıyor.
Ilımlı tarzıyla dikkat çeken Ahmet Arif, Mısır televizyonunda yuvarlak masa programlarına düzenli olarak çağrılan, kamuoyunun tanıdığı bir sima
Rabia'tül Adeviyye'deki protesto eylemleri boyunca protestoculara sıklıkla seslenen Ahmet Arif henüz gözaltına alınmadı.

ABDÜLRAHMAN EL BAR

''Müslüman Kardeşler'in Müftüsü'' diye nitelenen El Bar, örgütün dinadamları arasında en üst düzeyde olanı ve Rehberlik Konseyi üyelerinden.
Mursi yandaşlarının oturma eylemleri sırasında sık sık protestoculara namaz kıldıran Abdülrahman el Bar, gözaltına alınmış değil.

KRİZ NASIL TIRMANDI?

3 Temmuz - Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi kitlesel protestolar ardından Mısır ordusu tarafından devrildi.
4 Temmuz - Mursi yandaşları Kahire'de Rabia'tül Adeviyye ve Nahda meydanlarında toplandı.
8 Temmuz - Cumhurbaşkanlığı Muhafız Güçleri'nin kışlası yakınlarında çıkan olaylarda askerler Mursi taraftarı 51 kişiyi öldürdü.
27 Temmuz - Rabia'tül Adeviyye Meydanı'nda güvenlik güçleriyle çıkan çatışmada 70'i aşkın protestocu öldü.
11 Ağustos - Mursi yandaşlarının protesto kamplarını dağıtma tehdidinde bulunan ordu, daha sonra bu operasyonu ertelemeye karar verdi.
14 Ağustos - Sabah saatlerinde güvenlik güçleri, Rabia'tül Adeviyye ve Nahda meydanlarını protestoculardan boşaltmak için harekete geçti, yüzlerce kişi öldü.
16 Ağustos - Müslüman Kardeşler, Cuma gününü ''Öfke Günü'' ilan etti, güvenlik güçleri ve protestocular arasındaki şiddet olayları Kahire'nin El Fetih Camii ve çevresinde odaklandı.
20 Ağustos - Müslüman Kardeşler'in en önde gelen ismi olarak bilinen Muhammed Bedii Kahire'de yakalanarak gözaltına alındı.
BBCT

Mısır: Mübarek ev hapsine alındı
22 AĞUSTOS 2013



Eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ev hapsine alındı.

Mübarek'i Tora hapishanesinden alan helikopter, devrik lideri ev hapsinde tutulacağı askeri hastaneye götürdü.

Başbakanlıktan yapılan açıklamada, Çarşamba günü yolsuzluk suçlamasından aklanan 85 yaşındaki devrik liderin ülkede uygulanmakta olan olağanüstü hal kapsamında ev hapsinde tutulacağı belirtildi.

Reuters haber ajansı eski cumhurbaşkanının avukatlarına dayandırdığı haberinde Mübarek'in Kahire'nin kuzeydoğusunda silahlı kuvvetlere bağlı Uluslararası Tıp Merkezi'ne kaldırıldığını duyurdu.

Hapishane önünde toplanan yaklaşık 75 kişi de Mübarek'e destek sloganları attı.

Mübarek, 2011'de kendisini deviren halk ayaklanması sırasında protestocuların ateş açılması nedeniyle de yargılanıyor.

Temyiz süreci

Mübarek bu davada geçen yıl ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak avukatları kararı temyize götürdü.

Temyiz davası Mayıs'ta başladı ancak Mübarek mahkumiyet öncesi azami tutukluluk süresini doldurdu.
Başbakan Hazım el Biblavi'nin makamından Çarşamba gecesi geç saatlerde yapılan açıklamada, "Başkomutan vekili (Biblavi) olağanüstü hal yasasını gözününe alarak Mübarek'in ev hapsinde tutulması talimatını verdi" denildi.
BBCT

Mısır’da ve çevresinde dönen politik oyunlar
Andrey Ontikov
20.08.2013



Fırtınalı geçen hafta sonunun ardından Kahire’de hayat yavaş yavaş normale dönmeye başladı. Al-Ahram gazetesi Mısır Hükümeti’nin aşırılık yanlısı grupların planlarına yönelik olarak almış olduğu etkili önlemler sayesinde ülkenin huzura kavuştuğunu yazıyor. Al-Masry Al-Youm gazetesi ise Müslüman kardeşlerin şiddetli bir darbe aldığını ve uzun bir süre daha toparlanamayacağı iddiasında. Gazete, İslamcılarla girişilen mücadeleden Mısır Halkı’nın galip ayrıldığını belirtiyor.

Peki gerçekten savaş sona erdi mi? Ya da geniş çaplı olmasına rağmen söz konusu mücadele son çatışma olmaktan çok mu uzak? Mısır’daki Hazım El-Beblavi hükümeti Müslüman kardeşleri yasa dışı olarak ilan etme niyetinde olduğunu daha önceden açıklamıştı. Görünüşe göre bu uyarı İslamcıların üzerinde tabiri caizse ‘ayıltıcı’ bir etki yaptı ve Müslüman kardeşler Pazar günü için planlanmış olan tüm mitingleri iptal etti. Ama bu durum gerçektende Müslüman kardeşlerin pes etme niyetinde oldukları manasına mı geliyor?

