EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

ABD Ordusu Çöküyor

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Cmt Ksm 17, 2007 10:34 am    Mesaj konusu: ABD Ordusu Çöküyor Alıntıyla Cevap Gönder

İşgalci ABD askerleri Irak'tan Sağ Kurtuldukları İçin Sevinç Çığlıkları Atarak Kaçıyor
0ğuz Gürses
19.08.2010

İşgalden 7 yıl 5 ay sonra son muharip Amerikan tugayı Irak topraklarını terketti. İşgalci Amerikan askerleri Irak sınırından çıktıklarında Iraklı direnişçilerin elinden sağ kurtuldukları için "sevinç çığlıkları" attı. (*)



2003’te Irak’ı "demokrasi getirmek" bahanesiyle işgal eden eli kanlı emperyalist ABD, arkasında katlettiği, yaraladığı, ırzına geçtiği, işkence ettiği milyonlarca Irakllının yanında, yanmış yıkılmış, taş taş üstünde bırakılmamış yeraltı ve yer üstü kaynakları yağmalanmış, binlerce yıldır sapasağlam orada duran tarihi eserleri talan edeilmiş, bankalarının kasaları soyulmuş bir ülke -ama bütün bunlara rağmen düşmanına boyun eğmeyi redden onurlu bir halk- bırakarak kaçıyor

İşgal, Iraklılara yıkım, kan ve gözyaşı getirdi ama onurlu bir halkın direniş iradesini çok orantısız silah, teknoloji ve sayısal üstünlüğe sahip dünyanın en büyük ve en gelişmiş ordularının dahi kıramayacağını da gösterdi.

Irak'ın şehid Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in arslan yürekli askerleri, ABD önderliğnde üzerlerine çullanan "Yedi düvel”in haçlı ordularını geldiklerine pişman ederek püskürtmeyi başardı...

Şimdi sıra işbirlikçilerin cezalarını infaz etmeye geldi...

O işin en kolay tarafı...

Hep birlikte izleyeceğiz...

İşbirlikçilerin sonu nice olurmuş göreceğiz...

İşgalcilerin omuzlarını yıldızlarla donattığı, Kürt asıllı işbirlikçi, çakma Genel Kurmay Başkanı Babekir Zebari, kaçan işgalcilere omuzlarınındaki yıldızlardan ve giydiği üniformadan utanmadan bakın nasıl yalvarıyor:

“Bizi bırakmayın” (**)

Birleşik Haçlı orduları karşısında , yüzyıl önce Çanakkele'de, Kut'ul Ammara'da olduğu gibi büyük bir zafer kazanan Iraklı Mücahid Kuvvetleri’ni, Başta Başkomutanları sayın İzzet El Duri olmak üzere tek tek tebrik ediyor...

Ve...

Bu büyük zafer'n başta Afganistan ve Filistin olmak üzere Batı emperyalizminin işgal ve saldırısı altındaki bütün müslüman halklara örnek olmasını diliyoruz..

Şu mübarek Ramazan gecesi "Darısı hepimizn başına" diiyoruz...

Dipnot:

* TRT, "Irak'ı Sevinç Çığlıklarıyla Terkettiler". Haberin tamamını okumak için: http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=d9ffb70a-0469-4713-bcd6-0ba86c13babe

** [‘Bizi bırakmayın’
Irak'ın işbirlikçi Genelkurmay Başkanı Babekir Zebari ise, 12 Ağustos’ta yaptığı bir konuşmada, “ABD ordusu, Irak güvenilk güçleri hazır olana kadar, yani 2020 yılına kadar kalmalı” diyerek işgalci Amerikan yönetimine, “gitmeyin” dedi. Ancak Amerikalılar ülkede bundan böyle varlıklarını yalnızca diplomatik ofisleri aracılığıyla devam ettireceklerini söylüyor. haber1001] http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=339

Kaynak: http://millibirlikruhu.blogspot.com/

AMERİKA, DÜNYADAKİ DONANMA OPERASYONLARINI ASKIYA ALDI
21 Ağustos 2017

Amerika’nın çökmekte olduğuna dair haberimizi daha yeni yayına girmiştik ki, Amerika donanmasının dünya genelindeki operasyonlarını bu yaşanan kazalar (!) sebebiyle askıya aldığı haberi geldi.

Terör Örgütü ABD Donanma Operasyonları Komutanı Amiral John Richardson, donanmaya ait bazı gemilerin karıştığı kazalar (!) nedeniyle dünya genelindeki operasyonları durduracaklarını söyledi.

USS John McCain adlı destroyerin Singapur açıklarında karıştığı kazanın ardından açıklama yapan Richardson, “Bu trend, daha etkin bir eylem gerektiriyor. Bu doğrultuda, dünya genelindeki tüm filolarımızda operasyonların durdurulması emrini verdim” dedi.

USS John McCain adlı destroyer, Singapur açıklarında Liberya bandıralı bir petrol tankeri ile çarpışmış, terör örgütünün 10 elemanının kaybolduğu, 5’inin de yaralandığı duyurulmuştu.

1 AY İÇİNDE 2. KAZA

Bu, ABD Donanması’nın 1 ay içinde yaşadığı 2. büyük kaza (!).

Haziran ayında USS Fitzgerald adlı ABD destroyeri Japonya karasularında bir kargo gemisiyle çarpışmış, kazada (!) 7 ABD’li terörist can vermişti.

Adımlar dergisi

ÇÖKMEKTE OLAN İMPARATORLUK AMERİKA
Adımlar HABER
21 Ağustos 2017



İmparatorluk çökerken, çok entipüften gözüken hadiseler de üst üste gelmeye başlar. Basit aksilikler, küçük ihmaller, olur olmadık yere yaşanan kazalar…

Şu birkaç gün içinde İncirlik’ten kalkan Amerika’ya ait iki insansız hava aracının peş peşe düşmüş olması hemen dikkatleri çekiverdi.

Türk milletinin esas düşmanı Amerika denilen terör çetesine, Türk milletini daha kolay vurabilsin diye İncirlik’in kullandırılmasındaki ihanet bir yana, Amerikan İHA’larının –hem de bomba yüklü olarak–düşmüş olması, o uçakların gerçekleştireceği nice katliamın engellenmiş olması demek…

Amerika’nın verdiği kaza zayiatları bunlarla sınırlı değil, Ağustos ayının başlarında bir Amerikan uçağı da Avustralya’da düştü.

Uçak gemilerine helikopter gibi iniş-kalkış yapabilen MV-22 Osprey tipi askeri uçak, Avustralya’nın Queensland eyaletinde Shoalwater Körfezi yakınlarında USS Ronald Reagan uçak gemisine iniş yapmaya çalışırken denize düştü. Yapılan açıklamaya göre, kazada 23 terör örgütü mensubu denizden çıkartılırken, 3’ünü ise dalgalar yuttu.

ÇARPIŞAN GEMİLER

Amerikan donanmasındaki gemiler de çarpışma rekoru kırmak için ellerinden ne gerekiyorsa yapıyor adeta.

ABD Donanması’na ait USS John McCain adlı destroyer, Singapur açıklarında Liberya bandıralı bir petrol tankeri ile çarpıştı. Kaza (!) sonucu 10 Amerikan teröristi denizde kaybolurken, 5 terörist ise yaralandı.

Haziran ayında USS Fitzgerald adlı ABD destroyeri Japonya karasularında bir kargo gemisiyle çarpışmış, kazada (!) 7 terörist ölmüştü.

BU DA İŞGALCİYİ CEZALANDIRMA

İşgâl altında tutmaya çalıştıkları Afganistan’da, Afgan Millî güçlerini bastırabilmek için sahaya çıkan Amerikalı teröristlerden biri de ava giderken avlandı.

İşbirlikçi Nangarhar Valiliği sözcüsü Ataullah Hogyani, işg3alci teröristin Nangarhar’ın Açin ilçesinde infaz edildiğini duyurdu.

CONİLER İNTİHARA DOYMUYOR

Terörist Amerikan ordusuna katılıp, o teröristlerden biri olarak Amerikan işgâlinde rol almaya başlamak, yaptığı işin ne kadar pis bir şey olduğunu fark ederek her ân için intihar edecek biri olmak demek mânâsına geliyor.

Bu kanaate Amerika’nın açıkladığı intihar rakamlarından rahatça ulaşabiliyoruz.

Yapılan araştırmada 9 bin 512 Amerika teröristinin 2004 ile 2009 yılları arasında intihar girişiminde bulunduğu tespit edilmiş.

Her bir intihar teşebbüsünün de bulaşıcı hastalık gibi diğer intihar teşebbüslerini tetiklediği de yapılan tesbitler arasında.

Tabi emekli olmak da çözüm değil, zira Amerikadaki intiharların yaklaşık yüzde 20’si emekli askerler arasında görülüyor.

Irak ve Afganistan Haçlı saldırılarına katılan ABD teröristlerine ait 2001-2011 yıllarındaki istatistikler, Haçlı saldırısının gerçekleştiği, hunharca cinayetlerin işlenip, tecavüzcü sapıkların her türlü ahlâksızlığı yaptığı dönemde intihar oranlarının iki kat arttığını ortaya koyarken, ABD Devlet Hesap Dairesi’nin (GAO) mayıs ayında yayınlanan en son raporunda, ülkede, 2011’den 2015’e kadar olan sürede, “görevi suistimal” nedeniyle gönderilen 91 bin 764 askerin 57 bin 141’ine “travma sonrası stres bozukluğu” teşhisi konduğu açıklanmıştı.
Adımlar Dergisi

ABD ordusu‘ABD ordusu dağılıyor’
18.07.2017



The National Interest, ABD ordusunun, generallerin göz ardı ettiği bazı sorunlar yüzünden parçalara dağılmaya başladığını belirtti.

ABD askeri tarih ve savunma uzmanı Douglas Macgregor, The National Interest için kaleme aldığı ‘ABD ordusu neden dağılıyor?' başlıklı yazısında, "Eğer (ABD Başkanı) Donald Trump, generallerden sorumluluk talep edecek ve onları radikal değişikliğe çağıracak güçlü ve eğitimli ordu bakanını atayamazsa ordu paradan daha fazlasını kaybedecek" dedi.

Ordu yönetiminin, şu anda İkinci Dünya Savaşı döneminde olmadıklarını anlamadığı belirtilen yazıda, generallerin güven uyandırmayan ve güya gelecekte savaşı kazandıracak teknolojilere ya da eskimiş platform ve sistemlerin yeni sürümlerine milyarlarca dolar yatırmayı tercih ettiği kaydedildi.
NATO'nun Bulgaristan'da yapacağı tatbikatın ‘intihar' niteliğinde olduğunu yazan Macgregor, tatbikata konu olan operasyonun başarılı olması için ABD'nin hedef bölgede hava, deniz ve karada üstünlüğe sahip olması gerektiğini belirterek, "Eğer ABD, iyi hazırlıklı Rusya, Çin veya Kuzey Kore'ye karşı şimdi böyle bir operasyonu deneseydi bu ‘tatbikat' dakikalar içinde biterdi" dedi.

Bir diğer sorunun, Washington'un Afrika, Asya ve Ortadoğu'da gerçekleştirdiği operasyonlar yüzünden bu bölgelerde düzenli olarak 200 bin asker bulundurma zorunluğu olduğunu belirten Macgregor, "Askeri gücün temelinde, asker sayısı değil ordu birlikleri yatıyor. Halihazırda ABD ordusu tüm dünyaya dağılmış durumda, ordu birlikleri ise soğuk savaş kalıntıları" ifadelerini kullandı.

Ordu birliklerinin şu anki haliyle birleşmeye ve ‘İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en ölümcül savaş koşullarında' entegre eylemlere hazır olmadığı kaydedilen yazıda, 1950'li yıllardaki Kore Savaşı'na benzer kritik durum tehdidinin aydan aya büyüdüğü dile getiriliyor. Bu yüzden tarihin, Trump'ı yeni ordu bakanını atama konusunda yapacağı seçime göre yargılayacağı belirtildi.
Sputnik

Mattis: ABD ordusunun savaşa hazırlık durumu beni şoke etti
13.06.2017



ABD Savunma Bakanı Mattis, bütçe kesintisinin, ordunun savaşa hazırlık durumunu zayıflattığını ve bunun kendisini şoke ettiğini söyledi.

Temsilciler Meclisi Askeri Kuvvetler Komitesi'nde, ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018 yılına ilişkin bütçe teklifi hakkında düzenlenen oturumda Savunma Bakanı James Mattis ifade verdi.

Mattis, "Bütçe kesintisinini yürürlüğe girmesinden üç ay sonra emekli oldum. Bundan dört yıl sonra (Pentagon'a) geri döndüm. Döndüğümde de ordumuzun savaşa hazırlık durumunu görünce şoke oldum" dedi ve ekledi: "Bütçe kesintisinin ordumuzun savaşa hazırlık durumuna verdiği zararı hiçbir düşman vermedi"

Pentagon, 574 milyar dolar genel savunma finansmanına, 65 milyar doları da ek harcamalara ayrılmak üzere 639 milyar dolar bütçe talebinde bulunmuştu. Trump'ın bütçe planı ise, Pentagon'un bütçesinde önemli bir artış yapılmasını öngörse de güç kullanımı yanlısı Cumhuriyetçiler'in istediği bütçe artışının gerisinde kalıyor.
Sputnik

ABD'li askerler, ordu ekipmanlarını eBay'de sattı
06.10.2016



ABD’de 6’sı asker 8 kişi, ABD Ordusu’na ait ekipmanları çalarak yurtdışına satmakla suçlandı.

ABD Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yaklaşık 1 milyon dolar değerindeki askeri ekipman ve teçhizatın, online açık artırma sitesi eBay üzerinden Rusya, Çin ve diğer ülkelerdeki alıcılara satıldığı belirtildi.

Tennessee eyaletindeki Campbell Üssü’nde görev yapan askerler ve 2 sivil hakkında çarşamba günü federal tahkikat heyeti tarafından soruşturma açılığı ifade edilirken, çalınanlar arasında gece görüşü başlıklarının da bulundu kaydedildi.
Sputnik

Günün en güzel haberi: ABD Deniz Kuvvetleri’ne ait iki helikopter Hawaii açıklarında çarpışıp okyanusa düştü
16.01.2016



ABD askeri yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Deniz Kuvvetleri’ne ait 12'şer mürettebat taşıyan iki helikopter, Hawaii’ye bağlı Oahu adası açıklarında gece eğitimi esnasında çarpıştı. Kazanın sebebine veya olayda kurtulanların bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir bilgi paylaşılmazken, helikopterlerin enkazına ulaşılmaya çalışıldığı kaydedildi.
Haber 93

İran, karasularını ihlal edem ABD'nin iki savaş gemisine el koydu
13 Ocak 2016



İran'ın, Kuveyt ve Bahreyn'e giden 2 ABD savaş gemisine karasularını ihlal ettiği gerekçesiyle el koyduğu, 10 ABD askerini de gözaltına aldığı belirtildi.

CNN'in haberine göre, olay Farsi Adası yakınlarında yaşandı.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif'i telefonla aradığını belirten CNN, Amerikan askerlerinin "en kısa sürede serbest bırakılacağını" ifade etti.

AP'nin haberine göre ise Pentagon Sözcüsü Peter Cook, İran'la temasın kurulduğunu ve askerlerle gemilerin derhal iade edileceğini söyledi.

Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada da, Amerikalı askerlerin serbest bırakılmaları için İranlı yetkililerle görüşmelerin sürdüğü belirtildi.
Kaynak: Sputnik

ABD'de yine bir Donanma Üssü basıldı: 2 yaralı
24 Ekim. 2013

NTV'nin haberine göre ABD'de yine bir donanma üssü basıldı.

Bir süre önce görevine son verilen bir asker, Tennessee eyaletindeki donanma üssüne girip ateş açtı, 2 asker yaralandı.

Yetkililerden alınan bilgiye göre; bir süre önce görevine son verilen bir asker Donanma Destek Üssü'nün hemen dışındaki cephanelik binasında çevresindekilerin üzerine ateş açtı.

Eylemde Ulusal Muhafız Birliği üyesi iki asker yaralandı.

Cephanelikteki diğer askerler tarafından etkisiz hale getirilen eylemcigözaltına alındı.

