EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Polisiye Haberler

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Sal Ksm 06, 2007 7:30 am    Mesaj konusu: Polisiye Haberler Alıntıyla Cevap Gönder

Karakolda intihar ettiği açıklanan Araç'ın ağabeyi: Polisler "Burada talihsiz bir kaza yaşandı" dedi



Yol kontrolü sırasında gözaltına alınan Araç'ın karakolda intihar ettiği açıklanmıştı

Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde 15 Aralık'ta yol kontrolü sırasında gözaltına alınan ve Antalya Emniyet Müdürlüğü binasından atlayarak intihar ettiği ileri sürülen 18 yaşındaki Murat Araç'ın ağabeyi İlhan Araç, polislerin kendisine “Burada talihsiz bir kaza yaşandı” dediğini söyledi.

Jandarma aileye fotoğraf gönderdi

Özgürüz’den Zübeyde Sarı ve Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre; ağabey Araç, olayın yaşandığı 15 Aralık’tan sonra Gazipaşa Jandarma Karakolu’ndan telefonla arandıklarını söyledi. Araç, karakoldan arayan kişinin kendilerine "Burada birini gözaltına aldık Sizin çocuğunuz olduğunu iddia ediyor. Kaybolan çocuğunuz var mı dediler?" diye sorduğunu, babasının da "Evet" dediğini kaydetti. Araç, karakolda arayan kişinin teyit etmek için telefonu çocuğa verdiğini ve babasının konuşan kişiyi sesinden tanıyamadığını çünkü kardeşlerinin 15 yaşından beridir kayıp olduğunu söyledi.

"Babam kardeşime aile bilgilerini sordu. O teyit etti, fakat babam emin olamadı" diyen Araç, "Bunun üzerine jandarmadan kendisine fotoğraf göndermesini istedi. Gelen fotoğraf ile birlikte gözaltında olan kişini kardeşim olduğunu öğrendikten sonra Gazipaşa’ya doğru yola çıktık" ifadelerini kullandı.

Adli Tıp'ta bir cenaze

Gece yarısı Gazipaşa Jandarma Komutanlığı’na gittiklerini söyleyen Araç "Biz oraya gittikten sonra olay yerine polisler gelip, bana M… adında birini sordular. Ben de kardeşimle beraber kaybolan kişi dedim. Sonra bize dışarıda beklememiz gerektiğini söylediler” şeklinde konuştu.

Dışarıda bir süre bekledikten sonra bir polisin kendisini çağırdığını söyleyen Araç, “Beni tek başıma içeri çağırdılar. ‘Sana bir şey söyleyeceğiz ama şimdilik kimseye söyleme. Adli Tıpta bir cenaze var, onu teşhis edin’ dediler. Ben de bizi aradıklarını, kardeşim ile görüştüğümüzü olanlara söyledim. 'Kardeşim jandarmada tutuluyordu neden cenaze teşhis ediyorum ki' dedim. Bu cenaze bizim değilse kardeşim nerede dedim. Onlar da ‘bilmiyoruz’ dediler” ifadelerini kullandı.

"Kafatasında 16 dikiş vardı"

Daha sonra Gazipaşa Emniyet Müdürlüğü’ne gittiklerini söyleyen Araç burada yaşananları şöyle aktardı:

“Emniyette de bize Adli Tıp'a gitmemiz gerektiği söylendi. ‘Burada talihsiz bir kaza yaşandı. Buradan bir cenaze çıktı’ dediler. Emniyetten çıktıktan sonra sabah 8’de Adli Tıp’a gittik. Orada savcılık ile birlikte morga girdik. Morgda kardeşimi teşhis ettim. Kardeşimin gözünde morluklar vardı. Ensesinde ve vücudunun çeşitli yerlerinde de izler vardı. Kafatasında ise 16-18 arası dikiş vardı."

Ağabey Araç, emniyette bulunan kardeşine ait eşyaların da kendilerine verilmediğini söyledi.Polislere olayın nasıl meydana geldiğini sorduğunu söyleyen Araç, “Beni sorgulamaların yapıldığı odalara götürdüler. Kardeşimin intihar ettiği iddia edilen odaya da götürdüler. Orada balkon vardı. Kardeşimin balkon kapısından atladığını söylediler” dedi.

Fakat 16 Aralık’ta TBMM’de HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu’nun sorusu üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Jandarma tarafından bir yol kontrolünde aranan bir şüpheli şahıs jandarma tarafından alınmış, daha sonra Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürülmüş. Terörden herhangi bir şey yokken, ailesine haber verilmiş. İkinci kattan camdan atlamak suretiyle intihar etme yolunu seçmiştir. Hastaneye kaldırıldı, kurtarılmak istendi ancak kurtarılamadı” yanıtını vermişti.

“Çelişkili bilgiler verildi”

Araç, ailesinden ismini vermek istemeyen bir kişi ise kendilerine çelişkili bilgiler verildiğini söyleyerek, “Gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Kimseyi suçlamıyoruz. Ortada bir vaka var. Atladı mı atıldı mı. Ne ise olay ortaya çıksın. Yasal ve hukuki olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Biz bir can ödedik bundan daha ağırı yok” ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

Antalya'nın Alanya'ya otobüsle gelen Muraç Araç (18) ilçe girişinde yapılan kimlik kontrolü sırasında PKK üyesi olduğu öne sürülerek gözaltına alınmış, daha sonra götürüldü Gazi Paşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde tutulduğu üçüncü kattan atlayarak intihar ettiği açıklanmıştı.

T24
ETİKETLER
murat araç ilhan araç antalya

Silivri İlçe Emniyet Müdürü makamında intihar etti
31 Temmuz 2017



Hakan Çalışkan bulunduğu makama yaklaşık 1,5 yıl önce getirilmişti

Emniyet Genel Müdürlüğü'den yapılan açıklamada Çalışkan'ın gece 03:00 sularında makamına geldiği ve beylik silahıyla intihar ettiği belirtildi.

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada "İl Emniyet Müdürlüğümüz kadrosunda Silivri İlçe Emniyet Müdürü olarak görev yapmaktayken 31.07.2017 günü vefat eden 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan'ın, çalışma odasında henüz sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı kendisine ait beylik silahı ile intihar etmiş olduğu olay yeri incelemesinden sonra anlaşılmıştır. Konuyla ilgili tahkikata Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı devam etmektedir" denildi.

Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri tamamlanan cenaze, Zeytinburnu'ndaki Kozlu Mezarlığı Gasilhanesi'ne götürüldü.

2 çocuk babası olan Çalışkan, bulunduğu makama 26 Aralık 2016 tarihinde Emniyet Müdürü Hakan Er’in yerine Emniyet Müdürü olarak tayin olmuştu.

Çalışkan, özellikle uyuşturucu konusunda ilçede büyük hassasiyet göstermesi ile biliniyordu.

Başsavcılık: Şüpheli durum yok

Bu arada akşam saatlerinden Silivri Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, “Emniyet Müdürü Çalışkan'ın intiharında adli yönden önem arz eden şüpheli bir duruma rastlanmamıştır” denildi.

ETİKETLER
silivri İlçe emniyet müdürü hakan Çalışkan makam ÖlÜ haber
T24

185 emniyet müdürü ve 53 emniyet amiri emekli edildi
19.07.2017



Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Yüksek Değerlendirme Kurulu (YDK) ve Merkez Değerlendirme Kurulu (MDK) kararlarıyla 185 emniyet müdürü ile 53 emniyet amiri emekliliğe sevk edildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, her iki kurul tarafından terfileri uygun görülen ve emekliye sevk edilmesi kararlaştırılan emniyet personeli belli oldu.

YDK tarafından yapılan değerlendirme sonucu 96 birinci sınıf, 50 ikinci sınıf, 34 üçüncü sınıf, 5 dördüncü sınıf emniyet müdürü ile 53 emniyet amirinin emekliliğe sevk edilmesine ilişkin karar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından onaylandı.

94 İKİNCİ SINIF MÜDÜR TERFİ ALDI

Aynı karar kapsamında, 94 ikinci sınıf emniyet müdürü birinci sınıf rütbesine, 168 üçüncü sınıf emniyet müdürü ikinci sınıf rütbesine, 191 dördüncü sınıf emniyet müdürü üçüncü sınıf rütbesine, 290 emniyet amiri de dördüncü sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi etti.

MDK kararına göre de 173 başkomiser emniyet amirliği rütbesine, 80 komiser başkomiserlik rütbesine ve 224 komiser yardımcısı komiserlik rütbesine terfi ettirildi.

Açıklamada personelin, terfilere ilişkin bilgileri PolNet sayfasından kullanıcı adı ve şifrelerini girerek öğrenebilecekleri belirtildi.
Sputnik

‘Canım çok sıkkın’: İhraç edilen ve haber alınamayan polis ölü bulundu
07/07/2017



Konya’da ihraç edilen ve altı gündür kendisinden haber alınamayan polis memuru ölü bulundu.

Melikşah Kültür, Gaziantep emniyetinde polis memuru olarak görev yaparken, idari soruşturmalar nedeniyle üç ay önce meslekten ihraç edilmişti.

Selçuklu ilçesinde gerçekleşen olayda, Kültür’ün altı gün önce bir arkadaşını arayıp “Canım çok sıkkın, biraz kafa dinlemem gerek” diyerek arkadaşının dairesine yerleştiği belirtildi.

O günden sonra Kültür’den haber alamayan yakınları durumu polise haber verdi. Daireye giren polisler, Kültür’ün cansız bedeniyle karşılaştı.
Diken

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın koruması Rus ruleti oynarken kendini öldürdü!
07 Haziran 2017



Kız arkadaşıyla Rus ruleti videoları izleyen Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı’nda çalışan 24 yaşındaki polis Ramazan Özçelik, "Öyle oynamaz, böyle oynanır” diyerek, silahı başına dayadı ve hayatını kaybetti.

Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi'nde görev yapan polis memuru Ramazan Özçelik, Rus ruleti oynarken hayatını kaybetti.

Habertürk Gazetesi'nden Müslim Sarıyar'ın haberine göre, Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı’nda çalışan 24 yaşındaki polis memuru Ramazan Özçelik, Özbek kız arkadaşı Feride Bayramova’yla Rus ruleti videoları izledi. Videoları izlerken “Öyle oynamaz, böyle oynanır” diyerek, silahı başına dayayan Özçelik, tetiğe bastı. Silahın ateş almasıyla başından vurulan Özçelik öldü.

Feride Bayramova’nın, ifadesinde yaşananları şöyle anlattığı öğrenildi:

“Ramazan uyudu. Ben de silahını dolabın üzerine koydum ve yattım. Sabah 10.00 gibi uyandım. Ancak Ramazan uyuyordu. Saat 14.00 gibi o da uyandı. Yiyecek bir şeyler almak için dışarı çıkacaktı, giyiniyordu. Bu sırada silahının dolabının üzerinde olduğunu görünce bana, ‘Tabancayı niye bize doğru çevirdin’ dedi ve silahı alarak beline koydu. Bu sırada kendisine Rus ruleti videosu izlettim. Ramazan da bana ‘O öyle oynanmaz böyle oynanır’ diyerek belinden tabancayı çıkarıp başına dayadı. Bu sırada ‘Ne yapıyorsun’ diyerek müdahale etmek için elini tutmaya çalıştığım sırada silah ateş aldı.”

Polis memurunun ölümü kayıtlara şüpheli olarak geçti. Feride Bayramova gözaltına alınarak önce Beylikdüzü Asayiş Büro Amirliği’ne ardından İstanbul Terörle Mücadele Suçlarla Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.

Polis memuru Ramazan Özçelik’in ölümündeki soru işaretleri nedeniyle soruşturma derinleştirildi. Bazı ifadeleri çelişkili bulunan Bayramova’nın telefonu ve adına kayıtlı hatlar da incelemeye alındı. Özçelik’in, Haziran 2016’da Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi’nde göreve başladığı öğrenilirken, Özbek kadının ise Malatya İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde okuduğu bildildi.
İnsan Haber

Jandarma ve polis 'yanlışlıkla çatıştı'; 1 asker şehit, 1 polis de yaralı!
13 Mayıs 2017

Hatay'ın Hassa İlçesi Çardak Yaylası'nda düzenlenen operasyon sırasında, jandarma ve polis arasında yanlışlıkla çıkan çatışmada, Jandarma Astsubay Çavuş Niyazi Elçin şehit olurken, 1 asker ile 1 polis de yaralandı.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Amanos Dağları'ndaki Çardak Yaylası Domuzdamı mevkiinde iddiaya göre gece bölgedeki PKK'lilere karşı başlatılan operasyon kapsamında pusu kuran polis Özel Hareket ekipleri, aynı amaçla bölgede devriye gezen jandarma ekiplerini termal kamerada fark edince, PKK'li sanarak ateş açtı.

Jandarmanın da PKK saldırısı sanarak karşılık verdiği çatışmada Jandarma Astsubay Çavuş Niyazi Elçin şehit olurken, 1 asker ile 1 Özel Hareket polis yaralandı.
T24

Açığa alınan Meclis polisi, ‘Vatan haini değilim’ yazıp, intihar etti
27 Nis, 2017

Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle meslekten uzaklaştırılan TBMM Daire Başkanlığı’nda görevli polis memuru H.E., sosyal medya hesabına “Ben vatan haini değilim” yazdıktan sonra beylik tabancasıyla intihar etti.

667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında, FETÖ ile irtibatlı olduğu belirtilen ve görevden uzaklaştırılan 9 bin 103 polisten 35’inin TBMM Koruma Daire Başkanlığı bünyesinde, Meclis’te çalıştığı belirlendi. TBMM’de görevli polis memuru H.E., açığa alındığını öğrendikten sonra beylik tabancasıyla gece yarısı yaşamına son verdi. H.E.’nin intihar etmeden önce akrabalarını aradığı ve sosyal medya hesabına da “Ben vatan haini değilim. Vatanıma hiçbir zaman ihanet etmedim” diye yazdığı öğrenildi.
İlkKurşun

Emniyette büyük ‘FETÖ’ operasyonu: 3 bin 224 polis hakkında gözaltı kararı
26.04.2017



Emniyet Genel Müdürlüğü'nün tüm birimlerinde yapılan operasyonda 'FETÖ/PDY' ile bağlantılı olduğu iddia edilen 9 bin 103 polis açığa alındı.

'FETÖ' iddiasıyla açığa alınan polislerden 2 bin 500'ü İstanbul'da bin 350'si Ankara'da görev yapıyordu.

EGM'den açıklama

Emniyet Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

667 sayılı “Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin” 2’nci maddesinde zikredilen ve milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) ile iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle 9103 Emniyet Teşkilatı mensubu görevden uzaklaştırılmıştır.

3 bin 224 polis hakkında gözaltı kararı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından alınan bilgiye göre, 'FETÖ'nün emniyet teşkilatındaki "mahrem yapılanmasına" yönelik soruşturma kapsamında 4 bin 672 şüpheli hakkında çalışma başlatılmıştı. Şüphelilerden bin 448'inin 'FETÖ'den tutuklu bulunduğu belirlenmişti. Hakkında gözaltı kararı alınan 3 bin 224 şüpheliden bin 120'si yurt genelinde 8 bin 500 polisin katılımıyla düzenlenen operasyonlarda yakalandı.

Emniyet tarafından, şüphelilerin ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda, sahte kimlik ve sürücü belgeleri, dijital materyal ve örgütsel iletişimde kullanılan cihaz ve aparatlar, örgütsel doküman ve himmet listeleri ile örgüte ait altın, döviz ve para ele geçirildiği bildirilmişti.

Ankara'da 158 şüpheli gözaltına alındı

Operasyonun merkezi Ankara'da ise Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından 158 şüphelinin gözaltına alındığı öğrenilmişti.
BirGün

Gazi Mahallesi'ndeki iki gencin öldürüldüğü olayda polis bağlamayı uzun namlulu silah sanmış!
20 Nisan 2017



Gençlerin kullandığı araçta 26 kurşun deliği olduğu belirlendi

"Dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle ateş edilen araçta iki gencin ölmesiyle ilgili polis tutanağında, ön koltukta oturan kişinin elinde uzun namlulu bir silah olduğu ve ateş ettiği ileri sürüldü. Ön koltuktaki genç "Kucağımda saz vardı" dedi. Araçta silah bulunmamıştı. Buna karşılık, gençlerin kullandığı araçta 26 kurşun deliği olduğu belirlendi.

Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, geçen cuma günü İstanbul Gazi Mahallesi’nde polisin dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle ateş ettiği ve iki gencin hayatını kaybettiği olayla ilgili polisin olay tutanağına göre, Gazi Kent Ormanı’nda çalışan bir güvenlik görevlisi Gazi Polis Merkezi’ni 14 Nisan’da arayarak, "Ormanda poşulu ve silahlı üç kişi var. Renault marka araç kullanıyorlar” şeklinde ihbarda bulundu. Bunun üzerine biri zırhlı olmak üzere iki araç ve dokuz polis halinde kent ormanı girişine gidildi. Kısa bir süre sonra içinde, eğlenceden dönen beş gencin olduğu Peugeot marka araç polise yaklaştı.

Tutanakta şöyle devam edildi:

"Araca işaret edip ‘Dur’ ihtarında bulunulmuş, araç duracakmış gibi yavaşladığı sırada yarı açık olan sağ ön camdan aracın ön koltuğunda oturan şahsın kucağında uzun namlulu silahın namlusunun görülmesi üzerine…"

Tutanağa göre polis, arkadaşlarını "Silahları var" diye uyardı. Araçtakiler aniden gaza basarak, aracı polislerin üzerine sürdü. İddiaya göre polisler havaya ateş etti. Ardından aracın sol arka yanına ateş edildi. Yine tutanağa göre bu sırada araçtan birkaç el silah sesi duyurulması üzerine aracın lastiklerine ateş edildi.

Araçta 26 kurşun deliği

Araçtan sağ kurtulan gençlerden biri ön koltukta kendisinin oturduğunu söyleyerek kucağında saz olduğu belirtmiş, "Ben silah sesini duyunca saz ile birlikte koltuğun önüne doğru eğildim" demişti. Araçta silah bulunmamıştı.

Buna karşılık, gençlerin kullandığı araçta 26 kurşun deliği olduğu belirlendi. Olay yerinde 35 mermi kovanı ve bir mermi çekirdeği ile beş de biber gazı kovanı bulundu. Park girişini gösteren kameranın aylarca önce zarar gördüğü, elektrik direğindeki kameranın ise bozulduğu anlaşıldı. İki polis aracından birinde kamera olmadığı belirlenirken, zırhlı aracın kamerasına el kondu.
T24

Savcılık, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ö.C.’nin “uyuşturucu ticareti yapmak” tan tutuklanmasını istedi
7 Şubat 2017

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ö.C. “Uyuşturucu ticareti yapmak” suçundan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Edinilen bilgiye göre bir uyuşturucu kuryesi geçtiğimiz günlerde Atatürk Havalimanı’nda yakalandı. Kurye ile bağlantılı olduğu düşünülen şüphelilerin evine de polis baskın yaptı. Eve yapılan baskında uyuşturucu (bonzai) ele geçirildi. Uyuşturucunun ele geçirildiği evi kimin kiraladığını araştıran polis, emniyet müdür yardımcısı Ö. C. ‘nin adına ulaştı. Yapılan operasyonda gözaltına alınan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı şüpheli Ö. C. bugün Bakırköy Adalet Sarayı’nda savcıya ifade verdi. Savcı Ö.C’yi “Uyuşturucu ticareti yapmak” suçundan tutuklama talebiyle Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti.
İlk Kurşun

İncirlik Polis Merkezi Amiri odasında intihar etti
14 Şubat 2016



Adana'da İncirlik Polis Merkezi Amiri Mehmet Akif Durak başında ateş ederek hayatına son verdi.

Adana'da İncirlik Polis Merkezi Amiri 41 yaşındaki Mehmet Akif Durak, makam odasında tabancasını başına ateşleyerek yaşamına son verdi.

Merkez Sarıçam İlçesi'ndeki İncirlik Polis Merkezi'nde görevli Emniyet Amiri Mehmet Akif Durak, öğlen saatlerinde işyerine geldi. Uzun süre odasından çıkmayan amirlerinin yanına giren polis memurları, Durak'ı tabancayla vurulmuş halde buldu.

Haber verilen sağlık ekibi, Durak'ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Olay Yeri İnceleme ekipleri polis merkezinde inceleme yaptı. Durak'ın cesedi, incelemelerin ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
Kaynak. Cumhuriyet

Polis memuru eşini ve kızını öldürüp intihar etti
22 Mayıs 2015

Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis, beylik tabancasıyla eşini ve kızını vurup intihar etti. Eşi olay yerinde, kızı ise kaldırıldığı hastanede hayatlarını kaybetti.

Ankara Mamak'ta, eşini ve 11 yaşındaki kızını beylik tabancasıyla vurarak öldüren polis memuru intihar etti.

Peyami Safa Mahallesi 364. Sokak'ta oturan, Mamak İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis Burhan D. (41), henüz belirlenemeyen bir nedenle beylik tabancasıyla eşi Demet D. (32) ve kızı Zeynep'e (11) ateş etti.

Demet D, olay yerinde hayatını kaybederken, Zeynep D ise ağır yaralandı. Eşini ve kızını öldüren Burhan D, daha sonra aynı silahla yaşamına son verdi.

Cebeci Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan Zeynep D, kurtarılamadı
Kaynak: Sol

Gözaltına direnince önce gaz, sonra kurşun yedi
04/05/2015



Küçükçekmece'de gözaltına alındıktan sonra polisin ateş açması sonucu yaralanan Süleyman Ödemiş hastanede tedavi görüyor. Polis Ödemiş'in elinde silah olduğunu iddia ederken görüntüler bunu doğrulamıyor
Haber: İSMAİL SAYMAZ -

İstanbul Küçükçekmece’de, arkadaşının gözaltına alınması üzerine “Neden alıyorsunuz?” diye itiraz eden 24 yaşındaki Süleyman Ödemiş de kelepçelenerek, götürülmek istendi. Ödemiş’in “Benim suçum ne?” diye direnmesi üzerine sivil polis yakın mesafeden yüzüne biber gazı sıktı. Zorla götürülen Ödemiş, polislerin ellerinden kurtulup kaçınca aynı sivil polis silahını çıkararak, ateş etti. Belinden vurulan Ödemiş, halen Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi görüyor. Hakkında “yaralama ve direnme” suçlarından soruşturma başlatılan Ödemiş’in kapısının önünde iki polis bekliyor. Polis yetkilileri, Ödemiş’in polise silah çektiğini iddia ederken; görüntülerde, yalnızca ateş eden polisin elinde silah olduğu görülüyor.

Küçükçekmece Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polisler, “kasa hırsızlığı” suçlamasıyla haklarında yakalama kararı bulunan B.Ç. ve U.G.’yi bulmak için 26 Nisan akşamı İkitelli Ziya Gökalp Mahallesi’ne geldi. İki şüpheliye ulaşamayan polis ekipleri, girdiği Ünlü Market’te, aynı grubun üyesi olduğu iddia edilen Barış Arslan’ı gözaltına aldı. Arslan’ın gözaltına alınması üzerine markette bulunan arkadaşı Süleyman Ödemiş, “Neden götürüyorsunuz?” diye itiraz etti. Bunun üzerine polisler, Ödemiş’i de gözaltına almak istedi. Marketin kamera kayıtlarına göre Ödemiş’i çevreleyen polisler, kendisine ters kelepçe takmak istedi. Ödemiş, hakkında yakalama kararı olmadığını belirterek, buna direniyor. Tartışma büyüyünce sivil giyimli bir polis, hem Ödemiş’in, hem de araya giren arkadaşı Ömer Tali’nin yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkıyor. Etkisiz hale getirilen Ödemiş, ters kelepçe takılarak, dışarıya çıkarılıyor. Marketin dış kamera kaydına göre Ödemiş, kapıda polisin elinden kurtulup kaçıyor. Bu sırada, Ödemiş’e biber gazı sıkan polis, elindeki silahla marketin kapısında görünüyor. Silahıyla Ödemiş’in arkasından koşmaya başlayan polis, kamera açısından çıkıyor. Ömer Tali’nin anlatımına göre bu polis, 15 metre sonra ateş ederek, Ödemiş’i belinden vuruyor.
Radikal

Özel harekât polisi kafasına sıktı
26 Nis 201



El Cezire'nin haberine göre; Hatay İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru silahıyla kendini başından vurarak intihar etti.

Merkez Antakya ilçesinin Esenlik Mahallesi’nde yaşayan polis memuru Levent İpek, bilinmeyen bir sebeple silahını başına ateşleyerek yaşamına son verdi. Üç çocuk babası 48 yaşındaki İpek’in cansız bedenini, saat 14:00 sıralarında eve gelen ailesi buldu. Ailenin ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri İpek’in öldüğünü belirledi.
haber 93

Emniyet müdürü Suhat Aytemiz evinde beylik tabancasıyla intihar etti
12.04.2015

İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan 2. Sınıf Emniyet Müdürü Suhat Aytemiz, evinde beylik tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti.
Olay, sabah saatlerinde Basın Sitesi Semti'nde meydana geldi. Gürçeşme Polis Meslek Yüksek Okulu'nda müdür yardımcılığı görevinde bulunan 2. Sınıf Emniyet Müdürü Suhat Aytemiz'i kanlar içinde gören eşi durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine eve gelen sağlık ekipleri yaptığı kontrolde, Aytemiz'in hayatını kaybettiğini belirledi.
Bugün

Genç Polis Doğu'ya Tayini Çıkınca Kafasına Sıktı
29 Aralık 2014
Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru, 22 yaşındaki Berkay Ö., 'Şark Hizmeti' için tayini çıkması üzerine başına ateş ederek intihar etmek istedi.

Deniz Seki’nin İçtiği Göbek Eriten Su. Ahmet Maranki Önerdi
Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi'nde görevli polis memuru, 22 yaşındaki Berkay Ö., 'Şark Hizmeti' için tayini çıkması üzerine intihar etmek istedi.

ASANSÖRDE BAŞINA SIKTI

Kırıkkale'nin Çallıöz Mahallesi Nenehatun Caddesi Bağış Apartmanı'nda baba ve annesi ile kalan Çevik Kuvvet de görevli 3 yıllık polis memuru Berkay Ö., tayininin çıkması üzerine ilişik kesmek için Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü'ne gitmek istedi. Oturduğu apartmandan asansörle inerken bulunan tabancası ile başına ateş eden Berkay Ö., ağır yaralı olarak Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı.
haberler.com

Emniyetçiler görevden almaları değerlendirdi: Şaşkınız
Sinan Onuş
Ankara
30 OCAK 2014



17 Aralık'ta gerçekleşen "rüşvet ve yolsuzluk" operasyonu sonrası Emniyet Müdürlüğü'nde yaşanan görevden almalar ve yer değişiklikleri hız kesmeden sürüyor.
Bugün Ankara Emniyeti'nde 500, İstanbul ve İzmir'de de yaklaşık 300 polisin görev yerinin değiştirildiği belirtiliyor. Görevden alınanlar arasında 17 Aralık operasyonu sonrası göreve getirilen polislerin de olduğu kaydediliyor.

Üç ildeki son durum görev yeri değiştirilen polis sayısının 6 bini aştığına işaret ediyor. Görev yeri değiştirilenlerin çoğunluğunun memur olduğu ve bunların da ağırlıklı olarak kritik birimlerde görev yaptıkları öne sürülüyor.
Sezer: "Satılık Köy filmi gibi"
Emniyet'te yaşanan son görev yeri değişikliklerini BBC Türkçe'ye değerlendiren Emniyet Sen Genel Başkanı Faruk Sezer, "Her olayda polisin günah keçisi yapıldığını ve sahipsiz olduğunun kanıtlandığını" söyledi.
Yaşananları, iflas eden ve köyünü içindeki her şeyiyle satmak zorunda kalan bir toprak ağasının anlatıldığı "Satılık Köy" filmine benzeten Sezer, "Bir şube müdürünün hata yaptığı iddia ediliyor ama memurlar bile değiştiriliyor. Böyle yaparsan Emniyet'i, Satılık Köy'e dönüştürürsün." dedi.
Emniyet'te yaşananların bir daha yaşanmaması için çözümün sendikadan geçtiğini ısrarla vurgulayan Emniyet Sen Genel Başkanı Sezer, "Yapılanlar, teşkilatı çok başlılığa, itaatsizliğe sürükleyen hareketler. Emniyet'te herkesin geleceğinin iki dudak arasında olduğu mesajı değişmemiş olacak." diye konuşuyor.
Yılmaz: "Asıl bu manidar"
Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Yılmaz da "Yaşananları şaşkınlıkla izliyorum" diyor.
Görevden almalarla teşkilatın tamamının "paralel" gibi algılandığını belirten Yılmaz, "Görevden alınanların çoğunu tanıyorum. Akıl, sır erdiremiyorum." diyerek eleştiriyor.
Yılmaz, "Ortalıkta bir paralel lafı dolanıyor ama belgeleriyle ortaya konması lazım. Soruşturma ya da dava yok ama paralel lafı var. Asıl bu, manidar." diyor.
Görevden almaların yaratacağı "güvenlik zafiyetine" özellikle dikkat çeken Yılmaz, kaçakçılık, organize suç, terör ve istihbarat birimlerinde çalışanların kolay yetişmediğini söylüyor. Yılmaz, "Yeni atananların alanlarını ve ilişkileri öğrenmeleri için en az bir yıl gerekiyor." diyor.
Olayın güvenlik boyutunu kimsenin öne çıkarmadığını iddia eden Yılmaz, "Boşluktan dolayı kapkaçın, mafyanın yeniden hortlamayacağını kim söyleyebilir? Emniyet'te iki kutup oluşturulmuş ve bu, hiç iyi değil. Çok vahim." değerlendirmesinde bulundu.
BBCT

"Ben Amerikalıyım ulaaan"
İstanbul'da İngilizce öğretmenliği yapan Amerikalı, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nü birbirine kattı
12.02.2010
İstanbul'da İngilizce öğretmenliği yapan Amerikalı Jayson Edward Thomas (41), otomobinin trafik tescil işlemleri için geldiği Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü'nü birbirine kattı. Gişedeki camı kırması sonucu bir polis memurunun yüzünden yaralanmasına neden olan Amerikalı, gözaltına alındı.

Olay, Gayrettepe'de bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü kompleksindeki Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nde dün saat 16.00 sıralarında meydana geldi. Şişli'de özel bir kursta İngilizce öğretmenliği yapan Amerikalı Jayson Edward Thomas, ülkesinden getirdiği otomobilini, Türkiye'de yaşayan yabancılara tanınan misafir plaka uygulamasından yararlanarak Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nde tescil ettirmek istedi. Gümrükten geçirdiği otomobilinin evrakı görevli polis memuruna uzatan Jayson Edward Thomas, evrakında eksik olduğu gerekçesiyle işlemlerinin yapılamayacağı cevabını aldı.

Bunun üzerine sinirlenen Jayson Edward Thomas iddiaya göre, "Ben Amerikalıyım, işlemlerimi yapmak zorundasınız" şeklinde İngilizce olarak bağırmaya başladı. Orada bulunan polis memurlarının yatıştırmaya çalıştığı Thomas, gişelerin camlarını indirerek dehşet saçtı. Etrafa saçılan cam kırıkları gişede bulunan polis memuru Halil Şen'e isabet etti. Alnı ve burnunda derin kesikler oluşan Halil Şen kanlar içerisinde kaldı. Ambulans beklenmeden bir ekip arabasıyla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Halil Şen tedavi altına alındı. Şen'e 7 gün iş göremez raporu verildi.

Birçok polisin bulunduğu binada zor zapt edilerek yakalanan Jayson Edward Thomas gözaltına alınarak Beşiktaş Polis Merkezi'ne götürüldü. Burada işlemleri yapılan Thomas, "Görevli memuru yaralamak ve devlet malına zarar vermek" suçlamasıyla İstanbul Adliyesi'ne sevk edildi. Thomas tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Dava açılması durumunda, 2 yıldan fazla hapis istemiyle yargılanabilecek Amerikalı öğretmen, Yabancılar Şubesi'ne teslim edildi. Bu işlemin Dışişlerinin uygun görmesi halinde sınır dışı tedbirinin alınabilmesi için yapıldığı öğrenildi. habertürk

Hakkari’de protesto gösterisi sırasında 14 yaşında bir çocuk polisler tarafından yerlerde sürüklendi, annesinin feryatları bile oğlunu kurtaramadı.
4 Nisan 2010
Kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’e Samsun’da yapılan yumruklu saldırı dün Hakkari’de kınandı. BDP tarafından yapılan basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Caddesi üzerinde olaylar çıktı.
Olaylar sırasında okuldan döndüğü belirtilen Hakkari eski Belediye Başkanı Kazım Kurt’un 14 yaşındaki oğlu Hatip Kurt polisler tarafından yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı.

Anne Güllü Kurt oğlunun gözaltına alındığını görmesine ve onu kurtarmaya çalışmasına karşın polisler Hatip’i gözaltına aldı.

Olayla ilgili konuşan Güllü Kurt, “Çocuğum Hatip Kurt okuldan dönüyordu. Ben de kendisini almak için gittim. O sırada olaylar çıktı. Bir baktım çocuğumu polisler almışlar. Çocuğumu kurtarmak için polise yalvardım, ancak vermediler. Beni ve çocuğumu hastaneye getirdiler. Yine hastaneye getirilişimizde bile beni tartaklayıp hakaret ettiler. Çocuğum şu anda hastanede tedavi görüyor” dedi.

Belediye Başkanı Dr. Fadıl Bedirhanoğlu ve BDP’liler çocuğu ve annesini hastanede ziyaret etti. Bu sırada hastaneye giren çevik kuvvet polisleri ile partililer arasında gerginlik yaşandı. aktifhaber

Polis 23 Nisan'ı Hakkarili çocuklara zehir etti.
23 Nisan 2009
15 yaşındaki bir genç başına dipçik darbeleri yedi. Polis memuru açığa alındı!

Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) yönelik yapılan operasyon ve tutuklamalar nedeniyle, Hakkari'de bugün de kepenk kapatma eylemi yapıldı. Kent merkezinde nöbetci eczane ve fırın dışında işyerlerinin tamamı kepenklerini açmadı.

Hakkari’de 4 günden bu yana protesto amaçlı yapılan oturma eylemleri ve basın açıklamaları dün yerini olaylara bıraktı. Barikat kurup yolu trafiğe kapatarak slogan atan göstericiler polis tarafından gaz bombası ve tazikli su kullanarak dağıtmaya çalışırken, göstericiler taş atarak karşılık verdi. Hakkari’de DTP yönelik yapılan operasyonlar bugün de kepenk kapatma eylemi ile protesto edildi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerinin yapıldığı Hakkari'de işyerleri bugün açılmadı. 58 bin nüfusu olan Hakkari’de sadece 2 fırın ve 1 eczanenin açık bulunduğu belirtildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı kent merkezinde esnaf kapalı tuttuğu dükkanını önünde beklediği dikkat çekti.

HAKKARİ'DE OLAYLAR ÇIKTI: 1 YARALI

DTP’ye yönelik yapılan operasyonları ve tutuklamaların protesto edildiği Hakkari’de olaylar çıktı. Saat 14.00 sıralarında Bağlar Mahallesi’nde yola barikat kurarak lastik yakıp, trafiğe kapatan yaklaşık 50 kişiden oluşan 2 gruba, polis müdahale etti. Çevik Kuvvet ekipleri gözyaşartıcı bomba ve basınçlı su kullanarak grubu dağıtmaya çalıştı. Göstericiler de zırhlı araçlara ve polise taş atarak karşılık verdi.

Olay yerine çok sayıda çevik kuvvet polisinin sevk edilmesi üzerine, göstericiler ara sokaklara dağılarak eylemlerini sürdürdü. Polis grupların dağılması için zaman zaman havaya uyarı ateş açarken, göstericilere de müdahalede bulundu.

Bu sırada 15 yaşlarındaki bir gösterici, başına aldığı dipçik darbeleri ve ardından yediği tekmeler nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Genci döven polis memuru açığa alındı. Göstericiler yaralı olan arkadaşlarını bir süre taşıdıktan sonra olay yerine gelen ambulansa bindirerek, Hakkari Devlet Hastanesi’ne kaldırdı.
internethaber

İntihar için Atatürk anıtını seçti
05 KASIM 2009
Tekirdağ'ın Çorlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru, dün ilçe meydanındaki Atatürk anıtı önünde tabancasıyla kafasına ateş ederek intihar etti. Çorlu Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Büro Amirliği'nde görevli 35 yaşındaki polis memuru Mustafa Narat, Atatürk Meydanı'nda bulunan Atatürk anıtı yanında, henüz belirlenemeyen nedenle kendisine ait tabancasını kafasına dayayarak, intihar edeceğini söyledi.

İKNA EDEMEDİLER
Bunun üzerine olay yerine gelen polis memurları, yaklaşık bir saat Narat'ı ikna etmeye çalıştı. İkna olmayan Narat, elindeki silahla kafasına ateş etti. Çorlu Devlet Hastanesi”ne kaldırılan Narat, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Polis memuru Mustafa Narat'ın evli ve 3 çocuk babası olduğu öğrenildi.
Akşam

Polis şiddeti çocuk düşürttü iddiası
Kırklareli Gaziosmanpaşa Yabancı Kabul ve Barındırma Merkezi'nde yangına müdahale sırasında polis şiddeti sonucu bir kadının çocuğunu düşürdüğü öne sürüldü. Barınma evinde kalan Zahra Nasiri, olaylar sırasında Filistin uyruklu 5 aylık hamile Leyla Seccan'ın polis tarafından dövüldüğünü ve bunun sonucunda da bebeğini düşürdüğünü iddia etti. Nasiri, polisin olaya tepki gösteren kişileri dövdüğünü söyledi. 28 EYLÜL 2009
akşam

Emniyet Amiri, Başkomiser ve 6 polis tutuklandı
Ankara Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nin hafta başında yaptığı operasyonda 12'si polis, toplam 25 kişi gözaltına alınmıştı. Taksi ve dolmuşçularla rüşvet çarkı kurdukları iddiasıyla gözaltına alınan grup 4 günlük gözaltının ardından bugün Ankara Adliyesi'ne sevk edildi. Gözaltındaki 25 kişiden 23'ü tutuklama talebiyle savcı tarafından mahkemeye sevk edilirken, bu kişilerden 8'i polis toplam 11 kişi tutuklandı. 20.02.2009 ANKARA netgazete

İnternette sarkıntılık yapan polis müdürü, 4 yıl hapisle cezalandırıldı
10 Aralık 2008
Asliye Ceza Mahkemesi, bir polis müdürünün kendisine tahsis edilen bilgisayardan, adına web sitesi kurarak bir kadına sarkıntılık yapmasını ve cep telefonundan sayısız defa "seni seviyorum" mesajı göndermesini üç yıl 14 ay hapisle cezalandırdı. Hürriyet gazetesinin haberine göre; Afyon’da görevli sanık Mustafa B., resmi işlerinde kullanması için tahsis edilen bilgisayarından S.G. adlı kadın adına web sitesi oluşturarak, bu siteye uygunsuz resimler koydu. Mustafa B., şikáyetçi kadının telefon numarasını da vererek, sayısız telefon ve mesaj gönderilmesine neden oldu. Kendi cep telefonundan ise değişik tarihlerde "Seni seviyorum", "Dizüstü pembe bluzla çıkarsan daha hoş görünürsün, sevdiğim kadın" gibi mesajlar da gönderdi. Kadının şikáyeti üzerine Mustafa B. hakkında kamu davası açıldı. Afyon 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın eylemlerini "hakaret" ve "sarkıntılık" suçu kapsamında gördü. Mahkeme, sanığı, konumunu, suçu internet ortamında işlemesini, tekrar etmesini, kastın yoğunluğunu dikkate alarak üst sınırdan cezalandırdı. Sanığa, sarkıntılıktan iki yıl sekiz ay, hakaretten bir yıl altı ay olmak üzere toplam üç yıl 14 ay hapis cezası verdi.
Karar, Yargıtay’da temyiz edildi. Ancak, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 18 Mart 2008’de bir haftalık yasal süre kaçırıldığı için süre yönünden temyiz istemini reddetti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise sanığın bizzat Bingöl Asliye Ceza Mahkemesi kanalıyla süresinde temyiz talebinde bulunduğu gerekçesiyle karara itiraz etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2 Aralık’ta itirazı kabul etti. Davanın temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Daire’ye geri gönderildi. Daire, önümüzdeki günlerde web sitesinden sarkıntılık davasının temyiz incelemesini yapacak.
netgazete

NEZARETHANEDE GRUP SEKS YAPAN POLİSLERE BASKIN
6 Kasım 2008
Polislere bak! Fuhuştan gözaltına alınan kadınlara para teklif edip nezarette seks yaptılar. Emniyet müdürü suçüstünde yakaladı.
Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 2 polis, fuhuşta yakalayıp gözaltına aldıkları kadınla emniyet nezarethanesinde grup seks yaparken MOBESE kameraraları tarafından görüntülendi.

Olay geçen pazar gecesi meydana geldi. Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Ahlak Bürosu ekiplerinin kentin Konyaaltı semtinde bir pansiyona yaptığı baskında, fuhuşta yakalanan bir Türk kadın, gözaltına alındı. Sanayi Mahalesi'ndeki Asayiş Şube Müdürlüğü'ne getirilen kadın, işlemlerin tamamlanıp ertesi gün adliyeye sevkedilmek üzere 4 katlı binanın zemin katında bulunan Gözaltı Bürosu'nda nezarethaneye konuldu.

GRUP SEKSTE SUÇÜSTÜ

Aynı akşam burada nöbetçi olan 7 polisten İ.T. ve M.A., nezarethaneye girerek fuhuşta yakalanan kadına para teklif edip cinsel ilişkiye girdi. Polisler ayrıca kadınla üçlü grup seks yapmaktan da çekinmedi.

Nezarethanedeki kameraların sadece binadan izlendiğini, pazar günü de müdürün olmadığını ve kimsenin görmediğini düşünerek rahat hareket eden polislerin grup seksi, kemarelar MOBESE sistemine bağlı olduğu için Emniyet Müdürlüğü Haber Merkezi'nde saniye saniye izlenip kaydedildi.

Merkezde görevli polislerin durumu hemen amirlerine bildirmeleri üzerine Nöbetçi Emniyet Müdürü nezarethaneye baskın yapti. Müdür, polisler İ.T. ve M.A. ile kimliği açıklanmayan kadını grup seks yaparken suçüstü yakaladı.

POLİSLER AÇIĞA ALINDI

Nezarethanede grup seks olayıyla ilgili soruşturma açılırken, polis memurları İ.T. ve M.A. açığa alındı. Ayrıca bölümde görevli 5 polis memuru hakkında da soruşturma açılarak savunmaları alındı. haber10

Polise Tecavüz Suçlaması
14 Nisan 2008
Polis olduklarını söyleyerek arama yapmak bahanesiyle girdikleri evde, hırsızlık yapıp ev sahibinin birlikte yaşadığı kadına tecavüz ettiği iddia edilen iki kişi yakalandı.

Kocaeli, Gebze'de polis olduklarını söyleyerek arama yapmak bahanesiyle girdikleri evde, hırsızlık yapıp ev sahibinin birlikte yaşadığı kadına tecavüz ettiği iddia edilen iki kişi yakalandı.

Kocaeli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, dün 02.50 sıralarında Gebze İlçe Emniyet Müdürlüğünü 155 Polis İmdat hattından arayan S.Ç'nin, iki kişinin evinde arama yaptıklarını bildirdiği kaydedildi.

Söz konusu bölgede resmi ve izinli arama görevinin olmaması nedeniyle, polisin süratle verilen adrese gittiği belirtilen açıklamada, şöyle devam edildi:

''İhbarda bulunan S.Ç, evine gelen iki şahsın kendilerini polis olarak tanıttıklarını, evinde arama yaptıklarını, bir miktar parasını aldıklarını, kendisinin eve gelen şahıslardan biriyle evden ayrıldığını, bu sırada evde kalan diğer şahsın birlikte yaşadığı A.G.Ş. adlı kadına tecavüz ettiğini iddia etti.''

Polis ekiplerinin, evde arama yaparak S.Ç'nin birlikte yaşadığı kadına tecavüz ettiği iddia edilen kişinin K.K, arama yaptıktan sonra S.Ç ile birlikte evden ayrılan kişinin görev istirahatinde bulunan polis memuru B.K. olduğunu belirledikleri ifade edilen açıklamada, iki şahsın da gözaltına alındığı, soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğü kaydedildi.
aktifhaber

Mersin'de Polise İntihar Saldırısı: 1’i ağır 12 polis yaralandı
19 Ağustos 2008
Mersin'de polis bomba yüklü aracı durdurmak istedi. aracı kullanan kişi yakalanacağını anlayınca bombayı patlattı. ylemci öldü, 13 polis memuru yaralandı..Patlama sonrası aracın parçaları yaklaşık 50 metre çaplı bir alana yayıldı, otomobilden geriye sadece motoru tek parça kaldı.

Fuhuş operasyonunda 1'i polis 7 kişi gözaltında
25 Haziran 2008
Muğla'nın Fethiye ilçesinde düzenlenen fuhuş operasyonu kapsamında, 1'i polis memuru 7 kişi gözaltına alındı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Muğla'nın Fethiye ilçesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda, yabancı uyruklu kadınlara zorla fuhuş yaptırdıkları iddia edilen 1'i polis memuru 7 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınan zanlıların ifade işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi. Operasyon kapsamında zorla fuhuş yaptırıldığı iddia edilen yabancı uyruklu kadınların da ifadelerine başvurmak amacıyla emniyete getirildiği bildirildi.
Muğla Emniyet Müdürü Emin Körpe, operasyonda gözaltına alınan polis memurunun açılan soruşturma dolayısı ile açığa alındığını söyledi.
netgazete

5'i polis 46 kişilik çalıntı ve kaçak lüks araç çetesi mensuplarının 632 yıl hapsi istendi
11 Ağustos 2008
Çalınan ya da Türkiye'ye kaçak sokulan lüks araçları sahte evrakla tescil ettirip piyasaya sürdükleri öne sürülen 5'i polis 46 kişi hakkında, 3 ile 632 yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle iddianame hazırlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 183 sayfalık iddianamede, 40 kişi "müşteki" sıfatıyla yer aldı.
Şüphelilerin, Beşiktaş ve Eminönü Trafik Tescil şubelerinde görevli bazı polis memurlarına rüşvet verdiklerinin tespit edildiği belirtilen iddianamede, şöyle denildi:
"Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli şüpheliler Sami S, Tarkan K. ve Hakan P. ile Eminönü İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli Mehmet Ö. ve Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğünden Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğüne tayin olan şüpheli Tuncay B'nin, suç örgütü ile iş birliği yaparak, örgüt üyeleri tarafından temin ve ibraz edilen sahte evrakla Beşiktaş ve Eminönü Trafik Tescil şubelerinde suça konu araçların tescil işlemlerini gerçekleştirdikleri ve bu işlemleri gerçekleştirmek için örgüt üyelerinden rüşvet aldıkları anlaşılmıştır."
netgazete

Polis, çete ile adam kaçırıp senet imzalattırmış
18 Ağustos 2008
Pazartesi İstanbul'da bir kişinin kaçırılarak tehdit yoluyla borç senedi imzalattırıldığı iddiasıyla ilgili biri polis memuru 9 şüpheli gözaltına alındı.
Bakırköy'de oturan İ.A adlı kişi, Cumhuriyet savcılığına başvurarak, "tanımadığı kişiler tarafından kaçırıldığını, götürüldüğü evde alıkonulup darp edildiğini ve bu kişilerin kendisinden tehditle 120 bin avro tutarında senet aldığını" bildirdi.
Şikayet üzerine harekete geçen Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, Bahçelievler'den kaçırdıkları İ.A'yı, Fatih Balat'ta bir eve götürerek burada alıkoyup, tehdit yolu ile 120 bin avro karşılığında borç senedi imzalattıkları öne sürülen C.Ş, B.S, M.R.K, B.A, A.D, A.Y, Y.Ç, S.Ç, Ü.Y'yi gözaltına aldı.
Şüphelilerden C.Ş'nin çete lideri olduğu ileri sürülürken, Ü.Y'nin Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru, Y.Ç ile S.Ç'nin ise kardeş oldukları öğrenildi.
Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda, ruhsatsız olduğu belirlenen 4 tabanca ile 1 pompalı tüfek ve tehdit yoluyla imzalatılan 120 bin avro tutarındaki borç senedi ele geçirildi.
Gözaltına alınan 9 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi. netgazete

Polis, kız arkadaşının abisini 'sevgilisi'zannetti, çıkan tartışmada öldü
06 Nisan 2008
Mamak Çöplüğü'nde bir polis memurunun öldürülmüş olarak bulunması olayı ile gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen 2 kişi tutuklandı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Özkan Koşan'ın (25) silahla vurularak öldürülmesi olayının ardından gözaltına alınan, polis memuru Koşan'ın kız arkadaşı Tutku A. ve Tutku A.'nın ağabeyi Ali A., çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Polis memuru Özkan Koşan, bel rahatsızlığı nedeniyle tedavi olmak üzere gittiği özel bir merkezde, işe kısa önce sekreter olarak başladığı belirtilen Tutku A. ile tanıştı.
Eşinden ayrıldıktan sonra ailesinin evine dönen ve 10 aylık bir bebeği olduğu öğrenilen Tutku A ile zaman zaman buluşan Koşan, olay günü buluşacağı arkadaşı ile işinin geç bitmesi nedeniyle görüşemedi.
İşi bittikten sonra kız arkadaşının evinin önünde bekleyen polis memuru, arkadaşının birlikte yürüdüğü abisi Ali A'nın sevgilisi olduğunu düşünerek tartıştı.
Polis Memuru, Tutku A. ile abisi Ali A'yı zorla bindirdiği otomobille olayın gerçekleştiği yere getirdi. Buradaki kavgada polis memuru Özkan Koşan, kendi silahından çıkan kurşunla yüzünden vurularak olay yerinde öldü.
netgazete

Yeşilırmak'a düşen polis boğuldu
14 Haziran 2008
Amasya'da Yeşilırmak'a düşen yamaç paraşütçü polis memuru boğularak hayatını kaybetti.
Saat 19.00 sıralarında Hacılar Meydanı Mahallesi'nde yamaç paraşütçülerinin inmesi için hazırlanan yerde paramotor ile havalanmaya çalışan yamaç paraşütçü polis memuru Cengiz Arsu (37), ters rüzgara kapılarak pistin yanında bulunan Yeşilırmak'a düştü. haber7

57 Polise F Tipi Liste Baskını
30 Mayıs 2008
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Emniyette (F) Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları' adıyla liste hazırlayan polis müdürlerine, soruşturma başlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Emniyette (F) Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları' adıyla 57 polis hakkında liste hazırlayan polis müdürlerine, soruşturma başlattı.

Savcı Mehmet Cihan Kısa, 4 polis müdürünü yargılamak için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istedi. Bakanlık da, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş, Personel Daire Başkanı İbrahim Selvi, emniyet müdürleri Mevlüt Demir ile Mehmet Akdeniz hakkındaki iddiaların soruşturulması için müfettiş görevlendirdi. Edinilen bilgilere göre savcılığın yazısında, fişleme listesinin Altıntaş, Selvi ve Akdeniz tarafından paraflandığı belirtiliyor. Listede yer alan el yazıları hakkındaki bilirkişi raporu da dikkate sunuluyor. El yazılarının Mevlüt Demir ve İbrahim Selvi tarafından kaleme alındığı vurgulanıyor.

Listede adı geçen Ömer Zeren'in avukatı Mücahit Topaloğlu'nun suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Savcılığı harekete geçti. Savcı Kısa, Topaloğlu'nun suç duyurusunu Emniyet Genel Müdürlüğü'ne göndererek listeyi hazırladığı öne sürülenler hakkında ön inceleme yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldığını bildirdi.

Emniyet'e gönderilen yazıya göre, hazırlanan listeyi Altıntaş, Selvi ve Akdeniz paraflamış. Yazıda, hazırlanan listede yer alan el yazıları hakkındaki bilirkişi raporuna da yer veriliyor. Bilirkişi raporuna göre, listede yer alan el yazıları Mevlüt Demir tarafından kaleme alınmış. Bilirkişi, listeye el yazısı ile eklenen "Bozkurt ve Karagöz" yazılarının ise Personel Daire Başkanı İbrahim Selvi tarafından kaleme alındığını rapor etti. Savcı kanalı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilen yazıda emniyette 57 personel hakkında liste hazırladığı öne sürülen polis müdürleri hakkında ciddi ithamlarda bulunuluyor. Yazıda, polis müdürlerinin sahte belge düzenleyip iftira attıkları, hakarette bulundukları iddiaları sıralanıyor.

İrticayla mücadeleden ödül

'Emniyette (F) Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları' adlı listeyi İP'nin genel sekreteri olan ve Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan avukat Nusret Senem, başsavcılığa sunmuştu. Listede adını gören Başkomiser Ömer Zeren konuyu yargıya taşımıştı. Zeren, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal'a da bir yazı göndererek, "Böyle bir rapor var mı? Varsa listede isimleri yer alan bu kişiler hakkında neler yapıldı? Bu listeyi hazırlayanlar hakkında nasıl bir işlem yapıldı?" diye sormuştu.

Zeren'in daha önce "irtica ile mücadeledeki başarısından" dolayı ödüllendirildiği de ortaya çıktı.
aktifhaber

20 POLİSE ŞOK GÖZALTI
20.02.2008
20 polis memuruna şok gözaltı. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 8 Ocak’ta başlayan soruşturma sonuçlandı.

Düzce 2. ve 3. İcra Daireleri’ne yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla 8 Ocak’ta başlayan soruşturma sonuçlandı. Pazar günü 20'si polis, 3'ü icra memuru 23 kişi, ''Rüşvet aldıkları'' iddiasıyla gözaltına alındı. Sorgularının ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 2 polis memuru tutuklandı, 21 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Yetkililer, soruşturma ve operasyon kapsamında, ilgili dairelerdeki birçok dosyaya incelenmek üzere el konulduğunu bildirdi.
bugün

Emniyet Ve Askeriye'de Rüşvet Operasyonu
19 Mart 2008
Bursa'nın Karacabey ilçesinde düzenlenen operasyonda, 1 başkomiser, 19 polis memuru, 2 astsubay ve 2 uzman çavuşun da aralarında bulunduğu 52 kişi gözaltına alındı.

Bursa-İzmir kara yolunda görevli bazı polis ve jandarma görevlilerinin ''rüşvet'' suçuna karıştığı yönünde bilgiye ulaşan Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı.

Yürütülen soruşturma çerçevesinde bazı nakliye firmalarından rüşvet aldıkları öne sürülen Bursa Emniyet Müdürlüğü Karacabey Bölge Trafik Şube Müdürlüğünde görevli 1 başkomiser ve 19 polis memuru, Mustafakamalpaşa, Karacabey ve Nilüfer İlçe Jandarma Komutanlığında görevli 2 astsubay, 2 uzman çavuş ile bu kişilere rüşvet verdikleri iddia edilen 28 kişi gözaltına alındı.

Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürülen zanlıların, sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilecekleri bildirildi.

Operasyonun maddi boyutuyla ilgili soruşturmanın da sürdüğü öğrenildi.
aktifhaber

Mersin'de Polis Memuru İntihar Etti
13 Mart 2008
Mersin'de bir polis memuru beylik tabancası ile intihar etti.

Adana Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Soner Altun (30), Metropol İş Merkezi'ndeki bir barda bir süre oturduktan sonra, çıkışta beylik tabancası ile başına ateş etti.

Altun, olay yerinde hayatını kaybederken, ceset otopsi için Mersin Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. aktifhaber

Polis Balkona Tırmanırken Düştü
24/10/2007
İzmir'in Bornova ilçesindeki bir müteahhitlik bürosundan hırsızlık yapıldı. Zanlıyı yakalamak isteyen polis, balkona tırmanırken düşerek kolundan yaralandı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, güvenlik güçleri, Haşim İşcan
Caddesinde bulunan Mustafa Yılmaz'a ait müteahhitlik bürosunda şüpheli
şahıs olduğu ihbarı üzerine olay yerine geldi.
Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Halil İbrahim Yeşilyurt, zanlıyı yakalamak için balkona tırmanırken, dengesini kaybederek düştü.
Sol kolundan yaralanan Halil İbrahim Yeşilyurt, ambulansla Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldü. Polis memurunun sağlık
durumunun iyi olduğu öğrenildi.
haberalemi

Mersin'de, hırsızlık suçundan aranan şahsı kovalayan polis, kazayla bir kadını vurdu.
02 Haziran 2008
Edinilen bilgiye göre olay, Mersin Otogarı önünde meydana geldi. Mersin Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü'nde görevli motorize polis ekipleri, durumundan şüphelenerek durdurduğu bir şahsın üzerinde kimlik kontrolü yapmak istedi.

Ancak şüpheli şahıs, bu sırada kaçmaya başladı. Şahsın ardından koşan polislerden biri, durdurmak için ateş açınca, seken kurşunlardan biri Adana'dan yakınlarını ziyaret için Mersin'e gelen Nilüfer Gökçek (23) adlı kadına isabet etti. Sağ kolunu delip karın boşluğuna saplanan kurşunla yaralanan Gökçek, Mersin Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı haber7

Koltuktaki Mermi İçin 10 Polise Dava
17 Haziran 2008
İzmir'de Baran Tursun'un olayına müdahale eden 10 polis hakkında ''suç delillerini gizledikleri'' iddiasıyla dava açıldı.

İzmir'de polisin uyarı ateşi açması ve ''dur'' ihtarına uymadığı belirtilen Baran Tursun'un ölmesiyle sonuçlanan olaya müdahale eden 10 polis hakkında ''suç delillerini gizledikleri'' iddiasıyla dava açıldı.

Alınan bilgiye göre, Tursun ailesinin 22 Ocaktaki suç duyurusunu dikkate alan Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Emin Kavas, olayla ilgili soruşturmasını tamamladı.

Kavas, olaya müdahale eden Bornova Asayiş Şube Müdürlüğünde görevli 5 polisten oluşan ekibin, polis arkadaşları Oral Emre Atar'ın olayda silah kullandığını Cumhuriyet Savcısına ''derhal'' bildirmediğini, ''tek taraflı trafik kazası'' düşüncesiyle aracın olay yerinden çekilmesine izin verdiğini öne sürdü.

İddianamesinde Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görevli polislerin çektiği fotoğraflarda aracın koltuğunda yer alan mermi gömlek parçasının, basın mensuplarının çektiği fotoğraflarda görülmemesine dikkati çeken Kavas, Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğünde görevli 5 polis memurunun da ''resmi belgede sahtecilik'' ve ''delilleri değiştirme'' suçunu işledikleri iddiasıyla yargılanmasını istedi.

İddianame Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi ve 10 polis hakkında ''suç delillerini gizledikleri'' iddiasıyla dava açıldı.

Tursun ailesinin avukatlarından Bahattin Özdemir, konuyla ilgili yarın bir basın toplantısı yapacaklarını bildirdi.

Sanık polis memuru Oral Emre Atar'ın avukatı Tolga Yurdakul ise konuyu değerlendirdiklerini belirterek, ''Bu davayla birlikte, Tursun ailesinin ve beraberinde hareket eden kişilerin tüm iddiaları yargıya taşınmış oluyor. Biz ilk aşamadan beri Türk yargısına güvendiğimizi söyledik. Halen de güveniyoruz. Bu bakımdan bunu olumlu bir gelişme olarak sayıyoruz. İçimiz rahat. Delillerin karartılmadığı ve olaya Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatlarıyla müdahale edildiği ortaya çıkacaktır'' şeklinde konuştu.

-OLAY-

Karşıyaka ilçesi Bayraklı semtinde 25 Kasım 2007'de polis ekiplerinin ''dur'' ihtarına uymadığı için kovaladıkları Baran Tursun yönetimindeki 35 AL 9207 plakalı araç, ağaçlara ve elektrik direğine çarpmıştı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan ve başının arka kısmında kurşun yarası tespit edilen Tursun, bir süre yaşam destek ünitesine bağlı tutulduktan sonra hayatını kaybetmişti. Kovalamaca sırasında uyarı ateşi açtığı iddiasıyla gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan polis memuru Oral Emre Atar, ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı
haber7

Atatürk Havalimanı mescidinde kalp krizi geçiren 27 yaşındaki polis hayatını kaybetti
15 Temmuz 2008
Atatürk Havalimanı'nda görev yapan 27 yaşındaki polis memuru, kalp krizinden öldü.
Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü Koruma Büro Amirliğinde görevli Bünyamin Bütün, mescidde aniden fenalaştı.
Kalp krizi geçirdiği belirtilen Bütün'e ilk müdahaleyi, olay yerine gelen ambulanstaki sağlık görevlileri yaptı. netgazete

81 Vali'ye, Müsteşar adına sahte emir gönderildi
31 Mart 2008
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Uzman Dr. Orhan F. Gümrükçüoğlu'nun ismiyle imzasız olarak il sağlık müdürlüklerine gönderilen 2. Ulusal Sağlık Kurultayı'nın ertelendiğine ilişkin yazının sahte olduğu ortaya çıkınca, Sağlık Bakanlığı açıklamada bulunmak zorunda kaldı.
Sağlık Bakanlığı'nda görevli bazı kişiler, 81 il sağlık müdürlüğüne yazı göndererek, Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği'nin (SAYED) düzenlediği 2. Ulusal Sağlık Kurultayı'nın ertelendiğini duyurdu. Gerçeği yansıtmayan bu bilgi üzerine Sağlık Bakanlığı, il sağlık müdürlüklerine tekrar açıklama gönderek zorunda kaldı. Bakanlığın açıklamasında, "Sayın Müsteşarımız Uzm. Dr. Orhan F. Gümrükçüoğlu ismi ile imzasız şekilde gönderilen 2. Ulusal Sağlık Kurultayı Sağlık 2008 Kongresi'nin ertelenmesiyle ilgili olarak gönderilen yazı gerçeği yansıtmamaktadır. Kongre 9-13 Nisan 2008 tarihleri arasında belirtilen yerde yapılacaktır" denildi netgazete

Ankara: Her problem daha büyüğüyle çözülür
metin münir
08 Mayıs 2008
mmunir@milliyet.com.tr

Bir arkadaşım bir gün beni şaşırtarak işini gücünü bıraktı ve seçimleri kazanan AKP’nin peşinden Ankara’ya gitti.
Adı lazım değil, bir bakanın ofisinde çalışmaya başladı.
Bir başka gün, AKP seçimleri ikinci defa kazandıktan kısa bir süre sonra gene beni şaşırtarak işini bıraktı ve İstanbul’a döndü.
Ankara’dayken onu pek aramadım, o da beni pek aramadı. Ben onu aramadım. Profesyonel nedenlerle, iktidara yakın olanlara yakın olmaktan hoşlanmam.
Döndükten sonra bir gün telefonlaştık, öğle yemeğinde buluştuk.
“Hocam” dedim. “Anlat. Niye gittin, niye geldin?”
Anlattı. Çağrıldığı için gitmiş. İktidarın tepelerinde saltanat süren aslanların çevresinde dolaşanlardan ve herkesin birbirinin kuyusunu kazmasından pek hoşnut kalmamış.
“Bana göre değildi” dedi.
Sonra daha ilginç bir konuya geçtik.
“Bana bir muammayı açıkla” dedim. “AKP seçimi ikinci defa daha büyük bir oyçokluğuyla kazandı. İşler iyi gidiyordu. Daha fazla istikrar olacakken gereksiz yere pat diye krize girdik. Erdoğan’ın sorunu ne?”
Gülümsedi. Bir süre konuşmadan yüzüme baktı. “Laz ve Kasımpaşalı olması” dedi. “Çok çabuk gaza geliyor: Gökteki yıldızdan ateş alır. Öyle bir yapısı var. Bir de, yanına aldığı kimseleri ne kovabilir ne de yollatabilir. Etrafı ona faydası olmayan, hatta zararlı olan insanlarla çevreli. Bunu biliyor ama bir şey yapmıyor. Vefa duygusu da çok güçlü. Öyle görünmez belki ama çok yufka yüreklidir.”

Problem yoksa yaratılır
Arkadaşım Ankara’da olup bitenleri anlamam için Başbakan’ı anlamanın yeterli olmadığını söyledi.
“İnönü’den beri oraya has bir yönetim biçimisin, ondan sonra gelenlerin hepsi o harçla yoğruldu. Onu da kavramalısın” dedi.
“Bu yönetim biçimi üç prensip üzerine oturur. Bir: Problem çözmek esastır. Problem yoksa yaratılır. İki: Her problem daha büyük bir problemle çözülür. Üç: İşler yolunda yürüyorsa derhal bir heyet oluşturulur. Yolunda yürüyen işler bozulur.”
Ağzım açık kaldı. Yerimden fırladım. “Hocam!” diye bağırdım lokantadaki yeme içmeyi durdurarak. “Makyavelli’den beri bu iş bu kadar kısa ve öz anlatılmamıştı. Diyorsun ki biz ilelebet krizden krize sürükleneceğiz, çünkü, çözüm değil, sorun üreten bir sisteme sahibiz.”
Gene bir süre konuşmadan yüzüme baktı.
“Allah pisliği akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır” dedi evliyavâri bir tebessümle. “10-Yunus Suresi 100.”
Milliyet

Karısının evini bombalayıp taradı, oğlunu öldürdü! Eski polise, ağırlaştırılmış müebbet, 67 yıl hapis
Adana'da, ayrı yaşadığı eşinin kaldığı eve 3 el bombası atıp ardından silahla saldırarak oğlunun ölümüne, eşi ve baldızının yaralanmasına sebeb olan sanık, 7 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 67 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, hakkında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Hasan Yılmaz (50) ile saldırıda yaralanan eşi Necmiye Yılmaz (45) katıldı. Sanık, 5 yıl Bitlis Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat, 4 yıl Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Adana'da ise Bağlar Polis Merkezinde çalıştıktan sonra emekli olmuştu. 01.05.2009 ADANA netgazete

15 yaşındaki kız, polis babasının silahıyla intihar etti
25 Mayıs 2009
Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde lise öğrencisi bir genç kız, polis babasının beylik silahı ile intihar etti.
Edinilen bilgiye göre olay, dün akşam saatlerinde TOKİ Konutları'nda meydana geldi. 15 yaşındaki Sağlık Meslek Lisesi öğrencisi İlknur G., polis memuru olan babasının derbi maçını seyretmeye gitmesi üzerine evde yalnız kaldı. Genç kız babasının beylik tabancasını ağzına dayayarak tek el ateş ederken, bu sırada komşuları ile sokakta oturan anne, silah sesini duyup eve çıktığında yatak odasında korkunç manzara ile karşılaştı. netgazete

Kimlik soran polislere kurt köpeğini saldırttılar
Hatay'ın Dörtyol ilçesinde devriye gezen ekipler, şüphelendikleri Cengiz A. (25) ve Mehmet A'dan (30) kimlik belgelerini göstermelerini istediler. İki genç, kimliklerini vermedikleri gibi, yanlarında bulunan kurt köpeğine "saldır" emri verdi. Köpek, polis memuru D.K'nin elini ısırdı. Polis memuru tabancasıyla havaya ateş açınca köpek kaçtı. Bu sırada, Mehmet A. yanındaki satırın sırt kısmı ile polis memurunun kafasına vurdu. Diğer polis ekiplerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirilen iki zanlı gözaltına alındı. 09.06.2009 DÖRTYOL netgazete

Sinop Trafik Şube Müdürü, 'rüşvet'ten gözaltında!
Sinop'ta, bir ihbarı değerlendiren Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bazı işlemlerle ilgili rüşvet alındığı iddiasıyla operasyon başlattı. Operasyonda, aralarında İl Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürü S.K. ile bazı dolmuş sahipleri ve otopark işletmecilerinin de bulunduğu 12 kişi gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. 25.06.2009 SİNOP - netgazete

Polis baskınlarında cinsel şiddetten şikâyetçiler
Diyarbakır Kent Kadın Meclisi bileşenleri, polis tarafından bir eve yapılan baskında evde misafir bulunan bir kadına cinsel şiddet uygulandığı iddiasıyla protesto yürüyüşü düzenlemek isterken, yürüyüşe izin vermeyen polis ile kalabalık arasında gerginlik yaşandı. ''Cinsel tacize ve tecavüze son'', ''Kadınların üzerinden kirli ellerinizi çekin'', ''Adalet bakanı görev başına" dövizlerinin taşındığı yürüyüşte, sık sık, "Kadına uzanan eller kırılsın, ''Tecavüzcü polisler hesap verecek'', ''Vali istifa" sloganları attı. 29.07.2009 DİYARBAKIR netgazete

Gemik'i öldüren polise 16 yıl hapis
21 AĞUSTOS 2009
ANTALYA'da, geçen yıl Çağdaş Gemik'i tabancayla öldüren polis memuru Mehmet Ergin'in yargılanmasına Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Hakkında 'kasten insan öldürme' suçlamasıyla ömür boyu hapis cezası istenen sanık Ergin'e daha az ceza öngören 'olası kastla insan öldürme' suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Anne Sevgi Gemik, 'Çağdaş'ımı istiyorum' diye ağlarken baba Haşim Gemik de 'Mahkemenin kararı gönlümüzü ferahlattı' dedi.
Akşam

Polisten ’Benim yanımda nasıl telefonla konuşursun’ dayağı
2 Ağustos 2007
İstanbul Üniversitesi avukatlarından Muammer Öz, 29 Temmuz pazar günü Nevşehir’den kendisini ziyarete gelen ailesiyle Kadıköy’de Moda sahilinde bir çay bahçesinde otururken yanlarına iki polis geldi. Polislerden biri ağabeyi İbrahim Öz’e "Seni birine benzettim çıkar kimliğini" dedi.

BİBERGAZI SIKTILAR

Muammer Öz’ün iddiasına göre bu sırada telefonu çaldı. Muammer Öz’ün telefonla konuştuğunu gören polis memuru, "Kapat o telefonu. Nasıl telefonla konuşuyorsun" dedi. Muammer Öz ise "Ben avukatım. Bakın kimliğime. Böyle kimlik sorma olmaz. Biz ailece burada oturuyoruz" dedi. Bunun üzerine polis memuru, Muammer Öz’ü yakasından tutarak tartaklayıp yumruk attı. Ağabeyinin araya girmeye çalıştığını belirten Muammer Öz, "Bu arada olay yerine birçok polis ekibi geldi. Bahsettiğim polis memuru onlar gelince bana tekrar vurmaya çalıştı. Cebinden biber gazı çıkarıp yüzüme üç defa sıktı. Beni dayak yediğim polis memurunun aracıyla, ailemi ise başka bir araçla Kadıköy İskele Karakolu’na götürdüler" dedi. Karakola gidene kadar da dayak yediğini söyleyen Muammer Öz şöyle konuştu:

"Yolda bana çokça darbeler indirdiler. Burnum kırıldı, gözüm şişti, omzumda, boynumda ve karnımda çürükler oluştu. Bana yol boyunca ’Biz senin gibi çok avukat s....., seni de s...... Biz 15 yıldır bu işi yapıyoruz. Bize hiçbir şey olmaz’ dediler. Karakolda


En son admin tarafından Sal Ağu 19, 2008 6:50 pm tarihinde değiştirildi, toplam 12 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Cmt Mar 29, 2008 8:26 pm    Mesaj konusu: Polis'ten Hakkarili Çocuga iskence Alıntıyla Cevap Gönder

Polis Ekibi Ölümden Döndü
BMW kullanan uyuşturucu kaçakçılarını Clio marka otomobille takip eden polis ekibi ölümden döndü.
01 Ocak 2010
Malatya'da uyuşturucu kaçakçıları ile polis ekipleri arasında aksiyon filmlerini aratmayan bir kovalamaca yaşandı.

BMW marka lüks araç kullanan uyuşturucu kaçakçılarını Clio marka ekip otosu ile takip eden narkotik polisleri hızlı takipte kaza geçirdi. Üç takla atan ekipteki bir komiser muavini ile iki polis yaralandı. aktifhaber

Ankara'da silahlı kavga! 2 polis yaralı
03 Ocak 2010
Ankara'nın Keçiören ilçesinde iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 2 polis seken kurşunlarla yaralandı haber101

Etiketler: batman korucular benzin istasyonu ölü yaralı ölüm hırsızlık
polis kuyumcu ankara elmadağ cinayet Polis okulu Polis Meslek Yüksekokulu

Polis'ten Hakkarili Çocuğa İşkence
29 Mart 2008
Hakkari'deki Nevruz gösterileriyle ilgili polisin bir göstericiyi sokak ortasında dövdüğü görüntüler tepki çekti. 22 marttaki olaylı Nevruz gösterilerinde polisin 15 yaşındaki C.E'ye sokak ortasındaki dayak görüntüleri Youtube'a verildi. YouTube'a verilen kamera görüntülerinde bir polis, ağlayan C.E'nin kolunu ters bükerken diğer polisler de duruma müdahale etmiyor.

Gözaltında 24 saat tutulan C.E, serbest bırakıldıktan bir gün sonra çıkarıldığı adliyede tutuklanarak Hakkari Cezaevi'ne gönderildi. Görüntüler karşısında İHD'ye başvuran aile ve Hakkari Barosu, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Görüntülerde polisin yakaladığı C.E'nin ağladığı görülüyor. Hemen sonrasında C.E'yi tutan polis memuru ani bir hareketle C.E'nin sağ kolunu arkasından ters çeviriyor.

