EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Türklerin kurduğu İstanbul Uygarlığı

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İMAR, MİMARÎ ve ŞEHİRCİLİK
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Mar 21, 2010 10:11 pm    Mesaj konusu: Türklerin kurduğu İstanbul Uygarlığı Alıntıyla Cevap Gönder

Türklerin kurduğu İstanbul Uygarlığı
Salih Selçuk


Abdülhak Şinasi Hisar'ın "Boğaziçi Mehtapları" ve "Boğaziçi Yalıları" adlı kitapları, "Boğaziçi Uygarlığı"nı (Yani Türklerin kurduğu İstanbul Uygarlığı'nı) anlamak için gerçekten mükemmel eserler. Günümüzün postmodern 'LiteraSalataTür'ünün ne kadar dandik, köksüz ve ruhsuz olduğunu anlamak için de birebir...

Ayrıca, bugün -başta neoliberal İslamcılar ve Liberaller olmak üzere- aydınların anlamak istemediği çok önemli (ama doğal/e-tabii/naturalmente!) bir konuyu mesela bir cümlede şöyle ifade etmiş:

"Büyük bir haksızlık olacak büyük bir yanlışlığa düşmemek için geçmiş zaman adamlarını bugünkü fikirlerimize, yani bugünkü hayat ile karışmış ve bulanmış fikirlere göre değil, kendi günlerinin fikirlerine, yani o zamanki hayat ile karışmış ve bulanmış fikirlere göre muhakeme etmeye çalışmalıyız."

Doğa sevgisi ve Müzik...

Boğaziçi'nde oluşan İstanbul uygarlığının iki temel direği...

Aydın Boysan'ın çok kolay okunan güzel kitabı "Nereye gitti İstanbul"da da, Abdülhak Şinasi Hisar'a ithaflarda bulunuluyor. Şimdi o güzel noktalardan yeni ufuklara doğru giderken, Boğaziçi gene bir uygarlık merkezi olmaya hazırlanıyor (-öyle olmalı!.. Ama korkarım bu iş, büyük depremden sonraya kalacak)
http://konstantiniye.blogspot.com/

Auguste Comte ve dünyanın başkenti İstanbul
16.2.11
Selçuk Salih Caydi



Önce, bu ilginç adam hakkında birşeyler söylemek gerekiyor...

Auguste Comte 1798'de Montpellier'de doğdu. Napoleon'un İmparator olmasından iki yıl sonra 1816'da, öğrencisi olduğu elit okul Ecole Polytechnique, çıkan bir öğrenci ayaklanması nedeniyle kapatılınca, tıp okumaya başladı. Hayatının ilk virajını hızlı alan Auguste Comte, Fransız İhtilali'nin ideallerini savunan bu okuldan ayrıldıktan sonra, ailesi başta olmak üzere tüm katolik ve de monarşik fikirlerle fevkalade kavgalı biri haline geldi. Fena halde felsefe tutkunu genç adamın listesinde Hume, Kant'tan tutun da Montesquieu'ye kadar aydınlanmacı bütün ünlüler yer almaktaydılar. 1822'de, "Plan de traveaux scientifiques nécessaires pour réorganiser la société" adlı felsefi kitabını yayımladı. Pozitivizmin köşetaşlarından biri sayılan kitabını kaldırıp bir kenara atalım, bu arkadaş son derece kibirli, kendini beğenmiş, vükela türünden bir ükela, ateşli bir konuşmacı, yani çenesi düşük biriydi (hep öyle olurlar). Evini, elaleme allemelik taslamak ve konferanslar vermek için bir seminer salonu gibi kullanıyordu. 1826'da, psikolojik sorunları nedeniyle akıl hastanesine sevkedildi, bir yıl sonra da intihara teşebbüs etti.

Onun kendini yeniden toparlamasına yardım eden kadın, eski bir fahişe olan karısı Caroline Massin olmuştur. Auguste Comte, onun sayesinde yeniden çalışmaya ve seminerler vermeye yeniden başlamıştır. Daha 1838 yılında "Sosyoloji" terimini tarif etti ve kullanmaya başladı. Evli olduğu süre zarfında hazırladığı temel eseri, yedi ciltlik Cours de philosophie positive'i 1842'de tamamladı. Sonra, Paris'te bugünkü Comte Müzesi binasında Astronomi dersleri vermeye başladı... Naif pozitivizmi, hem birçok önemli bilim adamına/kadınına (Marie Curie) ilham vermiş hem de eleştirilmiştir (Max Planck). Comte, sosyolojiyi, bütün bilimlerin anası haline getirmek istemiştir ama getirememiştir. Arkadaş, "İlerleme" fikrinin 20'inci Yüzyılda saplantıya varacak ölçüde abartılmasının da ilk müsebbibidir. Onun sloganı "Düzen ve İlerleme" (Ordem & Progresso), Brezilya bayrağındaki Dünya kuşağının üzerinde yazar.