Donanma'nın sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabından yapılan açıklamada ise üsten tüm giriş ve çıkışların geçici olarak durdurulduğu belirtildi.
haber93


'Masum insanları katletmemizin yüzünden yaşadığımız utancı örtecek hiç bir bayrak yok.''

AMERİKAN ORDUSUNDA NELER OLUYOR ?
6 Ağustos 2009
ABD'nin Afganistan ve Irak'ta yaşadığı hezimetler orduda çatlak meydana getirdi. Askerler savaşmak istemezken, birçok asker barış aktivisti oldu.
Ordu da görev yapan askerler,kararlara baş kaldırdı. Bir çok asker,ordu içinde örgütlenerek işgallerin sona ermesi için çalışırken, birçoğu da ordudan ayrılarak, barış aktivistlerine katılıyor.

İstatistikler, ABD ordusu içindeki bu tip direnişin son senelerde büyük artış gösterdiğine işaret ediyor. Irak işgalinin başlangıcından beri ordudan kaçma oranı yüzde 80 artmış durumda. 2002'den beri askeri mahkemelerin, çeşitli şekillerde görevinde bulunmayan askerleri yargıladıkları dava sayısı iki katına çıktı. 2006 yılında yapılan bir çalışma, Irak'taki askerlerin yüzde 72'sinin savaşa karşı olduklarını ve ordunun derhal çekilmesini savunduklarını ortaya koymuştu.

Bildiriler, çıkartmalar, kuşlamalar

Hızla örgütlenen barış aktivistleri askerleri direnmeye çağırıyor. Bu direniş komutanlara karşı bir direniş. Ordudan ayrılan aktivistler "Ordu sizi bırakmadan siz orduyu bırakın" yazılı çıkartmalar yapıştırıyorlar, savaş resimlerini çoğaltıp üste kuşlama yapıyorlar. Düzenledikleri, toplantı, yürüyüş ve eylemlerle askerlerin ilgisini çekmeye ve onları cesaretlendiremeye çalışıyorlar.

Aktivistler bu yolla askerleri, "bir çeşit iş yavaşlatma" olarak sınavlarda düşük performans göstermeye, böylece birliğin savaşa gönderilmesini engellemeye ikna ediyorlar.

Aktivistler ABD ordusunda düşük rütbelilerin çoğunun işçi ailelerinde geldiğine de dikkat çekiyor.
timeturk

ABD ORDUSU KENDİ EVİNDE VURULDU: 13 ÖLÜ
6 Kasım 2009
ABD'nin Teksas eyaletindeki bir askeri üste düzenlenen silahlı saldırıda, 13 kişinin öldüğü bildirildi

ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood Askeri Üssü'ne düzenlenen silahlı saldırıda ölenlerin sayısı 13'e yükseldi. Yerel saatle 13.30 gerçekleşen saldırı üste görevli 3 asker tarafından yapıldı. Saldırının ABD'nin tarihinde kendi sınırları içindeki bir askeri üsse yapılan en büyük saldırı olduğu bildirildi.

SİLAHLAR NEREDEN GELDİ?

The Los Angeles Times gazetesinin ifadelerine yer verdiği ordu yetkilileri saldırıda kullanılan silahların orduya ait mi yoksa şahsi silahlar mı olduğunu bilmediklerini kaydetti.

Normal koşullar altında ABD'deki askeri birliklerde silah taşıma yetkisi sadece güvenliğin sağlanmasından sorumlu askeri polislere veriliyor. Onların dışındaki askerlerin silahları sürekli olarak kontrol altında tutuluyor ve atış talimleri ile bakım yapılması durumları dışında askerlere verilmiyor.

Şahsi silahların da üs yetkilililerinin denetiminde kilit altında tutulması gerekiyor. Bütün bunların kayıtlarını askeri polis elinde tutuyor.

BİNBAŞI RÜTBESİNDE

39 yaşında ve Müslüman olduğu açıklanan, Binbaşı Malik Nadal Hasan orduda psikiyatr olarak çalışıyor. İddialara göre Hasan ve iki kişi tabancayla diğer askerlere ateş etti. Saldırganlardan birinin olay sırasında öldüğü söylendi. Diğer iki kişi ise yakalandı. Yakalananlar arasında Ürdün asıllı ABD vatandaşı Hasan'ın bulunduğu söyleniyor.

Virginia Tech Üniversitesi'nden mezun olan Hasan, Fort Hood Darnall Ordu Tıp Merkezi'nde görevliydi. Askeri ve mesleki kayıtlara göre Hasan daha önce de Walter Reed Askeri Tıp Merkezi'nde çalışıyordu.

Bekar ve çocuksuz olduğu bildirilen Hasan Fort Hood'a Temmuz ayında transfer edilmişti.

Saldırı, askerler için tıbbi gözlemler yapılan Askeri Hazırlık Merkezi'nde meydana geldi. olay bir askerin elindeki tabancaları ateşlemesiyle başladı. Saldırı anında üsteki askerlere Irak veya Afganistan'a gitmesi için form dolduruluyordu.
Teksas'taki üste yaklaşık 50 bin asker bulunuyor.

ASKERİ ÜSLERDE ALARM

Saldırının ardından ülke genelinde ve yurt dışındaki askeri üslerde en üst düzeyde güvenlik önlemleri alındı. Saldırının meydana geldiği yerde kapılar kapatıldı.

SENDROM GEÇİREN ASKERLERİN ÜSSÜ

ABD'nin en önemli askeri üslerinden olan Fort Hood destek birimi olarak ün salmış. Buradaki askerlerin büyük çoğunluğu Irak veya Afganistan'a gönderiliyor.

Fort Hood aynı zamanda savaşta psikolojik olarak travma geçiren askerlere, yaşadıkları bu sorunların üstesinden gelmeleri için özel programların uygulandığı bir üs.

Ordudaki intiharlar geçtiğimiz yıl rekor seviyelere ulaştı. En az 128 askerin geçen yıl intihar ettiği bildirilirken rakamların bu yıl daha da artması bekleniyor.

ABD'li ordu yetkilileri bu artışta süreli olarak Irak ve Afganistan'a ek birlik gönderilmesinin ve travma sonrası stres bozukluğunun etkili olduğunu ifade ediyor.

BENZERİ YAŞANMIŞTI

Teksas'da meydan gelen olay ABD'de daha öncede benzer şekilde yaşanan saldırıları hatırlattı. Geçen Mart'ta New York'taki bir göçmen bürosunda yaşanan silahlı saldırıda 13 kişi hayatını kaybederken, yine Mart ayında Alabama'da öfke patlaması sonucu meydana gelen silahlı saldırıda 10 kişi yaşamını yitirmişti. Bu tip olayların en kanlı bilanço ile sonuçlananı ise 2007 yılında 32 kişinin öldüğü Virginia'da yaşanmıştı.

OBAMA: ŞİDDET PATLAMASI OLABİLİR

ABD Başkanı Barack Obama ilk açıklamasında, Washington'da İçişleri Bakanlığı'nda katıldığı bir etkinlik sırasında olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Obama olayla ilgili 'dehşet veren bir şiddet patlaması' açıklamasını yaptı.

Obama, "Askerlerin ABD topraklarında böyle bir saldırıya maruz kalmış olması dehşet verici bir olaydır" dedi.

Afganistan'a ilave birliklerin gönderilmesinin tartışıldığı bu dönemde yaşanan bu saldırının Obama yönetimi için büyük sorun yaratabileceği ifade ediliyor.

Diğer yandan failin ailesinden de yaşanan saldırıyla ilgili açıklama geldi.

Hasan’ın the Washington Post gazetesine konuşan halası Noel Hasan, askerin ordudan terhisini istemesine karşın cepheye gönderilmek üzere olduğunu ifade etti. Hasan'ın, ABD'nin Irak ve Afganistan'da sürdürdüğü savaşlara muhalif olduğu belirtildi.

Yeğeninin inançlı bir Müslüman olduğunu ifade eden Hasan, “Nidal 11 Eylül’den bu yana inancıyla ilgili her türlü tacize ve alaya direnmekle birlikte yıllardır ordudan terhisini istemekteydi” dedi.

Ancak ordu sözcüsü George Wright, Hasan’ın terhisini istediğini teyit edemeyeceğini ifade etti.

The Associated Press haber ajansı Hasan’ın yakın zamanda “NidalHasan” nickname’i ile internette yazdığı bir yazıda İslami intihar bombacılarını Japon kamikaze pilotlarıyla karşılaştırdığı gerekçesiyle icra makamlarının harekete geçtiğini duyurdu.

Hasan’ın yazısında “Bu askerin intihar ettiğini söylemek uygun değildir. Söylenmesi asıl uygun olan şey onun daha soylu bir amaç için hayatını feda eden cesur bir kahraman olduğudur” dediği belirtildi.
haber101

Papazlar "ABD askerleri delirecek"
08 Ekim 2009
Ana Haber

Afganistan'da bulunan iki ABD'li papaz askerlerin sık sık neden ülkede olduklarını sorguladığını söyledi.

Afganistan'daki ABD birliklerinde dokuz aydır görev yapan iki papaz, İngiliz Times gazetesine konuştu.NTV'nin haberine göre vaiz Jeff Masengale ve Sam Rico, Afganistan'daki Amerikan askerlerinin depresyonda ve hayal kırıklığna uğramış durumda olduğunu söyledi.

İki din adamı Kabil'deki askeri karargahtan verdikleri röportajda askerlerin psikolojisini şöyle özetledi: "Birçok asker hayatlarını nafile bir görev için riske attıklarını ve Afgan halkının kendilerine yardımcı olmak için hiçbir şey yapmadığını söylüyor. Çoğu depresyon ve umutsuzlukla boğuşuyor ve sadece ailelerine geri dönmek istiyorlar."

BU SAVAŞI SONA ERDİRMEK İÇİN NE YAPMALIYIZ

İki vaiz, hiç görülmemiş oranda askerin kendilerine yardım istemek için geldiklerini söylüyor:

"Çok sert görünen adamlar bile, bu çadırdan mabede gelip diz çöküyor. Net bir ilerleme ve amaç görememeleri onları büyük hayal kırıklığına sürüklüyor. En büyük sorular, 'Bu savaşı sona erdirmek için ne yapmalıyız? Birini mi yakalamalıyız? Bir hedefe mi saldırmalıyız?' 'Taliban'ı durdurmak' cevabı ise onları tatmin etmiyor, çünkü bunun neredeyse imkansız göründüğünü söylüyorlar."

TEK İSTEKLERİ EVE CANLI DÖNMEK

Askerlerin Afganistan'da bulunma isteklerini kaybettiklerini söyleyen vaizler, onların tek amacını şöyle özetliyor:

"Askerlerin tek istedği canlı bir şekilde evlerine, çocuklarına, eşlerine dönebilme ve hayatını burada kaybeden arkadaşlarını aileleri ile buluşmak". Kendilerinin de burada büyük stres altında olduğunu belirten vaizler, mücadele için birbirlerinden güç aldıklarını söylüyorlar.

NEDEN BURADA OLDUĞUMUZU BİLMİYORUM

Times muhabiri, konuştuğu bazı Amerikan askerlerinin görüşlerine de yer veriyor.

20 yaşındaki Raquime Mercer hislerini şöyle anlatıyor: "Kaybolmuş durumdayız. Neden burada olduğumuzdan tam olarak emin değilim. Eğer burada yaralanacaksam veya öleceksem net bir amaca ihtiyacım var."

37 yaşındaki çavuş Christopher Hughes, altı arkadaşını kaybetmiş ve iki kez bombalı saldırıdan kurtulmuş. Kendisine, "Bu görev gerçekten değerli mi?" diye sorulduğunda şöyle cevap veriyor: "Eğer görevin ne olduğunu bilseydim bu soruya cevap verebilirdim, ama bilmiyorum. Burada işlerin iyi gittiğini düşünen tek askerler ofiste çalışanlardır."

DIŞARI ÇIKMAYA KORKUYORLAR

Birliğin ruh sağlığından sorumlu çavuş Erika Cheney de askerlerin durumundan endişeli:

"Yorgun, hayal kırıklığına uğramış ve korkmuş durumdalar. Birçoğu dışarıya çıkmaya korkuyor."

Karargahlarda uykusuzluk ve öfke nöbetlerinin sıklıkla yaşandığı söyleniyor. Ruhsal durumu dışarıdaki görevlere dayanmalarına el vermeyen kişiler ise masa başı işlere yönlendiriliyor.

11 Mayıs 2009
İŞGALCİ CONİLER ÇILDIRIYOR! 5 ÖLÜ

Bağdat'taki ABD üslerinden birinde yaşanan olayda ABD'li asker cinnet getirerek, 5 ABD askerini vurdu.

Bağdat'taki Amerikan üssünde beş Amerikan askerinin vurularak öldürüldüğü açıklandı.

5 askerin, öğleden sonra Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"ye açılan ateşte öldüğü belirtildi.

Daha önce Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"ye açılan ateşte öldürüldüğü haber verilen 5 Amerikan askerinin bir başka Amerikan askeri tarafından vurulduğu, ABD Savunma Bakanlığından (Pentagon) bir yetkili tarafından duyuruldu.

Washington'daki bir başka üst düzey askeri yetkili de sadece bir Amerikan askerinin 5 asker arkadaşını öldürdüğü dışında henüz üste olanlar hakkında ayrıntı bilmediğini söyledi.

Bu arada, Irak'taki bir ABD askeri sözcüsü, bu ülkedeki ana üslerden birinde ateş açarak 5 asker arkadaşını öldürülen Amerikan askerinin gözaltına alındığını bildirdi.

Söz konusu olay, Irak'ta 10 Nisandan bu yana tek bir saldırıda en fazla Amerikan askerinin öldüğü olay oldu.

Kuzeydeki Musul kentinde 10 Nisanda, bir polis merkezi yakınında düzenlenen intihar saldırısında 5 Amerikan askeri ölmüştü.

Öte yandan, bu ay başında Irak'ın kuzeyinde bir askeri eğitim merkezinde de Irak askeri üniforması giymiş bir kişinin 2 Amerikan askerini öldürdüğü haber verilmişti.

Irak'tan son olayla ilgili gelen ilk haberlerde, 5 Amerikan askerinin üste düzenlenen saldırıyla öldürüldüğü bildirilmişti.
Anahaber

Irak ve Afganistan, ABD askerlerini alkolik yaptı
20 Haziran 2009
Afganistan ve Irak savaşları yüzünden, Amerikan askerlerinin kendilerini içkiye vurduğu ortaya çıktı.
AFP muhabirinin elde ettiği ordu istatistiklerine göre, askerler arasında alkol bağımlılığı teşhisi konulanların oranı bu yıl binde 11'i geçti. Oysa bu oran, 2003'te Irak savaşının başında bunun yarısı bile değildi.
Genelkurmay Başkanı Amiral Michael Mullen, USA Today gazetesine verdiği demeçte, savaş yıllarının bu durumun ortaya çıkmasında payı olduğunu söyledi. New York'ta geçen ay toplanan uzmanlar da işgal kuvvetleri açısından alkolün ciddi mesele haline geldiğine işaret etmişti. Uzmanlara göre, aile hasreti ve uzun süren operasyonlar, askerleri alkolün kucağına itebiliyor. Minnesota üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırma da aktif görevde bulunan askerlerin yüzde 43'ünün, içki alemlerine katıldığını gösterdi. Araştırmaya göre, beş askerden biri, haftada ortalama iki kereden fazla olmak üzere adamakıllı içiyor. Bu da tıbbi ve sosyal sorunlara davetiye çıkarıyor. netgazete

09 Eylül 2008
AMERİKA ŞOKTA. 21 ASKER TOPLU İNTİHAR ETTİ!

Irak işgalcisi Amerikan güçleri 57. Hava İndirme Birliğine bağlı askerlerin toplu intihar girişimi Amerika'yı şok etti.
Irak güvenlik kaynaklarının bildirdiğine göre 21 Amerikan askeri Irak'taki bir Amerikan üssünde topluca intihara kalkıştı.
Eski bir Irak hava üssünde bulunan Amerikan askerlerinden 21'inin 27 gün önce topluca intihara kalkıştığı, sadece 5 tanesinin intihar girişiminden sağ kaldığı belirtildi.

