EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti)

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pts Ekm 04, 2010 9:37 pm    Mesaj konusu: Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Alıntıyla Cevap Gönder

Bu iş yakıştı mı sana Numan Bey?..
Oğuz Gürses
14.o7.3012



“Firavunlaşmayacağız” dedin...

“Bel’anlaşmayacağız” dedin...

“Karunlaşmayacağız” dedin...

Tam 300 küsur bin kişi sana inandı, güvendi, peşinden yürüdü...

Seni lider belledi...

Adam gibi bir adam sandı...

Bu insanlar senden önce de kendini onlardan gösteren bir sürü içi başka dışı başka, sözü başka özü başka lider taslakları tarafından defalarca aldatılmışlardı...

Onlar her liderde “kurtuluşu” arayan ama aldatılmaktan yorgun düşmüş saf ve samimî Anadolu insanlarıydı...

Sen başlarken Söz vermiştin...

“Çift gündemimiz ve çift dil olmayacak” demiştin...

Onlar bu sözüne inandılar ve alınteriyle kazandıkları küçülk gelirlerinden bir kısmını Hasparti’yi finanse etmek için ayırdılar...

Gırtlaklarından geçen lokmaları kısarak, zaten zar zor dönen aile bütçelerinden keserek yaptılar bunu...

Hasparti bir “Erdemliler hareketi olarak” böyle geldi bugünlere...

Onlar senin peşinden sonuna kadar gelmeye söz vermiştiler...

Sen verdiğin tüm sözleri çiğneyip...

Firavunlarla el sıkışıncaya...

Bel’amlarla halvet oluncaya...

Karunların sofrasına çökünceye kadar da sözlerine sadık kaldılar...

Peki sen ne yaptın?

Nerede verdiğin bunca kocaman kocaman söz?

Eski yol arkadaşın Sayın Mehmet Bekâroğlu’nun şu söylediklerini hangi haysiyet sahibi insanın haysiyeti, hangi vicdan sahibi insanın vicdanı, hangi ahlâk sahibi insanın ahlâkı kaldırabilir:

“10 yıllık dönemde Irak’ta bir milyonun üzerinde insan öldü. İnsanların üzerine bomba yağdıran uçaklar İncirlik Üssü’nden havalandı. Suriye’de akan kan artıyor. Hükümetin yaptığı tek şey muhalifleri silahlandırarak iç savaşı körüklemek. Komşularla sıfır sorundan savaş noktasına geldik. Türkiye, uluslararası sularda vatandaşları katledilen, uçağı düşürülen, bunlara hamaset dolu nutukların dışında ses çıkaramayan bir ülke konumuna düşürüldü. Kurtulmuş da 2 yıl önce bunları söyledi. Şimdi ne oldu da AKP’ye geçiyor ve bu yapılanların faturasına ortak oluyor. Partimizi bırakıp iktidar partisine niçin gittiğini anlamış değiliz. Süreç, partimizin karar organları bilgisi dışında yürütülmüştür. Konuyu AKP’nin mahalle teşkilatlarından sonra duyduk. Bu süreçte parmak hesabı yapmanın da bir anlamı yok. Ortada altına imza atılmış bir sözleşme, ahitleşme var. Kurtulmuş, partiyi kapatıp AKP’ye geçecek.”

Bu sözlerde yanlış olan bir tek cümle var mı?

Sen Lendine ve bu insanlara ne yaptın Numan bey?

Bunu niye yaptın?

Hangi cazip teklif başını döndürdü?

Hangi tehdit gözünü korkuttu?

Hangi şantaj yolundan döndürdü?

Yoksa işin taaa başında vaziyet buydu da...

BOP kapsamında Sadet Partisi’ni tasfiye planı çerçevesinde mi kuruluşuna önayak oldun Has Parti’nin?

Merhum Erbakan bunu farkettiği için ve bu sinsi planı bozmak gayesiyle mi, hasta yatağından kalkarak partiyi sana (BOP’ne) kaptırmama mücadelesi verdi?

Bilmiyoruz...

Bilen birileri anlatırsa biz de öğreniriz...

“Halkın sesi Hakk’ın sesidir” denilmiştir...

Sen şimdi bu “Halkın sesi”ni bırakıp, başlangıçta verdiğin şu sözleri çiğneyip gidiyorsun:

“‘Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışında hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız’”

Nereye?

Halkımızın dışında ve halkımızın bütün değerlerine düşman bir güç odağına (AB-D emperyalizmine) sırtını dayananların yanına...

AB-D emperyalizminin Eşbaşkanı’nın başkan vekilliğine...

Hem de bundan en son Has Parti tabanının haberi oluyor; o da iş medyaya yansıdıktan sonra

Bu işte en ufak bir hayır ihtimali görsek “hayrını gör” der geçer gideriz...

Ama yok...

Sen ne yaptın Numan bey?

“Tayyip Erdoğan’ın alternatifi Numan Kurtulmuş’tur” diyordun...

Gittin Tayyip Erdoğan’ın koltuk değneği oldun...

Yakışt ımı yani?

***

Kendilerini sırtından vurulmuş, terkedilmiş, ihanete uğramış hisseden Has Partili kardeşlere notum şudur:

Siz antiemperyalist bir siyasî tavırı tercih ederek doğru bir istikamet tutturdunuz...

İstikametinizi muhafaza edin...

Birliğinizi bozmayın...

Üçyüzbin kişlilik bir topluluk içinden kendine lâyıkyeni bir lider de çıkarır ve gerekirse yeni bir örgüt de kurar yeterki ihlasınızı bozmayın...

Sözlerini tutmayanların utanmasını filan da beklemeyin..
.
Giden gider kalan HASlar bizimdir!

***
Bu işe pek sevinen Saadet Parti’li kardeşlere notum da şu...

Bu iş bildiğiniz parti içi itiş kakışlar gibi sıradan/olağan bir iş değil...

Siz sanıyor musunuz k;i Eşbaşkan Erdoğan bu işi “bağlamadan” önce Washinnton’un, Pentagon’un, Brüksel’in, Londra’nın, Tel Aviv’in onayını ve olurunu almadı...

Bilakis bu iş tam olarak Haçlı Siyonist AB-D emperyalizmi’in Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi önündeki varolan veya varolma potansiyeli taşıyan bütün oluşumları parçalayarak yoketme stratejisinin bir parçasıdır.

Has Parti’nin işi bitirilir bitirilmez sırada siz varsınız.

Şu anda partiniz zaten fiilen ikiye bölünmüş durumda değil mi?

Sizce bu işin sonu nereye vararır dersiniz?

Has Parti’nin durumuna sevineceğinize kendinize ve partinize dikkat edin.
Zira İçinizden bazıları bir akşam Saadet”li yatıp sabah AKP’li uyanabilir haberiniz olsun...

Ne demiş atalarız : “Su uyur düşman uyumaz!”

Devir “Ahir zaman” insanoğlu varolduğundan bu yana böyle fitne görmedi...
Baksanıza bu fitneye paçayı kaptıran gidiyor...

Her daim uyanık olmakta fayda var...

HAS Parti'den Kurtulmuş'a muhtıra: "Gidiyorsan istifa et de git!"
28-08-2012



HAS Parti Genel Başkan Yardımcıları, Numan Kurtulmuş'a mektup yazdı.

HAS Parti'de isyan çıktı, aralarında Mehmet Bekaroğlu'nun da bulunduğu bir grup partili, yazdıkları mektupla Numan Kurtulmuş istifaya çağırdı! HAS Parti'yi karıştıran mektupta, parti kurulurken seçmene verilen sözler hatırlatıldı, Kurtulmuş ve beraberindeki isimlerin hükümetin tutsağı haline geldiği iddia edildi.

Has Parti'de Numan Kurtulmuş sancısı sürüyor! Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan Prof. Dr. Cihangir İslam, Prof. Dr. Cem Somel ve Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu'nun imza koyduğu ve partinin kurulucular kuruluna gönderilen mektupta; AK Parti'ye katılacağı söylenen Numan Kurtulmuş ve ekibinin istifası istendi. Mektupta, hiç kimsenin iradesine ipotek koyulamayacağı belirtilerek, ayrılacakların istifa etmesi gerektiği ve partinin kaderi ile ilgili kararların da partide kalanlara bırakılması istendi.

KURTULMUŞ'A SÖZLERİ HATIRLATILDI

Mektupta ayrıca Numan Kurtulmuş'a Saadet Partisi'nden ayrılış sürecindeki sözleri de hatırlatıldı. Hükümetin Suriye politikasının da eleştirildiği açıklamalarda, Numan Kurtulmuş'un seçim beyannamesindeki sözlerine yer verilerek şunlar ifade edildi:

"Sayın Genel Başkan verdiğiniz başka sözler de var. 1 Ekim 2010 tarihinde istifa ettiğiniz Saadet Partisi’nin önünde şunları söylediniz, 'Reel politiğin cazibesine kapılıp ideallerimizi terk etmeyeceğiz'. Şimdi, 'Muhalefette iken söylediklerimizi söylemeye devam edeceğiz, bu sadece bir stratejik karardır, iddia ve ideallerimizden vazgeçmiyoruz” diyorsunuz. Sayın Başkan, buna gerçekten inanıyor musunuz? Yani iktidar partisi size böyle bir fırsat veriyor, öyle mi? İktidar partisinin başkanı size “gel bizi baştan sona değiştir, biz yolumuzu şaşırdık bizi yola getir' diyor, öyle mi? Yani siz, şimdi iktidara gidiyorsunuz, iktidarın on yıldan beri uyguladığı ekonomik politikaları değiştireceksiniz, öyle mi? Yani şimdi sizi iktidar partisi çağırıyor, gidip nükleer enerjiyi yasaklayacaksınız, öyle mi? Sayın Başbakan, Suriye sınırında iki tane mermi patladı diye NATO'yu davet ediyor. Şimdi siz gideceksiniz, 'NATO sırtımızdaki gavur leşidir' demeye devam edeceksiniz ve NATO'dan çıkacak, seçim beyannamesinde belirttiğimiz gibi İncirlik Üssü'nü kapatacaksınız, öyle mi? Sayın Başkan, bu yaptığınız düpedüz reel politiğe esir olmaktır. Sizin stratejik karar dediğiniz reel politiğin peşine takılmaktan başka bir şey değil. Bu sözlerle belki kendinizi ikna ediyorsunuz ama bizi değil, Halkın Sesi Partisi’ni umut olarak gören bu ülkenin mazlumlarını, mağdurlarını değil."

"ONLARIN DERDİ İKTİDAR"

HAS Parti'de tartışmalara neden olan mektupta, Kurtulmuş ve ekibinin kısa yoldan iktidara ulaşmak için hesap yaptıkları belirtildi. İşte Kurtulmuş ve ekibinin ağır bir dille eliştirildiği o mektuptan bazı bölümler;

"Sayın Genel Başkan olmak üzere bu partinin yöneticisi olan bazı arkadaşlarımızın bu keskin dönüşünün anlaşılabilir tek açıklaması kısa yoldan ve zahmetsizce iktidara ulaşmak arzusudur. Çok açık ki arkadaşlarımız, ilke ve idealleri bir tarafa koyup reel politiğin ayartıcılığına kapılmaktadırlar. Elbette kendi iradeleridir, istedikleri gibi davranabilirler. Ama kendileri giderlerken partiyi kapatmak istemeleri kabul edilemez.

Halkın Sesi Partisi elbette bir ilkesel duruş, vicdani bir itirazdır. Ama bunun ötesi de var; bu parti, insanlara hatırlatan, insanları kötülüğe karşı durmaya, iyiliği çoğaltmaya çağıranların toplandığı adrestir. Toplumun her kesiminden vicdanlı ve insaflı insanlar, Halkın Sesi Partisi’ni karanlığın çoğaldığı, fitnenin arttığı, fırtınaların, krizlerin yaklaştığı sırada sığınılacak bir çatı olarak görmüşlerdir. Bu çatıyı dağıtmak, bu partiyi kapatmaya çalışmak büyük insafsızlıktır. Sayın Genel Başkan, sizden ve sizinle beraber AKP’ye gitmek isteyen arkadaşlardan şu asgari ahlaki davranışı bekliyoruz. Parti programımıza, verdiğiniz sözlere tamamen aykırı bir iş yapıyorsunuz; partimizi terk ediyorsunuz. O halde partiden istifa edin, vedalaşıp-helalleşerek ayrılın. Aksi takdirde 'hakkı seslendiren bir grubu susturmuş', 'hayırlı işlerle anılan bir kurumu lağvetmiş', 'giderayak yakıp-yıkmış' olursunuz. Bu hiçbir ahlaki ölçüye sığmaz, bunu hiçbir kültür, hiçbir değer sistemi kabul etmez."


Kaynak : http://www.internethaber.com/has-parti-genel-baskan-yardimcilari-mektup-numan-kurtulmus-istifa--455831h.htm#ixzz24soqtF6x


Nasıl yuttun bu sözleri
13/07/2012



İstanbul İl Başkanı Bekaroğlu rotasını AKP’ye kıran HSP lideri Numan Kurtulmuş’a ilkelerini hatırlattı!

- Egemen siyasal kültüre itirazımız var
- “Firavun” ve “Karun” olmayacağız
- Kamu kaynaklarını bizimkilere aktarmayacağız
- Şefliğe, lider ve adamlarına karşıyız
- İnanç ve kimlik siyasetini reddederiz
- Çift gündemimiz ve çift dil olmayacak
- NATO sırtımızdaki gavur leşidir...

Bahane üretmesin

HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, eski lideri Numan Kurtulmuş’u zehir zemberek sözlerle eleştirdi: AKP gibi uluslararası bir projeye dahil olup “Hep bu sözleri söyledim” demesi ikna edici değil. Bahaneleri genelleştirmesin. ‘Ben artık iktidar olmak istiyorum’ desin!

Kurtulmuş’u suçlamıyoruz. Neticede kişisel kararı. konuşuluyor. Biz de dışarıdan duyduk ve kendisine sorduk. Bize, ‘Söylenti, benim haberim yok’ dedi sürekli olarak” diye konuştu. “Kendim ve arkadaşlarım adına konuşuyorum. HAS Parti kapanıyor, görüntü budur” diyen Bekaroğlu’nun Numan Kurtulmuş’la ilgili eleştirilerinin satırbaşları şöyle:

Senin de imzan var

“HAS Parti 1 Kasım 2010’da kuruldu. O gün altını imzalayarak, kamuoyuna deklare ettiğimiz kuruluş bildirgesinde söylediklerimiz bugün de geçerlidir. Biz sisteme ve egemen siyasal kültüre itiraz ettik. Demokrasinin, seçkinlerin iktidar oyununa dönüştürülmesini reddettik. Sadece bürokratik oligarşiye, vesayet sistemine değil, aynı şekilde şeflik sistemine, lider ve adamları oligarşisine karşı olduğumuzu söyledik.

Firavun olmayacağız

Siyasetin ekonomik çıkar, birikim, zenginleşme ve tahakküm aygıtı olarak kullanılmasını iğrenç bulduk. İnançların, kimliklerin ve yaşam tarzlarının siyasetin malzemesi yapılmasını, kimlik siyasetini reddettiğimizi ilan ettik. Partinin kuruluşunda tarihe notlar düştük. Firavunlaşmayacağız, siyasal iktidarı, devlet erkini, kamu kudretini, bizden olmayanlar, bizim gibi inanmayanlar, bizim gibi yaşamayanlar, bize oy vermeyenler, bize muhalefet edenler, hatta bizimle mücadele edenlere karşı tahakküm ve dayatma aracı olarak kullanmayacağız. Karunlaşmayacağız, kamu kaynaklarını, devlet malını bizden yana olanlara, bizi destekleyenlere, bizimkilere aktarmayacağız. Bizim hırsızımız olmayacak ve ‘hırsız bizdendir’ diye asla korunmayacaktır.

Durduğumuz yerdeyiz

Bunları taahhüt ederken iş tutma biçimimizle ilgili de şunları söyledik, ‘Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışında hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız’. Sayın Kurtulmuş’un ağzından ‘Cari açık uluslararası sermayeye verilen rüşvettir’ dedik, ‘NATO sırtımızdaki gavur leşidir, atacağız’ dedik, ‘Hata payı kitlesel ölümler ve canlı varlığını tehdit olan nükleer enerji yasaklanmalıdır’ dedik. Biz bu sözlere sahip çıkmaya, durduğumuz yerde durmaya devam ediyoruz.
1 Kasım 2010’dan bu yana iyiye doğru giden bir şey göremedik. AKP iktidarını sağlamlaştırırken, giderek devletin rengine boyanıyor. Hak taleplerine kulak tıkıyor, tekçiliğe, kendine demokratlığa dönüyor. Akan kan durmadı, Kürt sorunu, Alevilerin sorunları, dindarların sorunları yerinde duruyor.

Kibir kuleleri yükseliyor

Hâlâ başörtülü kadınlar milletvekili olamıyor. 12 Eylül, 28 Şubat soruşturmaları savsaklanıyor, darbecileri serbest bırakmanın planları yapılıyor. Bu ülke doğru dürüst üniversite ve memur sınavı yapamıyor. Cezaevlerinde insanlar yanıyor, devletin dere içlerinde yaptığı konutlarda çocuklar boğuluyor. Ormanlar, tarım alanları, kıyılar, dereler, şehirler yağmalanıyor, kibir kuleleri göklere yükseliyor.

İç savaşı körüklüyor

10 yıllık dönemde Irak’ta bir milyonun üzerinde insan öldü. İnsanların üzerine bomba yağdıran uçaklar İncirlik Üssü’nden havalandı. Suriye’de akan kan artıyor. Hükümetin yaptığı tek şey muhalifleri silahlandırarak iç savaşı körüklemek. Komşularla sıfır sorundan savaş noktasına geldik. Türkiye, uluslararası sularda vatandaşları katledilen, uçağı düşürülen, bunlara hamaset dolu nutukların dışında ses çıkaramayan bir ülke konumuna düşürüldü. Kurtulmuş da 2 yıl önce bunları söyledi. Şimdi ne oldu da AKP’ye geçiyor ve bu yapılanların faturasına ortak oluyor. Partimizi bırakıp iktidar partisine niçin gittiğini anlamış değiliz. Süreç, partimizin karar organları bilgisi dışında yürütülmüştür. Konuyu AKP’nin mahalle teşkilatlarından sonra duyduk. Bu süreçte parmak hesabı yapmanın da bir anlamı yok. Ortada altına imza atılmış bir sözleşme, ahitleşme var. Kurtulmuş, partiyi kapatıp AKP’ye geçecek. Bu arada, Bekaroğlu’nun açıklamalarını değerlendiren Numan Kurtulmuş, “Ben söyleyeceğimi söyledim, o da söyleyeceğini söyledi. Ekleyeceğim bir şey yok” dedi.

Kaynak: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=70169

Bekaroğlu: "HAS parti kapanıyor ama halkın sesi kapanmayacak"
13 Temmuz 2012



HSP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, Başbakan Erdoğan ve HSP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un dün gerçekleşen görüşmesini değerlendiriyor.

HSP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu basın toplantısında şunları söyledi:ı:

- Firavunlaşmayacağız dedik. O gün karunlaşmayacağız dedik. Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak. Sizlerin dışında hiç kimseyle ittifakımız olmayacak. Biz 1 Kasım 2010’da bunları söyledik.

- 'NATO sırtımızdaki gavur leşidir, atacağız' dedik. Nükleer enerji yasaklanmalıdır, dedik. Biz bu sözlerimize sahip çıkmaya devam ediyoruz.

- Burada bir grup vicdanlı insanlar toplandı. Halkın Sesi Partisi’nde bir araya geldiler. Adaletsizliğe birlikte mücadele edeceğine söz verdiler. Tarihi bir sözdü bu. Biz 1 Kasım 2010’dan bu yana iyiye doğru giden bir şey göremiyoruz. Hak taleplerine kulak tıkıyor. Tekçiliğe, kendine demokratlığa dönüyor. Akan kan durmadı. Kürtlerin, dindarların sorunu yerinde duruyor. 12 Eylül, 28 Şubat darbeleri savsaklanıyor. Bu ülkede hala üniversite ve memur sınavı yapılamıyor. Cezaevlerinde insanlar yanıyor. TOKİ’nin dere içinde yaptığı evlerde çocuklar boğuluyor. Kibir kuleleri gökte yükseliyor. İşçi emekli esnaf kan ağlıyor. Hala milyonlarca işsiz var. İnsanlar köleleştiriliyor. Şu anda 1 milyonun üzerinde mevsimlik işçi kamyon kasalarında perişan vaziyettedir.

- AKP’nin hükümet olduğu 10 yıllık dönemde Irak’ta 1 milyon insan öldü. Libya’da ölenlerin sayısı 100 bini geçti. Suriye iç savaşa sürükleniyor.

- Bir daha söylüyoruz. Halkın Sesi Partisi’ni oluşturan koşullar hala duruyor. İki yıl önce bunları söyleyen Numan Kurtulmuş şimdi ne oluyor da AKP’ye geçiyor? Sayın genel başkanımızın iktidar partisine niçin gittiğini anlamış değiliz.

KURTULMUŞ'A NE OLDU DA AK PARTİ'YE GİDİYOR?

- HAS'ı doğuran koşullar olduğu gibi duruyor. İki yıl önce bunları söyleyen Numan Kurtulmuş şimdi ne oldu da AKPye geçiyor. Elbette kişisel kararıdır. İpotek koyacak değiliz. Ancak Kurtulmuş'un bu partiyi bırakıp AK Partiye gitmesini anlamış değiliz.

BİZDEN GİZLEDİ

- Kurtulmuş'un AK Parti'ye geçiş yöntemi de yanlıştır. Biz bu olayı AK Parti teşkilatlarından duyduk. Sayın Numan Kurtulmuş bize "ben de basından sizin gibi öğrendim" dedi. Ama gördük ki hiç öyle değil. Bitirilmiş bir işin formaliteleri icra ediliyor. Has parti kapanıyor. Görüntü budur.

PARTİYİ KAPATIYOR

- Öyle görünüyor ki Kurtulmuş partiyi kapatıp AK partiye geçecektir.
Doğru HAS parti kapanıyor ama halkın sesi kapanmayacak. Bu söze inananlar burada kalır, inanmayanlar gider. Biz sözümüzün sahipleri olarak buradayız.

BU BİR TRAVMA

- Sayın Kurtulmuş'un AK Parti'ye geçmesi yeni bir travmadır. Kurtulmuş "iddialarımız güzel ama oy alamadık" diyor. Biz ise bardağın dolu tarafına bakıyor ve 328 bin kişinin oyunu önemsiyoruz. Daha çok oy alamadıysak bunun sorumlusu Kurtulmuş'tur.

- Sayın Kurtulmuş'u suçlamıyoruz, onunla gidecek olanın kararıdır. Bizim isteğimiz açık olmasıdır. AKP gibi bir partiye giden insanın şimdi söyledikleri inandırıcı değildir.

- Sayın Kurtulmuş Türkiye'nin inşası konusunda AKP ile birlikte mücadeleden söz ediyor. kurtulmuş ile erdoğanın bu imar planı yeni türkiyeyi işaret etmez. Biz insanların ne yaptığı ile ilgiliyiz, aşireti, bizimkileri büyütmekle meşgul değiliz.

- Sayın Kurtulmuş'a Allah selamet versin.

haber1001


‘MR KURTULMUS, SAADET’İN CİCİ YÜZÜ’!
Banu AVAR
16 Temmuz 2012



Tarih Şubat 2010!

ABD’nin Ankara büyükelçisi James Jeffrey.

Wiki sızıntılarda, Jeffrey’in o tarihte ,Numan Kurtulmuş hakkında, ‘merkeze’ yolladığı değerlendirme yeralıyor

Aşağıda orijinalini bulacağınız gizli belgenin ‘konu’ kısmındaki kelimeler şöyle:

SUBJECT: : NUMAN KURTULMUS: SAADET'S GENTLER AND KINDER FACE *

Konu: Numan Kurtulmuş: Saadet’in nazik ve müşfik yüzü.

10 Şubat 2010’da Büyükelçilik tarafından Washington’a iletilen ‘istihbari bilgilendirme’ notunda, Numan Kuryulmuş’un en önemli özelliğinin Erbakan etkisi dışında olduğu vurgulanıyor ve son derece ‘yaklaşılabilir / ‘canayakın’ ve reflective, ‘yansıtıcı, /düşünceli’ kelimeleri kullanılıyor… Bu diplomasi dilinde ‘bizim için uygun’ demektir.

Kriptoda, bir Saadet yemeği sırasında ‘sohbet’ edilen Kurtulmuş’un röntgeni çekildiği anlaşılıyor ve dış politika konusunda Kurtulmuş’un görüşleri özetleniyor: Özellikle İsrail’le ilişkiler konusunda Kurtulmuş ‘şaşırtıcı biçimde ‘ılımlı’ bulunuyor.

Kripto’da ayrıca Kurtulmuş’un İşletme profesörü olduğu, doktorasını Cornell Üniversitesinde yaptığı ve 1970’lerde 4 yıl Amerika’da yaşadığı ve biraz durarak konuşsa da iyi derece İngilizce bildiği belirtiliyor..

Son bölümde, Kurtulmuş ile birlikte, Saadet Partisi içinde farklı bir havanın esmeye başladığı, onun önceki başkanlardan ‘farklı’ olduğu vurgulanıyor…

Kurtulmuş tıpkı YCHP’nin yeni adamları gibi uzun zaman takipe alınmış, Buluşmalar yapılmış, ölçülmüş tartılmış...

Türkiye siyasi hayatına küresel kementler nasıl atılıyor… İşte önünüzde canlı dersler var:. Önce saha çalışması ve tespit yapılıyor.. Bir lider üzerinde yoğunlaşılıyor, takibe alınıyor.. Sonra kriptolar yazılıyor, bilgilendirme ‘merkeze’ gidiyor.. Kim ‘cana yakın’ kim ‘harcanacak’ kararlar alınıyor.. Amerika’nın işine yaramayanlar, çizgiden dışarı çıkanlar, sex skandalı mı olur, yolsuzluk haberlerine mi karışır, bir şekilde devreden çıkarılıyor.. Kod numarası 705 gibi olanlar, sayısız testten başarıyla geçtikten sonra politik arenanın zirvesine doğru yol ALDIRILIYOR!

Hatırlayın 2010’da yazmıştım: ‘İslamköylü Demirel’den, büyük kent çocuğu Bülent Ecevit’e, Antalyalı Deniz Baykal’dan Kayserili Abdullah Gül’e, Ünyeli Numan Kurtulmuş’a kadar birçok lider çeşitli ‘imkanlarla’ Avrupa ve Amerika’da ‘ağırlanıp’ ‘eğitilmişlerdir’. Meraklısı nette iki tuşa basarak ayrıntılı cv’lerini bulabilir.’ (http://guncelmeydan.com/pano/sizma-operasyonu-ve-kulturel-igdis-banu-avar-t25984.html)

Şimdi artık wiki sızıntılarda çeşitli siyasi aktörlerin ABD ile ayrıntılı ‘ilişki’ tarihçesi de bulunabilir.. Bunlar kamuya açık arşivlerdir. Zaten bulamazsanız da farketmez. Görünen köy kılavuz istemez.. Recep beyle Numan bey eski arkadaştırlar.. Aynı gömlekleri giyer çıkarırlar.. Saadet’in Has partiye ebelik yapması ardından AKP ‘nin Has Partiyi yutması , CHP’nin YCHP’ye dönüştürülmesi ve MHP içindeki kaynama , siyasi arenayı seçmen’in anlaması için zengin bir derstir.. Sandık- seçim- oy orta oyunundaki aktörlerin ipleri ABD büyükelçilerinin kriptolarına fiyonklanmış gibidir. Öne çıkarılan figüranların hepsi parti farkı gözetilmeden bir şekilde ‘dış istihbaratlarla’ ilişkilendirilmişlerdir! Bu orta oyunu, Türk milletinin azim ve iradesinin önünde engeldir !