Yaffa Kahire Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Rıfat Seyid Ahmed bölge için senaryonun çoktan yazıldığı görüşünde:

Suriye’de reformların hayata geçirilmemesi için Batı, bu ülkede terörist grupları kullandı. Söz konusu reformların Suriye Halkı tarafından çok önceden beri talep edildiği, hükümetin bu talepleri anladığı ve reformları uygulamaya koymaya hazır olduğu bilinen bir gerçekti. Fakat Suriye’de herkesçe malum olan durum ortaya çıktı. Şimdi Batı aynı senaryoyu Mısır’da da tekrarlamak istiyor. Bunun için Müslüman kardeşleri ülkedeki reformların hayata geçirilmemesi ve ülkenin bir kaos ortamına sürüklenmesi için seferber ediyor. Batı ve herkesten önce ABD, bölgede kendi çıkarlarının peşinde koşuyor. En azından Amerikalı senatör John McCain’e bir bakalım. Hani şu Müslümanlığın kutsal mekânı Kâbe’nin yerle bir edilmesini isteyen John McCain. Bu adam, ABD’de İsrail’in en yakın dostlarından biri olarak gösteriliyor ve şu an aktif olarak Müslüman kardeşleri savunuyor.

Rus Doğubilimci Vyaçeslav Matuzov ise söz konusu olayda ABD’nin ve kendisinin güvenilir müttefiklerinin Arap dünyasındaki çıkarlarının birbirinden ayrılmasının oldukça ilginç olduğunu ifade ediyor:

Ordu güçleri tarafından Muhammed Mursi’ye karşı atılmış olan adımlar Batı nezdinde askeri darbe olarak nitelendirildi. Bu açık bir yalandır. Mısır Ordusu ülkedeki iktidarı ele geçirme niyetinde değil ve bu doğrultuda bir çaba sarf etmeyecek. Ordunun görevi, geçiş döneminde ülkede istikrarı sağlama ve demokratik bir ortamda seçimlerin düzenlenmesinden ibaret.

Ordunun bu misyonu pek çok Arap ülkesi tarafından da destek gördü. Destek veren ülkelerin başında Mısır’daki yeni yönetime kutlama mesajı yollayan Suudi Arabistan geliyor. Bunun dışında geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dışişleri Bakanı Mısır’daki istikrarın sağlanması için ülkenin geçici yönetimine yardım edilmesi çağrısında bulundu. Elbette başka bir görüş açısı da mevcut. Basından anlaşıldığı üzere Mısır’daki yönetimden Müslüman kardeşlere yönelik devem etmekte olan baskının kaldırılması ve örgüte tam hareket özgürlüğü verilmesini talep eden bir devletler topluluğu da ortaya çıktı. İçerisinde İngiltere, Fransa, Türkiye ve Katar’ın da olduğu bu gruba ABD başkanlık ediyor. Ayrıca söz konusu grubu Hamas da destekliyor. Yani, Müslüman kardeşlerin arkasında yeterince güçlü bir destek bulunmakta.

Uzmanlar ve emekli bürokratlar Müslüman kardeşler örgütünün Batı’nın bölgedeki çıkralarının bir iletkeni olduğu gerçeğini uzun bir zamandır telaffuz etmekte.

Fakat Batı ile Müslüman kardeşler arasındaki bağ, hiçbir zaman şimdiki kadar net bir biçimde ortaya çıkmamıştı.

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde Müslüman kardeşlerin yabancı dostları bazı kayıplar da yaşamakta. Mısır Halkı’nın büyük bir çoğunluğunun Müslüman kardeşlere karşı bu kadar net bir negatif tutum sergileyeceklerini gerçektende beklemiyorlardı. Fakat söz konusu kayıplar yakında ortadan kalkmış olacak ve Müslüman kardeşlerin yabancı dostları bu doğrultuda bölge için yeni planlar ve senaryolar hazırlama çalışmalarına başlayacaktır.

Kaynak: http://turkish.ruvr.ru/

Müslüman Kardeşlerin mal varlığına el konuluyor
25.09.2013



Mısır güvenlik güçleri son dönemde Müslüman Kardeşler hareketine ait olan binalara el koymaya başladı. Mahkeme kararı uyarınca, örgüt ve şubelerine ait ofis ve temsilcilikler dahil, Müslüman Kardeşlerin tüm taşınır ve taşınmaz mal varlıklarına el konulacak.

El Arabia televizyonu,Beni Süveyf eyaletinde İslamcıların “İslam’a Çağrı” okulunun ordu tarafından kontrol altına alınarak örgüt mensuplarına binaya giriş çıkışlar yasakladığını bildirdi.

Çarşamba günü daha erken saatlerde örgütün siyasi kanadı Özgürlük ve Adalet Partisi’nin gazetesi de kapatıldı.
http://turkish.ruvr.ru/

Mursi Mahkemede 'cumhurbaşkanı benim' dedi
4 KASIM 2013



BBC'nin haberine göre Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler Hareketi'nin 14 üst düzey yetkilisi bugün ilk kez hâkim karşısındaydı.

Mahkeme, geçen yıl Aralık ayında Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde yaşanan çatışmalarda protestocuların öldürülmesini azmettirmekle suçlanan Mursi'nin duruşmasını 8 Ocak'a ertelendi.

Mursi mahkeme salonuna girerken mavi takım elbisesini çıkarıp tutuklulara verilen beyaz üniformayı girmeyi reddetti.

Mahkemeyi protesto

Salonda bir kafes için bekletilen sanıklar "Yasadışı, yasadışı" sloganları attı.

Mahkeme salonundan bildiren muhabirler, duruşma sırasında adı sorulan Mursi'nin "Ben Dr. Muhammed Mursi, Cumhuriyet'in başkanıyım. Ben Mısır'ın meşru cumhurbaşkanıyım. Bu mahkeme tarafından yargılanmayı reddediyorum" dediğini aktardı.

Mursi'nin sözlerinden sonra hâkim mahkemeye kısa bir süre ara verdikten sonra duruşmayı Ocak'a ertelediğini açıkladı.

Mısır devlet televizyonu Mursi’nin, yargılanacağı Kahire’deki Polis Akademisi’ne helikopterle götürüldüğünü duyurdu.