Amerikan askerlerinin yüksek miktarda uyuşturucu alarak intihar ettiği bildirildi.
Irk güvenlik subaylarından Ali el Bağdadi'nin bildirdiğine göre, Amerikan işgal güçlerinin 57. hava indirme birliğine bağlı askerlerin çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere sivil Iraklıları öldürmekle tanınıyordu.

Amerikan askerlerinin akşam yemeğinden sonra yatakhanelerinde intihar ettiği açıklandı.
Bir görgü tanığı, intihar eden Amerikan askerlerinin "5.000 yıllık mumyalar gibi" bir şekle döndüğünü belirtti..

Irak güvenlik kaynaklarının bildirdiğine göre, şimdiye kadar aralarında üst düzey komutanların da bulunduğu 600 Amerikan askerinin intihara kalkıştığı, 300 kadarının hayatını kaybettiği belirtildi.
http://anadoluhaber.blogspot.com/2008/09/amerika-okta-21-asker-toplu-intihar.html

ABD Ordusunda İntihar Salgını
16 Kasım 2007
Amerikan ordusunda intiharlar görülmemiş oranda yükseldi. Savaşta bile böyle kayıp yok. İşte rakamlar.
Amerikan ordusunda “gerçek bir intihar salgını” ortaya çıktı. Her gün 17 asker intihar ediyor
Özellikle genç askerler arasında intihar edenleri sayısı sivil halkın intihar oranlarından dört kat daha fazla. CBS televizyonu tarafından yapılan araştırmaya göre;

* Amerikan ordusundan bir sebeple ayrılan askerler içinden tam 6 bin 256 kişi 2005 yılında intihar etti. Bu günde 17 intihar anlamına geliyor.

* ABD'de genel halk içinde intihar oranı her 100 bin vatandaş için 8.9. Eski askerler arasında ise bu oran 18-20 arasında...

*Orduyla bağlarını koparan 20-24 yaşındaki askerler arasında ise oran 31.9 gibi çok yüksek bir orana ulaşıyor.

Araştırma askerler arasında zihinsel sağlıkla ilgili sorunların salgın halde olduğunu ortaya koyuyor. CBS'e göre 1.6 milyonu Irak ya da Afganistan'daki savaşlara katılmış toplam 25 milyon kadar eski askerin psikolojik rahatsızlıklarını tedavi için yılda 3 milyar dolar kadar harcıyor
aktifhaber

Tecavüz korkusu taşıyan askerler

Irak ve Afganistan'da görev yapan Amerikalı kadın askerler, savaş ortamının sıkıntıları dışında ayrıca erkek asker arkadaşlarının tecavüz ve cinsel saldırı tehdidi altında yaşıyor.18 Nisan 2009 12:21

New York'taki Colombia Üniversitesi gazetecilik bölümü profesörü Helen Benedict'in savaş bölgelerinde görev yapan, erkek arkadaşlarının tecavüzü, cinsel saldırısı ve tacizine uğradığını anlatan kadın askerlerle yaptığı 40 röportajın yer aldığı "Yalnız Asker: Irak'ta Görev Yapan Kadınların Özel Savaşı" adlı kitabı ABD'de dün yayımlandı.

TUVALETE BİLE YALNIZ GİDEMİYORLAR

Bazı kadın askerler, üstlerinin tuvalete yalnız gitmemeleri konusunda uyarıda bulunduğunu anlatıyor. Bir kadın asker, erkek arkadaşlarından korunmak için bıçak taşımaya başladığını, bazıları da uğradığı taciz ve saldırıları bildirmemeleri için kendisine üstleri tarafından gözdağı verildiğini söylüyor.

KADIN ASKERLERİN TRAJİK DURUMU

Benedict, kitabının adının, Amerikalı kadın askerlerin, savaşın travmasıyla birlikte erkek arkadaşlarının cinsel tacizini yaşamasının kendilerini yalnızlaştırmasından geldiğini belirterek, savaş ortamında bütün askerlerden arkadaşlarına güvenmesinin beklendiği bir durumda kadınların yaşadıklarının özellikle trajik bir durum yarattığına işaret etti.

Kitapta, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) verilerine dayanılarak, Irak ve Afganistan'daki 10 Amerikan askerinden birinin kadın olduğuna ve İkinci Dünya Savaşından bu yana en fazla Irak'ta kadın askerin çarpıştığı ve öldüğüne dikkat çekiliyor.

Benedict'in görüştüğü, 2003 ve 2006 yılları arasında görev yapan 40 kadından 10'u tecavüze uğradığını, 5'i diğer cinsel saldırılara, 13'ü de cinsel tacize uğradığını anlatıyor.

Yazarın çalışmasına dayanılarak hazırlanan bir tiyatro oyunu da New York'ta sahnelenirken, oyunun ABD genelinde turneye çıkması bekleniyor.

IRAK VE AFGANİSTAN'DAKİ CİNSEL SALDIRILAR YÜZDE 25 ARTTI

Pentagon'un geçen ay yayımladığı bir rapora göre, ABD ordusu içindeki cinsel saldırı bildirimleri geçen yıl, önceki yıla göre yüzde 8, Irak ve Afganistan'da ise yüzde 25 arttı.

Rapora göre sayıları 2908'i bulan ordu mensuplarının cinsel saldırıları, tecavüz, tecavüze teşebbüs ve sarkıntılığı kapsıyor.

Bakanlık sözcüsü, bu tür olayların önlenmesi, uygun politikalar ile saldırıların haber verilmesinin önündeki engeller kaldırılarak, orduda cinsel saldırının kökünün kazınmasının hedeflendiğini söyledi.

Benedict ve bazı araştırmacılar ise cinsel saldırılara ilişkin resmi verilerin, kendi bulgularından oldukça az olduğunu çünkü hükümetin verilerinde sadece uğradıkları saldırıları bildirecek kadar cesur olanların yer aldığını belirtiyorlar.

Öte yandan sorunun sadece Irak ve Afganistan'a özgü olmadığını gösteren başka raporlar da mevcut.

İşçi sağlığı hekimleri dergisi American Journal of Industrial Medicine'e göre, 2007 yılında, Vietnam'dan ilk Körfez Savaşına kadar çatışmalarda görev almış 550'yi aşkın kadın askerle yapılan araştırmada, askerlerin yüzde 30'unun tecavüz ya da tecavüze teşebbüse, yüzde 79'unun cinsel saldırıya uğradığını söylediği belirtildi.
Vatan

Afganistan'da Taliban karşısında zayıf kalan ABD birliklerinin komutanı görevinden alındı
13 Mayıs 2009
ABD yönetimi, son zamanlarda çok sayıda sivil kaybın yaşandığı Afganistan'da görevli generalini görevden aldı. ABD Başkanı Barack Obama, Afganistan'daki en kıdemli komutanı David McKiernan'ı henüz bir yıl dolmadan görevden aldı ve yerine Irak'ta özel operasyonlardan sorumlu Korgeneral Stanley McChrystal'ı getirdi. Yeni Şafak gazetesinin haberine göre; atamanın sebepleri arasında Taliban'ın giderek güçlenmesi ve yüzden fazla sivilin ölümüne yol açan son ABD hava saldırılarının yarattığı gerilimin bulunduğu belirtildi. Beyaz Saray kaynakları, yeni kumandanla, Obama'nın, Afganistan için onayladığı yeni AF-PAK stratejisini gerçekleştirmeyi istediği kaydedildi. Edinilen bilgiye göre, McKiernan'ın uyguladığı taktiklerin başarısız bulunduğu ve generale güven duyulmadığı yö- nünde görüşler olduğu kaydedildi. netgazete

ABD Askeri 5 asker Arkadaşını Vurdu
12 Mayıs 2009
Pentagon Bağdat'taki Amerikan üssünde bir askerin arkadaşlarını vurduğunu açıkladı.

Irak'ın başkenti Bağdat'ta Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki Amerikan üssü "Camp Liberty"de olayı ABD Savunma Bakanlığı Pentagon duyurdu.

Üste açılan açılan ateşte öldürüldüğü haber verilen 5 askerin bir başka ABD askeri tarafından vurulduğu açıklandı.

Arkadaşlarını vuran asker gözaltına alınırken, üste yaşananlarla ilgili ayrıntılı bilgi verilmedi.

OBAMA ŞOKE OLDU
Askerin arkadaşlarını öldürmesi ABD Başkanı Barack Obama'yı da şoke etti.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, Obama'nın konuyu Savunma Bakanı Robert Gates ile değerlendireceğini söyledi.

Bakan Robert Gates de ölümleri şoke edici diye niteleyerek, olay konusunda istihbarat toplama sürecinde bulunduklarını belirtti. Gates, eğer bir asker silahını diğerlerine çevirdiyse bunun büyük bir kaygı nedeni olacağını ve bakanlık tarafından büyük bir dikkatle değerlendirileceğini söyledi.

5 askerin vurulması, Irak'ta 10 Nisandan bu yana tek bir saldırıda en fazla ABD askerinin öldüğü olay oldu.

Kuzeydeki Musul kentinde 10 Nisanda, bir polis merkezi yakınında düzenlenen intihar saldırısında 5 Amerikan askeri ölmüştü.

Mayıs ayı başında Irak'ın kuzeyinde bir askeri eğitim merkezinde de Irak askeri üniforması giymiş bir kişinin 2 ABD askerini öldürdüğü haber verilmişti.

Irak'tan son olayla ilgili gelen ilk haberlerde, 5 Amerikan askerinin üste düzenlenen saldırıyla öldürüldüğü bildirilmişti.
aktifhaber

MÜSLÜMANLIĞIMLA DALGA GEÇTİLER
7 Kasım 2009
ABD'nin en büyük askeri üssüne saldırı düzenleyerek 13 kişiyi öldüren Filistin kökenli ABD'li psikiyatrist subayın katliamdan önce, “Müslümanlığımla dalga geçiyorlar” diye ordu mensuplarına dava açtığı ve Afganistan'da savaşmak istemediği ortaya çıktı
ABD'ye önceki gece ikinci 11 Eylül korkusu yaşatan kanlı askeri üs saldırısıyla ilgili ortaya çıkan gerçekler ülke gündemini ikinci kez sarstı. Texas eyaletinde, ülkenin en büyük askeri üssü olan Ford Hood'daki saldırıda önce üç kişi oldukları belirtilen saldırganlardan ikisinin suçsuz olduğu, “öldü” denilen saldırganın ise yaşadığı ve saldırıyı tek başına gerçekleştiren Filistin kökenli bir Müslüman olduğu ortaya çıktı. Olayla ilgili bir açıklama yapan Tuğgeneral Bob Cone, olayın soruşturulduğunu, ilk bilgilere göre saldırıyı Nidal Malik Hasan'ın gerçekleştirdiğine inandıklarını, söyledi.

Öte yandan 13 kişinin ölümüne 31'inin de yaralanmasına yol açan Amerikan ordusunun psikiyatrist subayı binbaşı Nidal Hasan'ın katliamı işleme nedenleriyle ilgili ortaya atılan iddialar tartışma yarattı.

ORDUYU MAHKEMEYE VERDİ

İlk çarpıcı açıklama saldırganın bir kuzeninden geldi. Kuzeni “ABD'li askerler Hasan'ın Müslüman adı ve etnik kökeni ile dalga geçiyorlardı. Bu nedenle konuyu yargıya taşıdı. Başka bir kamu kuruluşuna atanmayı istedi ve halen mahkemesi devam ediyor” dedi. Hasan'ın Afganistan'a gönderilmek istendiği ancak buna karşı çıktığı için böyle bir olayı gerçekleştirdiği de iddialar arasında. Ülkedeki İslami cemaatler ise saldırganın Müslüman olduğunun açıklanması üzerine sağduyu bildirileri yayınladı.

Katliam öncesi alışveriş anı kamerada

Orduda psikiyatrist olarak çalışan Hasan'ın askeri üste saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir markette alışveriş yaptığına dair kamera görüntüleri yayınlandı. Görüntülerde Hasan rahat tavırlarıyla dikkat çekiyor.

Kabil'de savaşmam

Askeri üsse saldıran Müslüman subayın Afganistan'a gönderilmek üzere olduğu bildirilirken, saldırının yapıldığı Askeri Hazırlık Merkezi'nin denizaşırı göreve gidecek askerlerin son sağlık kontrollerinin yapıldığı merkez olduğu açıklandı. Saldırgan Malik Hasan'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'deki birliğe gitmek istemediği için saldırıyı düzenlediği iddia edildi. Birlikte çalıştığı arkadaşlarına göre ise Hasan, radikal bir savaş karşıtıydı.

Orlando'da saldırgan dehşeti

Amerika, Teksas'taki Fort Hood Üssü'nde yaşanan olayın şokunu atlatamadan bir gün sonra yine aynı saatlerde bu kez Orlando'da yaşanan olayla sarsıldı. İki yıl önce çalıştığı Reynolds Smith isimli firmaya gelen ve adının Jason Rodriguez olduğu belirlenen şahıs açtığı ateş sonucu 1 kişinin ölümüne 5 kişinin de ciddi şekilde yaralanmasına yolaçtı. Gateway Center isimli iş merkezinde yaşanan olayda saldırıdan sonra polis saldırganı iş merkezinin 16. katında yakaladığı kaydedildi.
sabah

Afganistan'da Amerikan askeri moralsiz
14 Kasım 2009 Afganistan'da Amerikan askerleri üzerinde yapılan araştırmaya göre, 8 yıllık savaşta üçüncü veya dördüncü kez Afganistan'a gönderilen askerler arasında psikolojik sıkıntıların arttığı ortaya çıktı.
Afganistan'daki Amerikan askerlerinin moralinin bozuk olduğu anlaşıldı.

Pentagon tarafından yapılan araştırma, moralsiz askerlerin psişik sorunlarla boğuştuğunu gösterdi.

Amerikan Başkanı Barack Obama'nın Afganistan'a takviye kuvvet gönderip göndermemeye karar vermeye hazırlandığı bir sırada yayımlanan araştırma, Afganistan'daki askerlerin stresinin geçen seneye nazaran daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.

Askerler arasında yapılan nabız yoklamasına göre, askerlerin sadece yüzde 17'si moralinin "iyi" veya "çok iyi" olduğunu söyledi. haber7

OBAMA, ORGENERAL MCCHRYSTAL'I AZLETTİ

23 Haziran 2010
ABD Başkanı Barack Obama'nın, Orgeneral Stanley McChrystal'ı azlettiği bildirildi.
Amerikan medyasındaki haberlerde, Obama'nın McChrystal'ı azlettiğini belirtilirken, Washington yönetiminden üst düzey bir yetkili de Obama'nın McChrystal'ın istifasını kabul ettiğini söyledi.

Obama'nın McChrystal'ın yerine General David Petreaus'u görevlendirdiği belirtildi.

Amerikan Merkez Komutanı olan Petreaus'un Irak ve Afganistan'daki güçlerin sorumluluğunu üstleneceği kaydedildi. haber10

Belgeli Sivil Katliamı
26 Temmuz 2010
Belgeler yaklaşık 200 Afgan sivilin ölümünün dünya kamuoyundan gizlendiğini gösteriyor.
Belgeler yaklaşık 200 Afgan sivilin ölümünün dünya kamuoyundan gizlendiğini gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki en büyük gizli belge sızdırma olayı gerçekleşti.

BBC'ye göre, Amerika Birleşik Devletleri ordusuna ait 90 bin belge basına sızdı.

2004-2009 arasına ilişkin belgeler, daha önce de benzer yayınları nedeniyle tepki çeken Wikileaks adlı internet sitesinde yayınlandı.

Guardian ve New York Times gazeteleri ile Alman Der Spiegel dergisi de Wikileaks ile işbirliği içinde bu belgeleri yayınladı.

Bunun Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki en büyük gizli belge sızdırma olayı olduğu belirtiliyor.

Belgeler yaklaşık 200 Afgan sivilin ölümünün dünya kamuoyundan gizlendiğini gösteriyor.

Ayrıca NATO'nun, Pakistan ve İran'ın Afganistan'daki isyan hareketini el altından desteklediklerine ilişkin kaygılarına yer veriliyor.