Banu AVAR

*Belge:

(çeviri: Erkan Güçiz)

http://wikileaks.org/cable/2010/02/10ANKARA301.html

ÖZET: Dinci Saadet Partisi’nin verdiği akşam yemeğinde parti başkanı Numan Kurtulmuş, partinin ideolojisini, planlarını ve önceliklerini özetledi. Sükûnetle ve açıklıkla, tam karşı görüşlere bile açık kapı bırakan sunumunda partisinin demokrasi, insan hakları, ekonomi ve dış politika konularında partisinin muhafazakâr görüşlerini anlattı. Bu güne kadar kişiliği çatışmacı olarak algılanmasına rağmen, yüz yüze olduğunda, tartışmalı konularda “aramızda anlaşma olmadığı konusunda anlaştık” diyebilecek görünüşte; daha önemlisi de, Saadet Partisi’nin “perde arkasındaki her konuda tek yetkilisi” eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın etkisinde olmadığını söylemesi.

Saadet Partisi, ABD Elçiliğinin Politika Danışmanı ve Politika Sorumlusunu geç vakitlere kadar süren, bir geleneksel Anadolu akşam yemeğine davet etti. SP başkanı Numan Kurtulmuş Saadet Partisi’ni, bir dinî parti değil Anadolu’nun geleneksel değerlerine bağlı popülist bir parti olarak tanımladı. Dinin parti tabanında güçlü bir yeri olduğunu kabul ediyor fakat “bazı solcular bile bize liberal bir parti diyorlar” dedi. Özelleştirmede, devletin kendilerine karşı adilane davranmadığına inandığı grevdeki TEKEL işçileri ile dayanışmada olduğunu söyledi. Devletin daha az değil, daha çok ekonomide varlığı olması gerektiğini savunuyor. Bazı hesaplamalara atfen, Türkiye bütçesinin çok az bir bölümünü kullanarak özel sektörle ortak projelerle fakir yörelerde iş alanları açmanın ve ekonomik darboğazdan çıkışı kolaylaştırmanın mümkün olduğunu iddia ediyor. Bu tip devlet öncülüğünde endüstriler, devletin, terör örgütüne adam toplamada ana faktörlerden biri olarak gördüğü güneydoğudaki ekonomik yoksulluğun çözümü için bir yol olabilir dedi.

Kurtulmuş, dış politika konusunda, gelecekteki esas çatışmanın kültürler yahut dinler arası değil zengin kuzeyle fakir güney arasında ekonomi kaynaklı olacağını iddia etti. Batı’nın bu ayrışıma duyarlı olması gerektiğini fakir ülkelere gelişmeleri için daha fazla yardım etmesi gerektiğini aksi halde savaş ve terörün daha da artacağını söyledi. Dünya Bankası ve IMF’yi ima ederek, uluslararası ekonomik sistemin fakir ülkelerin zararına Batı ekonomilerine hizmet ettiğinden yakındı. Kurtulmuş, güçlü ekonomilerin kuruluşunda en büyük etkenin sağlam, bağımsız ve saydam kurumların yaratılması ve bunu becerenlerin kuzey güney bölümümünüm öbür tarafına geçebildiği konusunda bizimle hemfikir olduğunu söyledi.

Masadaki ağır konu, İsrail konusu idi ki Kurtulmuş bu konuda pek ılımlıydı. ABD’nin İsrail’i desteğini eleştiri için fırsat kollamadan (pek çok Türk politikacıları bu tür aşırı eleştiriden zevk alıyor) arada bir konuya değindi. İsrail Filistin çatışmasının basit bir Yahudilik ile İslâm’ın çatışması olmadığını, Gazze’de protestocuların bir kısmının Hristiyan olduklarını ve kendisinin geçen yıl katıldığı Gazze taraftarı protestolarda İsraillilerin öldürdüğü Filistinli Hristiyan bir kadının resmini taşıyarak görüşünü belirttiğini anlattı.

YORUM: Kurtulmuş Saadet Partisi için değişik bir kişilik. Daha önceki liderler ve yöneticiler, bu işte emektar olmuş, çoğunlukla mühendis, doktor, bilim adamları idi. Kurtulmuş, bir İş İdaresi profesörü (halen Bilkent Üniversitesi’nde ders veriyor, bunun da kendisini rahatlattığını ve yeniden güç verdiğini söylüyor). 1970’lerde Cornell Üniversitesinde, İşçi İşveren İlişkileri konusunda doktorasını yaptı, duraklayarak konuşsa da İngilizcesi iyi. Belki çok daha önemli olan, Türkiye’deki İslâmcı partilerin “perde arkasındaki her konuda tek yetkilisi” eski Başbakan Necmettin Erbakan’dan politika konusunda tek bir öğüt almadım, kendisine de hiçbir tavsiyede bulunmadım demesi. Bu bağımsızlık görüntüsü basında ve politika çevrelerinde Erbakan’ın vekili olarak görülen Fazilet Partisi Başkanı Recai Kutan’la taban tabana zıt.

Kurtulmuş’un başkanlığa yükselişinden sonra, Saadet Partisi’nin eskisinden farklı olduğu mesajının altını çizmek için Saadet Partisi’nin eski tüfekleri hemen hemen tamamen gözlerden ırak. SP hala arada bir çatışmacı tutumda; örneğin İsrail karşıtı protestoların organizasyonu ve onlara katılımlarında ve ABD Elçilik görevlilerinin Türkiye’deki faaliyetleri hakkında yanlış anlaşmalar yaratma konularında olduğu gibi. (Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu hakkında Saadet’in şikayeti http://wikileaks.org/cable/2010/02/10ANKARA296.html adresinde). Bu tür davranışlarla Saadet basının ilgisini üzerinde tutmasını sağlıyor. Bunlara rağmen, bize göre Kurtulmuş ulaşılabilir ve düşünceli bir kişi; AKP’ye korku verecek şekilde politikada şöhretini destekleyen ve SP’nin seçim umutlarını arttıracak nitelikler bunlar.

Jeffrey

Kaynak: http://www.antakyahaber.net/koseyazisi/1027/banu-avar/%E2%80%98mr-kurtulmus-saadetin-cici-yuzu.html

NUMAN HOCA’YA UYARI: BÜYÜK VEBAL!
Ilhami Yurtbaşı
Ağu 28, 2012



Sayın Numan Kurtulmuş, Halkın Sesi Partisi’nin Değerli Kurucuları, Sevgili Arkadaşlar,
1 Kasım 2010 tarihinde birlikte Halkın Sesi Partisi’ni kurarken insana, topluma ve siyasete dair önemli şeyler söylemiştik. Görünen o ki başta Genel Başkan olmak üzere bazı arkadaşlarımız bu söylenenleri unutmuş, önümüzdeki günlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katılacaklar.
Sizlere bu mektupta bazı arkadaşlarımızın bu yönelişinin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışacağız.
Ancak önce talebimizi belirtmek istiyoruz. Biz Halkın Sesi Partisi’nin söylediği her söze inanıyoruz. Partinin ismi ile kuruluş manifestosundan seçim beyannamesine kadar her adımında imzamız var. Bugüne kadar partimizin mesajının insanlara ulaştırılması için canla başla çalıştığımızın sizler şahidisiniz. Genel Başkan ve bazı arkadaşlarımızın bu yönelişi karşısında şaşkınlık içindeyiz, hayal kırıklığı yaşıyoruz ama hiç kimsenin iradesine ipotek koyamayacağımızı biliyoruz, kimseyi engelleme niyetinde de değiliz. Neticede herkes kendinden sorumludur; yaptıklarının hesabını herkes kendisi verecektir. Herkesin istediği yere gitme, istediği partide siyaset yapma hakkı var. Fakat hiç kimsenin aşağıda özetleyeceğimiz gidişata karşı bir itiraz, bir feryat ve vicdan kanaması olan Halkın Sesi’ni susturma, Halkın Sesi Partisi’ni kapatma hakkı yoktur. Kimse kanunlar böyle, çoğunluk isterse kapatır demesin. Biz kanunlardan ve çoğunluktan söz etmiyoruz. Haktan söz ediyoruz. Talebimiz şu: AKP’ye katılacak olan arkadaşlarımız Halkın Sesi Partisi’nden istifa etsinler, partinin kaderi ile ilgili kararı partide kalanlar versin.

1 Kasım 2010 tarihinde dönelim ve ne yaptığımızı hatırlayalım.

Önce dünyanın gidişatına itiraz ediyoruz:

“Üç yüz yılı aşkın bir süreden beri dünyaya egemen olan modern güç uygarlığı, başlangıçta vaat ettiği dünya cennetini kurmak şöyle dursun dünyayı cehenneme çevirmiştir. Bugün dünyada açlık, adaletsizlik, ayrımcılık, ırkçılık, insan hakları ihlalleri, iç çatışmalar, savaşlar, ekonomik krizler ve çevre felaketleri kol gezmektedir. Ülkeler ve insanlar arasındaki tek ilişki modeli tahakküm olmuştur; barış ve adalet için kurulduğu iddia edilen başta BM olmak üzere tüm uluslar arası kuruluşlar güçlülerin tahakküm aracına dönüşmüştür.”

Peki, ne oldu; iki yılda dünya mı değişti?

Türkiye’nin gidişatına itiraz ediyoruz:

“Tüm dünya gibi ülkemiz de on yıllardan beri bu güç uygarlığının tasallutu altındadır. Yıllardır Türkiye’yi yönetenler bu tasalluttan kurtulmak için hiçbir şey yapmamışlar, aksine güç uygarlığının tahakküm ilişkilerini tekrar takrar üretmişlerdir. Halkımız tarafından büyük ümitlerle iktidara taşınan AKP de yeni bir hayal kırıklığı olmuştur. On yıldır işbaşında olan iktidar partisi, tahakkümcü ve yağmacı güç uygarlığının yeni biçimi olan neo-liberal sistemin taşıyıcılığını yapmıştır. Bugün Türkiye sekiz yıl önceki sorunları aynen yaşamakta; kimlikler üzerinden kutuplaşma, toplumsal gerginlik, ayrımcılık, adaletsizlik, yolsuzluk, kent yağması artarak devam etmektedir. Kürt sorunu ve bunun yüklediği terör daha da karmaşıklaşmış uluslar arası bir boyut kazanmıştır. Türkiye, komşu ülkelerdeki çatışmaların tarafı haline getirilmiştir.”

“Muhalefet partileri de demokrasiyi iktidar oyunu olarak algılamakta; onlar da seçmeni kimlikler ve yaşam tarzları üzerinden taraftara dönüştürerek iktidar devşirmeye çalışmaktadır. İktidarsa imtiyaz elde etme, kamu kaynaklarının yağmalanması, yandaşlara aktarılması ve tahakkümün aracı olarak görülmektedir.”

Peki, ne oldu; Türkiye mi değişti?

Hayır, Değerli Arkadaşlar.

İki yılda dünya daha da yaşanmaz hale, Türkiye daha çok sorunlu bir ülke durumuna gelmiştir. Siyaset de eski bildiğimiz siyasettir; devlet hala birikim ve tahakküm aracı olarak görülmektedir. İnsan hala devlete/siyasete ve piyasaya/ekonomiye kurban edilmektedir. Tüm mekanizmalar güçlüler için işlemektedir.

İşte Halkın Sesi Partisi bu gidişata itiraz etmiş ve şu can alıcı tarihi sözü söylemiştir.

“İnsanlar eşittir, hiç kimse diğerinden üstün ve imtiyazlı değildir.”

Arkadaşlar, bu sözü biz icat etmedik. Bu söz peygamberlerin; Hz. Muhammed’in, Hz. İsa’nın, Hz. Musa’nın, Hz. İbrahim’in, onların izleyicilerinin, insanlık adına, vicdan adına konuşan herkesin sözüdür. Bu söz adalet ve özgürlük mücadelesi vermiş olan herkesin sözdür. Evet, bu söz sözlerin başıdır. Önce “eşitlik” diyeceksiniz sonra özgürlük ve adalet, çünkü imtiyazların olduğu yerde özgürlük ve adaletten söz edilemez.

Biz bu sözün üzerinde bir siyasi parti kurduk. Siyasi parti kurduk ki insanları köleleştiren fitnelerle mücadele edelim, fitneyi ellerimizle kaldıralım. Fitneyi kaldıralım ki insanlar özgürleşsin. Anlaşılan o ki, bazı arkadaşlarımız, “hizmet” iddiası ile iktidar partisine katılıyorlar. Bu çok klasik, çok bildik bir bahane. Biz ise siyaseti insanı özgürleştirmek adına yapacağımızı söyledik. Bakın nasıl söylemişiz?:

“Devlet, zenginlerin fakirleri, güçlülerin güçsüzleri, çoğunluğun azınlığı, organize olanların olmayanları tahakküm altına almaları veya sömürmeleri için bir araç olamaz.”

“En geniş anlamda devletin varlık nedeni, insanı kuşatan ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve ideolojik engellerin kaldırılarak insanın ve toplumun özgürleştirilmesi; hak ve özgürlüklerin soyut birer hukuki statü olmaktan çıkartılarak yapılabilir ve gerçekleştirilebilir durumlar haline getirilmesi ve toplumsal yapının adalet ile kaim bir şekilde korunması ve güvenliğinin sağlanmasıdır.”

“Bizim tasavvurumuzdaki Türkiye’de siyaset, bir zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı gibi başkaları üzerinde tahakküm kurma ya da kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da olmayacaktır.”

“Hiç kimse içinde yaşadığı topluma, çevreye ve doğaya zarar vererek zenginleşemez. Devletin görevi, servetin, herhangi bir üretim sürecine konulmaksızın belli eller arasında dönüp dolaşan bir tahakküm aracı olmaktan çıkartılması ve sosyal refah için kullanılması yönünde gerekli önlemleri almasıdır.”

İşte devrim Arkadaşlar, siz güç uygarlığına karşı bir devrim manifestosunun altına imza atmıştınız. Hatırlatıyoruz:

“Biz, insanın eşitliğini, kutsallığını ve muhteremliğini esas alan bir heyetiz. Bütün insanları Hz. Âdem’in evlatları olarak görüyoruz. Aralarında hiçbir ayırım kabul etmiyoruz.

İnsanların ekmeğini ve hürriyetini teminat altına almak siyasetimizin varlık nedenidir. Onların söz, yetki ve karar hürriyetleri asla ellerinden alınamayacak. İnsanlara bunu taahhüt ediyoruz. Bunun dışındakiler; daha iyi yollar, daha iyi okullar, daha iyi hastaneler takatimizle mukayyettir. Ancak şunu tekrar tekrar taahhüt ediyoruz. Hiç kimse rızık endişesi ve istikbal korkusuyla kimsenin önünde eğilmeyecek, kimseye kulluk etmeyecektir. Bu bizim itikadımızdır. Bu itikadımızı hiçbir güç bozamaz.”

Sayın Genel Başkan, Değerli Arkadaşlar, birlikte Halkın Sesi Partisi’ni kurarken başka bir önemli iş daha yaptık. Onu da hatırlatıyoruz:

“Bugüne kadar insanları köleleştiren sistemlerle mücadele edenler, farklı inanç, felsefe, değer yargıları ile hareket ettiler. Şimdi burada birleşiyoruz, kula kulluğa, sömürüye, adaletsizliğe karşı çıkanlar bu partide, bu çatı altında güçlerini birleştiriyor. Buna inanan bütün insanları burada, bu çağrı etrafında toplanmaya davet ediyoruz.”

Bu da bir ilktir; Türkiye siyasetinde ilk defa böyle bir şey oluyor, ilk defa insanların özgürleşmesine inananlar bir program etrafında birleşiyor ve birlikte siyaset yapmaya karar veriyor.

Elbette dahası da var. Biz birbirimize ve halkımıza bir önemli söz daha verdik:

“Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışında hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız.”

Bu söz ortada duruyor. Sayın Genel Başkan, siz verdiğiniz söze bağlı kalmadınız, bizim bilgimiz dışında görüşmeler yaptınız, kararlar verdiniz.

Sayın Genel Başkan verdiğiniz başka sözler de var. 1 Ekim 2010 tarihinde istifa ettiğiniz Saadet Partisi’nin önünde şunları söylediniz:

“Reel politiğin cazibesine kapılıp ideallerimizi terk etmeyeceğiz.”

Şimdi “Muhalefette iken söylediklerimizi söylemeye devam edeceğiz, bu sadece bir stratejik karardır, iddia ve ideallerimizden vazgeçmiyoruz” diyorsunuz. Sayın Başkan, buna gerçekten inanıyor musunuz? Yani iktidar partisi size böyle bir fırsat veriyor, öyle mi? İktidar partisinin başkanı size “gel bizi baştan sona değiştir, biz yolumuzu şaşırdık bizi yola getir” diyor, öyle mi? Yani siz, şimdi iktidara gidiyorsunuz, iktidarın on yıldan beri uyguladığı ekonomik politikaları değiştireceksiniz, öyle mi? Yani şimdi sizi iktidar partisi çağırıyor, gidip nükleer enerjiyi yasaklayacaksınız, öylemi? Sayın Başbakan, Suriye sınırında iki tane mermi patladı diye NATO’yu davet ediyor. Şimdi siz gideceksiniz, “NATO sırtımızdaki gâvur leşidir” demeye devam edeceksiniz ve NATO’dan çıkacak, seçim beyannamesinde belirttiğimiz gibi İncirlik Üssünü kapatacaksınız, öyle mi?

Sayın Başkan, bu yaptığınız düpedüz reel politiğe esir olmaktır. Sizin stratejik karar dediğiniz reel politiğin peşine takılmaktan başka bir şey değil.

Bu sözlerle belki kendinizi ikna ediyorsunuz ama bizi değil, Halkın Sesi Partisi’ni umut olarak gören bu ülkenin mazlumlarını, mağdurlarını değil. Hatırlayın Sayın Başkan, 1 Ekim 2010 tarihinde Saadet Partisi’nin önünde ne demiştiniz bu ülkenin mazlumlarına ve mağdurlarına:

“Bir tek borcumuz vardır. Bu ülkenin mazlumlarına, bu ülkenin mağdurlarına, bu ülkenin unutulmuşlarına, bu ülkenin horlanmışlarına borçluyuz. Bu borcu ödemek için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz”

Sayın Başkan, şimdi bu ülkede on yıldır yeni mazlumlar, yeni mağdurlar, yeni unutulmuşlar, yeni horlanmışlar üreten bir iktidar sizi çağırıyor ve gidiyorsunuz.

Oysa biz uzun soluklu bir mücadele için yola çıkmıştık; bu ülkenin ve dünyanın mazlumları, mağdurları, unutulmuşları ve horlanmışları için çalışacaktık, ne güzel de ifade etmiştiniz, dünyanın madunları adına siyaset yapacaktık. Siz çağırmıştınız bizi, 1 Ekim 2010’da Saadet Partisi’nin önünde yaptığınız konuşma ile:

“Arkadaşlarımı, dava kardeşlerimi ve tüm milletimizi uzun soluklu bir mücadeleye, yol arkadaşlığına, omuzdaşlığa davet ediyorum.”

Geldik Sayın Başkan, buradayız. Peki, şimdi siz nereye gidiyorsunuz? Mazlumların, mağdurların, unutulmuşların ve horlanmışların özgürlüğü için atan yüreklerimize şimdi hangi kapıdan girmeyi teklif ediyorsunuz?

Sayın Başkan, Değerli Arkadaşlar; hatırlayın “ne siyasa/devlet ne piyasa” demiştik. Şu cümle seçim beyannamemizden:

“Statükocu partiler devleti merkeze almakta, bireyi ve toplumu edilgen kılmakta, toplumu şekillendirme sevdasında vazgeçmemektedirler. Kendini reformcu olarak tanıtan ama aslında politik muhafazakâr olan AKP ise piyasayı merkeze alıp toplumu piyasaya ve dış dinamiklere bağımlı kılmaktadır. Piyasa dediğimiz de ağırlıklı olarak İMKB’de işlem gören küresel finans kapital ile onun ortağı olan yerli finans burjuvazisidir.”

Bugün iş daha da vahim bir noktaya gelmiştir. AKP artık muktedir olduğuna inanmakta ve devlet gücünü ala bildiğine piyasanın emrine vermektedir. AKP bu arkadaşlar; bazı arkadaşlarımızın kapısında toplandıkları AKP şimdi devlet oldu ve devleti de piyasanın çıkarları doğrultusunda kullanıyor.

Arkadaşlar, sürekli olarak vesayetle mücadele edildiği söyleniyor. Ama halk bir türlü belirleyici olamıyor. Önceden sivil/asker oligarşisi ile piyasa oligarşisinin koalisyonu vardı, şimdi parti oligarşisi ile piyasa oligarşisinin koalisyonu var. Şu işte bir tuhaflık yok mu? Darbelerle mücadele ettiğini söyleyen, 12 Eylülcüleri, 28 Şubatçıları yargı önüne çıkartan AKP 12 Eylül düzenini olduğu gibi koruyor. Hani de demişti Başkanımız? “12 Eylül’ün kayığına binenler darbecilerle mücadele edemez”. 12 Eylül’ün kayığı 1982 anayasasıdır, yasalarıdır, kurumlarıdır. Hala 12Eylülün seçim sistemini, siyasi partiler kanunu, meclis içtüzüğü geçerlidir. Bu cümlede seçim beyannamemizden: “Baraj sistemini savunmakla darbeleri savunmak arasında nitelik olarak bir fark yoktur.”

Sayın Başkan, şimdi ne oldu, AKP’nin değiştiği ya da değişeceğine dair bir bilginiz mi var? Bize Başbakan’la ne konuştuğunuzu anlatmadınız. AKP ile bütünleşme kararı aldık diyorsun. Kiminle aldın bu kararı? Nasıl bir bütünleşme, bu? Hala kimse bilmiyor. Korkarız siz de fazla bir şey bilmiyorsunuz; ne olacağınız, AKP’ye nasıl katılacağınız konusunda Başbakan’ın iradesine tam teslimiyet içindesiniz. Olsun, bu sizin kararınız, bizi ilgilendirmez. Ama arkadaşlarımıza, üyelerimize, Halkın Sesi’ne oy verenlere açıklamak zorundasınız, insanları yanıltmaya hakkınız yok. Bu nasıl bütünleşme Sayın Başkan?

“Muhalefetteyken söylediklerimizi söylemeye devam ececeğiz” diyorsun. Peki, AKP ile programları mı tartıştınız, AKP programını değiştirip Has Parti’nin programına mı uyacak? Siz ilgili kurullarda bunları hiç konuşmadınız; sonra da arkadaşlarımdan tam destek aldım diyorsun. Arkadaşlar neyi destekledi Sayın Başkan?

AKP’ye gitmeyi isteyen arkadaşlara soruyoruz, nereye gidiyorsunuz, hangi şartlarda gidiyorsunuz, kim biliyor bunları?

Bütün bunları bilmeden bir iş yapmak, AKP’ye gitmeyi istemek önceden verilen sözü çiğnemek demektir ki bu bir ahlaki sorundur. Yok, böyle değil de “biz artık bu programa inanmıyoruz” deniliyorsa o zaman bu arkadaşların bu partinin geleceği ile ilgili söz söyleme hakları yoktur.

Sayın Genel Başkan ve onunla beraber AKP’ye gitmek isteyen arkadaşlar, Halkın Sesi Partisi’ni bir kişi partisi, Numan Kurtulmuş’u sevenler kulübü, Kurtulmuş’u taşıma aracı, bir yere atlama taşı olarak görmüş olabilirler. Fakat biz öyle görmedik, görmüyoruz.

Bize göre Halkın Sesi Partisi, mevcut siyasetin içeriğine ve yapılış tarzına itirazın adıdır. Halkın Sesi Partisi, Firavunlaşmaya, Karunlaşmaya ve Belamlaşmaya direnişin adresidir. Halkın Sesi Partisi, haksızlıklara, hukuksuzluklara, yozlaşmaya, savrulmaya karşı bir çığlıktır. Halkın Sesi Partisi, iktidarı kendi dayanakları ve temelleri üzerinden sistematik bir şekilde eleştiren ve tutarsızlığını yüzüne haykıran yegâne harekettir.

Biz siyaseti itikadımızın bir dışavurumu, bir yansıması olarak anlıyoruz. İktidara değil ilkelerimize hedeflenen bir siyaset anlayışını ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla iktidar olmayı bir amaç olarak değil üzerimize vacip olan ilkelerin ve siyasi duruşun muhtemel bir formu, mümkün bir sonucu olarak kabul ediyoruz.

Halkın Sesi Partisi, kuruluşundan sekiz ay sonra alelacele girdiği genel seçimlerde siyasi şartların bütün olumsuzluklarına, oluşturulan yapay gerilimlere ve yıldırıcı bir seçim barajına rağmen 328 bin insanın desteğini almıştır. Sayın Başkan, bu oyların şahsına verildiğini düşünüyorsa yanılıyor; bu insanların teveccühü bu siyasi anlayışa ve bu duruşadır. Şu da açık ki iktidar partisinin aldığımız oyla kıyaslandığında asimetrik bir şekilde artan öfkesi ve tahammülsüzlüğü de Halkın Sesi Partisi’nin bu farklı siyasi anlayışına ve duruşunadır.

Dün bu siyasi programı hep birlikte imzalamıştık, bu duruşu birlikte sergilemiştik. Dünden bugüne değişen bir şey yokken başta Sayın Genel Başkan olmak üzere bu partinin yöneticisi olan bazı arkadaşlarımızın bu keskin dönüşünün anlaşılabilir tek açıklaması kısa yoldan ve zahmetsizce iktidara ulaşmak arzusudur. Çok açık ki arkadaşlarımız, ilke ve idealleri bir tarafa koyup reel politiğin ayartıcılığına kapılmaktadırlar. Elbette kendi iradeleridir, istedikleri gibi davranabilirler. Ama kendileri giderlerken partiyi kapatmak istemeleri kabul edilemez.

Değerli Arkadaşlar, Halkın Sesi Partisi elbette bir ilkesel duruş, vicdani bir itirazdır. Ama bunun ötesi de var; bu parti, insanlara hatırlatan, insanları kötülüğe karşı durmaya, iyiliği çoğaltmaya çağıranların toplandığı adrestir. Toplumun her kesiminden vicdanlı ve insaflı insanlar, Halkın Sesi Partisi’ni karanlığın çoğaldığı, fitnenin arttığı, fırtınaların, krizlerin yaklaştığı sırada sığınılacak bir çatı olarak görmüşlerdir. Bu çatıyı dağıtmak, bu partiyi kapatmaya çalışmak büyük insafsızlıktır.

Sayın Genel Başkan, sizden ve sizinle beraber AKP’ye gitmek isteyen arkadaşlardan şu asgari ahlaki davranışı bekliyoruz. Parti programımıza, verdiğiniz sözlere tamamen aykırı bir iş yapıyorsunuz; partimizi terk ediyorsunuz. O halde partiden istifa edin, vedalaşıp-helalleşerek ayrılın. Aksi takdirde “hakkı seslendiren bir grubu susturmuş”, “hayırlı işlerle anılan bir kurumu lağvetmiş”, “giderayak yakıp-yıkmış” olursunuz. Bu hiçbir ahlaki ölçüye sığmaz, bunu hiçbir kültür, hiçbir değer sistemi kabul etmez.