Duruşma öncesi BBC'ye konuşan Müslüman Kardeşler'in üst düzey yöneticilerinden İssam el Eriyan sanıklardan birinin kötü muameleye maruz kaldığını, suyla işkence yaptıklarını ve yere yığılana kadar dövüldüğünü söyledi.
Mursi'nin yanısıra Müslüman Kardeşler'den yargılanan kilit isimler arasında İssam el Eriyan, Muhammed el Biltaci ve Ahmed Abdül Aati de var.
haber93

Mısır Devrimi’nin birinci yıldönümü: Yüzbinlerce insan Tahrir Meydanı'nda
25 Ocak 2012



Mısır Devrimi’nin birinci yıldönümü, başkent Kahire, İskenderiye ve ilk şehidin 25 Ocak’ta verildiği Suveyş gibi şehirlerde farklı şekillerde kutlanıyor

Dün akşam saatlerinden itibaren, soğuk hava şartları ve nadir yağan yağmura rağmen, Tahrir Meydanı’nda yüzbinlerce insan toplanmaya başladı.

Gece saat 01 sularında şiddetini artıran yağmurun, göstericileri yıldırmaya yetmediği, bu sabah yaşanan taraflar arasındaki karşılıklı slogan ve sataşmalardan anlaşılıyor.

6 Nisan ve Kifaye gibi devrim ve değişim gruplarına mensup gençler, harfi tercümesi ‘Yıkılsın askeri yönetim! olan, ancak Türkçeye ‘Kahrolsun askeri yönetim!’ şeklinde uyarlanabilecek ‘yeskud yeskud hukmul asker!’ şeklinde sloganlar atarken, Müslüman Kardeşler ve sürecin kesintiye uğramaması gerektiğine ve geçiş sürecinin normal hızda ilerlediğine inanan gruplar ise, Ordu ve halk el ele ‘El Ceyş ve eş Şagb eyd vahde’ şeklinde sloganlar attı.


Meydan’da dün geceden itibaren farklı gruplar göstericilere hitap edebilmek için farklı bölgelerde yüksek sahneler kurarak yerlerini almaya başladı. Farklı gruplar arasında yaşanan yer kapma telaşı içerisinde bir takım itişme - kakışma olaylarının yaşandığı gözlendi.

Bu gün sabah saatlerinden itibaren, Tahrir Meydanı’na kalabalıklar daha fazla akın etmeye başladı. Mısır bayrakları taşıyan gruplar, devrimin hedeflerinin gerçekleşmesi için 25 Ocak’ta meydanlara indiklerini belirtiyor.

Bugün ki mitingde farklı yerlerde yüksek sahneler kurulduğu gözleniyor. Ihvan farklı bir yerde kendi sahnesini kurarken, devrimci gençler daha farklı yerlere konuşlanmayı tercih etti.

Devrimin hedeflerinin henüz gerçekleşmediğine inana gruplar, Tahrir Meydanı’na reformların devam etmesini sağlamak için geldiklerini belirtiyor.

Seçimlerde en fazla oy alan Hürriyet ve Adalet Partisi ve ikinci sıradaki Nur Partisi taraftarları 25 Ocak’ı bayram olarak kutluyor.

Bu gün bütün Mısır’da devrim resmen kutlanıyor. 25 ve 26 Ocak günleri ülkede resmi tatil ilan edilmişti.

MISIR'A AY YILDIZLI BAYRAK İSTENDİ

Devrim rüzgarı 23 Ocak’ta açılan Mısır parlamentosunda da hissedildi. Özellikle de Mısır parlamentosunun açılışında yemin töreninde tarihe notlar düşüldü.

Nur Partisi’nin bazı milletvekilleri yemin metninin sonuna ‘Şeriate ayrkırı olmamak şartıyla’ cümlesini ekledi. Bazı milletvekilleri ‘Şehitlerin kısasını alma’ yeminin sonuna koymayı uygun buldu.

Dr. Mahmud el Sakka, Mona Şazli’nin el aşire mesaen adlı programına katıldı ve gündeme bomba gibi düşen bir teklifte bulundu. Mısır’a ay yıldızlı bayrak isteyen el Sakka; ‘O eski bayrağımızdaki yıldızlar ne kadar güzeldi, eski bayrağı tekrar kabul etmeliyiz’ dedi.

25 Ocak Devrimi yıl dönümünde askeri yönetimi, devrimin hedeflerini, yeni kurulacak hükümeti ve anayasayı tartışan Mısırlılar, artık ay yıldızlı bayrağı da tartışacağa benziyor.

dünyabülteni

Clinton Mısır'da Protestolarla karşılandı
16 TEMMUZ 2012
Clinton ABD'nin konsolosluğunu yeniden açtığı İskenderiye'de Protestolarla karşılandı.
Mısır'ın ikinci büyük kentinde İskenderiye halkı Clinton'ın zırhlı araçlardan oluşan konvoyuna ayakkabılar, şişeler ve domatesler attı.

Cumartesi günü de Clinton'ın Kahire'de kaldığı otel önünde ABD aleyhtarı protesto eylemleri düzenlenmişti.
haber1001

Mısır Ordusu: "İki ay içinde 104 tünel kapattık"
02-10-2012



YDH'nin haberine göre; Mısır Ordusu, Gazze-Mısır arasındaki 104 tünelin kapatıldığını açıkladı..

Mısır'da yayınlanan el-Şuruk gazetesinin haberine göre Mısır Ordu Sözcüsü Albay Muhammed Ahmed Ali, bugün düzenlediği basın toplantısında, Gazze'yle Mısır arasındaki 104 tünelin kapatıldığını söyledi.

Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa Ebu Merzuk, iki hafta önce eş-Şarku’l Avsat gazetesine yaptığı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde kapatılan tünel sayısının Mübarek döneminde kapatılan tünellerden daha fazla olduğunu söylemişti.