90 bin belge içinde, Taliban'ın havadan karaya ısıya duyarlı füzelere sahip olduğu yolunda bilgiler de var.

Taliban'ın uzaktan kumandalı bombalar ile yaptığı saldırılarda ölen sivillerin sayısında artış olduğu da bu belgelerde yer alıyor.

Beyaz Saray olayı sert bir açıklama ile kınadı.

Açıklamada belgelerin 2009 Aralık'ına kadar olan dönemi kapsadığı, bu tarihte ise Başkan Barack Obama liderliğindeki Amerikan yönetiminin Afganistan stratejisinin değiştiği belirtildi.

Ayrıca bu belgelerin yayınlanmasının NATO askerlerinin hayatını ve ulusal güvenliği tehlikeye attığı savunuldu. aktifhaber

Pentagon Tasarruf Kararı Aldı
10 Ağustos 2010
Pentagon tasarruf etmek amacıyla Müşterek Kuvvet Komutanlığı'nı kapatma ve bütçesinin kısıtlamaya gitti...
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tasarruf etmek amacıyla Müşterek Kuvvet Komutanlığı'nı kapatma ve bütçesinin taşeronlara ayrılan kısmından yüzde 10'luk kısıtlamaya gitme kararı aldı.

Savunma Bakanı Robert Gates, düzenlediği basın toplantısında, merkezi Virginia'da bulunan ve farklı kuvvet komutanlıklarından gelerek birlikte savaşa gitmeleri istenen askerlerin eğitilip konuşlandırıldığı Joint Forces Command'ı kapatmayı düşündüğünü, çünkü bu birimin yıllık bütçesinin 240 milyon dolar olduğunu kaydetti.

Amerikan yönetiminin kararlaştırdığı harcama kısıtlamasına rağmen Pentagon 2011 bütçesi hafif bir artışla 700 milyar doları buldu. Pentagon'un 2001'den beri iki kattan fazla artan bütçesi, Amerikan hükümetinin bütçeden pay alma sırasında birinci sırada yeri alıyor. Dünyadaki savunma harcamalarının tamamının ise yüzde 40'ından fazlasını temsil ediyor. aktifhaber

'BÜTÜN ASKERİ SIRLARIMIZ ÇALINDI'
25 Ağustos 2010
ABD ordusu sistemlerine 2008 yılında Ortadoğu’daki bir üsteki bir bilgisayara takılan bir taşınabilir bellekle saldırı düzenlendiği ve gizli belgelerin yabancı istihbarat kurumlarının eline geçtiği resmi ağızlarca açıklandı.
Foreign Affairs dergisinde dün yayımlanan ve Pentagon’un sanal stratejisini tartışan bir makalede ABD Savunma Bakan Yardımcısı William J. Lynn, yabancı bir istihbarat ajansı tarafından taşınabilir belleğe yüklenen zararlı bir yazılımın ABD ordusunun Ortadoğu’da görevli Merkezi Komutanlık birimi tarafından kullanılan ağa bulaştığını ifade etti.

Lynn makalede, “Bu virüs yazılımı fark edilmeden hem gizli hem de gizli olmayan belgelerin yer aldığı sistemlere bulaştı. Böylece ABD ordusunun bilgilerinin yabancıların eline geçmesini sağlayan sanal bir köprü oluştu” dedi.

Lynn, “Bu bir ağ yöneticisinin en büyük korkusudur: Sessizce çalışan ve operasyon planlarını kim olduğu bilinmeyen düşmanların ellerine aktaran kötü bir yazılım” dedi.

AMAÇ TEHDİTLERE DİKKAT ÇEKMEK

Uzmanlar, Bakan Yardımcısı’nın Savunma yetkililerinin bugüne kadar gizli tuttuğu bu olayı açığa çıkarma kararının, Pentagon’un ABD’nin bilgisayar sistemlerinin karşı karşıya olduğu tehditler konusunda Kongre’nin ve kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçladığına işaret etti.

Lynn’in Foreign Affairs dergisinde yazdıklarının bazıları daha önce de söylenmişti: Pentagon’un 15 bin ağı ve 7 milyon bilgisayarı her gün binlerce kez saldırıya uğruyor; yaşanan siber savaş asimetrik olduğu için Soğuk Savaş’ta geçerli olan karşılıklı korkutma modelleri burada uygulanamıyor, çünkü saldırganın kim olduğu belirlenemiyor.

Ancak Lynn’in yazdıklarında Savunma Bakanlığı’nın sanal stratejisiyle ilgili yeni detaylar da var. Bunlar arasında sisteme izinsiz giriş yapanların kimliğinin belirlenmesine izin verecek yolların geliştirilmesi de bulunuyor. Bu gelişme “aktif savunma” stratejisinin bir parçası.

RUSYA MI?

Lynn’in 2008’de yaşanan olayı açıklaması, bilgisayar uzmanları arasında düşmanların işine yarayabilecek bilgilerin açık edilmiş olması endişesini doğurdu. Pentagon yetkilileri Foreign Affairs makalesinin bir yabancı ülke istihbaratının ABD ordusunun gizli sistemlerine girdiği yönündeki ilk yazılı açıklama olduğunu söyledi.

2008 yılında Los Angeles Times, adının açıklanmasını istemeyen Savunma kaynaklarına dayandırdığı haberinde saldırının failinin Rusya olabileceğini duyurmuştu.

Lynn, Pentagon’un saldırıyı karşılamak için düzenlediği Buckshot Yankee Operasyonu’nun ABD siber savunma stratejisi için bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Kasım 2008’de Savunma Bakanlığı taşınabilir belleklerin kullanılmasını yasakladı.

PENTAGON KORUNMASIZ OLDUĞUNU FARK ETTİ

Meselenin hassasiyeti dolayısıyla adının açıklanmasını istemeyen eski bir istihbarat yetkilisi, ordunun komuta ve kontrol sistemine girilmesinin önemli bir olay olduğunu belirtti. Yetkili, “Biz bu yolla savaşa giriyoruz. Eğer sisteme girerseniz ‘sağa dön’ yerine ‘sola dön’, ‘yukarı çık’ yerine ‘aşağı in’ emrini verebilirsiniz” dedi.

Yetkili özetle, “Pentagon ne kadar korunmasız bir durumda olduğunu fark etmeye başladı ve bununla başa çıkmak için neler yapılması gerektiğini gösteriyor” dedi.
Hürriyet

ABD'de eşcinsel askerlere yasak kalkabilir
16 ARALIK 2010

Amerikan Temsilciler Meclisi, eşcinsellerin cinsel kimliklerini saklamadan orduda görev yapmaları önündeki yasağın kalkmasını onayladı.

Yasa şimdi Senato'nun önüne gidecek

Demokratların hâkimiyetindeki Temsilciler Meclisi büyük bir oy farkıyla 1993'ten bu yana uygulanan 'Sorma, Söyleme' adlı politikaya son verilmesini kabul etti.
Yasağın kaldırılması şimdi Senatoda oylanacak.
Demokratlar tasarının bu yılsonuna dek kongreden geçmesini amaçlıyor.
Çünkü Ocak'tan itibaren temsilciler meclisinin kontrolü, cumhuriyetçilere geçecek. BBC

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un eski üst düzey danışmanlarından John Wheeler'ın cesedi çöplükte bulundu
07.01.2011

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un eski üst düzey danışmanlarından John Wheeler'ın bir arazide ölü olarak bulunmasının ardından, şüphe bulutları yoğunlaşıyor.
66 yaşındaki Wheeler'ın cesedi geçen cuma günü çöplük olarak kullanılan bir arazide, bir kamyon çöp boşalttığı sırada bulundu.
66 yaşındaki Wheeler'ın ölümünden 48 saat önce, ayağında tek ayakkabıyla ve kafası karışık durumlda yanlış bir otoparkta dolaşırken görüldüğü ortaya çıktı.
Harvard ve Yale mezunu eski asker Wheeler, eski ABD Başkanları Ronald Reagan, George H.W. Bush ve George W. Bush'a danışmanlık yapmıştı.
Polis, cinayet şüphesi üzerinde duruyor, olayla ilgili soruşturma sürüyor.
(DIŞ HABERLER / GAZETEPORT)

Frankfurt Havaalanı'nda ABD askerlerine saldırı: 2 ölü
2 MART 2011

Almanya'nın Frankfurt Havaalanı'nda Amerikan askerlerini taşıyan bir otobüse düzenlenen saldırı sonucu iki kişi öldü.

Frankfurt, Avrupa'nın en işlek ikinci havaalanına sahip
Saldırıda iki kişi de yaralandı.

Alman polisinin olayda zanlı olarak belirlediği 21 yaşındaki bir Kosovalıyı gözaltına aldığı bildiriliyor.
Yetkililer, Alman medyasına yaptıkları açıklamada, olayın bir terör saldırısı olup olmadığının netleşmediğini söyledi.
Polis sözcüsü Jürgen Linker, Alman Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, saldırının otobüsün içinde düzenlenmiş göründüğünü belirtti.
Avrupa'nın en işlek ikinci havaalanı Frankfurt'ta.
Frankfurt çevresinde ABD üsleri var
Saldırıda ölenlerin ya da yaralananların kimlikleri bilinmiyor.
Amerikan ordusu ise olay hakkında henüz bilgisi olmadığını, haberlerin incelendiğini açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Frankfurt ve çevresinde birkaç askeri üssü bulunuyor.
Bu üsler Afganistan ve Irak'ta yürütülen operasyonlar için de lojistik bir merkez konumunda.
BBC Berlin muhabiri Stephen Evans da, Frankfurt Havaalanı'nın, Amerikan Hava Kuvvetleri'nin Avrupa'daki karargahı olan Ramstein Üssü'nden fazla uzak olmadığını söylüyor.
Almanya'da geçen yıl dört kişi, Ramstein Üssü dahil çeşitli hedeflere bombalı saldırılar düzenlemek için komplo kurmaktan hüküm giymişti. BBC

Müjde müjde: mühimmat deposunda meydana gelen patlamada yedi ABD deniz piyadesi öldü
19 MART 2013

Müjde müjde: BBC'nin haberi,ne göre ABD’nin Nevada Eyaleti’nde askeri bir mühimmat deposunda meydana gelen patlamada yedi deniz piyadesi öldü.
Hawthorne Askeri Deposu’ndaki patlama ABD Deniz Kuvvetleri’ne bağlı askerlerin eğitimi sırasında gerçekleşti.
Patlamada çok sayıda askerin de yaralandığı bildiriliyor. haber1001

ABD ordusu bugün savaşa girebilir mi?
23 Ekim 2013

ABD’de bütçe kesintileri tüm kurumları etkilerken, Genelkurmay, ellerinde savaşa hazır sadece iki tugay asker olduğunu açıkladı.

ABD Ordusu Birliği’nin yıllık konferansında, ordunun ileri gelenleri bütçe kesintilerinin silahlı kuvvetler üzerindeki ağır etkisiyle ilgili uyarıda bulundu. ABD’de bütçe kesintileri tüm kurumları etkilerken, Genelkurmay, ellerinde savaşa hazır sadece iki tugay asker olduğunu açıkladı.

ABD Genelkurmay Başkanı General Ray Odierno hükümeti eleştirirken, basına yaptığı açıklamada da, “Öyle bir zaman gelecek ki acil durum operasyonlarını yürütmek için gerekli sayıda kara kuvvetine bile sahip olamayacağız” dedi.

Kesintiler nedeniyle altı aylık eğitimden vazgeçmek zorunda kaldıklarını belirten Odierno, bu nedenle ABD ordusunun halihazırda sadece iki tugay tam eğitimli askeri olduğunu vurguladı.
ABD ordusunun bir tugayında 3 bin 500 ila 5 bin asker bulunuyor.

Kaynak: http://www.islamidavet.com/
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Ksm 17, 2009 9:51 pm    Mesaj konusu: Amerikan Ordusunda 140 İntihar Alıntıyla Cevap Gönder

Gök Akıncıları Faaliyette: 2 ABD Helikopteri Havada Çarpıştı: 7 ABD askeri öldü
23 Şubat 2012


TRT'nin haberi:

ABD'de Helikopter Kazası

Amerika Birleşik Devletleri'nin Arizona eyaletinde iki askeri helikopter çarpıştı, 7 asker öldü.

Kazanın Yuma kenti yakınlarında bir askeri tatbikat sırasında meydana geldiği bildirildi.

Pentagon'un Maskesi Düştü
24 Ekim 2010
Wikileaks internet sitesi, ABD ordusunun 400 bin gizli belgesini daha açıkladı. Belgelerin 128'inde Türkiye'nin adı da geçiyor
Belgelerde Türkiye’yi de şoke eden ifade yer aldı: PKK’lılar özgürlük savaşçısı...

ABD yönetimi Irak işgali ile ilgili tarihi bir hesap verme sürecine girdi. Wikileaks adlı internet sitesine sızdırılan yaklaşık 400 bin gizli ABD askeri belgesi, Amerika'nın Irak'ta uygulanan işkence, kötü muamele ve yargısız infazlara göz yumduğunu ortaya koyuyor. Türkiye belgelerde 100 farklı yerde geçerken terör örgütü PKK özgürlük savaşçıları olarak anılıyor. Belgeler, 2003 yılında başlayan işgalin ardından "yüzlerce" sivilin ABD ordusunun kurduğu kontrol noktalarında öldürüldüğüne de işaret ediyor.

Sızan belgelerde dehşet bilgiler

Belgelerde Irak ordusu askerlerinin Telafer'de gözaltına aldıkları bir kişiyi sokak ortasında infaz ettiklerini gösteren görüntüler var. Ayrıca Amerikan askerlerinin, Irak ordusu görevlileri tarafından bir tutuklunun parmaklarının kesildiği ve elin asitle yakılma belgeleriyle birlikte 26 Iraklı'nın 2007 yılında bir helikopterle öldürüldüğü belirleniyor. Bunun yanısıra ABD helikopterinin teslim olmak isteyen iki Iraklı isyancıyı öldürdüğü gibi iddialar da yer alıyor. Türkiye'den kimyasal gaz temini Belgeler ABD'nin Irak'taki sivil ölümleri ile ilgili resmi istatistikleri olmadığı açıklamasına rağmen, kayıtlar tuttuğu ve ölü sayısını 66 bini sivil olmak üzere 109 bin kişi olarak verdiğini de gösteriyor. Belgelerde yer alan ABD Ordusu Ciddi Faaliyet Raporu'nda, Iraklı yetkililerin elindeki tutuklulara elektrik verildiği, elektrikli matkapla işkence yapıldığı ve hatta infaz edildiği yolunda bilgiler öne çıkıyor. Belgelerde Türkiye'nin sınırında kontrolsüz geçişler olduğu belirtilirken kamyon şoförlerinin silah ticaretinde kullanıldığı vurgulanıyor. Öte yandan belgelerde Türkiye'de yaşayan bir Iraklı'nın kimyasal gaz temin ederek 2007'de Kerkük'te gerçekleştirilen ve dört kişinin öldüğü saldırıyı planladığı kaydediliyor.

Wikileaks'tan ikinci bomba

AFGANİSTAN BELGELERİ AÇIKLANIYOR

Wikileaks internet sitesi, Irak savaşıyla ilgili 400 bin gizli ABD belgesini açıklamasının ardından, Afganistan savaşıyla ilgili de 15 bin gizli belge yayımlayacağını duyurdu. Sitenin yetkilisi Kristinn Hrafnnson İngiltere'nin baş kenti Londra'da yaptığı açıklamada, daha önce Afganistan savaşıyla ilgili "hassas içerikleri" nedeniyle açıklanmayan 15 bin gizli belgeyi yakın zamanda açıklayacakla rını söyledi. Site daha önce Afganistan savaşıyla ilgili 77 bin gizli ABD belgesini açıklamıştı. Bu arada Hrafnnson, Irak savaşıyla ilgili açıkladıkları 400 bin gizli belge konusunda, "Bu belgeler, hiçbir bireye zarar verecek bilgi içermiyor" dedi. Belgelerin NATO'nun yargısız infazlarını içerdiği belirtiliyor.