Partimizin Kurucuları, Değerli Arkadaşlar,

İki aydan beri yaşananlar göstermiştir ki, bu bir birleşme ya da bütünleşme değildir. Olamazdı da. Çok açık ki Sayın Kurtulmuş ve bir kısım arkadaşlar, Halkın Sesi’nin programını terk edip AKP’ye katılacaklar. Bunca söylenen sözler boşmuş; iki yıldır çoluk çocuğunun nafakasından kesip partimizi açık tutmaya çalışan teşkilat mensuplarımız sadece bir araç, atlama tahtası konumuna düşürülüştür. Hala Sayın Kurtulmuş’a inanıp birlikte gitmek isteyecekler elbette olacaktır. Bu arkadaşlarımızın da AKP’nin kapısında istiskal edileceğinden hiç kuşku yoktur.

Kurucu üyelerimizi kongreye gelmeye ve Halkın Sesi’nin susmaması için oy kullanarak bu oyunu açığa düşürmeye davet ediyoruz.

Sagılarımızla.

Kaynak: http://www.facebook.com/ilhami.yurtbasi/posts/10151134689954729

'Zeki Kılıçaslan İçini Döktü'
14 Eylül 2012



Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan Haberzoom'un sorularını yanıtladı. Kılıçaslan 'Numan Bey Ak Parti'nin ötekileştiren, düşmanlaştıran siyasetini değiştirecek' dedi.

Has Parti'nin, Ak Parti'yle birleşmesini olumlu bulmayan ve bu yapılan yanlış bir davranış olduğunu her fırsatta dile getiren Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zeki KILIÇASLAN, Haberzoom.com'un sorularını yanıtladı.

28 Haziran sonrası süreci bize kısaca değerlendirir misiniz? Radikal'in "Numan Kurtulmuş AK Parti yolunda" başlıklı haberini görünce ilk yorumunuz ne oldu?

Gerçi önceki aylarda bir takım söylentiler vardı ama yine de o zaman bu habere şaşırdım. Çünkü daha önceki günlerde bu konu ile ilgili kendisine soru sorulduğunda kesinlikle böyle bir şey yok diyordu. Bizlerin de ona inanmak dışında bir seçeneğimiz var olabilir miydi ? Netice de bir insan, bir Müslüman bir söz söyledi ve inandık!


Fakat bu kadar şaşırtıcı olan diğer şey ise bu haberden sonra bile, ortaya çıkıp doğru dürüst bir açıklama yapması, parti yönetimini toplantıya çağırması beklenirken “Bana böyle bir teklif gelmedi” gibi bir açıklama ile yetinmesiydi. Daha sonra , ancak zorlama ile ve Başbakan ile yapacağı görüşmeye 24 saatten bile az zaman kala parti merkez yönetimini toplayıp konuyu öğrenme tartışma fırsatını bulduk. Zaten karar kendisi açısından çoktan verilmişti. İş bitmişti.

Bu noktaya nasıl gelindi ve AK Parti cephesinden bakılırsa, nasıl bir hesapları var sizce?

Bu olanlardan sonra şimdi aslında Numan Kurtulmuş’un program metnimizde yazılanlara tam anlamıyla inanmadığını düşünüyorum. Saadet Partisi'nden sonraki süreçte AK Parti ve Saadet Partisi’ nin varlığı koşullarında, benzeri bir toplumsal tabana seslenecek partinin aslında HAS Parti programı benzeri bir yaklaşımdan başka seçeneği yoktu. Ama anlaşılan Numan Kurtulmuş daha çok Mehmet Bekaroğlu ve benzer yaklaşıma sahip unsurların damgasını taşıyan programın gerçekleşmesine, siyasi yaşamını adıyacak bir kararlılığa sahip değildi. İşte bu koşullarda seçimlerde alınan ve başarısız olarak değerlendirilen sonuçlardan sonra moraller biraz bozuldu. Mali destek veren sınırlı sayıdaki partili bu desteği –bence şimdi partiyi belirli bir yola yöneltme amaçlı olduğu anlaşılıyor-çekti. İktidar bloku içindeki çelişkiler sonucu bazı sermaye ve dini odaklı çevrelerin AK Parti ile birleşme yönlü baskıları arttı.

Tayyip Erdoğan bu atakla kamuoyunda çok dürüst ve temiz olarak bilinen ve toplumda anlamlı bir karşılığı olan N.Kurtulmuş’ u yanına alarak bir yandan iktidar bloku içindeki gücünü artırdı diğer yandan da AK Partiye anlamlı bir alternatif oluşturma potansiyeli olan en önemli odağı ortadan kaldırmak istedi.

Erdoğan ve Kurtulmuş görüşmesinden bütünleşme kararı çıktı. Bütünleşme fikrine nasıl bakıyorsunuz? Gerçekleşmek üzere olan sürecin bütünleşme olarak tanımlanmasına katılıyor musunuz?

Bu bir bütünleşme değildir. Bu çoğunluk olsalar da sadece Genel Başkan ve bir grup HAS partilinin AK partiye katılımıdır. Ben buna karşıyım çünkü bu, HAS Parti’nin kendisini, programını, ilkelerini tam olarak inkar etmek anlamına gelmektedir.

19 Eylül'de Has Parti Olağanüstü Büyük Kongresi var ve gündem Has Parti'nin feshi. Nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

Muhtemelen çok büyük bir çoğunluk partinin feshi yönünde oy kullanacaktır. Çünkü kurucuların çoğunluğu Numan Kurtulmuş endeksli olarak bu partiye kurucu oldular. Numan Kurtulmuş’ un da çok söylediği gibi aslında bu partinin anlayışı ve AK Parti den farkı konusunda kurucuların çoğunluğu dahil atanmış yöneticilerin büyük kısmının yeterli bir anlayış ve inançlı bir durumu yoktu.

Türkiye'nin önünde önemli meseleler var. Sizce Numan Kurtulmuş’un bu meselelerde hükümete katkı sağlama imkanı olabilecek mi?

Umarım katkısı olur çünkü ülkemizin gerçekten çok sorunu var. Fakat bu sorunların önemli bir kısmının da bizzat AK Parti politikalarından kaynaklandığını veya bu politikalarla devam ettirildiğini biliyoruz. Dolayısıyla temel politikaları değiştirebileceğine inanmıyorum ama en azından farklı üslubu ile Tayyip Erdoğan’ nın toplumun belirli kısımlarını ötekileştiren, düşmanlaştıran tavırlarına karşı belki bir denge oluşturur. Şüphesiz bu da bir katkıdır ama yaralarımıza yeterli merhem olmaz.

Numan Kurtulmuş “söylediklerimizden vazgeçmiş değiliz” diyor, sizce orada da Has Parti'deki söylemlerine devam edebilecek mi?


Numan Kurtulmuş genel de çok güzel konuşuyor. Ama aslında bir çok partilinin de ifade ettiği gibi genelde net bir tutum ortaya koymuyor, bu anlamıyla da çoğu zaman tam bir şey “söylemiyor” du. Seçmenler AK Parti ve Erdoğan ile farkını tam kavrayamadılar onu hep geleceğin AK Parti başkanı olarak gördüler.Kısmen net tutum koyduğu “Kapitalizmin artık bittiği”, “NATO gavur leşidir”, "Kürt sorununun eşitlik temelinde çözümü"gibi söylemlerini ise devam ettireceğini zannetmiyorum.


Has Parti deneyimini değerlendirebilir misiniz? Nasıl bir muhalefet cephesi kapanıyor sizce?


HAS Parti bence çok değerli bir deneyim. Öncelikle bilmeliyiz ki Türkiye toplumunun daha ileri gidişi ancak genelde sağa oy veren, dindar Sünni muhafazakar kitlelerin kendi içinde hak , adalet, eşitlik , özgürlük temelli bir siyasal yönelişleri ile mümkün olacaktır. AK Parti politikalarına karşı CHP genelde yaşam tarzı ve alevi duyarlılığı temelli bir muhalefeti, MHP ve BDP ise milliyetçi kimlik siyasetlerini temsil etmektedirler. HAS Parti çoğunluğu dindar bir kadro tarafından oluşturulsa da farklı siyasal ve kültürel kesimlerden gelen hak, sosyal adalet, eşitlik, özgürlük gibi ortak değerlerde buluşan insanlar tarafından kuruldu. Dolayısıyla böyle bir siyasal yaklaşımın zayıflatılması, ortadan kaldırılması aslında Türkiye siyasal sahnesini kimlik temelinde çatışan siyasetlere terk etmek anlamına gelmektedir. Toplumun yaşam tarzı ve kimlikler temelinde kutuplaştırılmasının artarak sürmesini önlemek ve ortak maruf değerler etrafında siyaset oluşturmak hepimizin görevi olmalıdır.

Bundan sonraki süreçte bütünleşmeye karşı çıkan Has Partililer olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?


Bizler gücümüz yettiğince HAS Parti programı ve ilkeleri temelinde siyasal çalışmayı sürdürmeye kararlıyız. Öncelikle bir siyasal hareket oluşturmayı, topluma yapacağımız çağrı ve çeşitli etkinlikler sonrası ortaya çıkacak tabloya ve imkanlara bağlı olarak bu siyasal çalışmaya şekil vermeye çalışacağız.

Murat Çağlar KAVAKLI / HABERZOOM.COM

Ve Has Parti kapandı!
19.09.2012



HAS Parti kongresinde 165 delege kapatma önergesini onayladı. Böylelikle HAS Parti kapanmış oldu.



HAS Parti Olağanüstü Kongresi, parti genel merkezinde başladı. Genel Başkan Numan Kurtulmuş, parti binasına alkışlar eşliğinde geldi. Partinin kapatılmasını isteyenler ile istemeyenler arasında arbede ve tartışma yaşandı.

HAS Parti Olağanüstü Kongre'sinde, yapılan oylama sonucu partinin feshine karar verildi.

Delegelerin 165'i partinin kapatılması yönünde oy kullanırken 12 kişi partinin devam etmesini istedi, 2 oy geçersiz sayıldı.

Has Parti'nin kapanmasıyla birlikte Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. İlk defa bir sağ parti askeri ya da bir mahkeme kararı olmadan kendi kendini fesh etti.

BEKAROĞLU: "BEN İKNA OLMADIM"

Eski HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, partisinin kapatılıp Ak Parti'ye katılması noktasında kendisinin ikna olmadığını söyledi.

Bekaroğlu, Genel Başkan Numan Kurtulmuş'un ardından kongrede konuşarak kendisinin ve bazı arkadaşlarının partinin kapatılmasına karşı olduklarını bildirdi.

İki yıl önce bir amaç için biraraya geldiklerini ve bunu gerçekleştirmek için çok çalıştıklarını anlatan Bekaroğlu, bir başka partiye katılmak isteyenlerin katılabileceğini, ancak partinin geleceği ile ilgili kararı kalanların vermesi gerektiğini ifade etti.

AK Parti'nin Türkiye'nin en güçlü iktidarını oluşturduğunu, ancak Türkiye'nin daha iyi yönetilen, daha demokratik ve şeffaf bir ülke olamadığını iddia eden Bekaroğlu, kendisinin AK Parti'ye katılmak konusunda ikna olmadığını vurguladı.

PARTİLİLER ARASINDA ARBEDE YAŞANDI

Yasa gereği oy kullanan delegenin yarısından fazlasının “Evet” demesi halinde partinin kapatılabileceğini anlatan Bekaroğlu, kayıtlı delegelerden 180'inin salonda olduğunu da belirterek partinin kapatılmasını istemeyen delegelere oy kullanmama çağrısında bulundu.

HAS Parti'nin misyonunu devam ettireceklerini bildiren Bekaroğlu'nun konuşmasının ardından, partinin kapatılmasını isteyenler ile istemeyenler arasında kısa süreli arbede ve tartışma yaşandı.

Kaynak : http://www.internethaber.com/has-parti-numan-kurtulmus-mehmet-bekaroglu--462112h.htm?interstitial=true#ixzz26xQIesoI

Bir zamanlar Numan....

Bir zamanlar Numan....

Gelincik Numan Bey
Özgür Mumcu
03 Eylül 2014



Yeni hükümet kurulurken en hareketli anlar başbakan yardımcılığına atanan Numan Kurtulmuş’un yemin etmesi esnasında gerçekleşti. CHP Milletvekili Musa Çam, “Harun olmaya geldiler, Karun oldular. Biz AKP gibi firavunlaşmayacağız. Numan Kurtulmuş” yazılı bir pankart açtı.
Numan Bey herhalde bu sözün karşısına getirilmesini göze alarak AKP’ye geçmiştir, bunlara alınmaz diye düşündüm. Ancak demek ki o pankartta yazılanlardan rahatsız olmuş ki hemen Twitter’dan vaziyeti açıkladı.
Şöyle dedi:
“Benim sözüm ‘Harun gibi gelip Karunlaşmayacağım, Musa gibi gelip firavunlaşmayacağımdır’. Herhangi bir şahsı veya kurumu hedef almayan bir ilkeyi ifade eden sözlerdir. Ben bugün de o sözlerimin arkasındayım.”
Yani bir sabah Numan Bey tersinden kalkmış ve nedense Karunlaşmayacağım, firavunlaşmayacağım diye mikrofonlara bağırmak istemiş. Ortada fol yok yumurta yokken.
Ben bu sabah denedim. Uyanınca ilk iş geçtim aynanın karşısına “Ben Karun değilim, ben firavun değilim” diye kükredim. Bir rahatladım ki sormayın.
Merak edip Numan Bey’in nasıl kükrediğine baktım. Şunu demiş zamanında:
“Harun olmaya geldiler Karun oldular, biz AKP gibi firavunlaşmayacağız. Elimize verilen ülkeyi yönetme imkânını halka karşı bir baskı ve zulüm aracına döndürmeyeceğiz. Kendi heva ve hevesine uyup dini siyasete alet etmeyeceğiz.”
Herhangi bir şahsı ve kurumu hedef almadığı çok açık bence. Hedef aldıysa sayın Karun’la, sayın firavunları hedef almış. Numan Bey haklı.
2009 yerel seçimlerinden önce bir televizyon kanalında “Herkesle konuşuyorum kimse bana vaktinde şöyle demiştiniz, şimdi yalan söylüyorsunuz demiyor (...) Siz doğru söylüyorsunuz denmesi siyasette büyük bir güçtür” demiş birine ben inanırım.
Diyeceksiniz ki zamanında kendi partisinin genel başkanıyken “Bizim en büyük sıkıntımız aramızdaki gizli ve sinsi AKP’lilerdir” demesini nereye koyalım?
Bunu soranın da aklına şaşarım. Numan Bey AKP’linin “gizli ve sinsi” olanını sevmez. AKP’li olunacaksa kendisi gibi açıktan AKP’li olunmalı ve mümkünse de en azından bir başbakan yardımcılığı alınmalıdır. Bugün kim Numan Bey için “gizli ve sinsi AKP’li” diyebilir. Geçelim bu temelsiz suçlamaları.
Yok efendim zamanında Numan Bey, Erdoğan’ın İsrail politikası için “Kalbi Ali der, dili Muaviye söyler” demiş. Bundan Aleviler, sayın Erdoğan’ın kalbine güvensin dışında bir anlam çıkartmak nasıl bir marazi muhalefetin eseridir?
Erdoğan parlamento iki partili olsun diye önerince şunu demiş Numan Bey: “Emriniz olur Sayın Başbakan. İki parti çok, tek parti olsun. Bütün partileri kapatalım ve tek parti olarak siz parlamentoya girip ülkeyi yönetin.”
Burada da bir çelişki yok. Numan Bey sözünün eri, o gün söylediği bugün uygulansın diye AKP saflarında ter döküyor.
Partisini kurarken “Reel politiğin cazibesine kapılıp ideallerimizi terk etmeyeceğiz” demişti Numan Bey. Aslında anlık bir cazibeye kapılıp parti kurmuştu. Sonra ideallerinin AKP’de olduğunu anladı ve oraya geçti. Yine bir çelişki yok.
Numan gelincik çiçeği demek. Aynı zamanda İmamı Azam Ebu Hanife’nin adı. Mütedeyyin bir aileden geldiğine göre muhtemelen ismi ondan gelmekte.
Zalim Irak Valisi Ömer İbni Hübeyre, İmamı Azam Ebu Hanife’ye kadılık teklif etti. Ebu Hanife bu teklifi reddetti ve dedi ki:
“O bir insanın katline hükmedecek, ben mühür basacağım ha? Allah’a yemin ederim ki bu mümkün değil! Bu dünyada kırbaç yemek ahirette ceza görmekten daha iyidir.”
Yanılmışım. Demek ki Numan Bey’in adı “İmamı Azam”dan değil gelincikten geliyor.
Gelincik güzel çiçektir. Şurubu uykusuzluğa birebir.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/114023/Gelincik_Numan_Bey.html
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Sal Eyl 02, 2014 11:53 pm tarihinde değiştirildi, toplam 23 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Şub 18, 2011 12:09 am    Mesaj konusu: HAS Parti, seçim stratejisini için kampa girdi Alıntıyla Cevap Gönder



Numan Kurtulmuş: "Bugün bütün insanlığın kurtuluşu olacak sesi ortaya koymak zorundayız"
09 Ağustos 2011


HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından 1453 Topkapı Sosyal Tesislerinde düzenlenen iftar programına katıldı.

İftarlardan sonra kürsüye çıkarak davetlilere konuşan ASKON Başkanı Mustafa Koca: "İnsanlık vahşi kapitalizmi durduracak, zulme bir direniş olacak ve sağlıklı bir paylaşım sözünün söylenilmesini bekliyor. Haklı zenginlik sözünün en yüksek perdeden söylenmesini ve haksızlıkları konuşacak birilerini insanlık bekliyor. Söz sırası bize geldi, bu sözü söylememiz gerekiyor" dedi.

Ekonominin şu anki durumuna da değinen Koca: "Cari açık 40 milyar doları aştı ve aşmaya da devam ediyor. Bu rakam büyük bir risktir. Bıçak sırtı yöntemlerle ekonomi düzeltilmeye çalışılıyor. Büyüklerin daha büyük, küçüklerin daha küçük olacağı bir model çözüm getirir ama huzur getirmez." Şeklinde konuştu.

"Somali'de daha önce neden kimse ölmüyordu?"

Yapılan selamlama konuşmalarının ardından kürsüye gelen Numan Kurtulmuş ise Somali'de yaşanan açlığa değindi:

"Bundan otuz yıl önce, kırk yıl önce Somali'de insanlar açlıktan ölüyor muydu? Tüm bunların sebebi daha fazla kazanma, çok daha büyük olma, tüm dünyayı kendi kontrolüne alma derdinde olan kapitalizmin sonucudur. Buna karşı koymak gerekmektedir. Bizim görevimiz örneğin bir tuhafiye dükkanını yerle bir eden fillerden geriye kalan dağınıklığı toplamak değil, o filleri dizginlemek olmalı. Somali'deki insan da bizim derdimiz olmalı, New York'taki Amsterdam'daki evsiz de, İstanbul'un arka mahallelerinde bir hurma ile iftarını yapanlarda bizim derdimiz olmalı. Yeryüzünde marufu yani mutlak iyiliği hakim kılınmak için mücadele etmeliyiz." dedi.

İnsanlığın kurtuluşu için yeni bir ses

"Bugün bütün insanlığın kurtuluşu olacak sesi ortaya koymak zorundayız' diyen Kurtulmuş, "Bugün dünyanın dört bir yanında yaşanan kıtlık, açlık ve yoksulluk dünyayı yöneten sistemin çöktüğünün çok açık göstergesidir. Artık bütün dünya, paylaşma, yardımlaşma, vefa, ihsan ve bereket gibi kavramların olduğu yeni bir medeniyet yani bizim medeniyetimizi istiyor. Yeni bir medeniyet ortaya koymadan sorunlar çözülemez. Yeni bir paradigmaya ve özgüven sahibi insanlara ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
Haber1001

Numan Kurtulmuş, '''Avrupa Birliği, NATO, IMF, Dünya Ticaret Örgütü Has Parti'ye emir veremez. Dışarıdan esen rüzgarlar rotamızı değiştiremez''

12 Mart 2011

HAS Parti Genel BaşkanıKurtulmuş, partisinin gençlik kolları tarafından bir alışveriş merkezinde düzenlenen toplantıda, HAS Parti'nin tüm Türkiye'yi kucaklayan bir parti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

''Avrupa Birliği, NATO, IMF, Dünya Ticaret Örgütü Has Parti'ye emir veremez. Dışarıdan esen rüzgarlar rotamızı değiştiremez. Çok açık söylüyorum bu ülkenin topraklarına ayakları basmayan hiçbir çözüm Halkın Sesi Partisinin çözümü olmayacak ve ciddiye alınmayacaktır. Partimiz anti emperyalist bir partidir. Anti emperyalizm demek, sömürüye vesayete karşı olmak demektir. Bizim lügatimizde 'gavur' diye bir söz var. Gavur demek gayrimüslim demek değildir. Gavur, zulmeden, insanların ensesinde boza pişiren emperyalistlerdir. Gavur kimdir? Irak'ı işgal edip 1 buçuk milyon insanı katledendir. Anti emperyalist olmak gavura karşı olmaktır, gayrimüslime karşı olmak değildir.''

Kaynak : http://www.internethaber.com/has-partiye-bunlar-emir-veremez-334076h.htm#ixzz1JAGbqE3O

HAS Parti, seçim stratejisini için kampa girdi
17 Şubat 2011
Has Parti Genel İdare Kurulu ve Genel Başkan Danışmanları, partinin seçim stratejisini belirlemek için Boluda kampa girdi.



Has Parti Genel İdare Kurulu ve Genel Başkan Danışmanları, Genel Başkan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş başkanlığında Bolu'da toplandı. Parti yöneticileri seçim stratejilerini, seçim beyannamesini, aday tespit kriterlerini önümüzdeki dönemde izleyeceği ekonomi ve sosyal politikaları tartışıyor.

Toplumun sorunlarının ve bu konuda ortaya konulacak çözüm önerilerinin konuşulduğu toplantıda, iktidar olunması durumunda uygulanacak ekonomik, sosyal ve siyasi politikaların alt yapısı oluşturuluyor. Toplantıda, Türkiye’de yıllardır uygulanan neo-liberal politikalar yüzünden halkın fakirleştiği, yoksullaştığı ve borçlandırıldığına dikkat çekilerek, toplumun sosyal patlama düzeyine gelmeden acilen önlem alınması gerektiğine işaret edildi.

Ekonominin olağanüstü bir gelir adaletsizliği üzerine kurulduğuna vurgu yapıldı ve yeni iktisadi modelin nasıl yapılması gerektiği ve yeni sistemin nasıl kurulması gerektiği konusunda görüş ve öneriler dile getirildi. Daha önce komisyonlar tarafından yapılmış olan çalışmalar, GİK toplantısında değerlendirildi.

Has Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “Bizim asıl amacımız, dünyaya, bölgeye ve Türkiye’ye söz söyleyecek ve insan eksenli bir düşünceyi ortaya koymaktır. Biz bu anlamda siyasetimizi medeniyet siyaseti olarak adlandırıyoruz” diye konuştu.

Has Parti’nin Türkiye’de yeni bir dönemi başlattığına dikkat çeken Kurtulmuş, Has Parti’nin toplumun bütün kesimlerini dikkate alan politikalar ürettiğini belirterek özellikle paylaşım noktasında mutlaka zihniyet değişimi olması gerektiğini vurguladı. haber10

81 kadın adaydan 30`dan fazlası başörtülü.
12-04-2011 23:21
FacebookTwitterDel.icio.usredditMixxStumbleUponGoogleYahooHAS parti Başkanı Numan Kurtulmuş, seçimler için 81 kadın aday gösterdiklerini, bu adaylardan 30`dan fazlasının başörtülü olduğunu açıkladı.
Halkın Sesi Partisi (HAS) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş 12 Haziran`da yapılacak olan seçimler için 81 kadın aday gösterdiklerini bu adaylardan 30`dan fazlasının başörtülü olduğunu açıkladı. Kurtulmuş, CHP`nin kalesi İzmirden de başörtülü aday gösterdiklerini söyledi.

Kurtulmuş, HAS Parti `nin Türkiye`nin 81 ilinden 550 aday ile seçimlere iddialı bir şekilde gireceğini belirterek, "Kapalı kapılar ardından parti başkanı ve etrafındakilerin yaptığı bir liste olmadı. Belli sayıda üye yapmış olan illerimiz üye yoklamaları yaptılar. Bu şekilde üye yapmamış olan illerimiz kendi teşkilatlarında çok geniş yoklamalar yaptılar. Biz ağırlıklı olarak teşkilatlarımızdan gelen listeleri ağırlıklı olarak kesinleştirdik. Fevkalede çok güzel mülakat süreci yürütüldü. Genç, dinamik aday adayı profilimiz vardı. Bu listelere de yansıdı" dedi. Listede 81 kadın adayı, 47 tane 30 yaşın altında adayları olduğunu ve toplumun her meslek grubundan da adayları olduğunu söyledi.

Üç gayrimüslim vatandaşın da partilerinden aday olduğunu anlatan Kurtulmuş, "İstanbul`dan Polonya kökenli katolik bir arkadaşımız, yine İstanbuldan süryani kökenli bir arkadaşımız, İzmirde de Musevi yurttaşımız listelerimizden aday oldu. Hem son derece renkli, hem de toplumun tüm kesimlerine hitap eden ve Türkiye`nin her bölgesini, her meslek grubunu, yaş grubunu temsil eden bir aday listesi ortaya çıktı.

Bundan sonrası adaylarımıza düşüyor. Bundan sonra herkes canla başla çalışarak halkın sesini en yüksek şekilde çıkaracak" dedi. Listede sürpriz isimlerin olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, "Çok nitelikli bir kadro var. Üniversitelerden gelen birçok arkadaşımız var. Bakanlık yapmış birçok arkadaşımız var. milletvekililiği yapmış çok sayıda arkadaşımız var. Bunların içerisinde Zeki Kılıçarslan Türkiye Birleşik İşçi Partisinin eski gene başkanı şu anda Has partinin genel başkan yardımcısı istanbuldan adayımızdır. Mehmet Bekaroğlu, Prof. Dr. Çağrı Erhan, Hasan Basri aktan var" dedi.

"ADAYLIK SÖZLEŞMESİ"
Türkiye`de bir ilki de gerçekleştirdiklerini ifade eden Kurtulmuş, aday adayı olanların tamamıyla adaylık sözleşmesi imzaladıklarını söyledi. Kurtulmuş, "Burada iki şeye dikkat ettik. Bu süreç bir yarıştır. Aday adaylığı sürecinde hiçbir adayımız başka bir aday adayının aleyhine söz söylemeyeceği gibi aday olarak seçildikten sonra da seçim yarışında başka bir partinin aleyhine hiçbir şekilde dedikodu, iftira ve onun aleyhinde söz söylemeyecek. Bizim mücadelemiz bizim kavgamız kişiler arası bir kavga değil. Biz Türkiye`de bir yolun açılmasının mücadelesini veriyoruz. Gerçekten halkı iktidara taşıyacak bir siyasi kararlılıkla mücadele edilyoruz. Diğer partilerde görülen kırgınlıklar, birbirinin aleyhine laf söylemeler olmayacak. insanlar kendilerini anlatmak yerine başkasının üzerinden siyaset yapıyor. Biz bunlarının önüne geçmek için adaylık sözleşmesi ile önlemeye çalıştık. Bu da Türkiye siyasetinde bir ilktir" dedi.