Bırakıldıktan bir gün sonra, 25 martta adliyeye çıkarılan C.E, izinsiz gösteri yaptığı gerekçesiyle tutuklanarak Hakkari Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.
aktifhaber

Rize cinnetinde; polis 2, eşi 1, 2 oğlu 6 kurşunla ölmüş
Rize'de, dün akşam yaşanan cinnet olayında hayatını kaybeden biri çocuk üç kişinin otopsileri Trabzon Adli Tıp Kurumu'nda yapıldı. Otopside, olayı gerçekleştirdiği iddia edilen polis eşi Gülseren Olgun'un kalbinden giren tek kurşunla hayatını kaybettiği, polis memuru eşi Çağatay Olgun'un sırtından iki kurşunla vurulduğu ve oğulları Altuğ Berk'in de vücudunda dört kurşun deliği olduğu belirlendi. Cenazelerin uçakla akşam saatlerinde memleketleri Adana'ya gönderileceği belirtildi. 06.01.2010 TRABZON netgazete

07 Şubat 2010
Polis Lojmanlarında Ailece Grup Seks
Karşılıklı dairelerde kalan polis ailelerin iğrençliği yapılan bir baskınla ortaya çıktı. Yaşananlar anlatılacak gibi değil;

Evlerine yapılan baskında fuhuş yaptırdıkları tespit edilen 2 polis memuru hakkında meslekten ihraç edilme kararı çıktı.

İzmir'in Aliağa ilçesinde yaklaşık bir yıl önce yapılan bir ihbar üzerine evlerine yapılan baskında fuhuş yaptırdıkları tespit edilen 2 polis memuru hakkında meslekten ihraç edilme kararı çıktı.

EVLİ ÇİFTLERLE GRUP SEKS

Edinilen bilgiye göre Aliağa İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görevli 2 polis memuru hakkında aileleri ile birlikte kaldıkları Polis Lojmanları'nda başka evli çiftlerle grup seks yaptıkları ve evlerini fuhuş amaçlı kullandırdıkları yönünde yapılan ihbarı değerlendiren ekipler, lojmana yaptıkları baskında A.D. ve İ.A. isimli polis memurlarını evlerine aldıkları müşterilerle birlikte yakaladı.

Yapılan çalışmada karşılıklı dairelerde eşleri ile birlikte kalan polis memurlarının, başka evli çiftleri evlerine alarak para karşılığı ilişkiye girdikleri, ayrıca fuhuş için yer temin ettikleri tespit edildi .

Olay sonrası açılan soruşturmada ilk olarak İ.A. isimli polis memuru Menemen İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne atandı.

Yaklaşık bir yıldır süren soruşturma sonucunda, 2 polisin, "fuhuş yaptırmak, fuhuşa teşvik etmek, fuhuş için yer temin etmek" suçlarını işlediği ve "devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak" gerekçesi ile meslekten ihraç edildikleri öğrenildi
aktifhaber

Polis Çocuğunun ÖSS İntiharı
14.07.2009
Adana'nın Ceyhan ilçesinde üçüncü kez girdiği ÖSS'de hedefine ulaşamayan genç intihar etti.
Alınan bilgiye göre, A.Y, (20) Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evinde bu sabah yalnız iken Adana Trafik Şube Müdürlüğünde görev yapan babasının evde bıraktığı beylik tabancasıyla kafasına bir el ateş etti.

Silah sesini duyan komşularının haber vermesi üzerine olay yerine gelen polis, eve girdiğinde A.Y'yi ağır yaralı halde buldu. A.Y, ambulansla Ceyhan Devlet Hastanesine kaldırılırken yolda öldü.

2'si polis 4 kişi "saunada fuhuş"tan tutuklandı
Ankara Organize Suçlar Büro Amirliği ekiplerince, sauna ve masaj salonlarında zorla fuhuş yaptırdıkları ve fuhşa aracılık ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan ve sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayına getirilen 26 kişi, Adli Tıp Kurumu'nda sağlık kontrolünden geçirildi. Cumhuriyet Savcısı Murat Esen tarafından sorgulanan zanlılardan 22'si tutuklanmaları talebi ile mahkemeye sevk edildi. Ankara Nöbetçi 5. Sulh Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 2'si polis memuru 4 kişi tutuklandı. 24.04.2009 ANKARA netgazete

Emniyet müdürü kaza yaptı, kızı öldü
9 Temmuz 2009
MALATYA Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Ahmet Pehlivan, yönetimindeki otomobille Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi yakınlarında kaza yaptı. Kazada kızı 16 yaşındaki Kübra ölürken, kendisi, kızı Beyza ve eşi Nesrin Pehlivan yaralandı.

Tokat'ta tatil yaptıktan sonra görev yeri Malatya'ya dönen Malatya Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Ahmet Pehlivan, yönetimindeki 44 FF 423 plakalı otomobiliyle saat 17.00 sıralarında Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi yakınlarına geldi. Pehlivan, Pınarbaşı'nı geçtikten 15 kilometre sonra, henüz belirlenemeyen nedenle direksiyon kontrolünü yitirdi. Yoldan çıkıp yan yatan otomobilde Ahmet Pehlivan, eşi Nesrin ve kızları Kübra ve Beyza yaralandı.
Hürriyet

Polis polisi vurdu
28 Ekim 2008
Şırnak'ta bir polis memuru, evinde silahla vurularak hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Şırnak Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Sinan Hayta, akşam saatlerinde birlikte kaldıkları evde, arkadaşının silahından çıkan kurşunun başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. haber7

İnanılmaz kaza

Döneminde onlarca önemli operasyona imza atan ve Albayraklar Holding yöneticisi Mustafa Albayrak’a işkence yapmakla suçlanan İstanbul eski Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandı. Güneşli Basın Ekspress Yolu havalimanı istikametinde saat 13.30’da meydana gelen kaza şöyle gelişti: Papaz Köprüsü’nün altından geçen Selami Doğan yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’nin katı atıklarını taşıyan taşeron firma Ceynak’a ait TIR kontrolden çıkarak yalpalamaya başladı. Bu sırada dev aracın arka dorse kapağı fırlayarak yola savulurken TIR bariyerlere çarptı. Hızla köprü duvarına çarpan kapak, yoldan geçmekte olan Adil Serdar Saçan’ın kullandığı 34 EV 6441 plakalı Toyota marka otomobilin üzerine savruldu. Saçan’ın otomobili, köprü duvarına çarparak durabildi. Kazada, hurdaya dönen araçtaki Saçan, oğlu Bedri ve dayısı Fahrettin Ildız yaralandı. Vatandaşların da yardımıyla araçtan çıkarılan Saçan’ın ilk sözleri, “Oğlum nasıl. Bizi aynı hastaneye kaldırsınlar” oldu. Saçan ve oğlu, ambulansla International Hospital’a kaldırıldı. İnternational Hospital’dan yapılan açıklamada, “Yoğun Bakım’daki Adil Serdar Saçan’ın hayati tehlikesi yoktur. Kerim Bedri Saçan’ın ise, hayati tehlikesi devam etmektedir.” denildi. Kazanın ardından Saçan’ın birlikte görev yaptığı polis arkadaşları ve Tuncay Özkan hastaneye koştu. Saçan’ın avukat kardeşi Serkan da, “Kaza çok yeni. Bilgiler net değil ama ilginç bir kaza” demekle yetindi.

ALBAYRAKLAR’DAN ERGENEKON’A OLAY OPERASYONLAR ZİNCİRİ

1962’de Erzurum’da doğan Adil Serdar Saçan, 1985 yılında Polis Akademisi’ni birincilikle bitirip İÜ Hukuk Fakültesi’de öğrenimini tamamladı. Aynı üniversitede Kamu Yönetim Bölümü’nde doktora yapan Saçan, 1998 yılında İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nin başına getirildi. 2001 yılında eski gazeteci Tuncay Güney’i gözaltına alan Saçan ve ekibi aramaları sırasında ilk defa ‘Ergenekon’ yapılanmasıyla ilgili dokümanlar ele geçirdi. 2003 yılında “Üstün Hizmet Madalyası” alan Saçan, aynı yıl işkenceyi görmezden gelmek ve yapmak iddiasıyla meslekten ihraç edildi. 600’ün üzerinde operasyona imza atan Saçan, Malki Cinayeti, Albayraklar Holding, BİT’ler, Akbil, Adnan Hoca, Telekulak gibi soruşturmaları yürütmüş, Sedat Peker, Alaattin Çakıcı, Sedat Şahin, Ayvaz Korkmaz, Kürşat Yılmaz ve Ergin kardeşlere yönelik operasyonlarıyla hafızalara kazınmıştı. Başbakan Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Albayrak Şirketler Grubu Başkanı Mustafa Albayrak, Saçan’ın Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde ifade vermesi için kendisine işkence yapıp elektirik verdiğini iddia etmişti.
Akşam

Polis müdürü Adil Saçan'ın arabasına TIR'dan düşen çöp konteyneri vurdu, 2 oğlu ile yaralandı
25 Haziran 2008
Küçükçekmece'de meydana gelen trafik kazasında, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile 2 çocuğu yaralandı.
Güneşli Basın Ekspres Yolu'nda gerçekleşen kazada, aynı yönde ilerleyen ve sürücüsü henüz belirlenemeyen bir TIR, kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı.
Yola doğru savrulan TIR, ardından önünde giden Adil Serdar Saçan'ın kullandığı otomobille çarpıştı. Kaza sonucu otomobildeki Saçan ile 2 çocuğu yaralandı.
Hastaneye kaldırılan yaralılardan, kolundan yaralanan ve sağlık durumu iyi olan Saçan'ın bir çocuğunun durumunun ağır olduğu, diğer çocuğunun ise ayakta tedavi edildiği öğrenildi. netgazete

Kadın polis memuru evinde intihar etti
Malatya Emniyet Müdürlüğü'nde çalışan Yasemin Uysal (29), henüz belirlenemeyen nedenle evinde beylik tabancasıyla intihar etti. Evli olan ve eşi Hava Meydan Komutanlığı'nda hava astsubay olarak çalışan Uysal'ın 5 yaşında bir erkek annesi olduğu öğrenildi. Uysal'ın 8 yıllık polis memuru olduğu, Malatya'ya 2006 yılında geldiği öğrenildi. Kahya, ailesi Antalya'da ikamet eden Uysal'ın, Bilecik Söğüt ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğunu kaydetti. 24.04.2009 MALATYA netgazete

Babasının cesedi yanında kurtarılmayı bekledi

Bursa'nın Orhangazi ilçesinde emekli polis memuru Osman B. (53), ehliyetsiz kızı Zuhal B.'nin (21) kullandığı otomobilin kamyonete çarpması sonucu hayatını kaybetti. Araç içinde sıkışan genç kız, babasının cansız bedeni yanında kanlar içinde kurtarılmayı bekledi. Genç kızın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. 03.07.2009 BURSA netgazete

Özel Harekâkat polisi, kazada öldü, ailesi yaralı
26 Haziran 2008
Malatya'da meydana gelen trafik kazasında, özel harekâtta görevli polis memuru hayatını kaybederken, eşi ve 3 çocuğu da yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, kazâ, Malatya- Darende karayolu Yukarı Ulıpanar Çayırdüzü mevkiinde meydana geldi. Cengiz Kaplan'ın yönetimindeki 06 AK 5897 plakalı otomobil, hatalı sollama netîcesinde, karşı yönden gelen Hüseyin Bayır'ın kullandığı 34 GOP 44 plakalı otobüsle çarpıştı. Kazâda otomobil sürücüsü ve Diyarbakır Özel Harekât Şubesi'nde görevli polis memuru Cengiz Kaplan ölürken, 3 çocuğu ve eşi yaralandı. Yaralılar Malatya Beydağı Devlet Hastanesi ve Turgut Özal Tıp Merkezi'nde tedavi altına alındı.
Jandarma, kazâ ile ilgili soruşturmayı sürdürüyor.
Öte yandan Cengiz Kaplan'ın, Diyarbakır Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya'nın koruması olduğu öğrenildi. netgazete

15 yıllık polis, bıçaklı gasp çetesine ortak çıktı
28 Nisan 2008
Eskişehir'de, aralarında bir polisin de bulunduğu gaspçılar, evini satan mühendisi bıçaklayarak, 115 bin YTL'sini gasp etti. Gaspçıların elindeki poşet yırtılınca, yere saçılan paraları çocuklar topladı.
Edinilen bilgiye göre, yeni sattığı evin parasıyla Tapu Kadastro Müdürlüğü'nden çıkıp bankaya giden F.T.'yi (57), Ö.G. (28) ve A.Ö. (27) takip etmeye başladı. Şahıslar, Yeni Mahalle Kanalboyu Sokağı'nda F.T.'nin önünü keserek, elindeki para dolu poşeti istedi.
F.T., zanlılara parayı vermek istemeyince, aralarında kavga çıktı. F.T.'yi sırtından bıçaklayarak, elindeki poşeti alan 2 zanlı kaçarken, ellerindeki poşet yırtılınca paralar sokağa saçıldı. Sokağa saçılan paraları çocuklar topladı. Paraların bir kısmını alarak kaçan ve 15 gün evvel cezaevinden tahliye oldukları öğrenilen Ö.G ve A.Ö., kısa sürede olay yerine gelen Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü'ne bağlı yunus timlerince terminal yakınlarında yakalandı.
Bu sırada, aralarında Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru R.K.'nin de (41) bulunduğu M.G. (42) ve C.I.'nin (25), plakaları belirlenen iki ayrı otomobille Bursa istikametine kaçtıkları tespit edilerek, telsizle Bölge Trafik ekiplerine bilgi verildi. Kaçan 3 zanlı, İnegöl yakınlarında ekiplerce yakalanarak gözaltına alındı.
Emniyetteki sorgulamaları tamamlanan 5 zanlı, "bıçakla kasten adam yaralama, suç işlemek maksadıyla örgüt kurma ve yağma" suçlarından adliyeye sevk edildi. netgazete

ÖSS'ye hazırlanan polisin oğlu intihar etti

İzmir'de, ÖSS'ye hazırlanan 18 yaşındaki genç, emekli polis memuru babasına ait beylik tabancasıyla intihar etti.
12 Haziran 2008
Gaziemir ilçesi 59 sokak numara 7 daire 20'de meydana gelen olayda, Görkem Ceylan (18), evde kimsenin bulunmadığı bir sırada babasına ait beylik tabancasıyla intihar etti.

Erdoğan'ı Eleştiren Polise Ceza
12 Haziran 2008
Yurtdışındaki görevi sırasında internet üzerinden mesajlaştığı arkadaş grubuna, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren polise ceza...

Erdoğan’ı eleştiren polise ceza

Yurtdışındaki görevi sırasında internet üzerinden mesajlaştığı arkadaş grubuna, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Kasım 2007’de yaptığı ABD ziyareti nedeniyle eleştiri içerikli, elektronik posta attığı belirlenen emniyet amiri Ali Aksoy’a “kınama” cezası verildi.

Kosova’daki Birleşmiş Milletler Görev Gücü’nde misyon görevlisi olan Aksoy, geçen kasım ayında internetten sürekli mesajlaştığı arkadaş grubuna gönderdiği bir elektronik postada Erdoğan’ın ABD ziyaretini eleştirdi.

Aksoy, Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Başkan George W. Bush’la görüşmesinde gündeme gelen Türkiye’nin PKK’ya karşı sınır ötesi operasyon gerçekleştirmesinde ABD’nin desteğini istemesini eleştirirken, “İçime sindiremiyorum” nitelemesini yaptı. Elektronik posta içeriğinde Başbakan’ın ziyareti hakkında, Erdoğan’ın ABD Başkanı’nın ayağına gidip izin istemesini eleştiren Aksoy, bu mesajını 15’e yakın arkadaşına da gönderdi.
Ancak, Kosova’daki BM’de görev yapan Türk polislerin amiri olan M.S. adlı bir emniyet müdürü, mesajdaki görüşü “sakıncalı” bularak Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bildirdi. Harekete geçen Emniyet Genel Müdürlüğü, aynı zamanda Eski Devlet Bakanı MHP Ankara Milletvekili Bekir Aksoy’un oğlu olan Ali Aksoy hakkında soruşturma başlattı. aktifhaber

Tinerci bıçakladı! Yaralı kadın polis, yürüyerek gittiği evinin kapısı önünde kan kaybından öldü
21 Haziran 2008
Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli sivil memur Zerrin Külege, apartman merdiveninde karşılaştığı madde bağımlısı bir gencin bıçaklı saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
Olay, bugün saat 15.30 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli sivil memur Zerrin Külege (38), gezmeye gittiği Acarlar Mahallesi Piyaleoğlu Caddesi 285 numaralı apartmanın merdiveninde, karşılaştığı madde bağımlısı H.P. (22) tarafından bıçaklandı. Bacağına ve karnına aldığı bıçak darbeleri ile kanlar içerisinde kalan Külege, yaralı olarak Cumhuriyet Mahallesi Selçuklu Sokak üzerinde bulunan evine kadar yürüdü. Talihsiz kadın, aşırı kan kaybı nedeni ile evinin önünde bayıldı. Daha sonra olay yerine gelen 112 acil servis ekiplerince Turgutlu Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Külege, ameliyat esnasında hayatını kaybetti. netgqazete

Emniyet Müdürü, sahtecilikten tutuklandı
21 Haziran 2008
Merkez Emniyet Müdürleri'nden Yalova eski Emniyet Müdür Yardımcısı S.E., sahte evrakla üzerine yat geçirdiği iddiasıyla tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, Antalya'dan 6 aylığına kiraladıkları yatla Yalova'ya gelen Ş.P. ile bayan E.P. kiralama süresinin bitmesine rağmen yatı teslim etmedi. Kiralık 'Büyükkurt' adlı yatından bir türlü haber alamayan yat üreticisi ve kiralayıcısı Hasan Ali Büyükkurt, bütün sahillerde yatını aramaya başladı. Bu süre içerisinde Antalya savcılığına suç duyurusunda bulunan Büyükkurt, Yalova'dan gelen ihbar üzerine şehre gelerek yatını teşhis etti. Büyükkurt'un haber vermesi üzerine İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı
Deniz Polisi operasyon gerçekleştirerek, yatı buldu. .
Yakalanan yatında bazı değişiklikler yapıldığını tespit eden Hasan Ali Büyükkurt, yat isminin de değiştirilerek 'Seda' adının koyulduğunu ve yatının sahte evraklarla Birinci Sınıf Emniyet Müdürü ve Başmüfettişi S.E. adına kayıtlı olduğunu öğrendi.
Polisin sorgusu sonucunda, yatın Yalova'nın Çiftlikköy ilçesine bağlı bir muhtarlıktan alınan belgeyle, Tuzla Liman Başkanlığı tarafından ruhsatlandırıldığı ortaya çıktı. Olay üzerine yatı kiralayan Ş.P. bayan arkadaşı E.P. ve yatın sahibi olan polis müdürü S.E. gözaltına alındı. Sorguları tamamlanan zanlılar cezaevine konuldu. netgazete

Sokaktaki asker eğlencesinde kargaşa çıktı! Polis, meslektaşının kaza kurşunu ile öldü
Sakarya; Sapanca'da, Romanlar'ın oturduğu bölgede askere gidecek mahalle gençleri için eğlence düzenledi. Dilekçe ile izin alınan eğlencenin, saat 24:00'te sona erdirilmesi için sivil polis ekibi bölgeye geldi, alkollü bir kişi, küfürlü sözler ve hakaretler sarf edince polis ekipleri gözaltına almak istedi. Bu sırada bir gurup toplanarak, polislere mukavemette bulundu, ekipteki polislerden Murat İpek, kalabalığın dağılması için 3 el havaya ateş etti. Kargaşa sırasında Murat İpek'in silahının kazaen tekrar ateş alması sonucunda, polis memuru arkadaşı Ahmet Sargın (küçük fotoğraf-41) göğsüne isabet eden kurşunla yaralanıp öldü. 23.08.2008 SAKARYA
netgazete

Polisler İkiye Ayrılır: İnci ve Kinci
25 Kasım 2008
Son dönemde operasyonlarıyla dikkat çeken Konya Polisi, yine bir ilginçliğe imza attı. Polisleri ikiye ayırdılar "inci ve kinci" polisler. İşte çok ilginç yazı...

İyi polis-kötü polis tartışması yeni bir boyut kazandı ve Emniyet camiasında tartışma başlattı. Konya Asayiş Şube Müdürü Ercan Taştekin, Çağın Polis Dergisi'nin Kasım sayısında yayımlanan yazısında polisleri ikiye ayırdı: İnci ve Kinci.

İşte Taştekin'in olay yaratan yazısı:

Gün”ümüzde iki tür polislik vardır.

Birinci polislik:
Görevini yapmaktır. Başkasıyla uğraşmamak, meslektaşına takım arkadaşı olmaktır. İşin mutfağında olup vitrindekini alkışlamak, vitrinde olup mutfaktakinin değerini bilmektir Sonucu, huzur ve güvendir.

İkinci polislik:

Rahatını/ çıkarını gaye yapmaktır. Bencilliktir. Dönüp dönüp meslektaşla uğraşmak, birbirini kıskanmak ve çekememezliktir. Sonucu, huzursuzluk ve güvensizliktir.

Bir “inci” polislik;
Mesleğimizin sembolü çift başlı kartal gibi olmaktır. Bir başı profesyonellik, bir başı evrensel ahlakî kurallarla donanmaktır.

İ “kinci” polislik:
Mesleğin çekici ve aldatıcı yönlerine kapılmaktır. Sonucu felâkettir.

Örnek: Evli bir meslektaşımızın gayrı meşru ilişki yaşadığı bayanı ve o bayanla ilişkisi olan bir başka erkeği öldürdüğünde; “Eyvah, sabah polisti akşam katil oldu. Sabah çocukları polis çocuğuydu akşam katil çocuğu oldu. Sabah annesi polis annesiydi akşam katil annesi v.b” diye o kadar üzülmüştük ki…

İnci polislik:
“Etikçi”dir. Görevini yaptığı ve meslek etiği kurallarına uyduğu için yorulur; ama çoğunlukla zor durumda kalmaz.

Kinci polislik:
“Etekçi”dir. Rahatı/çıkarı peşinden koşarken, işlediği suçlardan yakalandığında cezâ almaktan kurtulmak için el etek öper.

İnci polislik:
Görevini hakkıyla yapmanın zorluklarıyla birlikte “vicdanen müsterih olma” makamına ulaşmak ve ayrıca milletin polisi olma şerefinin hakkını vermektir. Öğretmeseler dahi kendi gayretleriyle öğrenmektir. Çok sayıda haksızlığa uğradığında “en güzel cevap,” görevini en iyi şekilde yapandır.

Kinci polislik:
“Kimse göreve bakmıyor. Herkes gününü gün ediyor. Bende herkes gibiyim” demektir. Bahane mühendisliğidir. Mazeret profesörlüğüdür. “Başkası işin kaymağını yiyecek diye ben yorulamamam” hurafesine inanmaktır. “Astlarım ne kadar sorumsuz” çadırında yaşamaktır. Ama vicdanen müsterih olmamaktır. Milletin polisi olma şerefinden yoksunluktur.

Birinci polislik;
Kısa vadede zorlanmaktır; sonucu vezirliktir, Ayakta alkışladığımız ve sayısının artmasını istediğimiz “adam gibi adam” davranışlarından oluşur.

İkinci polislik:
Kısa vadede rahat ettiğini zannetmektir. Sonucu rezilliktir. Usandığımız ve yok olmasını dilediklerimizdir.

İnci polislik:
Sorunları bilmek ve görmekle birlikte çözümün parçası olmaktır.

Kinci polislik:
Sorunları bilmek ve görmekle birlikte çözüme katkıda bulunmamaktır.
Başlangıçta hepimiz aynıyızdır.

Zamanla “inci”leşir ya da “kinci”leşiriz .

Sadece ne “inci” ne de sadece“kinci” polisizdir. Hepimizde belli oranlarda incilik de, kincilik de oluşur.İncilerimizin artması, kinciliğimizin sıfırlanması dileğiyle…
Peki bu nasıl olacak? Söz sırası sizin… aktifhaber

4 POLİS TUTUKLANDI
19 Ocak 2009
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturması sonrasında gerçekleştirilen “Akfırat” operasyonu çerçevesinde adliyeye getirilen, 1'i başkomiser 3 polis tutuklandı.
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne polis nezaretinde gelen başkomiser Nazmi M. ile polis memurları Murat S. ve Ahmet G, savcılıktaki sorgularının ardından tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Söz konusu zanlılar tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Söz konusu soruşturma kapsamında 13 Ocak'ta adliyeye sevk edilen ve eski Akfırat Belde Belediye Başkanı Hilmi Y'nin de aralarında bulunduğu 23 kişi tutuklanmıştı. haber10

Hırsız kovalayan polis aracı yan yattı!
Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde, şüpheli bir aracı takip eden polis otomobilinin devrilmesi sonucu 1 polis memuru yaralandı.
09 Temmuz 2009 haber7

Polisten kaçarken camiye çarpan hırsız öldü
İstanbul, İçerenköy'de bir eve balkondan girmeye çalışan 2 kişiyi gören polis, şüphelilere "dur" ihtarında bulundu. Bunun üzerine çalıntı otomobille kaçmaya çalışan 2 kişi ile polis arasında kovalamaca başladı. Yaklaşık yarım saat süren kovalamaca, Kozyatağı Atatürk Caddesi'nde sürücünün kontrolünden çıkan otomobilin önce aydınlatma direğine, ardından da bir camiin duvarına çarparak durmasıyla son buldu. 25.08.2009 İSTANBUL netgazete

Dur İhtarına Kurşun: 3 Polis Yaralı
Hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan zanlının, “dur” ihtarında bulunan polis ekibine ateş açması sonucu üç polis yaralandı.
07 Ocak 2010
Alınan bilgiye göre, Tarsus Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ve Fevzi Çakmak Karakol Amirliği ekibi tarafından takibe alınan ve çeşitli suçlar nedeniyle hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Kemal E'nin kullandığı otomobil Çağlayan Mahallesi'nde durduruldu. Otomobilden inen Kemal E, tabancayla polis memurlarına ateş açtı.

Çeşitli yerlerinden yaralanan üç polis memuru, Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesinde tedavi altına alındığı.

Kemal E. ise kısa süreli kovalamacanın ardından yakalandı. aktifhaber

Polis-Asker Gerginliği
Zonguldak'ta alkollü iki asker yüzünden polis ile inzibatlar arasında arbede çıktı. İşte olayın ayrıntıları...
11 Ocak 2010
Zonguldak'ta çarşı iznine çıkan iki asker, alkol aldıktan sonra çevrede bulunan bir işyerinin camlarını kırdı. Olay yerine gelen polis ile askerler arasında arbede çıktı.

Alınan bilgiye göre, Devrek 125. Eğitim Taburu'nda vatani görevini yapan, isimleri açıklanmayan iki asker, haftalık izinlerini kullanmak için ilçe merkezine geldi.

Askerlerin burada bir birahanede alkol aldığı ve İncirciler Sokak'ta faaliyet gösteren F.B'ye ait iş yerinin camlarını kırdığı iddiası üzerine emniyet güçlerine haber verildi.

Olay yerine gelen ekipler 2 asker hakkında işlem yapmak istediği sırada aynı taburdan gelen 2 inzibat, işlem yapılmaması uyarısında bulundu.

İşlemleri sürdürmeye çalışan polislerle asker ve inzibatlar arasında arbede çıktı.

Yüzlerinden darbedilerek yaralanan 3 asker, Devrek Devlet Hastanesinde tedavi edildi. aktifahber

Diyarbakır'da Polis otosuna molotoı
05 Şubat 2010
Diyarbakır'da Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na eskortluk etmek için otel önünde bekleyen polis otosuna molotofkokteyli atıldı.
Edinilen bilgiye göre, Sur ilçesindeki bir otelde bulunan Bardakoğlu'na eskortluk etmek için bekleyen polis otosuna, henüz kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce molotofkokteyli atıldı.

Molotofkokteyli atılan ve hasar gören polis otosu, olay yerine gelen çekici ile kaldırıldı. haber7

Komserin Kopan Parmak Feryadı
Erdoğan'ın açılışını yaptığı hastanenin yanıbaşındaki caddede gösteri yapan gruba polis müdahale etti. Müdahale sırasında görevli bir başkomiserin parmağı koptu.
07 Şubat 2010
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açılışını yaptığı hastanenin yanıbaşındaki caddede gösteri yapan gruba polis anında müdahale etti. Müdahale sırasında çevikkuvvet te görevli bir başkomiserin parmağı koptu. 20 kişilik gösterici grubun tamamı gözaltına alındı.

BAŞBAKAN KONUŞUYORDU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hastane açılışı nedeniyle kürsüye çıktığı ve halka hitap ettiği sırada, yanıbaşındaki caddede çok hareketli anlar yaşandı. Kendilerini "Halk Cephesi" olarak tanımlayan ve 20 kişiden oluşan bir grup "ABD defol, bu vatan bizim" diye slogan atarak gösteriye başladı.

POLİS ANINDA MÜDAHALE ETTİ

Hastane açılışı nedeniyle bu noktada bulunan çevikkuvvet polisi göstericilere anında ve çok sert müdahale etti. Polis, biber gazı da kullandı. Bu sırada arbede yaşandı. Gözaltına alınan göstericilerin polise direnişini sürdürmesi nedeniyle arbedenin boyutları giderek büyüdü, polisin daha da sertleştiği gözlendi.

"PARMAĞIM KOPTU... PARMAĞIN KOPTU"

Bu sırada bir başkomiserin "parmağım koptu" diye feryat ettiği görüldü. Başkomiseri hastaneye götürmek için araç aranmaya başlandı, bu sırada panik yaşandı.

ARAÇ VAR SÜRÜCÜ YOK

Sonunda yaralı başkomiser bir polis aracına bindirildi. Ancak aracı haraket ettirecek sürücü ortada olmayınca yine araçtan indirildi. Arkadaşlarıyla birlikte yeniden koşuşturmaya başlayan yaralı polis sonunda bir ambulansa bindirildi ilk müdahale de burada yapıldı.

AÇILIŞI YAPILAN HASTANEDE TEDAVİ ALTINA ALINDI

Başkomiser daha sonra açılışı yapılan hastaneye götürüldü. Bu sırada Doğan Haber Ajansı kamerasının görüntü alması yaralı polisin meslektaşları tarafından engellendi. Başkomiserin parmağının gözaltına alınan göstericilerin polis otomobillerine bidirlimesi sırasında kapıda sıkışarak koptuğu öğrenildi. aktifhaber

Polis Otosu Kaza Yaptı: 4 Yaralı
07 Şubat 2010
Mardin'in Nusaybin ilçesinde, Bölge Trafik İstasyonuna bağlı trafik aracı ile sivil bir otomobilin çarpışması sonucu 3'ü polis 4 kişi yaralandı.
Yaralılar, Nusaybin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı aktifhaber

Hakkari İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Bilgi Sızdırmaktan Açığa Alındı
Hakkari Valisi Muammer Türker, İl Emniyet Müdür Yardımcısı M.N.S'nin bazı gizli bilgileri, elektronik posta aracılığıyla sızdırdığı iddiasıyla açığa alındığını bildirdi.
09 Şubat 2010
Hakkari Valisi Muammer Türker, İl Emniyet Müdür Yardımcısı M.N.S'nin bazı gizli bilgileri, elektronik posta aracılığıyla sızdırdığı iddiasıyla açığa alındığını bildirdi.

Vali Türker, yaptığı açıklamada, Emniyet Müdür Yardımcısı M.N.S'nin bilgisayarından, elektronik posta aracılığıyla bazı gizli bilgilerin sızdırıldığı iddiası üzerine, Hakkari Cumhuriyet Savcılığının adli soruşturma başlattığını belirtti.

Hakkari Valiliği olarak da M.N.S hakkında disiplin soruşturması açtıklarını ifade eden Vali Türker, iddianın ciddiyeti ve elde bulunan veriler doğrultusunda, M.N.S'nin açığa alındığını kaydetti. aktifhaber

Havalimanı'nda Çapkın Operasyonu
11 Şubat 2010
Polislerin Free Shop çetesiyle bağlantısının çıkması üzerine bütün ekibin görev yeri değiştirildi.
Atatürk Havalimanı'nda yapılan free shop ve pırlanta kaçakçılığı operasyonu sonrası havalimanında görev yapan 23 polisin görev yeri değiştirildi.
Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen operasyonun ardından çoğunluğu VIP Salonu'nda görevli 23 polis memurunun görev yerleri değiştirildi. Polis memurlarının İstanbul'daki çeşitli ilçe emniyet müdürlüklerinde görevlendirildikleri bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce 26 Ocak 2010 tarihinde gerçekleştirilen operasyonda yurda kaçak mal sokulmasına göz yumdukları ve rüşvet aldıkları öne sürülen 1 emniyet amiri ve 5 polis memuru ile 19 kişi gözaltına
alınmıştı. Gözaltına alınan emniyet amiri Hüseyin Y. Bakırköy Adliyesi'nde çıkartıldığı mahkemece tutuklarınken, diğer şüpheliler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. aktifahaber

Trafik amiri kadın komiser trafik kazasında öldü
İzmit'ten Gölcük yönüne giden Serhat Subaşı yönetimindeki otomobil, Körfez Mahallesi Sefa Sirmen Bulvarı'nda Göksel Özbel idaresindeki otomobile arkadan çarptı. Çarpışmanın etkisiyle araçlar orta refüje de çarparak takla attı. Saadet Sibel Çoşkun, müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. Yaralılardan Ömer Yeşil'in ise Donanma Komutanlığında görevli astsubay olduğu öğrenildi. 13.02.2010 KOCAELİ netgazete

Polis, canına kıymadan 'sorumlu' listesi yazmış
10:18 - Aydın'da 3 gün önce beylik tabancasıyla görevinin başında canına kıyan Amasyalı polis memurunun hayatına son vermeden önce kaleme aldığı ve "kendisini tehdit eden, ölümünden sorumlu tuttuğu" kişilerin isimlerinin yer aldığı bir mektup bulundu. Zanlılar, ifadelerinin ardından "tehdit ve tefecilik" iddiasıyla mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan R.G tutuklanırken, diğer 5 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 15.02.2010 AYDIN netgazete

Fatih'te polisle çatışan silahlı adam, öldürüldü
04 Temmuz 2010
Fatih'te şüpheli bir şahsın üzerini aramak isteyen polis ekibi silahlı saldırıya uğradı. Olay sonrası kaçmaya çalışan saldırgan ile polis arasında nefes kesen bir kovalamaca yaşandı. Çıkan çatışmada 2 polis ve bir vatandaş yaralanırken, saldırgan ölü olarak ele geçirildi netgazete

Polisin ailesini TIR biçti: 2 ölü, 1 yaralı
Şanlıurfa'da ailesiyle birlikte görev yeri olan Van'a gitmek isteyen polis memurunun kullandığı otomobil ile bir TIR kafa kafaya çarpıştı. Polis memuru ve eşi hayatını kaybetti, 5 yaşındaki oğlu ağır şekilde yaralandı. TIR şoförü Ali Öztürk ise polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak, ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 09.07.2010 ŞANLIURFA netgazete

Emniyet amiri ve bebeği kazada can verdi
Konya'nın Ereğli ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında emniyet amiri ve 1 yaşındaki çocuğu hayatını kaybederken, eşi ve diğer kızı yaralandı. Hastaneye kaldırılan eşinin hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Kazada hayatını kaybeden emniyet amiri Ersin Biçer'in 20 günlük izninin ardından 18 Temmuz'da görevine başlayacağı Siirt'e ailesiyle birlikte döndüğü öğrenildi. 12.07.2010 KONYA netgazete

Özdemir Davasında Şok Gelişme
7 ilde 30 kişiyi gözaltına alındı
Kayseri'de Emniyet Müdürlüğü, aralarında Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in de bulunduğu 12 kişinin tutuklandığı ihaleye fesat karıştırma davasıyla ilgili olarak 7 ilde 30 kişiyi gözaltına aldı.aktifhaber

Polis taşıyan otomobil devrildi: 3 ölü
Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde polisleri taşıyan otomobi devrildi. Kazada, Varto'da görev yapan polis memurları Seyfettin Yeşil (37), İrfan Uzun (30) ile Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu öğrencisi Sinan İneci (20) olay yerinde öldü. Ağır yaralanan sürücü Adem Demirel, hastaneye kaldırıldı. 21.07.2010 haber1001

Bolu'da Cinnet 1'i Polis 2 Yaralı

26 Temmuz 2010
Bolu'da, cinnet getirdiği iddia edilen ve evinin penceresinden rastgele ateş açan Bülent Ö, bir polis memuru ile mahalle muhtarını vurarak yaraladı.
Olay, saat 19.00 sıralarında Kalıcı Konutlar Yaşamkent Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, 101'inci ada 3'üncü blok 2'inci katta oturan Bülent Ö. cinnet getirip evinin penceresinden silahla rastgele ateş etmeye başladı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekibi çevre güvenliğini sağladıktan sonra polis memuru Metin Y, yan dairede oturan mahalle muhtarı Mustafa Akalın ile birlikte Bülent Ö.'nün oturduğu daireye gitti. Kapıyı açan Bülent Ö, muhtar Mustafa Akalın ve polis memuru Metin Y.'ye silahla ateş etti.

Kulağından yaralanan polis memuru Metin Y. ile karnına isabet eden kurşunlarla durumu ağır olan muhtar Akalın, ambulansla Köroğlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay yerine gelen muhtar Mustafa Akalın'ın eşi uzun süre gözyaşı döktü. Uyarılara rağmen silahını teslim etmeyen Bülent Ö. ise polis ekiplerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. aktifhaber

Bakırköy'de 2 Kişiyi Öldüren Emekli Polis, Borsada Yüklü Miktarda Para Kaybetmiş
27 Temmuz 2010
Bakırköy'de bir borsacıyı basarak iki kişiyi öldüren emekli polisin, borsada yüklü miktarda parasını kaybetmesi üzerine cinayeti işlediği öne sürüldü.
İstanbul Caddesi üzerindeki 6 katlı Bakırköy İş Merkezi'nin 5. katında bulunan Tacirler Menkul Değerler şirketinde daha önce yüklü miktarda para kaybeden ve parasını kaybetmekle suçladığı şirket yetkililerini tehdit ettiği öğrenilen emekli polis memuru Vedat G., saat 16.00 sularında geldiği işyerinde Sabire Yaman ve Tacirler Menkul Kıymetler Bakırköy Şube Müdürü Erol Postacı'yı kurşun yağmuruna tuttu. Saldırgan olay sonrası kendisini bekleyen ticari taksiye binerek hızla olay yerinden kaçtı. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Erol Postacı ağır yaralı olarak Özel Acıbadem Hastanesi'ne kaldırılırken, 27 yaşındaki Sabire Yaman hayatını kaybetti. Olaydan yaklaşık 2 saat sonra iki çocuk babası Postacı'nın da yaşamını yitirdi.

İşyerini basan emekli polis Vedat G.'nin borsaya bu şirket aracılığıyla yüklü miktarda para yatırdığı ve bu parasını kaybettiği için silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edildi.

Olay esnasında iş merkezinin içinde olduğunu ve silah seslerini işittiğini belirten Hayrettin Erdoğan, "Sesleri ben ilk önce matkap sesi zannetim. Erol Postacı yaklaşık 7 yıldır bu handa çalışıyordu. Saldırganı da tanıyorum. Sürekli buraya gelen bir insandı. Söylenenlere göre, zanlı ile Postacı arasında alacak verecek meselesi varmış." diye konuştu.

Araştırmalarını derinleştiren polis ekipleri, olay sonrası kaçan emekli meslektaşlarını da yakalamak için soruşturmayı sürdürüyor. aktifhaber

Emniyet Amiri Zeren Tutuklandı
28 Temmuz 2010
Eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in Özel Kalem Amiri Ömer Zeren tutuklandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakkında yakalama emri çıkarttığı Zeren, avukatı Muharrem Olcay Çınar ile adliyeye geldi.

Mahkeme, bir kez daha sorguladığı Zeren'in tutuklanmasına karar verdi.

Cumhuriyet savcısı, ''adil yargılamayı etkilediği'' iddiasıyla hakkında soruşturma yürüttüğü Zeren'in tutuklanmasını talep etmiş, Zeren, nöbetçi hakimlikçe, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Cumhuriyet savcısı, bunun üzerine Zeren'in serbest bırakılmasına itirazda bulunmuştu.

İtirazı değerlendiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de Zeren hakkında dün yakalama kararı çıkartmıştı. aktifhaber

Meslekten atılan polis, 52 kilo eroinle yakalandı
İstanbul'da düzenlenen operasyonda, uyuşturucu kaçakçılığı suçundan meslekten ihraç edilen polis memuru, yurtdışına 52 kilo eroini sevk etmek isterken suçüstü yakalandı. İran'dan gelen eroini yurt dışına sevk etmeye çalışan şebekenin liderinin eski polis Osman Serdar İ. olduğu ortaya çıktı. 03.08.2010 İSTANBUL netgazete

Polis aracı takla attı: 6 polis yaralandı

Kars'ta görev değişime giden polis minibüsünün kaza yapması sonucu 6 polis yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Kars Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kazımpaşa Polis merkezi amirliği personelini Digor yolu TOKİ polis lojmanlarında görev değişime götüren minibüs lastiğinin patlaması sonucu takla attı. Kazada yaralanan polis memurları İ.K., H.A., L.T., M.T., H.T. ve H.G. Kars Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. habertaraf

Şırnak'ta Polis Aracı Devrildi!
07 Ağustos 2010
Şırnak’ta polis aracının devrilmesi sonucu 2 polis yaralandı..
Şırnak'ta polis aracının şarampole devrilmesi sonucu 2 polis memuru yaralandı. aktifhaber

Sigara kaçakçıları 5 polisi dövdü
Şırnak'ın Silopi ilçesinde, polisler tarafından ilçe merkezinde kaçak sigara satıcılarına yönelik düzenlenen baskında çıkan olaylarda 5 polis ve 7 kişi yaralandı. 07.08.2010 ŞIRNAK netgazete

Taşlanan polis araçları kanala uçtu: 10 yaralı

Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde taşlı saldırıya uğrayan iki aracın su kanalına devrilmesi sonucu 10 polis yaralandı. İpekyolu Caddesi'nde devriye gezen Emniyet Müdürlüğüne bağlı zırhlı araç ile sivil otomobile bir grup tarafından eski otogar mevkiinde taşlı saldırıda bulunuldu. Grubun attığı taşlardan manevra yaparak kurtulmaya çalışan zırhlı araç ile sivil otomobil, çarpıştıktan sonra su kanalına devrildi. 08.08.2010 YÜKSEKOVA netgazete

Konya'da Çumra-Karaman yolunda silahlı saldırı: 1 Polis öldü
10 Ağustos 2010
Konya'da Çumra-Karaman yolunda silahlı saldırıda ölen polis memuru Ömer Durmaz (36)'ın eşi de polis memuru. Durmaz çifti iki erkek çocuk sahibi...
Konya'da Çumra-Karaman yolunda silahlı saldırıda ölen polis memuru Ömer Durmaz (36)'ın eşi de polis memuru. Durmaz çifti iki erkek çocuk sahibi. 13 yaşında Fatih Mehmet ve 6 yaşında Ali Kaan adında iki erkek çocuğu olan polis memurunun eşi Seda Durmaz, olayı öğrenince sinir krizi geçirdi.
Konya Çumra Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak çalışan Ömer Durmaz (36), İçeri Çumra-Karaman yolu Avdul köyü yakınlarında devriye gezerken, motosikletli olduğu tahmin edilen iki kişinin silahlı saldırısına uğradı ve öldü. haber1001

Karakolda Kan Aktı: 1 ölü, 1 ağır yaralı

İzmir'in Bornova ilçesi Polis Merkezi'nde akşam saatlerinde bir polis memuru, iddialara göre kendisini şikayete gelen ve arkadaşı olduğu iddia edilen kadını beylik tabancasıyla vurarak ağır yaraladıktan sonra silahı kafasına dayayarak tetiği çekti.

Olayda, polis memuru karakolda hayatını kaybederken, bayan arkadaşı ise ağır yaralanarak yakındaki Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Olay, Bornova Polis Merkezi'nde akşam saatlerinde meydana geldi. Kader Y. (40) adlı bayan, bir şikayette bulunmak üzere aralarında duygusal bir ilişki bulunduğu iddia edilen arkadaşı Ayhan Kırımlı'nın (40) görev yaptığı Bornova Polis Merkezi'ne geldi. Kırımlı da, izinli olmasına rağmen Kader Y.'nin karakola giderek kendisini şikayet edeceği düşüncesiyle aynı karakola geldi. Kırımlı ile Kader Y.'nin karakolda bir süre tartıştıkları daha sonra ise Kırımlı'nın beylik tabancasını çıkaraak Kader Y.'ye iki el ateş ettiği öğrenildi. Kader Y., omuzundan ve göğsünden aldığı kurşunlarla ağır yaralanırken, Ayhan Kırımlı tabancayı kafasına dayayarak ateş etti.

Karakolda görevli polisler hemen ambulans çağırdı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri polis memuru Ayhan Kırımlı'nın öldüğünü belirledi. Kader Y. ise ambulansla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Kader Y.'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Ayhan Kırımlı ile Kader Y.'nın yaklaşık 2 yıldır birlikte olduğu, Kader Y.'nin Kırımlı'dan ayrılmak istediği iddia edildi. habertaraf

Öldürülen Polis Memuru Uğurlandı
30 Ağustos 2010
Diyarbakır'da iki aile arasında çıkan silahlı kavgayı ayırmaya çalıştığı sırada ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede ölen polis memuru Özkan Yiğen, Başkent'te toprağa verildi. haber1001

AJANDADA KORKUNÇ NOT: 'İNDİRİLDİ'

31 Ağustos 2010
'Islak imzalı belge' davası tutuklu sanığı Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım'ın ajandasında ilginç bir not çıktı.
Notta, "Zir Vadisi ve özel harekata hibe edilen silahlar Behçet Oktay bunları topladı, onun için indirildi" yazısı dikkat çekti.

Eski Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay, 25 Şubat 2009 tarihinde aracında ölü bulunmuştu.Ankara Dikmen'de arabasının içinde ölü bulunan Oktay'ın intihar ettiği belirtilmişti. Oktay'ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma 20 Nisan 2009'da intihar olduğu gerekçesiyle kapatılmıştı. Olayın cinayet mi, intihar mı olduğu ise hala tartışılıyor. Adli Tıp Kurumu'nun Oktay'ın ölümüne ilişkin raporunda vücudunda kırıklar, kanında kokain ve alkol bulunduğu ifade edilmişti. Bunun üzerine Oktay'ın ailesi olayın intihar olmadığını belirterek soruşturmanın kapatılmasını itiraz etmişti.

Tartışma konusu olan olayla ilgili Islak imzalı belge davasının tutuklu sanıklarından Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım'ın iş yerinde yapılan aramalarda ele geçirilen ajandasında bir not bulunduğu ortaya çıktı. El yazısı ile yazılan notta, Behçet Oktay ismi en üste yazılmış ve altı çizilmiş. Oktay'ın isminin altına ise, "Zir vadisi ve özel harekata hibe edilen silahlar Behçet Oktay bunları topladı, onun için indirildi. İllerdeki ÖH. şubelerini kapatmayı planlıyordu." notu düşülmüş.

Bu arada, Mehmet Deniz Yıldırım'a söz konusu notla ilgili emniyet ve savcılıkta herhangi bir soru sorulmadığı öğrenildi. haber10

Elaziğ Karayolu'nda Micir Kazasi: 1 Polis Öldü, 3 Kişi Yarali
02 Eylül 2010
Memleketi Elazığ'dan görev yeri Malatya'ya giden polis memurunun kullandığı otomobil, mıcıra kapılarak karşı yönden gelen otomobille çarpıştı. Kazada ...
Memleketi Elazığ'dan görev yeri Malatya'ya giden polis memurunun kullandığı otomobil, mıcıra kapılarak karşı yönden gelen otomobille çarpıştı. Kazada polis memuru yaşamını yitirirken, 3 kişi de yaralandı aktifhaber

Bir polis memuru daha intihar etti
Akgüneş, banyosunda beylik silahıyla intihar etti
06 Eylül 2010
Aydın'da bir polis memuru, tabancayla kendini vurarak intihar etti.
Aydın İl Emniyet Müdürü Tacettin Kurt, Koruma Şubesi'nde görevli Musa Akgüneş'in (39) Mimar Sinan Mahallesi'ndeki evinin banyosunda beylik silahıyla intihar ettiğini bildirdi.
Kurt, olay sırasında Akgüneş'in eşi ve 9 yaşındaki çocuğunun da evde olduğunu belirtti. habertürk

Emekli polis insan kaçakçılığından tutuklandı
22 Eylül 2010
Edirne'nin Keşan ilçesinde yasa dışı yollardan yurtdışına gitmek isteyen 7 kaçak göçmene şoförlük yaparken polis tarafından yakalanan emekli polis memuru Ş.Ö, tutuklanarak cezaevine gönderildi. haber10

Polisin Yaralandığı Mahallenin Sakinleri Alkollü Şahıslardan Şikayetçi
25 Eylül 2010
iBoş alanda alkol içip çevreye zarar veren şüpheli şahıslar ihbarını alan Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Yunus ekipleri, boş arazideki şüpheli şahısları kontrol etmek istedi.

Şahısların kimlik kontrolü sırasında,. yaşanan arbedede saldırganlar tarafından silahı gasp edilen Ali Gök isimli polis memuru, kendi silahıyla sağ diz kapağından yaralandı. Polis memurunun silahını da alan ve 6 kişi olduğu öğrenilen şahıslardan 1'i yakalanırken, diğer 5 kişi ise kaçtı.

Öte yandan, çevrenin karanlık olduğunu ve boş arazinin alkol alan şahıslar tarafından mesken edinildiğini belirten çevre sakini Mehmet Uyanık, geceleri olayın yaşandığı yerden geçerken korktuklarını belirtti. aktifhaber

İstanbul’un Göbeğinde Polis Dehşeti
28 Eylül 2010
Kız arkadaşını vuran polis memuru kendini öldürdü
Eski kız arkadaşını bacaklarından vuran polis memuru kaçmaya çalışırken, silahının ateş alması sonucu öldü. aktifhaber

Kızıyla karısını öldüren polise 37 yıl hapis
"Kasten eşini ve kızını öldürmek" suçundan çifte müebbet hapis talebiyle yargılanan polis memuru A.Ş., son kez hakim karşısına çıktı. Son sözünde vicdan azabı çektiğini söyleyen A.Ş., kızı Ceyda Ş.'yi orta şiddette tahrik altında öldürdüğü gerekçesiyle 17 yıl 6 ay hapis, eşi Hatice Ş.'yi ise hafif tahrik altında öldürdüğü için de 20 yıl hapse mahkum edildi. 29.09.2010 BURSA netgazete

Polis otosunun geçişi sırasında patlama
01 Ekim 2010
Gaziantep'te polis otomobilinin geçişi sırasında yol kenarında patlama oldu, 2 polis memuru cam parçalarından yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Osmangazi Mahallesi Eski Rasathane Yolu'nda, Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne ait otomobilin geçişi sırasında patlama meydana geldi.

Patlamanın şiddetiyle otomobilin camları kırıldı, otomobildeki 2 polis memuru cam parçalarıyla yaralandı. Yaralı polisler ambulansa hastaneye kaldırıldı.
Beyazgazete

Tunceli'de polis memuru, lojmanda ölü bulundu
03 Ekim 2010
Tunceli'de bir polis memuru kaldığı lojmanda ölü bulundu.
Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Hakan Petek (24), kaldığı Atatürk Mahallesi'ndeki polis lojmanlarında arkadaşları tarafından ölü bulundu.
Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen polis, Petek'in tabancayla açılan ateş sonucu öldüğünü belirledi.
Petek'in, bir süreden beri ailevi sorunlar yaşadığı, bu yüzden bunalıma girerek intihar etmiş olabileceği belirtildi. netgazete

Fatsa'da polis aracı devrildi: 1 Polis Öldü
07 Ekim 2010 - Ankara'dan Giresun'a giden polis aracının Ordu'nun Fatsa ilçesinde takla atması sonucu 1 polis memuru öldü. haber1001

Polis, kızı yaşındaki dostunu vurup canına kıydı
Aydın, İncirliova'da, P.K. (24) adlı yaşındaki kadın ile bir polis memuru hayatını kaybetti. Polis memuru ile hayatını kaybeden kadının sevgili oldukları iddia edildi. Denizli Çivril nüfusuna kayıtlı olduğu belirtilen ve Yetiştirme Yurdu'nda yetiştiği öğrenilen polis F.İ.'nin (44), evli olduğu halde, ilçedeki P.K. ile ilişkisinden rahatsız olan ilçe halkı durumu geçen yıl ve daha sonraki zamanlarda Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdi. 11.10.2010 AYDIN netgazete

7 bela 12 polis 101 vaka
24 EKİM 2010
İstanbul'a korku salan, '7 bela' çetesi çökertildi, şebekeye yardımla suçlanan 12 polis gözaltına alındı. Baskın sonrası 101 olay aydınlatıldı

2007'de çökertilen '7 bela 7 kardeş' çetesinin, yeniden dirildiği ihbarı polisi harekete geçirdi. 7 akrabayla 12'si polis 65 kişi gözaltına alındı. 4 yıl önceki bir cinayet sonrası zanlı Gökhan Ç. (15), baba Kemal Ç., oğulları Kemal, Eyüp, Serkan, amca Salim Ç. ile Yalçın K. tutuklanmıştı. Tahliyelerin ardından polise çok sayıda şikayet geldi. Yaralama, adam kaçırma ve işkenceyle suçlanan gruba yönelik çalışma başlatıldı. Teknik takibin ardından, Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve Sarıgazi'deki adreslere baskınlar düzenlendi, 65 kişi yakalandı. Gözaltındaki isimler arasında, çete üyelerinin yanı sıra 4. sınıf bir emniyet müdürü, 1 komiser, 10 polis ve bir avukat da var. İstanbul dışında görevli bir emniyet müdür yardımcısı'nın da ifadesi alınacak. Akşam

AHLAK POLİSİNİN TECAVÜZ REZALETİ!
27 Ekim 2010
İstanbul'da rezalet... Ahlak Büro Amirliği'nde görevli 4 polis, ocakbaşına geldi, 7'si kadın 11 kişiyi polis minibüsüne doldurdu. 10 kişi yolda bırakıldı, polisler Azeri uyruklu kadını ormana götürüp tecavüz etti...i

İstanbul'da, Emniyet teşkilatını şoke eden skandal... Bir ocakbaşında başlayıp ormanda tecavüzle biten rezalet iddialara göre şöyle gerçekleşti:

- Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak-Kumar Büro Amirliği'nde görevli 4 sivil polis, 13 Ekim gecesi, 03.00 sularında Avcılar'daki bir ocakbaşına geldi. Polisler, kimlik uygulaması yaptı. Ekip, aralarında işletmeci Y.A. ile, 3'ü yabancı, 4'ü Türk kadın olmak üzere 11 kişiyi polis minibüsüne doldurdu.

- Mekan sahibinden bin lira rüşvet alan polisler, minibüsteki şahısların bir kısmını Avcılar'da, bir kısmını da işletemeci Y.A. ile birlikte Küçükcekmece'de araçtan indirdi. Minibüste sadece, 3 kadın kaldı.

ÖNCE TACİZ SONRA TECAVÜZ
- Polisler, iddiaya göre önce M.Ö. adlı kadına minibüste tacizde bulundu. M.Ö., Yenibosna'da, diğer bir kadın ise Küçükçekmece Gölü kenarında araçtan indirildi.
- Polis aracında bu kez sadece Azeri uyruklu 32 yaşındaki A.Ş. kaldı. Kadını ormanlık alana götüren polisler, burada tecavüz etti.
- Kabus bitmedi. Perişan haldeki kadın, sabaha karşı buradan alınıp bu kez başka bir ağaçlık alana götürüldü ve cinsel şiddet sürdü.

POLİSE SIĞINDILAR
- Polislerin elinden kurtulan tecavüz mağduru kadın ile daha önce bırakılan kişiler, mekan işletmecisi Y.A.'yı da yanlarına alarak Avcılar Ambarlı Polis Merkezi'ne sığındı.
- Emniyet olaya el koydu, savcılık talimat verdi. Harekete geçen ekipler, polis memurları A.K., M.K., E.G. ve S.D.'yi gözaltına aldı.

ŞİDDETİN İZLERİ ARANIYOR
- Tecavüzün izleri önce polis minibüsünde arandı. Genç kadının çamaşırı kriminal laboratuvara gönderildi.
- polis memurundan ise inceleme için kan örnekleri alındı.

SAHTE PARA DA ÇIKTI
Polİs memurlarından, A.K.'nin üst aramasında ise sahte dolarlar bulunduğu polis tutanaklarına geçti. Polisler hakkında 'cinsel istismar ve alıkoyma' ve 'sahte dolar bulundurmak' suçlarından işlem yapıldı. AKŞAM

Kadin Polisin "Bomba" Tesadüfü
31 Ekim 2010

4 ay önce polis minibüsüne düzenlenen saldırıyı yara almadan atlatan Ahu Suna, bu sabahki saldırıda ise yaralandı.
Taksim Meydanı'ndaki patlamada yaralananlardan biri de 26 yaşındaki polis memuru Ahu Suna. 6 yıllık polis memuru Suna, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Tedavisi devam eden Suna'nın 4 ayda ikinci kez bombalı saldırıya uğradığı ortaya çıktı. Haziran ayında Küçükçekmece'de polis minibüsüne düzenlenen bombalı saldırıda araçta bulunan Ahu Suna, saldırıyı yara almadan atlattığı öğrenildi. 15 polisin yaralandığı saldırının ardından Suna bu sabah da bombanın hedefindeydi. aktifhaber



Polis memuru eşini öldürdü
05 Ocak 2011
Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru eşini öldürdü. Meslektaşları tarafından yakalanarak gözaltına alınan şüpheli adli makamlarca tutuklandı. Bir çocuk annesi kadının cenazesi ise memleketi Balıkesir'de toprağa verildi.

Manisa'nın Akhisar ilçesinde meydana gelen olayda Sedef Çetinkaya (37) isimli 1 çocuk annesi kadın evinde ölü bulundu. İddiaya göre, Akhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Kerim Çetinkaya emniyeti arayıp eşinin öldüğünü bildirdi. habertürk

Erzincan'da şehit polisler dualarla anıldı
9 Nisan 2011
Erzincan'da Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 166. yıl dönümü ve Polis Haftası etkinlikleri kapsamında görevi başında şehit olan polis memurları dualarla anıldı.

Erzincan Emniyet Müdürlüğü’nün organizasyonu ile Terzibaba Mezarlığı’nda düzenlenen anma programına Vali Yardımcısı Abdullah Çiftçi, Emniyet Müdürü Mehmet Tüzel, Polis Meslek Yüksekokulu Müdürü Habip Yılmaz, Emniyet mensupları ve şehit yakınları katıldı. haber10

Kadın polis intihara kalkıştı
9 Nisan 2011
Hakkari'de beylik tabancasıyla intihar girişiminde bulunan kadın polis ağır yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Hakkari Emniyet Müdürlüğünde görev yapan ve ismi henüz öğrenilemeyin kadın polis, oturduğu lojmanda, beylik tabancasıyla kafasına ateş etti. Komşuların durumu fark etmesi üzerine Hakkari Devlet Hastanesine kaldırılan polis memuru, burada yapılan ilk müdahalenin ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. haber10

Gaziosmanpaşa'da polise silahlı saldırı: 1 polis öldü
16 Haziran 2012
İSTANBUL Gaziosmanpaşa'da polis ekibine düzenlenen silahlı saldırıda, 1 polis memuru öldü. haber1001

8 numaralı polis o günü anlattı
28.07.2012
AK Parti Hatay Milletvekili'nin oğlu İstemi Kağan Türkoğlu'nun sıraya dizdirdiği polislerden 8 numaralı memur, o günü anlattı.

Sıraya dizdirilen polis memurlarından Emer, "Vatan hainine bile bu reva görülmez..." diye isyan etti.

AK Parti Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu ile tartışan polislerin ellerine numara verilerek şüpheli gibi teşhis ettirilmesinin yankıları sürüyor. Sıraya dizdirilen ve 8 numara verilen polis Murat Emer, Radikal gazetesine konuştu:

"Milletvekilinin oğlu İstemi Kaan Türkoğlu, ile bir tartışma yaşandı. Olay kapandı derken akşam 08.00 sularında İlçe Emniyet Müdürü, yanında Türkoğlu ile geldi. 23 polisin göğüslerinde numaralarla dizilmesini emretti. Sicil numaramı zaten vermiştim ve ben buna gerek olmadığını söyledim. Müdür, "Kusura bakma baskılara dayanamadık" dedi."

VATAN HAİNİMİ MİYİM DİYE DÜŞÜNDÜM

Emer, Radikal’e o anı anlatırken “Yerin dibine girdiğimi hissettim. Vatan haini miyim diye düşündüm. Vatan hainine bile reva görülmez dedim kendi kendime” diye anlattı.
Emer, milletvekilinin oğluna ve avukatlara kendi sicil numarasını verdiğini de belirterek, “Teşhis kimler için yapılır bu belli. Benim çalıştığmız yer, adımız soyadımız belli. Bunun yapılmasına hiç gerek yoktu” dedi.
Teşhisten sonra gece çağrılan Emer’e İlçe Emniyet Müdürü “Kusura bakma siyasi baskılara dayanamadık. Açığa almak zorundayız” dedi. 18 gün açıkta kalan Emer, Dörtyol’daki görevine başladıktan üç gün sonra da Altınözü ilçesine atandı.
Radikal

"Trafik Kazası": 4'ü Polis 6 ölü
03 Kasım 2012
Elazığ Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler, Elazığ-Diyarbakır karayolunun Sivrice ilçesi yol ayrımı yakınlarında uygulama yaptığı sırada, sürücüsünün kimliği öğrenilemeyen bir beton mikseri polis otosuna, durdurulan araçlara ve yaya görev yapan polislere çarptı. 4 polis memuru şehit oldu, 2 vatandaş da yaşamını yitirdi.
haber1001

Tunceli'nin Hozat İlçesi Emniyet Amiri Çağlar San, bugün evinde tabancasıyla başına ateş ederek intihar etti
24-11-2012

Hozat İlçesi Emniye Amiri Çağlar San, bugün akşam saatlerinde evinde beylik tabancasıyla başına 1 el ateş ederek intihar etti. Silah sesi üzerine eve gidenler San'ın cansız bedeniyle karşılaştı. İntihar üzerine eve giden savcı, çalışmalarını sürdürüyor.

İntihar üzerine Tunceli'den Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme ekipleri helikopterle Hozat'a gönderildi. Emniyet Amiri Çağlar San'ın ilçede yaklaşık 5 aydır görev yaptığı ve daha önce de yıllarca eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun yakın koruma ekibinde yeraldığı belirtildi.

FİŞLEME SKANDALI ORTAYA ÇIKMIŞTI

Hozat'ta geçtiğimiz günlerde jandarma ve polis tarafından ilçede çok sayıda kamu görevlisi ve kişinin fişlendiğinin ortaya çıkmıştı. Hozat'ta İlçe Jandarma Komutanlığı ve Emniyet Amirliği'nin bazı kişileri iddiaya göre kaymakamlık talimatıyla fişlemesinin ortaya çıkması ardından kaymakamlık, jandarma ve poliste aramalar yapılarak bütün bilgisayarların hard diskler kopyalanıp alınırken, bazı belge ve dokümana da el konulmuştu. Olayla ilgili Tunceli Valiliği de başlattığı soruşturma kapsamında, İçişleri Bakanlığı'ndan gelen 2 mülkiye başmüfettişi de çalışmalarda bulunmuştu.
http://www.internethaber.com/

Kaymakamlık binasının çatısından düşen polis yaralandı
30 Aralık 2012

Siirt'in Aydınlar ilçesinde kaymakamlı binasının 3. katında nöbet tutan polis memuru Ömer Yazıcı (32) çıktığı çatıdan düştü.
Ağır yaralanan Yazıcı, Siirt Devlet Hastanesi`nde tedavi altına alındı.
Polis memuru Yazıcı`nın hayati tehlikeyi atlatamadığı bildirildi. TRT

Polis kurşunu genç kızı yaraladı
20 Ocak 2013
Net Gazete

Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde Açıköğretim sınavına girerken bir genç ile tartışan polisin elindeki silahtan çıkan kurşun bahçede bekleyen 21 yaşındaki genç kızın yaralanmasına yol açtı.

Kadın polisin ölümü
16 Mart 2013
Polis memuru Gözde Yılmaz, evinin balkonunda halı çırptığı sırada korkuluğun kırılması sonucu 6. kattan düştü. Talihsiz kadın kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
netgazete

Hemşire eşini hastane bahçesinde öldürdü, ardından da intihara kalkıştı
27 Mart 2013
Edirne'de, emekli polis memuru Necip Dönmez, kendisinden boşanmak isteyen hemşire eşini nöbet tuttuğu hastane bahçesinde tartıştıktan sonra kurşun yağmuruna tutarak öldürdü. İki çocuğunun annesini öldürdükten sonra polis memuru intihar girişiminde bulundu. TRT

Kontrolden çıkarak devrilen motosiklette yaralanan polis hayatını kaybetti
23 Nisan 2013
Ankara'da sabah saatlerinde Konya yolundan Eskişehir yoluna dönüş varyantında kontrolden çıkarak devrilen motosiklette ağır yaralanan polis memuru Ramazan Yıldız, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. TRT

Van'da 4 polis, evrakta sahtecilik yaptıkları erekçesiyle tutuklandı
28 Nisan 2013



Van'da bir süredir kaçakçılara yönelik operasyonlar düzenleniyordu.

Bu operasyonlarda ele geçirilen malzemeleri resmi evrakta sahtecilik yaparak düşük gösterdikleri iddiasıyla 4 polis gözaltına alındı.

1'i Komiser 4 polis, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
TRT

Sakaya ve Kocaeli'de meydana gelen olaylarda 2 polis memuru ağır yaralandı
14 Mayıs 2013
Sakarya'nın Karasu ilçesinde, ehliyetsiz ve alkollü sürücünün çarptığı polis memuru ağır yaralandı.

Hastaneye kaldırılan İsmail Döre'nin bir bacağı kesildi. 256 promil alkollü olan sürücü gözaltına alınırken, kazanın kamera kayıtları yayınlandı.

Diğer olay Kocaeli'nin Derince İlçesi'nde meydana geldi. Yüksek Hızlı Tren Hattı çalışmaları sırasında çıkan hurda demirleri toplayan Roman kadınlar ile işçiler arasında tartışma çıktı.

5 Roman kadın bu sırada olaya müdahale eden polis memurlarına demir çubuk ve sopalarla saldırdı.

Çıkan arbedede kadınlardan biri elindeki keserle polis memuru Recep Kermen'in başına vurarak yaraladı.

Ağır yaralanan polis memuru hastaneye kaldırılırken, 5 kadın gözaltına alındı.
TRT

Polisten ’Benim yanımda nasıl telefonla konuşursun’ dayağı
2 Ağustos 2007
İstanbul Üniversitesi avukatlarından Muammer Öz, 29 Temmuz pazar günü Nevşehir’den kendisini ziyarete gelen ailesiyle Kadıköy’de Moda sahilinde bir çay bahçesinde otururken yanlarına iki polis geldi. Polislerden biri ağabeyi İbrahim Öz’e "Seni birine benzettim çıkar kimliğini" dedi.

BİBERGAZI SIKTILAR

Muammer Öz’ün iddiasına göre bu sırada telefonu çaldı. Muammer Öz’ün telefonla konuştuğunu gören polis memuru, "Kapat o telefonu. Nasıl telefonla konuşuyorsun" dedi. Muammer Öz ise "Ben avukatım. Bakın kimliğime. Böyle kimlik sorma olmaz. Biz ailece burada oturuyoruz" dedi. Bunun üzerine polis memuru, Muammer Öz’ü yakasından tutarak tartaklayıp yumruk attı. Ağabeyinin araya girmeye çalıştığını belirten Muammer Öz, "Bu arada olay yerine birçok polis ekibi geldi. Bahsettiğim polis memuru onlar gelince bana tekrar vurmaya çalıştı. Cebinden biber gazı çıkarıp yüzüme üç defa sıktı. Beni dayak yediğim polis memurunun aracıyla, ailemi ise başka bir araçla Kadıköy İskele Karakolu’na götürdüler" dedi. Karakola gidene kadar da dayak yediğini söyleyen Muammer Öz şöyle konuştu:

"Yolda bana çokça darbeler indirdiler. Burnum kırıldı, gözüm şişti, omzumda, boynumda ve karnımda çürükler oluştu. Bana yol boyunca ’Biz senin gibi çok avukat s....., seni de s...... Biz 15 yıldır bu işi yapıyoruz. Bize hiçbir şey olmaz’ dediler. Karakolda ifademiz alındıktan sonra serbest bırakıldık."

BURNUNU KIRDILAR

Olaydan bir gün sonra Avukat Öz, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldı. Raporda, Öz’ün burnunda kırık olduğu, sağ ve sol omuzunda, boynunda, sağ göz altında ve karnında morluklar olduğu belirlendi. Muammer Öz, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak olaya karışan

Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, Önleyici Hizmetler Büro Amirliği’nde görevli polis memurları Bülent Okumuş ve Uğur Yıldırım hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Akşam

Polis okulu inşaatından 1,5 ton kablo çaldılar
Kimliği belirsiz şahıslar, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi kampüsü yakınlarındaki Polis Meslek Yüksekokulu inşaatından, yaklaşık 1,5 ton elektrik kablosu alarak kaçtı. Durumun sabah saatlerinde bildirilmesi üzerine inşaata giden polis ekipleri, olay yerinde inceleme ve araştırma yaptı. Yapılan incelemede bir hafta önce de hırsızlık girişiminde bulunulan okul inşaatında, daha önceki hırsızlık girişiminde sarılı olduğu ahşap makaradan kesilen kabloların çalındığı tespit edildi. 22.09.2009 SİVAS netgazete

Emekli polis memurunun başı kesildi
14 Ekim 2009
Gaziantep'te, emekli bir polis memuru, parkta boğazı kesilmiş halde bulundu. Polis memurunun, 3 yıl önce Gaziantep Emniyet Müdürlüğünde görev yaparken emekli olduğu öğrenildi.
Bey Mahallesi İstasyon Caddesi 100. Yıl Parkı ile Çınarlı Parkı'nın kesiştiği yerde başı kesilmiş bir erkek cesedi gören vatandaşlar durumu polise bildirdi.
Olay yerine gelen Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri ilk incelemede cesedin emekli polis memuru İmam Safa Karalı'ya (45) ait olduğunu belirledi. haber7


En son Ekim tarafından Cmt Mar 16, 2013 9:13 pm tarihinde değiştirildi, toplam 25 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Prş Eyl 04, 2008 12:04 am    Mesaj konusu: minibüsü ceza yazan 5 polisi görevinden etti Alıntıyla Cevap Gönder

O Polisler İlk Kez Konuştu

Ölümünün dokuzuncu yıldönümünde Gaffar Okkan suikastında yaralanan polis memurları ilk kez konuştu.

Dehşet gecesi yaşadıklarını anlatan gazi iki polis memuru, suikastın Hizbullah tarafından yapıldığını düşünmüyor. Nedeni ise Hizbullah gibi bir örgütün bu kadar planlı programlı bir suikast düzenleyemeyeceği.

Bir ay evvelinden Gaffar Okkan'a yönelik suikast olacağının istihbaratının geldiğini belirten polis memurları, olaydan önce elektriklerin kesildiğine dikkat çekerek, iki sokak ötede bulunan jandarmanın olayı duymamasına hayret ediyor.

Hizbullah'a açtığı operasyonlarla adını duyuran Okkan için en çok Hizbullah'ın bu olayı yapabileceği söylendi. Ancak Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 'Hizbullah' üyelerinin suikastla' ilgili yargılandıkları davanın gerekçeli kararında Hizbullah'ın bu kadar planlı bir eylemi gerçekleştirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekti: "Bu suikast incelendiğinde Hizbullah'ın daha önce bu şekilde herhangi bir eylem yapmadığı, suikastın son derece profesyonelce planlandığı, örgütün genellikle eylem kararı alındıktan sonra hedefteki kişinin takibi ve istihbaratının yapılmasından sonra 1 tetikçi, 1 koruma ve 1 gözcü tarafından hedefteki kişinin müsait bir yerde tabanca ile vurularak veya satırlanarak öldürülmesi seklinde gerçekleşmektedir. İstihbarat sonucu emniyet müdürünün geçeceği yolun ve saatin tespit edildiği, o saatte o bölgedeki elektriklerin kesildiği ve daha sonra 10 koruma polisiyle makam aracıyla giderken eylemin gerçekleştiği görülmektedir. Gaffar Okkan halkla iç içe bir emniyet müdürüydü. Eylemin çok basit bir şekilde gerçekleşmesi mümkün iken, bu kadar profesyonelce yapılmış olması düşündürücü."