Belgelerdeki ifadeler tezkerenin kızgınlığı

Irak'a müdahale için Kuzey Cephesi açmayı planlayan ABD bunun için en uygun yer olarak Türkiye'yi seçti. Ancak Türkiye'nin 1 Mart Tezkere-si'ni reddetmesi üzerine Kuzeyden cephe açma ihtimali kapandı. Bunun üzerine ABD İskenderun'da bekleyen 70 bin askerlerini ve malzemelerini deniz yoluyla Kuveyt'e nakletti. Bu da Irak'a müdahale bedelini arttırdı ve etkili sonuç alınması geciktirdi.

Türk askerinin başına çuval geçirildi

ABD yönetiminde etkin olan ve Irak'a müdahaleyi sağlayan Neocon'lar Türkiye'nin bu tavrından büyük rahatsızlık duydu. Pentagondaki Neocon'lar Irak'ta ortaya çıkan direnişi de Türkiye'ye mal etti. Bedelini ödetmek için de Türkiye'nin Irak'ta PKK'ya müdahalesine engel oldular. Ardından Sü-leymaniye'deki Türk irtibat subaylarının başına çuval geçirme olayı yaşandı. Olay iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginliğin doruk noktaya çıktığı anlardan biri oldu. Wikileaks'ın yayınladığı Pentagon belgelerinde yer alan ifadeler söz konusu dönemde Irak'ta görev yapan ABD'li askeri yetkililerin Türkiye'ye bakışını yansıtıyor.

Orduya 40 kişiyi öldürme davası

Wikileaks'in kurucusu Julian Assange, İngiltere'de Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, internet sitesinin Irak'taki 40 öldürme vakası ile ilgili bir dava açmak için belgeler hazırladığını söyledi.

Washington yönetimi telaşlı

ABD, tarihin bu en büyük belge sızdırma olayını sert bir şekilde kınadı. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "ABD ve ortaklarının hayatını tehlikeye atan her türlü bilginin bireyler ve örgütler tarafından sızdırılmasını en açık şekilde kınadığını" söyledi.

'Maliki çetesi' ifşa edildi

Irak'ta muhalefet ortaya çıkan belgelerden sonra isyan bayrağı açtı. Belgelerde Başbakan Nuri El Maliki'nin önemli işkence çetesini yönlendirildiğinin iddia edilmesi üzerine muhalifler sert açıklamalar yaptı. 7 Mart'taki seçimlerde El Maliki'nin Şii blokuna karşı Sünniler'in pek çoğunun deste- ğini alan Irakiye'nin sözcüsü Mey-sun El Damluci, belgelerde yer alan "Iraklı güvenlik güçlerinin Iraklı tutuklulara işkence yaptığı" yolundaki iddiaların, tek kişiye geniş yetkiler verildiğinde olacakları gösterdiğini belirtti. Iraklı güvenlik güçlerinin ellerindeki tutukluların çoğunun Sünni olduğu sanılıyor. aktifhaber

Afganistan 2010'da ABD için kabusa döndü
16 Temmuz 2010
Anadolu Haber
İşgalin başından bu yana en ölümcül yıl olarak kayda geçen 2010'da ABD ordusunda intiharlar da rekor düzeye ulaştı

Amerikan askeri Afganistan'da hem cephede hem de kışlada ölüyor.

Afganistan'da ABD öncülüğünde 2001'de başlayan işgal, ülkenin tam bir kaos ve şiddet ortamına sürüklenmesine neden olurken, ABD ordusu da Vietnam Savaşı'ndan sonra en büyük kabusunu yaşıyor.

Ordu tarafından açıklanan son verilere göre, Haziran ayında 32 ADB askeri intihar etti. Bu rakam Vietnam savaşından bu yana ordu içinde görülen en büyük intihar salgını olarak belirlendi. Askerlerden 21'inin görevdeyken intihar ettiği, 11'nin ise kışlalarında kendini öldürdüğü bildirildi.

Amerikan ordusu hala intiharları neden önleyemedikleri sorusuna cevap ararken, Irak ve Afganistan işgallerinin askerler üzerinde yarattığı baskı ve stres en önemli faktör olarak gösteriliyor.

Haziran ayı rakamlarıyla birlikte bu yıl intihar eden ABD askeri sayısının 145 olduğu belirtiliyor. 2009 yılında intihar eden asker sayısı toplam 245 olarak açıklanmıştı.

Pentagon intiharları askerlerin de yer aldığı bir video hazırlayarak önlemeye çalışıyor. Ordudaki tüm görevlilerin izlemesi emredilen videonun yanısıra, askerler "intiharı engelleme" konusunda eğitimler de veriliyor.

2010 EN KANLI YIL OLDU

Öte yandan, Afganistan’da 2010 yılının sivil kayıplar açısından en kanlı yıl olduğu açıklandı. Afgan İnsan Hakları İzleme örgütüne göre, bu yıl ilk 6 ay içinde en az bin sivil hayatını kaybetti.

Örgütün raporuna göre sivil kayıplarda Taliban eylemleri, NATO saldırıları ve Afgan askerleri, polis ve yabancı şirketlerin koruma görevlileri tarafından yapılan saldırılar rol oynadı.

Pentagon'un NATO'nun istatistiklerine dayanarak verdiği bilgiye göre ise, Amerikan ve NATO güçleri, Ocak-Nisan döneminde Afganistan'da 90 sivili ölümüne yol açtı. Bu rakamın, geçen yıl aynı dönemde 51 olduğu, bunun da sivil kayıplarında yüzde 76'lık bir artış anlamına geldiği belirtildi.

Afganistan’da sadece geçen ay içinde 100'den fazla NATO askeri öldü.

Geçen yıl 160 ABD askeri intihar etti
16 Ocak 2010
Anadolu Haber

ABD ordusunda intihar vakalarının önüne geçilemiyor, oran giderek artıyor

Afganistan ve Irak başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde asker konuşlandıran Amerikan Ordusu, yaşanan intihar vakalarındaki ciddi artış nedeniyle alarm durumunda..

Pentagon yetkilileri, önceki sene intihar sayısının 140 olduğunu, 2009'da bu sayının 160'a kadar artarak rekor kırdığını söyledi ve 2009'u "korkunç yıl" olarak nitelendirdi.

Albay Christopher Philbrick, "2009, kara kuvvetleri bünyesindeki intiharlar yüzünden hiç de iyi geçmedi" dedi.

Ordu bünyesindeki intiharların önlenebilmesi amacıyla kurulan çalışma grubunda görevli albay, intiharların nedenlerinin aydınlatılamadığını da söyledi.

Irak ve Afganistan savaşlarının yarattığı psikolojinin, intihar vakalarında önde gelen etkenlerden olduğu düşünülüyor. İntihar eden askerlerin üçte ikisinin, Irak veya Afganistan'da çatışmalara katıldığı belirlendi.

İntiharların önüne geçmeye çalışan askeri yetkililer, orduya yüzlerce psikolog almış bulunuyor.

Öte yandan, asker eşleri arasında da intiharların yüksek seviyelere ulaştığı, ancak bu intiharlar kayıt altına alınmadığı için üzerinde herhangi bir araştırma da yapılmadığı kaydediliyor.

17 Kasım 2009
Amerikan Ordusunda 140 İntihar
Amerikan ordusunda yıl başından bu yana 140 kişinin intihar ettiği bildirildi.

General Peter Chiarelli, basın toplantısında, "Bu yıl 140 intihar vak'ası tespit edildi. Bu sayı geçen senenin toplam intihar vak'asına denk. Yıl sonuna daha 1,5 ay var. 2009 bu bakımdan rekor sayıda intihar vak'asına sahne olabilir" dedi.

Askeri yetkililer pek kabul etmese de, Irak ve Afganistan'a dönüşümlü olarak yapılan sevkıyat, Amerikan askerleri arasındaki intihar sayısının artmasında en önemli etmen sayılıyor. Alkol, uyuşturucu ve hap kullanımının artması da diğer etmenler olarak sıralanıyor.
aktifhaber

Coni deliriyor, cephelerden çekiliyor
23 Ocak 2010
Anadolu Haber

Irak tan tahliye edilen ABD askerlerinin yüzde 14 ü psikiyatrik nedenlerle görevine devam edememiş. Bu ABD'nin Afganistan ve Irak'taki cephelerden neden çekildiğini de gösteriyor.

ABD’nin John Hopkins Tıp Okulu’ndan Steven Cohen tarafından yürütülen bir araştırma, ABD askerlerinin Irak ve Afganistan cephelerinden gittikçe daha fazla psikiyatrik nedenler yüzünden çekilmek zorunda kaldığını gösterdi.

Almanya’nın Landstuhl’daki ana ABD askeri hastanesinde cephelerden geri dönen 34 bin askerin verileri incelenerek yapılan araştırmada, cepheden alınan askerlerin yalnızca yüzde 14’ünün savaşta yaralanma sonucu geri döndüğü sonucuna ulaşıldı. Buna karşılık, 2004 yılında Irak cephesinden alınanların yüzde 5’i ve Afganistan cephesinden alınanlarn yüzde 6’sı psikiyatrik nedenlerden ötürü göreve devam edemedi. Bu oran dramatik bir biçimde yükselerek 2007’de Irak için yüzde 14, Afganistan için yüzde 11’e ulaştı.

Üst üste görevler etkiliyor

Savaş stresiyle mücadele etmek için akıl sağlığı ekipleri oluşturulmasına rağmen askerlerin üst üste görevler alması, yükselen askeri personel talebi, savaşa olan kamuoyu desteğinin azalması bu artışın olası nedenleri arasında sayıldı.

Cepheden alınma nedenleri arasında en önemlisi yüzde 24 ile kas ve iskeletle eklem rahatsızlıkları. Buna neden olarak ekipmanın ağırlığı gösteriliyor.
Kaynak: Milliyet

ABD ordusu tehlikede
03 Mayıs 2010
Anadolu Haber
Amerikalı gençler arasında gittikçe artan sorun ABD ordusunun geleceğini tehlikeye atıyor.

Obezitenin giderek yaygınlaşmasının, ABD ordusunun geleceğini tehlikeye atabileceği belirtildi.

Washington Post gazetesinde yazan iki emekli komutan, Amerikalı gençlerin dörtte birinden fazlasının savaşamayacak kadar şişman olduğuna dikkati çekti.

General John Şalikaşvili ile Hugh Shelton yazılarında, "Obezite oranları Amerika'nın sağlığını ve ordumuzun gelecekteki gücünü tehdit ediyor" dediler. Bu sorunu milli güvenlik perspektifi açısından çok ciddi gördüklerini belirten eski komutanlar, bu sebeple diğer 130 emekli komutanla birlikte Kongre'ye, çocukların beslenmesi konusunda yeni yasa çıkarması çağrısında bulunduklarını belirtti. ABD'de çocukluk çağındaki obezitenin her üç çocuktan birini etkileyen bir "salgına" dönüştüğü belirtiliyor.

Irak'tan dönen askerler travma yaşıyor
24 Ağustos 2010
Anadolu Haber

Iraktan çekilen Amerikan askerleri ülkelerine derin psikolojik sorunlarla dönüyorlar. Ülkelerine geri döndüler fakat yaşadıkları travmayı da kalıcı olarak beraberlerinde getirdiler: 100.000 askerin yaşadıkları acı deneyimler onları yalnız bırakmıyor. Ve kendileri bu haldeyken yetkililerin onları yardımsız bırakmalarına tepki gösteriyorlar.

Zihnimden Öldürülenlerin Görüntülerini Atamıyorum…

Sabine Müller/ HR/ Washington
Çev: Betül Sütlüoğlu

Askerlerden Michael Drummond 2003 yılından itibaren bulunduğu Irak savaş’ın da yaşadığı olayları açtığı internet sitesinde gözler önüne seriyor. “Irak’ta bulunduğum ilk gece bir aileye ateş açmıştım.” Cümleleriyle hatırlıyor o günleri. Sonra devam ediyor:

“Birkaç ay sonra ve tabi birkaç saldırı operasyonu gerçekleştirdikten sonra artık geceleri uyuyamamaya başladım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Ve artık psikolojim bozulduğundan her tehlikeli operasyona gönüllü olarak katılıyordum” diyor Drummond.

Drummond artık evinde, fakat açıkça görülüyor ki onun psikolojik desteğe ihtiyacı var. Psikiyatri doktorları askerlerin bu hastalıklarına yüksek travmatik stres sendromu tanısı koyuyor. Ve araştırmalar gösteriyor ki dönen her beş askerin birinde bu hastalık bulunuyor. Ve çoğu da bu acıyı dindirmek için alkol ve uyuşturucuya başvuruyor.

Aileler bunaltıyorlar

Savaştan dönen askerlerin tamamıyla eski günlerine geri dönüp adapte olmaları da oldukça güç. Aileleri, arkadaşları , akrabaları onlara bu hususta baskı yapıyor. Her şeyin eskisi gibi olacağını zannediyorlar. Tracy’nin eşi Scott da savaştan önceki Scott değil tıpkı Michael Drummond gibi bambaşka biri olmuş.

Scott ‘ın eşi Tracy Eiswert yaşlı gözlerle bu durumu ifade ediyor: “ O artık evine geri döndü, fakat ne kadar değişmiş ne kadar da hiddetli, sinirli ” şeklinde cümleleri duymaktan nefret ettim diyor.

Scott Eiswert, tedavi görmesine rağmen rahatsızlığına çare bulamıyor. Ve sıkıntı dolu aylardan sonra dayanamayarak yaşamına son veriyor.

Bu tür durumların fazlaca yaşanıyor olması Amerikan halkını ve politikasını derinden sarsıyor. Sorunlardan haberdar olduğunu belirten Barack Obama : “Artık hiç kimse bu sıkıntılarını duyurmak için kitap çıkarmak zorunda değil “ açıklamasında bulundu.

Tracy Eiswert şu sözlerle eşini yad ediyor: “ Eşim; öldürülen insanların yüzleri, etrafa saçılan kanlar, parçalanan vücutlar hiç aklımdan gitmiyor.” derdi.

400.000 ABD Askeri Travma Yaşıyor

Şimdilik 400.000 ABD askeri aynı travmanın pençesinde kıvranıyor. Devlet ayda 2700 dolar kadar bir yardımla dönen savaşçılarını destekliyor. Fakat onlar yaşadıklarının vahametinin boyutları açısından bu desteğin çok yetersiz olduğu düşünüyorlar. Eski hallerine geri dönebilmek için hükümetten talepte bulunuyorlar.

ABD'nin hayalet denizaltıları dökülüyor!
Amerikan USS Virginia, USS North Carolina ve USS Texas adlı denizaltılarında radara yakalanmamak için yapılan kaplamaların dökülmesi tartışmalara yol açtı. Donanmaya Ait Deniz Kuvvetleri Komuta Sistemleri Sözcüsü Alan Baribeau, "Durumun farkındayız ve bunun tehlike oluşturacak boyutta olmadığını düşünüyoruz. Dökülen parçalar, denizaltılarının performansını düşürecek boyutta değil" diye açıklama yaptı. 03.10.2010 GROTON netgazete

ABD Ordusunu Bu Videodan İzleyin
Açık İstihbarat
ABD ordusunu tanımak zorundayız. Kurmayından vatandaşına, ABD'nin dış politikasının hedef tahtasına oturtulmuş bir milletin , bu dış politikanın en önemli aracı olan ABD ordusunu her yönü ile tanıması gerekiyor.

ABD ordusunu katliamları, işbirlikçilerle birlikte gerçekleştirdiği darbeleri, yargısız infazları, kitle imha silahları , suikastleri ile tanıyoruz. Son teknoloji silah sistemleri ve savaş tarihinin en başarısız muharip güçlerinden biri oluşu ile de. Taktik ve stratej başarısızlıklarını orantısız ateş gücü , açık ara teknolojik üstünlüğü ve küresel propaganda gücü ile kapatan bir ordu ABD ordusu.

Askerini korumak için kitleleri feda edebilen bir ordu ABD ordusu. Bir çocuğu korumak için kendini feda eden bir manga Türk askerinden ayrılan en önemli özelliği de bu. Bir gün karşı karşıya geldiklerinde Türk Ordusu'nun önünde dağılacak olmasının sebebi de bu.

