EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Tarihî camilere bu tuhaf mahyaları kim astırdı?

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TARİHÎ HABERLER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Çrş Ekm 07, 2009 8:28 pm    Mesaj konusu: Tarihî camilere bu tuhaf mahyaları kim astırdı? Alıntıyla Cevap Gönder

Tarihî camilere bu tuhaf mahyaları kim astırdı?
07 Ekim 2009

İstanbul'un kurtuluşunun yıldönümü kutlamaları çerçevesinde tarihi camilere asılan alışılmamış mahyalar dikkatleri çekti.

İstanbul'da Camiler İşgal Edildi!

İstanbul'daki camilerde tek parti dönemini aratmayacak görüntüler. Camilerdeki mahyalara öyle yazılar yazıldı ki "yuh" dedirtecek cinsten. İşte o yazılar...

İstanbul'un kurtuluşunun yıldönümü kutlamaları çerçevesinde tarihi camilere asılan alışılmamış mahyalar dikkatleri çekti.
İstanbul Müftülüğü'nün bilgisi dahilinde hazırlandığı öğrenilen mahyalar, önceki gün Sultanahmet, Eyüp ve Süleymaniye gibi selatin camilere asıldı. Süleymaniye'deki mahyada 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ifadesi yer alıyor. Sultanahmet Camii'nde ise 'Ordumuza Şükran Borçluyuz' cümlesi kullanılmış. Eyüp'e asılan mahyada 'Önce Vatan' ibaresi dikkat çekiyor. Mahyalar, tek parti döneminde de (1923-1946) 'ideolojik' mesajlar vermek için kullanılmıştı. İşte tek parti döneminden bazı mahyalar: 'Müslümanlar Cumhuriyetperverdir', 'Var ol İnönü.'

İstanbul'daki bazı camilere İstanbul'un kurtuluş yıldönümü nedeniyle asılan mahyalar dikkat çekti. "Ne mutlu Türküm Diyene", "Ordumuza Şükran Borçluyuz", "Önce Vatan" gibi ibarelerin yer aldığı mahyalar dün gece ışıklandırılırken bu gece tepki üzerine söndürüldü.

İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 86. yıldönümü nedeniyle İstanbul'daki bazı camilere asılan mahyalar dikkat çekti. Süleymaniye Camii'ne asılan "Ne Mutlu Türküm Diyene", Eyüp Sultan Camii'ne asılan "Önce Vatan", Sultanahmet Camii'ne asılan "Ordumuza Şükran Borçluyuz", Yeni Cami'ye asılan "Milli Birlik Esastır" yazılı ibareler dün geceye kara ışıklandırıldı. İddiaya göre, gelen tepkiler üzerine bu gece mahyaların ışığı söndürüldü.

Süleymaniye Camii çevresindeki esnaflar, ilk defa Ramazan ve kutsal geceler dışında ışıklandırılmış mahya gördüklerini ve bugüne kadar da "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesinin yer aldığı bir mahyaya rastlamadıklarını belirtti.











aktifhaber

Minarelerde 'Var ol İnönü'lü zamanlar

Ramazan gecelerini aydınlatan mahyalar, laik Cumhuriyet'in ilk yıllarında 'Var ol İnönü', 'Para Biriktir' ifadeleriyle parlıyordu! İşte o zamanlar:

05 09 2009 00:44

Ramazan'ın Türkiye'ye ait geleneklerinden biridir mahyalar.

Ramazan coşkusunun bir göstergesi olarak, sadece Türkiye'deki camilerin minareleri arasında yüzyıllardır yaşayan bu gelenek, Cumhuriyet'in yıllarında şimdiki örneklerden çok farklı amaçlar için kullanılmış.

500 YILLIK GELENEK

Mübarek gün ve gecelerde halkın ibadeti için gece boyu açık kalan camilerin kandillerle donatılması, İslâmiyet`in ilk asırlarına kadar uzanan bir gelenek..

Osmanlılarda ise bu geleneğin 16'ncı yüzyılın ikinci yarısına, İkinci Selim dönemine kadar uzandığı biliniyor. Yaptırılan camilerde minare sayısı fazlalaştıkça mahya geleneği de yaygınlaşmış. Minareler arasına gerilen iplere, kandil ya da ampullerle yazılan yazılarla ışık huzmeli mahyalar oluşturulmuş.

