EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Venezuela Devlet Başkanı Kumandan Chavez hayata veda etti

 
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İZ BIRAKANLAR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Cum Ekm 10, 2008 11:35 pm    Mesaj konusu: Venezuela Devlet Başkanı Kumandan Chavez hayata veda etti Alıntıyla Cevap Gönder

Venezuela Devlet Başkanı Kumandan Hugo Chavez hayata veda etti
06 Mart 2013



Latin Amerika'nın yüz akı liderlerinden Venezuela Devlet Başkanı Kumandan Hugo Chavez hayatını kaybetti.

Venezuela Devlet Başkan Yardımcısı Nicolas Maduro, Devlet Başkanı Hugo Chavez'in hayatını yitirdiğini açıkladı.

Kumandan Chavez emperyalizme karşı dik duruşu ile dünyanın ezilen halklarının sevgi ve saygısını kazanmıştı. Emperyalizme boyun eğmeyen, halkının haklarını emperyalizme peşkeş çekmeyen, şerefli bir lider olarak hem kendi halkının hem de dünya halklarının gönüllerinde yaşayacak ve dünya durdukça saygıyla anılacak...

Onun yolu ve vasiyetine sahip çıkacaklarına inandığımız Venezuela halkına başsağlığı diliyoruz.
Entellektüel Forum

Hugo Chavez: James Petras Venezuela liderini anlatıyor
Mahmut Hamsici
BBC Türkçe
7 MART 2013



Venezuela lideri Hugo Chavez dünyanın farklı yerlerinden aydınlarla dönem dönem toplantılarda ve bire bir sohbetlerde bir araya gelmekten keyif alan bir liderdi.

Latin Amerika ve Orta Doğu üzerine çalışmalarıyla tanınan ABD'li yazar James Petras da bu vesileyle Chavez’le dört kez görüşmüştü.

Petras, görüşmelerinin ilkinde Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nde Chavez’le konuşmacı olarak bir konferansa katılmış diğerleriniyse Venezuela’da gerçekleştirmişti.

'Çok insancıl biriydi'

BBC Türkçe’ye konuşan Petras’ın Chavez’le ilgili kişisel izlenimi, onun muhaliflerinin iddia ettiğinin aksine çok insancıl biri olduğu yönünde.
“Çok açık görüşlüydü. Sözünü sakınmayan biriydi. İnsanlarla sohbeti müthişti ve son derece dost canlısıydı. Gösteriş yapmazdı, çok sadeydi ama aynı zamanda derinlikliydi de. Sürekli kitap okumasından etkilenmiştim” diyor Petras.
Kendisini eleştirdiğinde nasıl tavır gösterdiğini şöyle anlatıyor: “İlginç olan eleştirilerimi tartışırken o hep notlar alıyordu. Eleştirileri reddetmedi, bunları kabul etti. Örneğin ‘evet, geçmişten miras bir bürokrasi problememiz hâlâ var’ diyordu. Hiçbir zaman kendine hakaret edilmiş gibi hissetmedi ya da hiç demogojik bir tavır almadı. Eleştirileri hiçbir zaman bastırmadı.”
Petras bu anlayışın ülke yönetiminde de kendini gösterdiğini iddia ediyor.

Peki ama diktatörlük eleştirileri?

Petras karşılaştırmalı bir örnek vermek istiyor: “Venezuela dünyadaki en açık ülkedir. Kitle medyasının yüzde 80’i Chavez’e muhalif pozisyondadır. O, gazetecileri hapse atmadı. Bunların büyük bölümü de Chavez’e karşı darbeyi destekledi. Herhangi bir Batı ülkesinde, ya da Türkiye’den farklı olarak Chavez darbe planı içinde olanların çoğunu hapse attırmadı. ABD ve Türkiye'de canlarına okunurdu. Ama Chavez kendini devirmek isteyen düşmanlarına karşı dahi cömertti. Ben ‘Chavez, güvenlik konularında daha sert olmalısın’ dedim. O ise ‘onları affetmeliyiz ve Venezuela ailesine geri dönmelerini umut etmeliyiz’ diyordu.”

'Sıkı bir Hristiyandı'

Petras onun bu affetme anlayışının dindarlığına dayandığını belirtiyor ve kamuoyunda çok tartışılmayan bir yönüne dikkat çekiyor: “Onda sıkı bir Hıristiyanlık inancı vardı. Bunu halkla ilişkiler anlamında değil gerçekten yaşıyordu. Tanrı’ya inanıyor ve dini tatbik ediyordu. Ondaki affetme anlayışı da buradan geliyordu.”

“İdeolojisinde bunun izlerini bulmak mümkün” diyor Petras ve Chavez’in ideolojik çizgisini tarif etmeye çalışıyor: “Venezuela tarihinden etkilenmişti. Venezuela’yı özgürleştiren Simon Bolivvar’ın takipçisiydi. Marksizmin de öğrencisiydi. Çağdaş Markist yazarları da takip ederdi. Ayrıca bir de askeri kişiliği vardı. Bütün bir tanım yapmak istesem, Bolivarcı-Hristiyan-sosyalist bir liderdi derdim.”

Peki Chavez ülkesinde neleri değiştirdi?

Bu konuda kapsamlı kitapları olan Petras soruya kendi gözlemleriyle yanıt veriyor: “1970’lerde Venezuela’da olduğumda ülke batıyordu; enflasyon kontrolden çıkmıştı, yolsuzluk çok yaygındı, orta sınıf da yolsuzluğa sürükleniyordu. Sokaklarda dişleri olmayan çocuklar gördüm. Daha sonra 2000’li yıllarda birçok kez Venezuela’ya gittim. Söylemeliyim ki bu sefer karşılaştığım tam anlamıyla farklı bir ülkeydi. Chavez, Venezuela’yı yeniden kurmuştu. Yolsuzluğun azaldığı, sağlık hizmetlerinin iyileştiği, eğitimin geliştirildiği bir ülkeydi. 2000’lerde yoksul mahallerde diş klinikleri açıldığını gördüm. Çocuklar gülebiliyordu ve hepsinin dişleri vardı. Mikro ölçekte baktığınızda bu büyük bir devrimdi.”

'Yoksulların sevgisini kazandı'

Chavez, Petras’a göre hem Latin Amerika’da hem dünya çapında milyonlarca yoksul insanın gözünde bir kahraman haline gelmiş durumda.
Petras, bunu Chavez’in kıtadaki bütünleşme çabaları ve yardımlarıyla açıklıyor: "Chavez'in yoksullar arasında müthiş bir cazibesi var. Latin Amerika’nın Bolivya, Haiti gibi ülkerinde sağlık programlarını destekledi, birçok Orta Amerika ülkesine petrol yardımı yaptı. Kıta çapında birçok politik ve ekonomik birliği destekledi. Ortadoğu’da da İsrail’e karşı Filistin’i desteklediği için çok popülerdi. İran’ın barışçıl nükleer programını geliştirmeye hakkı olduğunu düşünüyordu, yaptırımlara karşı çıkıyordu. Güneyden Güneye (Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında) doğru ticari ilişkilerin artırılmasını savundu.”

ABD’li aydın, birçok Avrupa ve Asya ülkesinin 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un ‘terörle savaş politikalarına’ destek verdiğini, Chavez'in daha ilk andan itibaren bunu eleştirdiğini ve ABD’yla arasındaki asıl kopuşun da o zaman başladığını belirtiyor.
'Venezuela için artık dönüş yok'

Peki bundan sonra Venezula’da ne olacak?

“Meseleler kişiselleştirilerek değerlendiriliyor, bu yanlış” diyor Petras ve ekliyor: “Kendisinden sonra Maduro’yu en uygun isim olarak belirlemişti. Ama daha önemlisi kurumları güçlendirdi. Sendikaları, topluluk örgütlenmelerini, sosyalist parti örgütlenmesini kuvvetlendirdi. Devletin petrol şirketini güçlendirdi. Sosyal programları derinleştirdi. Ordu içindeki ulusal bilinci de güçlendirdi. Artık Venezuela için sosyalist programdan geri dönüş zor. Bence ülkenin iç politik yapısı son derece sağlam.”
Petras bu ölümün ideolojik olarak hem ülkedeki hem dünyada neye yol açabileceğiyle ilgiliyse şu yorumu yapıyor: “O bütün Güney Avrupa’nın krizden yandığı bir dönemde ‘hayır başka bir yol var, kesinti yapmayacağız, varolan geliri sosyal programlara ayıracağız’ dedi. Ve bunda başarılı da oldu. Onun dünyamızdaki şu dönem için gösterdiği en önemli şey budur. Chavez öldü ama düşünceleri yaşayacak."

JAMES PETRAS KİMDİR?
ABD’li akademisyen, yazar. Dünya solunun önemli teorisyenlerinden biri olarak görülüyor.
ABD’de farklı üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı.
29 dile çevrilmiş 62 kitabı var.
Çalışmaları Latin Amerika ve Orta Doğu üzerine yoğunlaşıyor.
Şilili solcu lider Salvador Allende’nin danışmanlığını yaptı.
1970'lerin sonunda dönemin PASOK lideri Andreas Papandreu’ya Yunanistan'da özel politika dersleri verdi.
Brezilya’daki MST’ye (Topraksız Köylüler Hareketi) danışmanlık yaptı.
ABD dış politkasının İsrail tarafından belirlendiğini iddia ettiği son kitaplarından ‘Ortadoğu, İsrail ve Siyonizm’ ABD’de büyük satış rakamlarına ulaştı.


Hugo Chavez: Küba için 'Fidel gibi bir yoldaş'
Sarah Rainsford
BBC News, Havana
8 MART 2013



Küba, Hugo Chavez’in ölümü karşısında ''sanki Kübalı biri'' ölmüş gibi yas tutuyor.

Ülkedeki resmi binalarda bayraklar üç günlüğüne yarıya indirildi.

Barlar ve restoranlardaki müziğin sesi kısıldı.

Küba ordusunun, cuma günü Havana kalesinden 21 pare top atışı yapması kararlaştırıldı.

Küba devlet televizyonu Chavez’in genç ve sağlıklı olduğu zamanlarda, destekçileriyle kucaklaştığı görüntülerini yayınlıyor.

'Tıpkı Fidel gibi bizim yoldaşımızdı'

Adadaki Komünist Parti’nin yayın organı Granma'nın logosu ise bu kez kırmızı yerine, siyah renklerle basılmış durumda.

Bir sokağın köşesinde Granma’nın siyah renkli baskılarını satan Eduardo Leon, ''Küba’nın harika bir dostuydu, bize çok yardım etti'' diyor ve ekliyor: ''Fidel ve Raul’a (Castro) yakındı. Küba onu kendi evladı gibi özleyecek.''

Chavez’in Venezuelası'yla Castro’nun Kübası arasındaki bu bağ onun ölümüyle ilgili buradaki derin üzüntüyü ve geleceğe dair kaygıları açıklıyor.
Perşembe günü binlerce kişi başkent Havana’da, kentin muazzam büyüklükteki Devrim Meydanı’nda sıraya dizildi.

Yanda askeri şeref kıtası, Chavez’in çiçeklerle donatılmış resminin önünden geçeceklerdi.

Kuyruk hızlıca ilerledi. Buraya gelenler üzüntülerini samimi olarak ifade ediyorlardı.



Asela üzerine basa basa söyledi: ''Bütün Küba halkı Hugo Chavez’i çok sevdi. O sadece Venezuela’da değil, dünya çapında bir liderdi.''

''Chavez bizim için bir Kübalıydı. Fidel gibi, Raul gibi bir diğer yoldaştı'' diyor Pedro Pedroso.

Diğer ziyaretçiler Venezuela’nın, ''patenti'' Fidel Castro’ya olan ‘anti-emperyalist’ politikalarını selamladılar.

Chavez’in yoksullara yardım etmesine odaklanmasını ve güçlü, birleşik bir Latin Amerika rüyasını övdüler.

O, birçok açıdan Fidel’in, ondan daha uzun yaşamış 86 yaşında bir hasta ''baba'' olsa da, devrimci varisiydi. Bu politik ittifak birçok fayda sağladı.
SSCB'den sonra hayati Venezuela desteği

Sovyetler Birliği 1991’de çöktüğünde Küba’nın ekonomik cankurtaran halatı bir anda kesilmiş ve kötü sonuçlara neden olmuştu.

Elektrik kesintileri, gıda sıkıntısı, akaryakıt yokluğu.

Sistem, bu özel dönemi atlatıp büyük sıkıntılar arasından sıyrılarak ayakta kalmasını büyük oranda Chavez ve destekçilerine borçlu.

Küba uzun bir süredir petrol ihtiyacının üçte birini Venezuela’dan hayli imtiyazlı fiyatlarla sağlıyor.

Küba bu durumdan daha çok maddi olarak faydalanırken Kübalı doktorlarsa, Chavez’in sosyalist Venezuela projesini hayata geçirmeye yardım etmekte merkezi bir role sahipler.

Kübalı doktorlar; yoksullara, özellikle de ücra köşelere sağlık hizmeti götürüyor.

Bu yüzden Chavez’in ölümünden sonra Küba devleti tarafından yayınlanan resmi açıklamada onun özellikle 1990’lı yıllarda sergilediği ''olağanüstü cömertliği'' övüldü.

Geçireceği son operasyon için Havana’ya gitmeden önce Hugo Chavez, selefinin Nicolas Maduro olacağının işaretini vermişti.

Küba’nın iyi bir dostu olarak bilinen Maduro, Chavez’in son dönemdeki hastalığı ve tedavisi sırasında zamanının hatırı sayılır bir bölümünü burada geçirdi.

Ama seçimlerdeki rakibi, geçen yıl Venezuela’dan müttefiklerine giden bedava petrolü kesme sözünü veren Henrique Capriles olacak.

Tabii birçok Kübalı Caracas’taki politikanın devamlılığını ümit ediyor.

Müzik organizatörü Orlando Ochoa, ''Madura Başkan olarasa biz iyi olacağız'' diyor.

''Yıllar önce Sovyetler Birliği’ne bel bağladığımız gibi Venezuela’ya da çok bel bağladık. Yeni bir 'özel dönemle' karşı karşıya kalacağımız sanmıyorum. Olmayacağını umut ediyorum. Ama bu durum bizi etkileyebilir'' diye düşünüyor.

Ekonomik gelişme

Küba'da hükümete yakın ekonomistlere göre ada 1990’lardan daha iyi durumda. BBC’ye verdiği son bir röportajında Juan Triana ''Tabi ki Venezuela Küba için çok önemli, ekonomimizin yüzde 35 kadarı onlarla birlikte, ama ekonomimizi, ortaklarımız çeşitlendirmeye çalışıyoruz'' dedi.

Triana, ''1990’larda sadece şeker ve SSCB vardı'' diyor ve şöyle devam ediyor: ''20 yılda çok geliştik: Bioteknoloji, telekomünikasyon, turizm… Ekonomi için farklı motorlarımız var.''

Juan Triana, ''Her Kübalı gibi ben de Venezuela’daki durumdan kaygılanıyorum ama (olası olumsuzluklara) direnebileceğimizden eminim'' diyor.

Fidel Castro, Hugo Chavez’le yakın bağlarına rağmen dostunun ölümüyle ilgili bir yorum yapmadı. Fidel birkaç yıldır zayıf ve hasta durumda.

Ama Perşembe günü kardeşi Raul Küba’nın doğusundaki bir Chavez anıtını ziyaret ederek, anıta tek bir gül bıraktıktan sonra Chavez hakkında günler boyunca konuşulabileceğini söyledi.

Küba lideri, sonra da önemli olanın Chavez’in yenilmeden ölmesi olduğunu ve onun tarihin büyük kapısından içeri girdiğini söyledi.

Küba’da Cumartesi’ye kadar sokaklarda müzik sesleri duyulmayacak.
Eski Havana’nın sessiz sokaklarında Rafal Hernandez, ''Bu üzücü çünkü Chavez bizi en kötü dönemimizde destekledi ve Venezuela’yla yakın bir ilişkimiz vardı'' diyor.

Hugo Chavez'in ardından...
Mahmut Hamsici
8 MART 2013



4 Şubat 1992...

Tüm Venezuelalılar o akşam televizyonlarının başına oturmuş, bir grup subayın yönetimi ele geçirme girişimiyle ilgili haberlere kulak kesilmişti.

Girişim, 45 yaşındaki bir yarbayın teslim olması karşılığında TV ekranlarından canlı yayında yaptığı konuşmasıyla sona erdiğinde akıllarda o subayın adı ve sarf ettiği iki cümle kalacaktı.

Subay, ilerleyen yıllarda yalnızca Venezuela'da değil tüm dünya çapında bir tanınırlığa ulaşacak olan Hugo Chavez'di.

O iki cümle ise son derece sadeydi: "Sorumluluğu üstüme alıyorum. Amaçlarımıza ulaşamadık, şimdilik…"

Chavez, Carlos Perez yönetimini silahla devirmeye kalkışan ve kendilerini Devrimci Bolivarcı Hareket-200 olarak tanımlayan subay grubunun başındaki isimdi.

Latin Amerika'nın ulusal önderlerinden Simon Bolivar'ın bağımsızlıkçı düşüncelerinin takipçisi subaylar bazı kilit şehirleri ele geçirmişler ama başkent Caracas'taki Başkanlık Sarayı'nı kuşatmada başarısız olmuşlardı.
Chavez teslim olma pazarlığı yaptıktan sonra canlı yayında tüm ülkeye seslendi ve ilk bakışta son derece basit görünen bu açıklamayı yaptı.

Venezuelalılar için bu açıklama alışkın olunan türden değildi.

İktidarı devirmeye çalışan kişi yaşananların sorumlusu olduğunu dürüstlükle kabul etmişti.

Ancak bunu kabul ederken 'şimdilik' sözüyle 'niyetlerinden' vazgeçmediğini de ima etmiş oluyordu.

Hapishaneden sivil siyasete

Olaydan sonra Chavez ve 100 subay hapishaneye gönderildi ancak iki yıl sonra Perez'in yolsuzlukları nedeniyle başkanlıktan azledilmesiyle tekrar özgürlüklerine kavuştular.

Chavez için o günkü konuşmasında sinyalini verdiği dönüş günü gelmişti; iktidar değişimine öncülük için kollarını sıvayacaktı.

Ancak bu seferki yöntemi, seçimler olacaktı.

Çeşitli politik faaliyetlerden sonra 1997 yılında Bolivarcı-solcu çizgideki Beşinci Cumhuriyet Hareketi adlı bir parti kurup 1998 seçimlerine girdi.

Ülkeyi köy köy, mahalle mahalle dolaştığı bir seçim kampanyası yürüttü.
Sandıklar açıldığında Chavez'e yüzde 58 destek çıkmıştı.

Böylece, zamanında 'şimdilik' diyerek geri çekilen eski yarbay iktidara, askeri değil ama sivil bir girişimle gelmeyi başarmıştı.

Chavez'in ilk icraatları, ülke içinde sosyal politikaları derinleştirmek, dış politikadaysa ABD'nin etkisinden bağımsız çizgi izlemek üzerine kuruluydu.
Petrol şirketlerini kamulaştırmak, yeni sosyal projelere para akıtmak, eğitim ve sağlık hizmetlerine bütçeden ayrılan payı artırmak, Latin Amerika ülkeleriyle birliği geliştirmek gibi politikalar ülke içinde yoksullar ve çalışanlar tarafından destekleniyorsa da, orta sınıflar ve zenginlerde her geçen gün daha fazla kaygı yaratıyordu.