Gazze'deki Hamas liderliği, Mısır'ın yeni firavunu Mursi tarafından kapıtalan Rafah sınır kapıs
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Şub 14, 2014 12:33 am    Mesaj konusu: Mübarek cezaevi hastanesine transfer edilecek Alıntıyla Cevap Gönder

Müslüman Kardeşler’den kopuş söylentileri
07-07-2013
Müslüman Kardeşler Ahrar Cephesi adlı grubun Müslüman Kardeşler liderlerini eleştirerek bu ayrıldığı bildirildi.

YDH-El Meyadin televizyonunun haberine göre Müslüman Kardeşler Ahrar Cephesi, Rabiatu’l Adeviye meydanındaki gösterilere katılmaya zorlanan gençlere meydanı terk etmeleri için izin verilmesini istedi.

Ahrar Cephesi grubu yaptığı açıklamada Müslüman Kardeşler’in şu anki liderlerini örgütün kurucusu Hasan el-Bena’nın öğretilerini unutmakla suçladı ve “Biz, Müslüman Kardeşler Cemaatinden değil, bizi dinin ve ülkenin maslahatına olmayan şeylere çağıran şu anki liderlerinden ayrılıyoruz” ifadesine yer verdi.
http://www.ydh.com.tr/

Mübarek cezaevi hastanesine transfer edilecek

25 NİSAN 2011
Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, Kahire'de bir cezaevi hastanesine nakledilecek.
Doktorlar, Mübarek'in sağlık durumunun seyahat etmeye müsait olduğunu söyledi.

Yolsuzluk suçlamaları konusunda sorgulanırken fenalaşan Mübarek, iki haftadır tatil beldesi Şarm el-Şeyh'teki bir hastanede tutuluyordu.
Ancak başsavcı Abdülmecid Mahmut, Mübarek'in Tora cezaevinin hastanesine transfer edilecek kadar iyi durumda olduğunu açıkladı.
Mübarek rejiminin önde gelenleri ile, Mübarek'in iki oğlu da aynı cezaevinde tutuluyor.
Mübarek önce başkent Kahire'deki International Medical Centre isimli hastaneye götürülecek, gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra ise cezaevi hastanesine yerleştirilecek.
Cezaevi hastanesinde henüz Mübarek'in kalp rahatsızlığının aniden kötüleşmesi durumunda gerekli olabilecek tıbbi ekipman bulunmuyor.
Eski cumhurbaşkanının yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili sorgulanması burada devam edecek.
Suçlamalar arasında, Mübarek iktidarının İsrail'e piyasa değerinin altında bir fiyattan petrol sattığı iddiaları da var.
Ülkenin yönetimini devralan askeri konsey, Mübarek'i yargılama baskısıyla karşı karşıya.
BBC

Mısır'dan İsrail'e kötü haber
26 Nisan 2011
Mısır halkı barış anlaşmasının feshedilmesini istiyor.

Mısır halkının yarıdan fazlası İsrail'le 1979'da yapılan barış anlaşmasının feshedilmesini istiyor. haber5

Mısır'dan İsrail'e gaz taşıyan bir boru hattına sabotaj düzenlendi
27 NİSAN 2011

Mısırlı yetkililer, yaptıkları açıklamada eylemin bilinmeyen bir silahlı grup tarafından düzenlendiğini söyledi.

Bir güvenlik yetkilisi, patlamanın İsrail ve Ürdün'e yapılan gaz ihracatını etkilediğini ifade etti.

Eylemden sonra gaz akışını kontrol eden vanalar kapatıldı.

Bir ay içerisinde ikinci eylem

İsrail sınırına 50 kilometre uzaktaki el Ariş kenti yakınlarında gerçekleşen eylem, bu ay içerisinde boru hattına yapılan ikinci sabotaj.

Boru hattına bir başka saldırı ise, Mübarek'in iktidarı bırakmasına yol açan 5 Şubat ayaklanması sırasında gerçekleştirilmiş, İsrail ve Ürdün'e bir ay boyunca sevkiyat yapılamamıştı.

Ürdün'ün elektrik kaynağının yüzde 80'i Mısır'dan ithal edilen gaza bağımlı.
İsrail de kullandığı doğalgazın yüzde 40'ını Mısır'dan ithal ediyor.
Sıradışı

Mısır'da 9 Filistinli daha serbest
27 Nisan 2011
Zindanlarda halen 23 kişinin kaldığı belirtilen Mısır'da yönetimi 9 Filistinliyi daha serbest bıraktı

Mısır yönetimi daha önce pazartesi günü serbest bırakacağını duyurduğu el Kanatır zindanındaki dokuz Filistinli vatandaşı bugün serbest bıraktı.

Mısır zindanlarında bulunan tutukluların yakınlarının oluşturduğu komisyon adına açıklama yapan İmad es Seyyid Mısır’ın serbest bıraktığı dokuz Filistinlinin Gazze’ye gelmek için yola çıktığını söyledi.

Filistin Enformasyon Merkezine bilgi veren es Seyyid, dokuz kişiden üçünün siyasi nedenlerle, diğer altısının ise Gazze’ye gıda ulaştırmaktan tutuklandıklarını ifade etti.

Dokuz kişinin daha serbest kalmasıyla Mısır zindanlarında 23 kişinin kaldığını belirten es Seyyid, bunların da en kısa zamanda serbest bırakılmalarını umut ettiklerini belirtti.

Devrik Mısır rejimi Hamas ve diğer direniş güçleriyle ilişkileri oldukları iddiasıyla onlarca Filistinli vatandaşı tutuklamıştı. Halk devriminin ardından yeni yönetim Filistinlileri grup grup serbest bırakmaya başladıysa da halen içerde 23 kişi bulunuyor.
Dünya Bülteni

Hüsnü Mübarek depresyonda
1 Mayıs 2011
Mısır'da yayınlanan Ahram gazetesi Şarm el Şeyh'teki bir hastanede tedavi olan devrik lider Hüsnü Mübarek'in depresyonda olduğunu yazdı.