Kurtulmuş, aday listesinde 81 kadın aday bulunduğunu beilrterek, "Bunlardan 30 küsürü başörtülüdür. Hep seçilecek yerlerde olan başörtülüdür. Şu adayın başı örtülü mü değil mi? şeklinde bir ayrım yapmadık. Kim başörütülüdür değildir bende bilmiyorum. Bizim için olan insan olmasıdır. İnsanların başında başörtüsü var diye onların ikinci sınıf muamelemesi yapamayız. Başını örtmek ya da başını açmak insanların kendi tercihidir. Biz Türkiye`de ortak bir sözün etrafında bütünleşmeye çalışıyoruz. Adalet duygusu olmayan hiçbir adayımız yoktur. Başını örten de açan da var. Aday olarak müracat eden her kadın adaya ilk 5`de yer verdik. Tunceli adayımız birinci sırada, İstanbulda 4. sırada adayımız var. Ankara`da 5. sırada adayımız var. adanada 2. sırada adayımız var. İzmir de 2. sırada 3. sırada adayımız var. Seçilebilecek her yerde her ilde adayımız var. Doğuanodula birçok bölgeden kadın adayımız var. Bunlar seçilebilir mi? şeçilmez mi? Bunlara inanın ki hiç bakmadık" dedi.

gazeteboyut.com/

Has Parti seçim beyannamesini açıkladı: ''Masum insanların üzerine ölüm bombaları yağdırılmasına izin vermeyeceğiz!''
17 Nisan 2011

Kurtulmuş, zorunlu askerliği 3 aya indireceklerini, vatandaşların kanun teklifi vermesini sağlayacaklarını, Kuran kurslarındaki yaş sınırını kaldıracaklarını söyledi.

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, iktidara gelmeleri halinde, ''zorunlu askerliği 3 aya indirecekleri, vatandaşların kanun teklifi vermesini sağlayacakları, Kuran kurslarındaki yaş sınırını kaldıracakları, 'din dersi'ni seçmeli, din kültürü dersini ise müfredatı değiştirilerek zorunlu ders yapacakları, Türkiye'ye nükleer santral kurmayacakları'' vaatlerinde bulundu.

Kurtulmuş, Anadolu Gösteri Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, HAS Parti'nin seçim beyannamesini açıkladı, partisinin milletvekili adaylarını tanıttı. Kurtulmuş, partisinin 81 ilde 550 milletvekili adayı ile seçime gireceğini belirterek, milletvekili adaylarından bazılarının 2 ay sonra TBMM'de olacaklarına inandıklarını dile getirdi.

Partisinin ''Güneş Doğuyor Devran Dönecek'' başlıklı seçim beyannamesini açıklayan Kurtulmuş, Türkiye'deki siyaset anlayışını değiştireceklerini, çatışma, kutuplaşma yerine bütünleşme siyaseti yapacaklarını belirtti.

İktidara geldiklerinde Anayasayı halkın yapmasını sağlayacak Anayasa Meclisi oluşturacaklarını, böylece tüm Türkiye halkını temsil eden bir Anayasa yapılacağını ifade eden Kurtulmuş, halkın devleti denetlemesini sağlamak için halk tarafından seçilen Denetim Meclisi kuracaklarını kaydetti.

Seçim barajını da kaldıracaklarını söyleyen Kurtulmuş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Genel Kurulunda yaptığı konuşmayı eleştirdi. Numan Kurtulmuş, ''Sayın Başbakan AKPM'yi herhalde AK Parti Parti Meclisi zannetti, o nedenle o sözleri söyledi. Buradan soruyorum, her seçimde ortalama dört vatandaştan birinin oyunu çöpe atmak nasıl bir demokrasi anlayışıdır. Aslolan yüzde 10 barajının arkasına saklanmak değil, milletin gönlünde yer etmektir'' diye konuştu.

İktidara gelmeleri halinde, siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklik yaparak, parti genel başkanlarını sadece delegelerin değil tüm parti üyelerinin seçmesini sağlayacaklarını, milletvekili adaylarını da halkın seçmesine olanak tanıyacaklarını anlatan Kurtulmuş, TBMM İçtüzüğünü değiştirerek, milletvekillerinin özgür ve etkin olarak çalışmasını ve vatandaşların kanun teklifi vermesini sağlayacaklarını bildirdi.

Kurtulmuş, saydam ve hesap veren bir kamu yönetimini hayata geçireceklerini, devlet bakanlıklarının sayısını azaltacaklarını, jandarmanın yerini 'kırsal polis'in alacağını belirtti.

Uzmanlaşmış ve modern teknolojiye sahip bir orduya ihtiyaç bulunduğunu söyleyen Kurtulmuş, zorunlu askerliği 3 aya indireceklerini ifade etti.

Adil bir yargı için reform yapacaklarını da anlatan Kurtulmuş, özel yetkili mahkemeleri kaldıracaklarını, adli kolluğun kurulacağını kaydetti.

İktidarlarında, toplumsal barışı hayata geçirmek için Alevilerin, Kürtlerin, dindarların, azınlıkların, tüm farklı kesimlerin sistem önünde eşit olduğu bir sistem için Gönüllü Birliktelik Projesi'ni hayata geçireceklerini söyleyen Kurtulmuş, proje kapsamında siyasi ve hukuki reformları hayata geçireceklerini, ekonomik ve sosyal telafi programları uygulayacaklarını, göçün geri döndürüleceğini ve silahların susturulacağını ifade etti.

Kurtulmuş, ''Türk'ün gururunu, Kürtlerin de onurunu zedelemeyecek makul bir program uygulayacağız. Ana dili ana sütü kadar helaldir. Bunun için Anayasal güvence sağlayacağız. Koruculuk sistemini kaldıracağız'' dedi.

-EKONOMİ POLİTİKALARI-

Beyannamedeki ekonomik programı da anlatan Kurtulmuş, AK Parti'nin ekonomi politikalarını ve seçim beyannamesini eleştirdi.

Katılımcı yerel kalkınma modelini kuracaklarını, kalkınmaya ilişkin kararların yerelde alınacağını, bunlar için gereken kaynağın da belli olduğunu anlatan Kurtulmuş, iktidar olmaları halinde, ''tarımsal desteklerin 2 katına çıkarılacağı, alışveriş merkezlerinin şehir dışına taşınacağı, yoksul vatandaşlara ortalama 600 TL vatandaşlık maaşı bağlanacağı, 250 bin öğretmen ataması yapılacağı, köyüne dönene 50 koyun verileceği, 1 milyon kişiye iş olanağı sağlanacağı'' vaatlerinde bulundu.

Sendikalara siyaset yasağının kaldırılacağı, asgari ücretin artırılacağı, taşeron işçiler ile 4/B, 4/C statüsünde çalışan işçilerin kadroya alınacağı sözünü de veren Kurtulmuş, her üniversite öğrencisine yurt ve burs imkanı tanıyacaklarını, üniversite harçlarını kaldıracaklarını söyledi. Kurtulmuş, ''Tüm bunların maliyeti de ortada, finansmanı da kaynağını da buluyor, gösteriyoruz'' dedi.

Numan Kurtulmuş, Kuran kurslarındaki yaş sınırını kaldıracaklarını, herkesin inandığı dini öğrenmesinin önündeki engellerin kaldırılacağını belirterek, din dersinin seçmeli ders olarak konulacağını, din kültürü dersinin ise diğer tüm dinler hakkında genel bilgi sahibi olunmasını sağlayacak şekilde müfredatının değiştirilerek, zorunlu ders olarak okutulmasına devam edileceğini ifade etti.

İktidar olmaları halinde, öğrencilerin sınav sistemlerini değiştireceklerini, dershane sistemine son vereceklerini ve YÖK'ü kaldıracaklarını da anlatan Kurtulmuş, kadın, aile ve çocukların korunması için alınacak tedbirleri de sıraladı.

Dış politika konusundaki programlarını da açıklayan Kurtulmuş, iktidarları döneminde ''masum insanların üzerine ölüm bombaları yağdırılmasına izin vermeyeceklerini'' söyledi. Türkiye ile ilgili önemli tüm dış politika kararlarını referandum yoluyla yürürlüğe koyacaklarını belirten Kurtulmuş, ''Sayın Başbakan, Türkiye AB'ye girsin mi girmesin mi, getir önümüzdeki pazar referandumla halka sor. Türkiye NATO'nun yanında Libya'ya müdahaleye karışsın mı karışmasın mı halka sordun mu?'' şeklinde konuştu.

Partisinin, insan sağlığı için büyük tehlikeler taşıdığına inandığı nükleer santrallere karşı olduğunu da dile getiren Kurtulmuş, ''İktidarımızda Türkiye'ye nükleer santral kurulmayacaktır. Bedeli kitlesel ölüm olan nükleer enerji asla kabul edilemez'' dedi.

Kurtulmuş'un seçim beyannamesi içeresinde olup da okumadığı bölümlerde ise ''İlköğretim okullarında okutulan andımız başta olmak üzere etnik ayrımcılık oluşturan tüm söylem ve ifadelerin kaldırılacağı'', ''Diyarbakır Cezaevi'nin bir bölümünün müze, bir bölümünün insan hakları ve adalet için çalışan sivil toplum örgütlerine tahsis edileceği'' vaatleri yer aldı.

Kurtulmuş'un konuşması sırasında partililer sık sık ''Başbakan Numan'', ''Kabadayı değil, Beyefendi'', ''Hükümet yorulmuş, Başbakan Kurtulmuş'' şeklinde sloganlar attılar.

Toplantıda, partinin seçim döneminde kullanacağı şarkılar da tanıtıldı. Genel Başkan Kurtulmuş, sanatçı Latif Akyıldız'ın söylediği ''Tez gel güzünü seveyim'' adlı türküde partililer ve milletvekili adaylarıyla halay çekti.

Sanatçı Kazım Koyuncu'nun ''Hayde'' türküsü müziği kullanılarak hazırlanan ''Haydi Türkiye Haydi'' adlı şarkı da partililerden ilgi gördü.

Dünya Bülteni

"83 kadını aday yaptık, 33’ü başörtülü"
Sevgi-Numan Kurtulmuş çifti ekranlarda ilk kez Söz Sende’de Balçiçek İlter’in sorularını yanıtladı
25 Nisan 2011



Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un eşi Sevgi Kurtulmuş 28 Şubat günlerini anlattı. “Başımı Amerika’dayken örtmüştüm. Oranın en iyi okullarından birindeydik ve rahattık. Türkiye’ye döndüğümüzde bir sorun olacağını düşünmemiştim. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde doçenttim.

28 Şubat'la birlikte her şey tepetaklak oldu. Öğrencilerle ilişkim benim hep çok iyiydi. Hiçbir problemimiz yoktu. Olağanüstü bir dönemdi. Ben o dönemin maalesef ilk mağduruyum, onların ilk icraatı benim. Kemal Alemdaroğlu rektör seçildiği gün 1 numaralı kararı Nur Serter'i rektör yardımcısı yapmak oldu. İki numaralı karar olarak da beni açığa aldı. 6 ay gibi kısa bir süre içinde bütün soruşturmalar aleyhime sonuçlandı ve haziran ayında kendimi kapının önünde buldum..Karar yazlı bildirildi. Gayet hukuk dışı yaptırımlarla aleyhime sonuçlandı. Siyasi bir süreç yaşadık. İkna odaları tam benim uzaklaştırılmamdan sonra başladı. Beraber akademik hayata başladığımız birçok kişi şimdi iyi yerlerde. Bu çok acıtıcı-incitici birşey. Ben çok kırıldım. İnsan Türkiye'ye dair ümidini kaybediyor. Numan Bey'in siyasete girmesi de o döneme rastlar.

Numan Kurtulmuş:
Hakikaten kötü bir dönemdi. O zaman bizim Emir çok ufaktı 1 yaşında... Biz okulda düzeni kurmuştuk. 1996 yılı. Gece geç vakte kadar çalışıyorduk ki çocukların önünde çalışmayalım diye. Emir annesini görünce yerlere yatardı gitme işe diye… 28 şubat döneminde Sevgi hanım’ın kararı benim elime geçti önce, yazılı olarak. Ben biraz sakinleştireyim diye, otur istersen dedim. Oysa o benden çok daha sabırla sükunetle karşıladı olan bitenleri. Ben daha tepkiliydim. Benim siyasete giriş sürecim eşimin yaşadıklarından sonra olmuştur. O zamana kadar siyasetin hep bir şekilde içindeydim ama asıl kararı vermem 28 Şubat’a denk gelir.
Sevgi Kurtulmuş Balçiçek İlter’in bir sorusu üzerine muhafazakar kesimin kendi zenginini yaratma çabasını da eleştirdi: “Bugünkü uçurumların toplumu iyi bir noktaya götürmediğinin farkındayım. Birdenbire sınıf atlama psikolojisiyle gösterişe yer veriyorlar. Ama sadece tüketim kalıplarını benimseyerek onlar gibi olamazsınız. Sizin hep ait olduğunuz farklı bir sınıf olacak… Unutmamak lazım. Ülkede korkunç bir gelir dağılımın adaletsizliği var.”

Söz Sende’de Numan-Sevgi Kurtulmuş’un özel hayatlarına yer verildi.
Numan Kurtulmuş: Annem çok iyi yemek yapar. Ben evlenirken nasılsa annem kadar iyi yemek yapanı bulamam, herhalde zayıflarım diye düşünürdüm, Sevgi Hanım çok iyi yemek yapıyor. Sadece Türk mutfağı değil, Çin ve Arap mutfağını da çok iyi yapıyor. Çin işi bir tavuk yapıyor, müthiş lezzetli. Ben ise makarna bile yapamam!
Habertürk

Kurtulmuş: "Asla firavunlaşmayacağız, karunlaşmayacağız ve belamlaşmayacağız"

HAS Parti Batman mitinginde Cumhuriyet Meydanında halka seslenen Numan Kurtulmuş, ülkenin en büyük sorununun adalet sisteminde yaşanan aksaklıklar olduğunu iddia ederek yeni Anayasa'da ilk olarak bu konunun üzerinde duracaklarını söyledi.

Batman'da HAS Parti adaylarını tanıtan Kurtulmuş, partisince Cumhuriyet Meydanında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, bölgenin meselelerini gayet iyi bir şekilde bildiklerini, hep beraber bütün bu sorunları çözecek iradeyi ortaya koyacaklarını söyledi.

Türkiye'nin iki temel meselesini HAS Parti olarak kendi gündemlerinin ana maddeleri olarak gördüklerini belirten Kurtulmuş, ''12 Haziran akşamı iktidara gelecek bir parti gibi hazırlanarak, seçim beyannamesine koymuştur. Bunlardan ilki bu bölgeyi de ilgilendiren, bu halkın tümünü ilgilendiren, Türkiye'de siyasi ve hukuki reformların biran evvel gerçekleştirilmesidir. Böylece bu ülkede herkesin hakkının hukukunun alındığı, herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olduğu yeni Türkiye'yi hep beraber inşa etmektir, hep beraber kurmaktır. Diğer partiler sürekli birbirleri ile kavga ederken, birbirlerini aşağılayarak, hakaret içeren sözler söylerken, Türkiye'nin, Batman'ın, Diyarbakır'ın, Siirt'in, Elazığ'ın sorunları bir kenarda duruyor'' diye konuştu.

"GÖNÜLLÜ BİRLİKTELİK PROJESİ''

Kurtulmuş, Has Parti'nin kavga etmeyen, kutuplaştırmayan, düşman ilan etmeyen, bu ülkedeki bütün insanları bir ve beraber gören bir anlayışla, yoluna devam ettiğini kaydetti.

Bunun için de halktan büyük bir ilgi, büyük bir teveccüh gördüklerini anlatan Kurtulmuş, şöyle dedi:

''Diğer partiler sadece karşı tarafın ayağına çelme takmaya çalışırken, biz Türkiye'de eşit ve özgür yurttaşlığa dayalı yeni bir Türkiye inşa etmeye çalışıyoruz. Bunun için Türkiye'nin önemli ve en yakıcı meselemiz olan Kürt sorununu çözmek için, 'gönülü birliktelik projesi' adını verdiğimiz, bir toplumsal barış projesini bütün Türkiye'ye takdim ediyoruz. Biz Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar bu topraklarda yaşayan insanlar, gökten zembille 2011 yılında bu topraklara indirilmedik. Biz Türkler ve Kürtler Selahattin Eyubbi'nin, Kılıçaslanların ve Ahmed-i Hane'nin çocukları olarak bu topraklarda 1000 senedir birlikte barış içerisinde yaşıyoruz. Kıyamete kadar da barış içerisinde yaşayacağız. Barışın yolu kardeşlikten geçiyor ama, kuru kuruya kardeşlik de barışı getirmiyor.''

YENİ ANAYASA

Kurtulmuş, kardeşler arasında bile başarı sağlamak için adalete ihtiyaç olduğunu, bunun için önce Anayasa'dan başlayacaklarını bildirdi.

Yeni Anayasayı, öyle siyasi partilerin salonlarında, odalarında yapmayacaklarını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Halkın seçtiği temsilcilerden oluşan bir anayasa meclisi oluşturulacak. Batman, Diyarbakır, Tunceli, İstanbul, Kocaeli kimi gönderiyorsa o gelecek ve oturacak bu millet kendi Anayasasını yeni baştan sona kadar, A'dan, Z'ye özgürlük içerisinde bir Anayasa yapacak. Bunu önemsiyoruz çünkü, birinci meclis Türkiye'nin en demokratik Anayasa'sını yapmıştır. 1921 Teşkilatı Esasiye'si. Niçin? Çünkü, birinci mecliste halkın birebir temsilcileri var. Hep beraber oturmuşlar bu ülkenin tapusu olan Anayasa'sını yazmışlar. Sonra, 1924'de bir ihtilal olmuş bizim Mehmetlere hep nöbet düşmüş, bizim Mehmetleri bölümlere ayırmışlar, sen Türksün, sen Kürtsün, sen Alevisin, sen Sünnisin, sen dindarsın, sen az dindarsın demişler. Hepsini kendi gettolarına koyup, üstüne de kapıları kitlemişler. İşte HAS Parti bu milletin kapılarını açıyor, bu milletin kendi kilitlerini kırmasını vaat ediyor. Kendi Anayasa'sında bunu yapacaktır. Sonra 1961, 1982 Anayasası, ortaya birinci sınıf vatandaşlar çıkmış, ikinci sınıf vatandaşlar çıkmış.

Hatırlayacaksınız önemli bir komutan bunu söylemiştir özde vatandaş, sözde vatandaş diye. Gerçekten 1982 Anayasa'sının ruhu özde ve sözde vatandaş ayırımını yaptığı için bu memlekete insanların bir kısmı kendisini ikinci sınıf vatandaş olarak hissediyor. Kürtler kendisini ikinci sınıf vatandaş hissediyor. Aleviler ikinci sınıf hissediyor. Azınlıklar ve gerçekten dinini diyanetini yaşamak isteyen vatandaşlar da kendisini ikinci sınıf vatandaş olarak hissediyor. Özde ve sözde vatandaşların olmadığı yeni bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz.''

''ANADİLİ, ANA SÜTÜ KADAR HELALDİR''

Kurtulmuş, Sayın Başbakan'ın 'Hayalim var, İstanbul'a kanal açacağız' sözünü hatırlatarak, kendi hayallerinin de ''Batman'ın merkezinde işsiz güçsüz dolaşan gençlerle, bütün günün kahvehanelerde maalesef yoksulluk içerisinde tüketen yurttaşlarla, özgür ve eşit olduğu bir Türkiye'yi kurmak'' olduğunu söyledi.

Herkesin kendisini nasıl tanımlıyorsa öyle yaşayacağını kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

''Herkes dinini istediği gibi yaşayacak. Kendisini istediği gibi tanımlayacak, devletin istediği gibi değil. Herkes kendi anadilini istediği gibi konuşacak. Çünkü anadili, ana sütü kadar helaldir. Bunu engellemeye kimsenin hakkı yoktur. Hep beraber eşit ve özgür bir Türkiye'yi kuracağız.

Türkiye'ye temel vaadimiz, biri yer biri bakar ekonomisine son vereceğiz. 20 milyon insanımız yoksuluk sınırlarının altında yaşıyor. Türkiye'de bazı şehirlere geliyorsunuz nüfusun yarısına yeşil kart verilmiş, evlerimizin önüne kömürler, iki kilo makarna, iki kilo pirinç konuluyor. Batman'ın zenginlik kalesi olan TPAO aşağı doğru gidiyor, taşeronlaştırılıyor ve artık insanlara iş vermiyor.

Bu bölge dünyanın en güzel tütününü üreten bir bölgeydi. Şimdi tütün ekilmiyor, tütün bitmiş vaziyette. Niçin? Bizim Batmanlı Ahmetler, Mehmetler tütün satmayacak. Elin gavuru gelecek Virjinya tütününü burada satacak, sizde onu içeceksiniz diye, tütünü mahvettiler. Oyunun adı da sağcılar, solcular oyunu, Türkler, Kürtler oyunu, şunlar bunlar oyunu. Bu oyunu bozmak için HAS Parti vardır ve bizim Mehmetleri nöbetten kurtarmak için bizim parti vardır.

Biz iktidara geldiğimizde 3 temel yanlışa düşmeyeceğimize söz veriyoruz. Asla firavunlaşmayacağız, karunlaşmayacağız ve belamlaşmayacağız.'

haber1001

Kurtulmuş: Yeni Anayasayı Halk Yapacak

15 Mayıs 2011
HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş akan kanı durduracak, barışı sağlayacak, herkesin özgür olduğu yeni Türkiye‘yi inşa edecek parti olduklarını söyledi.
Yeni anayasanın kapalı kapılar ardında değil, halk tarafından inşa edileceğini vurgulayan Kurtulmuş, "Biz boş konuşmuyoruz, her Allah‘ın kulunu kardeşimiz olarak biliyor ve adaleti tesis edeceğimize söz veriyoruz." dedi.

Diyarbakır İstasyon Meydanı‘nda halka hitap eden Kurtulmuş, HAS Parti‘nin önemli projelerinden biri olan ‘Toplumsal barış için gönüllü birliktelik‘ projesini anlattı.

Kurtulmuş, 4 gündür Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nde olduklarını söyledi. Kurtulmuş, "HAS Parti olarak yeni kurulmuş bir partiyiz, ama Türkiye‘nin geleceği olarak görülen bir partiyiz. Akan kanı durduracak, barışı sağlayacak, herkesin özgür olduğu yeni Türkiye‘yi inşa edecek bir partiyiz. Herkesin karnının helalinden doyduğu bir geleceği kuracak partiyiz." şeklinde konuştu.

Konuşmasında kardeşlik vurgusu yapan Numan Kurtulmuş, kardeşliğin devam etmesi için adaletin temininin lazım olduğunu ve Diyarbakır‘dan adaletli bir kardeşliği kurmak için söz verip kolları sıvadıklarını söyledi. Kurtulmuş, “Allah‘ın kulunu kardeşimiz olarak biliyor ve adaleti tesis edeceğimize söz veriyoruz. Toplumsal barış için gönüllü birliktelik diyoruz. Türkler, Kürtler, Çerkezler, Araplar bu topraklara 2011 yılında paraşütle indirilmedik. Bin seneden fazla bir süredir akraba, kardeş, dost olarak yaşıyoruz ve inşallah kıyamete kadar kardeşçe yaşayacağız. Ancak kardeşlik tek başına yetmiyor. Kardeşliğin devam etmesi için adaletin temini lazım. Biz burada Diyarbakır‘da adaletli bir kardeşliği kurmak için söz veriyor, kolları sıvıyor ve yola çıkıyoruz. Öncelikli olarak diyoruz ki anayasayı halk yapacak. Anayasa kapalı kapılar ardında, partilerin salonlarında yapılamayacak. Halk kendisi yapacak, bunun için de anayasa meclisini seçilmiş bir meclis oluşturacak." sözlerini kaydetti.

Türkiye‘deki sorunları çözmek için herkesin eşit olduğu bir Türkiye inşa edilmesi gerektiğini belirten Numan Kurtulmuş, eşit bir Türkiye inşa edeceklerini kaydetti. Kurtulmuş, “Devleti, millet denetleyecek, bunun için yine halk tarafından seçilmiş denetim meclisi bütün Türkiye‘den gelerek denetleme yapılacak. Kürt sorunu çözülmezse adalet tesis edilemez. Alevilerin, Kürtlerin, dindarların sorunları var. Bunların arasındaki en yakıcısı Kürt sorunudur. Bununla ilgili olarak orta sahada top koşturma devri geride kaldı. Çözüm eşit yurttaşlıktan, demokrasiden, adaletten, herkesi insan olarak görmekten geçiyor.” ifadelerini kullandı. aktifhaber

Kurtulmuş %10 barajını eleştirdi
18 Mayıs 2011
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Sayın Başbakan herhalde o koltuğun ebediyen kendisine verildiğini zannediyor. Seçilmiş biri olarak yüzde 10'luk barajı savunan bir başbakan asla kabul edilemez'' dedi.

Kurtulmuş, Kırklareli'de şehir turu attıktan sonra, seçim otobüsünde halka hitap etti.

HAS Parti'nin çok kısa süre önce kurulmasına rağmen çok geniş kesimlere ulaştığını vurgulayan Kurtulmuş, ''Halkın Sesi Partisi, iktidar ve muhalefet arasındaki fevkalade üslupsuz, düzeysiz bir şekilde cereyan eden siyasetin seviyesini yükseltmeye çalışıyor. Kamplaşma, kutuplaşma üzerinden yapılan siyaset yerine, derleyen, toparlayan, bütünleştiren bir siyasetle yoluna devam ediyor''' ifadesini kullandı.

HAS Parti'nin Türkiye'nin gerçek sorunlarını konuştuğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''İşsizliği, fukaralığı, paranın beş para etmez hale getirilmesini, Türkiye'nin temel sorunlarının nasıl çözüleceğini konuşuyor. HAS Parti, hiçbir vatandaşımızı ötekileştirmiyor. Hiçbir vatandaşımızı, hiçbir toplumsal kesimi düşman olarak görmüyor. HAS Parti, 75 milyon yurttaşımızın hepsinin özgürlüğünü sağlamak için, herkesin çoluk çocuğuna helalinden rızık götürdüğü, refahın paylaşıldığı bir Türkiye'yi kurmak için bulunuyor.

İşte onun için toplumun her kesiminden fevkalade büyük ilgi ve tercih görüyor. Hayırlı uğurlu olsun. Ben Kırklareli'de de Halkın Sesi Partisinin çok yüksek bir şekilde seçimlerden başarıyla çıkacağına inanıyorum. Kırklareli'de halkımızın gösterdiği bu ilgiden, teveccühten dolayı da teşekkür ediyorum.''

FESTİVAL ALANI ZİYARETİ

Kurtulmuş, daha sonra İstasyon Caddesi'ndeki 21. Kırklareli Karagöz Kültür Sanat ve Kakava Festivali kapsamında kurulan stantları gezdi.

Ziyaret sırasında, yüzde 10 seçim barajına da değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:

''Sayın Başbakan herhalde o koltuğun ebediyen kendisine verildiğini zannediyor. 12 Eylül ürünü bu sistemde halk sadece figürandır. Yüzde 10 barajı antidemokratiktir, insan haklarına aykırıdır. Halkın oyları geçersiz sayılıyor. Buna da demokrasi denmez. Seçilmiş biri olarak yüzde 10'luk barajı savunan bir başbakan asla kabul edilemez. Başbakan bunun haksızlık olduğunu itiraf ediyor. Yüzde 10'luk barajının arkasına sığınan partiler bugün kapanıyor. Başbakan istiyorsa bütün partileri kapatalım, tek parti olsun. Barajlardan da çok hoşlanıyorsa yüzde 25'lere çıkaralım. Bunların hepsi antidemokratiktir. İşime geldiği kadar demokrasi olmaz.''

HAS Parti'de Roman ve Alevi adayların da bulunduğunu da ifade eden Kurtulmuş, ''Biz hep beraber Türkiye'yi yönetmeye talibiz. Bu vatandaşlarımız da Türk vatandaşı'' diye konuştu.

Kurtulmuş, daha sonra seçim otobüsüyle halkı selamlayarak Edirne'ye hareket etti.

internethaber

Kurtulmuş'tan liderlere BBG evi uyarısı
18 Mayıs 2011
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Siyasetçiler, (biri bizi gözetliyor evi vardı camekanlı) öylesine şeffaf olmalı. Herkesin, her an kendisini gözetliyorlar gibi camdan bir fanusun içinde yaşamalı'' dedi.