Bu dönemde Latin Amerika'nın diğer ülkelerinde de birer birer sol hükümetler kuruluyor, bunlar Chavez'in kıtadaki etkisini de artırıyordu.

Sonu Allende gibi olacak sanıldı ama…

12 Nisan 2002 tarihinde bir grup muhalif subay yaptıkları darbeyle Chavez'i koltuğundan indirdiklerinde bu haberi duyan herkes Latin Amerika'daki geçmiş darbeleri düşünerek aynı tepkiyi vermişti: 'Tıpkı Şilili solcu lider Salvador Allende gibi Chavez için artık herşey bitti!'

Ülkenin lideri artık ülkenin en büyük patron örgütünün başkanıydı.
Ancak Chavez yanlılarının üzüntüsü, karşıtlarının ise sevinci sadece 48 saat sürdü.

Uluslararası kamuoyundan yeni hükümete destek çıkmaması, ordu içinde Chavez yanlılarının darbeye destek vermemesiyle birlikte, asıl olarak başkent Caracas'taki gecekondularda yaşayan yoksulların akın akın şehir merkezine inmesiyle darbe iki gün içinde başarısız oldu.

Dünya medyasının yıldızı

2000'lerin başından itibaren Chavez ülkesinde kutuplaşmaya neden olan icraatlarda bulunurken sıra dışı tarzıyla uluslararası politik arenada tam bir yıldıza dönüştü.

Dünya medyası onun kendine has çıkışlarını pür dikkat izliyordu.

2006'da Birleşmiş Genel Kurulu'nda dönemin ABD Başkanı George W. Bush'tan bir gün sonra konuşmak üzere çıktığı kürsüde ıstavroz çıkarıp "Şeytan dün buradaydı. Halen kükürt kokusunu alabiliyorsunuz" yorumunda bulunması; bir zirve sırasındaki tartışmada kendisine 'faşist' diyen İspanya kralına "Kes sesini" demesi; bir bölgesel zirvede Bolivya lideri Evo Morales'in uzattığı koka yaprağını çiğnemesi; süper model Naomi Campbell'a verdiği röportajda Campbell'ın Putin gibi yarı çıplak poz verip vermeyeceği sorusuna "Neden olmasın? Kaslarıma dokun!" diye yanıt vermesi gibi çıkışları bütün dünyada ilgiyle takip ediliyordu.

Ayrıca İsrail-Filistin sorunu, Irak işgali gibi konulardaki tavrıysa ona dünya çapında 'mazlumların dostu' imajı kazandırıyordu.

'21. Yüzyıl Sosyalizmi'nde ısrar

Chavez hem ülke dışında ABD başta olmak üzere bazı ülkelerle uluslararası şirketlerin, hem de ülke içinde sermaye kesimleri ve medyanın baskısına karşı '21. Yüzyıl Sosyalizmi' adını verdiği yeni bir sosyalizm programını daha da derinleştirmeye çalıştı.

Kendisine yönelik ülke içindeki ve dışındaki muhalefete karşın Venezuela halkından, özellikle de yoksul kesimden aldığı desteği sürdürdü.

1998 seçimlerinde yüzde 56.20, 2001 seçimlerinde yüzde 59.76, 2006'da yüzde 63 oy aldı.

2007'deki Anayasa referandumunu kıl payı kaybederken 7 Ekim 2012'deki seçimlerden yüzde 54.42 oyla çıktı.

Son seçim zaferinden sonra bir kez daha sosyalizm yolunda ilerleyeceğine dair söz verdi ama...

Bu kez karşısına ABD ya da sermaye değil çok daha güçlü bir düşman çıkacaktı: Kanser.

2011'de kanser teşhisi konan Chavez tedavi için Küba'ya gitmiş ancak bir kaç ay sonra tedavisinin tamamlandığı açıklanmıştı.

'Bana bir şey olursa...'

Geçen yaz yolu tedavi için tekrar Küba'ya düşse de yine ülkesinin başına dönmeyi başardı.

Aralık 2012'de tedavisini sürdürmek üzere tekrar sosyalist adaya gidip iki ay sonra geri döndüğündüyse bu kez sağlığı artık durdurulamaz şekilde kötüye gitmeye başlayacaktı.

Bunu biliyordu ki Küba'ya gitmeden önce "Bana bir şey olursa yardımcım Nicolas Maduro'yu seçin" açıklamasını yapmıştı.

Chavez'siz bir ülkenin olasılık dahilinde olduğunun ilanı olan bu sözler yandaşlarını üzmüştü.

Chavez yandaşları son haftalarda durumu kötüleşen liderleri için destek gösterileri yaptı, toplu dua ayinleri düzenledi.

Ama bunların hiçbiri 5 Mart akşamı gelecek ölüm haberini önleyemeyecekti.
Chavez kimilerine göre bir diktatör kimilerine göreyse bir halk kahramanıydı.
Ancak hakkında farklı düşünenlerin üzerinde ortaklaşacakları bir gerçek vardı.
Chavez, Soğuk Savaş sonrasının en tutkulu ve kendine has liderlerinden, kıtasının ve dünyanın politikasının belirlenmesinde son derece etkili bir isimdi.
Sahi! Ölümü dünyanın dört yanında milyonlarca insanı yasa sürükleyecek kaç politikacı var günümüz dünyasında?
BBCT

Chavez’e veda töreni başladı
6.03.2013



Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in cenazesinin taşındığı kapalı tabut başkent Caracas’taki askeri hastaneden alındı. Bolivarcı Devrimin liderinin naaşı, Venezuela Askeri Akademisi’ne teslim edilecek. Akademide, 3 gün süreyle Chavez’e veda töreni yapılacak. Cenazenin geçtiği sokaklarda on binlerce Venezuela vatandaşı toplandı.

Veda törenlerinde, Başkan Yardımcısı Nicolas Maduru dahil, ülke Yönetimi yer alıyor. Toplanan kalabalıktan “Chaves!Chaves!Chaves!” nidaları yükseliyor. Erkekler ve kadınlar gözyaşlarını saklamıyor.

Yabancı devletlerin liderleri, ünlü siyasetçiler, sivil toplum liderleri ve dini liderler, Venezüella Başkanı’nın ölümü nedeni ile taziyelerini ifade ediyor.

Devlet Başkanı Vladimir Putin Chaves’i, Rusya’nın yakın dostu ve büyük bir lider olarak niteledi ve “Çıtasını daima mümkün olan en büyük yükseklikte tutan ve geleceğe bakan sıra dışı ve güçlü bir insandı”. dedi
http://turkish.ruvr.ru/

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Chavez'in tabutunu öperek veda etti
09 Mart 2013



Geçtiğimiz Salı günü ölen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in cenaze töreni gerçekleştirildi.

Düzenlenen devlet törenine çok sayıda devlet başkanı ve üst düzey temsilci katıldı. Törende hazır bulunan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Chavez'e tabutunu öperek veda etti.
TRT

Chavez: “Ya İsa, Ya Mehdi gelin artık!”
Mar. 07 2013



Venezuela Devlet Televizyonunda yayınlana bir programda, bugün vefat eden başkan Hugo Chavez,” Kur’ân’ın dediğine bunlar geri dönecekler. İsa ile Mehdi elele gelecek. O zaman sulh ve barış dünyaya hâkim olacak. Onlara diyorum ki ‘çabuk gelin, çabuk gelin’ Mehdi ve İsa’ya diyorum ki, çabuk gelin. (Chavez bir ara ağlıyor) ve ‘gelsinler artık.” diyor Programda, Chavez’in bir çok subay ve bürokratın huzurunda konuştuğu görülüyor.
Videoyu izlemek için: http://turkiyetime.com/chavez-ya-isa-ya-mehdi-gelin-art%C4%B1k/#.UTf9IaJPgdV

"Chavez ABD ve İsrail komplosuna kurban gitti"
13 MART 2013



Venezuelalı yetkililer, 5 Mart'ta ölen Hugo Chavez'in yabancı ülkelerin bir komplosuna kurban gittiğinden şüphelendiklerini ve konunun soruşturulacağını söylüyorlar.
BBC'ye konuşan Petrol Bakanı Rafael Ramirez, Chavez'in ölümünden ABD ve İsrail'in sorumlu olduğunu söyledi.
İlgili Konular
Orta ve Güney Amerika
Ramirez, soruşturmanın bu şüpheleri kanıtlayacak bulguları ortaya çıkartmasını umduğunu belirtti.
Hugo Chavez, 2011 yılında kanser olduğunu öğrendikten sonra yaptığı bir açıklamada, hastalığın ''yabancı emperyalist güçler'' tarafından kendisine enjekte edilmiş olabileceğini kaydetmişti.
Arafat'la benzerlik
14 yıl Venezuela'yı yönetmiş olan Chavez'in yakın çevresinden Petrol Bakanı Ramirez, BBC İspanyolca servisine Caracas'ta verdiği mülakatta, Chavez'in ölümünün ''Yaser Arafat'ınkine benzer biçimde, bir komplonun eseri olduğuna kesin gözüyle baktığını'' söyledi.
Chavez'in öldüğü gün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nicolas Maduro da Yaser Arafat'la Hugo Chavez'in ölümleri arasında benzerlik kurmuştu.
Muhabirler, geçen Salı gününden bu yana Venezuela hükümetinin Amerikan karşıtı söyleminin tırmanış gösterdiğini bildiriyorlar.
Nicolas Maduro, Chavez'in ölüm haberini açıklamasından birkaç saat öncesinde televizyondan yaptığı konuşmada ''Venezuela'yı istikrarsızlaşmayı hedefleyen bir planın başarısızlığa uğratıdığını açıklamıştı.
Ateşeler sınırdışı
Maduro, komplo planlarına dahil olmakla suçladığı iki Amerikalı askeri ateşenin sınırdışı edilmesi emrini aynı gün verdi.
Bunun ardından ABD yönetimi de Pazartesi günü iki Venezuelalı diplomatı sınırdışı ederek karşılık verdi.
Nicolas Maduro, Chavez'in kanserinin ''emperyalist güçler tarafından enjekte edildiğinin'' bir gün bilimsel bir komisyon tarafından gün ışığına çıkartılacağını kaydetti.
BBCT

Bolivya Devlet Başkanı: Hugo Chavez zehirlendi
Mart 10 1203



Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’in zehirlendiğini ileri sürdü. Morales, “Venezüella makamları kapsamlı bir soruşturma yürütecek, ancak Chavez’in zehirlendiğinden eminim.” dedi. Bolivya lideri, merhumun “iyi bir fiziksel hazırlığı olan bir asker” olduğunu ve güvenlik hizmetlerinin her zaman etkili olduğunu kaydetti.

Bolivya Devlet Başkanı, Filistin lideri Yaser Arafat ve Latin Amerika kurtuluş mücadelesinin kahramanı Simon Bolivar’ın ölümlerinde zehirlenme şüphesinin olduğunu da sözlerine ekledi.

Geçici Devlet Başkanı Nicolas Maduro da Chavez’in yakalandığı hastalığının garip koşullarda geliştiğini kaydetmişti. Venezuela Başkanlık Muhafızları Komutanı General Jose Ornella da Chavez’in kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini bildirmişti.

http://turkish.ruvr.ru/2013_03_10/Bolivya-Devlet-Bashkani-Hugo-Chavez-zehirlendi/

Chavez: "Yaşayacağız ve kazanacağız"
10.03.2012

Küba'da tedavi gören Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'e destek vermek isteyen binlerce kişi sokaklara döküldü.

Başkentte ve ülkenin diğer kentlerinde düzenlenen destek gösterilerinde halk sokaklarda dans etti, davul çaldı ve Chavez'e destek sloganları attı.
Twitter'dan destekçilerini selamlayan Chavez internette şunları yazdı: "Yaşayacağız ve kazanacağız."
Chavez'in sosyalist partisinin liderleri de halka seslenerek, Devlet Başkanı'nın tam olarak iyileşeceğini ve Ekim ayındaki seçimi kazanacağını söyledi. Liderler "Tek bir planımız var, Hugo Chavez bizim adayımızdır" diye konuştu.
Küba'da geçen yıl ameliyat olan ve ardından dört kez kemoterapi gören Venezuela Devlet Başkanı, 26 Şubat'ta ikinci kez ameliyat olmuştu.
Son ameliyatla alınan tümörün diğer organlara zarar vermediği ve Küba'daki tedavisi süren 57 yaşındaki Chavez'in sağlık durumunun hızla düzeldiği açıklanmıştı.
haberx

Chavez: "Kaddafi'yi hayatımız boyunca büyük bir savaşçı, devrimci ve şehit olarak hatırlamalıyız"
21 Ekim 2011



Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin "şehit" olduğunu söyledi.

El Arabiya'nın haberine göre Chavez, kanser tedavisi gördüğü Küba'dan dönüşünde, Kaddafi'nin öldürülmesine öfkesini, "bunun bir zorbalık olduğu" sözleriyle dile getirdi.

Hugo Chavez, "Kaddafi'yi hayatımız boyunca büyük bir savaşçı, devrimci ve şehit olarak hatırlamalıyız" dedi.

Chavez, Libya'da muhaliflerin kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi'ni tanımayacağını da açıkladı.

Venezuela Devlet Başkanı Chavez, Libya'da yönetim karşıtı gösterilerin başladığı şubat ayından bu yana Kaddafi'ye destek vermiş ve NATO'yu Libya'nın petrolünü kontrol edebilmek için ülkedeki krizi kendi çıkarına kullanmakla suçlamıştı.
haber1001

Kumandan Carlos Bir Devrim Savaşçısıydı!
23 Kasım 2009
Ana Haber
ABD'ye karşı yaptığı sert eleştirileriyle tanınan Venezuela Devlet Başkanı bu kez de 'Kumandan Carlos' lakabıyla tanınan İlich Sanchez Ramirez'i övdü.

Çeşitli ülkelerden gelen sosyalist siyasetçilere yaptığı, televizyondan yayınlanan konuşmasında Ramirez'i "devrim savaşçısı" olarak niteleyen Hugo Chavez’in, "Onu terörist olmakla suçluyorlar, ama Carlos aslında bir devrim savaşçısıydı. Onu savunuyorum ve yarın Avrupa'da ne diyecekleri benim için hiç fark etmez" şeklindeki sözleri sosyalist siyasetçilerce alkışlarla karşılandı.

Konuşmasında Ramirez'in haksız yere suçlu bulunduğuna inandığını söyleyen Chavez'in, Carlos hakkında "zamanında Filistin Kurtuluş Örgütü'nün en büyük savaşçılarından biriydi" ifadelerini kullanması dikkati çekti.

Carlos Ramirez, Fransız gizli servis görevlilerince 1994'te Sudan'da yakalanarak Fransa'ya getirilmişti.

Ramirez, yargılandığı Fransız mahkemesince, 1975'te 2 Fransız gizli servis görevlisi ile muhbir olduğu iddia edilen bir kişiyi öldürmekten suçlu bulunarak 1997'de ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Daha önce de Ramirez'den söz ederken "bir arkadaş" ifadesini kullandığı bilinen Venezuela'nın solcu devlet başkanı Chavez'in, 1999 yılında yaşanan bir olayda, kendisine hapisteyken bir not gönderen Ramirez'e karşılık olarak bir mektup yazdığını doğrulaması ülkesinde büyük bir tartışmanın yaşanmasına neden olmuştu.

Hugo Chavez, "soykırımcı devlet" olarak nitelediği İsrail'e, Golan tepelerini Suriye'ye iade etmesi çağrısında bulundu

27.06.2010
Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, başkent Karakas’da Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar El Esed ile görüştü.
Chavez, El Esed ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, özellikle İsrail’i hedef aldı.

İsrail’i Amerika Birleşik Devletleri’nin tetikçisi olmakla suçlayan Chavez, "İsrail herkes için bir tehdittir" ifadesini kullandı.

Venezuela Cumhurbaşkanı, İsrail’in geçen yıl düzenlediği ve üçte biri çocuk bin 400’den fazla kişinin öldüğü Gazze saldırısını soykırım olarak niteledi.

Chavez, "Bir gün soykırımcı İsrail devleti hakettiği yere gönderilecektir. O gün umarım orada ideallerini paylaşabileceğimiz demokratik bir devlet doğar" dedi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar El Esed de İsrail’in teröre dayalı bir devlet olduğunu tekrarlayarak, 60 yıldır İsrail’in dostu olan Türkiye’nin bile İsrail’in saldırısına maruz kaldığını söyledi. TRT

Chavez Ve İsrail'in Arası Geriliyor
28 Ocak 2009
Venezuela, temsilcisinin İsrail tarafından sınır dışı edildiğini doğruladı. Chavez, İsrail'i soykırım yapmakla suçlamıştı.

Venezuela Dışişleri Bakanı Nicolas Maduro, İsrail'in Tel Aviv'deki temsilcilerini sınır dışı ettiğini doğrularken, İsrail'i aynı zamanda Ramallah'taki diplomatik temsilcilerini de sınır dışı ettiği için eleştirdi.

Maduro, ''İsrail'in Venezuela'nın Ramallah'taki temsilcilerini de sınır dışı etmesi, İsrail için bir Filistin devletinin var olmadığının göstergesidir. İsrail, Oslo anlaşmalarını ihlal etmektedir'' ifadesini kullandı.

İsrail, dün Venezuelalı maslahatgüzarı ''persona non grata'' ilan etmiş ve perşembe sabahı İsrail'i terk etmesini istemişti.

Venezuela da 6 Ocakta, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla İsrail büyükelçisini sınır dışı etme kararı almıştı. Devlet Başkanı Hugo Chavez, Gazze saldırılarını ''soykırım'' olarak nitelendirmişti. aktifhaber

Venezuela, İsrail büyükelçisini sınır dışı ediyor
07.01.2009
Venezuela, Gazze'ye saldırmasını protesto etmek için, İsrail'in Venezuela Büyükelçisi ile elçilik personelinin bir kısmını sınır dışı ediyor.

Venezuela Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İsrail Büyükelçisi ve İsrail Büyükelçilik personelinin bir kısmını sınır dışı edilmesi kararı alındığı" bildirildi.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez de daha önce yaptığı açıklamada İsrail'i kınamış ve Venezuela'daki Musevi cemaatini, İsrail Hükümetine karşı tavır almaya çağırmıştı.

Chavez, İsrail'in Gazze saldırısını kastederek, "Venezuela Musevi cemaatinin bu barbarlığa karşı çıkacağını ümit ediyorum. Bunu yapın. Bütün zulümlere şiddetle karşı çıkmıyor musunuz?" diye konuşmuştu.
sabah

Chavez İsrail'le İpleri Kopardı
15 Ocak 2009
Venezuela, Gazze Şeridi'ne tüm dünyanın tepkisine rağmen saldıran ve bini aşkın Filistinli'yi öldüren İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesti.

Venezuela Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Venezuela hükümetinin, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını protesto etmek amacıyla bu ülkeyle diplomatik ilişkilerini kestiği belirtildi.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez de daha önce yine aynı nedenle ülkesindeki İsrail büyükelçisini sınır dışı etmişti. aktifhaber

Chavez Lieberman'ı Haşladı

Sol Haber

Gazze katliamına yönelik tepkisi nedeniyle Chavez Ortadoğu halkının kalbini kazanmıştı Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, kendisini "anti-semitizm" ile suçlayan İsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a sert yanıt verdi:

Mafya babası!

Geçtiğimiz hafta boyunca İran'ın Latin Amerika'daki etkisini kırmak için Kolombiya'yı ziyaret eden İsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman El Tiempo Gazetesi'ne verdiği demeçte, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'i "anti-semitizm" ile suçlayınca, Chavez'in yanıtı sert oldu.