Gazeteye konuşan Şarm el Şeyh Uluslararası Hastane'nin Genel Müdürü Dr. Muhammed Fathalla, Mübarek'in durumunun normal olduğunu ancak üç gündür depresyonda olduğunu ve psikoterapi tedavi görmek istemediğini de söyledi. Fathalla, bir gazetenin Mübarek'in akli dengesini kaybettiği yönündeki iddiaları ise reddetti.

Mahkeme kararının aldığı tutuklama kararıyla hastanede eşi Suzan Mübarek'le birlikte göz hapsinde bulunan Mübarek'insağlıkdurumunun el vermesi durumunda iki oğlu Ala ve Cemal'in de bulunduğu Tora Hapishanesi'ne nakledilmesi gerekiyor.

Ancak askeri yetkililer, Mübarek'in sağlık durumunun sürekli farklılık gösterdiğini, hastaneye getirildiğinde çok fazla kilo kaybettiğini dolayısıyla bu şartlarda hapishaneye nakledilmesinin çok riskli olacağını belirtiyor.

Bu arada Mübarek'in ismi son olarak Kahire Metrosu'nun Ramses'teki durağından da kaldırıldı. Dünyanın en işlek metrolarından birine sahip olan Kahire'de Mübarek'in yanı sıra eski devlet başkanları Cemal Abdulnasır ve Enver Sedat'ın da isimleri duraklara verilmişti. Göstericiler Sedat'ın da isminin kaldırılmasını istiyor.
haber10

Eski Mısır İçişleri Bakanı Habib El Adli, kara para aklama ve vurgunculuk suçlarından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı
5 Mayıs 2011
Mısırlı bir adli yetkili, bugün mahkemenin eski İçişleri Bakanına kara para aklama ve vurgun yapmaktan hapis cezası verdiğini söyledi.

Adli'nin Hüsnü Mübarek rejiminin yargılanan ve cezaya çarptırılan ilk yetkilisi olduğu bildiriliyor. Mısır'da 25 Ocak'taki halk ayaklanması sırasında silahsız protestocuların öldürülmesi emrini verdiği de ileri sürülen Adli'nin mahkemesi geçen ayın sonunda başlamıştı. Halk ayaklanmasından sonra iktidarı bırakmak zorunda kalan Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek d

Mısır Muhalefeti: "İstikrar İçin Anayasaya Hayır!"
12-12-2012



http://www.ydh.com.tr/ 'nin haberi

Oğul Karadavi, yine babasının karşısında

YDH-Katar’ın din görevlisi Şeyh Yusuf el-Karadavi, Mısır’la ilgili siyasi gelişmeler konusunda oğlu Abdurrahman Karadavi’nin itirazıyla karşılaştı.

Güçlü Mısır Partisi Lideri Abdulmunim Ebu’l- Futuh, sosyal adaletin gerçek manada olmaması, askeri kurumlara 71 anayasasından daha fazla yetkiler getirmesi ve Cumhurbaşkanı yetkilerinin genişletilmesinden ötürü Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yeni anayasa ilanına ret oyu vereceklerini açıkladı.

Ebu’l Futuh, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye anayasa konusunda kendi görüşlerini ilettiklerini; fakat şu ana kadar olumlu bir yanıt almadıklarını söyledi.

Müslüman Kardeşler Cemaati'nin eski liderlerinden Güçlü Mısır Partisi Başkanı Abdulmunim Ebu’l Futuh'un anayasaya hayır oyu verme kararına Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'den tepki geldi.

Şeyh Yusuf el-Karadavi, el-Cezire televizyonunda yaptığı konuşmasında "Ebu’l Futuh ve Partisi, anayasaya hayır oyu vereceğini açıklamış. Benim ve çoğunluğun vicdanı, yeni anayasadan yana rahattır. Ülkenin istikrarını bozan ve iyiliğini istemeyen grupla aynı safta kaldığı için Ebu’l Futuh'a yazıklar olsun" dedi.

Yusuf el-Karadavi'den gelen eleştiri üzerine Ebu’l Futuh, Karadavi'yle telefon görüşmesi gerçekleştirerek, anayasa karşısındaki tutumunu izah etti.

Kardavi'nin referandumla ilgili açıklamasına tepki ise Karadavi’nin oğlu Abdurrahman Yusuf'tan geldi. Şair Abdurrahman Yusuf, yazdığı bir şiirle Güçlü Mısır Partisi'ne destek verirken babasının hedef aldığı karşı safta yer aldı. Arap dünyasının popüler şairlerinden Yusuf, yazdığı şiire "İstikrar için Anayasaya hayır!" başlığını attı.

Öte yandan Ulusal Kurtuluş Cephesi, bugün Kahire'de düzenlediği basın açıklamasıyla, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'den anayasayı iki ay erteleyerek ulusal diyalogla yeni bir anayasa çalışmalarının başlamasını istedi.

Ulusal Kurtuluş Cephesi, referandumun ertelenmemesi halinde taraftarlarını 15 ve 22 Aralık'ta aşamalı olarak gerçekleştirilecek referandum için sandık başına gitmeye ve "hayır" oyu kullanmaya çağırdı.

Abdurrahman Yusuf, daha önce de babasının Hizbullah ve Şiilerle ilgili eleştirilerine tepki göstermişti

Mısır'da Devrim Sürüyor: Yeni Firavun Mursi de yolcu gibi
6 ARALIK 2012



BBC'nin haberine göre yeni Firavun Mursi'yi halkın elinden Mısır ordusu zor kurtardı

Mısır ordusu Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı önündeki göstericileri ve medya ekiplerini uzaklaştırdı ve bölgeyi barikatlarla çevreledi.