SUİKAST İHBARLARI HEP VARDI

Beş polisin şehit olduğu, dört polisin yaralandığı olay üzerinden 9 yıl geçti. Olayın tanıkları ve şahitleri şimdiye kadar hiç konuşmadı. Ölümünün dokuzuncu yıldönümünde Gaffar Okkan suikastında yaralanan polis memurları ilk kez konuştu. O dehşet gecesi yaşadıklarını gazi iki polis memuru anlattı.

O dönem Gaffar Okkan'ın makam korumalığını yapan ve suikastta bileğinden yaralanan eski polis memuru Veli Göztepe onlardan biri. Veli Göztepe, Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube'de göreve başlamış. Dört yıl Ankara'da görev yaptıktan sonra 1999'da tayininin çıkmasıyla Diyarbakır'a gelmiş.

O dönemler Diyarbakır'da terör olayları hat safhada. Haliyle tedirgin bir şekilde gitmiş bölgeye: "Gaffar Okkan 1997'de gelmişti Diyarbakır'a. Sivil kıyafetlerle dışarıda dolaşıyor halkın olduğu yerlerde yemek yiyor. Bir anda Gaffar Okkan olmuş Gaffar Baba." Gaffar Okkan genelde gündüzlerini vatandaşlara geceleri ise polise ayırıyor.

Tayini Diyarbakır'a çıkanlarla birebir görüşüyor. Tekmili iyi verenlere göre görev yerlerini belirliyor. Veli Göztepe'ye de bölge korumalığı düşüyor. Yani Gaffar Okkan makamdan çıktığında belirli stratejik noktaları ablukaya, Okkan'ın gideceği geçiş yerlerinde güvenlik önlemlerini alacak.

Veli Göztepe, bir ay evvelinden Gaffar Okkan'a yönelik suikast olacağının istihbaratının geldiğini belirtiyor. Ancak Okkan'ın bu tür ihbarlara pek kulak asmadığını, kendine ve Diyarbakır halkına olan güvenine işaret ediyor: "Sürekli istihbarat vardı; ama herhangi bir güvenlik önlemi yoktu. Çünkü Emniyet Müdürümüz 'Beni iki yerde öldüremezler biri memleketim Hendek'te diğeri Diyarbakır'da diyordu."

Diyarbakır halkına güveninden dolayı zırhlı araç dahi istemiyordu Okkan. Zırhlı araç olursa halk hakkımda yanlış düşünür diyordu. Zaman zaman suikast girişimleri de oluyordu Okkan'a. Diyarbakırspor'la Siirtspor'un maçında birisi silahını çıkartıp doğrultmuş; ama Diyarbakırspor'un gol atmasıyla millet etrafını sarınca başarısız olmuş girişim."

OLAYDAN ÖNCE ELEKTRİKLERİ KESTİLER

Göztepe, olaydan birkaç gün önce dahi tüm teşkilatın içine bir korku düştüğünü, basit kavgalara bile Kaleşnikof'la gittiklerini dile getiriyor. Göztepe, olay gecesinde yaşananları şöyle anlatıyor: "Gaffar Okkan makamından çıkıp valiliğe gidiyordu. Önümüzden geçti. Selamımızı verdik ve hemen araca binip peşine gittik. En önde motorize ekip, onun arkasında Gaffar Okkan'ın makam arabası, onun ardında artçı korumalar, onun ardında trafik aracı ve benim kullandığım araba. Olaydan önce şehirde elektrikler kesildi. Diyarbakır'da kaçak elektrik çok kullanıldığı için yine şalter attı sandık. Bindiğimiz anda bir Kaleş mermisinin sesini duyduk ve ardından bir el bombası atıldı. Yunus geçtikten sonra Gaffar Okkan'ın aracını taramaya başladılar. Biz, ne oluyoruz derken ben aracın yönünü başka yöne kaydırdım; ama üç köşeden biz de saldırıya uğradık."

Veli Göztepe'nin bulunduğu araçta iki kişi bulunuyor. Aracın yönünü çevirdiğinde bir mermi dikiz aynasına diğeri koltuk başına isabet ediyor. Denk gelse ya kalbinden ya beyninden vurulacak. Ancak eline isabet eden mermi bileğini delip geçiyor. 4,5- 5 dakika süren çatışmanın ardından ağır yaralandığını aktaran Göztepe, "Mermiler burnumuzun dibinden, saçımızın üzerinden geçiyordu. Omzum, kalçam yanıyor, bileğimden kan fışkırıyordu. Arabanın önüne bomba atılınca camlar patlamış vücudumuza girmişti. Arkadaşlarımızdan biri beyninde delik arıyor, salavat getiriyordu. Hemen 'merkez taranıyoruz' diye tüm ekiplere bildirdik. Olay yerine gelip bizi hastaneye kaldırdılar." diyor.

Şarapnel parçaları Göztepe'nin kalçasına ve omzuna saplanıyor. Ameliyat denilse de hâlâ o parçalar vücudunda duruyor. Ancak bileğinin kesileceği, kurtarılmasının mümkün olmadığı söyleniyor. Yapılan ameliyatlar sonunda bileği kurtarılıyor Göztepe'nin. İki sene tedavi gördükten sonra 2002'de emekli oluyor.

İKİ SOKAK ÖTEDE JANDARMA OLAYI DUYMUYOR

Olayın ardından Hizbullah'ın yaptığına dair iddialar kuvvetleniyor. Gaffar Okkan'ın Hizbullah'a yönelik operasyonlar yapması, olay yerinde bulunan silahların Hizbullah'ın kullandığı 'Makarov' marka olması, İstanbul'da öldürülen Hizbullah liderinin beyninden 70 mermi çıkarılması ve Okkan'ın da aynı şekilde öldürülmesi bir misilleme yapıldığının göstergesi deniliyor.

Olay yerinde 14 silah ele geçiriliyor. Olayın ise 26 kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyor. Peki, Diyarbakır'ın en işlek caddelerinden birinde, akşam iş çıkışı saatinde ve etrafında dükkânlar olduğu halde olay yerine eline kolunu sallayarak gelen bu 26 kişiyi neden kimse görmüyor?

Veli Göztepe, teröristlerin beş metre arayla dizildiklerini söylüyor. Bir yerde kaçırılırsa diğer tarafta kaçırmalarının mümkün olduğunu belirtiyor. Olayın ardından teröristlerin izine hiçbir şekilde rastlanmadığını anlatan Göztepe, şunları söyledi: "Polis arkadaşların söylediklerine göre olay yerine Diyarbakır Kolordu Komutanı geliyor. 'Sayın valim, ne kadar asker var her yeri çevreleyelim' diyorlar; ama vali sıkıyönetim var diyerek engelliyor. Asker ısrar etse de vali gidilmemesi gerektiğini hatta gidenler hakkında soruşturma açılacağını söylüyor. Kimileri teröristlerin iki sokak ötede eski bir imamın evinde kaldıklarını söylüyor. Diyarbakır'da aranmayan yer kalmadı ama yer yarıldı yerin içine girdiler sanki bulunamadı."

Göztepe, olayın Hizbullah tarafından yapılmadığını düşünüyor. Nedeni ise Hizbullah gibi bir örgütün bu kadar planlı programlı bir suikast düzenleyemeyeceği.

Göztepe, "Ancak Hizbullah taşeron olarak kullanılmış ve olaya Hizbullah süsü verilmiş olabilir. Diyarbakır eroin sevkiyatının geçiş noktası. Kaçakçılıkla ilgili çok operasyon yaptık. Bunlar birilerinin işine gelmemiş olabilir. Biz o dönem konuşmak istedik; ama can güvenliğimizden korktuk." ifadesini kullanıyor.

JİTEM KİMLİKLİ KİŞİLER KİMDİ?

Eski polis memuru Göztepe, geçtiğimiz aylarda Yıldırım Beğler tarafından ortaya atılan 'Gaffar Okkan'ı Özel Kuvvetler öldürdü' iddialarına ihtimal vermeyerek, "Yeri geldiği zaman sırt sırta verdiğimiz dava arkadaşlarımızın bunu yapabileceğine inanmıyorum." diyor.

Göztepe, olayın ardından yaşananları ve kafasındaki soru işaretlerine şöyle dikkat çekiyor: "Olay bittikten sonra iki sokak ötede polis o tarafa doğru gelen araçları durduruyor. Araçlardan birini durdurup kimlik istiyor. Bakıyor Jandarma İstihbarat kimliği var. İçindekiler 'Biz de sizdeniz, Ne oluyor burada?' diyorlar. Arkadaşımız, 'Emniyet müdürümüzü vurdular duymadınız mı?' diyor. Bunlar, 'Biz hiçbir şey duymadık!' deyip gidiyorlar. Yani iki sokak ötede silah ve bomba seslerini nasıl duymuyorlar burası soru işareti. Polis hemen önlem almak için Diyarbakır'ın giriş ve çıkış noktalarını kapatıyor. İki siyah camlı minibüsü durduruyor. Minibüsün içindekiler polise JİTEM kimliklerini gösteriyorlar. 'Biz ihbar aldık Gaffar Okkan'ı vuranlar Mardin yoluna doğru kaçıyorlarmış. Biz onları takip edeceğiz' diyor ve uzaklaşıyorlar."

GÖRDÜĞÜM KİŞİLER TERÖRİST OLAMAZDI

Olay günü Gaffar Okkan'la birlikte Mehmet Kamalı, Atilla Durmuş, Mehmet Sepetçi, Sabri Kün, Selahattin Baysoy isimli polis memurları şehit oldu. Nuri Bozkurt, Veli Göztepe, Fatih Gökçek, Selim Şişman ve Mustafa Dinçer olaydan yaralı kurtulan polislerden.

Fatih Gökçek, 1992'de Ankara Çevik Kuvvet'te başladığı polislik hayatına tayininin çıkmasıyla Diyarbakır'da devam etmiş. Dokuz yıllık polislik yaşamı suikast sırasında aldığı merminin omuriliğine isabet etmesi sonucu son bulmuş. Gökçek de olayda yaralanan diğer polis arkadaşları gibi emekli. Kazadan geriye, hayatına koltuk değnekleriyle devam ediyor. O olaydan bu kadarıyla kurtulduğuna şükrediyor.

Diyarbakır'da ilk görev yeri terörle mücadele olmuş Gökçek'in. Ardından karakol polisi olarak Şehitlik Karakolu'nda, yani olayın hemen yakınlarında göreve başlamış.

Gökçek, terörle mücadelede görev yaptığı sırada PKK'dan çok Hizbullah'la ilgili operasyon düzenlendiğini dile getiriyor. Hatta olaydan kısa süre önce Hizbullah'ın camileri kullandığı ve propaganda yaptığı bilgisi gelmiş.

Okkan'ın talimatıyla camilerde nöbet tutulduğunu ifade eden Gökçek, "Rahmetli, eğer Makarov marka silahlı birini yakalayıp getirin, dile benden ne dilerseniz diyordu. Hüseyin Velioğlu'nun yakalanma operasyonunu da bizzat kendisi yürüttü. Hatta Diyarbakır istihbarattan biriyle İstanbul'a gitti. Operasyona bizzat katıldı." şeklinde konuştu.

Olaydan sonra emekliye ayrılan Gökçek, 24 Ocak gecesi yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ben Şehitlik Karakolu'nda görevliydim. Olaydan önce bir çocuk kaybolmuş diye bir anons geldi ve bizim ekip otosu, aramaya gitti. Karakolun önündeyken müdür bey geçti. 30 saniye falan sonra bir mermi sesi duyduk. Sonra 'merkez taranıyoruz' diye bir anons. Bizde zannettik bizim ekibi tarıyorlar. Hemen başkomiserin Şahin marka arabasına atlayıp olay yerine gittik. Tam rahmetliye el bombasını attılar biz olay yerine vardık. Ara yolda ama çukur bir yerde iki kişiyle karşı karşıya geldik. Başkomiser de gördü adamları, ikimizde silahı doğrulttuk. Adamın birinin elinde tabanca, diğerinde Kaleş var. Ateş edeceğiz, 'teslim ol' diyeceğiz ama adamların tipi hiç terörist gibi değil. Bir an olay yerine bizim gibi polislerin geldiğini düşündük. Polis sandık onları. Tıraşlı, üstü başı giyimli, sarışın, doğulu olmadığından eminim. Biri orta yaşlı, biri 25'li yaşlarda. 'Siz kimsiniz?' diyorum ses yok. 'Polis misiniz asker misiniz?' diyorum ses yok. Onlar da bize silah çekmedi."

O sırada sol taraftan bir mermi isabet alır Gökçek. Sol taraftan omuriliği delip çıkar mermi. Can havliyle baş komiserle ikisi o adamların üzerine bir şarjör boşaltır. Bu nedenle içlerinden birinin ölmüş olacağını düşünüyor. Olaydan sonra onların da izine rastlanmaz. Gökçek, sürükleyerek birileri tarafından götürülmüş olabileceğini düşünüyor.

Gökçek de siyah camlı iki minibüsün içinde JİTEM'den olduklarını söyleyip Mardin yoluna doğru hareket edenleri polis memuru arkadaşlarından duyduğunu belirtiyor. Hatta olaydan sonra birkaç kişinin Diyarbakır Orduevi'ne girdiğini söylediklerini ifade ediyor.

DEVLETİ MAHKEMEYE VERDİM KAZANDIM

Fatih Gökçek, o gün kendisini ve başkomiseri öldürmek istemediklerini, isteselerdi öldürebileceklerini vurguluyor. Ancak tek mermiyle yaralandığını belirtiyor. Mermi böbreğine ve bağırsaklarına zarar verir Gökçek'in. Önce hayati tehlikeyi atlatır ardından omurilik ameliyatı yapılır. 10 gün Diyarbakır'da sonra Ankara'da tedavi görür. Yüz 90 iş göremez raporu verilir. Sol tarafı hiç tutmaz, sağ tarafta ise dize kadar his vardır. Eşinin yardımlarıyla hayata tutunur. Yaralı polis memuru olaydan sonra devletin mağduriyetini karşılamadığını düşünerek İçişleri Bakanlığı'nı mahkemeye verir ve 2008'de kazanır.

Mahkemeyi kazanmasına rağmen 'ödenek' olmadığı gerekçesiyle kendisine yardım yapılmadığını anlatan Gökçek, "Doğuda terör mağdurlarına şu kadar yardım yaptık diyorlar. Orada adamların köpeğine zarar gelse onlar karşılanıyor ama bana gelince ödenek yok diyorlar. Ben bu vatan için bu hale gelmişim. Bu Allah'tan reva mı? Ayağımdaki cihaz çok pahalı. Eskiden bunun parasını alabiliyorduk; ama şimdi biz verip daha sonra bize veriyorlar. Yüzde 90 iş göremez raporum olduğu halde doktor burada bakması gerekirden memleketimden Ankara'ya gidip geliyorum. Bunların düzeltilmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.

GAFFAR OKKAN KORUMASI, OSMAN DURMUŞ'UN YEĞENİ ATİLLA DURMUŞ'UN HİKÂYESİ

Osman Durmuş'un yeğeni Atilla Durmuş'un, ilkokuldan arkadaşı olduğunu kaydeden Gökçek, şunları söyledi: "İkimiz de Diyarbakır'da görev yapıyorduk. O Özel Harekât'taydı ben terörle mücadelede. Bir gün dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Diyarbakır'a geldi. Hepimizle tokalaştı, sıra Atilla'ya gelince Atilla elini bırakmamış. Osman Durmuş tekrar sıkmış yine bırakmamış bir bakmış yeğeni Atilla. Durum gören Gaffar Okkan, Atilla Durmuş'a Osman Durmuş'u nereden tanıdığını sormuş. O da amcam deyince bundan sonra benim koruma polisim olarak görev yap demiş. Atilla Durmuş da olayda beynine aldığı tek kurşunla şehit düşen polis memurlarından."

POLİS TUTANAKLARINA GEÇEN GÖRGÜ TANIKLARININ İFADELERİNDEN BAZILARI

Olayın olduğunda yakınlarda bulanan yufkacıda çalışmaktaydım. Eve gitmek için o istikamete doğru giderken önce seri ve tek tek olmak üzere silah sesleri gelmeye başladı. Arkasından iki büyük patlama sesi. Bu esnada önümde 35 yaşlarında siyah saçlı, siyah bıyıklı, normal kilo ve boyda, diğeri sarışın 25 yaşlarında kısa boylu tek elleri montlarında süratli bir şeklide yanımdan geçtiler. Geçerken 'Bak gördün mü nasıl silah sıktılar' şeklinde konuşmaktaydılar.

O esnada iş yerinde AMİD kıraathanesindeydim. Kahvehanede bulunan müşterilere çay servisi yaparken büyük bir patlama sesi duyduk. Trafo patladı sandık. 4-5 dakika sürdü silah sesleri. Silah sesi kesildikten hemen sonra uzun boylu 30-35 yaşlarında birisi kahvehaneye gelerek yaralandığını söyledi. Elektrik kesik olduğu için net göremedim. Daha sonra hiç beklemeden kahvehaneden çıktı.

Olay günü bakkal dükkânımda oturmaktaydım. Silah seslerini duyunca dışarı çıktım. Ellerinde silah olan iki kişi gördüm. Sokağa doğru ateş etmeye başlayınca dükkâna girdim. Sesler kesildiğinde tekrar dışarı çıktım. Üç şahsın kaçtığını birinin polis olduğunu gördüm
aktifhaber

24 Mayıs 2009 12:01
Ankara'daki fuhuş operasyonunun, emniyet müdürü B.M.'nin evine gelmeyi reddeden İrina P.'yi barda herkesin önünde dövmesiyle başladığı iddia edildi...

Geçtiğimiz hafta Ankara’da yapılan bir fuhuş operasyonunun, emniyet müdürü B.M.’nin evine gelmeyi reddeden İrina P.’yi ünlü bir barda herkesin önünde dövmesiyle başladığı iddia edildi.
ANKARA’da 11 Mayıs’ta yapılan, dört kişinin tutuklandığı fuhuş operasyonunun, Emniyet Müdürü B.M.’nin, Rus uyruklu Türk vatandaşı İrina P.’yi (31) ünlü bir barda herkesin önünde dövmesiyle başladığı ortaya çıktı.

Cumhuriyet Savcısı Namık Kemal Saltık’ın yürüttüğü soruşturma dosyasına giren olay, yedi ay önce meydana geldi. İddiaya göre o tarihte Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan B.M., Çankaya’daki ünlü bir bara eğlenmeye gitti. Fuhuş çetesinin üyeleriyle daha önce tanışan B.M., İrina P.’nin bulunduğu masaya oturdu. Genç kadınla sohbet edip içki içen evli ve bir çocuk babası müdür, İrina P.’yi evine gelmesi için zorladı. Kadının teklifini reddetmesine sinirlenen B.M., İrina P.’ye vurmaya başladı.

'Emniyet müdürüyüm'

Barın güvenlik görevlileri olaya müdahale edecekleri sırada, B.M. "Ben emniyet müdürüyüm" diye bağırdı. Yüzüne aldığı darbelerle kanlar içinde kalan kadın bayıldı. B.M. yerde tekmeleye devam ettiği kadının iki kaburga kemiğini kırdıktan sonra bardan ayrıldı. Hastaneye kaldırılan ve 21 gün ’iş göremez’ raporu alan kadın, iki gün sonra taburcu edildi ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. Durumu öğrenen B.M. kadını tehdit etti. İrina P. davasından vazgeçti.

Olayın peşini bırakmayan Savcı Saltık, fuhuş çetesini beş ay takibe aldırdı, Müdür B.M. hakkında adli soruşturma başlattı. Emniyet Genel Müdürlüğü iki müfettiş görevlendirerek idari soruşturma açtı. B.M., jet tayin kararıyla Karadeniz’de bir ilçede görevlendirildi. Çetenin telefon dinlemelerinde, müdürün ismi sık sık geçerken, çoğu yabancı uyruklu kadınların 100 dolar karşılığında fuhuşa zorlandıkları belirlendi.

Polis, 11 Mayıs’ta altı ayrı bara operasyon düzenlendi. 15’i kadın 19 kişinin gözaltına alındığı, dördünün tutuklandığı operasyonda, İrina P. de ifadesine başvurulmak için emniyete çağırıldı. Genç kadın yaşadıklarını korktuğu için kimseyle paylaşmadığını, dayaktan sonra uzun süre evden çıkamadığını anlattı. İrina P., "Zorla seks yapmak istedi. Kabul etmedim. Ben dayak yerken herkes seyretti" dedi. Savcı Saltık, operasyon sonrası B.M.’nin de ifadesini aldı. Emniyet Müdürü, ’Komplo’ iddiasında bulundu.
Kaynak: Milliyet

Tecavüzcü Sapığın Babası, Emniyet Müdürüymüş
28 Ekim 2008 08:53

Tecavüz ettiği kız çocukları için 'Nasıl olsa kadın olmayacaklar mı' diyen insanlıktan çıkmış sapık, polis babasını da şok etti. Durumu öğrenen baba bakın ne yaptı?

Ankara'da ilköğretim öğrencisi 8 kız çocuğunun ırzına geçen, iki kız ile iki kadına da tecavüze yeltenen sapık Şahin Öğüt'ün, emekli Polis Başmüfettişi Haluk Öğüt'ün oğlu olduğu ortaya çıktı. Baba, tecavüzcü olduğunu öğrendiği evladını kendi elleriyle polise teslim etti.

Ankara'da TSK Armoni Mızaka Komutanlığı'nda "çavuş" olarak vatani görevini yapan İstanbul Devlet Opera ve Balesi opera sanatçısı Şahin Öğüt, emekli bir polis müdürünün oğlu çıktı.

UYKUSUNDAN KALDIRDI

Ankara Emniyeti Gasp Büro Amirliği'nden bir ekip 25 Ekim sabahı saat 05.30'da motosikletin kayıtlı olduğu Dikmen'deki adrese gitti. Eve gelen polislere kapıyı emekli Polis Başmüfettişi Haluk Öğüt açtı. Polisler kendilerini tanıtıp, motosikletin sahibini sordu. Öğüt, "Çocuklar ben emekli emniyet müdürüyüm. Motosiklet de oğlumun. Bir şey mi oldu?" dedi.

GÖZLERDEN UZAKLAŞTI

Polislerin, "Sayın müdürüm oğlunuz Ankara'daki bazı tecavüz olaylarının zanlısı konumunda. Savcılığın talimatıyla kendisini sorgulayacağız" demesiyle baba yıkıldı. Öğüt, hemen odasında uyuyan oğlunu kaldırıp polislere teslim etti. Oğlunun tecavüzcü olarak tutuklanması üzerine Haluk Öğüt, yaşadığı utanç nedeniyle Ankara'daki evinden ayrıldı.

Öğüt'ün yaşadığı şoku üzerinden atmak için eşiyle birlikte şehirden ayrıldığı belirtildi. Sapıkla ilgili emniyete yeni ihbarlar gelmeye başladı. Uzun yıllar Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu'nda Polis Başmüfettişi olarak görev yapan Öğüt, geçen yıl yaş haddinden emekliye ayrıldı. Öğüt, Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Sanat Musikisi Korosu'nun solistliğinİ yapıyor.

ARKADAŞLARI ŞAŞKINA DÖNDÜ

İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü Suat Arıkan, Şahin Öğüt'le ilgili duyduklarına inanamadığını kaydetti. Arıkan şunları söyledi: "Başarılarıyla göz dolduruyordu. Ondan böyle bir davranış beklemezdik. Bu olay yaşanmasaydı 5 yıl içinde olağanüstü bir kariyer yapabilirdi. Çok farklı bir sesi vardı. Askerlik görevinden sonra ondan ciddi başarılar bekliyorduk.
aktifhaber

Başbakan'ın Koruma Müdürü Soyuldu
17 Kasım 2008 13:25
Başbakan Erdoğan'ın eski Koruma Müdürleri'nden Ali Uzuner silahı dahil soyuldu..

Eski başbakanlık koruma müdürlerinden Ali Uzuner'in Keçiören'de oturduğu ev soyuldu.

Uzuner uyuduğu sırada yatak odasına giren hırsız, komodinin üzerinde duran beylik tabancası ile cüzdanındaki 700 YTL ve kredi kartlarını alıp gitti.

Uzuner'in şikâyeti üzerine, eve gelen olay yeri inceleme ekipleri, 3. kattaki dairenin balkon kapısından içeri girilmiş olabileceğini değerlendirdi. Olay 17 Ekim'i 18 Ekim'e bağlayan gece saat 02.00 - 06.00 arasında meydana gelmesine rağmen bir ay gizli tutuldu.
aktifhaber

Polis Kurşunuyla Öldü
28 Ekim 2008

Polis memuru, bir genci "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle tabancayla vurdu.

Antalya'da motosikletli polis memuru, bir genci "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle tabancayla vurarak ölümüne neden oldu.

Kimliği açıklanmayan polis memuru, Yeşildere Mahallesi'nde, motosikletiyle giden iki gence "dur" ihtarında bulundu. Motosiklet durduğunda, motosikletin arkasında duran ve kimliği açıklanmayan gencin indiği, motosikleti kullanan Çağdaş Gemik'in (18) ise motosikleti hareket ederek kaçmak istediği ve bunun üzerine polis memurunun gence ateş ettiği iddia edildi.

Boynunun sol tarafından vurulan ve hastaneye kaldırılan gencin kurtarılamadığı, olaydan birkaç saat sonra polisin, gencin babasını karakola çağırarak, olaydan haberdar ettikleri öğrenildi.

Çağdaş Emik'in ilköğretim okulu mezunu olduğu, zaman zaman bazı otellerdeki animasyon gösterilerinde folklor ekibinde yer aldığı, bir dönem de bir mağazada tezgahtarlık yaptığı kaydedildi.

Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, olayın kasıtlı olmadığını, kontrol sırasında gencin "dur" ihtarına uymaması nedeniyle vurularak öldüğünü bildirdi. Arslan, polisle ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığını, görevden uzaklaştırıldığını belirtti.
aktifhaber

"Seni Öldürmek İstiyorum"
27 Ekim 2008 09:33

İşkencede öldürülen Engin Çeber'in arkadaşları polisleri teşhis ederken, kimin ne yaptığını tek tek anlattı. İşte ifadelere göre kan donduran olaylar..

İşkencede öldürülen Engin Çeber’in arkadaşlarının 97 polisle yüzleşmesi karakoldaki dehşetin ayrıntısını ortaya çıkardı. Aysu Baykal yüzleştiği kadın polisin İstinye Karakolu’nda taciz edip “Seni ezmek, öldürmek istiyorum” dediğini anlattı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Metris Cezaevi’nde işkenceden ölen Engin Çeber ve onunla birlikte gözaltına alınan arkadaşlarının Sarıyer ve İstinye’deki polis merkezlerinde uğradıkları işkence ve tacizin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Önceki gün 97 polis ile yüzleştirilen Cihan Gün, Aysu Bakkal ve Özgür Karakaya, tek tek teşhis ettikleri polislerin kendilerine uyguladığı kötü muamele, taciz ve işkenceyi ayrıntılarıyla anlattığı öğrenildi. Aysu Bakkal’ın, gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü İstinye Karakolu’nda görevli kadın polis memuru A.U’nun defalarca arama bahanesiyle cinsel organına dokunarak kendisini taciz ettiğini, “seni ezmek, öldürmek istiyorum, o zaman maaşımı hak ederim“ diyerek psikolojik şiddet uyguladığı yönünde ifade verdiği kaydedildi.

LİNÇ TEHDİDİ • Sarıyer Derbent mahallesinde Yürüyüş dergisi satarken polis tarafından gözaltına alınan Engin Çeber, Cihan Gül, Özgür Karakaya ve Aysu Baykal’ın tutuklanana kadar poliste her aşamada dövüldükleri, hakarete ve cinsel tacize uğradıkları önceki gün yapılan teşhiste ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre yapılan teşhiste Çeber’in arkadaşları kendilerine en çok M.P isimli polisin dayak attığını belirtmiş. Kendilerine işkence yapan biri kadın 17 polisi teşhis eden Gül, Karakaya ve Baykal polislerden M.K’nin İstinye Devlet Hastanesi’ndeki muayene sırasında “Sizi halka terörist diye lanse edip linç ettiririm” diyerek tehdit ettiğini belirtmiş. Her üç arkadaş, gözaltına alınma anından itibaren yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlatmış.

DAYAK, HAKARET, TACİZ • Sarıyer’de gözaltına alınan sanıklar ilk dayağı burada polis aracına bindirilirken yedi. Araçta kelepçelendikten sonra tahta joplarla kafalarına vuruldu. İstinye Karakolu’nda polislerin dayağı ve hakaretleri devam etti. Aysu Baykal’ın teşhisine göre E.C isimli polis dayakla yetinmeyip Engin Ceber’in kafasının arkasını karakolda bulunan çelik dolaplara defalarca vurdu. Kadın polis A.U tarafından üst araması yapılan Baykal, polis tarafından ağır hakarete uğradığı gibi cinsel tacize de uğradı. Kadın polis defalarca Baykal’ın apış arasına baktı. Bu arada Cihan Gün de nezarete atılırken kendisine cinsel tacizde bulunan polisi teşhis etti. Gün’ün Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’ndaki teşhisteki iddiasına göre üst aramasını yapan H.İ.U ceplerini aradıktan sonra poposunu sıkmaya başladı. Bu eyleme bir süre devam eden polis memuru H.İ.U hakaret ve küfür edip Gün’ü nezarete attı. Cinsel taciz ve dayak karakolda bitmedi.Yine tekme tokat ve hakaretlerle nezaretten alınan sanıklar Sarıyer Asayiş büroya parmak izi alınması için getirildiler.

SAPIK MISIN? EVET AMA KORKMA • Asayiş büroda da dayak yiyen sanıklardan Aysu Baykal’ a İ.C.K isimli polis 20-25 dakika süreyle tacizde bulundu. Kendisine tacizde bulunan polisi savcılıkta teşhis eden Baykal, “Parmak izi alınma işlemi sırasında İ.C.K isimli polis kol, baş,boyun ve sırt bölgemi 20-25 dakika süreyle okşadı. Dayanamayıp kafamı çevirdim. Kendisine sen sapık mısın dedim. Bana ‘evet ama abartılacak bir şey yok’ diyerek cevap verdi” diyerek polisi teşhis etti.

17 POLİS TEŞHİS EDİLDİ • Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nda önceki gün yapılan teşhiste polislerden M.K, M.Y, O.C, A.B, S.K, A.S.E, M.K, İ.C.K, M.P, H.E.G, O.K, H.T, S.T, Ü.R.A, L.B, T.A, Ö.D, ve A.U teşhis edildi.
Kaynak: Taraf

Adil Serdar Saçan'ın İç Yüzü

13 Ekim 2008 09:36
İçip içip tutuklulara taciz mi dersiniz, makam masasının üstene çıkıp nutuk atma mı dersiniz, teslim olan suçluyu kovma mı dersiniz.... İşte Saçan'ın şok olayları..

Adem Yavuz Arslan/Bugün

Bizi bu emniyet müdüründen kurtarın!

Malum, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan şu anda Ergenekon Operasyonu kapsamında tutuklu. Hakkında çok şey yazılıp çizilebilir. Sıra dışı bir isim olduğu kesin. Meğer görevde olduğu dönem de DGM savcılarını isyan ettirmiş. Öyle ki dönemin başsavcısı 'gizli' bir yazı ile İçişleri Bakanlığı'na başvurup ' bizi bu müdürden kurtarın' demiş.

Şubat 2000 tarihli yazıda neler var neler. İşte düşündürücü bazı örnekler; "Gece yarısı aşırı alkollü gelip nezarethanedeki sanıkları savunmalarını almak bahanesiyle taciz etmiştir. Makam masasının üzerine koyduğu sandalyeye oturarak aşırı alkollü bir şekilde sanıklara söylemler vermektedir. Avukatları kovup, hırpalamaktadır, müştekileri gözlem altına almış, kötü muamele etmiş ev ve iş yerlerinde usulsüz aramalar yapmıştır. Kendisi teslim olan sanığı kovmuştur."

Savcı gerekçeleri sıralayıp Saçan'ın tayinini talep etmiş. İlginç olanı aynı dönemde, vali Erol Çakır da Saçan'dan kurtulmaya çalışmış. Çakır'ın imzasını taşıyan Aralık 2001 tarihli başka bir 'tayin' talebinde ise inanılmaz iddialar var. Çakar mealen 'artık bıktık, bizi kurtarın' demiş.

Vali Çakır'a göre Saçan organize suç örgütleri ile yakın temasta. Problemli kişiliğe sahip olduğu için hem meslektaşları hem yargı ile kavgalı. Şikayetlerin ve davaların ardı arkası kesilmedi ve Saçan Mart 2003'te başka bir birime tayin edildi. Sonrasında da meslekten ihraç edildi. Yıllar süren hukuki mücadele sonucu mesleğe döndüğü gün de Ergenekon kapsamında tutuklandı. Ergenekon'un ortaya dökülen bilgi ve belgeleri son 20 yılın kara kutusu gibi. Dönüp tekrar tekrar okumakta fayda var.
aktifhaber

Kadın polis, ürken attan düşerek boynunu kırdı, durumu ağır

19:05 - Antalya'da Emniyet Müdürlüğü Atlı Birlik Grup Amirliği'nde görevli Zekiye Ararat (21), yabancılara yönelik gösteri sırasında ürken attan düştü. Eşi Gültekin Ararat, "Gösteri anında at birden ürktü. Ne olduğunu anlayamadık. Eşim başının üzerine düştü. Hemen hastaneye kaldırdık. Eşim daha önce de defalarca düştüğü atla gösteriler yapmıştı" dedi. Zekiye Ararat, eşi Gültekin Ararat ile 4 ay önce at üzerinde kıyılan nikahla evlenmişti. 21.10.2008 ANTALYA - Ayrıntı
netgazete

Emniyette Skandal Zinciri

10 Eylül 2008 11:07

Fuhuş operasyonunda yakayı ele veren polisler hakkındaki bilinmeyenler gün yüzüne çıktı.

Müfettişlerin 30 Mayıs’’ta Mali Şube Müdürü C.G., VIP fuhuş çetesi ile işbirliği yaptığı iddiasıyla tutuklanan Mali Şube Emniyet Amiri Ş.Ş. ve 3 polisin meslekten ihracını istediği ortaya çıktı. İstanbul Emniyeti de Ş.Ş’nin mali şubede çalıştırılmaması konusunda iki kez uyarılmış.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen fuhuş çetesi operasyonuyla yakayı ele veren emniyet mensupları hakkındaki bilinmeyenler gün yüzüne çıkıyor. Çeteyle işbirliğinden tutuklanan emniyet amiri Ş.Ş’nin 10 ay önce Mali Şube Müdürü C.G. ile birlikte kaçakçılarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

ÇALIŞAMAZ UYARISI

Yapılan idari soruşturma sonrasında ise, emniyet amiri Ş.Ş., Şube Müdürü C.G. ile polis memurları M.Y, Y.A ve C.Ç’nin, çıkar sağlamak amacıyla görevi kötüye kullanmak suçundan meslekten çıkarılması istendi. Müfettişler, bir başkomiser ile 3 polis memuruna ise 4 ay süre ile görev durdurma cezası verilemesi gerektiği belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, gözaltına alınan ve hakkında meslekten men kararı bulunan Ş.Ş. ile ilgili olarak 2006’da İstanbul emniyetini uyardı. Ş.Ş’nin kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele branşından çıkarıldığı, bu nedenle de aynı branşta yeniden çalıştırılmaması uyarısında bulundu.

DÜZMECE OPERASYON

Polis başmüfettişlerinin İstanbul Valiliği’ne gönderdiği yazı da, emniyetteki çete-polis bağlantısını bir kez daha ortaya koydu. Polis, Nispetiye Mahallesi’nde kaçak ve sahte bandrollü sigara satan Turgay isimli kişiye ait Torunlar Tekel Bayii’ne operasyon düzenlendi. Bayide çok sayıda kaçak sigara bulan polis, dükkan sahibinin Emniyet Şube Müdürü C.G.’yi aramasıyla şok oldu. C.G’nin talimatıyla, baskını yapan polisler dükkandaki hiçbir kaçak mala dokunmadan ayrılmak zorunda kaldı. Olayın hemen ardından C.G’yi ziyaret eden bayi sahibinin 5 bin YTL de ödeme yaptığı müfettişlerin raporunda yerini aldı. Daha sonra C.G., düzmece bir operasyona izin vererek dükkana ikinci bir baskın yaptırdı. Ancak bu baskın sırasında kaçak malların pek çoğu dükkanda bulunamadı.

Apar topar gitti

Fuhuş operasyonuyla ilgili Erzurum’dan gözaltına alınan bir emniyet amirinin de kısa bir süre önce İstanbul’- dan tayin olduğu öğrenildi. Bu emniyet amirinin tayininin 4 yıl önce çıktığıı, ancak İstanbul’dan gönderilmediği, operasyonun sızmasından sonra apar topar Erzurum’a gönderildiği öne sürüldü.

bugun

Kendisini döven polis kocasına kezzap attı
13:45 - İzmir'de başka kadınlarla konuştuğunu ve kendisini dövdüğünü iddia ettiği polis memuru eşinin yüzüne uyurken tuz ruhu döken kadın, gözaltına alındı. Gaziemir ilçesinde, M.U. (39), başka kadınlarla telefonda konuştuğu gerekçesiyle polis memuru eşi H.U. (42) ile tartıştı. M.U, tartışmanın ardından yatak odasına geçerek uyuyan kocasının yüzüne tuz ruhu döktü. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılan H.U'nun bir gözünün zarar gördüğü ve görme kabiliyetini kaybedebileceğini belirtildi. H.U, eşinden şikayetçi olmadı. 09.09.2008 İZMİR -netgazete


MİNİBÜSE CEZA 5 POLİSİ YERİNDEN ETTİ

3 Eylül 2008 22:49
ANTALYA'da tatil yapan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener ve ailesinin bulunduğu minibüsü durdurup ceza yazan 3 polis memuru ile Şube Müdürü'nün görev yeri değişti, Şubeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı'nın da yetkisi daraltıldı
İddiaya göre olay şöyle gerçekleşti: Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Uğur Erdener, ailesiyle birlikte Antalya'ya tatile geldi. Belek bölgesinde bulunan Gloria Verde Otel'e yerleşen rektör ve ailesine, otel yönetimi Mercedes Vito marka minibüs ve bir şoför tahsis etti. VIP özellikleri olan 06 BC 6795 plakalı minibüs, 29 Ağustos tarihinde rektör ve ailesini Antalya merkeze getirmek üzere Belek'ten yola çıktı. Aksu girişinde uygulama yapan Antalya Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ve Ulaştırma Bölge Müdürlüğü ekipleri, içerisinde Rektör Prof. Dr. Erdener ve ailesinin olduğu minibüsü durdurdu. Polis ekipleri minibüsün sürücüsünden evrakları istedi. Ancak evraklar arasında minibüsün ruhsatı ile turistik amaçlı taşımacılık yapan araçlarda bulunması gereken ‘D2’ belgesinin olmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine polis ekipleri minibüsü bağlama ve akabinde trafik otoparkına çekme kararı aldı. Ulaştırma Bölge Müdürlüğü ekipleri ise minibüs sürücüsüne 5 bin YTL ceza yazdı. Araç bağlanırken, minibüs sürücüsü oteli arayarak yeni bir minibüs gönderilmesini istedi. Çağırılan minibüs gelerek, Rektör ve ailesini götürdü.

GÖREV YERLERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Rektörün içerisinde bulunduğu minibüse ceza yazan polis memurları ile sorumlu iki müdürünün görev yerleri dün sabah aniden değiştirildi. Bölge Trafik'ten, Deniz Şube'den ve Serbest Bölge Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Arıkan'ın yetkisinden Bölge Trafik Şube Müdürlüğü alınarak, diğer şubelere bakması istendi. Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü Mustafa Cevher Foto Film Şube Müdürlüğü'ne, minibüsü bağlayan polis memurları M.G., A.S. ve B.A. adlı kadın memur ise Muratpaşa, Kepez ve Konyaaltı ilçe emniyet müdürlüklerine gönderildi.

REKTÖR: ŞİKAYETÇİ OLMADIM

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener, olayla ilgili hiç kimse hakkında şikayetçi olmadığını belirterek, “Evraklar eksik olduğu için polis memurları görevlerini yaptı. Araç bağlandığı için biz de 1 saate yakın beklemek zorunda kaldık. Ancak kimseyi arayıp polisler hakkında görev yerlerinin değiştirilmesini gerektirecek sözler sarfetmedim. Ceza kesen polislerin görev değişikliğini sizden öğreniyorum. Çok üzüldüm” dedi.

Feyzullah Arslan yıllık izinde olduğu için vekaleten Antalya Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hıdır Kocakaya, tayinlerin görev değişikliği olduğunu, başka bir neden aranmaması gerektiğini söyledi.

Milliyet

Kadın komiser, böbrek yetmezliğinden öldü

10 Eylül 2008 Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde görev yapan 35 yaşındaki bayan komiser, 'böbrek yetmezliği ve elektrolit imbalansı' sebebiyle kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
netgazete

Dokunulmayan 3 Polis Müdürü
15 Eylül 2008 09:53

İstanbul Emniyeti'ndeki fuhuş operasyonunda inanılmaz bağlantılar ortaya çıktı ama polis memurlarına el atılırken kilit 3 polis müdürüne dokunulmuyor.

İstanbul emniyetinin düzenlediği VIP fuhuş operasyonunun ardından 100 polis memurunun yerleri değiştirilirken, kilit konumdaki üst düzey 3 polis müdürü hala görevlerine devam ediyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan'a gelen ihbar mektubuyla harekete geçen İstanbul emniyetinin iki hafta önce düzenlediği VIP fuhuş operasyonu İstanbul Emniyeti'ndeki skandal atamaları ortaya çıkardı. Operasyon kapsamında mali suçlar, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şubesinden 3 polis müdürünün ilginç bağlantıları da gündeme geldi.

RÜŞVETÇİ EMNİYETE SOKULMAMIŞ

Yaz döneminde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne müdür yardımcısı olarak atanan S.H.'nin adı bir rüşvet olayına karıştı. VIP fuhuş çetesini izlemeye alan İstanbul polisi, yaptığı tüm çalışmaların çete üyeleri tarafından öğrenildiğini tespit etti. Bir çete üyesi, S.H.'ye gönderilmek üzere 100 bin dolar hazırladı. Rüşveti getirecek şahsın S.H.'nin arkadaşı olduğu belirlenirken, çete üyeleriyle S.H.'nin telefon görüşmeleri teknik takibe takıldı. Rüşvet için verilen paranın alınışı da polis kameraları tarafından görüntülendi. Dinlemeye takılan görüşmelerden kısa süre sonra aracı, S.H.'yi arayarak randevu istedi. S.H. ise kendisine yapılan uyarı doğrultusunda, randevuyu kabul etmedi.

EMNİYET MÜDÜRÜNÜN EKİBİ

Fuhuş operasyonuyla gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan emniyet amiri Ş.Ş ile, fuhuş çetesiyle bağlantısı tespit edildiği için görev yeri değiştirilen emniyet amiri D.S.'nin, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü C.G.'nin ekibinde yer aldığı belirlendi. C.G.'nin kaçak sigara çetesiyle de bağlantısını bulunduğu iddia edildi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından görevlendirilen polis başmüfettişlerinin hazırladığı rapor C.G. ile ilgili iddiaları ortaya koydu. Kaçak ve sahte bandrollü sigara satan bayiye düzenlenen operasyonu engellediği ve 5 bin YTL rüşvet aldığı belirlenen C.G.'nin meslekten çıkarılması istendi. C.G. hakkındaki soruşturma da hala sürüyor.

KOMİSERE GÖZALTI

Organize Suçlar Şubesi'nde görevli diğer bir emniyet müdürü S.Y.'nin de, atama yaptığı isimler tutuklandı. Kendisine yakın bir kadro kurmaya çalıştığı anlaşılan S.Y., Narkotik Şube'den atılan, komiser F.M.Ç.'yi Organize Şube'ye getirdi. "Tahkikat" gibi çok kritik bir büroda görevlendiren F.M.Ç., başladığı günün ertesinde, uyuşturucu satıcılarını silahla tehdit ederek paralarını gasp etmek suçundan gözaltına alındı. F.M.Ç., tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul emniyetinde adları çeşitli olaylara karışan 100 polis memurunun görev yerleri değiştirilirken, bazı polis müdürlerini hala görevlerini başında olması şaşkınlık yarattı.

Kaynak: Bugün

Fuhuş çetesinden rüşvet alan 4 polis açığa alındı
10 Haziran 2007 Pazar 00:10

Samsun'da, “Karabulut” adı verilen operasyonlar kapsamında gözaltına alınan zanlılardan rüşvet aldıkları iddiasıyla haklarında soruşturma başlatılan 4 polis açığa alındı.
Yaklaşık 1 hafta önce başlatılan ve 20 kişinin tutuklandığı operasyonla ilgili soruşturma sürdürülüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan kimi zanlılardan rüşvet aldıkları iddia edilen Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 4 polisin açığa alındığı öğrenildi.
Yetkililer H.U., T.D., E.Ç. ve A.T. adlı açığa alınan polislerle ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü söylediler.
Yaklaşık 8 ay önce başlatılan teknik izleme sonucu 1 hafta önce “Karabulut” adı verilen operasyon gerçekleştirilmiş ve “teşekkül halinde insan ticareti yapmak, zorla fuhuş yaptırmak ve uyuşturucu madde bulundurmak” iddiasıyla gözaltına alınan 29 kişiden 20'si, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı
netgazete

Polisin attığı bomba, ilkokulda 61 öğrenciyi zehirledi Biber gazından bayılan çocukları hastaneye taşıdılar

15:15 - İstanbul, Başakşehir'e bağlı Bayramtepe Mahallesi'ndeki kaçak ve ruhsatsız binaların yıkımını protesto eden gruba müdahale sırasında kullanılan biber gazından etkilenen Tepe İlköğretim Okulu öğrencilerinden bazıları fenalık geçirdi. Mahalledeki kaçak ve ruhsatsız binaların yıkımı için sabah saatlerinde, çevik kuvvet desteğinde gelen ekipleri protesto eden vatandaşlar ile güvenlik güçleri arasında çıkan arbede saatlerce sürdü. Polisin attığı biber gazı bombasından, Tepe İlköğretim Okulu'ndaki 61 öğrenci zehirlendi, olayı duyan aileleri, gelip çocuklarını hastahaneye götürdü. 14.05.2009 İSTANBUL netgazete

Emniyet APK uzmanına saldırı
17 09 2008
Kocaeli, Emniyet'inde APK uzmanı olarak görev yapan eski Kocaeli İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Aydın, evinin önünde otomobiline binerken başına taşla vurularak yaralandı.
haber7

Babasının silâhı ile oynarken tetiğe bastı, öldü
12:15 - Karaman'da polis Abdülkadir Y.'nin oğlu Kerem Y. (10) sabah saatlerinde ailesi uyurken babasına ait beylik tabancasını alarak oynamaya başladı. Çocuğun tetiğe basması sonucu tabancadan çıkan kurşun kafasına isabet etti. Hastaneye kaldırılan çocuk, burada tıbbî müdahaleye rağmen hayatını kaybetti. 06.06.2009 KARAMAN netgazete

Emniyet Müdüründen Şok Emir
08 Haziran 2009 08:35

Fuhuş çetesinin lideri olmak suçuyla tutuklanan Birinci Sınıf Emniyet Müdürü Hacı Murat D.'nin verdiği şok talimatlar ortaya çıktı.

Geçtiğimiz ay Ankara’da bir polisin hayat kadınını dövmesiyle başlatılan operasyonda, emniyet müdürünün futuş çetesine liderlik yaptığı ortaya çıkmıştı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nde hukuk müşaviri olarak görev yapan Birinci Sınıf Emniyet Müdürü Hacı Murat D.’nin de örgüt yöneticisi olarak yargılandığı çete operasyonunda şok gelişmeler yaşanıyor. Başkent’te bazı gece kulüplerini sevk ve idare ettiği iddia edilen Hacı Murat D.’nin, bir anlaşmazlık üzerine adamlarına, ‘Kafalarına sıkın. Kan gölüne çevirin’ talimatı verdiği ortaya çıktı.

Mafya hikayelerini andıran olay kayıtlara şöyle yansıdı: 16 Mart 2009 günü Hacı Murat D.’yi arayan Yaşar isimli gece kulübü işletmecisi, tehdit edildiğini söyledi. Bunun üzerine Emniyet Müdürü Hacı Murat D. Ramazan isimli adamını arayarak ‘İki tane kelle adam ayarla. Alınlarına çakacaksınız’ talimatı veriyor. Hacı Murat D., diğer adamı Numan’a ise ‘Öldüreceksin’ diye baskı yapıyor.
aktifhaber

07 Ocak 2010
Akyürek Dava Açtı
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınan Ramazan Akyürek dava açtı...

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınan Ramazan Akyürek, görevden alınmasına ilişkin işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara 14. İdare Mahkemesi'nde dava açtı.

Alınan bilgiye göre, Akyürek'in avukatı Nurullah Albayrak tarafından açılan davanın dilekçesinde, Akyürek'in haksız ve sebepsiz bir şekilde görevinden alındığı ifade edildi. Dilekçede, ''haksız ve sebepsiz yapılan atama işleminin ilk olarak yürütmesinin durdurulması ve daha sonra iptal edilmesi'' istendi.

Ankara 14. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı'na ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne dava dilekçesini göndererek, atama işlemine ilişkin bu kurumların savunmalarını isteyecek.

Mahkeme, davayı dosya üzerinden görüşerek, karara bağlayacak.

Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, 16 Ekim 2009'da görevinden alınarak, Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığına uzman olarak atanmıştı. Akyürek'ten boşalan göreve de Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal getirilmişti.
aktifhaber

Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde Görevli Polis Denizde Boğuldu
24 Temmuz 2010
Tayyaredüzü Mahallesi plajlar mevkisinde, serinlemek için denize giren Ziya Yılmaz (39), iddiaya göre akıntıya kapıldı. Çevredeki vatandaşların yardımıyla denizden çıkarılan Yılmaz, Giresun Prof. Dr. İlhan Özdemir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yılmaz, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Ziya Yılmaz'ın, Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde trafik polisi olarak görev yaptığı öğrenildi. aktifhaber

Emniyet Müdürü Hakkında Soruşturma

İçişleri Bakanlığı, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkında bugün piyasaya çıkan kitabı ile ilgili olarak soruşturma başlattı. Kitaptaki ilginç iddialar...
İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla Bakanlık iki mülkiye başmüfettişini ve bir polis başmüfettişini halen Eskişehir Emniyet Müdürü olarak görev yapan Hanefi Avcı'nın bugün piyasaya çıkan kitabında dile getirdiği iddialarıyla ilgili olarak soruşturma başlattı. Temel çıkış noktası olarak Devlet memurlarına getirilen konuşma yasağı gösteriliyor. Aynı şekilde kitaptaki beyanları da yer alıyor.

Eski İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, Mersin'de, Diyarbakır'da, İstanbul'da, Ankara, Edirne ve Eskişehir'de yaşadığı olayları anlatıyor kitabında.

Avcı, kendi telefonlarının da dinlendiğini ve kendisine kurulan komployu Başbakan'ın Başdanışmanına kadar herkese şikayet ettiğini iddia ediyor.

Avcı, CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaset skandalının, cemaat işi olduğundan hiçbir kuşkusu olmadığına kitabında yer veriyor.

Konuyla ilgili olarak Avcı, "Soruşturma açılabilir, bekliyordum" dedi. aktifhaber

2 EKİM 2010, CUMARTESİ
Polis lojmanında 3 araç kundaklandı

İzmir'in Gaziemir ilçesinde bulunan Polis Lojmanları'nda polis memurlarına ait park halindeki 3 otomobil kundaklandı.

Alınan bilgiye göre, Akevler Polis Lojmanları 104 sokağa açılan çıkmaz sokakta bulunan araçların saat 04.00 sularında yandığını gören vatandaşlar, itfaiye ve polise haber verdi.

İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede söndürülen yangında, polis memurları Ayhan İrfan'a ait 35 U 5514, Mevlüt Demir'e ait 35 UK 611 ve Yavuz İvedi'ye ait 35 AP 4441 plakalı otomobillerde maddi hasar oluştu.

Lojman yanındaki trafo binası ve istinat duvarıyla çevrelenen karanlık sokakta park eden araçların etkilendiği kundaklamanın, otomobillerin kaputları ve ön camlarına yanıcı madde dökülerek gerçekleştirildiği belirtildi. Akşam

Bahçeli'nin Konvoyunda Kaza
Millieyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Hatay'a geldiği sırada kaza yaşandı.
Güney illerindeki gezisini sürdüren Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Hatay’a geldiği sırada meydana gelen kazada 8 polisin yaralandığı bildirildi. aktifhaber

Polis midibüsü otobüsle çarpıştı: 7 yaralı
22:45 - Denizli'de, polis memuru Eray Topçam yönetimindeki çevik kuvvet midibüsü, Üçler Cumhuriyet Mahallesi Umut 2 Kavşağı'nda, Mustafa Dedeli'nin kullandığı 20 R 6483 plakalı halk otobüsüne çarptı. Otobüsün kavşağa ters girdiği iddia edilen kazada, çarpmanın etkisiyle devrilen polis midibüsündeki sürücü ile diğer polis memurları Ali Dere, İ lhami Gündüz, Abdullah Metin, Resul Çelik, Selçuk Çetinkaya ve Emrullah Akbaş yaralandı. 03.12.2010 DENİZLİ netgazete

Kavgayı ayırmak isteyen polisi aracıyla ezdi
27 Ocak 2011
Malatya'da kavgayı ayırmak isteyen polis memuruna çarparak kaçmak isteyen şahsı vatandaşlar yakaladı. Ağır yaralanan polis memuru hastanede tedavi altına alındı.

Olay, Merkez Adliye binası yanında meydana geldi. Malatya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru İ.K. (32) adliyede görülen bir uyuşturucu davası sonrasında kavga eden şahısları ayırmak istedi. Kavga eden şahıslardan U.D. aracına binerek polis memuru ve kavga ettiği M.Y.'ye çarparak kaçmak istedi.

Polis memurunun üzerinden geçerek kaçmaya çalışan U.D.'nin kullandığı otomobili durduran vatandaşlar şahsı polise teslim etti. habertaraf

AKP'li vekilin oğlu kendisiyle tartışan polisi böyle teşhis etti
27.07.2012



Emniyet'te dev skandal...

Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde AKP Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun oğluyla tartışan Komiser Yardımcısı Murat Emer ertesi gün görevinden alındı. Polisler teşhis için ellerine numara verilerek duvara dizildi.

ÜNİFORMANI ÇIKAR

Hatay’ın Dörtyol Emniyeti'nde akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. Emniyet müdürlüğünün kantinini işleten AKP Gençlik Kolları Başkanı Ömer Uzun, polis memuru Alper Atilla ile tartıştı. Atilla’yı sürdürmekle tehdit eden Uzun, üniformasını çıkarmasını istedi.Ardından arkadaşı, AKP Hatay Milletvekili Bayram Türkoğlu’nun oğlunu olay yerine çağırdı. Milletvekilinin oğlu İstemi Kağan Türkoğlu da emniyet bahçesine gelerek polisleri tehdit etti. Aydınlık gazetesinin haberine göre, olaya müdahale eden komiser yardımcısı Murat Emer, vekilin oğlu Türkoğlu’na “Sen benim memurumla bu şekilde konuşamazsın” uyarısında bulundu.

JET HIZIYLA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI

Bu uyarıdan sonra durum daha da gerildi. Dörtyol Emniyet Müdürü çok sayıda polisi bir odaya dizerek ellerine numara verdi ve AKP Gençlik Kolları Başkanı'ndan ve AKP milletvekilinin oğlundan kendisi ile tartışan polisleri teşhis etmesini istedi. İstemi Kağan Türkoğlu, odadaki polisleri uzun uzun inceledikten sonra kendisiyle tartışan komiser yardımcısını teşhis etti. Bu arada AKP Milletvekili Bayram Türkoğlu'nun danışmanın da Emniyet Müdürlüğü'ndeki teşhis olayında odada bulunması dikkat çekti. Türkoğlu'nun akrabalarının da olay sırasında karakol bahçesine gelerek ayrılmadıkları görüldü. Ertesi gün milletvekilinin oğlunu uyaran komiser yardımcısı Murat Emer hakkında "açılacak disiplin soruşturmasının selameti" gerekçe gösterilerek görevden uzaklaştırma kararı verildi.

KİM DEMİŞ EMNİYET YAVAŞ ÇALIŞIYOR!

Geçtiğimiz günlerde yaklaşık 10 polisin bir asteğmeni nasıl dövdüğünü medyada hepimiz izledik. keza öncesinde de barda çalışan bir kadının karakolda dövülmesinin görüntüleri ortaya çıkmıştı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bu olaylarda polisin görevini yaptığını ima ediyordu. Polisler hakkında soruşturma açılması ayları, hatta yılları buluyordu. Eğer bu olayların görüntüleri olmasaydı veya medyaya yansımasaydı en ufak bir soruşturma başlamayacaktı ve belki de unutulup gidecekti. Fakat söz konusu bir AKP milletvekili olunca Emniyet'in bir günde görevden uzaklaştırması günümüz Türkiye'sinin halini ortaya koyuyor.
Odatv.com
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Arl 09, 2008 9:31 pm    Mesaj konusu: Taraf'ta POLiS Polemigi Alıntıyla Cevap Gönder

Emekli polis, acil serviste intihar etti

Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde emekli bir polis, devlet hastanesinin acil servisinde polis oğluna ait silahla intihar etti.31 Ocak 2009 10:47

Alınan bilgiye göre, sabah erken saatlerde muayene olmayı bahane ederek Kadirli Devlet Hastanesi acil servisine gelen Mustafa Zafer Durmuşcan (53), muayene kabinine girdikten bir süre sonra oğluna ait silahla başına ateş etti. Kanlar içerisinde yere yığılan emekli polis, yapılan ilk müdahaleden sonra ambulans ile Osmaniye Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Emekli polis Durmuşcan, yolda hayatını kaybetti.

Emekli polisin üzerinden, "15 günlüğüne izne gelen oğlumun izni bitti ama ben onu göreve göndermedim. Çünkü tefeciler beni kanımın son damlasına kadar emdi. Ne olur oğlum bu olaydan ceza almasın. Önce kardeşlerimi arayın, sonra oğluma sonra haber verin. Ne olur memur beyler oğluma yardımcı olun." yazılı bir mektup çıktı.

haber7

'Dur' ihtarına uymayıp yakalanınca polisi bıçakladı
15:25 - İzmir'in Narlıdere ilçesinde "dur" ihtarına uymayan otomobilin sürücüsü A.A, ekiplerce durdurulduktan sonra kendisine müdahale etmek isteyen asayiş ekibinde görevli polis memuru Münir Barışan'ı(küçük fotoğrafta) bacağından bıçakla yaraladı. Zanlı, polis tarafından bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. Bu arada araçta bulunan ve sürücü A.A'nın birlikte yaşadığı öğrenilen Gülcan A'nın bıçakla yaralı olduğu görüldü. Gülcan A'nın da zanlı tarafından bıçaklandığı iddia edildi. Polislerin tabancasından çıkan kurşunlardan birinin, sekerek Gülcan A'yı da ayağından yaraladığı öğrenildi. 27.04.2009 İZMİR netgazete

Cesedi bulunan hemşirenin sırrı çözüldü

Malatya'da kayıp olan ve daha sonra cesedi bulunan hemşirenin ayrıldığı eşi herşeyi itiraf etti.21 Ocak 2009 01:10

Malatya'da çalıştığı hastaneden ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan ve bugün Konak beldesinde dağlık arazide gömülü bulunan hemşire Özgür Karaağaç'ı (30), öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan eski eşi polis memuru Ö.K'nın suçunu itiraf ettiği öğrenildi.

Malatya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde ifadesi alınan Ö.K'nın, eski eşini çıkan tartışma sonucu öldürdüğünü anlattığı bildirildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli Ö.K'nın, eski eşi Karaağaç ile 26 Kasım 2008 tarihinde mesai bitiminde buluştukları otomobilde çocukların velayeti konusunda tartışma çıktığını söylediği öğrenildi. Tartışmanın büyüdüğünü anlatan Ö.K'nın, itişme sırasında Hemşire Karaağaç'ın başının kapıya çarptığını ve hareketsiz kaldığını iddia ettiği bildirildi. Bir süre sonra öldüğünü anladığı eski eşini otomobilin bagajına koyarak Konak beldesine gittiğini ifade eden Ö.K'nin, Özgür Karaağaç'ı dağlık arazide gömdüğünü söylediği öğrenildi.

Bu arada, çıkan adli tıp raporunda Karaağaç'ın beyin kanaması sonucu öldüğü belirtildi. Malatya Adli Tıp Kurumu'nda otopsi yapıldıktan sonra ailesine teslim edilen Özgür Karaağaç'ın cenazesi, Konak beldesinde toprağa verildi.

Olayla ilgili Ö.K'nin akrabaları olduğu belirlenen 4 kişi daha gözaltına alındı.

Öte yandan, 2006 yılında Karaağaç'tan boşandığı belirtilen Ö.K. hakkında Erzincan'da görev yaptığı sırada eşini darp ettiği iddiasıyla soruşturma açıldığı, Karaağaç'ın da günlük tuttuğu ajandada kocasından sık sık dayak yediğini yazdığı öğrenildi
haber7

Polis, bakan danışmanı ve eski eşini vurdu

Ankara'da bakan danışmanı Osman Baygül ile akrabası Tülay Küçükşahin, evlerinin önünde bir polis memurunun silahlı saldırısı sonucu ağır yaralandı.
19 Aralık 2008 12:11


Edinilen bilgilere göre; Başkent'teki silahlı saldırı olayı Etimesgut Elvankent 1528 sokak üzerinde meydana geldi. Akraba olan Baygül ve Küçükşen, evden çıkarak 06 AY 023 plakalı bakanlık resmi aracına yöneldikleri sırada, kendilerini sokakta bekleyen ve polis memuru olduğu öğrenilen şahsın silahından çıkan kurşunların hedefi oldu. Bakan danışmanı Baygül ve bir bakanlıkta memur olarak çalışan Küçükşen'e kurşun yağdıran polisin söz konusu kadının eski kocası olduğu belirtildi.

Baygül vucüduna isabet eden üç kurşunla ağır şekilde yaralanırken, Küçükşen bacağından ve burnundan yaralandı. Kanlar içinde yere yığılan Baygül ve Küçükşen'e ilk müdahale çevredeki vatandaşlar tarafından yapıldı. Olay yerine Çağrılan ambulansla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Baygül ve Küçükşen, ameliyata alınırken saldırıyı gerçekleştiren şahıs, olay yerine gelen polis ekiplerine "Devrem artık beni burdan götürün" diyerek teslim oldu. Silahına el konulan şahıs, gözaltına alınarak karakola götürüldü.
haber7

Edirne'de 4 polise rüşvet kelepçesi!

Edirne'de 4 polis memuru, sınırı yasa dışı yollardan geçmek isteyen kaçaklardan ''rüşvet almak'', ''İrtikap ve görevi kötüye kullanmak'' suçlarından tutuklandı.27 Ocak 2009 21:26


Edirne Emniyet Müdürlüğü ekipleri, teknik takip ve incelemede, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memurları H.S.E, F.Y, A.E ve H.M'yi gözaltına aldı.

Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen polis memurları, çıkarıldıkları mahkemece, sınırı yasa dışı yollardan geçmek isteyen kaçaklardan ''rüşvet almak'', ''irtikap ve görevi kötüye kullanmak'' suçlarından tutuklanarak, cezaevine gönderildi.
haber7

BİR ÖZEL HAREKATÇI TUTUKLANDI
23 Aralık 2008 08:12

Trabzon'daki el bombalarıyla ilgili bir Özel Harekat'çı tutuklandı.

Trabzon'da 10 gün önce ele geçirilen 9 adet Alman yapımı el bombasına ilişkin soruşturma Ankara'ya uzandı.

Ankara Emniyeti Özel Harekât Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru S.Ş., bombaların satışına aracılık ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

Trabzon polisi düzenlediği operasyonda, el bombalarının yanı sıra biri Kalaşnikof iki de silah ele geçirmişti. Bombaları evindeki çamaşır makinesi ve fırının içine sakladığı saptanan H.A., emniyette alınan ifadesinde, el bombalarını Samsun'da oturan F.R.'den aldığını itiraf etti. Samsun'da yakalanan F.R. ise bu bombaları Ankara Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan S.Ş.'nin temin ettiğini ileri sürdü. Adliyeye sevk edilen F.R. tutuklandı. Soruşturmayı derinleştiren Trabzon Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla polis S.Ş.'yi Ankara'da gözaltına alıp Trabzon'a götürdü. El bombalarının satışına aracılık etmekle suçlanan S.Ş., Trabzon Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde 2 gün sorgulandıktan sonra sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

Polisin ifadesinde, el bombalarının teminine aracılık yaptığı gerekçesiyle isimlerini verdiği 2 kişinin daha arandığı öğrenildi. Çanakkale'de 31 Mart ve 4 Aralık tarihlerinde toplam 15 adet el bombası ve 5 adet TNT kalıbı ele geçirilmişti. 31 Mart akşamı S.D. isimli şahıs, elindeki poşeti bırakarak kaçmıştı. Şahıs, bir süre devam eden takibin ardından yakalanırken, poşette 2 el bombası ve 70 mermi ele geçirilmişti. Biga ilçesindeki bir tarlada, poşetler içinde 13 adet el bombası ile 5 TNT kalıbı bulunmuştu.

Haber: Alper Sancar/Zaman

Ergenekonda Bir Tutuklama Daha
23 Aralık 2008 15:54

“Ergenekon” soruşturması kapsamında Bursa'da gözaltına alınan kendini emekli paşa olarak tanıtan emekli polis memurunun tutuklandığı bildirildi.

Kendisini “emekli paşa” olarak tanıttığı öne sürülen emekli polis memuru Mustafa Kemal Y, soruşturma çerçevesinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 2 gün önce Çirişhane Mahallesi'ndeki evinde gözaltına alındı.

Mustafa Kemal Y, sorgusunun tamamlanmasının ardından sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.
aktifhaber

Taraf'ta POLİS Polemiği

09 Aralık 2008
Taraf Gazetesi kendi köşe yazarı Önder Aytaç'ı sürmanşetinden "Baran Tursun'u vuran polisi savunmakla" suçlamıştı. Aytaç cevabı yine Taraf'da verdi.


Önder Aytaç & Emre Uslu / Taraf

32. Gün: ‘İşkenceci polis’ bizi de ayrıştırdı

Aynı köşeye tam bir yıldır uyum içerisinde katkı sunan iki bireyin, bir konuda farklı düşünmelerinin ifadesi olarak bu makale kaleme alındı. Bir anlamda iç hesaplaşma ve kendi kendisi ile yüzleşmenin ifadesi...

32. Gün programına katılan Önder Aytaç “Polis şiddeti” konusu tartışılırken, polis kurşunu ile öldürülen Baran Tursun’un babası ile girdiği polemikte; “Baran Tursun’un o anda ve ondan önce iki ayrı kez daha alkollü araç kullandığını ve ehliyetinin alındığını, kurulan iki farklı barikattan da kaçtığını ve seken bir kurşundan dolayı öldürüldüğünü” ifade etti. Ayrıca, aynı hafta içerisinde İstanbul, İzmir, Mersin ve Ankara’dan örnekler vererek; “polisin dur ihtarına rağmen kaçan arabalardan, polise ateş açılması sonucunda şehit düşen polislerin olduğunu ve bazı araçlarda bombalar bulunduğunu” söyleyerek, polisin ‘dur’ ihtarına herkesin uymasının gerekliliğine vurgu yaptı.

Bu söylem ilk kez, ‘Apoletika’ köşesine araştırma desteği ve edit anlamında katkı sunan Emre Uslu ile Önder Aytaç’ın fikir ayrılığına neden oldu.

E. Uslu: Programda değişik tartışmalar da oldu. Örneğin programa katılan avukat konuk “Bunlar neden jandarmada olmuyor?” diye doğrudan polisi hedef aldı. Bu ülkede jandarma şiddetinden Kürt sorunu doğduğunu unutmuş gibi konuşuyordu avukat. Polisi karalayacağım diye Konya’da jandarma tarafından öldürülen ve köylüler arasında isyana neden olan olayı da es geçti. Sahi o olayda sorumluları tartışabilir misiniz Sn. Birand? Askerî mahkemede yargılanan jandarma yetkililerine ne olduğunu bile bilemiyoruz... Genel olarak 32. Gün programında yapılan tartışmaya bir katkıda bulunmak için şu değerlendirmeyle başlamak gerekiyor. Bu gün eleştirdiğiniz bu polis olmasaydı o 32. Gün programını yapıyor olamayacaktınız. Zira bu polis, bu ülkede çok ciddi iki darbe girişimini engelledi. Ergenekon davası denilen, aslında darbeci grubun yargılanması da bu polisin bir başarısıdır. Polisin özellikle son beş yılda ülke gündemindeki çok kritik rolünü teslim edip haklarını vermek gerekiyor.

Ö. Aytaç: Kesinlikle oğlu, kardeşi ve en yakın arkadaşı, her ne sebeple olursa olsun polis tarafından öldürülmüş olan, ciğeri yanan üç insanın karşısına polisi savunan insan konumunda çıkmak doğru değildi. Ancak poliste sistematik işkencenin önüne geçildiğini çok iyi bilen birisi olarak, son beş yılda artarak gelişen doğruları da anlatmanın bir görev olduğuna inancım, beni 32. Gün programına çıkmaya itti. Hukuksuzluğu, işkenceyi ve kötü muameleyi her kim yapıyorsa, yargı tarafından hemen cezalandırılmalı ve fakat bütünüyle genellemeler yapılarak da bir kurum töhmet altında bırakılmamalı ve sahipsiz konuma getirilmemelidir.

E. Uslu: Mehmet Tursun’un oğlunun ölümünden dolayı, tek başına başlattığı etkili adalet arama kampanyasının da ülkenin demokrasisine ve hak arama mücadelesine yaptığı katkının öneminin altını çizmek gerekiyor. Belki o bir oğlunu, Baran’ı kaybetmiştir ama verdiği sivil mücadelenin yarattığı cesaret ve kültür, bu ülkede sivillerin de hesap sorabileceği fikrini yaygınlaştırmıştır. Spesifik olarak oğlunun davasında haklı ya da haksız bir şey diyemem ama, verdiği mücadelenin ülke demokrasisine katkı sağladığını düşünüyorum. Her haksızlığa uğradığını düşünen kişi –ayrım yapmaksızın, polisin ya da askerin karşısında- Tursun kadar mücadele vermiş olsaydı, bugün ülkeye çoktan gerçek anlamda demokrasi gelmiş olurdu.”

Ö. Aytaç: Ailesinin; daha güvenlikli, daha özgür, daha insani yaşaması için Diyarbakır’dan İzmir’e göçen Mehmet Tursun, keşke bu meşum olayı yaşamamak için ailesini Londra’ya, Paris’e, New York’a götürmüş olsaydı da, Diyarbakır’dan göç etmesine neden olan olay İzmir’de de hiç yaşanmamış olsaydı. Allah gani gani rahmet eylesin, babaya ve akrabalarına da sabır versin...

E. Uslu: Aytaç’ın örneklemesinde verdiği “alkollü araç kullanma ve barikatlara rağmen aracın durmaması” örneklerine katılmıyorum. Elbette alkollü araç kullanmanın bir cezası var ve polisin yaptığı işlem de yalnızca bu çerçeve ile sınırlı kalmalıdır. Barikatlara rağmen kaçmış iddiasına ben, barikatı iyi kuramayan polisin bir eksiği var mı diye bakarım? Örneğin kaçan arabanın dikenli zincirle tekerleği patlatılmış mıdır? (Mersin’deki bu örneklem C-4 bulunan arabada uygulandı.) Yoksa burada polisin teçhizat ve donanım eksikliği mi vardır? Polis son çare olarak mı silahını kullanmıştır? Öncelikle bu soruların yanıtları aranmalıdır.

Ö. Aytaç: Emre’nin yukarıda söyledikleri kesinlikle doğrudur. Devlet kendisini temsil eden polis erkine sağlaması gereken bütün teknik donanımları yerine getirmeden, polisi suç ve suçlular ile mücadelede kendi başına bırakıyorsa, o zaman böylesi talihsiz olaylar da sıklıkla yaşanabilir. Aynı, çelik yeleği küçük olduğu için ölen polis veya kaskı kurşun ile kırıldığı için ölen polis örneklemelerinde olduğu gibi... Yani, polisin sahipsiz ve haklı olduğu konularda bile hakkını koruyan ve savunan hiçbir kurumu yok, kimi kimsesi yok.

E. Uslu: Araçlardan açılan ateşle şehit düşen polisler konusunda da öncelikle sorulması gereken soru şudur: O polislerin gerekli teçhizatı, örneğin can yeleği var mıdır? Bunu sağlaması gereken yetkililer neden bunun sorumluluğunu almamakta ve sesiz kalmaktadır? Oysa çok iyi biliniyor ki, yol uygulamalarında can yeleği giyen bir kaç terörle mücadele polisinin dışında, karakol polisi de, trafik polisi de kabak gibi ortada değil midir? Öncelikle polis teşkilatı personeline bu donanımı sağlamalıdır. Bu eksikliği gidermeden “kaçan arabadan ateş açılıyor, o zaman biz de ateş edelim” argümanı sağlıklı bir yöntem değildir.

