EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Sykes-Picot Anlaşması

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Tem 28, 2013 7:20 pm    Mesaj konusu: Sykes-Picot Anlaşması Alıntıyla Cevap Gönder

Sykes-Picot:Yüzyıldır hınç yaratan harita
Jim Muir
BBC News, Erbil
16 Mayıs 2016



Sykes-Picot anlaşması İngiliz diplomat Mark Sykes ve Fransız diplomat Francois George-Picot tarafından hazırlandı

1916 yılında imzalanan gizli Sykes-Picot anlaşması yüzüncü yılına girerken hiç olmadığı kadar saldırı altında.

Irak daha derin bir kargaşa ve bölünmeye doğru sürüklenirken, kuzeydeki özerk Kürt yönetimi Bağdat'ı bağımsızlık ilan etmekle tehdit ediyor.


IŞİD Suriye-Irak sınırını 2014 yılında buldozerle yıktı.

Irak İslam Şam Devleti (IŞİD) militanları Irak ve Suriye sınırını 2014 yılında buldozerle dümdüz ederek Sykes-Picot anlaşmasını tarihe gömme ve bölgenin tüm sınırlarını ortadan kaldırma niyetlerini de ilan etmişti.

IŞİD'in kaderi ne olursa olsun, Sykes-Picot projesinin merkezindeki Suriye ve Irak devletlerinin bütünlüğü tehlikede.


1916 tarihli haritada Sykes ve Picot'nun imzaları.


Aslında Orta Doğu'nun bugünkü sınırları, 16 Mayıs 1916'da Mark Sykes ve Francois George-Picot tarafından imzalanan belgede açıkça tanımlanmamıştı.
IŞİD'in sildiği Irak-Suriye sınırı büyük olasılıkla Sykes ve Picot tarafından çizilen meşhur "kumdaki çizgi"den bir kaç yüz kilometre ötedeydi.
Bu çizgi kuzeydoğuda İran sınırından, aşağıda Musul ve Kerkük ve çölü geçerek Akdeniz ve Filistin'in üst sınırına doğru uzanıyordu.


Bölgenin mevcut sınırları Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünde ve Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda uzun ve karmaşık antlaşmalar, konferanslar ve çatışmalar sonunda belirlendi.

Ancak rakip iki sömürgeci gücün çıkarları ve acımasız hedeflerinin hakimiyetindeki Sykes-Picot'nun ruhu bu süreçte ve onu takip eden yıllarda 1956'daki Süveyş Kanalı krizine hatta daha sonrasına kadar hüküm sürdü.
Kürtlerin dönemi?

Gizlice sömürgeci paylaşımlara örnek teşkil eden Sykes-Picot anlaşması dış güçlerin kendi iradelerini dayattıkları, sınırlar çizdikleri ve yerel liderlikleri yerleştirdikleri, bölge halklarıyla 'böl ve yönet' oynadıkları ve kendi kazançları için diğerlerini harcadıkları bir çağın etiketi haline geldi.

Orta Doğu'nun miras aldığı düzende çeşitli ülkelerin sınırlarının etnisite, kabile, din ya da dil gözetmeksizin çizildiği görülüyor.

Çok sayıda azınlık grubu içinde barındıran ülkeler güçlü tek bir lider ya da güçlü bir merkezi hükümet olmadan yıkılmaya yatkın oluyor.

İlginç olan Sykes-Picot'nun mirasına açıkça saldıran iki tesirli güç şu an birbirlerinin boğazına sarılmış durumda; IŞİD militanları ve Irak ile Suriye'nin kuzeyindeki Kürtler.

Her iki ülkede de Kürtler batılı koalisyon güçlerinin IŞİD'le mücadelede en etkili müttefikleri oldu. Oysa hem IŞİD hem de Kürtler bölge haritasını yeniden çizme kararlılığını paylaşıyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani BBC'ye röportajında "Bunu sadece ben söylemiyorum. Sykes-Picot başarısız oldu. Bitti." diye konuşuyordu.

Barzani "Bölge için yeni bir formül bulunmalı. Ben bu yeni formülde Kürtlerin tarihi taleplerini ve bağımsızlık haklarını alacaklarından umutluyum" diyordu.
Barzani "Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Irak devletinin oluşumunda acı tecrübeler yaşadık. Irak'ın bütünlüğünü korumaya çalıştık ama parçalanmasından biz sorumlu değiliz. Başkaları sorumlu. Irak'ı her yandan saran kaos ve sorunların bir parçası olmak istemiyoruz" diye de ekliyordu.
Barzani bağımsızlık dürtüsünün çok ciddi olduğunu ve hazırlıkların "tam gaz" ilerlediğini de vurguluyordu.

