EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

FRANSA ÇÖKÜYOR

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Ksm 11, 2008 12:22 am    Mesaj konusu: FRANSA ÇÖKÜYOR Alıntıyla Cevap Gönder

Paris'te bir araç pizzacı dükkanına daldı: En az 1 ölü, 7 yaralı
14 Ağustos 2017



Paris yakınlarındaki Seine-et-Marne'de bir otomobil, bir pizzacı dükkanına daldı. Saldırıda ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı. daldı. Saldırıda ilk belirlemelere göre 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı.
Ana Haber

Pariste İslâm ve Müslümanlarla alay eden mizah dergisine baskın: En az 12 ölü
7 Oca 2015



El Cezire ve BBC'nin haberlerine göre; 2011'de Peygamberimizin'in karikatürlerini yayımlayan Charlie Hebdo dergisinin binasına silahlı baskın düzenlendi düzenlendi. Baskında en az 12 kişi öldü.

Dergi son olarak da IŞİD liderinin bir karikatürünü yayımlamıştı.

'Biz El Kaideyiz' diyerek içeriye girdiler

Charlie Hebdo'ya düzenlenen saldırıda Fransa'nın en önemli karikatüristleri hayatını kaybetti. Öte yandan bir başka görgü tanığı karikatürist saldırganlara kapıyı kendisinin açtığını belirtti.

İngiliz gazetesi Mirror, Fransız basınına dayandırdığı haberinde görgü tanığının ifadelerine yer verdi. Habere göre; karikatürist Corinne Rey, kızını hastaneye götürdükten sonra dergiye geldi. Rey, derginin kapısında iki silahlı kişiyle karşılaştı. "KAPIYI BANA AÇTIRDILAR" Rey, bu kişilerin tehditle kendisine şifreli kapıyı açtırdığını ve 5 dakika binada kaldıklarını söyledi. "BİZ EL KAİDEYİZ DEDİLER" Rey'in ifadesine göre, silahlı kişiler iyi derecede Fransızca konuşuyorlardı ve "Biz El Kaideyiz" dediler. Karikatürist Rey, masanın altına saklanıp kurtulduğunu ifade etti.

Eylemden sonra Fransa'da güvenlik alarmına geçildi.

Fransız polisi aralarında iki polis ve dört karikatüristin de olduğu 12 kişinin öldüğünü, 9 kişinin de yaralandığını açıkladı. Yaralılardan 5'inin durumu ağır. Ölenler arasında derginin genel yayın yönetmeni Stephane Charbonnier de var.

Fransız televizyonlarına konuşan görgü tanıkları, siyah kıyafetli bazı adamları dergi binasına kalaşnikoflarla girerken gördüklerini, ardından da peş peşe silah sesi duyduklarını anlattı.

Eylemcilerin aracı Pantin bölgesinde bulundu.

IŞİD liderinin karikatürü de yayımlandı

Charlie Hebdo bir Danimarka gazetesinde yayımlanan Hazreti Peygamber karikatürlerini 2006'da yeniden basarak tepki çekmişti. Kasım 2011'de ise dergi kendi çizdikleri Hazreti Peygamber karikatürünü yayımlamıştı. Karikatürlerin yayımlanmasından bir gün sonra dergi binasına molotof kokteyli atılmıştı.

Dergi son olarak da Twitter hesabında Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) lideri Bağdadi'nin bir karikatürünü yayımlamıştı.

1992 yılında yayıma başlayan Charlie Hebdo, politikacılar, dini semboller ve din adamlarına yönelik tartışmalı karikatürleriyle sık sık gündeme geliyor. Tirajı yüksek olmayan dergi son dönemde ekonomik zorluklar çekiyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande saldırıya uğrayan derginin binasına gitti. Hollande burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Fransa şok olmuş durumda. Ölü sayısını ilerleyen saatlerde kesin olarak açıklayacağız. Bakanlarla da bir araya geleceğim. Bir daha böyle saldırılar olmaması için önlem almalıyız, güvenlik seviyesini en üst düzeye çıkaracağız."

Başbakan, İçişleri ve Kültür Bakanları ile Paris Valisi de Hollande'a eşlik etti. Eylemin ardından Fransa'da "güvenlik alarmına" geçildi.
Hollande, Bakanlar Kurulu'nu bir saat içinde Başkanlık Sarayı'nda toplayacak.

Beyaz Saray, Paris saldırısını "mümkün olan en kuvvetli şekilde" kınadığını duyurdu.
İngiltere Başbakanı Cameron da saldırının "korkunç" olduğunu söyledi.
haber 93

Fransız ekonomisi: Bit pazarı sinek avlıyor
Christian Fraser
BBC, Paris
14 AĞUSTOS 2013



Paris'te alışveriş yapmak için gidilecek mağaza çok. Ama alışveriş düşkünlerinin yolunu tuttuğu meşhur bir yer daha var: Le Puces de Saint-Ouen... Başkentin bit pazarı.
Parisliler, burasının dünyanın ilk - ve bir söylentiye göre, en büyük bit pazarı olmasıyla övünür.
İlgili Konular
Fransa, Ekonomi
Yaklaşık 2500 tezgah açılıyor pazarda. İkinci el ucuz kıyafetlerden tutun, kıymetli antika mobilyalara değin her türlü şeyi bulmak mümkün.
Fakat şu sıralarda bit pazarındaki satıcıların yüzünden düşen bin parça. İşlerin kesat gittiğinden şikayetçiler.
Antika tablolar satan Alec Zimeris, pazarın kapalı bölümünde. Çevresinde tezgahların çoğu kapanmış, üzerlerine kilit vurulmuş.
'Müşterilerim yüzde 75 azaldı'
Zimeris, ''Herkes çok karamsar.'' diyor. ''Tezgah açmak için kira ödemek lazım. Ama birçokları kirayı ödeyemez durumda. Kimileriyse tezgahları krediyle satın almış oluyor ve şimdi ellerinde patlamış durumda. Satmak isteseler de satamazlar.''
Satıcılar, müşteri sayısında gözle görülür bir düşüş olduğunu söylüyor.
Alec Zimmeris, kendi müşterilerinin yüzde 75 oranında azaldığını belirtiyor. Eskiden sıkça uğrayıp ne var ne yok bakınan devamlı müşterilerden birçoğu gelmez olmuş.
Bit pazarındaki kepenk vurmuş tezgahların halini, Fransız ekonomisinin görünümüne benzeten çok.

Oysa Cumhurbaşkanı Hollande, en kötü günlerin artık geride kaldığını ilan ederek, ekonomik canlanmanın yeniden başladığını müjdelemişti.
Hollande, ''Sanayi üretimi yeniden hareketlendi ve son üç ay içerisinde birçok Avrupa ülkesinden daha hızlı ilerliyor.'' dedi.
Canlanma var mı, yok mu?
Sanayi üretiminin ilkbaharda üç aylık süre içinde yükseldiği doğru. Fakat bu canlanmanın sönmesi de bir o kadar hızlı oldu.
Örneğin lokantaları ele alın. Fransız mutfağının şöhreti ve Fransızların dışarıda yiyip içme düşkünlüğüne rağmen, Temmuz ayı verileri lokantalarda işlerin bir yıl öncesine kıyasla yüzde 13 düştüğünü gösteriyor.
Tüketici harcamaları da Haziran ayında, 2012'inin aynı dönemine nazaran yüzde 0.8 gerilemiş durumda.
Hollande, bir ekonomik canlanmadan bahsetse bile, bunun çok kırılgan bir büyüme olduğu aşikar.
Ve ekonomik gidişatın en can alıcı rakamı işsizlik oranları ise, Fransa'nın bu kulvardaki performansı hiç umut vermiyor.
Son iki yıldır hızla yükselerek Haziran ayında yüzde 11'e ulaşan işsizlik, rekor seviyede seyrediyor.
Rekor seviyede işsizlik
İşverenlere soracak olursanız, sorun sistematik. Fransa'nın çalışma yasalarının değiştirilmesi gerektiğini savunuyorlar. Bir işverenin tabiriyle, ''Fransa'da tam gün çalışacak birisiyle sözleşme imzalamak, hiç tanımadığınız bir insanla evliliğe girmekten daha tehlikeli.''
Şu günlerde istihdam sağlanan kişilerin birçoğu geçici ve esnek sözleşmelerle işe alınıyor. Fakat bunun sonucu, bu kişilerin gene birçoğu bir süre sonra işsizlik maaşına geri dönüyor.
İşverenler, Hollande hükümetini Fransa'yı terkedip vergileri daha düşük ve çalışma yasaları daha esnek olan yerlere taşınmak zorunda kalabilecekleri tehdidiyle uyarıyor.

Fransa'nın işveren örgütü MEDEF, hükümetin ekonominin yeniden rayına oturduğu açıklamasına gayet temkinli yaklaşıyor. MEDEF'in Paris bölgesi başkanı Marie-Christine Oghly, ''Eğer ihracatı artırmak istiyorsak, adam çalıştırmanın maliyetini düşürmemiz gerek.'' diyor.
İş dünyasından vergileri indirip kamu harcamalarını kesmesi yönünde artan baskı altında kalan François Hollande, bunun tam aksini savunan bir gündemle seçimleri kazanmıştı.
Cumhurbaşkanı, işsizliği bu yıl sonundan önce düşüreceği sözünü verdi. Ancak kamuoyu anketleri, bugünlerde seçmenlerin yüzde 82'sinin kendisine inanmadığını ortaya koyuyor.
İster Paris'in lüks caddelerinde, ister meşhur bit pazarı Le Puces de Saint-Ouen'da dolaşın, şu sıralarda Fransa'da her yerde arayıp da bulamayacağınız bir şey varsa, ekonomiye güven.
BBCT

Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr
Sokaktaki Fransa

Geçen yüzyılın kazanımlarını kaybederek piyasa toplumu haline getirilen Avrupalılar, refah devletlerinin yerini alan piyasa devletlerini kolay benimseyemeyecekler.

Son 25 yılın dümdüz ettiği sosyal devleti ve piyasa kurallarının ürettiği adaletsizliği tecrübe eden halklar, finans krizinin ardından kendilerini aldatılmış hissederken, hükümetlere karşı da öfke ve kızgınlıklar artıyor.
Fransa'da emeklilik yaşını 60'tan 62'ye çıkaran ve tam emeklilik maaşını alma yaşını da 65'ten 67'ye çıkaran yasaya karşı kitlesel genel grevlere katılım 3.5 milyona vardı.

Emeklilik 'reform' yasasının adaletsizliği, 'eşitlik idealinin' tarihi vatanı Fransa'da halkı çileden çıkardı.

Aslında yüksek işsizlik, esnek emek piyasası, kapanan şirketler, Fransızlar için ne bir işi ne de 40 yıllık güvenceli bir çalışma hayatını garanti ediyor.
Fransızların öfkesi spekülatif finansın çökmesiyle batan bankaların borçlarını 'devletleştiren', buna karşılık yüksek bütçe açıklarını kamudan fatura etmeye kalkan hükümeti hedef alıyor.

Babalarının ve dedelerinin 1936'larda mücadeleyle kazandığı sosyal haklar ve emeklilik, Fransız gençleri için uzak bir hayal oldu.
Ama 'örgütlü toplum', çetin ceviz Fransızların hükümete tepkileri, yasa tasarısının Senato ve Ulusal Meclis tarafından kabul edilmesinden sonra da devam ediyor.

8 haftadır süren grev ve protestolara halk desteği büyüyor. 28 Ekim ve 6 Kasım Fransa'da genel eylem günü ilan edildi.

Finans sermayenin denetimsizliği ve üretim- tüketim mantığını piyasalara bıraktıran neoliberal paradigmanın iflası, Avrupa'da cüsselenirken, devletler mali krizlerini çalışanlara ve gençlere yıkma derdinde.
Fransa'da neoliberalizmin kurumsallaşmasında emek sahibi Sarkozy'nin otoriter-karizması ve halk desteği yerlerde.

Fransızların 1793'te yargılanmayı bekleyen 16. Louise'ye benzettikleri Srakozy'nin siyasi kariyerinin bittiği söyleniyor.

Anglosakson kapitalizm hayranı Sarkozy'nin 19 milyon oy alarak, seçilerek 'sözde' Fransız solunu bozguna uğrattığı günler geride kaldı.
Yabancı düşmanlığıyla sürdürdüğü popülist siyaseti, sınır dışı ettiği Romanlar, göçmen gençlere karşı ırkçı ifadeleri bir yana sağcı-popülist Sarkozy'nin bu kitlesel grevlerden sonra hiçbir icraatının 'aklanamayacağı' kesin.
Halkın yüzde 71'inin desteklediği grevlere, 1600'ü aşkın lise ve üniversite de katılıyor.

Genç Fransızlar mücadele geleneğini aldıkları dedelerinin ve büyük annelerinin mirasına sahip çıkıyorlar.

Siyasi partilere mesafelerini koruyan sendikaların toplu dayanışması da yabana atılmayacak toplumsal hareketin çapını büyütüyor.
İngiliz hükümeti de mali operasyona başladı, sosyal kesintilerle 81 milyar sterlin tasarruf planına göre 500 bin kişi 5 yıl içinde kamu görevinden çıkartılacak.

Emeklilik yaşı 60'tan 66'ya çıkartılacak ve yoksullara yapılan konut yardımı kesilecek.
İngiliz ve Fransız halkların, finansal krizin şımarık bankalarına sahip çıkan muhafazakar-liberal hükümetlerin kendilerine yönelttiği 'hak' saldırılarına vereceği cevabı sokaklardan izleyebiliriz.
Avrupa'nın II. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük kemer sıkma operasyonunun hükümetlerin boynuna dolaşabileceği de muhtemel görünüyor.