Bu yazılar `Fetih suresinin ilk ayeti, `Maşallah`, `Bismillah`, `Leyle-i Kadir`, `Hoş geldin yâ Ramazan`, `On bir ayın sultanı`, `El-Firak`, `Elveda`, gibi dini mahiyette ifadeler yer alırdı. En meşhur mahyalar ise Süleymaniye Camii`ne kurulurdu.

MAHYALARIN 'SİYASALLAŞMASI'

Cumhuriyet devrinde ise mahyalar devletin mesajlarını halka ulaştırdığı bir pano gibi kullanıldı zaman zaman... Liderlerin adları minareler arasına yazıldı, Sultanahmed Camii`nin minareleri arasına 'Para biriktir` mahyası, Fatih Camii minarelerine Cumhuriyetin `30. yıl kutlu olsun`, Edirne Selimiye Camii'ne `Atatürk` ve `Var ol İnönü` mahyaları asıldı.

Konu üzerinde araştırmalar yapan İsmail Kara, mesajların muhtevasının dönemlere göre değiştiğini söylüyor. Örneğin Millî Mücadele yıllarında 'Yetimleri koru, Şehitlere fatiha, Hilal-i ahmeri unutma, Para biriktir, Yerli malı kullan' gibi yardımlaşma ve savaş mağdurlarını gözetmeye dönük mesajlar, vurgular var. Kara'ya göre, bu mahyalar bize Türkiye'de siyasi merkez ve toplumun din meselesine nasıl baktığını gösteriyor.

'Müslümanlar Cumhuriyetperverdir' yazan bir mahya da bulunduğunu ifade eden Kara, laik bir rejim olma kararındaki Cumhuriyet'in mahyaları araç olarak kullanmasını 'siyasallaşma' olarak yorumluyor.

İsmail Kara'ya göre, mahyalara estetik açıdan olduğu kadar halkın katılımı açısından da bakmak gerek. Sadece üstün bir zevke işaret etmiyor. Heyecanına ve zevkine hitap ederek halkı dinî atmosfere doğrudan dâhil ediyor. 1950'lere kadar zeytinyağıyla yanan kandiller kullanılarak hazırlanan mahyalar, o tarihlerde elektrikle yakılmaya başlanıyor.





haber7

AKP İKTİDARINDA YAŞANAN BU KEPAZELİĞİN BİR ÖRNEĞİ CHP'NİN TEK PARTİ DİKTATÖRLÜĞÜ DÖNEMİNDE YAŞANMIŞTI:

Yaşa varol İnönü!
Engin Ardıç

Başlığa bakıp da "herif kafayı yedi" ya da "küfürlere dayanamayıp döndü" diye düşünmeyiniz... Çünkü bu bir "alıntıdır", ben yazmadım, zikrettim.

Bu bir "mahya"... Ramazan mahyası... Dinle imanla ilgisi olmayan, "bu yıl hac mevsimi Kurban Bayramı'na denk geldi" diye düşünebilen "alakasız" vatandaşlar için açıklayayım: Hani şu Ramazan aylarında bir minareden öbür minareye uzatılan çeşitli yazılar... Hani iftar vaktinde, ezan okununca ışıkları yanar... Saati olmayan, ezanı duymayan bile ışıkları görünce "iftar topunun atıldığını" anlar hani... (Minare nedir diye soracaksanız, müezzinin "şarkı söylediği" yerdir diyebilen şaşkınlar da yaşıyor bu ülkede!)

Mahya, başka bir Müslüman ülkesinde yok, bir tek bize özgü... Eskiden yağ kandilleriyle yapılırdı bu ışıklandırma işi, günümüzde elbette elektrik ampulleriyle yapılıyor.

Bir tür televizyon haber bülteni, bir tür pano gibi, diyebilirsiniz. O çağın kitle haberleşme aracı.

Günümüzde, artık gereksiz, fakat "şirin" bir uygulama, hoş bir gelenek, "couleur locale"...

Artık hiçbir işlevi kalmamış Ramazan davulcusu gibi bir şey.

Fakat ne yazılır bu mahyalarda? "Hoş geldin ey on bir ayın sultanı" gibi şeyler... "Bismillah, maşallah" gibi kelimeler...

