EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

İşgalci İsrail'in Mescid-i Aksa saldırıları

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Ekm 04, 2009 8:22 pm    Mesaj konusu: İşgalci İsrail'in Mescid-i Aksa saldırıları Alıntıyla Cevap Gönder

‘Büyük Kudüs Mitingi’
30 Temmuz 2017



Saadet Partisi öncülüğünde çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteğiyle Yenikapı'da 'Büyük Kudüs Mitingi' gerçekleşti. Mitinge CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile CHP İstanbul Milletvekilleri İlhan Kesici ve Mahmut Tanal da katıldı.



Miting kürsüsünde Kudüs’teki Kubbet-üs Sahra’nın altın kubbesinin bir maketi fon olarak kullanıldı.” Hamas’a selam, Filistin’e selam” sloganlarının atıldığı mitingde Türk bayraklarının yanında Filistin ve Hamas bayrakları da taşındı.

Kudüs mitingi mehter takımının çaldığı İstiklal Marşıyla başladı. Hamas Türkiye temsilcisi Cihat Yağmur ile Mısır Müslüman Kardeşler örgütünün temsilcisi Saadet Burhanettin de mitinge katıldı.

VEKİLLERE TEŞEKKÜR

“Bugün burada bizimle bulunan siyasi parti mensuplarına, kıymetli milletvekillerimize teşekkür etmeyi vazife addediyorum” diyerek konuşmasına başlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,” Gazze’nin, Batı Şeria’nın, Kudüs’ün sesi bu meydanda. Mahmut Abbas’ın gözü bu meydandadır” diye konuştu.

MAZLUMLARA UMUT OLDUNUZ

Gazze’nin olduğu kadar Tel Aviv’in de gözünün Yenikapı meydanında olduğunu söyleyen Karamollaoğlu,” Netenyahu’nun da gözü bu meydanda. Onların korkudan bacakları titriyor. Ekranlardan bu alana bakıp, ‘nereden çıktı bu insanlar’ diye derin bir korkunun içine kapılıyor. Burada 80 milyon Türkiye’nin yüreği var. Sizler bir kez daha mazlumlara umut oldunuz” dedi.

“HARİTALARI YENİDEN ÇİZMEK İSTİYORLAR”

Siyonistlerin Tevrat’ı değiştirdiklerini söyleyen Karamollaoğlu,”En büyük amaçları büyük İsrail’i kurmak, onun emniyetini sağlamak. 28 İslam ülkesinin haritasını yeniden çizmek istiyorlar. Ecdadımız geçmişte 19 haclı seferini püskürttüğü için ülkemizin güçlü bir devlet olmasını istememektedirler. Bunlar ABD’de bir takım siyasilerin gündeme 30 yıldır istikrarlı şekilde getirdikleri hususlardır” şeklinde konuştu.

İSRAİL İLE BARIŞ SAĞLANAMAZ
“İsrail ile pazarlık olmaz” diyen SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Barış sağlanamaz. Bunlarla yol yürünemez” dedi. Bütün uluslarası kuruluşların İsrail’i korumayı görev kabul ettiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Milli görüşçüler olarak bizler, Kudüs’ün İslam birliğine giden yolun mihenk taşı olarak gördük. Milli görüşün ilk gününden itibaren hep Kudüs’ü gündemde tutmak için her sene Kudüs mitingleri yapmayı görev gördük. Erbakan hocamızın 1969 yılında Konya’da gerçekleştirdiği ilk mitingi, Kudüs mitingiydi. MSP’nin kapatılmadan önceki son mitingi de, yine Kudüs mitingi olmuştur” diye konuştu.

Karamollaoğlu’nun konuşması sırasında alanda, konuşmasının sonrasında da kürsüde “Müslümanlar Birleşin” pankartı açıldı. Aynı pankartın 1980’deki MSP’nin Konya mitinginde de açıldığı öğrenildi.

İET’YE ELEŞTİRİ

İslam İşbirliği Teşkilatının Kudüs konusunda cılız kaldığını söyleyen Karamollaoğlu,” İİT’nin 57 üyesi var. Dünyanın en zengin kaynakları bu ülkelerde. Dünyanın en genç nufusu bu ülkelerdedir. Bu kadar zenginlik bizdeyken, İsrail bu kadar rahat hareket edememeliydi” dedi.

İSLAM ÜLKELERİNE ÇAĞRI

“Gücünüz adım atmaya yetmiyorsa, hiç olmazsa şu zalim İsrail’le ilişkilerinizi kesiniz” diyen Karamollaoğlu şu çağrıda bulundu: Sadece Mescid-i Aksa’dan değil, işgal ettiği bütün topraklardan geri çekilinceye kadar, İsrail’le diplomatik ilişkileri kesin…Yok kapitalist ülkelerde itibari yüksekmiş, yok finans kurumlarındaki hakimiyeti tescilliymiş. Bırakın bunları. Bu zulmün geçeceği günler yakındır. Allah’a emanet olun. Biz inanıyoruz ki zafer yakındır. Zafer inananlarındır.

CHP DE TEMSİL EDİLDİ

CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ile CHP İstanbul Milletvekilleri İlhan Kesici ve Mahmut Tanal da katıldı. Ayrıca BBP İstanbul İl Başkanı ve Hüda-Par İstanbul İl Başkanı da mitinge destek verdi.

GÜL MESAJ GÖNDERDİ

Karamollaoğlu’nun konuşmasının ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün mitinge gönderdiği destek mesajı okundu. Ardından mitinge katılanlar kol kola kenetlendi. “İstanbul’dan Aksa’ya, direnişe bin selam” sloganı atıldı.

HANİYE MİTİNGE GÖRÜNTÜLÜ MESAJLA KATILDI, MÜJDE VERDİ

Hamas Siyasi Büro Şefi Halit Meşal mitinge video konferansla katıldı. Haniye size müjde veriyorum. Mescid-i Aksa’da elektronik kapılar kaldırıldı. Yaş sınırlaması iptal edildi. İnancımız kazandı. Kudüs’ten kardeşlerimizin duruşunu görüyoruz. Kudüs ve Aksa bizimdir. Müslümanlarıdır” dedi. Haniye’nin konuşmasının ardından toplu dua edilmesi ve ezan okunmasıyla miting sona erdi
Sözcü

MESELE “DEDEKTÖR” DEĞİL
Kadir Murat ÖZTÜRK



Siyonist işgalci İsrail’in Mescid-i Aksa ile ilgili yaklaşık 3 haftadır sürdürdüğü kapılardaki metal dedektör ve diğer güvenlik önlemleri uygulamasının ne anlama geldiğini iyi tahlil etmek gerekiyor. Başta Filistinliler olmak üzere tüm Müslümanların basit gibi görülen bu güvenlik uygulamasına tepkileri neden? İşte bu ve benzeri soruların cevabı…

İşgalci İsrail ve Filistinliler arasındaki mücadele dünyada en uzun süren ve patlamaya en yatkın anlaşmazlıklardan biri. Sorunun kökleri 19. Yüzyılın sonuna kadar uzansa da esas mesele devleti aliyye-i osmaniye’nin yani Osmanlı imparatorluğunun bölgeden ayrıldığı 1917’den itibaren başlamış durumda.

1917’den 1948’e kadar bölgede manda rejimi kuran İngiltere, bölgeye dünyanın çeşitli noktalarına dağılmış olan Yahudileri yerleştirmek için hazırlıkları yapmıştı. Yani İsrail’in bölgede çıbanbaşı olmasını, aslında piyasada hiç te görülmeyen İngiltere sağlamıştı.

1948’e gelindiğinde 2. Dünya savaşının hemen ardından birleşmiş milletler haksız ve hukuksuz bir şekilde Filistin topraklarını Yahudiler ile Müslümanlar arasında böldü. Kudüs ise uluslararası bir idare altında olacaktı. İşgalci İsrail’in bu paylaşıma razı olmayacağı belli idi. Nitekim 1967’de gerçekleşen 6 gün savaşlarının ardından İsrail askerleri mübarek Mescidi Aksa’nın da içinde bulunduğu doğu Kudüs’ü işgal etti ve haremi Şerif’te İsrail askerleri büyük bir gururla poz verdi.

1947 ve 48’lerde başlayan Filistinlilerin zorunlu göçü 1967’de daha da arttı. Mevcut durumda Filistin’e komşu ülkelerde milyonlarca Filistinli mülteci konumunda bulunuyor.

Bugün Mescid-i Aksa kapılarına konan ve daha sonra kaldırılan metal dedektörlere başta Filistinliler olmak üzere tüm Müslümanların karşı gelmesinin altında ise işgal yönetiminin bu zamana kadar kullandığı yöntemler bulunuyor.

Siyonist işgalci İsrail’in ana hedefi, Mescidi Aksa’yı Müslümanlardan temizleyip Yahudileştirmek ve kendi istediği (sözde) tapınağı oraya inşa etmek. Bu niyetini gizlemeyen işgal yönetimi şehrin her tarafında bu çalışmanın nasıl yapılacağını zaten belirtiyor.

Bu ana hedefi birden gerçekleştiremeyeceğini çok iyi bilen İsrail, kademeli bir çalışma yürütüyor. 144 dönümlük arazide önce zamansal ve mekensal bölünmeyi hedefleyen işgal yönetimi, prototip çalışmasını Kudüs’e 30 kilometre uzaklıktaki el Halil kentindeki Halilurrahman camisinde gerçekleştirmiş durumda. 1994 ramazanında bir sabah namazı cemaate taramalı tüfekle yapılan katliamın ardından belli bir süre kapalı tutulan cami, açıldığında ikiye bölündü. Bir kısmı sinagoga çevrilen cami bugün %60’ı sinagog ve %40’ı cami şeklinde canlı bir örnek olarak karşımızda duruyor. Şu anda Mescid-i Aksa’da uygulamaya konulmaya çalışılan güvenlik tedbirleri bundan dolayı çok ta masum değil.

Kudüslü Müslümanlar el Halil ve diğer örnekleri uzun yıllardır tecrübe ettiklerinden dolayı, kendi haremimiz olan ve üzerindeki tasarrufu kesinlikle paylaşamayacağımız Mescid-i Aksa’da çok masum gibi görülen bu uygulamayı reddediyor. Bununla birlikte başta Türkiye olmak üzere tüm İslam Ülkelerinden bu ribatlarına destek isteyen Filistin halkındaki kararlılık gerçekten de takdire şayan.

Orada bulunduğumuz 19-22 Temmuz 2017 tarihleri arasında bu azmi ve kararlığa bizzat şahit oldum. Neredeyse her namazın ardından çıkan olaylar Müslümanları yıldırmıyor ve 2 saat sonraki diğer vakit namazında aynı yerde saf tutuyorlardı. Biz de Türkiyeli Müslümanlar olarak kapılardaki bu ribata destek verdik ve Mescid-i Aksa’nın içine girmedik.

Geçtiğimiz cuma günü de (2.cuma oldu) mübarek Mescid-i Aksa’nın bahçesinde cuma namazı kılınmadı. Bu durum daha önce yaşandı mı bilmiyorum ama 2 milyarlık İslam dünyası adına utanç verici bir durum oldu. Şahsi kanaatime göre şu anda İslam dünyasındaki hiçbir Müslüman başı dik gezmemeli, özellikle liderler. Onurumuz ve izzetimiz Kudüs’ü şerif ve mübarek Mescid-i Aksa’nın kapıları önünde yerlerde sürünüyor. Umarım bu son olay, İslam dünyasının ittihadına vesile olur.

http://haberkudus.com/post/mesele-34-dedektor-34-degil/11

İşgalci korsan devlet İsrail Mescid-i Aksa girişindeki metal dedektörleri kaldırdı
25.07.2017



Sputnik'in haberine göre İşgalci korsan devlet İsrail polisi Mescid-i Aksa'nın kapılarına kurulan metal arama dedektörlerini kaldırdı.

Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İşgalci korsan devlet İsrail polisi, geçen hafta mescidi ibadete açmış, ilk etapta Aksa'nın Aslanlı Kapısı'na kurulan metal dedektörlerinden geçirilerek Müslümanları içeri almıştı.

Gelen tepkiler üzerine İşgalci korsan devlet İsrail, metal dedektörleri kaldırma kararı aldı. Ajansların son dakika olarak verdiği habere göre İsrail polisi Mescid-i Aksa'daki metal dedektörleri kaldırdı.
Haber93

Siyonist katilin ettiği lâfa bak: 'Katiller bize katilleri nasıl arayacağımızı söyleyemez'
23 Temmuz 2017



BBC'nin haberine göre; işgalci korsan devlet İsrail'de sözdeb Bölgesel İşbirliği Bakanı ve Meclis Dışişleri ve Savunma Komitesi Başkanı Tzachi Hanegbi, Mescid-i Aksa'nın etrafına yerleştirilen metal detektörlerinin kaldırılmayacağını açıkladı. Hanegbi, "Katiller bize katilleri nasıl arayacağımızı söyleyemez" dedi.

Aynı zamanda Meclis Dışişleri ve Savunma Komitesi Başkanı olan Hanegbi, korsan devlet İsrail Ordu Radyosu'na yaptığı açıklamada "Bu metal detektörler kalacak" ifadelerini kullandı.

İşgalci korsan İsrail'de iktidarda bulunan Likud partisinin üst düzey isimlerinden olan Hanegbi, "Katiller bize katilleri nasıl arayacağımızı söyleyemez. Eğer Filistinliler bundan rahatsızsa camiye girmesinler" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Filistinli Müslüman temsilciler ise Mescid-i Aksa girişinde yapılacak her türlü aramaya karşı olduklarını açıkladı.

Filistin Müftülüğü'nün yaptığı açıklamada "Elektronik kapıları veya işgal güçleri tarafından Kudüs'ün tarihi ve dini yapısını etkileyebilecek tüm önlemleri reddediyoruz" ifadeleri yer aldı.

ETİKETLER
Korsan devlet işgalci İsrail bakan tzachi hanegbi mescid i aksa haber
Haber 93

Beyazıt'ta Mescid-i Aksa protestosu!
21 Temmuz 2017



İsrail'in Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya yönelik yasaklama ve engellemeleri tüm yurtta protesto ediliyor... O yerlerden biri de Beyazıt Meydanı...



Mescid-i Aksa’ya girişi yasaklayan ve ezanı susturan İsrail'in zulmüne dur demek için Beyazıt Meydanı'nda onlarca STK'nın destek verdiği eyleme on binlerce Müslüman katıldı...

İsrail zulmünü protesto eden Müslümanlar, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğe kavuşmasını talep ediyor.
Yurt Gazetesi

Alperen Ocakları sinagog önünde eylem yaptı: İbadet özgürlüğünüzü engelleriz
21.07.2017

Mescid-i Aksa’da yaşananlar nedeniyle İstanbul’da sinagog önünde eylem yapan ve sinagogun kapısını tekmeleyen Alperen Ocakları üyeleri, "Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz" dedi.
İsrail devleti tarafından Mescid-i Aksa'nın kapılarına metal arama dedektörleri yerleştirmesinden sonra yaşanan olaylar nedeniyle Beyoğlu'nda bulunan Neve Şalom Sinagogu'nun önüne gelen Alperen Ocaklarına bağlı bir grup, burada İsrail Devletini protesto etti.

Alperen Ocakları İl Başkanı Kürşat Mican burada bir açıklama yaptı. Mican açıklamasında, "Uzun zamandan beri Mescid- i Aksa'da terörist devlet İsrail kardeşlerimize zulüm yapmaktadır. Uzun yıllardan bu zamana kadar İsrail Mescid-i Aksa'da Cuma namazı kılınmasını yasaklamıştır. Sadece yasaklamakla kalmamış, mabedimizin girişlerine x ray cihazları koyarak, Filistin'li kardeşlerimizi taciz etmektedir. Kardeşlerimiz Mescid-i Aksa'sa ibadetlerini yapamamaktadır. Bu din, inanç, ibadet özgürlüğüne ipotek koymaktır" dedi.

'SİYONİSTLER AKLINI BAŞINA ALSIN'

Mican, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi, "Biz burada eylem gerçekleştiriyoruz. Siyonistler aklını başına alsınlar. Bizim kardeşlerimizin ibadet özgürlüğünü engellemesinler. Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz. Nasıl bugün burada durduysak, yarın da geliriz. Buradan içeriye giremezsiniz."
Grup basın açıklamasının ardından buradan ayrılmaya başladığı sırada, bazı kişiler sinagog kapısını tekmeleyip kapıya taş attı. Grup daha sonra dağıldı.

TÜRKİYE HAHAMBAŞILIĞI VAKFI'NDAN TEPKİ

Alperen Ocakları'nın sinagog önünde yaptığı eyleme Türkiye Hahambaşılığı Vakfı'ndan tepki geldi.

​Topluluğun Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Bu akşam Neve Şalom sinagogumuz önünde yapılan provokatif gösteriyi kınıyor, ilgili makamlardan gereginin yapilmasini bekliyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Sputnik

CHP: İsrail saygılı olmak zorundadır
24.07.2017



CHP, Mescid-i Aksa'da yaşananlara yönelik dayanışma duygularını iletmek üzere Filistin'in Ankara Büyükelçiliği'ni ziyaret etti.

Filistin Büyükelçisi Faid Mustafa ile görüşen CHP milletvekilleri adına CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Mescid-i Aksa'nın ibadete kapatılması kabul edilemez, İsrail inanç ve ibadet özgürlüğüne saygılı olmak zorundadır" dedi.

CHP israil Filistin Ankara engin altay inanç
Birgün

Mescid-i Aksa'da İsrail saldırısı, 22 Filistinli yaralandı!
20 Temmuz 2017



Mescid-i Aksa’nın El-Asbat kapısı yakınında gösteri yapan 22 Filistinli, İsrail işgal kuvvetlerinin müdahalesi sırasında yaralandı. Mescid-i Aksa'nın ibadete kapatılmasını protesto eden 22 Filistinli, İsrail işgal güçlerinin müdahalesi sırasında yaralandı. İsrail güçlerinin gösteri yapan Filistinlilere gaz ve ses bombası fırlattığı ancak bu müdahalenin Filistinlilerin gösterisini engelleyemediği öğrenildi. Yaralanan 22 kişinin hastaneye kaldırıldığı belirtildi. Oturma eylemi yapan göstericiler sloganlar atarak, İsrail'in kutsal yerlere yönelik aldığı tedbirleri ve Mescid-i Aksa girişlerine elektronik kapı yaptırılmasına ilişkin önlemlere tepki gösterdi
Yurt gazetesi

Batı Şeria'da bıçaklı eylem: 1 şehid, 3 ölü, 1 yaralı
21.07.2017

Sputnik'in haberine göre işgalci korsan devlet İsrail'in Mescid-iAksa saldırısının ardından Batı Şeria'da gerçekleştirilen bıçaklı eylemde 3 Yahudi yerleşimci öldü, 1'si yaralandı. Filistinli eylemci işgalci akerler tarafından şehid edildi.