Akşam

Anlatması benden
Engin ARDIÇ
23 Ekim 2010

Geçen pazartesi sabahı karga kahvaltısını etmeden bizim hanımla bavulları kilitledik, aşağı indik, otelin hesabını kestirdik... Güneş daha doğmamış, hava da buz gibi soğuk. Dışarı çıktım sigara içmeye, Trocadero yakınlarındayım, umarım Cem Uzan az sonra koşarak önümden geçmez...
Taksi çağırdık, taksi maksi yok. Çünkü benzin yok.
Taksi var ama en erken saat on buçuk gibi gelip bizi alabiliyor, bizim uçak saat dokuz elli beşte!
Kaldık mı gurbet ellerde iyot gibi?
Resepsiyondaki Bulgar kızına "komşu gülücükleri" yaptık, diller döktük, yarım saat kadar sonra olmayacak bir yerlerden bir araba buldu sağolsun, o kadar sevindim ki herife de inerken yirmi avro bahşiş verdim, beni Türk kapitalisti sanmıştır.
Huyumu seveyim, iyi ki gereğinden erken çıkmışım yola...
Uzatmayalım, uçağın kapısına kadar geldik, uçak kalkmıyor. Ne zaman kalkabileceği de belli değil, çünkü benzin yok.
Bir saat kadar oyalandık, İstanbul uçağı kalktı ve... Cenevre'ye indi.
Rica minnet "az biraz" benzin koydurabilmişler grevdeki pompacılara, kaptan pilot kendini bir an önce "Fransa hava sahasının dışına" atmaya bakmış, geri kalanını Cenevre'den doldurttu, saat ikide ineceğimiz Yeşilköy'e (pardon, Atatürk'e) akşam karanlığında salimen vasıl olduk. (Hanıma dedim ki, İsviçre'yi de görmedim deme!)
İyi günde gelmişiz, vakitlice kaçmışız, ertesi gün hiç kalkamamış uçaklar.
Böyle durumlarda, Fransız emekçi sınıfının sorunları yabancı yolcunun hiç umurunda olmuyor tabii, herkes kalayı basıyor. Gitmek istediğimiz yerler vardı, trenler çalışmadığı için Paris'in içinde kalakaldık. Hele binlerce Japon turistin nasıl bozuk çaldığını görmeliydiniz... Konferans vermeye falan değil, keyife gittik, tadıyla yapamadan döndük. İyi ki daha önce uğramışız, felekten dört Viyana günü çalmışız.
Fransa galeyan halinde.
Okumuşsunuzdur, hükümet emeklilik yaşını altmıştan altmış ikiye yükseltmeye kalktı, Fransa ayaklandı. (Benim elli iki yaşımda emekli olduğumu duysalar ne yaparlardı acaba, kolumdan tutup Sarkozy'nin karşısına mı çıkarırlardı, al işte gör Türk emekçisinin haklarını!)
Bu gibi durumlarda Sarkozy pek ortaya çıkmıyor, pis işleri başbakan François Fillon'a gördürüyor, kamuoyunun önüne onu atıyor. Televizyonda Bayan Claire Chazal'ın (Fransa'nın Gülgün Feyman'ı!) terletici sorularına da o yanıt veriyor.
Fakat Sarkozy o arada bir laf etti, ilgimi çekti, dedi ki: "Lise öğrencileri, kendilerini ancak elli yıl sonra ilgilendirecek bir konuda eylem yapıyorlar"...
Çünkü eylemciler, grevci işçilerin yanısıra ve büyük ölçüde liseliler, üniversiteliler değil liseliler.
Babalarından, hatta dedelerinden duydukları "eylem günlerine" mi özenmişler? Yeni bir "Mayıs 68" mi yaratmak istiyorlar kitaplardan okudukları?
Hayır, bilinçli olarak kendi geleceklerine hükmetmeye çalışıyorlar.
Fransa, Avrupa'nın hasta adamıdır artık.
(..)
Sabah

Fransa'nın başkentinde benzin kuyruğu
16 Ekim 2010
Fransa'da yetkililerin yakıt sıkıntısı olmayacağı açıklamalarına rağmen, petrol rafinelerindeki grevlerin devam etmesi yüzünden başkent Paris'te sürücüler benzin istasyonlarına akın etti. Paris'teki birçok benzin istasyonunda bugün uzun kuyruklar oluştu ve sürücüler uzun süre kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

Benzin istasyonları önündeki araç kuyrukları, trafiğin uzun süre tıkanmasına yol açtı.

Fransa'da 12 petrol rafinerisinde grev devam ediyor. Demiryolları işçilerinin de destek verdiği grev yüzünden ülke genelinde ulaşım önemli ölçüde aksamış durumda.

Grevci işçiler, emeklilik yaşının 60'dan 62'ye çıkartılmasına karşı çıkıyor.

Fransa'da işçiler bugün, ülke genelinde düzenledikleri gösterilerde de hükümeti protesto etti ve tasarının geri çekilmesi çağrısı yaptı.

Paris'teki gösteriye, polise göre 50 bin, sendikalara göre 300 bin işçi katıldı. haber10

Paris'te grevci liseliler, polise taş-tuğla attı

Fransız polisi, Paris'in Nanterre banliyösünde kendisine taş ve tuğlalarla saldıran ve bazı araçları ateşe vermek isteyen liselileri durdurmak için göz yaşartıcı bomba kullanmak zorunda kaldı. Lyon'da da dün liselilerin çıkarttığı olaylar sonucu polis, 16 genci gözaltına almıştı. 19.10.2010 PARİS netgazete

“Afrika Birleşik Devletleri’ni kurmalıyız”
5 Nisan 2010
Senegal Devlet Başkanı Fransız bakanın da katıldığı bir törende ülkesinde bulunan Fransız üslerini kapatacaklarını belirtmesi Franszı bakanı şaşırtttı. Ayrıca toplantıda Afrika Birleşik Devletleri kurulması ifadesi de kullanıldı.
Senegal, bağımsızlığını ilan etmesinin 50’nci yıldönümünde, bir dönem ülkeyi sömürgeleştiren Fransız üslerini kapattı.

Devlet başkanı Abdulaye Vade, muhalefetin protesto ettiği “Afrika Rönesansı Anıtı” adlı 50 metrelik bronz heykelin dün yapılan açılış töreninde, Fransız üslerini kapattığını söyledi.

Senegal Devlet Başkanı Abdulaye Wade ülkelerindeki Fransız üslerini geri alacaklarını söyledi. Fransız İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’nün de katıldığı bağımsızlığın 50. yılı kutlama törenlerinden sonra konuşan Devlet Başkanı Wade bunun bağımsız ülke olmalarının gereği olduğunu ifade etti:

“Bütün kararlılığımla söylüyorum ki; 4 nisan günü gece yarısından itibaren topraklarımızdaki tüm Fransız üslerini geri alıyoruz.”Bu sözler, 19 Afrikalı liderle birlikte törende bulunan Fransa İçişleri Bakanı Brice Hortefeux’u şoke etti.

Senegal, topraklarında halen Fransız askeri üssü bulunan 3 Afrika ülkesinden biri. Senegal ve Fransa daha önce de kuvvet indirimi konusunda anlaşmış ve yılbaşından önce Dakar’daki hava üssünde bulunan 1200 Fransız askerin ülkesine dönmesini kararlaştırmışlardı.

Wade üslerde kullanılan askeri malzemelerle ilgili de yakında Fransız yetkililerle görüşeceklerini söyledi.

Vade, Amerikalı siyah hakları savunucusu Jesse Jackson ve Senegal asıllı Amerikalı şarkıcı Akon’un gibi isimlerin bulunduğu törende, “Afrika Birleşik Devletleri’ni kurmalıyız” ifadesini de kullandı.
haber10

FRANSA’DA BİR YILDA 350 EVSİZ SOKAKDA DONARAK ÖLDÜ
Ali Rıza Taşdelen tarafından yazıldı
04 Ocak 2009

Fransa’nın başkenti Paris’in Saint-Ouen banliyösünde 59 yaşındaki bir evsiz yol üzerinde donmuş vaziyette ölü olarak bulunduğu açıklandı.

2008 yılında en az 350 evsiz sokakta yaşayanın hayatını kaybetti.

Her kış olduğu gibi bu kış da Fransa’da evsiz olap da sokaklarda kalan evsizler, tek tek soğukların kurbanı oluyor. Devlet tedbirlerinin yetersizliği nedeniyle evsizlerin sayısında da sürekli artış olduğu belirtiliyor.

 Başkent paris’teki Polis kaynakları Paris’in Saint-Ouen banliyösünde 59 yaşındaki bir evsizin yol üzerinde bir otobüs şoförü tarafından ölü olarak bulunduğunu bildirdi. Olay yerine gelen ilk yardım ekipleri evsizin solunum durmasından dolayı hayatını kaybettiğini ifade ettiği öğrenildi. Yapılacak olan otopsi sonucu ölüm vakasının donma sonucu olup olmadığı nın açıklanması bekleniyor.
 Ülkeyi saran sert iklim şartlarının hedefi noktasındaki evsizler, devlet ve bazı sivil toplum örgütlerinin desteğine rağmen, başlarını sokacak bir yuva bulamadıkları için çaresiz bir şekilde, soğuk kış şartlarında sokakda yatıp kalkıyorlyar. Sokak Ölümleri Kolektifi tarafından yayınlana bir araştırmaya göre yılın başından bu yana Fransa’da 350 yakın evsiz hayatını kaybettiği açıklandı. 


Paris(tan-Sar)
Türk Politika

Fransa'da 157 kadın şiddet yüzünden öldü
Fransa'da Ulusal Suç İzleme Merkezi, kadınlara yönelik şiddetin giderek arttığı uyarısında bulundu ve geçen yıl 157 kadının eşlerinin uyguladığı şiddet yüzünden hayatını kaybettiğini açıkladı. Merkezin yayımladığı raporda, son iki yıl içinde Fransa'da 675 bin kadının şiddete uğradığı, bunların sadece yüzde 10'unun kocaları aleyhine şikayette bulunduğu bildirildi. 25.11.2009 PARİS netgazete


Elysee Sarayı'nda Uyuz Paniği
Elysee Sarayı'ndaki jandarmaların kötü yaşam koşulları yüzünden çalışanlar uyuz hastalığına yakalandı.
14 Ekim 2009
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Carla Bruni ile çalışan ekibe uyuz teşhisi kondu. Saray'ın üç muhafızının yaşam koşulları sebebiyle uyuz kaptığı düşünülüyor.

Uyuz genelde çok fakir insanlar özellikle de evsizler arasında görülen bir hastalık. Calais dışındaki göçmen kampı "Jungle"da ise bu yaz büyük bir salgın yaşanmıştı.

Elysee Sarayı'ndaki salgın ise çalışanların bakımsız koşullarda yaşamasına ve bazı jandarmaların ise hiçbir zaman havalandırılmayan çekyatlarda yatmasına bağlanıyor. Hatta yataklar o kadar nadir değiştiriliyormuş ki bazı jandarmalar kendi çarşaflarını almak zorunda kalıyormuş.

Her gün 35 jandarma ve yetkili görev yapıyor. Çalışanların 16'sı da 10 kişi için ayrılmış odalarda uyuyor.

Sarkozy'nin bir sözcüsü "Askeri merkezlerde uyuzun genel bir sebebi olan insanların çok yakın çalışmasını engellemek için çalışmalar yapılıyor. Uyuz kapmış olanlar tedavi edilecek ve diğerlerinden ayrı tutulacak" açıklamasını yaptı.

SARKOZY VE BRUNİ BAŞKA YERDE KALIYOR

Sarkozy ve Bruni ise Elysee Sarayı'nın farklı bir tarafında kalıyor ama nadir olarak gecelerini orada geçiriyor. Bunun yerine çift Bruni'nin Paris'in başka bir bölgesindeki 2 milyon sterlin değerindeki evinde kalıyor.
aktifhaber

FRANSIZ ASKERİNE İLK NE ÖĞRETİLİR?
14 Mart 2009
Fransa’nın 43 yıl sonra NATO’nun askeri komuta kademesine geri dönüş yapması, İngiltere’de “Fransız ordusu fıkralarının” tekrar popüler olmasına neden oldu
İngiliz Daily Mail gazetesi, yüzyıllar boyunca hem askeri, hem diplomasi hem de ekonomi alanında ezeli rakipleri olan Fransızlar’la ilgili komik fıkraları topladı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar’a yenilen ve teslim olan Fransız ordusu, İngiltere ve ABD’de birçok fıkraya konu olmuştu. Gazete, İkinci Dünya Savaşı’nın ünlü Amerikalı generali George Patton’ın “Yanımda bir Fransız ordusu olacağına, karşımda bir Alman ordusu olsun daha iyi” sözlerine de atıf yaptı. İşte Fransız ordusu fıkraları:

- Ellerini kaldırmış 100 bin Fransız’a ne nedir?

Fransız ordusu.

- Fransa’da neden hep geniş meydanlar vardır?

Alman askerleri geniş kollar halinde yürümeyi sevdiği için.

- Fransızlar neden özgürlük heykelini ABD’ye verdi?

Çünkü heykelin sadece tek kolu havadaydı.

- Fransızlar neden BM’de daha fazla oy hakkına sahip?

Çünkü her iki elleriyle de oy kullanıyorlar.

- Paris’teki Disneyland’da neden havai fişek şovu yapılmaz?

Çünkü her şov başladığında Fransızlar saldırı olduğunu zannedip teslim olmaya çalışıyor.

- Yazılan en kısa kitap nedir?

Fransız savaş kahramanları...

- Fransız askerlerine eğitimlerde ilk ne öğretilir?

10 dilde “Teslim oluyorum” demek.

- Fransız ordusunda en önemli şey nedir?

Dikiz aynası. Böylece kaçarken savaşı görebilirler.

SÜPER FIKRA

Bir Fransız generali bir İngiliz generaline “Neden hep kırmızı giyiyorsunuz? Düşman için çok kolay hedef olmuyor musunuz?” diye sormuş. İngiliz general, “Böylece kan izi belli olmuyor. Diğer askerlerin de morali bozulmuyor” diye cevap vermiş. O gün bugündür Fransız askerleri kahverengi pantolon giyiyor...
vatan

Fransa'yı sarsan eşcinsel Kültür Bakanı skandalı Cumhurbaşkanı Nikola Sarkozy'nin eşi Carla Bruni'ye kadar uzandı
11 Ekim 2009
Fransa'yı sarsan eşcinsel Kültür Bakanı skandalı Carla'ya kadar uzandı. Fransız vekiller, Mitterrand'ın Kültür Bakanı olması için Sarkozy'yi ikna eden First Lady'yi topa tuttu.

