EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Dostoyevski

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> EDEBÎYAT
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Hzr 27, 2010 10:07 pm    Mesaj konusu: Dostoyevski Alıntıyla Cevap Gönder

BU DİZİ 10 YILDA BİTMEZ
Mümtaz İdil
26.06.2010

Bir haber dolaşıyor ortalıkta: Dostoyevski’nin en ünlü eserlerinden biri kabul edilen Karamazov Kardeşler romanının dizi olarak çekilmesiyle ilgili.
Aklıma hemen, Aşk-ı Memnu gibi uyarlanırsa, 2020 yıllarının ortasında bile bitme ihtimali olmadığı geldi.
Kolay değil, roman dört cilt...

Şunu hemen belirteyim de, ardından “meydanı boş buldun da atıyorsun,” denmesin.
2001 yılından bu yana, Dostoyevski’nin biyografik romanını yazmakla uğraşıyorum.
Kolay bir yazar değil.
Özellikle de Petraçevski ayaklanmasından sonra, iyice çetrefilli bir yazar haline gelmiştir Dostoyevski.
Petraçevski ayaklanması öncesi yazdığı en ünlü romanı, aynı zamanda da ilk romanlarından biri olan Dvoynik (Türkçe’ye Öteki adıyla çevrildi) müthiş bir “bürokrasi ve memur” eleştirisidir.
Petraçevski ayaklanması sonrasında yazdığı romanlar içerisinde en başarılı olmasa da en ünlülerinden biri sayılan Karamazov Kardeşler, basitçe ele alındığında, elbette Kaz dağları eteğinde bir aileye, 1930 yıllarının koşullarıyla uyarlanabilir.
Kabaca bakıldığında; ahlaksız, sert ve acımasız bir adam olan baba Karamazov ile, oğulları Dimitri, Aleksey, Sverdiyakov ve İvan arasında geçen olayları ele alır.
Buna bir de, hepsini aşık olduğu Gruşenka adında bir kadın dahildir.

Bu kadarı bile, dizi yapılacaksa eğer, yeterli sayılabilir.
Ama Karamazov Kardeşler romanı ne haris bir baba ile dört oğlu arasında geçen basit çekememezlik ile sınırlıdır ne de Gruşenka’ya hep birlikte “yanaşma” ile açıklanabilir.
Dostoyevski’nin, ilk ipuçlarını Suç ve Ceza romanında verdiği, “gerekli ve gereksiz” insan tartışmalarının doruk noktasını oluşturur Karamazov Kardeşler.

Dostoyevski, varoluşçuluk felsefesinin en karamsar doğurganlarından biridir. Yazar için insanlar iki kısma ayrılmıştır: Kötüler ve nedamet getiren kötüler.
Kötüler, asla iflah olmazlar ve cezalarını mutlaka bir biçimde çekerler, ama nedamet getiren kötüler, bağışlanası “insancıklar”dır.

Suç ve Ceza romanındaki Raskolnikov gibi, insanlar cinayet de işleseler, bu kötülüklerinden Tanrıya dönerek kurtulabilirler.

Dostoyevski’nin hemen tüm eserleri, karanlık bir perde görünümündedir. Olumlu kahramanı yoktur, kadın kahramanı yoktur. Kadınlar bir figürdür. Ortalığı kızıştırır ve romandan çıkar giderler.
Budala romanındaki Nastasya Filipovna gibi, amaçları iki arkadaşın arasına girmek veya babalar ve çocukları arasında düşmanlık yaratmaktır.
Ama önemli olan orada kadının düşünsel varlığı, aktardığı düşünce değil, bizzatihi nesnel varlığıdır. Bu, Dostoyevski’nin kafasında hep Adem ile Havva’nın birlikteliğinde, Havva’nı Ademi baştan çıkarması olarak yansır.
Dünya, erkek egemen dünyadır ve kadınlar birer figür olarak ortada dolaşırlar. Aslında bütün kötülüklerin ve insanın dışa atılmışlığının temelinde kadınlar yatmaktadır.
Suç ve Ceza’da baltayla öldürülen yaşlı iki kadının ölümü için Raskolnikov’un gerekçesi, onların artık ihtiyacı olmadığı halde, paraları kendilerine saklamalarıdır.
Karamazov Kardeşler romanının temelinde ise, artık Raskolnikov ile ortaya çıkan “bu dünyaya” fırlatılmışlık ve çaresizlik duygusunu dört kardeş ve bir baba arasında yaşatma vardır.
Tıpkı, Monte Cristo’dan yola çıkarak çekilen “Ezel” gibi, Karamazov Kardeşler de türlü entrikaların canlandırılabilceği bir senaryoya zemin oluşturur. Romana bir şey katmak gibi bir amaç da olmadığına göre, bu dizi, kardeşler arasındaki çekememezlik ile Baba ile kardeşler arasındaki anlaşmazlıklar açısından ele alınacak ve izleyicinin ilgisi bin yıllardır bilinen tema üzerinden hayata geçirilecektir.
Salt konu olarak bakıldığında, çok basit bir konusu vardır Karamazov Kardeşler’in, ama Dostoyevski’nin beyin labirentine bir kez girmeye görsün insan, buradan nasıl çıkacağını da asla bilemez.
Anahtarı yoktur çünkü beyin sarmalındaki tuhaf yaratımların.