Ramallah kentinin kuzeyindeki Neve Tsuf (Halamiş) Yahudi yerleşim biriminde gerçekleştirildiği belirtilen olayda yaralanan iki yerleşimciden birinin olay yerinde tedavi edildiği, diğerinin ise hastaneye kaldırıldığı kaydedildi.

İsrail basınında ise hastaneye kaldırılan üçüncü Yahudi yerleşimcinin de öldüğü yönünde haberler yer aldı.
Haber 93

İşgal altındaki Filistinde 'Bıçakların İntifadası': Dün 4 Yahudi öldü, 24'ü yaralandı
13 Eki 2015



El Cezire'nin haberine göre: işgalci İsrail polisi, Kudüs’te bir otobüste meydana gelen silahlı eylemde iki İsrailli'nin öldüğünü, 20 kişinin yaralandığını söyledi. eylemi düzenlediği iddia edilen iki Filistinlinin biri şehit oldu, diğeri ise yaralı olarak esir düştü.

Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya alınmaması ve İsrail güvenlik güçlerinin ihlâlleri nedeniyle gerginliğin arttığı Filistin'de olaylar tınmanıyor. Al Jazeera’nin Kudüs muhabiri, silahlı saldırının Kudüs’ün Mendub Sami bölgesinde gerçekleştirildiğini ve bazı yaralıların sağlık durumunun ciddi olduğunu aktardı.

Kudüs'te yaşanan diğer bir olayda da bir Filistinli, arabasını İsraillilerin üzerine sürdü. Bir İsrailli öldü, 4 kişi de yaralandı.

Tel Aviv’in kuzeyinde yer alan Ranan kentinde ise bir Filistinli genç, bıçaklı eylem düzenlemeye kalkıştığı iddiasıyla İsrailliler tarafından darp edildi. Yaralı genç işgalci İsrail polisi tarafından tutuklandı.

İşgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, artan şiddet olaylarından dolayı kabinesini acil toplanmaya çağırdı.

İşgalci İsrail asker ve polislerinin son dönemde Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarının artırması ve Filistinlilerin içeri alınmaması nedeniyle Kudüs ve Batı Şeria’da gerginlik arttı.

Filistinlilerin İsraillilere yönelik bıçaklı eylemlerinin artmasından dolayı Filistinliler bu ayaklanmalar için 'Bıçakların İntifadası' ifadesini kullanıyor.

İslâmi Hareket de grev çağrısını destekledi

Filistinli İslâmi Hareket örgütü, İsrail parlamentosu Knesset'teki Filistinli milletvekillerinin başlattığı grev çağrısını destekledi. Raid Salah liderliğindeki İslâmi Hareket, Filistinlileri yapılan grev çağrısına uymaya davet etti.

"Filistinli kardeşlerimizi, yapılan grev çağrılarını uymaya ve Salı günü Mescid-i Aksa’ya destek amaçlı düzenlenecek protestolara katılmaya davet ediyoruz."

Al Jazeera muhabiri, Filistinlilerin grev kapsamında mağaza ve dükkanlarının kepenklerini kapattığını, sokakların neredeyse boş olduğunu söyledi.

Gazze'de de grev çağrılarına uyma kararı alındı. Gazze’deki mağazalar Batı Şeria ve İsrail’deki Filistinlilerle dayanışma olarak kepenkleri kapattı.

Türk Dışişleri'nden kınama
Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in "statükoya aykırı uygulamalarını ısrarla sürdürmesinin bir sonucu olarak gelişen olaylarda İsrail emniyet güçlerinin orantısız güç kullanmalarını kuvvetle kınadığını" açıkladı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, İsrail tarafından 11 Ekim 2015'te yapılan hava saldırısında sivil kayıplar yaşanması sonucunda tırmanan gerginliğin Gazze'ye de sıçramasının "kaygıyla" izlendiği belirtildi.
"İsrail emniyet güçlerinin, Harem-i Şerif'e girerek Müslüman gruplarla çatışmaları ve Müslümanların girişlerini güç kullanarak engellemeleriyle başlayan, Filistinlilerin, Kudüs eski şehre girişlerinin yasaklanmasıyla Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da tırmanan gerginliğin, İsrail askerlerinin Gazze sınırındaki göstericilere ateş açmaları ve İsrail tarafından 11 Ekim 2015 tarihinde yapılan hava saldırısında sivil kayıplar yaşanması neticesinde Gazze'ye de sıçraması kaygıyla izlenmektedir.
İsrail'in statükoya aykırı uygulamalarını ısrarla sürdürmesinin bir sonucu olarak gelişen olaylarda İsrail emniyet güçlerinin orantısız güç kullanmalarını kuvvetle kınıyoruz. İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin topraklarında uluslararası hukuk kurallarına riayet etmesi, bu çerçevede Harem-i Şerif'in statüsünü ve kutsiyetini hedef alan kışkırtıcı keyfi uygulamalara bir an önce son vermesi, gerginliğin tırmanmasını önlemenin yegâne yoludur."

Gazze’de protesto

Gazze’nin işgalci İsrail sınırında düzenlenen bir protestoda ise en az 3 Filistinli yaralandı. işgalci İsrail güvenlik güçlerinin göz yaşartıcı bomba ve plastik mermilerle müdahale ettiği eylem, Batı Şeria ve Kudüs’teki Filistinlilerle dayanışma ve İsrail’in ihlâllerini protesto amaçlı düzenlendi.

Eylemin düzenlendiği Gazze’nin Beyt Hanun (Erez) sınır kapısında, Filistinlilerle İsrail güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar halen devam ediyor.
Kaynak: Al Jazeera

Batı Şeria'da işgalci İsrail askerleri Filistinlilere saldırdı:99 Filistinli yaralandı
08 Ekim 2015



Batı Şeria'da işgalci İsrail askerleri Filistinlilere saldırdı:99 Filistinlinin ateşli silahlarla vurularak yaralandığı belirtildi.

Filistin Kızılayı tarafından yapılan yazılı açıklamada, işgalcilerin saldırısında 10'u gerçek, 89'u plastik mermiyle 99 Filistinlinin yaralandığı, 189 kişinin askerlerin attığı göz yaşartıcı gazdan etkilendiği belirtildi.

Enn şiddetli çatışmaların Ramallah ve Eriha'da yaşandığı ifade edilen açıklamada, İsrail askerlerinin gerçek ve plastik mermi ile göz yaşartıcı gaz, tazyikli su kullanarak saldırdığı öğrenildi.

Öte yandan, İsrail devlet radyosu, Petah Tikva kentinde bir Yahudi yerleşimcinin Filistinli bir genç tarafından bıçaklandığını duyurdu. Yediot Ahranot gazetesi ise Filistinli gencin gözaltına alındığını ve El-Halil kentinden olduğu bilgisine ulaşıldığını ifade etti.

İsrail'in, Yahudilerin dini günleri nedeniyle Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya girişini bazen tamamen bazen de kısmen engellemesi sebebiyle 13 Eylül'den bu yana Kudüs ve Batı Şeria'nın çeşitli kentlerinde gerginlik yaşanıyor. İşgalci İsrail polisi, 27 Eylül pazar akşamından beri Mescid-i Aksa'ya 50 yaş altı Müslüman erkeklerin girmesine izin vermiyor.
Haber 93

Yahudi yerleşimciler yine Mescid-i Aksa'ya girdi!
02 Eylül 2015



Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, Kudüs'te yüze yakın Yahudi yerleşimci, gruplar halinde Mescid-i Aksa'ya girdi. Yerleşimcilerin Aksa'ya girmesine tepki gösteren murabıtların (gönüllüler) ise tekbir getirerek karşılık verdiğini belirtildi.

Öte yandan İsrail polisinin sabah saatlerinde Filistinlilerin Aksa'ya girişine izin vermediği, içeri girmek isteyen bazı Filistinli kadınları darbettiği öne sürüldü.

İsrail polisinin, Filistinlilere izin vermeyip Yahudi yerleşimcilere izin vermesi nedeniyle Aksa'nın dış kapılarında Filistinliler ile aralarında gerginlik yaşandığı kaydedildi.

Yahudi yerleşimciler ve İsrailli yetkililer zaman zaman Aksa Külliyesi içerisine de girerek cami cemaatini ve eğitim gören öğrencileri taciz ediyor.

Müslümanların karşı çıktığı bu tür ihlaller nedeniyle Mescid-i Aksa'da sık sık gerginlik yaşanıyor.

Murabıtlar, Mescid-i Aksa'yı Yahudi yerleşimcilerin baskınlarına karşı korumak için genellikle vakitlerini kutsal mekanda geçiren kişilerden oluşuyor.
Kaynak: Cumhuriyet

Kudüs; Silah Altında İbadet
Merve Bildirici
14 Eylül 2011



Kendi ülkelerinde, hakları, insanlıkları, hayatları istila edilmiş bir halkın, kendi camilerine girerken durdurulduğu ve İslam dinine mensup olup olmadıklarının sorgulandığı bir yer burası.

Bir Ramazan Bayramı sabahı…

Hava henüz aydınlanmamış…

Kaldığımız otelden dışarı çıkıp, alaca karanlıkta hızlı adımlarla ilerliyoruz…

Ben ve dokuz arkadaşım…

Rüzgar denemez; tatlı bir serinlik ferahlatıyor içimizi…

Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa edilen surları geçerek eski şehre giriyoruz.

Göz yaşlarının asırlar öncesinden ıslattığı, her daim ağlamış, ağlamaya devam eden şehirde, Kudüs’te, sokaklarını dolduran kalabalıklarla birlikte acele ediyoruz.

Sarı, siyah, kızıl saçları geceden yapılmış çocuklar, en güzel kıyafetlerini giymiş kadınlar, erkekler, sarı masalsı ışığın altından geçerek Mescid-i Aksa’da bayram namazında buluşmaya hazırlanıyor.


Yakın tarihinde, kanlı gömleğini bir türlü sırtından çıkaramamış kentin, mutlu bir güne uyanışına tanık oluyoruz. Ve Mescid-i Aksa’ya girme vakti geliyor…

Büyük kapının önünde kurulmuş olan barikata doğru yaklaşıyoruz. Ellerinde makineli tüfeklerle İsrail askerleri karşılıyor bizleri. Artık nereye geldiğimizin farkındayız.

Kendi ülkelerinde, hakları, insanlıkları, hayatları istila edilmiş bir halkın, kendi camilerine girerken durdurulduğu ve İslam dinine mensup olup olmadıklarının sorgulandığı bir yer burası. İsrail askerlerinin sorgusundan bizler de nasibini alıyoruz. Önce kılık kıyafet kontrolü, sonra pasaport… Ardından bir İsrail askeri dönerek arkadaşlarımızdan birine “Kor’an” diyor. Anladığımız kadarı ile bizlerden dua okumamızı istiyor. Hepimiz – ne kadar küçültücü olduğunu tahmin edersiniz – birer Fatiha okuyarak Müslüman, pasaportlarımızla da Türk Vatandaşı olduğumuzu ispat ettikten sonra içeri girebiliyoruz. Silahların gölgesinden kalp çarpıntıları ile geçtiğimiz kapının hemen arkasında ay-yıldızlı hilali, altın rengi kubbesi ve mavi çinileri ile sütunlar içindeki Kubbet-üs Sahra’yı görüyoruz. Dört bir yanı merdivenlerle çevrili Kubbet-üs Sahra ile hemen arkasındaki Mescid-i Aksa’da mahşeri bir kalabalık var. Her dilden, milletten, ırktan insanlar doldurmuş avluyu. Burada Türkiye’dekinin aksine kadınlar da Bayram Namazı’na gidiyor. Kubbet-üs Sahra’da kadınlar, Mescid-i Aksa’da ise erkekler Bayram Namazı’nı kılıyorlar. Namazın ardından birbirleri ile bayramlaşan Filistinliler, daha sonra yeni doğan güneşin altında Mescid-i Aksa’dan ayrılıyorlar. Biz biraz daha kalıyoruz.

İsra Suresi’nin ilk ayetinde, “Kulunu, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürütenin şanı pek yücedir” şeklinde bahsi geçen Mescid-i Aksa, tüm İslam alemi için Mekke ve Medine’den sonra üçüncü kutsal mekan, Müslümanların ilk kıblesi. Kubbet-üs Sahra’nın içinde bulunan, akın akın insanların ziyaret ettiği, Hz. Muhammed’in (S.A.V) Miraç’a yükseldiği mağarayı bizler de ziyaret ediyoruz. Ardından Hz. Süleyman’ın tapınağına ulaşmak için Yahudilerin altında kazı çalışmalarını sürdürdüğü – şu an çökme tehlikesi ile karşı karşıya olan - Mescid-i Aksa’ya giriyoruz. Kudüs’te bayramı, Filistinliler ve diğer yabancı ziyaretçilerle birlikte böyle karşılıyoruz. Silah altında alındığımız Mescid-i Aksa’dan yine silah altında ayrılıyoruz.

Bayram sabahı olduğu için pek çok dükkanın kapalı olduğu Kudüs’te, tekrar otele dönüyor ve kısa bir kahvaltı yapıyoruz. Arkadaşlarımızdan bazıları dinlenmek için odasına çekilirken, bir kısmımız sabırsızlık içinde tekrar geldiğimiz yoldan eski Kudüs sokaklarına dönüyoruz. Artık hava aydınlık ve şehrin renkleri de bir bir ortaya çıkıyor. Siyah uzun pardösüleri, siyah şapkaları ve uzattıkları favorileri ile Yahudi din adamları; bayramı maytaplarla ve rengarenk meyve suları ile kutlayan Filistinli çocuklar, gezmeye çıkmış aileler; hediyelik eşya dükkanlarını açan Hıristiyan esnaf… Ve tabii neredeyse her sokak başında makineli tüfekleri ile karşımıza çıkan İsrail askerleri. İsrail askerlerinin gölgesinde Bayram Namazı kılan halk, bu sefer aynı gölge altında geziyor, yemek yiyor, alışveriş yapıyor yani kontrol altında tutuluyor.

Üç Din, Bir Şehir

Hıristiyanların Kudüs’teki en önemli mekanı “Via Dolorosa” yani “Acılar Yolu”nu yürüyerek geçtikten sonra Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği varsayılan yerde bulunan “Kıyame-kamame Kilisesi”ne ulaşıyoruz. Burada Hz. İsa’nın musalla taşı ve mezarı bulunuyor. Kiliseye girmek için ise İsrail askerlerinin izni gerekmiyor. Kimseye kimlik sorulmuyor, kimse kimseyi ürkütmüyor. İki sokak aşağıda yaşanan işgale burada rastlanmıyor.

Yahudilerin kutsal mekanı, Hz. Süleyman tapınağının üzerinde bulunan Ağlama Duvarı’nı ararken kaybolduğumuz sokaklar bizi küçük, şirin bir meydana götürüyor. Yahudi Mahallesi’nde burası. Kendimizi birden, tertemiz kafelerin olduğu bir sokakta buluyoruz. Kafasında kipası - Yahudi erkeklerin genellikle dini törenlerde bazen de normal zamanlarda kafalarına giydikleri başlık - bulunan ve Türkiye’den geldiğimizi öğrendiğinde “Selamün Aleyküm” diye bizleri selamlayan bir genç yol gösteriyor. Ağlama Duvarı’nın girişinde güvenlik şeridi oluşturulmuş ve X-Ray cihazından geçerek içeri alınıyorsunuz. Duvar, kadınlar ve erkeklerin ibadet yeri olarak ikiye ayrılmış. Erkeklerin bulunduğu yere biz giremiyoruz. Yabancı erkeklerin girmesi için ise mutlaka kipa takması gerekiyor. İsrailli din adamları, çocuklar, askerler ve kadınlar hep bir ağızdan duvara dönerek yaptıkları ibadetlerinde tanrıya seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

Ne ilginçtir ki bu topraklarda, Mescid-i Aksa’da, Kıyame Kilisesi’nde, Ağlama Duvarı’nda aynı Allah’a yakaran insanlar; iki sokak ötede, 10 dakika mesafedeki başka bir şehirde ya da aynı çatı altını utanç duvarları ile böldükleri ülkede kan dökebiliyorlar. Her şeyi kendilerine “vaat edilmiş” sayanlar, başka birinin kutsalını çiğneyebiliyor ve yok sayabiliyor. Üç semavi dinin binlerce yıl hüküm sürdüğü topraklardan ne yazık ki “hoşgörü yerine İsrail-Filistin” sorunu çıkabiliyor. Tarihinde yok olmaktan bu kadar korkan bir halk, başka bir halkı gözünü bile kırpmadan yok etme cüretini gösterebiliyor. İstediği insanı ördüğü duvarların arkasında bırakabiliyor. O insanların topraklarını işgal edebiliyor.

Toprak Kaybetmek

Toprak kaybetmeyi anlamak için, Pers İmparatoru Cambis’e yenik düşen Mısır Kralı’nın hikayesini iyi bilmek gerekiyor. Hikaye şöyle:

“Pers İmparatoru Cambis, Mısır seferine çıkarken zaferinden emindi. Çünkü bütün kahinleri ittifak halindeydi. Zühre yıldızı demişlerdi, hep bir ağızdan zühre yıldızı… İmparatorun burcuna girmişti zühre yıldızı. Mısır zaferi yakındaydı. Öyle de olmuştu, tam 40 gün 40 gece sürmüştü Nil’in yanındaki bu savaş. Ve Mısır düşmüştü. Ama önceden müjdelenmiş bu zafer, acımasız Pers İmparatoru’na kafi gelmemişti. Menfis Kalesi’nin önüne bir otağ kurdurup, mağlup Mısır Kralı’nı yanına çağırdı. Amacı belliydi, mağlup kralı daha da aşağılamak…

Muzaffer Pers alayları otağın önünden geçti önce. Ardından mağlup Mısır Ordusu’nun Generalleri, başları önde yüzlerinde horlanmanın utancı...

Generalleri öteki rütbeli zadegen izlerdi…

Ve süngüsü düşmüş, Mısır Ordusunun sefil artıkları…

Hangi Kral bu utanç verici manzaranın, aşağılanmanın ezikliğini hissetmez ki…

Oysa; Mısır Kralı, gözünü bile kırpmadı. Öylesine gururlu, öylesine soğukkanlıydı ki…

Perişan bir şekilde önünden geçen ordu sanki kendi ordusu değildi…

Sonra, kralın sevgili kızı, Mısır Prensesi, otağın önünden geçti. Beş paralık bir cariye kılığında. Pers Ordusu’nun çirkin bir aşçı yamağı saçlarından tutarak sürükledi prensesi. Bunu gören Mısır ahalisinin acı çığlığı yeri göğü inletti. Hangi yürek, o güzeller güzeli prensesi böyle bir düşmüşlük içinde görmeye katlanabilir ki. Fakat; Mısır Kralı’nın kılı bile kıpırdamamıştı. Bir aşçı yamağının cariyesi olan kız, sanki kendi kızı değilmiş gibi.