Fransa'nın eşcinsel Kültür Bakanı Frediric Mitterand'ın başı "Kötü Hayat" adlı otobiyografi kitabı nedeniyle derde girince, Mitterrand'ın bakan olması için eşi Sarkozy'yi ikna eden Carla da kendini krizin ortasında buldu. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, sağcı hükümetine Kültür Bakanı yaptığı Mitterrand'ın 'Tayland'da erkek çocuklarla para karşılığı birlikte olduğu" itirafıyla başlayan kriz büyüyor. Sarkozy, eşcinsel olduğu bilinen Mitterrand'ı bakan yapması için Carla'nın lafını dinlemesi yüzünden hedef tahtasına konuldu. Aşırı sağcılar, olayın, Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığını, özellikle de muhafazakar kitle ve seçmenleriyle olan ilişkisini riske soktuğunu dile getiriyor. Sarkozy'nin kendi partisi UMP'den milletvekilleri de, "Frediric Mitterrand olayı"nın -gerçek ya da değil- Fransa Cumhurbaşkanı'nın gelenekçi seçmenlerini uzaklaştıracağı görüşünde.
aktifhaber

Fransa'da apartmandan yayalara ateş açıldı: 3 ölü
13 Nisan 2009
Fransa'da bir apartmandan yola açılan ateş sonucu en az 3 kişi hayatını kaybetti.
Fransız Info radyosunun haberinde, ülkenin kuzeyindeki Douchy les Mines şehrindeki bir apartman dairesinin penceresinden, yayaların bulunduğu kaldırıma açılan ateş sonucu en az 3 kişi hayatını kaybetti. Ölen kişilerden birinin başından vurulduğu duyuruldu. netgazete

Orta Afrika ülkelerinden Gabon'da düşen Fransız askeri helikopterinde ölenlerin sayısı 8'e çıktı
Fransız yetkililer, arama-kurtarma çalışmaları sonucu kayıp 6 askerin cesedine ulaşıldığını açıkladılar.
Gabon ordusuyla ortak tatbikat yapmakta olan AS-532 Cougar tipi helikopter, kalkıştan kısa bir süre sonra Gabon açıklarında bilinmeyen bir nedenden ötürü düşmüştü. Helikopterde bulunan 10 askerden 2'si ölmüş, 2'si kurtulmuş, 6'sı ise kaybolmuştu. 19 Ocak 2009 haber10

Fransa'da yoğun kar yağışı yüzünden 70 bin ev elektriksiz kaldı
14 Aralık 2008
Fransa'nın iç bölgelerini etkisi altına alan yoğun kar yağışı yüzünden yaklaşık 70 bin ev elektriksiz kaldı.
İç bölgelerde son iki gündür aralıksız yağan kar nedeniyle bazı yüksek gerilim hatlarının önemli zarar gördüğü bildirildi. netgazete

Fransa'da demir yollarına, 3 haftada 4. kez sabotaj düzenlendi
11 Kasım 2008
Fransa'da demir yollarına üç hafta içinde dört sabotaj eylemi düzenlendi.
Son olarak dün gece Brüksel'den Perpignan'a giden bir hızlı tren, Narbonne kasabası yakınlarında rayların üzerine konan beton parçasına çarpt ı.
Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, trendeki hasar nedeniyle sefer uzun süre aksadı.
Ulaştırma Bakanı Dominique Bussereau Europe 1 radyo kanalına yaptığı açıklamada, "kazaya art niyetli kişilerin düzenlediği sabotajın sebep olduğunu" açıkladı ve "demir yollarının güvenliği ile ilgili önlemlerin artırılacağını" duyurdu.
Fransa'da son haftalarda Eurostar ve yurt dışına sefer yapan Thalys hızlı tren seferlerine yönelik üç sabotaj eylemi daha düzenlenmişti.
Saldırganlar, elektrik hatlarını keserek veya demir yolu raylarına zarar vererek sabotaj eylemlerini gerçekleştirmişti. netgazete

Fransız asker 3 askeri öldürdü
07 Nisan 2009
Fransa Savunma Bakanlığı, bir Fransız askerin Çad'da 2'si Fransız, 1'i Togolu üç askeri öldürdüğünü açıkladı.

Fransa Savunma Bakanlığı Sözcüsü Christophe Prazuck, Fransız askerin meslektaşlarını vurduktan sonra kaçtığını açıklarken, saldırının neden olduğu konusunda bilgi vermedi.

Eski Fransız sömürgesi olan Çad'da, halen Fransız askerleri bulunuyor.
haber7

Fransa'da doğal afet ilanı
26 Ocak 2009
Fransa hükümeti, yarın bakanlar kurulu toplantısında ''doğal felaket hali'' ilan edecek.

Fransa hükümeti, ülkenin güneybatısında hafta sonu etkili olan ve 9 kişinin ölümü ile önemli ölçüde maddi zarara yol açan şiddetli fırtına nedeniyle, yarın bakanlar kurulu toplantısında ''doğal felaket hali'' ilan edecek. haber7

Fransa'da mafya hesaplaşmaları 1 yılda %117 arttı
Fransa'da yer altı dünyası içindeki hesaplaşmalarda son yıllarda önemli artış gözleniyor. İçişleri Bakanlığından verilen bilgiye göre, 2007 yılında çeteler arasında 58 çatışma yaşanırken, bu sayı 2008 yılında yüzde 117 oranında artarak 128'e ulaştı. Yer altı dünyasının en etkili olduğu kentler arasında Paris, Marsilya ve Grenople ilk sıralarda yer alıyor. 31.01.2009 PARİS netgazete

Fransa Telecom'da bir intihar girişimi daha
Fransa'nın güneydoğusundaki Marsilya'da, intiharlarla sarsılan Fransız Telecom şirketinin bir çalışanın kendini asma girişimi, dün akşam son anda engellendi. Polis, raporlu olan ve ailesine bir SMS'le intihar edeceğini bildiren 54 yaşındaki adamın, son anda itfaiye erleri tarafından kurtarıldığını belirtti. Sendika, şirketteki yeniden yapılandırma operasyonlarıyla çalışanların, işlerini ve statülerini kaybetme tehdidi altında büyük stres içinde çalış masından yakınıyor.Fransa'da Telecom şirketinde son 18 ay içinde intihar edenlerin sayısı 24'e çıkmıştı 15.10.2009 MARSİLYA netgazete

FİLİSTİN TİŞÖRTÜ GİYEN ÖĞRENCİYE CEZA
16 Şubat 2010
Fransa'nın Lyon kentinde Claude Bernard Koleji öğrencisi Zeynep D. üzerinde 'Özgür Filistin' yazılı bir tişört giyerek okula geldiği için üç günlük uzaklaştırma cezası aldı.
Uzaklaştırma cezası olan Arap asıllı Zeynep D'nin adı açıklanmaya tarih öğretmeninin bir önceki derste kışkırtıcı şekilde İsrail'in Filistin'e yaptığı zulüm ile ilgili övgüyle bahsetmesi üzerine olayın yaşandığı ifade edildi. Bu propagandadan rahatsız olan Zeynep'in ertesi gün "Özgür Filistin" yazılı bir tişört giyerek öğretmenini protesto ettiği bildirildi. Zeynep'in, öğretmeninin söz konusu tişörtü saklamasını ihtar edip ardından sınıftan çıkmasını istemesine aldırmadığı belirtildi. Bu tutum karşısında daha da ileri giden öğretmenin Filistin'in haklarını savunanları 'şarlatanlar' olarak nitelediği kaydediliyor.

Durumu öğretmen açısından değerlendiren okul yönetimi 2 Mart'tan geçerli olmak üzere Zeynep'in okuldan 3 gün uzaklaştırılmasına karar verdi. Olayın ardından bölgedeki bir çok sivil toplum kuruluşu Zeynep'in cezasının kaldırılması için imza kampanyası başlattı. haber10

6 bebeğini öldürmekle suçlanan kadın yargılanıyor
16 Mart 2010
Fransa'da yeni doğan 6 bebeğini öldürmekle suçlanan Celine Lesage (38) adlı kadının yargılanmasına başlandı.
Atlantik kıyısına yakın Valognes kasabasında başlayan davada suçlu bulunması durumunda Lesage, ömür boyu hapse çarptırılacak.
Hamileliklerini gizleyen ve 6 bebeğini de doğumlarından hemen sonra öldüren kadın, plastik torbalara koyduğu bebeklerinin cesetlerini oturduğu apartmanın bodrumunda sakladı. netgazete

Fransa'da Kurşunlandı
26 Nisan 2010
Fransa'nın güneyindeki Istres kentinde bir camiye ateş açıldı. Dün sabah namazından önce düzenlenen saldırıda camiye 30 kurşun isabet ederken, ölen ya da yaralanan olmadı. Aktifhaber

100 milyon euro borcu olan Fransız Le Monde gazetesi, yabancı ellere düşebilir
09 Haziran 2010
Müşteri arayan Fransa'nın en prestijli gazetesi Le Monde borç batağından kurtulmak için müşteri arıyor. Fransa'nın Nazi işgalinden kurtulmasının ardından 1944'te Beuve-Mery tarafından Nazi işbirlikçiğiyle lekelenmiş diğer gazetelerin aksine bağımsız yayın idealiyle kurulan Le Monde'de gazeteyi kontrol edebilecek kadar hisse sahibi olan çalışanlar, yayın yönetmeni gerektiğinde görevden alabilme hakkına sahip. Ancak bu otonomi bu ayın sonunda tarihe karışabilir. Milliyet gazetesinin haberine göre; Fransız medya devi Lagardere, Le Monde'un yüzde 17 hissesini elinde bulunduruyor. Ancak şirketin, Le Monde grubunda hisse artırımı planlamadığı belirtiliyor. Le Monde'un bir diğer ortağı da elinde yüzde 15 hessi tutan İspanyol medya şirketi Prisa.

GAZETE DUYURDU

Le Monde grubu, çoğunluk hisseyi, gazeteyi 100 milyon euro tutarındaki borcunu ödeyebilecek kapasitede, muhtemelen yabancı bir yatırımcıya satmayı hedefliyor. Düşen reklam gelirleri, azalan tiraj, internetle rekabet ve ekonomik kriz, dünyanın diğer bir çok gazetesi gibi Le Monde'u da hayatta kalma mücadelesinin ortasında bırakmıştı. Gazetenin yayıncısı Eric Fottorino, geçen hafta gazetenin birinci sayfasında yayımlanan notunda, gazetenin tarihinde bir sayfanın kapanmak üzere olduğunu ilan etmişti. Fottorino, öğleden sonraları çıkan gazetenin üçü yabancı 5 talibi olduğunu duyurmuştu. Tekliflerin ay sonuna kadar alınarak, değerlendirileceği ardından satışla ilgili görüşmelerin başlayacağı belirtiliyor.

AVRUPALILAR İSTİYOR

Potansiyel müşteriler Fransız Nouvel Observateur grubu, İspayol El Pais'in yayıncısı Prisa, İsviçre'nin Le Temps gazetesinin yayıncısı Ringier ve Yves Saint Laurent'in eski ortağı ve sevgilisi Pierre Berge'nin de bulunduğu üçlü bir yatırımcı grubu. Fottorino, beşinci taliplinin adını açıklamadı ancak kulislerde bu müşteri adayının İtalyan La Repubblica'nın yayıncısı L'Espresso grubu olduğu konuşuluyor.

TİRAJI 300 BİNİN ALTINA DÜŞTÜ

2 yıl önce Fransız Le Monde, 70'i gazeteci 130 personelini işten çıkarmış, bu tensikat gazete tarihindeki ikinci grevle sonuçlanmıştı. Bugün 290 bin tirajlı Le Monde'da 280 gazeteci çalışıyor. Gazete 2004'te 370 bin tiraja ulaşmıştı. Le Figaro'nun rakibi konumundaki Le Monde 2009 yılında 25 milyon euro zarar yazdı. Gazetenin yıllık cirosu ise 398 milyon euro. netgazete

Fransa'da Memur Maaşları Dondurulacak!
01 Temmuz 2010
Bütçe açığını düşürmek için 2011 yılında memur maaşları dondurulacak...
Fransa, bütçe açığını düşürmek için 2011 yılında memur maaşlarını donduracak. Hükümet, memur maaşlarına, 1 Temmuz itibarıyla yüzde 0,5 zam yapıldığını, ancak 2011 yılında maaşlarda artış olmayacağını açıkladı. Hükümet, yaklaşık 5 milyon civarındaki memurun maaşlarına zam yapmayarak, bütçe açığının düşürülmesini hedefliyor.

Başbakan Francois Fillon, 2009 yılında memura yüzde 3,6 oranında zam yapıldığını ve düşük enflasyon oranıyla, memurun alım gücünde azalma yaşanmadığını söyledi. Küresel mali krizle birlikte, Fransa'da geçen yılki bütçe açığının 138 milyar Avro'ya çıkmıştı.

Bu rakam, 2008 yılındaki bütçe açığına oranla 81,7 milyar Avro artış göstermişti. Hükümet, bütçe açığının düşürülmesi için ilk etapta kamudaki 24.500 civarındaki kadronun kaldırılmasını düşünüyor. Fransa, kamu borçlarını düşürmek için devlete ait 1.700 taşınmazı satışa çıkartmayı kararlaştırmıştı. Fransa'da, 2010 yılında sosyal güvenlik sistemindeki açık 26,8 milyar avro civarında olması bekleniyor. aktifhaber

Fransa'daki skandal iktidarı sarsıyor
06.07.2010
Fransa'daki kozmetik devi L'Oreal'in sahibi Liliane Bettancourt'un, kızıyla arasında başlayan ''servet kavgası'' ve ardından yaşanan zincirleme gelişmeler, iktidarı da sarsmaya başladı.

Aile içindeki ''servet kavgası'' ile başlayan tartışmada, Fransa'nın en zengin kadını Liliane Betancourt'un vergi kaçırdığı ve buna bir dönem Bütçe Bakanlığı yapan, halen Çalışma Bakanı olan Eric Woerth'in karısının bu ünlü şirkette çalıştığı gerekçesiyle göz yumduğu yolundaki iddialar, geçen hafta ülkedeki siyasi gündemi belirlemişti.
L'Oreal'in sahibinin eski muhasebecisi, patronunun 2007 yılında Nicolas Sarkozy'nin seçim kampanyasına yüklü miktarda nakit bağış yaptığını ve bu paranın iktidar partisinin ''kasası'' olarak bilinen Bakan Woerth'e teslim edildiğini iddia etti. haberx

Fransa, 8 bebeğini öldüren anneyi konuşuyor
Fransa'nın kuzeyinde bulunan Duai kenti yakınlarındaki Viller-au-Tertr'de yaşayan 45 yaşındaki hemşire Dominique Cottrez'in 8 yeni doğmuş bebeğini boğarak öldürdüğü ve bebekleri evlerinin bahçesine gömdüğü belirtildi. Olay, Viller-au-Tertr'deki evin yeni sahiplerinin bahçede 2 bebeğin ceset kalıntılarını bulup polisi aramasıyla ortaya çıktı. İhbar üzerine evin çevresinde özel eğitimli köpeklerle arama yapan polis, toplam 8 bebek cesedine ulaştı. 30.07.2010 PARİS netgazete

Fransa'da Polis bebekleri yerlerde sürükledi!
31.07.2010
Fransa'nın başkenti Paris'in çevresindeki banliyölerden birinden zorla çıkartılan Afrikalı göçmenlere ve çocuklarına yönelik polis müdahalesinin şok edici görüntüleri ortaya çıktı.

21 Temmuz'da Paris'in La Courneuve bölgesinde çekilen görüntülerde polisin belediyenin sağladığı evlerden yeni bir konut projesi nedeniyle 8 Temmuz'da atıldıktan sonra sokaklarda yaşamak zorunda kalan çoğu kadın ve çocuk 60 kişilik kaçak göçmen grubuna sert müdahalesi gözler önüne seriliyor. Akıl almaz görüntülerde, polisler anne ve bebeklerini yerlerde sürüklüyor.
Çoğu Fildişi Sahili'nden gelmiş olan göçmenlerin 3 ila 10 yıldır son derece kötü koşullarda Fransa'da yaşadıkları belirtiliyor. Korkunç müdahalede yaralanan olmadığı söylenirken, görüntüler büyük tepki çekti. Olayla ilgili soruşturma başlatılması bekleniyor.
(GAZETEPORT)

Fransızlar, sınırdışı edilen Romanlar için yürüdü
04 Eylül 2010
Fransızlar, hükümetin Romanları toplu sınır dışı etmesini ve göçmenlerin ellerinden vatandaşlık haklarının alınmasını öngören yasa tasarısı hazırlığına karşı çıkmak için ülke genelinde protesto eylemleri düzenledi.
Muhalefetteki sol partilerle yaklaşık 30 sivil toplum örgütü ve insan hakları derneği, "Hoşgörüsüzlüğe Karşı, Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" temasıyla düzenlenen protesto gösterilerine destek verdi. netgazete

Carla’nın Aşkları Paris’i Karıştırdı
09 Eylül 2010
Carla Bruni'nin aşkları anlatan kitap Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee'yi alarma geçirdi

FRANSA Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin eşi Carla Bruni'nin anlatıldığı biyografi kitabı Elysee Sarayı'nda paniğe neden oldu. Fransız araştırmacı-gazeteci Besma Lahouri tarafından kaleme alınan biyografide first lady'nın eski aşkları, “cinsel yaşamı”, estetiğe olan bağlılığının yanı sıra mankenlik hayatı ilginç detaylarıyla ele alınıyor. Birkaç gün içinde raflarda yerini alacak olan kitapta, Carla'nın İngiliz gitarist Eric Clapton ve rock şarkıcısıMick Jagger ile bilinmeyen aşkı da anlatılıyor. Lahouri'nin, üstünde 1.5 sene araştırma yaptığı kitapta, sansasyonel bir iddianın da yer aldığı öğrenildi.