Kurtulmuş, Tekirdağ Cengiz Topel Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, yeni kurulmuş olmalarına rağmen Türkiye'nin geleceği olarak görülen bir parti konumuna geldiklerini belirtti.

HAS Parti'nin öne çıkmasının nedenlerinden birinin siyasetçilerin takındığı üslup olduğunu bildiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:

''Sadece seçim atmosferinde değil, her gün birbirleriyle kavga ediyorlar. İktidar ve ana muhalefet olarak kavga ediyorlar. Her gün birbirleriyle laf yarıştırıyorlar. Hakaret ediyorlar. Ne yapacaklarını söylemiyorlar. Birisi Recep bey, diğeri Kemal Bey diyor. Birisi 'sen merdiven çıkmayı bilmiyorsun' diyor, öteki 'sen beygire binmeyi bilmiyorsun' diyor. Aslında 8 yıldır birbirlerinin değirmenine su taşıyorlar.''

Kurtulmuş, CHP'nin dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den görüş aldığı iddialarına da değinerek, iktidarla muhalefetin tartışmalarını eski siyasetçiler üzerinden yaptığını kaydetti.

Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Tartışmaları yetmiyormuş gibi eski siyasetçileri devreye sokuyorlar. Sayın Başbakan, CHP ile polemiğinde diyor ki, 'Sen Demirel'den akıl alıyorsun.' CHP Genel Başkanı Demirel'den akıl alır mı almaz mı bilmem ama biz, halk içinde dolaşıyoruz, kahvelerde dolaşıyoruz. Köylerde dolaşıyoruz. Arkadaşlarımız arşivden çıkardı. Sanki tarih tekerrür ediyor. Sayın Erdoğan, bu milleti sağır dilsiz zannediyor. Bir gazete kupürünü okuyorum. Tarih, 18 Kasım 2002. AK Parti yüzde 35 oyla 3 Kasım 2002 seçiminden çıkmış, ancak Sayın Başbakan'ın siyasi yasağı var. Sayın Başbakan'ın ilk ziyaret ettiği kişi eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Gazete de diyor ki, 'Erdoğan'a baba nasihati', yine bir başka gazete, 'Demirel'den dört altın öğüt' diyor. Yanında da, daha sonra AK Parti Milletvekili seçilmiş olan Süleyman Bey'e yakın isimler de var. Polemiği yanlış yerden yaparsanız Allah onu ayağınıza dolaştırır. 9 yıl sonra varsayalım ki başka birisi Süleyman Bey'i ziyaret ettiyse, bundan niye polemik çıkarıyorsunuz. 'Süleyman Bey'e yakın olanlar sizin partinizden aday' diyorsunuz. 2002 ve 2007 seçimlerinde, AK Parti'nin milletvekili adaylarından acaba kaç tanesi Süleyman Bey'in yakın arkadaşı. Hala kaç tanesi milletvekilidir. Bunu da millete söyleyin.''

-''KASETLER ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR''-

Kurtulmuş, siyasetin çirkin bir hal aldığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Kasetler üzerinden siyaset yapmaya çalışıyorlar. Bu kasetlere muhatap olanlar, belki bireysel ahlak bakımından ciddi bir tehlike içindeler. Siyasetçiler, biri bizi gözetliyor evi vardı camekanlı, öylesine şeffaf olmalı. Herkesin, her an kendisini gözetliyorlar gibi camdan bir fanusun içinde yaşamalı. Bu onların bireysel günahları. Bu ne kadar büyük bir terbiyesizlik, ahlaksızlıksa, aynı şekilde kasetler üzerinden siyaset yapılmasını da doğru bulmuyoruz. Bunun sonu yok. Bu eski siyasetin dili. Eski Türkiye'de polemik var, ayak oyunları var.''

HAS Parti'nin, siyaseti tam manasıyla demokratikleştirmek, halkı siyasal sistemin sahibi haline getirmek ve sadece 4 yıldan 4 yıla oy veren mekanizma olmaktan kurtarmak amacında olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye'de seçim sistemin HAS Parti iktidarı ile değiştirileceğini ifade etti.

-EKONOMİK POLİTİKALAR-

AK Parti'nin Kemal Derviş'in getirdiği ekonomi modeli aynen devam ettirdiğini ve bu modelin iflas ettiğini öne süren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''8 yılda, 2,5 milyon esnafımız dükkanını kapatmak zorunda kaldı. Bu Allah'tan reva değildir. Türkiye'de gayri safi milli hasılanın yüzde 1,5'ini tarımsal gelişme için kullanacağız. Türkiye'de süt endüstrisi, et ve balık kurumu gibi birlikler üzerinden üzerinden tarımsal kalkınma için kaynak sağlayacağız. Dünyanın 17'nci büyük ekonomisiyiz ama kişi başına gelirde beğenmediğimiz ülkeler bizim üzerimizde.''

İktidarın ekonomi ile ilgili ortaya pembe bir tablo koyduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir de rakamların ortaya koyduğu tablo var. Bu da karanlık bir tablo. Açlık sınırında yaşayan çocukların oranı yüzde 24,6, Türkiye'de taşıt, konut ve bireysel kredi borçları 141,3 milyar lira. Yani hepimiz borçlu hale getirilmişiz. Maalesef 45,2 milyar lira da kredi kartı borcu var. Vahim bir rakam daha söylüyorum. 18 yaş üstü vatandaşların kişi başı 3 bin 660 lira borcu var. Türkiye, borçlular ülkesi haline getirilmiştir.''

-''TOPLUMSAL BARIŞI SAĞLAYACAĞIZ''-

Türkiye'de hiç kimsenin kendisini ikinci vatandaş görmeyeceği bir toplumsal barışı sağlayacaklarını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Efendim, ben Aleviyim, ikinci sınıfım. Efendim ben Kürtüm, bazı haklarımı alamıyorum veya ben şuyum buyum. Vatandaşların hiçbirisinin, kendisini ikinci sınıf yurttaş hissetmeyecekleri yeni bir Türkiye kuracağız. Bunun için de toplumsal barış için gönüllü birliktelik projemizi ortaya koyuyoruz. Bu topraklarda hiç kimse ne yaşam tarzı, ne dini inancı dolayısıyla ve hiç bir gerekçeyle ikinci sınıf veya üçüncü sınıf vatandaş olamaz. Herkes anayasa ve yasalar önünde eşit yurttaş olacak. Herkes bu ülkenin ortağı olacak.''

Kurtulmuş, 12 Haziran seçimlerinde parlamentoya gireceklerini sözlerine ekledi.
haber10

Cari açıkla ‘uluslararası sistem beyleri’ne siyasi rüşvet veriliyor
Vahap MUNYAR
27 Mayıs 2011

SEÇİME 17 gün kala başta siyasi parti liderleri “meydan savaşı”nı sürdürürken dün İstanbul’da, Yıldız Parkı’nın içindeki Malta Köşkü’nde Halkın Sesi Partisi’nin (HAS Parti) Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş’la buluştum.

Prof. Kurtulmuş, söze uygulamadaki ekonomik modelden girdi:
- Derviş-Fischer-Erdoğan modelini doğru bulmuyoruz. Biz iktidara gelirsek, bu modeli değiştirmeyi planlıyoruz.
Kurtulmuş, “Derviş-Fischer-Erdoğan modeli” sözünü, 2001 krizi sırasında Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı’nı bırakıp Türkiye’ye Devlet Bakanı olarak dönen Kemal Derviş ve dalgalı kur politikasını dayatan dönemin Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’den türetmiş. Bu iki ismin yanına o dönemin politikalarını “aynen benimsediğini ve bugüne kadar sürdürdüğünü” düşündüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eklemiş:
- Kemal Derviş bile o politikalarının sosyal yönünün eksik kaldığını zaman zaman dile getiriyor. Mevcut ekonomi modelinin üretim, istihdam, sosyal yanı eksik.
- Sizin modeliniz nedir?
- Biz yerel kalkınmayı esas alacağız. Kalkınma ajansları kuracağız.
- Mevcut hükümet değişik bölgelerde toplam 26 kalkınma ajansı kurdu.
- Biz iller bazında kurulmasını daha doğru buluyoruz. Ayrıca, il genel meclisi ile belediyelerin meclislerini “il meclisi” şeklinde birleştireceğiz.
Ardından tarıma dönük planlarına değindi:
- Üretici birliklerini siyasi etkiden arındırıp, daha sağlıklı çalışır hale gelmesini sağlayacağız. Köylünün kente göçünü bu şekilde önleyeceğiz.
Sonra şimdiye kadar dikkatimden kaçan bir adımdan söz etti:
- “Sınır aşan sinerji koridorları” oluşturacağız.
- Nedir bu koridor?
- Örneğin, “Adana-Gaziantep-Halep-Beyrut-Şam” bir koridor olacak. Burada da ülkeler değil, kentler bazında hareket edeceğiz.
4’üncü madde olarak da “Vatandaşlık Maaşı”na değindi:
- CHP şimdi bunun adına “Aile Sigortası” diyor. Biz 23 Ocak 2010’da “Vatandaşlık Maaşı” kavramını ortaya atmıştık.
- Ne farkı var?
- “Sigorta” dediğiniz zaman, karşılığında prim ödemek gerekir. Yani, deyim doğru seçilmiş değil.
- Ne kadar olacak bu maaş?
- Ortalama 600 lira düzeyinde olacak.
Kurtulmuş, aslında aynı kökenden gelip, zamanla yollarının ayrıldığı AK Parti’nin ekonomi politikalarını eleştirirken, en vurucu cümleleri cari açık konusunda kullandı:
- Cari açığı çözme taahhüdünde bulunmayanların ekonomide başarılı olmaları mümkün değildir.
Bu noktada şu tanımı kullandı:
- Cari açık, hükümetlerin “uluslararası sistemin beyleri”ne verdiği siyasi rüşvettir.
Yeri gelmişken “sıcak para”ya karşı düşündükleri önlemin altını çizdi:
- Biz, sıcak paraya karşı Tobin Vergisi’nin devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz.

8 yılda 620 milyar lira iç borç faizi ödediler, 16 bin aile kazandı

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bir hesap yaptırmış:
- 8 yıllık AK Parti iktidarı döneminde 620 milyar lira iç borç faizi ödediler. Bundan 16 bin aile yararlandı.
- Nereden çıkardınız bu rakamları?
- Resmi kayıtlardan.
- AK Parti döneminde faizlerin tek haneye düştüğünü gördük.
- Doğru ama 8 yılda ödenen faiz de 620 milyar lirayı buluyor.
Ardından sosyal yardımları ortaya koydu:
- 8 yılda geliri olmayan ve yeterli gelire ulaşamayan vatandaşlarımıza yapılan yardımlar 54 milyar lira seviyesinde kalmış.
- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2009 yılında 14 milyar lira sosyal yardımda bulunduklarını belirtiyor.
- SGK bünyesinden yapılan bazı ödemeleri de buna katıyor olmalılar...

Değerli TL’yle övünmek popülist tutuma girer

HAS Parti Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş, Türk Lirası’nın aşırı değerli olduğuna dikkat çekti:
- Cari açığın çok yüksek seyretmesinde Türk Lirası’nın aşırı değerli olmasının payı var. Ayrıca, ihracatçılar da bu durumdan rahatsız.
- Seçim mitinglerinde “6 sıfırı attık, TL’yi güçlendirdik” demek, vatandaşın kulağına daha hoş gelmez mi?
- Öyle olabilir ama aynı zamanda popülist tutumdur bu. TL’nin bu kadar güçlü olmasını doğru bulmuyoruz.
HAS Parti’nin TL’nin aşırı değerli görüşünün CHP’yle paralel düştüğü dikkatimi çekti...

‘Namert Vergisi’nin payını azaltacağız

PROF. Numan Kurtulmuş, Türkiye’deki vergi sisteminin çarpıklığına vurgu yaptı:
- Devlet bulduğundan vergi alıyor. Bu yüzden de “Namert Vergisi”ne yükleniyor.
- Nedir bu “Namert Vergisi”...
- Dolaylı vergileri böyle niteliyoruz. Türkiye’de vergilerin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşuyor.
- Sizin planınız ne?
- Dolaylı vergileri OECD ülkelerindeki gibi yüzde 40 düzeyine çekeceğiz.

İş için kamu kapısı açılacak KİT yerine KST modeli gelecek

PROF. Numan Kurtulmuş’a işsizlik sorununa dönük çözümünü sordum:
- Başlangıçta kamuda istihdam kapısını açmak gerekiyor.
- Nasıl?
- Atanamayan öğretmenler var. Buradan 240 bin kişi iş bulabilir. Verginin daha sağlıklı toplanabilmesi için Maliye teşkilatına 20 bin dolayında eleman almak gerekiyor. Ayrıca, veterinerden ziraat teknisyenine kadar tarıma dönük de 20 bin kişilik istihdam öngörüyoruz.
Tam bu noktada planladıkları bir modele değindi:
- Kamu Sosyal Teşekkülleri (KST) oluşturmayı düşünüyoruz.
- Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) yerini KST mi alacak?
- KİT modeli doğru çalıştırılamadı. Biz KST’yi sağlıklı çalıştırırız. Buradan da 1 milyon 250 bin kişiye iş imkanı çıkar.
Bir de çarpan etkisi hesabı yaptı:
- Sözünü ettiğim istihdam gelişmeleri, çarpan etkisiyle 400 bin kişiye de farklı yerlerde iş kapısı açabilir.
ANAP döneminden bugüne özelleştirmelerle kamunun elinde neredeyse pek şirket kalmamışken, yeniden adını “KST” koyup “KİT” modelini canlandırmak
ne kadar doğru olur?

Türk Lirası basma yetkisi millet iradesine dönecek

PROF. Numan Kurtulmuş’a Merkez Bankası’nın özerkliğini sordum:
- Biz özerk yapıya karşıyız. Para basma yetkisi şu anda milletin elinde değil. Biz bu yetkiyi “millet iradesi”ne almak istiyoruz.
- Millet iradesinden kastınız Bakanlar
Kurulu mu?
- Bakanlar Kurulu ve Meclis’i kastediyorum.
Merkez Bankası’na dönük bir planı daha aktardı:
- İç borçlanmayı Merkez Bankası’nın yapmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Bu görev Hazine’den alınacak.
Türkiye “özerk Merkez Bankası”na yeni yeni alışmışken, geriye dönmek doğru olur mu?
Hürriyet

Numan Kurtulmuş Son Mitingini Yaptı
11 Haziran 2011
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 2011 genel seçimlerinin son mitingini Konya'da yaptı. Hükümet meydanında halka seslenen Kurtulmuş, 6 ay gibi kısa sürede Has Parti'yi kurduklarını, teşkilatlandıklarını ve seçim kampanyasını büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini anlattı. Kurtulmuş, "Bizim arkamızda diğer partilerinki gibi dünyanın egemenleri, büyük servetler, gazetelerimiz, uçaklarımız, helikopterlerimiz yok. Ama halkın yüreklerinden fışkıran gelecek umutları var." dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın The Economist Dergisi ile ilgili açıklamasına değinen Kurtulmuş. "The Economist oylarınızı CHP'ye verin demiş. 2007 seçimlerinde de AK Parti'ye bir kere daha verin demiş. Sayın Erdoğan, CHP'ye verin dediği zaman kızıyor. Sayın Erdoğan ve Kılıçdaroğlu gelin şunu açıkça söyleyin. Biz iç, dış, ekonomik, askeri, siyasi, kültürel ve siyasete karşıyız. IMF'ye karşıyız, Biz NATO'nun Türkiye'yi emir kulu olarak kullanmasına karşıyız, küresel sermayenin Türkiye'yi ağlarına düşürmesine karşıyız. Gelin bunu söyleyin. Bunu söylemezler. Bunu söylelyince ne diyorlar. Kemal efendi, Recep Bey diyorlar. Hızlarını alamıyorlar küfer ediyorlar." dedi.

Konuşmasında İsrail'e yardım götüren ve saldırıya uğrayan Mavi Marmara Gemisi ile ilgili de açıklamada bulunan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Mavi Marmara katliamına seyirci kaldılar. Türk Devleti o kadar aciz mi İsrail baskınının istihbaratını alamıyor. Alıyorda, seyrediyorsa yazıklar olsun. Mavi Marmara katliamından sonra kahraman gibi dolaştılar. İsrail özür dileyecek, İsrail tazminat ödeyecek, İsrail şunu yapacak, bunu yapacak. İsrail'de elini oğuşturdu ve dedi ki 'Bunlar zaten biz ne dersek onu yapıyorlar.' Siz kendinizi İsrail'in yerine koyun. Sizi OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) örgütünü kabul eden bir ülkenin dediğini ciddiye alırmısınız. Onlarda ciddiye almadılar. Maalesef Mavi Marmara'da şehit olan gençlerimiz, maaselef şehit oldular. Ama bu aymazlığın hesabını verecek olan da Türkiye Cumhuriyeti hükümetidir."
haber1001


13.062011
"Önümüze bakmalıyız; ufka, gelecek on yıllara, merhamet bekleyen mazlumlara, adalet bekleyen mağdurlara... Dönüp dönüp geriye bakan mesafe alamaz. Her olumsuz sözle dünyası yıkılan kimse zafer düşünemez. Allah yeter; dostlarımızı çoğaltacağız, eksiklerimizi gidereceğiz. Her gün çoğalacağız, umutlarımızı her gün çoğaltacağız."
haber1001

Kurtulmuş: Türkiye'de ekonomik sıkıntı kapıda



HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Cari açık ve özellikle aşırı borçlanmanın vermiş olduğu sıkıntıları Türkiye yaşayacaktır'' dedi.H

24 Ağustos 2011

Kurtulmuş, partisinin Denizli İl Başkanlığı tarafından Anemon Otel'de düzenlenen iftar yemeğine katıldı.

İftar sonrası konuşan Kurtulmuş, partilerinin kısa bir süre önce kurularak seçimlere girdiğini belirterek kendilerine destek verenlere teşekkür etti.

Siyasi hayatında en çok halktan rağbet gördükleri seçim kampanyasını 12 Haziran seçimleri öncesinde yaşadıklarını belirten Kurtulşum, ''Seçim aşırı kutuplaşma içerisinde geçti. Halk 'bir dahaki sefere size oy vereceğiz' dedi. Bir dahaki sefer bu davaya destek olacağına inanıyoruz. Biz de bu süre içerisinde eksiklerimizi tamamlayacağız'' diye konuştu.

Dünya genelinde 30'a yakın ülkenin işgal altında olduğunu kaydeden Kurtulmuş, şunları söyledi:

''Karışıklık olan bölgeler için söylüyorum. Bu bölgelerin yöneticilerine ne Washington ne Brüksel ne Ankara ne de Tel-Aviv karar verir. Libya'yı kimin yöneteceğine karar vermek Bingazi, Trablus, Libya halkının vazifesidir. Aynı şekilde Suriye'de hangi yönetimin iş başında olacağını Ankara, Tahran, Vaşington, Brüksel karar vermez. Suriye halkının tamamı karar verir. Bu ülkelerin hepsine barış ve huzurun gelmesini isteriz.''

Türkiye'deki cari açığa da değinen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ramazandan sonra çok yoğun bir şekilde özellikle iş adamı arkadaşlarım cari açık sıkıntısını yakinen hissetmeye başlayacak. Cari açık ve özellikle aşırı borçlanmanın vermiş olduğu sıkıntıları Türkiye yaşayacaktır. Bunları olsun diye söylemiyorum, olmaması için temenni ederim. Ama sonuçta bir iktisatçı olarak da söylüyorum. Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye ne güçlü diyordunuz, işte gelinen nokta bu. 52 yılda yapılan cari açığı siz 10 yılda bunun toplamının 3 katını yaparsanız Türkiye burada siyasi bir vebal ile karşı karşıya kalır. Türkiye'de hemen hemen halkın bütün kesimlerini, kurumlarını borçlu hale getirirseniz bu borcu kim ödeyecek? Ya da bu uluslararası ticaret dengesizlikleri içerisinde Türkiye'deki üretimi kim koruyacak? Bu üretimin nasıl güçlenmesini sağlayacaksınız? Bunlarla ilgili görüşlerimizi anlattık ve anlatmaya da devam edeceğiz.''
haber7

HAS Parti'liler Perşembe günü "FÜZE SİSTEMİNE HAYIR!" diyecek
19 Ekim 2011



FÜZE SİSTEMİ, ülkemizin gündemine geldiği günden itibaren görüşlerini ve tepkilerini en açık şekilde ortaya koyan HAS PARTİLİ'LER, 20 Ekim 2011 Perşembe günü bu defa toplu şekilde FÜZE SİSTEMİNE HAYIR! diyecekler.

HAS Parti il teşkilatları, 20 Ekim Perşembe günü il postanelerine giderek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e telgraf gönderecekler.

HAS Parti İl Başkanları Gül ve Çiçek'e gönderecekleri telgraflarla, bölge ülkeleri ve Türkiye için açık tehdit anlamına gelecek Füze Sistemini, Hükümetin pervasızca savunduğu dile getirilerek kendilerinin sürece müdahil olmaları istenecek. İl Başkanları, telgraf gönderme işleminden sonra il postaneleri önünde basın açıklaması da yapacaklar.

Haber1001


Kurtulmuş'tan şans oyunu tepkisi: "Kumarbaz devlet"
26.12.2011
"Devlet eliyle kumar oynatıyorsunuz. Devlet, 'kumarbaz devlet' haline getirilmiştir..."



''Sporda şiddet ve şike meselesi, bahis ve şans oyunları meselesiyle birlikte ele alınmalıdır'' diyen HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Sporda şikenin temel tetikleyicilerinden biri de bahis oyunlarıdır. İddaa'nın cirosu 2004'den 2010'a kadar 14,4 milyar liradır. Özel bahis oyunlarını ve denetlenemeyen online bahisleri de ilave edersek ortaya dev bir sektör çıkıyor. Geçtiğimiz hafta İTALYA'da konuyla doğrudan ilgili bir operasyon yapıldı. Operasyona mevzu olan karşılaşmaların içinde Türkiye'deki bazı maçlar da bulunuyor' diye konuştu.

"Türkiye Cumhuriyeti, kumarbaz devlet haline dönüştürülmüştür"
Numan Kurtulmuş , Türkiye Cumhuriyeti'nin "kumarbaz devlet" haline dönüştürüldüğünü iddia ederek açıklamasını şöyle sürdürdü: "2004 yılında İDDAA, 2007 yılında da SPOR LOTO muhafazakâr olmakla övünen AK Parti hükümeti tarafından başlatılmış, var olan eski oyunlar da kat be kat büyütülmüştür. Mesela, Milli Piyango idaresindeki Hemen Kazan ve Şans oyunlarında satış geliri 2002'de 817.965.662 TL iken 2010 yılında nerdeyse 8-9 kat artarak 6.785.972.796 TL olmuştur"

KUMARBAZ DEVLET

Kurtulmuş açıklamasının devamında şunları söyledi; "Biz 'sosyal kamu teşekkülleri ortaya kurulsun' dediğimiz zaman 'devlet tüccar mı olsun' diyorlar. Ama devlet eliyle kumar oynatıyorsunuz. Devlet, 'kumarbaz devlet' haline getirilmiştir. Üstelik her defasında da vatandaşını bahis ve şans oyunlarıyla kazıklayan bir kumarbaz devlet bu. Kumarhaneler yasaklandı ama devletin bizzat kendisi KUMAR oynatıyor. Devlet, kumar ve bahis işlerindeki vebalini sona erdirmelidir.

Muhafazakâr olmakla övünen AK Parti yöneticilerine şunu söylemek isterim; 'Bahis oyunları oynatan kurumların başına namazlı - niyazlı ve muhafazakâr insanları getirmekle devletin kumarbaz bir devlet olduğu gerçeği asla değişmez.''
http://www.ensonhaber.com/

HAS Parti, 28 Şubat darbe sürecini yargıya taşıdı...

16 Ocak 2012
HAS Parti, 28 Şubat postmodern darbesi süreci ile ilgili olarak dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir ile diğer yetkililer hakkında Ankara Adliyesi'ne giderek Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

HAS Parti üyeleri, saat 11.00'de Ankara Adliyesi'ne geldi. Burada açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç, suç duyurusunun o dönemde mağdur olanların aracılığıyla özellikle dönemin Genelkurmay 2'nci Başkanı Çevik Bir, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, Osman Özbek ve dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve diğer ilgililere yönelik olduğunu söyledi.

HAS Parti 'nin Cumhuriyet Savcılığına yaptığı suç duyurusunun gerekçesinin ise, 'Cebir ve şiddet kullanarak TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek' olduğu bildirildi.

ERBAKAN'A OMUZ ATAN PAŞALAR VARDI

HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Şeref Malkoç ise yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"O dönemi hatırladığımızda Genelkurmay karargahında, dönemin Başbakanı Erbakan'a omuz atan askerler vardı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanına ağır hakaretlerde bulunan, devlet geleneğine ve terbiyesine uymayan sözler söyleyen paşalar vardı. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalı. Yargıtay'daki, Danıştay'daki hakim ve savcıları, Genelkurmay karargahına çağırıp, talimatla oturtan, kaldıran, alkışlatan komutanlar vardı. Bu yanlışlıklar milletimizin vicdanında kanayan yaradır. Yine bu dönemde on binlerce yavrumuz okulundan, eğitim hakkından edildi. Binlerce insanımız fişlendi. Türkiye'de bir daha bunların olmaması için biz bu dilekçeyi veriyoruz.''

Kaynak : http://www.internethaber.com/sira-28-subatin-komutanlarinda-395715h.htm#ixzz1jfWpZ6Hc



ABD Konsolosluğu Önünde Kur'an Yakma Protestosu
04.03.2012


Has Gençlik İstanbul ABD Konsolosluğu Önünde protesto gösterisi yaptı. Eylemde Afganistan'da Kuran Yakan Amerikalılar kınandı.

HAS Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Tarık Kaylan ve beraberindeki grup NATO askerlerinin Kur’an-ı Kerim yakmasını protesto etti.

Afganistan’daki NATO askerlerinin Kur’an-ı Kerim yakma skandalını protesto için bir araya gelen HAS Partili eylemciler konsolosluğa doğru yürümeye başladı.

‘Afganistan’daki NATO askerlerinin Kur’an-ı Kerim yakmasını kınıyoruz’ yazılı pankart açan grup, yürüyüş sırasında, ‘Türkiye uyuma kutsalına sahip çık’ diye slogan attı. Konsolosluk binası önüne gelen grup polis barikatı ile karşılaştı. Polisler grubun konsolosluk binası kapısına yaklaşmasına izin vermedi.

Grup adına basın açıklamasını okuyan HAS Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Tarık Kaylan: “Afganistan’da inancımıza ve bir buçuk milyar İslam aleminin kutsal kitabına yapılan bu saldırı batının İslam dinine karşı hoşgörüsüzlüğünü de ortaya koymaktadır. Batının Müslümanların inançlarına karşı yapılan bu saldırı bir ilk değildir. Daha önce de Amerika’nın başını çektiği Haçlı ordusunun Afganistan ve Irak işgallerinde cami ve türbeler yıkılmış kütüphaneler ve müzeler yağmalanmıştır.” dedi.

Barack Obama’nın Kahire konuşmasını hatırlatan Kaylan, “Obama Kahire konuşmasında samimiyse Afganistan’da bu küstahlığı kapan askerleri ve bu askerlere emir veren komutanları biran önce Afgan mahkemelerinde Afgan halkının şahitliğinde yargılanmasını istiyoruz. Sadece özür dileme ile bu işin kapanmasını istemiyoruz.” şeklinde konuştu.