Az sonra Kral’ın biricik oğlu veliaht prens, otağın önünden geçti. İki elleri bağlı, ayakları prangalı, gözleri kapalı iki yanında dev gibi iki Pers askeri… Darağacına doğru sürüklediler prensi ve oracıkta idam ettiler. Ama Kral yine kılını bile kıpırdatmadı. Az önce idam edilen oğul sanki kendi oğlu değilmiş gibi.

Sonunda, hizmetçisi geçti otağın önünden.

Mısır Kralı, yerden yere attı kendisini hizmetçisini zincirlere vurulmuş görünce. Acımasızca yumruklar… Göğsünü dövündükçe dövdü. İki gözü iki çeşme… Pers İmparatoru hem memnundu bu görüntüden hem de meraklanmış, şaşırmıştı. Ordusunu, ülkesini, kızını, oğlunu ve her şeyini kaybetmiş bir kral soğukkanlılığını korur da mahiyetindeki en değersiz kişinin, hizmetçisinin perişanlığını görünce nasıl böylesine yıkılır. Neden? Çünkü insan en değersiz şeyini kaybettiğinde her şeyini kaybettiğini anlar.”

Toprak kaybetmeye devam eden Filistin halkının, en değersiz şeylerini kaybetmemelerini diliyorum.
haber10

İsrail ordusu Mescid-i Aksa'yı bastı!
25 Ekim 2009
Anadolu Haber

Görgü tanıkları Mescid-i Aksâ'yı savunan Filistinlilerle Siyonistler arasında çıkan çatışmalarda 15 Filistinlinin yaralandığını dile getirdiler. İşte son gelişmeler:

İslami Direniş Hareketi (Hamas) Gazze kentinde bugün akşam namazında gösteri düzenleyeceğini açıklayarak Gazze halkını Mescid-i Aksâ'ya destek için gösteriye katılmaya çağırdı.

El-Kıbli Mescidi'ne giremeyen Siyonist işgal güçleri, El-Kıbli Mescidi'nin kapılarını zincirlerle kilitledi.

Görgü tanıkları El-Kıbli Mescidi'nin içinde 10 Filistinlinin yaralı olduğunu ve Siyonist işgal güçlerinin sağlık ekiplerinin yaralılara tıbbi müdahalede bulunmasına engel olduğunu bildirdi.

****

Filistinlilerden bir grup Siyonist işgal güçlerinin kuşatmasını yararak Mescid-i Aksâ'ya girmeyi başardı.

Mescid-i Aksâ'nın avlusuna yayılan Siyonist işgal güçleri, El-Mescid El-Kıbli'yi ve Kubbetu's-Sahra Mescidi'ni kuşattı.

Siyonist işgal güçlerinin açtığı ateş sonucu Mescid-i Aksâ'nın içindeki Filistinlilerden bazılarının yaralandığı ve işgal güçlerinin sağlık ekiplerinin yaralılara müdahelesine izin vermediği bildirildi.
****

1948'de işgal edilen topraklardaki İslami Hareket'in başkan yardımcısı Şeyh Kemal El-Hatib, sabahleyin Siyonist gaspçıları Mescid-i Aksâ'ya sokmada başarılı olamayan Siyonist işgal güçlerinin yarım saat önce yeni bir girişime başladığını ve El-Mescid-i El-Kıbli'de yaklaşık 100 kadar Filistinli gencin beklediğini söyledi.

Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'nın ses düzenini tahrip ettiğini bildiren El-Hatib, teknisyenlerin ses düzenini onarmaya çalıştığını belirtti.

****

El-Aksâ televizyonuna bağlanan Filistinli gazeteci Feyha Şeleş, Mescid-i Aksâ'nın avlu kapılarına çekilen Siyonist işgal güçlerinin yeniden avluya yayıldıklarını, Mescid-i Aksâ'ya girme girişiminde bulunduklarını ve cemaatin üzerine ateş açtıklarını bildirdi.

Filistinli gazeteci, Siyonist işgal helikopterlerinin de Mescid-i Aksâ üzerinde uçarak gelişmeleri izlediğini söyledi.

****

Filistin Parlamentosu Başkanı Dr. Aziz Duveyk, İbrahim Camii'nin kaybedildiği gibi Mescid-i Aksâ'nın da kaybedilmek üzere olduğuna işaret ederek, daha önce işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'yı kuşatmakla yetinirken şu anda ikinci aşamaya geçtiğini ve Mescid-i Aksâ'daki cemaati caminin dışına çıkardığını, bunun tehlikeli bir gelişme olduğunu söyledi.

****
İslami Direniş Hareketi (Hamas) milletvekillerinden İsmail El-Eşkar, El-Aksâ kanalına yaptığı açıklamada, kamuoyu Abbas'ın seçim kararı gibi konularla uğraşırken Mescid-i Aksâ'da olanların gözden kaçırıldığını söyledi.

****

Siyonist işgal güçleri, Mescid-i Aksâ'nın müezzin odasını basarak içeriye zehirli gaz bombası attı.

Kudüs'ün çeşitli semtlerinde işgal güçleriyle Filistinliler arasında yaşanan çatışmalarda Siyonist işgal güçlerinin 100'den fazla Filistinliyi kaçırdığı bildirildi.

****

Mescid-i Aksâ'nın kapıları zincirlerle bağlandı.

Filistinliler ile Siyonist işgal güçleri arasındaki çatışmaların Eski Belde sokaklarına taştığı bildirildi.


****

Siyonist işgal güçlerinin Eski Belde'ye asker yığdığı ve Mescid-i Aksâ'nın etrafını kapalı askeri bölge ilan ettiği bildirildi.
Görgü tanıkları elektiriği kesilen Mescid-i Aksâ'dan cemaatin tekbir seslerinin yükseldiğini söyledi.

****

El-Aksâ televizyonuna telefonla bağlanan Ebu Ahmed, işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'da namaz kılanlara gaz bombalarıyla saldırdığını ve kadınlar arasında yaralananlar olduğunu söyledi.
Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'nın avlusundaki gençlerden birçoğunu zor kullanarak Mescid-i Aksâ'nın dışına çıkardığını bildiren Ebu Ahmed, Mescid-i Aksâ'nın surları yakınında beklediklerini söyledi.

Ebu Ahmed, Siyonist gaspçıların Mescid-i Aksâ'nın kapılarını zor kullanarak açmak için Mescid-i Aksâ'nın avlusuna demir aletler soktuklarını söyledi.

El-Aksâ kanalına telefonla bağlanan Kudüs Enformasyon Merkezi Müdürü Muhammed Sadık ise Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'nın elektriğini kestiğini ve Mescid-i Aksâ'nın bekçilerini tutukladığı bildirdi.

****

Siyonist işgal güçleri Mescid-i Aksâ'ya girmeye çalışırken Kudüslü Filistinliler işgal güçlerine karşı koyuyor.
Mescid-i Aksâ'nın etrafını kuşatan Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ'da bekleyen cemaate saldırdığı ve onlarca Filistinliyi tutukladığı belirtildi.

Görgü tanıkları Mescid-i Aksâ'yı savunan Filistinlilerle Siyonistler arasında çıkan çatışmalarda 15 Filistinlinin yaralandığını ve 16 Filistinlinin de kaçırıldığını bildirdi.

Filistin Parlamentosu Başkanlığı, Batı Yaka'daki ve Gazze'deki Filistinlileri birlik ve bütünlüğe ve Mescid-i Aksâ'ya destek için gösteri yapmaya çağırdı.

Filistin Parlamentosu Başkanlığı, Arap ve İslam ülkeleri halklarına ve yöneticilerine de çağrıda bulunarak, Mescid-i Aksâ karşısındaki sorumluluklarını yerine getirmeye davet etti.

Filistin Enformasyon Merkezi

'FİLİSTİN İÇİN MEYDANLARA İNİN'
25 Ekim 2009
Kemal El-Hatib, Arap ve İslam ülkelerinden Kudüs halkının direnişinin desteklenmesini istedi
1948’de işgal edilen topraklardaki İslami Hareket’in başkan yardımcısı Şeyh Kemal El-Hatib, Siyonist işgal güçlerinin Mescid-i Aksâ’ya baskın girişimlerinde yeni bir metoda başvurduğuna dikkat çekerek, Siyonistlerin Mescid-i Aksâ üzerinde egemenliklerini ispat etmek ve Siyonist gaspçıların Mescid-i Aksâ içinde ayin yapmalarına izin vermek istediklerini söyledi.

Kemal El-Hatib, El-Cezire televizyona bugün (25 Ekim Pazar) yaptığı açıklamada işgal güçlerinin sadece Kudüs’ü değil, civar köyleri de kuşatma altında tuttuğuna ve yollara barikatlar kurduğuna işaret ederek, Filistinlilerin Kudüs’e ve Mescid-i Aksâ’ya ulaşmasının engellendiğini bildirdi.

Kudüs halkının daima Mescid-i Aksâ’yı savunmanın bedelini ödediğine işaret eden Şeyh Kemal El-Hatib, Arap ve İslam ülkelerinden Kudüs halkının direnişinin desteklenmesini istedi.

Siyonistlerin Mescid-i Aksâ’ya saldırılarının yoğunlaştığına dikkat çeken Hatib, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksâ’nın sadece Filistinlilerin değil, bilakis tüm İslam Ümmeti’nin olduğunu hatırlatarak Arapları ve Müslümanları Mescid-i Aksâ’yı savunmak için ortak çaba sarf etmeye çağırdı.

Şeyh Kemal El-Hatib, Arap ve İslam ülkeleri halklarından da yöneticilerini Mescid-i Aksâ’yı savunmak için harekete geçmeye sevk edecek gösteriler düzenlemelerini istedi.

Hatib, “Kahire, Amman, Bağdat, Şam ve Fas’taki Arap halklarının Mescid-i Aksâ’yı savunmak üzere harekete geçmesi gerekir. Herkes Allah’a karşı ve tarihe karşı Mescid-i Aksâ’yı savunmakla sorumludur” şeklinde konuştu.

Filistin Enformasyon Merkezi

Mescid-i Aksa'da direniş kazandı
11 Ekim 2009

7 Gündür süren direniş Siyonist İsrail'i pes ettirdi ve Aksa'da bir işgal yaşanmadan ablukadan vazgeçildi. Böylece 'iman,irade ve direniş' bir kez daha zafer kazandı.

Geçen hafta Cumartesi günü, fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya düzenleyecekleri baskını engellemek için yatsı namazından sonra Mescid-i Aksa'da itikafa başlamışlardı.

Mescid-i Aksa'daki 400 civarındaki Kudüslü, kısa bir süre önce Mescid-i Aksa'daki itikafa son verdiklerini ilan ettiler.

Mescid-i Aksa'daki Kudüslüler arasında bulunan İslami Hareket'in Kudüs sorumlusu Şeyh Ali Ebu Şeyha, "işgal kuvvetleri, bugün sabah saatlerinden itibaren Mescid-i Aksa çevresindeki kontrol noktalarını kaldırarak bizlerin çıkmasını ve fanatik Yahudilerin de bayramlarının son gününde Mescid-i Aksa'nın avlusuna girmeyi kolaylaştırmak istediler. Biz ise bunu kabul etmedik" dedi.

Ebu Şeyha, Mescid-i Aksa'da itikafa girenlerin herhangi bir baskı altına kalmadan, itikafa ne zaman gireceklerine kendi iradeleriyle karar verdiklerini söyledi.

Ebu Şeyha "Şimdi itikafa son veriyoruz. Fakat ne zaman Aksa'nın tehlikede olduğunu, Aksa'nın da kensini savunacak birilerine ihtiyacı olduğunu hissedersek yine itikafa gireceğiz" dedi.

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya girişlerde engeller koymasına dikkat çeken Ebu Şeyha "Aksa'da itikafa girmemizin önünde hiçbir engel yok. Onlar, geçen hafta Mescid-i Aksa'ya girmemize engel olacaklarını söylemişlerdi. Oysa biz Aksa'ya girdik ve itikafımızı yaptık. Şayet bir kez daha bizi engellemeye kalkışırsalar bizlerin de kendimize özel yöntemlerimiz olacaktır" diye konuştu.

Mescid-i Aksa'dan çıktıktan sonra İsrail askerlerinin kendisini tutuklama ihtimalinin varlığının hatırlatılması üzerine Ebu Şeyha "Mescid-i Aksa'dan gizlice değil göğsümüzü gere gere çıktık. Tutuklama umrumuzda değil. Hatta bizi onurlandırır" dedi.

Ebu Şeyha son olarak "İrademiz ve direnişimizle zafer kazandık. Kudüs'teki bayramlarını bayram planlarını başarısızlığa uğrattık. İsrail işgali sona erinceye kadar Mescid-i Aksa'yı ve mukaddesatımızı savunmaya devam edeceğiz" dedi.
isra haber


İstanbul'da Mescid-i Aksa için büyük eylem
09 Ekim 2009

Mescid-i Aksa'daki Yahudi grupların provokasyonunu protesto etmek için binlerce kişi Beyazıt'ta eylem yaptı

İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkma girişimi dünya ile eş zamanlı olarak İstanbul'da da protesto edildi. Cuma namazı sonrası Beyazıt Meydanı'nda toplanan vatandaşlar, İsrail bayrağı ile Netenyahu'nun maketini ateşe verdiler.

İslam alimlerinin çağrısı üzerine dünyadaki İslam ülkeleri ile eş zamanlı olarak İstanbul'da protesto eylemi düzenlendi.

Cuma namazı sonra Beyazıt meydanında toplanan binlerce vatandaş, Filistin için dua ettikten sonra pankart ve sloganlarla İsrail'e tepkilerini ortaya koydu. İsrail bayrağı ve İsrail başbakanın Netenyahu'nun maketi ateşe verildi.

Anadolu Gençlik Derneği ile aralarında İHH İnsani Yardım Vakfı, Mazlum-Der gibi sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği eylemde dev bir Filistin bayrağı açıldı. Kadınlar ellerinde Mescid-i Aksa'nın fotoğraflarını taşırken, çocukları da Filistin bayraklarını dalgalandırdılar. Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Muhammed Kerem Öncel yaptığı açıklamada, İsrail'in hedeflerinden birisinin de Mescid-i Aksa'yı yıkarak yerine Süleyman Mabedini inşa etmek olduğunu söyledi. İsrail'in bundan 40yıl önce de Mescid-i Aksa'yı yakarak İslam dünyasında infiale neden olduğunu vurgulayan Öncel, ''Bu olay sonrasında birinci intifada başlatılmıştır. Eli kanlı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'yı çiğnemesi de ikinci intifadanın başlamasına neden olmuştur'' dedi. Protesto eylemi Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu için yapılan toplu duanın ardından sona erdi.
dunyabulteni.net

'Mescid-i Aksa' eylemi yapılacak
09 Ekim 2009

İslam alimlerinin Kudüs için eylem çağrısı sonrası Cuma günü Beyazıt Camii'nde eylem düzenlenecek.

Mescid-i Aksa'ya yönelik Yahudi provokasyonuna karşı geçen hafta tüm dünyada eylem yapılmasını söyleyen İslam alimlerinin çağrısı Türkiye'de yankı buldu.

Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde İHH, MAZLUMDER, Özgür-Der ve TGTV gibi çok sayıda STK'nın destek vereceği büyük eylem yarın cuma namazı sonrası Beyazıt Camii'nde düzenlenecek
Geçen haftasonu Mescid-i Aksa'ya saldıran Yahudiler yeni bir girişime daha hazırlık yapıyor. Yahudiler, İsrail polisleri eşliğinde Mesci-i Aksa'ya girerek içeride namaz halindeki Müslümanları tahrik etmişti. Ardından çıkan arbedede polis Müslümanlara müdahale etmişti.
haber101

Alperenler Siyonistlere lanet yağdırdı
06 Ekim 2009

Siyonistlerin saldırganlığını ve Müslümanların kutsal mabetlerine yönelik tacizlerini protesto eden Ankara Alperen Ocakları üyesi gençler Kızılay meydanında bir araya gelerek terör devleti İsrail'e lanet yağdırdılar.

VATANDAŞLAR TEKBİR GETİRDİ

Eylemde gençler, ‘Hamas'a Selam Direnişe Devam', ‘Filistin sana canımız kanımız feda olsun', ‘Siyonist İsrail Ortadoğu'dan defol' sloganları atarken, gruba destek veren vatandaşların da sıklıkla tekbir getirdikleri görüldü

ABD VE AVRUPA SENİ KURTARAMAYACAK

“Oluk oluk kan aksa, kurtulacak El Aksa”, “Siyonist köpek İsrail, akıttığın salyalarda boğacağız seni” pankartları açan grup yaptıkları açıklamada, terör devletine seslenerek, “Ey dünyayı hercü-merce veren lanetli devlet; bilmelisin ki İslam tek millettir. Ve İslam'ın ilk mescidi Mescid-i Aksa'dır. Haddini aşıyorsun. O mescide zarar verdiğin an uşakların ABD ve Avrupa seni kurtaramayacak. Sana vaad edildiğini söylediğin ama kendi uydurman olan topraklar İslam milletinindir. Bilmelisin ki Mescid-i Aksa'nın bir tuğlasına zarar verdiğin gün senin ve gayri meşru devletini, Alperenler tükürüğümüz ile boğacağız. Bir savaşa hazırlanıyorsun ama Allah nurunu tamamlayacak ve son savaşımız sizinle olup bizler galip geleceğiz” dediler.
haber vaktim

İsrail Konsolosluğunu Kuşatma Çağrısı!
04 Ekim 2009

Mescidi Aksa'da çatışmalar sürerken dünyanın her tarafında eylemler oluyor.Türkiye'de de 4 Levent'te saat 23:00'da İsrail konsolosluğunun kuşatılacağı duyuruldu.

Mescidi Aksa'da çatışmalar sürerken dünyanın her tarafında eylemler oluyor.Deprem ve tsumani yaralarını sarmaya çalışan JAKARTA'da ve YEMEN'de Müslümanlar siyonistlere tepki için sokakalra çıktılar.İSTANBUL'DA İsrail konsolosluğunu tepki için kuşatma çağrısı yapıldı...

Yarın Taksimde Büyük eYLEM vAR !