Ö. Aytaç: Evet Emre’nin yukarıdaki bu cümlelerinin altına ben de aynen imza atarım

E. Uslu: Aslında sorun karşılıklı algılama sorunu. Polis kendisini korumasız hissediyor. Başka kurumlar Ergenekon tutuklusu olan emekli mensuplarına bile “insani” ziyaret yaparlarken –ki biz bunu tasvip etmiyoruz- polis kendini her zaman daha “korumalı” kurumlarla kıyasladığından dolayı, kendisini korumasız ve çaresiz hissediyor. Yurttaşlar da polis karşısında kendini korumasız ve çaresiz hissediyor. Belki de sokaktaki polisin el yordamıyla kendini korumak için giriştiği –haklı haksız- uygulamaların yurttaşa yansıması da böyle oluyor. Yani sorun bir kurum kültürü ve karşılıklı algı sorunudur ve bunun yıkılması gerekiyor.

Ö. Aytaç: Polis mercek altına getirilmeli ve tartışılmalı ki yapılan hatalar ortaya çıksın, eksikler giderilsin. Polis irdelenmeli ki, bir daha benzeri hatalar yapılmasın. Polis; hukukun üstünlüğüne, yaptığı her eylemde hesap verebilirliğe, şeffaflığa ve yalnızca üniformalı bir yurttaş olduğuna inanmalı ve bunları içselleştirmelidir ki, daha güzel bir ülke olunabilsin... Polise yalnızca linç etmek ve iş yapamaz duruma getirmek için saldırılmasın. Ya da ne olur önce ilk taşı hiç günahı olmayanlar atsın. Polise taşın en büyüklerini atmak yerine, polisin devletin güvenlik konsepti içindeki hiyerarşik sıralamasındaki büyüklüğü ile doğru orantılı taşlar atılsın.

Polise, Cerrah'ı hatırlattı dayak yedi!

Bir benzin istasyonunda resmi polislere araç yıkama sırasını vermek istemediği için kendisine tepki gösteren sivil polislere kimlik soran vatandaş dayak yediğini iddia etti.
16 Aralık 2008 12:15


Vatandaşın 4 polis tarafından dövüldüğü ve tüm yaşananların benzinlik güvenlik kamerası tarafından kaydedildiği belirtildi. Dayak yiyen vatandaş nezarethaneye konulurken benzinliğe gelen polislerin güvenlik kamerası kaydını sildirdikleri ileri sürüldü.

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Avcılar'da bir kadının kendilerine polis süsü veren kişilerce kaçırılarak tecavüz edilmesinin ardından basına açıklama yaparak vatandaşlardan polise kimlik sormalarını istemişti. Emniyet Müdürü'nün bu tavsiyesine uyan Şenol Gündüz isimli vatandaş da kendisini sivil polis olarak tanıtan kişilere kimlik sordu. Gündüz kimlik sorduğu polislerden dayak yediğini, hakarete uğradığını, olayın ardından 24 saat nezarethanede gözaltında kaldıktan sonra götürüldüğü adliyede serbest bırakıldığını anlattı. Şenol Gündüz, kendisini dövdüğünü iddia ettiği polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Pazar günü Kartal'da saat 13:20 sıralarında meydana gelen olay iddialara göre şöyle gelişti: İstanbul 1 Nolu Askeri Dikimevi'nde işçi olarak çalışan Şenol Gündüz, alışveriş sonrası evine dönerken yakıt almak için aracıyla Cevizli'deki bir benzin istasyonuna girdi. Aracına yakıt dolduran gündüz istasyon görevlisinin aracını ücretsiz yıkatabileceğini söylemesi üzerine yıkama servisi önüne aracını park ederek sıra sını beklemeye başladı. Bu sırada resmi bir polis aracı gelerek Gündüz'ün aracının önüne geçti. Bunun üzerine Gündüz, aracından inerek resmi üniformalı polis memurlarına kendisinin de sıra beklediğini ve işinin acele olduğunu söyledi.

Şenol Gündüz bundan sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: "Tekrar aracımın yanına geri dönünce aracımın yanında önceden yıkanmış bir sivil aracı kurulayan sivil iki kişi vardı. Bu şahıslardan birisi bana 'Görmüyor musun devletin aracı o, polis aracı. Niye saygı duymuyorsun lan? Yıkasın arabasını gitsin' dedi. Ben de bu kişiye 'Kardeşim sen niye bana tepki gösteriyorsun?Sen kimsin?' diye sordum. O da bana 'Ben sivil polisim lan.Sana hesap mı vereceğim?' dedi. Ben de kendisine 'Senin polis olduğunu nereden bileyim? Göster kimliğini' deyince bana 'Sen kimsin de bana kimlik soruyorsun lan?' dedi. Bunun üzerine kendisine geçenlerde Avcılar'da bir kadının kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırılarak tecavüz edilmesi olayının ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın vatandaşlardan polise kimlik sormalarını istemesini hatırlattım. Ben daha sözümü bitirmeye fırsat bulamadım ki birden bana tekme tokat saldırmaya başladılar ve beni darp ederek bu hale gelmeme sebep oldular."

Kendisini darp eden şahıslardan şikayetçi olduğunu belirten Gündüz, "Cerrah diyor ki, 'Benim polisime herkes kimlik sorabilir.' Buyurun gelsin de sorsunlar bakayım. 'Kimlik öyle mi sorulur böyle mi sorulur?' diyerek beni bu hale getirdiler. Tüm Türkiye görsün halimi. Beni bu hale getiren polislerden şikayetçiyim."

KAMERA GÖRÜNTÜLERİ SİLİNDİ

Şenol Gündüz'ün haber vermesi üzerine olay yerine gelen eniştesi Arif Dağ da başka iddialarda bulundu. Kayınbiraderi Gündüz'ün kendisini telefonla arayarak polisler tarafından benzin istasyonunda darp edildiğini söylemesi üzerine olay yerine gittiğini söyleyen Dağ, şunları söyledi: "Oradaki istasyon sorumlusu bana kayınbiraderimin polisler tarafından feci şekilde darp edildiğini söyleyerek vicdanen rahatsız olduklarını ve güvenlik kameralarının olayı kaydettiğini talep ettiğimiz takdirde bize bu görüntüleri verebileceğini söyledi. Daha sonra benzin istasyonunun müdürü olduğunu öğrendiğim bir bey bana gelin görün görüntüleri kendiniz izleyin diyerek kameraların kaydettiği görüntüleri izletti. Görüntülerde açık bir şekilde kayınbiraderimin iki resmi polis tarafından tutulurken sivil polis olduğunu öğrendiğimiz diğer iki kişi tarafından darp edildiğini gördüm. Görüntüleri izledikten sonra biz hemen kayınbiraderimin götürüldüğü merkez karakoluna gittik. Daha sonra ise görüntüleri almak için tekrar benzin istasyonuna geldiğimizde Kartal Merkez Karakolu'nun başkomiserinin başka polislerle birlikte istasyonda olduğunu gördüm. Polisler bizi içeriye almayınca dışarıda bekledik. Komiser ve beraberindeki diğer polisler istasyondan ayrıldıktan sonra ise ben içeriye girdim. İstasyon müdürüne bana vereceğini söylediği görüntüleri sordum. İstasyon müdürü bana polislerin gelerek olayın meydana geldiği saatteki görüntülerin bir kopyasını aldıklarını bilgisayarda olan olay görüntülerini ise sildiklerini söyleyerek bilgisayarı kontrol edebileceğimizi söylediler. Biz de kayıtları inceledik. Olayın öncesine ve sonrasına ait bütün görüntüler dururken, saat 13:00-15:00 arasındaki görüntülerin sistemde olmadığını gördük. Şimdi ben sormak istiyorum eğer bu polisler görevlerini doğru yapıyorlarsa o zaman neden bilgisayarda olayın öncesine ve sonrasına ait bütün kayıtlar mevcut iken olayın meydana geldiği zaman aralığındaki görüntüler yok. Buradan İçişleri Bakanı'na ve İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'a sesleniyorum. Polis teşkilatına daha düzenli ve halka karşı şeffaflık içerisinde hizmet edebilecek polisleri atamalarını istiyorum."

Öte yandan Şenol Gündüz'ün üyesi olduğu Türk Harb-İş Sendikası'nın Anadolu Yakası Şubesi Genel Sekreteri Ali Haydar Topal da Adliye'ye gelerek Gündüz'e her türlü desteği vereceklerini kaydetti. Topal, olayda Gündüz'ün mağdur kişi olmasına rağmen 24 saat gözaltında tutulduktan sonra ailesinin önünde kelepçeli olarak adliyeye getirildiğini ve bunu anlamakta güçlük çektiğini ifade etti. Topal, "Arkadaşımız polise bir kimlik sordu diye mağdur ediliyor. Polisler yasaya göre kimliğini göstermek zorunda oldukları halde, göstermedikleri gibi arkadaşımızı bu hale getiriyorlar. Sendika olarak üyemizin hakkını sonuna kadar arayacağız. Ayrıca olayın meydana geldiği istasyona gittik. İstasyondaki kamera kayıtlarına ulaşmak istedik ancak istasyona gittiğimizde polislerin gelerek 13:00-15:00 arasındaki kayıtları sildiğini söylediler. Yetkililerin bu konuda gerekenleri yapmalarını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
haber7

Bakan Polisten "Özen" İstedi
15 Aralık 2008 18:41

İçişleri Bakanı Atalay, bir genelge yayınlayarak polisten yakalama ve gözaltına alma gibi uygulamalarda özen göstermesini istedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yayınladığı genelge ile yakalama ve gözaltına alma gibi kişi hak ve özgürlüklerini doğrudan etkileyen ve kolluk tarafından yerine getirilen koruma tedbirlerinin uygulanmasında özen gösterilmesini istedi.

Atalay, 81 ilin emniyet müdürlüğüne gönderdiği genelgede, kişi hürriyeti ve güvenliğinin, anayasal zeminde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin başında geldiğini belirterek, bu özgürlüğün ancak Anayasa'da belirlenen sebeplere bağlı olarak, şekil ve şartları kanunda gösterilmek suretiyle "yakalama ve tutuklama" gibi tedbirler ile sınırlandırılabileceğini kaydetti.

Suç soruşturmasının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre bizzat Cumhuriyet savcısının kontrol ve denetiminde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Bakan Atalay, kolluğun, konumu gereği her ne kadar işlenen ya da işlenmekte olan bir suçun ilk bilgisine vakıf olsa da lazım gelen araştırma işlemlerini, Cumhuriyet savcısının talimatı ile yerine getirmek durumunda olduğunu bildirdi.

Polisin yakalama işlemlerine, herhangi bir aksamaya meydan vermeksizin yasal sınırlar ve makul ölçülerde devam etmesini isteyen Bakan Atalay, genelgesinde şunları kaydetti:

"Suç soruşturması kapsamında yakalama işlemine ilişkin kolluğa verilen talimatta işlemin yerine getirilmesine dair açık bir zaman tayini yapılmış ise yakalama tedbirinin uygulanmasında, bu zaman tayinine uyulacaktır.

Yakalama işlemine ilişkin verilen talimatta açık bir zaman tayininin yapılmadığı durumlarda, kişilerin yakalanması ve götürülmesinin icrasında polis, herhangi bir yakınmaya meydan vermeksizin, içinde bulunulan koşulları dikkate alarak profesyonel bir yaklaşımla hareket edecektir. Buna ilişkin olarak yakalama işlemlerinde, en uygun zamanın seçimine, kişinin aile fertleri ile yakın çevresinin mağdur olmamasına, haysiyet ve onurunun zedelenmemesine ve kamu vicdanının rahatsız edilmemesine azami özen gösterilecektir.

Soruşturma evresinin gizli olduğu daima göz önünde bulundurulacaktır. Bu nedenle, soruşturma evresinde gözaltındaki bir kişinin "suçlu" olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkartılmasına, kişilerin basınla sorulu cevap görüştürülmelerine, görüntülerinin alınmasına, teşhir edilmelerine sebebiyet verilmeyecektir. Soruşturmaya ilişkin bilgi ve belgeler ile soruşturma yol ve yöntemlerine dair detay bilgilerin yayınlanmaması için gerekli bütün tedbirler alınacaktır. Belirtilen konuların takip ve denetimi sıralı amirlerce yapılacaktır."

Beşir Atalay, il emniyet müdürleri başta olmak üzere, her kademedeki yöneticinin konuya azami hassasiyet göstermesini, belirtilen hususların takip ve denetiminin yapılarak, herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini istedi.
aktifhaber

29 Aralık 2008
AKP'ye yönelik bombalı saldırıda yaralanan polis memuru öldü

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'na yapılan bombalı saldırıda ağır yaralanan Hüsnü Uyan (28) isimli polis memuru tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Saldırı olayının ardından kaldırıldığı hastanede sürekli uyutularak yaşatılmaya çalışılan Uyan, gazetecilik bölümü mezunuydu.

Polis kocasını 4'üncü kattan attı

Kadın, tartıştığı polis eşini bacaklarından tutup 4'üncü kattaki evlerinin balkonundan aşağı attı.
11 Ocak 2009 03:59

Diyarbakır'da adı açıklanmayan kadın, tartıştığı polis eşi O.Ö.'yü bacaklarından tutup 4'üncü kattaki evlerinin balkonundan aşağı attı. Ölümden dönen O.Ö.'nün belinin kırıldığı ancak hayati tehlikesinin olmadığı belirtildi.

İki gün önce meydana gelen olayda, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru O.Ö., mesai dönüşü gittiği evinde eşiyle tartıştı. Daha sonra eşinin yatıştığını düşünen polis O.Ö., balkona çıkıp bir sigara yaktı. Adı açıklanmayan kadın, aniden gelerek eşi O.Ö.'yü bacaklarından tutup balkondan attı.

Neye uğradığını şaşıran O.Ö. bir anda kendisini toprak zeminde buldu. Belinin kırıldığı belirtilen polis memuru O.Ö.'nün tedavisi sürerken, gözaltına alınan eşi ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
haber7

İki grup arasında bıçaklı mahalle kavgası çıktı,
Polis Okulu Müdürünün oğlu ağır yaralandı

09:15 - Konya'da, merkez Selçuklu ilçesi Musalla Bağları Mahallesi'nde iki grup arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle kavga çıktı. Bıçaklı kavgada Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu'nda (PMYO) görevli 2. sınıf Emniyet Müdürü İlyas Kaya'nın oğlu Mehmet Kaya (30) yaralandı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan Mehmet Kaya, olay yerine gelen ambulansla Konya Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Kaya'nın durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Polis olaya karışan kişileri arıyor. 12.01.2009 KONYA
netgazete

Kastamonu Polis Okulu mutfağındaki tüp patlamasında yaralı sayısı 7'ye çıktı
11:45 - Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu'nun (MYO) mutfak kısmında gaz sıkışması nedeniyle tüp patlama sonucu okulun mutfak kısmı tamamen kullanılamaz hale geldi. Çıkan küçük çaplı yangın, itfaiye ekibince kısa sürede söndürüldü. Patlamada mutfak çevresinde bulunan öğrenciler Nurullah Sorucu (19), Semih Mısıroğlu (18), Emrullah Aygün (19), Harun Uluçay (19), Erhan Artunç (19) ile personel Mustafa Altınbaş ve Özgür Karaduman, hastaneyde kaldırıldı. Yaralılardan 6'sı ayakta tedavi edilirken 1 kişi omuz çıkığı teşhisiyle tedavi altına alındı. 20.01.2009 KASTAMONU
netgazete

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah küplere bindi


21 Nisan 2009 - Emniyetteki skandal, Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okul Müdürü, 1’inci Sınıf Emniyet Müdürü Yüksel Çarhacıoğlu’nun imzasıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü makamına 5 Şubat 2009 tarihinde gönderilen bir üst yazıyla ortaya çıktı. Vatan gazetesinin haberine göre; gönderilen yazıda, Okulun Destek Hizmetleri Şube Müdürlüğü Ulaştırma Büro Amirliği hizmetlerinde de kullanılan 1002070223046887 numaralı Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) kartı 24 Aralık 2007 tarihinde yüksek okulda görevli 286602 sicil sayılı Vedat Bulut tarafından kaybedildiği belirtildi.

BANKADAN KARTIN BLOKE EDİLMESİ İSTENDİ
Bunun üzerine aynı gün Bakırköy Ziraat Bankası Şubesi’ne 638 sayılı yazı ile durum bildirilerek kartın bloke edilmesi istendiği dile getirildi. Ardından bankanın bu talebi değerlendirerek aynı gün kartı ve kartın hesabında bulunan 573,20 TL parayı bloke ettiği bildirildi.

KARTIN PARASI 1 YIL ÖNCE EMNİYET MÜDÜRÜ TARAFINDAN ÇEKİLMİŞ
Kaybolan kartın yenisinin çıkartılması ve eski kartta bulunan paranın yenisine aktarılması için 20 Ocak 2009 tarihinde bankaya müracaat edildiği yazıda anlatıldı. Müracaat üzerine bankadan, kart hesabında bulunan paranın 14 Mart 2008 tarihinde 122276 sicil sayılı 4’üncü sınıf Emniyet Müdürü Lütfi Koca tarafından Ziraat Bankası Küçükbakkalköy Şubesi’nden çekildiği cevabını aldıkları kaydedildi.

OLAY ORTAYA ÇIKINCA 1 YIL SONRA PARAYI TEKRAR YATIRDI
Banka ile daha sonra yapılan görüşmelerde kartta bulunan paranın 2 Şubat 2009 tarihinde aynı kişi tarafından 553 TL olarak okulun hesabına tekrar yatırıldığı bildirildi. Bu yazı üzerine İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın çılgına döndüğü öğrenildi. Cerrah, polis müfettişi görevlendirerek Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürü Lütfi Koca hakkında idari soruşturma başlatılması talimatı verdi. Ayrıca, olayla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’nca da adli soruşturma başlatıldı.

YETKİ BELGESİ OLMAYAN İŞLEM YAPAMAZ
Öte yandan, Şükrü Balcı Meslek Yüksek Okulu’nun kullanımında olan KGS kartı ile ilgili işlemleri, sadece okuldan yetki belgesi olan kişiler yürütebiliyor. Bu nedenle işlemleri gerçekleştiren banka görevlisinin ifadesine başvuruldu. Adı açıklanmayan banka görevlisinin, olay günü söz konusu kişiden yetki belgesi istediğini, ancak kişinin üst düzey emniyet müdürü olması dolayısıyla ısrarlarına dayanamayarak ödemeyi yaptığını söyledi. Bu hatasından dolayı banka görevlisi, şube içerisinde başka bir göreve kaydırıldı.

netgazete

[img]Polis babası, Başbakanlık önünde kendini yakacaktı! ''Oğlum Venezüela'da çalıştı, 1.5 yıl maaş alamadı'' [/img]

15:40 - Eşi Arzu Hayta ile birlikte Başbakanlık Merkez Binası'nın önüne gelen Yadigar Hayta isimli vatandaş, Başbakan Recep Tayip Erdoğan için binadan çıkış hazırlığı verildiği sırada, yanındaki torbadan çıkarttığı yanıcı maddeyi üzerine döktü ve kendisini yakmak istedi. "Çocuğumun hakkını verin, benim çocuğumda polis" diye bağıran Yadigar Hayta'yı, Başbakanlık korumaları etkisiz hale getirdi ve gözaltına aldı. Oğlu Muharrem Hayta'nın, Türkiye'nin Caracas Büyükelçiliği'nde polis olarak çalıştığı dönemde 1.5 yıllık maaşının ödenmediğini iddia eden Yadigar Hayta'nın, bu durumu protesto etmek için kendini yakmaya teşebbüs ettiği öğrenildi. 22.04.2009 ANKARA netgazete

Hakkari'de çocukların taşladığı polis yoğun bakımda
15:20 - Hakkari'deki Merzan Mahallesi civarında çıkan olaylarda başından yaralanarak, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Seyfi Turan, hayati tehlikeyi atlattı. Yetkililer, hastanenin beyin cerrahi servisine alınan Turan'ın şuurunun da açık olduğunu kaydetti. Hastane yetkilileri, aynı olayda yaralanan ve alnında kemik çökmesi bulunan Caner Çelik adlı bir polisin de beyin ödemi riskine karşı hastanede müşahede altında tutulduğunu kaydetti. 24.04.2009 VAN netgazete

Polis kurşunuyla ölen Çağdaş Gemik'in duruşmasını izlemek isteyen grup ile polis arasında arbede çıktı
18:00 - Antalya'da, 18 yaşındaki Çağdaş Gemik'i tabancayla vurarak öldürdüğü idddia edilen polis memuru Mehmet E.'nin 'kasten adam öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Adliye binasında duruşmayı izlemek isteyen kalabalık ile çevik kuvvet polisleri arasında arbede yaşandı. Polis, adliye binasına girenlerin bazılarını dışarı çıkardı. Anne Sevgi Efe, oğlunun suçsuz yere polis memuru tarafından öldürüldüğünü savunarak tek isteğinin suçluların cezalandırılması olduğunu söyledi. 28.04.2009 ANTALYA netgazete

Telekulaka takılan rüşvetçi polis tutuklandı
15:10 - Bolu'nun Mengen ilçesinde orman kaçakçılığı yaptığı iddiası üzerine jandarma ekiplerince teknik takibe alınan bir kişinin telefon konuşmalarında trafik polisinden rüşvetle evraklarını halletmesini istediği tespit edildi. Bunun üzerine rüşvet aldığı öne sürülen Karabük İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru İ.Ş. teknik takibe alındı. Hüseyin A.'nın İ.Ş.'ye rüşvet verdiğini belirleyen ekipler bu kişileri gözaltına aldı. Polis memuru İ.Ş. ile Hüseyin A., çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. 30.04.2009 KARABÜK netgazete

Göstericilerin taş attığı polis yoğun bakımda
15:45 - Ankara'daki 1 Mayıs kutlamaları için Sıhhiye Meydanı'na girmek üzere arama noktasına gelen ve üzerlerini aratmak istemeyen halk evleri grubu ile polis arasında çıkan arbede sırasında 15 polis yaralandı. Yaralı polisler, ambulanslarla Numune Hastanesi'ne taşındı. Yaralanan polislerden 14'ünün ayakta tedavi edildiği, kafasına taş isabet eden bir polisin ise hayati tehlikesinin bulunduğu kaydedildi. Göstericiler, polisin arama noktasını yıkıp, bariyerleri yerlerde sürükledi ve yolu ikiye ayıran camların bir bölümünü de kırdı. Mitinge katılanların 3'te birinin üstü aranamadı. 01.05.2009 ANKARA netgazete

Göstericiler, Çevik Kuvvet polisinin bacağını kırdı
12:50 - Taksim Sıraselvi'de çıkan olaylar sırasında göstericiler bir Çevik Kuvvet polisinin bacağını kırdı. Yaralanan polis memurunun yardımına meslektaşları koştu. Bu sırada ara sokaklardaki bir gruba, sivil vatandaşın gezdirdiği bir köpek saldırdı. Köpek, göstericilerden birini ısırdı. Bölgedeki gerginlik sırasında sivil polisler, meslektaşlarının bacağının kırılmasına sebep olan göstericiye müdahale etti. Devam eden eylemler sırasında göstericiler zaman zaman polise misket attı. 01.05.2009 İSTANBUL netgazete

1 Mayıs mitinginde, genç kızlar da polisi taşladı

12:20 - Taksim Meydanı'na çıkmak isteyen yasa dışı gruplara, polis Tarlabaşı'nda müdahale etti. Ara sokaklarda toplanarak Tarlabaşı'nı takiben meydana ulaşmak isteyen gruplar, polis engeliyle karşılaştı. Güvenlik güçlerine taş, sopa ve molotofkokteyli ile saldıran göstericilere polis, gaz bombası ile karşılık verdi. Göstericilerin attığı molotofkokteyli, bir binanın duvarındaki klimaya isabet etti. Çıkan küçük çaplı yangın, itfaiye tarafından söndürüldü. 01.05.2009 İSTANBUL netgazete

İki polisin yaralanması olayına karışan Halil İbrahim Emmez, nöbetçi mahkemece tutuklandı
01 Mayıs 2009 Antalya'nın Manavgat ilçesinde iki polisin yaralanması olayına karışan Halil İbrahim Emmez, çıkarıldığı nöbet çi mahkemece "polis memurunu öldürmeye teşebbüsten" tutuklanırken, Cengiz Emmez serbest bırakıldı.
Manavgat'ta sahte içki soruşturması kapsamında aranan ve düzenlenen baskında iki polis memurunun yaralanmasına sebebiyet veren Halil İbrahim Emmez ve Cengiz Emmez, Manavgat Devlet Hastanesi'ndeki tedavinin ardından taburcu olduktan sonra Manavgat Adliyesi'nde nöbetçi mahkemeye çıkartıldı. Halil İbrahim Emmez, "Polis memurunu öldürmeye teşebbüsten" tutuklanırken, Cengiz Emmez ise serbest bırakıldı. netgazete

POLİS ARACI KAZA YAPTI: 2 YARALI

2 Mayıs 2009 23:15
Fatih'te meydana gelen trafik kazasında iki polis memuru yaralandı. Kazayı duyan çok sayıda polis memuru yaralanan meslektaşlarına yardım etmek için olay yerinde toplandı.
Edinilen bilgiye göre Fevzipaşa Caddesi'nde meydana gelen kazada 34 A 80187 plakalı polis aracı yan yoldan ana caddeye çıkarken caddeden geçen bir başka otomobille çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle kontrolden çıkan polis aracı takla attı. Kazada Fatih Argın isimli polis memuru araç içinde sıkıştı. Sıkışan polis memurunu kurtarmak için olay yerine itfaiye çağırıldı. İtfaiye ekiplerinin çalışmaları sonucu polis memuru bulunduğu yerden çıkartılarak ambulansla Özel Medical Park Hastanesi'ne kaldırıldı. Kazada Kemal Özel isimli memur da hafif şekilde yaralandı. haber10

Habur'da 6'sı polis 19 görevliye "rüşvet" gözaltısı
13:40 - Şırnak Valiliği'nden yapılan açıklamada, 5 Aralık 2008'den bu yana Habur Sınır Kapısında teknik takip destekli operasyon başlatıldığı belirtildi. Bu kapsamda "suç işlemek için örgüt kurmak, örgüte üye olmak, rüşvet almak, rüşvet vermek" suçları ile ilgili olarak dün saat 05.00'te operasyon yapıldığı belirtilen açıklamada, "Operasyonda, Habur Emniyet Amirliğinde görevli 6 polis memuru ve 13 sivil şahıs olmak üzere toplam 19 kişi gözaltına alınmıştır. Operasyon devam etmektedir" denildi. 13.05.2009 ŞIRNAK netgazete

Habur'daki rüşvet operasyonunda, 6 polis tutuklandı
13:40 - Şırnak'ta Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla 5 Mayıs tarihinden itibaren Habur Sınır Kapısı'nda düzenlenen rüşvet operasyonunda 6 polis memuru ve 13 sivil gözaltına alınmıştı. İfadeleri tamamlanan 6 polis memuru çıkartıldıkları Silopi Adliyesi'nde tutuklu yargılanmak üzere Silopi Cezaevi'ne gönderildi. Aynı olayda gözaltına alınan 13 sivilin ise ifadeleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edilecekleri bildirildi. 14.05.2009 ŞIRNAK netgazete

Taraf gazetesinin polis yazarları Emrullah Uslu ile Doç. Dr. Önder Aytaç, Bakanlık izin verirse 301. maddeden yargılanacak

17 Mayıs 2009 AB’nin dönem dönem “ifade özgürlüğü” kapsamında eleştiriler yönelttiği TCK’nın 301. maddesinin son mağdurları bu kez iki polis oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), aynı zamanda Taraf gazetesinde birlikte köşe yazısı yazan başkomiser Emrullah Uslu ile Polis Akademisi öğretim üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç hakkında TCK’nın 301/2. maddesi uyarınca suç duyurusunda bulundu. Milliyet gazetesinin haberine göre; EGM, suç duyurusuna, Uslu ve Aytaç’ın köşe yazılarında TSK, emniyet, yargı ve devlet görevlileri hakkındaki görüşlerini gerekçe gösterdi.
ABD’deki eğitim çalışmaları sırasında aldığı doktor raporlarıyla Türkiye’ye dönüşünü geciktirdiği ortaya çıkan ve hakkındaki ön inceleme sonucunda EGM Disiplin Kurulu kararıyla Türkiye’ye geri çağrılan Uslu’yla ilgili olarak yeni bir gelişme daha yaşandı.
Aldığı sağlık raporları ve ABD’deki eğitim çalışmaları çerçevesinde Uslu hakkında disiplin soruşturması başlatan EGM, yeni bir müfettiş görevlendirerek Uslu’nun, Taraf gazetesindeki köşe yazılarını da mercek altına alındı. Uslu’nun, Aytaç’la birlikte görüşlerini yayımladığı yazıları inceleyen müfettişler, suç unsuru saptadı.

KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ İFADELER

Apoletika adlı köşedeki yazıları inceleyen müfettişler, Uslu ve Aytaç’ın yazıların bazı bölümlerinde TSK, emniyet teşkilatı, yargı ve devlet görevlileri hakkında “küçük düşürücü” ve “eleştiri amacını aşan ifadeler” kullandıklarını belirledi. Müfettişler, tespitlerini içeren bir rapor hazırlayarak, Uslu ve Aytaç’ın TCK’nın 301/2 ve 125. maddelerine göre yargılanmaları istemiyle suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu kapsamındaki TCK’nın 301/2. maddesine göre adli soruşturma için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in izni gerekecek. İzin verilmesi halinde Uslu ve Aytaç, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. EGM adına yapılan suç duyurusunun iki hafta önce adli soruşturma başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği, Uslu’yla ilgili olarak TSK’yı yıpratan yazıları konusunda da ayrıca disiplin soruşturmasının devam ettiği öğrenildi.

netgazete

Polislere e-sürgün

İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah'ın sanatçılara kızıp açıklamasına katılmadığı 'e-korsan' isimli operasyonda Üsküdar Araştırma Büro Amirliği'nden üç polisin de tutuklandığı ortaya çıktı. Cerrah, buna da kızdı ve polislerin görevli olduğu büroyu dağıttı; 15 polis memuru başka ilçelere tayin edildi


Güvenlik ve Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, 6 ay önce İstanbul'da korsan müzik ve film CD'si satan kişilere yönelik çalışma başlattı. İstanbul ile birlikte 17 ilde 29 kişinin gözaltına alındığı 'e - korsan' adlı operasyonda 8 milyon 500 bin korsan CD ele geçti.

POLİSLER DİNLEMEYE TAKILDI
Soruşturmada Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü Araştırma Büroda görevli üç polis memuru da telefon dinlemelerine takıldı. Çete lideri Mehmet B.'nin Üsküdar'daki korsan CD satılan dükkanına giden bu üç polisin, 7 bin lira rüşvet istediği tespit edildi. Elebaşı Mehmet B. ile 29 kişinin gözaltına alındığı korsan CD operasyonunda şüphelilerden biri, sorgu sırasında rüşvet isteyen polisleri fotoğraflarından teşhis etti. Bunun üzerine polisler de gözaltına alınarak, mahkemece tutuklandı.

TÜM PERSONELİN YERİ DEĞİŞTİ
Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü Araştırma Büro'da görevli ve aynı ekipte yer alan üç polis memurunun suç örgütü içerisinde yer almasına kızan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, büroda görevli 15 polis memurunu başka ilçelere tayin ettirdi. Cerrah'ın suça bulaşmayan polislere 'Arkadaşlarınızdan mutlaka haberiniz olmuştur ya da olmalıydı' diye kızdığı öğrenildi.

Akşam

Mercedesli Özel Harekâtçı polis öldürüldü
19:00 - Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube'de görev yapan İbrahim Üstünel (44) isimli polis memuru, bu hafta senelik izne ayrıldı. Çarşamba akşamı evinden ayrılan Üstünel'den bir daha haber alınamadı. Bir taş ocağının yakınlarında cesedine ulaşılan eski özel harekatçının kafasında 2, göğsünde 3 kurşun deliği bulundu. polisin kısa bir süre sonra da emekliye ayrılacağı kaydedildi. 29.05.2009 BALIKESİR netgazete

Komiserin katili, chatte tanıştığı kadının eski eşi çıktı

29 Mayıs 2009 Bilecik Emniyet Müdürlüğü'nde görevliyken açığa alınan ve Bursa'da 2 hafta önce tabancayla öldürülen komiserin katil zanlısı, chatte tanıştığı kadının eski eşi çıktı. Jandarma ekipleri kimliğini belirlediği katil zanlısını Manisa'nın Alaşehir ilçesinde gözaltına aldı.
Edinilen bilgiye göre, 3 ay önce açığa alınan komiser Murat Kaçan (38) internette chat yaparken Bursa'da oturan ve eşinden ayrı yaşayan Melahat K.(48) ile tanıştı. İddiaya göre, Melahat K. ayrıldığı eşinin kendisine aldığı evi Murat Kaçan'ın ikna etmesiyle bir telefon şirketinden 40 bin liralık cep telefonu alarak ipotek ettirdi. Daha sonra bu cep telefonları Kente Meydanı'nda bir telefon şirketine satıldı. Melahat K. komiserle görüşmeye devam ederken, ayrıldığı eşi Sıddık A.(53) ile barıştı. Eski eşinin evi komiserin yardımıyla ipotek ettirmesine kızan ve Murat Kaçan'dan alacaklı olduğunu öne süren Sıddık A. görüşmek için açığa alınan komiseri Bursa'ya çağırdı. Sıddık A., Murat Kaçan'ı Doburca'daki dere yatağında boğuşma sonrası tabancayla vurarak öldürdü. Genç komiserin eşinin ve Bursa'da oturan Melahat K.'nın ifadeleri doğrultusunda jandarma operasyon başlattı.
14 gündür takip edilen zanlı Sıddık A. Manisa'nın Alaşehir ilçesinde operasyonla yakalandı. Operasyonda suç aleti silah da ele geçirildi. Zanlı namusunu temizlediğini söylerken, öldürülen komiserin chatten tanıştığı İstanbul, Ankara ve Bursalı orta yaş grubu kadınlarla görüştüğü iddia edildi. netgazete

Bu Da Zorba Polis...
31 Mayıs 2009 08:39Diyarbakır'da oğlunu döven öğrenciyi dersten çıkararak tekme tokat döven uzman çavuşun yaptığının bir benzerini polis yaptı. O da misilleme yaptı...

Eskişehir'in Beylikova ilçesinde, ilköğretim okulu öğrencisi oğlunu dövüp başını pisuvara sokan öğrenciyi okulda gören polis memurunun, çocuğu tuvalete götürüp aynı şekilde başını pisuvara soktuğu idddia edildi. Çocuğun babası, polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu.

Mehmet Avdan İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi E.O. (14) ile ilçede görevli polis memuru Y.Ö'nün aynı okulda okuyan oğlu K.Ö. (13) geçen hafta kavga etti. E.O. kavga sırasında K.Ö'nün başını tuvalette pisuvara soktu.

Olayın okul idaresince ailelere bildirilmesi üzerine, Belediyede çalışan E.O'nun babası A.O, İlçe Emniyet Amirliğine giderek polis memuru Y.Ö'den oğlu adına özür diledi ve olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Bunun üzerine görev istirahatinde bulunduğu dün okula gelip müdür ile görüşen polis memuru Y.Ö, dışarı çıktığında okul bahçesinde oğluyla kavga edip başını tuvalette pisuvara sokan E.O'yu gördü.

Polis memuru Y.Ö'nün, yakaladığı E.O'yu tuvalete götürüp kafasını pisuvara soktuğu iddia edildi.

Olayı öğrenen E.O'nun babası A.O, polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu, ayrıca durumu Kaymakamlığa bildirdi.

aktifhaber

Bu Da Zorba Polis...

31 Mayıs 2009 08:39

Diyarbakır'da oğlunu döven öğrenciyi dersten çıkararak tekme tokat döven uzman çavuşun yaptığının bir benzerini polis yaptı. O da misilleme yaptı...

Eskişehir'in Beylikova ilçesinde, ilköğretim okulu öğrencisi oğlunu dövüp başını pisuvara sokan öğrenciyi okulda gören polis memurunun, çocuğu tuvalete götürüp aynı şekilde başını pisuvara soktuğu idddia edildi. Çocuğun babası, polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu.

Mehmet Avdan İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi E.O. (14) ile ilçede görevli polis memuru Y.Ö'nün aynı okulda okuyan oğlu K.Ö. (13) geçen hafta kavga etti. E.O. kavga sırasında K.Ö'nün başını tuvalette pisuvara soktu.

Olayın okul idaresince ailelere bildirilmesi üzerine, Belediyede çalışan E.O'nun babası A.O, İlçe Emniyet Amirliğine giderek polis memuru Y.Ö'den oğlu adına özür diledi ve olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Bunun üzerine görev istirahatinde bulunduğu dün okula gelip müdür ile görüşen polis memuru Y.Ö, dışarı çıktığında okul bahçesinde oğluyla kavga edip başını tuvalette pisuvara sokan E.O'yu gördü.

Polis memuru Y.Ö'nün, yakaladığı E.O'yu tuvalete götürüp kafasını pisuvara soktuğu iddia edildi.

Olayı öğrenen E.O'nun babası A.O, polis memuru hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu, ayrıca durumu Kaymakamlığa bildirdi.
aktifhaber

İnegöl’deki Olaylarda 1 Polis Kör Oldu


İnegöl’deki olaylarda yaralanan polisin gözü görme yetisini kaybetti
Olaylar sırasında kalabalıktan atılan taşın gözüne isabet etmesiyle yaralanan İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Birimi'nde görevli polis memuru Ali Şen, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Polis memuru Ali Şen, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda ameliyat edildi. Polis memurunun sağ gözünün görme yetisini yüzde 98 kaybettiği belirtildi.aktifhaber

Eskort trafik polisine otomobil çarptı

15:00 - İzmir'de, partisi tarafından düzenlenen mitinge katılacak olan Başbakan Erdoğan'ın gececeği güzergahta trafik akışını sağlamak için görevlendirilen motosikletli trafik polisi Murat Ayan, ters yöne giren araca çarparak kanlar içinde yerde kaldı. Hastaneye kaldırılan genç polis memurunun meslektaşları hastaneye akın etti. Ters yöne girerek polis memurunun yaralanmasına neden olan aracın sürücüsü Şenol Ç., olaydan sonra gözaltına alındı. 08.08.2010 İZMİR netgazete

İstanbul Emniyeti'nde Rüşvet Baskını
09 Ağustos 2010
İstanbul'da ''rüşvet ve yolsuzluk'' iddiasına ilişkin Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nce operasyon düzenlendi.
Alınan bilgiye göre, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ''rüşvet ve yolsuzluk'' iddiasıyla ilgili olarak operasyon düzenledi.

Operasyonda, 15 emniyet mensubunun da aralarında bulunduğu 32 kişi gözaltına alındı.

Operasyonun, yaklaşık 10 gün önce aynı konuda yapılan başka bir çalışmanın devamı olduğu bildirildi.

Gözaltına alınan kişilerin şubedeki işlemleri sürüyor.
aktifhaber

Şehit polisin 4 yaşındaki oğlu yetim kaldı
15:13 - Van'ın Gürpınar ilçesinde nöbet değişimi sırasında geçirdiği trafik kazasında şehit olan polis memurunun cenazesi, düzenlenen törenin ardından memleketine uğurlandı. Çevik'in 4 yaşındaki oğlu Mert Ali ise, olanlardan habersiz yapılan töreni izledi. 30.10.2010 VAN netgazete

Kimlik soran polis memuru bıçaklandı
06 Kasım 2010 Antalya'da bir mağaza açılışına katılanları rahatsız ettiği ihbar edilen bir kişi, kendisine kimlik soran polis memurunu bıçakla yaraladı.

İhbar üzerine olay yerine gelen polis, adının İdris Ş. (26) olduğu öğrenilen şüpheliye kimlik sordu. Kimliğini polis memuru Yunus Murat Sağ'a veren İdris Ş, polis memurunun kimliği incelediği sırada yanında taşıdığı bıçağı çıkararak, polis memurunu sol koltuk altından yaraladı. haber7

Polisin eşi, 2 yaşındaki kızı yanındayken canına kıydı
08 Kasım 2010

Erzurum Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesi'nde görevli polis memurunun eşi S.B. (25), 2 yaşındaki çocuğunun gözleri önünde intihar etti. Eşine ait beylik tabancasıyla yaşamına son veren genç kadının küçük kızı uzun süre "anne, anne" diye haykırdı.

Emniyet Müdürlüğü'nün Hasan-i Basri Mahallesi'ndeki lojmanlarında silah sesi duyan lojman sakinleri, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis, silah sesinin 6. kattan geldiğini belirledi. Kapıyı çalan ekipler, kapının açılmaması ve evden gelen ağlama sesini üzerine, ev sahibi olan KOM Şubesi'nde görevli polis memuru Z.B.'ye haber verdi.

Kısa süre sonra olay yerine gelen polis memuru Z.B. ile birlikte ekipler içeri girdi. Eşinin, kendi beylik tabancası ile hayatına son verdiğini gören polis memuru Z.B., şoka girerken, annesinin intiharına tanıklık eden ve "Anne, anne" diye ağlayan 2 yaşındaki küçük kız, sivil polis ekipleri tarafından evden çıkarıldı.
habertürk

Polis arkadaşının tabancasıyla vurulan genç kız hayatını kaybetti
15 Kasım 2010
İzmir'de, evinde bulunduğu polis memuru arkadaşının beylik tabancasından çıkan kurşunla başından vurularak ağır yaralanan Çiğdem Şahin (20), tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Olay sonrası gözaltına alınan polis memuru A.K.G. (24) çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. habertaraf

Kaza yerinde giden polis aracı kaza yaptı
2'si polis 4 kişi yaralandı
06 Mart 2011

Kocaeli'nin Derince ilçesinde, kaza yerine giden polis aracının minibüse çarpması sonucu 2'si polis 4 kişi yaralandı. habertürk


En son Ekim tarafından Pzr May 31, 2009 6:17 pm tarihinde değiştirildi, toplam 19 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Şub 01, 2009 10:55 pm    Mesaj konusu: PKK'lI hacker Alıntıyla Cevap Gönder

ANKARA'YI SARSAN İNTİHAR
25 Şubat 2009 08:48Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Hareket Daire Başkanı Behçet Oktay otomobilinde intihar etti. Emniyet alarm verdi...

Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Hareket Daire Başkanı Behçet Oktay intihar etti.

Ergenekon'da adı geçiyordu

Ergenekon sanığı İbrahim Şahin'in ifadelerinde adı geçen Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Hareket Daire Başkanı Behçet Oktay, arabasında intihar girişiminde bulundu. Oktay kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Gazi Üniversitesi Hastanesine kaldırılan ve ameliyata alınan Oktay, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.

Emniyet yetkilileri Oktay'a otopsi yapılacağını belirterek, intiharla ilgili soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğünü kaydettiler.

Olayın duyulmasının ardından Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, Behçet Oktay'ın çalışma arkadaşları ve Emniyet Genel Müdürlüğünden üst düzey yetkiler hastaneye geldiler.

13 yıldır daire başkanı olan Oktay, bu görevi Diyarbakır Özel Harekat Müdürü iken İbrahim Şahin'den devralmıştı.
aktifhaber

Bursa'da polisi öldüren eylemci MLKP üyesi çıktı
[img] http://www.netgazete.com/images/news/576968_1.gif[/img]
19:40 - Kestel ilçesinde polis memuru İsmail Özbek'in (34- küçük fotoğraf) öldüğü silahlı saldırın ın ardından gözaltına alınan zanlının kimliğinin "parmak izi" çalışmasıyla belirlendiğini, çalışma sonucunda gerçek adının MLKP (Marksist Leninist Komünist Parti) üyesi "Ender Bulhaz Aktürk" olduğunun saptandığı kaydedildi. Zanlının, zırhlı bir polis aracıyla Emniyet Müdürlüğü'ne getirildiği vücudunun üst bölümünün çıplak olduğu görüldü. 18.03.2009

Tekme ile adam öldüren polise 5 yıl hapis cezası
12:00 - İstanbul, Avcılar'da bir parkta tartıştığı Feyzullah Ete'nin ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılanan polis memuru Ali Mutlu, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık polis memuru Mutlu ile avukatları Ali Çelik ve Halil İbrahim Koca, müşteki sanık Ali Yavuz Oturakçı katıldı. Feyzullah Ete'nin babası Fettullah ve annesi Hayriye Ete de şikayetçi olarak avukatları Murat Nas ile birlikte duruşmada hazır bulundu. 09.04.2009 İSTANBUL
netgazete

Beyoğlu'nda Yine Polis Dayağı
01 Nisan 2009 14:33

Beyoğlu'nda yine bir vatandaşa polis dayağı

Beyoğlu'nda, bir polisin yaralanması olayına karışan şahsı arayan ekipler, bekarların kaldığı bir eve baskın yaptı. Baskın sırasında evde uyuyan 37 yaşındaki Hakim Adlığ, sivil polisler tarafından öldüresiye dövüldüğünü iddia etti. Polislerin ellerini kelepçeleyip cop ve tekmelerle dövdüğünü öne süren Adlığ, iki gün hastanede yattıktan sonra savcılığa suç duyurusunda bulundu. Adlığ'ın şikayet dilekçesinde, "Uyuduğum sırada 5-6 polis beni öldüresiye dövdü. Birisi ağzıma silah dayadı. Aradıkları kişinin ben olmadığım anlaşılınca beni o halde bırakıp gittiler." dediği öğrenildi. Görgü tanığı bir vatandaş ise, evden çıkan polislerin, çok üzüldüklerini söylediklerini ifade etti.

Edinilen bilgiye göre olay, 29 Mart tarihinde Tarlabaşı'nda meydana geldi. İddialara göre "Hoca" lakaplı bir kişi, tartıştığı bir polis memuruna elindeki bira şişesini fırlattı. Yüzünden yaralanan polisin tedavisinin ardından Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri bu kişiyi bulmak için çalışma başlattı. Tarlabaşı Bulvarı üzerindeki ara sokaklara giren polisler, bekarların kaldıkları evleri kontrol etti. Polis, "Hoca" lakaplı kişinin Kömürcü Zeynel Sokak 23 numaradaki binada kaldığını öğrendi ve adrese baskın yaptı.

-"SORGU SUALSİZ BANA KELEPÇE TAKARAK DÖVMEYE BAŞLADILAR "-

Tek göz odaların olduğu binanın birinci katında uyuyan Hakim Adlığ, bir anda polisleri karşısında görünce şaşkına döndüğünü söyledi. Adlığ, başından geçenleri şöyle anlattı: "Akşam orada kaldım. Gündüz 11 gibi geldiler. Sorgu sualsiz bana kelepçe takarak dövmeye başladılar ve beni bu hale getirdiler. 5-6 kişiydiler. Hiç soru sormaya fırsat vermeden ağzıma silahı koydular. Birisi 'Sıkın kafasına' dedi. Tekmeler ve ağaçla beni komalık hale getirdiler. Sonrasında bir tanık getirdiler. Görgü tanığı 'Bu o değil' deyince beni bırakıp gittiler."

"Beni bu hale koyanları Allah daha beter yapsın" diyen Adlığ, kendisinin ne ilk ne de son olduğunu söyledi. Adlığ, "Yaptıkları çok büyük terbiyesizlik. Milletin vergisiyle geçinip vatandaşı bu hale sokuyorlar. Bu zalimliktir. Bir kelime bile konuşturmadan bunları yaptılar bana." şeklinde konuştu.

-"GÖRGÜ TANIĞI: BİLMEDEN DÖVMÜŞLER, POLİSLER DE ÜZÜLDÜLER"-

Olayın geçtiği odada yerdeki kan izleri dikkat çekerken, Adlığ, vücudundaki morlukları ve yaraları gösterdi. Bu sırada odaya giren bir vatandaş, Adlığ'ın anlattıklarını doğruladı. O gün polislerin bir ihbar üzerine eve geldiğini anlatan çevre sakini, "Polisi yaralayan şahsın eşkali bire bir bu arkadaşa uyduğu için o sanmışlar. Bilmeden dövmüşler. Onlarda üzüldüler, özür dilediler." şeklinde konuştu.

Yanlış kişiyi dövdüklerini öğrenen polisler evden ayrılırken, kanlar içerisindeki Hakim Adlığ arkadaşı tarafından Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından iki gün hastanede yatan Adlığ bugün taburcu edildi. Yüzü ve vücudu yara ve morluklar içinde olan Adlığ, Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Şikayet dilekçesinde kendisini döven polisleri teşhis edebileceğini belirten Hakim Adlığ, dilekçesinde şunları söyledi: "Evde uyuduğum sırada polisler eve geldi. Beni kelepçeleyip "Hoca sen misin?" diye sordular. Cevap vermeye fırsat vermeden dövmeye başladılar. Cop, tekme ve sopalar dövüp gözlerimi kapattılar. Sonra bir vatandaş geldi ve benim aradıkları kişi olmadığımı söyledi. Sonra yüzünde yara bandı olan polis silahını ağzıma sokup beni ölümle tehdit etti. Diğer arkadaşlarına 'Bunu camdan atalım. Sonra kendi atladı deriz' dedi. Sonra beni bırakıp gittiler. Arkadaşım beni hastaneye götürdü. İşlemediğim bir suç nedeniyle beni darp eden ve ölümle tehdit eden polislerden şikayetçi ve davacıyım."

Adlığ'ın şikayet dilekçesi işleme konulurken, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nın Taksim İlkyardım Hastanesi'ne bir yazı yazarak, Hakim Adlığ'ın tedavisine ilişkin tüm belgeleri istediği öğrenildi.

-"BEYOĞLU'NDA İŞKENCE VE DAYAK İDDİALARI"-

Beyoğlu'nda 20 Ekim 2008 tarihinde, tutuklama kararı çıkan bir gencin cezaevine götürüldüğü sırada ekip otosundan kaçmasıyla birlikte polislerin gencin gidebileceği yerlere yaptıkları baskınlarda gözaltına alınan 5 genç, olay yerinde ve emniyette işkence gördüklerini iddia ettirmişti. Vücutlarında kırık, çatlak, dikişler ve çok sayıda ezikler bulunan 5 genç Beyoğlu Adliyesi'ne giderek, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Adliye çıkışında başlarından geçen olayları anlatan gençler, kaçan şahsı soran polislerin sorgusuz sualsiz kendilerini gözaltına aldıklarını, olay yerinde ve emniyette kafalarına sopalarla vurulduğunu, bayıldıktan sonra ıslatılarak işkence gördüklerini öne sürdü.

Bu olaydan bir hafta sonra yine Beyoğlu'nda, gece kimlik kontrolü sırasında polise mukavemet ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 4 genç, polis merkezinde dayak yedikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Savcılığa çıkartılan gençler basın mensuplarının "polise mukavemette bulundunuz mu?" şeklindeki sorusuna yüzlerini göstererek "Belli kimin mukavemet ettiği!" şeklinde cevap verdi.

aktifhaber

Polislerin otomobilleri çarpıştı âmirin hostes eşi öldü

13:45 - Antalya'da emniyet amiri Özgür Sefa Sezer'in kullandığı otomobil, Antalya il merkezine giderken, merkeze bağlı Döşemealtı ilçesindeki kontrolsüz kavşakta polis memuru Ahmet Telli idaresindeki otomobille çarpıştı. Emniyet amiri Sezer'in kullandığı otomobil, savrularak karşı caddedeki kaldırıma çıkarken, Sezer'in araçta sıkışan eşi Semra Sezer (küçük fotoğrafta-32) olay yerinde hayatını kaybetti. Sezer'in de ağır yaralanarak araçta sıkıştığı kazada, polis memuru Ahmet Telli ile araçta bulunan Ramazan Cin de yaralandı. netgazete

2 kardeşi öldüren, İstanbul Emniyeti teknisyeni çıktı
11:45 - İstanbul, Kadıköy'de iddiaya göre sivil polis olduğunu söyleyen F.A. ile Zafer Aydın arasında tartışma çıktı. Kavgaya Zafer Aydın'ın kardeşi Oktay Aydın ile akrabaları Selim Uzun ve Şakir Uzun da katılırken, kendisini darp eden 4 kişinin elinden kurtulan F.A. silahını çekerek rasgele ateş etti. Yaralanan Zafer Aydın ve Oktay Aydın, kaldırıldıkları hastanede hayatını kaybetti. Emniyet güçleri, olayın failini kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Sorguya alınan F.A'nın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü bünyesinde teknisyen yardımcısı olarak görev yaptığı öne sürüldü. 01.03.2009 İSTANBUL netgazete

Polis, izinli gününde tartıştığı adamı vurup öldürdü


27 Şubat 2009 Adana'nın Kozan ilçesinde bir polis memurunun, tartıştığı kişiyi tabancayla öldürdüğü bildirildi.
Alınan bilgiye göre, Adana Emniyet Müdürlüğü'nde görev yaptığı ve izinli olduğu belirtilen polis memuru F.Y, memleketi Kozan'a geldi. F. Y, dün gece, Şevkiye Mahallesi Adana Caddesi Kökenoğlu Sokak girişinde, Mehmet Köten (39) ile henüz bilinmeyen bir nedenle tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi ü zerine F.Y, tabancasıyla ateş ederek Köten'i göğsünden vurdu. Ağır yaralanan Köten, ambulansla kaldırıldığı Kozan Devlet Hastanesinde kurtarılamadı.
Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, çok sayıda boş kovan ve bira şişesi buldu.

netgazete

OKTAY MÜDÜRÜ AŞKI YAKMIŞ

25 Şubat 2009 12:31
Özel Harekat Daire Başkanı Oktay'ın intiharının nedeni "aşk" çıktı...

İntiharın ardından aşk hikayesi çıktı. Özel Harekat Müdürü Oktay, arasının bozulduğu aşkı Nergis K. İle yaşadığı gerilim sonrası intihar etti.

Olay şöyle gerçekleşti;

Ankara'da bulunan Yıldız Marina isimli restoranda Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay, Emniyet Müdürleri Ziya Özdemir ve Mehmet Yasak birlikte yemek yiyip alkol aldılar ve geç saatlere kadar eğlendiler.

Eğlence sırasında Oktay'ın moralinin oldukça bozuk olduğu görüldü ve restoranda defalarca Ahmet Kaya'nın "kafama sıkar giderim" şarkısını çaldırdı.

Marina Restoran'dan çıkan ve oldukça alkollü olan Oktay otomobiliyle Nergis K.'nın Dikmen Keklik Pınarı'ndaki evine gitti. Uzun süre ve defalarca kapıyı çalan Oktay, Nergis K'nın kapıyı açmaması üzerine sinirlenerek otomobiline doğru gidiyor.

Bu sırada Nergis K.'nın kardeşi Halil K., Oktay'ın alkollü vaziyette otomobilinin direksiyonuna oturduğunu görünce, dışarı çıkıp peşinden gidiyor. Bu sırada otomobil kara saplanıyor. Oktay otomobilin kara saplanması üzerine moral bozukluğunun üstüne aşırı derecede sinirleniyor ve tabancasını çekip intihar ediyor.

Oktay'ın sevgilisi Nergis K ile arasının uzun süredir bozuk olduğu, Nergis K'nın kendisiyle görüşmeyi reddettiği, Oktay'ın bu nedenle depresyonda olduğu ve son dönemde alkol tüketimini artırdığı da öğrenildi.

Ankara Emniyeti olayla ilgili Halil K'nın ifadesine başvurdu. Nergis K.'nın ifadesinin alınması için çalışmalar da sürdürülüyor..

Kaynak: www.sonsayfa.com

2 çocuklu hemşireyi, ev sahibi polis öldürmüş
12:45 - İstanbul'da; Yukarı Dudullu'da, polis memuru H.K (43), 4 gün önce polis merkezine giderek, evinde bir kadın cesedi bulunduğunu bildirdi. Evdeki incelemede, "Sevgililer Günü" gecesini H.K ile geçirdiği anlaşılan hemşire Olcay Ünal'ın (fotoğrafta), başından tek kurşunla öldürüldüğü belirlendi. İlk evliliğinden ikiz kızları bulunan hemşire Ünal'ın cesedi, Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından yakınları tarafından alınarak, toprağa verildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanarak, polis noktasında görevli bulunduğu Ümraniye Adliyesi'ne çıkartılan H.K, tutuklanarak cezaevine gönderildi. 19.02.2009 İSTANBUL
netgazete

1 Şubat 2009
PKK'lı hacker, porno sitelere yerleştirdiği virüsle, bu sitelere giren TSK ve MİT mensuplarının bilgilerine ulaştı.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 3 ay önce devriye görevi yapan polis, elindeki dizüstü bilgisayarı çaldığı şüphesiyle R.Ç'yi (19) gözaltına almıştı. Yapılan incelemede R.Ç'nin bilgisayarında 'MİT' isimli şifrelenmiş bir dosya bulunmuştu. Konuyla ilgili soruşturmasını tamamlayan polis, dosyada güvenlik kuvvetleri hakkında gizli bilgiler bulunduğunu tespit etti.

VİRÜS YERLEŞTİRDİ

R.Ç'nin bilgisayarında ve evinde bulunan 2 DVD'de özel bir yöntemle şifrelenmiş TSK'ya bağlı bazı birimlerin harekat planları, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ait personel isim listesi ve bazı terörle mücadele şubelerinin dokümanları çıktı. Zanlının porno sitelere yerleştirdiği virüsle, bu siteleri ziyaret eden TSK, MİT ve polis teşkilatı mensuplarının bilgisayarlarına girerek gizli bilgilere ulaştığı anlaşıldı.

ŞİFREYİ KENDİSİ ÇÖZDÜ

R.Ç. ifadesinde, 4 yıl önce Diyarbakır'da 'Sniper Team' isimli bir hacker grubunda yer aldığını, bilgisayar konusundaki bilgi ve becerisi nedeniyle chat ve porno sitelerine virüsler gönderdiğini anlattı. Virüs gönderdiği internet sitelerine giren şahısların bilgisayarlarına bu şekilde ulaştığını kaydeden R.Ç, önemli bulduğu bilgileri arşivlemeye başladığını belirtti.

10 YIL HAPSi iSTEN

DinElde ettiği gizli bilgileri çalıştığı internet kafeye müşteri olarak gelip giden H.T'nin tanıştırdığı U.Y'ye anlattığını kaydeden R.Ç, "Bu bilgileri bir aracıyla PKK'nın elebaşlarından Murat Karayılan'a ulaştırdım" dedi. R.Ç, 'Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.

bugün

Polis okulu öğrencileri hastanelik oldu

Sarıyer Gümüşdere Adile Mermerci Polis Okulu'nda okuyan öğrenciler, zehirlenme şüphesi ile hastanelere kaldırıldı.04 Şubat 2009 00:28


Yaklaşık 35 civarı öğrenci, mide, bulantısı ve kusma şikayeti ile ilk olarak Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Daha sonra bu öğrencilerden 7'si Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesine, 5 hasta Taksim İlk Yardım Hastenesinde yatıyor. Öte yandan diğer zehirlenen öğrencilerin Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne ve başka hastanelere sevk edilidği öğrenildi. Sevk edilen öğrenciler arasında kız öğrenciler de var.

Dün akşam saatlerinde bazı polislerde belirtileri başlamış olmasına rağmen olayın dikkate alınmamasının ardından bu akşam öğrenciler zehirlenme şüphesi riski olma ihtimali üzerine hastanelere sevk edildi.

Taksim İlkyardım, Şişli Etfal, SSK Okmeydanı Araştırma Hastanesi ve Sarıyer Devlet hastanesi'nde çok sayıda öğrenci bulunuyor.

ğrencilerin besin zehirlenmesinden hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.

cafesiyaset

Polise yol vermedi, bedelini canıyla ödüyordu
15:30 - Ankara Mamak'ta gece 01.00 sıralarında meydana gelen olayda, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru M.S, otomobiliyle seyir halindeyken, aynı istikamette giden otomobilin sürücüsü Halil Efe ile "yol vermeme" yüzünden tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine memur M.S., Halil Efe'yi tabancayla ateş ederek karnından yaraladı. Hastanede tedavi altına alınan Efe'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Kaçan polis memuru M.S, olaydan yaklaşık 1,5 saat sonra Mamak Ege Mahallesi'ndeki evinde gözaltına alındı. 10.02.2009 ANKARA netgazete


3 aylık evli başkomiser evinde ölü bulundu
Hollanda'daki Türk Konsolosluğu'nda görev yapan 31 yaşındaki başkomiser Oğuz Kaba, Amsterdam'da kaldığı evde ölü bulundu.01 Şubat 2009 18:58
Aziz Gül'ün haberi

Kaba'nın ölüm haberi Manisa'da yaşayan polis babası ve annesini yasa boğdu. Kaba'nın 3 ay önce evlendiği polis memuru olan eşinin 2 aylık hamile olduğu öğrenildi.

İzmir Polis Akademisi'nden mezun olduktan sonra önce Tokat'ta, ardından da Şırnak'a Özel Harekatçı olarak görev yapan Oğuz Kaba (31), daha sonra İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne tayin edildi.

Yaklaşık 4 ay önce Hollanda'nın Amsterdam kentindeki Türk Konsolosluğu'na tayin edilen Kaba, burada görevine başladı. Yaklaşık 3 ay önce İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görevli meslektaşı Dicle ile Manisa'da düzenlenen düğünle dünyaevine girdi. Bu arada Hakkari'ye tayini çıkan Dicle Kaba, tayinini dondurup ücretsiz izne ayrılarak eşi ile birlikte Hollanda'ya gitti. Bir süre sonra çift, genç kadının hamile kalmasıyla büyük mutluluk yaşadı. Genç kadın, kısa süre önce Ankara'ya yakınlarının yanına gelerek, hamilelikle ilgili bazı tetkikleri de yaptırdı.

Pazartesi günü Hollanda'ya gitmeyi planlayan genç kadın, Cuma günü defalarca aramasına rağmen eşine ulaşamadı. Bunun üzerine durumu eşinin görev yaptığı Hollanda Konsolosluğu'na bildirdi. Konsolosluk görevlilerinin ihbarıyla genç başkomiserin kaldığı eve giden Hollanda polisi, çilingir yardımıyla kapıyı açıp eve girdiğinde Kaba'yı baygın halde buldu. Hemen hastaneye kaldırılan Kaba, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kaba'nın evde düşerek başını sert zemine çarpması nedeniyle beyin kanaması geçirip ölmüş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Manisa'da yaşayan Kaba'nın emekli polis memuru olan babası Mevlüt ve annesi Zahide Kaba ile eşi Dicle Kaba, acı haberle neye uğradıklarını şaşırdı.
haber7

7 aylık polis, motosikletle kaldırıma çarptı öldü
16:15 - İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Yunus ekiplerinde, 7 ay önce göreve başlayan Muhammet Ulutaş (23), izinli gününde Üsküdar Selimiye Mahallesi Tıbbiye Caddesi üzerinde Kadıköy istikametine ilerlerken, motosikletinin hakimiyetini kaybedip kaldırıma çarptı. Kaza sırasında kasklı olduğu öğrenilen Ulutaş, aldığı ağır darbeler neticesinde hayatını kaybetti. 02.02.2009 İSTANBUL
netgazete


05 Şubat 2009
Aliağa'da Emniyet Müdürlüğü'nde bomba imha uzmanı polis memurunun elindeki patlayıcı infilak etti. Polis memuru öldü.

Aliağa Emniyet Müdürlüğü önünde meydana gelen patlamada yaralanan bomba imha uzmanı polis Bilal Konakçı'nın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldü. Bilal Konakçı'nın daha önce ele geçirilen ve imha edilmesine karar verilen patlayıcı maddeyi emniyet müdürlüğü binasından çıkarırken patlamanın meydana geldiğini kaydetti.

Ambulansı durduran polisler trafikçilikten çıkarıldı
17:45 - Edirne'de, kalp krizi geçiren kadını almak için göreve giden ambulansın durdurulması üzerine açılan soruşturma kapsamında, iki trafik polisi, görevlerinden alınarak başka hizmet birimlerine tayin edildi. Olayın ardından Emniyet Müdürlüğünün talebi üzerine, trafik memurlarının ihmal ve kusurunun tespiti amacıyla soruşturma başlatıldığı ifade edilen açıklamada, soruşturma sonucunda, iki trafik görevlisinin, olayla ilgili olarak kusurlu hareket ettiklerinin belirlendiği kaydedildi. 20.02.2009 EDİRNE
netgazete

Polis Akademisi'nin 5. katından atladı
15:00 - Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde Polis Akademisi Başkanlığı Akademik İşler Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Mehmet Akçagedik, bugün öğle saatlerinde, görev yaptığı binanın 5. katına çıktı. Buradan atlayarak intihara kalkışan ve ağır yaralanan Akçagedik, Gölbaşı Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde yapılan müdahalenin ardından Gazi Hastanesine sevk edildi. 25.02.2009 GÖLBAŞI
netgazete

Evinin önüne park ettiler diye 3 kişiyi vurdu

28 Şubat 2009 Kocaeli'nde park meselesi yüzünden çıkan kavgada 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.
Olay, Kocaeli'nin Körfez ilçesine bağlı 95 Evler Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalle pazarı için 95 Evler Mahallesi'ne gelen Ercan U., Ayşe U. ve Mehmet U., araçlarını evinin önüne park ettikleri Zeki T.'nin tepkisiyle karşılaştı. Kısa sürede kavgaya dönüşen tartışma sırasında Zeki T., belinde bulunan silahını çıkararak Ercan U., Ayşe U. ve Mehmet U.'ya ateş açtı. Ercan U. hayatını kaybederken, yaralı Ayşe U. ve Mehmet U. Körfez Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

netgazete

Maltepe'de bir polise 'sahte evrak' soruşturması


28 Şubat 2009 Maltepe'de bir polis memuruna sahte evrak düzenlediği gerekçesi ile idari soruşturma başlatıldı.
Alınan bilgiye göre, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ilçe seçim kuruluna 17.00'de son başvuru saatinde yetişemeyen MHP Maltepe İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, ilçe seçim kuruluna 17.28'de evrakları teslim ettiler. Gecikme gerekçesinde ilçe seçim kurulu başkanına trafikte kaza yaptıklarını beyan ettiler. 1 gün sonrası ise Cumhuriyet Polis Merkezi'ne gelerek münakaşa ettiklerini beyan ettiler.
Bu şekilde rapor düzenleyen R. adlı polis memuruna ilçe seçim kurulu başkanlığı suç duyurusunda bulundu. Bu raporu dikkate almayan ilçe, il ve yüksek seçim kurulu MHP'nin Maltepe'de seçimlere giremeyeceği kararını verdi. Maltepe İlçe Seçim Kurulu'ndaki beyanatla, karakoldaki beyanatın farklı olması polis hakkında soruşturma açılmasına sebeb oldu.

netgazete

16 MART 2009, PAZARTESİ
Devlet polisin Resmi Gazete ilanıyla arıyor

Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı, müstafi Emniyet Amiri Gökhan Çelik'i, 7 gün işe gelmediği gerekçesiyle savunması yapması için Resmi Gazete ile ilan verdi.

ANKARA - Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı, müstafi Emniyet Amiri Gökhan Çelik'i, 7 gün işe gelmediği gerekçesiyle savunması yapması için Resmi Gazete ile ilan verdi.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısının ilanlar bölümünde yer alan ilanda "122341 sicil sayılı müstafi Emniyet Amiri Gökhan ÇELİK, Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Disiplin Kuruluna ait iki ayrı soruşturma dosyasının karara bağlanabilmesi" amacıyla ifade vermesi için ilanla çağırdı. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 129 ve 130.maddeleri gereğince Emniyet Amiri Çelik'in savunmanızın alınması gerektiğinden ve "bütün aramalara rağmen bulunamadığınızdan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi gereğince tebligat yerine geçerli olmak üzere" Resmi Gazete'ye ilan verildiği bildirildi.
Resmi Gazete'de yer alan ilanda soruşturmadaki iddialar ise şöyle yer aldı:
"İDDİA 1 - Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli bulunduğunuz sırada, 26.07.2008-01.08.2008 tarihleri arasında 7 gün göreve gelmediğiniz iddia edilmektedir.
İDDİA 2 - Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli bulunduğunuz sırada, 28.04.2008 tarihinden geçerli 10 (On) gün süreli rapor aldığınız, 09.05.2008 tarihinden geçerli olmak üzere 7 (Yedi) gün daha ikinci rapor aldığınız, ilk rapor bitimi olan 05.08.2008 tarihinde göreve başlamanız gerekirken göreve gelmediğiniz iddia edilmektedir."
Bu iddialara ilişkin ifadesinin alınması için 7 gün süresi olduğu belirtilen ilanda, Çelik'den savunmasını şahsen yada yazılı olarak göndermediği takdirde bu hakkından vazgeçmiş sayılacağı da ifade edildi.
akşam

Polise chat yasağı! Internet erişimleri kısıtlanıyor
14:00 - Emniyet Genel Müdürlüğü merkez teşkilatına gönderilen yazıda, sistem bilgisayarlarının güvenliğini tehlikeye düşürmesi muhtemel siteler kapsamında web tabanlı elektronik posta hizmeti veren sitelere erişimin yarından itibaren engelleneceği belirtildi. Elektronik posta hizmetine ihtiyaç duyan personele ise talep etmesi durumunda "egm.gov.tr" uzantılı kurumsal e-posta adresi verilecek. Elektronik oyunlar, arkadaş bulma, sohbet, ücretsiz yazılım indirme ve özel proxy siteleri ise "personelin iş gücü kaybını engellemek amacıyla" engellenecek. 19.03.2009 ANKARA
netgazete

b]Polisin kendini savunma klasiği: O da bana vurdu[/b]
18/03/2009
Vatandaşların işkence ve kötü muamele iddialarına polis ‘görevli memura mukavemet’ davasıyla karşılık veriyor. Üç yılda 7 bin polise mukavemet davası açıldı

RİFAT BAŞARAN
ANKARA - Son yıllarda vatandaşların güvenlik kuvvetlerine yönelik işkence ve kötü muamele iddiaları karşısında, güvenlik kuvvetlerinin ‘görevli memura mukavemet’ kalkanını kullandığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre son üç yılda, ‘işkence’ ve ‘ağır işkence’ suçundan sadece 149 dava açıldı, 348 dosya derdest oldu. Buna karşın ‘kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanmak’ suçundan son üç yılda 7 bin 491 dava açıldı.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk’un işkence iddialarıyla ilgili soru önergesine verdiği yanıta göre, 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait olmak üzere TCK’nın ‘işkence’yi düzenleyen 94. maddeden 135 dava açıldı ve 318 dosya derdest oldu. ‘Ağır işkence’yi düzenleyen 95. madde kapsamında 14 dava açılırken 30 dosya derdest oldu. 94. maddeden son üç yılda açılan davalarda düşüş olduğu gözlendi. Bu maddeden 2006 yılında 79, 2007’de 38, 2008 yılında ise 18 dava açıldı. 94. maddeden 429, 95. maddeden ise 10 dosya hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. 94. maddeden üç yılda 21 dosya hakkında karar kesinleşti. 58 dosya ise beraatla sonuçlandı. 95. maddeden ise 9 dosya beraatle sonuçlandı.

7 bin mukavemet davası
Buna karşın TCK’nın ‘görevli memura mukavemet’ suçunu düzenleyen 265. maddesi uyarınca 7 bin 491 dava açıldı ve 1772 dosya derdest oldu. Bu madde ile ilgili 989 dosya hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken, 373 dosya beraatle sonuçlandı. 689 dosya hakkında da ceza kararı kesinleşti. Bu maddeden 2006 yılında 46, 2007 yılında 96, 2008 yılında ise 28 kişi olmak üzere toplam 170 kişi tutuklandı.

Üskül: Polisin karşılığı
Bu bilgileri Radikal için değerlendiren TBMM?İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül şunları söyledi: “Bize ulaşan kötü muamele iddiasıyla ilgili başvuruları incelediğimizde; bize başvuran kişinin dava açtığını ama buna karşı, dava edilen polislerin o vatandaşa karşı ‘mukavemet’ davası açtığını görüyoruz. Bunu belli olaylarda sanki polisin bir tür kendini savunma mekanizması gibi geliştirdiği anlaşılıyor. Mukavemet davalarının içinde çok sayıda toplumsal olaylara müdahalede gerçekleşen direnmeler ve karşı koyuşlar da bulunuyor. Oranını bilmiyoruz.”
Radikal

Emniyet Bu Siteyi Özel İzliyor
24 Mart 2009 11:33

Emniyet'te msn, yahoo, mynet, gmail gibi sohbet sitelerine yasak geldi ancak Emniyet'in "özel" dikkatle izlediği çok derin bir site var. Sitenin hedefi polisler..

Emniyet Genel Müdürlüğü, polise msn, yahoo, mynet, gmail gibi sohbet sitelerini yasakladı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı imzasıyla yapılan düzenlemede emniyet mensuplarının bundan sonra elektronik gönderileri için sadece egm.gov.tr adresini kullanabileceği ifade edildi.

Ayrıca Polis.tc sitesi Emniyet tarafından özel dikkatle izleniyor.

POLİS.TC DİKKATLE İZLENİYOR

Son günlerde Emniyet mensupları arasından gayet popüler bir site var: www.polis.tc Site görünürde Emniyet Mensuplarına hizmet vermek amacıyla tasarlanmış.