MBR Haber

Bekaroğlu: Kensel dönüşüm adı altında ülkenin %92’si ipotek altına altındı
04 Mart 2012



Has Parti Bağcılar İlçe Teşkilatı, Has Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu’nunda katılımıyla Bağcılar’daki dernek başkanları ile kahvaltıda bir araya geldi.

Has Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu toplantıda yaptığı konuşmada, ülkenin demokrasi, ekonomi ve uluslar arası ilişkiler acısından üç önemli sorunu olduğunu söyledi.

28 Şubat sürecinde birçok haksızlığın yapıldığını bunun yanında ekonomide 300 milyar dolarlık bir zarara ülkenin uğratıldığını ifade eden Bekaroğlu, “2001 krizi sonrası da canından iyice bıkan halk ve bizler ‘bu adamlar bizdendir bunları seçelim’ dedik ve bunları iktidara getirdik 3 dönemdir de seçiyorlar. Bunlar diyor ki ‘Türkiye ekonomisi büyüdü’ doğrudur ekonomi büyüdü. Ama Türkiye kurulduktan bu yana hep yüzde 5 büyürken bunlar döneminde yüzde 5,1 büyüme oldu ve bunun adı da büyüme oldu. Ayrıca Ak Parti iktidara geldiğinde 5 tane dolar milyarderi vardı şimdi 35 dolar milyarderi oldu. Soruyorum şimdi sizlere bu 10 yılda geliriniz arttı mı? Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre kişi başına yıllık gelir 10 bin dolardır. Şimdi 5 kişilik bir ailede ne yapıyor 50 bin dolar. Peki, ben soruyorum Bağcılar’da yılda 7 bin dolar geliri olan kaç aile var. Evet gelir yukarı kesimleri büyüttü ama alt kesimi de hep küçülttü” dedi.

Kensel dönüşüm adı altında ülkenin %92’si ipotek altına altındı

“Bugünlerde Meclis’te ‘Afet Riski Altında Bulunan Alanları Değiştirilmesi ve Dönüştürülmesi’ yasası görüşülüyor” diyen Bekaroğlu, “Bu yasaya bakınca güzel gözüküyor. İstanbul’da ve Türkiye’de ciddi bir deprem riski var ve deprem olursa ciddi kayıplar olacak. Ama yasanın içerisine bir bakalım. Teknik olduğu için herkeste bu yasayı anlayamıyor ve okuyup anlayanlarda lütfen bu yasayı halka anlatsınlar. Deprem bahanesi ile bu ülkenin yüzde 92’si ipotek altına alınıyor. Kıyı Kanunu, Orman Kanunu, Kamu İhale kanunu ve mevcut kanunların hepsi kaldırılıyor ve bütün Türkiye bir bakanlığa yani TOKİ ve Erdoğan Bayraktar’a teslim ediliyor. Önümüzdeki günlerde bu kanun çıkacak ve yurttaşların hiçbir hakkı olmayacak, meslek gurupları devre dışı bırakılacak. Yapılacak ihaleleri de istedikleri gibi yapılacak. Yani Türkiye’nin bütününü istedikleri insana satabilecekler.”

Türkiye’nin daha önceki dönemlerde dört tarafının düşmanla çevrili olduğu söyleminin olduğunu ve Ak Parti hükümetinin iktidara komşularla sıfır sorun politikası yapacaklarını söylemlerini de eleştiren Bekaroğlu, şuanda tüm komşularımızda kavgalı olduğumuzu söyledi.
MBR Haber

Kurtulmuş: 'Pazarlıklar partisi olmayız'
30 Mart 2012

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Bu genç ve ümit veren partiyi pazarlıklar partisi haline getirmeyiz'' dedi

Kurtulmuş çeşitli programlara katılmak için geldiği Ordu'da Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti.

Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, HAS Parti olarak Türkiye siyasetini yeniden formatladıklarını söyledi.

Parti olarak çok geniş ve farklı kesimlerden insanları bir araya getirdiklerini ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Biz bu partiyi kişiler değil, fikirler üzerine kurmayı ön gördük. Bu çerçevede ehli, insan, ehli namus olan herkese de bu partinin kapıları açıktır. Taki partinin genel çerçevesini, genel fikriyatında ortaya koymaya çalıştığı bu siyaset tarzını benimsemiş olsun, özümsemiş olsun. Bu çerçevede Türkiye'deki herkes bizimle birlikte siyaset yapabilir. Biz halkın bu mücadelesine katkıda bulunacağız, halkın sesinin daha gür çıkmasına katkıda bulunmak istiyoruz diyerek kim gelirse gelsin hoş gelsin, sefa gelsin... Ama hiçbir şekilde bu genç ve ümit veren partiyi pazarlıklar partisi haline getirmeyiz.'
haber10

BEKAROĞLU: “AKP BÜYÜKLERİ DAHA DA BÜYÜTTÜ”
12 Mayıs 2012



HAS Parti İstanbul İl Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Bağcılar İlçe Teşkilatı'nın düzenlediği, "Tanışma ve Dostluk Yemeği"nde yaptığı konuşmada "Bu hükümet büyüklerin büyümesi üzerine kurulu ekonomik modeli uyguluyor. Her şey alışveriş merkezlerine girmiş, AVM'ler de büyüklerin, uluslararası sermayenin; esnaf kan ağlıyor, esnafın çocukları AVM'lerde asgari ücretle çalışmak zorunda. Anadolu'da İstanbul'dan pek farklı değil. Yaz geldi, yarın memleketimize gittiğimizde göreceğiz, çiftçi diye bir şey kalmadı, köylü diye bir şey kalmadı. Artık küçük üretici diye bir şey yok. Kendi işinin efendisi diye bir gerçeklik kalmadı. Genel Başkanımızın ifadesiyle 'Bu ülkede tezgah bozuldu'." dedi.
MBR Haber

Fikre Özgürlük Platformu Numan Kurtulmuş’u ziyaret etti
28.06.2012



Fikre Özgürlük Platformu Halkın Sesi Partisi Genel Merkezinde Genel Başkan Sayın Numan KURTULMUŞ’u ziyaret etti.

Platform üyelerini makamında Genel Başkan Yardımcıları ve eski milletvekili Şeref MALKOÇ, Mehmet BATUK, Nazım MAVİŞ, Cafer GÜNEŞ ile birlikte kabul eden Kurtulmuş ile Mirzabeyoğlu Davası üzerine bir görüşme gerçekleştirildi.

Görüşmede Fikre Özgürlük Platformu Salih Mirzabeyoğlu Davasında yaşanan haksız ve hukuksuzlukları, gelinen noktayı ve halen uygulanan Telegram – Zihin Kontrolü işkencesi hakkında bilgiler verdi.

28 Şubat sürecinde Mirzabeyoğlu’nun şahsında “FİKİR”in idam cezasına çarptırıldığına, manevi değerlerin hedef alındığına, hukukun siyasete alet edildiğine, adil olmayan darbe hukukunun verdiği zararlara dikkat çekildi. Bu zararların telafisi ve toplumun örselenen adalet anlayışının tamiri için herkesin özellikle de icra makamında olanların mesuliyetini yerine getirmeleri gerektiği vurgulandı.

Has Parti Genel Başkanı Numan KURTULMUŞ konuyla ilgili olarak Fikre Özgürlük Platformuüylerine şunları söyledi:

“Mirzabeyoğlu Davası partimizin hem İstanbul’da hem de çeşitli yerlerde düzenlediği etkinliklerde zanan zaman gündeme getirildi dile getirildi. Bu dava Sembol dava haline getirilebilir. Sözümüzün gücü var. Parlamentoyu baskı altına almak gerekir. Yargılama hiç yok kabul edilebilir. . Konuyu Mecliste dillendirmek açısından Hüseyin Aygün en doğru isimlerden. Bizler Mecliste olsaydık zaten bu mesele çözülürdü. 28 Şubat telafisi mümkün olmayacak bir dönemdir.28 Şubat sandığımızın çok üstünde, garip, vahim bir hadise. 28 Şubat’ın bütün kararları iptal edilmelidir. 28 Şubat’a parti olarak suç duyurusunda bulunduk. Araştırmalarımızda gördük; bu süreçteki hukuksuzlukların aktörleri o kadar korkusuz hareket etmişler ki, olmayan bilgileri resmen yazmışlar. Burayla hesaplaşmadan ilerisi olmaz. Telegram’a gelince, İsrail’de insanların karakterleri değiştiriliyor bu yöntemle. İktidar partisi bu noktadan itibaren mutlaka harekete geçmek zorundadır. Bizler size elimizdeki güçlerle destek oluruz.”
Haber1001


Mehmet Bekaroğlu: “Numan beye yanlış yaptığını, bu işin doğru olmadığını söyledim"
12.07.2012



HAS Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, Numan Kurtulmuş ile yollarını ayırdı...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Has Parti'ye AKP'ye katılma teklifi yapmasına parti içinden tepki geldi. HAS Parti'nin ileri gelenlerinden İstanbul İl Başkanı Mehmet Bekaroğlu, sosyal medyada görüşlerinin yoğun olarak sorulması üzerine önce Cuma günü saat 11.00'de basın toplantısı düzenleyeceğini yazdı.

Birkaç dakika sonra da Twitter'daki takipçilerine şu mesajı attı. “Numan beye yanlış yaptığını, bu işin doğru olmadığını söyledim. Kendisiyle kişisel olarak vedalaştım.”
haber1001

Erdoğan Kurtulmuş’la söz kesti
12/07/2012



Partine kilidi vur gel

Anayasa değişikliğiyle yetkileri artırılmış Cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıkmayı planlayan Başbakan Tayyip Erdoğan, uzun süre birlikte görev yaptığı HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’a “Partini kapat AKP’ye gel” teklifini yaptı.

Erdoğan, Has Parti Genel Başkanı Kurtulmuş’la birleşme konusunda el sıkışarak, AKP Genel Başkanvekilliği koltuğu önerisinde bulundu.

Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan’ın kendisine, konuyu partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’na götüreceğini söylediğini belirterek, şöyle konuştu: “Aynı fikirde buluştuk. Biz de benzer şekilde, bu daveti partimizin kurullarına, Merkez Yürütme Kurulu’na ve Genel İdare Kurulu’na götüreceğiz.”

Haber: Necdet Pekmezci

Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, “Sayın Başbakanımızın, HAS Parti ile AK Parti’nin bütünleşmesi konusundaki tekliflerini, davetini bugün aldık. Karşılıklı olarak konuyla ilgili görüşlerimizi paylaştık” dedi. Görüşme sonrası HAS Parti lideri Kurtulmuş “Sayın Başbakan’ımızın, HAS Parti ile AK P
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Tem 13, 2012 9:15 pm    Mesaj konusu: Erdoğan Kurtulmuş’la söz kesti Alıntıyla Cevap Gönder

Kurtulmuş:"O’nun hayatı ve sözleri ile ortaya koyduğu inanç, ahlak ve değerler manzumesine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var "
21.94.2012



Halkın Sesi Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle bir mesaj yayınladı.

Kurtulmuş'un mesajı şöyle:

- Peygamberimiz Hazreti Muhammed aleyhisselamın dünyaya teşrifi herhangi bir doğuş değildir.

- O, insanlığın adalete, özgürlüğe, ahlaka ve manevi değerlere en çok muhtaç olduğu dönemde tebliğ edici, uyarıcı ve müjdeleyici olarak gelmiştir.

- Hazreti Muhammed aleyhisselamın varlığı ve görevi; İnsanlığa, dünyaya ve alemlere rahmettir,

- İnsanlığa varlık nedenini ve fıtratı yeniden hatırlatmaktır, Kula kul olmanın zilletini ve Allah’a kulluğun özgürlük olduğunu ilan etmektir.

- Ancak adaleti hakim kılmakla kurtuluşun mümkün olduğunu tebliğ etmektir. O, sömürü, şirk, zulüm ve kölelik düzeninden kurtuluşa erişin öncüsü olmuştur.

- O’nun hayatı ve sözleri ile ortaya koyduğu inanç, ahlak ve değerler manzumesine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

- Düşmanı olan Mekkelilerin bile “Emin, Güvenilir insan” diye seslendikleri Hazreti Muhammed'in ahlakı; sözün, sözleşmenin, yeminin, vaadin değerini yitirdiği bu çağda da hepimiz için büyük örnektir.

- Yurtlarını terk ederek hicret eden Muhacir ile onlara kucak açan Ensarı kardeşçe yaşatan, toplumun en fakiri ile en zenginini birbirlerinin dostu yapan O’nun getirdikleri ve örnekliğidir.

- Yeryüzünde yeniden barışı, adaleti ve özgürlüğü tesis etmek için Peygamberimiz Hazreti Muhammed as’ın izinde, sözünde yol almalıyız.

- Ona salat ve selam olsun.

- Onu bize, yol gösterici ve kurtuluş rehberi olarak gönderen Yüce Allah’a hamd ediyoruz.

MBR Haber

Numan Kurtulmuş: "Ben NATO'nun Türkiye'ye 'şu faydası oldu' dediğimiz bir olay hatırlamıyorum"



Has Parti Genel Başkanı Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, Türk askerinin neden Afganistan'da neden bulunduğuna dair soruya işöyle cevap verdi: ''NATO-Türkiye ilişkisi başından beri problemli kurulmuş bir ilişkidir. Ben NATO'nun Türkiye'ye 'şu faydası oldu' dediğimiz bir olay hatırlamıyorum. Afganistan'a niye gittik, niçin oradayız? Afganistan'da hangi milli menfaatimiz var? Türkiye ile NATO arasındaki ilişkinin külfeti hep bize, nimeti hep NATO'yadır. Bu milletin sırtında NATO bir gâvur leşi gibi duruyor. Bu millet bu gâvur leşini kaldırıp kenara koymasını da bilecektir''
MBR haber







Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Açık söylüyorum, HAS Parti'nin asla hırsızları olmayacak'' dedi.
5 Şubat 2011

Antalya'nın Alanya ilçesinde HAS Parti İlçe Başkanlığı'nın açılışına seçim otobüsüyle gelen Numan Kurtulmuş, partililer tarafından ''Başbakan Numan'' sloganlarıyla karşılandı.

HAS Parti'nin Türkiye'deki yeni siyaset döneminin ilk partisi olduğunu, kuruluş mürekkebi kurumadan Türkiye'nin dört bir yanında örgütlendiğini belirten Kurtulmuş, ''Sadece 28 günde tüm Türkiye'de teşkilatlanarak seçime katılma hakkı elde ettik. Bu HAS Parti yöneticilerinin değil, halkın partisi HAS Parti'ye ülkenin ihtiyacı olduğuna inanan, güvenen halkın marifetidir'' dedi.

-SİYASET ÜSLUBU-

Türkiye'de artık yeni siyaset diline, yeni siyaset üslubuna, yeni siyaset yoluna ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kurtulmuş şunları söyledi:

''Bu ihtiyaç HAS Parti'yi vücuda getirmiştir. HAS Parti'nin takdir edilen, sevilen bir parti olmasının nedeni siyasette kullandığı üsluptur. Son 8 yıldır iktidar ile muhalefet arasında yaşanan hakaretleri, birbirini aşağılayan, toplumu ikiye bölen siyaset dilini ibretle izliyorsunuz. Birisi 'Kemal Efendi' diyor, öteki 'Recep Bey' diyor. Birisi 'Oynak', diğeri 'Kaynak' diyor, 'Ayvayı Recep Bey'e yedireceğim' diyor. Ülkenin hangi meselesini konuşuyorsunuz? Artık bu basit ve sıradan siyaset üslubunu kabul etmiyoruz. Ülkemizde bölmeyen, birleştiren bir üsluba ihtiyaç var. İşte bu yüzden HAS Parti var.''

Ülkede iktidarın ve muhalefetin esnafın çektiği sıkıntılardan, işsizlikten, tarımsal sıkıntılardan, üniversite mezunu gençlerin hayallerinin kararmasından bahsetmediğini söyleyen Kurtulmuş, ''Hafta sonu olabilir ama hafta içinde bile Türkiye'nin her köşesinde sokakları, kahveleri işsiz genç evlatlarımız dolduruyor. Türkiye bunu hak etmiyor'' diye konuştu.

Mısır ve Tunus'taki olaylara da değinen Kurtulmuş, Mısır ve Tunus'ta insanların sokaklarda aş, iş, gelecek ve özgürlük istediğini ifade etti. Kurtulmuş ''HAS Parti, sadece Türkiye'de değil dünyada sömürülenlerin sesi olacak, emperyalizmin oyununu bozacak bir partidir. Batılı kapitalist ülkeler, bu ülkelerin doğal zenginliklerini işbaşına getirdikleri işbirlikçi hükümetlere sömürttüler'' dedi.

-HALKA VERDİKLERİ ÜÇ SÖZ-

Konuşmasına ''Halkın sesi tüm Türkiye'ye, tüm insanlığa hayırlı olsun. Alanya'daki partimiz de herkese hayırlı olsun'' diyerek devam eden Kurtulmuş, HAS Parti kapılarının herkese açık olduğunu, HAS Parti'nin herhangi bir grubun, cemaatin, topluluğun ve seçkin bir grubun değil, 75 milyonun partisi olduğunu söyledi.

Halka yapacakları üç şeyin sözünü verdiklerini söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''75 milyon vatandaşımızın hiçbirini birbirinden ayırmadan, kimine özde, kimine sözde olmadan, düşüncesi, inancı, etnik yapısı ile bir vatandaşımızı üstün, diğerini aşağıda görmeyeceğiz. Herkese özgürlük sağlamak için ömrümüzün sonuna kadar çalışacağız. Herkese adalet tesis eden bir Türkiye inşa edeceğiz. Herkesin bu toprakların zenginliklerinden istifade edeceği, birinin yiyip, diğerinin bakmayacağı adaletli bir ülke tesis edeceğiz. Canımız pahasına çalışıp, Türk milletini dünyanın en yüce milleti yapacağız.''

Halka yapmayacakları üç şeyin sözünü de verdiklerini belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Firavunlaşmayacağız. İktidar gücü milletin ensesinde olmayacak, iktidar baskı ve zulüm mekanizması olmayacak. Karunlaşmayacağız. Kamunun parasıyla, milletin hakkıyla zenginleşmeyeceğiz. HAS Parti'nin Karunları olmayacak. Milletin hakkını yemeyeceğiz, yedirtmeyeceğiz. Açık söylüyorum, HAS Parti'nin asla hırsızları olmayacak. Belamlaşmayacağız. Yani dinimizi istismar etmeyeceğiz.'' haber10

11.03.2012 18:16:47

Numan Kurtulmuş: "Çanakkale, imanın, direnişin, ahlakın, stratejinin, birliğimizin, kardeşliğimizin ve beraberliğimizin destanıdır"
11.03.2012
Siyasi parti liderlerini, Çanakkale törenlerine davet eden Halkın Sesi Partisi (HAS) Genel Başkan Numan Kurtulmuş, "97 yıl önceki birlik ruhunu yansıtalım" dedi.

HAS Parti Gençlik Kolları Genel Merkezi'nce Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97'nci yıldönümü kutlamaları nedeniyle Gelibolu Yarımadası gezisi düzenlendi. Türkiye'nin değişik illerinden yaklaşım 1000 HAS Parti'li genç, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda buluştu. Milli Park Müdürlüğü'nde düzenlenen buluşmaya HAS Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş eşi Sevgi Kurtulmuş ile birlikte katıldı. Hamidiye Camisi İmamı Bilal Gülmez'in şehitler için Kuran-ı Kerim okuyup, dua ettirmesinin ardından hep bir ağızdan İstiklal Marşı okundu.

"ÇANAKKALE, İMANIN DESTANI"

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Çanakkale Zaferi'nin her bakımdan bir destan olduğunu söyledi. Gençlere Çanakkale Destanını anlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Çanakkale, imanın, direnişin, ahlakın, stratejinin, birliğimizin, kardeşliğimizin ve beraberliğimizin destanıdır. Bu destanda koskoca Osmanlı diyarında nerede kim varsa 'Ya Allah' diyerek buraya gelmiş, kardeşliği ve birliği sembolize etmiş ve yan yana şehit düşmüşlerdir. Bu toprağın altında Kürtler de Lazlar da Gürcüler de Çerkezler de yatıyor, Türkiye'nin dört bir tarafından gelmiş Türkler de yatıyor, Türkmenler de yatıyor, Boşnaklar da yatıyor, Araplar da yatıyor. Çanakkale Destanı bir birlik, kardeşlik ve beraberlik sembolüdür. Dün bir araya gelerek bir ruhu bir inancı, bir ülkeyi ve bütün bir imanı korumak için bir araya gelen ülkenin çocuklarının arasına hiç korkmayın, hiç telaş etmeyin kimsenin fitne koymaya gücü yetmeyecektir. Çünkü o fitneye karşı burada Kürtler-Türkler, Lazlar- Çerkezler nasıl yan yana omuz omuza durduysa bu ülkenin esenlik yurdu, barış yurdu olması için bu diyarın, bu ülkelerin gerçekten bir birlik beraberlik yurdu olması için kıyamete kadar bir arada barış içinde yaşayacağız. Çanakkale'den bu dersi de alıyoruz, bu destanı da alıyoruz, bunu da bir kere daha hatırlıyoruz."

ÇANAKKALE ÇAĞRISI

Gelibolu Yarımadası'ndan siyasi parti liderlerine de bir çağrıda bulunan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Önümüzdeki hafta, 18 Mart Pazar günü Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97'nci yıldönümü. Bütün siyasi parti başkanlarını Çanakkale'ye davet ediyorum. Burada çok konuşmaya ve nutuk atmaya gerek yok. Sadece oturup Çanakkale Şehitler Abidesi'nde hep beraber dedelerimizin, atalarımızın ruhuna bir fatiha okumaya ve 97 yıl önceki birlik ruhunu bugüne yansıtmaya davet ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan bu konuda öncülük yapabilir. Bütün seçime girmiş partileri bir araya getirsinler. Zaten işleri güçleri kavga etmek olan partilerin başkanları hiç olmazsa senede bir gün bir araya gelsin ve Çanakkale'de şehitlerimize dua okusunlar. Bir hafta önceden bu çağrı yapıyoruz. Eğer bu çağrıya icabet ederlerse biz haftaya Pazar tekrar buraya gelir hep beraber dua okuruz, şehitlerimizi anarız."
haber1001


HAS Parti Genel Başkanı Kurtulmuş, Mübarek'i Mısır'ın son Firavun'u ilan etti

05 Şubat 2011

1. Dünya savaşından yayınlanan ilk kareler

Mısır'da 'Kanlı Cuma'

Kendi ülkesini kuran adam

Cinsel gücü arttıran içecek
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da yaşananlarla ilgili daha sert bir duruş sergilemesi gerektiğini savundu.
'Yerel Televizyonlar, Yerel Medya' adlı toplantı için Antalya'ya gelen HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Mısır üzerinden Erdoğan'ı vurdu açıklamalarının sert olmasını istedi.
Ortadoğu'da çıkan olayların küresel medeniyet krizinin yansımaları olduğunu savunan Kurtulmuş, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek konusunda batı dünyasından net ve açık bir telkinin gelmediğini gördüklerini kaydetti.
MÜBAREK'İ FİRAVUN YAPTI

Ortadoğu'da yaşayan Firavunlar ve Karunlar devrinin sona ereceğini belirten Kurtulmuş, yaşanan olaylarla ilgili Türkiye'nin tavrıyla ilgili şunları söyledi:
"Duamız fikrimiz Mısır'ın, Tunus'un mazlum halkının yanındadır. Ümit ediyoruz ki en kısa sürede halkın istediği sonuç ortaya çıkar. Başta Türkiye'nin Başbakanı olmak üzere yetkililer ne manaya geldiği çok net olmayan kararsız cümlelerle Mısır konusundaki görüşlerini ortada tutamazlar. Sadece Mübarek'e tavsiyede bulunmak yetmez. Bu anlamda devletin ve milletimizin bütünüyle Mısır halkının demokratik taleplerinin yanında olduğunu cümle aleme Türkiye en yüksek perdede söylemek zorundadır."
Kaynak : http://www.internethaber.com/mubareki-misirin-son-firavunu-yapti-325974h.htm#ixzz1D2cm8Ute

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş
28 Kasım 2010
Türkiye'de siyasetin merkezi olmak için yola çıkan Halkın Sesi Partisi (HAS Parti), ilk olağan kongresini yaptı. Partisinin duruşunu açıklayan Numan Kurtulmuş, yapılan oylamada genel başkanlığa seçildi.

HAS Parti 1. Olağan Kongresinde tek liste ile seçimlere giren Numan Kurtulmuş, kongrede kullanılan 210 oydan 207'sini alarak yeniden genel başkanlığa seçildi.

ÖZGEÇMİŞİ

Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 1959'da Ünye'de doğdu. İstanbul İmam Hatip Lisesindeki eğitimin ardından 1982'de İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. Yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamlayan Kurtulmuş, ABD'de Cornell Üniversitesi'nde doktora tezini hazırladı ve misafir öğretim üyeliği yaptı.

1994'te İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde doçent unvanı alan Kurtulmuş, fakültede uzun yıllar Sosyal Siyaset, Çalışma Ekonomisi ve İnsan Kaynakları Yönetimi dersleri verdi.

1998'de siyasete giren Numan Kurtulmuş, Fazilet Partisi İstanbul İl Başkanlığı ve Genel İdare Kurulu üyeliği yaptı. Daha sonra Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerini birlikte yürüten Kurtulmuş, 2004'te profesör oldu. Kurtulmuş, 2008'de Saadet Partisi Genel Başkanı seçildi. Bu sene yeniden genel başkanlığa seçilen Kurtulmuş, kongrenin ardından yaşanan tartışmalar sonrası 1 Ekim 2010'da Saadet Partisi'nden ayrıldı. 1 Kasımda ise Halkın Sesi Partisini kuran Kurtulmuş evli ve üç çocuk babası.

Halkın Sesi Partisi (HAS Parti) Genel Başkanı Kurtulmuş, ''Bizi sağcılık, solculuk, başkalarının tanımlamaları bağlamıyor, bizi muhafazakarlık, liberallik bağlamıyor. Bizi vicdan bağlıyor, bizi ahlak bağlıyor, bizi medeniyetimizin değerleri bağlıyor, bizi adalet bağlıyor, bizi hakkaniyet bağlıyor hem de sımsıkı birbirimize bağlıyor'' dedi.

Kurtulmuş, partisinin 1. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmada, toplumun ve halkın farkında olmadan Türkiye siyasetinde bir ilk gerçekleştiğini söyledi. Kurtulmuş, Türkiye'de 28 gün gibi çok kısa bir sürede gerekli işlemlerini ve örgütlenmelerini gerçekleştirmiş ve büyük kongresini yapmış ve gelecek seçimlere katılmaya hak kazanmış bir parti haline geleceklerini belirterek, ''Bu hız, bu sürat bu kararlılık Türkiye de bir ilktir'' diye konuştu.

Halkın Sesi Partisinin ''aslında Türkiye'de var olduğunu'' ifade eden Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

''Aslında Halkın Sesi Partisi, Türkiye de var olan bir partiydi. Çiftçinin arasında, üniversitelinin arasında sokakta vardı, fabrikalının arasında vardı. Onun için bu kadar çabuk kuruldu, bunun için bu kadar kısa sürede ayağa kalktı. Türkiye'de hakkaniyet güneşi, medeniyet güneşi, insanlık güneşi, Türkiye'de bu milletin güneşi doğuyor. Fakat burada yapmak istediğimiz ilk adımı atmaktır. Eminim ki önümüzdeki dönemde Türkiye'nin her yerinde halkın sesini çıkartacak, bu milletin çığlığını yükselteceksiniz. Önümüzdeki seçimden itibaren milletin talihi değişmeye başlayacaktır.

Bu parti niçin kuruldu? Türkiye sosyolojisinin yeni bir partiye ihtiyacı olduğu için kuruldu. İktidar ve muhalefet partileri bu işi çözemediği için iş HAS Parti'ye düşüyor.''