ELYSEE HAREKETE GEÇTİ

Kitaptaki sansasyonel iddiaların Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin popülaritesine zarar vereceğinden endişelenen Elysée Sarayı'nın Besma Lahouri ve Flammarion Yayınevi'ni tehdit ettiği öğrenildi. Fransız “Marianne 2.fr” sitesinin haberine göre, Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee'deki yetkililer, yayınevini arayarak en küçük “hatalı bilgi” konusundamahkemelere başvuracaklarını ilettiler. aktifhaber

Fransa'da Türk Sinemacıya Irkçı Saldırı
22 Eylül 2010
Avrupa Konseyi, ünlü Odyssee sineması müdürü Faruk Günaltay'a yönelik ırkçı saldırıyı kınadı.

Bakanlar Komitesi adına toplanan büyükelçiler seviyesindeki daimi komite, bu sabahki toplantıda ırkçı saldırıyı görüştü.

Günaltay'ı yakından tanıyan büyükelçiler, saldırıyı kınarken, dayanışma mesajı gönderdi.

Les Dernieres Nouvelles d'Alsace gazetesi, bugün sayfalarında, ırkçı saldırıya geniş yer verdi.

Günaltay'ın evinin önünde kendisi ve eşine ait iki otomobil, önceki gece kimliği belirlenemeyen saldırganlar tarafından kundaklanmıştı. Saldırganların, Günaltay'ın evinin kapısına da Nazi sembolü gamalı haç çizdikleri belirlenmişti.

Saldırıyla ilgili soruşturma polis tarafından sürdürülüyor.

-AVRUPA KONSEYİ'NİN YAKINDAN TANIDIĞI İSİM-

Avrupa Konseyi'nin insan haklarıyla ilgili her yıl yaptığı sinema ödül töreni, Günaltay'ın yöneticiliğini yaptığı Odyssee sinemasıyla birlikte düzenleniyor.

Strasbourg'da her yıl düzenlenen ''Türk sinema haftasının'' kurucusu olan Günaltay, Türkiye'nin uzun zaman Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Eurimages'da temsilciliğini yapmıştı.

Müdürlüğünü yaptığı Avrupa'nın en eski sinemalarından birisi olan Odyssee, Avrupa'daki önemli sanatsal filmleri Fransız seyircisiyle tanıştırmasıyla ünlü.

Aşırı sağcı seçmenlerinin yoğun yaşadığı Strasbourg'da, Müslüman ve Musevi mezarlıkları ve ibadet yerleri sık sık ırkçı saldırılara hedef oluyor. aktifhaber

Emeklilik Fransa'yı ateşe verdi
18 Ekim 2010
Sarkozy hükümetinin 'emeklilik reformu' Fransızları ayağa kaldırdı. Geçen haftadan bu yana süren protestolara şiddet de karıştı. Paris'in batısındaki bir banliyöde öğrenciler polisle çatıştı

Fransa'da emeklilik yaşının yükseltilmesini öngören tasarıya yönelik protestolar büyüyerek devam ediyor. Paris banliyölerinde öğrenciler polisle çatışrken, göstericiler araçları ateşe verdi.

Paris'in bir başka bölgesinde de gençler yine sokaktaydı. Rafinerilerdeki eylemler nedeniyle ülkenin birçok bölgesindeyse yakıt sıkıntısı başgösterdi. Pompalar önünde kuyruklar oluşuyor.. Emeklilik yaşını 60'dan 62'ye çıkartan tasarı Senato'da Çarşamba günü oylanacak. Bu oylamadan bir gün önce çalışanlar en geniş katılımlı genel greve hazırlanıyor haber10

Fransa'daki kriz, hayatı alt üst etti
Fransa'da emeklilik reformunu protesto eden petrol rafinerisi işçilerinin başlattığı grevler yakıt sıkıntısını giderek artırırken, Paris ve Lyon başta olmak üzere bazı kentlerde öğrenciler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar meydana geliyor. Grevler ve protesto eylemlerinin eğlence sektörünü de olumsuz etkilediği bildirildi. Amerikalı pop yıldızı Lady Gaga, Paris'te vereceği iki konseri iptal etmek zorunda kaldığını duyurdu. 22.10.2010 PARİS netgazete

Banyoda kilitli kalan kadın 3 hafta sonra kurtuldu
Fransa'da, evinin banyosunda kilitli kalan 69 yaşındaki bir kadın 3 hafta sonra kurtarıldı. Polis, Paris yakınındaki Epinay-sous-Senart bölgesinde banyosunda yanlışlıkla kilitli kalan kadının, 3 hafta boyunca sadece sıcak su içerek hayatta kaldığını belirtti. 23.11.2010 netgazete

Fransız savunma şirketinden işçi kıyımı!
25 Kasım 2010
Fransız savunma elektroniği şirketi Thales, Fransa'da 1500 kişiyi işten çıkarmayı planlıyor.

Radar, havacılık elektronik sistemleri ve güvenlik ekipmanları alanında Avrupa'nın en büyüklerinden olan Thales yetkililerince yapılan açıklamada, bazı faaliyet alanlarında yaşanan talep daralması ve Avro'daki değer kaybı nedeniyle Fransa'daki iş gücünü 1500 kişi azaltmayı planladığını belirtti. haber10

Fransa’daki kriz, hayatı alt üst etti
Aralık 26, 2010
Fransa’nın Başkenti Paris ve Lyon başta olmak üzere bazı kentlerde öğrenciler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar meydana geldi.
Fransa’da emeklilik reformunu protesto eden petrol rafinerisi işçilerinin başlattığı grevler yakıt sıkıntısını giderek artırırken, Paris ve Lyon başta olmak üzere bazı kentlerde öğrenciler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar meydana geliyor.
Eyleme katılan şoförlerin araçlarıyla yollara ve havaalanları girişlerine kurdukları barikatlar ulaşımı olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Rafinelerdeki grevler ve yakıt depoları önündeki barikatlar yüzünden, ülkedeki benzin istasyonlarının dörtte biri sürücülere hizmet veremiyor.
İçişleri Bakanlığı, hafta başından bu yana çıkan olaylarda yaklaşık 1900 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
dunyabulteni.net

Fransa'da 13 saat rötar yapan 'cehennem treni'
29 ARALIK 2010
'Tekerlekli cehennem' hedefine 13 saat rötarla ulaştı
Fransa'nın Strazburg şehrinden İspanya sınırındaki Portbou'ya gitmek için yola çıkan tren, başına gelen talihsizlikler sonrasında 13 saat rötarla hedefine ulaştı.
Tren ve 600 yolcusunun kaderi, Fransa basınında geniş yer aldı.

Yolculardan biri treni "tekerlekli cehennem" olarak tanımladı.
Trenin başına gelen talihsizlikler arasında, kötü hava koşulları, geciken bir şöför, bozulan motor ve trende sorun çıkaran sarhoş yolcular var.
'Gemi enkazından çıkmış gibiyiz'
Fransa-Almanya sınırındaki Strazburg şehrinden Pazar akşamı yola çıkan trenin, Pazartesi sabahı Portbou kentine ulaşması bekleniyordu.
Ancak tren hareket ettikten kısa bir süre sonra, üç gündür aralıksız çalışan şöförün değiştirilmesi gerektiğine karar verildi.
Yeni şöför ancak ertesi sabah saat 06:00'da trene ulaşabildi.
Şöför değişimini beklerken uyumak isteyen yolcular ise, sarhoş olup olay çıkaran "iki üç kişinin" azizliğine uğradı.
Polis, sarhoşlara müdahale edip, bu kişileri trenden indirdi.
Tekrar hareket eden trenin motoru bozulunca, üç saatlik bir rötar da yeni motor beklerken gerçekleşti.
Yaklaşık 13 saat rötarla tren, son hedefine pazartesi akşamı saat 22:00 sularında ulaştı.
Tren yolculuğunu iki küçük çocuğuyla yapan Solange isimli yolcu, "vardığımıza çok memnunuz, gemi enkazından çıkmışız gibi hissediyoruz" dedi.
Demiryolu şirketi ise olayı "ciddi ancak münferit" olarak tanımladı ve yolculara bilet paralarını geri ödeyeceğini, ayrıca bedava dönüş bileti temin edeceğini açıkladı. BBC

Kaddafi: "Sarkozy delidir"
15 Mart 2011

Libya lideri Albay Kaddafi, geçtiğimiz günlerde kendisi hakkında 'Adamlarınla beraber git' diyen Sarkozy için tuhaf ifadeler kullandı. Kaddafi 'Bunu yalnız ben değil yanındakiler de söylüyor' dedi.

Libya lideri Albay Muammer Kaddafi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy için ''Arkadaşım ama delidir'' ifadesini kullandı.

Kaddafi Alman televizyonu RTL'ye yaptığı açıklamada, ''O benim arkadaşım, ama sanırım biraz deli. Psişik bir hastalıktan mustarip. Bunu etrafındakiler söylüyor. İş arkadaşları psişik bir rahatsızlığı olduğunu söylüyorlar'' dedi. haber10

Fransa İçin Bir Cinsel Taciz Şoku Daha
29.05.2011
Strauss-Kahn'ın cinsel tacizden dolayı IMF Başkanlığı'ndan istifa etmesinin ardından Fransa bu kez bir bakanla ilgili taciz suçlamasını konuşuyor.



Cinsel tacizle suçlanan Fransa Kamu Hizmetleri Bakanı Georges Tron istifa etti. Açıklama Başbakan François Fillon tarafından yapıldı.
Hiç bir şeye karşı önyargılı olmadığını söyleyen Fillon, "Devlet bakanına karşı yapılan şikayetlerde kararı adalet verecektir" dedi.

İstifa ilanından kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Alain Juppe, devlet bakanını istifaya davet etmişti.

Paris’e yakın Evriy bölgesinde Draveil Belediyesi eski iki çalışanı tarafından, Georges Tron hakkında cinsel saldırı nedeniyle şikayet dilekçesi vermişti.

Demokrat Hareketi Başkanı François Bayrou "Bugün Fransa’da Dominique Strauss-Kahn’ın cinsel tacizden yargılanması kolay değilken, Georges Tron aleyhine cinsel taciz suçlamaları yapılması Fransa için bir şok daha oldu" dedi. TRT

Eski Bakana Tecavüz Soruşturması
23.06.2011
Fransa'da hakkındaki tecavüz suçlamasından ötürü iki gün sorgulanan eski bakanlardan Georges Tron mahkemeye çıkarıldı.



Fransa’da hakkındaki tecavüz suçlamasından ötürü iki gün sorgulanan eski bakanlardan Georges Tron mahkemeye çıkarıldı ve kefaletle serbest bırakıldı.
Tecavüz suçlamasıyla hakkında dava açılan Tron suçlu bulunursa 20 yıla kadar hapis cezası alabilecek.

Paris’in güneyindeki Draveil’in belediye başkanı olan ve belediye binasında çalışan kadınlara cinsel tacizde bulunmakla suçlanan 53 yaşındaki iktidar partisi sağcı UMP mensubu Tron, hakkındaki suçlamaları reddetti ve bunun aşırı sağın komplosu olduğunu söyledi.

İki kadın Tron hakkında şikayetçi olurken, görgü tanığı olarak ortaya çıkan üçüncü bir kadın davacı olmadı.TRT

Fransa Cumhurbaşkanına Saldırı Şoku
30 Haziran 2011
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Lot-et-Garonne bölgesine yaptığı ziyaret sırasında saldırıya uğradı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Lot-et-Garonne bölgesine yaptığı ziyaret sırasında saldırıya uğradı. Saldırgan, güvenlik ekipleri tarafından etkisiz hale getirilmeden Sarkozy'i ceketinden yakaladı. Koruma ekipleri saldırganı gözaltına alırken Sarkozy'nin olay anında yaşadığı şaşkınlık kameralar tarafından kaydedildi. aktifhaber

La Tribune Gazetesi İflasını İstedi
24 Kasım 2011


Krizin vurduğu Fransız La Tribune gazetesi mahkemeye başvurarak iflasını istedi.

Ekonomik kriz, ekonomi gazetesini vurdu..

Fransa'nın ünlü ekonomi gazetesi La Tribune (la tribün), mahkemeye başvurarak yıl sonuna kadar iflasını istedi.
La Tribune yönetiminden yapılan açıklamada, ekonomik açıdan zor durumdaki gazetenin satışa çıkartılacağı duyuruldu.

Yönetimin açıklamasında, yaz aylarından bu yana gazetenin içine düştüğü mali krizin artması üzerine, ''zor ve sancılı'' da olsa bu kararın alınmak zorunda kalındığı ifade edildi.

Açıklamada, tarihi gazetenin kayyuma devredileceği bildirildi.
TRT

Fransa'da Irkçılık Tırmanışta
12 Ocak 2012

Fransa'da yapılan bir ankete göre halkın neredeyse üçte biri aşırı sağcıları destekliyor.

Eşitlik, kardeşlik ve özgürlük gibi ilkeleri savunan Aydınlanma Devrimi'nin beşiği Fransa'da ırkçılık hızla yayılıyor.
Yapılan bir kamuoyu araştırması bütün dünyaya demokrasi ve insan hakları konusunda ders vermeye kalkan Fransızların, üçte birinin ırkçı görüşlere sahip olduğunu ortaya çıkardı.
TNS SOFRES isimli kamuoyu araştırma kuruluşunun, Fransız medyası için gerçekleştirdiği ankete göre Fransız halkının yüzde 31'i, Marine Le Pen'in lideri olduğu ırkçı Milli Cephe partisinin fikirlerini onaylıyor.
Geçen yıl ocak ayında yapılan aynı araştırmada ırkçı partiye destek oranının yüzde 22 olduğu belirtilerek artışa dikkat çekiliyor.

Fransa'nın ciddiyeti ile tanınan sol eğilimli Le Monde gazetesi, gelişmeyi "Fransızların üçte birine yakını Milli Cephe'nin fikirlerine katılıyor" başlığıyla manşetine taşıdı.
TNS SOFRES'in genel müdürü Edouard Lecerf , gazeteye yaptığı açıklamada ırkçı partinin geçmişte kamuoyunda "itici" bir algılamaya sahip olduğunu belirterek, "Milli Cephe" ifadesinin artık normalleştiğine" dikkat çekti.