İşte bu ordunun insan kalitesini ortaya koyması açısından aşağıdaki videoyu izlemenizi tavsiye ediyoruz. Bu bir çürük elma videosu değil. Neticede bizim ordumuzda da bir dizi çürük elma örneği çıkabilir. Aksine bu video bir ordunun karakterini ortaya koyuyor, egemen kültürünü yansıtıyor. Sepetteki çürük elmayı değil, sepetin dokusunu açığa çıkartıyor.

Video ABD'nin Enterprise uçak gemisinin komutanı ve yardımcılarını gösteriyor. Video da, kaptan Owen Honors ve yardımcıları bir subaya, hele hele komuta düzeyinde bulunan bir subaya hiç bir şekilde yakışmayacak söylemlerde ve hareketlerde bulunuyorlar. İzleyip görmeniz lazım.

Ve daha da önemlisi bu video ve benzerleri Enterprise uçak gemisinin kapalı devre sisteminde gösterilmek üzere çekiliyor. Bu tarz videoların toplu gösterim alışkanlığı, sözkonusu videoların bir kaç çürük elmanın saçmalaması değil, kurumsal dokunun bir göstergesi olduğunun önemli bir kanıtı.

Peki gösteriliyor da ne oluyor?

Şikayet üzerine, ABD Savunma Bakanlığı Enterprise gemisi kaptanına sözkonusu videoların gösteriminin durdurulmasını emrediyor fakat disiplin cezası vermiyor.

Ne zaman ki bu videolar dışarı sızıyor, işte o zaman ABD Savunma Bakanlığı görüntüyü kurtarmak için Enterprise'ın askeri kariyeri başarılarla dolu kaptanını görevden alıyor ve masa başı görevine atıyor.

Şu anda Owen Honors'ı desteklemek ve kaptanın haksız yere cezalandırıldığını savunan facebook grubunun üye sayısı 27.000.

Türk Milleti'nin ABD Milletinden ayrıldığı noktada burası sanırız. Türk Milleti, askerine sahip çıkar ama yanlış yapan çürük elmalara asla. Askerlerine moral vermek için çıplak duş sahneleri çekip yayınlayan askerin/subayının ise suratına tükürür. Bırakın 27.000 , 27 kişi bile üye olmaz destek grubuna.

Kendi askerinin başına çuval geçirilince ABD'ye bir nota bile veremeyen Tayyip Erdoğan'ın Irak'ı işgali sırasında başarısı için duacı olduğu ABD askerini bu video ile biraz daha tanıyın...

Video için: http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=9351

Afganistan'daki ABD askerleri bunalımda
ntvmsnbc
08 Ekim. 2009
Afganistan'daki ABD askerleri neden bu ülkede olduklarını sorguluyor. Çoğu karargahtan dışarı çıkmaya korkuyor ve sadece evlerine dönmenin hayalini kuruyor...



KABİL - Afganistan’daki ABD birliklerinde dokuz aydır görev yapan iki din adamı, İngiliz Times gazetesine konuştu.

Vaiz Jeff Masengale ve Sam Rico, Afganistan’daki Amerikan askerlerinin depresyonda ve hayal kırıklığna uğramış durumda olduğunu söyledi.

İki din adamı Kabil’deki askeri karargahtan verdikleri röportajda askerlerin psikolojisini şöyle özetledi: “Birçok asker hayatlarını nafile bir görev için riske attıklarını ve Afgan halkının kendilerine yardımcı olmak için hiçbir şey yapmadığını söylüyor. Çoğu depresyon ve umutsuzlukla boğuşuyor ve sadece ailelerine geri dönmek istiyorlar.”

BU SAVAŞI SONA ERDİRMEK İÇİN NE YAPMALIYIZ
İki vaiz, hiç görülmemiş oranda askerin kendilerine yardım istemek için geldiklerini söylüyor:

“Çok sert görünen adamlar bile, bu çadırdan mabede gelip diz çöküyor. Net bir ilerleme ve amaç görememeleri onları büyük hayal kırıklığına sürüklüyor. En büyük sorular, ‘Bu savaşı sona erdirmek için ne yapmalıyız? Birini mi yakalamalıyız? Bir hedefe mi saldırmalıyız?’ ‘Taliban’ı durdurmak’ cevabı ise onları tatmin etmiyor, çünkü bunun neredeyse imkansız göründüğünü söylüyorlar.”

TEK İSTEKLERİ EVE CANLI DÖNMEK
Askerlerin Afganistan’a yardım etme isteklerini kaybettiklerini söyleyen vaizler, onların tek amacını şöyle özetliyor:

“Askerlerin tek istedği canlı bir şekilde evlerine, çocuklarına, eşlerine dönebilme ve hayatını burada kaybeden arkadaşlarını aileleri ile buluşmak”. Kendilerinin de burada büyük stres altında olduğunu belirten vaizler, mücadele için birbirlerinden güç aldıklarını söylüyorlar.

NEDEN BURADA OLDUĞUMUZU BİLMİYORUM
Times muhabiri, konuştuğu bazı Amerikan askerlerinin görüşlerine de yer veriyor.

20 yaşındaki Raquime Mercer hislerini şöyle anlatıyor: “Kaybolmuş durumdayız. Neden burada olduğumuzdan tam olarak emin değilim. Eğer burada yaralanacaksam veya öleceksem net bir amaca ihtiyacım var.”

37 yaşındaki çavuş Christopher Hughes, altı arkadaşını kaybetmiş ve iki kez bombalı saldırıdan kurtulmuş. Kendisine, “Bu görev gerçekten değerli mi?” diye sorulduğunda şöyle cevap veriyor: “Eğer görevin ne olduğunu bilseydim bu soruya cevap verebilirdim, ama bilmiyorum. Burada işlerin iyi gittiğini düşünen tek askerler ofiste çalışanlardır.”

DIŞARI ÇIKMAYA KORKUYORLAR
Birliğin ruh sağlığından sorumlu çavuş Erika Cheney de askerlerin durumundan endişeli:

“Yorgun, hayal kırıklığına uğramış ve korkmuş durumdalar. Birçoğu dışarıya çıkmaya korkuyor.”

Karargahlarda uykusuzluk ve öfke nöbetlerinin sıklıkla yaşandığı söyleniyor. Ruhsal durumu dışarıdaki görevlere dayanmalarına el vermeyen kişiler ise masa başı işlere yönlendiriliyor.

AFGANLAR BİZE YALAN SÖYLÜYOR
Askerlerin Afgan halkından yardım görememekten şikayetçi olduğu da haberde belirtiliyor. Uzman çavuş Eric Petty bu durumu şöyle anlatıyor:

“Onlara istedikleri bütün insani yardımı veriyorsun, ama yine de yalan söylüyorlar. Bölgede Taliban olmadığını söylüyorlar ve sen bölgeyi terk ettiğin anda onların evinden üç metre uzaklıkta vuruluyorsun.”
http://www.ntvmsnbc.com/

Her 84 dakikada bir ABD askeri intihar ediyor
23 Mart 2012



Irak ve Afganistan'da görev yapan her 6 askerden biri psikiyatrik sorun yaşıyor.

Irak ve Afganistan'da görev yaptıktan sonra psikolojik sorun yaşayan Amerikan askerlerinin sayısıyla ilgili çeşitli kurumlardan alınan bilgiye göre, buralarda görev yapan her 6 askerden biri psikiyatrik sorun yaşıyor.

ABD'deki DoD, Department of Veterans ve Veterans for Common Sense kuruluşlarından verilen bilgiye göre, Irak ve Afganistan'da görev yapan her 6 askerden biri psikiyatrik sorun yaşarken, her 20 askerden birinde travma sonrası stres bozukluğuna rastlanıyor.

Amerikan askerleri arasında intihar oranları da artarken, her 84 dakikada bir asker yaşamına son veriyor.

Dünya Bülteni

ABD ordusu intihar ediyor
08 Haziran 2012



Günde ortalama bir asker canına kıyıyor

ABD ordusunda intiharlar arttı. Günde ortalama bir askerin canına kıydığı Amerikan ordusu, bu yolla Afganistan'dakinden daha fazla kayıp veriyor.

Yılın ilk 155 gününde intihar eden Amerikan askerlerinin sayısı 154 olarak açıklandı. Bir önceki yılın aynı dönemine oranla bu sayıda yüzde 18 artış yaşandı. İstatistiklerde sadece muvazzaf askerler dikkate alınırken gaziler dahil edilmiyor.

YETKİLİLER ŞAŞKIN

Yetkililer, 2012 yılında artış yaşanmasının kendilerini şaşırttığını belirtti. ABD Savunma Bakanlığı'nda yeni kurulan intiharları önleme biriminin müdürü Jackie Garrick, aslında bu yıl daha düşük bir sayı beklediklerini söyledi.

İntiharlara sebep olarak travma sonrası stres, reçeteli ilaçların suistimali ve ekonomik problemler gösteriliyor.

ÇATIŞMA ETKİSİ

Savunma Bakanlığı verilerine göre, çatışma bölgesinde bir kereden fazla görev yapan askerlerde intihar eğilimi artıyor. ABD ordusu, on yıldan fazla süredir, Irak ve Afganistan gibi, beklenenden daha uzun süren ve çetin geçen çatışma bölgelerinde varlık gösteriyor.

Afganistan'daki Amerikan ordusu misyonunun 2014 sonuna kadar tamamlanması planlanırken, ordunun bu yıl verdiği kayıplar yeniden artışa geçti. Bu arada, Kur'an-ı Kerimlerin yakılması ve Mart ayında bir askerin 16 sivili öldürmesi gibi skandallar da Amerikan ordusuna yönelik tepkilere neden oldu.

CİNSEL SALDIRI VE ŞİDDET DE ARTIYOR

ABD ordusu mensupları arasında cinsel saldırı, alkol bağımlılığı ve aile içi şiddet olaylarının da artış gösterdiği belirtiliyor.

ABD ordusunda 1,4 milyon muvazzaf asker bulunuyor. Orduda intihar vakalarındaki artış 2006 yılında başlamıştı. Bunun üzerine ABD ordusu, destek hatları, stres yönetimi kursları ve ruh sağlığı araştırmalarına yatırımlarını arttırmıştı. Ayrıca, askerlerin psikolojik sorunları olduğunda destek almalarını teşvik eden kampanyalar yürütülüyor.
Suriye-Arap Haber Ajansı

ABD'nin Aşil topuğu...
Selçuk Salih Caydi
2.8.12

Tek süper güç ABD, Doğuk Savaş'ın ardından Dovyetler Birliği ve Sosyalist Blok'un çökmesine rağmen, ordusuna yaptığı yatırımı azaltmayıp artırdı. Amerikan Ordusunun bütçesi, yaklaşık 700 milyar Dolar. Amerikanın en büyük rakibi Çin'in Halk Kurtuluş Ordusunun bütçesi ise sadece 78 milyar Dolar. Amerikan Ordusunun bütçesi, endüstrileşmiş tüm büyük devletlerin ordu bütçelerinin toplamına yakın. ABD neyi korumak için bu kadar büyük, bu kadar pahalı bir ordu besliyor?
Bu sorunun kuşkusuz birçok yanıtı var. Ama şimdiye dek pek üzerinde durulmayan yanıtların başında da, 'Dünya para sistemi' var. Kapitalist değer sisteminin, en belirgin ifade biçimi 'Para' olduğuna göre; sistemin bir numaralı merkez ulusdevleti ABD'nin askeri gücü ile Dolar merkezli para sistemi arasında hayatî bir bağ olmalı.
Kapitalizme özgü değer ve para sistemi, (15’inci yüzyıldan itibaren yaygınlaşan altın/gümüş para kullanımı sürecinde) 17'inci yüzyılda ortaya çıkmıştır. (Bkz. David Graeber “Debts” 2011). Kağıt para, Çin'de çok daha eski bir tarihe sahip olmasına rağmen Avrupa’da (ve daha sonra Osmanlı coğrafyasında) 18'inci yüzyıldan itibaren, devletin bir tür borç senedi olarak kullanılmaya başlanıp yaygınlaşmıştır. Devletlerin savaşları daha kolay finanse etmelerine yardımcı olan kağıt para sistemi (ve ona bağlı kredi/borç sistemi), paranın altına endekslenmesi ilkesine beşyüz yıl sadık kalmıştır.
Beşyüz yıllık altın endeksi devrine -ki bu dönemin sadece bir kısmı kapitalist döneme tekabül eder- 31 Aralık 1968'de Vietcong gerillaları son noktayı koymuştur. Güney Vietnam'da Saigon’u kısmen ele geçiren Vietcong'un Zaferi, ABD'nin II. Dünya Savaşı'ndan sonrasındaki ilk açık yenilgisiydi ve Richard Nixon'ın buna tepkisi, tarihin en ağır bombardımanı emrini vermesi oldu. Amerikan uçakları Vietnam’a, sadece iki yıl içinde dört milyon ton bomba attı. Nixon, savaş giderlerinin ülkenin altın rezervlerini fena halde aşındırdığını farkedip, Amerikan Doları'nın altın endeksine bağını 15 Ağustos 1971'de kopardı. O gün dünyada, serbest kur uygulaması başlamıştır. Bunun ilk sonucu, büyük bir enflasyon oldu. Yeni durumun avantajları da vardı tabii. Bu sayede, bir özel bankalar konsorsiyumu olan Amerikan Merkez bankası FED, canı istediği zaman para basabilecek hale geldi. Şapkadan tavşan çıkarmaya benzeyen bu garip durumi dünyada bir ilkti ve dünyada kabul görmesinin tek bir nedeni vardı, o da “Güçlü Amerika tablosu”ydu. Ve bu gücün en somut ifadesi, II. Dünya Savaşında Japonya'ya iki atom bombası atmaktan çekinmemiş "muzaffer" Amerikan Ordusuydu. Aynı dönemde, Ho Chi Minh'e selam gönderirken doğan 68’li hareketin hiç ilgisini çekmese de, beşyüz yıllık altın endeksi gitmiş, yerine Amerika’ya ve ordusuna güven endeksi gelmişti. Bu benzersiz durum, şimdi aklın sınırlarını zorlar bir krizle sürdürülemez hale gelmiştir. Çünkü, maddi karşılığı olmayan trilyonlarca Dolarlık paranın döndüğü sistem (yani borç senedinin döndüğü sistem), gelecekte trilyonlarca Dolarlık kapitalist katma değer üretileceğini varsaymaktadır –ki buna kesinlikle imkan yoktur. “Kapitalist toplumun bugünkü zenginliği, olmayan bir geleceğe dayanmaktadır.” (Ernst Lohoff, Norbert Trenkle “Die grosse Entwertung” 2012)