Birçok sivil toplum örgütü, yarın (Pazartesi) İstanbul'da İsrail'i protesto edecek. Taksim meydanında binlerce kişinin katılacağı bir basın açıklaması yapılacağı bildirildi.

Yahudi teröristlerin ve İsrail ordusunun Mescidi Aksa'daki baskını İstanbul'daki sivil toplum örgütleri tarafından protesto edilecek.

5 Ekim Pazartesi (Yarın) saat 17'de Taksim'de birçok sivil toplum örgütü öncülüğünde basın açıklaması yapılacağı bildirildi.

Jakarta Mesci-di Aksa için ayakta

Geçtiğimiz günlerde yaşadığı tsunami ve depremin yaralarını sarmadan ve halen enkaz altında binlerce insanın kaldığı 250 milyon nüfusu ile Dünya'nın en kalabalık şehri Jakarta'da Siyonistlere öfkeli milyonlarca insan sokaklara dökülüyor.

Yemen Aksa İçin Ayakta

Yemen'de Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya destek icin sokaklara döküldü. Yemen Islam Ulema Baskani Şeyh Seyyid Muhammed Zabarah yayinladigi konusmasinda;

Yemen`de binlere kişi Mescidi Aksa için yürüdü. Yemen`den El-Aksâ televizyonuna telefonla açıklamada bulunan Şeyh Vecdi Ğuneym, Mescid-i Aksâ`nın Mescid-i Haram gibi olduğunu söyleyerek, "Yahudiler veya Hıristiyanlar Mescid-i Haram`a baskın düzenlese yine böyle sessiz mi kalacağız?" diye sordu.

Lübnan Aksa İçin Ayakta

Lübnan`ın Sayda kentinde Filistinli mülteciler ve Lübnanlılar Şehitler Meydanı`nda Mescid-i Aksâ`ya destek ve Ramallah Yönetimi`nin Goldstone Raporu`nun görüşülmesini engellemesini protesto için gösteri yaptı.

Avrupa'da yaşayan Araplar Aksa İçin Ayakta

Avrupa`da yaşayan Araplar Mescid-i Aksâ`ya destek için gösterilere hazırlanıyorlar. Filistinli alimler ve önde gelen şahsiyetler televizyonlardan İslam Dünyası`na seslenerek yardım çağrısında bulunuyorlar.
Filistinetkinlik

Aksa Muhafızı Şeyh Salah'tan Ümmete Kınama
05 Ekim 2009

İslami Hareket lideri Şeyh Raid Salah, müslümanların Filistin'de meydana gelen olaylara karşı sukunetini korumasını kınadı.

“Birruh Biddem Nefdik Ya Aksa” siloganlarıyla kürsüye çıkan Şeyh Raid Salah, konuşmasına 1.5 milyar müslüman ve Arap adına Mescid-i Aksa’yı savunan yaralı ve tutsak Kudüslüleri selamlayarak başladı.

İslami Hareket lideri 1948 tarihinde işgal edilen Filistin topraklarındaki Umm Fahm şehrinde stadyuma, Kudüslülerin ilgisi yoğun oldu.

Şeyh Salah “İşgalcilerin zulmü bitecek. İşgalcilerin tuzakları, kibirleri, tüm karanlık rüyaları sona erecek. Her zaman haykırdığımız gibi yine haykıracağız: Birruh Biddem Nefdik Ya Aksa” dedi.

Mescid-i Aksa’daki Kudüslülerin savunma hattının, Filistinliler açısından zafer olarak kabul edileceğini kaydeden Şeyh Salah “Şehidlere ahdimize sonuna kadar bağlıyız. İsrailli kurumlara açık olarak söylüyoruz. Bizim önümüzde şehadetle haklarımızdan, Mescid-i Aksa’dan taviz verme seçeneğini koyarsanız, yanıtımız net olur: Mescid-i Aksa’nın avlusunda, Allah yolunda şehadete merhaba!” diye konuştu.

Şeyh Salah “Devrimci Şeyh Ömer el Muhtar’ın da dediği gibi biz, teslimiyet nedir bilmeyen bir ümmetiz. Ya ölürüz ya da zafer kazanırız… Mescid-i Aksa yakıldığı zaman, ümmetin ve Filistinlilerin de onuru yakılmış oldu. Ve biz bugün İslam ümmeti, Arap halkları ve Filistin halkı olarak, onursuzca yaşamaya devam ediyoruz. Kudüs işgla altında olduğu sürece de biz onursuz olarak yaşayacağız. Biz, bugün İslam ve Arap halklarına, Filistin halkına, liderlere ve alimlere sesleniyoruz. Bizim onurumuz sadece Mescid-i Aksa ile olacaktır. Bize gelin ve onurumuzu hep beraber yeniden ayağa kaldıralım” dedi.

Şeyh Slaah, konuşmasına şöyle devam etti,: “40 yılı aşkın bir süredir Kudüs ve Mescid-i Aksa çağrıda bulunmakta. Fakat İslam ve Arap ümmeti, utanç verici bir sessizlik içerisinde. Bu sukunet, kabul edilemez.Bu sukunet, özür olarak görülemez. Bu sukunet, Rasulullah’ın (s.a) da buyurduğu gibi “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” kapsamındadır. Biz, işgalcileri kınadığımız gibi Arap ve İslam ümmetinin bu sukunetini kınıyoruz. Bu sukunetin devam etmesi, İsrail işgalinin devam etmesi anlamına gelmektedir.

İşgalcilerin bugün en büyük korkusu, Müslüman ve Arap halkların sessizliklerini bozmasıdır. Ankara’dan Kuala Lumpur’a, Bir haliçten diğerine kadar tüm müslümanlar “Birruh Biddem Nefdik Ya Aksa” nidaları yükselirse, bu nidalar İsrail işgalinin başlangıcı, Mescid-i Aksa’nın istiklalinin, Filistin devletinin kurulmasının başlangıcı olur.”

Netanyahu’yu deli bir siyasetçi olarak niteleyen Şeyh Salah, Netanyahu’nun geçmişte olduğu gibi Mescid-i Aksa’nın altında yeni tünellerde açabileceğini belirterek, İsrailli yöneticileri uyardı.

Şeyh Salah, müslümanlardan işgali sona erdirecek her türlü gücün kullanılmasını, Mescid-i Aksa’yı işgalcilerin baskısından, Kudüs’ü yahudileştirmekten kurtarmasını istedi.

Mülk sahibi müslümanların, batmak üzere olan dev fabriklarını kurtarmak için milyarlar harcadıklarını hatırlatan Şeyh Salah “Hangisi, kurtarılmaya daha evladır. Dev fabrikalarınız mı yoksa Mescid-i Aksa mı?” diye sordu.

Şeyh Salah son olarak “Ey işgalci! Sen, batıl olarak doğdun. Batıl, olarak yaşadın.Batıl, olarak da öleceksin. Allah’ın izniyle zevalin yakındır” dedi.
İsra Haber

Taksimde İsraile büyük protesto
05 Ekim 2009
İstanbul Taksim'de onbinlerce kişi Mescid-i Aksa'ya yönelik Yahudi provokasyonunu protesto etti.

Çeşitli sivil toplum kuruluşları ile binlerce vatandaş, Mescid-i Aksa'ya Müslümanların girişini engelleyen ve çeşitli provokasyonlara girişen İsrail'i Taksim meydanında protesto etti.

Saat 17:00'de başlayan protesto gösterisine İstanbul'un bir çok bölgesinden katılımlar oldu. İstanbul dışından çevre illerinden gelen vatandaşlar da eylemdeki yerini aldı.

Taksim meydanında toplanan grup, İstiklal caddesinden Galatasaray lisesine kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca "Kudüs'ün özgürlüğü ümmetin şiarıdır", "Kudüs işgal altında, unutma, unutturma", "Kahrolsun İsrail" şeklinde İsrail'i telin eden, Filistin halkına destek veren sloganlar atıldı. Daha sonra İsrail bayrağı yakıldı.

STK'lar adına ortak basın açıklamasını İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım yaptı. Yıldırım yaptığı konuşmada "Gazze bölgesel bir savaşa sebep oldu, Mescid-i Aksa olayı ise bir dünya savaşına sebep olur. Huzur ve mutluluk için Mescid-i Aksa korunmalıdır" dedi. Bülent Yıldırım şunları söyledi:"Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin değil bütün Müslümanlarındır. Bütün Filistinliler bugün saldırı anında gerekirse şahadeti göze alarak Mescid-i Aksa'yı korumak için İsrail polis barikatlarını aşacaklar.

Dün 20 bin kişi Mağrip kapısından girerek Mescid-i Aksa'ya saldırdı, içerideki Filistinli gençler buna engel oldu. Kudüs'te 60'ın üzerinde Filistinli yaralı var. Bugün itibariyle 1 milyon Yahudi'nin Mescid-i Aksa'ya saldırması için Siyonist İsrail çağrıda bulunuyor. 2009 sonuna kadar Mescid-i Aksa'nın bir kısmı işgal edilecek kararını aldılar. Aksa'yı sinagog yapmayı hedefliyorlar. Türkiye'nin bütün unsurlarını Mescid-i Aksa konusunda desteğe çağırıyoruz. Gazze bölgesel bir savaşa sebep oldu, Mescid-i Aksa olayı dünya savaşına sebep olur. Huzur ve mutluluk için Mescid-i Aksa korunmalıdır."

Saldırı ibadethanelere saldırıyı başlattı

"Bu saldırı Modern dünyada ibadethanelere saldırma geleneğini başlattı" diyen Bülent Yıldırım, şöyle devam etti: " Daha önce bir çok ülke İsrail'in bu şımarık politikalarına karşı büyük elçiliklerini geri çekti. Bu topraklar Türkiye'nin toprağıdır, tapuları Türkiye'ye aittir. Bu dava sadece Filistinlileri davası değildir. Aksa'nın savunması bir buçuk milyarlık insana ve vicdan sahibi insanlığa attir..

Türkiye kendi topraklarına yapılan saldırılara nasıl karşılık veriyorsa burada da aynı refleksi göstermelidir. Türkiye, bu konuda işgal gerçekleşmeden Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa yıkılmadan elindeki bütün kartları zamanında kullanabilmelidir. İslam Konferansı Teşkilatı acilen toplanmalı ve gerekirse İslam dünyasının İsrail ile olan diplomatik ilişkilerini kesme de dahil olmak üzere çeşitli kararlar almalıdır. İsrail'in saldırıları dünyanın tepkilerine göre şekillenecektir."

MESCİD-İ AKSA'DA NELER OLUYOR?

Her şey 27 Eylül Pazar günü 100 kişilik fanatik bir Yahudi grubunun Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya saldırıda bulunmasıyla başladı. Çıkan çatışmalarda onlarca kişi yaralandı.Gece yarısından itibaren Mescid-i Aksa'ya yönelik yeni bir şiddet eylemine başladılar.

Bu yıl 3-9 Ekim tarihleri arasında Yahudiler Sukot/Çardak Bayramı'nı kutlamaktadır. Birkaç hafta öncesinden bu yana radikal Yahudi gruplar, bu kutsal günlerinde özellikle 05 Ekim (bugün) için 1 milyon kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemek üzere çağrı yapmaktaydılar. Buna karşı Kudüslü Müslüman önderler de Mescid-i Aksa'nın boş bırakılmaması ve bir hafta boyunca muhtemel bir Yahudi saldırısından korunması yönünde Müslümanlara çağrıda bulunuyorlardı.

Aksa'yı Savunmazsak Sultanahmeti Koruyamayız!
07 Ekim 2009

Anadolu Gençlik Derneği, Siyonist İsrail ordusunun Mescid-i Aksa'ya yaptığı baskını bir bildiriyle kınadı.

Anadolu Gençlik Derneği, Siyonist İsrail ordusunun Mescid-i Aksa'ya yaptığı baskını bir bildiriyle kınadı. AGD Genel Başkanı İlyas Tongüç, yayınladığı basın bildirisinde bütün dünyanın gözleri önünde dinimizin kutsal mekanlarından biri olan Mescid-i Aksa'ya karşı girişilen bu menfur saldırıyı büyük bir gözü dönmüşlük olarak değerlendirdi.

Tongüç, "Bütün İslam ümmetini İslam'ın ilk kıblegahı olan Mescid-i Aksa'yı savunmaya ve Mescid'i Aksa'yı canları pahasına koruyan Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya çağırıyoruz. Bu vesilesiyle Mescid-i Aksa'ya olan bağlılığımızı bir kez daha haykırıyor ve mücahid Filistin'li kardeşlerimizi tüm yüreğimizle destekliyoruz." diye konuştu.

"Mescid-i Aksa bize Rabbimizin emanetidir"
Mescid-i Aksa'ya herhangi bir zarar gelmesi halinde bundan sadece Filistinlilerin değil bütün Müslümanları sorumlu olacağını söyleyen Tongüç, "Mescid-i Aksa bilindiği üzere Müslümanların ilk kıblesi ve harem mescidlerin üçüncüsüdür. Allah Resulü'nün Mirac'a çıktığı yerdir. Mescid-i Aksa, bize öncelikle Rabbimizin sonra Hz. Peygamber'in, Hz Ömer'in ve "Üçüncü harem düşmanın elinde iken bana uyumak yaraşır mı" diyen Selahattin-i Eyyubi'nin emanetidir. Mescid-i Aksa bize Siyonistlerin korkulu rüyası olan Sultan Abdulhamit'in ve çağımızın Abdulhamit'i olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın emanetidir. Bu emanete hakkıyla sahip çıkmak ise bütün Müslümanların görevidir" ifadelerini kullandı

"Mescid-i Aksa" ümmetin ortak malıdır
Mescid-i Aksa'nın İslam ümmetinin ortak mirası olduğunu söyleyen Tongüç, "Bu mirası korumak ve Siyonistlerin kirli planlarına karşı çıkmak bütün Müslüman ülkelerin boynunun borcudur. Ancak bu mirasa sahip çıkmak en fazla İslam ümmetinin hamisi konumunda bulunan Türkiye'ye yakışır. Biz Filistin'i 400 sene yönetmiş olan bir milletiz ve Filistin'in tapuları hala Türkiye'nin elindedir. Filistin'in tapusu bizdeyse, meseleye öncelikle bizim sahip çıkarak ciddi bir adım atmamız dini ve tarihi görevimizdir. Bu kuşatma tam da bizim Camiler ve din görevlileri haftasını kutladığımız bir döneme denk gelmiştir. Unutmayalım ki bugün Mescid-i Aksa'ya sahip çıkamazsak, yarın Sultanahmet'i, Selimiye'yi de koruyamayız. Nitekim İstanbul'un Fethi'nin sembolü olan Ayasofya hala ibadete kapalıdır. İçerisinde Allah'ın kelamı yankılanması gereken bu mabed, bugün müze olarak kullanılmaya devam etmektedir."şeklinde konuştu.

"Siyonistler başarısız olacaklar"
AGD Genel Başkanı İlyas Tongüç, başta D-8 ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere tüm uluslararası kamuoyunu göreve davet ettiklerini belirterek "Anadolu Gençlik Derneği olarak İsrail ordusunun Mescidi Aksa baskınını ve sonrasında yaşananları tekrar lanetliyor, ablukanın bir an önce son bulmasını istiyoruz. Başta D-8 ve İslam Konferansı Örgütü olmak üzere tüm uluslararası kamuoyunu göreve davet ediyoruz.

Mescid-i Aksa'mızı yıkmaya çalışan siyonistler ve onların uluslararası destekçileri çok iyi bilmeliler ki, Mescid-i Aksa bizim onurumuzdur, bizler var olduğumuz müddetçe Mescid-i Aksa'mızı yıkmada başarılı olamayacaklardır" şeklinde konuştu.

"Hedefleri Süleyman mabedini inşa etmek"
Mescid-i Aksa'daki kuşatmanın Amerika'da yapılan üçlü zirvenin hemen ardından başlamasının olayın uluslarası bir tezgahın bir parçası olduğunu dile getiren Tongüç sözlerini şöyle bitirdi: "Siyonist İsrail bu saldırılarıyla kimden güç ve cesaret aldığını bir kez daha belli etmiştir. Geçtiğimiz gece geç saatlerde başlayan ve hala devam eden saldırılar oldukça tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Olaylar İslam ümmetinin yüreğini kanatmaya devam etmektedir. İçlerinde direniş önderlerinin de bulunduğu birçok kişinin yaralandığı çatışmalarda, çok sayıda kardeşimiz da tutuklanmıştır. Siyonistler bu kuşatmayla Mescid-i Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman mabedini inşa etmeye giden yolu açmayı hedeflemektedirler."

1 Milyon Yahudi yarın Aksa'yı basacak
04 Ekim 2009

El-Quds televizyonu, yarın bir milyon Yahudinin Mescid-i Aksâ'yı basmak ve Müslümanların elinden almak için toplanacağını duyurdu.

Bir milyon Yahudi Mescid-i Aksa’yı baskına hazırlanıyor. El-Quds televizyonu, yarın bir milyon Yahudinin Mescid-i Aksâ'yı basmak ve Müslümanların elinden almak için toplanacağını duyurdu.

Mescid-i Aksâ'da yaşananların ardından Ummu'l-Fahm'da Filistinliler ile Siyonist işgal güçleri arasında çatışmalar yaşanıyor.

Mescid-i Aksâ'nın çevresinde yaşanan çatışmalarda yaralanan Filistinlilerin sayısı 15’e yükseldi. Çatışmalarad Filistinli lider Raid Salah da yaralandı.
Timeturk/Filistinhaber

Kudüslü gençler,barikatlar kuruyor
05 Ekim 2009
1 Milyondan fazla siyoniste yarın Mescid-i Aksa'da toplanma çağrısı yapıldı.Kudüslü gençlerin Mescid-i Aksa'daki direnişi ve İsrail'in baskınına ilişkin tüm ayrıntıla

10:15 Kudüslü gençler, Tur mahallesinin girişine barikatlar kurdu.

10:00 Eksi Kent'in kapılarına ve Doğu Kudüs mahallelerinin girişlerine yüzlerce atlı polis ve sınır polisi konuşlandırıldı.

Mescid-i Aksa'ya yakın olan Vadi Coz, Savana ve Amod mahallerinde ulaşım trafiğe kapatıldı. Mahallelerin girişlerinde kontrol noktaları oluşturuldu.

09:30 İsrail, Mescid-i Aksa yakınlarındaki Savana mahallesini ulaşıma kapattı. Aksa'ya destek vermek için gelen otobüsler geri çeviriliyor.

08:45 İsrail polisi, Yahudi ve Hristiyanların Mescid-i Aksa'ya bugün girmelerini tamamen engellediğini, müslümanlardan da sadece 50 yaş üstü olanların girmesine izin vereceğini bildirdi

İsrail Mescidi Aksa`da direnişte olan gençlere su ve yiyecek yardımı gelmesini engelliyor.
İsrail, Kudüslülerin Mescid-i Aksa`daki kuşatmayı yarmak için yardıma gelirler gerekçesiyle Mescid-i Aksa`ya giden Esbat kapısını kapattı.