Yani dini içeriği olan, "İslami" mesajlar verilir. Bu da çok doğaldır. Hiçkimse Selimiye'ye "Jesus Christ" yazacak değildir ya...

Ama "Kızılay'ı unutma" yazılmıştır bir zamanlar.

Peki, biz şimdi bir imamla anlaşsak, ya da Diyanet İşleri Başkanı'nı, müftü efendileri ikna etsek, diyelim Süleymaniye minarelerine reklam versek... Yarın akşam ezan okununca siz de denizin ortasından bile şakır şakır şu cümleyi görseniz: "Ey iman edenler, SABAH Gazetesi okuyunuz!"... Böylece "camilerarası" çekişme de başlasa... Fatih Camii de "Hürriyet ekibi Mekke'yi keşfetti" mahyasını patlatsa... Derken Sultanahmet minarelerinde "şampiyon Cimbom", Beyazıt'ta "bastır Kanarya" mahyaları belirse... Sinan Paşa Camii'nde de "çarşı her şeye karşı" mahyasını okusak tabii.

Böyle rezillik olur mu? Olmaz.

Ama bir zamanlar, cumhuriyetin şu anlı şanlı "ilk döneminde" mahyalara neler yazılmış neler...

En çarpıcı olanı "VAR OL İNÖNÜ"...

Yarın bir imam aşka gelip "yaşa Recep Tayyip" yazdırsa, tozunu atarlar tozunu, kemiklerini sıyırırlar...

Ama bakın "şanlı ordu" yazarsanız kimse ağzını açmayacaktır.

Daha başka sloganlar da atılmış otuzlu ve kırklı yılların mahyalarında: "Para biriktir", "yerli malı kullan" gibi şeyler.

"Tayyare" bile çizilmiş ayyıldız içine... Türk Hava Kurumu, ya da "Türkkuşu" reklamı...

Hiçkimse ağzını açamamış, çünkü ağzını açmak yasakmış.

Fakat "karşıdevrimciler" bu mahya "platformunu" kendilerine yontmamışlar. Hiçbir caminin hiçbir minaresinin hiçbir mahyasında "varol Celal Bayar" ya da "kurtar bizi Menderes" gibi bir slogan görülmemiş.

İsteseler yapamazlar mıydı? "Devletin sürekliliğini" halka göstermek için canım, hani İnönü'nün paralardan Atatürk'ü kaldırıp kendi resmini koydurması gibi?... Bu, devletin sürekliliğini gösterirmiş, İnönü şakşakçıları öyle diyorlar.

Yapmadılar. "Dini" mesajlara, mahyanın asıl amacına geri döndüler, "hoş geldin ey mübarek Ramazan", falan filan.

Onun için de uğramadıkları hakaret kalmamıştır o günden bugüne...

Halkın niçin CHP'ye oy vermediğini hâlâ merak ediyor musunuz? Etmeye devam ediniz.

Sabah

13 Ekim 2009
Korsan Mahyaların Sırrı Çözüldü

İstanbul’daki 5 büyük camiye asılan ve içerikleriyle tartışma çıkaran mahyaların kaynağı aydınlandı.

Mesajların içeriği müftülük ve vakıflar bölge müdürlüğü üzerinden tartışılırken; mesajlar ve asılacağı camileri tek tek İstanbul Valiliği’nin emirle belirlediği ortaya çıktı. Valilik, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü’ne 28.8.09 tarih; 490 sayılı faks emriyle mahyalarla ilgili talimat verdi. Valiliğin tartışmalı mesajları “asın emri” gönderdiği Ağustos’un son haftası, Genelkurmay Başkanlığı tartışmalı “Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye” mesajını kamuoyuna açıklamıştı. Mahyaların kamuoyunda tepki çekmesinden sonra yapılan açıklamada; her yıl toplanan Kutlama Komitesi’nin kararları doğrultusunda sözkonusu mahyaların yakıldığı belirtildi. Ancak Kutlama Komitesi 1 Eylül’de toplandı. Valiliğin tartışmalı içerikli mahyalarla ilgili gönderdiği emir yazısının tarihi ise 28 Ağustos. İstanbul Valiliği’nin Kutlama Komitesi toplanmadan, iki gün önce komiteyi by-pass anlamına gelen emir göndermesi dikkat çekti.