Sitenin "Biz Kimiz" kısmında ise güven telkin ederek sitenin baş editörlüğünü Av. Refik Ali Uçarcının yaptığı yazılı.

Peki Refik Ali Uçarcı Kim?

Refik Ali Uçarcı Ergenekon iddianamesine ismi geçen bürokratlardan biri. Uçarcı Ankara Mason Locası 121 nolu üyesi. Emekli Mülkiye Başmüfettişi.

Ayrıca Hablemitoğlu cinayetinde de Refik Ali Uçarcı'nın ismi geçiyor ve sorgulanmış. Refik Ali Uçarcı hakkındaki şaibeler bununla da bitmiyor, Uçarcı Maliye Bakanlığındaki, casusluk olayından, susurluk raportörlüğüne, ve Emniyetteki bazı soruşturmalara kadar bir dizi derin olayla hep ismi geçen bir kişi.

POLİS DEĞİL NİYE EMNİYETÇİ SİTESİ KURDU

Şimdi merak edilen bu ismin neden bu siteyi kurduğu. Polisleri bir araya getiren, aynı departmandan polislerle ve eski sınıf arkadaşlarıyla iletişim kurmalarını sağlayan, polislere profil oluşturma imkanı tanıyan site ayrıca polislere mail hizmeti sunuyor. Yeni polislerin facebook'u olmaya da aday.

Bu sitede üye olan polislere ilgi alanları, mezuniyet senesi, mezun olduğu okul gibi birçok detay bilgiler soruluyor. Ayrıca polisler kendi profillerine fotoğraf ekleyebiliyor. Bu sayede site yöneticileri polislere dair birçok bilgiyi depolayabiliyor, polislerin profilleri üzerinde çalışmalar yapabiliyor.
En önemlisi ise mail hizmeti sunan sitenin, buradan mail alan polislerin yazışmalarını takip edebiliyor olması.

MALİYE'DEKİ CASUSLUK OLAYIN DA AVUKAT OYDU

Vergi Dairesi Otomasyon Projesi (VEDOP) sistemine binlerce kez usulsüz giriş yapıldığını,devletin üst kademesindeki isimlerin malvarlığı, vergi ve banka hesaplarına girildiği tespit edilmişti. Konuyla ilgili 2007 yılında başlatılan "casus avı"nda olayın baş aktörü olmakla yargılanan Maliye Başmüfettişi Hamza Kaçar'ın avukatlığını da yine Refik Ali Uçarcı yapmıştı

SUSURLUK'TA DA O VAR

Uçarcı Susurluk Komisyonu'nda da raportör olarak görev almıştı. Komisyonda özel bilgiler veren bürokratların sözleri anında medyaya servis edilince, pek çok bürokrat açık konuşmaktan vazgeçmiş hatta bu durum dönemin ünlü amiri Hanefi Avcı'nın tepkisini çekmişti.

Ergun Poyraz'dan çıkan belgelerde ismi varRefik Ali Uçarcı'nın ismi Ergenekon tutuklusu Ergün Poyraz'dan çıkan belgelerde de var. Ergenekon İddianamesinin eklerinde yeralan ve zanlı Ergün Poyraz tarafından hazırlandığı berilnenen bir listede Emniyet Müdürlerinin de fişlendiği ortaya çıkmıştı. 2003'ten sonra hazırlandığı belirlenen fişlerde Tokat Emniyet Müdürü Atilla Çınar'la ilgili bölümde şöyle yazıyor: "Hizbullah terör örgütünün kayıp parası ile ilgili soruşturma geçirdi. Bu soruşturmayı Mülkiye Başmüfettişi Refik Ali Uçarcı, Atilla Çınar ve diğer emniyetçilerin çaldıkları paralar için ifade vermeye gelen 5 komiseri dinlemeyerek alalacele dosyayı kapattı. Aynı soruşturmayı yürüten diğer müfettişler dosyayı savcılığa gönderdi."

Kaynak: Sonsayfa.com

Polis aracının çarptığı çocuk öldü

Manisa'da polis aracının çarptığı çocuk, hastanede yaşamını yitirdi.
29 Mart 2009 16:42

Alınan bilgiye göre, polis memuru Erhan P. (38) yönetimindeki Manisa Emniyet Müdürlüğü İnfaz Şube Müdürlüğüne ait sivil ekip otomobili, Yeni Mahalle Mimar Sinan Bulvarı'nda yolun karşısına geçmek isteyen Ferhat Oğraş'a (9) çarptı. Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesine kaldırılan Oğraş, kurtarılamadı.
haber7

Polise Kundaklama
31 Mart 2009 15:15

Şanlıurfa’nın Hilvan İlçesi’nde, polis memuru Cihan Çelik’e ait özel otomobil, kimliği belirsiz kişiler tarafından kundaklandı.

Hilvan Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Cihan Çelik’e ait 06 BLA 83 plakalı otomobil, Bağlar Mahallesi Ofis Sokak’taki evinin önünde park halindeyken kimliği belirsiz kişi veya kişilerce üzerine benzin dökülüp ateşe verildi. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye görevlileri tarafından söndürülen otomobil kullanılamaz hale gelirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
aktifhaber

Polisleri koltuk değneği ile dövdü

Rusya'da iki polisi koltuk değneği ile döven 70 yaşındaki kadına 85 dolar para cezası verildi.01 Nisan 2009 00:36 haber7

Dünya şampiyonu güreşçi, 1'i ağır 4 polisi yaraladı

05 Nisan 2009 - Dünya Şampiyonu ve Olimpiyat Üçüncüsü Milli Güreşçi Mehmet Özal ile yanındaki genç güreşçiler ve emniyet güçleri arasında kavga çıktı. Çıkan kavga sonunda birisi ağır olmak üzere dört polis yaralanırken, Mehmet Özal ve yanındaki güreşçiler gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, 2012 Olimpiyatları Milli Takım Seçme Komitesi'nde görevli olan Mehmet Özal, Ankara 19 Mayıs Spor Kompleksi içinde bulunan Yaşar Doğu Güreş Salonu'nda Türkiye Grekoromen 2'nci Ligi karşılaşmalarını izledi. Müsabakaların sonunda Mehmet Özal, yanındaki üç genç güreşçi ile birlikte spor kompleksinden ayrılmak istedi. Aynı saatte 19 Mayıs Stadı'nda oynanan Ankaragücü-Kocaelispor maçı dolayısıyla geniş güvenlik önlemleri alan emniyet güçleri, Özal ve yanındakilerin bulunduğu aracın geçişine izin vermedi. Bunun üzerine taraflar arasında sözlü tartışma başladı. Sözlü tartışma bir anda yumruklaşmaya döndü. Çıkan kavga sonunda bir polisin boynundan ağır biçimde yaralandığı, bir polisin kolunun çıktığı, diğer polislerin de omuz ve dizlerinde yaralanmalar meydana geldiği belirtildi.

netgazete

Polisle "çatışan" kişi ölü ele geçirildi

Hatay'ın İskenderun ilçesinde kimlik soran sivil polislere silah çektikten sonra kaçmaya çalışan ve emniyet ekipleri ile silahlı çatışmaya giren bir kişi vurularak öldürüldü.05 Nisan 2009

İskenderun Emniyet Müdürü Yusuf Cinel, E.G'nin hırsızlıktan ve ruhsatsız silah taşımaktan sabıkalı olduğunu, emniyet güçleri ile girilen silahlı çatışma sonrasında hayatını kaybettiğini söyledi.

Adana'da Emniyet binasında polise darp

Adana'da kavgada yaralanan çocuğunun ifadesinin alınması için Çocuk Şube Müdürlüğüne gelen 2 kişi ile polisler arasında tartışma çıktı, 2 polis memuru ile çocuğun yakınları yaralandı.05 Nisan 2009 00:20


AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Şehit Erkut Akbay Mahallesindeki bir kavgada E.Ö. (11) bacağından bıçakla hafif şekilde yaralandı. Hastanedeki ilk tedavisinin ardından E.Ö, Kışla Mahallesindeki Çocuk Şube Müdürlüğüne götürüldü.

Olayı öğrenince Çocuk Şube Müdürlüğüne gelen baba Seyit Ö. ve kayınbiraderi Recep B'nin, polisler tarafından sakinleştirilerek bekleme odasına alındığı, uzman psikolog ve avukatın gözetiminde çocuğun ifadesini alan polislerin, Seyit Ö'den adli tıp raporu almasını istediği belirtildi.

Burada gereksiz biçimde oyalandıklarını savunarak, çocuğunu alıp eve gitmek isteyen Seyit Ö'nün polis memurlarınca sesini yükseltmemesi konusunda uyarıldığı, ancak Seyit Ö. ve Recep B.'nin şube müdürlüğü binasına zarar vermeye çalıştığı ve bu sırada ailenin diğer yakınlarının da içeri girdiği ifade edildi.

Polisin uyarısına rağmen binadan çıkmak istemeyen Seyit Ö. ve Recep B. ile isimleri açıklanmayan polis memurları arasında çıkan tartışma sonrasında arbede yaşandığı ve 2 polis memuru ile Seyit Ö. ve Recep B.'nin yaralandığı kaydedildi.

Polis memurlarından birinin 4 dişi kırılıp, yüzünde morluklar oluşurken, diğer polis memurunun göğüs kafesinde hasar meydana geldiği belirlendi.

Ambulansla Adana Numune Hastanesine götürülen Seyit Ö'nün dudağının yarıldığı, Recep B'de ise darp izine rastlanmadığı belirtildi
haber7

Dava 11 yıl bitmeyince, kendisini yakmaya kalktı

17:15 - 11 yıl önce Ahmet T. isimli polis memuru, kullandığı özel otomobil ile Soner U.'ya (39) çarptı. Kaza sonrası hukuk mücadelesi başlatan Soner U., bu sırada davaya bakan 3 avukatı hakkında da harç paralarını yatırmadıkları iddiasıyla şikayetçi oldu. Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam eden manevi tazminat davasının bugün de karara bağlanmaması üzerine çılgına dönen ve adliye girişine döktüğü benzini ateşleyen Soner U., elinde tutuğu çakmakla kendini yakacağını söyledi. Adliye önünde heyecana sebep olan vatandaş, yere düşürülerek etkisiz hale getirildi. 09.04.2009 BURSA netgazete

Jammer'lı oto hırsızlık çetesinden bir de polis çıktı
14:15 - İzmir'de otomobil hırsızlığı şebekesine yönelik düzenlenen operasyonda, aralarında emekli emniyet komiseri ile güvenlik sistemleri kuran şirket sahibinin de yer aldığı şebekenin 10 üyesi yakalandı, çalıntı 9 otomobil ele geçirildi. Operasyonda, şebekenin plan yaparken polisin teknik takibinden kurtulmak amacıyla yurt dışından kaçak olarak getirildiği belirlenen sinyal kesici Jammer cihazı kullandıkları tespit edildi. Zanlılar sorgularının ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. 09.04.2009 İZMİR netgazete

Bombalamalar Polisin İşi Mi?
12 Nisan 2009 14:06

Güngören'de 17 kişinin hayatını kaybettiği çifte bombalı saldırıyı polis mi gerçekleştirdi. İşte korkunç iddia...

Taraf gazetesi, İçişleri Bakanı Atalay’ın 17 kişinin öldüğü “Güngören saldırısını yapanlarla aynı kişilerin işi” dediği Beylikdüzü’ndeki çay bahçesinin bombalanması olayını iki polisin gerçekleştirdiğini iddia etti.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın, “Güngören saldırısını düzenleyenlerle aynı kişilerin işi” dediği Beylikdüzü bombalamasının, iki emekli polis tarafından yapıldığı iddia edildi.

Eski Beylikdüzü Belediye Başkanı Vehbi Orakçı’nın da aralarından bulunduğu çeteye yönelik operasyon kapsamında, yapılan telefon dinlemesinde Beylikdüzü’nde bir çay bahçesine atılan atılan ve 10 kişinin yaralandığı bombanın PKK tarafından değil, rant kavgası sırasında çay bahçesi sahibini korkutmak için oluşturulan çetenin üyeleri tarafından atıldığının ortaya çıktığı öne sürüldü.

2 emekli polis gözaltında
Taraf gazetesinin dün sürmanşete taşıdığı ‘PKK bombası polisin çıktı’ başlıklı habere göre, jandarma tarafından Beylikdüzü’nde gerçekleştirilen operasyonda ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Suç işlemek için çete oluşturdukları, ihaleye fesat karıştırdıkları ve rant sağladıkları iddiasıyla jandarma tarafından başlatılan soruşturmada Vehbi Orakçı’nın yanı sıra 2 de emekli polisin bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı.
Habere göre, jandarmanın çeteye yönelik yaptığı telefon dinlemelerine takılan eski bomba uzmanı emekli polis İ.A’nın bombayı hazırladığı, diğer emekli polis memuru M.S.’nin de bombalama eylemine karıştığı ileri sürüldü.

Bakan ‘aynı kişiler’ demişti
Güngören’de 27 Temmuz 2008’de 17 kişinin ölümüne neden olan bombalama olayının faili oldukları gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklanan altı sanıkla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde düzenlenen basın toplantısında, Vali Güler ve Emniyet Müdürü Cerrah ile birlikte kamera karşısına geçen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Güngören’i kana bulayan sanıkları yakaladıklarını, bu sanıkların aynı zamanda Beylikdüzü’nde bir çay bahçesine bomba koyan sanıklar olduğunu söylemişti.

Atalay, “Güngören’deki terörist saldırıya yönelik çalışmalar kapsamında 15 Haziran 2008’de Beylikdüzü’nde bir çay bahçesinde gerçekleştirilen ve 10 kişinin yaralandığı saldırınında bu şahıslar tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Bu olayda böylelikle aydınlatıldı” demişti.
Olayın ardından adliyeye çıkarılan 10 şüpheliden altısı, “örgüt üyeliği”, “yardım ve yataklık” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Emniyet’ten yalanlama
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, dün Taraf gazetesinde yer alan “PKK Bombası Polisin Çıktı” başlıklı haberin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Emniyetten yapılan yazılı açıklamada, Yakalanan örgüt mensupları halen tutuklu olarak yargılanmakta ve asli failin aranmasına devam edilmektedir” denildi.
aktifhaber

Polis-öğrenci maçında kürtçe kavgası; 4 yaralı

12 Nisan 2009 Van'ın Muradiye ilçesinde polis ve lise öğrencileri arasında oynanan dostluk maçında Kürtçe konuşulması iddiasıyla çıkan kavgada 3 öğrenci ile 1 polis yaralandı. .
Edinilen bilgiye göre, ilçe stadında Emniyet Müdürlüğü ekipleri ile lise öğrencileri arasında bir dostluk maçı yapıldı. Maç esnasında bir öğrenci ile polis memuru arasında çıkan tartışmanın büyümesi üzerine çıkan kavgada 3 öğrenci ile 1 polis yaralandığı bildirildi. Kavga sonrasında emniyete alınan öğrenciler öğretmenleri tarafından hastaneye götürüldü. Olayla ilgili bir açıklama yapan öğrenciler, "Biz polislerle dostluk maçı yapıyorduk. Bu esnada Harun arkadaşımız Kürtçe bizden pas isteyince polisin tepkisiyle karşılaştı. Harun'u polisin elinden çıkarmaya çalışırken, bize de vurdular. Daha sonra da emniyete götürülüp darp edildik" şeklinde iddialarda bulundular. Muradiye Devlet Hastanesi Acil Polikliniği'nde ilk müdahaleleri yapılan öğrenciler Van'a sevk edildiler

netgazete

Polis amiri, hakeme "eşcinsel" deyip yumruk attı

12 Nisan 2009 - Kocaeli'de bir otelde maç izledikleri sırada, bir futbol hakemiyle tartışan ve "eşcinsel" diyerek yumruk atan, aynı zamanda eski futbol hakemi ve gözlemci olan polis merkezi amirinin 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına karar verildi.
Edinilen bilgiye göre, bir otelde maç izledikleri sırada önceden aralarında husumet bulunan Kocaeli Bölgesi İl Hakemi Oktay Özkan ile aynı zamanda gözlemcilik yapan eski hakem Adliye Polis Merkezi Amiri Timur Uzun arasında bir pozisyonun ardından tartışma yaşandı.
Tartışmanın kavgaya dönüştüğü olayın ardından Özkan, Uzun'un kendisine yumruk attığını ileri sürüp Adli Tıp Kurumu Kocaeli Şube Müdürlüğünden rapor alarak Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulundu.
Şikayetinde, Uzun'un kendisine "Sen eşcinselsin, erkeklerle birlikte oluyorsun, elimizde kasetlerin var. Bunları kullanabilirim" dediğini, kendisinin ise "elinden geleni ardına koyma" diyerek karşılık verdiğini iddia eden Özkan, sandalyesinden kalkan Uzun'un kendisine yumruk attığını kaydetti.
netgazete

Polis polis eşini vurdu, ardından intihar etti

14 Nisan 2009 Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde görevli polis memuru, önce polis eşini vurdu, ardından intihar etti.
Edinilen bilgiye göre, Akçakale ilçesinde görevli polis memuru Cüneyt Cesur (30), geçimsizlik yaşadıkları eşi Cahide Cesur'dan (31) boşanmak için 3 gün önce dava açtı. Bu olayın ardından Akçakale Meslek Yüksekokulu Lojmanları'na taşınan Cahide Cesur'un evine giden Cüneyt Cesur, burada tartıştığı eşini beylik tabancayla vurdu. Daha sonra intihar eden Cüneyt Cesur, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. netgazete

Haakari'deki patlamada ölen polise Emniyet Genel Müdürlüğü'nde tören
25.05.2009 Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde meydana gelen patlamada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede ölen Polis Memuru Ufuk Şentürk için Emniyet Genel Müdürlüğü'nde tören düzenlendi.

Özel harekâtçı polisin katil zanlısı, meslektaşı çıktı
14:50 - Balıkesir'de geçen Cuma günü, bir taş ocağını yakınında cesedi bulunan Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesi'nde görevli İbrahim Üstünel (44), memleketi Silifke'de toprağa verildi. Vücudunda 5 kurşun deliği tespit edildi. İbrahim Üstünel'in en son Ankara'dan gelen emekli polis İ.Ç. ile birlikte olduğu belirlendi. Balıkesir Jandarması ekipleri, Ankara'ya gitti, zanlı İ.Ç.'nin Balıkesir'e geldiği otomobil, evine 400 metre mesafede özel otoparkta ele geçirdi. Araçta kurşun delikleri tespit edilirken, deliklerin kapatıldığı, camların değiştirilip yenilendiği belirlendi. 01.06.2009 BALIKESİR netgazete

Suç hazırlayan Polis
02 Haziran 2009 12:11

Şehir efsanesi gerçek oldu, yetmedi kameraya kaydedildi...

Manisa Salihli'de polis kapanış saatinden sonra bir bara gelerek barın sahibini aradı. Arama yapacağını söyleyen polis bara girdikten sonra kamera olduğunu farketmeden bir yere esrar saklayıp bulmuş gibi yaptı. Durumu gören barın sahibi ise şaşkınlık geçirirken polis tutanağını çoktan hazırlamıştı bile..

aktifhaber

Polisin merakla baktığı ambulanstaki yaralı kızı çıktı
15:50 - Atatürk Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Nur Köksal'ın üzerine sınıfta sıra düştü. Ayağından yaralanan kız öğrenci okula gelen 112 ambulansı tarafından Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bu sırada Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olan ve başka bir olayı takip için hastanede bulunan polis baba Kenan Köksal,(solda kepsiz) merakla ambulanstan inen yaralıya bakmak istedi. Sedyedeki yaralanın kendi kızı olduğunu fark eden polis baba, ellerini tuturak, "Ne oldu kızım" diye sordu. 04.06.2009 BURSA netgazete

Adana'da polis aracının çarpması sonucu ağır yaralanan Ezgi, 6 günlük yaşam mücadelesini kaybetti

04 Haziran 2009 Adana'da polis aracının çarpması sonucu ağır yaralanan ve 6 gündür yoğum bakım servisinde yaşam mücadelesi veren 10. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Ezgi Şener, hayatını kaybetti.
Ramazan Atıl Lisesi 10 TM F sınıfı öğrencisi Ezgi Şener'in ölümüyle sonuçlanan kaza, 28 Mayıs Perşembe günü Belediye Evleri Mahallesi Çoban Yurtçu Bulvarı'nda meydana geldi. Cilt tedavisi için Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne gitmek üzere evden çıkan Ezgi Şener, karşıdan karşıya geçmek isterken Adana Emniyet Müdürlüğü Kriminal Laboratuarı'nda görevli Hasan K.'nin kullandığı 01 A 0328 plakalı polis otosunun altında kaldı. Ezgi Şener, tedavi olmak amacıyla gitmek istediği hastaneye bu kez ambulans ile ağır yaralı olarak getirildi. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Ezgi, 6 gündür sürdürdüğü yaşam mücadelesini önceki gün kaybetti. Ezgi Şener'in cenazesi toprağa verilmek üzere Kabasakal Mezarlığı'na getirildi. Ailesinin tek çocuğu olan Ezgi'nin sınıf arkadaşları ve öğretmenleri onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Arkadaşları "Ezgi sen bizim kalbimizdesin" yazılı fotoğrafını taşıdılar.

netgazete

Polis, Oray Eğin'in yazısına dayanarak Taraf yazarları Emrullah Uslu ve Önder Aytaç hakkında suç duyurusunda bulundu
11 Haziran 2009 Emniyet Genel Müdürlüğü, 24 Nisan 2009'da Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Önder Aytaç ve Emniyet Amiri Dr. Emrullah Uslu hakkında, Taraf Gazetesi'ndeki köşelerinde Türk Ordusu'nu yıpratan yazılar kaleme aldıkları iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na TCK 301/2 ve 125'inci maddelerinden suç duyurusunda bulundu.

Hürriyet Gazetesi'nde Gülden Aydın imzasıyla yer alan habere göre; suç duyurusu, Akşam gazetesi yazarı Oray Eğin'in Aytaç ve Uslu ile ilgili yazısına dayanıyor.

SUÇ: DEVLETİ AŞAĞILAMA

Emniyet Genel Müdürlüğü, suç duyurusunda Akşam Gazetesi yazarı Oray Eğin'in 15 Aralık 2008'de yazdığı "Bu komiser neden önemlidir" başlıklı yazısında geçen iddiaları gerekçe gösteriyor ve TCK'nın 301/2 ile 125'inci maddelerine uyan eylemde bulunduklarını belirtiyor. 301/2, "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılamayla yargılananlar cezalandırılır. Devletin askeri veya Emniyet teşkilatı'nı alenen aşağılayan kişi, altı aydan 2 yıla kadar cezalandırılır."

125'inci Madde'ye göre ise "Bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmada bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılır." netgazete

PKK'lının cenazesinde polise saldırı
20:10 - Geçtiğimiz günlerde Şırnak'ta güvenlik güçleriyle girdikleri silahlı çatışmada öldürülen Moskova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Mezunu militanın cenazesi PKK'nın mitingine dönüştü. PKK yandaşları sivil polisleri linç etmek istedi. Polisler, caminin minaresine kaçarak canlarını kurtardı. 09.07.2010 haber1001



En son Ekim tarafından Prş Hzr 11, 2009 10:22 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Prş Hzr 04, 2009 11:23 pm    Mesaj konusu: "Babam Abdurrahman Ç., eski ahlak memurudur" Alıntıyla Cevap Gönder

18 Haziran 2009
Mehveş Evin / Akşam
Hıncal Uluç'a cevap veren yok mu?

Sabah yazarı Hıncal Uluç günlerdir yazıyor, 'Ankara büroları uyuyor mu, Celalettin Cerrah neden, nasıl Osmaniye'ye vali olarak gitti' diye.
Ancak herkes 'İrtica ile Mücadele Planı'na kilitlenmiş vaziyette. Kimse Cerrah neden gitti, acaba bu tayinde İstanbul'a tekrar geri dönme planı var mı, diye sormuyor... Ya da soruyor, cevap alamıyor... Daha beter senaryo: Soruyor, bir şeyler öğreniyor, fakat yazamıyor... Mesela bu tayinde Dink suikastındaki 'ihmaller zinciri'nin rolü ne? Ya da Karabulut ailesi avukatının Ayşe Arman'a söylediği gibi, cinayet gününe ait kamera kayıtlarının 'yok' denilmesi, hatta bir kısımının silinmeye çalışıldığı, ancak avukatların çabalarıyla 36 gün sonra ortaya çıkarılmasıyla bağlantısı var mı? Cerrah, vali olarak atansa bile bu son derecede ciddi suçlamalarla ilgili hesap vermekle yükümlü değil mi?

'Cerrah'a ne oldu' sorusunu, 'İrtica ile Mücadele Planı' gündemdeyken çok anlamlı buluyorum. Zira herkesin dikkati TSK'ya, TSK'nın 'yıpratılması'na yoğunlaştı ama gözden kaçan önemli bir detay var:
Polisteki Fethullah Gülenci yapılanma hakkında ileri geri her tür yorum, alenen yapılıyor ama Emniyet Teşkilatı'ndan tek bir yetkili çıkıp 'biz de yıpratılıyoruz' diye şikayet etmiyor... Neden? Üç ihtimal var:

1. Polis gerçekten Fethullah Gülen cemaatinin elinde.
2. Poliste cemaatçiler de var, cemaatçi olmayanlar da... Ancak yetkili Emniyetçiler 'cemaatçi' diye anılmaktan rahatsızlık duymuyor. Rahatsızlık duyanlar varsa da etkisiz konumda.
3. Türk polisi cemaatle ilgisi olsa da olmasa da, görevini sessizce yapıyor, polemiğe girmiyor...

POLİS NİYE 'YIPRANMIYOR'?
TSK'nın içinde kopan fırtınalar, son 'belge'yle birlikte iyice tartışılır hale gelmişken, polisin içinde kopan fırtınalardan bihaberiz. Oysa polise yönelik suçlamalar hiç de hafife alınacak gibi değil: Sadece Ergenekon soruşturmasında defalarca polisin görevi dışında hareket ettiği, kanunu çiğnediği iddia edildi, hatta Türkan Saylan'ın evi basıldığında savcılar bile topu polise attı... Yine ses yok!
Benim poliste ne tanıdığım var, ne de kaynağım. Bu yüzden polis içindeki yapılanmayı daha iyi bildiğini tahmin ettiğim bir alıntı yapayım:
'TSK'nın kurumsal zeka'sında çok ciddi sorunlar var iken, Emniyet'in kurumsal zeka katsayısı tam aksi yönde ilerliyor... Çoğunlukla yaşı 30-45 arasında olan bu Emniyetçiler, istihbarat ve güvenlik işlerinden başka bir şey düşünmeyen, tüm beyinsel faaliyetini buna odaklamış, dünya literatüründeki gelişmeleri takip eden bir kuşağı ifade ediyor... Ve evet bu Emniyetçiler içinde Gülen hareketinin kurumlarından yetişmiş, o okullardan, evlerden, dershanelerden gelen ciddi sayıda insan var...' (Rasim Ozan Kütahyalı, Taraf, 17.06.2009)
TSK'nın kurumsal iletişimde çok ciddi sorunlar yaşadığı ortada. Fakat İçişleri Bakanlığı'nın ketumiyeti, 'mükemmel kurumsal zeka' ile açıklanamaz. Polisten, Cerrah'ın tayini ve yeni İstanbul Emniyet Müdürü'nün atanması konusunda, beyinsel faaliyetlerini doğrulayacak açıklamalar bekliyoruz...


Genelev patronunun kızı, baraj gölüne atladı: "Babam Abdurrahman Ç., eski ahlak memurudur.Şimdi genelev patronu"

04 Haziran 2009 - Adana'da bunalıma girerek intihar etmek isteyen bir genç kadın, Çatalan Köprüsü üzerinden Seyhan Baraj Gölü'ne atladı. Kayığı ile göle açılan bir balıkçı, boğulmak üzere olan genç kadını son anda elinden tutarak kurtarmayı başardı.
İddiaya göre Sevgi Ç. (27), bunalıma girerek yaşamına son vermek için gece geç saatlerde Seyhan Baraj Gölü üzerindeki Çatalan Köprüsüne geldi. Bir süre köprü üzerinde yürüyen Sevgi Ç., daha sonra köprünün demir parmaklıkları üzerine çıkarak çevredekilerin gözü önünde kendisini gölün soğuk sularına bıraktı. Daha sonra pişman olan genç kadın, kurtulmak için suda çırpınmaya başladı. Genç kadının yardım çığlıkları karşısında çaresiz kalan vatandaşlar ise durumu hemen güvenlik güçlerine haber verdi.
Olay yerine gelen polis ekipleri, 45 yaşlarındaki balıkçı Adnan Uzun'u bularak yardım istedi. Kayığı ile göle açılan Uzun, gecenin karanlığında genç kadını gölde bulmakta güçlük çekti. Genç kadın ise hayatta kalmak için uzun süre suda çırpındı. Bir süre sonra yorgun düşerek ölümle yaşam arasında gidip-gelmeye başlayan genç kadının acı çığlığı gölde yankılanmaya başladı. Zamanla yarışan balıkçı, köprü üzerindeki polislerin de yönlendirmesiyle kadının bulunduğu yere doğru var gücüyle kürek salladı.
Balıkçı, boğulmak üzere olan kadını son anda elinden tutarak kurtarmayı başardı. Daha sonra kıyıya çıkartılan genç kadın, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından sedyeye alındı. Polislerin, "Babanız nerede çalışıyor?" sorusuna "Babam Abdurrahman Ç., eski ahlak memurudur" cevabını veren Sevgi Ç., "Hala çalışıyor mu?" sorusuna ise "Şimdi genelev patronu" cevabını verdi. Can-Kur ekiplerinin de yardımıyla ambulansa bindirilen Sevgi Ç., Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

netgazete

Polis memuru, karısıyla avukatını tabancayla vurduktan sonra, kafasına sıktı.

10 Haziran 2009 21:00
İzmir'in Ödemiş ilçesinde bir polis memuru, '2 çocuğunun velayetini almak için' dava açan boşandığı karısıyla avukatını tabancayla vurduktan sonra, intihar girişiminde bulundu.
Ödemiş İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru Melih Işıklıoğlu (37), eski karısı Emine Karadağ (34) ve avukatı Özcan Akçiçek (36) ile Ödemiş Adliyesi bahçesinde karşılaştı.

Taraflar arasında yaşanan kısa tartışmanın ardından yanındaki tabancasını çıkaran Işıklıoğlu, avukata ve eski karısına kurşun yağdırdı, daha sonra tabancasını başına dayayarak ateşledi.

Olay yerine gelen ambulans görevlileri, Karadağ ve Akçiçek'in öldüklerini belirlerken, ağır yaralı durumdaki Işıklıoğlu'nu hastaneye kaldırdı.

Hayati tehlikesinin bulunduğu bildirilen Işıklıoğlu, ambulans helikopterle İzmir'e gönderildi.Emine Karadağ'ın, 2 yıl önce boşandığı Işıklıoğlu'nun 3 ay önce yeni bir evlilik yapması üzerine, 2 çocuğunun velayeti için mahkemeye dava açtığı, tarafların bu davayla ilgili olarak adliyeye geldikleri öğrenildi. Mahkemenin, daha önce babada olan çocukların velayetini anneye verdiği bildirildi. haber10


Hakkari'de Polis Aracı Devrildi
07 Haziran 2009 21:27SBS evraklarını taşındığı araca eskortluk yapan İl Emniyet Müdürlüğü'ne ait zırhlı aracın devrilmesi sonucu 4 polis memuru yaralandı.

Hakkari Valisi Muammer Türker, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Çukurca ilçesinden Hakkari'ye getirilen SBS evraklarının taşındığı araca eskortluk yapan ve içinde 4 polis memurunun bulunduğu zırhlı aracın Hakkari-Çukurca karayolunda iki kez takla atması sonucu araçtaki polis memurlarının yaralandığını söyledi.
aktifhaber

Gelibolu'da iki motosiklet çarpıştı: 1'i polis 3 ölü
14:30 - Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde iki motosiklet Korudağ mevkiinde çarpıştı. Kazada, motosikletlerde bulunan Erkan Akça, Ramazan Harput ve Berkay Yamak hayatını kaybetti. Ramazan Harput'un Edirne'nin Keşan ilçesi emniyet müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaptığı öğrenildi. 07.06.2009 ÇANAKKALE netgazete

Star Haber'in kadın muhabiri, Milli Eğitim Bakanlığına yürümek isteyen grubu dağıtan polis tarafından coplandı

06 Haziran 2009 Toplu sözleşme taleplerini iletmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına yürümek isteyen Eğitim-Sen grubuna polis izin vermedi. Polis barikatını aşarak Atatürk Bulvarı'na geçmek isteyen gruba, güvenlik güçleri müdahale etti.Bu sırada cep telefonu kamerası ile olayları görüntüleyen Star Haber muhabiri Fatma Çözen polis coplarına maruz kaldı.netgazete

Boğaziçi Köprüsü'nde eylem takip eden Cihan Haber Ajansı ekibine küfürler savuran polis, muhabir ve kameramanı gözaltına alıp kameraya el koydu

11 Haziran 2009 İnternethaber'in haberine göre, bir grup öğrencinin Boğaziçi Köprüsü'nde zincirli eylem yaptığı yönünde polis telsizinden anons geçmesi üzerine bölgeye hareket eden CİHAN ekibi, polislerin saldırısına uğradı.

Gazetecilere küfürler savurup darp eden biri komiser 10 polis memuru, küfürlerin yer aldığı kasete el koydu. Gözaltına alınan muhabir Uğur Öztürk ve kameraman Muharrem Özder, Köprü Koruma Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Bölgeye giden ikinci CİHAN ekibinin küçük kamerasına da el konuldu. CİHAN kameralarındaki 2 adet kasete el koyan polis, kameraları teslim etti. Ancak, el konulan kasetler hala teslim edilmedi.

Bu arada, Köprü Koruma Şube Müdürü Bülent Kurt, makamında görüştüğü CİHAN ekibinden özür diledi. Öte yandan, şikayetçi olduklarını belirten CİHAN ekiplerinin bu isteği polisler tarafından geri çevrildi.

netgazete

Kavgayı ayırmaya çalışan polis öldü
14:15 - Şanlıurfa'nın Siverek ilçesi Ofis Mahallesi'nde iki grup arasında henüz belirlenemeyen bir sebebden ötürü kavga çıktı. Çıkan silahlı çatışmada; babası Toprak Mahsulleri Ofisi'nde müteahhit olduğu öğrenilen Bekir R.(30) silahla vurularak olay yerinde hayatını kaybetti. Kavgayı ayırmaya gelen emniyet mensuplarından Nihat Karakoca ( adlı polis de kaldırıldığı hastanede ölürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 13.06.2009 haber101

23 kilo eroinle yakalanan polis memuru tutuklandı
13:00 - İstanbul narkotik polisinin bir uyuşturucu şebekesine yönelik başlattığı teknik takibe, Bursa Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan bir polis memuru takıldı. Herkesi şoke eden olayla ilgili olarak, ekipler geniş çaplı bir operasyon başlattı. Meslektaşlarının gece yarısında evine baskın düzenlediği polis memuru R.A. gözaltına alınırken, otomobilinin bagajında 23 kilogram eroin ele geçirildi. İstanbul'a sevk edilen R.A., tutuklanarak cezaevine konuldu. 14.06.2009 BURSA netgazete

Anne, polis oğlunun silahıyla canına kıydı

13 Haziran 2009 Balıkesir'in Edremit ilçesinde bir kadının, polis oğlunun silahı ile intihar ettiği ileri sürüldü.
Edinilen bilgiye göre Diyarbakır'da polis memuru olan B.D., yıllık iznini geçirmek üzere ailesiyle Akçay'da bulunan bir otele geldi. İddiaya göre anne Sultan Demir (49), otel odasında kimsenin olmadığı sırada henüz bilinmeyen sebeple oğlunun silahını alarak kendini vurdu. Silah sesi üzerine odaya giren B.D, kanlar içinde bulduğu annesini Cumhuriyet Bulvarı'ndaki bir doktorun muayenehanesine götürdü. Demir, araçtan indirildiği sırada hayatını kaybetti. . netgazete

Motosikletli polisler kamyonete çarptı:1 ölü, 1 yaralı
14:45 - Alanya Emniyet Müdürlüğünde trafik polisi olarak görev yapan Dinçer Akkaya'nın (küçük fotoğrafta-35) kullandığı motosiklet, Saray Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesinde, Şükrü Serezli'nin kullandığı 10 kamyonete yandan çarptı. Kazada Dinçer Akkaya öldü, motosikletin arkasındaki polis memuru Mustafa Arda (26) ağır yaralandı. Yaralı polis memuru, Başkent Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Kamyonet sürücüsü Şükrü Serezli de aynı hastanede kolundaki yara nedeniyle, ayakta tedavi edildikten sonra gözaltına alındı. Akkaya'nın evli ve 1 çocuk babası olduğu öğrenildi. 16.06.2009 ALANYA netgazete

Polislerin üzerine, çatıdan genç kız düştü
13:10 - Bursa Adliyesi'ne zabıt katipliği müracaatı için gelen avukat sekreteri Aslı İncel'in elindeki evrak uçarak adliyenin B girişindeki polis noktasının üzerine düştü. Evrakını almak için polis noktasının üzerine çıkan 21 yaşındaki avukat sekreteri, bastığı suntanın kırılması sonucu, 2 metre yükseklikten yere çakıldı, kemikleri kırıldı. İncel'in imdadına polisler yetişti. 16.06.2009 BURSA netgazete

90 kilo eroine göz yuman başkomiser tutuklandı, havaalanından kaçan zanlı lüks otelde yakalandı
15:10 - Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürl üğü ekipleri Van'dan İstanbul'a getirilen 90 kilogram uyuşturucu ile ilgili operasyon düzenledi. Beşiktaş'ta başlatılan operasyonda, Narkotik Müdürlüğü'nde görevli bir başkomiser, operasyon sırasında şüpheli İslam Y'nin kaçmasına göz yumduğu iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Daha sonra soruşturmayı derinleştiren narkotik polisi, "kırmızı bülten"le arandığı öğrenilen Cumhur Y'nin de yeğeni olan İslam Y'nin Beşiktaş'ta bir otelde sahte kimlikle kaldığını tespit etti. Otel basıldı, zanlı gözaltına alındı. 20.06.2009 İSTANBUL netgazete

İstihbaratçı polis, beylik tabancasıyla canına kıydı
16:45 - Çanakkale Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde polis memuru Tahir Kulbay (34) Yat Limanı'ndaki kayalıklar bölgesine gitti. Burada bir süre oturan Kulbay, henüz belirlenemeyen bir nedenle beylik tabacasıyla intihar etti. Çevredekiler, duydukları silah sesi üzerine durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri Kulbay'ın cesediyle karşılaştı. Kurbay'ın meslektaşları olayın ardından büyük üzüntü yaşadı. Kulbay'ın evli ve 2 çocuk babası olduğu öğrenildi. 22.06.2009 ÇANAKKALE netgazete

Erzincan'daki polis okulu hakkında korkunç iddia!
00:50 - Erzincan Polis Meslek Yüksek Okulu Müdür Vekili hakkında erkek öğrencileriyle cinsel ilişkiye girdiği ve öğrencileri adına yüklü miktarda kredi çektiği iddiası ile soruşturma başlatıldı. Öğrencilerin şikayeti üzerine ortaya çıkan olayda Emniyet Genel Müdürlüğü'nden gelen 4 müfettiş 1 haftadır soruşturmayı yürütüyor. Cinsel ilişki iddialarıyla ilgili savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında; öğrenciler, Okul Müdür Vekili H.K. ve personelin ifadeleri alındı. 26.06.2009 ERZİNCAN netgazete

Suç örgütü operasyonunda 2'si polis 14 kişi tutuklandı

27 Haziran 2009 Bursa'da, çıkar amaçlı suç örgüt ü kurarak oto kurşunlama, silahla adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli yağma gibi olaylara karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan bir komiser ile bir polis memurunun da aralarında bulunduğu 14 kişi tutuklandı. netgazete

Trafik Müdürü ile minibüsçü 8 rüşvetçi tutuklandı
11:35 - Sinop Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, 2 gün önce bazı işlemlerle ilgili rüşvet alındığı iddiasıyla başlatılan operasyonla ilgili soruşturma sürdürülüyor. Soruşturma kapsamında, gözaltına alınan 12 kişi, emniyet müdürlüğündeki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Aralarında İl Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürünün de aralarında bulunduğu ve "rüşvet" olayına karışt ıkları iddiasıyla gözaltına alınan 12 kişiden 9'u tutuklandı. 27.06.2009 SİNOP netgazete

Erzurum Emniyet Müdür Yardımcısı iken rüşvet almakla suçlanan polis şefi 10 ay hapis cezasına çarptırıldı

ERZURUM Emniyet Müdür Yardımcısı iken, rüşvet aldığı iddiasıyla hakkında dava açılan Ensar Balcı, ‘görevi kötüye kullanmaktan’ 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Halen Eskişehir Polis Eğitim Merkezinde Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ensar Balcı’nın cezası mahkeme tarafından ertelendi.
İkinci Sınıf Emniyet Müdürü Ensar Balcı hakkında 2003 yılında Erzurum’da Emniyet Müdür Yardımcısı görevinde iken, ‘genelev patronu N.N.’den rüşvet aldığı’ iddiasıyla Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde 5 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yaklaşık 6 yıl kadar süren davayla ilgili 18 Haziran’da yapılan son duruşmada Balcı’nın savunmasını yapan Avukat Gıyasettin Kaya, müvekkilinin uzun yıllardır devam eden dava nedeniyle terfi edemediğini belirtti. Avukat Kaya, “Mahkeme dosyasında müvekkilimin rüşvet aldığına dair hiçbir delil bulunmamaktadır. Mağduriyetinin giderilmesi için müvekilimin beraatini talep ediyorum” dedi.
Cumhuriyet Savcısı da, Balcı’nın rüşvet almaktan değil, görevini kötüye kullanmak suçundan cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti savcının görüşünü dikkate alarak Ensar Balcı’yı ‘görevini kötüye kullanmaktan’ 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, daha sonra bu cezayı erteledi. Dosya Yargıtay’a gönderildi.

Radikal

Polise dayak suçlaması
30.06.2009 - 12:11

İzmir'de bir barda çıkan kavganın ardından gözaltına alınan 2 kişinin bir grup polis tarafından öldüresiye dövüldüğü ve olayın güvenlik kamerası tarafından kaydedildiği öğrenildi. Kameradaki görüntüleri silmek isterken de görüntülenen polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
İzmir'in Alsancak semtinde bir kavga olayına müdahale eden polisin, orantısız güç kullandığı öne sürülerek suç duyurusunda bulunuldu.

Alınan bilgiye göre, 21 Haziranda barda güvenlik elemanı olarak çalışan F.Y. ve L.Y, olay çıkardıkları öne sürülen Y.D, M.D, ve A.Ç'yi bardan uzaklaştırdı. Bar çalışanlarından F.Y, bardan ayrılırken kendisine küfür ettiğini öne sürdüğü kişileri kovaladı. Kovalamaca sonunda kaçan kişiler, Alsancak Polis Karakoluna sığındı. Bar çalışanlarıyla bu kişiler arasındaki tartışma karakolda da sürdü. Polisin araya girmesiyle tartışma yatışırken, bar görevlileri karakoldan ayrıldı.

"BİR GRUP POLİS COPLARLA DÖVDÜ"
Olayın ardından barın bulunduğu sokağa giderek bar çalışanlarını gözaltına almak isteyen polis, gruba yeniden müdahale etti. Gözaltına alınan F.Y. ve L.Y, işlemlerinin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.

F.Y. ve L.Y'nin avukatı Rabia Yurtdaş, müvekkillerine polisin aşırı güç kullanarak müdahale ettiğini öne sürdü. Olay yerinde bulunan güvenlik kameralarına da durumun yansıdığını savunan Yurtdaş, ''Alsancak Polis Karakolunda görevli komiser yardımcısı O.S.S, müvekkilim F.Y'yi dövmeye başlamış, daha sonra müvekkillerime 10-12 kişilik polis grubu da coplarla müdahale etmiştir. Tamamen savunmasız durumda bulunan müvekkillerim öldüresiye dövülmüşlerdir. Doktor raporları da bu yöndedir'' dedi.

"GÖTÜNTÜLERİ SİLMEK İSTEDİ"
Rabia Yurtdaş, polisin olay sonrasında güvenlik kamerasının bulunduğu pastaneye giderek görüntüleri silmek istediğini, ancak bunu gerçekleştiremediklerini, bunun da güvenlik kamerasına yansıdığını öne sürdü.
gazeteport

Baba olmayı bekleyen polis, öldü, eşi ağır yaralı
13:05 - Kısa süre önce Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Özel Kalem Bürosu'nda çalışmaya başlayan polis memuru Burhan Şaban Serinkan (solda-31), izin alarak bugün sabah erken saatlerde 6 aylık hamile eşi Esmanur Serinkan (sağda) ile birlikte otomobiliyle memleketi Denizli'ye doğru yola çıktı. Konya-Afyonkarahisar karayolunun 30. kilometresinde kontrolden çıkan otomobil takla attı. Kazada, polis memuru Burhan Şaban Serinkan olay yerinde hayatını kaybederken, 6 aylık hamile eşi yaralı olarak kurtuldu. 01.07.2009 KONYA netgazete


02 Temmuz 2009 19:21
6 bomba arama köpeği, polis aracında unutulunca havasızlıktan öldü

6 bomba arama köpeği, polis aracında unutulunca havasızlıktan öldü. Köpekler arasında 2007'de 580 kilo patlayıcının yerini tespit eden "Maske" adlı Alman Kurdu da var.

Eğitim almaları için Emniyet Genel Müdürlüğü Gölbaşı Köpek Eğitim Merkezi'nde getirilen 6 bomba arama köpeği, eğitmenleri tarafından öğle arasında merkeze ait araçlara kilitlendi.

Yemek molası veren eğitmenler, eğitime devam etmek üzere geri geldiklerinde üzücü manzarayla karşılaştı.

Uzun yıllardır köpeklerle birlikte görev yapan eğitmenlerden biri, eğitim verdiği köpeğin ölmesi üzerine kalp krizi geçirdi.

Minibüste sodyum nitrat, amonyum nitrat ve TNT'den oluşan 580 kilogram patlayıcı bulunuyordu.

Emniyet Genel Müdürlüğü, Alman Kurdu ve Labrador cinsi olduğu öğrenilen bomba arama köpeklerinin ihmal sonucu hayatını kaybetmeleri üzerine soruşturma başlattı.


İNGİLTERE'DE DE KÖPEKLER ÖLDÜ

Ankara'da yaşanan ölümlere benzer bir olay da İngiltere'de yaşandı. Son yılların en sıcak günlerinin yaşandığı Nottingham bölgesinde polis aracında unutulan 2 Alman Kurdu öldü.

Köpeklerin, aşırı sıcak yüzünden su kaybından öldükleri tahmin ediliyor. Köpeklerin aşırı sıcakta, kapalı bir araçta 30 dakika içinde beyin ısısının artabileceği ve beyinle birlikte diğer organların iflas edebileceği belirtiliyor.

Geçen yıl ABD’nin Mulbery-Indiana kentinde aynı sebepten bir köpek ölmüştü.


10 YAVRUDAN 2'Sİ ARAMA KÖPEĞİ

Özellikle terör ve uyuşturucu suçlarının yoğun olduğu illerde görev verilen arama köpekleri, en çok Alman Kurdu, Belçika Kurdu, Springer, Çatalburun, Labrador, Golden Retriever gibi cinsler arasından seçiliyor. Bu cins köpekler, zekaları, sadakatları ve eğitimle çalışmaya yatkınlıkları dolayısıyla dünyadaki polis teşkilatları tarafından tercih ediliyor.

Arama köpeklerinde ırktan çok karaktere bakılıyor. Bu nedenle bir köpeğin 10 yavrusundan en çok ikisi arama köpeği olarak seçiliyor.

Arama köpekleri "Asayiş köpekleri", "Narkotik dedektör köpekleri", "Patlayıcı dedektör köpekleri", "Canlı ve cansız insan arama köpekleri" gibi sınıflara ayırılıyor. Asayiş köpeği 8 hafta, canlı insan arama köpeği 20 hafta, patlayıcı arama köpeği 16 hafta, narkotik köpeği için ise 12 haftalık eğitim uygulanıyor.

Köpeklerin branş dalları içinde en zoru patlayıcı dedektör köpekleri. 300-400 köpekten ancak biri patlayıcı dedektör köpeği olarak yetiştiriliyor.

Patlayıcı dedektör köpekleri 16 haftalık eğitimlerinin sonunda plastik patlayıcıları, sıvı bombaları ve dinamit türü patlayıcıları borunlarıyla koklayarak çok rahat bulabiliyor.

Emniyet teşkilatında halen 244 görev köpeği bulunuyor. Görev köpekleri, narkotik, silah, mühimmat, patlayıcı, ceset arama, asayiş, devriye, özel operasyon, sahte para branşlarında eğitiliyor.

Ölen köpeklerin hatırlatma eğitimi almak üzere eğitim merkezine gönderildiği belirtiliyor. Eğitim merkezinde 6 ay süreyle eğitim gören köpeklerin değeri 30 bin dolara kadar ulaşıyor.
aktifhaber

Denizli'nin Güney ilçesinde emekli polis memuru, jandarma ekiplerinin evine gelmesi üzerine intihar etti, kayıp olan damadı ise aranıyor.

Alınan bilgiye göre, Güney ilçesi Kerimler köyünde emekli polis memuru A.Ö'nün (49) evine dün saat 11.00'de, Savcılık talimatıyla jandarma ekipleri geldi. Ekipler, A.Ö'yü karakola davet etti. Kıyafetini değiştireceğini belirterek içeri giren A.Ö, ruhsatlı tabancasıyla intihar etti.

İki çocuk babası ve oğlu da polis olan A.Ö'nün, jandarmanın kayıp olan damadını aradığını tahmin ederek intihar ittiği belirtiliyor.

A.Ö'nün kızıyla internette tanışan ve 5 yıl önce evlenen damat A.K'nin 25 Hazirandan beri kayıp olduğu ailesi tarafından jandarmaya bildirildi. 4 yaşındaki kızıyla beraber 21 Mayısta babasının yanına gelen M.K. ile arasında ailevi sorunlar olduğu belirlenen damat A.K'nin Tekirdağ'dan Güney'e gelip kızını almak istediği, daha sonra da ortadan kaybolduğu öğrenildi. A.K'nin kız kardeşi S.K'nin, 27 Haziranda Güney ilçesine gelerek, jandarmaya ağabeyinin kaybolması müracaatını yaptığı öğrenildi. Araştırma yapan jandarma ekiplerinin A.K'nin kayınpederi A.Ö'nün evine gittiği belirtildi.

akşam

MAGANDALAR KADIN POLİSİ TACİZ ETTİ

3 Temmuz 2009 09:51
Ağrı'da Emniyet Müdür Yardımcısı Ömer Faruk Cihan’ın polis memuru sekreteri 32 yaşındaki Figen Doğukut, Vali Konağı Caddesi üzerinde 5 kişinin sözlü ve elle tacizine uğradı.
Polis memuru olduğunu söylemesine rağmen tacizi sürdüren 5 kişi, olay yerine gelen ekipler tarafından gözaltına alındı.

Olay bugün saat 13.00 sıralarında Vali Konağı Caddesi'nde meydana geldi. Öğlen yemeğinin ardından görev yerine gitmek üzere evinden çıkan Emniyet Müdür Yardımcısının sekreteri polis memuru Figen Doğukut, yol kenarında duran ve yaşları 20 ile 27 arasında değişen 5 kişinin sözlü tacizine uğradı. Tacizden rahatsız olan Doğukut, gençlere dönerek, “Ben polis memuruyum” diye uyarıda bulundu. “Yerim senin polisliğini. Bırak bu ayakları” sözleriyle şok yaşayan Figen Doğukut’un çevresini saran gözü dönmüş gençler, kadın polise elle tacizde bulundular. Figen Doğukut'un yardım çığlıkları duyan çevredekiler hemen polisi arayarak yardım istedi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, tacizci gençleri kaçamadan yakaladı.

haber10

100 ADRESE, 300 POLİSLİ OPERASYON!

3 Temmuz 2009 23:55
İstanbul'da bir suç örgütüne yönelik operasyonlarda 40 kişi gözaltına alındı.
1999 yılında uyuşturucu ve silah kaçakçılığından altı Avrupa ülkesinde yapılan operasyonla yakalanan "Türk Eskobar" lakaplı Ramazan Yıldız, İstanbul'da 100 adrese düzenlenen operasyonla tekrar gözaltına alındı.

Aralarında polisler ve emlakçıların da bulunduğu 40 kişinin gözaltına alındığı operasyonlarda uzi ve uzun namlulu silahlar ele geçirildi.

300 polisin katıldığı operasyonlara özel harekat timleri de katıldı. Şüphelilerin sorgusu sürüyor.

zaman

İSTANBUL EMNİYET'E 'CERRAH'İ MÜDAHALE

3 Temmuz 2009 13:24
Eski müdür Cerrah'ın ekibi tasfiye edildi...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan çok sayıda müdür ve amir başka illere atandı. İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın 15 gün önce atandığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 57 polis müdürünün il dışına atandı. İstanbul dışına tayini çıkan polis müdürleri arasında ikinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi eden Güvenlik ve Bilişim Şube Müdürleri ile 6 İl Emniyet Müdür Yardımcısı bulunurken, aralarında çevik kuvvet ve personelden sorumlu 4 İl Emniyet Müdür Yardımcısı ise Polis Okulu'nda okutman olarak görevlendirildi. Çapkın'ın, terör, asayiş, kaçakçılık ve organize suçlarda uzman 8 kurmayı ise İzmir'den İstanbul' a atandı.

GÜVENLİK VE BİLİŞİM MÜDÜRLERİ DİYARBAKIR'A, PERSONEL VE ÇEVİK KUVVET MÜDÜRLERİ POLİS OKULUNA

Haziran 2009 terfilerinde ikinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi eden Güvenlik Şube Müdürü İlyas Burunak ile Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürü İlhan Kara'nın kendi istekleri doğrultusunda Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'nün emrine tayin edildikleri öğrenilirken, Haziran 2008 döneminde ikinci sınıf Emniyet Müdürlüğü'ne terfi ederek Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevinden Personelden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirilen Selami Kutkan ile Çevik Kuvvet'ten Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine getirilen Gökhan Özsavaş, Etiler Polis Okulu'na okutman olarak atandı.

8 AYDA İKİNCİ TAYİN

Tayinler arasında en dikkat çekeni ise 8 ay gibi bir süre içerisinde ikinci defa görev yerleri değiştirilen eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Selami Yıldız ile Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Selami Hüner'in görev yerlerinin tekrar değiştirilmesi oldu.

İSTANBUL EMNİYETİ KADROSUNDAN ÇIKARTILDILAR

2008 Ağustos ayında yapılan, yüksek bürokratlara kadın pazarlayan bir çeteye yönelik VIP isimli operasyon sonrasında görev yerleri değiştirilen ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevinden Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü görevine kaydırılan Selami Yıldız ile Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nden sorumlu İl Emniyet Müdür yardımcılığı görevinden Emniyet Komuta Koordinasyon Merkezi'nden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevine kaydırılan Selami Hüner İstanbul Emniyeti kadrosundan çıkartıldı.

BİRİ KAHRAMANMARAŞ'A DİĞERİ POLİS OKULU'NA

Operasyon yapılan çeteden 100 bin dolar rüşvet aldığı iddia edilen ve yapılan soruşturma sonrasında 2008 Ekim ayında görev yeri değiştirilen Selami Hüner Polis Okulu okutmanlığına kaydırılırken, aynı soruşturma kapsamında Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğü görevine kaydırılan Selami Çalışkan ise Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü'nün hizmetine tayin edildi.

İKİ İL EMNİYET MÜDÜR YARDIMCISI İL DIŞINA TAYİN EDİLDİ

Bilişim Suçları ve Sistemleri Şubesi'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Kızılgüneş'in Gümüşhane İl Emniyet Müdürlüğü emrine, Yabancılar Şubesi'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Salih Kara'nın Sivas İl Emniyet Müdürlüğü emrine, Kartal İlçe Emniyet Müdürü Köksal Akın'ın Polis Okulu okutmanlığına atandığı yeni tayinlerin ardından bir üst rütbeye terfi eden Terör, İstihbarat ve Mali Şube Müdürleri ile Narkotik ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda kaldı.

BEŞ KRİTİK ŞUBENİN MÜDÜRÜ DEĞİŞECEK Mİ?

Terfi ve il dışı tayinlerle birlikte aralarında boşalan Terör, İstihbarat, Mali, Bilişim ve Güvenlik gibi önemli şubeler ile bazı ilçe emniyet müdürleri ve sorumlu il emniyet müdür yardımcılıklarına kimlerin atanacağının bugün (cuma) açıklanması bekleniyor. Yeni görevlendirme listesinde İstanbul kadrosuna eklenen ve yeni İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın talebi doğrultusunda tayinleri İzmir Emniyet Müdürlüğü'nden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne çıkan 8 polis müdürü de var.

ÇAPKIN'IN SEKİZ KURMAYI YENİ KADRO İÇİN İZMİR'DEN GELDİ

Emniyet Müdürü Çapkın'ın kadrosunun çekirdek isimleri olduğu öğrenilen ve Bursa'dan İzmir'e tayin edildiğinde yine yanında getirdiği kurmayları olarak bilinen İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlardan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Likoğlu, İzmir Güvenlik Şubeden sorumlu İl Emniyet Müdür yardımcısı Mehmet Altınok, İzmir Asayiş Şube'den sorumlu İl Emniyet Müdür yardımcısı Tekin Akdoğan, İzmir Trafik Denetleme Şube'den sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Şemi Albat ile İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürü Kamil Karabörk, İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Sıtkı Akgül, İzmir Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Dursun Güneş, Konak İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Bülent Girgin'in de yeni oluşturulacak kadroda yer alacakları öğrenildi.

haberturk

Erdoğan'ın koruma polisi kazada öldü, ailesi yaralı
14:10 - Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde görevli iken, bir süre önce yıllık izine ayrıldığı öğrenilen polis memuru Bekir Candemir (41) yönetimindeki otomobil, Konya Ilgın Otogar Kavşağı'nda Murat B. (25) idaresindeki otomobile arkadan çarptı. Kazada yaralanan polis memuru Bekir Candemir, hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Eşi Neriman (39), çocukları Ekrem ve Esra ile yeğeni olduğu öğrenilen Yeliz Candemir (5), ilk müdahalenin ardından Konya'daki hastanelere sevk edildi. 04.07.2009 ILGIN netgazete

İki Polis Müdürüne Tutuklama
07 Temmuz 2009 21:33Sarıyer'de iki polis müdürü askeri malzemeyi izinsiz kullandıkları gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi...

Sarıyer'deki Adile Mermerci Polis Meslek Yüksek Okulu'nda yönetici olan iki polis müdürünün eğitimlerde askeri malzemeleri izinsiz kullandıkları gerekçesi ile tutuklandıkları bildirildi.

Yetkililerden edinilen bilgiye göre, bir ihbar üzerine Adile Mermerci Polis MYO'da yönetici olan ve aynı zamanda eğitmenlik yapan iki polis müdürü hakkında "derslerde askeri malzemeleri izinsiz kullandıkları" gerekçesi ile soruşturma başlatıldı. Soruşturma çerçevesinde Sarıyer'de nöbetçi mahkemeye çıkarılan polis müdürleri "askeri malzemeleri izinsiz kullandıkları" gerekçesi ile tutuklandılar.
aktifhaber

Polis Müdürüne Karakolda Dayak
07 Temmuz 2009 17:45

Eski Bursa Emniyet Müdürü Tahsin Demir'in çok çarpıcı hatıraları...Bizim karakolda İspanyol polis müdürü bile dayak yemiş..
İlişkili HaberlerTüm Haberler
Polisi 'Emniyetli'ler SavunacakErdoğan Polis AkademisindePolise Övgü PatlamasıPolis Rejimin Güvencesi Olursa!Emniyetin Sicil Açılımı

Serpil Yılmaz'ın Milliyet'teki yazısının ilgili bölümü....

Emniyetçinin isyanı

Şubat ayında emekli olan eski Bursa Emniyet Müdürü Tahsin Demir‘le yaptığım sohbet çok çarpıcıydı.

Zira Demir’e “Ne polis, ne esnaf, ne de otelci turiste iyi davranıyor. Herkes fırsatçılık peşinde. Bu durumda bize turist gelmez“ dedirten olayı yorumlamak bile gereksiz.

Olay şöyle gelişiyor:
Geçmiş zaman. Valencia Emniyet Müdürü Türkiye’ye geliyor, bir pavyonda eğleniyor. Pavyonda kazıklanan konuk emniyet müdürü şikâyet için karakola gidiyor. Karakoldaki polisler şikâyeti değerlendirmek bir yana, İspanyol emniyet müdürüne dayak atıyorlar.

Demir, meslektaşının kendisine “Bundan sonra ne Türkiye’ye gelirim, ne de turist gönderirim“ dediğini de aktarıyor.
aktifhaber

DTP'li Fatma Kurtulan'dan , tecavüz ihbarı
16:00 - DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Diyarbakır'da güvenlik güçlerinin, 21 Haziran günü Ofis semtindeki bir evde bir kadına cinsel şiddet ve tecavüz girişiminde bulunduğu iddiasını gündeme getirdi. Hükümeti ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı göreve çağıran Kurtulan, olayla ilgili soruşturma başlatılmasını, cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürülen emniyet görevlilerinin, yargı önüne çıkarılmasını istedi. 07.07.2009 ANKARA netgazete

Silahı Tak Gelenin Alnına Çak!
09 Temmuz 2009 09:45
"Çürük elma" operasyonunda dinlemeye takılan ikinci sınıf Emniyet Müdürü hakkında 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İlişkili HaberlerTüm Haberler
Polisi 'Emniyetli'ler SavunacakErdoğan Polis AkademisindePolise Övgü PatlamasıPolis Rejimin Güvencesi Olursa!Emniyetin Sicil Açılımı

Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri, 2. sınıf Emniyet Müdürü Hacı Murat D., Ahlak Polisi’nin ’Çürük Elma’ operasyonunda dinlemeye takıldı. Bar sahipleri üzerinde baskı kuran, talimat yağdıran, bazı hayat kadınlarının kontrolünü eline geçiren 3 yıldızlı polis müdürü, dinlemelere göre, "Sizi etek giydirip gezdireceğim", "Silahları ikişer üçer belinize takacaksınız. Gelirse alnına çakacaksınız" gibi tehditler savurdu. Müdür için 3 yıla kadar hapis cezası istendi.

AHLAK Polisi’nin "Çürük Elma" operasyonunda dinlemeye takılan, Emniyet Genel Müdürlüğü Hukuk Müşaviri ve ikinci sınıf Emniyet Müdürü Hacı Murat D. hakkında, "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve yardım etme" suçundan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İddianameye göre skandal, Emniyet Müdürü B.M.’nin, Çankaya’da bir barda Rus uyruklu İrina P.’yi 20 Aralık 2008’de öldüresiye dövmesiyle başlayan olaylarla patlak verdi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Namık Kemal Saltık’ın 15 Haziran’da hazırladığı iddianameye göre, dayak olayı üzerine, devreye Emniyet Müdürü D. girdi ve bar sahipleriyle buluşup, Rus kadının şikáyetini geri alması için ikna etmeleri talimatı verdi. Hacı Murat D. savcılık sorgusunda, İrina P.’nin hastane masrafları için Emniyet Müdürü B.M.’ye 5 bin TL para ödettiğini itiraf etti.

Abime BMW 5.20 yakışır

Emniyet Müdürü Hacı Murat D.’nin daha sonraki dinlemelere katılan diğer ’vukuatları’ şöyle:

9 Şubat’ta saat 18.24’te Dursun’u arayan bar görevlisi Ramazan isimli akrabası, "Bar sahibi sana otomobil alacak. Bana sorarsa ’Abime X5 yakışır’ diyeyim" dedi. D. de, "Gaz ver sen ona. Diyeceğin şu bak, ’Devamlı bir ayağı burada. Abimiz her zaman arkamızda durur’ diyeceksin" karşılığını verdi.

Galerici Yaşar isimli tanıdığından "emanet" dediği şeyi alamayınca sinirlenen D. "Lan bu memlekette sizi etek giydirip gezdireceğim. Bu memlekette ’adamım’ diye gezerseniz kitabınızın a... k... Yarın bekliyorum bak kafanı koparırım senin" dedi.

’Öldüreceksiniz diyorum’

D. bir akrabası polisin aradığı kişilerce tehdit edilince de devreye girdi.

Hacı Murat D. telefonda Ramazan ve Numan isimli kişilere, şu talimatı verdi: "Bu o... ç... bizim Yaşar’ı tehdit etmiş. Yarın iki tane kelle adam ayarlayın tamam mı? Silahları ikişer üçer belinize takacaksınız. Gelirse alnından çakacaksınız lan. Kimseyi tanımıyorum bu saatten sonra, öldüreceksiniz diyorum. Ayağınızın altına alacaksınız ağzına çakacaksınız. Hakkımı helal etmem lan yoksa hepinize.".

D. ayrıca bir memurunun ’bardan kadın çıkarabilmesi’ için sahiplerine talimat verdi, Turgut isimli bir bar sahibine de 94 liralık cep telefonu faturasını ödetti.

Suçlamaları kabul etmedi

EMNİYET Müdürü Hacı Murat D. hakkındaki suçlamalı reddetti ve görüştüğü bazı bar sahiplerinin akrabası olduğunu iddia etti. Polis müdürü D. tetikçi bulunması yönündeki konuşmaları için de, "Akrabamın işyeri kurşunlanmış ve iki kişi yaralanmıştı. Aynı sıkıntılar yaşanmasın diye tedbir almalarını ve dikkat etmelerini istedim" dedi. Savcılık, diğer 17 sanığın da 1 yıldan 24 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası ile yargılanmalarını istedi.

Kaynak:Hürriyet

Yunanistan'a kaçak götüren çetede, bir de polis çıktı
11:45 - İzmir'in Aliağa ilçesinde, şişme botla denize açılarak yasa dışı yollardan Yunanistan'a geçmek isteyen yabancı uyruklu 31 kaçak ile yasa dışı geçişi organize ettikleri ileri sürülen biri polis memuru, 7 kişi yakalandı. Aliağa'daki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekipleri, yasa dışı geçişle ilgili ihbar üzerine Sahil Güvenlik Ege Bölge Komutanlığı ekipleriyle ortak operasyon başlattı. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bir bot, kaçakların bulunduğu şişme botu Tavşan Adası Ilıca Burnu mevkisinde durdurdu. Botta, yabancı uyruklu 31 kaçak ile botu kullanan R.Ö. yakalandı. 09.07.2009 İZMİR netgazete

DTP'den iddia: Polis ev baskınında tecavüze kalkıştı
08/07/2009

DTP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Diyarbakır'da bir eve baskın düzenleyen polisin, evde bulunan bir parti çalışanının giysilerini zorla çıkararak, cinsel taciz ve tecavüz girişiminde bulunduğunu öne sürdü. Olayla ilgili Diyarbakır Valiliği soruşturma başlatıldığını açıkladı.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Kurtulan, uzun bir süredir kadın hareketi içerisinde aktif çalışmalar yürüten bir kadının, Diyarbakır’da misafir olduğu eve polisin düzenlediği baskın sırasında tacize uğradığını öne sürdü. Kadının İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’ne başvuruda bulunduğunu belirten Kurtulan, emniyet görevlileri hakkında Valiliğe de suç duyurusunda bulunduğunu anlattı. Kurtulan şöyle konuştu: “Kadın başvurucu, Diyarbakır’da 21 Haziran’da Ofis semtindeki bir yakınının evinden dışarı çıkmak üzereyken, kapıda dört sivil memurla karşılaşır. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden geldiklerini belirtenler, kadına, kendileriyle birlikte içeri girmesini söyler. Başvurucu, kendisine sorulan ev sahibesinin evde olmadığını ifade etmesine rağmen, polislerin güç kullanması ve tehdidi sonucu içeri girmek zorunda kalır. Evde arama gerçekleştiren polisler, hiçbir suç unsuruna rastlamaz.

‘Zorla kıyafetlerini çıkardılar’
Bir süre sonra içlerinden ikisi, başvurucunun üzerindeki giysileri zorla çıkararak tehdit, hakaretler ve küfürler eşliğinde cinsel şiddet ve tecavüz girişiminde bulunur. Bağırarak yardım istediğinde de elleriyle kadının ağzını kapatarak, engellerler ve cinsel saldırıyı sürdürürler. Evde arama gerçekleştirdiğini gösteren herhangi bir kayıt tutulmadan, belge imzalatılmadan polisler, tehdit savurarak evden ayrılır.”
Hükümeti ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı göreve çağıran Kurtulan, olayla ilgili soruşturma başlatılmasını, cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürülen emniyet görevlilerinin, yargı önüne çıkarılmasını istedi.
Polislerin tecavüz etmeye kalkıştığı öne sürülen kadının başvurusu üzerine Diyarbakır Valiliği adı geçen emniyet görevlileri hakkında inceleme başlattı. (Radikal)

Ankara trafiğini bu polisler yönetmiş!
09.07.2009 - 11:07

Haklarında dava açılan trafik polislerinin her ay dolmuşçulardan maaş alır gibi rüşvet aldıkları, trafik kazalarında rüşvet karşılığı dolmuşçular lehine belge düzenledikleri ortaya çıktı.
ANKARA - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara'daki bazı dolmuş durak başkanları, trafik polisleri ve zabıta memurlarının da aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında, ''suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, rüşvet almak ve vermek'' suçlarından dava açtı.

Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan tarafından hazırlanan iddianameye göre, soruşturma, imzasız bir ihbar mektubu üzerine başladı. Ulus-Ostim hattında çalışan bir dolmuş, Demetevler'de, yaya geçidinde karşıdan karşıya geçen bir kadına çarparak, hayati tehlike arz edecek şekilde yaraladı. Olayın ardından trafik bilirkişileri tarafından hazırlanan tutanakta, yaya kadın, asli kusurlu gösterildi.

Bu sırada, kadının eşine gönderilen imzasız mektupta, Ulus-Ostim hattında çalışan 67 minibüsten durak başkanı tarafından toplanan paraların, 15 günde bir trafik polislerine verildiği, yaya kadının asli kusurlu gösterilmesinin de durak başkanınca sağlandığı iddia edildi.

İddianamede, mektubun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesiyle başlatılan soruşturma kapsamında, 3 dalga halinde yapılan operasyonlarda, bazı dolmuş durak başkanları, polis memurları, amirleri ile zabıta memur ve amirlerinin gözaltına alındığı belirtildi.

''POLİSLERE MAAŞ GİBİ ÖDEME''
İddianamede, Ulus-Ostim ve Keçiören-Ostim hattı birinci başkanlarının, değnekçiler vasıtasıyla dolmuşlardan günlük 10-15 TL topladığı, bu paralardan, dolmuşların güzergahında görevli polislere, her ayın 1'i ve 15'inde 40 TL ile 400 TL arasında maaş öder gibi ödeme yapıldığı ifade edildi.

Durak başkanlarının, polislerle özellikle Ulus ve Rüzgarlı Sokak'taki iki lokantada buluştukları belirtilen iddianamede, durak başkanlarının polislere yemek yedirdikleri, sigara, telefon faturası ve kontör gibi ihtiyaçlarını karşıladıklarına yer verildi.
Bunun karşılığında trafik polislerinin de bu hatlardaki dolmuş şoförlerine trafik kuralı ihlalleri nedeniyle ceza yazmadığı veya para yaptırımı düşük maddelerden işlem yaptıkları kaydedilen iddianamede, sanıkların ''örgütlenme içerisinde'' hareket ettikleri savunuldu.
gazeteport

Maocu gerillalar 22 polisi öldürdü

Hindistan'da Maocu gerillaların düzenlediği saldırıda 22 polis öldürüldü.

12 Temmuz 2009 16:07

Polis yetkilisi Pavan Dev, yaptığı açıklamada, saldırının ülkenin doğusundaki Chhattisgarh eyaletinin en önemli kenti olan Raipur'a 90 kilometre mesafedeki Rajnandangaon bölgesinde düzenlendiğini belirtti.

Dev, bölgede önce 2 polisin öldürüldüğünü ve militanların bölgeye giden diğer polislere pusu kurduğunu söyledi.

Dev'e göre Maocu militanlar bu polislerden de 20'sini öldürdü
haber7

Giresun'da polis otosuna silahlı saldırı

GİRESUN- Giresun'da devriye görevi yapan polis otosuna silahlı saldırı yapıldı. Saldırıda ekip otosunda bulunan polislerin yaralandığı öğrenildi.

Giresun'da devriye görevi yapan polis otosuna uzun namlulu silahlarla saldırı yapıldı. Saldırıda ekip otosunda bulunan iki polis memuru çeştili yerlerinden yaralandı.habertaraf

Trafik Polislerine Şok Operasyon!
19 Şubat 2011
Denizli'de ''Rüşvet alıp verme'' iddiasıyla 16'sı trafik polisi 43 kişi gözaltına alındı.
Denizli Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Denizli merkez ve ilçelerinde, ''rüşvet alıp verdikleri'' iddia edilen kişilere yönelik operasyon düzenlendi.