07:00 İsrail, Kudüslülerin Mescid-i Aksa'daki kuşatmayı yarmak için yardıma gelirler gerekçesiyle Mescid-i Aksa'ya giden Esbat kapısını kapattı.

05:00 Mescid-i Aksa'daki gençlerle beraber direnişte olan İslami Hareket'in Kudüs sorumlusu Şeyh Ali Abu Şeyha, İsrail askerlerinin çemberi saat geçtikçe daralttığını, kendilerine yiyecek ve suyun gönderilmesini engellediğini belirti.

Kudüs ve 1948 sınırlarında yaşayan Filistinlilere seslenen Şeyha, İsrail'in aldığı 55 yaş sınırını dinlemeden, Mescid-i Aksa'yı kurtarmak için Aksa'ya akın etmelerini istedi.

03:30 İsrail, yaşları 55 altı olan Kudüslülerin sabah namazını Mescid-i Aksa'da kılmalarını engelliyor.

2:50 Mescid-i Aksa'daki Kudüslü gençlerin direnişi devam ediyor. Cumartesi günü yatsı namazından itibaren Mescid-i Aksa içerisinde bulunan Kudüslü gençler, bu saatlerde gece namazı için hazırlık yapıyor.

02:40 İsrail askerleri, Mescid-i Aksa'daki Kudüslü gençlerin abdest almaları için, dışarı çıkmalarını engelliyor. İsrail askerleri, Mescid-i Aksa'daki namaz kılınan bölgede olan gençlerin, dışarı çıkmaları halinde tutuklayacaklarını ilan etti.

02:30 İsra Filistin Gönüllüleri: Mescid-i Aksa'ya Yapılan saldırılar, karşılıksız kalmayacaktır.

Karadavi: Mescidi Aksaya sahip çıkın
06 Ekim 2009

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi, Mescidi Aksa;yı korumak için ümmeti göreve çağırdı.

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Allame Yusuf Karadavi, İslam ümmetinden önümüzdeki Cuma gününü Mescidi Aksa’ya yardım ve onu ciddi olarak tehdit eden Siyonistlerin kirli planlarını bozma günü olarak ilan etmelerini istedi.

Mısır’ın başkenti Kahire’deki Gazeteciler Sendikası’nda 300’den fazla seçkin gazeteci, yazar ve önemli şahsiyetin katıldığı basın toplantısında konuşan Şeyh Karadavi şöyle dedi: “Siyonist gaspçıların Mescidi Aksa’yı tehdit etmelerinin zirveye ulaşmasının ardından önümüzdeki Cuma günü ‘Mescidi Aksa’ya Destek Günü’ ilan edildi. Bu tehditler Müslümanların Aksa’ya yardım etmelerini zorunlu kılıyor.”

Dün (4 Ekim Pazar) işgal polisiyle işgal askerlerin himayesinde Mescidi Aksa’yı basmaya kalkışan gaspçı Yahudiler Filistinli Müslümanların onurlu direnişiyle karşılaşmış ve planları suya düşmüştü. Başarısız kalan Siyonistler bu kez bir milyon gaspçıyla Mescidi Aksa’yı yeniden basmak istediklerini duyurmuştu. Siyonistlerin bu tehditlerini ciddiye alan Filistin halkı Mescidi Aksa’da nöbet tutmaya ve onu gaspçılardan korumak için etrafında etten duvar örmeye başladı ve dünya Müslümanlarına seslenerek iş işten geçmeden Mescidi Aksa’ya sahip çıkmalarını istedi.
Kaynak: Filistin Enformasyon Merkezi


En son Ekim tarafından Sal Oca 08, 2013 9:19 pm tarihinde değiştirildi, toplam 6 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cmt Ekm 10, 2009 10:51 pm    Mesaj konusu: Asıl direniş şimdi başlıyor Alıntıyla Cevap Gönder

İSRAİL, 'BÜYÜK İŞGALE HAZIRLANIYOR'
26 Ekim 2009
Filistin Yerel Yönetimler Birliği (APLA) Yönetici Müdürü Isam Akel, İsrail'in önümüzdeki aylar içerisinde büyük işgal faaliyetlerine başlamak üzere planlar kurduğunu söyledi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin başkanlığını yaptığı Marmara Belediyeler Birliği ile Filistin Belediyeler Birliği arasında 'Filistin İyi Niyet Protokolü' imzalandı.

Protokol töreninde konuşan APLA Yönetici Müdürü Isam Akel, kendisinin dün Kudüs'ten geldiğini belirterek, dün itibariyle İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'yı işgal etme girişiminde bulunduğunu kaydetti. Bu olayların duyulmasının hemen ardından Türk milletinin hemen protesto gösterileri başlattığını vurgulayan Akel, teşekkür etti. Geleceğin kendileri için 'çok da ümit verici' olmadığını ifade eden Akel, şunları dile getirdi:

"Önümüzdeki aylar içerisinde İsrail büyük işgal faaliyetlerine başlamak üzere planlar kuruyor. İsrail, devamlı olarak barışı baltalama girişimlerinde bulunuyor. Çünkü, İsrailliler barıştan yana değiller ve barış istemiyorlar. Bölgede devamlı bir kaos ortamı oluşturmak istiyorlar. Barış olsun istemiyorlar. Bu sebeple ben yeryüzündeki bütün halklara, bütün özgür milletlere seslenmek istiyorum. Bizimle birlikte olun, bize elinizi uzatın. İsrail'in bu sınır tanımaz hareketlerine dur demek için bizlerle birlikte olun ve bölgeye barış gelsin."

Herşeye rağmen yerlerini ve yurtlarını terk etmeyeceklerini belirten Akel, "Ben Filistin'in Eriha Belediye Başkanıyım. Eriha yeryüzündeki en eski kentlerden birtanesi. Gelecek sene Eriha'nın 10 bin'inci kuruluş yıldönümümüzü kutlayacağız. Biz Erihalılar, Filistinliler olarak tarihten önce vardık, şu anda da varız ve bundan sonra da var olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Belediyeler Birliği Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ise her zaman Ortadoğu halklarının yanında olmaya çalıştıklarını, bu bölgeye huzurun gelmesi için mücadele verdiklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bölge halkının yanında olunduğunu en güzel şekilde gösterdiğini hatırlatan Altepe, bu tutumlarının bundan sonra da devam edeceğini ifade etti.
haber10

Times: Türklerin Gazze öfkesi
13 Ekim 2009

İngiliz gazeteleri, Türkiye'nin İsrail jetlerine izin vermemesi yüzünden iptal edilen askeri harekatı manşetine taşıdı. Times gazetesine göre, Türklerin Gazze öfkesi devam ediyor.

ABD'nin, bugün başlayıp 11 gün devam etmesi planlanan "Anadolu Kartalı" adlı askeri harekatı, Türkiye'nin, İsrail uçaklarının katılımına izin vermemesi sebebiyle iptal ettiği haberi Times gazetesinde "Türklerin Gazze jesti yüzünden kartal uçamadı" başlığıyla duyuruldu.

Times'ın Kudüs muhabirine göre, İsrailli yetkililer, Türkiye'nin bu tavrının geçen kış Gazze'ye yaptıkları harekata öfkelerinden kaynaklandığını söyledi.

Laik bir rejime sahip Türkiye'nin İsrail'in İslam dünyasındaki en önemli müttefiki olduğunu yazan Times, İsrail uçaklarının 2007 yılında Suriye'deki bir tesisi, nükleer faaliyet gösterdiği kuşkusuyla bombaladıkları saldırıda, muhtemelen Türkiye hava sahasını kullandıklarına inanıldığını da hatırlattı.

İsrailli yetkili: Türkiye'ye karşılık vermeliyiz

Times, İsrail hükümetinin dışarıya karşı Türkiye'nin bu jestini çok önemsememiş gibi görünmeye çalıştığını ama üst düzey İsrail güvenlik yetkililerinin çok öfkeli olduklarını yazdı.

Haberde adı verilmeyen böyle bir üst düzey İsrail yetkilisinin "Türkiye'nin dayatmaları ve aşağılamalarına bir son vermemiz lazım. Her fırsatta bize hakaret etmeleri, ve buna karşılık bizim de sessiz kalmayı sürdürmemiz anlaşılır gibi değil" dediği kaydedildi.
Kaynak: Timeturk ve BBC

Asıl direniş şimdi başlıyor
10 Ekim 2009
Anadolu Haber

Filistin Başbakanı Heniyye, Mescid-i Aksa'nın gerçek mücadelesinin fiilen başladığını belirterek, İslam ümmetinden gelişmeler karşısında sorumluluk taşımasını istedi.

Dün Cuma namazının ardından yaptığı açıklamada Başbakan Heniye şunları ifade etti: "Mescid-i Aksa'nın gerçek mücadelesi asıl şimdi başladı. Mescidi Aksa'yı korumak için ümmetin ahlaki ve dini sorumluluğunu yerine getirmesi ve Mescidi Aksa'da nöbet tutanları yalnız bırakmaması gerekiyor"

Siyonistlerin son saldırılarla, Mescid-i Aksa'yı tamamıyla ele geçirmeyi amaçladığını belirten Heniye, Kudüs'te olup bitenlerin Filistin halkının tarih boyunca geçirdiği tehlikelerden daha büyük olduğunu ifade etti.

Heniye: "Mescidi Aksa'dan ödün vermemiz söz konusu olamaz. İşgalcilerin bütün cürümlerine rağmen Mescidi Aksa'nın herkes için emin bir yer olmaya devam etmesi için en değerli varlığımızı feda etmeye hazırız."şeklinde konuştu.

Filistin'in iç sorunlara da değinen Heniyye, iç barış sürecinin artık dönüşü olmayan bir yola girdiğini, fakat Goldstone Raporu'nun erteletilmesinin Filistin halkında ve direniş gruplarında büyük bir öfkeye neden olduğunu söyledi. Heniye, Ramallah yönetiminin bu hususta çok seri ve ciddi bir karar alması gerektiğini söyledi.

Kudüs'te sokak çatışması
Mescid-i Aksa çevresinde Cuma namazı kılan Filistinliler'le İsrail polisi arasında çatışma çıktı
09.10.2009
Mescid-i Aksa çevresinde Cuma namazını kılan Müslümanlar, namazın ardından polisle çatışmaya girdi. Filistinli gençler, polislere taşlarla saldırırken çıkan çatışmada 11 polis yaralandı, 2 Filistinli de gözaltına alındı.

Yaşları 15 ila 45 arasında değişen Filistinli Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya alınmazken, çatışmayı durdurmaya çalışan polis, göz yaşartıcı bomba kullandı. Cuma namazı öncesinde yapılan çağrılardan ötürü bugün yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Kudüs'te aşırı sağcı Yahudilerin önce Haremüşşerif'e girmesi, ardından da El Aksa'ya girmeye çalışmasından sonra başlayan çatışmalar üzerine, Eski Kent İsrail tarafından polis kordonu altına alınmıştı. Polis Haremüşşerif'a girişleri kapatmış ancak 50 yaş üzerindeki erkeklere, İsrail kimliği taşımaları şartıyla geriş izni verilmişti. Öte yandan gelişmeler üzerine El Fetih, Haremüşşerif'e yapılan kısıtlamalarına karşı grev çağrısı, İslam Hareketi ile Hamaslı yetkilileri de Haremüşşerif'e gidip camiyi savunma çağrısı yapmıştı.
habertürk

Harem-üş şerif'e saldırı: 13 Filistinli ve 2 polis yaralı
Sabah saatlerinde Ağlama Duvarı'na Yom Kippur (kefaret günü) dolayısı ile akın eden binlerce aşırı dinci Yahudi'den bazıları, Mugrabi kapısından (Faslılar Kapısı) cami alanına geçti. Cami alanına girenler El Aksa Camii'ne de girmeye çalıştı. Bunun üzerine camide sabah namazı için bulunan Filistinliler, içeri girenlere taş, ayakkabı ve sandalyelerle karşı koymaya çalıştı. İsrail polisi ve sınır polisleri ise Filistinlilere müdahale etti. Polis, Haremüşşerif içindekileri dağıtmak için gaz bombaları da kullandı. Camiye giden Müslümanların çoğu, içeri girebilmek için hemen her kapı arasında mekik dokudu, ancak seccadeleri omuzlarında geri döndüler. 27.09.2009 TEL AVİV netgazete

27 Eylül 2009 Pazar
Ümmet harekete geçmelidir!

Arap basınında bugün tüm çağrılara kulak asmasından işgal ettiği Filistin topraklarındaki gaspçı ve zalim uygulamalarıyla İsrail oturuyor

Arap basını bugün, Yahudiler'in Kefaret Bayramı kutlamalarının gelmesi ve bu nedenle Aksa Mescidi'ni Müslümanların yüzüne kapatması vesilesiyle İsrail'e geniş yer veriyor. İsrail ve Filistin arasında gerçek barışın sağlanması için artık kınamaların ve ürkek girişimlerin bir fayda vermediği, açıkça uluslararası müdahale ile İsrail'in yerleşimine dur denmesi gerektiği belirtiliyor. Aynı zamanda Arap ve İslam ümmetinin Kudüs ve Aksa Mescidi'ne karşı birinci derecede sorumluluk taşıdığı, siyonist işgalci hükümetin yerleşim uygulamalarına dur demek için daha etkin adım atmalarının zorunlu olduğu açıklanıyor.

Mısır'dan yayımlanan El-Ehram gazetesi bugünkü ''Mısır'ın Barış Üzerine Görüşü ve Gerekli Uluslararası Destek'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''Mısır dışişleri bakanı Ahmet Ebu El-Gayz'ın bölgedeki barış sürecinin harekete geçirilmesi ve halihazırdaki donukluk halinden kurtulunması için BM'nin genel kurul toplantısında sunduğu yol kavramları, birkaç aydır; özellikle de Bünyamin Netenyahu liderliğindeki sağcı hükümetin İsrail'de yönetime gelmesinden bu yana yarı durmuş barış tekerleğinin hareket ettirilmesi için son zamanlarda ortaya atılan en önemli kavramlardandır.

Bu kavram dört ana unsura dayanmaktadır. Bunların en önemlisi de İsrail'in; aralarında Doğu Kudüs de olmak üzere işgal altındaki tüm Filistin topraklarında sürdürdüğü yerleşim faaliyetlerini tamamen durdurmasıdır. Bu icraatler, Filistin tarafının İsrail'in niyeti hususunda güven hissetmesi için müzakere sürecine paralel olarak sürdürülmelidir. Ancak bunun gerçekleşmesinin tasavvur edilmesi, bu hedefin gerçekleşmesi için İbrani devletini uygun uluslararası baskı yapılmadan hiç mümkün gözükmemektedir. Mısır'ın görüşünün ilk bentleri buna işaret etmektedir. Zira bu bentlerde, daha fazla vakit kaybetmeden çatışmanın nihai bir şekilde çözülmesi için Uluslararası Toplum'un şekil sunmayı üstlenmesinin zorunluluğuna işaret edilmektedir.

Burada şunu da söylemek gerekir ki Batı ve Amerika'nın diplomatik çabaları, sözle kınamaları ve bazı ürkek hamleleri İsrail'in yerleşim faaliyetlerinin durdurulması için artık yeterli gelmemektedir. Bu durum, Amerika'nın Orta Doğu barış elçisi Senatör George Mitchell'in turlarının hasılatında açıkça görülmektedir. Zira bugüne kadar İsrail tarafından yerleşim faaliyetlerinin durdurulacağına dair hiçbir söz almakta başarılı olamadı.

ARAP ve İSLAM ÜMMETİ HAREKETE GEÇMELİDİR

Ürdün'den yayımlanan El-Düstur gazetesi bugünkü ''Aksa'nın Himayesi Arap ve Müslümanların Sorumluluğudur'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''radikal Yahudilerin mübarek Aksa Mescidi'ni Pazar gününe denk gelen Kefaret Bayramı'nda (Yom Kippur) yıkacakları yönündeki tehditleri, terörist Şaron'un 28 Eylül 2000 tarihinde Aksa'ya düzenlediği provokatif ziyaretin yıldönümü ile aynı zamana denk gelmektedir. Bu da işgalci çetelerin, ilk etapta en büyük derecede sahayı istila etmeyi hedefleyen plan ve programlarının devam etmekte olduğunu göstermektedir.

Bu ırkçı saldırılar, Müslümanların mübarek Ramazan ayında namaz kılmalarının engellenmesi işgal hükümetinin iki devletli çözümü reddetmesi ve yerleşime; özellikle Kudüs'te devam etmekte ısrarı ve 4 Haziran 1967 sınırlarına çekilmeyi reddetmesi ile aynı zamana denk gelmektedir. (Netenyahu BM'deki son söyleminde bunu açıklamıştır).

Özetle: Kudüs ve Aksa'ya yönelik, açıkça Uluslararası Kanunun ve 4. Cenevre Antlaşması'nın ihlal edilmesini teşkil eden Siyonist ırkçı saldırılar, İsrail varlığının düşmanca hedeflerini uygulamakta devam ettiğini göstermektedir. Bu da Siyonist çeteler akla ve mantığa başvurmayı, uluslararası meşruiyet kanunlarını uygulamayı reddedip bölgeyi uçuruma sürüklemeyi tercih ettikten sonra Arap ve İslam ümmetinin kendilerini rezil eden şüpheli suskunluk halinden çıkıp, bölgeyi ve ümmeti tehdit eden tehlikeli olaylar düzeyinde ayaklanmasını gerekli kılmaktadır.Arap ve İslam ümmeti tüm dünyaya ve bu terör çetelerine Kudüs ve Aksa Arap egemenliğine geri dönmeden barış olmayacağını göstermelidir.

KINAMALAR KAFİ DEĞİL

Katar'dan yayımlanan El-Şark gazetesi bugünkü ''Zafer İçin Gerekli Olan Şey'' başlıklı yorumunda şu ifadelere yer veriyor; ''dünkü haberler arasında işgalci İsrail'in yönetiminin, Batı Yaka'daki Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahimi'yi yarın (Pazartesi) Müslümanların yüzüne kapatıp haremin tüm koridorlarında ibadetlerini etmeleri için yerleşimcilere açacağı yer aldı. Bu tabiki Kefaret Bayramı bahanesiyle gerçekleştirilecek. İşgalci yönetim haremin kapısını Müslümanların yüzüne ilk defa kapatmıyor. Bundan önce de defalarca kapattı. Hatta en son, geçtiğimiz Cumartesi-Pazar günleri Yahudilerin İbrani takvimine göre yılbaşı olması nedeniyle kapatıldı.