Röportajda "belirli bir istihbarata dayanmasa da" Chavez'in Hizbullah hücrelerinin Karakas'ta faaliyet göstermesine izin verdiğinden ve İran'a nükleer faaliyetlerde kullanılan bazı maddeleri temin ettiğinden kaygılandıklarını anlatmıştı.

Gazze saldırısı sırasında İsrail diplomatlarını ülkesinden kovan Chavez'in Lieberman'a yanıtı ise gecikmedi. Lieberman'a "mafya babası" diyen Chavez, haftalık "Alo Başkan" programında Dışişleri Bakanı'nın ülkesinde kara para aklamakla suçlandığını anımsattı. Chavez

" o mafya babası İsrail'in canları istedikçe binlerce Filistinli'nin, çocukların, masum kadınların ve Lübnan halkının ölümünü emreden aşırı sağcılardan"

dedi.

Lieberman'ın Brezilya, Peru, Arjantin ve Kolombiya'yı kapsayan 10 günlük ziyaretini de değerlendiren Chavez, Lieberman'ın açıklama için Kolombiya'yı uygun görmesini de manidar buldu. Kolombiya ile Venezuela'nın sınır gerilimi ve çatışmanın eşiğine geldiği bir dönemde yapılan açıklamanın Venezuela'ya karşı hazırlanan bir saldırı planının parçası olduğunu belirten Chavez,

"İran'ın bölgedeki etkisinin dengelenmesi çabasına" dikkat çekti.

Önceki hafta Kolombiya'yı Latin Amerika'nın İsrail'i olmakla suçlayan Chavez Lieberman tarafından "anti-semitist" olmakla itham etmişti. Gazze Savaşı'ndan bu yana diplomatların kovulması nedeniyle İsrail ve Venezuela arasında diplomatik bir ilişki bulunmuyor. Lieberman El Tiempo Gazetesi'ne verdiği demeçte "yeniden kurmaya gerek yok" derken, Chavez, İsrail'in Venezuela diplomatlarını kovmasının kendilerini onurlandırmak olduğunu belirtmişti .

Hugo Chavez: Tehdit biz değiliz ABD
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, ülkesinin silah almasının ABD'yi endişelendirmemesi gerektiğini belirterek, ABD'ye yönelik, ''Tehdit sensin, biz değil'' dedi.

28 Haziran 2009

Chavez, ülkesinin silah almasının ABD askeri yetkililerince yanlış bir ifadeyle ''bölge için tehdit'' şeklinde değerlendirildiğini ifade ederek, ''ABD'nin Venezuela için tehdit olduğunu ve bu nedenle hükümetin askeri gücünü artırmaya çalıştığını'' söyledi.

ABD'nin bu hafta Latin Amerika ve Karayipler'de düzenlediği operasyonlara komutanlık yapan General Douglas Fraser'in, ''Venezuela'nın silahlanmasının sorgulanması'' yönündeki açıklamasına atıfta bulunan Chavez, ''Fraser aynaya bakmalı. General, tehdit sensin'' dedi.

Venezuela, imzalanan anlaşma uyarınca 2005'ten bu yana Rusya'dan yaklaşık 4,4 milyar dolarlık silah almıştı. haber7

Venezuela hükümeti, mali hesaplarındaki usulsüzlükler gerekçesiyle ülke genelindeki tüm McDonald's restoranlarının 48 saatliğine kapatılmasına karar verdi
10 Ekim 2008
Venezuela resmi haber ajansı, vergi dairesinin aldığı kararın, 115 McDonald's restoranını kapsayacağını bildirdi.

Vergi Dairesi Başkanı Jose David Cabello, yetkililerin, McDonald's'ın vergi hesaplarında tutarsızlık tespit ettiğini ve restoranların 2 gün kapalı kalacağını belirtti. aktifhaber

Venezuela'da bu içecek yasak!
12 Haziran 2009
Venezuella'nın başkanı Hugo Chaves, Çarşamba günü Coca-Cola co. şirketinden, sağlığa tam tanımlanmamış zararlar verdiği gerekçesiyl, Cola Zero adlı ürününü Güney Amerika ülkelerinden çekmesini talep etti.
Reuters'in haberine göre kabinenin Sağlık Bakanı Jesus Mantilla Cola Zero'nun içeriği ile ilgili tıbbi ve bilimsel araştırmalar devam ederken bu ürünün raflardan kaldırılmasını ve satışının durdurulmasını duyurdu.

Coca-Cola yaptığı açıklamada ürünün hiçbir zararlı madde içermediğini ama araştırma ve soruşturma sürdüğü müddetçe bu ülkedeki üretiminin ve saışının durdurulacağını bildirdi.

Daha önce de Türkiye'de Reklam Kurulu, Coca-cola Zero ve Pepsi Max Ürünlerinin 'Sıfır Şeker' Reklamlarının Tüketiciyi Yanıltıcı Olduğu Gerekçesiyle, Her İki Şirkete Reklamları Durdurma ve Şirket Başına 60 Bin YTL İdari Para Cezası Verilmesini kararlaştırmıştı.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu'na yaptığı şikayette, "Zero (sıfır) şeker" veya "şekersiz maksimum tat" gibi sloganlarla piyasaya sürülen ve birden fazla kimyasal tatlandırıcı çeşidini içinde barındıran bazı ürünler ile içeriğinde şeker yerine nişasta bazlı şeker kullanılan ürünler için yapılan yanıltıcı reklamlar yoluyla pancar şekeri kötü bir ürünmüş gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade etmiş ve ceza verilmesi karara bağlanmıştı.
anahaber

Chavez Hilton'a el koydu
14 Ekim 2009
Venezüella'nın sosyalist lideri Hugo Chavez, Nueva Esparta eyaletindeki Margarita Hilton otelini kamulaştırdı.
Chavez'in kamulaştırma kararnamesi, resmi gazetede yayınlandı. Gazeteye göre, eylül sonunda Güney Amerika-Afrika zirvesinin yapıldığı, 280 oda ve 210 süite sahip otel müştemilatıyla birlikte Venezüella devletinin mülkiyetine geçirildi. Otel için ne kadar ücret ödendiği belirtilmedi.

Otel ve otelin kullandığı marina, eyalette "turizm sektörünün sosyal gelişimini temin amacıyla" istimlak edildi.

Otel, 60'dan fazla ülkenin devlet başkanları ve temsilcilerini ağırlamıştı.

Chavez, daha önce de Karakas'taki Hilton oteline el koymuştu.

Venezüella'da son dört sene içinde elektrik, çimento, petrol, madencilik ve bankacılık gibi stratejik sektörlerde birçok kurum kamulaştırılmıştı. haber7

''ABD'de başkan kim olursa olsun Venezuela'da devrim sürecek"

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, yeni Obama'nın yemin ederek göreve başlamasının ardından ilk açıklamasında, ''ABD'de başkan kim olursa olsun Venezuela'da devrim sürecek'' dedi.
20 Ocak 2009
Başkent Caracas'ın 220 kilometre doğusundaki Barcelona kentinde bir törene katılan Chavez, yaptığı konuşmada, ''Bugün önem arz ediyor çünkü, ABD'nin yeni bir başkanı var. Buradaki hiç kimse hayale kapılmasın. Bahsettiğimiz Kuzey Amerika imparatorluğu'' dedi.

Chavez, sözlerini ''ABD'de başkan kim olursa olsun Venezuela'da devrim sürecek'' diye sürdürdü.

ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'un gidişine memnun olduğunu ifade eden Chavez, ''Dünyada terör estiren ve şiddete yol açan bu hükümetin gitmesinden memnunuz.'' diye konuştu. haber7

Venezuela lideri Hugo Chavez,: "Amerikan Devletleri Örgütünden çekilirim"
10.05.2009
Venezuela lideri Hugo Chavez, Amerikan Devletleri İnsan Hakları Komisyonu'nun 2008 raporuna tepki gösterdi ve Amerikan Devletleri Örgütü'nden (ADÖ) ayrılma tehdidinde bulundu.

Başkent Caracas'ta konuşan Hugo Chavez, ''ADÖ'den çıkıp Amerikan kıtası halklarını yeni bir çatı altında biraraya getirebiliriz'' dedi.

ADÖ yerine ''özgür halklar'' için yepyeni bir örgüt kurabileceklerini belirten Chavez, komisyon raporunun gerçeği yansıtmadığını bildirdi. ''ADÖ emperyalizmin bürokrasisinden başka birşey değil'' diyen Venezuela lideri, ''Bush'u niçin hiç kınamadılar?'' diye sordu. Chavez, ''Amerikan imparatorluğu, daha birkaç gün önce Afganistan'da masum köyleri bombaladı. Kimbilir kaç kadın ve çocuk öldü. Ama komisyon bunu görmüyor'' diye konuştu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı da insan hakları raporuna tepki göstermiş ve raporun, ''yalan ve maksatlı'' olduğu yorumunu yapmıştı.
habertürk

Venezuella bazı petrol şirketlerinin varlıklarına el koydu
09 Mayıs 2009

Enerji sektörü ve telekomünikasyon dahil bazı sektörlerde kamulaştırmaya giden Devlet Başkanı Hugo Chavez hükümeti şaşırtacak bir icraata daha imza attı.

Venezuela'da, hükümet, bazı petrol hizmet şirketlerinin varlıklarına el koydu.

Enerji sektörü ve telekomünikasyon dahil bazı sektörlerde kamulaştırmaya giden Devlet Başkanı Hugo Chavez hükümeti, Chavez'in, ülkedeki petrol hizmet şirketlerinin varlıklarının devletleştirilmesine izin veren yasal düzenlemeyi imzalamasından sonra petrol zengini Maracaibo Gölü'nde faaliyet gösteren şirketlerin mallarına el koymaya başladı.

Hükümet, Maracaibo Gölü'nde, yabancı şirketlere ait yüzlerce tekneye ve diğer bazı mal varlıklarını kamulaştırdı. Chavez, el konulan bir tekneden yaptığı konuşmada, ''petrol sömürüsüyle ilgili bütün bu mal varlıklarını kamulaştırmaya başladık. Bu bir devrim'' dedi.

Şirketlere yeni yasaya uygun olarak el konulduğunu ifade eden Chavez, Venezuela petrol endüstrisinde kontrolün büyük bölümünü ele geçirmek için hükümetinin 60 petrol şirketini kamulaştırdığını bildirdi. Chavez, devletin yönettiği Venezuela petrol şirketi PDVSA'nın, göldeki bütün petrol hizmeti çalışmalarına el koyduğunu da ifade etti.

ABD'li, Williams Companies, hükümetin, doğuda El Furrial ve PIGAP II'de iki doğal gaz kompresör tesislerine el koyduğunu açıkladı.

Yeni yasa, Halliburton ve Schlumberger gibi dev petrol şirketlerinin mallarına el koymasını kolaylaştırıyor, ancak petrol fiyatları düştüğü için PDVSA, yaptıkları hizmetlerden dolayı petrol sektöründe çalışan şirketlere olan milyarlarca dolar borcunu ödemekte zorlanıyor. PDVSA'nın geçen yıl itibariyle petrol sektöründe hizmet veren şirketlere 8 milyar dolar borcu bulunuyor. Venezuela'da çok sayıda yabancı petrol şirketi, hükümetin kendilerine olan borçlarını ödemediği için çalışmaları durdurmuş durumda.

Chavez, şirketlerin mal varlıklarına el koymanın, PDVSA'nın üretim maliyetlerini yüzde 20 ya da 500 milyon dolar kısacağını söyledi.

PDVSA, petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle, yabancı şirketlerle yapılan bazı sözleşmelerin değerinin fazla olduğunu belirtiyor. Yeni yasa ayrıca hükümete, borçlarını nakit yerine tahville ödemesini sağlıyor.

Chavez'in, 2007 yılında milyarlarca dolar tutarındaki petrol projelerini kamulaştırması, petrol devleri Exxon Mobil ve ConocoPhillips'in ülkeyi terk etmesine ve tazminat davası açmasına yol açmıştı. haber7

Venezuela'da Kamulaştırma Sürüyor
Çimento sektörü de devletin kontrolüne geçti.
Venezuela'da kamulaştırma operasyonu sürüyor.
Ülkede, petrol, elektrik, çelik ve telekomünikasyon şirketlerinin kamulaştırılmasından sonra, çimento şirketleri de devletin eline geçti.
19.08.2008
Kamulaştırma kapsamında anlaşma sağlanamayan Meksikalı çimento şirketine el konuldu.

Venezula cumhurbaşkanı Hugo Chavez, kamulaştırdığı sektörlere bir yenisini daha ekledi.

Meksikalılara ait bir çimento şirketi ile anlaşma sağlanamaması üzerine hükümet, şirkete ait fabrikalarda kontrolü devraldı.

Ülkede Fransız ve İsviçrelilere ait çimento fabrikalarıyla ise, tazminat konusunda uzlaşıldığı ve anlaşma sağlandığı bildirildi. TRT

Venezuelalıların Chaveze destek yürüyüşü
06 Şubat 2010
Ana Haber
Venezuelalı sosyalistler ile farklı kesimlerden pekçok kişi bugün ülkedeki sivil-askeri başkaldırının 18. yıldönümde Ulusal Şeref Gününü kutlamak ve Başkan Hugo Chavezi desteklemek için başkentte büyük bir yürüyüş yapacaklar.

Binlerce kişi bu sabah Caracas Meydanı’nda toplandıktan sonra kırmızı tişörtleri ile Tiuna Fort yakınlarındaki “Paseo de los Proceres” anıtına doğru başkentin caddelerinde yürüyecekler.

7 milyonun üzerinde kişiden oluşan Venezuela Politik Blok’u liderleri, eylemcilerin aynı zamanda son günlerde ülkenin bazı şehirlerinde meydana gelen vahşi saldırıları da protesto edileceklerini açıkladı.

Prensa Latina’nın haberine göre, PSUV lideri Dario Vivas eylemin esas sloganının “Halk ve Komutan umutlu bir gelecek kuruyor” olduğunu söyledi. 4 Şubat 1992’de Chavez, Carlos Andres Perez’in neoliberal hükümetine karşı başarısız bir isyan gerçekleştirmişti. PSUV lideri bunun başarısız bir askeri isyan olmasına rağmen, 7 yıl sonra Miraflores Palas’a ulaşılmasını sağlayan ve halkın büyük desteğini alan sosyalist projenin yolunu açtığını söyledi.

Son günlerde Venezuela’daki karşıt görüşlü öğrenciler, iki kişinin öldüğü ayrıca ciddi maddi hasara ve pekçok güvenlik görevlisinin yaralanmasına neden olan vahşi gösteriler düzenledi.

Chavez'den uranyum takasına destek

CARACAS- Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, İran'ın uranyum takasıyla ilgili anlaşmayı, ''Amerikan İmparatorluğuna karşı bir zafer'' olarak nitelendirdi.

Venezuela Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Başkan Chavez'in bu vesileyle İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a Venezuela hükümetinin uranyum takasıyla ilgili üçlü anlaşmaya tam desteğini ilettiği belirtildi.

Açıklamaya göre İran, Türkiye ve Brezilya arasında sağlanan anlaşmayLa ilgili olarak Chavez, ''Amerikan İmparatorluğunun hak ihlali ve saldırısına karşı Güney uluslarının zaferini'' selamladı. habertaraf

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, sigara ve alkol tüketiminin azaltılması için önlemler alınacağını söyledi.
12.06.2010

Chavez, televizyonda yaptığı konuşmada, Venezuelalılar’ın alkollü içecekleri fazla tüketmesini durdurmak istediğini belirterek, ordu birliklerine sokaklarda bira satışını ve dükkanlardaki içki satışının "yasal" saatler dışında yapılmasını engelleme talimatı verdiğini kaydetti.

Chavez, hükümet olarak alkol ve sigara vergilerinin artırılması üzerinde de çalıştıklarını dile getirdi.

Ülkeyi sosyalizme doğru götürdüğünü belirten Chavez, geçiş döneminin, Venezuelalılar’ın ahlaki değerlerini olumlu yönde değiştirmesi gerektiğini söyledi. TRT

CHAVEZ’DEN ABD’YE PETROL DARBESİ
25 Haziran 2010
Küresel mali krizin ortasında sosyalist bir ekonomi yaratmaya çalışan Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, son dönemdeki ülkedeki yabancı şirketleri kamusallaştırma furyasına ABD’li petrol arama şirketi Helmerich & Payne’e ait 11 petrol platformunu da ekledi.
Her geçen gün biraz daha yükselen enflasyon ve azalmakta olan petrol üretimi gibi sorunlarla boğuşan Chavez hükümeti son yıllarda ekonomi üzerindeki baskısını arttırdı. Yetkililer birçok bankanın yanı sıra enerjiden, çelik ve çimentoya kadar farklı sektörlerde pek çok şirketi kamusallaştırdı.

Chavez aynı zamanda, ülkenin en önemli gıda üreticisi Polar’ı da devlet bünyesine geçirme tehdidinde bulundu.

Merkezi Oklahoma’da bulunan Helmerich & Payne, Venezüella’nın bünyesindeki Petroleos de Venezuela (PDVSA) ile yaşadığı ödeme sorunu yüzünden, ülkedeki 11 petrol platformunda çalışmaları durdurmak zorunda kalmıştı.

Venezüella Petrol Bakanı Rafael Ramirez, bu hamlenin Chavez hükümetinin isteklerine karşı çıkan sektörlerde başlattıkları üretim durdurmalarının bir örneği olduğunu söyledi.

Ramirez, “Ülkede PDVSA ile üretim oranları ve hizmetler konusunda anlaşmaya varmak istemeyen pek çok enerji şirketi var… Helmerich & Payne ile de aynı sorun yaşandı. ABD’lilerin operasyonlarımızı sabote etmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Konu hakkında yorum almak adına Helmerich & Payne şirketinden kimseye ulaşılamadı.

Diğer yandan PDVSA, geçen yıl anlaşmalı olduğu şirketlerden milyarlarca dolar topladı ve bu firmalarla üretim maliyetlerini yüzde 40 oranında artırmak için yeniden görüşmelere başladı.

Ramirez, PDVSA’nın bütün borçlarını ödediğini ancak bazı şirketlerden şikâyetlerin gelmeye devam ettiğini söyledi.

Büyük oranda Chavez yanlısı olan Ulusal Meclis ise PDVSA’nın normal prosedürleri izlemeden, anlaşmalı olduğu şirketleri bünyesine geçirmesine izin veren bir yasayı onayladı. Bu gelişmenin ardından Chavez, onlarca küçük ölçekli şirketin kamusallaştırdı.

HEDEF ABD’Lİ ŞİRKETLER

PDVSA daha önce Dallas merkezli enerji şirketi Ensco International’ı, kendisine olan 35 milyon dolarlık borcu ödemediği gerekçesiyle bünyesine geçirdi.

Öte yandan, Teksas merkezli çok uluslu enerji şirketi Halliburton ve New York merkezli Schlumberger ise, Chavez hükümetiyle dostça bir ilişki sürdükleri için operasyonlarını yürütmeye devam ediyor.

Chavez ise 2007’de ülkedeki dört büyük petrol şirketini kamusallaştırarak, Exxon Mobil ve ConocoPhillips gibi dev şirketlerin ülkeyi terk etmesine neden olmuştu. Şirketler daha sonra şikâyetlerini uluslararası mercilere taşımıştı.