6-9 Ocak tarihleri arasında yapılan ankette Fransızların yüzde 62'si ise Le Pen'in partisine destek vermediğini belirtti.

Irkçı partiye desteğin büyümesinin mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi dengeleri değiştirebileceği ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 2007'de yapılan seçimlerde ırkçı partilerin seçmenlerinin oylarını kazanmak için aşırı sağın argümanlarını benimsemekle suçlanmıştı.
Sarkozy, bu çerçevede Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği'ne muhalefeti ve Müslüman göçmen karşıtlığını seçim kampanyasının önemli başlıkları haline getirmişti.
TRT

Fransa'da Hava Ulaşımı Felç...
07 Şubat 2012
Sivil havacılık çalışanlarının, kendileriyle ilgili hazırlanan yasa tasarısını protesto etmek için başlattıkları grev, hava ulaşımını aksatı

Fransa'da hava ulaşımı felç oldu.

Sivil havacılık çalışanlarının, kendileriyle ilgili hazırlanan yasa tasarısını protesto etmek için başlattıkları grev, hava ulaşımını aksatıyor.
Paris'ten yapılan uçuşların yüzde 40'ı iptal edildi.
Fransa'nın en büyük havaalanı Roissy'de grev nedeniyle çok sayıda yolcu mahsur kaldı.

Pilotlarla uçuş, kabin ve alan çalışanları, greve gitmek için en az 48 saat önceden uyarı yapılmasını zorunlu kıldığı gerekçesiyle yasa tasarısına karşı çıkıyor...
TRT

Fransa'da Yahudi okuluna saldırı: 4 ölü
19 MART 2012

Fransanın, Toulouse kentinde bir Yahudi okulu önünde bir öğretmen haham ile iki oğlunu ve dokuz yaşında bir çocuk silahla öldürüldü.

Olay yerindeki bir Fransız televizyonu muhabiri, siyah bir motosiklet kullanan saldırganın açtığı ateşte, ciddi şekilde yaralananlar olduğunu söylüyor.

Ateş açtıktan sonra motosiklet ile kaçan saldırganın kullandığı silahın, ülkede son 10 günde düzenlenen iki diğer saldırıda kullanılanlar ile aynı silah olduğu belirtiliyor.

Yekililer sonuncusu Ozar Hatorah adlı Yahudi okulunun önünde düzenlenen saldırıların bağlantılı olduğuna inanıyor.

Toulouse'a gitmekte olan Fransa Baş Hahamı Gilles Bernheim, saldırıyı "ürkütücü" diye niteledi.

Fransa'daki farklı etnik ve dini azınlıkları hedef alan saldırıların hangi saiklerle düzenlendiğini bilinmiyor.

Ülkenin aynı bölgesinde geçen hafta paraşütçü birliğinden Kuzey Afrika kökenli üç asker silahlı saldırıda öldürülmüşlerdi.

Ozar Hatorah okulundaki saldırı, 46 kilometre ötedeki Montabuan kasabasında üç Fransız askerinin motosikletli bir kişi tarafından öldürülmesinin ardından yaşandı.

Görgü tanıkları, öğrencilerin Ozar Hatorah okuluna bırakıldığı bir nokta yakınlarında bekleyen bir kişinin, ateş açtıktan sonra bir motosikletle kaçtığını söylüyor.

Geçen hafta saldırıya uğrayan üç askerin Kuzey Afrika kökenli oldukları ve Montauban'da askeri üsleri yakınında bir yerde bankamatikten para çekerken mopedli silahlı bir kişinin saldırısına uğradıkları, kasklı saldırganın kaçtığı bildiriliyor.

Saldırıya uğrayan üç asker de Montauban'da üslenen 17. paraşüt istihkâm birliğindendi.

Kentin birçok bölgesini kordon altına alan polis, saldırganı yakalamak için operasyon başlattı.

MBR Haber

Fransa'da kuşatılan zanlının apartmanında patlamalar oluyor
22 MART 2012



BBC'nin haberine göre Fransız komando timleri, Toulouse kentinde bir apartmandaki şüpheliyi yakalamak üzere kuşatılan apartmana girmeye çalışıyor.

Üç ayrı patlama duyulan apartmandaki şüpheli, Cezayir asıllı Fransız vatandaşı Muhammed Merah'ın ülkenin güneyindeki üç ayrı saldırıda üçü çocuk toplam yedi kişiyi öldürdüğünden şüpheleniliyor.

Baskının düzenlendiği dört kişinin öldürüldüğü Yahudi okuluna üç kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Silahlı kişinin terörle mücadele uzmanlarıyla yürüttüğü müzakereye son verdiği belirtiliyor.

Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant, El Kaide militanı olduğunu belirten Muhammed Merah adlı kişinin dışarı fırlattığı tabancanın dışında elinde en az bir Kalaşnikov ve bir mini-Uzi ile birkaç tabanca bulunduğunu belirtmişti.
Gueant daha önce yaptığı açıklamada, şüphelinin öğleden sonra teslim olacağını söylediğini de aktarmıştı.

Merah'ın bir süre Pakistan ve Afganistan'da kaldığı ve bomba yerleştirmekten dolayı Afganistan'da üç yıl hapis yattığı belirtiliyor.

Gece saatlerinde başlayan operasyonun ilk anlarında çıkan çatışmada iki polis yaralanmıştı.

El Kaide üyesi bir mücahit olduğunu söyleyen kişi, polisin eve girmeye çalışması sırasında kapının arkasından ateş etmişti.

Merah, "Eylemleri Filistinli çocukların intikamını almak ve Fransa'nın Afganistan'daki askeri varlığını protesto etmek için düzenlediğini" söylemişti.

Bu arada, son saldırıda ölen haham ve üç çocuğun cenazeleri için İsrail'in Kudüs kentinde cenaze töreni düzenlendi.

Cenaze törenine özellikle Fransızca konuşan Yahudi toplumdan binlerce kişi katıldı.
MBR Haber

Bir 'Haysiyet Şövalyesi': Şehid Muhammed Merah
22 MART 2012



BBC'nin haberi:

Merah'ın profili: Sakallı, sessiz çocuk

Fransa'da yedi kişiyi öldürdüğü düşünülen zanlı Muhammed Merah, 23 yaşında, Cezayir kökenli bir Fransız vatandaşı.

Merah, Toulouse ve Montauban'daki saldırılardan önce Pakistan ve Afganistan'a yaptığı ziyaretlerle Fransız istihbaratının dikkatini çekti.
Ayrıca terörle bağlantılı olmayan suçlardan hapis yatması nedeniyle kayıtlarda olan bir kişiydi.

'Tek pişmanlığı daha fazla kişiyi öldürememek'

Fransız savcılara göre Merah, yaptıklarından dolayı pişmanlık duymuyor. Tek pişmanlığı "daha fazla kişiyi öldürememiş olmak."

Merah'ın ayrıca "Fransa'ya diz çöktürdüğü" için kendisiyle gurur duyduğu belirtiliyor.

Savcı François Molins'e göre Merah bu eylemleri Filistinli çocukların intikamını almak, Fransız askerlerinin Afganistan'daki varlığını ve ülkede peçenin yasaklanmasını protesto etmek için gerçekleştirdi.

Zanlının daha önce kendisini "mücahit" ve El Kaide üyesi olarak tanımladığı belirtildi.

'Haysiyet Şövalyesi'

Fransız BFM televizyonuna göre Merah'ın geçen ay Fransa'da yasa dışı ilan edilen radikal İslamcı 'Forsane Alizza' (Haysiyet Şövalyeleri) örgütüyle bağlantısı var.

France 24, saldırıları gerçekleştirdiğini iddia eden kişinin kanalı arayarak tüm saldırılarını videoya kaydettiğini ve internette yayınlayacağını söyledi.
Bir komşusuna göre Merah "şimdiye kadar dikkat çekici bir şey yapmayan sakallı, sessiz biri".

Le Point dergisine göre beş çocuklu bir ailenin oğlu olan Merah, araba tamircisi.

Sabıka kaydı

Sicilinde şiddet içeren 18 ayrı suç bulunan Merah çocukluğunda da suç işlemiş. 2007 ve 2009'da hapis yatmış.

Ancak arkadaşları, Merah'ı 'herkesle iyi geçinen iyi bir çocuk' olarak niteliyor.

Pakistan yolculuğu

Fransız basınına göre Muhammed Merah biri 2010, diğeri 2011'de olmak üzere iki kez Pakistan'a gitti.

Le Monde'a göre, Pakistan'da militanlardan eğitim aldıktan sonra Afganistan'a geçti. Sınırda bir kez Afgan devriyeleri tarafından durduruldu.
Bu sırada gözaltına alınmadı ancak adı Batılı ülkelere bildirildi.

Bazı Fransız kaynaklara göre, Merah 2010'da Afganistan'da terörle bağlantılı olmayan bir suçtan gözaltına alındı.

Fransız polisinin evini kuşatmasından bir kaç gün önce bir komşusu Merah'ı yakınlardaki bir futbol sahasında namaz kılarken gördüğünü söylüyor.
Le Point, Merah'ın hapisteyken radikalleştiğini öne sürdü.

haber1001

'Fransa'daki Yahudiler tedirgin'
28 MART 2012

BBC'nin haberine göre; Fransa'nın Toulouse kentinde 4 Yahudinin öldürülmesinden sonra bir Yahudi çocuğu da dövüldü.

Paris'in güneydoğusundaki bir Yahudi okulunun yakınında, 12 yaşındaki bir Yahudi erkek çocuk, iki gencin fiziksel ve sözlü saldırısına hedef oldu. Çocuğun ensesine yumrukla vuran ve çocuğu döven gençlerim, ayrıca "pis Yahudi" diye hakaret ettikkleri bildirildi.

Saldırıya uğrayan 12 yaşındaki çocuk ciddi yara almadı. Çocuğa okulun uzağında saldırıya geçildiği, okulu koruyan polisin olayı göremediği kaydedildi.
Okulun insan kaynakları bölümü müdürü Katia Normal, Yahudi aleyhtarı sloganlar bağıran saldırganların olayın mağdurundan birkaç yaş büyük iki çocuk olduğunu belirtti.

Fransa'daki Ozar Hatorah Yahudi Okullarının müdürü Jean-Paul Amoyelle, bu tür saldırıların sürmesinden kaygı duyduklarını söyledi.
Toulouse'da 19 Mart'ta 4 Yahudinin öldürüldüğü, bir Yahudinin de ağır yaralandığı Yahudi okuluna da, tehdit ve hakaretler içeren e-postalar gönderildiği bildiriliyor.

Le Parisien gazetesi, e-postalarda, öldürme olaylarının "yalnızca bir başlangıç olduğu" tehdidinin yer aldığını yazdı.

E-postaların altında 'Fransa Yüksek Hakimi' ve "gerçek Fransız halkı" şeklinde imzalar atıldığı belirtiliyor; bunlardan da, postaların, İslamcılardan ziyade aşırı milliyetçi grupların işi olabileceği sonucu çıkarılıyor.

Muhammed Merah'ın eyleminden bu yana Fransa'nın çeşitli yörelerinde Yahudileri hedef alan başka taciz olayları da meydana geldiği bildiriliyor.
haber1001

Paris'te seri katil alarmı!
08 Nisan 2012
Fransa'nın başkenti, Paris’te son 5 ay içinde 4 kişinin öldürülmesi üzerine güvenlik güçleri alarma geçti.

Cinayetlerde aynı silahın kullanıldığı belirlenirken, cinayetleri bir seri katilin işlediği üzerinde duruluyor.

Paris polisi, geçen Kasım ayından bu yana kentteki 100 kilometrelik alanda işlenen 4 cinayette de 7,65 mm bir silahın kullanıldığını belirleyince, olayların birbirleri ile bağlantısını soruşturmaya başladı. Görgü tanıkları, kimliği belirlenemeyen kişinin Suzuki GSXR 750 model marka beyaz-mavi bir motosiklet kullandığını ve hızla olay yerinden uzaklaştığını bildirdi.

Bir seri katilin olabileceği şüphesinin artması üzerine Paris genelinde ek olarak yüzlerce polis görevlendirildi. Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant, Europe 1 Radyosu'na verdiği demeçte, "Cinayet serisini tüm imkânlarımızla soruşturmaya başladık ve tüm güvenlik güçlerimizi devreye geçirdik" dedi.
ahaber

Paris’te eşcinsel evlilik karşıtı eylem
13 OCAK 2013



BBC'nin haberine göre Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelen on binlerce kişi, hükümetin eşcinsellere evlilik ve evlat edinme hakkı verme planlarını protesto etti.
Üç ayrı noktada buluşup yürüyüşe geçen göstericiler Eyfel Kulesi yakınındaki Champs de Mars’ta bir araya geldi.

Fransa’daki sosyalist hükümet bu yıl eşcinsellerin hakları konusunda yeni yasal düzenlemelere gitmeyi planlıyor.

Katolik Kilisesi ve muhalefetteki sağ partilerin de desteklediği gösteriye katılanlarsa eşcinsellere evlilik ve evlat edinme hakkının verilmesinin, toplumun olmazsa olmaz temel değerlerinin altını oyacağını belirtiyor.

Farklı kentlerden tren ve otobüslerle Paris’e gelen göstericilerin sözcüleri eyleme 500 kişinin katıldığını açıkladılar.
Polis yetkililerine göreyse eyleme 10 bin kişi katıldı.

Gösteride ‘Senin yasanı istemiyoruz, François’, ‘Medeni kanunuma dokunma’ yazılı dövizler taşındı.
haber1001

Fransa'yı sarsan vahşet:Bir anne, üç çocuğunun boğazını keserek öldürmek suçundan gözaltına alındı
22 Şubat 2013

Fransa'nın başkenti Paris'in banliyösü Meaux'da, bir anne üç çocuğunun boğazını keserek öldürmek suçundan gözaltına alındı.

Yaşları 9, 11, 17 olan, ikisi kız üç çocuğun, evlerinde boğazların kesilmesi ve aldıkları bıçak darbeleri sonucu hayatlarını kaybettikleri ortaya çıktı.

Bir hastanede doktorluk yapan babanın, evde çocuklarını adeta ''kan gölü'' içinde bıçaklanmış görmesinin ardından şoka girdiği bildirildi.
TRT

Fransa'da bir kadın, bebeklerini öldürüp buzlukta saklamakla suçlanıyor
27 Mart 2013

Fransa'da bebeğini öldürdüğü için daha önce hapis yatan bir kadının, tahliye edildikten sonra doğurduğu bebeklerini de öldürdüğü ve buzlukta sakladığı iddia ediliyor.

İddiayı soruşturan Fransız savcı, ülkenin iç bölgelerindeki Bourg-En-Bresse kasabasında meydana gelen olayla ilgili basın toplantısı düzenledi.

İsmi açıklanmayan 32 yaşındaki kadının, "2011 ve 2012'de doğurduğu bebekleri suda boğarak öldürdüğünü itiraf ettiğini" söyleyen Savcı, genç kadın hakkında cinayet suçlamasıyla dava açılacağını duyurdu.