Dün gece boyunca Mursi'yi protesto eden gruplarla Firavun Mursi'nin destekçileri arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda 5 kişi öldü, 644 kişi yaralandı.

Bu arada El Ezher Üniversitesi Mursi'ye, kendisine geniş yetkiler veren kararnamesini askıya alma ve muhalifleriyle koşulsuz diyalog başlatma.çağrısı yaptı.

BBC'nin Kahire'deki muhabiri Jon Leyne bu çağrının Mursi üzerindeki baskıyı iyice artırdığını, bununla beraber Mursi ile karşıtları arasında bir uzlaşma bulunabileceğinin kuşkulu olduğun söylüyor.

Cumhurbaşkanı Mursi 22 Kasım'da yayınladığı bir kararname ile kendisine geniş yetkiler tanımış ve kararlarını yargı denetiminden muaf kılmıştı.

Mısır'da Muhalefet sadece sokakla da sınırlı değil. Dün Mursi'nin 4 danışmanı protesto mahiyetinde istifalarını verdi. Geçen hafta başka danışmanların istifa haberleri gelmişti.

En kuvvetli tepki gösteren kesim ise yüksek yargı ve yargıçlar oldu. Temyiz mahkemeleri geçen hafta süresiz olarak kendilerini kapattıklarını açıkladılar.

Dün gece yaşanan şiddetli çatışmalar ardından bu sabah Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde tanklar ve askerlerin konuşlandığı görülüyor.

Cumhuriyet Muhafızları'nın komutanı askeri güçlerin oraya Mursi karşıtları ve yandaşlarını ayırmak için gönderildiğini söylemişti.

Cumhurbaşkanı ile askeri komutanlar arasında yapılan bir toplantıdan sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünün boşaltılması kararı alındı ve bölgede protesto yapmanın yasaklandığı açıklandı.

Fakat Cumhuriyet Muhafızları'nın komutanı General Muhammed Zeki güvenlik güçlerinin gösterileri bastırmanın bir aracı olmayacaklarını kaydederek, "Mısırlılara karşı zor kullanılmayacak" dedi.

Muhabirimiz dün gece Mursi karşıtları ve yandaşları arasında yaşanan şiddetli çatışmaların muhtemelen Mısır'da yaşanan siyasi krizde şu ana kadar meydana gelen en tehlikeli gelişme olduğuna işaret ediyor.

Muhalefetin Mursi'nin mensubu olduğu Müslüman Kardeşler hareketi tarafından örgütlendiğini söyledikleri dün geceki şiddet, Tahrir meydanındaki ilk gösterilere karşı eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in kullandığı taktikleri anımsatıyor.

Mısır'ın bir çok kentinde sokaklar hareketli ve İsmailiye ile Süveyş'de Müslüman Kardeşler bürolarının saldırıya uğradığı bildiriliyor.
Haber1001

Mısır Ordusu: "İki ay içinde 104 tünel kapattık"
02-10-2012



YDH'nin haberine göre; Mısır Ordusu, Gazze-Mısır arasındaki 104 tünelin kapatıldığını açıkladı..

Mısır'da yayınlanan el-Şuruk gazetesinin haberine göre Mısır Ordu Sözcüsü Albay Muhammed Ahmed Ali, bugün düzenlediği basın toplantısında, Gazze'yle Mısır arasındaki 104 tünelin kapatıldığını söyledi.

Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Musa Ebu Merzuk, iki hafta önce eş-Şarku’l Avsat gazetesine yaptığı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde kapatılan tünel sayısının Mübarek döneminde kapatılan tünellerden daha fazla olduğunu söylemişti.

Gazze'deki Hamas liderliği, Mısır'ın yeni firavunu Mursi tarafından kapıtalan Rafah sınır kapısı açılmadan sınırdaki tünellerin kapatılmasına tepki göstermişti.

Gazzeliler, zaman zaman Rafah sınırında düzenledikleri gösterilerle, tünellerin kapatılmasını protesto ediyor.
Haber1001

Hüsnü Mübarek'in oğulları, ihtişamlı hayatın ardından babalarının Müslüman Kardeşler örgütü üyelerine işkence yaptırdığı tüyler ürpeten cezaevinde...
8.04.2011

Eski Mısır Cumhurbaşkanı ve oğullarının ibretlik sonu...

Küçüklüklerinden beri lüks ihtişam ve iktidar sarhoşluğu içinde yaşayan Hüsnü Mübarek’in oğulları Cemal ve Alaa, en az Irak’taki Ebu Garip ve Küba’daki Guantanamo kadar tüyler ürpertici üne sahip "Tora Çiftliği" adlı cezaevine kondu.

Tora Çiftliği’nin Seçkin Üyeleri Kimler?

Eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in can düşmanı Müslüman Kardeşler örgütü üyeleri için yapılmış dev, gri duvarlarla çevrili tamamiyle beton bir bina. Şimdiyse bu bina, yılllar süren eski iktidarın seçkin üyelerini ağırlıyor.

Aralarında kimler yok ki: 23 ve 24 numaralı mahkumlar Cemal ve Alaa’nın yanı sıra, eski Başbakan Ahmed Nazif, eski Meclis Başkanı Zekeriya Nazmi, göstericilere kan kusturan eski İçişleri Bakanı Habib el-Adli, Şura Konseyi Başkanı Saffet Şerif, eski Bayındırlık Bakanı Muhammed İbrahim Süleyman, eski Turizm Bakanı Züheyr Garranah.

Şu anda askeri bir hastanede yoğun bakımda olan Hüsnü Mübarek de iyileşmesi halinde Tora Çiftliği’ne konacak ve kaderini bekleyecek.

Süt Dökmüş Kedi Gibiler...