Şu kadarını gönül rahatlığıyla ve emin olarak söyleyebilirim ki, eğer Karamazov Kardeşler’den esinlenerek bir dizi gerçekleştirilecekse, bu asla Dostoyevski’nin anlattığı dünya olmayacaktır.
İyilikler ve kötülükler, iyi insanlar ve kötü insanlar şematiğinde çekilirse eğer, elbette izleyici de bulacaktır, ama asla bir Dostoyevski eseri olmayacaktır.
Karamazov Kardeşler, yazarın olgunluk dönemi eseridir ve bu kitapta gerçek ile gerçek olmayanın yaman bir kavgası söz konusudur. Kişiler elle tutulur çapta kötüdürler ve doğal olarak da gerçektirler, ama bu gerçek öylesine şiddetli bir tokat olarak okurun suratına çarpılır ki, okur bir an bunun gerçek olmadığı duygusuna kapılır ve bu duygu asla okuru terk etmez.
Bu yüzden de belki, Dostoyevski’yi okumak, onun yarattığı Mışkin, Verhilov, İvan, Dimitri, Sverdiyakov gibi tiplere “kuşku” ile bakmayı sağlar.
Lebedev gibi tiplemeler (Budala romanındaki yalaka tip), gerçeğe en yakın olan tiplerdir. Tam okur ona alışmışken, İppolit gibi “dengesiz” ve gerçek olmayan bir tip okurun aklını karıştırıverir.

Bilinçaltının karanlık dehlizlerinde dolaşmaktan yorulmazsanız eğer, Karamazov Kardeşler, bu konuda yazılmış en önemli kitaplardan biridir, ama insanı da bunaltır açıkçası.
Filmi çekildiği zaman bile, bu karanlık ve sıkıcı tablo, tüm insani kötülük-iyilik çatışmasına rağmen ortadan kalkmamıştır.
Ama başta da belirttiğimiz gibi, eğer yalnızca birbiri ile ilişkisi “tuhaflıktan” öte geçmeyen baba ve oğullar arasındaki çekişme ve bu çekişmenin tam ortasındaki Gruşenka ile sınırlı kalacak ise dizi, elbette yeni bir “Dallas” nehri ile yaşamaya hazır olması gerek “dizi düşkünlerinin”.

Zaten, Dostoyevski’nin hiçbir eserinin, onun anlamına renk katacak bir “dizi” haline getirilmesi mümkün de değildir.
Yapılan, temayı tırtıklamaktır, özü değil.
Öz tırtıklanırsa mı?
Kimse seyretmez. Kendini niye anlamaya çalışsın ki?