İşgalci İsrail yönetiminin Filistin topraklarında her gün sürdürdüğü icraatlarından, savaşlardan, katletmesinden, tutuklamalarından, suikastlarından, ambargodan, toprakları kazmasından, arazilere el koymasından, ırkçı duvarı dikmesinden ve diğer uygulamalarından mümkün olan en uç seviyede genişletmeyi hedeflediği yerleşim programını sürdürdüğünü, Kudüs'ü Arap kimliğini kaybedecek derecede Yahudileştirdiğini açıkça göstermektedir.

Bundan daha kötüsü İslam dünyası da aralarında olmak üzere tüm dünya –Allah'ın rahmet ettikleri hariç- oturmuş olanları seyrediyor. İsrail ise kendisinden bu eylemlerinden utanıp durdurmasını talep eden seslere kulaklarını tıkayarak yerleşim projelerini sürdürüyor. Filistin meselesini ana dava kabul eden Arap ve İslam ülkelerinin durumu gözden geçirmesi gerekmektedir. Özellikle ümmetin işgalci İsraille bugüne kadar sürdürdüğü method dava adına hiçbir başarı getirmedi. Davanın durumu özellikle Aksa'nın hürmetinin çiğnenmesi ve Kudüs'te yürütülen Yahudileştirme siyaseti gölgesinde oldukça endişe verici.
Hamza Muhammed / Timetürk

YAHUDİLER BUGÜN MESCİD_İ AKSAYA GİRMEK İSTEDİ!

JYahudilerin en kutsal günü sayılan Yom Kippur`un (Kefaret Günü) arifesinde, dua etmek amacıyla Ağlama Duvarı`na gelen Yahudilerin bazılarının Haremüşşerif`e girdi. Müslümanların ibadet saatlerine denk gelen bu davranış tartışmalara yol açtı. Sabah namazını kılarken karşılarında Yahudileri gören Müslüman cemaat neye uğradığını şaşırdı. İsrail polisinin de Yahudilerle birlikte içeri girmesi gerginliği tırmandırdı. Çıkan olaylarda Müslümanlar darp edidi.

Görgü tanıklarından edinilen bilgiye göre olay sabah saatlerinde meydana geldi. Ağlama Duvarı`na Yom Kippur nedeniyle akın eden binlerce Yahudi`den bazıları, Mugrabi kapısından (Faslılar Kapısı) cami alanına geçti. Bu sırada Müslümanlar sabah namazını kılıyordu. Cami alanına girenler Mescid-i Aksa Camisi`ne de girmeye çalıştı. Bunun üzerine camide sabah namazı için bulunan Filistinliler tepki gösterdi.

İsrail polisi, Haremüşşerif içindekileri dağıtmak için gaz bombaları da kullandı. Kısa süreli gelişen şiddet olaylarında 9 Filistinlinin yanı sıra 2 polisin yaralandığı bildirilirken, Yahudiler de dışarı çıkarıldı.

Eski Kudüs Müftüsü, İslam Meclisi Başkanı İkrima Sabri ile Filistinli milletvekillerinden Hatim Abdülkadir`in camiye girmesine de engel olduğu bildirildi.

Camiye giden Müslümanların çoğu, içeri girebilmek için hemen her kapı arasında mekik dokudu, ancak seccadeleri omuzlarında geri döndüler.
DÜNYA BÜLTENİ


Etiketler: DİRENEN FİLİSTİN, MESCİD-İ AKSA, YAHUDİLER

Haniyye: Aksa savaşı başlamıştır
09 Ekim 2009,
Anadolu Haber

İşgalci israil'in Mescidi Aksa'yı kuşatma altına alması ve işgalci siyonistlerin müslümanların ilk kıblesine saldırı hazırlığında bulunmalarından dolayı Kudüs'te cuma sonrası çatışmalar yaşanıyor.

Kudüs ve Batı Şeria'da yaşanan çatışmalar halen devam etmekte.4 İşgalci İsrail polisinin yaralandığı gelen haberler arasında.Ayrıca onlarca filistinli gaz bombalarından etkilenmiş durumda.

Batı Şeria'da Hain Mahmud Abbas'a karşı Aksa Grevi başlamış durumda.İsmail Haniyye cuma namazı sonrası yaptığı açıklamada " Aksa savaşı artık bir gerçektir ve başlamıştır.Ümmet sorumluluğunu yüklensin" dedi.

Haniyye ayrıca islam dünyasını Mescidi Aksa için dini ve insanı sorumluluklarının bilincinde olmaya çağırdı.

Hamas Konsolosluk Eylemini Selamladı!
06 Ekim 2009
Biz Hamas olarak diyoruz ki 'biz durmayacağız siz de durmayın ey Türkiye gençleri, çünkü ümmetin kalbi sizsiniz. Sizin Kudüs'e ve Gazze'ye selam ettiğiniz gibi Kudüs ve Gazze sizi selamlıyor.' dedi.

Filistin Başbakanı İsmail Heniyye ile birlikte yaptıkları basın toplantısının ardından açıklama yapan Hamas lideri ve Filistin Hükümeti Islah ve Değişim Grubu Başkanı Muşir el Mısri İstanbul'daki Müslüman gençlerin siyonist konsolosluğu kuşatma eyleminin Gazze ve Kudüs'te yankı bulduğunu belirterek 'Mescid-i Aksa içinde kuşatma altında onurumuzu koruyan genç kardeşlerimizle Türkiye'nin gençleri en güzel dayanışma örneğini sundular.

Biz Hamas olarak diyoruz ki 'biz durmayacağız siz de durmayın ey Türkiye gençleri, çünkü ümmetin kalbi sizsiniz. Sizin Kudüs'e ve Gazze'ye selam ettiğiniz gibi Kudüs ve Gazze sizi selamlıyor.' dedi.

Hamas'tan Türkiye Halkına Mesaj

'En Büyük Tepkiyi Aksa İçin Bekliyoruz'

Türkiye halkının ve gençlerinin desteğini her zaman en güçlü şekilde hissettiklerini belirten Mısri 'Mescid-i Aksa için yapılmayacak şey hiçbir zaman yapılmayacak demektir. İnanacağız, omuz omuza direneceğiz ve kazanacağız. Mescid-i Aksa'da hep beraber zafer secdelerinde buluşmak için en büyük görev gençlerindir.' diyerek Filistin'in ve İslam ümmetinin, Türkiye halkından Mescid-i Aksa için en büyük tepkisini göstermesini beklediğini belirtti.
islamigundem.com
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Ekm 27, 2009 1:02 am    Mesaj konusu: Hamas: Kudüs Savaşı Başladı ve Bu Ölüm Kalım Savaşıdır Alıntıyla Cevap Gönder

Hamas: Kudüs Savaşı Başladı ve Bu Ölüm Kalım Savaşıdır.
26 Ekim 2009
Ana Haber

Hamas Hareketi konuyla ilgili bir bildiri yayınladı.

Hamas Hareketi bugün konuyla ilgili bir bildiri yayınladı. Hamas liderlerinden Salah El-Berdevil’in okuduğu ve Filistin Enformasyon Merkezi’ne ulaşan bildiride, işgal güçlerinin himayesinde Yahudi gaspçıların Mescid-i Aksâ’ya baskın düzenleme girişiminde bulunmasının Filistin halkının ve İslam Ümmeti’nin iradesini sınama niteliğinde olduğu belirtildi.
Bildiride, Siyonistlerin bu baskın girişimlerini olağan hale getirmek ve Filistinliler ile İslam Ümmeti’ni bu girişimlere alıştırmak istedikleri kaydedilerek, bu şekilde tepki çekmeden artık herkes tarafından bilinen planlarını gerçekleştirmeyi ve Mescid-i Aksâ’yı yıkarak yerine sözde Süleyman Mabedi’ni inşa etmeyi amaçladıkları ifade edildi.

Mahmud Abbas başkanlığındaki Ramallah Yönetimi’ni işgalcinin cinayetlerini anlamsız müzakerelerle perdelemekle suçlayan Hamas, “Bundan daha kötüsü ve acısı, Ramallah Yönetimi’nin direnişi bastırmak için elinden gelen her türlü çabayı göstermesi ve uzlaşı için Hamas başta olmak üzere Filistin direniş gruplarına işgalciyi tanımayı şart koşmasıdır” dedi.

Mescid-i Aksâ’da yaşananlardan Oslo Yönetimi’nin ve Arap ülkelerinin de sorumlu olduğunu kaydeden Hamas, Kudüs Savaşı’nın başladığını ve bu savaşın ölüm kalım savaşı olduğunu, her Müslümanın bu savaşta üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Karadavi'den Müslüman liderlere çağrı
26 Ekim 2009
Ana Haber

İslam dünyasının tanınmış alimlerinden Yusuf el Karadavi, Müslüman liderleri Mescidi Aksa'ya sahip çıkmaya davet etti. Karadavi, "Yahudiler Müslümanları Aksa'nın yıkımına alıştırıyor" dedi.

İslam dünyasının tanınmış alimlerinden ve Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Yusuf el-Karadavi, Müslüman halklara ve yöneticilere Mescidi Aksa'ya sahip çıkmaları çağrısında bulundu.

Yusuf el- Karadavi, İsrail’in yeni saldırılarının hedefinin Müslümanları Mescidi Aksa’nın yıkımına hazırlamak olduğunu belirtti.

Karadavi, İşgal güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin Müslümanların ilk kıblesi, en kutsal sayılan üç mescidden biri olan Mescidi Aksa’yı işgal için hazırlık yaptıklarını ve ardından işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan el Halil Şehri’ndeki İbrahim Camii’nde olduğu gibi bölmeye çalışacaklarını söyledi.

Mescidi Aksa’nın sadece “Kapalı mekan”dan ibaret olmadığını bilakis surların ardındaki yerler dahil 140 bin metre karelik yerin kuşattığını bildiren Karadavi, “Aksa’ya saldırının adet haline getirilmesi caiz değil ve biz buna karşı direneceğiz” dedi.

Karadavi, Mescidi Aksa’yı korumak 2 milyara yakın Müslümanın, liderlerinin, krallarının, ve devlet başkanlarının sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Şeyh Yusuf el-Karadavi, Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü (İKÖ)’nün yanı sıra Suudi Arabistan Kralı, Katar Emiri, Suriye, Türkiye, Endonezya ve Malezya devlet başkanı ve başbakanlarını Haremü'ş Şerif'i korumak için hareket etmeye çağırdı. Karadavi, İKÖ’nün Kudüs Komitesi Başkanı Fas kralı 6. Muhammed’e özellikle daha fazla sorumluluk düştüğünün de altını çizdi.

İsrail'in Aksa'ya saldırısı İstanbul'da kınandı
26 Ekim 2009
Ana Haber

İstanbul'da bir araya gelen STK'lar, İsrailli Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarını protesto ettiler.

İsrailli Yahudilerin İsrail polisi eşliğinde, Mescid-i Aksa'ya yönelik son saldırıları, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından İstanbul'da protesto edildi.

Levent Metro istasyonu önünde toplanan binlerce kişi, kortej halinde İsrail Başkonsolosluğu'na yürüdü. Yürüyüş sırasında İsrail aleyhinde sloganlar atan grup, konsolosluk önünde İsrail bayrağını da yaktı.

Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun dahil olduğu Filistin Dostları Platformu tarafından organize edilen eylemde, Levent Metro istasyonundan, İsrail başkonsolosluğuna kadar yürüyen binlerce kişi, sık sık "Siyonist elçilik kapatılsın", "Hamas'a selam, direnişe devam" sloganları attı.

Konsolosluk önünde platform adına ortak basın açıklamasını yapan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım şunları söyledi: "İsrail Başkonsolosu şu an arkamda bulunan konsolosluk binasından bizleri izliyor. Ona dönerek sesleniyorum: Siz kadınları ve çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz ama biz sizden korkmuyoruz. Boşuna uğraşmayın ve yaptığınız katliamları meşru göstermeye çalışmayın. Siz katilsiniz ve bu konsolosluk kapatılacak. Konya'daki askeri tatbikattan İsrail'in çıkarılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ama bu yetmez. Onlarla bütün askeri anlaşmaları iptal edilmeli."

Yıldırım, Amerikalı bir hahamın, Süleyman Mabedi'nin dikilmesi vaktinin geldiğini söylediği ve bunun içinde 2009 yılının sonunu işaret ettiğini hatırlatan Yıldırım, "Bütün bu saldırılar bu amaca hizmet ediyor. Ancak biz buna izin vermeyeceğiz. Gerekirse 1 milyar Müslüman göğsünü Mescid-i Aksa için siper edecek" ifadesini kullandı.

Konuşmalardan sonra grup, İsrail bayrağını yaktı.

YAHUDİLERDEN PROVOKASYON

Dün sabah, kendilerine -Tapınak Enstitüsü- Mahon Hamikdaş diyen Yahudi bir sağcı grup, İsrail polisinin de yardımıyla Haremüşşerif'e girmeye kalkmış ama Arap gençlerin müdahalesiyle karşılaşmıştı. İsrail polisi, aralarında Filistin Yönetimi'nin eski Kudüs'ten sorumlu bakanı Hatim Abdülkadir dahil olmak üzere 25 kişiyi gözaltına almış, olayların büyümesi üzerine de camiye tüm girişleri kapatmıştı.

MAHON HAMİKDAŞ GRUBU

Mahon Hamikdaş, Yahudilerin altında iki yıkılan tapınağın bulunduğuna inandıkları Haremüşşerif'i daha sıkça ziyaret edip, Yahudiler arasında bu bilincin güçlendirilmesi amacıyla bugün camide toplanmalarını öngören çağrılar yapmıştı.

Grup üyeleri, televizyonlarda da İsrail'in bir Yahudi devleti olduğunu belirterek, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya, birkaç taş atan gencin kendilerini engellemesine izin vermemesi çağrısında da bulunmuşlardı.

Numan Kurtulmuş: İsrail'e Haddini Bildirelim!

26 Ekim 2009
Ana haber

Mescid-i Aksa Müslümanların Namusudur diyen Prof. Dr. Numan Kurtulmuş; İsrail'i İslam dünyasını tahrik etmekle suçladı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş; “Bir kez daha uyarıyoruz. İsrail'in bu yaptığı devlet terörüdür. İnsanlık suçudur. İsrail bu saldırgan ve provakatif tutumuyla sadece Mescid-i Aksa'yı tahrip etmemekte, bütün İslam dünyasını tahrik etmektedir. Çünkü Mescid-i Aksa Müslümanların namusudur. İsrail mescid-i Aksa'ya yönelik bu tahripkar ve tahrikkar tutumuna derhal son vermeli, Mescid-i aksa çevresindeki kuşatmayı kaldırmalıdır” dedi.

Mescid-i Aksa'da yaşanan son olaylar üzerine yazılı bir açıklama yapan Numan Kurtulmuş şunları söyledi:

“İşgalci İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırgan tutumunu her geçen gün pervasızca arttırmaktadır. Nitekim bugün İsrail askeri güçlerinin bazı fanatik Yahudi grupları ile işbirliği içerisinde Mescid-i Aksa'ya girme girişiminde bulunduğu, caminin içine zehirli gaz bombası attığı, çıkan olaylar onlarca Filistinlinin yaralandığı, İsrail askerlerinin yaralı Filistinlilere tıbbi müdahaleyi engellediği, hatta ezan okunmasını önlemek için Mescid-i Aksa'nın ses düzenini tahrip ettiği yönünde bilgiler gelmektedir.

İsrail'in bu yaptığı devlet terörüdür. İnsanlık suçudur. İsrail bu saldırgan ve provakatif tutumuyla sadece Mescid-i Aksa'yı tahrip etmekle kalmayıp, bütün İslam dünyasını da tahrik etmektedir. Çünkü Mescid-i Aksa Müslümanların namusudur. İsrail Mescid-i Aksa'ya yönelik bu tahripkar ve tahrikkar tutumuna derhal son vermeli, Mescir-i aksa çevresindeki kuşatmayı kaldırmalıdır. Aksi takdirde, bundan zarar gören sadece Filistin-İsrail barışı değil tüm bölge ve dünya barışı olacaktır.

Son olaylar, gerekli uluslararası kararlılık ortaya konmadığı sürece İsrail askeri güçlerinin ve fanatik Yahudilerin saldırganlıkta ve pervasızlıkta ne kadar ileriye gidebileceğini açıkça göstermektedir.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi maalesef işgalci İsrail yönetiminin en büyük cesaret kaynağı, tüm bu yaşananlara rağmen dünya kamuoyunun sergilediği duyarsızlık, büründüğü sessizliktir.

Bu nedenle; başta İslam Konferansı Örgütü olmak üzere İslam ülkelerinin yöneticilerine, Arap Birliği'ne sesleniyorum;

Her fırsatta insan haklarından, demokrasiden, özgürlükten bahseden gelişmiş batılı ülkelere sesleniyorum.

Daha geçen hafta birleşmiş millet insan haklari konseyi tarafından hazırlanan rapor; Gazze'de fosfor bombası kullanan İsrail'in insanlık suçlu işlediğini açıkça ortaya koymuştur.

Bu nedenle Birleşmiş Milletlere sesleniyorum.

İsrail'in bütün dünyanın gözleri önünde sergilediği bu insanlık dışı saldırılara daha fazla suskun kalınamaz.

Son raporda dahil olmak üzere BM kararlarını hiçe sayan, hiçbir ahlak, adalet, kural tanımayan, zulmü ile abad olmaya çalışan İsrail'e karşı acil ve etkili müeyyideler ortaya konmalıdır.

İsrail'e haddi bildirilmelidir.

Bu yapılmadığı takdirde başta Birleşmiş milletler olmak üzere tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar sadece itibarını kaybetmekle kalmayacak, varlık nedenleri sorgulanır hale gelecektir.

Buna ilaveten, barıştan, adaletten, özgürlükten yana olan tüm insanlığın vicdanında mahkum olacaktır.

Milletimizin Mecsid-i Aksa ve Filistin konusundaki hassasiyeti ortadadır. Bu hassasiyetini daha önce defalarca büyük bir asaletle ortaya koymuştur. Bu çerçevede İktidardan gelişen olaylar çerçevesinde milletimizin hassasiyetine uygun, acil ve etkili bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz.