Venezüella’da petrol ihracatın yüzde 95’ini oluştursa da Paris merkezli Uluslararası Enerji Ajansı, son iki yılda ham petrol üretiminde büyük çapta bir düşüş yaşandığını söyledi.
Hürriyet

VENEZUELA, DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ KESTİ
23 Temmuz 2010
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Bogota yönetiminin, Kolombiyalı gerilla liderlerinin Venezuela'da olduklarını açıklamasından sonra komşu ülke Kolombiya ile diplomatik ilişkileri kesti.
Devlet Başkanı Chavez, başkanlık sarayı Miraflores'te yanında Arjantin Milli Takımı Teknik Direktörü Diego Maradona olduğu halde düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Kalbim kan ağlayarak, Venezuela'nın şimdiden sonra Kolombiya hükümeti ile tüm ilişkilerini kestiğini söylüyorum" dedi.

Bogota geçen hafta, Venezuela'da bulunduğunu ileri sürdüğü Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (Farc) ve Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun (ELN, Guevera'cı) beş üst düzey sorumlusunun listesini yayınladı, bugün de Amerika Ülkeleri Teşkilatı'nı toplantıya çağırarak, suçlamalarını yineledi ve Venezuela'da bin 500 Kolombiyalı militan ile onlarca eğitim kampı bulunduğunu iddia etti.

Venezuela, komşu ülke Kolombiya'nın suçlamaları üzerine daha önce Bogota Büyükelçisini geri çekmiş, Kolombiya da dün Caracas Büyükelçisini geri çağırmıştı. haber10

Hugo Chavez sarayını evsizlere açıyor
29 Kasım 2010
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, son dönemde etkili olan şiddetli yağışlardan etkilenen 25 evsiz aileyi, Karakas'taki Miraflores başkanlık sarayına davet etti.

Chavez, Karakas'taki sarayını geçici olarak yağışlardan etkilenen ailelere açtı.

Chavez, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, sarayda 20 ailenin rahatlıkla kullanabileceği devasa bir mutfak bulunduğunu, kendisine ait bürolardan bazılarının küçük dairelere çevrilebileceğini kaydetti. Chavez destekçileri de Hugo Chavez'in yoksulları koruyan ve düşünen ilk Venezuela lideri olduğunu kaydetti.
habertaraf

Kaddafi'nin çadırına taşınıyor
11 Aralık 2010
Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin kendisine hediye ettiği çadırı kurdurma emri verdi ve buraya taşınacağını söyledi.

Ülkedeki sel felaketinde evsiz kalan ailelerden 26'sını Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na alan ve muhafızlara ait bölümlere yerleştiren Chavez, çadıra taşınarak, daha fazla kişiye yer açacağını söyledi.
Televizyonda da yayımlanan konuşmasında Chavez, danışmanlarına, "Kaddafi'nin bana verdiği çadırı kurun" dedi. Çadırın Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın bahçesine kurulmasını isteyen Chavez, oraya taşınacağını belirtti. Kaddafi geçen yıl Venezuela ziyareti sırasında bu çadırda kalmıştı.
haber10

Chavez: Büyükelçi Palmer bu ülkeye giremez!
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, yönetimine saygı göstermemekle suçladığı yeni ABD Büyükelçisinin ülkeye girişine izin vermeyeceğini açıkladı.
19 Aralk 2010
Ana Haber
Devlet Başkanı Chavez, iktidardaki Birleşik Sosyalist Parti'ye yeni katılımlar dolayısıyla düzenlenen ve devlet televizyonundan naklen yayınlanan toplantıda, Büyükelçi Larry Palmer'ın ülkeye giremeyeceğini söyleyerek, ''Eğer gelirse onu havaalanında yakalamak gerekecek. Dışişleri Bakanı Nicolas Madura, ona benden bir kahve ısmarlayacaksın ve sonra bay bay. O, bu ülkeye giremez'' diye konuştu.

Chavez, yeni Amerikan büyükelçisini istemediklerini Washington'a yazılı olarak da ilettiklerini belirtti.

ABD'nin Caracas'a büyükelçi atadığı Larry Palmer, ağustos ayında yaptığı açıklamada, Venezüella topraklarında Kolombiyalı gerillalar olduğunu, Küba'nın Venezüella silahlı kuvvetleri üzerinde baskı uyguladığını ve askerlerin morallerinin düşük olduğunu söylemişti.

Venezuella ABD'ye meydan okudu

30 Aralık 2010 Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, ulusa sesleniş konuşmasında ABD'ye meydan okudu ve "ABD göze alabiliyorsa bizimle diplomatik ilişkileri kessin" dedi.

Chavez, Venezuela devlet televizyonu VTV'de yayımlanan konuşmasında, yeni ABD Büyükelçisi Larry Palmer'ın ülkeye girişine "yönetime saygı göstermediği" için izin vermediğini hatırlattı.

Chavez, "Bu beyefendiyi (Larry Palmer) ülkeye sokmadığımız için ABD misillemede bulunacakmış, bulunsun bakalım... ABD hükümeti büyükelçimizi kovmak istiyorsa kovsun... Göze alabiliyorsa Venezuela ile diplomatik ilişkilerini kessin" diye konuştu. haber7

Chavez'den "Selamunaleyküm"
25 Ocak 2011
Ana Haber
Kendini halk çocuğu' olarak tanımlayan, ülkesindeki sel felaketinden sonra evsiz kalanları sarayında ağırlayan Chavez'in, Erdoğan'a kişisel bir hayranlık duyduğu ortaya çıktı. Chavez, Bakan Yıldız'ı da Allah'ın selamıyla karşılamış.

Venezuela'daki temasları hakkında ayrıntılı bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in kendisine ve heyet üyelerine gösterdiği sıcak ilgiden övgüyle bahsetti.

Bakan Yıldız, Chavez'in Türkiye'ye gelmeyi de düşündüğünü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan ''arasının fakirlerle iyi olmasından dolayı'' hayranlıkla bahsettiğini anlattı.

Bakan Yıldız, Chavez'in ''kendisinin bir çiftçi çocuğu olduğunu hiçbir zaman unutmadığını, bunun için her zaman halkıyla birlikte olduğunu, halkının yüzde 60'ının fakir olduğunu, Türkiye'nin dinamizmini takdirle izlediğini, Başbakan Erdoğan'ı fakirlerle arası çok iyi olduğu için çok sevdiğini'' anlattığını aktardı.

Yıldız, Chavez'in kendilerini ''Selamünaleyküm'' diyerek karşılayıp, görüşme sırasında da duvarlardaki kurşun izlerini göstererek, zamanında bu saraya kurşun sıkanlar arasında kendisinin de olduğunu anlattığını söyledi., Yıldız buna karşılık kendisinin de ''Sarayı kurşunlarken birgün burada oturacağınızı düşünmüş müydünüz?'' diye sorduğunu ve Chavez'den ''Ben Allah'a inanıyorum, çünkü Allah ne istiyorsa o olur, ben burada halkım için oturuyorum'' yanıtını aldığını belirtti.

Chavez'den bağımsız Filistin'e destek
15 Eylül 2011
Venezuela Devlet Başkanı, bağımsız Filistin'in devlet olarak tanınma girişimini destekledi.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Filistin meselesiyle Libya'daki durumun gelecek BM Genel Kurulu'nda yoğun bir şekilde ele alınmasını beklediğini söyledi.
Venezuela Devlet Başkanı, "Filistin'in devlet olarak tanınmasının ve BM'ye üye olmasının zamanı gelmiştir dedi.
haber10

Chavez: ""Bölgemizde solcu liderler kansere yakalanıyor.Garip değil mi?"

Venezuela Devlet Başkanı Chavez, Güney Amerikalı üst düzey siyasetçilerin art arda kansere yakalanması üzerine ilginç bir iddiada bulundu.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Güney Amerikalı üst düzey siyasetçilerin art arda kansere yakalanması üzerine bunda Amerika Birleşik Devletleri'nin parmağı olabileceğini öne sürdü.

Chavez, önceki gün yaptığı açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu yönde bir teknoloji geliştirmiş olması ihtimalinden bahsederek, "Bölgemizde solcu liderler kansere yakalanıyor.Garip değil mi ? Belki 50 yıl sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin onları hasta ettiği ortaya çıkacak " dedi.

Venezuela lideri Chavez de kısa süre önce kanser tedavisi görmüştü. Brezilya ve Paraguay liderlerinin ardından son olarak Arjantin liderine kanser teşhisi konmuştu.

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı ise , Chavez'in, Washington'un Latin Amerika liderlerine ''kanser komplosu'' kuruyor olabileceği iddiasını "menfur" olduğunu iddia etti
haber1001

Chavez'in sağlığı için özel ayin
1 OCAK 2013



Venezuela'da bakanlar cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in sağlığına kavuşması için özel düzenlenen bir ayine katıldı.

Bakanlar, Caracas'taki cumhurbaşkanlığı sarayında düzenlenen ayine
Pazar günü cumhurbaşkanı yardımcısı Nicolas Maduro'nun Chavez'in ameliyatlar sonrasında komplikasyonlar yaşadığını söylemesinin ardından resmi yeni yıl kutlamaları da iptal edildi.

Venezuela cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in Küba'da yapılan kanser ameliyatının ardından "yeni komplikasyonlar" yaşadığını duyurmuştu.

Küba'dan Venezuela halkına televizyon aracılığıyla seslenen Nicolas Maduro, Chavez'in "hassas bir durumda" olduğunu aktarmıştı.
11 Aralık'ta dördünce kanser ameliyatına giren Chavez, şimdi de akciğer enfeksiyonuyla boğuşuyor.

1999 yılından beri cumhurbaşkanı olan Chavez, Ekim ayında bir kez daha seçimleri kazanmıştı.

Chavez'in sağlık durumu hakkında fazla detaya girmeyen Maduro, cumhurbaşkanının yaşadığı komplikasyonların bir akciğer enfeksiyonuna bağlı olduğunu aktarmıştı.

Maduro, "Cumhurbaşkanımız, kendisini ziyaret ettiğimiz sırada Venezuela halkına sağlık durumunun aktarılması yönünde bize çok açık bir talimat verdi. Cumhurbaşkanı Chavez'in sağlık durumu hassasiyetini koruyor." demişti.

Chavez geçmişte sağlık durumunun kötüleşmesi durumunda Venezuelalıların yardımcısı Maduro'ya oy vermesini istemişti.
BBCT
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Şub 22, 2010 1:29 am    Mesaj konusu: Chavez'den İngiltere'ye savaş tehditi Alıntıyla Cevap Gönder

Alan Woods
Silahlı halk: Venezüella

Sekiz yıl önce bugün, Latin Amerika’da eşi görülmemiş bir şey oldu. 11 Nisan günü, ABD ve CİA ile işbirliği içindeki Venezüella oligarşisi, gerçekleştirdiği gerici darbeyle Hugo Chavez’in demokratik yolla seçilmiş hükümetini yıktı. Ve bu darbe, kitlelerin kendiliğinden ayaklanmasıyla çökertildi.

O gün tarihe geçti. Sıradan kadınlar ve erkekler sokaklara döküldüler ve Bolivarcı Devrim’i savunmak için hayatlarını tehlikeye attılar. Başkan Chavez’in özgürlüğünü zorla almak için hiçbir parti veya kuruluştan olmayan ve darbeyi yıkmanın dışında net bir perspektife sahip bulunmayan binlerce işçi, köylü, devrimci gençlik, adamlar, kadınlar, gençler ve yaşlılar Miraflores Sarayı’nın kapılarına yürüdüler. Askerler halkın yanında yer aldı ve darbe devrildi. Bu kahramanlık olayı sadece 1936 yılının Temmuz ayında, eski av tüfekleri, sopalar ve ellerine geçirdikleri her şey ile silahlanan işçilerin, kışlaları bastıkları ve gerici faşistleri ezdikleri Barcelona olayları ile karşılaştırılabilinir. Eğer herhangi biri bunun bir devrim olmadığı konusunda şüphe duyuyorsa, yalnız 2002 yılının Nisan ayında, Venezüella’da yaşanan olayları incelemesi yeterli.

Bu olay, son yıllarda devrimi kutlama gününe dönüştürüldü. Caracas’ın merkezindeki Bolivar Bulvarı, sallanan pankartlardan ve kızıl gömleklilerden bir deniz haline geldi. Fakat bu yılki sahne hatırladıklarımdan çok farklıydı. Kızıl bir deniz olan Bolivar Bulvarı’nın yerini yeşil kamuflaj kumaşla coşan bir deniz almıştı. Bu, halk milislerinin günüydü – silahlı bir halk iktidarının ispatıydı.

Kadın ve erkek milislerden oluşan kortejler (üstelik üniformalı birçok kadın vardı) bulvar boyunca yürürlerken sanki sonu gelmeyecek gibi görünüyordu. Burada, bir kez daha, kitlelerin yenilmez gücü hissediliyordu. Fakat bu yıl orada farklı bir element vardı. İçeridekiler kadar dışarıdaki düşmanlarına karşı da, devrimi savunmak için mücadele isteklerini haykıran, ellerinde silahlarıyla binlerce ve binlerce fabrika işçisi, köylerden köyler, kolejlerden ve okullardan çocuklar vardı.

İnsanlar, yakıcı bir güneşin altında, her zaman nöbetçi olan kızıl tişörtlüler ve yeşil gömleklilerle bir araya geliyorlardı. Konuşmacılar, bulvar boyunca emperyalizme ve kapitalizme karşı, Chavez’in ve sosyalizmin lehine devrimci sloganlar atıyorlardı: Sağ hala başka bir 11 Nisan hazırlığı içinde ama şimdi halkın silahları var! Yaşasın Bolivarcı devrim! Yaşasın silahlı halk! Yaşasın başkan Chavez!

Birileri soğuk içeceklerin (çok talep edilen), tişörtlerin ve şapkaların satışından hızlı bir kâr elde ederken, insanlar daha iyi bir görünüm elde etmek ve savaşçı sloganlar yazılı pankartlarını göstermek için ağaçlara, elektrik direklerine çıkıyorlardı. Sloganlar ve marşlar tarafından kesilen, devrimci sözlü Latin Amerika ritimli müzik sağır edici bir coşkudaydı. Milisler kendi köklerini gösteren gruplar tarafından organize edilmişlerdi: okullardan genç delikanlılar, Belarus traktörleri ve hasır şapkalarıyla köylüler. Arka sıralardaki milisler silahsızdılar fakat biri gösterinin başlarına yaklaştığında herkesin, kullanışı kolay ve hafif, etkili ve çok yönlü Rus yapımı AK–47 model silah tuttuklarını görebilirdi. Chavez, son yıllarda Rusya’dan büyük miktarda bu silahlardan satın almıştı. Washington ve onun hizmetindeki medya, bu silahların Kolombiya’daki FARC gerillaları için olduğunu iddia ederek çok büyük bir yaygara koparmışlardı. Şimdi, herkes bunun gerçekte kimin için olduğunu görüyordu.

Başkanın gelişi beklenirken milisler ya rahat pozisyonda ya da sandviç yemek için yere oturmuş durumdaydılar. Bazıları silahlarının üzerinde dinleniyor hatta bir iki kişi, botlarının üzerinde dinlenirlerken - biraz riskli bir uygulama düşüncesi oluşturabilecek – AK-47 silahlarını ağızlarına dayamışlardı. Gerçekten de acımasız bir profesyonel çavuş, ateşli silahlar kuşanmış bu yarı eğitimli sivillere bakarak hiç şüphesiz bir kalp krizi geçirebilir, kuşkusuz acı çekebilirdi.

Fakat böyle bir intiba tamamen yanlış olurdu. Bu milisler; Kübalı gerillanın soyundan gelenlerin, İspanyol İç Savaşı’nda Franco’ya karşı savaşan milislerin, 1917 yılında Rus Çarı’nı deviren işçi milislerinin ve biraz daha ileri tarihe gidersek Fransız Devrim ordularının ve XVIII yüzyıldaki Kuzey Amerika devrim milislerinin torunlarıdırlar.

Bunların hiçbiri profesyonel bir ordu değildi. Daimi burjuva profesyonel ordunun normlarına uygun değillerdi. Ama bunun için kötü de mücadele etmemişlerdi. Birden fazla durumda (İspanya aklıma geliyor) profesyonel bir ordu formatına uymaya zorlandıklarında, mücadeleci ruhları üzerinde olumsuz etkiler oluyordu.

İkindi vakti, umut atmosferi gözlenebiliyordu. Milisler kortejleri oluşturmaya başlamışlardı. Kaldırımlardaki kalabalıklar, kahramanlarına bir bakış atabilmek için ileriye doğru itişiyorlardı. Açık bir aracın arkasına binen -- düzenli orduya ait kamyon — kalabalıkları ve milisleri el sallayarak selamlayan, askeri üniforma giymiş olan Chavez göründü. Milisler, Chavez’in konuşma yapacağı kürsüye doğru yürüdüler.

Onun konuşması her zamankinden daha kısaydı. Direk konuya girdi. Nisan 2002’nin trajik olaylarını hatırlatarak muhteşem bir kılıç çıkardı ve onu kalabalığa gösterdi. Kurtarıcı Simón Bolívar’ın kılıcı. Chavez insanlara, Latin Amerika’nın 200 yıldır özgür olmayı başaramadığını ve bunun sadece sosyalist devrimle elde edilebileceğini söyledi.

Onun tipik dramatik jest özelliği, insanı kutsal bir yemini yerine getirmeye zorluyor: onlar bu görevi tamamlayıncaya kadar asla rahatlamayacaklar. Milisler tüfeklerini kaldırarak yüksek sesle onun kelimelerini tekrarladılar: “Milis halktır ve halk milistir.”

Sonra Chavez, 11 Nisan tarihindeki faşist darbeden 13 Nisan halk ayaklanmasına, 2002 Nisan olaylarını anlattı. “Bu konu üzerine çok düşündüm. Birileri, 1970’li yıllarda silahlı halk ayaklanmasını hep hayal ettiler. Fakat asla gerçekleşmedi. 1980’li yıllar ise kötü bir dönemdi ve 1989 yılında binlerce silahsız sivilin öldürüldüğü *Caracazo olaylarıyla sonlandı.”

Chavez, kendisi ile birlikte bir grup ilerici subayın 1992 yılında, nasıl bir ayaklanma organize etmeye çalıştıklarını anımsattı ve sözlerini “Biz başarısız oluyorduk çünkü halkın katılmadığı bir ayaklanmayı gerçekleştirmeye çalışıyorduk” diyerek tamamladı. Bir süre sonra, cezaevinden, bir kitle hareketi yaratılması için çağrıda bulundu: bu, 1998 yılı seçimlerinde, ezici bir zafer elde eden Bolivar Hareket’iydi. Ama oligarşi de 2002 darbesini hazırlanmak için hiç zaman kaybetmemişti.

Chavez darbe de öldürülen kadın ve erkekleri, yaralanan birçok insanı hatırlattı. Venezüella’da iddia edilen diktatörlük ve baskıcı bir rejim üzerine batıda, medya tarafından bu kadar yaygınlaştırılan efsanenin tersine bu suçlardan dolayı hiç kimsenin cezaevinde bulunmadığını ve soruşturmaların sekiz yıldan fazla bir zamandır takılıp kaldığını belirterek “bu katlim cezasız kalmayacak, tarihimizde pek çok katliamın cezasız kaldığı gibi” dedi.