SAĞ VE SOL

Sağ ve sol kavramının, siyasette artık bir karşılığının kalmadığını öne süren Kurtulmuş, ''Biz aslında var olan bu partiyi resmiyete döküyoruz, ete kemiğe büründürüyoruz'' diye konuştu.

Kurtulmuş, milletin hayrına olan her şeyi söylemekten çekinmeyeceklerini belirterek, bundan sonra milletin ilgiyle takip ettiği bir siyasi kadro olacaklarını söyledi.

''Bu milletin sesi Ankara'ya gelmesin diye yıllardır Ankara'da Karagöz-Hacivat oynuyorlar'' diyen Kurtulmuş, HAS Parti kadrolarının, siyaseti milletin sesini yönetime taşıma sorumluluğu olarak gördüğünü anlattı. Halkın Sesi Partisinin belli bir grubun değil, bütün Türkiye'nin partisi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, ''HAS Parti'nin siyaseti bildik tanıdık siyasetlerden değil, hakkaniyeti yeniden inşa etme siyasetidir'' diye konuştu.

YÜZDE 100 ÜZERİNDEN SİYASET

Partisinde çok farklı görüşten kişilerin bir araya geldiğini belirten Kurtulmuş, partisinin ortak bir ses çıkaracağını, bunun da toplumun ortak değerlerinden oluşan ''milletin sesi'' olacağını söyledi.

Sağ, sol, ilerici, gerici, laik, dindar, liberal, muhafazakar gibi sıfatların Türkiye'yi tanımlamaya yetmeyeceğini dile getiren Kurtulmuş, bunların diğer partilerce milleti bölüp daha rahat siyaset yapmak için ''uydurulduğunu'' iddia etti.

Milletin artık bu tür sözleri yutmayacağını anlatan Kurtulmuş, partisinin milletin sesi olduğunu, bu nedenle de bazılarının bundan korkarak partisini toplumun bir kesimine hapsetmeye çalıştığını ileri sürdü. Kurtulmuş, şunları söyledi:

''Onlar insanları bölme telaşı içindeler, biz ise bütün insanları kuşatacak bir anlayış ile yolumuza devam ediyoruz. Onlar insanları kesrette (çokluk) dağıtıyorlar, biz ise kesrette rahmet arıyoruz. Onlar siyasi hesaplarını yüzde 58'in ya da yüzde 42'nin üzerine kuruyorlar. Biz yüzde 58 niye 'evet' diyorsa, onu yerine getirmek için korkusuzca gerçekleştirmek için yola çıkıyoruz ama yüzde 42'nin korkularını ve endişelerinin ne olduğunu anlıyor, onları da kucaklıyoruz. Yani onlar yüzde 42, yüzde 58 üzerinden hesap yapsınlar biz yüzde 100'ün üzerinden hesap yapalım.''

Zayıfların ezilmemesi için siyaset yaptıklarını anlatan Kurtulmuş, ''Bizi sağcılık, solculuk, başkalarının tanımlamaları bağlamıyor, bizi muhafazakarlık, liberallik bağlamıyor. Bizi vicdan bağlıyor, bizi ahlak bağlıyor, bizi medeniyetimizin değerleri bağlıyor, bizi adalet bağlıyor, bizi hakkaniyet bağlıyor hem de sımsıkı birbirimize bağlıyor'' dedi.

REFERANDUM İSTEĞİ

Füze Kalkanı Projesine ilişkin de eleştirilerini dile getiren Kurtulmuş, Hükümetin bu süreçte iyi bir halkla ilişkiler politikası yürüttüğünü ve vatandaşın gözünü boyadığını savundu.

Füze kalkanı konusunun millete götürülmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, ''Eğer kendinize güveniyorsanız hodri meydan. Parlamentodan ve milletten kaçırdığınız Füze Kalkanı meselesini gelin önümüzdeki pazar günü referanduma götürelim'' diye konuştu.

CHP'nin ciddi bir muhalefet anlayışı sergilemediğini ileri süren Kurtulmuş, ''Ümit ederim ki sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi CHP gerçekten yeni CHP olsun. Ümit ediyorum ki derin CHP'nin refleksleri bunu gerçekleştirmeye müsaade eder'' diye konuştu.

Kurtulmuş, ''Grupta konuşma yasağı konularak sosyal demokrat bir parti olunamaz, genel başkan yardımcıları televizyonların önünde konuşanları paylayarak demokrat bir parti olunamaz, demokrat bir partinin il binasında çalışan işçiler sigortasız, kaçak bir şekilde çalıştırılamaz. CHP'nin Mersin teşkilatında olduğu gibi...'' dedi.
habertaraf

Kurtulmuş:Türkiye ne Avrupa'nın sınır karakolu ne de ABD'nin ileri karakolu olmamalıdır. Yeni dünya düzeninde Türkiye doğu ve batının parlayan bir yıldızı olmalıdır.''

HAS PARTİ Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, hükümetin Füze Kalkanı Projesine en başta 'hayır' demesi gerektiğini söyleyerek Lizbon'da 'one minute' denmesi gerektiğini belirtti.
23 Kasm 2010
Halkın Sesi Partisi (HAS PARTİ) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, hükümetin Füze Kalkanı Projesine en başta 'hayır' demesi gerektiğini söyledi ve ''Marifet Davos'taki otel lobisinde 'one munite' demek değildir. Marifet Lizbon'daki NATO karargahında 'one munite' demektir'' dedi.

Kurtulmuş, haftalık basın toplantısını, Kuruculular Kurulu üyelerinin yoğun katılımıyla parti genel merkezinde yaptı. Kurtulmuş, HAS Parti'nin 28 Kasımda yapacağı büyük kongre ile seçim startını vereceğini belirterek konuşmasına başladı.

Şu anda Türkiye gündeminin Füze Kalkanı Projesi olması gerektiğini, hükümetin bu proje konusunda çok başarılı bir halkla ilişkiler çalışması yürüttüğünü belirten Kurtulmuş, projenin, hükümetin bir başarısıymış gibi lanse edildiğini öne sürdü. Kurtulmuş, Füze Kalkanı Projesi konusunda muhalefet partilerinin sessiz kalmasını da eleştirdi. Kurtulmuş, Türkiye'de konunun bir magazin konusuymuş gibi algılandığını ve bununda düşündürücü olduğunu ifade ederek, projenin hayata geçirilmesiyle birlikte Türkiye'nin yeni düşmanlarının ortaya çıkacağını kaydetti.

''Konuştuğumuz füze kalkanı bizim bildiğimiz kılıç kalkanı oyunundan ibaret değildir'' diyen Kurtulmuş, bu proje ile birlikte NATO'nun da nitelik değiştirme işlemini tamamlayacağını savundu.

Füze Kalkanı Projesi'nin ABD, İngiltere ve İsrail'e kafa tutacak herkesi hedef alan bir proje olduğunu ileri süren Kurtulmuş, sözlerine şöyle sürdürdü:

''Böyle olduğu için çok ciddi şekilde tartışılması gereken bir konudur. Bu konu önemliliği nedeniyle siyasetçiler, entelektüel çevreler ve bütün Sivil Toplum Örgütleri'nin boynunun borcudur. Türkiye'ye kurulması planlanan füze rampaları Ortadoğu ve Asya'nın içlerine kadar genişletilmiş durumdadır. Bu proje Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin bir parçasıdır. Projenin maliyeti de Türk halkının sırtına yüklenecektir.''

''KOMŞU ÜLKELERLE SIFIR SORUN TEZİ İFLAS ETMİŞTİR''

Kurtulmuş, projenin yeryüzündeki yeni saldırganlıkları önlemek teziyle ortaya çıktığını belirterek, bu tezin de kocaman bir yalan olduğunu söyledi.

Müttefik güçlerin ilk Irak savaşında ve daha sonraki savaşlarda, önce savaşı ilan ettiklerini ve daha sonra da NATO ve BM'yi sürecin içine dahil ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, ''Irak'ta 1,5 milyon insan ölürken bunun kararları NATO karargahlarında alınmadı mı? Dolayısıyla Türkiye'ye karşı bir tehlike söz konusu olursa bu tehlikeyi NATO'nun gerçekten savuşturacağını nereden biliyoruz. Bütün bunlar cevabı havada olan konulardır'' diye konuştu.

Kurtulmuş, Hükümetin füze kalkanı konusunda baştan beri söylediği kırmızı çizgilerden hiçbirinin gerçekleşmediğini ve söylemlerinin temenniden öteye gitmediğini kaydetti.

Hükümetin iktidara geldikten sonra komşu ülkelerle başlattığı ''sıfır sorun'' politikasını beğendiklerini ve Suriye ile sınır açma çalışmalarını da desteklediklerini vurgulayan Kurtulmuş, bu konuda gerek sözlü gerekse de yazılı açıklamayla, kamuoyuyla konuyu paylaştıklarını anlattı. Kurtulmuş, hükümetin kurulacak Füze kalkanı projesi ile komşularla 'sıfır sorun' politikasının tezat oluşturduğunu da öne sürdü.

POLONYA VE ÇEK CUMHHURİYETİNİN DİRENCİ

Füze Kalkanı Projesi'ne hükümetin baştan itibaren karşı çıkması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'''Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun dış politika tezi iflas etmiştir. Bu projeyi kime karşı hangi komşumuza karşı kullanacağız. Bu bir göz boyamasıdır. Gönül arzu ederdi ki, Türkiye bu projeye hayır diyebilseydi. Füze kalkanı projeleri tartışmaları olduğu zamanda sayın Başbakan 'biz böyle bir projeye karşıyız' diyebilmeliydi. Sizi bu kadar yakından ilgilendiren bir projeye en baştan hayır demesini bilmezsiniz adamlar bütün şartlarını getirtip size dayatırlar. Lizbon görüşmelerinin sonucu budur. Sayın Başbakanın geçmişte Davos'taki 'one munite'ten dolayı kendisini tebrik ettiğimizi hepiniz biliyorsunuz. Yazılı ve sözlü hatta miting meydanlarında da tebrik ettim. Ancak marifet Davos'taki otel lobisinde '0ne munite' demek değildir. Marifet Lizbon'daki NATO karargahında 'one munite' demektir.

Türkiye'yi ilgilendiren böyle önemli bir konuyu referanduma götürerek halka sormalısınız. Çek Cumhuriyeti ve Polonya halkının siyasi ve kamuoyunun ortaya koyduğu direnci maalesef biz ortaya koyamadık. Bu proje dünyayı 3. küresel savaşa sürüklüyor. Bir anlamda dünyayı yeniden ikili kutuplaşmaya götürüyor. NATO ve BM'lerin meşruiyeti tartışılır hale gelmiştir. Adil bir dünya sisteminin nasıl kurulacağını konuşmak Türkiye'nin boynunun borcudur. Türkiye ne Avrupa'nın sınır karakolu ne de ABD'nin ileri bir karakolu olmamalıdır. Yeni dünya düzeninde Türkiye doğu ve batının parlayan bir yıldızı olmalıdır.''
anadoluhaber

Serdar Akinan
HAS Parti neden önemli?

Bu parti sağcı bir parti değildir, solcu bir parti değildir, liberal bir parti değildir, muhafazakar bir parti değildir. Bu parti Türkiye'de milletin, halkın merkezi olan bir partidir. Yerimizi milletin merkezi, halkın sesi olarak tanımlıyoruz. Alevi-Sünni meselesi, Türk-Kürt meselesi, dindar-laik meselesi, asker-sivil meselesi gibi meseleleri sürekli büyüterek bunların üzerinden siyaset yapma devri artık geride kalmıştır'

Bu cümleyi kuran Numan Kurtulmuş...
Numan Bey'le yaptığım söyleşilerde tek bir şey gördüm.
Namuslu, vicdanlı ve hakiki bir siyasetçi...

Küresel, bölgesel ve yerel fotoğrafı ekonomik, politik, sosyal, kültürel ve ahlaki boyutlarıyla okuyan ve bu medeniyet krizine Türkiye üzerinden yanıt verebilecek bir sözü olan biri.

Kurtulmuş, bugün Türkiye'de yığınlara 'siyaset'' olarak takdim edilen şeyin nasıl bir kültürel yıkım ve ayrışıma yol açtığının teşhisini yapan bir hareketin sözcüsü...
Parti programında, 'Türkiye'de siyasetin bir zenginleşme aracı olarak kullanıldığını yüksek sesle söyleyebilen ve başkaları üzerinde tahakküm kurma ya da kamusal süreçler aracılığıyla topluma şekil verme uğraşısı da olmayacaktır.'' gibi tespitlere imza atan bir anlayış...

Parti programının final cümleleri çok hoşuma gittiğinden o satırları paylaşmak istiyorum:

'Gökten yağmur indikçe, yerden nebat bittikçe, yani takatimiz arttıkça bunları da adaletle ve mümkün olan en iyi şekilde yerine getireceğiz. Ancak şunu tekrar tekrar taahhüt ediyoruz. Hiç kimse rızk endişesi ve istikbal korkusuyla kimsenin önünde eğilmeyecek, kimseye kulluk etmeyecektir. Bu bizim itikadımızdır. Bu itikadımızı hiçbir güç bozamaz.

Her şey; iç ve dış politika, Merkez Bankası, piyasa, AB, NATO, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü vs bu prensip etrafında dönecek, asla bu prensibin dışına çıkılmayacaktır.

Çift dil ve çift gündemimiz olmayacak, sizlerin dışınızda hiç kimseyle gizli bir ittifakımız olmayacak, halkımızın dışında hiçbir güç odağına dayanmayacağız.
Bugüne kadar insanları köleleştiren sistemlerle mücadele edenler, farklı inanç, felsefe, değer yargıları ile hareket ettiler. Şimdi burada birleşiyoruz, kula kulluğa, sömürüye, adaletsizliğe karşı çıkanlar bu partide, bu çatı altında güçlerini birleştiriyor. Buna inanan bütün insanları burada, bu çağrı etrafında toplanmaya davet ediyoruz.''
http://www.aksam.com.tr/2010/11/06/yazar/19354/serdar_akinan/has_parti_neden_onemli_.html

Numan Kurtulmuş'un Yeni Partisi: Halkın Sesi Partisi


01 Kasım 2010

Numan Kurtulmuş, bugün düzenlediği toplantı ile partisinin ismini ve logosunu açıkladı: Halkın Sesi Partisi (HAS PARTİ)...

Saadet Partisi'nden ayrıldıktan sonra yeni bir oluşum başlatan Numan Kurtulmuş, yeni partisinin adını ve logosunu açıkladı. Yeni partinin adı 'HALKIN SESİ PARTİSİ' oldu...

Ankara Rixos Otel'de düzenlenenen basın toplantısında Numan Kurtulmuş açıklama yapıyor.

Kurucular Kurulu listesinin açıklanmasının ardından kürsüye gelen Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

Bir çok kimseye şükran borçluyum. Bütün kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Bizi bir ay gibi kısa süre içerisinde bu partinin kurularak bugün gelmesini sağlayan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Birinci sorumuz şudur:

Niçin bu kadro kendine yeni bir yol aramaya karar vermiştir?

Bugün içinde bulunduğumuz şartlar, yolsuzluk ve yolsuzluğun sürmesi, olumsuz küresel şartlar, kendi şartları içinde çözümleyecek ve bunu küresel ölçekte ortaya koyacak bir siyaset şeklini zorunlu kılmıştır.

Bu sorunların çözülmesi sömürgeci ve tekelci zihniyetlerle asla mümkün değildir. Sadece her hangi bir hükümetin programından kaynaklanan sorunlar değildir. Siyaseti bir medeniyet siyaseti olarak algılayan iddia ve irade sahibi bir topluluk bugün buradadır.

Ayrıca Türkiye'de siyasal sistemin yaşadığı sorunlar, sorunların büyütüldüğü bir ortamı ortaya koyuyor. Siyasi partiler sorunları çözmek yerine kavga üzerinden siyaset yürütüyorlar. Hergün kavga üretiyorlar. Milletin sorunlarını bilen, bunu çözme iradesine sahip olan ve asla mış gibi yapmayan, geri adım atmayacak, korkmayacak bir siyasi harekete ihtiyaç var.

Bütün bu gerekçeler burada bulunan kadroyu harekete geçirmiştir.

Zıtlıkları büyüterek siyaset yapma dönemi artık sona ermiştir. Yolumuz açık olsun. Bu arkadaşlarımızın ortak çabalarından oluşacak bu hareket inşallah yolumuzu aydınlatsın.

İkinci sorumuz şudur:

Siyasi olarak yerimiz neresidir?

Bu parti Türkiye'de milletin, halkın merkezi olan bir partidir. Onun için yerimizi milletin merkezi halkın sesi olarak tanımlıyoruz.

Biz bunu söylerken bizim partimizde çok farklı arkadaşlarımız olacak. Kendi birikim ve tecrübelerini paylaşacaklar. Bilgilerini bu siyasi hareketin öncve muktedir bir siyasi hareket olmasına harcayacaklar. Farklılıklarımız bizim aramızda bir sorun olmayacak.

KURUCULAR KURULU

Numan Kurtulmuş

Abdulaziz tantik

Abdülhamit Gül

Abdülkadir Özer

Abdullah Uzun

Ahmet Akçay

Ahmet Bilgin

Ahmet demircen

Ahmet Erdoğdu

Ahmet Gül

Ahmet Münir Yaşar

Ahmet Sipahi

Akif Gürdoğan

Ali Aktaş

Ali Öztürk

Allan polat

Atıf Özbey

Aydın Yardımcı

Ayham Demir

Aynur Demiray

Bahri Zengin

Banu Atabay

Beyhan Aslan

Birol Kiraz

Cevat Özkaya

Nazır Cinangir İslam

Çağrı Erhan

Ebru Kurban

Ekrem Baki

Emine Arslan

Emine Uçak Erdoğan

Emre Baki

Enis Başakın

Enver Bakırcı

Erdinç Yazıcı

Erol Dilaver
Erol Erdoğan

Erol Gökalp

Ersan Erdoğan

İbrahim Ertan Yülek

Ekrem Uludağ

Zeki Acar

Fikret Karabekmez

Filiz kozan

Gülten Çelik

Halil İbrahim Karademir

Hakan Poyraz

Halil Aydın

Halil Yıldız

Haluk Yavuzer

Hasan Kaya

Hatice Aydın

Hayri Kırbaşoğlu

Himmet Reşit Ayhan

Hüseyin Güleç

İbrahim Atıcı

İbrahim Durmaz

İbrahim Tenekeci

İlknur Karaaslan

İlyas Sönmez

İrfan Gül

İsmail Aydos

İsmail Karaduman

İsmail Küçükali

Kayhan Özdemir

Kazım Aslan

Kemal Albayrak

Lütfü Esengün

Emin Aydın

Kemal Şahin

Mahmure Boyalı

Mahmut Tadoğan

Mehmet Akgül

Mehmet Batur

Mehmet Bekaroğlu

Mehmet Güngör

Mehmet Kahraman

Mehmet Sıddık Kara

Süleyman Metin Kalkan

Muhittin Bal

Mukadder Başeğmez

Murat Acar

Murat Kargılı

Musa Demir

Mustafa Çetin

Mustafa Enesoğlu

Mustafa Özkan

Mücahid Canbolat

Mücahit Yanılmaz

Naci Terzi

Necati Açak

Necip Fazıl Kurt

Nedim İlci

Nezahat Albay

Nurettin Aktaş

Orhan Şişman

Ömer Genç

Ömer Özmen

Ömer Vehbi HAtipoğlu

Özlem Urgancıoğlu

Rahmi Korkmaz

Rasim Arslan

Refaeddin Şahin

Remzi Çetin

Saffet Topaktaş

Sami Dedeoğlu

Sedat Şenbal

Selahattin Aydın

Selami Yeşil

Semra Ünsal

Serdar Akça

Serkan Acar

Seyfullah Şahin

Sezen Kara

Sıtkı Abdullahoğlu

Sıtkı Cengiz

Sinan Hacınecipoulu

Mustafa sinan Kumlu

Süleyman Bayraktar

Şaban Şevli

Şahin Kılıçarslan

Şeref Malkoç

Sadettin Bilgin

Teoman Rıza Güneri

Tuba Albayrak

Uğurhan Ergin

Zekai Kutan

Sıradışı

"Başörtülü aday gösteririz"

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Fatih Altaylı'ya konuştu
03 Kasım 2010

Saadet Partisi ile yollarını ayırarak yeni bir parti kuran Numan Kurtulmuş, TEKE TEK'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Saadet Partisi defterini kapattığını söyleyen Kurtulmuş, AK Parti'yi de aldığı oyu taşıyamamakla suçladı. Kurtulmuş, partisinin örgütlerinden başı kapalı milletvekili adayı gönderilirse buna hayır demeyeceklerini söyledi.

Video için tıklayınız: http://video.haberturk.com/video/index/44897

Saadet Partisi'nden ayrılarak HAS Parti'yi kuran Numan Kurtulmuş, TEKE TEK'te Fatih Altaylı'ya Saadet Partisi ile farklarını ve yeni partiyi anlattı. Türkiye'de sistem anlayışının ve toplum ahlakının restore edilmesi gerektiğini savunan Kurtulmuş, "Türkiye'nin ihtiyacı olan siyasi partiyi oluşturuyoruz" şeklinde konuştu. "Aslında bu parti sokakta vardı, toplumda vardı. Biz var olan bir yapıyı ete kemiğe büründürdük" diyen Kurtulmuş, Türkiye'deki hiçbir partiye benzemeyeceklerini dile getirdi.

O DEFTER KAPANDI
Numan Kurtulmuş, Fatih Altaylı'nın Saadet Partisi ile yollarının ayrılması yönündeki sorularına "O defter kapanmış bir defterdir. Onun yerine yeni bir sayfa açtık" cevabını verdi. "Siyasi üslubumuzda, bakışımızda farklar olduğu ortaya çıktı. İftar baskını vs. gibi şimdiye kadar Türk siyaset tarihinde belki de ilk defa olan olaylar oldu. Bu denli olayların olduğu bir süreci geride bıraktık" diyen Kurtulmuş, artık geriye bakmayacaklarını söyledi.

SORUN FATİH ERBAKAN MIYDI?
Kurtulmuş, Altaylı'nın partide ipleri gelen noktanın Fatih Erbakan'ın parti üst yönetimine alınmaması olup olmadığı yönündeki sorusuna "Genel kurula zaten bir genel başkan adayıyla girildi. İki liste de birbirinin aynısı olsa bile bu sonuç ortaya çıkacaktı. Değişen bir şey olmazdı" şeklinde cevap verdi.

İKİ PARTİ ARASINDAKİ FARK
Altaylı'nın iki parti arasındaki farkın ne olduğu sorusuna, "Bir kere Halkın Sesi Partisi kısa adıyla HAS Parti, yeni bir parti. Bundan sonraki siyaset sürecinde biz burada yeni bir şey denemeye çalışıyoruz. Şu anda geçmişten kalan liberal, sol, sağ partiler Türkiye'deki siyasi sistemi karşılamıyor. Yeni ve yerel bir tanıma ihtiyaç var. Anti emperyalist, herkesi birey olarak siyasetin içine sokan bir tanıma" cevabını veren Kurtulmuş, demokratik açılım konusunda AK Parti'yi eleştirdi.

AK PARTİ ALDIĞI OYU TAŞIYAMADI
Kurtulmuş, "AK Parti almış olduğu oyu taşıyamadı. Burhan Kuzu'ya 'Sen bir anayasa hazırla' deniyor. Tüm bunlar kapalı kapılar ardında yapılıyor. Projenin olması lazım. İktidar, yüzde 58'in ne istediğini siyasi olarak ortaya koyamadı" şeklinde konuştu. "Siyaset kostümle yapılmaz" şeklinde konuşan Kurtulmuş, PKK'nın seçim sürecine kadar ateşkes kararı alması ve son saldırıyla ilgili olarak da "Silahların gölgesinde barış konuşulmaz" dedi.
habertürk

Ve karşınızda İslamcı sol parti
Ahmet Hakan
2 Kasım 2010
NUMAN Kurtulmuş nihayet partisini kurdu.
“Halkın Dostları” ya da “Halkın Kurtuluşu” gibi sol kokan bir isim konmuş partiye...
Kısaltması ise “HSP” yerine “AK Parti” türü bir kısaltmayı çağrıştıran “HAS Parti” yapılmış.
Hayırlı olsun... Uğurlu olsun...
* * *
“Kurucular Kurulu” listesine göz attım.
Mehmet Bekaroğlu harekete dahil olmuş. Bu iyiye işaret...
Şair İbrahim Tenekeci “kurucu” olmuş. Yaşasın peltek vaiz!
Hayri Kırbaşoğlu Hoca da işin içinde... Yürekli ilahiyatçımızı orada görmekten memnunuz.
Mazlumların sesi Cevat Özkaya “Ben de varım” demiş... Güzel.
Müfit Yüksel, Alper Gencer ve Necdet Kutsal gibi eli kalem tutanlar da omuz vermiş partiye... Süper.
* * *
Bir ara Mehmet Bekaroğlu ile Ertuğrul Günay, “İslamcı sol” hareketini başlatmıştı.
Ertuğrul Günay AK Parti’ye gidip bakan olunca Bekaroğlu yalnız kalmış ve hareket daha başlamadan bitmişti.
Numan Kurtulmuş’un yeni partisi, bir açıdan o başlamadan biten “İslamcı sol” hareketi yeniden canlandıracak gibi görünüyor.
Bunu şuradan çıkarıyorum:
Sağcı olmayı, muhafazakâr olmayı, merkez olmayı, kapitalist olmayı, düzenin yürütücüsü olmayı, müteahhit olmayı, Karun olmayı reddeden ve daha önemlisi mesele eden ne kadar İslamcı entelektüel varsa yeni partiye dahil olmuş.
* * *
Numan Kurtulmuş’un yeni partisiyle birlikte...
O cenahın partilerinin yeni tasnifi şöyle yapılabilir:
AK Parti: Dindarlık tonu biraz fazla merkez sağ parti.
Saadet Partisi: Erbakan’ı sevenler cemiyeti.
HAS Parti: Sol tarafı gelişmiş İslamcı parti.
Büyük Birlik Partisi: İslami yönü gelişmiş milliyetçi parti.
Hürriyet

HANGİ SOSYALİSTLER NUMAN KURTULMUŞ'UN PARTİSİNE KATILDI
01.11.2010
Saadet Partisi'nden ayrılan Numan Kurtulmuş, Halkın Sesi Partisi'ni bugün ilan etti. Halkın Sesi Partisi'nin kurucuları tartışılırken en ilginci tartışmasız Türkiye Birleşik İşçi Partisi'nin yakın döneme kadar genel başkanlığını yürüten Zeki Kılıçaslan. İşçilerin bağımsız partisini kurmak adına yola çıkan Kılıçaslan, Numan Kurtulmuş'un partisine katıldı. Kılıçaslan ile beraber bir grup TBİP üyesi de Halkın Sesi partisine katıldı.

Kılıçaslan istifa kararını şöyle duyurdu:

Adı daha sonra Türkiye Birleşik İşçi Partisi (TBİP) olarak değişen İşçi Kardeşliği Partisi'ni (İKP) 2006 yılında çeşitli eğilimlerden sosyalistler ve bir grup işçi arkadaşımız ile birlikte kurduk. Bu girişimin hedefi sınıf içi mücadeleci eğilimlerin birliğini sağlayacak, yapay olarak işçileri "sağ", "sol" diye ayırmayacak

bağımsız, kitlesel olmayı amaçlayan bir işçi partisi oluşturmaktı. Girişimi başlatalı yedi yıl ve partiyi kuralı 4.5 yıl geçti. Gelinen duruma baktığımızda partimiz çok olumlu bazı işleri başarmış olmasına rağmen, kitlesel bir işçi partisini hedefleyen bir siyasal örgütlenme girişimi olarak tıkanıklık içine girdiği görülmektedir.