Kamuoyuna saygılarımla…”

PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ
SAADET PARTİSİ GENEL BAŞKANI

Saadet Partisi Kudüs Nöbetine Başlıyor!
02 Kasım 2009
Ana Haber

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı Kudüs Nöbeti tutmaya hazırlanıyor. Mescid-i Aksa ve Kudüsle ilgili duyarlılığın kalıcı ve etkili hale getirilebilmesi amacıyla nöbete başlıyor

Tutulacak olan Kudüs Nöbeti BM, İKÖ ve TBMMnin son durumlarla ilgili işe yarar bir kararlılık ortaya koyuncaya kadar sürdürülmesi planlanıyor

Kudüs Nöbetiyle ilgili Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan’ın açıklaması şöyle:

“Yüzlerce yıl huzurun ve ortak yaşamın mekânı olan Kudüs, son 50 – 60 yıldır maalesef bir kargaşa ve soykırım mekânı olmaya başlamıştır. Bu süreçte, BM’nin işe yaramaz kararları, İKÖ’nün çaresizliği, Arap Dünyasının nemelazımcılığı ve Türkiye’nin insicamsız tutumları da İsrail’in işini kolaylaştırmıştır. Kudüs önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde tekrar güvenin, birlikte yaşamanın ve selametin şehri olmalıdır.”

“Bu konuda yüzlerce yıllık bir tecrübeye sahibiz; henüz 638 yılında bizzat Kudüs sakinleri, Ebu Ubeyde b. Cerrah’a ilettikleri mesajda kendilerinin Hz. Ömer’in yönetimine girmek istediklerini belirtmişler; bu doğrultuda Kudüs’ü teslim etmeye hazır olduklarını söylemişlerdi. Ve o tarihte Patrik Sophronios kendi yazdığı anlaşmayla şehri Hz. Ömer’e teslim etmişti. Sonrasında Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları, Fatımiler, Selçuklular ve en sonunda da Osmanlılar döneminde Kudüs bereketli topraklar olarak kalmış, aynı zamanda ilmin, ticaretin ve mimarinin de merkezi olmuştu.”

“Ancak Haçlı seferleri başta olmak üzere zaman zaman bu bölge, istilacılarla karşılaşmış, huzur bozulmuş, yakıp yıkılmıştır. Her defasında da şehri imar etmek, huzuru sağlamak Müslüman yöneticilere düşmüştür.”

“Maalesef 1940 sonrası bu bölge başlangıç İngiltere sonrasında da ABD desteğiyle işgal ve soykırımlara şahit oldu. İsrail’in Batı Kudüs’ü işgali 1948 yılındadır. O tarihten bu yana BM, İsrail aleyhine onlarca karar aldı; ancak bunlar uygulanmadı. 1948’de Kudüs’te 600 bin Arap – Müslüman varken sadece 100 bin Yahudi vardı. Şu anki nüfus dağılımını söylemek bize utanç verici geliyor… Bu rakamlar bile, 60 yıllık süreçte soykırımın ve işgalin geldiği boyutu anlatmaya yetecektir.”

“196o’larda İsrail’in Kudüs’ü başşehir ilan etmesi durumunda bunu savaş sebebi olacağını ilan eden, 1980’de de İsrail’le gereksiz ilişkiler kurdu diye Dışişleri Bakanını gensoruyla görevden düşüren Türkiye ise maalesef son yıllarda İsrail politikasında “mış” gibi davranmakta ve sonuç alıcı hiçbir strateji yürütmemektedir. Arap Birliği, İKÖ ve BM zaten çekimserlikleriyle Siyonizmin işini kolaylaştırmaktadır. Geçtiğimiz yıl Gazze işgali sonrası Saadet Partisi öncülüğünde İstanbul’da yapılan mitigte genel başkanımız Numan Kurtulmuş’un önerdiği 11 maddelik eylem planını uygulanmış olsaydı Kudüs daha güvende olacaktı.”

“Kudüs meselesi sadece bir Arap sorunu veya Müslüman sorunu değildir. Bu bölge tüm dünyanın ilgilenmesi ve çözmesi gereken orunlar yumağıyla karşı karşıyadır. Onun için herkes sürece katkıda bulunmalı; Türkiye ve İslam dünyası ise tarihi bir yükümlülük olarak bu konuda öncülük yapmalıdır.”

“İstanbul’da tutacağımız Kudüs Nöbeti bu konuda duyarlılık oluşturmak ve dünyanın ilgisini Kudüs’e çevirmek amacına dayanıyor. Saadet Partisi İstanbul İl Yönetimi olarak hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Konuya duyarlı derneklerle de görüşeceğiz. Nöbetin ne zaman başlayacağı, nerde tutulacağı, ne kadar süreceği ve neleri içereceğini yakında ilan edeceğiz.“

Kudüs’ü yoksullukla vurma planı
14 Kasım 2009
Çağdaş Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı ‘Kudüs ve Yoksulluk’ araştırma raporu, Kudüs’te yaşanan inanılmaz yoksulluğu ve onun getirdiği devasa problemleri gözler önüne serdi.
Mustafa R. Özgür'ün haberi

Kudüs’te yaşayan Müslümanların % 63’ünün büyük bir yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldığının ortaya koyulduğu raporda, bu yoksulluğun ise ahlâkî yozlaşma, ailevi çözülme, uyuşturucu ve alkolün yaygınlaşması; hırsızlık, tecavüz, fuhuş, salgın hastalıklar ve yüz kızartıcı suçlara neden olduğu ifade edildi. İşte Siyonist işgali sebebiyle Kudüs’te bu yoksulluğun sebeplerini, şu anki durumunu ve çözüm önerilerini içeren Kudüs ve Yoksulluk Dosyası.

Çağdaş Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı ‘Kudüs ve Yoksulluk’ araştırma raporu Kudüs’te yaşanan inanılmaz yoksulluğu ve onun getirdiği devasa problemleri gözler önüne serdi. Kudüs’te yaşayan Müslümanların % 63’ünün büyük bir yoksullukla mücadele etmek zorunda kaldığının ortaya koyulduğu raporda bu yoksulluğun ise ahlâkî yozlaşma, ailevi çözülme, uyuşturucu ve alkolün yaygınlaşması, hırsızlık, tecavüz, fuhuş, salgın hastalıklar ve yüz kızartıcı suçlara neden olduğu ifade edildi.
İşte Siyonist işgali nedeniyle Kudüs’te bu yoksulluğun sebeplerini, şu anki durumunu ve çözüm önerilerini içeren Kudüs ve Yoksulluk dosyası.

SİYONİSTLER YOKSULLUĞU BİR SİLAH OLARAK KULLANIYOR

İsrail işgalinin sebep olduğu çöküntülerin en başta geleninin yoksulluk olduğunun belirtildiği Çağdaş Araştırmalar Merkezi’nin raporunda, Siyonist devletin hedeflerine ulaşmak için yoksulluğun planlı bir şekilde kullanılmasına özellikle dikkat çekildi.

Bu planlar ile bir taraftan Kudüs’te yaşayan halkın göç etmesi ve şehrin boşaltılması amaçlanırken diğer taraftan da Yahudileştirme çalışmalarının desteklendiği belirtiliyor.
Rapora göre; “Kudüs’te yoksulluk oranı Araplarda % 63.5 iken Yahudilerde % 36’dır. Durum öyle bir hal almıştır ki bazı Kudüslü aileler çocuklarını şehrin batısında bulunan Yahudi mahallelerinin çöplüklerine metal toplamaya gönderir olmuşlardır.

Çocuklar topladıkları metal parçalarını anlaştıkları Araplara satmakta, aile reislerinin boğucu bir siyasetle inşa edilen duvar nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadığı bir dönemde, kıt kanaat geçinen ailelerine destek olmaya çalışmaktadırlar.”

KUDÜS DÜNYANIN EN FAKİR ŞEHİRLERİNDEN BİRİSİ

Kudüs’ün dünyadaki en yoksul şehirlerden biri olduğu ifade edilen raporda bu durum şöyle anlatılıyor; “Batı Kudüs’te Yahudi bir ailenin aylık toplam geliri ortalama 7500 şekel iken Arap bir ailenin aylık geliri yaklaşık 2800 şekeldir. Kudüs şehir yönetimi Doğu Kudüs’ü, vergilerden gelir elde edilen bir bölge olarak
Kudüslü Arap bir aile, aylık gelirinin çok üstünde bir vergi yükü ile mükellef tutulmaktadır.
Doğu Kudüs’te yaşayan ailelerin % 62’si, çocukların ise % 56’sı yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Resmi veriler, Doğu Kudüslü çocukların % 75’inin yoksul olduğunu söylemektedir. Şehrin bütçesi 388 milyon şekele ulaşmıştır. Bu bütçenin içinde Araplara ayrılan kısım önemsiz denecek kadar azdır. Bu sebeple devlet, Araplara ayrılan bütçeyi açıklamamaktadır.”

İŞTE GERÇEKLER!..

Kudüs’e dair rakamların da yer verildiği raporda gerçekler şu şekilde ifade ediliyor;

“1) 2007 yılı itibarıyla Kudüs’te yaşayan Arapların sayısı 256.820 olup bu rakam, yüzde 34’lük oranı oluşturmaktadır.
2) 2006 yılı verilerine göre Kudüs’te yaşayanların yüzde 67’si sosyal refah düzeyine göre yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Bu oran, burada yaşayan Yahudiler için %21’dir.
3) 2006 yılı verilerine göre Kudüs’te yaşayan Arap çocukların yüzde 77.6’sı yoksulluk sınırının altında yaşarken bu oran Yahudi çocukları için yüzde 39.6’dır.
4) Şehrin ele geçirilişinden bu yana belediye, yerleşim arazilerinin 1/3’üne el koymuştur.
5) İsrail’in işgal edip el koyduğu bu arazilerin bir kısmı umuma, bir kısmı ise şahıslara aittir ve bu arazilerin üzerine Yahudiler için 50.197 yerleşim yeri inşa edilmiştir.
6) 2004’de Kudüs Belediyesi, resmi olmayan inşaatların yüzde 85’inin şehrin batısında gerçekleştiğini açıklamıştır. Buna mukabil olarak yıkım emirlerinin yüzde 91’i ise Kudüs’ün doğusunda gerçekleşmiştir.
7) Ailelerinin yaşadığı yoksulluk yüzünden 9.000’in üzerinde çocuk, herhangi bir eğitim kurumuna kaydolmadan hayatına devam etmektedir. Devlet okullarında okuldan ayrılma/alınma oranının yüzde 50’yi geçtiği görülmektedir.
8) 2007 istatistiklerine göre Kudüs’te 3. ve 4. sınıf yaş grubunda 15.000 çocuk yaşamakta olup bu çocukların yüzde 90’ını oluşturan 13.500 çocuk ise hiçbir eğitim kurumuna kayıtlı değildir.
9) İş gücü kaybı yüzde 90’a ulaşmış, çalışan iş gücü ise yüzde 12.5’e gerilemiştir.

YOKSULLUĞUN SEBEPLERİ

Çağdaş Araştırmalar Merkezi’nin raporunda bu yoksulluğun en büyük sebebinin işgal olduğunun altı çizilirken diğer sebepler ise şöyle sıralanıyor;
1) İsrail’in işgalle birlikte yürüttüğü esef verici icraatların uzun yıllardır sürmesiyle oluşan ve farklı alanlarda sürekli devam eden ekonomik kötüleşme.
2) Irkçı ayrım duvarının sebep olduğu, hayatın tüm alanlarını kapsayan vahim çöküşler.
3) Batı Yakalıların oturumuna ve Kudüs’e girişlerine izin verilmemesi.
4) Süregelen askeri engeller.
5) Kudüslü tüccarların ithal ettikleri ticaret mallarının güvenlik teftişlerinin artırılması, limanlar veya havaalanlarından geçişinin engellenmesi ve gümrük vergilerinin sürekli artırılması.
6) Kudüslü halkın genel vergilere ve şehir vergilerine tabi tutularak ödemeleri için zorlanması.
7) Ulaşım sektörünün %90’ının çökmüş olması ve bu sektörde çalışanların işsiz kalması.
8) Filistinlilerin mallarının Kudüs piyasasına girişinin engellenmesi.
9) Deri ayakkabı, elbise, çocuk bezi vb. şeylerin üretiminin veya dokumanın yapıldığı bazı fabrikaların ve imalathanelerin kapatılması.
10) Geçiş siyaseti nedeniyle Mısır gibi Arap ülkelerine ihracatın azalması.
11) Evlerin yıkılması ve on binlerce dolarla ifade edilen ceza ödemeleri.
12) Toprakların gasp edilmesi ve sahiplerinin buralara girişlerinin engellenmesi. İnsanların topraklarına girmeleri durumunda hayali suçlarla suçlanmaları ve bazılarının mahkemelerde yargılanarak binlerce dolarlık cezalara çarptırılmaları.
13) Kudüs’teki sarraflara karşı yapılan üzücü icraatlar ve yerleşim vergisi adı altında sarrafların mallarına el konulması.
14) Kudüslü işçilerin fabrikalardan çıkarılıp yerlerine İsrailli işçilerin yerleştirilmesi.
15) Duvarın dışında kalan bölgelerden duvarın içindeki bölgelere göçlerle birlikte bazı bölgelerin aşırı kalabalık hale gelmesi.

YOKSULLUK KUDÜS’Ü BİTİRİYOR

Yoksulluğun, hayatın ekonomik, siyasi, sosyal, sağlık ve güvenlik gibi hemen hemen her alanında Filistin halkının yaşamlarını sarsan etkileri olduğunun belirtildiği raporda bu yoksulluğun sosyal alanda ve sağlık alanında sebep olduğu dejenerasyonlar ise şöyle anlatılıyor;
1) Ailevi çözülme ve ailenin kontrol mekanizmasının olmayışı.
2) 6 m2’yi geçmeyen odalarda kızlarla erkeklerin ve farklı ailelerin bir arada kalmasını gerektiren zor şartların sebep olduğu ahlâkî bozulma.
3) İçinde bulunulan sosyal şartlar nedeniyle çocuklar üzerinde aile terbiyesinin azalması sonucu bazı çocukların uyuşturucu ve alkol bağımlısı olmaları.
4) Suç oranlarının, özellikle de hırsızlığın artması. Bu durum, İsrail araştırma birimlerini, sonucun zengin Yahudi mahallelerini etkilemesi sebebiyle korkutmaktadır.
5) Öğrencilerin okuldan alınması, aşağılık bir hayatın kucağına ve uyuşturucu tacirlerinin ellerine düşmeleri; sahipsiz, koruyan-gözeten olmadan sokaklarda kalmaları gibi durumlar, toplumun temelini oluşturan ahlâkın bozulması sonucu işlenen tecavüz, hırsızlık, insanların namusuna göz dikmek gibi yüz kızartıcı suçların artmasına sebep olmuştur.
6) Yoksul ailelerin çocuklarının hastalıklarla boğuşması ve maddi imkânsızlıklardan dolayı bu hastalıkların gün geçtikçe müzmin hale gelmesi.
7) Çocukların çok erken yaşlarda çalışmaya başlamaları ve çalışmalarının karşılığında çok az ücret almaları.

KUDÜS İÇİN ÇÖZÜM NEDİR?

Çağdaş Araştırmalar Merkezi’nin raporunda, çözüme yönelik öneriler de sıralandı. İşgal devam etse bile Kudüs’ün yaralarını sarması muhtemel o öneriler ise şöyle;
1. Turizm sektörüne acilen gereken önemin verilmesi. İsrail firmaları ile rekabet edebilecek modern düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
2. Farklı bölgelerden önce şehir merkezinde yatırımlar yapılmalıdır.
3. Eski Kudüs’teki evler acilen kurtarılmalıdır.
4. Sosyal alanlarda insanlara acil yardım sağlanmalıdır. Zekat fonları, hayır kuruluşları gibi müesseselerin kurulmasıyla insanların yaşamlarını sürdürebilmelerine yardımcı olunmalıdır.
5. İnsanların, topraklarının ellerinden alınması gibi sorunlarına cevap verecek bir devlet teşkilatı kurulmalı ve böylece sessiz göç ettirme politikasının önüne kanuni yollarla geçilmelidir.
6. Ekonomik ilişkiler geliştirilmesi için Arap bankalarına baskıda bulunulmalı ve finansal kaynakların Yahudilerin eline geçmemesi amacıyla Arap bankalarının işlemlerde kolaylık göstermesi sağlanmalıdır.
7. İnsan hakları kapsamında yer alan yoksullukla mücadele meselesi, devam gerektiren bir meseledir. Yoksullukla mücadele konusunda izlenen stratejilerin düzenlenmesi ve bu alanda yapılan faaliyetlerin artırılması gerekmektedir.
(Vakit)

Mescidi Aksa İmamına Yasak
İmamına Mescid-i Aksaya girme yasağı getiren İsrail, namazgahı da müzeye çevirmek istiyor.
07 Aralık 2009
Filistin İslami Hareket başkanı Raid Salah, Mescid-i Aksa mescidinin bir parçası olan bir namazgahın İsraillilerce müzeye çevirme planına sert dille karşı çıktı. El-Müctema dergisinde yer alan haberde Salah, namazgahın Mescid-i Aksa sınırları içerisinde olduğunun altını çizerek bu çirkin planın hayata geçirilmesine asla müsaade etmeyeceklerini söyledi.

Namazgahın müzeye çevirme girişimini Kudüs'ü Yahudileştirme kapsamı içerisinde değerlendiren Salah, İsrail'in bu sene içerisinde namazgahta namaz kılanları rahatsız eden dini mukeddasata saygısızlık sayılacak birçok girişim gerçekleştirdiğini söyledi. Salah bu durum karşısında İslam ülkelerinin Filistin konusunda daha duyarlı olmaya ve olan bitenler karşısında sessizliklerini bozmaya çağırdı. Salah en büyük insan hakkı ihlali ve zulmün inanan insanların camilerini, namazgahlarını ibadete kapayarak ibadet yapmalarına engel olmak olduğunun altını çizerek işlenen suçun çok büyük bir insanlık ayıbı olduğunu belirtti. Öte yandan Mescid-i Aksa'nın imam ve hatibi, Kudüs'ün eski Müftüsü Prof. Dr. İkrime Sabri'nin de Mescid'i Aksa'da görev yapma yasağının İsraillilerce konduğu haberde yer aldı. Altı ay süre içerisinde görevli olduğu Mescid-i Aksa'ya giremiyecek olan İkrime Sabri yasakla ilgili şunları söyledi: "İsrail Aksa Mescid-i altında üstünde elinden gelen bütün menfur girişimlerini devam ettiriyor. Bunlar yetmiyormuş gibi benim de altı ay süreye Mescid-i Aksaya girmeme yasak getirdiler. İslam âlemi Filistin'de olanlara karşı duyarsız kalmamalı ve sessizliğini bozmalı."
aktifhaber

Saadet'in KUDÜS NÖBETİ başlıyor
14 Aralık 2009
Ana Haber

Saadet Partisi'nin organizasyonu Kudüs Nöbeti başlıyor

Saadet Partisi tarafından organize edilen Kudüs Nöbeti, İstanbul Eyüp’te başlıyor. Nöbet için kurulan çadırda Filistin’le ilgili video gösterileri, seminerler, fotoğraf sergileri vb etkinlikler düzenlenecek. İngiltere’den yola çıkan FİLİSTİN KONVOYU da Kudüs Nöbeti Çadırına uğrayacak. Kudüs Nöbeti, kaydını yaptıran herkes tutabilecek.