Barzani: Bağımsızlık referandumuna gideceğiz

Irak'ta merkezi hükümetle ciddi müzakarelerin yapılması gerektiğini ve "dostça bir ayrılık" sağlanması gerektiğini söyleyen Barzani, bu olmadığı takdirde Kürtlerin tek taraflı olarak bir referandumla bağımsızlığını ilan etmesi gerektiğini anlattı.

Suriye'deki Kürtler kontrollerindeki bölgede federal sistem ilan ettiler.
Iraklı Kürtler, taleplerine sıcak bakmayan Suriye, Türkiye, İran ve Irak'la çevrelenmiş durumda.

IŞİD tehdidi altında Batılı güçlere her zamankinden daha fazla bağımlı olan Kürtler, Batılı müttefiklerinden Irak içinde kalma tavsiyeleri alıyor.

Iraklı Kürtler yakın zamanda resmi bir bağımsızlığa ulaşmasa da pasaport ve kendi para birimleri hariç, kendi sınırları içinde bir bayrak, uluslararası havaalanları, bir parlamento ve hükümet, kendi güvenlik güçleri bulunan bir varlık oluşturdular.

Bu anlamda haritayı yeniden çizmiş oldular. Kuzey Suriye'deki Kürtler de kendi kendine yönetim adı altında Türkiye ile sınırdaki bölgeyi kontrol ediyor.
IŞİD'in ise toprak kazanımları zirveye ulaştı.

Irak ve Suriye'deki kaos bunun kök salmasına izin verdi. Ancak Irak'ta Sunni Arap azınlığın ve Kürtlerin yabancılaştırılması ve Suriye'nin tehlikeli mehzepçi bir savaş içinde parçlanması henüz doğal sürecini tamamlamadı.

Konuşulmayan çaba, 20. yüzyılın mirasının bıraktığı sınırlar içinde farklı toplulukların yaşaması için formüller bulunup bulunamayacağı, insanları barındıracak yeni sınırların çizilip çizilemeyeceği ve bu kavramın nasıl belirleneceği üstüne.

Sınırların geleceği belirsiz

Lübnanlı Dürzi lider Walis Jumblatt "Sykes-Picot kesinlikle bitti. Ama şimdi her şey havada. Sonucun açıklığa kavuşması için uzun zaman gerekiyor" diyor.

İran'dan Ürdün Nehri'ne kadar çizilen çizgi.

Sykes-Picot anlaşması Osmanlı İmparatorluğu'na karşı destekleri karşısında İngilizlerin Araplara verdikleri özgürlük sözleriyle doğrudan çatışıyordu.

Anlaşma aynı zamanda ABD Başkanı Woodrow Wilson'un Osmanlı hakimiyeti altında yaşayan halkların knedi kaderini belirlemesi gerektiği yönündeki görüşüyle de zıt düştü.

Wilson'un dış politika danışmanı Edward House anlaşma hakkında İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour'dan bilgi aldıktan sonra şunları yazmıştı:
"Bu son derece kötü bir anlaşma. Bunu Balfour'a da söyledim. Gelecekte savaşların üreyeceği bir bölge yaratıyorlar".
BBCT

Sykes-Picot Anlaşması



I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa arasında yapılan[1] ve Türkiye'nin Orta Doğu topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır.

1915'te Arabistan Yarımadası'nı ele geçiren İngiltere, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Mekke'li Şerif Hüseyin'i destekleyerek Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti kuracaktı. Mekke Şerifi Hüseyin ile Mısır'daki İngiliz Yüksek Komutanı McMahon arasında böyle bir antlaşma gizli olarak imzalanmıştır. Fransa böyle bir plana karşı çıkıp İngiltere'ye baskı yaparak yeni bir antlaşma yapılmasını istedi. Rusya'nın onayı ile imzalanan bu antlaşmaya göre;

Rusya'ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı,
Fransa'ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları,
İngiltere'ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecektir.
Fransa ile İngiltere'nin elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacak,
İskenderun serbest liman olacak,
Filistin'de, kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim kurulacaktır.

1917 devriminden sonra Rusya antlaşmadan vazgeçmiş, Lenin gizli olan bu anlaşmayı dünya kamuoyuna açıklamıştır.

KAYNAK: http://www.mfa.gov.tr/turkce/gruph/ha/ha02htm/03.htm

Tarihe doğru bakmak
Soli Özel
31 Ağustos 2016



Malumatfuruşlukla, tarih bilgisi aynı anlama gelmiyor. Birbiri üzerine yığılan dünya kadar veriye sahip olup ancak tarihin akışını anlamlandırmayı beceremeyebilirsiniz. Eğer yüz yıl önce imzalanmış anlaşmaların bugünkü kaotik durumları öngörerek hazırlandığını iddia ederseniz ve oradan yola çıkarak bugünü anlamaya ve sorunlarını çözmeye kalkarsanız, tarihi yok saymış olursunuz. Bu durumda günümüzde olanları da doğru okuyabilme şansınız azalır.