Şimdi de Auguste Comte'nin bizi de ilgilendiren yanı...

1844'ten itibaren Auguste Comte'nin büyük yakınlık duyduğu bir kadın var. Platonik bir aşkla bağlı olduğu Clotilde de Vaux iki yıl sonra ölünce, garip bir dindarlık türü geliştiren Comte, kendini yeni bir dinin peygamberi ilan eder!

"İnsancıllık/hümanizm dini" (religion de l'humanité) denen tanrısız dinine yandaş toplamaya başlar. İngiltere, Fransa, İsveç ve Amerika'da dinini savunan gruplar kurar. Auguste Comte, İslam dinine ve onun Peygamberi Hz. Muhammed'e büyük yakınlık duyan biridir. Kendine özel din kurmak türünden saçmalamasaydı, İslam dinini seçebileceği de söylenebilir, çünkü İslam hakkında büyük hayranlık ifadeleri malumdur.

Auguste Comte, "Kutsal Lig" adı altında, Hristiyanlığı, Müslümanlığı ve Museviliği birleştirmeyi hedeflemekteydi. "Diğer peygemberler arasında benzersiz" ilan ettiği Hz. Muhammed'i, bir disiplin ve güçlü irade timsali sayar.

Kendi dininin başkentini Paris ilan eden Auguste Comte, tıpkı Müslümanların Mekke'ye dönerek dua etmesi gibi, kendi dininden olanların da Paris'e dönerek dua etmelerini istemiştir. Paris'deki baş mabedi de Notre Dame kilisesidir. Auguste Comte, dininin bayrağını da, İslam'dan esinlenerek 'Yeşil' seçmiştir.

Hatta bu rengi abartıp, tüm kitaplarının kapaklarının yeşil basılmasını da istemiştir! Daha sonra kurmayı planladığı partinin adı nedir? Tabii ki "Yeşiller" partisidir (bugünkü Yeşiller ile hiç alakası yok).

Auguste Comte, geleceğin dünya politikasının nasıl olacağına kafa yormuş ve ilginç sonuçlara varmıştır. Bir çeşit globalleşmenin gelecekte kurulacağını düşünmüştür ve mesela "Büyük Garb Cumhuriyeti" adı altında Avrupa'nın birliği fikrini ortaya atmıştır. Bu birleşik cumhuriyetin merkezi Paris olacaktır. Ama asıl amaç, Garbi Cumhuriyet ile Şark'ın birleşmesidir.

Auguste Comte, ilerleyen dönemlerde Paris'in önemini kaybedip Konstantiniye'nin önem kazanacağını ve Şark ile Garb'ın İstanbul'da birleşeceğini öne sürmüştür. Auguste Comte, Avrupa uygarlığına başkentlik ettiğini düşündüğü Atina, Roma ve Paris'in ardından İstanbul'un Avrupa uygarlık başkenti olacağını söylemiştir. Geçen yıl İstanbul, Avrupa kültür başkenti olmuştu, ama iktidarın kültür ve sanatla uzaktan yakından pek ilgisi olmadığı için, önemli fırsat önemli ölçüde heba edildi. Auguste Comte, "Gerçek Sonsuz Şehir" diye adlandırdığı İstanbul'un, ileride, Şark ile Garb'ın buluştuğu dünya başkenti olacağını söylemiştir. İstanbul, bu potansiyele elbette sahiptir.

Ama İstanbul'u, kültür-sanat fukarası sonradan modernleşmeci türbanlı vasat erkekler yönetmeyi sürdürdükçe, şehrin bir uygarlık başkenti olması mümkün değildir. Auguste Comte'nin hayranı olduğu İstanbul, 21'inci yüzyılda bir başkent olabilir -ama siyasi bir başkent değil. Siyasetin ve ekonominin (ve sosyolojinin!) yeniden tarif edileceği önümüzdeki dönemde İstanbul, bir kültür ve uygarlık başkenti olmaya adaydır. Auguste Comte, din işlerinde yanılmıştır belki -ama bu konuda yanılmamıştır.

http://konstantiniye.blogspot.com/2011/02/august-comte-ve-dunyann-baskenti.html


Osmanlı İstanbul'u

"Bir Türk atasözü der ki: ‘Kişi, bina yaptığı yere ağaç diker.’ Biz ise bina yaparken ağaçları söküyoruz! İstanbul bir meyve bahçesidir. Bizim şehirlerimiz ise taş yığınları!"
(Fransız Mimar Le Curbusier, XX. yüzyıl).

İstanbul’u Nasıl Bilirdiniz?
Aydın Boysan: ” İstanbul tarihinin ‘Kebaptan Önce’ sini bilirim”…


Ben Sıraselviler’in selvilerini görmedim ama, Şişli Sıracevizler’in ceviz ağaçlarını, bilirim.