Odatv.com

Engin Ardıç/Sabah
Karabulutov Kardeşler

Gözünüz aydın, bütün "ruhları kenar mahalle karısı kalmış" hatunları mest eden "Aşk-ı Memnu" kepazeliğinden sonra, sırada "Karamazov Kardeşler" varmış.
Karamazov'dan "uyarlama" yeni bir yerli dizi geliyor yani...
Halit Ziya Uşaklıgil yetmedi, Dostoyevski'nin de kemikleri sızlatılacak. Umarım Rus Elçiliği'nden kınama gelmez, Türk-Rus ilişkileri tam düzelmişken yeniden bozulmaz.
Olay Novgorod taraflarında falan değil Çanakkale'de geçiyor, ailenin adı da Karamazov değil tabii, Karabulutlu, ya da Karabulutoğlu... İlle bir "karalık" olacak işin içinde.
Çünkü "bire bir uyarlama" olmayacakmış elbette. "Azıcık" değiştiriyorlar.
Yani bu sefer romanı kitapçıda görünce "aaa, bak bak, dizi tutunca hemen romanını da yazmışlar kız abla" diyecek şabalak çıkmayabilir!
Bu tür eserler "public domain" malı olduklarından yani "miri mal" sayıldıklarından, istediğin gibi al katlet. Ruslar ağızlarını açamazlar.
Babayı Erdal Özyağcılar oynayacakmış. Hayırlı olsun.
İvan'ı, Dimitri'yi, hele hele Alyoşa'yı kimin oynayacağı belli değil. Fakat zarar yok, çünkü dizi piyasasında yeteneksiz oyuncu tonla...
Ben asıl Gruşenka'yı kimin oynayacağını merak ederim, tercihim elbette Seda Sayan.
Dizi elbette "aile içi çatışmaları" öne çıkaracak, oğulların babaya olan tepkilerini, yani temelde bir "Oedipus meselesini" işleyecek. Peki, Dostoyevski'nin tartıştığı asıl konular olan iyilik/kötülük, Tanrı'nın varlığı/ yokluğu ve "irade-i külliye/ irade-i cüziyye" meselesi ne olacak?
Güme gidecek. Bunlar Hıristiyan sorunları, Çanakkale köylüsünde ne arar?
Orada amaç bir punduna getirip Gruşenka'yı düdüklemek, babayı temizleyip rahata ermek, tarlanın da tapusunu almak...
Romanın kilit kişilerinden Peder Zosima'yı ne yapacaklar? İmam Mehmet Hoca...
Fakat ateist İvan'ın yaşadığı buhranı, hele hele kardeşi Alyoşa'ya anlattığı o müthiş "Büyük Engizitör" meselini nasıl aktaracaklar? Hazret'i İsa'nın yeniden dünyaya geldiğini ve "kilisenin tekerine çomak sokuyor" gerekçesiyle Büyük Engizitör Torquemada tarafından tutuklandığını anlatan o sarsıcı bölümü?
Atlayacaklar. Peygamber efendimizi Türkiye'ye getirip Diyanet İşleri Başkanı'nın karşısına çıkarsalar kıyamet kopar.
Yani, Metin Erksan'ın "Egzorsist" uyarlamasında yaptığı gibi şeytan çıkarıcı papazı imama dönüştürmek kadar kolay değil bu iş!
O zaman da, bu dizi alt tarafı bir "uçkur kavgasına" indirgenecek. Tadından yenmez.
Çok tutacağından eminim. Şimdiden iyi seyirler dilerim. Seyretmeden, henüz çekilmeden yazdım, çünkü adım gibi biliyorum: Türk dizicilerinin yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır.
Fakat küçük bir kazık atmaktan da kendimi alamayacağım: Babanın katili, sanıldığı gibi Dimitri değil, gayrımeşru çocuğu ve evin uşağı Smerdyakov.
İsimleri artık Hasan mı olur bizim dizide, Hüseyin mi, bilemem.
"Dizici esnafı" bana gelse, kendilerine katledilecek daha başka eserler önerirdim, "bünyemize" daha uygun klasikler...
Balzac'ın "Yitik Yanılgılar" romanı mesela... Sınıf değiştirmek için her türlü rezilliğe bulaşan genç ve hırslı bir adamın öyküsü... Eugene de Rastignac... O kadar ki, kendisinden epeyce yaşlı ve üstelik evli barklı "dostunun" kızıyla evlenmekten ve böylece hem anasını hem kızını "idare etmekten" de çekinmez. Balzac'ın, bu roman kahramanını yaratmak için, o dönemin ünlü ve en aşağılık politikacısı Adolphe Thiers'den esinlendiği söylenir.
İsmi ne mi olsun? Özen Rastoğlu...
Üüüf, ne yatak sahneleri çıkar, ne yatak sahneleri...
Tekrar iyi eğlenceler.
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Cmt Ksm 15, 2014 1:29 am tarihinde değiştirildi, toplam 3 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cum Oca 14, 2011 12:20 am    Mesaj konusu: Kısa kısa Alıntıyla Cevap Gönder



"Bir insanın artık gidebileceği hiçbir yerinin olmaması ne demektir, biliyor musunuz?"
DOSTOYEVSKİ
('Suç ve Ceza'dan...)

"Sevmek; güzel birinde aşkı aramak değil. O kişide, bilmediğin bir zamanın beklenmedik bir anında, 'kendini bulmaktır'...."
DOSTOYEVSKİ

"Her mutsuzluğun ötesinde yine hayat bekler.
Ama insana özgü bir yeteneksizliktir yaşayamamak.
Yoksa hangi balık boğmuş kendini; hangi serçe atlamş damdan..."

Dostoyevski


_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> EDEBÎYAT Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com