1971 sonrasının muazzam bir enflasyon döneminde, birçok ülke gibi Türkiye de Amerika'yı taklit edip gazete basar gibi para basmıştır. Dolar merkezli para sistemini o zaman sorgusuz/sualsiz kabul edip destekleyen endüstrileşmiş ülkelerin hepsi, (Almanya'dan Japonya'ya ve oradan Kore'ye kadar), II. Dünya Savaşı ve sonrasında Amerikan Ordusu tarafından işgal edilmiş ülkelerdi. Dolara sadık bu ülkelere daha sonra, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi gönüllü Amerikan uyduları da katıldı. Dolara güvenin, Ordunun gücü ile korunup garanti altına alınması, daha sonra bir model haline geldi. 2000 yılından itibaren petrolünü Dolar değil Euro ile satan Saddam Hüseyin’in Irak'ına karşı da aynı modelin yeni versiyonu uygulandı. İran, aynı nedenle hedef tahtasındaki yerini “koruyor” görünüyor.
Dolar bazlı dünya para sisteminde ABD'ye birşey satıp Dolar alan ülke, enflasyon nedeniyle aynı Doları, en çok kazanma umudu olan Amerikan tahvillerine yatırmayı tercih ediyordu. Eşyanın doğasıyla ilgili bir durumdu. Sanal ulusal para ulusal kaynağına geri dönüyor, borç sürekli yeni borçlarla yeniden yapılandırılıyor ve Amerika borçlarını asla ödemiyordu (Ama IMF üzerinden, ülkelerin borçlerını ödemesini sağlıyordu) Borçlarını ödemeyen, ama mal/hizmet ithal eden ABD, bir nevî bedavadan yaşıyor, ordusunu dünyanın her yerine müdahale edebilecek şekilde örgütleyebiliyor, aynı anda birden fazla savaşa girebiliyordu. ABD’nin pahalı ordusu olmasa, nisbeten borçsuz bir ülke bile olabilirdi, ama Dolar bazlı para sistemini koruyabilmek için güçlü olmaya, göç göeterisinde bulunmaya, mecburdu.
İlk kez 1960’lı yılların sonunda Amerika’da ortaya çıkan “kredi kartıyla borca yaşamak” anlayışı, ancak 1990'lı yıllarda yaygınlaştı ve bu yıllar, tarihte faizlerin neredeyse tamamen serbest bırakıldığı dönem oldu. İnsanlık tarihinde “Kötülük” ile en çok özdeşleştirilen meslek “tefecilik” (Graeber age.) ile kredi kartı faizleri yarışır hale geldi. Tefecilik adeta legalleşmenin eşiğine geldi. Borca yaşam, ABD için -asla ödeyemeyeceği- absürd seviyeleri görmüş bulunuyor.
Bu aşamada Çin, ABD’deki en büyük yatırımcı haline gelip, Amerikan Dolarının garantörü Amerikan Ordusunun en önemli finansörü haline geldi. Çin'in bunu neden yaptığı konusunda birçok spekülasyon mevcuttur. Benzeri bir uzun stratejiyi Çin, Hunlara karşı uygulayıp, hırçın göçebe savaşçısını yumuşatarak asimile etmiştir. Çin, Amerikan devlet tahvillerine büyük yatırımlar yapmaya devam ederse, bu durumun devamında ne olabileceğine bakıp bir tahminde bulunmak mümkün. ABD Çin’e bu ölçüde borçlanmaya devam ederse, günün birinde Çin'in sömürgesi olabilir. İşte bunun olmaması, tek bir şarta bağlıdır: Borçların silinmesine...
Tarihte borçlar, her zaman savaşla, (savaş sonrası yapılan anlaşmalarla) silinmiştir. Endüstriyel Amerikan Ordusu o kadar büyük, o kadar sofistike ve o kadar çok yönlü bir para bağımlısıdır ki, maaşını aldığı Çin'e karşı savaşması -bir yerden sonra- hiç de kolay olmasa gerektir. Amerikan Ordusu, bütün dünyada operatif güç halinde kalabilmek için her yıl en az yüzlerce milyar Dolar bulmak zorunda. Ama bu paranın şakır şakır basılıp askerlere dağıtılması yetmez. –O, işin en kolay tarafıdır. Zor olan kısmı, keyfe uygun basılan Dolarların, Amerika kadar, dünyanın heryerinde de paradan sayılmasıdır. Aslında reel değeri olmayan bu yeşil kağıtların Çin'de ve başka ülkelerde de para niyetine kabul edilmesi gerekir. Ancak o zaman ABD, birçok konuda imtiyazlı bir ülke olarak borçlarını döndürebilir ve halkına belli bir yüksek refah seviyesi sunabilir. İşte bunu kabul ettirmek, artık eskisi kadar kolay değildir. Dolar, her para birimi gibi, aynı zamanda Doları kullananların karşılıklı güven mutabakatı olmak zorundadır, bu şartlar altında işler. Doların, reel deerlerden tamamen koparak sanal bir değer haline geldiği (ve nasıl işlediği) artık çok daha iyi biliniyor. Finans dünyasına hakim olan o sofistike bilinmezlik, aslında bu absürdlükleri örtmek için düşünülmüş olmasına rağmen, artık mızrak çuvala sığmıyor.
Dolar sisteminin (Yuro gibi) taklitlerinin ortaya çıkması, Doların ABD hesabına nasıl işlediğinin artık iyice anlaşıldığını gösterir. ABD'nin bütün dünyaya vergi koymasına benzer bir şekilde işleyen Dolar bazlı para sisteminin yerini başka bir para biriminin/birimlerinin alması, Dolar sistemi sayesinde yaşayan ABD’nin sonu olabilir. Fakat ABD, dünyanın Dolar sisteminde kalması için Amerikan Ordusunu kullanmaya devam etmek istemekle birlikte, oyun alanı giderek daralmaktadır. Amerikan Doları'nın bir numaralı para birimi olduğu bir global para sisteminin iyi işleyebilmesi için, her ülkenin Amerikan dostu bir rejime/Hükümete “kavuşması” en ideal durumdur tabii! Günümüzde ABD'nin borçları o kadar yüksek, kapitalist para sistemi o kadar bozuktur ki, 2008 krizinden sonra sistemi yeniden krizsiz işletebilmek için savaşlar da yeterli olmayacaktır. Çünkü sorun, sadece 'Para Sistemi Dorunu' değil, bir bütün olarak kapitalist sistemin sorunudur. Reel Kapitalizmin para sisteminden önce, çalışma sistemi iflas etti. Bugün dünyanın her hangi bir yerinde sokakta insanlara, ülkelerindeki baş sorunun ne olduğunu sorsanız, "İşsizlik" diyeceklerdir. Kalıcı işsizlik ve iş alanlarının bütün bütün ortadan kalkması, geri dönüşsüz bir durumdur. “Üretimi artıralım” şeklindeki klasik klişe ile geleceğe umutla bakmak kesinlikle mümkün değildir. Kim niçin üretecek, ürettiklerini kime nasıl ve kaça satacak, karşıdakiler de bu kadar çok ve lüzumsuz ürünleri hangi parayla ve niye alacaklardır? Üretilen şeyler arttıkça, değerleri de düşmekte, dünya bir lüzumsuz modern üretim çöplüğüne dönüşmektedir. Paraya para kazandırmak için -sadece bu8 nedenle üretmek- kendi sınırlarına dayanmıştır. Karl Marx’ın deyimiyle “Kapitalist üretimin gerçek sınırı, kapitalin bizzat kendisidir.” (“Marx-Engels Werke” 1972. C.25, S.260)
ABD, sistemin son krizinin başladığı tarihten bu yana -dört yıldır, eskisi gibi her istediğini yapamıyor. Borçları mantık sınırlarını aştıkça, alacaklıları da bazı siyasî şartlar öne sürmeye, talepkar olmaya başladılar. Çin, ABD’yi, canı istedikçe para basmaması konusunda uyardı. Amerikan Ordusuna sınırsız kaynak aktarımı eskisi kadar kolay değil. Bu durum, etkisini hemen gösterdi. Yeni ve önemli bir durumdur. ABD, savaşlarını baska ordulara ihale etmeye yatkın bir görünüyor. Devasa Amerikan Ordusu'nu işler halde tutmak, giderek daha da zorlaşacaktır. Dolar sisteminin terk edilmesini, ABD'ye yeni şartlar dikte edilmesi izleyecektir. Gelişmeler, ABD'nin aleyhine işliyor ve bunun tersine döndürülmesi pek mümkün görünmüyor. Ama ABD yönetimi, Amerikan Ordusunun önemini herkesten iyi biliyor olmalı. ABD belli sınırlar dahilinde, savaşmaya devam edecek, gereğinde cebir ve şiddet kullanarak Doları ayakta tutmaya çalışacaktır. Amerika, merkezinde Amerikan Dolarının bulunduğu para sistemi için savaşıyor, ama kazanma ihtimali bulunmuyor. Zira Dolar bir yana, bugünkü para sistemin bile bir geleceği olamaz. ABD'nin aşil topuğu, Dolar. Bu nedenle, Dolara sadık, Doları militanca savunan ülkelere ihtiyacı var. Bu şartları yerine getirmeyenler kolayca "düşman" sayılabiliyor". ABD'nin 2008'de askeri doktrinini yenileyip, "çökmekte olan, halkının ihtiyaçlarını karşılayamayan devletler, ABD'nin ulusal güvenliğini birinci derecede tehdit etmektedir" mealindeki saptamalar da, Dolar konusundaki endişelerini göstermektedir. Böyle ülkelerde, (Somali ve Afganistan gibi yerlerde) ekonomi denen şey bile bulunmuyor artık. Sistem finali oynuyor. Dünya, altın endeksi devrinin ardından, Dolar bazlı para devrini ardında bırakmaya hazırlanıyor -hatta belki para çağını...
Ama bu başka bir hikaye.

http://konstantiniye.blogspot.com/2012/08/abdnin-asil-topugu.html#more

ABD'de ikinci general skandalı
13 KASIM 2012



CIA Başkanı David Petraeus'un evlilik dışı ilişkisi yüzünden istifa etmesinin üzerinden bir hafta geçmeden, bu kez de ABD'nin Afganistan'daki Kuvvet Komutanı General John Allen hakkında soruşturma açıldı.
Bir kadına "uygunsuz e-posta mesajları" göndermekle suçlanan General Allen iddiaları reddediyor.

Soruşturma kapsamında, generalin Florida'da yaşayan Jill Kelley'e son iki yıldır gönderdiği 30 bin sayfalık e-posta mesajları ve diğer belgeler inceleniyor.

Bu yazışmaların cinsel içerikli oldukları için mi, yoksa gizli bilgiler içerdikleri için mi uygunsuz görüldüğü konusunda yetkililer henüz açıklama yapmadı.

Jill Kelley, Florida'da "sosyete çevrelerinin ünlü bir siması" olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda ABD Merkez Komutanlık karargahının bulunduğu Tampa'daki üste yaralı askerler ve asker aileleri ile ilişkilerden sorumlu bir gönüllü.

Kelley'nin adı ilk olarak Petraeus skandalında geçmişti.
Kelley FBI'dan bir arkadaşına başvurarak imzasız tehdit mesajları aldığını söylemişti.

Bunun üzerine başlatılan soruşturmada, mesajların General Petraeus'un biyografisini yazan Paula Broadwell'den geldiği tespit edildi ve Broadwell'in general ile ilişkisi böylece ortaya çıkarıldı.
Reuters ajansına bilgi veren bir yetkili "iki kadının Petraeus'u paylaşamadığını ve generale kimin daha yakın olduğu konusunda çocukça bir kavgaya tutuştuğunu" söyledi.
Kelley'nin General Petraeus'un aile dostu olduğu, aralarında bir ilişki bulunmadığı belirtiliyor.

NATO komutanlığı tehlikede

General John Allen, Afganistan'daki ABD birliklerinin komutasını Temmuz 2011'de Petraeus'tan devralmıştı.
Bu hafta NATO'nun Avrupa Kuvvetler Komutanlığı görevine getirilmesi bekleniyordu ancak ataması soruşturma sonuçlanana kadar durduruldu.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, General Allen'in Afganistan'daki görevini sürdüreceğini ancak NATO adaylığının ertelenmesi talebinde bulunduğunu ve Başkan Obama'nın da buna onay verdiğini açıkladı.
Savunma Bakanı, General Allen'in Afganistan'daki performansını överek, Taliban'a karşı savaşta önemli rol oynadığını söyledi.
Broadwell'in bilgisayarı inceleniyor
Öte yandan Cuma günü istifa eden CIA Başkanı General Petraeus'un sevgilisi Paula Broadwell'in evinde dün gece arama yapıldı.
FBI ajanlarının en az iki bilgisayar ile başka belgelere el koyduğu belirtiliyor.
Broadwell'in bilgisayarında gizli bilgiler bulunduğu öne sürülmüştü.
Petraeus sevgilisine gizli bilgi vermediğini, eğer elinde böyle bilgiler varsa bunları gazetecilik amacıyla gittiği Afganistan'da başka komutanlardan toplamış olabileceğini söyledi.
Paula Broadwell geçen ay yaptığı bir konuşmada Libya'da gizli Amerikan tutukevleri bulunduğunu, Bingazi konsolosluğuna yapılan saldırının da CIA'in burada tuttuğu bazı kişileri serbest bırakma amaçlı olduğunu öne sürmüştü.
Guardian gazetesine göre Broadwell, General Petraeus'un da durumdan haberdar olduğunu da ileri sürüyor.
Başkan Obama'nın tutsak almasını 2009 yılında yasakladığı CIA ise bu iddiaları reddediyor.
Ancak Washington'da bazı çevreler Petraeus skandalının generalin Bingazi konusunda Kongre'ye bilgi vermesinden hemen önceye rastladığına ve tanıklığın şimdi iptal edildiğine dikkat çekerek, zamanlamasını sorguluyor.
General Petraeus, biyografi yazarı Broadwell ile ilişkisinin ordudan emekliye ayrılıp CIA şefi olduktan iki ay sonra başladığını ve dört ay önce son bulduğunu söylüyor.
BBCT

Amerika ordusunda intiharlar rekor seviyeye ulaştı
15.01.2013



Geçen sene ABD ordusunda 349 askeri görevli intihar ederek hayatına son verdi. Haberi AP ajansı duyurdu.

ABD ordusunda intihar sayısı, ordunun 2012 yılında Afganistan’a yaptığı askeri müdahale sırasında hayatını kaybeden asker sayısını geçti. Müdahalede 295 kişi ölmüştü.

En çok intihar olayı, askeri görevini yerine getirenler arasında yaşandı. Bu grupta 182 kişi hayatına son verdi. 2012 yılında 59 Hava Kuvvetleri ve 60 Deniz Kuvvetleri mensubu intihar etti.

Pentagon Başkanı Leon Panetta, orduda yaşanan intihar olaylarını epidemi olarak niteledi.
http://turkish.ruvr.ru/

Okinawa tecavüz davası: ABD’li askerlere hapis cezası
1 MART 2013



Japonya’da mahkeme, Okinawa adasında bir Japon kadına tecavüz ettikleri gerekçesiyle ABD’li iki askere hapis cezası verdi.
Tecavüz davası, ülkede ABD’ye yönelik tepki oluşmasına neden olmuştu.
Mahkeme denizcilerden birini 10 yıl, diğeriniyse dokuz yıl hapse mahkum etti.
Olay 2012 yılının Ekim ayında ABD üssünün bulunduğu Japon adası Okinawa’da meydana gelmişti.
1995 yılında da adadaki ABD üssünde çalışan üç personel 12 yaşındaki bir genç kıza tecavüz etmişti.
BBCT

ABD ordusuna ait bir askeri uçak, Washington eyaletinde düştü: 3 ölü
12 Mart 2013

Yetkililer, mutat eğitim uçuşu sırasında düşen uçağın, 4 kişilik ''EA-6B Prowler'' tipi olduğunu duyurdu.

Uçağın, ABD Donanması'nın taktik elektronik savaş filolarının bulunduğu Whidbey Adası'ndaki Donanma Havaalanı'ndan havalandıktan sonra düştüğü belirtildi.

Uçağın enkazında yapılan ilk incelemeler sonunda 3 pilotun öldüğü açıklandı.
TRT

ABD ordusundaki cinsel saldırı olayları rekor seviyeye ulaştı
02.05.2017



ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) raporunda, ABD ordusunda yetkililere bildirilen cinsel saldırı olaylarının sayısının 2016 yılında rekor seviyeye ulaştığı belirtildi.

Reuters’ın aktardığına göre, ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) raporunda, 2016 yılında ABD ordusunda kayıt altına alınan cinsel saldırı olayları sayısının rekor seviyeye ulaştığı ve çalışanların 6172 olay hakkında bilgi verdiği bildirildi.

​Bu sayının 2015 yılında 6082 olduğu kaydedilen raporda, 4 yıl önceye kıyasla benzer olaylarda düşüş gözlendi. Nitekim 2012 yılında orduda 3604 cinsel saldırı olayı hakkında bilgi verilmişti.

Öte yandan bir başka araştırmaya göre de ordudaki 14.900 kişi 2016 yılında elle taciz ve tecavüz gibi cinsel saldırılara maruz kaldı. Bu sayı 2014 yılında da 20.300’dü.

View image on Twitter
View image on Twitter
Follow
CNN ✔ @CNN
A new Pentagon report says military sexual assaults decreased in 2016 http://cnn.it/2oSRM20
12:26 PM - 2 May 2017
71 71 Retweets 236 236 likes

ABD ordusundaki cinsel saldırı olayları genel anlamda gerçekleşenden daha az sayıda ihbar ediliyor. Bu tür olaylar ilk kez ABD deniz piyadelerinin internet ortamında bazı kadınların çıplak fotoğraflarını yayınlamasının ardından mercek altına tutulmaya başlanmış ve orduda bu yönde soruşturma açılmıştı. (Kaynak: Sputnik)

ABD ordusu bugün savaşa girebilir mi?
23 Ekim 2013

ABD’de bütçe kesintileri tüm kurumları etkilerken, Genelkurmay, ellerinde savaşa hazır sadece iki tugay asker olduğunu açıkladı.