Şişli-Zincirlikuyu arasının, dut bahçeleriyle dolu olduğunu, bilirim.

Şimdi Taksim’de İnönü Gezisi olan yerde, görkemli bir kışla binası olduğunu , bu kışla avlusunda İstanbul’daki futbol milli maçlarının yapıldığı tek stadyumumuz olduğunu bilirim.



Nüfusu bir milyona varmayan İstanbul’da yaşamanın rahatlığını, şehrin her yanına birkaç kuruşa tramvayla gidilebildiğini, bilirim.

İstanbul nüfusunun tarihte ilk kez 1950 yılında bir milyonuaştığını,bilirim.

Daha önce Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının başkenti olarak bile Eminönü1971bir milyonu aşmadığını, bilirim.

Şimdi artık Gebze’den Büyükçekmece’ye kadar bütünleşen İstanbul nüfusunun on beş milyonu aştığını, bilirim.

İstanbul nüfusunun eskiden imparatorluk sentezi olduğunu, şimdi ise artık kasaba çeşitlemesine dönüştüğünü, bilirim.

Her caddenin, her semtin aşçı dükkanlarıyla dolu olduğunu , her aşçıda elbasan tavadan çiçek bamyaya kadar zengin tencere yemeği çeşitleri olduğunu, bilirim.

Sebze yemeklerinin yıllarca fiyatı değişmeden 7,5 kuruş, et yemeklerinin 12,5 kuruş olduğunu bilirim.

Topkapı surları dışında hemen bağların başladığını, beş kuruş verip bağın kapısından girenin patlayıncaya kadar üzüm yemeye izinli olduğunu, bilirim.

Yedikule marulunun, Kanlıca yoğurdunun, Beykoz paçasının lezzetini unutmam.

At kuyruğu kılından olta yapmayı, bilirim.

Samatya’dan kürekle Ahırkapı’ya girip çapari salladığımızı, istavrit çıkarsa uskumru olmayacağı için, hemen olta toplayıp geri döndüğümüzü bilirim.

Palamut yiyenlerin ağzının tadını bilmezlikle aşağılandığı zamanları bilirim.
Lezzetli ve ucuz balık bolluğu yüzünden, tutumlu insanlar çarşısı Samatya’da levrek ve kalkanların bütün olarak, nefis kılıç balıklarının ise dilimlenerek satıldığını, bilirim.

Bu nedenlerle, İstanbul’un Samatya ve benzeri semtlerinde kebap denen yiyeceğin tanınmadığını bilirim.

İnsanların sanki mahşerdeymiş gibi çoğalmasıyla birlikte lezzetli balıkların iyice azalması sonucu olarak, İstanbul’da kebap istilası yaşandığını, bu nedenle İstanbul tarihini:

1- Kebaptan önce,
2- Kebaptan sonra olarak ikiye ayırdığımı, unutmam.

Nüfus artışı yüzünden bir şehrin yoğunluğu azdırılmışsa, tarihe ve insanlara karşı bu davranışı sıfatlandırmak için ihanetin ötesinde bir sıfat aranması gerektiğini, bilirim.

Hay bilemez olsaydım!

Aydın Boysan / İstanbul Aralık 2014
Kaynak: KeHaber

Erdoğan: Bu şehre ihanet ettik ben de sorumluyum
21 Ekim 2017



Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Uluslarası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi'nde konuştu.. Erdoğan; "İstanbul müstesna bir şehir ama biz kıymetini bilemedik, ihanet ettik. Ben de bundan sorumluyum" ifadelerini kullandı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Uluslarası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi'nde konuştu.. Erdoğan; "İstanbul müstesna bir şehir ama biz kıymetini bilemedik, ihanet ettik. Ben de bundan sorumluyum" ifadelerini kullandı.

Uluslararası Medeniyet Şurası'nda konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

'BİZ DE BU TUZAĞIN İÇİNE DÜŞTÜK'

Erdoğan, "Bir şehrin Batı ölçüsüne göre medeni sayılması için yollarda aydınlatma olması, sokaklarda çamur bulunmaması gibi görünür özelliklere bakılır, halbuki İslam'ın ölçüsüne göre bir şehrin medeniliğinin işareti, mesela kapı kilitlemeden dışarı çıkılabilmesi, ihtiyaç sahibi herkese el uzatılması, sokak hayvanlarına dahi şefkatle davranılması demektir. Bizim medeniyetimizde medenilik budur. Fakat bu tuzağın içine biz farklı şekilde düştük. 40 kat, 100 kat bu tür binaları yapmak sizi medeni yapmıyor ama biz de bu tuzağın içine düştük, onu da söyleyeyim" ifadelerini kullandı.

'İSTANBUL'A İHANET ETTİK BEN DE BUNDAN SORUMLUYUM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Uluslarası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi'nde şunları söyledi;

"Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.."
Cumhuriyet
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İMAR, MİMARÎ ve ŞEHİRCİLİK Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com