Tora’da isim vermeden konuşan gardiyanlara göre Cemal, Alaa ve Mübarek rejiminin diğer önde gelen isimleri şimdi parmaklıklar ardında hem şaşkın hem itaatkar bir tavır içinde. Bir gardiyan, "Ne dersek yapıyorlar. Seslerini bile çıkarmıyorlar" dedi. TRT

Mısır'da isyanın bilançosu: 846 ölü
19 Nisan 2011
Mısır hükümeti hakikat komisyonu, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanması sırasında en az 846 kişinin öldüğünü açıkladı.

Hakimlerden oluşan komisyon, bugün yayınlanan raporunda, giderek artan kitle gösterilerine karşı güvenlik güçlerinin aşırı güç kullanımıyla ilgili ayrıntılara yer verdi.

Raporda, güvenlik güçlerinin gerçek mühimmat kullandığı, çatılara keskin nişancılar yerleştirdiği ve protestocuların üzerine otomobil sürüldüğü belirtildi.

Raporda ayrıca, olaylarda 6 bin 400'den fazla kişinin yaralandığı kaydedildi. haber10

Mısır Mübarek'in adını siliyor
21 NİSAN 2011

Mısır'da bir mahkeme Mısır'ın devrik cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in adının kamuya ait tüm alanlardan kaldırılmasına karar verdi.
Karar Mübarek'in 29 yıllık iktidarı sırasında Mübarek'in ya da eşi Suzanne'in adı verilen, metro istasyonlarından, cadde, okul, meydan ve kütüphanelere yüzlerce noktayı etkileyecek.

Şiddetli protestolar ardından görevden ayrılmak zorunda kalan eski cumhurbaşkanı hakkında gösteriler sırasında eylemcilerin öldürülmesi ve yolsuzluk suçlamaları konusunda soruşturmalar bulunuyor.
Mübarek hafta başında rahatsızlanması ardından kaldırıldığı Şarm el Şeyh'teki bir hastanede gözaltında tutuluyor.
Başsavcı cezaevine sevk için bastırıyor
Mısır başsavcısı, 82 yaşındaki liderin cezaevine ya da cezaevi hastanesine nakledilebileceğini söylüyor.
Başsavcı Abdülmecid Mahmud Mübarek'in naklinin mümkün olup olmadığının incelenmesi için Şarm el Şeyh'e bir bilirkişi heyeti sevketti.
Resmi haber ajansı MENA ise Mübarek'in durumunun henüz istikrar kazanmadığını bildirdi.
Kahire mahkemesinin aldığı Mübarek isimlerini kaldırma kararı, devrik liderin iktidarının izlerini silme yönünde bir adım olarak görülüyor.
Hakim Muhammed Hasan Ömer, kararı açıklarken "halk Mübarek'in bir şeref tribününde başlayıp Tahrir Meydanı'nda biten yolsuzluk yolculuğunu ifşa etti" dedi.
Mübarek'in selefi Enver Sedat, 1981 Ekim'inde kendisinin de katıldığı bir tören sırasında suikaste uğramış, Mübarek bundan bir kaç gün sonra liderliği üstlenmişti.
Ulaştırma Bakanı Atıf Abdülhamid kararı uygulamak için bir an evvel harekete geçeceklerini söyledi.
Salı günü, sene başında yaşanan protestoları soruşturan bir komisyon, Mübarek'in göstericilerin vurulmasında rolü olduğu hükmüne varmıştı.
Resmi komisyon raporuna göre, olaylarda 846 sivil ve 26 polis öldü.
Tüm aileye yolsuzluk suçlamaları
Geçen hafta Mısır Başsavcısı devam eden soruşturmalar kapsamında Mübarek ile oğulları Ala ve Cemal'in gözaltına alınmasını istemişti.
Ala ve Cemal ile Mübarek döneminden çok sayıda bakan ve danışman halen Kahire yakınlarındaki Tora cezaevinde tutuluyor.
Mübarek'in de buraya nakledilmesi için hazırlıklar yapılıyor.
Perde arkasında nüfuz güç sahibi olduğu söylenen Mübarek'in eşi Suzanne'ın haksız kazanç sağlama suçlamaları konusunda sorgulanması beklenirken Mübarek'in gelinleri de servetleri konusunda ifade vermeye çağırıldı.
Mısır'da bir mahkeme geçen hafta da Mübarek'in partisinin feshedilmesine karar vermişti.
Bu karar uyarınca, eski iktidar partisi Milli Demokratik Parti'ye ait mal varlığı da devlete devredilecek. BBC

Mısır'ın yeni Firavunu Mursi'den çok tanıdık hamleler
Ertuğrul Horasanlı
12 AĞUSTOS 2012



Konuya girmeden konu ile çok yakından ilgili bir hatırlatma yaparak başlayalım:

[ABD Başkanı Barack Obama, Mısır cumhurbaşkanlığına seçilen Muhammed Mursi'yi telefonla arayarak, kutladı.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, Obama görüşmede, ABD'nin, Mısır'ın demokrasiye geçişini desteklemeye ve devrim umutlarını hayata geçirirken Mısır halkının yanında durmaya devam edeceğini belirtti.

Obama, karşılıklı saygı temelinde, Mısır ve ABD arasındaki çok sayıda ortak çıkarı ilerletmek için Mursi ile çalışmaya duyduğu ilgiyi vurguladı.

Mursi de Obama'ya teşekkür etti ve ABD'nin Mısır'daki değişime desteğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.] (*)

Mısır'ın yeni Firavunu, İsrail'in güvenliğini sağlamak için ordu içinde tasfiye yapıyor...

Görevine Kötülük İmparatoru Obama'ının öpücük telefonuyla başlayan Mısır'ın yeni firavunu Muhammed Mursi, ülkenin siyasi nüfuzu büyük liderlerinden Savunma Bakanı Mareşal Hüseyin Tantavi'yi emekliye sevkettiğini ilan etti.