Olayın ardından, genç kadının, 2002'de bebeğini öldürmek suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ancak 2010'da tahliye edildiği ortaya çıktı.
TRT

Fransızlar sosyal patlamadan korkuyor
27 Nisan 2013



Fransa'da yapılan kamuoyu araştırması, halkın yüzde 70'inin gelecek aylarda sosyal patlamadan korktuğunu ortaya koydu.

Bir kamuoyu araştırma merkezinin anketine göre, özellikle işçilerin yüzde 81'i, muhtemel bir "sosyal patlamadan" ciddi bir şekilde endişe duyuyor.

Fransa'da üst düzey yöneticiler ve serbest meslek sahipleri arasında ise bu oran yüzde 57 civarında bulunuyor.

Ülkede son rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 10,6 civarında seyrediyor.

Geçen yıl ekonomik büyüme sağlayamayan Fransa'da hükümeti en fazla rahatsız eden konuların başında, giderek artan bütçe açığı ve sosyal güvenlik sistemindeki "kara delikler" geliyor.

Son ekonomik veriler geçen yıl seçilen Cumhurbaşkanı François Hollande'ın arkasındaki halk desteğinin hızla düşmesine yol açıyor.
TRT

Sapık evliliğe izin veren yasanın öfkesi dinmiyor: Paris savaş alanına döndü
27 Mayıs 2013



Fransa'da sapık evliliğe izin veren yasanın parlamentodan ve cumhurbaşkanının onayından geçmesinden bu yana, ortalık savaş alanına döndü.
Hemen her gün yasaya karşı çıkan onbinlerce kişi gösteriler düzenliyor, polisle çatışıyor.

Paris'in 3 ayrı yerinde düzenlenen gösterilere 150 bin kişi katıldı.

Göstericilerden ayrılan 200 kişilik bir grup, polisi ve gazetecileri taş ve şişe yağmuruna tuttu, polis de göz yaşartıcı bomba kullandı.

İktidardaki Sosyalist Parti'nin çatısına tırmanan bir grup gösterici, "Hollande istifa" yazılı pankart açtı. Çıkan çatışmalarda 100'e yakın kişi gözaltına alındı.

Fransa'da sapık evliliği ile ilgili tartışmalar, ünlü tarihçi Dominique Venner'nin Nortre Dame Kilisesi'nde yasayı protes


En son Ekim tarafından Çrş Ağu 14, 2013 10:31 pm tarihinde değiştirildi, toplam 8 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Ekm 14, 2009 11:30 pm    Mesaj konusu: İşe yaramazlık kabusu; Telecom intiharları Alıntıyla Cevap Gönder

Kumandan Carlos: “La Santé Cezaevi’ndeki tecrid hücreleri…" (*)



Bugün, günlük “Libération” gazetesinde, iki ay önce kapanan La Santé Cezaevi hakkında bir makale var. Bu çerçevede “Libération”dan bir gazeteci daha önce bana bir mesaj göndermiş ve La Santé’deki “tecrid” hücreleriyle ilgili birşeyler yazmamı rica etmişti. Ben de yazmış ve 22 Ağustos’ta kendisine göndermiştim. Aynen yayınlamadıkları ama makalede bahsini ettikleri bu yazıyı Fransızca kaleme almıştım ancak sizin için tercüme edeceğim:

– “La Santé Cezaevi’ndeki tecrid hücreleri…

20 yıllık mecburi tatilim (Carlos acı acı gülüyor) boyunca, yine 20 yıllık tam bir tecride maruz bırakıldım. Hâlâ da sürüyor bu tecrid. Bunun 8 senesi, La Santé Cezaevi’nin tecrid hücrelerinde geçti. Altı metrekareden birazcık büyük bu hücreler arasında, “güvenlik” gerekçesiyle sık sık oradan oraya taşınmak zorunda bırakıldım yine.

Sudan’dan getirildiğim Fransız Villacoublay Hava Üssü’nden alınıp, Fransız karşı istihbarat servisi DST [Direction de la Surveillance du Territoire] karargâhına da götürülerek, 15 Ağustos 1994’de nakledildim La Santé’ye.

La Santé Cezaevi’nin başgardiyanlarından en eskisi, doğrusu nâzikçe karşıladı ve teslim aldı beni. Derken, vücudum ilâçlandı ve bu arada sadece başım ve ayaklarımın dışarıda kaldığı, boynuma kadar uzanan, kocaman ve sıkı bir torba içinde yürümek zorunda bırakıldım. Zaten Sudan’ın başkenti Hartum’dan da bu şekilde getirilmiştim Fransa’ya. Bir de gardiyanların beni “uzaktan” yıkaması hâdisesi var. Bu derece tam bir “tecrid” uygulaması altındaydım.

Cezaevi şu ân çok kötü durumda olduğu için yapılacak birtakım tadilatlar dolayısıyla, beş yıllığına kapatıldı La Santé. Benim getirildiğim dönemde en genç müdür yardımcısı olan Sylvie Manaud-Bénazéraf adlı kadın, La Santé’nin kapatıldığı dönemde cezaevi müdürüydü.

Gardiyanlara gelince; eskiden Fransız ordusunda askerlik yapmış Karayiblilerdi hemen hepsi ve benimle konuşmalarına da izin verilmiyordu; yasaklanmıştı.

Hücremin kapısının açılması ise, en az bir memurun da hazır olması şartıyla, asgari üç gardiyanın mevcud bulunması durumunda mümkün olabiliyordu.

Sadece müdür yardımcısı Sayın [Didier] Voituron’un benimle konuşma yetkisi vardı ve günde üç kez ziyaret ederdi beni. İyi bir profesyoneldi Voituron ve “bana özel” uygulanan sıradışı ve absürd tedbirleri olabildiğince normalleştirmeye çalışmak bakımından, elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Meselâ, hücremin kapısındaki cam delikten, gece gündüz demeden her yirmi dakikada bir “güvenlik kontrolü” yapılmaktaydı. Demek ki, günde 72 kez gözle kontrol ediliyordum (Carlos gülüyor). Gürültülü biçimde gerçekleştiği için de, gece vakti rahatsız edici oluyor ve uykumu bölüyordu tabiî bunlar. Voituron, işte bu güvenlik kontrolünü, akşam 7 ile sabah 7 arasında gerçekleştirilmek üzere 16’ya indirmeyi başarmıştı. On yıl devam etti bu uygulama!

Yine, yalnızca telefonla talimat alıyordu Voituron. Yazılı hiçbir şey yoktu ortada; illegaldi yâni herşey.

O zamanlar gözetleme kameraları yoktu cezaevinde. Bana da “pain bâtard” adı verilen Fransız ekmeğinden veriyorlardı sabahları ama yenilemeyecek kadar serttiler. Yemek için ısırmaya çalışıyordum fakat çiğnenemeyecek sertlikteydiler. Başka bir kısımda alarm verilip de tüm gardiyanların ve memurların o sabah oraya gittiği güne kadar, haftalarca devam etti bu durum. Diğer memur ve gardiyanların tecrid hücrelerinin bulunduğu bölümü terkedip beni yalnız bıraktığı o gün, sabahları mahpuslara verilecek kahve ve ekmekleri taşımak için kullanılan küçük arabanın yanında bulunan ve Karayibli gardiyanların en eskisi olan gardiyan, benim sert ekmeğimi aldı ve onun yerine enfes bir “pain bâtard” verdi bana. Fransız cezaevlerinde pişirilmiş taze ve nefis bir “pain bâtard”dı bu.

Bir süre sonra benimle konuşmaya da başladı gardiyanlar ve böyle böyle dostça bir münasebet tesis edildi aramızda. Hattâ, yine 1994 yılı içerisinde, gardiyanların bağlı olduğu sendikaya danışmanlık bile yaptım. Şöyle ki:

1994 sonlarında bir grev kararı almıştı gardiyanlar. Oysa grev yapma hakları yoktu kanunen. Sendika temsilcisi olan ve bu sıfatından dolayı üniformasız olarak cezaevinde istediği yere gidip istediği kişiyle görüşen bir Fransız genç, haftada birkaç kez görmeye gelirdi beni. Grevle ilgili hukukî mevzuatı bizzat araştırmış olarak, şöyle bir tavsiyede bulundum kendisine:

– “Yanlış yapmayın. Böyle yapmak yerine, yargılama sürecini hiçbir şiddet kullanmaksızın bloke edebilirsiniz ve mahpusların sorgulanmak veya yargılanmak üzere cezaevi dışına çıkışını engelleyebilirsiniz. On, yirmi, otuz, kırk, elli gardiyan, artık kaç kişi olurlarsa, görev saatleri dışında ve üniformasız olarak sivil kıyafetleriyle cezaevi kapısı dışında mevkilenebilir, şiddete de başvurmak zorunda kalmadan mahpusların yargılanma sürecini bloke edebilirler. Polis veya jandarmanın zaten cezaevi içinden mahpusları alıp arabayla mahkemeye götürme hakkı yok.”

Böyle de yaptılar, hattâ bu yüzden, hemen cezaevi yakınındaki karakoldan her gün polisler gelip gardiyanların ifadelerini ve isim listesini de aldılar ama hemen peşinden serbest bırakmak zorunda kaldılar. Niçin? Çünkü onları tutukladıklarında, cezaevinde vazife yapacak gardiyan kalmayacaktı (Carlos gülüyor).

Diğer taraftan, mahpusların aile ve avukatları cezaevine ziyarete geldiklerinde, gardiyanlar onların işlerini çabucak, dostça ve hiçbir müdahalede bulunmadan hâllediyordu ki, bazı mahpus anneleri sırf bu yüzden gidip gardiyanları yanaklarından öpüyordu. Mahpus aileleri daha önce hiç bu kadar kibarca bir muameleyle karşılaşmamıştı çünkü. Mahpuslar da gardiyanları gördüklerinde parmaklıklar arkasından bağırıyor ve onları destekliyorlardı; görülmedik bir hâdiseydi bu dayanışma.

Gardiyanlara verilen yemek de, neredeyse bize verilenler kadar berbattı. Hattâ yemek dağıtan gardiyanlar bize geldiklerinde, “bunlar köpeklere bile verilmez; yazıklar olsun!” derdi bazen.

Bu grev hareketi tüm Fransa’da gerçekleşiyordu gerçi ama La Santé Cezaevi Fransa’nın göbeğinde, merkezinde, Paris’te olduğu için, Fransız kamuoyunun ve basının dikkati burada odaklanıyordu. Grev çerçevesinde esasî bir rol oynuyordu La Santé ve ben de danışmanıydım sendikanın (Carlos gülüyor).

Sonunda, hem gardiyanların ve hem de bizim yemeklerimiz iyileştirildi, gardiyanların maaşları artırıldı ve daha önce kış için özel üniforma verilmeyen gardiyanlara kış üniforması verildi.

1995’te de benzer bir hâdise yaşandı ve maaşlar olsun, diğer imkânlar olsun, daha da iyileştirildi.

(Carlos, günlük veya haftalık gazetelerin hücreler arası paylaşılmasında yaşanan bazı problemlerden bahsediyor.)

Başka bir hâdise…

La Santé’de bulunduğum süre zarfında cezaevinin ilk müdürü olan zâtla hiç tanışmamış, sadece uzaktan görmüştüm. Bu adam ancak başka bir yere tâyini çıkınca benimle buluşmuş, konuşmuş, elimi sıkmış ve “sizinle konuşmak benim için bir şeref” demişti ki, ona bile, yâni cezaevi müdürüne bile orada birlikte bulunduğumuz iki sene boyunca yasaklanmıştı bana yaklaşması! Fakat artık cezaevinden ayrıldığı için takmamıştı o gün bu yasağı.

Cezaevi doktorlarına, hemşirelerine ve sağlık görevlilerine gelince; hepsi çok profesyonel, çok sabırlı, kendilerini işlerine adamış insanlardı… Sadece tek bir istisnâsı oldu bunun: Kırmızı saçlı, ufak ama kalın camlı gözlük takan, homoseksüel İsrailli doktor!.. Bu tipin davranışları dolayısıyla yaptıklarım için –birincisinden kurtuldu, ikincisinde kaçamadı!-, Fransız Tabibler Birliği tarafından cezalandırıldım.

Bir yaz günü, tüm avukatlarım beni ziyaretten ayrıldıktan sonra, bu İsrailli doktor kapıma geldi ve “Allahaısmarladık demeye geldim, çünkü La Santé’den artık ayrılıyorum” dedi. Ben de, “size bundan sonraki iş hayatınızda başarılar diliyorum” şeklinde kibarca karşılık verdim. Peşinden, “bu arada, psikiyatri servisinde randevunuz var, şimdi oraya gitmeniz gerekiyor!” dedi bana. Hâlbuki böyle bir randevum falan yoktu. Tam bu sırada, İsrailli doktorun arkasına sıralanmış bir düzine kadar gardiyanın en sonuncusu olan iri Karayibli arkadaş, “dikkatli ol!” anlamında bir işaret yaptı bana. Mesajı alır almaz hemen şöyle konuştum: “Tamam, giyinip geliyorum!”. Bir doktorun on kadar gardiyanla kapıma gelmesinde tuhaf birşeyler olduğunu sezmiştim çünkü. Tam hücremden çıkmıştım ki, eski asker olan iri Karayibli gardiyanlar arasındaki ufak tefek “beyaz” bir gardiyanın elinde taşıdığı şırıngayı farkettim. Meğer bana birşeyler şırınga etmeye hazırlanıyormuş! Neyse, üst kattaki psikiyatri servisine çıkınca, oradaki psikiyatri doktoru da şaşırdı beni gördüğüne, çünkü böyle bir “randevu” elbette yoktu! Kibarca konuştuk ve yarım saat sonra da ayrıldım oradan.

Karayibli gardiyanın daha sonra bana anlattıklarını dinleyince, ortada neler döndüğünü anladım. İsrailli doktorun “randevuya gitme” talebine karşı çıksaymışım, “isyan” ettiğim gerekçesiyle bana hemen ilaç enjekte edilecek, peşinden de psikiyatrik problemleri olan azılı mahpusların yatırıldığı bir hücreye atılıp uyuşturucu iğnelerle mahvedilecekmişim!

Bu tuzaktan kurtuluşumu, işte bu Karayibli gardiyana borçluyum.

Boğuşmak zorunda kaldığım tüm bu ve benzeri problemlere rağmen, kötü olduğu kadar iyi hatıralarım da oldu La Santé Cezaevi’nde. “Sistem”in bana revâ gördüğü tüm böylesi sıkıntıları yaşamakla beraber, hayatta kalmayı da başardım. Aynı şekilde, gardiyanlar başta olmak üzere cezaevi personelinin büyük çoğunluğu bakımından, orada insanlığı da gördüm.

Bu vesileyle, kaçırılıp Fransa’ya getirildiğim ilk dönemde bana bazı genç ve sevimli avukatlar gönderdikleri ve hayatımı daha az kötü kıldıkları için, Fransız gizli servislerine teşekkür etmeden de geçemeyeceğim.

Allahü Ekber.

6 Eylül 2014

* Kumandan Carlos (ilich ramirez sanchez)'un Türk Avukatı Av. Güven Yılmaz ile yaptığı haftalık telefon görüşmesi notlarından iktibas edilmiştir.