CAMİ AVLUSUNA BIRAKILMIŞ GİBİ

Star’ın sorularını yanıtlayan yetkililer, 1 Eylül’deki Kutlama Komisyonu toplantısında, mahya yakılması konusunda prensip kararı alındığını, ancak içerik konuşulmadığını belirtti. Yetkililer içerik konusunda topu birbirine atarken, mahyalara cami avlusuna bırakılan çocuklar gibi kimse sahip çıkmak istemedi. Ancak yazışmalarda içerik konusundaki emrin çıkış noktası olarak Valilik görülüyor. Valilik, emrin altında imzası bulunan Vali Yardımcısı’nın ismini açıkla maktan kaçındı.

Kaynak: Cevheri Güven-Star

15 Ekim 2009
Korsan Mahyalar Mason İşi Çıktı

İstanbul'un kurtuluşu nedeniyle tarihi camilere asılan ve büyük tepki toplayan mahyalarla ilgili ilginç bir iddia ortaya atıldı. İşte resmi belge...Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Vakit'in internet sitesinde yer alan ilginç iddia ve mahyaların asılmasıyla ilgili resmi belge...

Camilere din dışı ibarelerin mahya olarak asılması girişiminin ardından masonik bir komplo çıktı. İşte masonların yan kuruluşu rotaryenler bünyesinde hazırlanan beş aşamalı sinsi plan:

1- Camilerin mahyalarında dindışı ve milli içerikli öğelere yer verdirmek!

2- 29 Ekimde camilere çapraz bayrak astırarak büyük bayraklarla camilere cemaat sevki sağlayıp buna karşı çıkanları bayrak düşmanı olarak mimletmek!

3- 10 Kasım'da camilere bayrakların yanı sıra Atatürk posterleri astırıp buna karşı çıkanları Atatürk düşmanı ilan etmek!

4- Camiler üzerinden rotaryenlerin “hayır faaliyetlerinde bulunduğu” görüşünü kamuoyuna yaymak!

5- Rotaryenlerin yaptıkları hayır faaliyetleri çerçevesinde sembolik birkaç camiden yardım toplanması ile önemli bir imaj kırılması sağlamak!

Masonlar, provokasyon amaçlı bu sinsi planla hem toplumu kamplara ayırıp hem de ilk kez Müslümanların mabetlerini kullanarak halk nezdinde kendilerini legalleştirip amaçlarını gerçekleştirmiş olacaklar.
Camilerde yaşanan “mahya krizi”nin arkasından masonların yan kuruluşu rotaryenler çıktı. Habervaktim'in rotaryen çevrelerden edindiği bilgilere göre, beş aşamalı bir plan hazırlandı. Buna göre; 29 Ekim'de Sultanahmet Camii'ne çapraz bayrak asılacak ve camilere ellerinde büyük bayraklar olan cemaat sevki yapılacak. 10 Kasım'da ise camilere bayrak yanında Atatürk posterleri de astırılarak provokasyonlar gerçekleştirilecek. Rotaryenler son olarak cami kürsülerinde değişik isimler altında kurdukları sözde yardım kuruluşlarının “kendilerinin hayır işlerinde bulunduklarına” dair vaaz verdirilmesi ile cami avlularında değişik isimler altında kurulmuş rotary kulüplerine para yardımı toplatılması için de girişimde bulunacaklar.
İşte sinsi planın ayrıntıları:

BEŞ AŞAMALI SİNSİ PLAN

28 Şubat sürecinde karanlık odakların hayata geçirdikleri psikolojik taktikleri andırır biçimce gündeme gelen ve kamuoyunda büyük tepki toplayan mahyalara din dışı ibareler yazdırılması bir mason taktiği olarak uygulamaya konuldu. Toplam beş aşamadan oluşan girişimin önümüzdeki günlerde farklı yönleriyle devam edeceği belirtiliyor. Uygulama planına göre, Sultanahmet Camii'ne çapraz bayrak asılması, büyük bayraklarla camilere cemaat sevkinin sağlanması, bu uygulamaya yönelik olası itirazlar için de basındaki destekçiler aracılığıyla “Türk bayrağına karşı çıkıyorlar” şeklinde haber ve yorumlar yaptırılması öngörülüyor.