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından geçtiğimiz haftalarda ilan edilen Kudüs Nöbeti, İstanbul Valiliğinden alınan izin çerçevesinde Eyüp Meydanı’nda tutulmaya başlanacak. Bu hafta başlayacak nöbeti Saadet Partisi İlçe teşkilatlarının yanı sıra STK temsilcileri ve gönüllüler de tutabilecek. Kudüs Nöbeti tutmak isteyenler Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı ile diyaloga geçerek nöbet tutma taleplerini iletebilecekler.

Kudüs Nöbetinin başlaması münasebetiyle Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan bir açıklama yaptı. Kudüs Nöbetinin sadece İstanbullulara değil herkese açık olduğunu ifade eden Erdoğan’ın açıklaması şöyle:

“Kudüs, son 50 – 60 yıldır maalesef kargaşa ve soykırım mekânı olmaya başlamıştır. BM’nin işe yaramaz kararları, İKÖ’nün çaresizliği, Arap Dünyasının nemelazımcılığı ve Türkiye’nin insicamsız tutumları İsrail’in işini kolaylaştırmıştır. Kudüs önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde tekrar güvenin, birlikte yaşamanın ve selametin şehri olmalıdır. Bu konuda yüzlerce yıllık bir tecrübeye sahibiz; henüz 638 yılında bizzat Kudüs sakinleri, Ebu Ubeyde b. Cerrah’a ilettikleri mesajda kendilerinin Hz. Ömer’in yönetimine girmek istediklerini belirtmişler; bu doğrultuda Kudüs’ü teslim etmeye hazır olduklarını söylemişlerdi. Ve o tarihte Patrik Sophronios kendi yazdığı anlaşmayla şehri Hz. Ömer’e teslim etmişti. Sonrasında Emeviler, Abbasiler, Tolunoğulları, Fatımiler, Selçuklular ve en sonunda da Osmanlılar döneminde Kudüs bereketli topraklar olarak kalmış, aynı zamanda ilmin, ticaretin ve mimarinin de merkezi olmuştu.”

“1940 sonrasında, bu bölge başlangıçta İngiltere sonrasında da ABD desteğiyle işgal ve soykırımlara şahit oldu. İsrail’in Batı Kudüs’ü işgali 1948 yılındadır. O tarihten bu yana BM, İsrail aleyhine onlarca karar aldı; ancak bunlar uygulanmadı. 1948’de Kudüs’te 600 bin Arap – Müslüman varken sadece 100 bin Yahudi vardı. Bugünkü rakamlar 60 yıllık süreçte soykırımın ve işgalin geldiği boyutu anlamaya yetecektir. Kudüs’te yaşananlar, sadece Arapları veya Müslümanları değil tüm dünyayı ilgilendirmelidir. Çözüm için Türkiye ve İslam dünyası öncülük yapmalıdır. Filistin toprakları ve Kudüs, en kısa zamanda tekrar selamet ve barış yurdu olmalıdır. Saadet Partisi İstanbul İl Yönetimi olarak bu işin öncülüğünü yapmaktan dolayı şükrediyoruz.”

FİLİSTİN’E ÖZGÜRLÜK KONVOYU da Kudüs Nöbetinde

Bu arada Kudüs’e ulaşmak üzere İngiltere ve Fransa’da yola çıkan FİLİSTİN’E ÖZGÜRLÜK KONVOYU’n da Kudüs Nöbeti Çadırına uğrayacağı bildirildi. Konvoyun 15 Aralık Salı veya 16 Aralık Çarşamba günü çadırda olması bekleniyor.

KUDÜS NÖBETİ herkese açık

Saadet Partisi organizesinde gerçekleştirilecek Kudüs Nöbeti, bu konuda duyarlılık oluşturmak ve dünyanın ilgisini Kudüs’e çevirmek amacına dayanıyor. Kudüs’ü önemseyen, seven, soykırıma karşı olan, insanlıktan yana olan herkese nöbet açıktır. Kudüs Nöbeti, sadece İstanbullulara değil herkese açıktır, duyarlı herkesi bekliyoruz. Kudüs Nöbeti için telefon: 0212 483 51 71

AKP'den Kudüs Çadırı'na "One Minute"
Saadet İstanbul
17.12.2009

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Erol Erdoğan, Filistin ve Mescid-i Aksa'ya destek vermek amacıyla Eyüp Meydanı'nda kurdukları “Kudüs Nöbeti” çadırının, belediye zabıta ekiplerince yıkılmak istediğini söyledi.

Filistin ve Mescid-i Aksa'ya destek vermek ve söyleşiler yapmak üzere İstanbul Valiliği'nden izin alarak çadır kurduklarını belirten İl Başkanı Erol Erdoğan, kendilerine yer olarak Eyüp Meydanı'nın gösterildiğini bildirdi.

Çadıra elektrik ve su almak için Eyüp Belediyesi yetkilileriyle görüştüklerini, belediyeden olumlu yanıt alamadıklarını ifade eden Erdoğan, daha sonra da bir gerekçe gösterilmeden çadırı yıkmak üzere zabıta ekiplerinin meydana geldiğini kaydetti.

Yıkım kararının AK Partili belediyenin siyasi bir kararı olduğunu ve hiçbir hukuki dayanağının olmadığını belirten Erdoğan, Valilikten aldıkları izin doğrultusunda Kudüs
Nöbeti’nin devam edeceğini ifade etti.

İl Başkanı Erol Erdoğan ayrıca, belediyenin çadırın kaldırılması için sabah saatlerinde yeniden Eyüp Meydanı’na geleceğini belirterek, tüm partilileri ve vatandaşları bu haklı mücadelede destek olmaya davet etti.
www.acikistihbarat.com

28 Şubat 2010
İsrail Askeri Yine Harem-i Şerif'e Girdiİslam dünyasının üçüncü kutsal mekanı olarak kabul edilen Kudüs'teki Harem-i Şerif'e giren İsrail polisi Filistinlilerle çatıştı.

İslam dünyasının üçüncü kutsal mekanı olarak kabul edilen Kudüs'teki Harem-i Şerif'e giren İsrail polisi Filistinlilerle çatıştı. Filistin kaynakları çatışmalar sırasında çok sayıda Filistinlinin yaralandığını belirtti.

Çatışmaları bazı aşırı Yahudi grupların Harem-i Şerif'e girecekleri yönündeki iddialar tetikledi. Duyum üzerine bazı Filistinli gençler geceyi Mescid-i Aksa'da geçirdi.

Sabah saatlerinde ise yerleşkeyi ziyaret eden turistler arasında aşırı Yahudi grupların olduğu yönündeki iddialar üzerine 20 kişilik Filistinli grup ziyaretlere engel olmak istedi. Bunun üzerine Filistinli gruplara müdahale eden İsrail polisi, kısa sürede Harem-i Şerif'te kontrolü ele geçirdi.

Harem-i Şerif'in içinde ve dışında çıkan çatışmaları bastırmak için İsrail polisi göz yaşartıcı bomba kullanırken, 50 yaşın altındaki Filistinlilerin yerleşkeye girişini de yasakladı.

Geçtiğimiz yıl da Harem-i Şerif'te benzer olaylar yaşanmış ve İsrail polisi yerleşkeye girerek Filistinlilere müdahale etmiş ve çok sayıda kişiyi de tutuklamıştı.

Müslümanların Harem-i Şerif olarak adlandırdığı yerleşkede Mescid-i Aksa ve Kubbetul Sahra bulunuyor. Yahudiler ise Mescid-i Aksa'nın duvarlarının dibinde bulunan Ağlama Duvarı'nın da içinde olduğu bu bölgeyi Tapınak Tepesi olarak adlandırıyor ve burada daha önce Hz. Süleyman'ın yaptırdığı bir saray ve mabedin bulunduğunu öne sürüyor.

Yahudi arkeologlar Tevrat'ta geçtiği şekliyle bu bölgede tapınak ve sarayın kalıntılarını bulmaya çalışıyor. Yahudi aşırı gruplar da caminin yıkılması gerektiğini belirterek zaman zaman yerleşkeye girmeye çalışıyor.

İsrail'in Batı Şeria'daki iki İslami eseri Yahudi kültürel mirasına dahil ettiğini açıklamasından sonra bir haftadır Filistin'de gergin günler yaşanıyor. Perşembe günü de Filistinliler, Barush Goldstein adlı fanatik bir Yahudi'nin 25 Şubat 1994'te El Halil kentindeki Hz. İbrahim Camii'ni basarak 67 kişiyi öldürmesinin yıldönümü dolayısıyla gösteriler olmuştu.
aktifhaber

Haramüşşerif'te yine gergin cuma
İsrail polisinin Haremüşşerif'e girişleri 50 yaşla sınırlandırması, ayrıca Batı Şeria'ya dün geceden başlayarak uygulanan tam kapatma gerginliğe yol açtı. Cami civarında ve Doğu Kudüs'ün bazı mahallelerinde İsrail polisi ile Filistinliler arasında arbedeler ve taşlı saldırılar oldu. Olaylarda bir Filistinli genç başından yaralanırken, atılan taşların bir polis görevlisinin yaralanmasına neden olduğu, 4 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. 12.03.2010 KUDÜS netgazete

Doğu Kudüs'ta Yaralı Sayısı Arttı
16 Mart 2010
Doğu Kudüs'te sabah saatlerinden bu yana intifadayı hatırlatan sokak çatışmalarında yaralananların sayısının 100'e yaklaştı

Doğu Kudüs'te sabah saatlerinden bu yana intifadayı hatırlatan sokak çatışmalarında yaralananların sayısının 100'e yaklaştığı belirtilirken, çatışmalar akşam saatlerinde duruldu.
Polis kuvvetleri, Doğu Kudüs'ün çoğu mahallesinden çekildi. İsrail Emniyet Müdürü David Cohen, Eski Kent ve çevresinde meydana gelen son şiddet olaylarının, üçüncü intifadaya sebebiyet vereceğine inanmadığını söyledi.

Filistinli kaynaklara göre, hem Doğu Kudüs'te, hem de Batı Şeria'da çıkan olaylarda yaralanan Filistinliler'in sayısı 100 dolayında. Olaylarda 41 kişinin tutuklandığı, 8 İsrail polisinin de yaralandığı belirtildi.

Yine Filistinli kaynaklara göre, El İssaviyye Mahallesi'ndeki çatışmalar sırasında polisin attığı mermilerden birinin isabet ettiği genç bir Filistinli gözlerini kaybetti, bir gazeteci de atılan kurşunlarla ayağından yaralandı.

Batı Şeria'da Filistin Yönetimi'nin merkezi durumunda Ramallah'ta askeri kontrol noktası Kalendiye'deki çatışmalarda, sınır polisleri ve askerlerin, göstericileri dağıtmak için kontrol noktasından 200 metre kadar içeriye girdikleri kaydedildi.

Eski Kent'te, El Aksa Camii'nin dış girişlerinden Hutta Kapısı'nda polise taş ve patlayıcı atanlardan 12 yaşındaki bir çocuğun yakalandığı, polisin çocuğun annesi ile bir akrabasını alarak, sorgulanmak üzere karakola götürdüğü bildirildi.

Doğu Kudüs'ü savaş alanına çeviren olayların gerisinde Eski Kent'in Yahudi mahallesinde, geçmişi 1700'lü yılların başına dayanan Hurva (Harabe) sinagogunun yeniden inşa edilerek hizmete açılmasıyla ilgili söylentiler büyük pay almıştı. Filistinliler arasında dalga dalga yayılan bu söylentiler, İsrail polisini de harekete geçirmiş, geçen Cuma gününden bu yana Eski Kent'in tam bir sıkıyönetim uygulaması altına girmesine neden olmuştu.

Dün resmen açılan ve bugün de birçok Yahudi yerleşimci ile aşırı dinci Yahudi grupların ziyaret ettiği sinagogun yeniden inşasının, sinagogun Yahudiler'in üçüncü tapınağının inşaatının başlangıcı olacağı yolundaki yaygın söylentiler nedeniyle Filistinliler'e, Mescid-i Aksa'ya gelip camiyi korumaları çağrısı yapılmıştı.

Bu nedenle İsrail ordusu, Filistinliler'in Kudüs'e gelmelerini engellemek amacıyla Batı Şeria'ya tam abluka uygulamasına geçmişti. Yine Kudüs'teki Filistinliler'in El Aksa Camii içinde toplanmalarını önlemek amacıyla hem Eski kent girişleri hem de cami girişleri gençlere kapatılıp, sadece 50 yaşın üzerindeki erkeklerle kadınlara giriş izni verilmişti.

Polis, ayrıca Yahudi aşırıların El Aksa Camii çevresinde son birkaç yıldır düzenli yaptıkları yürüyüşe de de izin vermemişti.

Sinagogun açılışında İsrail Hahambaşı Yona Metzger'in, tüm bunların bir söylenti olduğunu ifade etmesine, üçüncü tapınağı inşa etmek gibi bir niyetleri bulunmadığını dile getirmesine ve alınan tüm polisiye önlemlere rağmen, Doğu Kudüs'te olayların önünü almak mümkün olmadı.

-COHEN: "ÜÇÜNCÜ İNTİFADA YOK"-

İsrail Emniyet Müdürü Dudi Cohen, öğleden sonra Eski Kent'e gelerek gazetecilere açıklamalarda bulundu. Olayların üçüncü intifada olarak nitelendirilmesine karşı çıkan Cohen, bu tür tanımlar konusunda çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Emniyet Müdürü, "Ortada sadece düzeni bozmaya çalışanlar var, üçüncü bir intifadadan söz edemeyiz" dedi.

Cohen, polis kuvvetlerinin düzeni koruyabilmek için Cuma günü sonuna dek Eski Kent ve Doğu Kudüs'te kontrolü devam ettireceklerini kaydetti.

Kudüs'ün korunması gereken benzersiz bir karakteri bulunduğunu belirten İsrail Emniyet Müdürü, Arap ve Yahudi mahallelerinde barışın muhafaza edilmesinin elzem olduğunun altını çizdi.

Bu arada, polisin, Haremüşşerif'e girme teşebbüsünde bulunan bir aşırı sağcı Yahudi'yi tutukladığı bildirildi.

Emniyet Sözcüsü Micky Rosenfeld, daha sonra yaptığı açıklamada, Doğu Kudüs'te durumun kontrol altına alındığını belirtti.

Doğu Kudüs ve Eski Kent üzerinde polis helikopterlerinin yoğun uçuşları devam ediyor.

-ÖFKE GÜNÜ-

Gazze Şeridi'ndeki Hamas liderlerinden İzzet Er-Reşak, dün, Hurva sinagogunun inşa edilmesinin "savaş ilanı" anlamına geldiğini söylemiş, sinagogun Yahudiler'in Süleyman Tapınağı'nı inşa etme planlarının bir parçası olduğunu öne sürmüş ve Hamas tarafından yapılan çeşitli açıklamalarda, bugün "öfke günü" ilan edilmişti.

Filistin Başbakanı İsmail Haniyye de bugün yaptığı açıklamada, Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi'ni Filistin halkını ve kutsal mekanlarını koruması için, Batı Şeria'da direnişin elini serbest bırakmaya çağırdı.

Haniyye, Gazze'de kabine toplantısı öncesi, "El Fetih yönetimi, Batı Şeria'da Filistin halkının öfkesine kuşatma uyguluyor. El Fetih yönetiminden beklenen, ağır elini Filistin halkının ve kahraman direnişin üzerinden kaldırmasıdır" dedi.
aktifhaber

Siyonistler Kudüs'teki Davud Peygamber Camii'ni tahrip etti
08 Ocak 2013





El-Aksa Vakıf ve Kültür Mirası Kurumu, Yahudi grupların Kudüs'teki tarihi Davud Peygamber Camisi'ne saldırdıklarını ve camideki Osmanlı çinilerini tahrip ettiklerini açıkladı.

Kurum tarafından yapılan yazılı açıklamada, Yahudi grupların Mescid-i Aksa'nın güney batısında bulunan Al ed-Dücani Mahallesi'ndeki tarihi Davud Peygamber Camisi'ne saldırdıkları, caminin üç cephesindeki Osmanlı döneminden kalma 17. yüzyıla ait mermerlerin ve çinilerin tahrip edildiği belirtildi.

Açıklamada, İsrail'in daha önce tarihi İslam eseri olmasına rağmen ele geçirdiği caminin birinci katını sinagoga dönüştürdüğü ifade edildi.

Tarihi camiye düzenlenen saldırının Kudüs'te öfkeye sebep olduğu belirtilen açıklamada, bunun camiye düzenlenen ilk saldırı olmadığı kaydedildi.

El-Aksa Vakıf ve Kültür Mirası Kurumu Başkanı Zeki Muhammed İğbariyye, tarihi Davud Peygamber Camisi'ne düzenlenen ve ''korkakça'' diye nitelediği saldırının Kudüs'teki İslami eserlere yönelik saldırılar zincirinin bir halkası olduğunu dile getirdi.

İğbariyye, caminin asıl sahiplerine iade edilerek İslami cami niteliğinin geri verilmesini istedi.
TRT

HAREM-ÜŞ ŞERİF'İN KALBİNE SİNAGOG!
İsrail, El Aksa camii'nin bitişiğinde, Harem-üş Şerif'in kalbinde devasa bir sinagog inşa etmeyi planlıyor.
17.01.2008

İsrail'deki İslami Hareket lideri ve 'İslami Kutsal Mekanların Yeniden İnşası Vakfı' Başkanı Şeyh Raid Salih konuyla ilgili yaptığı açıklamada “İsrail, El Aksa Camii'nin kordonuna dünyanın en büyük sinagogunu yapacak” dedi. Salih İsrail'in planla ilgili ayrıntılı projesini içeren belgeleri ele geçirdiğini kaydederek projenin 6 yıl içerisinde tamamlanacağını ve bunun için 44 milyon dolarlık bütçe ayrıldığını söyledi.

SİYON MANZARASI

Öte yandan İsrail'in, El Kuds'ün kalbine ilk 'lüks' yerleşim birimini kurmakta olduğu açıklandı. “Siyon Manzarası” ismini taşıyan yerleşim yerinin El Kuds, El Aksa Camii ve Milad Kilisesi manzaralı olduğu ve burada ABD'li Yahudi zenginlerin otura- cağı açıklandı.
haber10
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com