Kaynak: ADIMLAR DERGİSİ

Renault 7 bin 500 kişiyi çıkaracak
15 Ocak 2013
Renault, 2016 yılı itibariyle Fransa'da çalışan sayısını 7 bin 500 kişi azaltmayı hedefliyor.
Fransa merkezli otomotiv üreticisi Renault, Fransa'da 2016 yılı itibariyle çalışan sayısını 7 bin 500 kişi azaltmak istediğini açıkladı. Net Gazete

İşe yaramazlık kabusu; Telecom intiharları
Nihal Kemaloğlu
nihal.kemaloglu@aksam.com.tr

Yeni kapitalizmin insan tahribatını France Telecom'daki intiharlar üzerinden görebiliriz.
Günümüzün esnek ve parçalı iş dünyasında hızla aşağıya kayan insanların sığınağı intihar oluyor
Kısa vadeye odaklı kar gözeten ekonomik yapı insana uzun ve emniyetli bir yer açmıyor.

İnsan, üretim ve hayat bütünlüğünü ayrıştıran esnek istihdam ve belirsizlik son 18 ayda France Telecom'da 23 çalışanın intiharına neden oldu..
Avrupa'da işsizlik son yirmi altı yılın zirvesinde temmuz ayında %9.5'a, işsizlerin sayısı da 15 milyon 100 bine ulaştı. ABD'de ise işsizlik %9.7 olarak açıklandı, işsiz sayısı ise 14.9 milyon kişi.
Fransa'da temmuz ayında işsizlik oranı %9.6'dan %9.8'e çıktı.
2002 yılından beri çalışan sayısını azaltarak küçülme ve özelleştirilme kapsamında yeniden yapılandırılan France Telecom'dan 40 bin kişi işten çıkarıldı.

İş kaybetme korku ve baskısına dayanamayanlar arkadaşlarının gözleri önünde karnına bıçak saplayarak ya da Paris'teki France Telecom'un dördüncü katından atlayarak kendilerini öldürüyor.
Yeni kapitalizmin mağlupları, kaybedenleri olmak istemeyenler, kaygan iş hayatına da katlanamıyor

Avrupa ve ABD'de milyonlarca vasıflı insan 'işe yaramazlık' kabusuyla yaşıyor.
Fransa'daki bu salgın intiharlar Batı kapitalizminin girdiği krizle ilgili oluşan sosyal çöküntünün habercileri.
Kapitalist devletin işsizleri 'sosyal parazitler' olarak gören anlayışının farkında olanlar yeni bir başlangıç yapamayacağını biliyorlar.
Miatları dolan tüketim ürünlerinden bir farklarının kalmadığını da.
'İş', günümüzde karşılıklı güven, bağlılık ve sorumluluğu içermiyor
Dolayısıyla ahlaki referansların olmadığı bu' yeni iş tanımıyla' yeni kapitalizm de hareket ve esneklik kazanıyor
Bağımsızlığını, özerkliğini kaybetmiş, 'savunmasız emek' belirsizliğe teslim.
Liyakat, sadakat, tecrübe eski zaman değerleri olarak horlanıyor.
Deneyimlerin rehberliğini işaret ettiği zaman artık bugün değil.
Batı kapitalizminde sadece emekçiler değil orta sınıflar ve profesyoneller de büyük korku altındalar.
Daha ucuz, daha çok risk alabilen, daha kaygan iş gücünün her an yerlerine geçeceğinden haberdarlar.
İngiltere ve ABD'de esnek şirket yönetimi ve istihdamı tamamen 'yeni yeteneklere' göre uyarlanıyor.
Yani belirgin ve oturmuş bir yönetim anlayışı devri kapandı,
Nitekim kimsenin bir değere bağlanmasına izin verilmiyor, hızla hareket eden sadakatsizlik, kazanan oluyor.
Geçmişini terk edebilenler tercih ediliyor.
İş kaybetme kaygısının sosyal boyutunda ise kaybedilmiş öz saygı, işe yaramazlık duygusu, mutsuz aileler, iş yerinde amansız rekabet, toplumsal alanda güvensizlik yer alıyor.
Temmuz ayında Marsilya'da canına kıyan France Telecom çalışanı bıraktığı notta 'France Telecom'da çalıştığım için kendimi öldürüyorum, tek neden budur' demişti.
Sendikalar, France Telecom'u, çalışanlarına en çok baskı uygulayan ikinci şirket olarak niteliyor.
Zayıflayan iş ve toplumsal bağlarla insana biçilen rol bitiyor.
Akşam

Fransa'yı karıştıran dava
27 Ekim 2009
Fransa'nın kuzeyindeki Roubaix kasabasında, 2007 yılı ağustos ayında evinin önünden kaçırdığı 5 yaşındaki Türk çocuğu Enis'e tecavüz eden sapık Francis Evrard (63), hakim karşısına çıktı. Duruşmada suçlamaları kabul eden Evrard, ilginç açıklamalar yaptı. Geçmişte tacize maruz kaldığı ortaya çıkan sapık, "Çocuklara neden bunu yaptığımı size gerçekten açıklayamam. İçimde bir şey beni buna yöneltiyor" dedi. Akşam gazetesinin haberine göre; küçük çocuğun ailesi, sapığın talebini ciddiye bile almadıklarını söyledi. İlki 1975 yılında olmak üzere üç kez çocuk tacizi ve tecavüzden hüküm giyen Evrard, son olarak 1989'da 27 yıl ceza almıştı. Ancak odasındaki çocuk resimlerine rağmen geçen temmuz ayında "iyi halden" salıverilmişti. netgazete

Sarkozy ağır yenilgiye uğradı

Fransa'da bölgesel seçimlerin ikinci turunda kullanılan oyların yüzde 80'i sayıldı.

İçişleri Bakanlığının açıklamasına göre Sosyalist Parti ve müttefiklerinin oluşturduğu sol partiler listesi oyların yüzde 53,7'sini alırken, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Halk Hareketi Birliği ve müttefiklerinin oluşturduğu muhafazakar liste yüzde 35,2'de kaldı.

Aşırı sağcı Ulusal Cephe ise oyların yüzde 10'unu aldı.
habertaraf

Bu Skandal Sarko'yu Götürür

Fransa Cumhurbaşkanı‘nın yıllardır kayıt dışı para aldığı ortaya çıktı. Sarkozy’nin bugüne kadarki en büyük skandalı olarak görülen sakandal böyle ortaya çıktı...
Fransa’da aile içi çekişme olarak başlayan L’Oreal davasına Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin de adı karıştı. Fransız Mediapart sitesinde dün yayınlanan habere göre, Nicolas Sarkozy, cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında L’Oreal’in sahibi ve Fransa’nın en zengin kadını olan Liliane Bettencourt’dan 150 bin euro nakit para aldı. Yaklaşık 12 yıl Bettencourt’un şirketinde muhasebecilik yapan Clare T. isimli kadın, Mediapart’a paranın Sarkozy’nin 2007 yılındaki kampanyasının yöneticilerinden Eric Woerth’e zarf içinde teslim edildiğini söyledi.

Evine gidip alıyordu

Muhasebeci, Sarkozy’nin 1983-2002 yılları arasında Neuilly Belediye Başkanı olduğu dönemde de Liliane Bettencourt’un evine her yemeğe gittiğinde malikaneden ayrılmadan önce zarf içinde para aldığını anlattı, “Herkes bunu biliyordu” dedi. Muhasabecinin avukatı, müvekkilinin ödemelerle ilgili polise de bilgi verdiğini açıkladı.
Fransa gündemini bir anda değiştiren iddialar, Sarkozy yönetiminin de bugüne kadar yaşadığı en büyük skandal oldu. Eric Woerth, “Partim tek yasadışı euro almadı. İstifa etmeyeceğim” dedi. Başbakan François Fillon, “Adam avına çıktılar. Yılmayacağız. Bu yöntemlere başvuranlar hâlâ vicdanları var mı onu sorgulasınlar” yorumunu yaptı. Sarkozy ise, “İnsanlar böyle asılsız karalama kampanyaları yerine asıl büyük sorunlarla uğraşsa çok mutlu olurum” diyerek konuyu görmezden gelmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı.

Mecliste protesto

Meclisin dünkü oturumunda Bütçeden Sorumlu Bakan François Baroin, “Sosyalistler [bu skandalla ilgili] aşırı sağcılar gibi çalışıyor” deyince sosyalist milletvekilleri oturumu terk etti. Sarkozy’nin kendi partisi UMP’nin meclis grup başkanı Jean-François Cope de, “Cumhurbaşkanı’nın skandalla ilgili açıklama yapması lazım” dedi. Sarkozy’nin yakın çevresine göre cumhurbaşkanı televizyondan açıklama yapmaya hazırlanıyor.

Vergi kaçırma yardımı

Fransa’nın en zengin kadını Bettencourt’un off-shore hesaplarda milyarlarca euro’su olduğu ve vergi kaçırdığının ortaya çıkmasından hemen sonra patlayan skandal yeni soru işaretleri yarattı. Sarkozy’ye verilen 150 bin euro’yu teslim aldığı söylenen Eric Woerth bir dönem maliyenin vergi kaçakçılığından sorumlu müsteşarı olarak çalışmıştı. Sarkozy’nin seçim sürecinde aldığı paralara karşılık Bettencourt’a vergi konusunda kolaylık sağladığı düşünülüyor.

Anne kız kavgası olarak başladı

L’Oreal’in sahibi olan Liliane Bettencourt’un fotoğrafçı bir arkadaşına 1 milyar euro hediye etmesinin ardından kızı dava açarak annesinin bunadığını ve fotoğrafçı tarafından kandırıldığını söyledi. Anne Bettencourt ise, zihninin gayet açık olduğunu iddia ediyordu. Dava geçen hafta başladı. Aynı günlerde Bettencourt’un evinde kaydedilen bir ses kaydı ortaya çıkınca Bettencourt’un vergi kaçırdığı anlaşıldı. Ancak aynı kayıtta bir dönem vergi kaçakçılığından sorumlu müsteşar olarak çalışan Eric Woerth’in karısının Bettencourt için çalıştığı ortaya çıktı. Sarkozy, bakanının herhangi bir şekilde ayrımcılık yapmadığını söyledi. Şimdi Sarkozy’nin yeni iddialarla ilgili nasıl bir savunma yapacağı merak ediliyor. aktifhaber

Fransa'da lise öğrencileri de sokağa döküldü
24 Eylül 2010
Fransa'da lise öğrencileri dernekleri birliği, işçi sendikalarının, emeklilik reformu için başlattıkları protesto gösterilerine katılma kararı aldı.

Liseliler, ülke genelinde ilk olarak 2 ve 12 Ekimde işçi ve memurların düzenleyecekleri protesto gösterilerine katılacak.

Fransa'da lise öğrencileri, daha önce yükseköğrenim sistemi ve çıraklıkla ilgili reformlara karşı düzenlenen protestolara yoğun destek vermişti.

Emeklilik reformu konusunda hükümetin geri adım atmayacağını açıklamasının ardından sendikalar bugün, 2 ve 12 Ekimde toplu eylem kararı almıştı.

Fransa'da işçi ve memurlar, hükümetin sunduğu emeklilik reform paketini protesto etmek için dün genel greve gitmiş ve başta başkent Paris olmak üzere büyük kentlerde bugün ayrıca protesto gösterileri düzenlemişti.

Grev özellikle ulaşımın felce uğramasına yol açmıştı.
haber10

Fransa'da 2.500 benzin istasyonu yakıtsız kaldı
Fransa'da hükümetin emeklilik yaşının 60'dan 62'ye çıkartılmasını öngören yasa tasarısına karşı çıkan işçiler bugün bir kez daha genel greve gitti. Grev, ülkede demiryolu ve hava ulaşımının felce uğramasına yol açtı. Paris'teki Orly havaalanındaki seferlerin yüzde 50'si, Roissy ve diğer kentlerdeki havaalanlarındaki seferlerin yüzde 30'u iptal edildi. 20.10.2010 PARİS netgazete

'Fransa tarihten ders almamış'
10 Mart 2011
Fransa'nın, Libya'da muhaliflerin oluşturduğu 'Ulusal Konsey'i Libya halkının tek meşru temsilcisi olarak tanıması, geniş yer buluyor gazetelerde.

Independent yazarı Patrick Cockburn'a göre, bu karar Fransa'nın tarihten ders almadığını gösteriyor. Dikkat çeken satırlar şöyle:

"Fransa'nın birden Bingazi'deki isyancı liderleri bir tür hükümet gibi tanımasında ciddiyetsiz ve absürt bir şeyler var. Büyük ihtimalle, Nicolas Sarkozy'nin gelişmelere hakim olduğunu gösterme niyeti taşıyor. Ama ne yapacağını, diğer Avrupalı liderlerden daha çok bilmediği apaçık. İçsavaş yaşanan ülkelerde, seçilmemiş, kendi kendilerini atamış liderleri tanımak, örneğin İngiltere'nin Afganistan gibi bir ülkede en çok işbirliği yapma ihtimali olanları seçtiği 19. yüzyıl emperyalizmini hatırlatıyor. Bunun genelde bir bedeli olur. Dış güçlerin desteklediği liderler para ve silah elde edebilir, ama ülkelerindeki güvenilirliklerini artırması düşük ihtimal. Bu şekilde Libya'da Kaddafi, muhalifleriyle 'yabancıların aldattığı enayiler' diye daha kolay dalgasını geçebilir." BBC

Fransa'da aşırı sağ sandıktan güçlü çıktı
21 MART 2011

Fransa'da aşırı sağcı Ulusal Cephe dün yapılan yerel seçimlerden güç kazanarak çıktı.