Baştan beri yakın olarak gördüğümüz çeşitli sosyalist parti ve eğilimlerle yürütülen demokratik çoğulcu bir işçi emekçi partisinde birlik oluşturma girişimlerimiz de anlamlı bir sonuca ulaşamamıştır. Görüşüme göre böylesi bir durumda partiyi aynı yönde devam ettirmek, niyetlerimiz ne olursa olsun, Türkiye sosyalist hareketinde birçok örneği olan "dar sosyalist grup" örgütlenmesi mantığına düşmek

anlamına gelecektir. Bu durumu değerlendirerek parti yönetiminden ve üyelerinden bir grup arkadaşla birlikte TBİP'den istifa etme kararı vermiş bulunuyorum.

Ben ve TBİP'den istifa eden arkadaşların bir kısmı bundan sonraki siyasal yürüyüş seçeneği olarak içinde M. Bekaroğlu ve arkadaşlarının da aktif olarak yer alacağı N. Kurtulmuş liderliğindeki yeni parti girişimini değerlendirmekteyiz. Eğer ortaya çıkacak politik çerçeve içinde emekçilerin, ezilenlerin çıkarına politika yapılabilecek bir alan oluşturulabilirse burada yer almayı düşünüyoruz.

Ayrıldığım parti, diğer sosyalist parti ve çevrelerdeki arkadaşlarım gibi benim de önümde işçilerin, emekçilerin, yoksul halkın ve tüm ezilenlerin mücadelesi içinde olma dışında bir seçenek yoktur.
Odatv.com

Yeni Parti İçin Başvuru Pazartesi
27 Ekim 2010
Numan Kurtulmuş, yeni parti başvurusunun pazartesi yapılacağını, isim için 6-7 alternatif olduğunu söyledi. Kurtulmuş, partide yer alacak sürpriz isimleri de açıkladı.
Saadet Partisi'nin eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, NTV canlı yayınında yeni parti çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kurtulmuş şunları söyledi: "Hafta sonu kurucular kurulunu bir araya getireceğiz. Tüzüğü ve programı tartışacağız ve yeni parti başvurusunu pazartesi günü yapacağız.

230 isim teklifi geldi, biz söylemeden bunu yapan gönüllü isimler oldu. İsim sayını 6-7'ye indirdik. Bunlardan herhangi biri olabilir. Bu ismin kısa süre içerisinde bütün seçmen kitlesine benimsetilmesi gerekiyor, bununla ilgili eksik yapmamaya gayret ediyoruz.

Çok değerli arkadaşlarla görüştük. Yüzlerce isimle görüştük. Bunlar içerisinde çok seviyeli bir genel idare kurulu listesi oluşuyor. Partide Demokrat Parti'nin eski Genel Başkan Yardımcısı Çağrı Erhan, Anavatan Partisi'nde başkanvekilliği yapmış Beyhan Aslan, sol cenahtan Prof. Zeki Karaaslan hocamız, bir dönem birlikte çalıştığımız Mehmet Bekaroğlu, üniversitelerden Erol Göka, Haluk Yavuzer gibi isimler var. Kadınlardan, iş dünyasından isimler var. Çok iyi bir kompozisyon ortaya çıkıyor.

Bu parti bir iç koalisyon şeklinde olmayacak. Geçmişte başka siyasi parti içinde bulunanlar biraraya gelebilir. Burası bir süpermarket, her reyonda başka bir şey satılıyor. Bu partiyi bütün arkadaşlarımızla birlikte oluşturacağız.

'Milli Görüş'ün partisiyiz' demeye gerek yok. Bu dar bir partiyle tutulabilecek bir şey değil, bütün bir birikimin adıdır.

Erbakan'ın genel başkanlığı hayırlı uğurlu olsun, şaşırmadım.

Bir parti genel merkezi için tarifi kolay bir yeri bakıyoruz." aktifhaber

Numan Kurtulmuş Tarih Verdi

Saadet Partisi'nden ayrılan Numan Kurtulmuş, "Ekim ayı sonunda parti genel merkezinin kuruluşunu sağlamış olacağız" dedi.

10.10.2010

Saadet Partisi’nden ayrılan eski Genel Başkan Numan Kurtulmuş önderliğindeki ekibin partileşme çalışmaları sürüyor.
Kurtulmuş, parti teşkilatının önemli bir bölümünün kendileriyle hareket ettiğini söyledi.

Kurtulmuş şöyle konuştu:

"İnşallah Ekim ayı sonu gibi parti genel merkezinin kuruluşunu da sağlamış olacağız. Resmi kuruluşunu tamamlamaya gayret ediyoruz. Çok yoğun bir program var. Öteden beri söylediğimiz bir şey var: Partiler masa başında kurulmaz. Partileri kuracak olan millettir. Anadolu’nun her tarafında daha önce bizimle birlikte siyasi mücadele bulunmuş olan arkadaşlarımızın çok büyük bir kısmı, aynı yolu bizimle birlikte yürümeye karar vermiş durumda. "

SP'den istifa edenler, Kurtulmuş'un partisine!
16:10 - Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Ertan Yülek, çarşamba günü genel başkan yardımcıları ile SP Divan Kurulu Başkanlığı ve Genel İdare Kurulu üyelerinin istifa ederek, Numan Kurtulmuş'un Yeni Medeniyet Siyaseti Hareketi'ne katılacaklarını bildirdi. 11.10.2010 ADANA netgazete

SP'de 53 il ve 65 belediye başkanı istifa etti
16:40 - Eski Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, şu ana kadar Saadet Partisi'nden 53 il başkanının ve 65 belediye başkanının istifa ettiğini, alt kadrolardan da çok ciddi şekilde istifalar geldiğini belirterek, genel seçime yetişecek bir parti hazırlığı içinde olduklarını söyledi. 09.10.2010 ANKARA netgazete

Kurtulmuş'a En Yakın İsim Konuştu

05 Ekim 2010

Numan Kurtulmuş'un, 'Milli Görüş' gömleğini çıkarıp çıkarmayacağına ilişkin yorum, kendisine en yakın isimden geldi
SP'den ve genel başkanlıktan ayrılarak yeni bir siyasi partinin hazırlıklarını sürdüren Numan Kurtulmuş'un, 'Milli Görüş' gömleğini çıkarıp çıkarmayacağı tartışma konusu oldu.

Bu konuda ilk açıklama Kurtulmuş'a yakın kurmaylardan Şeref Malkoç'tan geldi. SP genel başkan yardımcılığı görevinden bu hafta istifa edecek olan Malkoç, "Milli Görüş gömleğini çıkarmadık. Bizim üzerimizdeki bu gömleği yırtıp atmak isteyenler var." dedi. Kurtulmuş'un liderliğinde kurulacak yeni siyasi parti için acele edilmeyeceği öğrenildi. Kurtulmuş, parti kuruluşunu zamana yayarak yıl sonuna kadar tabelayı asmak istiyor.

Parti için şu ana kadar 40 civarında isim geldi. Bu isimler arasında, "Yeniden Büyük Türkiye Partisi", "Refah ve Medeniyet Partisi" öne çıkan iki isim oldu. Kurtulmuş'un, yeni parti kadrosunu oluştururken ilginç bir yöntem deneyeceği de öğrenildi. Buna göre, internet sitesi üzerinden talepler toplanacak. Kurtulmuş da parti kuruluşu öncesi Anadolu turuna çıkacak. Yeni partide Milli Görüş'ün yanı sıra soldan isimlerin de olabileceğini söyleyen Malkoç, "Adalet, ahlak, aile ve adil paylaşımı esas alarak yeniden büyük Türkiye'yi arzu eden bütün herkesi ayrım gözetmeksizin birlikte siyaset yapmaya davet ediyoruz." diye konuştu. aktifhaber

Numan Kurtulmuş'tan Erbakan'a Sert Cevap
04 Ekim 2010
Saadet Partisi'nden (SP) ayrılan Numan Kurtulmuş, Necmettin Erbakan'ın 'Sürüden ayrılanı kurt kapar' sözüne tepki gösterdi.
Kurtulmuş, "Biz sürü değiliz, sürülerle de ilgilenmiyoruz. Biz iradesi olan, bu ülkeye karşı sorumluluk bilen kişileriz. Herkesi arkadaşımız, kardeşimiz, yoldaşımız bildik." dedi.

Geçtiğimiz Cuma günü SP'den ayrıldıktan sonra Ankara'ya giden Numan Kurtulmuş, İstanbul'a döndüğünde Atatürk Havalimanı'ında kameraların karşısına geçti. Gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kurtulmuş, kendisini karşılayanlara teşekkür etti. SP'den ayrıldıktan sonra arkadaşlarıyla birlikte durum değerlendirmesi yapacağını aktaran Kurtulmuş, "Sadece bizim camiamız değil, tüm Türkiye'nin görüşlerini almaya gayret edeceğiz. Türkiye'yi, Anadolu'yu dolaşarak bu yolu en kısa zamanda tamamlayarak, Türkiye'de milletin bize yüklediği, tarihin bize yüklediği sorumlulukları yerine getireceğiz." diye konuştu.

'Kuracağınız partiyi gelecek seçimlere yetiştirebilecek misiniz?' şeklindeki soruya Kurtulmuş, "Gelecek seçime girecek bir siyasi oluşumun gerçekleşmesi için gayret ediyoruz. Türkiye'nin her tarafında, her şehrinde gerçekten fevkalade ilgi görüyoruz. Taleplerin ve telefon trafiğinin arttığını görüyorum. Masa başında değil, milletle birlikte, milletin ilgisinin teveccühünü doğru şekilde sunmak esastır." diye karşılık verdi.

Yeni partide Süleyman Soylu ile birlikte bir olacağı yönündeki söylemlerin spekülasyon olduğuna değinen Kurtulmuş, "Partiden yeni ayrıldım. Diğer arkadaşlar, süreci yönetiyor. Türkiye'nin ihtiyacı, milletin talepleri neyse o doğrultuda çok acil olmadan, serinkanlı şekilde yapmaya gayret edeceğiz." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş'u havalimanında SP İstanbul İl Başkanlığı Erol Erdoğan, İl Gençlik Kolları üyeleri ile bazı partililer çiçeklerle karşıladı. Numan Kurtulmuş'un aracına binişi sırasında 'Başbakan Numan' sloganları atıldı. Liyakat Platformu tarafından açılan 'Liyakatlı lider selam olsun sana… Büyük yürüyüşte yanındayız' pankartı dikkat çekti. aktifhaber

Saadet'in Kurtulmuş Bilançosu Ağır
05 Ekim 2010
Numan Kurtulmuş'un SP'den istifasının ardından, bir çok partili, partisinden istifa etme kararı aldı. Kurtulmuş'un istifası Saadet Partisi'ne pahalayı mal oldu.
Saadet Partisi’nden istifalar sürüyor. Kocaeli, Ordu, Bitli ve Batman’dan sonra yurdun değişik bölgelerinden de istifalar geldi. Sivas’ın Akıncılar ilçesinde Saadet Partisi İlçe Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin partiden istifa ettikleri bildirildi. 29 Mart 2009 tarihindeki yerel seçimlerinde Akıncılar ilçesinde Saadet Partisi’nden Belediye Başkan Adayı olan Murat Sevinç, seçimlerin ardından Saadet Partisi Genel Merkezince Akıncılar ilçesinde parti başkanlığı görevine geldi.

Konu hakkında açıklama yapan Saadet Partisi Akıncılar İlçe Başkanı Murat Sevinç, veliahtlık dönemlerinin yaşanmasının üzücü olduğunu söyleyerek, “Numan Kurtulmuş’a yapılan haksızlıklar ve çirkin siyaset zihniyeti taşıyanlarla aynı kulvarda olmaktan uzak duracağız. Babadan oğula geçen veliahtlık dönemlerinin hâlâ yaşanması üzücü. Unutulmamalı ki; Numan Kurtulmuş’un Saadet Partisi’nin başına geçtikten sonraki Türkiye genelindeki oy oranı yüzde sekizlere geldi” dedi.

BİNGÖL’DE TOPLU İSTİFA

Saadet Partisi Bingöl’ün Genç İlçe Teşkilatı’nın topluca istifa etme kararı aldığı belirtildi. Saadet Partisi Genç İlçe Başkanı Yusuf Afşin, partilerinden topluca istifa etme kararı aldıklarını belirtti. 5 Ekim 2010 günü SP Bingöl İl Başkanlığı binasına gelerek il teşkilatı ile birlikte istifa edeceklerini belirten Afşin, Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığını yapacağı yeni partide görev alacaklarını söyledi. Afşin, teşkilat olarak Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığını yapacağı partide görev alacağız” dedi.

DÜZCE İL BAŞKANI DA ISTIFA ETTI

Saadet Partisi Düzce İl Başkanı Selahattin Aydın da partisinden istifa etti.
Aydın, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, görevinden ve parti üyeliğinden istifa etme kararı aldığını ve dilekçesini Saadet Partisi Genel Merkezi’ne ilettiğini söyledi. Aydın, istifa öncesi, teşkilat üyeleri ve il yönetim kurulu üyeleriyle toplantı yaptıklarını ifade ederek, ''Yönetim kurulu olarak toplandık. Ben il başkanlığından ve parti üyeliğinden istifa ediyorum. Herkes kararını kendisi vermelidir. Benimle birlikte 6 yönetim kurulu üyemiz ile kadın kollarından birkaç arkadaşımız da istifa dilekçelerini sundular'' dedi.

ELAZIĞ İL BAŞKANI İSTİFA ETTİ

SP’den ayrılan son isim ise SP Elazığ İl Başkanı İlyas Keskin oldu. İlyas Keskin, partide yaşanan olumsuz durum nedeniyle istifa ettiğini açıkladı. Keskin, yaptığı basın açıklamasında 11 Temmuz'da yapılan olağanüstü kongreden bu yana görülen tabloda bir türlü düzelmenin olmaması nedeniyle partideki 37 yıllık çalışma hayatına son verdiğini kaydetti.

GAZİANTEP İL BAŞKANI SİMİTÇİ İSTİFA ETTİ

Semih Simitçi, SP İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, 1 buçuk yıldan beri SP Gaziantep İl Başkanlığı görevini yürüttüğünü hatırlatarak, "Hepimizin bildiği gibi 11 Temmuz 2010 günü yapılan büyük kongreden sonra yaşanan üzücü hadiseler sonucunda Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 1 Ekim Cuma günü genel başkanlıktan ayrıldı. Ben de yaptığım istişareler sonucunda Saadet Partisi Gaziantep İl Başkanlığından ayrılıyorum. Bu kararımız siyasi hayatımızda bir son değil yeni bir başlangıç olacaktır. Benimle beraber çalışan bütün kardeşlerime teşekkür ederim." dedi.

Simitçi ile beraber Şahinbey İlçe Başkanı Fethullah Genç, Şehitkamil İlçe Başkanı Necati Büyükkonuk, İslahiye İlçe Başkanı Süleyman Gebelek, Nurdağı İlçe Başkanı Ejder Kaplan ve Oğuzeli İlçe Başkanı Ömer Özdemir ile Kadın Kolları Başkanı Müzeyyen Köse ve bazı yöneticiler de Saadet Partisi ile yollarını ayırdı.

SAADET PARTİSİ SAMSUN TEŞKİLATINDAN İSTİFALAR

Askon Samsun Şube Başkanlığı'nı bırakma sebebini Numan Kurtulmuş ve ekibinin başlattığı harekete destek vermek ve bu çalışmalarda daha aktif rol almak olarak açıklayan Öz, en kısa zamanda belirlenecek bir yol haritasına göre hareket edileceğini kaydetti. Eski ASKON Samsun Şubesi Başkanı ve Saadet Partisi genel merkez delegesi Adnan Öz, "Numan Kurtulmuş Bey ve ekibiyle yolumuza devam edeceğiz. İlk hedef olarak, önümüzdeki ilk seçimlerde yokluğu ciddi anlamda hissedilen muhalefet boşluğunu doldurmak olacaktır." dedi.

Adnan Öz, adil ve sömürgesiz bir dünya düzeni için Samsun'da ve Türkiye'de çalışmaların başladığını ve Samsun'da il ve ilçe teşkilatlarında gerçekleşecek istifalar ile yeni bir parti ve teşkilat yapılanmasına gideceklerini kaydetti. Öz, "Bu kadrolar ile Numan Kurtulmuş'un bahsettiği gibi pergelin sabit ayağını oynatmadan herkesi her kesimi kucaklayan, ülke insanın hiçbirini ötekileştirmeden, rızaya dayalı çözümler üretecek ve bütün sorunları siyasi tecrübeler ışığında çözüme kavuşturacağız." şeklinde konuştu.

AĞRI'NIN TUTAK İLÇESİ BELEDİYE BAŞKANI OSMANOĞLU İSTİFA ETTİ

AĞRI'nın Tutak ilçesi Saadet Partili Belediye Başkanı Bülent Osman Osmanağaoğlu, partisinden istifa ettiğini ve Numan Kurtulmuş ile birlikte hareket etme kararı aldığını açıkladı.

Ağrı'da basın toplantısı düzenleyen Tutak Belediye Başkanı Bülent Osman Osmanağaoğlu, SP Tutak ilçe yönetiminin de istifa ettiğini bildirdi. Osmanağaoğlu "Belediye Meclis üyeleri ve ilçe teşkilatıyla birlikte SP'den istifa ettik. Eski Genel başkan Numan Kurtulmuş'a destek vereceğiz" diye konuştu.
aktifhaber

HAS Parti...
1.11.10
SALIH SELÇUK
Halkın Sesi Partisi'nin kuruluşunu selamlıyorum...
Herşeyin hızla bozulup kirlendiği günümüzde bir umut, bir kıvılcım, bir tohum...
Partinin programından bir kaç cümleyi, Serdar Akinan'ın Akşam'daki köşesinden okudum ve çok sevindiğimi belirtmeliyim...
Niyetin doğru olduğunu düşünüyorum...
Tabii o sözlerin altının doldurulması için iyi bir ekip çalışması (ve entelektüel çalışma) gerekiyor...
Umudu -ne olursa olsun- canlı tutmak için herşeyi yapmak gerek...
Bu çok önemli...
http://konstantiniye.blogspot.com/

HAS Parti'de yaş ortalaması 43
Numan Kurtulmuş'un genel başkanlığında 236 kurucuyla siyasi hayata "merhaba" diyen Halkın Sesi (HAS) Partisi'nin yaş ortalaması 43 olarak belirlendi. İstanbul İl Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre, partinin 236 kurucusundan 155'inin 50 yaş altında, 81'i 50 yaş üstünde kişilerden oluşuyor. 04.11.2010 İSTANBUL netgazete

HAS Parti'nin CHE'si
5 Kasım 2010
Milli Görüş geleneğinden gelen HAS Parti'nin en ilginç ismi sosyalist Kılıçaslan VATAN'a konuştu.



Milli Görüş’ten türeyen yeni parti Halkın Sesi Partisi’nin kurucuları arasındaki en ilginç isim tartışmasız Türkiye Birleşik İşçi Partisi’nin (TBİP) yakın döneme kadar genel başkanlığını yürüten Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan. Sosyalist Kılıçaslan, Kurtulmuş’un daveti Bekaroğlu’nun ikna etmesiyle partiye katıldığını söylüyor

Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan’ı kamuoyu “sosyalist doktor” olarak tanıyor. İ.Ü Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi. Paralı sağlık hizmetini reddetiği için özel muaynehane açmıyor, özel hastanede çalışmıyor. 77’den beri sosyalist hareket içinde olan Kılıçaslan, son dönemde silikozis hastası kot kumlama işçileri için verdiği toplum sağlığı mücadelesi ile önde gelen isimlerinden. İşçilerin bağımsız partisini kurmak adına yola çıkan Kılıçaslan, Numan Kurtulmuş’un partisine katıldı. Kılıçaslan, HAS Parti’ye neden katıldığını VATAN’a anlattı.

* HAS Parti’ye nasıl katıldınız?

Mehmet Bekaroğlu ile ‘Müslüman sol’ hareketini oluşturmuştuk. O zamandan beri de ortak toplantılar düzenliyorduk. Genel Başkanı olduğum Türkiye Birleşik İşçi Partisi’nde siyaset yapıyordum. Numan Kurtulmuş Saadet Partisi’nden ayrılınca kuracağı yeni partinin kurucularından olmamı istedi. Bekaroğlu da beni ikna etti ve böylece HAS Parti’ye katıldım. Numan Bey ile ortak söylemlerimiz olduğunu gördüm. Numan bey bana partiyi tanıtırken “emperyalizme, neo-liberal politikalara, vahşi sömürü politikalara karşı, din temelini esas almayan, muhafazakâr olmayan halk partisi olduğunu söyledi. Bu düşünceler benim de savunduğum değerlerdir. Mazluma dini milliyeti sorulmaz. Ben evrensel demokrasiyi ve insan haklarını savunan, ırkçılık yapmayan, siyasette mağdur olan, var olmayan kesimlerin sesi olmak için siyasete hazırım. Bu ideallerle hareketi sürdüreceğim. Burada ne iktidar var, ne milletvekilliği var ne de bakanlık var. Yolun çok başındayız.

* Nasıl muhalefet yapacaksınız?

Biz özgürlüğü AKP’den daha fazla savunacağız. Alevi sorununu da, Kürt sorununu da, demokratikleşmeyi de çok daha ileride savunacağız. Sömürü politikalarına, hırsızlığa, yoksulluğa, işsizliğe karşı ciddi bir duruş sergileyeceğiz. Bence program ileri bir sosyal demokrat program. Sosyal adaletçi, halkçı bir çizgideyiz.

* Bu parti solculuk mu yapacak, Milli Görüş gömleğini mi giyecek?

Bu kavramların hepsi yüklenmiş kavramlar. Halk katmanlarında solculuk deyince Türkiye’de ne anlaşılıyor? Kötü şeyler anlaşılıyor. CHP’ye kim oy veriyor? Entelektüeller ve Aleviler. Bir noktada “beyaz Türkler” CHP’nin seçmen tabanı. Bu dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir taban. Sol dinsizlik gibi algılanıyor. Sol olarak çok gerideyiz. Brezilya İşçi Partisi Merkez Komitesi’nde iki tane papaz var. Bizde bir solcu cuma namazına gitse tuhaf karşılanır. Halkın gerçekliğinden kopuk sol olabilir mi? Paraguay’da sol cephenin lideri bir kardinal oldu. Türkiye’de genel başkanı namaz kılan bir sosyalist ne hisseder? Herkes kendi kimliğini, inancını yaşamalı. Bu partide de baskın bir görüş olmayacak. Ne solcu, ne muhafazakâr ne de liberal. Biz halkın merkezi olacağız.

* Hangi halkın merkezi olacaksınız? Sahildeki halk mı, karadaki halk mı?

Bu mücadelenin merkezi halkın çoğunluğudur. Sahildeki halkım merkezi olursa başka bir şey olur. Emek mücadelesinin içinde olacağız. Bu biraz da bizim yürüyüşümüz içinde şekillenecek. Yıllarca bir takım insanlar ‘gavurlar hükümette’ diye görüyorlardı. ‘Müslümanlar hükümet olunca bu iş çok iyi olacak’ diyorlardı. Daha sonra o müslümanlar iktidar oldu. Hatta cumhurbaşkanı, başbakan bile oldular, ama bunların hepsi ‘kendine müslüman’ oldu. Seçmen şimdi bunu gördü. Aslında şu anda HAS Parti fikrinin ortaya çıkması toplumsal mücadelenin bir ürünüdür. Şimdiye kadar müslümanları ‘anti-komünist’, ‘anti-sosyalist’, ‘sağcı’ olarak yorumlayan düşünceye karşı başka bir düşünce oluşmaya başladı. Sosyalist sol da bir gün bu düşünceden etkilenecektir. Artık halk köklerine dayanan bir siyaset gerekmektedir. Halkın Sesi tekelci sistemden rahatsız olanların sesi olacak. Başta, emeğiyle geçinenlerin, işçilerin, kamu çalışanlarının, işsizlerin sesi olacak. Yoksul köylü ve esnafın sesi olacak. Hem ‘beyaz Türk’ün hem de ‘siyah Türk’ün sesi olacak. Ayrımcı değil birleştirici olacak.

Aktifleşen Pasif Elemanlar
Zeki Ceyhan
01.010.2012



AKP Genel Başkanı Erdoğan partisine katılımlarla ilgili olarak konuşurken "Gerek Süleyman beyi, gerek Numan beyi ve bazı arkadaşlarını artık partimizin aktif elemanı olarak görüyoruz" diyor!

Bu açıklama bize söz konusu isimlerin artık AKP'nin pasif elemanı olmaktan çıkıp aktif elemanları haline gösteriyor!

Yıllarca gönüllerinde AKP çatısı altında siyaset yapmak yatarken sanki "AKP'ye karşıymış" gibi davranmak zorunda kalanlar artık böyle "mış gibi yapmaktan" kurtulmuş oldular!

Pasif elemanlıktan kurtulup aktif eleman haline geldikleri için artık "mış gibi yapmalarına" gerek kalmayacağı aşikâr değil mi?

Bugün AKP'nin aktif elemanı olarak ilan edilen arkadaşlar ile geçmişte aramızda ciddi görüş ayrılıkları yaşandığını cümle âlem biliyor!

AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın artık AKP'nin aktif elemanları olarak gördüğü bu isimler geçmişte sanki "AKP'li değillermiş" gibi görünmek için kendilerini bir hayli zorlarlardı!

Biz de bu zorlamaya itiraz eder ve "Neyseniz öyle görünün" diye kendilerini ikaz eder dururduk!

Bizim ikazlarımız da hep art niyet ararlardı!

Fitne ve fesat çıkarmak için böyle konuştuğumuzu iddia ederlerdi!

Aradan geçen zaman bizim ikazlarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu!

Gönüllerinden AKP çatısı altında siyaset yapmak ve bir takım makamlara gelmek geçtiği halde böyle bir niyetleri yokmuş gibi yapanlar sonunda takım halinde AKP'ye katılarak bizim teşhislerimizin ne kadar yerinde olduğunu ispatladılar!

Bu kararların haklarında hayırlı olmasını dileriz! Şimdi hiç olmazsa oldukları gibi görünme şansını yakalamış bulunuyorlar!

Dün gönüllerinde yatan aslan AKP'de siyaset yapmak ve bir yerlere gelmek iken bunu inkâr edip "AKP'ye karşıymış" gibi sahte bir tavır sergiliyorlardı ve bu sahtelikte sırıtıyordu!

Bugün artık böyle sahte tavır sergilemelerine gerek kalmadı!

Zira AKP'nin pasif elemanı olmaktan kurtulup, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın tanımı ile "AKP'nin aktif elemanı" haline geldiler!

Biz AKP'nin aktif elemanları haline gelen kadroların AKP'ye hangi katkıyı sağlayacağını merak ediyoruz!

Çünkü bu kadronun il başkanlığı döneminin sonuçları ortada, önemli bir başarı söz konusu değil!

Genel Başkanlık yaptıkları dönemlerde bir partiyi ikiye böldükleri bir diğerinin ise kapısına kilit vurdukları biliniyor!

Yani yine bir başarı söz konusu değil!

AKP'nin yeni aktif elemanlarının geçmişlerine baktığımız zaman bir süre sonra AKP içinde de önemli sorunların yaşanılmaya başlanmasını kaçınılmaz olarak gördüğümüzü ifade edebiliriz!

Bu kadrolar gittikleri her yerde sıkıntı ve sorun yaşatmışlarsa AKP bundan muaf tutulabilir mi?

Evet, AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından "aktif eleman" olarak tanımlanan kadrolar bizi yalancı çıkarmadılar! Ne dediysek o çıktı!
Millî Gazete
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> ÇÖPLÜK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com