Sonra, bu devrim şehitlerinin kanının Devrim için bir teşvik görevi gördüğünü belirterek devam etti. “11 Nisan’dan hemen sonra tutuklamalara, işkencelere, televizyonda ve diğer medya araçlarında tehditlere başladılar. Ama bu, çok uzun zamandır ezilmiş kitlelerin bastırılmış tüm gizli gücünü uyandırdı” ve “uzun zamandır görmeyi beklediğimiz halk ayaklanmasına, tarihimizin en büyük isyanına yol açtı. Bu emperyalizme ve burjuvaziye karşı bir isyandı. Bu sonuncu isyanın da Caracazo’da olduğu gibi askerin kanla bastıracağı hesaplanmış olmalıydı. Fakat bizim ordumuz, sadece halka karşı ateş etmeyi reddetmekle kalmadı, halkın yanında yer aldı. Burjuvazi ve emperyalistler hayatlarının sürpriziyle karşılaştılar.”

Chavez, ABD emperyalizminin darbeye aktif bir şekilde katıldığına işaret etti. Amerikan helikopterlerinin ve casus uçaklarının Venezüella hava sahası üzerinde dolaştıklarını, bir amerikan denizaltısının ve uçak gemisinin Venezüella karasularında müdahale etmek için beklediklerini fakat kitlelerin harekete geçmesinin onları geri çekilmeye zorladığını, belirtti.

O zamandan beri burjuva medyası, takvimlerden bu tarihi silmeye çalışıyor fakat kitleler onu yaşatıyor. “Onlar takvimlerden nisan ayını silemezler, tıpkı ocak ayını, şubat ayını veya herhangi başka bir ayı yok edemedikleri gibi”

Chavez, eğer Venezüella Devrimi’ni ezmeyi başarırlarsa, bunun bütün Latin Amerika’nın devrimci hareketlerine büyük bir darbe vuracağını belirterek “Omuzlarımızda ağır bir sorumluluk taşıyoruz.” dedi. “Latin Amerika halkları kurtuluşlarını bizde arıyorlar” Devrimin tamamlanmasının uzak olduğunu, daha devasa büyüklükte yapılması gereken şeyler bulunduğunu itiraf ederek, sabırlı olmaları çağrısında bulunarak “devrimin, ilk onuncu yılından sonra henüz yeni başladığını” belirtti.

Ve Chavez, devrim karşıtlarının uzağa gitmediklerini ve zaten kendisini öldürmek için komplolar kurduklarını söyleyerek onları uyardı. Eğer bu gerçekleşirse “sağduyuyu kaybetmeyin, sakinliği muhafaza edin. Sizler ne yapılması gerektiğini biliyorsunuz: iktidarı kendi ellerinize alın. Tüm iktidarı! Burjuvazinin elinde kalan tekelleri, endüstriyi ve bankaları kamulaştırın.”

Eylül ayında yapılacak seçimler konusuna geçerek uyardı: “Burjuvazinin Millet Meclisi’nin denetimini ele geçirmesine izin vermemeliyiz. Eğer bunu gerçekleştirirlerse, başka bir 11 Nisan koşullarını yaratmak ve ülkenin istikrarını bozmak için kullanacaklardır. Programımızın ileriye doğru akışını sürdürmek için sandalyelerin üçte ikisini kazanmak zorundayız.”

Chavez, 2002 Nisanı’nda yaşananların tekrar edilmesinin mümkün olmadığını, şimdi halkın silahlı olduğunu ve herhangi bir karşı devrimci girişimi ezeceğini söyleyerek burjuvaziyi uyardı. Ve konuşmasını şu sözlerle bitirdi: Yaşasın ulusal milisler! Yaşasın silahlı halk! Yaşasın sosyalist devrim! Vatan, sosyalizm ya da ölüm!

Çevirenin notu:

Caracazo: 1989’da IMF’nin yapısal uyum programları uygulanmaya konulmasına tepki olarak ortaya çıkan olaylara verilen isimdir. Bu politikalar faiz oranlarının serbest bırakılması, kamu hizmetlerine uygulanan vergilerin arttırılması, ithalat vergilerinin büyük ölçüde kaldırılması, bütçe açığında %4 oranında indirime gidilmesi ve yabancı firmalara karlarının tamamını ülkelerine aktarabilmesi gibi yeni-liberal politikaları içermiştir. Oluşan tabloda ise enflasyonun %80,7’lere ulaşması, işsizliğin %14’e yükselmesi ve halkın %80,42’sinin fakirlik içinde yaşaması gibi sıkıntılar ortaya çıkmıştır. İktidardaki AD’nin lideri Calos Andrés Perez’in politikalarına tepki için sokaklara dökülen, resmi olmayan rakamlara göre yaklaşık 3000 kişi, hükümet güçleri tarafından öldürülmüştür (Wikipedia).

[Rebelion’daki İspanyolca orijinalinden Atiye Parılyıldız tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]

Chavez: ABD'nin ne düşündüğü umurumuzda değil
03 Nisan 2010, 11:48Anadolu Haber

Venezuela'ya ziyarette bulunan Rusya Başbakanı Vladimir Putin,
Rusya'nın, Venezuela'nın nükleer bir santral yapımı ile ilgili planlama çalışmalarına yardım etmeyi kabul ettiği açıklandı.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, bir günlük resmi bir ziyaret için ülkesine gelen Rusya Başbakanı Vladimir Putin'le görüşmelerinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, "barışçıl amaçlı bir nükleer santralın ilk planlarını çizmeye hazırız" dedi. Chavez, nükleer santral yatırımının mali boyutu ve inşa sürecine ilişkin açıklama yapmadı.

Putin ise Venezuela'ya silah satmaya devam edeceklerini belirterek, "Venezuela'nın savunma imkanlarını desteklemeye ve geliştirmeye devam edeceğiz" dedi.

Rusya'nın, ek silah alımı için Venezuela'ya daha önce 2,2 milyar dolar kredi açmayı kabul ettiğini kaydeden Putin, Venezuela'nın bu krediyi henüz kullanmadığını belirtti. İki ülkenin yeni silah ticareti anlaşması görüşmelerini sürdürdüğünü belirten Chavez ise ayrıntı vermedi.
Venezuela 2005'ten bu yana Rusya'dan savaş uçakları, helikopterler ve 100 bin Kalaşnikof tüfek de dahil toplam bedeli 4 milyar doları aşan silah aldı.

'Hedefimiz dünyayı çok kutuplu hale getirmek'

Chavez, Venezuela'nın artan savunma harcamalarını ABD'nin nasıl değerlendireceği sorusunu yanıtlarken, ABD'nin ülkesine silah satılmasını engellediğini ileri sürerek, "Yanki imparatorluğu bizim küçük bir uçak sahibi olmamızı bile istemiyor. Aslında Washington'ın ne düşündüğü umurumuzda değil. Burada Washington'a karşı ittifak kurmuyoruz" dedi. Putin ise, "Eğer ABD Venezuela'ya silah satmak istemiyorsa bu bizim için iyi bir şeydir" dedi.
Putin, "hedeflerinin dünyayı daha demokratik, dengeli ve çok kutuplu hale getirmek olduğunu" belirterek, bu çerçevede Venezuela ile ilişkilerinin özel bir önemi olduğunu söyledi.

Rusya Latin Amerika'yı fethediyor

Venezuela'yı Latin Amerika ile aralarında bir köprü olarak gördüklerini söyleyen Putin, ziyareti sırasında Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales'le de Chavez'in başkanlık sarayında bir görüşme yaptı.

Putin ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in yakında Brezilya'yı ziyaret etmeyi planladığını kaydetti.
Putin'in ziyareti sırasında iki ülke yetkilileri savunma ve tarımdan hava taşımacılığı ve petrole kadar değişik alanlarda 31 anlaşma yapıldı.

Venezuela devlet petrol şirketi ile Rus şirketlerinin Venezuela'da petrol arama ve çıkarma çalışmaları için bir konsorsiyum kurması için yapılan anlaşma da Putin'in ziyareti sırasında imzalandı.

RUSYA İLE VENEZUELA ARASINDA İŞBİRLİĞİ

2 Nisan 2010 23:30
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, ABD'nin Güney Amerika'daki iki büyük rakibi ile görüşmelerde bulunmak üzere Venezuela'nın başkenti Karakas'a gitti.
Putin'in bir günlük ziyareti sırasında, içinde bir uydu fırlatma tesisi de olmak üzere Venezuela'nın kendi uzay sanayiini kurmasına yardım teklif edeceği, ayrıca iki ülke arasında enerji ve savunma alanlarındaki işbirliğinin derinleştirilmesinin ele alınacağı bildirildi.

Rusya'nın bu alanlardaki önerilerinin ziyaret sırasında görüşüleceğini belirten Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Rusya'nın ayrıca Venezuela'nın nükleer enerji üretme projesine yardım edeceğini söyledi.

Chavez, "Bir atom bombası yapmayacağız, barışçıl amaçlar için nükleer enerji geliştireceğiz. Kendimizi petrol sonrası döneme hazırlamak zorundayız" dedi.

Putin, Chavez'den sonra Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales ile de görüşecek.

Venezuela 2005 yılından bu yana Rusya'dan 4 milyar dolarlık Sukhoi savaş uçakları satın aldı.

Chavez, geçen Eylül'de Moskova'ya yaptığı 8. ziyaretinde tank ve S-300 gelişmiş uçak savar füzeleri de dahil Rus silahları satın almak için Rusya'dan 2 milyar dolardan fazla kredi sağladı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Venezuela'nın Rusya'dan silah satın almasının, bölgede bir silahlanma yarışını başlatabileceğinden endişe duyduklarını bildirmişti.

Chavez ise ABD'nin büyük petrol rezervleri nedeniyle Venezuela'ya saldırabileceğini, silahlanmalarının ABD'nin komşu ülke Kolombiya'daki askeri üslerindeki varlığını planlı olarak artırmasına karşı denge oluşturmayı amaçladığını savunuyor.

-ENERJİ

Putin'in ziyareti sırasında iki ülke arasında büyük bir petrol anlaşmasının da imzalanması bekleniyor.

Venezuela devlet petrol şirketi PDVSA ile Rus şirketlerinin oluşturduğu bir konsorsiyum, Venezulea'nın büyük petrol yatakları bölgesi Orinoco'daki Junin 6 petrol yatağının işletilmesi için 40 yıllık, 20 milyar dolarlık bir yatırım için anlaşma imzalayacak.

Faaliyete geçtiğinde yataktan günde 450 bin varil petrol çıkarılması hedefleniyor. Bu miktar Venezuela'nın bugünkü toplam petrol üretiminin beşte biri.

Venezuela, Orinoco'nun dünyanın en büyük hidrokarbon rezervlerine sahip olduğunu belirtiyor.

Rus şirketlerinin yatırıma ortak olma hakkına karşılık vermeyi vadettikleri toplam 1 milyar doların 600 milyon dolarını hemen vereceklerini belirten Venezuela, bölgede yıl sonunda günde 50 bin varillik petrol üretimine geçileceğini bildirdi.

Venezuela devlet şirketi PDVSA'nın yüzde 60'ına sahip olacağı konsorsiyuma Rus devlet şirketi Rosneft'in yanı sıra özel şirketler Lukoil, Gazprom, TNK-BP ve Surgutneftegaz ortak.
haber10

Chavez'den İngiltere'ye savaş tehditi
21 Şubat 2010

Venezüella lideri Hugo Chavez, Arjantin'in yeni bir Falkland savaşında İngiltere karşısında yalnız olmayacağını söyledi.
TV'de pazarları yaptığı "Alo Başkan" programında konuşan Chavez, "Ey İngiltere, ne zamana kadar Falkland'da kalacaksın?" diye sordu ve Kraliçe 2. Elizabeth'in takımadayı Buenos Aires'e iade etmesini istedi.

Chavez, "İngiltere kraliçesi, sana söylüyorum sana; imparatorluklar bitti. Bunun farkında değil misin İngiltere kraliçesi? Falkland'ı Arjantin halkına iade et..." dedi.

İngiltere, Falkland adalarını 1833 yılından beri işgal altında tutuyor. Adalar, 1982 yılında İngiltere'yle Arjantin arasında savaşa yol açmış, Arjantin savaşı kaybetmişti.

İngiltere'nin Falkland açıklarında petrol arama çalışmalarına başlayacağını açıklaması,adaların egemenliği üzerinde hak iddia eden Arjantin'le Londra arasındaki gerilimi yükseltmiş bulunuyor.

Falkland açıklarında, tahminlere göre, 13 ila 60 milyar varil petrol bulunuyor.

Chavez, "İngilizler Arjantin'i tehdit etmeye devam ediyor. Ama durum değişti, Sayın Kraliçe; artık 1982'de değiliz. Arjantin saldırıya uğrarsa, yalnız olmayacağından emin olabilirsiniz" diye konuştu.

haber7

Chavez, Katliamı Kınadı
03 Haziran 2010, 11:03Anadolu Haber
Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez, İsrail`in özgürlük filosunu hedef alan saldırısını kınadı.

Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez, İsrail`in Gazze`ye insani yardım taşıyan Özgürlük Filosuna düzenlediği kanlı saldırıyı kınayarak

"Ey lanetli katil İsrail devleti.. Sen lanetlisin! Sen teröristsin! Sen katilsin! Yaşasın Filistin halkı" şeklinde seslendi.

Amerika`nın söz konusu saldırı karşısındaki aciz duruşunu eleştiren Chavez, Amerika`nın sadece "endişe" duyduğunu ifade etmekle yetinmesine dikkat çekerek "israil olunca herşeye müsaade ediliyor. Obama hükümeti, müttefikleri ya da israil terör işleyince kınamıyor. Onlar, bizlerin terörü desteklediğini söylüyorlar. Halbuki esas onlardır terörü gözeten" dedi.

Hugo Chavez'le röportaj
02 Temmuz 2010, 22:16Anadolu Haber
Venezuella'nın popüler lideri Chavez, ülkesinin öncesini, şimdisini ve geleceğini anlattı.

Cindy Sheehan: Başkan Chavez, Venezüella hakkında, kendi hakkınızda ve devriminiz hakkında hakikatin aktarılmasına imkan tanıdığınız için teşekkür ederim. Venezüella, devrimden önce oligarşi tarafından yönetilen ve kullanılan bir ulustu. Devrim nasıl başladı ve nispeten barışçıl olabildi?

Hugo Chavez: Hakikati bulma çabandan dolayı teşekkür ederim Cindy. Barış, adalet, özgürlük ve eşitlik adına emperyalizme karşı bizim de paylaştığımız mücadelende sana şans diliyorum. Bu mücadelende sana eşlik ediyoruz, sana ve Amerikan halkına. Venezüella burjuvası güç kullanarak, şiddete başvurarak, zulmederek, suikastler düzenleyerek ve insanları ortadan kaldırarak bu ülkeye 100 yıldan daha fazla bir süre hâkim oldu. Venezüella tarihi maalesef şiddetle dolu bir tarihtir. Güçlünün zayıfa karşı uyguladığı şiddetle. 20.yüzyılda oligarşinin ve burjuva devletinin hâkim olduğu Venezüella'da bir mûcize gerçekleşti. Venezüella 1920'lerden itibaren 1970'lere kadar önde gelen petrol ihracatçısı bir ülkeydi ve tüm 20. yüzyıl boyunca dünyanın en büyük petrol üreticisi olmuştur. Ancak yüzyıl sona erdiğinde, Venezüella'da yüzde 70 oranın yoksulluk, yüzde 40 oranında aşırı yoksulluk ve sefâlet hüküm sürüyordu. Şiddetli bir patlamaya yol açtı bu. Tüm patlamalar şiddetlidir.

Patlayanlar, kendilerini özgürleştirmek isteyen fakirlerdi. Bir süre önce Karakas'ta yıldönümünü kutlamıştık ve sen de bizlerle, halkımla beraberdin. İnsanlar yirmi bir yıl önce büyük bir patlamayla silkinip ayağa kalktılar. Ordudaki bizler, halkı-kadınları ve çocukları - katletmek üzere burjuva devleti tarafından kullanıldık; orduda bir acı ve vicdâni uyanışa yol açtı bu ve halkla birleştik. İki ayaklanmaya liderlik ettik. Devrimimiz tam olarak barışçıl değildi. Nispeten barışçıldı.

Devrimin şiddeti, karşı devrimden kaynaklanmış gibi duruyor. Bolivar Devrimi, güç ve serveti halka devretmişti ve bir ilham kaynağı idi; aynı zamanda da nispeten barışçıldı.
HC: Evet, gücü barışçıl bir şekilde devraldık. Ve onu muhafaz edebildik, nispeten de olsa. Hiçbir zaman şiddet kullanmadık. Bilakis karşı devrim bize karşı kullanmıştır. Barışçıl, sosyalist devrimimizin merkezi stratejisi, gücün halka devridir. Bunu, Karakas'ın bazı semtlerinde kendi gözlerinle görmüş olmalısın. Halkın egemenliği için muazzam bir gayret içerisindeyiz. Biz, güç dediğimizde neyden bahsediyorz Cindy? Hepimizin sahip olduğu birinci güç, bilgidir ve bu yüzden de cehalete karşı eğitim çabasına girdik, daha önce hiç olmamış bir şekilde fikri gelişimi, öğrenimi, analizi teşvik ediyoruz. Bugün tüm bir Venezüella dev bir okuldur. Çocuklar, yetişkinler, biz hepimiz tahsil ve öğrenim peşindeyiz. Karar vermeye muktedir olmak da bir güçtür – mahalli konseyler, komünler, Halkın Gücü, taban hareketleri vb. Ekonomik gücümüz var, ekonomik gücü halka devrediyor, zenginliği halka dağıtıyoruz. Bolivar Devriminin barışçıl şekilde devam etmesini garantileyen başlıca kuvvettir bu.


İmparatorluğun sizi şeytanlaştırmak için düzenli olarak çabalaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

HC: Çeşitli nedenleri var fakat başlıca tek bir sebebi olduğu sonucuna vardım. İmparatorluk korkuyor. İmparatorluk, Amerikan halkının hakikati bulacağından ve kendi topraklarında birşeylerin patlayacağından korkuyor – bir Bolivarcı hareketten, bir Lincolnvâri hareketten korkuyor. Sistemi dönüştürme arayışında olan şuurlu vatandaşlardan, vatandaş hareketinden korkuyor. Emperyal korku, Martin Luther King'i öldürmüştü. Onu durdurmanın tek yolu öldürmekti. Amerikan vatandaşlarını da baskı altına aldı.

Bizi niçin şeytanlaştırıyorlar? Hakikati biliyor ve hakikatten korkuyorlar. Devrimin sirâyet etmesinden, ABD'de bir devrimden, ABD'de bir uyanıştan korkuyorlar.

ABD'de sizi andıkları en büyük sıfatlardan biri de diktatör. Diktatör sınıfına niçin girmediğinizi açıklar mısınız?

HC: Diktatörlüğe karşıyım. Diktatör karşıtıyım. Siyasi bir nokta-i nazardan, halk oyuyla tam dört kez seçildim. Venezüella'da her daim seçimler yapılır. Brezilya Devlet Başkanı Lula, Venezüella'da demokrasi fazlalığı var demişti! Her yıl seçimler, referandumlar, halkla istişâreler yapılır, vâliler ve belediye başkanları seçilir. Tam şu an Meclis seçimlerine başlamak üzereyiz. 2012'de başkanlık seçimleri yapılacak. Hangi diktatör defalarca seçilmiştir? Hangi diktatör sürekli seçim çağrısı yapar? Ben diktatör karşıtıyım. Devrimciyim ben. Demokrat bir devrimci.