Sonuçlar, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği'nin sandıkta kötü sonuç aldığına işaret ediyor.
Muhalefetteki sosyalistler ise, yerel seçimlerde elde ettikleri yüzde 25 oyla ilk sırada.
Seçimlere ilişkin en çarpıcı gelişme ise, aşırı sağcı Ulusal Cephe'nin merkez sağ Halk Hareketi Birliği'yle arasındaki farkı yüzde 2'ye düşürmüş olması.
Ulusal Cephe'nin oy oranı yüzde 15, Halk Hareketi Birliği'nin ise yüzde 17 civarında.
Yerel seçimler gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde önemli bir sınav olarak görülüyor.
Aşırı sağ ve sosyalistler karşı karşıya
Fransız basını, yüzde 50'nin altında kalan katılımın rekor düzeyde düşük olduğuna işaret ediyor.
Yerel seçimlerin ikinci turu ise gelecek haftasonu yapılacak.
Sonuçlara göre, Ulusal Cephe'nin 400'ye yakın seçim bölgesinde ikinci tura katılmaya hak kazandı.
Bu seçim çevrelerinde Ulusal Cephe, sosyalistlerle yarışacak.
Geçtiğimiz haftalarda yapılan bir kamuoyu yoklaması, gelecek yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sarkozy'nin Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen'in gerisinde kalacağını, belki de ikinci tura kalamayacağına işaret ediyor.
Le Pen, parti liderliğini ocak ayında babası Jean Marie le Pen'den devralmıştı.
Fransız aşırı sağının en önemli ismi olarak görülen Le Pen, 2002 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalarak Fransa siyasetinde şiddetli bir sarsıntı yaratmıştı.
Partinin milletvekillerinden Louis Aliot, Ulusal Cephe'ye yönelik desteğin önemli bir eğilime işaret ettiğine dikkat çekerek, ''Bu böyle devam ederse, Ulusal Cephe sağın yerini alabilir'' dedi.
BBC

Sarkozy'ye kendi partisinden suçlama
10 NİSAN 2011
Independent on Sunday ise, yaklaşan peçe yasağı öncesinde Sarkozy'nin merkez sağ partisinin bölünmüşlüğüne dikkat çekiyor.
Haberde, partinin geçen hafta düzenlediği kamuya açık 'İslam Fransız Cumhuriyeti'nin laik geleneğiyle uyumlu mu' konulu konferans sonrasında ikiye bölündüğü belirtiliyor.
Sarkozy'nin kendi partisi içinden dahi aşırı sağcı Milli Cephe partisinin yükselişini önlemek amacıyla İslam ile ilgili endişeleri suistimal etmekle suçlandığı da yazılıyor.
Anketlerin yükselişe geçtiğini gösterdiği yeni aşırı sağcı lider Marine Le-Pen'in sokakta kılınan namazları bir tür "işgal" olarak gördüğü ve Fransa'nın Naziler tarafından işgal edilmesine benzettiği de hatırlatılıyor.
BBC

Fransa'da Müslüman Kadınlar Gözaltına Alındı!
11 Nisan 2011
Anadolu Haber
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 'Laik Cumhuriyette burkanın yeri yoktur' diyerek yasakladığı çarşafa ilişkin yasa bugün yürürlüğe giriyor.

Avrupa’dan bir çok İslamcı grubun Paris’te yasağa karşı düzenlediği gösteriye polis müdahale etti. Paris valiliğinin kamu düzenini tehdit edeceği ‘gerekçesiyle izin vermemesine rağmen gösteri yapmak isteyen aralarında çarşaflı kadınların da bulunduğu 61 kişi tutuklandı. Fransız emniyeti gösteri başlamadan 59 kişiyi Nation meydanında, Londra ve Brüksel’den gelmekte olan 2 kişiyi de havalanında gözaltına aldı.

Kamusal alanda yüz açık olacak

Fransa İçişleri Bakanlığı’nın büyük dikkatle uygulamaya hazırlandığı yasa kamusal alanda yüzün kapatılmasını yasaklıyor. Yasaya göre, burka ve kara çarşaf parklarda, tren ve otobüs duraklarında, alışveriş merkezlerinde, okullarda, belediyelerde ve tüm kamusal binalarda yasak olacak. Tüm valiliklere konuyla ilgili genelge gönderen İçişleri Bakanı Claude Gueant, güvenlik görevlilerine, konuyla ilgili tüm provokasyonlardan uzak durmaları uyarısında bulundu.

Ağır cezalar var

Polis, çarşaflı bir kadını tespit ettiği durumda kesinlikle çarşafı açtırmak gibi bir girişimde bulunmayacak.

Polis, kimlik kontrolleri sırasında memurun yüzün açılmasını isteme hakkı olduğunu belirtecek ve yüzünü kendi açmaması halinde karakola sevkedecek.

Uyarıya rağmen yasağa uymayanlar 150 Euro ceza ödeyecek, suçu tekrar edenler vatandaşlık stajına gidecek.

Yasayla, eşine zorlaçarşaf giydiren eşe de 1 yıla kadar hapis ve 30 bin Euro da para cezası verilmesi öngörülüyor.

Peçeliler için binasını satacak
12 Nisan 2011
Anadolu Haber
Fransa'da bir iş adamı bu hafta başından itibaren uygulamaya koyulan peçe yasağına çözüm üretti. İş adamı bir binasını satarak peçelilerin para cezasını karşılayacak.

2007 yılında cumhurbaşkanlığına aday olan ancak yeterli imzayı toplayamadığı için başarısız kalan Fransız iş adamı Reşit Nukaz, kapalı alanlarda peçeye karşı olmasına karşın sokaklarda peçenin yasaklanmasını ‘kırmızı hattın aşılması’ olarak nitelendirdi. Bu nedenle de Paris’te sahip olduğu bir binayı satarak peçeli bayanların maruz kalacakları para cezalarını ödemeye karar verdi. Bina internet üzerinden açık artırma ile satılacak.

Reşit Nukaz, ülkede peçe takan bayanlara uygulanacak para cezasını karşılayabilmek için sahip olduğu bir binayı açık artırmada satmaya karar verdi.

Cezayir asıllı Nukaz şöyle dedi: ‘Sokaklarda peçe takan bayanlara kesilecek para cezasını karşılamak için Paris’in Choisy Le Roi bölgesinde bulunan Amerikalı Katolik eşimle sahibi olduğumuz bir binayı internet üzerinden açık artırmayla satmaya karar verdik.’
Ardından şöyle ekledi: ‘Ben peçeye karşı bir insanım. Kamu daireleri, bankalar, ticaret merkezleri ve okullar gibi kapalı alanlarda peçenin yasaklanması görüşündeyim. Ancak Nicolas Sarkozy’nin bu kanunun kapsamını sokakları da kapsayacak şekilde genişletmesini kırmızı çizginin aşılması olarak görüyorum.’

2007’de başkanlığa aday oldu

Nukaz 2007 yılında başkanlık seçimlerine aday olmuştu. Ancak gerekli imzayı toplamakta başarısız kaldı.

Fransa geçtiğimiz Pazartesi günü kamu alanlarında peçe takılmasını yasaklayan, uymayanlara da para cezası kesilmesini uygun gören kanunu uygulamaya başladı. Böylece bu şekilde genel bir yasak uygulayan ilk Avrupa ülkesi oldu.

Kanun gereği tüm halka açık sokak, park, toplu taşıma istasyonları ve mağazalar gibi yerlerde yüzü peçe, kask ve maske gibi şeylerle kapatıp saklamak yasak. Emniyet güçlerinin peçe takan bayanların yüzlerinden peçelerini çekip çıkarmaya hakkı yok ancak bu bayanlar 150 Euro para cezası ödemek ya da vatandaşlık dersleri almak zorunda kalacak.

Bahçede 5 Ceset, Baba Kayıp
25.04.2011
İsviçreli kayıp ikizler aylardır aranırken Fransa'dan da bir aile dramı haberi geldi.

Fransa, eşi ve 4 çocuğunu öldürdüğü sanılan ve ortadan kaybolan işadamı babayı bulabilmek için seferber oldu.
Komşularının haftalardır 6 kişilik aileden ses çıkmadığı ihbarı üzerine Nant polisi, 2 katlı evin bahçesinde önce parçalanmış gömülü cesetler buldu. Cesetlerin anne ve yaşları 13 ile 20 arasında değişen 4 çocuğa ait olduğu belirlendi. Yapılan kazılarda, ayrıca, ailenin iki köpeğinin cesedi bulundu.

Maddi sorunları olmayan ailenin sessiz ve saygılı olarak nitelenen babasının, Nis bölgesinde görüldüğü belirtiliyor. Babanın, arkadaşları ile çocukların okuluna, tayin nedeniyle Avustralya’ya göç edeceklerine dair mektuplar gönderdiği belirtiliyor.

Kayıp İkizler Bulunamıyor
Diğer yandan Fransa polisi yaklaşık iki buçuk aydır kayıp ikizleri bulabilmek için İsviçreli ve İtalyan meslektaşları ile yoğun mesai içinde. Ancak 6 yaşındaki İsviçreli ikizler Alessia ve Livia’nın izine hâlâ ulaşılamadı.

İkizleri, ayrı olduğu eşinin evinden kaçıran babaları, bir hafta sonra İtalya’da bir trenin önüne atlayarak intihar etmişti. İntihar etmeden önce karısına gönderdiği mektupta da kızların öldüğünü yazmıştı.

En son babalarıyla birlikte Marsilya’dan Korsika’ya giden bir gemide görülen ikizleri arama çalışmaları sürüyor.
TRT

Ailesini katleden Fransıza uluslararası tutuklama
Fransız polisi, karısı ve dört çocuğunu öldürdüğü tahmin edilen bir kişinin yakalanması için uluslararası tutuklama emri çıkardı. Nantes savcılık makamı, 50 yaşındaki Dupont de Ligonnes isimli şahsın, karısını ve dört çocuğunu planlı bir şekilde öldürdükten sonra kayıplara karıştığını düşünüyor. 24.04.2011 PARİS netgazete

Sarkozy'ye soldan tarihi darbe
26 EYLÜL 2011

Fransa'nın yakın tarihinde sol partiler ilk kez Senato'da çoğunluğu ele geçirdi.
Sosyalist Parti ile Komünist ve Yeşiller'den oluşan müttefikleri, parlamentonun üst kanadında 177 sandalye kazanarak denetimi ele aldı.

Bu sonuçta ülkedeki yüksek işsizlik oranı ile Yunan ve İtalyan borçları yüzünden zor duruma düşen bankalar kadar, sağcı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye yakın isimlerin ardı ardına yolsuzluk skandallarına karışmalarının da payı olduğu belirtiliyor.
Fransa'da Senato, 1958 yılında 5. Cumhuriyet kurulduğundan beri sağ partilerin denetimindeydi.
Üstelik sol partilerin zaferi, Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yalnızca yedi ay önceye rastlıyor.
Sosyalist Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen François Hollande "Nicolas Sarkozy tarihe, sağa Senato'daki çoğunluğunu kaybettiren lider olarak geçecek." dedi ve devam etti:
"Bu sonuçlar bir bakıma 2012'de olacakların habercisi gibi. Mücadele bu gece başlıyor."
Siyasi deprem
Senato doğrudan halk tarafından değil, belediye başkanları, belediye ve eyalet meclisi üyeleri gibi isimlerden oluşan yaklaşık 72 bin kişilik bir "süper seçmenler" grubu tarafından seçiliyor.
Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin ofisinden yapılan kısa açıklamada sonuçların "not edildiği" belirtildi.
Sarkozy bundan önceki seçimlerin aksine bakanlarını ve danışmanlarını da seçim sonrası analizi için toplamadı.
Senato'nun sağcı Başkanı Gerard Larcher seçimden önce kazanacaklarına emin olduğunu söylemiş, kaybederlerse bunun "siyasi bir deprem" olacağını ve cumhurbaşkanlığı yarışı için hazırlıkların tamamen değişeceğini belirtmişti.
Sosyalist adaylar son zamanlarda yerel seçimlerde de öne geçmişlerdi.
Kamuoyu yoklamaları, gelecek yılki cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleri yarışında, solu önde gösteriyor.
Eğer sol gelecek yıl parlamentonun iki kanadı ile birlikte cumhurbaşkanlığını da ele geçirirse, anayasayı değiştirebilecek.
BBC

Fransa'da Matematik hocası okulda kendini yaktı
14 EKİM 2011
Fransa'da bir matematik öğretmeni, çalıştığı okulun bahçesinde kendini benzinle ateşe verdi.

Depresyonda olduğu düşünülen kadın öğretmenin, diğer öğretmen ve öğrencilerin yardıma koşmasıyla sağ olarak kurtarıldığı bildiriliyor.
44 yaşındaki hocanın kendini yakma eylemine girişmeden önce, öğrencilerle arasında sert bir tartışma geçtiği söylendi.
Güney Fransa'nın Beziers kentinde meydana gelen olay ardından Eğitim Bakanı Luc Chatel, üçüncü derece yanıkla hastaneye kaldırılan ortaokul öğretmenini ziyaret etti.
Bakan, soruşturma açıldığını ve öğretmenin ''çok hassas bir durumda olduğunu'' belirtti.
Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan bazı veli ve öğrenciler, yakma eyleminde bulunan öğretmenle zor bir ilişki içinde olduklarını anlattılar.
Söz konusu öğretmenin yakınlardaki bir veli toplantısında kavgacı bir üslup sergilediği ve matematik dersindeki kimi öğrencilerle geçinemediği iddia edildi.
Daha sonra sorunlar yaşadığı bir grup öğrenci ile arasını düzeltmek için yaptığı toplantının, sert bir tartışmaya dönüştüğü bildiriliyor.
Jean Moulin Ortaokulu'na sabah bir bidon benzinle gelen öğretmen, saat 9'daki dersini verdikten sonra teneffüste okulun bahçesinin tam ortasında durup, üzerine döktüğü benzini ateşe verdi.
Olay tanık olan Kerim adlı öğrenci, ''Vücudu alevler içindeydi, ellerini başına koymuş ileri doğru yürüyordu.'' dedi.
Kerim, diğer öğretmenlerin yanan kadının üzerine battaniye atarak ateşi söndürdüğünü söylüyor.
Öğretmen, helikopterle en yakın yanık merkezinin bulunduğu Montpellier kentine götürüldü.
Yaklaşık 3 bin öğrenci evlerine gönderilirken, psikolojik yardım amacıyla okulda bir birim oluşturuldu.
BBC

Hemşire dehşet saçtı: Üç kişiyi öldürüp, intihar etti
01 Ocak 2015

2015 yılının ilk saatlerinde Fransa’da 30 yaşında bir hemşire av tüfeğiyle 3 kişiyi öldürdü.

Polisten kaçan hemşire çalıştığı hastanenin parkında av tüfeğiyle intihar etti. Fransa’nın kuzeyi Pas-de-Calais bölgesinin yaklaşık 3 bin 600 nüfuslu Arras kasabasında yaşanan dram Fransa basınında geniş yer buldu.

Fransız basınında çıkan haberlere göre hemşire eski sevgilisin bulunduğu eve av tüfeğiyle saldırı düzenledi.

Saldırıda yılbaşını geçiren 7 kişilik aile içinde 3 kişi hayatını kaybederken, yaşları 50 civarında olan iki kişi ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralıların tedavisi sürüyor.
Cumhuriyet

Sapık evliliğe izin veren yasanın öfkesi dinmiyor: Paris savaş alanına döndü
27 Mayıs 2013



Fransa'da sapık evliliğe izin veren yasanın parlamentodan ve cumhurbaşkanının onayından geçmesinden bu yana, ortalık savaş alanına döndü.
Hemen her gün yasaya karşı çıkan onbinlerce kişi gösteriler düzenliyor, polisle çatışıyor.

Paris'in 3 ayrı yerinde düzenlenen gösterilere 150 bin kişi katıldı.

Göstericilerden ayrılan 200 kişilik bir grup, polisi ve gazetecileri taş ve şişe yağmuruna tuttu, polis de göz yaşartıcı bomba kullandı.

İktidardaki Sosyalist Parti'nin çatısına tırmanan bir grup gösterici, "Hollande istifa" yazılı pankart açtı. Çıkan çatışmalarda 100'e yakın kişi gözaltına alındı.

Fransa'da sapık evliliği ile ilgili tartışmalar, ünlü tarihçi Dominique Venner'nin Nortre Dame Kilisesi'nde yasayı protesto için intihar etmesiyle daha da alevlenmişti.
haber1001
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> BATI DÜNYASI Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com