Mübarek döneminde 20 yıl boyunca savunma bakanlığı yapmış olan Hüseyin Tantavi, devrim sonrasında geçici olarak iktidarı devralan Askeri Konsey'in başkanıydı.

Yeni firavun Mursi, Tantavi'nin yardımcısı Genelkurmay Başkanı Sami Annan'ın da emekliye sevkedildiğini açıkladı.

Mısır'ın AKP'si Müslüman Kardeşler'in üyesi olan Mursi'nin yaptığı ilk işlerden biri İsrail'le eski Firavunlar döneminde yapılan bütün antlaşmalara bağlı kalacağını açıklaması olmuştu.

Mursi daha sonra Askeri Konsey tarafından açılan Gazze'nin dünyayaya açık tek kapısı olan Refah Sınır kapısını yeniden kapattığını ilan etti

Amerikan uşağı Mursi, eski uşak Hüsnü Mübarek 'in bile göz yumduğu tünellerin hepsinin kapatılacağını da açıklayarak mazlum Gazze halkını siyonist İsrail adına tam bir kuşatma altına almaya kararlı olduğunu da açıkladı.

Mısır'ın bundan önceki Firavunları apaçık kâfirdi. Mursî ise beş vakit namaz kılıyor ve hatta bazen imamlık bile yapıyor. Karısı türbanlı, oruç tutuyor filan...

Ama öte yandan Kötülük İmparatorluğu AB-D'nin ve İsrail'in işlerini kolaylaştırmak için, Hüsnü Mübarek'ten daha ileri gitmek için çırpınıyor..

Bu haliyle Mursî, ülkenin birindeki despotları göstererek halkı korkutup iktidara gelir gelmez Kötülük İmparatorluğu'na "Eşbaşkan" olduğunu gururla açıklayan bir zata ne kadar benziyor değil mi?

Ondan farklı olarak yalnızca müslüman kanı dökmediği kalmıştı,,,

Mursi, Çarşamba günü Sina Yarımadası'nda, ülkenin istihbarat şefi ve bölge valisinin görevlerine son verdi ve bazı askeri yetkilileri de görevden aldıktan sonra onu da yaptı: Sina yarımadasında İsrail'le karşı cihad eden müslümanlara helikopterlerle saldırarak çok sayıda mücahidi katletti.

El-Mısri el-Yavn gazetesinin internet sitesinde, Sina yarımadasının kuzeyinde yer alan el-Gura köyünde militanlara ait olduğu iddia edilen bir evin füzeyle vurulduğu ve saldırıda yedi kişinin öldüğü, bir kişinin de yaralandığı açıklandı.

Kısaca Mısır'ın eskimiş Firavun'u kodeste ölümü bekleyedursun; yeni Firavun Mursi, Kötülük İmparatorluğuna yardım ve yataklıkta örnek aldığı Eşbaşkan'ı bile sollayacak gibi görünüyor...

Vah Mısır'a ve kan pahası, can pahası eskimiş Firavun Mübarek'i deviren Mısır halkına...

Mısır halkı, bu Firavun'un öteki Firavunlardan çok daha tehlikeli olduğunu hemen anlamaz ve gereğini yapmazsa yarının çok geç olduğunu anladıklarında iş işten geçmiş olacak...

Biz bunları nereden mi biliyoruz?..

İlk Eşbaşkan'ın iktidara geldikten sonra ülkesinde yapıp ettiklerini çok yakından izlemek gibi talihsiz bir tecrübemiz olmuştu da...

Bu konuda aktüel bir soru:

Kötülük İmparatorluğu AB-D tarafından AKP'ye verilen Suriye ile ilgili "görev" başarıyla sonuçlanır ve "Zalim Esad" devrilirse ne olacak?

Cevap veriyorum: Suriye'nin başına da Mısır'daki Mursi gibi AB-D ve İsrail'in çıkarlarını kendi halkının çıkarlarının önünde tutacak abdestli namazlı bir Eşbaşkan gelecek...

Bazılarının adını "Suriye halkını zulümden kurtarmak" dedikleri şey budur...

Da...

Bu durumda Suriye halkı gerçekten zulümden mi kurtulacak; yoksa daha beter, daha pis, daha sinsi, daha ikiyüzlü bir zulmün pençesine mi düşmüş olacaktır?

Bu soruya en doğru cevabı Türkiye, Irak, Afganistan, Libya ve Mısır pratiğine bakarak verebiliriz.

Dipnot:
*Bkz: http://www.haberler.com/obama-dan-mursi-ye-tebrik-telefonu-3732766-haberi/


Firavun Mursi, Mısır Anayasası'ndaki "Hakimiyet Allah’ındır" hükmünü kaldırdı
24.10.2012

Sadece Gerçek Saayfası'nın haberine göre; Mısır'da Allâh Kitab diyerek insanları kandırarak iktidara gelen Müslüman Kardeşler, İslâm'a düşmanlıkta tam gaz ilerlemeye devam ediyor.

"Mısır'ın Erdoğanı olduğunu ve AKP'nin yolunda gideceklerini" söyleyen Mısır'ın yeni firavunu Mursi ve avanesi Mısır Anayasası'nda eskiden beri var olan "Hakimiyet Allâh’ındır" hükmünü Anayasa'dan çıkardı.

Mısır Anayasası'nın Üçüncü maddesindeki "Hakimiyet Allah’ındır" hükmünü "Egemenlik halkındır" olarak değiştirilmesi Müslüman Kardeşler'in oylarıyla kabul edildi.

Anayasa'dan Zekatla ilgili madde de çıkarılırken; Hristiyan ve Yahudilere ilişkin özel madde olduğu gibi bırakıldı.

Bu madde şöyle:

"Hıristiyanlığ
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com