2012 seçimleri için adaylığınızı açıkladınız. Uzun bir yoldan geldiniz fakat hâla alınacak çok mesafe var. Venezüella'da halen yapılması gereken neler var?

HC: Matematiksel yolla izah edecek olursak, eğitimde, sağlıkta, altyapıda, iskanda, istihdamda, sosyal güvenlikte vb yapmak istediğimiz her ne varsa ancak yüzde 10'nu yaptık. 200 yıllık bir ihmal var. Halk ihmal edildi. Ülkenin tüm zenginliği, oligarşinin elindeydi. Gerçekten çok çalışmalıyız. Bolivar'ın hayallerini gerçekleştirmek için yapılması gereken çok şey var. Simon Bolivar, en iyi yönetimin, halka azami mutluluğu veren yönetim olduğunu öğretti bize. Gâyemiz bu.

Bir süre önce ABD'de bir adam uçağıyla Teksas eyâletinin başkenti Austin'deki vergi teşkilatına ait binaya çarptı. Bunu duymuş muydunuz? ABD'de yaygın bir hüsran duygusu var fakat uçaklarla binalara çarpmak yerine birbirimizi bulup örgütlenmemiz gerekiyor. Amerika'da seçkinler sistemi var, seçkinler -şirketokrasi - tarafından idâre ediliyor. Gerçek devrimci değişimi yaratma cesaretine sahip olmamız için bize ilham verici bir şeyler söyleyebilir misiniz?

HC: Biz de aynı durumdaydık, tahakküm, zulüm altındaydık ve umutsuzluk hâkimdi tıpkı uçakla binaya çarpan adamın durumu gibi. Yaygın bir intihar eğilimi vardı fakat yol bu değil; yol, şuurlanmaktır, şuurun uyanmasıdır. Biz kendi tecrübemizi yaşadık, aramızdan pek çok kişi öldü, pek çok kişi hapse düştü. İşte bu yüzden yapmakta olduğunuz şey doğru. Uçakla binaya çakılmak çâre değil; çâre, şuurlu olmaktır; gerisi gelecektir.

Bu fırsatla Amerikan halkına selam göndermek istiyorum. Güneydeki bizlerin, tıpkı sizin gibi Kuzeydeki halkın da uyanıp ayağa kalkacağına inancı tam. Amerika'da büyük işler yapabiliriz, büyük değişimler yapabiliriz, ümit ederim ki barışçıl yoldan. Zira dünyanın geleceği ABD'de yaşananlara bağlı.

Herşeye rağmen Amerikan halkı, gerçeklerle yalanlar arasındaki farkın kalbî olarak ayırdında. Bizi Amerikan karşıtı liderler olarak anıyorlar ama değiliz. Biz, anti-emperyalistiz. Biz, Amerikan halkını seviyoruz, biz, insanlığı seviyoruz.

Kaynak: Orinoco International
Dünya Bülteni

'ABD'YE PETROL YOK'

27 Temmuz 2010
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, komşusu Kolombiya'nın ülkesine saldırması durumunda ABD'ye petrol satışının durdurulacağını söyledi
Chavez, binlerce destekçisinin katıldığı mitingte yaptığı konuşmada, "Kolombiya tarafından veya Yankee imparatorluğunun (ABD'nin) desteklediği bir başka bölgeden Venezuela'ya bir askeri saldırı olursa ABD'ye petrol göndermeyi durduracağız. Onların rafinerilerine bir damla bile petrol göndermeyeceğiz" dedi.

Ülkesi ile Kolombiya arasındaki gerginliğin sorumlusu olarak ABD'yi gördüğünü dolaylı olarak dile getiren Chavez, gerginlik nedeniyle Küba'ya yapmayı planladığı ziyaretini ertelediğini söyledi.

Chavez, "Kolombiya'dan Venezuela'ya bir askeri saldırı olasılığının geçmiş döneme kıyasla bugün için daha yüksek olduğunu" da kaydetti. haber10


Chavez: ABD Drakula gibi

Venezuela cumhurbaşkanı Hugo Chavez, Latin Amerika'daki müttefiklerine enerji ihtiyaçlarını karşılama güvencesi verdi.




Buenos Aires'te Arjantin'le enerji güvenliği anlaşması imzalayan Chavez, Amerika Birleşik Devletleri'ni 'Drakula'ya benzetti, "Amerika, hakkı olmamasına rağmen dünyanın gazını ve kanını emiyor" dedi.

Venezuala Cumhurbaşkanı Hugo Chavez hiçbir zaman Amerika Birleşik Devletleri'ni eleştirme fırsatını kaçırmıyor.

Chavez, Arjantin ziyaretin sonunda, dünya nüfusunun yüzde beşini oluşturmasına rağmen dünya petrolünün yüzde 20'sini tüketen Amerika için "Kont Drakula" benzetmesini yaptı.

Chavez kendi ifadesiyle, 'Amerika'nın petrole karşı iştahını bastıramaması' nedeniyle, Latin Amerika'da silah zoruyla egemenliğini yaymaya çalıştığını söyledi.

Chavez ziyareti sırasında, çetin kış aylarında sık sık yakıt sıkıntısı yaşayan Arjantin'le bir enerji güvenliği anlaşması imzaladı.

Hugo Chavez muazzam petrol ve doğalgaz rezervleri bulunan Venezuela'nın bölgedeki diğer müttefikleri Uruguay, Nikaragua, Ekvador ve Bolivya'yla da benzer anlaşmalar imzalayacağını açıkladı.

Chavez, bu anlaşmalarla Venezuela'nın dostlarının asla yakıt sıkıntısı çekmeyeceklerini kaydetti. BBC

Libya: Fransız savaş uçağını düşürdük
19 Mart 2011
Libya devlet televizyonuLibya uçaksavarlarının, Trablus yakınlarında bir Fransız uçağını düşürdüğünü duyurdu. haber7

Chavez noktayı koydu: Kaddafi gitmeyecek

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin "emperyal saldırıya direndiğini ve yapmak zorunda olduğu şeyi yaptığını" söyledi.Haberi KaydetArkadaşına Gönder
30 Mart 2011

Uruguay'da bulunan Chavez, düzenlediği basın toplantısında, "Kaddafi'nin yapmak zorunda olduğu şeyi yaptığını; emperyal saldırıya direndiğini düşünüyorum" dedi.

Chavez, "Kaddafi'nin yaptığını ya da düşüncesini paylaşsak da paylaşmasak da, Fidel Castro açıkça yazdı; her dediğini ya da her yaptığını onaylamıyorum ancak bir ülkenin lideri en kötü despot olsa bile, bir grup ülkenin bu ülkeyi bombalaması ve barış adına sivilleri öldürmeye başlaması haklı görülemez" dedi.

"Birçokları için ben zorba, hatta katilim" diyen Chavez, ABD Başkanı Barack Obama'nın Nobel Barış Ödülü'nü aldığını, ancak bombardıman emrini verenin de Obama olduğunu söyledi.

Chavez, Irak ve Afganistan'dan sonra sıranın Libya'ya geldiğini ifade etti.

Venezuela Devlet Başkanı, Kaddafi'nin sürgüne gönderilme ihtimaline ilişkin olarak da Libya lideri ile iki kez konuştuğunu ve Kaddafi'nin birçok kez ülkesini terk etmeyeceğini söylediğini belirtti.

Hugo Chavez, Kaddafi'yi daha önce de kınamayacağını belirtmiş ve ABD'nin petrol kaynaklarını ele geçirmek için Libya'yı istilaya hazırlandığını öne sürmüştü.

Küba'nın eski lideri Fidel Castro, makalesinde, "Ben kesinlikle, Libyalı önderi, ülkesini terk ederken, kısmen ya da tamamen yanlış olsun ya da olmasın kendisine verilen sorumluluklardan kaçarken hayal edemiyorum" ifadesini kullanmıştı. haber7

Chavez: ""Zafere kadar daima ileri! Biz kazanacağız!"
1 TEMMUZ 2011

Chavez görüntülerde iyi durumda görünüyor

Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, kanser olduğunu ve vücudundaki tümörü aldırmak üzere Küba'da ameliyat olduğunu açıkladı.
Üç hafta önce leğen kemiği apsesi nedeniyle ameliyat olmaya Küba'ya gittiği açıklanan Chavez'in günlerce kamuoyu önüne çıkmaması ve sağlığıyla ilgili net bir haber alınamaması, çeşitli spekülasyonlara yol açmıştı.

Sağlık mücadelesini kazanmaya kararlı olduğunu söyleyen Venezuela lideri, "tümüyle iyileşme" yolunda olduğunu vurguladı.
Venezuelalı yetkililer Chavez'in sağlığı nedeniyle 5 Temmuz'da yapılması planlanan bir bölgesel zirveyi askıya almak zorunda kalmışlardı.
'Yeni mücadele'
BBC'nin Karakas'taki muhabiri Sarah Grainger, Chavez'in halka seslendiği son konuşmasına kıyasla çok daha zayıflamış göründüğünü ve açıklamasında ciddi bir sağlık sorunu olduğu şüphesini doğruladığının altını çiziyor.
Chavez, konuşmasında "çok temel bir hata yaparak" kendisine bakmayı ihmal ettiğini de söyledi.
Kendisini ilk kez Havana'ya yaptığı bir resmi gezide, Küba devriminin öncüsü Fidel Castro'nun iyi görünmediğini söyleyerek uyardığını belirten Chavez, ameliyatın başarılı geçtiğini ve tümörün alındığını da ifade etti.
Venezuela lideri, hastalığını, "yaşamın karşımıza çıkardığı yeni bir muharebe" olarak niteledi ve kendisi için dayanışma yürüşü yapan Venezuelalılara ve diğer kardeş halklara da teşekkür etti.
Chavez konuşmasını, Castro'nun da geçmişte sık kullandığı, "Zafere kadar daima ileri! Biz kazanacağız!" sloganlarıyla bitirdi.
BBC

Chavez'e başarılı radyasyon tedavisi
04 Nisan 2012

Venezuela Devlet Başkanı Chavez'in radyasyon tedavisinin ikinci evresi de başarılı geçti.

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Kanser tedavisi gören Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in radyasyon tedavisinin ikinci evresinin de başarılı olduğu bildirildi.

Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı Elias Jaua, Küba'da tedavi gören Chavez'in radyasyon tedavisinin ikinci evresinin de başarılı olduğunu ve Devlet Başkanının bugün ülkesine döneceğini söyledi.

Chavez, ekim ayında yapılacak seçimleri yeniden kazanmak için kanseri yenme sözü vermişti.

Sosyalist lider, hastalığının teşhiş edildiği yer olması ve ameliyatlarının burada yapılması nedeniyle Küba'da tedavi olmayı seçtiğini söylemişti.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Pzr Oca 09, 2011 10:52 pm    Mesaj konusu: Washington Chavez'den neden nefret ediyor? Alıntıyla Cevap Gönder

Washington Chavez'den neden nefret ediyor?



"Washington Chavez'den nefret ediyor çünkü o, Venezüella'nın büyük kaynaklarını şirket elitlerine ve bankacılara devretmemektedir."

Mike Whitney

Kasım sonlarında Venezüella’da şiddetli yağmurlar ve seller 35 kişinin ölümüne ve 130 bin kişinin de evsiz kalmasına neden oldu. Hugo Chavez yerine eğer George Bush başkan olsaydı, Katrina felaketindeki gibi evsiz kalan halk silah tehdidiyle spor salonuna kurulmuş kamplara götürülürdü. Ama Chavez’in çalışma tarzı bu değildir. Venezüella Başkanı derhal kendisine yaptırım gücü veren kanunlar çıkartarak, bu kanunların verdiği özel imkânlarla sel felaketzedelerine acil yardım sağladı ve evler verdi. Daha sonra Chavez başkanlık sarayını boşaltarak 60 kişinin orada barınmasını sağladı. Bu Beyaz Sarayı evsizler barınağı haline getirmeye benzer bir davranıştır. Felaketzedelere kendilerine gelinceye ve işlerine dönebilinceye kadar devlet tarafından yemekleri veriliyor ve ihtiyaçları karşılanıyor.

Chavez’in uğraşıları, kendisini “solcu kabadayı” ya da bir diktatör olarak gören ABD medyası tarafından büyük ölçüde es geçiliyor. Buradaki medya bir türlü Chavez’in gelir düzeyindeki farkı azalttığını, okuma-yazma bilmemeyi tamamen yok ettiğini, tüm Venezüellalılara sağlık hizmeti getirdiğini, eşitsizliği azalttığını ve bütün ülkede yaşam standardını yükselttiğini yazmamakta ısrar etmektedir. Bush ve Obama savaşlarını genişletirken ve zenginlerin vergi yükünü azaltan kanunlar geçirirken hem ABD’nin son saldırılarını göğüslüyor hem de yoksulların ve ihtiyacı olanların yaşamlarını geliştirmekle uğraşıyordu.

Washington Chavez’den nefret ediyor çünkü o, Venezüella’nın büyük kaynaklarını şirket elitlerine ve bankacılara devretmemektedir. İşte bu yüzdendir ki Bush hükümeti başarısız bir darbe girişimiyle 2002’de ondan kurtulmaya çalışmış, bu gün de o yumuşak sözlü Obama, Chavez’e karşı gizli saldırılarına halen devam etmektedir. Washington Venezüella’da bir rejim değişimi istemektedir ki, getireceği kukla oranın petrol yataklarını büyük petrol şirketlerine devredebilsin ve oradaki çalışan halkın yaşamını cehenneme çevirebilsin.

Wikileaks’de yayınlanan son dosyalar Obama hükümetinin Venezüella’nın iç işlerine karışmasının giderek arttığını göstermektedir. Avukat ve yazar Eva Golinger’in son yazdıklarından bir alıntı:

“Batı Yarımküre Yardımcı Asistan Sekreteri Craig Kelly’nin yazdığı ve Santiago’daki ABD elçiliğinin Haziran 2007’de Devlet Bakanı’na, CIA’ya, Pentagon’un güney başkanlığına ve bölgedeki bir dizi başka ABD elçiliklerine gönderdiği gizli bir dosyada Kelly, ‘Chavez’in etkinliğini sınırlama amacıyla ABD hükümetinin yapabileceği altı alanda etkinlik’ ve ‘bölgede ABD’nin tekrar liderliği ele geçirmesi’ önerisinde bulunmaktadır.

Raporunda, geçen yıl Honduras’ta başkan Manuel Zelaya’ya karşı yapılan darbede “arabulucu” rolü oynayan Kelly, Başkan Chavez’i “düşman” olarak nitelemektedir.

“Düşmanı bilin: Chavez’in nasıl düşündüğünü ve ne yapmak istediğini iyice anlamalıyız... Temsil ettiği tehdidi etkin bir şekilde karşılamamız için onun hedeflerini ve bu hedeflere nasıl ulaşacağını iyi anlamalıyız. Bu ise, bizim ülkelerimizde çok daha iyi istihbarat gerektirmektedir.”Yazdığı mektupta Kelly daha sonra Başkan Chavez’i “zorlu bir düşman” olarak nitelemekte ama “kesinlikle üstünden gelinebilir” demektedir.(Wikileaks: Documents Confirm US PlansAgainst Venezuela, Eva Golinger, Postcards from the Revolution)

Devlet Bakanlığı telgrafları Washington’un Chavez karşıtı grupları, toplumsal haklar, insan hakları ya da demokrasi mücadelesi verme taklidi yapan STK’lar aracılığıyla fonlandırdığını da ortaya koymuştur. Bu gruplar bir meşruluk perdesi arkasına saklanmaktadırlar ama esas amaçları demokratik olarak seçilen Chavez’i devirmektir. Obama ise bu tip yıkımcı hareketleri aynı Bush’un hevesiyle desteklemektedir. Aralarındaki tek fark Obama’nın takımı daha bir göze batmadan çalışmaktadır. Golinger’den para izinin detaylarını anlatan başka bir alıntı daha:


“Venezüella’da, 2002’nin Nisan’ında başkan Chavez’e karşı darbe yapanlar da dahil olmak üzere ABD Chavez karşıtı grupları 8 yıldır desteklemektedir. O zamandan bu yana aktarılan paralar ciddi şekilde artmıştır. National Endowment for Democracy (NED – Demokrasi İçin Ulusal Bağış) tarafından hazırlanan ve Venezüella’daki siyasi grupları inceleyen Mayıs
2010 tarihli bir rapor çoğu ABD dairelerinden gelen yıllık 40 milyon doların Chavez karşıtı gruplara gönderildiğini göstermektedir...

2009 yılında NED’in en çok para bağışında bulunduğu Latin Amerika ülkesi olan Venezüella’daki anti Chavez gruplar bir yıl öncesine göre iki kat, 1.818.473 dolar, yardım almışlar. NED’in kurucularından Allen Weinstein, Washington Post gazetesine bir zamanlar, “Bizim bu gün yaptığımızı 25 yıl önce CIA gizliden yapıyordu” demiştir. (America's Covert "Civil Society Operations": US Interference in Venezuela Keeps Growing", Eva Golinger, Global Research)

Geçen Pazartesi, Amerikan elçisi adayı Larry Palmer’in Karakas tarafından reddine karşılık olarak Obama hükümeti Venezüella’nın Washington elçisinin vizesini geri çekti. Palmer açıktan Chavez’e karşı çıkmış ve Chavez hükümetinin komşusu Kolombiya’daki solcu gerillalarla açık bağları olduğunu iddia etmişti. Bu ise Chavez’i terörizmle suçlamanın dolaylı bir şekli. Daha da kötüsü, Palmer’in kişisel geçmişi ve arkasında duranlar Venezüella’nın ulusal güvenliğini tehlikeye sokabileceğini göstermektedir. Axis of Logic’de
Venezuelanalysis yazarı James Suggett’in yazdıklarına bakalım:

“Palmer’in geçmişine bir bakalım. Dominik Cumhuriyetinde ABD desteğindeki oligarklardan, Uruguay, Paraguay, Sierra Leone, Güney Kore ve Honduras’a kadar ‘Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasını (NAFTA) desteklemektedir. Nasıl ABD yönetici sınıfı başka hiç bir şeyi değiştirmeden George W. Bush yerine Siyahî Barak Obamayı atadıysa, Obama da başkan Chavez’e karşı 2002’deki darbeye karışan ve Venezüella’daki görevi sırasında Venezüellalılara düşman Patrick Duddy yerine Palmer’i atamaya kalktı.” (http://axisoflogic.com/artman/publish/ printer_60511.html)
Venezüella zaten ABD casus ve sabotajcılarıyla kaynıyor. Elçilikte çalışan ajanlara gereksinimleri yok ki. Chavez, Palmer’i reddederek gerekeni yapmıştır.

Esasen Palmer’in adaylığı “zaten olanın tekrarından” başka bir şey değil ki; daha fazla işlere karışma, daha fazla tahribat, daha fazla sorun yaratmak. ABD devlet daireleri Ukrayna’da, Lübnan’da, Gürcistan’da, Kırgızistan’daki gibi, hepsi televizyon için uyarlanmış, kalıptan çıkma ve her yerde zengin kapitalistleri orada seçimle gelmiş hükümetlere karşı ayaklandıran sözde “renkli devrimlerden” büyük ölçüde sorumludur. Şimdi Hillary Clinton’ın başlattığı akınlar da Venezüella’da aynı stratejiyi uygulamaya uğraşmaktadır. Bunları durdurmak Chavez’e düşmektedir ki bu yüzden o da “yabancıların siyasi hareketlere para vermesini regüle, kontrol ve yasaklama” kanunlarını geçirmiştir. Bu, ABD’nin Venezüella’nın iç işlerine karışmasını önlemek ve Venezüella’nın bağımsızlığını korumanın tek yoludur.