ABD Ordusu Birliği’nin yıllık konferansında, ordunun ileri gelenleri bütçe kesintilerinin silahlı kuvvetler üzerindeki ağır etkisiyle ilgili uyarıda bulundu. ABD’de bütçe kesintileri tüm kurumları etkilerken, Genelkurmay, ellerinde savaşa hazır sadece iki tugay asker olduğunu açıkladı.

ABD Genelkurmay Başkanı General Ray Odierno hükümeti eleştirirken, basına yaptığı açıklamada da, “Öyle bir zaman gelecek ki acil durum operasyonlarını yürütmek için gerekli sayıda kara kuvvetine bile sahip olamayacağız” dedi.

Kesintiler nedeniyle altı aylık eğitimden vazgeçmek zorunda kaldıklarını belirten Odierno, bu nedenle ABD ordusunun halihazırda sadece iki tugay tam eğitimli askeri olduğunu vurguladı.
ABD ordusunun bir tugayında 3 bin 500 ila 5 bin asker bulunuyor.

Kaynak: http://www.islamidavet.com/


En son Ekim tarafından Pts Mar 11, 2013 10:55 pm tarihinde değiştirildi, toplam 3 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Ksm 25, 2012 4:19 am    Mesaj konusu: Petraeus skandalında son perde[ Alıntıyla Cevap Gönder

Petraeus skandalında son perde
21 KASIM 2012
Sema Emiroğlu
New York


David Petraeus ve eşi

“Sizce bugün skandal döngüsünün neresindeyiz?”

ABD’nin önde gelen gazetelerinden birinin, ülkenin gündemine bomba gibi düşen Petraeus skandalıyla ilgili son günlerde sık sık okuyucularına sunduğu anket sorusu bu...

Sık sık soruyor, çünkü emekli orgeneral David Petraeus’u birinci yılını henüz doldurduğu CIA başkanlığından eden skandal, her geçen gün su yüzüne çıkan hayret verici ayrıntılarla dallanıp budaklanmaya devam ediyor...

Üstelik yukarıdaki ankete katılanlardan yüzde 83’ünün verdiği “Daha başındayız” cevabına bakılırsa, halkın çoğunluğu, skandalın daha da büyümesine hiç şaşırmayacak belli ki...

Senato İstihbarat Komitesi’nin tecrübeli başkanı Dianne Feinstein bile, olayın patlak verdiği ilk günlerde skandalın başdöndürücü hızla büyümesini tanımlamak için ünlü bulvar gazetesine atıf yaptı:

“Sanki National Enquirer; her gün yeni bir şey çıkıyor ortaya...”
Aslında Amerikan ordusunun gelmiş geçmiş en parlak askeri dehalarından biri kabul edilen Petraeus gibi bir emekli generalin, sadece evlilik dışı ilişkisini kabul ederek CIA başkanlığından istifa etmesi, başlıbaşına büyük bir haber olmak için yeterliydi...

O Petraeus ki, 35 yılı aşan askeri kariyerinde kazandığı olağanüstü başarılar ve madalyaların yanısıra, Princeton’dan aldığı doktora derecesiyle Irak batağından George W. Bush’un, Afganistan sapağından da Barack Obama’nın “kurtarıcısı” sayılmıştı...

O Petraeus ki, kariyeri boyunca kendisini şeref ve dürüstlük timsali gören astlarına verdiği “Karakter, sizi kimsenin görmediği bir sırada ne yaptığınızdır” öğüdüyle tanınmıştı.

Ama olayın arka arkaya gün ışığına çıkan ayrıntıları, Petraeus’un ilk günkü itiraf ve istifa haberini bile gölgede bıraktı...

Realite şovlarını aratmıyor

38 yıldır evli CIA başkanının kendisinden 20 yaş küçük metresiyle yaşadığı yasak aşktan, sevgilisinin bilgisayarında bulunan gizli istihbarat belgelerine, asker-sosyete arasındaki aşırı samimi ilişkilerinden, sanal dünyadaki taciz ve FBI’ın e-posta casusluğuna kadar bir “Reality Show”u aratmayacak pek çok şeyi bulmak mümkün bu skandalda...

Her şey, 60 yaşındaki emekli generalin hayatını kitap yapmak için Afganistan’a gidip sık sık onun 10 kilometrelik günlük koşularına katılan eski subay sevgilisi Paula Broadwell’in, onu kendisi gibi evli olan Tampa sosyetesi Jill Kelley ile “paylaşamaması” ile başladı...


Paula Broadwell ve Jill Kelley


Kim derdi ki, kendisine isimsiz olarak gönderilen “Adama (Petraeus) asılmayı bırak, yoksa teşhir olursun” mesajlarından ürken bu “ikinci kadın”, FBI’daki bir arkadaşını devreye sokup, farkında olmadan skandalın açığa çıkmasıyla sonuçlanan soruşturmayı tetikleyecek?

FBI, önce tüm casusluk tekniklerini kullanarak isimsiz tehdit mesajlarının Broadwell’in bilgisayarından gönderildiğini tespit edecek ve bilgisayarda Petraeus’un G-Mail adresinden gönderilen “sulu” seks mesajlarını keşfedecek?

Bunun üzerine “CIA başkanının e-posta şifresi mi çalındı” diye paniğe kapılıp Petraeus ve Broadwell’i sorgulayacak ve böylece aralarıındaki gayrımeşru ilişkiyi meydana çıkaracak?

Ya Lübnan’lı bir göçmen ailesinden gelen 37 yaşındaki seksi görünümlü “ikinci kadın” Kelley’nin bilgisayarındaki mesajlar deşildikçe, bu kez onun Afganistan’da Petraeus’un yerine geçen komutan olan Org. John Allen’la cinsel içerekli yazışmalarının da bulunduğu “20-30 bin sayfalık” e-posta’ların keşfedilmesi?

Tampa’daki Merkezi Komutanlık (CENTCOM) nezdinde gayrı resmi sosyal işler koordinatörlüğü yapan Kelley’nin geçmişi irdelenince, evinde verdiği lüks partilerin gerisinde aslında iflas etmiş ve milyonlarda dolar borç batağında olan bir aile tablosunun ortaya çıkması?

Sosyeteyle 'içli dışlı' ilişkiler

Petraeus’un Tampa’da CENTCOM komutanıyken sık sık eşi ve general Allen’la birlikte, Kelley ve ünlü bir kanser cerrahı olan eşinin evlerinde verdikleri gösterişli partilere katılmalarına ne demeli?

[img]http://wscdn.bbc.co.uk/worldservice/assets/images/2012/11/13/121113012148_jill_kelley_holly_petraeus_304x171_ap_nocredit.jpg [/img]
Tampa sosyetesinden Jill Kelley'in adı skandala karıştı.

Hatta iki generalin de Kelley’nin – üstelik ikizi olan – kız kardeşinin boşanma davasına bile referans mektubu gönderecek kadar bu aileyle içli-dışlı olmalarına?

Ayrıntıları adeta örümcek ağı gibi örülen bu skandalda, Kelley’nin taciz şikayetini üstlerine ileten FBI ajanını ve oynadığı rolü de unutmamalı: Yani bu ajanın, soruşturmanın istediği hızla gitmediğini düşününce olayı FBI’nin sanal terörizm bölümüne iletmekle yetinmeyip, Kongre’nin Cumhuriyetçi liderlerini de alarma geçirdiğini...

Üstelik Kelley’nin de hayranı olduğunu ve daha önce ona “tişörtsüz” resimlerini gönderdiğini...

Bu noktada kafanız tamamen karıştıysa, yalnız değilsiniz. Tüm bunları anlayabilmek için ünlü bir televizyon eleştirmenin ilginç bir önerisi var:
1980’lerde Türkiye’deki izleyicilerini de peşinden sürükleyen “Dallas” dizisine, terörle mücadelede birbirlerine düşen bir CIA ve FBI ajanının maceralarını konu alan TV dizisi Homeland’i ve“Gerçek Ev Kadınları” adlı realite şovunu ekleyin.

İşte size Petraeus skandalında yaşananların bir benzerini hatırlatacak TV dizisi karışımı....

“TV dizisi değil de, bundan çok iyi bir Hollywood filmi çıkar” diyorsanız, Philadelphia Inquirer bu işe katkıda bulunmak için çoktan harekete geçti...

Gazete, “Gelin, Bu Filmin Rollerini Paylaştıralım” başlıklı yazısında, çekileceğine şimdiden kesin gözle baktığı skandal filminin başrollerinde hangi Hollywood yıldızlarının oynayabileceğini önerirken, New York Times’ın ünlü bir köşe yazarı, filmin adını koydu bile: “Çöküş”

Komutanlar 'lüks düşkünü' mü?

FBI’nin olayla ilgili soruşturmayı yaz aylarında başlatmasına rağmen, bundan Başkan Obama’yı neden tam seçim gününde haberdar ettiğine dair Washington’da yapılan hararetli tartışmalar bir yana, devletin insanların özel hayatına fazlaca “burnunu soktuğunu” düşünen medeni haklar savunucularının yaptığı eleştiriler, skandalın herkesi ilgilendiren başka boyutlarını da ortaya koydu.

Ama Petraeus skandalıyla ilk kez gazete manşetlerine çıkan ve yüksek rütbeli komutanlarının hayatlarına ayna tutan öyle bazı ayrıntılar var ki, emekli bir orgeneralin evlilik dışı ilişkisi olarak başlayan bir skandal, Amerikan ordusunun imajını en çok zedeleyecek etkiyle sonuçlanabilir.
O da şimdiye kadar pek çok kişi tarafından bilinmeyen, bilenlerin çoğunun da ülkeyi “koruma ve kollama” görevleri nedeniyle saygı duyup mazur gördükleri “komutanların lüks aşkı”...

Skandalla birlikte Petraeus’un bir keresinde Tampa’daki karargahından Kelley çiftinin mülti-milyon değerindeki malikanesine giderken, aracına nasıl 28 polis motosikletinin eşlik ettiği de gün ışığına çıktı.

Bu da, dört yıldızlı generallerin yaşam biçimlerinin mercek altına alınmasına yolaçtı.

Konuyu irdeleyen Washington Post, Amerika’nın içte ve dışta ordularını yöneten komutanlarının özel uçaklar, görkemli villalar, korumalar, aşçılar, bahçıvanlar ve çantalarını taşıyıp üniformalarını ütüleyen yardımcılar da dahil nasıl bir milyardere yakışan imtiyazlara sahip olduğunu yazdı.
Petraeus’un istifasından sonra pek çok kişi, böylesine ünlü ve “medyatik” bir generalin nasıl olup da bu noktaya geldiğini anlamaya çalışırken, on yıla varan Irak ve Afganistan turlarının generalin hüküm verme yeteneğini zayıflattığı teorisini geliştirdi.

Gates: Benim neden aşçım yok?

Ama eski Savunma Bakanı Robert Gates’in bu konuda bambaşka bir teorisi var.
Ona göre bu tür kişilerin yargı yeteneğini baltalayan, büyük bir güce sahip olmaları ve her şeyi hak ettiklerine inanmaları...


Robert Gates

2007’de Washington’da küçük bir askeri bölgeye taşınınca zamanın Genelkurmay Başkanı Mike Mullen’la komşu olan Gate, evi ya da bahçesi için hiçbir yardımcıya sahip değilken, Mullen’ın aşçıya, hizmetçiye ve evi ile bahçesine bakan erlere sahip olmasına şaşırmış.

“Her zaman için kendisine yardımcı olan erleri olmasını kıskanmıştım”
diyen Gates, bir gün eşine “Orada Mullen’ın yemeğini yapan birileri varken ben burada mikrodalga fırına ısıtmak için bir şey koyuyorum. Üstelik ben onun patronuyum” diye şakayla karışık dert yanmış.

Aynı şekilde bahçesine dökülen ağaç yapraklarını toplayıp çöpe atmak yerine, onları bu işi yapan erleri bulunan Mullen’ın bahçesine aktarmış.
Tabii orduda herkes Gates’le aynı fikirde değil, ama Washington Post’a açıklama yapan pek çok komutan bu görüşe katılıyor.

“Bu ayrıcalıklar yüzünden normal insanların yaşam biçiminden, hatta diğer ordu mensuplarının mütevazi yaşam biçimlerinden tamamıyla kopuk biçimde yaşayabilirsiniz. Bu da ne ordu, ne de ülke için sağlıklı bir şey” diyor, içlerinden birisi...

Petraeus skandalı, çok sayıda yüksek rütbeli subayın zayıf muhakeme, suistimal, cinsel uygunsuzluk ve şiddete varan suçlamalar nedeniyle sırf geçen yıl haklarında pek çok soruşturma açıldığı, hatta bu nedenlerle işten atıldıkları gerçeğini de ortaya çıkardı.

Savunma Bakanı Leon Panetta, bunun üzerine Genelkurmay Başkanı’na kıdemli subayların “ahlaki eğitim” programlarını gözden geçirme emrini verdi.
BBCT

Amerikan Ordusu Kuzey Pasifik'te üstünlüğünü yitirdi mi?
Selçuk Salih Caydi
2 EKIM 2011



Amerikan Deniz Kuvvetleri'nin, herbiri 25 milyar Dolar değerinde onbir büyük aktif uçak gemisi var (küçükleriyle birlikte toplam 24). Bu gemiler, özünde bir deniz gücü olan ABD'nin en önemli askeri savunma ve saldırı/operasyon merkezleri, -en azından şimdiye dek öyle sayılıyordu. Ama hâlâ öyle mi, yoksa artık bu bir illüzyon mu?
Dünyada toplam 37 adet bulunan irili ufaklı üçak gemilerinin büyük Amerikan versiyonlarının bir güç değil askeri zaaf teşkil etmekte olduğunu önce Çin anlamış görünüyor. Büyüklük/irilik/pahalılık giderek bir zaafa dönüşüyor. Son haberlerden çıkan sonuç şu: Amerikan 7'inci Filosu bundan sonra Kuzey Pasifik'te istediği gibi gezemeyecek, hatta oraya giremeyecek gibi görünüyor. Çin'in yeni geliştirdiği DF-21D roketleri, Amerikan uçakgemilerini etkisiz hale getirebiliyor ve çok ucuzlar! Ortada bir "fiyat/maliyet" sorunu ve "ucuz Çin işgücü" sorunu var ki, savaşlarda artık hangi faktörlerin önem kazanabileceğini göstermesi bakımından önemli...

(yazı devam edecek)

Kaynak: http://konstantiniye.blogspot.com/

ABD Ordusu Zor Durumda
15.12.2011
Dünyanın en büyük askeri gücü Amerika Birleşik Devletleri'nde bütçe krizinden ordu da nasibini aldı. Yıllık 700 milyar dolar bütçesi bulunan ordu ciddi kesintilerle karşı karşıya.
Kesintilerin Amerikan dış siyasetinde önemli etkileri olabileceği belirtilirken, Savunma Bakanı "Ordumuz kağıttan kaplana döner" diyor.
haber1001

Obama şaşkınlığa uğramış
13 KASIM 2012
ABD Başkanı Barack Obama'nın, istifa eden CIA Başkanı David Petraeus'un evlilik dışı ilişkisini öğrendiğinde şaşkınlığa uğradığı bildirildi.

Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Obama'nın, 8 Kasım Perşembe günü Petraeus'un durumuyla ilgili bilgilendirildiğinde şaşkınlığa uğradığını belirtti.

Beyaz Saray Sözcüsü Carney ayrıca, Obama'nın Petraeus'un evlilik dışı ilişkiye girdiği Paula Broadwell'den tehdit mesajları aldığını ileri süren Jill Kelley ile 'uygunsuz iletişim kurduğu' gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan General John Allen'a güvendiğini belirtti.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un talebiyle Obama'nın, Allen'ın NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanlığı'na atanmasını soruşturma beklenirken askıya aldığını belirten Carney, John Allen'ın Afganistan'daki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü'nü (ISAF) komuta etmeye devam edeceğini söyledi.
Kaynak: http://yenisafak.com.tr/
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com