29 EKİM'DE “BAYRAK PROVOKASYONU”

İlk aşama olan camilerin mahyalarında dindışı ve milli içerikli öğelere yer verdirmenin ardından, 29 Ekim'de de “bayrak provokasyonu” ile planın uygulamasına devam edilecek. Daha sonra ise 10 Kasım'da bir başka atraksiyon gerçekleştirilecek. Buna göre, 10 Kasım'da yine camilere bayrakların yanı sıra Atatürk posterleri de astırılacak. Tek parti döneminde zaman zaman görülen “Atatürk mahyası” uygulamasının bir benzeri böylece hayata yeniden geçirilecek.

“ALLAH RIZASI İÇİN ROTARYENLERE YARDIM”

Masonların yan kuruluşu rotaryenlerin planının son iki aşamasında ise yine camiler üzerinden kuruluşlarının “hayır faaliyetlerinde bulunduğu” görüşünü kamuoyuna yayma ve sonrasında da maddî yardım toplama yer alıyor. Bu çerçevede, rotaryenlerin “evrensel değerleri” ile “yaptıkları hayır faaliyetlerinin” cami kürsülerinden anlatılması için yetkililer nezdinde girişimlerde bulunulacak. Bu tür açıklamalara direnen yetkili bürokratlar ile din görevlileri için ise medya desteğiyle “toplumu bölme” suçlamasında bulunan yayınlar gerçekleştirilecek. Son aşamada ise sembolik birkaç camide “rotaryenlerin hayır işlerinde” kullanılmak üzere yardım toplaması planlanıyor.

BÜROKRATİK DESTEK DE VAR

Vakit'in ele geçirdiği bir belge de, masonik kuruluş rotaryenlerin, bürokratik kadrolardaki destekçilerinin çalışmalarını gözler önünde seriyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul Bölge Müdürü İbrahim Özekinci imsazıyla 24 Eylül 2009 tarihinde İstanbul Müftülüğü'ne gönderilen yazıda, İstanbul Valiliği'nin bir faks emrinden sözedilip, masonik plandaki taleplere kolaylık gösterilmesi isteniyor. Yazıda, şöyle deniliyor: “Valilikten gelen ilgili yazıda, 6 Ekim İstanbul'un Düşman İşgalinden Kurtuluşu'nun yıl dönümü ile ilgili olarak 5-6 Ekim 2009 tarihinde akşamları yanacak şekilde Sultan Ahmet Camiine ‘Ordumuza Şükran Borçluyuz', Süleymaniye Camii'ne ‘Ne Mutlu Türküm Diyene', Eminönü Yeni Camiye ‘Milli Birlik Esastır', Üsküdar Cedit Valide Camiine ‘Kurtuluşun Kutlu Olsun', Eyüp Sultan Camiine ‘Önce Vatan', vecizeleri ile Cumhuriyet'in 86. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde ise Sultan Ahmet Camine ‘Çapraz Bayrak', Süleymaniye Camine ‘Yaşasın Cumhuriyet', Eminönü Yeni Camiye ‘Türk, Öğün, Çalış, Güven', Üsküdar Cedit Valide Camiine ‘Cumhuriyet Fazilettir', Eyüp Sultan Camiine ‘Milli Birlik Esastır' vecizelerinin 28-29 Ekim 2009 tarihlerinde akşamları yanacak şekilde mahya olarak yazılması istenmektedir. Bu çalışmalar sırasında mahya ekibine gerekli kolaylığın gösterilmesi için ilgililerin talimatlandırılmasını arz ederim.”


Kaynak: Yener Dönmez/Habervaktim

EMRE AKÖZ
İstanbul Valisi mahya emrini kimden aldı?
Gazetelerin 'korsan mahyalar' dediği olayın aslı ortaya çıktı. Hatırlarsınız, İstanbul'un Kurtuluş Günü olarak kabul edilen 6 Ekim'de, kentin beş büyük camiine 'ulusalcı' çizgide sloganlar taşıyan mahyalar asılmıştı: 'Ne Mutlu Türküm Diyene' (Süleymaniye Camii), 'Önce Vatan' (Eyüp Sultan Camii) 'Ordumuza Şükran Borçluyuz' (Sultanahmet Camii), 'Milli Birlik Esastır' (Yeni Cami), 'Kurtuluşun Kutlu Olsun' (Üsküdar Valide Camii).