Chavez bu yeni gücünü kullanarak malî sektörü de değiştirmeyi amaçlamaktadır. “Venezüella Ulusal Maclisi, Bankaları ‘kamu servisi’ yapan bir kanunu geçirdi” adlı makaleden alıntı yaparsak:

“Geçen Cuma, Venezüella Ulusal Maclisi bankacılığı bir ‘kamu servisi’ olarak tanımlayan kanunu geçirdi. Bu kanuna göre Venezüella’daki bankalar sosyal programlara, ev yapımına ve öteki sosyal gereksinimlere daha fazla katkıda bulunmak zorunda olacak. Bu kanun ayrıca bankaların ulusal önceliklere uymadığı görüldüğünde devletin daha kolay işe girmesini de sağlamaktadır.”

Yeni yasa banka müşterilerinin alacaklarını bankanın uygunsuz davranışlarına karşı koruyacak ve Banka Kontrol Daireleri’nin banka işlemleri sırasında verilecek kararlarda, sadece hisse senet sahiplerinin değil, banka müşterilerinin de en yüksek çıkarlarını göz önünde bulundurmasını zorunlu kılmaktadır.

O zaman, neden Obama da aynı şeyleri yapmıyor? Çok mu korkak yoksa o da mı
Wall Street’in bir çanak yalayıcısı? İşte aynı makaleden bir alıntı daha:

“Spekülasyonu kontrol edebilmek için yeni yasa bir bankanın kapitalinin ancak %20’sinin banka dışında olabileceğini zorlayarak kişilere ya da özel kurumlara verilecek kredinin miktarını sınırlamaktadır. Yasa aynı zamanda malî grupların kurulmasını yasaklayarak bankaların hisse senedi satan ya da sigorta şirketleriyle iş bağlantısı olmasını da yasaklamaktadır.

Yasaya göre, bütün bankaların vergi öncesi kârlarının %5’ini mahalle konseylerince kararlaştırılan projelere vermesi gerekmektedir. Bankalara da kapitallerinin %10’unu bir iflas durumunda kullanılmak üzere çalışanların ücretlerinin ödenebilmesi için bir fona koyma zorunluluğu gelmiştir.

Softline Consultores’in yayınladığı 2009 hesaplarına göre, Venezüella’nın bankacılık sektörünün vergi öncesi kârlarının %5’i, toplumsal programlar ve Venezüella’nın yoksul çoğunluğuna gidecek 314 milyon bolivar, yani 73,1 milyon ABD doları seviyesindedir.
(http://venezuelanalysis.com/news/5880)

“Spekülasyonu mu kontrol?” İşte müthiş bir fikir! Doğaldır ki, muhalif liderler bu yeni yasaları “ekonomik özgürlüklere bir saldırı” olarak nitelemektedirler. Tabii ki bunların hepsi palavra. Chavez’in yapmaya çabaladığı, kana susamış bankerlerin soyguncu taktiklerinden kamuyu korumaktır.

Wall Street Journal’e göre, “Geçmişte Chavez eğer bankalar küçük iş sahiplerine ve ev satın alacaklara kredi vermezlerse bankalara el koyacağı tehdidini savurdu. Bu kez Venezüella’daki 28 milyon kişiye yetersiz ev koşullarına olan kaygısını göstermek için kamu önünde baskısını artırmaktadır.”

Karakas’ta zaten yüksek olan konut sorunu son sellerden sonra iyice berbat hale gelmiştir. On binlerce kişinin barınağa gereksinimi vardır ve bu yüzdendir ki Chavez bankalara yardım etmeleri için baskıda bulunmaktadır. Bankalar da tabii ki yardım etmek istememektedirler ve zavallı, ağlayan bir bebek rolüne bürünmüşlerdir. Ama Chavez onların bu inlemelerine omuz silkip onları “hizaya” getirmiştir. Gerçekten de Salı günü bayağı sert bir uyarı yayınlayarak:

“Görevini yapmayan hangi banka olursa olsun ona el koyacağım. Bu Banko Provincial da olsa, Banesko ya da Banko Nacional de Credito… fark etmez!” demiştir.

Bravo Hugo! Chavez’in Venezüella’sında sokaktaki adamın temel gereksinimleri hırslı bankerlerin kâr dürtüsünden öne çıkmıştır. Washington’un ondan nefret etmesi çok mu garip?

[InformationClearinghouse’daki İngilizcesinden Mehmet Bayram tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevirilmiştir]

Kaaynak: Sendika.Org


Kırmızı şapkalı Bolivar devrimi

06.02.2011
Venezuella’daki Bolivarcı devrimin 12. yıldönümü Ankara’da da kutlandı. Törene katılan tüm konuklar, Devlet Başkanı Chavez ile özdeşleşen kırmızı şapka giydi.

Güney Amerika ülkesi Venezuella’daki Bolivarcı devrimin 12. yıldönümü Ankara’da da kutlandı. Çankaya’daki Simon Bolivar Parkı’nda, düzenlenen törene, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık ve diğer konuklar, Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez ile özdeşleşen kırmızı şapka giyerek katıldılar.

Venezuela’nın Ankara Büyükelçisi Raul Betancourt Seeland, yaptığı konuşmada, iki halk arasındaki kardeşlik ve dayanışma duyguları bulunduğunu belirtti. Devlet Başkanı Hugo Chavez’in de bu yıl içinde Ankara’ya resmi bir ziyaret yapacağını söyledi. Törene, Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Erol Ekici, Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkan Yardımcısı Metin Bayar, Halkın Kurtuluş Partisi Ankara İl Başkanı Sait Kıran da katıldı.

gazeteport

Venezüela'da Chavez'e Destek Gösterisi
03.07.2011
Küba'da kanser tedavisi devam eden Chavez için Venezüela'da destek gösterisi yapıldı.



Venezüela’da binlerce kişi, kanser olduğu açıklanan Devlet Başkanı Hügo Chavez’e destek gösterisi yaptı.
Venezüle’nın İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmesinin ikiyüzüncü yıldönümü nedeniyle yapılan kutlamalar sırasında ellerinde bayraklar bulunan binlerce kişi, Chavez lehine sloganlar attı.

Küba’da tedavisi devam eden Chavez, Twiter’de yayınladığı masajda, en iyi ilacın Venezüla’daki destek gösterisi olduğunu bildirdi.

Chavez, Obama'yı Topa Tuttu
22 Mart 2009

Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez, ABD Başkanı Barack Obama'nın Güney Amerika'da olup bitenler hakkında fazla bilgisi olmadığını öne sürdü.

El Cezire televizyonuna verdiği demeçte Chavez, Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio de Silva'nın da Obama ile görüşmesinden ''çok memnun ayrılmadığını'' söyledi.

Chavez, ''Satır aralarını okuduğumda Obama'nın burada, Latin Amerika'da, gerçekten neler olduğu konusunda yeterli bilgisi olmadığını görüyorum. Sanırım hala danışmanlarının ona verdiği değersiz, anlamsız bilgileri okuyor'' dedi.

Chavez, Obama'nın selefi Başkan Bush döneminde çalışan yetkililerin birçoğundan fikir aldığını sözlerine ekledi.
aktifhaber

Chavez: Rusya'ya hava üssü verebiliriz

Katı bir Amerkan karşıtı olan Venezüella lideri Hugo Chavez, Rusya'ya hava üssü verebileceklerini söyledi.
15 Mart 2009

Pazar günleri katıldığı TV programı "Alo Başkan" programında konuşan Chavez, "Başkan Dimitri Medvedev'e her zaman söylüyorum. Rusya'nın stratejik planlarını hayata geçirmek için ne zaman üsse ihtiyacı olursa Venezüella bunu sağlamaya hazır" dedi.

Chavez, Antillerdeki La Orchila adasında bulunan askeri üssü, Rusya'nın kullanımına sunabileceklerini söyledi.
Haber7

Chavez’den AB’ye Petrol Tehdidi




Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, kaçak göçmenlerin sınırdışı edilmeden önce 18 ay kadar gözaltında tutulmalarına olanak tanıyan AB kararını sert dille eleştirdi.

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, AB kararına tepki olarak, herhangi bir Avrupa ülkesine petrol vermeyebilecekleri tehdidinde bulundu ve bu kararı kabul eden ülkelerin, Venezuela'da yatırım yapmasına olanak tanımayabileceklerini söyledi.

Venezuela Devlet Başkanı, televizyonda yayımlanan açıklamasında, kabul edilen kararın “faşizmin işaretleri” olduğunu ifade ederek, “Petrolümüz bu ülkelere gitmemeli” dedi.

Avrupa Parlamentosu, kaçak göçmenler konusunda caydırıcı olması amacıyla, yasa dışı yollardan AB ülkelerine gelenlerin ya da vize süreleri dolduğu halde dönmeyenlerin, sınırdışı edilmeden önce, kurulacak özel gözaltı merkezlerinde 6 aydan 18 aya kadar tutulabilmelerine olanak tanıyan kararı Çarşamba günü kabul etmişti.

anadoluhaber

Chavez ve Ahmedinecad kriz için elele

İran ve Venezuela liderleri, küresel ekonomik krize karşı iş birliği yapmaya karar verdiklerini açıkladılar.
02 Nisan 2009

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, 2 günlük ziyaret için ülkeye gelen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'le görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, küresel krize karşı 10 yıllık plan hazırlayacaklarını ifade etti. Ahmedinecad, "İran-Venezuela ilişkilerinde yeni bir ortak devrimci cephe açılmıştır. Bu, sadece iki ülke menfaatlerine hizmet etmeyecek, dünyada da barış ve kardeşliğin teşviki için model olacaktır" dedi. İran Cumhurbaşkanı, iki ülkenin uluslararası pek çok konuda ortak yaklaşım içinde olduklarını söyledi.

Chavez ise, dünyadaki mevcut ekonomik krizin "kanser gibi yayıldığını" ifade etti ve krizin, İran ve Venezuela ekonomilerinin gelişmesi ve ülkelerin kalkınması için fırsat olabileceğini dile getirdi. İki ülke arasında ortak kalkınma bankası kurulması da planlanıyor.

Her ikisi de ABD karşıtı olan Ahmedinecad ve Chavez, yeni bir dünya düzeni kurulmasını ve Birleşmiş Milletler'de reforma gidilmesini savunuyor. İki lider, şimdiye kadar birçok görüşme yaparken, iki ülke arasında son 3.5 senede 186 anlaşma imzalandı. Bunlar arasında ortak sanayi projeleri de var. İran ve Venezuela arasındaki karşılıklı ticaret 4.6 milyar dolara ulaştı.

İran'a 7 ziyaret gerçekleştiren Chavez, bu ülkeyi "ikinci vatanı" olarak nitelendirdi. Chavez, İran'ın nükleer enerji programını da destekliyor.

İran, iki ülke arasındaki ilişkilere katkılarından dolayı 2006'da Chavez'e devlet madalyası vermişti.
haber7

Chavez Venezuela'ya geri döndü
19 ŞUBAT 2013



Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, kanser tedavisi gördüğü Küba'dan ülkesine döndü.
58 yaşındaki Chavez, Twitter'dan Küba Devlet Başkanı Raul Castro ve eski Küba lideri Fidel Castro'ya teşekkür etti.

Chavez, gösterdikleri destek için Venezuela halkına da teşekkür etti ve tedavisinin ülkesinde devam edeceğini söyledi.

14 yıldan beri cumhurbaşkanı olan Chavez, Ekim 2012'de altı yıllığına yeniden bu göreve seçilmiş fakat hastalığı nedeniyle yemin töreni ertelenmişti.

11 Aralık'ta tedavi için Küba'nın başkenti Havana'ya giden Chavez, ilk 2011 ortalarında teşhis edilen kanseri için 18 ay içinde dört kez ameliyat geçirdi.

Geçen hafta Venezuela Hükümeti, Chavez'in operasyondan sonraki ilk fotoğraflarını yayımladı. Bu fotoğraflarda başında iki kızı bekleyen Chavez, gülümseyerek gazete okurken görülüyor.
Sevinç gösterileri
Chavez Venezeuala'ya dönüşünü 3,9 milyon takipçisinin olduğu Twitter'dan bir dizi mesajla duyurdu.

Hugo Chavez, fazla ayrıntı vermediği mesajlarında "Venezuela topraklarına geri geldik. Teşekkürler Tanrım. Sevgili halkıma teşekkürler. Tedavimize burada devam edeceğiz" dedi.

Chavez'in neden döndüğü ve aktif olarak görevine dönüp dönmeyeceği bilinmiyor.

Ülkeye döndüğünün açıklanmasından sonra bazı Venezuelalılar 'Komutan Chavez geri döndü", "Hepimiz Chavez'iz" sloganları atarak Bolivar meydanına yürüdü.

Chavez'in ne kanseri olduğu şimdiye kadar açıklanmadı. Daha önce Venezuala liderinin pelvis bölgesindeki tümörlerin alınması için ameliyat geçirdiği açıklanmıştı.

Hugo Chavez ışın tedavisi ve kemoterapi de görmüştü.
BBCT

Artıları ve eksileriyle Hugo Chavez'in mirası
Sarah Grainger
BBC, eski Caracas muhabiri
6 MART 2013



Cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in politikalarının her bir Venezuelalının hayatını değiştirdiğini söylersek pek yanlış olmaz.

Bazılarının yaşamını iyiye, bazılarınınkini ise kötüye doğru.

Celia Ramos'u alalım. Tekerlekli iskemleyle yaşayan ve beş yaşındaki torununa bakan Ramos, bir kaç yıl önce Caracas'daki toprak kaymaları sırasında evsiz kalmış.

Hükümet derhal müdahele ederek kendisine başkentin yeni gelişen bir mahallesinde bir apartman katı vermiş.

"Otobüs de var, metro istasyonu da var burda. Okullar var, herşey var. Daha önce hiç böyle bir yerde yaşamadım. Muhteşem" diyor.

Hükümet bununla da kalmamış, Celia'ya, devlet tarafından ve ülkede çok yaygın olan mısır gözlemesi satan "areperas socialistas" namlı kafelerden birinde iş vermiş.

Yoksulların sesi

13 yılı aşan iktidarı döneminde Hugo Chavez ülkedeki yoksulların hayatlarını iyileştirmeyi hedefleyen çok sayıda projeyi hayata geçirdi.

"Barrio Adentro" adını verdiği proje ile yüzlerce Kübalı doktoru Venezuela'ya getirerek, ülkenin en yoksul mahallelerinde yeni sağlık ocakları açtı.
Çokuluslu şirketlerden el konan onbinlerce hektarlık toprağı tarım yapmaları için Venezuelalı yoksul köylülere dağıttı.
Kurduğu tramvay sistemiyle, başkentin çevresindeki tepelere kurulmuş yoksul gecekondulardaki halkın kent merkezine kolay erişimini sağladı.
Bütün bu projeler, belirtilen hedeflerine erişmenin ötesinde, hep birlikte, ülkede o zamana kadar neredeyse yok sayılmış bir toplumsal kesimi, görünür hale getirdi.

'Yiğidi öldür hakkını yeme'

Muhalefeti destekleyenler bile Chavez'in sosyal adaletsizlikle mücadele konusunda attığı adımların önemini kabul ediyor.

Hali vakti yerinde bir avukat olan Ana, "Chavez'in iktidara geldiği 1999'da toplumda adaletsizlik çok büyüktü. Onun için bir Chavez'e ihtiyaç vardı" diyor.

"Chavez yoksul insanlara hayatlarında asla başka bir şekilde karşılarına çıkması mümkün olmayan fırsatlar sundu. Ama sınıf ayrılıkları hiç bu kadar derin olmamıştı."

Chavez yoksullara bir ses ve bir kimlik verdi. Sadece ülkesinde de değil, aynı zamanda uluslararası alanda.

Güney-güney diyalogunun kararlı bir savunucusu olan Chavez, Latin Amerika'nın benzer siyasi programları olan yönetimleriyle yakın ilişkiler kurdu.
ABD'ye karşı bir dış politika izleyen herkes ile ilişkilerini geliştirerek, Venezuela'yı uluslararası bir aktör haline getirdi.

Venezuelalı siyasi yorumcu Carlos Romero, "Chavez yoksul insanlara hayatlarında asla başka bir şekilde karşılarına çıkması mümkün olmayan fırsatlar sundu" diyor.
(..)
BBCT

Hugo Chavez'i yaşarken efsaneleştiren neydi?
Esra Atalay
06 Mart 2013



Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez'i yaşarken efsaneleştiren neydi?
Venezüelalılar niçin üç dönem üst üste Chavez'i seçti? Chavez'in ardından, Amerika da dahil olmak üzere, tüm dünya liderlerinin taziye mesajı yayınlamasının sebebi neydi? Bütün bu soruların yanıtları Chavez'in programında gizliydi...

Chavez, 19'uncu yüzyılda ülkeyi İspanyol sömürgeciliğinden kurtarmış olan Bolivar'ın yolunu takip etti.

Chavez, halkın yüzde 55 oyuyla iktidara gelir gelmez, Venezüela'yı, Amerika'nın dayattığı neoliberal politikalardan kurtarmak için savaş açtı.

Venezüela dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisiydi. Ancak gelirler uluslararası karteller arasında paylaşılıyordu. Venezüela halkının büyük çoğunluğu ise yoksullukla savaşıyordu.

Chavez'in iktidarının birinci yılında, halk oylarıyla meclis, kurucu meclis ilan edildi ve Venezüela'nın milli anayasası yüzde 71 oyla kabul edildi. Bolivar ideolojisi devletin temel felsefesi oldu, merkez bankası bağımsızlaştırıldı, devletin ekonomiye müdahalesi olanaklı kılındı ve sağlık hizmetlerinin halka ücretsiz verilmesi anayasal güvenceye alındı.

Chavez, halkı yönetime dahil etmek ve bilinçlendirmek için Venezüelalılarla doğrudan temas kurdu. Televizyon programına çıkıp halkın sorunlarını dinledi. Herkes Chavez'le konuşabildi.

Chavez, petrol üretimi ve satışında OPEC'le hareket edilmesi gerektiğine karar verdi. Hidrokarbon Yasası ile, Venezüela'ın yabancı şirketlerle yaptığı petrol yatırımlarında hisse payı yüzde 51'e çıkarıldı. Petrol işletmelerinin en az yüzde 30'unun da devlete devri öngörüldü. Petrolden gelen gelir, okul, hastane, eğitim kurumu ve halka ucuz besin sağlanması için kullanıldı. Tüm bular içinse ordu görevlendirildi. Böylece ordu ile millet birlikteliği sağlandı.

5 bin hektarın üzerinde toprağa sahip olmak yasaklandı. Boş araziler devlete devredildi ve topraksız köylüye toprak verildi. Çiftçi kooperatifleri kuruldu, çiftçilere faizsiz kredi verildi.

Çiftçi kooperatiflerinden satın alınan ürünler, yoksul mahallelerde açılan "Mercal" adında marketlerde düşük fiyata halka sunuldu. Mercaller süper marketlerin de sonunu getirdi.

Yoksulların yaşadığı mahallelere çok sayıda sağlık ocağı ve hastane kuruldu.

Okullarda tüm öğrencilere ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği dağıtımı sağlandı. 2004'te kabul edilen işçilerin beslenmesi kanunuyla, 20'den fazla kişi çalıştırılan işyerlerinde, işçilere günde bir öğün sıcak yemek yiyebilecekleri kartlar verildi.