Operasyonlar kapsamında, 16'sı trafik polisi, 11'i minibüs şoförü olmak üzere 43 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan minibüs şoförlerinin Serinhisar Minibüsçüler Kooperatifi'ne kayıtlı olduğu, aralarında kooperatif başkanı M.T'nin de bulunduğu öğrenildi. aktifhaber

Başkentin ortasında polis şiddeti
26/02/2011
Ankara'da, Yüksel Caddesi'nde organ bağış standını kaldırmak isteyen polis ile standı açan Halkevleri üyeleri arasında arbede çıktı. O arbede de sivil polis direnen kadını yumruk atarak yere serdi.
Valilik, caddedeki stantdların kaldırılmasını istedi. Kaldırılacak standlar arasında Halkevlerinin organ bağışı standı da vardı.
Halkevleri üyeleri standın kaldırılmasına direnince polis müdahale etti. Arbede sırasında yere düşen sivil polis, kalktığında kolunu tutan kadına yumruk ile karşılık verdi.Kadın iki yumruğu art arda yedi. Eylemciler arasında saçlarından sürüklenerek gözaltına alınanlar oldu.
(cnntürk)

Polis, Taş atan Genci Silahla Yaraladı
23 Mart 2011
Roman vatandaşların yaşadığı merkez Osmangazi ilçesi Kızyakup Mahallesi’nde aranan bir kişiyi yakalamak için polis ekipleri çalışma başlattı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, aranan Murat D. (25) ’yi yakalamak için mahalleye geldi.

İddiaya göre, Murat D’yi göz altına almak isteyen sivil polislere şahıs ve mahalleli tarafından mukavemet gösterildi. Yaşanan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Murat D. ve mahalleli, polise taşta saldırdı. Yaşanan taşlı saldırı sonucu 2 sivil polis tarafından kullanılan aracı kullanılamaz hale getirdi.

Mahalle sakinleri ellerindeki taşlarla 16 LS plakalı sivil polis aracının camlarını kırdı. Bunun üzerine silaha sarılan polis memurları, taş attıktan sonra kaçmaya çalışan Murat D.'yi korkutmak için ateş açtı. Kaçarken açılan ateş sonucu aldığı kurşunla omzundan yaralanan Murat D. özel bir hastanede tedavi altına alındı. Olayın ardından mahallede sıcak saatler yaşanırken, uzun süre tartışmalar devam etti. Polisin açtığı ateş sonucu Murat D.’nin yaralanmasının kızgınlığı içinde polisle tartışmaya giren mahalleli, emniyet amirleri tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. aktifhaber

Polis memuru, MİT mensubunu 5 kurşunla öldürdü
10 Ekim 2012
Ankara'da polis memuru, tartıştığı MİT mensubunu MİT lojmanlarının önünde 5 kurşunla öldürdü.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Nafi İ., daha öncesinde tartıştığı MİT mensubu İsmet C. ile Yenimahalle İlçesi'ndeki MİT Lojmanları önünde buluştu. Burada ikili arasında yeniden tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Nafi İ., beylik tabancasıyla İsmet C.'nin üzerine kurşun yağdırdı. Vucüduna aldığı 5 kurşun yarası ile ağır yaralanan İsmet C. götürüldüğü Onkoloji Hastanesi'nde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olaydan sonra kayıplara karışan cinayet zanlısı Nafi İ., cinayet büro amirliği ekiplerinin takibi sonucu Eskişehir'de yakalandı.
Milliyet

Milletvekiliyle tartışan ilçe emniyet müdür vekilinin yeri değişti
01.08.2013
AFYONKARAHİSAR - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun verdiği iftar yemeğine katılan AK Parti Afyokarahisar Milletvekili Halil Ürün'le park yeri yüzünden tartışan Şuhut İlçe Emniyet Müdür Vekili Ahmet Sadık Semerci, geçen salı günü görevinden alınarak il merkezine çekildi.
gazeteport

Polis O'nu “Vandetta” sanıyormuş
01 Ocak 2014



RedHack yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklandıktan sonra delil yetersizliğinden bırakılan Taylan Kulaçoğlu: Polisler, 'V for Vendetta' filminde kullanılan ve Gezi Direnişinde milyonlarca satılan maskeyi benim yüzüm sanıyormuş!

“Kızıl korsanlar” olarak bilinen RedHack soruşturmasında skandallar bitmiyor. 22 Kasım'da Siber Polis'in yaptığı operasyonda oyuncu Barış Atay'ın da içinde bulunduğu 14 kişiyle birlikte gözaltına alınan ve 4 gün sonunda serbest bırakılan Taylan Kulaçoğlu, serbest kalışından 5 gün sonra RedHack'ın kurucusu ve yöneticisi olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı.

10 günlük tutukluluğun ardından mahkeme tarafından delil yetersizliği gerekçesiyle serbest bırakılan Kulaçoğlu, YURT'a konuştu. Polisin kendisine “Mahkeme seni serbest bıraksa bile biz senin MaNYaK (örgüt liderinin lakabı) olduğunu biliyoruz.” dediğini belirterek söze başlayan Kulaçoğlu, “Bir profil yaratmışlar ve buna kendilerini inandırmışlar. Şimdi ben özgürüm ve benim özgürlüğüm onlar için gurur meselesi oldu.” diye konuştu.

'BENİ KENDİLERİ GİBİ SANDILAR'

Uzun yıllardır Fransa'da yaşayan ve Türkiye'ye 6 ay önce dönen Kulaçoğlu, tutuklanmasının öncesindeki gelişmeleri şöyle anlattı: “Aylardır takip ediliyordum ve bunun farkındaydım. İşlettiğim restorana adam yerleştirmeye çalıştılar, tanımadığım insanlar bir anda restoranıma gelip gitmeye başlayarak, anlam veremediğim bir biçimde bana RedHack'le ilgili sorular sordu. Hatta benim MaNYaK olduğuma kendilerini öyle ikna etmişler ki, kadınları kullanarak beni tuzağa düşürmeye bile çalıştılar. Beni kendileri gibi bilip, böyle bir zaaf göstereceğimi düşünmüş olmalılar.”

'BENİ MANYAKLARŞTIRACAKLAR'

Kulaçoğlu “Polisler V for Vendetta filminde kullanılan maskedeki suretin, benim suretim olduğunu sanıyorlarmış. Utanmasalar, V for Vendetta filmine esin kaynağı olan Guy Fawkes'in 1605'te İngiliz Parlemento binasını havaya uçurma girişimini bile bana yıkacaklar.” diyerek, gözaltına alınmasının ve tutukluluğunun mantığa sığmayan gerekçelere dayandırıldığını ifade ederek “RedHack'ten olsaydım bile bu benim için bir suç değil bir onur olurdu. Üzerimde öyle büyük bir baskı var ki, MaNYaK rumuzlu RedHack üyesi değilim ama beni gerçek mana da manyaklaştıracaklar.” dedi

YANDAŞLAR HÜKMÜ VERDİ BİLE

THKP-C, THKO, TİKKO, Devrimci Yol, PKK, MLKP gibi örgütlerin siber kolu olmakla da suçlandığına değinen Kulaçoğlu, “Açık açık söylüyorum. Ben bir sosyalistim. Yalnızca sosyalist olmak, beni nasıl bu suçlamaların ortasında bıraktığını anlayamıyorum” şeklinde konuştu.

Tutuklandıktan 1 gün sonra, Takvim Gazetesi'nin manşetten kendisini suçlu ilan ettiğinin altını çizen Kulaçoğlu, “Dava açmaya hazırlanıyorum. Onlar, polis fezlekesini haber yapıp canımı yaktılar. Ben de onların canını yakacağım” ifadelerini kullandı.

'BENİ EN İYİ BAKAN GÜLER ANLAR'

Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda tutuklanan Barış Güler'in, internette dolaşan 'Twitter'de Alper Terzioğlu adlı hesabı kullanıyor' iddiasına atıfta bulunan şöyle konuştu: “Barış Güler içerideyken, onun yönettiği söylenen Alper Terzioğlu adlı twitter hesabından twitler atılıyordu. Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler 'Gözaltındayken nasıl twit atsın' demişti. Şimdi beni en iyi onların anladığını düşünüyorum. Benim kullandığım söylenen RedHack twitter hesabından, ben cezaevindeyken tweetler atılıyordu”

Kaynak: http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/polis-onu-vandetta-saniyormus-h46788.html


En son Ekim tarafından Prş Ağu 01, 2013 8:27 pm tarihinde değiştirildi, toplam 2 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Tem 13, 2009 8:24 pm    Mesaj konusu: Trafik Polislerinin Rüşvet Çarkı Alıntıyla Cevap Gönder

Salih Tuna
Sayın İçişleri Bakanımız da lütfen bu yazıyı okusun!

Karakol amiri “Kes sesini!...” diye öyle bir bağırdı ki; o an, İstanbul'un bütün semtlerinde (genel bir elektrik kesintisi gibi) bütün seslerin kesildiğini düşündüm.

Hatta…

Marmara Bölgesi'nde.

Güler yüzlü, babacan valimiz Sayın Muammer Güler ve çiçeği burnunda Emniyet Müdürümüz Sayın Hüseyin Çapkın dahil herkesin sesi kesilmişti sanki!

Zaten…

Herkesin sesi kesilmeseydi, İstanbul'un göbeğindeki bir karakol amirinin bağıran, çağıran sesi bu kadar şedit, bu kadar ürkütücü çıkabilir miydi?

Bu ses nasıl tarif edilebilir Allah'ım!..

Necip Fazıl üstadımızın “Zindandan Mehmet'e Mektup”unda “çatık kaş” ifadesiyle ölümsüzleştirdiği “imajın” sese dönüşmüş halini hangi kelimeler anlatmaya kifayet eder?

Mustafa Sağyaşar'ın “Karam” desibeline, “Der Untergang” filmindeki Hitler'in öfkesini yerleştirebilirsek bir nebzecik de olsa yaklaşabilir miyiz bu sese?

Abarttığımı sanıyorsunuz değil mi?!

Ah, keşke öyle olsa!

Ne ki, 09 Temmuz 2009 Perşembe tarihli, 20.00 ile 22.00 saatleri arası karakolun kamera kayıtlarını izleyebilseydiniz, vahameti yeterince anlatamadığımı görürdünüz.

O akşam, Fevzi Paşa Caddesi'nde, Fatih Şehit Tevfik Fikret Polis Merkezi'ne yaklaşık on metre mesafede, spor salonuna gidecek olan oğlumu indirmek için duraksadım.

Hayır, ne durdum ne de park ettim; hepi topu bir insanın arabadan ineceği süre kadar duraksadım sadece.

Karakolun önünde nöbet bekleyen genç polis memurunun arabamın camına ani ve sert bir şekilde vurmasıyla irkildim.

“Buyurun” yerine, “Ne var?” karşılığını verdim. Bunun üzerine oldukça sert bir vurgulamayla, “İn aşağıya!..” komutunu yedim.

Ergenekon soruşturması vesilesiyle zihnimde oluşan “nazik ve entelektüel polis” imajına zarar veren “İn aşağıya!..” emrine takılmıştım tabii.

Lakin…

“İner misin?”i tercih etmesinin daha şık olacağını hatırlatmam, ortamı germekten başka işe yaramadı.

Çaresiz indim.

“Sorun nedir bilemiyorum ama…” dedim, “Ben ne serseriyim, ne de terörist. Gazeteciyim…”

“Ne yapalım gazeteciysen!” dedi, “Sürdürecek misin beni?..”

Haydaaa!

Arkadaşla konuşmak mümkün değildi.

İki kolumu iki yana açarak, “Buyurun arayın!..” dedim. “Ya da ne yapmak istiyorsanız yapın da, yoluma devam edeyim...”

Cadde üzerindeki tanıdık bir esnaf “Abi ne oldu?” diyerek yanıma seğirtti. Ardından birkaç meraklı vatandaş etrafı çevirdi; derken, hatırı sayılır bir kalabalık oluştu.

Sanırım kalabalığın da verdiği coşkuyla, oldukça genç bir polis karakoldan koşar adım üzerime yürüyerek, “Alın şunu içeri…” diye bağırdı.

Bir yığın polis etrafımı çevirdi ve beni “içeri” aldılar.

Hayatım boyunca ilk kez bir karakola adımımı atmamın ürkekliğine, haksızlığa uğramanın, aşağılanmanın verdiği bulantı eklenince elim ayağım boşaldı.

Titremeye başladım!

Neden sonra karşımda olgun yaştaki karakol amirini görünce biraz rahatladım.

Karakol amiri beni odasına aldı. Kapıyı kapattı ve gitti masasının başına oturdu.

Adımı, ne iş yaptığımı sordu.

Yeni Şafak Gazetesi'nde köşe yazdığımı falan söyledim.

Polislerin yaptığı kabalığı iş stresine bağlayıp onlar adına benden özür dileyecek galiba, diye düşündüm.

Hâlâ titriyor, ayakta zor duruyordum.

Masanın hemen önündeki koltuğa oturmaya yeltendim.

Bir dudağı yerde bir dudağı gökte, “Oturmaaaaaaa!...” diye haykırdı.

Anlayabilmek için gayriihtiyari koltuğa baktım.

Yeni boyanmış ahşap bir koltuk değildi; bilakis deriydi. Üstelik üzerinde pimi çekilmiş bir bomba da yoktu.

Daha sert bir şekilde sürdürdü: “Sana otur diyen oldu mu?..”

Ben kimim?..

Burası neresi?..

Çinlilerin eline düşmüş bir Uygur muyum yoksa?...

Odaya, odanın duvarlarına baktım.

Duvarlar dönmeye başladı.

Tansiyonumun felaket bir hal aldığını hissediyordum. (İlaçlarım arabada kalmıştı)

“Sayın amirim…” dedim yalvarırcasına, “Lütfen oturmama izin verin…Hastayım…Ayakta duramıyorum…”

“Bayılırsan doktor çağırırız…” dedi, son derece kararlı ve kayıtsız bir vurgulamayla.

O an öleceğimi, henüz sekiz aylık olan kızımı bir daha göremeyeceğimi düşündüm!

Bayılmaktan değil ölmekten bahsediyorum, dedim.

Şekerim yükselmiş, dudaklarım kurumuş, dilim tastamam dönmez olmuştu.

Odasında ölmemden mi korkmuştu bilemiyorum; birdenbire kapıyı açtı ve diğer polislerin bulunduğu alana çıktık.

Bağırmaya başladı: “Kameralar orda, konuş!..Darp mı yapıyoruz söyle!..”

“Psikolojik darp” yaptığını anlatacak halim yoktu. Anlatsaydım da, anlayacak halde değildi.

Kısa süre önce ameliyat geçirdiğimi ilave ederek; artık ayakta duramadığımı, oturmama izin vermelerini rica ettim.

Hiçbir polisten çıt çıkmıyordu.

“Sayın amirim…” dedim, son bir gayretle!

“Kes sesini…” diye bağırdı, yazının başında da anlatmaya çalıştığım “frekansta.”

İşte o zaman Chuck Plahniuk'tan okuduğum bir cümle geldi aklıma: “Kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayabilirsiniz…”

Amiri kendisini iyi hissetsin diye, hemen yanı başımda dikilen, karakol nöbetçisinden özür diledim; hem de tam üç kez.

İşe yaramıştı ama tam rahatlamamıştı.

Tam rahatlayabilmesi için meşru yolları kullanarak “psikolojik işkenceye” devam etmesi gerekiyordu.

Yani, Aksaray'a darp, Yeni Bosna'ya alkol muayenesine gitmem gerekiyordu.

Doktor “Darp var mı?..” diye sordu. “Fiziki darp yok…” dedim.

Kayıtlara “Darp yok!..” geçti.

İyi de, o an karakolda ölseydim, hangi “darp” neden olacaktı buna?

stuna@yenisafak.com.tr

(Yeni Şafak)


Trafik Polislerinin Rüşvet Çarkı

13 Temmuz 2009

Ankara’da 2 emniyet amirinin ve 43 trafik polisi rüşvet örgütü kurmakla suçlanıyor. Teknik takip altına alınan polisler rüşvet alırken görüntülendi.
İlişkili HaberlerTüm Haberler
Trafik Müdürü Rüşvetten TutukluYeni Şafak'ta Ergenekon HaberleriSilahı Tak Gelenin Alnına Çak!Polis Müdürüne Karakolda DayakBaşbakan Yeni Polislere Konuştu

ANKARA- Ankara’da geçtiğimiz aylarda üç ayrı operasyonla gözaltına alınan trafik polisi ile dolmuş durak başkanlarına yönelik soruşturma tamamlandı. İki yıl önce bir dolmuşun çarpması sonucu yaralanan bir kadının eşine gönderilen ihbar mektubu, operasyonu başlattı. Yaralı kadının eşi tarafından polise, oradan da savcılığa gönderilen mektupta, “kadının yaralandığı kazada dolmuşun suçlu olmasına rağmen trafik polislerinin dolmuş şoförünü kusursuz gösteren rapor düzenledikleri” belirtildi.

Düzenli olarak para alıyorlardı

İddialar üzerine başlatılan soruşturmada, dolmuş şoförleri ile durak başkanları teknik takibe alındı. Bu kişilerin trafik polisleriyle ilişkisinin belirlenmesiyle de, Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’ndeki bazı görevliler de mahkeme kararıyla izlenmeye başlandı. Soruşturmada bazı dolmuş duraklarının yönetimlerinin, dolmuş sürücülerinden değnekçiler vasıtasıyla günlük 14 TL para aldıkları ve bu parayı da bir havuzda toplayarak, tespit edilen trafik polislerine, yine değnekçiler vasıtasıyla belirli günlerde verdikleri saptandı. Belirlenen ekiplere ayda iki kez 150 TL veren durak yöneticilerinin, amir ve başkomiser rütbesindeki görevlilere de ayın 1’i ve 15’inde 150 ile 400 TL arasında değişen miktarlarda düzenli olarak ödeme yaptıkları belirlendi.

Ayrıca bu polislerin, durak yönetimlerince belirlenen bazı lokanta ve pastanelerde sürekli olarak para ödemeden yemek yedikleri, ayrıca rütbelilerin de telefon faturalarını ödettikleri anlaşıldı.

Karşılığında ceza kesmediler

Haklarında dava açılan polislerin ise, söz konusu durakların araçlarına ceza kesmedikleri, mecbur kaldıkları durumlarda daha düşük ceza uyguladıkları, yasal olarak çalışmasına rağmen rakip dolmuşlara para aldıkları durak yöneticilerinin talimatlarıyla ceza kestikleri belirlendi. Polislerin ayrıca, kurallara uygun olmadığı gerekçesiyle başka ekiplerce otoparka çekilen araçlarla ilgili de aracı olup serbest bıraktırdıkları saptandı.

İtirafçı memur rüşvet çarkının nasıl işlediğini anlattı

DOSYADA, gözaltına alınan polis memurlarından M.B.’nin itiraflarına da yer verildi. İtirafları nedeniyle “etkin pişmanlık” maddesinden yararlanması talep edilen M.B. ifadesinde şöyle dedi:

“Dolmuş duraklarında çalışan değnekçiler, dolmuş sahiplerinin belirlediği günlük 10 ila 15 TL arasında parayı dolmuş sahiplerinden günlük olarak toplarlar ve durak başkanına verirler. Bu toplanan paradan güzergahta görevli trafik ekiplerinin yanına gitmek suretiyle her ayın 1 ve 15 de olmak üzere her ekibe 100 ile 150 TL arasında verirler. Ancak bazı ekipler bu parayı alır bazıları almaz, bazen de ekipte görevli bir memur diğerinin haberi olmadan bu paraları alır. Durak başkanlarının olmadığı zamanlarda, değnekçiler, durak başkanlarının talimatları ile ekibin yanına giderler yada ekipler bu şahısların yanına gelerek bu parayı alırlar. Bende bu bölgede çalıştığım zamanlarda belirttiğim meblağlarda parayı aldım.

Durak başkanlarının durakta toplanan paradan trafik polislerine ve zabıtalara düzenli olarak her ayın 1 ve 15. de para vermesinin sebebi bu hatlarda çalışan dolmuş sürücülerinin çeşitli Trafik kuralı ihlallerinden dolayı hiç ceza yazılmamasını, farklı bir maddeden ceza işlemi uygulanmasını, ceza puanı düşük farklı bir maddeden ceza işlemi uygulanmasını veya o kusuru hiç görmemesini sağlamak içindir.

Örnek olarak bir dolmuş sürücüsüne ayakta yolcu aldığından dolayı hem karayolları trafik kanunun 65/1-A maddesinden dolayı 62 TL ceza kesilmekte, hem de 20 ceza puanı da sürücü belgesine işlenmektedir. Dolayısıyla 5 kez ayakta yolcu alan bir sürücünün ilk seferinde 2 ay, tekrarında ise artan sürelerde ehliyetine el konulmaktadır. Bu yüzden alternatif ceza olarak 58. madde olan durak haricinde yolcu almak veya puanı düşük olan diğer maddelerden cezai işlem uygulanmaktadır.”

Dinlemeye takılan konuşmalar

Dosyada, polislerin dolmuş durak yöneticileriyle yaptığı görüşmeler de yer aldı. Bunlardan bazıları şöyle:

Başkomiser F.Y. ile Durak başkanı H.G. arasındaki konuşma:

F: Şimdi biz otoparklarda sen ol, diğer başkanlar olsun, dört dörtlük muamele olur

H: Ondan hiç şüphemiz yok yani

F: Gerekirse ceza yazdırmam ben silerim, Gerekirse çekiciden sıfır çıkış yaptırırım.

H: Tamam abisi

F: Şimdi M. A alıştırmış bölge amiriyken de a.. ko..m onlar, kazanız olur, belanız olur, ekip göndermez, ağırdan satar g...verenleri bilirim bu bende olmaz. Ben gerekirse orda olursam sıfırda çıkış yaptırırım.

250 az abi onu 400 yap abi, bi dahakine sen benim farkımı bilmiyosun, sen o 250 daha sonra gelince 400 yap

H: Abi ben konuşuyum yani öbürlerine diyim

F: Sen konuş ötekiler gibi ayarcılık yapmam ben kendim ...dört dörtlük çalışırım sizin yüzünüzü kara çıkarmam gerekirse sıfır çıkış yaptırırım bende öyle

H: Tamam abi

F: Ama bana da hakkım gelsin.

“BERNA’YI DA AL GEL”

Başkomiser F. Y ile Y. A. adlı kadın arasında geçen görüşme:

Yeliz: Şu benimkine bi ceza yazıp göndersene (Marka ve plakasını veriyor). Genelde Tunalı tarafına takılıyor, birde sizin getirdiğiniz o EDA vardı ya o kız kırık mı Derya’yı saunaya götürüyormuş ’buralara Yeliz’i getirme’diyormuş.

F: O arabanın notları var bende zaten bir görüşelim özledim, Berna’yı da al gel ikinizi birden istiyorum.

Başkomiser F.Y. polis memuru C.S. arasında geçen görüşme:

Fatih: (Aracın plakasını söylüyor) var mı?

C: Evet yasak parktan burda

F: Tamam onu çekici 10 kağıt alın ceza yazmayın oldu mu geliyorlar şimdi iki bayan

C: Tamam tamam

Aynı kişiler arasındaki başka bir konuşma:

Fatih: Geliyorlar şimdi, İkisi de iş seni övdüm, Sana a...ğını cümbeden verecekler bir gün sözleş 10 kağıtta alma bi şekilde uydur onu kılıfına

C: Tamam oldu

F: Hiç çekici ücreti alma, cezasını gösterme, oturt, çay iç, muhabbet et, tamam mı onlardan randevu kopar bir gün s.k onları.

C: Tamam haydi sağol sağol.

Komiser S.K. ile durak başkanı S.K. arasındaki konuşma:

Komiser S: Olum bizim aramızda rüşvetmi var lan, bizim aramızda paramı var lan, para alış verişimi yapıyoz lan. Sen benim gavatım mısın lan yav..k sen benim telefonuma nası bakmazsın lan...

Kaynak:Vatan

Polis yine vurdu
14.07.2009 - 15:33

Samsun'da polis, ehliyetsiz olduğu için''dur'' ihtarına uymayan sürücüyü ateş açarak durdurdu. Polisin kurşunu arka koltukta oturan gençlerden birinin sırtına saplandı.

SAMSUN - Samsun'un Çarşamba ilçesinde, ehliyetsiz olduğu için polisin ''dur'' ihtarına uymayan sürücüyü kovalayan polis ekibinin açtığı ateş sonucu arka koltukta oturan kişi yaralandı. Gazeteport

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde önemli atamalar gerçekleştirildi.

Ergenekon soruşturmasıyla ilgili özel bir birim oluşturuldu...

Ergenekon soruşturması kapsamında isimleri sıklıkla duyulan gizli tanıkların korunması için Tanık Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu. Yeni kurulan müdürlüğe yine Ergenekon soruşturması kapsamında görev yapan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Azmi Reyhan Aras getirildi.İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İzmir'de uyguladığı sistemi İstanbul'da da deneyecek. Bu kapsamda Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü kuruldu.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde şube ve ilçelere yeni atamalar yapıldı.

ERGENEKON SORUŞTURMASININ MÜDÜRLERİ

Buna göre Ergenekon soruşturmasını yürüten polis müdürleri şubelerde kaldı. Terörle Mücadele Şube Müdürü Mutlu Ekizoğlu, geçen ay rütbe alarak 2. sınıf emniyet müdürü olmuştu. Ekizoğlu Organize'den Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı oldu. Terörle Mücadeleden Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder ise yerinde kaldı. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Hüseyin Işıldak'ın da görev yeri değişmedi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevine ise Yurt Atayün getirildi.


İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer de 2. sınıf emniyet müdürü olmuştu. Yılmazer de İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür yardımcısı oldu. Cerrah döneminde bu şubeye şu anda Rize Emniyet Müdürü olan Şahmaz Demirtaş bakıyordu. Demirtaş'ın terfi almasından sonra bu şubeye müdür yardımcısı atanmıyordu. Şube Cerrah'a bağlı olarak çalışıyordu. İstihbarat Şube Müdürlüğüne ise müdür yardımcısı Erol Demirhan getirildi.


ŞUBE MÜDÜRLERİ

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yunus Ayhan'ın yerine Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Zekayi Kıymaz geldi.

Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Bülent Köksal'ın da görev yeri değiştirildi.

Köksal Esenyurt İlçe Emniyet Müdürü olurken yerine Şanlıurfa'dan gelen Cengiz Malbeleği oldu. Asayiş Şube Müdürlüğü'ne Avcılar İlçe Emniyet Müdür vekili Mahir Çakallı getirildi.

Pasaport Şube Müdürü Mehmet Hasbal, Güvenlik Şube Müdürü görevine getirildi.Trafik Tescil Şube Müdürü Turan Odabaş ise Bilişim Şube Müdürlüğü görevine getirildi. Kağıthane İlçe Emniyet Müdür yardımcısı Nuri Keten ise Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğüne getirildi.


TANIK KORUMA

Ergenekon Soruşturması kapsamında isimleri sıklıkla duyulan gizli tanıkların korunması için tanık koruma şube müdürlüğü kuruldu. Yeni kurulan müdürlüğe yine Ergenekon soruşturması kapsamında görev yapan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür yardımcısı Azmi Reyhan Aras getirildi.


TOPLUM DESTEKLİ POLİSLİK ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İzmir'de uyguladığı sistemi İstanbul'da da deneyecek. Bu kapsamda Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü kuruldu. İlk kez kurulan şube Müdürlüğüne Nurettin Demir getirildi. Cerrah döneminde önleyici hizmetler görevinde bulunan toplum destekli polislik her ilçede amirlik düzeyindeydi.


İLÇE EMNİYET MÜDÜRLERİ

Eğitim Şube Müdürü Hacı Mehmet Aslancan Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürü, Maltepe İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Nihat Çulhaoğlu Bakırköy İlçe Emniyet Müdür vekili, Bakım Onarım Şube Müdürü Servet Sarıçiçek Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürü olurken Beyoğlu İlçe Emniyet Müdür Vekili Yusuf Yüksel Sultangazi İlçe Emniyet Müdürü oldu. Beyoğlu'nun yeni müdürü ise Çevik Kuvvet Şube Müdürü Gökhan Özsavaş oldu.

Levent Yapraklı Adalar, Tamer Oktay Arnavutköy, Hacı Ahmet Osanmaz Ataşehir, Hüseyin Putur Avcılar, İbrahim Çiftçi Bağcılar, Hüseyin Şahinkaya Başakşehir, Yılmaz Avcu Beykoz, Tayfun Oktay Beylikdüzü, Halil Dinler Bayrampaşa, Ömer Duman Büyükçekmece, İlhami Hüner Çatalca, Ekrem Güneyisi Çekmeköy, Osman Yıldırım Esenler, Dursun Küçükyılmaz Eyüp, Celal Sel Fatih, Enver Çolak Gaziosmanpaşa, Ümit Otman Güngören, Hakan Boydak Kadıköy, Mustafa Şahin Kağıthane, İzzet Kaptan Kartal, Muammer İmecik Küçükçekmece, Dindar İlhan Maltepe, Özcan Yalçın Pendik, Murat Ulucan Sancaktepe, Tahsin Fidan Silivri, Halit Körken Sultanbeyli, Servet Yılmaz Şile, Ahmet Aslan Şişli, Ahmet Korkmaz Tuzla, Osman Kaplan Üsküdar, Sezgin Özdem de Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürleri oldu.


İZMİR'DEN TAYİNİ İSTANBUL'A ÇIKANLAR

Emniyet Müdürleri Kararnamesi´nin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü´ne atanan Hüseyin Çapkın´ın İzmir´de görev yaptığı çalışma arkadaşlarından sekizinin tayini İstanbul´a çıkmıştı. İzmir´de güvenlikten sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altınok İstanbul'da Güvenlik ve Foto Film Şube Müdürlüklerinden, Kaçakçılık ve Organize Suçlardan Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Likoğlu İstanbul'da Narkotik ve Mali Suçlardan Sorumlu Müdür yardımcılığına, Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Şemi Albat İstanbul'da Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü'ne, Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Tekin Akdoğan Asayiş Şube'den Sorumlu Müdür Yardımcılığı'na, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Sıtkı Akgül Çocuk Şube ve Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü'ne, Terörle Mücadele Şube Müdürü Kamil Karabörk İstanbul'da Çevik Kuvvetten Sorumlu Müdür Yardımcılığı'na getirildi. Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Dursun Güneş, Konak İlçe Emniyet Müdür Yadımcısı Bülent Girgin ise merkezde görevlendirildi.
aktifhaber

Başbakan Erdoğan mı, ‘Hacı Müdür’ün ‘Sakarya Türküsü’ mü haklı?

Organize suç örgütlerinin polis ayağı ile ilgili tartışmalar, Sakarya ve Konya da suç örgütlerine kök söktüren emniyetçilerin görev yerlerinin değiştirilmesi ile bir kere daha sorgulanır oldu. Konya’dan Anadolu Atayün ve Sakarya’dan Alpaslan Ersanlıoğlu ve Mehmet Şahne’nin görev yerlerinden alınması ve başka yerlere verilmesi, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Atalay’ın, kendi ayağına kurşun sıkmasından başka bir şey değil.

Başbakan Erdoğan; “organize suç örgütleri ile sonuna kadar mücadele edeceğiz” demedi mi? Sonra da; koskoca Okyanus operasyonunu Konya’da, ‘Haraç Çetesi’ ile ilgili operasyonu da Sakarya’da yapan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürleri Anadolu Atayün, Alpaslan Ersanlıoğlu ve İl Müdür Yardımcısı Mehmet Şahne’nin görev yerleri tenzil-i rütbe ve kızak şekilde algılanacak biçimde neden değiştirildi? Eğer istihbarat, kaçakçılık, asayiş, terör gibi birimlerde canla başla çalışan bu kişilerdeki kırılganlıklar, dalgalar halinde devam eder ve bu şahıslar kendi kabuklarına / iç dünyalarına çekilecek olurlarsa, ülkenin iç güvenliği sizce nasıl olacak? Bu insanlar; “keşke biz de ‘Sakarya Türküsü’ gibi, çalıntı özel güvenlik kitapları yazsaydık ve zorla özel güvenlik kurslarına satsaydık”, ya da “Hacı Müdür gibi; özel güvenlikle ilgilenerek trilyonları götürseydik” diye düşünecek olurlarsa, Başbakan’a ve İçişleri Bakanı’na bunun hesabını kim verecek?

İşte tam burada, organize suç örgütleri ile ilgili bazı hatırlatmaları yapmak gerekiyor. Hatırlayın, Sauna operasyonunda tutuklanan iki emniyetçi vardı. Biri Emniyet eski Genel Müdür Vekili, diğeri ise baş komiserlikten atılan eski bir Emniyetçi. Baş komiserlikten atılan o kişinin Emniyet’ten ayrılış nedeni, adını Ergenekon iddianamesinde sıkça duyduğumuz Hüseyin Yılmaz’ın öldürülmesine ilişkin dosyanın bir kopyasını Ayhan Parlak’a vermesiydi. Dosya tesadüfen durdurulan Ayhan Parlak’ın aracında bulunduğunda, iç soruşturmayı derinleştiren polis, dosyanın o baş komiser tarafından Ayhan Parlak’a verildiğini belirledi ve ilgilinin Emniyet ile ilişiğini kesti. Saunada ki Emniyet Genel Müdür Vekili’nin çok yakını ve personelden sorumlu çok üst düzey bir diğer Emniyet yetkilisi de, Abdülkadir Aksu, Osman Güneş ve Beşir Atalay dönemlerinde de bu görevini yaş haddinden emekli olana kadar sürdürdü. Hem de sırıtan bir ‘takiyyyyyyye’ yaparak... ‘Allah’, ‘peygamber’, ‘maşallah’, ‘barekallah’, ‘sübhanallah’, ‘elhamdülillah’, gibi söylemleri diline pelesenk edip, yerli yersiz kullanarak ve ortalıkta dolaşan meşhu(r)m ‘isim listesinin’ de altına imza atarak.

Biz, Ergenekon’da ‘bir kısım medyanın’ içine düştüğü duruma düşmemek için, organize suç örgütleri ile irtibatlı olan ne kadar polis varsa araştırılıp ortaya çıkarılmasını arzuluyoruz. Bunun için de Sauna’da radara takılan emekli Emniyet Genel Müdür Vekili’nin, bizzat kritik görevlere atadığı kişilerin, halen bu görevlerde olup olmadığına bakılmasını öneriyoruz. Bunu savcıların yapmasına da gerek yok. Medya karartma yapmadan, sarı-beyaz zarf numaraları çekmeden, bu operasyonlarda ortaya çıkan bilgiler ile Ergenekon gibi organize suç örgütleri ile ilgili eldeki verileri, bir karşılaştırmaya başlasınlar, bakalım o zaman neler görülecek. Sonra da, AKP iktidarı için iftiranameler gönderen, ‘Fabrikatör’ün ‘Karanlık’ dergisinin bile kendisinden özür dilediği ‘Hacı Müdür’lerin ve onun prensi ‘Sakarya Türküsü’ gibilerin kimler olduğuna bakılsın.

Unutmayalım; darbelerin haklılık zemini kazanmasının da, yurttaşların iktidara güveninin sarsılmasının da tek yolu, iç güvenliğin zaafa düşmesiyle doğru orantılıdır. O halde, İçişleri Bakanı Atalay, ‘Hacı Müdür(lerin)’ nasıl da yanlışlar içinde olduğunu, kendisini yanılttığını ve hatta savlanan ETÖ’deki kişilerle bile onlarca kez nasıl görüştüğünü ve onlara taktikler verdiklerini ve özel güvenlikte özellikle yasal boşluklar bırakarak, suç örgütlerinin bu yapılanmaların içinde kurdurulduğunu görmeli ve gereğini yapmalı mıdır? Yoksa ‘sessizliğin sesini’ açmaya devam mı etmelidir?

“Hiçbir şey olmaz Sn. Müdürüme. Çünkü o zorla özel güvenlik kitapları sattırırken de ona birşey olmamıştı. Onun arkasında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı var, İçişleri Bakanı var” diyenler mi, yoksa “organize suç örgütleri ile canla başla mücadele edelim” diyen Başbakan Erdoğan ve hükümeti mi haklı çıkacak? Bekleyelim, göreceğiz....

Önder Aytaç/Taraf

Bulgaristan'da polis cinneti
Diğer GÜNCEL haberlerini okumak için tıklayınız...
Bulgaristan'da 30 yaşındaki bir polis memurunun, 4 yıldır birlikte olduğu 17 yaşındaki sevgilisini öldürüp intihar ettiği açıklandı.

16 Temmuz 2009 22:01 haber7

Osmaniye'de kaza 3'ü polis 6 yaralı

Osmaniye'de bir kavşakta birisi emniyete ait iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 3'ü polis memuru 6 kişi yaralandı.

21 Temmuz 2009 19:58

Alınan bilgiye göre, Rahime Hatun Mahallesi 61 ile 48. sokakların kesiştiği kavşakta, Mesut Sağlamer yönetimindeki 80 AP 448 plakalı otomobil ile Asayiş Şube Müdürlüğüne ait 80 FD 693 plakalı polis otomobili çarpıştı.

Kazada, otomobil sürücüsü Mesut Sağlamer ile aynı otomobilde bulunan Cemal ve Hanife Sağlamer, polis aracının sürücüsü polis memuru Ekrem Şensoy, komiser İrfan Tunç ve polis memuru Hanifi Sağ yaralandı.
haber7

Emekli polis, sübyancılıktan tutuklandı
14:40 - Muğla'nın Dalaman ilçesinde 8 ve 9 yaşlarındaki 2 kız çocuğuna "cinsel istismarda" bulunduğu iddia edilen emekli polis tutuklandı. Adları gizli tutulan 8 ve 9 yaşındaki 2 kız çocuğunun aileleri, emekli polis olduğu öğrenilen zanlı M.A'nın (66) çocuklarına cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek polise başvurdu. Polis tarafından gözaltına alınan ve ifadesinin ardından "küçük yaştaki çocuklara cinsel istismar iddiası" ile adliyeye sevk edilen zanlı M.A, mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. 21.07.2009 MUĞLA
netgazete

Pitbull'dan kaçan polis düştü, yerde kendisini vurdu
16:50 - Geçtiğimiz gün Bursa'da hesaba itiraz yüzünden çıkan kavgada yaşanan köpekli saldırının benzeri, merkez Osmangazi ilçesi Çırpan Mahallesi'nde meydana geldi. Polis memuruna direnen sabıkalı gençler, olaya müdahale eden diğer ekiplere bıçak çekip pitbull ile saldırdı. Gençler kaçmaya çalışırken, yere düşen polis memuru Murat Ay'ın tabancası ateş aldı. Çıkan kurşun polis memurunun bacağına saplandı. Ara sokaklara kaçan şüpheliler yardıma gelen diğer ekipler tarafından köpeklerle birlikte yakalandı. Sol diz kapağından yaralanan polis memuru Murat Ay, Uludağ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. 22.07.2009 BURSA
netgazete

Nezarethanede ölen kardeşinin tabutuna sarıldı
16:10 - İzmir'in Bayraklı ilçesinde av tüfeğiyle yaralama olayına karışan 2 çocuk babası Abdurrahman Sözen'in (Küçük fotoğrafta-24), gözaltında tutulduğu Gümüşpala Polis Merkezi nezarethanesi'nde kendisine su getiren polisin tabancasını alarak, intihar etmesi ardından, Adli Tıp'ta otopsi yapıldı. Yapılan ilk otopside Sözen'in "Bitişik atış" yöntemiyle başının sağından ateş edildiği, kurşununda sol tarafından çıktığı belirlendi. Olayın ardından aile, çocuklarının intihar etmesinin mümkün olmadığını, polis tarafından öldürüldüğünü iddia ederken, ailenin avukatı Nezahat Bayraktar'da nezarethanede cesedi gördüğünü ve silahı alarak intihar etmenin mümkün olmadığını söyledi. 22.07.2009 İZMİR
netgazete

Emniyet müdürünün oğlu, tatilde hayatını kaybetti
14:20 - Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Şube Müdürü görevini yürütürken tayini Erzurum'a çıkan Abdun Nur Durmaz (Küçük fotoğrafta-38), çocuklarını Bursa'daki anne ve babasının yanına getirdi. Yaz tatilini dedesinin yanında geçiren ve 16 gün önce doğum gününü kutlayan Muhammet Bilal Durmaz (12), pencereden dışarı baktığı sırada bir anda fenalaşarak yere düştü. Babaannesi tarafından Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Muhammet, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Savcılık, çocuğun ölümü üzerine soruşturma başlattı. 22.07.2009 BURSA netgazete

Profesör, kızının katilini bulamayanlara isyan etti
12:35 - Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Memduh Serin, üniversite öğrencisi kızının öldüğü trafik kazasından dolayı 7 yıl hapse mahkum olan genç hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılmasına rağmen yakalanamamasına tepki gösterdi ve Adalet ile İçişleri Bakanlıklarına 387 gündür kaçak olan gencin bütün adreslerini vererek gereğinin yapılmasını istedi. 22.07.2009 ANKARA netgazete

Yuh Artık!. Bu Kadar Da Olmaz
25 Temmuz 2009

13:1913 yaşındaki kız çocuğunun Bülent Ersoy'dan imza istemesi sonrası yaşananlar tam bir rezalet.... Ersoy'un egosu tatmin olsun diye polisler bakın ne yaptı...


Kendisine 'sen' diyen küçük hayranı Bülent Ersoy'u çıldırttı. Yaşanan kavga sonrası polisin muamelesi daha da vahimdi.

13 yaşındaki kız çocuğunun Bülent Ersoy'dan imza istemesi sonrası yaşananlar tam bir rezalet..

Antalya'daki imza krizinde polisin sanatçıyla kavga eden bayanlara biber gazı sıkması tepki çekti..

Kendisine 'sen' diye hitap edildiği için küçük kızın annesi ve yakınlarıyla kavgaya tutuşan Ersoy, restoran sahiplerinin polis çağırmasıyla mekandan attırmıştı.

Yasemin T. ve Fatoş K. isimli kadın karakolda Ersoy şikayeti geri alınca serbest kalmıştı.

Ancak karakol ile restoran arasında yaşananlar skandal nitelikte. Fox TV'de yayınlanan 'bizden kaçmaz' programı işte gözaltına alınan bu iki kadının başına gelenleri görüntüledi.

Polis otosunun içinde gözaltıya tepki gösteren iki kadına bu sırada motorsikletli polislerden biri içeriye biber gazı sıktı.

Biber gazına boğulan ve acıdan çığlıklar atan kadınlar dakikalarca içeride tutuldu. Kadınlar gazın da etkisiyle kendilerinden geçtiler.

aktifhaber

Polis Müdürü 'Şüpheli' Şahıs
25 Temmuz 2009 17:53

Çeteye bilgi sızdırmakla suçlanan Sakarya Emniyet Müdürü Ünsal ve Akyazı Belediye Başkanı Yazıcı fezlekede “şüpheli” olarak yer aldı.


Sakarya Emniyet Müdürlüğü’nün, AKP Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım ve AKP’li Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı’nın akrabalarına yönelik yürüttüğü çete operasyonunda yaşanan köstebek skandalı yargıya taşındı.

Akyazı Savcılığı’nın hazırladığı fezlekede, Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal ve Akyazı Belediye Başkanı Yazıcı da ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Terör ve çete suçlarına bakmakla görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, çeteyle birlikte operasyon bilgisini sızdırarak çeteye yardım ve yataklıkla suçlanan Ünsal ve Yazıcı’yı da soruşturacak.

Sakarya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, yaklaşık bir yıl önce liderliğini Yaşar Yazıcı’nın amcasının oğlu Hüseyin Yazıcı’nın yaptığı çeteye yönelik operasyon başlatmıştı.
Operasyon kapsamında, Hüseyin Yazıcı ile AKP Milletvekili Recep Yıldırım’ın yeğeni Ali Yıldırım ile diğer zanlıların telefonları hâkim kararıyla dinlemeye alınmıştı.

Çete zanlılarına yönelik teknik takip sürerken iki çete zanlısının yaptığı bir konuşma, polis ve savcının dikkatini çekmişti. Zanlıların, kendilerine karşı yürütülen gizli soruşturmadan haberdar oldukları ve olası bir operasyona karşı önlem almaya çalıştıkları anlaşılmıştı.

Zanlılardan birinin, diğerine “Adapazarı’nın başından bilgi geldi, operasyon başlıyor” dediği ortaya çıkmıştı. Çete zanlılarının, gizli soruşturmaya ilişkin bilgileri Akyazı Belediye Başkanı Yazıcı’dan aldıkları belirlenmişti.

“Bilgiyi Müdür Bey’den aldık”

Soruşturma bilgisinin çeteye sızdığı anlaşılınca operasyon erkene çekilerek 21 zanlı gözaltına alınmıştı. 21 zanlıdan altısı, suç işlemek için çete kurmak, adam öldürmeye ve yaralamaya azmettirmek, tehdit ve haraç suçlarından tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Tutuklanan zanlılar arasında Recep Yıldırım’ın ağabeyinin oğlu Ali Yıldırım ve Yaşar Yazıcı’nın amcasının oğlu Hüseyin Yazıcı da yer almıştı.

Soruşturmayı yürüten Akyazı Savcılığı, çeteye bilgi sızdırmakla suçlanan Yaşar Yazıcı’yı adliyeye davet ederek ifadesine başvurmuştu. Operasyon bilgisini kimden aldığı sorulan Yazıcı, “Bilgiyi Recep Yıldırım’la birlikte Müdür Bey’den aldık” demişti. Bunun üzerine Yazıcı’ya ‘Müdür Bey’in kim olduğu sorulmuş; Yazıcı da Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın adını vermişti.

İçişleri Bakanlığı, köstebek olayını soruşturmak üzere Sakarya’ya müfettiş gönderirken, Faruk Ünsal çete operasyonuna imza atan Sakarya Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Alparslan Hersanlıoğlu ile kaçakçılık ve organize suçlardan sorumlu Sakarya Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Şahne’nin görev yerlerini değiştirmişti.

Müfettişlerin Sakarya’daki köstebek soruşturmasından henüz sonuç çıkmazken, Akyazı Savcılığı soruşturmayla ilgili fezlekeyi tamamladı. Edinilen bilgiye göre Akyazı Savcılığı, soruşturma dosyasını, hazırladığı fezlekeyle birlikte geçen hafta cuma günü terör ve çete suçlarına bakmakla görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’ne elden teslim etti.

Fezlekede 32 kişi var
Çete ve faaliyetlerinin anlatıldığı fezlekede, 32 şüphelinin ismine yer verildiği öğrenildi. Şüpheliler arasında, Sakarya Emniyet Müdürü Ünsal ve Akyazı Belediye Başkanı Yazıcı’nın da bulunduğu bildirildi.

Akyazı’dan gelen dosya ve fezleke için özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk görevlendirildi. Savcı Berk, çeteyle birlikte operasyon bilgisini sızdırarak çeteye yardım ve yataklıkla suçlanan Ünsal ve Yazıcı’yı da soruşturacak. Savcı Mehmet Berk’in, Faruk Ünsal’ı da ifadeye çağırması ve hazırlayacağı iddianamede Ünsal ile Yazıcı’ya sanık sıfatıyla yer vermesi bekleniyor.

Taraf

Polis komiserinin ailesi, kazada yok oldu: 3 ölü
15:15 - Bolu'da, TEM otoyolunda İstanbul'dan Ankara istikametine gitmekte olan Saniye Zehra Şahin yönetimindeki otomobil, Ziya Şark Sofrası girişinde Mehmet Ali Maden'e ait olduğu bildirilen park halindeki tankere arkadan çarptı. Kazada, otomobil sürücüsü Saniye Zehra Şahin (küçük fotoğrafta solda) ile yanındaki İstanbul Arnavutköy Polis Eğitim Merkezi Müdürlüğünde komiser yardımcısı Muhammet Özer Şahin (küçük fotoğrafta sağda) (26) olay yerinde, bir kadın da yaralı olarak kaldırıldığı Gerede Devlet Hastanesinde hayatını kaybetti. 2 yaşındaki çocukları Zeynep Zelal Şahin ise yaralandı. 25.07.2009 BOLU netgazete

Tunceli'de 1 Polis Hayatını Kaybetti
27 Temmuz 2009 16:47

Tunceli'de meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 2 kişiden birinin polis olduğu açıklandı.
İlişkili HaberlerTüm HaberlerŞehit Polisin Yürek Burkan MesajıŞehit Polis Memurları AnıldıPolis Memurunu Şehit Eden Zanlı YakalandıSiverek'te Çatışmada Polis ŞehitŞehidin Son Mesajı Yürekleri Dağladı


Tunceli'nin Ovacık ilçesinde dün gece meydana gelen, 2 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı trafik kazasında hayatını kaybedenlerden birinin polis memuru olduğu belirlendi.

Alınan bilgiye göre, kazada ölen 2 kişiden Cenk Çiftçi'nin (29) polis memuru olduğu, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevliyken Şanlıurfa'ya tayin edildiği, bu kente gitmeden mehil müddeti hakkını kullanmak üzere memleketi Elazığ'a geldiği belirtildi.

Cenk Çiftçi'nin ağabeyi Mansur Çiftçi (38) ve yengesi Nuray Çiftçi (26) ile Tunceli'nin Ovacık ilçesine ziyaret için gittiği, kazanın Elazığ'ın Karakoçan ilçesine dönerken meydana geldiği öğrenildi.

Tunceli'nin Ovacık ilçesinde, dün gece, Mansur Çiftçi yönetimindeki 23 DF 005 plakalı pikap, Yeşilyazı köyü yolunda devrilmiş, Nuray Çiftçi ile Cenk Çiftçi ölmüş, Mansur Çiftçi, Fatma Çiftçi (14) ile Nazlıcan Çiftçi yaralanmıştı.
aktifhaber

Polise ateş açan Suriyeli kanalda kayboldu
00:20 - Iğdır'da Doğubayazıt Caddesinde seyir halindeki 2 araçta bulunan kişilerden biri, güvenlik güçlerinin 'dur' ihtarına ateşle cevap verdi. Araçtan inen ve Suriye uyruklu olduğu öğrenilen kişi tabanca ile polislerin üzerine ateş açtı. Çatışmada 2 polis elinden yaralanırken, Suriye uyruklu terörist vurularak sulama kanalına düştü. Diğer araçtaki 4 kişi güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı ve Iğdır Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 28.07.2009

Göğsüne kurşun sıkan genç polis, can çekişiyor
16:40 - İstanbul'da, Gaziosmanpaşa Bağlarbaşı Mahallesi'nde kısa bir süre önce polis memuru olduğu öğrenilen Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli T.M (22) arkadaşı ile birlikte kaldığı evde intihar girişiminde bulundu. Göğsüne tek kurşun sıkarak hayatına son vermek isteyen T.M, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ağır yaralı olarak hastanye kaldırıldı. Genç polis memurunun durumunun ciddi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 28.07.2009 İSTANBUL netgazete

Polise Komşu Bıçağı

30 Temmuz 2009 13:33Alanya'da bir polis memuru, tartıştığı komşusu tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı

Antalya'nın Alanya ilçesinde bir polis memuru, tartıştığı komşusu tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Polis memurunu bıçaklayan şahıs, gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Polis Karakolu'nda görev yapan polis memuru Ali Bıyıklı (36), Cikcilli beldesi Saraybeleni mahallesindeki Yılmazoğlu apartmanında oturan ve evli olduğu öğrenilen komşusu Cemil Y.'nin (36) evine gitti. Bıyıklı, apartmana girerken Cemil Y. ile karşılaştı ve tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Cemil Y. belinden çıkardığı bıçakla polis memuru Ali Bıyıklı'yı sol bacağından 3 kez bıçakladı. Cemil Y., daha sonra yere yığılan polisin kafasına sert bir cisimle vurdu.

Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine çağrılan 112 ekipleri, yaralı polisi memurunu Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Hastanenin acil servisinde ilk müdahalesi yapılan Bıyıklı, daha sonra ameliyathaneye alındı. Ayağındaki ve başındaki yaralara dikiş atılan polisin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.
aktifhaber

Eşini öldürdü karakolda kalpten gitti

Esenler'de psikolojik sorunları olduğu iddia edilen şahıs, eşini silahla vurarak öldürdü. Cinayetin ardından polise teslim olan zanlı sorgusunun yapıldığı sırada kalp krizi geçirdi.

02 Ağustos 2009 00:18

Havaalanı Mahallesi Gaye Sokak 10/3 numarada oturan Ahmet Akbaş (53), iddiaya göre 5 çocuk annesi eşi Ferfuri Akbaş ile kıskançlık nedeniyle tartıştı. Tartışmanın ardından evde bulunan iki tabancayı alan Ahmet Akbaş, eşine kurşun yağdırdı. Çevre sakinleri kurşun sesleri üzerine polisi aradı. Olay yerine gelen polis ekipleri cinayetin işlendiği dairenin kapısına geldiği sırada kapıyı açan katil zanlısı, eşini öldürdüğünü itiraf ederek iki silahla birlikte teslim oldu. Ferfuri Akbaş'ın cesedi yapılan incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

28 yıllık eşini öldüren Ahmet Akbaş ise gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde sorgusu yapılan Akbaş, adliyeye çıkarılmak üzere tutulduğu nezarethanede kalp krizi geçirdi. Akbaş, görevli polislerin müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Olayı öğrenince Emniyet Müdürlüğü'ne akın eden Akbaş'ın yakınları, uzun süre gözyaşı döktü.

Akbaş'ın yakınları, yaşanan talihsiz olaydan polisi sorumlu tuttu. Akbaş'ın ağabeyi Hanefi Akbaş, "Cinnet getirmiş. Cinayeti işlemiş bir kişiyi apar topar buraya getiriyorlar Koşulları iyi olmayan bir yer. Cinnet getirdiği için sıkıntıya dayanamayıp hayatını kaybetti. Bir cenazemiz vardı, onu kaldırmadan ikinci cenazemiz oldu. Herhangi bir kalp rahatsızlığı yoktu. Nezarethanede havasızlıktan dolayı öldü. İçerisi mağara gibi. İnsan orada yaşar mı?" diyerek yaşanan olaya isyan etti.
Aktbaş'ın yeğeni Ergin Kakbaş ise, "Olayın üzerinde uzun zaman geçmesine rağmen savcı olay yerine geç geldi. Doktorlar gelmemiş müdahale etmemişler" diye konuştu.

haber7

Polis arabası, taksiye çarptı: 2'si polis, 3 yaralı

03 Ağustos 2009 İzmir'in Bornova ilçesindeki trafik kazasında 2'si polis, 3 kişi yaralandı.
Mehmet A'nın (29) kullandığı Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne ait ekip otomobili, Okul Sokağı Kavşağı'nda Ünal Gök (28) yönetimindeki 35 T 7607 plakalı taksiyle çarpıştı.
Kazada, polis memuru Mehmet A. ile arkadaşı Cahit Ö. (27) ve Ünal Gök yaralandı.

netgazete

Ölen polisin eşi katil zanlısı çıktı

Mersin Gülnar'da, 9 yaşındaki oğlu tarafından kazayla vurulduğu iddia edilen ve kaldırıldığı hastanede kurtarılamayan polis memurunun eşi, katil zanlısı olarak tutuklandı.

06 Ağustos 2009 18:54

Mersin Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Gülnar Emniyet Amirliği'nde görevli polis memuru İsmail Demirok'un 27 Kasım 2008'de başından vurulması ve Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde yaklaşık 25 gün süren yaşam mücadelesi sonunda ölmesi olayıyla ilgili soruşturma kapsamında, daha önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eşi Gül Demirok, Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatı üzerine Hatay'ın İskenderun ilçesinde gözaltına alındı.

Açıklamada, Gül Demirok'un getirildiği Gülnar ilçesinde, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sürdürülen soruşturma neticesinde cinayet zanlısı iddiasıyla çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine konulduğu kaydedildi.

haber7

Elmadağ'da silahlı çatışma:1 yaralı
Ankara'nın Elmadağ ilçesinde polisle, ''dur'' ihtarına uymayan bir otomobildekiler arasında çıkan silahlı çatışmada çevrede bulunan 1 kişi yaralandı.

08 Ağustos 2009 15:42
haber7

Kolsuz Baron'un Polisleri Şok Etti
11 Ağustos 2009 08:49

Başbakan'a gelen ihbarla çökertilen fuhuş çetesinin lideri 'Kolsuz Baron'un telefon konuşmaları, Emniyet'te deprem yarattı.

Başbakan'a gelen ihbarla çökertilen fuhuş çetesinin lideri 'Kolsuz Baron'un telefon konuşmaları, Emniyet'te deprem yarattı. Çete otelinde tecavüze uğrayan iki kadın için karakolda 'mağdur' yerine 'iftiracı' tutanağı tutulmuş

İstanbul'da düzenlenen operasyonla çökertilen ve 2'si polis 7 kişinin tutuklandığı fuhuş çetesinin ilginç ilişkileri ortaya çıkıyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a yapılan ihbar sonucu, aralarında 2 emniyet müdürü, 3 emniyet amiri ve 2 polis memurunun bulunduğu çete, deşifre edilmişti. Şebekenin, 'Kolsuz Baron' lakaplı lideri Bülent A.'nın polis kayıtlarına düşen telefon konuşmalarına AKŞAM ulaştı. Kayıtlar oldukça çarpıcı. Bülent A.'nın Emniyet görevlileri ile yaptığı görüşmelerde, 'tecavüz ve küçük yaşta bir kızın otelde cinsel ilişkiye girmesi olayını' nasıl örtbas ettiğine ilişkin skandal en ince ayrıntısına kadar ortaya döküldü.

Buna göre, şebeye ait bir otele gelen Hakan Ç. ve Kenan Ö., 17 yaşındaki Aysel K. ve Zeliha H. (32) ile ilişkiye girdi. Gece rahatsızlanan Zeliha H. hastaneye kaldırıldı. Burada polise, Hakan Ç.'nin kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Olay Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi'ne intikal etti. Yapılan araştırmada Aysel K.'nın, yaşı küçük olduğu için otele kaydının yapılmadığı tespit edildi.
Polis merkezinde, otel sahipleri ile birlikte Hakan Ç. ve Kenan Ö.'ye, 'tecavüz, küçük yaşta çocukla cinsel ilişkiye girmek ve fuhuşa yer temin etmek' suçlarından işlem yapılması gerekirken mağdur olarak ifadeleri alındı. Zeliha H. ve Aysel K.'nın ise haklarında 'İftira' suçundan soruşturma evrakı hazırlanarak Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı' na gönderildiği tespit edildi.

Bakanlıktan soruşturma
Tecavüze uğradığı iddiasıyla şikayetçi olan fakat iftira ile suçlanan Zeliha H. ve yaşı küçük olan Aysel K., suçlamalarından fuhuş çetesinin baskısı sonucunda vazgeçmek zorunda kaldı. İçişleri Bakanlığı müfettişleri konuyla ilgili soruşturma başlattı. Aksaray Şehit Vedat Ulusoy Polis Merkezi'nde olay günü görev yapan 6 polis hakkında inceleme başlatıldı.

ADIM ADIM REZALET SÖYLE, BÖYLE YAZSIN
Çete lideri Bülent A.'nın, adamlarına, 'Yedikule'ye (Karakolun olduğu yer) gidin, mukayitle konuşun, fuhuşa yer temininden sakın öyle bir şeye girmesin, bizi tanık olarak çağırıyor. Yanlış şeyler yazmasın' dediği belirlendi. Bülent A. daha sonra çete üyesi olmakla suçlanan Emniyet Müdürü N. K.'yı aradı. Ve çetenin istediği ifadeler şu diyalogların ardından hazırlandı:

2. HAMLE EMNİYET MÜDÜRÜ
Emniyet Müdürü N.K.: Şimdi dün akşam orada 16 yaşında birisi kalmış galiba. Ondan dolayı işlem yapılıyor
Bülent A.: Bizde 16 yaşında birisi kalmamışki abi.
N.K.: Kayıtlarda öyle görünüyor. Bilmiyorum ondan dolayı istemişler herhalde.
Bülent A.: Yok kayıtlarda öyle bir şey yok. Yani kayıtlarda öyle bir şey yok.
N.K.: Valla bilemiyorum öyle söylediler bana.
Bülent A.: Birşey söyleyemezsin değil mi abi?
N.K.: Bir şey demem yanlış olur. Oradaki şeyler hep değiştiler, zaten şimdi müdür falan hepsinin haberi vardır ondan.

'KIZ İFTİRA ATIYOR' DESİN
Bülent A. bu görüşmenin ardında, adamı İbrahim O.'yu karakola gönderdiği de tespit edildi. 'Kolsuz Baron' adamına şu talimatları verdi: 'Suçlanan adam orda ise adamı köşeye çekin. Deyin ki, 'Senin başın belaya girecek. Hiç böyle bir şeyi kabul etme. Böyle bir şey gitmedim, etmedim. Kız yalan ifade veriyor' Adamı da öyle korkutsun adamın kaydı varmış tamam bu şekilde desin.'
Sabah kızı polis İbrahim götürecek, isteğimiz şekilde ifade verecek.

POLİS İFADEYİ GÖNDERECEK
Adamı M.K. ise Bülent A.'ya, çözüm yolunu anlatıyor: 'Çocuk büroya verecekler bu kızı. Çocuk büroda çok iyi bir dostum var. Polis İ. Onu aradım. 'Abi sabahleyin ben görevliyim' dedi. Kızı adliyeye götürürken beni arayacak. Ben de yanında bulunacağım. İstediğimiz şekilde verilsin diye. Diğer bayanın ifadesi bu akşam alınacak. Onun da fotokopisi çekilip bize gönderilecek. Aynı şekilde bu çocuklar nasıl ifade vermişse o da aynı ifade verecek. Böylece bizim sorumluluğumuz yok abi ortada.'

YAZICILARIN HEPSİ AYARLANDI
Çete lideri Bülent A.'nın kardeşi M. A. ile yaptığı görüşmede organizasyonu anlatıyor:
Bülent A.: Avukat M. ile görüştüm. Halletmiş şimdi ona bir şey vermek lazım ifadelerin fotokopisini al.
M.A.: Aldım sadece bu kızın ifadesi kalmıştı adliyede.
Bülent .A.: Onun fotokopisini al turizm belgesini filan vermedin değil mi? Şimdi o kızın ifadesini karakola da ulaştıralım, o dosyanın içerisine koysunlar kızın ifadesini anladın mı?
M.A.: İdari soruşturma mı, Karakol amirinin elindeymiş, Karakol amiri şimdi izinde zaten.
Bülent .A.: Şimdi bu avukat Mehmet'e 500 milyon yeter mi?
M.A.: Ne yaptı ki bizle beraber karakola geldi. Orada biz varız zaten yazıcıların hepsini biz ayarlamıştık.

VE İŞLEM TAMAM
Çete üyesi M. adlı kişinin Y. adlı polis memuru ile yaptığı telefon görüşmesi de oldukça çarpıcı:
M: Abi bu yaşı tutmayan bi tane kız vardı ya. Şimdi savcılıkta onun ifadesi alındı abi, o da aynı senin orda aldığın ifade gibi. Verdiği ifadenin fotokopisini getirip sana vermek istiyorum o dosyanın içine koy.
Y.: Hıı var mı?
M.: Hı hı var
Y.: Getir

Kaynak: Akşam

'Organize Müdür'e 3 Ağır Suçlama
12 Ağustos 2009 10:25

İstanbul Emniyetinde Cerrah'ın prenslerinden Selami Hürner ile ilgili ağır ithamlar. Teknik takibe takılan Müdür'ün marifetleri....

Başbakan Erdoğan’a gelen ihbarla başlayan İstanbul’daki büyük fuhuş operasyonunu kapatmak için rüşvet istediği iddia edildi

Çocukları İstek Vakfı’nın okullarında okuyordu. Bu nedenle Bedrettin Dalan’la ilgili soruşturmayı yavaşlattığı iddia edilen Hüner’in adı 4. Ergenekon iddianamesinde yer alacak

İstanbul Emniyeti’nde uzun süre görev yapan ve Ergenekon soruşturmasının 3. iddianamesinin sonuç bölümünde, hakkında soruşturma sürdürülen isimler arasında yer alan emniyet müdürü Selami Hüner’in adı, Akfırat Belediyesi’ne yapılan operasyonda da gündeme geldi.

İddialara göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi, jandarmadan önce Akfırat Belediyesi ile ilgili bir soruşturma yürüttü. Bu soruşturma kapsamında Belediye Başkanı Hilmi Yıldız hakkında, çok ciddi bir dosya hazırlandı. Ancak şubedeki yoğunluk nedeniyle operasyon, jandarmaya devredildi.

Dosya başkanda çıktı

Jandarma ekipleri çalışmalarını tamamladıktan sonra, belediyeye operasyon düzenlendi. Baskınlarda Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’da, Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nin hazırladığı soruşturma dosyasının da bir örneği bulundu. Jandarma aynı operasyonda, Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’den görevli polis memuru A.G.’yi çete ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle gözaltına aldı. A.G.’nin gözaltında iken, “Bu dosyayı başkana, Emniyet Müdürü Selami Hüner’in verdiğini, çete elemanlarının kendi aralarındaki konuşmalardan duymuştum” dediği ileri sürüldü.

Teknik takibe takıldı

Akfırat Belediyesi’ne yönelik teknik takip çalışmalarında da, bir kişinin Başkan Yıldız’ı arayarak, “Dosya tamam. Aldım” dediği saptandı. Yapılan çalışmalarda Yıldız’ın, İstanbul Emniyeti’ne bağlı bir numaradan arandığı ortaya çıktı. Arama sırasında Selami Hüner’in, nöbetçi müdür olduğu ileri sürüldü. Hüner’in, özellikle Hilmi Yıldız’ın oğlu Enes Yıldız ile bağlantısı olduğu da iddialar arasında.

Rüşvet iddiası

Hüner, “kolsuz baron” lakaplı B. Al’ya yönelik fuhuş operasyonunda da rüşvet almakla suçlandı. Başbakan’a gelen ihbarla başlayan fuhuş operasyonunda, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, VIP fuhuş çetesi adı altında, aralarında emniyet müdürlerinin de bulunduğu öne sürülen bir çeteye baskın düzenlemişti. Geçen yaz düzenlenen bu operasyonda Hüner, operasyonu engellemek için çeteden 100 bin dolar rüşvet almakla suçlanmıştı. Bu olayın ardından Hüner, Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’den sorumlu müdürlükten alınmış, Emniyet Komuta Kontrol Merkezi’nden sorumlu emniyet müdür yardımcılığına atanmıştı.

4. iddianameye girecek

Selami Hüner’in adı son olarak, 3. Ergenekon iddianamesinin son bölümünde, haklarında soruşturmanın sürdüğü belirtilen Bedrettin Dalan, Osman Nuri Gündeş, Kurmay Albay Dursun Çiçek ve Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 43 kişi arasında yer alıyor.

Hüner’in çocuklarını, Bedrettin Dalan’ın sahibi olduğu İstek Vakfı’na bağlı okullarda okuttuğu ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden sorumlu müdür olduğu dönemde Dalan ile ilgili evraklara da imza atma, soruşturmayı yavaşlattığı iddia ediliyor.

Bu gelişmelerin ardından Hüner, emniyet içerisinde yapılan son yapılan atamalar çerçevesinde, Adile-Sadullah Mermerci Polis Okulu’na gönderilerek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosundan çıkarıldı.

Kaynak:Vatan

Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü alev alev yandı

13 Ağustos 2009 Cağaloğlu'nda İstanbul Valiliği'nin hemen yanında bulunan Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü alev alev yandı. Yangına çok sayıda itfaiye ekibi müdahale etmesine rağmen, tarihi binada çıkan yangın saatler sonra kontrol altına alındı.
İstanbul Valiliği'nin hemen yanında bulunan Emniyet Müdürlüğü binasında gece saat 03.30 sıralarında yangın çıktı. Binanın çatı katında yaşanan bir patlamanın ardından başladığı belirtilen yangın, kısa sürede tarihi binanın 5 bin metrekareye ulaşan çatı katını kısa sürede sardı. Yangın, Eminönü, Fatih, Beyoğlu ve Bakırköy itfaiye ekipleri müdahale etmesine rağmen uzun süre kontrol altına alınamadı. Yangın nedeniyle emniyet görevlileri geniş güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de alevlerle mücadele etti.

netgazete

2 kişi ile tartışan polis, bıçaklanarak öldürüldü

13 Ağustos 2009 İstanbul'da 2 kişi ile tartışmaya giren polis memuru bıçaklanarak öldürüldü. Olaya karışan zanlı, ekiplerin incelemesi sırasında olay yerine gelince vatandaşların fark etmesi üzerine kısa sürede yakalandı.
Gece saat 01.00 sıralarında Galata Deresi üzerinde bir egzoscu dükkanında 2 kişi ile tartışmaya giren polis memuru Kemal Yörük, bıçaklı saldırıya uğradı. Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı görev yaptığı öğrenilen Kemal Yörük, olay yerinde hayatını kaybetti
netgazete

Korsan Gösteride Yaralanan Polis Memuru Öldü
15 Ağustos 2009

Adana'da PKK sempatizanlarının düzenlediği korsan gösteri sırasında 1 polis memurubıçakla yaralandı. Ağır yaralı polis memuru hastaneye kaldırıldı.

Adana Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru hastanede öldü.

Polis Otosunu Gasp Etti
16 Ağustos 2009 19:22
Bilecik'tin Pazaryeri ilçesinde bir kişi pompalı tüfekle polis otosunu gasp etti
İlişkili HaberlerTüm HaberlerPolis Kıyafetiyle GaspDündar'ı Takip Eden Polisler!Polislere Puanlama SistemiMSN Aşıklarından Şok İfadeler84 Operasyonda Yarım Ton Uyuşturucu

Bilecik'in Pazaryeri ilçesinde görevli polis memurlarına pompalı tüfekle ateş ederek ekip otosunu gasbettiği iddia edilen kişi, düzenlenen operasyonla yakalandı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Cengiz E, sabah saatlerinde Dereboğaz Mahallesi Bedri Bey Sokak'ta aynı evde yaşayan babası Halil E'yi, ''traktör ruhsatını verme'' meselesi yüzünden çıkan tartışmada pompalı tüfekle tehdit etti. Olay yerine gelen polis ekiplerine tüfekle ateş edip polis otosunu gasbeden Cengiz E, ilçe çıkışındaki Karaköy tren istasyonunda, polis ve jandarma ekiplerinin düzenlediği operasyonla yakalandı
aktifhaber

Alkollü Adam Polisi Isırdı

18 Ağustos 2009 14:57

Balıkesir'de alkollü bir kişi, kendisine yardım etmek isteyen polisi kolundan ısırdı.

Balıkesir'in Gönen ilçesinde alkollü bir kişi, kendisine yardım etmek isteyen polisin kolunu ısırdığı iddiasıyla gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, Altay Mahallesi Şehit Fehmi Erhan Caddesi'nde park halindeki bir otomobilin önünde bir kişinin hareketsiz şekilde yattığı ihbarını alan güvenlik güçleri, olay yerine gitti.

Polis ekibi, alkollü olduğu belirlenen Ahmet A.'yı (42),, uyandırarak evine götürmek istedi. Bu sırada polis memurları Hakan Y. ve Uğur Ş'yi tekme ve tokatla darp eden kişi, kendisini etkisiz hale getirmeye çalışan polislerden birinin kolunu ısırdı
aktifhaber

Kavgayı ayıran polis memuru, karnından bıçaklandı
13:30 - Çorum'da daha önce aralarında husumet bulunduğu bildirilen Fırat K., Ünal Ç., Murat Ö. ve Turgay G. arasında sözlü tartışma çıktı. Tartışmanın bir anda büyümesi üzerine 2 grup arasında bıçaklı ve silahlı çatışma çıktı. Bu sırada olay yerine yakın olan Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği'nde görevli polis memuru Mesut H. kavgaya müdahale etmeye çalıştı. Bu sırada zanlılardan birisi üzerinde taşıdığı bıçakla polis memuru Mesut H.'yı karnından yaraladı netgazete

Hırsız, polisi aracıyla sürükledi

İzmir'de dolandırıcılık suçundan aranan bir kişi, kendisini yakalamak isterken kıyafeti aracının kapısına sıkışan polis memurunu yerde sürüklenerek yaralanmasına neden oldu.

21 Ağustos 2009 16:28
haber7

100 polisin önünde, emniyet müdürüne tokat attı

11:55 - Erzurum'da geçen yıl iki polisi bıçaklayan ve akli dengesi bozuk olduğu ileri sürülen genç adam, cadde ortasında yaklaşık 100 polisin gözü önünde Yakutiye İlçe Emniyet Müdürü Alpaslan Bilsen'e tokat attı. Yediği tokatla sarsılan Emniyet Müdürü Bilsen; olgunluğunu koruyarak, şahsa karşı müdahalede bulunmadı. İlaçlı kola içirilen Burhanettin N., olay yerindeki ambulansla hastaneye götürüldü. Burhanettin N.'yi tanıyan çevre sakinleri, şahsın uzun süre İstanbul'da cezaevinde yattığını ve cezaevinde akli dengesini kaybettiğini belirttiler. 21.08.2009 ERZURUM
netgazete

Azılı Hırsız Polisi Böyle Tehdit Etti
23 Ağustos 2009 13:50

Polis ekipleriyle yaşanan kovalamaca sonucu kıskıvrak yakalanan azılı hırsız, polislerin elinden kurtulmak için kullundığı son numarası.....