Bugün Ortadoğu tartışmalarında lafınızın dinlenmesini istiyorsanız elbette söze “Sykes Picot” anlaşması diyerek başlamanız gerekir ki bir şey bildiğinize inanılsın. Arap ülkelerinden bazılarının (Ürdün, Irak, Suriye, Lübnan) manda yönetimleriyle şekillenen bugünkü siyasi coğrafyaları, bölgede yaşanan müthiş dağılma bugünün sorumluluğunu Sykes-Picot’ya atma dürtüsünü güçlendirir.

Arap ülkelerinin Osmanlı sonrasındaki siyasi kaderlerini anlamak için Sykes-Picot yeterli bir pusula değilse bile onların tarihleri açısından bu anlaşmaya başvurma anlaşılabilir. Türkiye’de yaşayanların böyle bir derdinin olmaması gerekir. Öncelikle Sykes-Picot, ki aslında Sykes-Picot-Sazanof diye anılması gerekir zira Ruslar da bu anlaşmanın parçasıdır, Osmanlı topraklarının savaştan sonra nasıl paylaşılacağıyla ilgili yapılmış ne ilk ne de son gizli anlaşmadır. Anlaşmada öngörülen, bugünkü devlet sınırları değil, etki alanlarıdır.

Eğer ölü doğmamışsa, en geç 1922’de bitkisel hayata girmiştir. Anlaşmayı bitkisel hayata sokan dün kutlanan 30 Ağustos Zaferi’nin sahibi Meclis hükümetinin İstiklal Savaşı’ndan muzaffer çıkmasıdır. Kısacası Sykes-Picot’da öngörüldüğü gibi Anadolu’nun bir parçası Fransızlara bir başka parçası Ruslara verilmemiştir. Sykes-Picot’ya göre uluslararası yönetim altında olması gereken Filistin, İngilizler’de kalmıştır.

Fransız ve İngiliz etki alanları olarak belirlenen topraklarda Araplar da kendilerince direniş göstermişler, sonuçta yerel güçlerin iradeleriyle, Osmanlı idari yapısını yansıtan bir siyasi harita ortaya çıkmıştır. Musul vilayeti Irak adı verilen yeni devlete ancak 1926’da eklenmiştir. Fransa ve İngiltere 1950’lerde ve 1960’larda buradan iyice çekilmişlerdir.

Bu bağlamda anlaşmanın asıl ve belki de yegane anlamı, dönemin emperyalist güçlerinin kibrinin bir nişanesi olmasıdır. Bölge, kuşkusuz büyük güçlerin ilgi alanı olarak kalmıştır. Petrolün dünya ekonomisinde giderek artan bir önem kazanması ve İsrail’in varlığı özellikle, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan dış politikasının belirleyici unsurlarıdır.

Ne var ki, tüm bunların doğru olması Arap devletler sisteminde, Arap toplumlarında işleyen bir düzenin neden kurulamadığını açıklamaya da yetmiyor. Bu ülkelerin, özellikle varlığını Sykes-Picot’ya filan borçlu olmayan, tarihsel kimliklere sahip Mısır, Cezayir hatta Fas ve Tunus gibi ülkelerin neden düzgün işleyen siyasi-ekonomik yapılar oluşturamadıklarını da açıklayamıyor. Büyük güçlerin etkilerini, olayları şekillendirme imkânlarını, iradelerini kabul ettirmedeki başarılarını sorgulamak, küçük aktörlerin kendi çıkarları ve heveslerinin etkilerini de küçümsememek gerekiyor.

Sonuçta, Millet Meclisi orduları emperyalistlerin Sevr planını yırtıp atabildi. İran’da 1953’te darbe yaptıran ABD, 25 yıl sonra İslam devrimi karşısında çaresiz kaldı. Irak’tan başlayarak Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme sevdasındaki yeni muhafazakârların planları çöktü. O savaşın belki de asıl hedefi olan İran rejimi bölgede müthiş bir güç kazandı.

Sykes-Picot, Soğuk Savaş mücadeleleri, kahrolasıca Irak Savaşı bu bölgeyi elbette etkiledi, düzenine hasar verdi. Ancak bu bölgedeki etkin güçler de bir bölgesel düzen kurgulamayı başaramadılar. ABD, Irak’tan çekildikten sonra İran ve Suudi Arabistan bir denge bulabilse, Türkiye kendisini bölgesel hegemonya hayallerine kaptırmasa bugün bölge dışı ülkelerin yani ABD ve Rusya’nın düzen getirme çabalarından medet ummak zorunda kalır mıydık?

Kaynak: Habertürk
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> YAKIN TARİH Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com