***
Dinle alakası olmayan bu sloganları oraya kim yazdırmıştı?
Kim bir Ramazan geleneği olan mahyaları ulusalcı ideolojinin aracı haline getirmişti?
Sorunun cevabı nihayet bulundu: İstanbul Valiliği...
28 Ağustos günü Valilik, Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne bir faks mesajı (emri) göndererek "şu camilere, şu mahyaları asın" demişti.

***
Bu olayın bize anlattıklarını birkaç maddeyle özetleyelim:
1) Türkiye Cumhuriyeti, Batılı anlamda laik bir devlet değildir. Laikliğin Fransa'da uygulanış biçimi, din ile devletin birbirinden adeta 'ak ve kara' şeklinde ayrılmasıdır. Orada din ile devletin üst üste geldiği 'gri bölgeler' nispeten azdır.
Bizde ise "ayrılık" değil kontrol, hatta tahakküm vardır. Yani devlet, dini kontrol eder.
Bitmedi! Daha önemlisi: Devlet aynı zamanda dini kullanır. Başka bir deyişle devlet, kendi amacına ulaşmak için dini alet eder.
Hani 'Din siyasete alet ediliyor' diye yaygara koparılır ya... Bunun dik alasını devlet yapar aslında. Dini değerleri tepe tepe kullanır. 'Korsan mahya' olayı buna güzel bir örnektir.

***
2) Dikkat ederseniz aslında ortada korsanlık filan yok. Burada bürokrasi emrediyor, din hizmetlileri de uyguluyor.
İstanbul Valisi Muammer Güler'e bu emrin kaynağını sormak gerek.
Vali Güler Şubat 2003'ten bu yana İstanbul Valisi. Sempatik, esprili bir insan valimiz. Seveni çok.
Ancak göreve geldiğinden bu yana geçen yaklaşık yedi yılda kendisinden böyle bir uygulama görmedik. Şimdi ne değişti?
İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan Güler, Bakan Beşir Atalay'ın ya da mesela Başbakan Erdoğan'ın isteğiyle mi bunu yaptı?
Yoksa valiye askeri makamlardan bir telkin mi geldi?
"Ne telkin, ne rica, ne baskı; bu uygulamanın yasa ve yönetmeliklerde yeri var" deniyorsa, hangi kanundur bu? Lütfen söyleyiversinler...

***
3) Bu mahyaların bize işaret ettiği bir olay daha var: Halka karşı bir psikolojik operasyon yapmaya karar verdiklerinde, ulusalcı/askerci çevrelerin elinde çok sayıda araç bulunuyor.
İşte gördük: Mahyaları dahi kendi amaçları için kullanıyorlar. Eylül 2007'de hazırlanan Lahika-1 adlı psikolojik operasyon planı; filmlerden, belgesellerden, TV ve radyo programlarından yararlanmayı öngörüyordu.
Ancak mahyalardan söz edilmiyordu.
Şimdi mahyaları da listeye ekleyebiliriz.

***
4) Cumhuriyetin niye laikleştirilmediğini artık daha iyi anlıyoruz. Çünkü din ile devletin birbirinden ayrıldığı bir ülkede, bürokrasi dini kolayca kullanamaz.
Bizde, halkı yönetme ve yönlendirme kapasitesini artırmak için dini kurumlar, devletin işlevi haline getirilmiştir. Yani Türkiye'de din, devletin ideolojik bir aygıtıdır.
Kimilerinin gülüp geçtiği mahya olayı bunun apaçık ispatıdır.
Sabah Gazetesi

28 Ekim 2009 21:50
Tartışılan Mahyalar Geri Döndü

İstanbul’un kurtuluşunun 86. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde camilere asılan ve büyük tartışmalara neden olan mahyalar geri döndü.

CUMHURİYET'in 86. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde Eminönü’ndeki Yeni Cami’ye ‘Cumhuriyet Fazilettir’ yazılı mahya asıldı.

Diğer tarihi camilere mahya asılmazken, duvarları Türk bayrakları ile donatıldı.

İstanbul’un kurtuluşunun 86. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde de Süleymaniye Camii’ne ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’, Eyüp Sultan Camii’ne ‘Önce Vatan’, Sultanahmet Camii’ne ‘Ordumuza Şükran Borçluyuz’, Yeni Cami’ye ‘Milli Birlik Esastır’ yazılı mahyalar asılmış ve büyük tartışmalara neden olmuştu.

samanyoluhaber
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> TARİHÎ HABERLER Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com