Edinilen bilgiye göre; Kartal'da uygulama yapan motorize polis ekiplerinin dur ihtarına uymayan Cevdet Sayret, 34 AH 8836 plakalı araçla kaçmaya başladı. Yunus Ekipleri ile yaşanan kısa süreli kovalamacanın ardından Sayret, yol kenarındaki bariyerlere çarparak kaza yaptı. Hurdaya dönen aracın içinden yara almadan çıkan Sayret, polis ekiplerince kıskıvrak yakalandı. Sayret'in polis ekiplerinin elinden kurtulmak için son çare olarak denediği yöntem ise oldukça ilginçti. Polis ekipleri tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Sayret, Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü'nde Adnan isimli bir şahsı kendisine referans göstererek, "Sor Adnan ağabeye. Beni tanıyor Gayrettepe" diyerek kurtulmaya çalıştı. Yapılan incelemede Sayret'in söylediği gibi Gayrettepe'de bulunan Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bir çok kez gittiği ve tanındığı ortaya çıktı. Polis ekipleri tarafından kimlik incelemesi yapılan Sayret'in çok sayıda hırsızlık suçundan sabıkası bulunduğu ve halen bir hırsızlık suçundan da araması olduğu anlaşıldı. Sayret'in eli kelepçeli haldeyken cep telefonu ile bir yerleri aramaya çalıştığı dikkat çekti.

Sayret'in kullandığı otomobilde yapılan aramalarda da yaptığı hırsızlık yaparken kullandığı tahmin edilen tornavida, levyenin yanı sıra, 3 bayan çantası ele geçirildi
aktifhaber

Otobüs terminalinde polise direnen 3 esnafa gözaltı
14:50 - Erzurum Şehirlerarası Otobüs Terminali'nde kadınların kendilerini taciz ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğu simsarları gözaltına almak isteyen polis, esnafın saldırısına uğradı. Bir polis memurunun başından yaralandığı olaya karışan 3 kişi, polis tarafından yakalandı. Polisin simsarları gözaltına aldığı sırada otogardaki bazı esnaf ile polis arasında sert tartışma yaşandı. Otobüs terminalinde bulunan yolcuların büyük bir korku yaşadığı olaylarda gözaltına alınan 3 şahıs, sorgulanmak üzere Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Yaralı komiser Dişli isehastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. 24.08.2009 ERZURUM netgazete

Bu Da Polis Misillemesi
29 Ağustos 2009 10:40

Erzurum Otogarı'nda komiseri döven simsarlar serbest bırakılınca, Erzurum Emniyeti'nde görevli 6 amir ve 150 polis memuru terminale baskın düzenledi.

Erzurum Otogarı'nda, polisle aralarında çıkan arbede sırasında bir komiser yardımcısının başında sandalye kırıldı. Ancak zanlılar bırakıldı. Dün de 6 amir ve 150 polis memurunun terminale baskın düzenleyip her yeri didik didik araması "gövde gösterisi" yorumlarına yol açtı.

2 SAAT DEVAM ETTİ

Otogarda 24 Ağustos akşamı simsarlar ile bir polis memuru arasında kavga çıktı. Kadınlara tacizde bulundukları iddiasıyla gözaltına alınmak istenen 3 simsar, komiser yardımcısı Rahim Dişli'nin başında sandalye kırmıştı.

Olayla ilgili gözaltına alınan 3 kişi dün Cumhuriyet savcılığınca serbest bırakıldı. Emniyet Müdürlüğü, serbest bırakılma ile ilgili bir üst mahkemeye itiraz etti, ancak bir sonuç çıkmadı. Aziziye Araştırma Hastanesi'nde başına dikiş atılan yaralı komiser Rahim Dişli ise taburcu edildi.

Polisin dayak yediği otogara sabah saatlerinde Erzurum Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından bir operasyon düzenlendi. Emniyet Müdürlüğü'nün "Genel uygulama" olduğunu belirttiği operasyona, 6 amir ile tam 150 polis memuru katıldı.

Baskında yazıhaneler tek tek arandı, simsarlar sıkı bir üst aramasından geçirildi. Otogarda çalışan ticari taksiler arandı, polislerin terminal içi ve dışında uygulamayı bir süre devam ettirmesi dikkat çekti.

Terminalde yapılan 2 saatlik uygulama sonucunda; 289 vatandaşın Geniş Bilgi Tarama (GBT) kaydı sorgulandı, 35'i ticari taksi 67 araçta arama yapıldı, 2 aranan şahıs yakalandı, 1 kişiye bıçak bulundurmak suçundan Kabahatler Kanunu'na göre işlem yapıldı ve 3 kimliksiz şahıs ile üzerinde iki ayrı kimlik bulunduran bir kişi gözaltına alındı.

Sabah

01 Ekim 2009 08:40
Ece'yi Kurtaran Emniyet Müdürü
Şok iddia! Manken Ece Gürsel'i fuhuş gözaltısından Hıncal Uluç'un "yakın dostum" dediği Emniyet Müdürü mü kurtardı?



Gündemi sarsan uyuşturucu operasyonunda tutuklanan CHP’li Hakkı Süha Okay’ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay’ın, 20 bin TL karşılığı manken Ece Gürsel’le birlikte olduğu iddiası, operasyonun mankenler dünyasına sıçramasına neden oldu.
Tabii skandala sadece Ece Gürsel’in ismi karışmadı. “Hassas Burun”da çete lideri olduğu iddia edilen Habip Kanat ve Hüseyin Rıza Işık da para karşılığında mankenler T., P., A. ve B.’yle birlikte olmuşlar. Posta gazetesinden Suna Akyıldız da 2 milyar TL’lik işle uğraşan uyuşturucu çetesinin ‘cömertliğinden nasiplenen’ başka mankenleri ve aldıkları öne sürülen paraları yazdı.
Öğrendiğimiz kadarıyla polis, teknik takibe takılan mankenleri “para karşılığı seks yaptıkları” iddiasıyla, önümüzdeki günlerde emniyete çağırarak ifadelerini alacakmış.
Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu, ‘mankenler alemindeki iğrençliği’ de ortaya çıkarmış oldu.
Sabah yazarı Engin Ardıç, Çırağan’da Okay’la para karşılığı birlikte olduğu polis tarafından tespit edilen manken Ece Gürsel’le ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Gürsel’in para karşılığı seks yaptığı iddiasını değerlendiren Ardıç, 2006 yılındaki bir fuhuş operasyonuna vurgu yaparak gözaltına alınan Ece Gürsel’i sevgilisi Hıncal Uluç’un, polise rica ederek kurtardığını öne sürdü.
Engin Ardıç’ın iddiası şöyle: “Kendisi, dedesi yaşında bir adamla "düzeyli bir birliktelik" yaşamış ve öpücüklü resimler de çektirmişti... Demek ki "düzgün" bir kızdır.
Aynı hanımın Etiler'de gene bir fuhuş ve uyuşturucu operasyonunda "basıldığı" ve eski sevgilisi olan dede tarafından "polise rica edilerek" kurtarıldığı dedikodusu da kesinlikle yalandır! Dedeyi de torunu da tenzih eder, ikisinin de yanaklarından öperiz.”
Hatırlanacağı üzere, Nisan 2006’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği Ahlak Masası ekiplerinin yaptığı "Podyum" adı verilen operasyonda manken Ece Gürsel de gözaltına alınmış ancak daha sonra serbest bırakılmıştı.
Ardıç isim vermeden ‘dede’ diyor ancak Hıncal Uluç’u kastettiği çok açık. Ece Gürsel'in ismi bir dönem Hıncal Uluç'la birlikte anılmıştı. Gürsel aşk iddialarını inkâr etmemiş ve Uluç için "Babamdan görmediklerimi o tamamlıyor" demişti.
65 yaşındaki Hıncal Uluç'un, 21 yaşındaki Ece Gürsel'le birliktelik yaşaması eleştiri konusu olmuştu.
Hıncal Uluç'un 'Sweetheart'ım' dediği Ece Gürsel, Uluç sayesinde şöhret olduğunu söylemişti. Bir not; Engin Ardıç’ın yazısının başlığı da ‘Sweetheart’.
Eğer Ardıç’ın ‘devreye girme’ iddiası doğruysa, Hıncal Uluç kimden ricacı olarak sevgilisini kurtardı? Polis ‘büyük yerlerden gelen ricalar üzerine’ zanlıları bırakarak olayı örtbas mı ediyor? Bu iddia polisi de töhmet altında bıraktı. Olayın acilen soruşturularak, gerçekliği varsa sorumluların cezalandırılması lazım.
Şimdi gelelim Hıncal Uluç’un kimden ricacı olduğu sorusuna cevap aramaya; malum Uluç’un İstanbul’da ‘ikamet rekoru kıran’ emniyet müdürüyle ahbaplığı biliniyor. Hıncal Uluç Ece’yi kurtarmak için yoksa onu mu devreye soktu? Ece Gürsel fuhuş gözaltısından, Uluç’un “yakın dostum” dediği ve yazılarında methiyeler dizdiği bu emniyet müdürünün, polislere verdiği “Onu bırakın” talimatıyla mı kurtuldu? Eğer olay gerçekse durum oldukça vahim.
Hıncal Uluç’un medyada ‘neşterlik’ hizmeti sunduğu bu şampiyon emniyet müdürümüz hakkında, susması için cezalandırılan yazar da eleştirel bir yazı kaleme almıştı. Uluç’la dostunun samimi ilişkisine dikkat çeken ‘cezalandırılan yazar’, rekorcu müdürümüzün ‘günahlarını’ yazmıştı.
Bakalım önümüzdeki günlerde bu iddiayı aydınlatacak bilgiler ortaya çıkacak mı hep beraber göreceğiz. Ama dediğimiz gibi bu konuda acilen soruşturma açılması lazım. Hıncal Uluç’un polisten ricacı olarak Ece Gürsel’i fuhuş gözaltısından kurtardığı iddiası doğruysa gereken yapılmalı.

Ero


En son Ekim tarafından Prş Ekm 01, 2009 11:13 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Ağu 30, 2009 8:09 pm    Mesaj konusu: Göztepe taraftarı polisle çatıştı: 4 polis yaralı Alıntıyla Cevap Gönder

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan Emin Aslan ile emniyet müdürleri Mustafa Ayar ve Murat Nemutlu,cezaevine konuldu
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Emin Aslan ile emniyet müdürleri Mustafa Ayar ve Murat Nemutlu, nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne çıkarıldı. Tutuklama kararı yüzlerine okunarak vicahiye çevrilen Aslan, Ayar ve Nemutlu daha sonra cezaevine gönderildi. "Delilleri karartma" suçlamasıyla tutuklanan emniyet müdürleri yoğun güvenlik önlemleri altında araca bindirilerek Paşa Kapısı Cezaevi'ne götürüldü. Cezaevi girişinde Aslan, "Arkadaşlar söylenecek bir şey yok. Adalet er geç tecelli edecek" dedi. 25.09.2009 İSTANBUL netgazete

Son buluşma EMNİYET'TE
28 EYLÜL 2009
Captagon Baronu Kanat'ın, operasyona sayılı günler kala Emin Arslan'ı Emniyet Genel Müdürlüğü'nde ziyaret ettiği ortaya çıktı. Kanat'ın son model Jaguar'ı sadece müdürlerin kullanabildiği özel otoparka alınmış

Ufuk TÜRKYILMAZ

İstanbul'da düzenlenen son yılların en büyük uyuşturucu operasyonu 'Hassas Burun'a ilişkin çarpıcı detaylar ortaya çıktı. Çete kapsamında tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın, çete lideri olduğu öne sürülen Habib Kanat'la ilişkisini gösterir kanıtlar polisin teknik takibine takıldı. Kanat'ın, operasyondan kısa bir süre önce Ankara Dikmen'deki Emniyet Genel Müdürlüğü binasına gelerek Arslan'ı makamında ziyaret ettiği ve buluşmanın gizli kameraya alındığı ileri sürüldü. Emniyet'in kalbinde gerçekleşen zirveye ilişkin görüntülerin savcılığa gönderilen dosyaya eklendiği de belirtildi.
BAŞ BAŞA 1 SAAT
AKŞAM'ın ulaştığı bilgilere göre, Kanat, operasyona sayılı günler kala 34 KNT.... plakalı Jaguar marka otomobiliyle Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez binasına geldi. Genel Müdürlük bahçesine giren son model özel otomobil, sadece emniyet müdürü ve müdür yardımcılarının araçlarını park ettiği özel otoparka alındı. Kamera kayıtlarında, Kanat'ın Emniyet'e gelişi, binaya girişi ve aracının özel otoparkta beklemesine ilişkin görüntüler yer aldı. Kayıtlara göre Kanat, bir saat binada kaldı. Habib Kanat'ın bu süre içinde makam odası Emniyet Genel Müdürü'nün odasıyla aynı katta olan Emin Arslan'ı ziyaret ettiği iddia edildi.
YOĞUN TRAFİK
Captagon baronunun Ankara gezisi sadece Arslan ziyaretiyle de sınırlı kalmadı. İddiaya göre Kanat ve yanındaki iki adamı, Genel Müdürlük'ten ayrıldıktan sonra, aynı operasyonda tutuklanan polis müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Ayar ile de bir kafede buluştu. Bu görüşmenin de teknik takip kapsamında görüntülendiği öğrenildi.
ORTAKLIK DOSYADA
Emniyet'i şoke eden soruşturma dosyasında, Emin Arslan'ın oğlu Serbülent Arslan'ın, Kanat Ailesi ile ortaklığına ilişkin belgeler de yer aldı. Kalis adlı dış ticaret şirketinin ortakları arasında görünen Serbülent Arslan'ın, sadece Habib Kanat'ın kızı ile değil ailenin tümüyle ortaklık kurduğu belirlendi. Dosyadaki belgelere göre, şirket 11 Mayıs 2006 tarihinde kuruldu. Şirketin ortakları arasında görünen Serbülent Arslan'ın, kuruluş aşamasındaki hissesinin 120 bin TL olduğu belirlendi. Ticaret sicil kayıtlarına göre, şirketin diğer ortakları Habib Kanat ile çocukları Emel ve Mustafa olarak gösterildi. Aynı yılın aralık ayında sermaye artırımına giden Kalis, anonim şirkete dönüştürüldü ve Serbülent Arslan'ın hissesi, 300 bin TL'ye yükseltildi.
akşam

26 Eylül 2009
MÜDÜRÜ YAKAN FOTOĞRAFLAR
Emin Arslan ile iki polis müdürünün tutuklanmasına neden olan uyuşturucu baronuyla yapılan görüşmeler..
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ın uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Habip Kanat ile irtibatını kanıtlayan adli delil niteliğindeki fotoğraflara star ulaştı. Emin Arslan ile birlikte emniyet müdürleri Mustafa Aral ve Murat Nemutlu’nun, Kanat ve ekibiyle ortak planlamalar yaptığı buluşmalar, savcılık talimatıyla yapılan gizli izleme sonucu tespit edildi. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları, tutuklama istemiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine yaptıkları başvuruda bu fotoğrafları dayanak gösterdi.

KANAT İLE İLK İRTİBAT OTEL LOBİSİNDE



Kanat’a içerden bilgi sızdırıldığı şüphesinin belirmesi üzerine harekete geçen gizli izleme ekibi, ilk irtibatı tespit ettiğinde, Emniyet teşkilatı derin bir şok geçirdi. 7 Temmuz 2008’de Kanat’ın bir otel lobisinde buluştuğu kişinin, teşkilatın en üst makamlarından birinde oturan Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan olduğu ortaya çıktı.

ARKASINDAN DEVELİ’DE AKŞAM YEMEĞİ

İlişkinin kesinleştirilmesi için devam ettirilen gizli izlemede ikinci irtibat, 25 Şubat 2009 tarihinde Ataşehir Develi Restaurant’ta gerçekleşti. Bu toplantıya Emin Aslan ve Habip Kanat ile birlikte Emniyet Müdürü Mustafa Aral ve Habip Kanat’ın oğlu Mustafa Kanat’ın da katıldığı görüntülendi.

2009 ŞUBATINDA SARIYER’DE BAŞ BAŞA

21 Nisan 2009’da Sarıyer’deki bir kafede ise, bu kez Emin Arslan, Habip Kanat ile baş başa toplantı yaparken kayıtlara girdi. Emniyet müdürleri Mustafa Aral ile Murat Nemutlu’nun ise bu tarihten tam bir hafta önce Habip Kanat ile birlikte Etiler Bebek Caddesi üzerindeki Deep Blue isimli mekanda bir araya geldikleri belirlendi.

‘OPERASYON VAR, EMİN ABİ KURTARSIN’

Gizli izleme yapılırken mahkeme kararı ile iletişim araçları da teknik takibe alınan emniyet müdürlerinin paniğe kapıldıkları belirlendi. Tespitlere göre, operasyon başladığında Habip Kanat’ın oğlu Mustafa Kanat, Emniyet Müdürü Murat Enmutlu’yu arayarak, Emin Arslan’a ulaşmasını istedi. Emin Arslan’ın da operasyona dahil edildiğinden haberi olmayan Kanat’ın kendisine yardımcı olmasını istediği tutanaklara yansıdı.

HİDAYET TURİZM BAĞLANTISI DEŞİFRE

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın göreve gelir gelmez öncelikle narkotik şubede yaptığı değişiklikler sonrası hız kazanan operasyonda, Kanat ile Hidayet Turizm’in sahibi Şevket Hidayet bağlantısının da altı çizildi. Kanat ile Şevket Hidayet’in aynı binada oturdukları halde irtibatı oğulları aracılığıyla sağladıkları belirtildi.

Polis müdürüne Susurlukçu Yaşar Öz de sorulmuştu

Uyuşturucu baronu ile birlikte hareket ettiği ileri sürülen Emin Arslan, İstihbarat Daire Başkanı olduğu 30 Ocak 1997’de Susurluk Komisyonu tarafından da sorgulanmıştı. Susurluk hükümlüsü ve uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Öz ile ilişkisi sorulan Arslan, “Yaşar Öz’ü tanımıyorum” demişti. Dokunulmazlığı kalktıktan sonra Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne ifade veren Mehmet Ağar ise, Yaşar Öz ile ilişkisi konusunda İstihbarat Daire Başkanlığı’nı işaret etmişti.
aktifhaber

Emniyet Müdürü 'Esrardan' Gitti
01 Eylül 2009
Eski Aydın Emniyet Müdürü Yılmaz Orhan'ın başını yakan süreç; esrar alemli yatın Sahil Güvenlik ekiplerince basılmasıyla başladı.....

Müdür Yılmaz Orhan’ın merkeze çekilmesiyle ilgili iddialar şöyle: Esrar alemli yatta basıldı , resmi işlem yaptırmadı. Yatın sahibi tutuklandı Müdür de işadamını hapiste ziyaret etti. Görevden alınan müdür kızgın ‘Ben aklandım’.

Kararname dönemi olmamasına rağmen geçen hafta ansızın ikinci kez görevden alınan Aydın Emniyet Müdürü Yılmaz Orhan’ın ‘esrar içmekle’ itham edildiği ve açılan soruşturma sonucu 6 ay idari ceza aldığı öne sürüldü. Orhan’ın, İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bu cezanın iptali için açtığı davayı kaybettiği öğrenildi. ‘Polis başmüfettişi’ unvanıyla merkeze çekilen 1. Sınıf Emniyet Müdürü Yılmaz Orhan’ın yaşadığı süreç şöyle gelişti:

İŞADAMI TUTUKLANDI

İddiaya göre ‘Esrar alemi yapılıyor’ şeklindeki ihbarı değerlendiren Sahil Güvenlik Komutanlığı’na bağlı ekipler, Kuşadası açıklarında bir işadamına ait yatı durdurdu, yine iddiaya göre, yatta bulunan Aydın Emniyet Müdürü Yılmaz Orhan işlem yaptırmamak için devreye girdi. Bu olaydan 1 hafta sonra Kuşadası’nda halıcılıkla uğraşan aynı işadamının işlerinde bir miktar esrar bulunda. Jandarmanın gözaltına aldığı işadamı, sorgulamanın ardından cezaevine gönderildi.

HAPİSTE ZİYARET ETMİŞ

Yılmaz Orhan işlerinde esrar bulunduğu iddiasıyla tutuklanan işadamını devletin kendisine tahsis ettiği makam aracıyla cezaevinde ziyarete gitti. Bütün bu iddialar, müdürle ilgili dedikodular konuşulanlar Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’na kadar ulaştırıldı. Soruşturma açan Bakanlık kente müfettiş gönderdi.

İddiaya göre soruşturma sonucu Yılmaz Orhan’a 6 ay idari ceza verildi. Bu cezanın ardından da bu yılın hemen başında çıkan Emniyet Müdürleri Kararnamesi ile Yılmaz Orhan, Aydın’dan merkeze alındı. Yerine Erzurum Emniyet Müdürü Mehmet Kamil Çolak atandı. Bunun üzerine Orhan, haksız yere görevden alındığını, hakkındaki iddiaların hiçbirinin kanıtlanamadığını ve dedikodudan ileri gitmediğini belirterek mahkemeye başvurdu. Yürütmenin aldığı kararın durdurulmasını isteyen Yılmaz Orhan’ın başvurusu İdari Mahkeme tarafından kabul edildi. Mahkeme, geçici kararında Orhan’ı haklı buldu ve yürütmeyi durdurup göreve iade etti. İçişleri Bakanlığı mahkeme kararına uydu ve Yılmaz Orhan’ı tekrar Aydın Emniyet Müdürlüğü görevine atandı.

GEÇEN HAFTA SONUÇLANDI

Orhan’ın geri gelmesiyle, Aydın Emniyet Müdürü Mehmet Kamil Çolak da polis başmüfettişi yapıldı. Bu arada yaklaşık 3 ay önce Aydın’a gelerek göreve başlayan Emniyet Müdürü Orhan’la ilgili mahkemede süren dava geçen hafta sonuçlandı. İdare Mahkeme esastan verdiği kararda, Bakanlığın verdiği görevden almayı yerinde buldu ve Yılmaz Orhan’ın başvurusunu kabul etmedi. Mahkemenin bu kararı üzerine de Bakanlık, Yılmaz Orhan’ı tekrar görevden aldı. Polis başmüfettişliğine atayıp merkeze çekti.
Kaynak:Habertürk

Emniyet müdürüne çete sorgusu

Sakarya'nın Akyazı ilçesinde yürütülen bir soruşturma kapsamında Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın ''şüpheli'' sıfatıyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nda ifadesi alındı.

İfade vermek üzere soruşturmanın yürütüldüğü Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne avukatıyla gelen hakim ve savcıların kullandığı kapıdan giriş yaptı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıcı Mehmet Berk tarafından ''Çete üyelerine yardım ettiği'' iddiasıyla ''şüpheli'' olarak ifadesi alınan Ünsal, daha sonra adliyeden ayrıldı.
Akşam

'Escobar' çetesine başkomiser servisi

Escobar lakaplı Ramazan Yıldız'ın çetesinde, bir başkomiserin tam destek verdiği ortaya çıktı. Kaçırılan kişiler, başkomiserin escortluğunda hücre evine götürülmüş

Devrim TOSUNOĞLU / İSTANBUL
Baronlar savaşından yeni detaylar. Uyuşturucu kaçakçısı Cumhur Yakut'un kardeşi ve yeğenini kaçırıp, eroinle işkence yaparak 376 bin euro fidye alan Naif Yavuztürk ile Ramazan Yıldız'ın yönettiği şebekeye ilişkin çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Şebekenin, kaçırdığı kişileri Uğur Ö. isimli başkomiserin, escortluğunda hücre evine götürdüğü belirlendi.

AKŞAM, dün Cumhur Yakut ile Hüseyin Baybaşin arasındaki kapışmayı duyurmuştu. İddiaya göre Baybaşin yakalanan 323 kilo eroinin parasını istedi. Ramaz Yıldız'ın yönettiği çete, Yakut'un yeğeni ve kardeşini kaçırıp, işkence yaptı. Yakut'un yeğenine uyuşturucu enjekte edildi. Baba-oğul 376 bin euro fidye karşılığı bırakıldı. Aile Emniyet'e başvurunca, biri polis 21 kişi tutuklandı.

KİMLİĞİNİ KULLANDI
Operasyona ilişkin yeni detaylara AKŞAM ulaştı. İddiaya göre, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çetenin rahatlıkla adam kaçırmasından şüphelendi. Teknik takipte Florya Polis Okulu'nda görevli Başkomiser Uğur Ö.'den yardım alındığı ortaya çıktı. Başkomiser, kaçırılacak kişiler hakkında istihbarat topladı. Ayrıca kaçırılma anında polis kontrol noktalarından rahat geçilebilmesi için kimliğini kullandı. Uğur Ö.'nün şebeke liderlerine 'abi' dediği, sahte kimlik ve teknik malzemelerini de temin ettiği tespit edildi. Başkomiserin, aranan çete üyelerine de yurtdışına kaçması için sahte pasaport temin ettiği ortaya çıktı.

SAATLERDİR BEKLİYORUM
Çetenin hedefinde olan Galip Ç.'yi kaçırma hazırlığını da Başkomiser Uğur Ö.'nün organize ettiği telefon dinlemelerine takıldı. Buna göre, 100 bin lira borcu olan Galip Ç., hedefe alındı. Çete üyesi Ahmet E. ile Başkomiser Uğur Ö., Galip Ç.'nin evinin önünde 20 gün bekledi. İkili arasındaki konuşma şöyle:
Uğur Ö: Şimdi Gado aradı beni. Öyle paldır küldür alalım mı diyorsunuz?
Ahmet E: Gel konuşuruz abi. Şimdi seninle mi, Kadirle beraber mi oturacağız?
Uğur Ö: Ben evdeydim de bir çıkayım evden ben seni arayayım tamam.

BAŞKOMİSER NÖBETTE
Kaçıracakları kişinin evini takibe alan Abdülkadir E. ile Başkomiser Uğur Ö. arasındaki görüşme:
Uğur Ö: Valla sabahtan beri vatandaşın evinin ordaydım. Herhalde bu çıkmayacak.
Abdulkadir E: Ne oldu dün yaptınız ya
Uğur Ö: Yok yok olmadı ya
Abdulkadir E: Kaçırdınız mı yine
Uğur Ö: Aynen öyle oldu abi, görüşemedim bir türlü ya. Şenol'un şeyin ordaydım işte Bahçelievler deydim sabahtan beri ya
Uğur Ö. ile Ahmet E. arasındaki bir baska görüşmede de şöyle:
Uğur Ö: Gado çıktıktan sonra Gado'yu da düşüreceğiz abi
Ahmet E: Tamam abi eline sağlık' dediği kayıtlarda yerini aldı.

POLİS OKULUNDA ÇETEYE ATIŞ TALİMİ
Başkomiser Uğur Ö.'nün çete üyelerini polis okulunda bulunan atış poligonuna götürdüğü ve burada atış dersi verdiği dinleme kayıtlarına geçti. Başkomiser Uğur Ö.'yü arayan çete elemanlarından Abdülkadir E., poligonda atış yapmak istediğini söylüyor...
Abdülkadir E: Emin abi gelecek. Bugün bizi saunaya sokar mısın?
Uğur Ö: Yok abi sokamam. Zaman geçti abi.
Abdülkadir E: Atış atış yapabilir miyiz?
Uğur Ö: Atış da yapamazsınız abi siz gelinceye kadar zaten trafikten saat 9 buçuk 10.00 olur. Biliyorsun ışıklar yok yani orada. Gündüz anca, onu hafta sonu yaparız baba.
Akşam

Elazığ'da oğluyla kavga eden gençlerin saldırısına uğrayan bekçi öldü

02 Eylül 2009 Elazığ'da oğluyla kavga eden gençlerin saldırısına uğrayan bekçi, hayatını kaybetti.
Elazığ Emniyet Müdürlüğünde bekçi olduğu öğrenilen Ahmet Ekici, Aksaray Mahallesi Elazığ Caddesi'ndeki evinin yakınlarında oğlunun güneş gözlüğünü zorla aldıkları öne sürülen M.K. (17) ve M.G. ile diğer oğlu S.E'nin kavgası nı ayırmak istedi.
İddiaya göre, M.K. ve M.G'nin şişli saldırısında ağır yaralanan Ekici, Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılırken hayatını kaybetti netgazete
Göztepe taraftarı polisle çatıştı: 4 polis yaralı
Fethiyespor-Göztepe maçını izlemek için Fethiye'ye gelen Göztepe taraftarları, polis ile çatıştı. Çıkan olaylarda 4 polis memuru ve 2 taraftar yaralandı. 30 Ağustos 2009 haber7

Polisten Güvenlik Görevlisine Dayak
06 Eylül 2009
Adıyaman'da üniversite güvenlik görevlisini darbettiği iddia edilen polis memuru hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Edinilen bilgiye göre, sivil polis memuru K.A, Adıyaman Emniyet Müdürlüğüne ait otomobille Açıköğretim Fakültesi sınavına girmek için Adıyaman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesine gitti.

Aracını park eden K.A. ile otomobilini başka yere park etmesini isteyen üniversite güvenlik görevlisi B.T. arasında tartışma çıktı.

Polis memuru K.A'nın, tartışma sırasında B.T'yi darbettiği, olay yerine gelen Adıyaman Üniversitesi Genel Sekreteri Gökhan Büyük'e de hakaret ettiği öne sürüldü.

Üniversite yöneticilerinin haber vermesi üzerine olay yerine giden polis, K.A'yı Adıyaman Emniyet Müdürlüğüne götürdü.

Adıyaman Emniyet Müdürü Mehmet Bilici, kimsenin, kimsenin huzurunu bozmaya hakkı olmadığını ifade ederek, Adıyaman Üniversitesi yöneticilerinin suç duyurusunda bulunduğu K.A. hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
aktifhaber

Dur ihtarına uymayan gaspçı, sırtından vuruldu
Bursa'da Kaplıkaya Mahallesi'nde N.D (50) adlı kadına gasp teşebbüsünde bulunduktan sonra bir araçla kaçtığı iddia edilen Coşkun D. (küçük fotoğrafta-29), ihbar üzerine polis ekiplerince takibe alındı. Uzun süren takip sonucu şüpheli araç, Yıldırım Belediyesi Kapalı Pazaryeri'nin arka aralığında sıkıştırıldı. Polis, ana caddeye inmeye çalışan zanlıya megafonla "dur" ihtarında bulundu. Zanlının, ihtara uymaması üzerine, polis ateş etti. Bir kahvehanenin önünde kaldırıma çarparak duran aracın yanına giden polisler, zanlının sırtından vurulduğunu belirledi. 07.09.2009 BURSA netgazete

Emniyet Müdürü Sorguya Alındı
16 Eylül 2009
Adı bugüne kadarki en büyük uyuşturucu operasyonuna karışan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan sorgulandı.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, İstanbul’da düzenlenen uyuşturucu operasyonuyla ilgili ifade vermek için adliyeye gitti. Boğazından haram lokma geçmediğini söyleyen Arslan, “Bulunduğum yere tırnaklarımla kazarak geldim” dedi.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, İstanbul'da düzenlenen uyuşturucu operasyonu sonrasında hakkındaki iddialarla ilgili ifade vermek üzere Beşiktaş Adliyesi'ne gitti.

Arslan, yaptığı açıklamada, iddiaların ''asılsız olduğunu'' savundu.

''Gerçeklerin çarpıtıldığını, kasıtlı olarak bir kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını'' öne süren Arslan, ''Görev gereği yaptığım çalışmalar çarpıtılarak, beni suçlu gibi yansıtan açıklamalara, 40 yıllık meslek hayatımda gerçekten rastlamadım. Benim dostlarım, arkadaşlarım, meslektaşlarım şunu bilsinler; benim bilerek boğazımdan haram lokma geçmedi. Bulunduğum yere, siyasi tavassutla değil, tırnaklarımla kazıyarak geldim'' diye konuştu
aktifhaber

Savcı, 3 emniyet müdürünün tutuklanmasını istedi
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği uyuşturucu operasyonu kapsamında ifadeleri istenen Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin A. ve Emniyet Müdürleri Mustafa E. ile Mustafa A. sabah saatlerinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelmişlerdi. Burada soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk'e ifade veren Emniyet Genel Müdür yardımcısı Emin A. ve Emniyet Müdürleri Mustafa E. ile Mustafa A. tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. 16.09.2009 İSTANBUL netgazete

Emin Aslan Görevden Alınıyor
20 Eylül 2009
Uyuşturucu baronu Habib Kanat'la ilişkisi saptanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın görevinden alınacağı ileri sürüldü.

İstanbul'daki uyuşturucu operasyonuna adı karışan Emniyet'in iki numaralı ismi Emin Aslan'ın Emniyet Genel Müdür Yardımcılığından alınacağı öne sürüldü. Uyuşturucu Baronu Habib Kanat ile ilişkisi ortaya çıkan Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın yerine Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal'ın getirileceği iddia edildi. Aslan'ın görevden alınmasının ardından emekliliğini isteyebileceği belirtildi.
İKİ NUMARA KONYA'DAN

2008 yılında Konya emniyetinin başına gelen Namal'ın ismi emniyetin iki numarası için gündeme geldi. Namal 2005 -2008 yılları arsında Kocaeli'nde başarılı operasyonlara imza atmıştı. Emniyet'te iki numara olması halinde Namal'a, Kaçakçılık, Interpol ve Yabancılar Daire Başkanlığı bağlanacak. Bayramdan sonra Emniyet Genel Müdürlüğünde göreve başlayacağı ileri sürülen Namal'ın yerine ise Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın getirileceği iddia edildi. Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal hakkında, çeteye bilgi sızdırmaktan dolayı Akyazı Cumhuriyet Savcılığı tarafından inceleme başlatılmıştı.

AÇIĞA ALINACAKLAR

Yine İstanbul'da yapılan büyük uyuşturucu operasyonuna adı karışan KOM Dairesi'nde görevli Murat N. ile Koruma Daire Başkanlığı'nda görevli Mustafa A. Adlı iki müdürün de soruşturma sonuna kadar açığa alınacağı belirtildi. Atamaların ve açığa alınma işleminin bayram sonrası gerçekleşeceği öne sürüldü. aktifhaber

İşkenceyi Kaldıracak Araştırma!
23 Eylül 2009
Bilim adamlarının yapmış olduğu bu araştırma işkencenin işe yaramadığını ortaya çıkarttı. Peki bu inceleme işkenceyi ortadan kaldıracak mı? İşte o araştırma:

İrlanda'da yapılan bir araştırmada, beynin büyük bir baskı karşısında "kısa devre" yaptığı ve hatıraları çarpıtabildiği belirlendi.

İtalyan La Repubblica gazetesinde yayımlanan habere göre, Dublin'deki Trinity Koleji'ne bağlı Nöroloji Bilimi Enstitüsü'nde görevli bilim adamları, ABD ordusu tarafından terör şüphelilerinin sorgusunda kullanılan uykusuz bırakma, tecrit ve suda boğulma hissi yaratma (waterboarding) gibi metotları inceledi.

"Trends in Cognitive Science" dergisinde yayımlanan araştırma, işkence altındaki insanların kendilerine atfedilen suçları kabul etmelerinin nedeninin sadece acıya son vermek olmadığını, bu gibi durumlarda beynin gerçek olmayan anılar dahi üretebileceğini ortaya koydu.

Makalenin yazarı Shane O'Mara, hafızayla ilgili sinir merkezlerinin büyük ve uzun süreli strese maruz kalmaları durumunda arıza yaptığını belirterek, "Günümüzdeki nöroloji bilimi bilgileri göz önüne alındığında bilgi edinmek için zorlayıcı metotlara başvurmanın işe yaradığını söylemek mümkün değil" dedi.

O'Mara, bu tür yöntemlerin tam tersine mahkumların beyinlerinin belleğe ilişkin işlevlerinde ve özellikle de beynin bilinçli düşünmeden sorumlu bölgesi "frontal lob"da tahribata neden olduğunu belirtti.
aktifhaber

24 Eylül 2009
İstanbul'daki uyuşturucu operasyonu kapsamında hakkında tutuklama kararı çıkarılan EGM Yardımcısı Emin Arslan'ın 2 avukatıyla adliyeye gideceği öğrenildi
İstanbul'daki uyuşturucu operasyonu kapsamında ifadesine başvurulan ve serbest bırakıldıktan sonra Cumhuriyet Savcısının itirazı doğrultusunda mahkeme tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın yarın 2 avukatıyla adliyeye gideceği öğrenildi.

Arslan, adaletin tecelli edeceğine güvendiğini belirterek, ''Hiçbir suç işlemedim. Yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Gerçek zaman içerisinde ortaya çıkacak'' dedi. aktifhaber

Motosikletindeki çanta ile 1 milyon lira taşıyordu! Döviz kuryesi başkomiser sokak ortasında öldürüldü
İstanbul Şişli'de döviz bürosu kuryeliği yapan emekli başkomiser, yanındaki çantada bulunan yaklaşık 1 milyon TL'yi gasbeden kişilerce öldürüldü. Şişli'de bir döviz bürosunda para transferinde görevli kurye olarak çalışan emekli başkomiser Dursun Körkoca, Bomonti Kazım Orbay Caddesi'nde yürürken yanına yaklaşan kişilerin saldırısına uğradı. Silahla ateş ederek Körkoca'yı ağır yaralayan zanlılar, çantada bulunan 1 milyon TL'yi alarak bölgeden uzaklaştılar. 24.09.2009 İSTANBUL netgazete

2 NUMARALI İSİM TUTUKLANDI
Görevinden alınan polisin iki numaralı ismi bugün polise teslim olacak...
25 Eylül 2009
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan için tutuklama kararı çıkartıldı

Geçtiğimiz günlerde çökertilen uyuşturucu çetesine adı karışan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yakalama kararı çıkartıldı. Arslan yakalanırsa tutuklanarak cezaevine gönderilecek.

İstanbul Ataşehir’in tanınan iş adamlarından Kilisli Habip Kanat ile polisin ’Hocam’diye hitap ederek danışmanlığını aldığı Kimya Mühendisi Hüseyin Rıza Işık’ın tutuklanmasıyla sonuçlanan Türkiye’nin en büyük uyuşturucu operasyonuna ilişkin yürütülen soruşturmanın derinleştirilmesiyle çarpıcı iddialar ortaya çıkmıştı. Uyuşturucu çetelerine vurduğu darbelerle tanınan Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Eski Başkanı ve şu anki Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve iki emniyet müdürünün Habib Kanat ile bağlantısı olduğu öne sürülünce, Emniyet karışmıştı.

Görevinden alındı

Bu iddialar üzerine Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve iki emniyet müdürü 16 Eylül 2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdi. Tutuklanmaları talebiyle Nöbetçi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen polis şefi Emin Arslan ve polis müdürleri Murat Enmutlu ile Mustafa Aral daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak, soruşturma savcısı Mehmet Berk, üç şüphelinin serbest bırakılmasına itiraz etti. Savcını itirazını değerlendiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, polis Şefi Emin Arslan hakkında yakalama kararı çıkarttı. Arslan yakalanınca, hakkındaki yakalama kararı tutuklamaya çevrilerek cezaevine gönderilecek. Emin Arslan’ın görevden alınmasına da karar verildi. Görevden alma kararı Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi.

’Çeteye tüyo veriyor’

4 yıl İstihbarat, 5 yıl Kaçakçılık Daire Başkanlığı yapan, 7 yıldır da Kaçakçılıktan Sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olan Emin Arslan ağır iddialarla suçlanıyor. Uyuşturucu Baronu Habib Kanat’ı koruyup kolladığı, örgütsel ilişki içine girdiği, Kanat’ı bilgilendirerek, operasyonları engellediği öne sürüldü. Aynı soruşturma kapsamında sorgulanan emniyet müdürleri Murat Enmutlu ve Mustafa Aral’a da aynı ağır iddialar yöneltiliyor.

Uyuşturucu baronlarını çökerten ödüllü polis

Kamuoyunca yakından takip edilen Baybaşin, Matador, Paraşüt, Balina, Örümcek Ağı, Serhat, Sis, Puro ve Kasırga operasyonlarını yöneten Emin Aslan, Etibank davası sanığı Cavit Çağlar’ın ABD’de yakalanıp Türkiye’ye getirilmesindeki çabasının ardından terfi ettirilerek KOM’un başından Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na getirilmişti. Matador operasyonuyla uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Urfi Çetinkaya, Cemal Nayır ve adamlarını İspanya’da yakalayınca İspanyol polisinden liyakat nişanı almıştı.

‘Boğazımdan haram lokma geçmedi’ demişti

Arslan, 16 Eylül’de savcıya ifade verdikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada iddiaları yalanlamıştı. “Görev gereği yaptığım çalışmalar çarpıtılarak beni suçlu gibi yansıtan açıklamalara 40 yıllık meslek hayatımda gerçekten rastlamadım. Benim dostlarım, arkadaşlarım, meslektaşlarım şunu bilsinler; ben gerçekten bilerek boğazından haram lokma geçmiş bir kişi değilim. Bulunduğum noktaya siyasi tavassutla değil, tırnaklarımla kazıyarak geldim. 10 yıl önce yaptığım ulusal ve uluslararası operasyonları arkadaşlarım iyi bilir. O zamanki Emin Arslan ne ise şimdiki Emin Arslan da aynen o.”

Oğlu Captagon Kralı’yla ortak

Uyuşturucu operasyonunun teknik takibinde Arslan’ın oğlu Serbülent Arslan’ın, çetenin ele başı Habip Kanat ile ortak şirketi olduğu tespit edilmişti. Bahsi geçen ortaklığın bulunduğu şirketin adı Kalis Dış Ticaret Ltd Şti. Bu şirket 11 Mayıs 2006 yılında kuruldu ve kuruluş bilgileri 17 Mayıs 2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandı. Buna göre şirketin kurucuları, Habip Kanat, Emel Kanat, Mustafa Kanat ve Serbülent Arslan. Mustafa Kanat ve Emel Kanat, Habib Kanat’ın çocukları. Hoca’yla bir kez görüştüm

Arslan Kimya mühendisi Hüseyin Rıza Işık ile de hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi: “İddialarla ilgili gizlilik yasağı olmasına rağmen bütünün belirli parçaları kamuoyu oluşturmak için kasıtlı lanse ediliyor. Görev için yapılan, yürütülen ilişkiler ustaca çarpıtılıyor. Bu konuda yardımcı olan kişiye ’Arkadaş sen yardımcı ol başına bir şey gelmez senin ele verdiğin adamlar seni öldüremez, devlet seni korur’denilen yerler anında çevrildi, ’Biz seni koruruz sen istediğin gibi mal sat’denildi. Bu kadar çirkin. 40 yıllık meslek hayatımda her konuyla karşılaşmıştım. Böyle bir şerefsizlikle karşılaşmamıştım. Bütün gazetelerde yazıyor, Hüseyin Rıza, İstanbul Üniversitesi’nde bir doçentti. Akrabalarımdan biri de aynı üniversitede öğretim görevlisi. Onunla benim bir şeyim yok, bir defa görüştüm.” aktifhaber

Cinayet zanlısı polis memuru gözaltında
25 Eylül 2009
İzmir'in Bornova ilçesinde, Şehirlerarası Otobüs Terminali önünde meydana gelen silahlı kavgada 1 kişiyi öldürdüğü, 1 kişiyi de yaraladığı öne sürülen emekli polis memuru zanlı gözaltına alındı.
İzmir Şehirlerarası Otobüs Terminali A.Ş (İZOTAŞ) önünde meydana gelen olayla ilgili soruşturmayı sürdüren Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, zanlının otomobilinin plakasının ''35 K'' ile başladığını belirledi. Otomobilin markası, rengi ve plakanın bir bölümünden yola çıkılarak, 120 araç tek tek incelemeye alındı.

İzmir Çevre Yolu'ndan kaçan zanlıyı tespit için otobanda üzerindeki güvenlik kamera görüntülerini de incelemeye alan polis, çevre yolu Karşıyaka bağlantısı tünelindeki görüntülerden zanlının aracının plakasını tespit etti.

Ekipler, aracın kayıtlı olduğu Karşıyaka'da düzenlediği operasyonda, zanlı emekli polis memuru İ.D'yi (61) yakaladı. Olayda kullanılan silah da ele geçirildi. haber7

Kırmızı ışıkta geçeni uyaran polis, dayak yedi
Bursa'da, kavşakta görevli polis memuru Ahmet S. (yerde-50), kırmızı ışıkta geçen yaya İrfan M.'yi (23) uyardı. İddiaya göre, trafik polisinin kendisini uyarmasına kızan zanlı polisle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine İrfan M., trafik polisinin üzerine yürüyerek darp etmeye başladı. Aldığı darbelerle yere yığılan polis memuru, olay yerine gelen 112 ambulansı tarafından ilk tedavisinin ardından hastaneye kaldırıldı. 27.09.2009 BURSA netgazete

Ankara'da bir polis ölü bulundu
29 Eylül 2009
Eryaman'da bir polis memuru evinde başından vurulmuş ölü bulundu. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre Eryaman Şelale Evleri Polsan-2 Sitesi B-5 Blok'ta oturan F.G'den bir süredir haber alamayan komşuları durumu polise bildirdi.

Söz konu adrese gelen polisler, apartman görevlisinin pencereden girerek kapısı açtığı dairede meslektaşlarının cesediyle karşılaştı.

F.G'nin tabancayla başından vurulmuş olduğu belirlendi.
haber7

Polis aracı kaza yaptı 3 polis yaralı
28 Eylül 2009
Kocaeli'nin Derince ilçesinde bir polis otomobilinin minibüsle çarpışması sonucu 3 polis memuru yaralandı.
Alınan bilgiye göre, Derince İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı sürücüsü açıklanmayan 41 AA 7864 plakalı ekip otomobili, Mersincik mahallesi Hayat Caddesi'nde karşı yönden gelen K.Ö. yönetimindeki 41 M 0180 plakalı şehir içi yolcu minibüsüyle çarpıştı.

Kazada, polis memurları Hüseyin Ö.(45), Fatih Y. (23) ve Ahmet T. (41) çeşitli yerlerinden yaralandı. haber7

POLİS EL PENÇE DİVAN
Baron Habip Kanat'ın Emniyet karargahına girişi böyle görüntülendi.
30 Eylül 2009
Emin Arslan’ın captagon “baron”u Habip Kanat’ı soruşturma döneminde iki kez makamında ağırladığı ortaya çıktı.

Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonundan iki ay önce captagon “baronu” Habip Kanat’ın Emniyet Teşkilatı’nın “iki” numaralı ismi Emin Arslan’ı makamında ziyaret etmesi böyle görüntülendi.

6 Temmuz 2009 günü emniyette gerçekleşen “VIP” ağırlamanın fotoğrafları “delil” olarak dosyaya girdi. Uyuşturucu baronu Habip Kanat, yanında “firar” olarak aranan oğlu Mustafa Kanat ile birlikte saat 12.00’de 34 KNT….plakalı lüks Jaguar’ı ile Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki karargahına geldi.

Arslan’ın verdiği talimat ile “önemli” misafirin jaguarı polislerce kapıda karşılandı. Özel muamele bununla sınırlı kalmadı. Kanat’ın jaguar’ı sadece Emniyet Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları ile Daire Başkanları’nın makam araçlarının çekildiği özel alana alındı.

KIYAFETİNİ DEĞİŞTİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde “VIP” gibi ağırlanan Kanat, “abi” diye hitap ettiği Emin Arslan’ın makamına çıkmadın bagajdan çıkarttığı kıyafetler ile üstünü değiştirdi. Üzerine kravat taktı ve ceketini giydi. Daha sonra “firardaki” oğlu ile birlikte “ikinci adam” Arslan’ın makamına çıktı. Teknik-takip ve gizli izleme kararı ile yapılan “gizli” soruşturma döneminde gerçekleşen özel ziyaret yaklaşık 1 saat 10 dakika sürdü. Kanat’ın jaguar’ı Emniyet Genel Müdürlüğü “forsunun” bulunduğu protokol girişi önünde de fotoğraflandı.

“BÜYÜK ABİ” VE “AĞA”
Habip Kanat ve şebeke üyelerinin kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde Emin Arslan’dan “büyük abi” ve “ağa” diye bahsettikleri, baronun oğlu Mustafa Kanat’ın ise “Emin amca” dediği kayda girdi.

İKİ KEZ ZİYARET ETMİŞ
Polis, mahkeme kararı ile Habip Kanat’ın lideri olduğu organizasyonu bir yıl boyunca teknik takibe aldı. Telefon görüşmelerinden Kanat’ın tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’ı nisan ayı başında da ziyaret ettiği belirlendi. Ancak, ilk ziyaret görüntülenemedi.

POLİS MÜDÜRLERİNİ EKTİ
Kanat’ın nisan ayında Emin Arslan’la “baş başa” görüştüğü gün tutuklanan Şube Müdürleri Murat Nemutlu ile Mustafa Aral’ı “ekmeside” dinlemeye düştü. Kanat, kendisi ile görüşmek isteyen iki polis müdürüne Ankara’da olduğunu söylemedi. “İstanbul’dayım işlerim var” dedi. Ancak, emniyetten çıktıktan sonra görüştüğü oğluna, “Ankara’daki abiyi ziyaret ettim İstanbul’a dönüyorum” dedi.
SAĞLAM KARDEŞ
Kendisinin de tutuklanmasına yol açan operasyonu koordine eden KOM Dairesi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olan Emin Arslan ile Habip Kanat arasındaki “ilginç” telefon görüşmeleri “tele-kulağa” takıldı.

Arslan’ın Kanat’la yaptığı bir görüşmede İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından görevden alınan eski Narkotik Şube Müdürü B.K.’yi kastederek, “Orada Bülent diye sağlam bir kardeşimiz var. Herhangi bir sorun olursa ona git, sana yardımcı olacak. Ben ona söyledim, tembih ettim” sözleri dinlemeye düştü.

Dinlemeye düşmemek için “aracı” kullanan ve özel tedbirler alan uyuşturucu baronu Kanat Arslan’ı arayıp, “Abi İstanbul’a gelde şu bizim teknik meseleleri bir görüşelim” diyor. Arslan ise, “Tamam zaten gelecem, geldiğimde görüşürüz” diye yanıt veriyor.

HASSAS BURUN’UN ARACISI
Bir yıl süren “Hassas Burun” soruşturmasında baron Habip Kanat ile Narkotik Şubesi’nin eski “bilirkişisi” olan Doç.Dr. Hüseyin Rıza Işık arasında hiçbir telefon görüşmesi yapılmadı. Kanat, telefonları dinleniyor şüphesi ile Işık’la direkt bağlantı kurmadı. iletişimi Ataşehir’de sahibi olduğu Barnies Cafe’nin müdürü Yakup B. aracılığı ile yaptı. Aynı operasyonda tutuklanan Yakup B. Doç. Dr. Işık’ın hem teyzesinin oğlu hem de eski ortağı. Tuzla’daki imalathanenin bağlı olduğu Dibay Kimya Sanayi ve Tic. Ltd Şirketi’nin eski ortakları arasında Yakup B. ile H.M.M.Ö. gözüküyor.

12 YILDIR ARANAN BARONU POLİS MÜDÜRÜYLE KOL KOLA

Emniyetin iki numaralı ismi Emin Arslan’ın muhbir olduğunu iddia ettiği Habip Kartal’ın 1998 yılından beri arandığı ortaya çıktı. Suudi polisinin bu konuda Türkiye’ye bilgi verdiği kaydedildi Uyuşturucu baronu olduğu iddia edilen Habip Kanat’ı himaye ettiği ve içerden bilgi sızdırdığı gerekçesiyle tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arsalan ile ilgili şok bilgiler ortaya çıktı. star’ın ele geçirdiği belgelere göre, Habip Kanat ve eniştesi Kemal Karabaş’ın 1998’den beri ‘uyuşturucu kanununa muhalefet’ ve ‘captagon kaçakçılığı’ndan arandığı ancak haklarında hiçbir işlem yapılmadığı belirlendi. İddiaya göre, Kanat ve Karabaş’ın Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki arşiv kayıtları gizli bir el tarafından silindi ve böylece baronun sicili temizlendi.

SUUDİ POLİSİ 1998’DE BARON DİYE TANIMLAMIŞ

Kanat hakkında Suudi Arabistan’ın talebi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan bilgi notunda, Kanat ve eniştesi Karabaş hakkında 1997’den bu yana yakalama emri olduğu tespit edildi. 13 Ocak 1998’de Kanat’ı ‘Major trafficer of emphetamin’ yani baron olarak tanımlayan Suudi Arabistan polisinin hazırladığı belgeye, İstanbul Narkotik Polisi 20 Ocak 1998’de cevap verdi. Suudi polisine gönderilmek üzere Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ulaştırılan belgede, “Arşiv kayıtlarımızda 1957 doğumlu Habip Kanat’ın uyuşturucu kanununa muhalefetten Emniyet Genel Müdürlüğü’nce arandığı, Ali oğlu 1952 Kilis doğumlu Kemal Karabaş’ın 1997’de captagon kaçakçılığından arandığı anlaşılmıştır’ denildi. Arama emirlerine rağmen haklarında işlem yapılmayan Kanat ve Karabaş’ın yapılan güncel arşiv sorgulamalarında ise kayıtların gizli bir el tarafından silindiği öne sürüldü. Yaklaşık

12 yıldır görüldüğü yerde yakalanması gereken Kanat ve Karabaş’ın bu süre içinde emniyetin en tepesindeki isimlerle onlarca kez bir araya geldiği belirlenmişti.

Barondan ‘emniyetli’ kafe açılışı

İstanbul narkotik polisi ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) tarafından gerçekleştirilen ‘Hassas Burun’ operasyonunda, polis, çetenin tüm elemanlarını bir açılışta bir arada görüntüledi. Fotoğraflar, uyuşturucu baronu olduğu belirtilen Habip Kanat’a ait Barnies Kafe’nin açılışında çekildi. Sözkonusu karelerde, Habip Kanat ile birlikte sağ kolu Yakup Budak, ‘hoca’ kod adlı çete yöneticisi Hüseyin Rıza Işık, Habip Kanat’ın oğlu Mustafa Kanat ve captagon sevkiyatı yaptığı iddia edilen Hidayet Turizm’in sahibi Şevket Hidayet’in oğlu Merva Hidayet birlikte görülüyor. Operasyon kapsamında, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile iki polis müdürünün çeteyle ilişkileri deşifre olurken, açılışa katılan bir başka emniyet müdürü dikkat çekti. Hüseyin Rıza Işık ve Habip Kanat’ın oğlu Mustafa Kanat ile yan yana görüntülenen dönemin Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Veysel Tipoğlu’nun ifadesinin alınacağı öğrenildi.

Rakibini polise temizletmiş

Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yapılan incelemeler sırasında ikinci bir skandal daha ortaya çıkartıldı. Habip Kanat’ın captagon ticaretinde ‘rakibi’ olan ‘Tilki Selim’ lakaplı Selim Gezer’i, polisi kullanarak piyasadan sildiği öne sürüldü. Edinilen bilgiye göre, görüldüğü yerde yakalanması gereken gereken Habip Kanat, 2000 ‘de kendisini ölümle tehdit ettiği iddiasıyla Selim Gezer hakkında suç duyurusunda bulundu. Kısa bir süre sonra Tilki Selim, İstanbul Narkotik Polisi ve Emin Arslan’ın başında bulunduğu merkez teşkilatın operasyonuyla gözaltına alındı. Emniyette sorgulanan Selim Gezer, Habip Kanat’ın ‘Captagon baronu’ olduğunu söylemesine rağmen, hiçbir işlem yapılmadı. İddiaya göre, bu operasyondan sonra Gezer uyuşturucu piyasasından silinirken, Kanat, piyasanın tek hakimi oldu. Operasyonu yürüten Cumhuriyet savcılarının ifadesine başvurduğu bir emniyet müdürünün de yaşananları doğruladığı öğrenildi.


Emniyet Genel Müdürlüğü'ne işte böyle girdi


Üzerini böyle değiştirdi


Aracı Emniyet Genel Müdürlüğü VIP garajında bekledi
Kaynak: Bugün - Star

3'ü polis 16 kişi rüşvetten tutuklandı
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde, ağır tonaja rüşvet karşılığı göz yumdukları ve rüşvet verdikleri iddia edilen biri emekli polis memuru Ahmet Ş. ile 15 kişi, savcılıktaki ifadelerinin ardından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. 16 zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi. 03.10.2009 KOCAELİ netgazete

Kavgayı ayırmak isteyen polis bıçaklandı
İstanbul'da Koruma Büro Amirliği'nde vazifeli polis memuru Hüseyin Aslan (26), mesai bitiminde evine giderken Yeşilköy Tren İstasyonu'nda yol kenarında kavga eden birkaç kişiyi görünce müdahale etmek istedi. Bu sırada, kavga edenlerden madde bağımlısı olduğu bildirilen bir kişi tarafından bıçaklanan Aslan, üzerindeki tabancasıyla havaya ateş açtı. Aslan'ı yaralayan kişi, çevredeki vatandaşların da yardımıyla etkisiz hale getirildi. Hastaneye kaldırılan polis memuru Hüseyin Aslan'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. 04.10.2009 İSTANBUL netgazete

POLİS OKULU SINAVLARI İPTAL EDİLDİ

Odatv.com olarak büyük bir habercilik başarısına daha imza attık. Bir süredir haberini yaptığımız polis meslek yüksekokulu sınavındaki şaibeler, ÖSYM tarafından da kabul gördü ve ÖSYM sınavı iptal etti.

Hatırlanırsa sınav sonrasında sınava giren öğrencilerin soruların cemaate sızdırıldığına ilişkin iddiaları her yerde konuşuluyordu. Odatv.com olarak önce o öğrencilere ulaştık. Sonra da olayın kanıtlarına. 13 Eylül'de yapılan sınavın sorularının 10 Eylül tarihinde çekilmiş fotoğraflarını yayınladık.

Fotoğraflardaki sorular ÖSYM'nin yaptığı sınav soruları ile birebir örtüşüyordu. Yani sınav soruları en az üç gün önce birilerinin eline ulaşmıştı. Ardından elinde sorular olan öğrenciler ile Odatv'ye bilgi veren öğrencilerin msn konuşmalarını yayınladık. Bu konuşmalarda öğrenciler sınav sorularının ellerinde olduğunu kabul ediyorlardı.

Son olarak ise bütün sınavın sorularının sınavdan önce yapılmış kayıtlarını yayınladık.

Artık mesele açıktı. Sınavın iptal edilmesinden başka bir yol kalmamıştı. ÖSYM yetkilileri de Odatv'de yazılanları doğrulayan açıklamalar yapsalar da günlerce sınavın iptal edilmesi kararını veremediler. Oysa yapılması gereken kanıtların ilk ortaya çıktığı gün bu kararı vermekti. Bu durum kamuoyunu erken bir tarihte rahatlatacaktı.

Şimdi sınavı iptal etmek doğru bir karar ancak yeterli değil. Çünkü bu olay üç-beş tane öğrencinin yapabileceğinin ötesinde ilişkiler gerektiriyor. Haberimizde defalarca belirttiğimiz gibi bu sorular bir cemaate yakın dersanelere giden öğrencilere verildi. Ve bu dershaneler tıpkı dersanelerin yakın olduğu cemaat gibi Türkiye'nin dört bir yanına kök salmış durumda. Asıl yapılması gereken soruları yandaşlarına önceden ulaştırarak emniyet içerisinde kadrolaşan bu büyük çetenin ortaya çıkarılması. Ancak o zaman bu kötü deneyim ile gerçekten hesaplaşılacak. Ancak bu durumda herkesin içi gerçekten rahat edecek.

Bu haberler ile ilgili iki noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Odatv bu olayı araştırırken Türkiye'de son dönemde yaşanan soruşturma kültürünün beş gömlek üzerinde bir iş yaptı. Ne bize kanıtları ulaştıran ne de elinde sorular olan öğrencilerin isimlerini ya da özel bilgilerini asla paylaşmadık. Bu gazetecilik etiğine bağlılığın bir gereği idi.

İkinci olarak ise bu haberler sayesinde bu olayın mağduru olan yüzlerce insan ile iletişim kurduk. Polis Okulu soruları aracılığı ile emniyet içinde kadrolaşma bugün ortaya çıksa da neredeyse bir gelenek haline gelmiş durumda. Odatv'ye ulaşan geçmişte cemaat dersanelerinde çalışan öğretmenlerden, sınava yıllar önce girmiş öğrencilere kadar benzer vakaların yılardır yaşandığını anlattılar.

Şimdi bu olayın soruşturmasının derinleştirilmesi, Türkiye'de bu yolla yaşanan kadrolaşmanın kökten ortadan kaldırılması gerekiyor. Biz gazeteci olarak görevimizi bu şekilde gerçekleştirdik artık sıra bir cemaate ya da bir siyasi fikre hapsolmamış bu ülkenin dürüst müfettişlerinde, görevlilerinde.
Odatv.com

Hakkari'de bir polis memurunun otomobili tarandı. Saldırıda polis memuru ile iki kardeşi öldü...
05 Ekim 2009
HAKKARİ'de polis memurunun kullandığı özel otomobile uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıda polis memuru ile yanında bulunan 2 kardeşi öldü.

Olay, bugün öğlen saatlerinde Hakkari kent merkezine 7 kilometre uzaklıkta bulunan Depin Mevkii Helil Vadisi’nde meydana geldi. Almanya’dan gelen 2 kardeşi ve eşi ile birlikte Depin’deki alabalık tesislerine balık almaya giden Hakkari Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polis memuru evli 2 çocuk babası Engin Açıkgöz, bu sırada silahlı 3 kişinin saldırısına uğradı. Uzun namlulu silahlarla açılan ateş sonucu otomobili kullanan polis memuru Açıkgöz olay yerinde ölürken, adları öğrenilemeyen 2 kardeşi de ağır yaralandı. Saldırıda polis memurunun eşi ise yara almadan kurtuldu. haber101

Eşcinsel iddiası, polisi açığa aldırttı
İzmir'de trafik ekiplerinde görevli polis memuru hakkında, yaklaşık 1 yıl önce eşcinsel olduğuna yönelik iddialar içeren şikayet mektubu gönderildi. Kamyoncular tarafından ortaya atılan iddiayla ilgili idari soruşturma başlatıldığı ve soruşturma kapsamında da polis memurunun açığa alındığı kaydedildi. 06.10.2009 İZMİR netgazete

Şanlıurfa'daki olaylarda 6 polis yaralandı
Şanlıurfa'nın Viranşehir'de küçük bir kız çocuğunu kaçırdığı iddiası ile 2 kişinin Viranşehir Merkez Polis Karakolu'na getirilmesinin ardından linç olayı başlamış ve adından polisle vatandaş arasında taşlı sopalı çatışma başlamıştı. Sandalye, taş ve sopaların havada uçuştuğu olayda 1 polis memuru ayağından ağır şekilde, 5 polis de çeşitli yerlerinden hafif şekilde olmak üzere toplam 6 polis memuru aldığı taş darbeleri ile yaralandı. İlçede gerginlik sürüyor. 11.10.2009 ŞANLIURFA netgazete

Asker Polise Silah Çekti
Jandarmadan yardım isteyen polis, dehşet verici bir olayla karşılaştı. Asker, polisin üzerine namluları çevirdi ve..
2 Ekim 2009
Jandarmadan yardım isteyen polis, dehşet verici bir olayla karşılaştı. Asker, polisin üzerine namluları çevirdi.

Adam kaçıran bir zanlıyı kovalayan polis ekibi, jandarmadan yardım istedi. Timiyle birlikte operasyon bölgesine giden başçavuş, "Burası bizim sorumluluğumuzda, karışmayın" deyip polislere silah doğrulttu. Bunlar yaşanırken zanlı kaçtı.

Mardin Kızıltepe'de yaşayan Hafize Kino, 27 Eylül'de polise giderek eşi Mehmet Kino'nun kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığını bildirdi. Kino'nun telefonla arayan bir kişinin 25 bin lira fidye istediğini söylemesi üzerine polis harekete geçti.

Olayla ilgili Emniyet Amiri Turan Ş. görevlendirildi ve kadına fidyecilerle konuşarak parayı getireceğini söylemesini istedi.

Fidyeci, birkaç saat sonra Kino'yu arayarak "Kızıltepe-Mardin otobüsünde buluşalım parayı ver, ben de kocanın yerini söyleyeceğim" dedi. Kadın durumu polise bildirirken polis amiri, 7 kişilik ekibiyle operasyon hazırlığı yaptı, Kızıltepe Jandarma Komutanlığı'nı da arayarak bilgi verdi.

‘Hepsini vurun’ emri

Fidyeci, otobüsün sivil plakalı polis arabaları tarafından takip edildiğini anlayınca Kızıltepe kırsalındaki bir mısır tarlasının yanında otobüsten atladı ve kaçmaya başladı.

Şahsı kovalayan ekip, Jandarma Karakolu'nun yakınında olduklarını fark ederek jandarmadan yardım istedi. Bir süre sonra bir tim askerle gelen Başçavuş Haydar A, polisleri tanımasına rağmen "Burası sizin bölgeniz değil burayı terk edin" diye tepki gösterdi.

"Burada at oynatamazsınız" diye bağıran başçavuş, gitmemeleri durumunda zor kullanacağını belirterek polisleri tehdit etti. Yaşanan tartışma sırasında başçavuş, askerlerine emir vererek tüfeklerini polislere doğrultturdu.

Bu sırada bir polis memuru da tabancasını Haydar A'ya yöneltti. Emniyet Amiri Turan Ş, askerlere "Komutanınıza itaat etmeyin bu yaptığınız suç" diye bağırdı. Başçavuş ise askerlerine "Vurun hepsini" emrini verince polisler olay yerini terk etmek zorunda kaldı. Zanlı da kayıplara karıştı.
BUGÜN

Etiketler: emniyet müdür polis komiser amir işkence rüşvet zimmet yolsuzluk torpil adam kayırma hırsızlık dolandırıcılık organize işler uyuşturucu Yüce Divan tutuklandı mahkeme dava savcı hakim avukat asker polis müdür memur genel müdür yardımcı istanbul işkence öldürüldü

Polis Memuru Donarak Öldü!
19 Nisan 2011
Karaman'ın Sarıveliler ilçesinde mantar toplamaya giden iki polis memurundan biri donarak hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, Sarıveliler İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları Abdullah Taşköse (35) ve Murat Türkmen (36), mantar toplamak için sabah saat 11.00 sıralarında Alanya'ya bağlı, Toros Dağı eteklerindeki Çayarası mevkisine gitti.Havanın kararmasına rağmen dönmeyen ve haber alınamayan 2 kişiyi bulmak için jandarma, polis ve Sarıveliler Belediyesi ekipleri arama çalışması
başlattı.

Arama çalışması sırasında havaya açılan ateşe karşılık verilmesi üzerine Taşköse ve Türkmen'in yeri tespit edildi.Uzun süre sağanak altında kalan Taşköse ve Türkmen, ilçeye yaklaşık 35 kilometre uzaklıktaki ormanlık bir alanda yarı baygın halde bulundu. Polis memuru Taşköse, hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti .
ixirhaber.com

Polisin dövdüğü asker ilk kez konuştu
20.06.2012

Fatih'te polislerin sokak ortasında dövdüğü sürücü yaşadıklarını anlattı.

Fatih'te, polislerle yaşadığı yol verme tartışması yüzünden, eşi ve çocuklarının gözü önünde feci şekilde dövülen sürücü Ahmet Koca yaşadığı dehşet anlarını bir televizyon kanalında anlattı.
Sol gözünün mor olduğu gözlenen ve asker olduğu öğrenilen Koca şunları söyledi: "Panik halindeydim, 'hamile kadın var' dedim, 'hastaneye yetişmem lazım yol verin' dedim. Banane dediler, elime vurdular iteklediler. Nefes aldığım zaman bile ağrılarım oluyor. Hastaneye gittim. Hakkımı sonuna kadar arayacağım.

Çıplak halde karakola geldim, su bile vermediler, Allah rızası için dedim. 'Ben askerim, bana karşı biraz saygılı olun' dedim. Aralarından biri 'benim dayım Genelkurmay yardımcısı' diyerek dalga geçti."

"Keşke 5'i değil de hepsi açığa alınsaydı. Memurlar istifa etmeli" diyen Koca, her sokakta kamera olması gerektiğini söyledi.
(NTV)

Sivas'ta polis memuru kazada hayatını kaybetti
Sivas'ta genç polis memuru, geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.Zonguldak'tan Sivas'ın Akıncılar İlçe Emniyet Amirliği'ne tayin olan polis memuru Yusuf Karateke'nin (23) kullandığı 67 EU 023 plakalı otomobil, Zara-Suşehri kara yolu 7. kilometredeki Bozkır köyü Kızıltoprak mevkiinde şarampole uçtu. 01.07.2012 SİVAS netgazete

'Cezayı polis değil, mahkeme kesmeli'
01 Ocak 2013
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, polislere, ''(Gözaltına alınan kişiye) Cezayı sen kesmeyeceksin, mahkeme kesecek. Sinirlerinize hakim olacaksınız. Ülkenin imajına zarar verecek bir durumda olmayacaksınız'' uyarısında bulundu.

Komisyon bünyesindeki cezaevleri alt komisyonu, sivil ve askeri cezaevleri ile karakollardaki inceleme ziyaretlerine devam ediyor.

"Profesyonelce Davranılmalı"

Türkiye'nin uzun yıllardır karakollar konusunda çok iyi noktaya geldiğine işaret eden Üstün, şöyle konuştu:

"Polislerimizin biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Zaten adam ya da kadın, karakolda kontrol altına alınmış oluyor. O kişi ile ilgili varsa bir olay tutanak tutulup, mahkemeye sevkedilmesi lazım. Polislerin ceza kesmesi uygun değil. Kişinin eğer öncesinde bir hakareti varsa da bunu yapamazsın. Gözaltına alırsın, kontrol edersin ama kötü muamele yapamazsın. Cezasını sen kesmeyeceksin, o kişiyi savcılığa vereceksin. Kişinin polislere yaptığı bir hakaret varsa, buna karşılık olarak onu darbetmenin bir anlamı yok. Cezayı onlar değil, mahkemeler verecek. Buralarda sinirlerinize hakim olacaksınız, kontrollü olacaksınız. Ülkenin imajına zarar verecek bir durumda olmayacaksınız. Personelin amatörce değil, profesyonelce davranması gerekiyor.''

Üstün, karakollarda herhangi kötü muamele yapılmasını istemediklerini belirterek, bu rutin incelemeleriyle varsa istenmeyen görüntülerin ortadan kaldırılmasını amaçladıklarını sözlerine ekledi. TRT


En son Ekim tarafından Sal Oca 01, 2013 8:10 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pts Ekm 12, 2009 8:35 pm    Mesaj konusu: Behçet Oktay'la İlgili Şok Rapor Alıntıyla Cevap Gönder

16 Ekim 2009 16:50
Akyürek Görevden Alındı
Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek görevden alındı. İşte Akyürek'in yerine getirilen isim...

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal atandı.

Alınan bilgiye göre, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, görevden alınarak Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığına uzman olarak getirildi. Akyürek'ten boşalan göreve, Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal atandı.

HÜSEYİN NAMAL KİMDİR?

1957 yılında Eskişehir'de doğan Namal,1978 yılında Polis Akademisine girdi.Komiser Yardımcısı olarak Trabzon'a atanan Namal,Çevik Kuvvet Şubesinde görev aldıktan sonra da Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak görev yaptı.

1983 yılında İran-Irak savaşı sırasında Bağdat büyükelçiliğinde Güvenlik Ataşesi olarak görev yaptıktan sonra yurda dönen Namal, birçok ilde görev yaptı. 'Terör ortamında halk desteği' konusunda ABD'de eğitim gördü. Başmüfettişlik ve Elazığ ve Kocaeli Emniyet Müdürlüğü görevinde de bulunan Namal, 19 Aralık 2008 tarihinde Konya'ya Emniyet Müdürü olarak atandı.
aktifhaber

İŞTE RAMAZAN AKYÜREK'İN GÖREVDEN ALINMASININ ŞİFRELERİ

“Emniyette kavga var” dedik; iş, “emniyette deprem”e döndü. Flaş gelişme, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in görevden alınması oldu.

Medyada bu gelişme “emniyette deprem” başlıklarıyla görüldü. (Zaman Gazetesi ve Samanyolu TV’nin internet sitesi gelişmeyi “görev değişikliği” olarak verdi.)

Emniyetteki “cemaat yapılanması”nın en önemli ismi olarak gösterilen Ramazan Akyürek neden gitti? Oda TV okuyucularının bildiği gibi son haftalarda “emniyette neler oluyor?” diye sormuş, “emniyetteki kavganın perde arkası”na bakmıştık.

Peki, Akyürek’in gidişi bu kavganın bir parçası mı?

Medyada özellikle bu görevden alınma, Akyürek’in Hrant Dink cinayetindeki büyük istihbarat zafiyetinin sorumlusu olmasına bağlanıyor. En azından haberler şimdilik böyle.

Peki, Hrant Dink cinayetindeki ihmalin faturası mıdır sadece Akyürek’e kesilen?

Emniyet içindeki yaşanan ve konuşulanlara bakarsak, Hrant Dink cinayetindeki ihmal bu operasyonun ancak kılıfı olabilir?

Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Hrant Dink cinayetindeki zafiyeti nedeniyle Akyürek hakkında bizzat Başbakan Erdoğan’ın onay vermesi yine bu görevden almayı tek başına açıklayacak bir durum değildir.