Chavez iktidarının 2007'den 2012'ye kadar süren dönemi, kapitalizma karşı tam bir meydan okuma oldu. Bin 87 özel şirket kamulaştırıldı. Mc Donald's'lar ülke genelinde kapatıldı. Amerika'nın petrol devi Exxon Mobil'in OIrinoco bölgesindeki varlıklarına el konuldu. Şirketler Chavez ve Venezüela yönetimine kaşrı birçok dava açtı. Ancak Chavez bu kez de, geri kalan tüm düğer şirketleri kamulaştırmakla tehdit etti.

Chavez, Venezüela'nın Asya ülkeleriyle ilişkisini ilerletti. Rusya, Çin, Suriye ve İran'la yakın ilişkiler kurdu.

Bolivar'ın tüm Latin Amerika'yı her türlü sömürü zincirinden kurtarmak için tek bir örgüt çatısı altında toplama hedefi Chavez'in önderliğinde gerçeğe dönüştü. 4 Aralık 2011 tarihinde Latin Amerika ve Karayip bölgesindeki 33 devletin tümü Latin Amerika ve Karayip Devletler Topluluğu çatısı altında bir araya geldi.

Chavez, 2004'te Fidel Castro ile birlikte Amerikan Halkları için Bolivarcı Alternatif, kısaltılmış adıyla ALBA'yı kurdu. ALBA; Amerika ve emperyalist devletlerin sömürgeci anlayışına karşı bölge ülkelerini korumayı amaçlıyordu. Birliğe daha sonra Ekvator, Uruguay, Dominik Cumhuriyeti, Bolivya, Nikaragua da katıldı. Cahez, ALBA ükelerine ucuz petrol sağladı.

Kaynak: ulusalkanal.com.tr

Chavez, kanserin tekrarladığını açıkladı
5 MART 2012

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, alt karın bölgesinde bulunan ve geçen hafta Küba'da yapılan bir ameliyatla alınan kitlenin habis olduğunu açıkladı.

Sağlık durumunu, ameliyat olduğu Küba'nın başkenti Havana'da kaydedilen bir açıklamayla duyuran Chavez, kanserin yayılmadığını söyledi.

57 yaşındaki Chavez, alt karın bölgesindeki bir habis tümörün alınması için geçen yıl Havana'da iki ameliyat geçirmişti.

Operasyonun ardından kemoterapi tedavisi de gören Venezuela lideri, Ekim ayında kanserden kurtulduğunu açıklamıştı.

Havana'da Cumartesi günü kaydedilen açıklamasında Chavez, yeni kitlenin daha önceki tümörün tekrarı olduğunu söyledi ancak kanserin başka organlara sıçramadığını belirtti.

13 yıldır iktidarda olan ve Ekim ayında yapılacak seçimlerde yeniden aday olacağını duyuran Chavez hızla iyileştiğini ancak bir süre kemoterapi tedavisi göreceğini söyledi.

Venezuela lideri Hugo Chavez'in hastalığının ayrıntıları büyük bir sır olarak saklanıyor. Bu gizlilik Chavez'in sağlık durumunun, açıklanandan daha kötü olduğu spekülasyonlarına neden oluyor.

Ameliyattan sonra Venezuela televizyonundaki bir programa telefonla katılan Chavez, tüm halkından gördüğü sevgiye teşekkür etti ve "Venezuela'nın, Küba'nın ve buradaki doktorların desteğiyle hızla iyileşiyorum" dedi.

Hugo Chavez'in ne zaman Küba'dan Venezuela'ya döneceği açıklanmadı.
BBCT

Batı'ya karşı yeni dünya düzeni
22 EKİM 2010



İRAN'da resmi temaslarda bulunan Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez ve İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, 'yeni dünya düzeninin kurulması'' yönünde güçbirliği yapma kararı aldı. 'Ülkelerimiz, yeni bir dünya düzeninin kurulması çabası konusunda birleşti'' diyen Ahmedinecad, 'yeni düzende, küresel ilişkilerde Batı'nın baskınlığının ortadan kalkmış olacağını'' söyledi. Chavez de açıklamasında, İran ve Venezüella'nın ilerlemesinin durdurulmasına yönelik her tür çabanın başarısızlıkla sonuçlanacağını belirterek, ABD'yi emperyalizmle suçladı. İran ile 11 adet ekonomik ve ticari işbirliği anlaşması imzalayan Chavez dün Suriye'ye geçerek Devlet Başkanı Beşşar Esad ile görüştü.
Akşam

'Yardım et bize Chavez'
28 Ağustos 2008
ABD'deki Katrina kasırgasından kurtulan afetzedelerin bir kısmı, George W. Bush yönetiminin kendilerini yeterince dikkate almadığını belirterek, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'den yardım istiyor.
New Orleans Afetzede Konseyi'nden İsmail Muhammed, daha önce 3 kez destek almak için geldikleri Venezuela'dan, bu kez evler yeniden yapılırken, 50 kişinin barınabileceği bir merkezin inşası için 45 bin dolar yardım alabilme umudunda olduklarını söyledi.

Muhammed, topluluklarının, Venezuela hükümetinin bunu siyasal propaganda amacıyla kullanacağını bildiklerini, fakat bunun kendilerini için önemli olmadığını bildirdi.

Venezuela Kongre Üyesi Francisco Torrealba da afetzedelerin istekleriyle ilgili olarak, hükümetinin bu fonları sağlamaya çalıştığını kaydetti. haber7

İsrail, ABD Yankeesi'nin Kanlı Kanadıdır
26 Kasım 2009
Anadolu Haber
Venezuela Cumhurbaşkanı Çavez, katil İsraili ABD Yankeesinin kanlı kanadı olarak tanımlayıp, Şimon Perez'in ciddiyetsiz bir küstah...

Venezuela Cumhurbaşkanı Çavez, katil İsrail'i ABD Yankeesinin kanlı kanadı olarak tanımlayıp, Şimon Perez'in ciddiyetsiz bir küstah olduğunu vurguladı

Katil 'İsrail ABD'nin kanlı kanadıdır” diyen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, ülkesini ziyaret eden İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile ortak basın toplantısında, Ahmedinejad'ı çağın yiğit Cumhurbaşkanı olarak tanımladı.

Ahmedinejad'la yaptıığ ortak basın toplantısında ABD "emperyalizmini" kınayan Çavez, katil İsrail için de "Yanki imparatorluğunun kanlı kanadı" ifadesini kullanarak işgalci İsrail içiçn yeni ve tutarlı bir sıfat ı daha dünya siyasi literatürüne eklemiş oldu.

İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr Mahmud Ahmedinejad'ı sıcak biçimde karşılayan Chavez, iki ülkenin de "aynı imparatorluğun" tehditlerine direnmesinden memnun olduğunu söylerken Cumhurbaşkanı Ahmedinejad da Chavez'i, "emperyalizmin saldırılarına bir dağ gibi karşı durduğunu" söyleyerek övdü ve "Kendimizi burada evde ve kardeşlerimizin arasında hissediyoruz. Sonuna kadar birlikte olacağız" dedi. Devlet Başkanlığı sarayı önünde yanında Ahmedinejad'la yaptığı açıklamasında Chavez,İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in bu ay içinde Güney Amerika'yı ziyareti sırasında sarf ettiği "Chavez ve Ahmedinejad'ın iktidardaki günlerinin sayılı olabileceği" yolundaki sözlerine değindi.Chavez, katil "İsrail devletinin neyi temsil ettiğini biliyoruz: ABD Yankee imparatorluğunun kanlı bir kanadıdır o!!. İşgalci İsrail Cumhurbaşkanının söylediğini bir tehdit telakki ediyoruz.

Bilindiği üzere Venezuela, İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarını protesto etmek için Ocak ayında katil İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesti ve bu kararını hala uyguluyor.

“Hugo Chavez: Obama büyük bir hayal kırıklığıdır”

Amy Goodman: Siz Birleşik Devletler’e Kanada’dan sonra en fazla petrolü satan ülkesiniz. Ekonominiz petrole dayanıyor ve nihayet burada, bir iklim değişikliği zirvesindesiniz. Öneriniz nedir?

Hugo Chavez: Sorun petrol değil, petrolle yaptıkları şeyler. Birleşik Devletler petrolün ve gezegenin bütün kaynaklarının en büyük tüketicisi. Petrol, yaşam, örneğin elektrikle ısınma açısından oldukça değerli bir kaynak. Petrol-sonrası bir döneme geçmeye hazırlanmalıyız. Ve tartışmamız gereken, yeni enerji kaynaklarının aranması ve geliştirilmesidir. Ve bu da bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyar. Yatırıma ihtiyaç duyar. Ve de gelişmiş ülkeler mutlaka bu sorumluluğu ilk alması gerekenlerdir.

Emisyonların azaltılmasını hangi dereceye kadar desteklemeyi amaçlıyordunuz?

Yüzde yüz. Yüzde yüz. Emisyonları yüzde yüz oranında azaltmalıyız. Venezüella’da mevcut emisyon oranı, gelişmiş ülkelerin emisyonlarıyla karşılaştırıldığında önemsiz kalıyor. Biz mutabıkız. Gezegeni imha eden emisyonların hepsinden kurtulmak zorundayız. Hâlbuki bu durum hayat tarzında bir değişimi, ekonomik modelde bir değişimi gerektiriyor: Kapitalizmden sosyalizme geçmek zorundayız. Gerçek çözüm budur.

Kapitalizmden nasıl kurtulacaksınız?

Küba’da yaptıkları şekilde. Yöntem budur. Venezüella’da bugün uyguladığımız yöntemin aynısı. İktidarı ekonomik seçkinlerin elinden almak ve halka vermek. Bunu da ancak bir devrimle yapabilirsiniz.

ABD Başkanı Obama’nın bugünkü (İklim Zirvesi’ndeki –ç.n.) konuşmasına tepkiniz nedir?

Obama büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu benim düşüncem. Obama çoğu insan için tarihteki en büyük hayal kırıklıklarından biri haline gelebilir, benim için değil, ancak ona oy veren ve onu değişim umudunun bir sembolü olarak gören Birleşik Devletler halkı için. Hâlbuki o en saldırgan Bush politikalarını, emperyalist politikaları sürdürdü.

Örnek verebilir misiniz?

Savaş. Amerikalar Zirvesi’nde inisiyatif almak üzere bizi ziyarete geldiğinde ona söyledim, birkaç dakika konuştuk. Ona dedim ki: “Obama, haydi gel Kolombiya’da barış için çaba sarf edelim. Benim önerim budur. Sorunu analiz etmek üzere bir takım oluşturalım”. Ama sonuç kesinlikle sıfır. Obama şu anda Kolombiya’ya yedi askeri üs yerleştiriyor. Bu sadece örneklerden biri.

Ve Irak ve İran’daki savaş politikaları, büyük bir hayal kırıklığı. Ve dedim ki: “Üzgünüm ama kendi adıma değil. Sizin için üzgünüm çünkü Birleşik Devletler halkının sorunlarıyla ilgilenecek ve dünyanın geri kalanına egemen olmak üzerine kafa yormayı bırakacak ve de sadece Birleşik Devletleri yönetecek, Birleşik Devletlerin sorunlarını, yoksulluğu, eşitsizliği, günden güne büyüyen işsizliği, sosyal güvencesiz, hastalıklarla boğuşan sokakta kalmış aileleri, evsizleri, bütün bu sorunları söküp atacak bir hükümeti hak ediyorsunuz. Sizin adınıza, öncelikle sizi gerçekten önemseyen ve sonra da dünyanın geri kalanında barışa dönük çalışan bir hükümete sahip olmanızı diliyorum.”

ABD hükümeti size diktatör diyor. Sizin buna yanıtınız nedir?

Gülüyorum. Gülüyorum. Bana diktatör diyenin kendisi imparatorluktur. Ve Don Kişot’u hatırlıyorum; Sanço’yla birlikte olan Don Kişot, bilirsiniz, köpekler havlamaya başlar ve Sanço “bizi ısıracaklar” der. Ve Don Kişot arifane yanıtlar: “Boşver Sanço, köpekler havlıyorlarsa bizim dörtnala gitmemizdendir.” Emperyalist hükümet eğer bana büyük bir demokrat deseydi, işte o zaman üzülürdüm ve endişelenirdim. Hayır, tam tersine onlar, gerçek demokrasiye inançla katkı koyanlara saldıran imparatorluk diktatördür”

[Venezuelanalysis’teki İngilizce orijinalinden Latinbilgi (Sendika.org) tarafından çevrilmiştir]

Chavez'den Dünya'yı sarsacak şok iddia
24 Ocak 2010.
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, bir kez daha çok tartışılacak bir iddia ile gündemde.

Daha önce ABD'nin Haiti'yi işgal ettiğini söyleyen Chavez, bu defa da depreme, Haiti sahili yakınlarında ABD ordusu tarafından yapılan bir silah denemesinin neden olduğunu savundu.

İspanyol ABC televizyonunda yer alan açıklamasında Chavez, ABD deniz kuvvetlerinin Haiti sahillerinde güçlü bir depremi tetikleyebilecek yeni bir silah denediğini belirtti.

Venezuela lideri, bu denemenin sadece bir tatbikat olduğunu, asıl hedefin ise İran olduğunu da iddia ediyor. Vatan

Chavez'den muhaliflere sert uyarı
14 Nisan 2011
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez bu kez muhaliflere seslendi...

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, muhalifleri "Venezuela devrimini kimse yıkamaz" diyerek uyardı.

Chavez başarısız 2002 darbesinin yıl dönümünde başkanlık sarayının önünde binlerce yandaşı ve güvenlik güçlerinin katıldığı mitingle gövde gösterisi yaptı.

Mitingdeki konuşmasında Chavez, sosyalist hükümetinin, onu devirmek isteyenlere karşı hazır olduğunu söyledi ve "Kimse devrimi yıkamaz" diye konuştu.

Hugo Chavez gelecek yıl yapılacak devlet başkanı seçimlerine katılacak muhalefet adaylarına da "hepsini sileceklerini" söyleyerek gözdağı verdi.

Venezuela'da 11 Nisan 2002'deki darbe girişimi iki gün sürmüş ve bu başarısız girişim Chavez'in göreve yeniden getirilmesiyle son bulmuştu. haber10

Kolombiya ve Venezuela liderleri barıştı
Kolombiya'nın Santa Marta kentinde bir araya gelen Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez ile Kolombiya'nın yeni Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ortak yazılı açıklamada bulunarak, kesik olan diplomatik ilişkilerin yeniden tesisine karar verdiklerini bildirdi. 12.08.2010 SANTA MARTA netgazete

Küba'da ameliyat geçiren Chavez Venezuela'ya döndü
4 TEMMUZ 2011

Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, kanser tedavisi gördüğü Küba'dan ülkesine döndü.
Devlet televizyonu, Chavez'in Küba lideri Raul Castro tarafından uğurlanış ve uçağının Karakas'taki Maiquetia havaalanına iniş görüntülerini yayımladı.

Hugo Chavez, 8 Haziran'da, dünyanın en iyi sağlık sistemlerinden birine sahip olduğu söylenen Küba'ya gitmişti.
Burada ameliyatla bir kanserli tömürün alındığı belirtiliyor. Venezuala'da yarın bağımsızlık günü kutlamaları yapılacak.
Görüntülerde, mavi beyaz bir eşofman giyen Chavez, havaalanında yetkililerle el sıkışırken görülüyor.
Venezuela televizyonu 56 yaşındaki Chavez'in bugün içinde başkanlık sarayının balkonundan halkı selamlayabileceğini duyurdu
Devlet Başkanı Yardımcısı Elias Jaua, "Cumhurbaşkanı'nın ülkesine dönmesine çok sevindik" dedi.
Venezuelalı yetkililerin, leğen kemiğinden ameliyat olmak için Küba'ya gittiğini açıklamasından sonra Chavez'in sağlığıyla ilgili spekülasyonlar başlamıştı.
Chavez geçen hafta kanserli bir tömürün ameliyatla alındığını açıklamıştı.
Hastalığını yenmekte kararlı olduğunu söyleyen Venezuela Cumhurbaşkanı iyileşmeye başladığını belirtmişti. BBC

Hugo Chavez yine Küba'ya gidiyor
16 TEMMUZ 2011

Venezuela Cumhurbaşkanı Hugo Chavez, kanser tedavisine devam etmek için Küba'ya geri dönüyor.
Küba'da ameliyat olup, bir tümör aldırtan Chavez iki hafta kadar önce ülkesine geri dönmüştü.

Chavez Millet Meclisi'nden, anayasanın gerektirdiği şekilde, bu yolculuk için izin istedi.
Daha önceki yokluğu sırasında muhalefet Chavez'in ülke dışındayken cumhurbaşkanlık görevini yerine getirip getiremeyeceğini sorgulamış ve görevi bir başkasına teslim etmesini istemişti.
Chavez bu kez Küba'da ne kadar süreyle kalmayı planladığını açıklamadı.
Doktorların önerisi uyarınca iş yükünü azaltacağını belirten Chavez, sabahları saat 5'te kalktığını ve Alman düşünür Nietzsche'yi okuduğunu söylüyor.
Geçtiğimiz günlerde Chavez tedavisinin henüz tamamlanmadığını, radyoterapi veya kemoterapi görmesi gerekebileceğini söylemişti.

Chavez, devlet televizyonundaki konuşmasında, kanserli hücrelerin yayılma riskinin bertaraf edilmediğini belirtti.

Venezuela liderinin Küba'ya gidiş nedeninin kanser olduğu hemen duyurulmamış, günlerce kamu önüne çıkmayışı söylentilere neden olmuştu.

56 yaşındaki Sosyalist lider, Karakas'a geri döndükten sonra hastalığı hakkında çok az ayrıntı verdi.
Chavez, Küba'dan ülkesine geri dönüşünde tezahürat yapan binlerce yandaşı tarafından karşılanmış ve cumhurbaşkanlık sarayının balkonundan Venezuela bayrağını sallayarak sağlık savaşını kazanacağını söylemişti.

Önümüzdeki yıl Venezuela'da genel seçimler var ve Chavez'in dördüncü dönem cumhurbaşkanlığı için tekrar aday olması bekleniyor. BBC

Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, kanser tedavisi için Küba'ya gitti
17.07.2011

Venezuela Parlamentosu, oy birliğiyle Chavez’in Küba’da kemoterapi görmesine onay verdikten sonra Başkan’ın bir ay önce kanser ameliyatı geçirdiği Küba’ya bu kez tedavisine devam etmek için gittiği belirtildi.
Chavez’in ülkeden ayrılırken, ayrılığının kısa sürmesi temennisinde bulundu ve bazı imza ve karar yetkilerini Yardımcısı Elias Jaua ile Maliye Bakanı Jorge Giordani’ye devrettiğini açıkladı.

Chavez’in bu sözlerinin, yetkilerinin bütçeyle ve kamulaştırmalarla ilgili kısımlarını devrettiği anlamına geldiği yorumları yapıldı. TRT

Chavez Ülkesine DöndüKanser tedavisi gören Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, kemoterapi tedavisi gördüğü Küba'dan Venezuela'ya döndü.

Juventud Rebelde gazetesinin bugün verdiği haberde, kemoterapi tedavisi sona eren Chavez'in bu gece yarısı Venezuela'ya döndüğü belirtildi.

Hugo Chavez, daha önce, Küba'da son yapılan tetkiklerin sonuçlarından memnun olduğunu söylemişti. TRT
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Pzr Oca 09, 2011 11:30 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İZ BIRAKANLAR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com