Peki, emniyetteki büyük operasyonun perde arkasında neler var?

Bu sorunun yanıtına geçmeden önce önümüzdeki günlerde yaşanabilecek başka önemli gelişmelere ilişkin bazı öngörülerde bulunalım.

Ramazan Akyürek’in görevden alınmasının ardından yeni “operasyonlar” gelecek gibi görünüyor. Yeni depremin adresinin ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde olacağından söz ediliyor. Bir uyuşturucu baronuyla ilişkisi nedeniyle tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan’la ilgili haberlerde adı sıkça zikredilen İstanbul’da emniyetin iki numaralı isimlerinden birinin de yeni “dalgada” operasyon yeme ihtimalinden bahsediliyor.

Aslında her şey Emin Arslan’ın birkaç hafta önce tutuklanmasıyla başladı. Emniyet içinden birileri Emin Arslan’ın uyuşturucu baronuyla birlikte fotoğraflarını medyaya servis ederek, tutuklanmasının önünü açtı.

Emniyetteki kavganın fitili böyle ateşlendi! Kavgada kim kimdir, hangi güç dengeleri söz konusudur, hep bu sorunun yanıtını aradık. En önemli soru neydi? Cemaat bu kavganın neresinde?

Kavgada garip işler oluyordu. Taraf’ın cemaat bağlantılı oldukları öne sürülen polis yazarları ve Hanefi Avcı bu kavgada “ilginç” bir noktada durdular. Emin Arslan’a “kefil” oldular.

Cemaat bu kavgada nerdeydi peki?

Şimdi olan bitenle ilgili olarak bizzat emniyet içindeki farklı güç dengelerinden öğrendiğimiz bilgileri analiz edelim.

Cemaat emniyet içinde en önemli güç merkezi olmaktan çıkarılıyor diyebiliriz. Emniyette güç dengeleri değişiyor. Hatta değişti! “Deşifre olmuş” cemaatçi polisleri zor günler bekliyor! Cemaatin emniyetteki gücünün kırılmasına ilişkin bir “mutabakat”tan söz ediliyor.

Ramazan Akyürek operasyonunu bizzat yürüten emniyetin halen ikinci ama “fiili patronu” olan bir isme işaret ediliyor. Emin Arslan’a hem kamuoyunda hem de savcılıkta açıkça kefil olan Hanefi Avcı da bu işte başka bir güç dengesi olarak görülüyor.

Emniyetin “sözde değil, özde patronu” olan bir isimle Hanefi Avcı’nın, Akyürek operasyonunda farklı hesaplarla aynı amaç için bir araya gelmeleri gibi bir durum ortaya çıkıyor. Ama bu ittifakın yalnızca “konjonktürel” olduğu öne sürülüyor.

Emniyeti biraz bilen herkesin tahmin edeceği gibi şu an başta Ankara merkezli olmak üzere Türkiye’deki tüm emniyet istihbarat şubelerinde moraller fena halde bozulmuş durumda.

Yani 2 yıldır yalnızca Ergenekon soruşturmasına odaklı “hesaplarla” ikbal arayan ekip tam bir şok içinde.

Önümüzdeki günlerde Ergenekon’da da ciddi bir geri adımdan söz ediliyor. Dengeler ve işler değişmiş gibi görünüyor.

Emniyette artık 90’ların başından beri adı sanı hiç duyulmamış, “silik” bazı isimlerin vitrine çıktığı bir dönem yaşanıyor. İşte yeni vitrindeki isimlerin geçmişte Fethullah Gülen aleyhinde raporlar hazırlayan ekip olduğunu da emniyet içinde bilmeyen yok nerdeyse.

Peki, bu ekip kime yakın? Cevabı çok açık. Hükümete. İçişleri Bakanı Beşir Atalay’la 30 yıllık, AKP’nin ikinci adamı olan Abdülkadir Aksu ile 20 yıllık bir dostluğa sahip olan isimler var yeni vitrinde.

Peki, İstihbarat Daire Başkanlığı koltuğuna oturan Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal kim? O da emniyetin “yeni vitrini”ndeki isimlere çok yakın biri.

Emniyet koridorlarında konuşulan bir başka ayrıntı ise Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunda yaşanacak değişiklik.

Emniyetteki depremin artçı şokları olacağını şimdiden söyleyelim. Perde arkasında öyle şeyler konuşuluyor ki, bunları önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelere saklayalım.

Tutkun Akbaş
Odatv.com

12 Ekim 2009 14:53
Behçet Oktay'la İlgili Şok Rapor!
Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay ölümüyle ilgili adli tıp raporuna ulaşıldı. O rapor Oktay'ın ailesinin cinayet iddiasını doğrular nitelikte...

Ölümü intihar olarak açıklanan Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın otopsi raporunda şok bulgular.

Ölümü resmi kayıtlara intihar olarak giren Oktay’ın ailesi intihara inanmadığını açıklamıştı. Behçet Oktay solaktı. Ancak Oktay sağ eliyle üstelik alın hizasından değil sağ kulak arkasından ateş etmişti. Ailesi bunu inandırıcı bulmamıştı. Adli Tıp raporu ailenin cinayet şüphesini doğrular nitelikte.

Rapor cinayet şüphesinin ortadan kalkmadığını gösterdi. Adli Tıp’ın raporuna göre, Oktay’ın vücudunda tam 7 ayrı kırık vardı. Adli Tıp uzmanlarına göre kırıkların Behçet Oktay’ın ölümünden önce oluşma ihtimali var.

Oktay’ın kanında alkol, idrarında kokain ve metabolikleri çıktı. Oktay’ın yakın arkadaşları onun hiçbir zaman uyuşturucu almadığı görüşünde.

Oktay’ın ismi, yakın çalışma arkadaşı Ergenekon sanığı İbrahim Şahin’deki suikast timiyle ilgili gündeme gelmişti.

Oktay Ankara’da gece yarısı başına bir el ateş edilmiş halde hastaneye kaldırılmıştı. Oktay tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
aktifhaber

12 Ekim 2009 08:32
Polisin Oğlu Tarık Akan'a Dayak Attı

Ünlü sanatçı Tarık Akan, trafikte tartıştığı 18 yaşındaki gençten fena daya yedi. Akan'ın yüzü kanadı, sol kaşının üstü şişti.Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit İlişkili HaberlerTüm HaberlerPolisi Şok Eden EhliyetKural İhlaline Film İzleme CezasıPolis ve Kazazedelere Otomobil ÇarptıKarakol Polislerinden Trafik CezalarıTrafik Polisinden Jest

Ünlü sinema sanatçısı Tarık Akan, perşembe akşamı saat 23.30 sıralarında Bakırköy Kennedy Caddesi üzerinde trafik tartışması nedeniyle ismi öğrenilemeyen bir kişi tarafından darp edildi.

GAZ SIKTI, COP VURDU

Ünlü sanatçının ve aynı arabada bulunan sevgilisi Acun Günay'ın anlattığına göre, Kennedy Caddesi'nde seyir halinde bulunan ve içinde Tarık Akan'ın bulunduğu araç, petrol istasyonundan süratli bir şekilde çıkmaya çalışan 34 VF 4420 plakalı BMW marka araçla çarpışma tehlikesi atlattı.

Bunun üzerine araçtan inen Tarık Akan, araç sürücüsü olan ve ismi öğrenilemeyen genç ile tartışmaya başladı. Araçtan inen ve babasının polis olduğunu söyleyen 18-20 yaşlarındaki genç, Tarık Akan'ın gözüne biber gazı sıkarak, cop ile yüzüne vurmaya başladı. Aldığı darbeler üzerine yüzü kanayan ve sol kaşının üstü şişen Tarım Akan olay yerine polis ekiplerini çağırdı. Ünlü sanatçı, kendisini darp eden gencin kullandığı aracın camındaki "Küçükçekmece Belediyesi Meclis üyesi tanıtım kartı, Cevdet ATEŞ 34 VF 4420"yazılı kartonu polise teslim etti. Bakırköy sahil yolu Ataköy mevkiinde meydana gelen olayı polise anlatan Tarık Akan, "Gözüme gaz sıkıyor ve Copla vuruyor. Cop var, bir de meclis arabasıymış. Meclis üyesi araç tanıtım kartı var"dedi. Bölgeye gelen ekibe olayı anlatmaya çalışan Tarık Akan'ın sevgilisiyla polis arasında da zaman zaman gerginlik yaşandı. Olayla ilgili soru soran Akan'ın sevgilisi Acun Günay polisin, "Ya ben öğreneceğim, burada görevli ben varım, Allah Allah" şeklindeki tepkisiyle karşılaştı. .
aktifhaber

13 Ekim 2009
Dur İhtarına Ateşle Karşılık Verdi
Hatay'da, ''dur'' ihtarına uymayan motosiklet sürücüsünün açtığı ateştenbir polis memuru, polisin karşılık vermesiyle motosikletteki bir kişi yaralandıHaberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Çevre Yolu Otogar Kavşağı yakınlarında görev yapan ''yunus'' ekipleri, durumundan şüphelendikleri plakasız bir motosikletin sürücüsüne ''dur'' ihtarında bulundu.

İhtara 2 kişinin bulunduğu motosikletten ateşle karşılık verildi.

Polis Memuru Yavuz Dost'un yaralandığı olayda, açılan karşı ateşten motosikletteki Murat Koku yaralandı, yanında Murat Diyap gözaltına alındı.
aktifhaber

12 Ekim 2009
Polis okul bastı

Isparta Emniyet Müdürü Yahya Bal, 'Polis okul bastı' haberine tepki gösterdi. Bugün yerel bir gazetede; Mustafa Şener İlköğretim Okulu'nda okuyan çocuğunun sınıfını değiştirmek isteyen M.C. isimli polis memurunun olay çıkardığına dair habere yer verildiğini söyleyen Bal, bu yolla teşkilatın yıpratıldığını ifade etti.

Bal, "Polis memurumuzu da normal bir veli gibi düşünmek lazım. Siz de olabilirsiniz, ben de olabilirim onun yerinde. Çocuğunun sınıf değişikliğini istiyor. Okul müdürü de bunu uygun görmüyor. Polisin fevri bir davranışı var burada. Fakat kimseye vurma yok, kırma yok, fiili müdahale yok." dedi.

Okul Müdürü Şevket Gökmen ise olayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na taşıdı. Valilik, Emniyet Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü'ne de şikâyette bulunan Gökmen, dilekçesinde, "Polis memuru M.C., 6-C sınıfında okuyan çocuğunu 6-B'ye nakledilmesi talebinin yerine getirilmemesine kızmasından dolayı okulu bastı." ifadesine yer verdi.

Gökmen'in Avukatı Ali Osman Altunbaşak da hukuki sürecin başlatıldığını, olayın güvenlik kamerası görüntüleri ve şahitlerin imzaladığı tutanakların adliyeye intikal ettirildiğini belirtti.

Isparta Milli Eğitim Müdürü Tacettin Yılmaz da okul müdürünün verdiği bir dilekçeyle olayı anlattığını belirterek, bunun üzerine idari soruşturma başlattıklarını kaydetti.

Polis Memuru M.C. de konunun yargıya intikal ettiğinden konuşamayacağını söyledi.
aktifhaber

15 Ekim 2009
YOĞUN KAN VE BOĞUŞMA İZİ
İntihar etti denilerek dosyası kapatılan Özel Harekat Başkanı Oktay'la ilgili ikinci şok rapor.

İlişkili HaberlerTüm HaberlerEMNİYETİ SARSAN OTOPSİHürriyet&Zaman İmamı GördüMHP'den 'Selamünaleyküm' TepkisiMHP'den Derin Kompo AçıklamasıAdanalı Ortalığı Birbirine Kattı

Polis raporunda kan ve boğuşma izi

Özel Harekat Dairesi eski Başkanı Behçet Oktay'ın 'intihar' denilerek kapatılan dosyasında ikinci şok rapor! Adli Tıp'tan sonra polisin olay yeri inceleme raporu da cinayet ihtimalini işaret etti. Polisin tutanağını gördüğünde şok olduğunu söyleyen Behçet Oktay'ın oğlu Burak Oktay: Aracın 3 metre gerisinde silahı, 6 metre gerisinde anahtarı ve 9 metre gerisinde kan izleri vardı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât eski Başkanı Behçet Oktay'ın kayıtlara 'intihar' olarak giren ölümünde cinayet şüphesi giderek kuvvetleniyor. 25 Şubat gecesi sevgilisi Nergis K.'nın kardeşi Halil K. ile Keklikpınarı 50. Sokak'ta aracı kara saplanınca, sinirlenerek beylik tabancasıyla intihar ettiği ileri sürülen Oktay'ın Adli Tıp Kurumu'nca yapılan otopsisinde 7 kaburga kemiğinde kırık tespit edildi. Olaydan 10 ay sonra ortaya çıkan raporun ardından polisin olay yeri tutanağı da Adli Tıp raporunu doğruladı. Rapora göre, aracın 9 metre gerisinde Oktay'a ait yoğun kan izi tespit edildi. Oktay'ın anahtarlığı ve yanında taşıdığı poşet de araçtan metrelerce uzakta bulundu.

PARASI 8 METRE İLERİDE BULUNDU

Özel Harekat Dairesi eski Başkanı Behçet Oktay'ın oğlu Burak Oktay, cinayet ihtimalini kuvvetlendiren polisin olay yeri inceleme raporunu görünce şok olduğunu söyledi. Yeni Şafak'a konuşan Burak Oktay rapordaki bilgileri şöyle anlattı:

“Babamın aracının solunda 3 metre gerisinde silahı, 6 metre gerisinde arabanın anahtarı, aracının sağında 6 metre ilerisinde babama ait bir poşet, 8 metre ilerisinde iki adet kağıt 10 TL'lik banknot bulunmuş.”

DUVARDA YOĞUN KAN İZİ

Tutanaktaki en şaşırtıcı bilginin otomobilin uzağında tespit edilen babasına ait kan izi olduğunu belirten Burak Oktay “Aracın 9 metre gerisinde bulunan bahçe duvarında ve duvarın dibinde yoğun kan izleri görüldüğü de tutanağa geçmiş" dedi.

İNTİHAR DEĞİL, BOĞUŞMA İZİ

Behçet Oktay'ın eşyalarının aracından uzakta bulunması ve 9 metre ötede kan izinin tespit edilmesi, Adli Tıp raporu gibi dövülerek etkisiz hale getirildiği iddiasını kuvvetlendiriyor. Adli Tıp'ın otopsisinde Behçet Oktay'ın 3'ü sağda 3'ü solda biri de kaburga kemiklerinin birleştiği 'iman tahtası' olarak bilinen 7 kemiğinde kırık tespit edildiği ortaya çıkmıştı. İntihar etmiş bir insanın eşyalarının sağa sola savrulmasının kendisine mantıklı gelmediğini belirten Burak Oktay, "Babamın silahının kılıfı çok sağlamdır. O yere düşse yine silah o kılıftan çıkmazdı. Ben bu raporları mantıklı bulmuyorum" diye konuştu.

SAVCI OLAY YERİNE GİTMEDİ

Polis ve Adli Tıp raporlarındaki şüphe uyandıran tespitlere rağmen babasının ölümünün 'intihar' denilerek kapatılmasına isyan eden Burak Oktay, “Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Yalçın babamın yakın arkadaşı olduğunu söylüyor. Ama babam öldüğünde olay yerine gitmedi" dedi.

Behçet Oktay'ın kız kardeşi Zeynep Oktay Demirci ve baba Mehmet Oktay da polis raporuna göre aracın 9 metre gerisinde yoğun kan izleri bulunduğunu söyledi. A.A'ya açıklama yapan aile şöyle konuştu:

BABA VE KARDEŞDEN SİTEM

'Üst düzey personeline kurumunun takındığı tavır manidardır. Aldığımız olay yeri inceleme raporları kriminal sonuçları ve son olarak da hastane raporlarıyla bir kere daha hayretlere düştük. Bu bir cinayetti. 7 kaburga kemiği ve iman tahtası kırığı, solak bir insanın sağ eli ile intiharı, her iki elin üzerindeki barut izleri, olay yeri inceleme raporuna göre olayın geçtiği yerden 9 metre mesafede Oktay'ın yoğun ikinci kan izleri, telefon kayıtları, kafatasına isabet eden kurşun yarasının durumu, olay saatinin muallaklığı ve benzeri tüm bu detaylar göz önüne alındığında vatanı ve milleti için son nefesine kadar mücadele eden kahraman bir devlet adamına layık gördüğünüz özen karşısında teşekkür ederiz.'


Savcı polisi kovdu

Burak Oktay, olayın üzerine giden cinayet masası polislerini Savcı Yalçın'ın odasından kovduğu yönünde kendisine bilgi geldiğini dile getirerek, "Babamın yanındaki Halil K.'nın ifadesi çay-kahve ile alınmış. Ciddi sorgulanmamış" dedi.


Kameralar incelenmedi


•ÇELİŞKİLER VAR: Babasının ölüm yeri ile ilgili savcının sözleri ve delillerin çeliştiğine dikkat çeken Burak Oktay, "Savcı 'Baban aracın içinde öldü' dedi. Aracın her tarafının kan olduğunu söyledi. Ancak aracı delil olarak kabul etmedi. Aracı bize teslim etti. Oysa ki babam aracın içinde değil, aracın dışında ölmüş" diye konuştu. Babasının kullandığı aracın arka tekerlerinin de kilitlenmiş olduğunu kaydeden Oktay, "Onu sorduğumda kardan olduğunu söylediler ama nedenini araştırmadılar" iddiasında bulundu.

•'GEREK YOK' DEDİLER: Babasının olayın olduğu yere Turan Güneş Bulvarı'nı kullanarak gittiğinin tespit edildiğini hatırlatan Oktay şöyle konuştu: "Caddede bir sürü bankanın güvenlik kamerası var. Artı İstihbarat Daire Başkanlığı'nın civarında bir sürü kamera var. Biz bunların incelenmesini istediğimizde 'Ne gerek var. Olay açık. Bunları incelemeye gerek yok' denildi."
Kaynak: Yeni Şafak

Ressam Emniyet Müdürü son yolculuğuna uğurlandı
15:35 - Adana'da tenis oynarken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden ressam ve 1. sınıf Emniyet Müdürü Osman Timoçin için bugün emniyet bahçesinde tören düzenlendi. Timoçin, dün akşam Atlı Spor Kulübü'nde tenis oynarken kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırıldı, ancak kaldırıldığı Balcalı Hastanesi'nde hayatını kaybetti. 15.10.2009 ADANA netgazete

8 Ekim 2009 19:33
Emniyetten Otoparklara Tavassut Belgesi

Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir imzalı yazıda; otoparklara çekilen araçlarla ilgili uyarıda bulunuldu
Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, otopaklara çekilen araçlarla ilgili Trafik Vakfı ve otopark personeline hiç bir surette “tavassutta” bulunulmamasını isteyerek, aksi davranış sergileyen personel hakkında ise yasal işlem yapılacağını bildirdi.

Özdemir, yayınladığı genelgede “HAT 06” dosyası ile ilgili yapılan inceleme ve araştırmada, Ankara Valiliği'ne bağlı vakıf statüsünde çalışan Ankara Trafik Vakfı'na ait otoparklarda, belirlenen ücretlerin çok altında ya da hiç ücret alınmadan araç çıkışlarının yapıldığı ve Ankara Trafik Vakfı'nın çok büyük boyutlarda zarara uğratıldığının tespit edildiğini bildirdi.

Zarara, Emniyet müdürlüğünde görevli rütbeli personelin baskısı nedeni ile çekici ve otopark ücretlerinde indirim yapılması veya hiç para alınmamasının neden olduğu vurgulanan genelgede şu ifadelere yer verildi:
“Bundan böyle Trafik Vakfı görevlilerinin görevlerine her ne şekilde olursa olsun müdahale edilmemesini, hiç bir personelimizin otoparklarda çalışan vakıf görevlilerine veya otoparklarda görevli personelimize tavassutta bulunmamasını, otoparklarda çalışan tüm personeli zor durumda bırakacak davranışlardan kaçınılmasını, tüm birimler için göreve müdahale veya tavassut sayılacak bu gibi isteklerin derhal sıralı amirler kanalıyla tarafıma iletilmesini, belirtilen konuların sıralı amirlerce takip edilerek, herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini, emrin her kademedeki personele imza karşılığı tebliğ edilerek görev başı eğitiminin verilmesini, bu ve buna benzer davranışta bulunan personel hakkında yasal işlem yapılacağının bilinmesini önemle rica ederim.”
aktifhaber

21 Ekim 2009 08:45
Başkomiseri Öldürenler polisi şok etti

Emekli başkomser Dursun Körkoca'yı bankadan çektiği parayı gasp etmek için öldüren şebekenin elemanları polisi şok etti...Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

İstanbul Şişli'de bir faktoring şirketine para transferinde kurye olarak çalışan emekli başkomser Dursun Körkoca'yı bankadan çektiği 1 milyon TL parayı gasp etmek için öldüren şüphelilerin elebaşı Havva D.'nin 2001 yılında ölen emekli bir başkomserin eşi olduğu ortaya çıktı.

Havva D.’nin oğlu Tuncay D. de soyguna katıldı. Emekli başkomseri ateş edip öldürenin ise polis memuru Halil İbralim C. olduğu anlaşıldı. Gasp edilen paranın 650 bin TL’si Havva D.’nin evindeki çamaşır makinesinin içinde bulundu.
Bomonti’de 24 Eylül 2009 tarihinde meydana gelen olayda Faktoring şirketinde para transferlerinde kurye olarak çalışan emekli başkomser 63 yaşındaki Dursun Körkoca’nın öldürüldüğü gasp olayında soruşturma tamamlandı.Yapılan çalışmalar sonucu 1 milyon TL parayı gasp ederek soygunu gerçekleştiren zanlıların soruşturmasında tüm ayrıntılar ortaya çıktı.

SOYGUNU PLANLAYAN EMEKLİ BAŞKOMİSER İŞE ÇIKTI

Polis şebeke içinde olan şoför Tolga Y.’nin olaydan sonra verdiği çelişkili ifadeler vermesi üzerine polis tarafından takibe almasıyla tüm şebekenin ortaya çıkarıldığı öğrenildi. Operasyonda gözaltına alınan Havva D., Beyoğlu Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Halil İbrahim C., Tolga Y., Faruk D., Serdar C.’ın aralarında bulunduğu 10 kişinin ifadesi tamamlandı. Yapılan incelemede, şebekenin elebaşının Havva D. olduğu belirtildi. Kağıthane’de oto parçası dükkanı işlettiği öğrenilen Havva D.’nin, eşinin 1 yıl önce ölen emekli bir başkomser olduğu ortaya çıktı. Havva D.’nin işleri kötü gittiği için faktoring şirketinde şoför olarak çalışan Tolga Y., oğlu Tuncay D. ve Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Halil İbrahim C. ile birlikte soygun planı yaptıkları öğrenildi.

Soygundan bir ay önce planlanan gasp olayında şebekenin şirket çalışanı Tolga Y.’den aldığı bilgiler doğrultusunda daha önce olay yerinde keşif yaptıkları öğrenildi. Hazırlanan plan gereği olayda motosiklet kullanmasını bilen kişiler kullanmayı düşünen şebekenin bu nedenle Faruk D. ile Serdar C.’de dahil edildiği belirtildi.

“HAVVA PLANLADI BİZ UYGULADIK “

Asayiş Şube Müdürlüğü’nde sürdürülen soruşturma da suçlarını itiraf eden zanlılardan şirket çalışanı Tolga Y. "Havva abla ile her şey planlandı. Ben her zaman bankaya gitmiyordum.Olay günü bankaya gideceğim söylendi. Bende telefonla bizimkilere haber verdim.Bankaya gidiyoruz yüklü miktarda para çekeceğiz dedim.Bundan sonra bizimkiler harekete geçmiş. Ben onlara hangi yoldan gideceğimi söyledim." dedi

Bankadan parayı çektikten sonra gideceği yöndeki istikamette , öndeki aracın kendilerini çarptığını belirten zanlı Tolga Y. " Bizimkilerin önümü kestiğini gördüm. Silahı polis olduğunu bildiğim Halil İbrahim çekti. Bize çantayı vermemizi istediler. Bende numaradan üzerime düşen görevimi yapıyordum. Tuncay bizim şirketin korumalarına emekli başkomser dursun ağabeye sprey sıktı. Ancak Dursun ağabey silah çekti. Bunun üzerine Halil İbrahim ona ateş etti. Çantayı alıp kaçtıklarında ben ve diğer arkadaşımla Dursun ağabeyi hastaneye yetiştirmeye çalıştık" dedi.

ÇAMAŞIR MAKİNESİNİN İÇİNDEN 650 BİN TL ÇIKTI

Polisin operasyonlar sırasında gasp edilen paranın büyük bölümüne ulaştı. Şebeke lideri olan Havva D.’in evinde yapılan aramada çamaşır makinesinin içine gizlenmiş bir torba içinde 650 bin TL bulundu.
Yetkililer Havva D.’nin oğlu Tuncay D.’nin halen firarda olduğunu yakalanması için operasyonların aralıksız sürdüğünü belirttiler.
aktifhaber

Anasayfaya Dön Karakter boyutu :
Şamil Tayyar
Star Gazetesi
Emniyette neler oluyor?

21 Ekim 2009
Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal da Şamil Tayyar’a dava açanlar kervanına katılmış. Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Zekeriya Öztürk, Güler Kömürcü, Tuncay Özkan, Metin Çetinbaş, Süheyl Batum, Aydın Doğan, Aydın Ayaydın gibi çok sayıda saygın “müşteki” çizelgesindeki yerini almış.

Bakırköy savcımız, saygın müdürümüzün itirazını ifademe ihtiyaç duymayacak şekilde titiz bir çalışmayla iddianameye dönüştürmüş, mahkeme de kabul etmiş. Yani, garp cephesinde yeni bir şey yok. Zaten Şamil Tayyar aleyhinde anahtar teslimi dava açılıyor. Müdürüm sanmasın ki, keramet kendinde.

Savcım diyor ki; kamu görevlisine yani emniyet müdürüne hakaret ettin...

Hakareti nasıl yapmışım?

Demişim ki; Akyazı’da çete operasyonunu yürüten Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Alpaslan Hersanlıoğlu ve bu şubeden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Şahne’yi neden görevden aldın? Çeteye bilgi sızdırdığın iddiası doğru mu?

Hadise bu...

Peki, son durum nedir?

Çete operasyonunu yürüten Hersanlıoğlu İstanbul’a sürüldü. Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi Şahne’den alındı, çevik kuvvet bağlandı.

Diğer taraftan Beşiktaş Adliyesi’nde özel yetkili Savcı Mehmet Berk, yürüttüğü çete soruşturması kapsamında “şüpheli” sıfatıyla Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın ifadesini aldı. Müdür, avukatıyla birlikte 11 Eylül günü Beşiktaş Adliyesi’ndeydi.

Emniyet müdürüne isnat edilen suçlama, çeteye yardım ve bilgi sızdırmak...

O halde, hakaret bunun neresinde? Ama suç müdürde değil. Erzurum’da sadece eşini ilgilendiren hadiseden dolayı valiyi merkeze çeken siyasi irade, çete soruşturmasında ifade veren emniyet müdürünü korumak ve kollamakta ısrar ediyor.

Kim koruyor?

Yukarıda izah ettiğim gibi, hadisenin bir boyutu şahsımı ilgilendiriyor, onu bir kenara bırakalım. Asıl önemli olan tarafı, bu mevzuu da ilgilendiren emniyetteki yeniden yapılanma faaliyetidir.

Ankara’daki yaygın kanaate göre; Sakarya Emniyet Müdürü’nün arkasındaki güç, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’dür.

Gülcü, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı etkileyen önemli bir isimdir. Atalay’ın kararlarında etkisi, emniyet çevrelerinde sıkça konuşulan bir isimdir. Aksi halde, çete soruşturmasına adı karışan bir emniyet müdürü, o koltukta kalamazdı.

Milli Görüş çizgisine yakın olduğu, bir dönem Yalçın Küçük’le de muhabbeti Ankara kulislerinde konuşulan Gülcü’nün ismi, Ramazan Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınarak yerine Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal’ın getirilmesinde de tartışma konusu oldu.

Gülcü ve yeni istihbarat başkanının ev arkadaşlığına kadar çok eski yıllara uzanan dostlukları olduğu biliniyor.

Yeni istihbarat başkanı, “Final” koduyla Okyanus şirketler grubuna yapılan operasyon sırasında Konya’da emniyet müdürüydü.
Gariptir, ne hikmetse, o operasyonu yürüten Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Anadolu Atayün, bir süre sonra Mersin’e pasaport şubesine sürüldü.

Tıpkı Sakarya’da olduğu gibi...

Emniyet karıştı

Bu arada, kimse, Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen Ramazan Akyürek’i koruma güdüsüyle böyle bir tepki verdiğimi düşünmesin. Yazılarımı ve TV konuşmalarımı hatırlayanlar, daha iyi bilecektir; Akyürek’i hayatımda görmedim ve sempatim yoktur.

Özellikle Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemde Hrant Dink cinayetiyle ilgili ihmali olduğunu düşünen, polis muhbiri Erhan Tuncel’le ilgili olarak “Örselenmesine üzülüyorum” şeklinde yaptığı açıklamayı kınayan biriyim.

Şu bir gerçek; Ergenekon sürecinde bir bütün olarak İstihbarat Dairesi’nin olağanüstü çabası asla yadsınamaz. Bugün AK Parti siyasal kimliğini sürdürüyorsa, Başbakan Erdoğan’a yönelik suikast teşebbüsleri sonuçsuz kalmışsa, emniyet istihbaratın aslan payı vardır.

Kimse kusura bakmasın; Beşir Atalay’ın dediği gibi İstihbarat Dairesi’nde yapılan değişiklik, diğer 17 daire başkanlığında yapılan değişiklik gibi “rutin” ve “önemsiz” şekilde geçiştirilemez.

Emniyet, karışmaya başladı. Başbakan Erdoğan’ın büyük önem verdiği çetelerle mücadelede görevli müdürler, motivasyonunu yitirme riskiyle karşı karşıya.

Gözlemim o ki, başbakan, emniyetle çok yakından ilgilenmeli, farklı kanallardan gelişmeleri değerlendirmelidir. Emniyetteki zaaf, reflekslerin körelmesine yol açarsa, başta Ergenekon olmak üzere çetelerle mücadele büyük zarar görebilir.

“Gülen cemaatine operasyon yapıldı” veya “Milli Görüş emniyette ağırlık kazanıyor” gibi spekülasyonlar da sürecin bonusu olur. Beni, savaşı hangi grubun kazanacağı ilgilendirmiyor. Yeter ki, çetelerle mücadele, akamete uğratılmasın.

Lakin; çete soruşturmasında yardım ve bilgi sızdırma suçlamasıyla ifade veren Sakarya Emniyet Müdürü’nün neden hala görevde olduğunu, Sakarya’da çete operasyonunu yürüten müdürün niçin İstanbul’a sürüldüğünü veya Konya’da başarılı bir çete operasyonu gerçekleştiren müdürün hangi sebeple Mersin’e gönderildiğini, birinin makul gerekçelerle izah etmesi gerekir.

İzah edemiyorsanız, sorarım: Erzurum valisinin ne günahı vardı? Adam, ormanda pinpon oynuyordu. Hiç olmazsa
zararı, kendineydi.

22 Ekim 2009 12:58
Suçlu Kaçar Polis Bakar!!
Binlerce polisin görev yaptığı İstanbul Emniyet Müdürlüğü nezarethanesinde tutulan iki uyuşturucu satıcısı elini kolunu sallayarak firar etti!.

Emniyet Müdürlüğü’nde binlerce polisin görev yaptığı Vatan Caddesi’ndeki merkez binada gözaltında tutulan iki kişi nezarethaneden kaçtı. İnanılmaz kaçış, Emniyet Müdürlüğü B Blok bodrumunda bulunan, Organize Suçlar, Narkotik ve Mali Şube polisinin müşterek kullandığı nezarethanede Pazar gecesi yaşandı.

Vatan'ın haberine göre, torbacılık yaptıkları sırada suçüstü yakalanan ve gözaltına alınan iki kişi nezarethanede savcılığa sevkedilmeyi bekliyorlardı. Demir parmaklıkların uzun demirlerinin esnediğini farkeden iki torbacı kaçış için fırsat kollamaya başladı. Ünlülere uyuşturucu sağladığı belirtilen iki satıcı gece, nöbetçi polisin uzun süredir ortada görünmediğini sırada harekete geçti. Demir parmaklığı iki kişi birden yüklenerek esnetmeyi başaran iki kaçak koridora çıkmayı başardı. Koridordaki kapıdan da rahatlıkla geçen kaçaklar, bir üst katta çıktılar. B Blok kapısından sıradan vatandaş gibi çıkan ikiliye “Dur” diyen kimse de olmadı.

AYRI YÖNLERE DOĞRU KAÇTILAR

Ana kapıdan çıkmanın çok tehlikeli olduğuna anlayan kaçaklar, dikkat çekmemek için ayrı yönlere gitmeye karar verdiler. Biri arka taraftaki araç girişinden geçerek izini kaybettirmeyi başardı. Kaçaklardan ikincisi o kadar şanslı değildi. Otoparktaki nöbetçi polis tarafından farkedilen firari, “Dur” ihtarı üzerine panikledi. Nöbetçi polis, kaçmaya çalışan kişinin canlı bomba olabileceğinden şüphelenince bütün emniyet müdürlüğünü alarma geçirdi. Kısa sürede kıskaca alınan kaçak yakalandı.

Üzerinden kimlik çıkmayan ve çelişkili ifadeler veren şüpheli Terörle Mücadele polisleri tarafından tam iki saat sorgulandıktan sonra nezarethaneden kaçtığını itiraf etti. Kaçan diğer firari aradan geçen üç güne rağmen halen yakalanamadı. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, olayın hemen ardından personelle ilgili soruşturma başlattı. Kamera görüntüleri izlendi, o sırada nezarethanede görevlilerin savunması alındı. İki polis memuru açığa alındı.

Vatan

Polis merkezinde darp iddiası
22 Ekim 2009 Antalya'da bir kadın, haksız olarak gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü polis merkezinde darbedildiğini iddia etti. Antalya Emniyet Müdürlüğü olayla ilgili inceleme başlattı.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Meltem Şahin, arkadaşlarıyla gittiği kafeden ayrıldığı sırada otomobilinin anahtarlarını unuttuğunu fark ederek geri döndüğünü söyledi.

Kafeye döndüğünde kapının önünde kavga olduğunu gördüğünü, gözaltına alınarak Yenikapı Polis Merkezi'ne götürüldüğünü ifade eden Meltem Şahin, polise, kafe önünde yaşanan kavgayla ilgisi olmadığını söylemesine rağmen gözaltına alındığını bildirdi.

İtirazı üzerine polislerin hakaretlerine maruz kaldığını savunan Şahin, polis merkezinde ifadesinin alınmasının ardından salıverileceğini düşündüğünü ancak polislerin kendisine suçlu gözüyle bakarak bırakmak istemediğini belirtti.

Bunun üzerine yaşanan tartışmada polislerin biber gazı sıkarak kendisini etkisiz hale getirmek istediğini ifade eden Şahin, direnmek istediği sırada çok sayıda polis tarafından darbedildiğini öne sürdü.

Eşinin emekli özel harekat polisi olduğunu ve şu anda Afrika'da bir ülkede görevli bulunduğunu belirten Şahin, polis merkezinde 1 gece nezarette tutulduğunu ve ''polise mukavemet'' suçundan adliyeye sevk edildiğini kaydetti.

Nöbetçi mahkemece serbest bırakıldığını söyleyen Şahin, adli tabibin darbedildiğiyle ilgili rapor verdiğini ifade ederek, olayın takipçisi olacağını belirtti.

Şahin, darbedildiği anın polis merkezinde bulunan bir kişi tarafından cep telefonuyla kaydedildiğini sözlerine ekledi.

Meltem Şahin, kendisini darbeden polis memurlarından davacı olduğunu, yarın cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağını belirtti.

haber7

Arama yapılan aracında fenalaşıp öldü
22 Ekim 2009 Şırnak Valiliği, bir ihbar doğrultusunda aracında arama yapılan kişinin İdil İlçe Emniyet Müdürlüğü girişinde fenalaşarak yere düşmesi üzerine kaldırıldığı hastanede öldüğünü açıkladı.
Şırnak Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, bir ihbarı değerlendiren emniyet müdürlüğü ekiplerinin Cizre'den Şırnak'a gelen 73 KC 945 plakalı araçta yaptığı aramada, araç içerisinde toplam 9 kilogram çay ele geçirildiği belirtildi.

Aracın detaylı arama yapılması amacıyla İdil Emniyet Müdürlüğü bahçesine çekilmek istendiği kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

''İdil Emniyet Müdürlüğü'ne 73 KC 945 plakalı araca kaçak malzeme veya silah yükleneceği ve aracın İdil ilçesine geleceği şeklinde bir ihbarda bulunuldu. Bunun üzerine ekipler ihbara konu olan aracı Cizre istikametinden gelirken durdurdu. Araçta yapılan aramada ağzı açık siyah poşetler içinde 900 gramlık 10 paket çay bulundu. Yapılan kimlik kontrolünde araçta bulunan kişilerin Mehmet İlgin ve Resul İlçin olduğu tespit edildi. Araç detaylı bir arama yapılması amacıyla İdil İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne çekilmek istendi. Araç emniyet müdürlüğü önüne geldiği esnada araçta bulunan İlçin, araçtan inmiş, müdürlüğün girişindeki kulübenin önünde aracın park edilmesini beklerken kendiliğinden yere düşmüştür. İlçin, sağlık görevlilerince Cizre Devlet Hastanesi'ne sevk edilmiş fakat tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir.
haber7

Damla'nın katil zanlıları, Emniyet görevlisi çıktı

22 Ekim 2009 - Başkentte maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 3,5 yaşındaki çocuğun katil zanlısı karı-koca adliyeye sevk edildi.
Ankara'nın Pursaklar semti Fatih Mahallesi'nde geçtiğimiz gün meydana gelen olayda, 3,5 yaşındaki Damla Burçak Üngör evinin balkonunda otururken aynı sokakta yapılan bir düğünde açılan ateş sonucu başından vurularak hayatını kaybetmişti. Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili yaptıkları araştırmada Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde tekniker olarak çalışan H.F. (44) ve eşi N.F.'yi (32 ) gözaltına aldı. N.F.'nin düğünde tabanca kullanırken görüntülerinin olduğu iddia edildi.
Yapılan incelemede de küçük kızın ölümüne sebeb olan kurşunun H.F.'nin tabancasından çıktığı tespit edildi.

netqazete

24 Ekim 2009 10:05
Beyoğlu'nda Polis Polis İle Çatıştı
İstanbul Beyoğlu'nda sabaha karşı aksiyon filmlerinde ancak görülen bu sahne oldu. Polisin polise kurşun yağdırdığı talihsiz olayın perde arkası ve görüntüler.

İSTANBUL, Beyoğlu’nun arka sokaklarında sabaha karşı saat 05.00’te aksiyon filmlerini aratmayan görüntüler yaşandı. İzinli gününde travestilerin işlettiği bir gece kulübünden çıkan alkollü polis memuru, gasp edildiğini iddia ederek etrafa rasgele ateş etmeye başlayınca eğlenmeye gelenler panik içinde kaçmaya başladı. Silah seslerini duyunca hemen olay yerine gelen güven timleri, havaya ateş eden polise kimlik sorup üzerini aramak isteyince, eşi benzeri ancak filmlerde görülecek görüntüler ortaya çıktı.

’Beni arayamazsınız’ dedi

Üzerinin aranmasını istemeyen alkollü polis, güven timindeki meslektaşlarına karşı koydu. Kısa süreli tartışma itiş kakışa döndü. Öfkelenen alkollü polis, ikinci kez silahına sarılıp yine kurşun yağdırmaya başladı. Kendilerini korumak isteyen güven timi polisleri de etrafa kaçıştı. Görevli polislerin kaçtığını gören polis memuru, yedi kez ateş ettikten sonra silahını beline taktı ve hızla olay yerinden uzaklaşmaya başladı. Ancak bu kez de güven timi polisleri, kendilerine ateş eden polisi yakalamak için ateş etmeye başladı. Görevli polislerle çatışan Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru, çatışmada bir meslektaşını bacağından ve topuğundan vurdu. Çatışma sonucu yakalanan polis memuru direnince bu kez de güven timleri tarafından hırpalandı. Alkollü polis memuru meslektaşlarına, “Beni gasp ettiler, o yüzden havaya ateş ettim. Ben de polisim” diyerek kendini kurtarmaya çalıştı. Yaralanan ve harpalanan timdeki iki polis, Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne kaldırıldı. Alkollü olduğu iddia edilen diğer polis ise sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak Paşakapısı Cezaevine gönderildi.

aktifhaber

Mahalle kavgasında 1 polis yaralandı
25 Ekim 2009 Kahramanmaraş'ta iki grup araasında çıkan tartışma sözlü saldır ve sonrasında taşlı sopalı kavgaya dönüştü. Polis olaya müdahale ederken 1 polis memuru kafasına isabet eden taşla yaralandı.
haber7

BU DA ŞAMİL TAYYAR’A KIYAĞIMIZ OLSUN!

Ergenekon davasıyla “yıldızı parlayan” gazeteci Şamil Tayyar, 21 Ekim 2009 tarihli köşesinde “Emniyette neler oluyor?” diye sormuş, “Emniyet karışmaya başladı” diye de teşhis koymuş!

Oda TV’nin “iyi takipçisi” Şamil Tayyar, emniyette yaşanan “değişimi” de analiz etmiş.

O da yazısının bir yerinde, “Gülen cemaatine operasyon yapıldı” ifadesine yer vermiş. (Cümleleri aynen şöyle: “Gülen cemaatine operasyon yapıldı veya Milli Görüş emniyette ağırlık kazanıyor gibi spekülasyonlar da sürecin bonusu olur. Beni, savaşı hangi grubun kazanacağı ilgilendirmiyor. Yeter ki, çetelerle mücadele, akamete uğratılmasın.”)

Oda TV’nin birkaç haftadır emniyette yaşananların perde arkasına ilişkin yazdıklarından “yararlandığını” belli etmeden, yeni bir analiz yapmış. Emniyetteki yeni dönemin Ergenekon soruşturmasına “halel getireceği” endişesini de okuyucularıyla paylaşmadan geçmemiş.

Bir de emniyetin “yeni vitrini”ndeki bazı isimleri zikretmiş. Özellikle de Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın kendisine dava açtığından söz edip, “Sakarya Emniyet Müdürü’nün arkasındaki güç, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’dür” demiş.

Emniyette cemaatin yanı sıra, “Milli Görüşçü” bir yapıdan söz eden Şamil Tayyar belli ki dersini iyi çalışmamış! O nedenle kendisine “tüyo” kabilinden, “emniyet içi bazı dosyalar”dan yararlanarak sorular hazırladık. Bakalım bu soruların yanıtını bulabilecek mi?

İşte Şamil Tayyar’a araştırması için “yüz puanlık” sorular:

Faruk Ünsal Mustafa Gülcü’yle ilk hangi kritik dairede çalıştı?

Trilyonlarca liralık bir rant olan özel güvenlik işinde emniyet içi organizasyonda Faruk Ünsal nasıl bir rol üstlendi?

Özel güvenlikle ilgili Ünsal ne gibi çalışmalar yaptı?
Faruk Ünsal hangi özel güvenlik şirketlerine dersler verdi?

Özel güvenlikle ilgili emniyet içindeki “özel” çalışmalarının ayrıntıları nelerdir?

Faruk Ünsal’ın Mustafa Gülcü’yle beraber bir dönem görev yaptığı Araştırma Planlama Koordinasyon Daire Başkanlığı’ndaki (APK) bazı uygulamaları, İçişleri Bakanlığı tarafından bir soruşturmaya konu oldu mu?

İçişleri Bakanlığı teftiş raporunda “etiğe aykırı” hangi uygulamalardan söz edildi?

En önemli soru: Emniyette yaşanan kavgada cemaatin hedefindeki isimlerden biri Faruk Ünsal mıdır? Bu kavgada Ünsal hangi saftadır?

Ergenekon sanığı Adil Serdar Saçan’la “ilişki”nin ayrıntıları nelerdir?

Son soru: Bu soruların yanıtlarını bulduğu takdirde Şamil Tayyar gazetesinde bunları yazabilecek midir?

Tutkun Akbaş
Odatv.com

Polis kurşunuyla ölen genç anıldı
20:05 - Antalya'da, polis kurşunuyla öldürülen Çağdaş Gemik, ölümünün birinci yılında olayın yaşandığı yerde anıldı. Annesi Sevgi Efe, baba Haşim Gemik ve kardeşi Damla Gemik başta olmak üzere çok sayıda yakını, ölümünün 1. yılında Antalya Zeytinköy'deki sağlık ocağından olayın yaşandığı bölgeye kadar sloganlarla yürüdü. Olayın yaşandığı yere gelindiğinde anne Sevgi Efe gözyaşlarına hakim olamayıp yerde bulunan oğlunun fotoğrafını öpüp ağıtlar yaktı. Çağdaş Gemik'in yakınları daha sonra fotoğrafa karanfiller bıraktı. 27.10.2009
netgazete

Polisle çatışan kızlara sağlık kontrolü

27 Ekim 2009 Ankara, Hacettepe Üniversitesinde stand açmak isteyen öğrencilere izin verilmemesi üzerine öğrenciler ve polis ekipleri arasında çıkan arbedede gözaltına alınan 69 öğrenci sağlık kontrolünden geçirildi. Öğrencilerin sağlık kontrolünden geçirilmesi sırasında emniyet ekipleri yoğun güvenlik önlemi aldı. Öte yandan, çıkan çatışmada bıçaklanan polis memurunun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. netgazete

29 Ekim 2009
Polise Milletvekili Kardeşi Dayağı
Mersin'in Tarsus ilçesinde MHP Mersin Milletvekili Arif Akkuş'un kardeşi Durmuş Akkuş, görevdeki bir polisi darp etti.

Alınan bilgiye göre, bir süre önce alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulduğu öğrenilen Yusuf Balcı'nın otomobili, İş Bankası yanındaki kontrol noktasında trafik polislerinin dur ihtarına uymayınca, şehir merkezinde başka bir ekip tarafından durduruldu.

Trafik ekipleri tarafından araç içerisinden indirilen Yusuf Balcı hakkında belge kontrolü yapıldı ve ardından yasal işlem uygulandı. Bu esnada olay yerinden geçen MHP Mersin Milletvekili Akif Akkuş'un kardeşi, MHP ilçe yönetim kurulu üyesi ve Mersin Barosu'na kayıtlı olan avukat Durmuş Akkuş, trafik polisleri ile tartışmaya başladı. İddiaya göre tartışma esnasında 15 yıllık polis memuru Abdullah Şimşek'in kasıklarına tekme attı.

Hastanelik olan polis memuru Abdullah Şimşek önce Tarsus Devlet Hastanesi'ne götürülürken, daha sonra sevk edildiği Tarsus 70. Yıl Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
aktifhaber

01 Kasım 2009
Emniyet Müdürü Tutuklandı
Çeteye bilgi sızdırdığı iddia edilen Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, tutuklanması istemiyle çıkarıldığı mahkemece tutuklandı...Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit

Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Akyazı İlçesi'nde ortaya çıkartılan çeteyle ilgili operasyon öncesi bilgi sızdırdığı iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında tutuklandı.

Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelerek çete soruşturmasını yürüten savcılara ifade verdi.

Ünsal, ifadesinin ardından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Çeteye bilgi sızdırmakla suçlanan Ünsal çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Haraç çetesine yönelik operasyonda gözaltına alınan Akyazı Belediye Başkanı Yazıcı'nın, "Operasyon bilgisini polis müdüründen aldık" demesi üzerine Sakarya KOM'dan sorumlu Emniyet müdür Yardımcısı Mehmet Şahne ve KOM Şube Müdürü Alpaslan Hersanlıoğlu'nun görev yerleri değiştirilmişti. Ancak Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'la ilgili işlem yapılmaması dikkat çekmişti.
AKTİFHABER

Ardahan Emniyet Müdürüne soruşturma
17:40 - Emniyet Genel Müdürlüğünün, Ardahan Emniyet Müdürü Mehmet Gürtekin hakkında, "kendi şahsıyla ilgili bir dava nedeniyle tuttuğu avukatın ücretini şube müdürlerinden tahsil etmeye çalıştığı" iddiasıyla yapılan şikayet üzerine soruşturma başlattığı öğrenildi. 01.11.2009 ARDAHAN netgazete

Polisin kaza kurşunu polisi öldürdü!
Esenyurt'ta yakaladığı zanlı ile kavgaya tutuşan polis memurunun silahından çıkan kurşun, yardıma giden arkadaşının başına isabet etti. Kanlar içinde kanal talihsiz polis memuru Halil Taşçı (29) olay yerinde öldü.
netgazete

03 Kasım 2009 07:18'
DELİLLERİ KARARTIN' EMRİ YAKTI
Cezaevine konulan Sakarya Emniyet Müdürü Ünsal'ın emrindeki polislere 'delilleri karartın' talimatı verdiği iddia edildi.

Akyazı İlçesi'nde çeteye operasyon öncesi bilgi sızdırdığı iddiasıyla tutuklanan Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın, emrindeki polislere 'delilleri karartın' talimatı verdiği öne sürüldü

Sakarya polisinin Akyazı İlçesi'nde yaptığı operasyonla ilgili yeni iddialar ortaya atıldı. Polis geçtiğimiz temmuz ayında AKP Sakarya Milletvekili Recep Yıldırım ve AKP'li Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı'nın akrabalarına yönelik bir çete operasyonu düzenlemişti. 'İhaleye fesat karıştırmak, insan yaralama, tehdit ve rüşvet' iddialarıyla yürütülen soruşturmada Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın çete üyelerine bilgi sızdırdığı da iddia edilmişti. Akyazı Savcılığı'nca hazırlanan fezlekede Faruk Ünsal'ın adı 'şüpheli' sıfatıyla yer almıştı.

KENDİ POLİSİ ŞİKAYET ETTİ
Sakarya İl Emniyet Müdürü Faruk Ünsal hakkındaki fezleke soruşturmanın Akyazı Savcılığı'ndan sonraki ayağını yürütecek olan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. 11 Eylül'de iddialarla ilgili ifade veren Ünsal, serbest bırakılmıştı. Önceki gün soruşturmayı yürüten Savcı Mehmet Berk'in yeniden ifadeye çağırdığı Ünsal, bu kez tutuklanarak Paşakapısı Cezaevi'ne gönderildi.

Emniyet Müdürü Ünsal'ın, emrinden çalışan ve Akyazı operasyonunu yürüten bir emniyet amiri ile bir polis memurunun verdiği ifadeler doğrultusunda tutuklandıkları öğrenildi. Savcı Berk'in dinlediği emniyet amiri ve polis memuru ifadelerinde operasyonla ilgili bilgileri çeteye Faruk Ünsal'ın aktardığını öne sürerek, 'Soruşturma kapsamında dosyada adı geçen bazı tanıklarla konuşarak ifadelerini değiştirmelerini sağlamamızı istedi. Ayrıca delilleri karartmamız emrini verdi' dedikleri ortaya çıktı.

BİLGİLER YAZICI'DAN
Çete operasyonunda Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı'nın akrabası Hüseyin Yazıcı ile AK Parti Milletvekili Recep Yıldırım'ın yeğeni Ali Yıldırım'la birçok şüphelinin telefonları dinlemeye alındı. Çeteye yönelik teknik takip sürecinde de iki çete üyesinin yaptığı bir konuşma, polis ve savcının dikkatini çekti. Görüşme yapan kişilerden birinin diğerine, 'Adapazarı'nın başından bilgi geldi, operasyon başlıyor' dediği tespit edildi. Bu konuşmayla, çete üyelerinin gizli bilgileri Başkan Yazıcı'dan aldığı ortaya çıktı.

BAŞKAN SAVCIYA ANLATTI
Çeteyi bilgi sızdırmakla suçlanan Başkan Yaşar Yazıcı, bunun üzerine adliyeye davet edildi. Yazıcı'ya, gizli operasyon bilgisini çeteye sızdıranın kim olduğu soruldu. Soru üzerine Yazıcı, 'Bilgiyi, Milletvekili Recep Yıldırım'la birlikte Emniyet Müdürü'nden aldık' yanıtını verdi. Yazıcı, Emniyet müdürünün kim olduğunun sorusuna ise, 'Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal' dediği öne sürüldü.

Sakarya polisi, Temmuz ayında 'Yazıcı Çetesi'ne yönelik bir operasyon gerçekleştirmiş, gözaltına alınan 32 kişiden 6'sı tutuklanmıştı. Operasyonun çeteye sızdırıldığı ortaya çıkınca Emniyet Müdürü Faruk Ünsal da sanık sıfatıyla savcıya ifade vermişti.

SAHTE İHBAR MAİLİ

'Yazıcı' çetesine yönelik operasyonu yürüten Savcı Mehmet Berk organize suç örgütü üyesi olduğunu tespit ettiği galerici Fatih Çakmak'ı ifadeye çağırmıştı. Alınan bilgiye göre olay şöyle gelişti: Ünsal, Çakmak'ın ifade vermesini engellenmek için devreye girerek, iki polis memuruna maille sahte ihbar mektubu göndertti. Çakmak'ın ifade vermek için İstanbul'a gideceği 24 Eylül günü Sakarya Emniyet Müdürlüğü'ne, “Çakmak'ın zorla ve tehditle Beşiktaş Adliyesine götürüldüğü, konunun polis hesaplaşması olduğu ve söylenilen şekilde ifade vermesi için baskı altında tutulduğu" yönünde bir ihbar geldiği şeklinde tutanak tutularak Savcı Berk'e gönderildi.

TEZGAHI İTİRAF ETTİLER

Savcı'nın soruşturmayı derinleştirmesi üzerine ihbarın Sakarya KOM şube müdürlüğünde görevli polis memurları Mustafa Ertüzün ile Burak Acar tarafından Sakarya'nın Serdivan ilçesindeki bir internet kafeden atıldığı belirlendi. Polis memurları Sakarya KOM Şube Müdür Yardımcısı Hüseyin Kopuzoğlu'nun talimatı üzerine sahte ihbar mailini attıklarını kabul ettiler. Savcı Berk, yaptığı soruşturma sonucunda sahte ihbar mailinin Sakarya Emniyet Müdürü'nün talimatı ile atıldığını tespit edince Ünsal'ı tekrar adliyeye çağırdı. Sorgulamanın ardından Ünsal çeteye bilgi sızdırmak, soruşturmayı yönlendirmek ve delilleri karartmak gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konuldu.

DAVADA 6 KİŞİ TUTUKLU

Sakarya polisi, Temmuz ayında 'Yazıcı Çetesi'ne yönelik bir operasyon gerçekleştirmiş, gözaltına alınan 32 kişiden 6'sı tutuklanmıştı. Operasyonun çeteye sızdırıldığı ortaya çıkınca Emniyet Müdürü Faruk Ünsal da sanık sıfatıyla savcıya ifade vermişti.

Ünsal'ı yakan görüşmeler

Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın bilgi sızdırdığını çete elemanlarının telefon konuşmaları ortaya çıkardı. İşte takibe takılan o konuşmalar:

•“…hani bir şey muhabbeti vardı, hani falan filan olacak, ona ramak kaldı, yani anladın mı, gene bir sinyal geldi…”

•“…tehlike var ha, gene haber geldi, demiş ki oranın başı, demiş, birşeyler var demiş, onları yapacam da izne ayrılacam demiş, kollayalım kendimizi, Adapazarının başı, anladın mı, orada bir galericiye demiş, galerici aradı beni, burada bir şeyler var, onları yapıp izne ayrılacam demiş…”

•“…Recep beyle müdür beyi görüştürdüm, operasyon yapılacağını söylemişti ama bu boyutlu olacağını tahmin etmemiştim…”
aktifhaber

Polis müdürünün taciz davası başladı
16:35 - Erzincan eski Polis Okulu Müdürü H.K'nin cinsel taciz ve cinsel istismar suçlarından yargılanmasına başlandı. Mahkeme heyeti, H.K'nin savunmasını hazırlaması ve tayin oldukları için ifadeleri alınamayan polis memurlarının ifadelerinin alınması için tebligatta bulunulmasına karar vererek, duruşmayı 21 Ocak 2010 tarihine erteledi. 03.11.2009 ERZİNCAN netgazete

04 Kasım 2009 20:294

4 Emniyet Müdürü Açığa Alındı
İstanbuldaki narkotik operasyonu kapsamında tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve 3 emniyet müdürü açığa alındı..
İstanbuldaki narkotik operasyonu kapsamında tutuklanan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, aynı operasyon kapsamında tutuklanan emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Ayar ve Sakarya'nın Akyazı ilçesindeki çete operasyonu kapsamında tutuklanan Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal'ın müfettişlerin raporları doğrultusunda açığa alındığı belirtildi.
aktifhaber

05 Kasım 2009
Fuhuş Operasyonu Polise Uzandı

Dün gerçekleştirilen 120 yabancı uyruklu kadın ile bazı otel görevlilerinin gözaltına alındığı operasyonun devamı ise emniyete uzandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşan bir ihbar mektubuyla yaklaşık bir yıl önce başlatılan soruşturma, 2 ayrı operasyon yapılarak tamamlandı.

İstanbul'daki fuhuş operasyonu soruşturmasında 15 kamu görevlisinin daha gözaltına alındığı öğrenildi. İlki 2008 yılı Eylül ayı başında gerçekleştirilen ve 60'ın üzerinde hayat kadını ve otel yöneticisinin gözaltına alındığı operasyonun ikincisi dün gerçekleştirilmişti. 120 yabancı uyruklu kadın ile bazı otel görevlilerinin gözaltına alındığı operasyonun devamı ise polise uzandı.

Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerinin yürüttüğü soruşturma kapsamında uzun süreli teknik takip yapan polis, fuhuş şebekesiyle bağlantılı olduğu iddia edilen 2 emniyet amiri, bir başkomiser, Eyüp Kaymakamlığı'nda görevli bir müdür ve emniyette görevli bir sağlık görevlisinin de aralarında bulunduğu 15 kamu görevlisini gözaltına aldı.

Ayrıca birinci sınıf 2 emniyet müdürünün de soruşturma kapsamında ifadelerinin alınacağı öğrenildi. Emniyet camiasında sarsıcı etki oluşturan operasyonun soruşturma boyutunun devam ettiği belirtildi.
aktifhaber

05 Kasım 2009
Polis Rüşvet Çarkı Çöktü
Ankara’da trafik polislerinin rüşvet çırkı teknik takipler sonunda belgelendi. Aralarında emniyet amirlerinin de bulunduğu 61 polisin meslekten ihraçı istendi..Haberi Paylaş : Google Yahoo Facebook Digg Del.icio.us Reddit İlişkili HaberlerTüm Haberler'Rüşvetsiz Gümrükten Geçilmez'Trafik Polislerinin Rüşvet ÇarkıTrafik Müdürü Rüşvetten TutukluPolise Rekor Cezanın NedeniTrafik Polisine Rüşvete Hapis Cezası


Ankara’da minibüslerden, duraklardaki değnekçiler aracılığıyla düzenli olarak rüşvet aldıkları teknik takipler sonunda belgelenen ve aralarında emniyet amirleri de bulunan 61 polisin meslekten ihraç edilmesi istendi

Ankara’da gerçekleştirilen, son yılların en büyük rüşvet operasyonu sonunda 68 trafik polisi hakkında başlatılan idari soruşturma tamamlandı. Soruşturmayı yürüten müfettişler 61 polisin “meslekten ihracını” istedi. Müfettişlerin hazırladığı dosya Disiplin Kurulu’na gönderildi.
Şubat ayında bazı trafik polislerinin minibüs ve bazı taksi duraklarında “değnekçi” adı verilen kişilerden sistematik olarak rüşvet aldığı iddiasıyla operasyon gerçekleştirildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma öncesinde teknik takip de yapıldı. Organize suç örgütü içinde yer alanlar hakkında telefon dinlemesi gerçekleştirilirken, görevli polisler gizli kamera çekimleri de yaptı.

Soruşturma 7 ay sürdü
Söz konusu dinleme kayıtları ve gizli kamera çekimleri de adli soruşturma dosyasında yer aldı. İki aşamalı operasyon kapsamında 50’den fazla trafik polisi hakkında “rüşvet aldıkları” iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca adli soruşturma başlatıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü adli soruşturmaya paralel olarak idari soruşturma başlattı.
Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal’ın talimatıyla görevlendirilen 3 kişilik polis başmüfettişi grubu, adı geçen trafik polisleriyle ilgili idari soruşturmaya başladı. Yaklaşık 7 ay süren idari soruşturmayı yürüten polis müfettişleri geçtiğimiz günlerde çalışmalarını tamamladı.
Müfettişler, eldeki bilgi ve belgeleri değerlendirirken, haklarında adli soruşturma açılmayan başka polislerin de rüşvet çarkı içinde yer aldığını saptadı.

7 polis suçsuz bulundu
Müfettişler, soruşturmalarında 68 trafik polisiyle ilgili değerlendirme yaptı. Tanıkların yanı sıra halen cezaevinde olan bazı trafik polislerinin de ifadelerine başvuran müfettişler, rüşvet çarkını tüm boyutlarıyla tespit etti. Müfettişler, emniyet teşkilatının son yıllardaki en geniş çaplı soruşturması sonunda Ankara Emniyeti’nde görevli çeşitli rütbelerdeki 61 trafik polisi hakkında “meslekten ihraç” cezası verilmesini istedi.
Müfettişler, 7 polisle ilgili bir suç unsuru bulamadı. Müfettişlerin hazırladığı dosya kısa süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu’na ulaştı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Disiplin Kurulu, önümüzdeki günlerde yapacağı toplantıda 61 polisin ihracının istendiği dosyayı karara bağlayacak. Kurul dosyayı görüşürken haklarında meslekten ihraç cezası istenilen polislerin son savunmalarını da alacak.
Kaynak: Milliyet

Ardahan Emniyet Müdürü açığa alındı
06 Kasım 2009
Ardahan eski Valisi Selim Cebiroğlu tarafından 'maaş kesme' cezası verilen Emniyet Müdürü Mehmet Gürtekin'in, hakkındaki iddialarla ilgili açığa alındığı öğrenildi.
Eski Ardahan Valisi Selim Cebiroğlu, yaklaşık 2 ay önce, İl Emniyet Müdürü Gürtekin'den Göle Emniyet Müdürü İrfan Demirel'in "performans yetersizliği" nedeniyle görevden alınmasını istemiş, buna rağmen görevden alınmayınca verdiği talimatı yerine getirmediği gerekçesiyle Gürtekin'e "maaş kesme" cezası vermişti.

Bunun üzerine Gürtekin, verilen "maaş kesme" cezasına itiraz ederek, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurmuş ama dava için tuttuğu avukatın parasını Emniyet Müdürlüğündeki şube müdürlerinden topladığı iddia edilince hakkında soruşturma başlatılmıştı. Gürtekin'in "Ben enayiler mangası komutanı değilim. Bu paraları kendi cebimden ödeyemem. Kimse için de donkişotluk yapamam" dediği iddia edilmişti.
haber7

06 KASIM 2009
Emniyet amiri de var, hakim ve doktor da

Dev fuhuş operasyonuna şoke edici isimler takıldı. Çetenin üst düzey polisler, vergi denetmeni, zabıta, doktor, laborant ve hakimleri maaşa bağladığı iddia edildi

İstanbul'da düzenlenen ve 120 hayat kadını ile 37 kişinin gözaltına alındığı fuhuş operasyonunda, çete ile irtibatlı çok sayıda devlet görevlisi telefon dinlemelere takıldı. Emniyet Müdürü A.Ö.'nün, şebekeden aylık 500 TL maaş aldığı iddia ediliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gelen ihbar mektubu ile çalışma başlatan Organize Suçlarla Mücadele ekipleri, önceki gece, mektupta yer alan ikinci gruba yönelik operasyon düzenledi. 8 aylık teknik takibin ardından, 300 polisin katıldığı baskınlarda, 37 kişi ile 120 kadın yakalandı. Çete lideri olduğu belirtilen otel sahibi A.K. de gözaltına alınan isimlerden. Polis, bazı kamu görevlilerinin şebekeye yardım ettiğini belirledi.

4 POLİS GÖZALTINDA
Operasyonun 2. dalgasında, Bitlis'te görevli bir emniyet amiri, 3 polis memuru, iki vergi denetmeni, 3 zabıta, bir kaymakamlık yazı işleri müdürü, bir doktor ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi'nde görevli bir laborant gözaltına alındı. Polis okulunda görevli Emniyet Müdürü A.Ö.'nün de bugün ifadesine başvurulacağı öğrenildi. A.Ö.'nün, baskınlarda gözaltına alınan hayat kadınlarını, polisin elinden kurtardığı, düzenli olarak hesabına 500 TL yatırıldığı iddia edildi. Emniyet amiri ve polis memurlarının, baskınları önceden haber verdiği de öne sürülüyor.

AIDS'Lİ KADINA SAĞLAM RAPORU
Gözaltındaki laborantın yakalanan kadınların sınırdışı edilmemesi için 'sağlıklı raporu' verdiği belirlendi. Laborant, AIDS hastası iki kadına da sağlam raporu vermiş. Dinlemelere, laborantın çete üyeleri ile tatile gittiği de takıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli doktor M.E.'nin, şebeke üyeleri ile sık sık buluştuğu, polisle ilişki kurmalarını sağlayıp, her ay 50 bin TL aldığı öne sürüldü. Fatih Kaymakamlığı'nda görevli bir yazı işleri müdürü, iki zabıta ve iki vergi denetmenin de çetenin işyerleri ile ilgili işlemlerini takip ettiği tespit edildi. Çetenin kapanan işyerlerinin açılması, ruhsat işlemleri ve sağlık taramaları ile ilgili olumlu raporların bu kişiler tarafından sağlandığı kaydedildi.

OPERASYON ADLİYEYE SIÇRADI
ÇETENİN değişik adliyelerde görevli 5 hakim ve savcıyı da maaş bağladığı ileri sürüldü. Polis, çete ile hukuk adamlarının ilişkisini belgeleyerek dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Bakanlık konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirdi. Suçlanan hakimin de görev yeri değişti.
Devrim TOSUNOĞLU/İSTANBUL
Akşam

09 Kasım 2009
Hakkari'de Polis Aracına SaldırıHakkari'de seyir halindeki polis aracına atılan taş sonucu bir polis memuru yaralandı.

Alınan bilgiye göre, akşam saatlerinde Keklikpınar Mahallesi'nde devriye görevini sürdüren polis ekiplerinin bulunduğu araca taşla saldırı yapıldı. Atılan taşlar sonucu bir polis memuru hafif yaralandı.
aktifhaber

12 Kasım 2009
Hakimli, savcılı, polisli, müdürlü fuhuş çetesi
Büyük fuhuş operasyonundan ilginç ayrıntılar. Çeteye çalışan 6 hakim ve 3 savcının dosyası HSYK'dan istendi. Savcı çetenin kadınlarıyla ilişkiye girmiş...

Fuhuş çetesinin, halen görevli bir il emniyet müdürüne para gönderdiği, bir savcının çetenin elindeki kadınlarla fuhuş yaptığı, bazı hâkimlerin çetenin dosyalarını takip ettiği ileri sürüldü

İstanbul’da geçen hafta iki ayrı fuhuş çetesine yönelik olarak yapılan soruşturmada ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Çetenin, gözaltına alınan polis memuru aracılığıyla halen bir görevli bir il emniyet müdürüne banka havalesiyle para gönderdiği ileri sürüldü.
İstanbul Adliyesi’nde görevli bir savcının da çetenin fuhuş yaptırdığı kadınlarla cinsel ilişkiye girdiği iddia edildi. Daha önce Fatih Polis Merkezi’nde görev yapan bir emniyet amirinin de hayat kadınlarının birinden çocuk sahibi olduğu belirtildi. Çeteyle bağlantılı oldukları iddiasıyla altı hâkim ve üç savcı için de HSYK’ya başvuru yapıldığı öğrenildi. Çeteyi, Meydan Mustafa adıyla bilinen Mustafa Kalemdar ile Davut Çalık organize etti.

200 kadın çalıştırıyor

Kalemdar’ın Fatih ve Büyükçekmece’de kendisine ait yedi otel ve üç diskotekte, Çalık’ın da üç otel ve üç diskotekte fuhuş sektörünü organize ettikleri belirlendi.
Müşterilerle kadınların örgütün en yakın oteline giderek 2 saat birlikte oldukları, karşılığında otele 80 TL, kadına da 50 TL ödeme yapıldığı saptandı. Polis, 120’ye yakın yabancı uyruklu kadının ifadesini aldı. Örgütün yaklaşık 200 kadını çalıştırdığı ve aylık 1 milyon 500 bin TL kazanç elde ettiği anlaşıldı.

Daha önce Fatih’te görev yapan ve halen başka bir ilde görevli bir emniyet amirinin de bir hayat kadınından çocuk sahibi olduğu iddia edildi. Altı hâkim ve üç savcı için de HSYK’ya başvuru yapıldığı öğrenildi. Fatih, Bakırköy ve Küçükçekmece adliyelerinde görev yapan hâkimlerin çetenin dosyalarını takip ettiği iddia edildi.

Savcı fuhuş yapmış

Afyon’daki bir savcının da dosyalarla ilgili olarak İstanbul’daki meslektaşları nezdinde girişimde bulunduğu, İstanbul Adliyesi’ndeki başka bir savcının da Kalemdar ailesiyle bağlantısı olduğu ve çetenin çalıştırdığı kadınlarla cinsel ilişkiye girdiği kayıtlarda yer aldı.

aktifhaber

Free shop baskınında 5 polis gözaltına alındı
22:15 - Atatürk Havalimanı'ndaki free shoplarda satılan gümrüksüz ürünler ve yurtdışından getirilen ürünlerin satışında usulsüzlük yapıldığı iddiası üzerine sabah saatlerinde operasyon düzenlenmişti. Havalimanında başta Duty Free mağaza işleticisi ATÜ'ye ait iş yerlerinde yapılan aramalar sonucu bazı evraklar inceleme altına alındı. Çok sayıda işyerine baskın düzenleyen mali polis, yapılan usulsüzlük kapsamında aralarında havalimanında görevli biri emniyet amiri 4'ü polis olmak üzere 17 kişiyi gözaltına aldı. 25.01.2010 İSTANBUL netgazete

02 Şubat 2010
Kilis'te Koruma Şube Müdürü S.D., tartıştığı Emniyet Müdür Yardımcısı A.G'yi makam odasında ayaklarından vurdu

Kilis'te Koruma Şube Müdürü S.D., tartıştığı Emniyet Müdür Yardımcısı A.G'yi makam odasında ayaklarından vurdu. Müdür Yardımcısı A.G., Gaziantep'e sevk edildi.

Olay saat 15.30 sıralarında Kilis Emniyet Müdürlüğü'nde meydana geldi.

Koruma Şube Müdürü S.D., konuşmak için Emniyet Müdür Yardımcısı A.G.'nin makam odasına geldi.

İddiaya göre, aralarında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Oda dışından da duyulan tartışma sırasında S.D., A.G'ye beylik tabancasıyla peş peşe ateş açtı.

Polislerin müdahale ettiği olayda ayaklarına 3 kurşun isabet eden Müdür Yardımcısı A.G. Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hayati tehlikesi bulunmayan Müdür yardımcısı burada yapılan ilk müdahalenin ardından Gaziantep'e sevk edildi.

Zanlı Şube Müdürü


En son Ekim tarafından Sal Şub 02, 2010 7:54 pm tarihinde değiştirildi, toplam 3 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Ksm 15, 2009 9:46 pm    Mesaj konusu: Polis Müdürü Yakalattı Yakalandı Alıntıyla Cevap Gönder

11 Aralık 2009
TSK'dan Polise 'Ajan' Uyarısı
Genelkurmay'dan İçişleri Bakanlığı'na kriptolu uyarı. Bakanlığa gönderilen yazıda ABD'li ajanlara karşı polisin dikkat etmesi istendi...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'de ABD Başkanı Barack Obama ile bir araya geldiği günlerde Genelkurmay Başkanlığı'nın İçişleri Bakanlığı'na 'çok gizli' ibareli ve kriptolu yazı gönderildiği ve Türkiye'de görev yapan ABD'li ajanlara karşı polisin uyarılmasının istendiği öğrenildi. Genelkurmay Başkanlığı'nın endişesinin dile getirildiği yazıda, Türkiye'deki üslerde görevli ABD askerlerinin denetiminden sorumlu olan, ABD Hava Kuvvetleri Özel Tahkikat Bürosu (AFOSİ)'nin elemanlarının, görevlerinin dışına çıktığı kaydedildi. Genelkurmay Başkanlığı yazısında, polisin gerekli izinler alınmadan AFOSİ personeli ile temas kurmaması önemle istedi. Yazıda, AFOSİ personelinin görev ve sorumluluk alanının ABD askeri personelinin faaliyetlerinin takip edilmesiyle sınırlı olduğunun altı çizildi.

Genelkurmay Başkanlığı, Nisan 2009'da ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti öncesinde de aynı uyarıyı yapmıştı. Yazıda Türkiye'de görevli ABD'li görevlilerin özellikle yerel belediye yöneticileriyle bir araya geldiklerine dikkat çekmişti. Bakanlık olası kriz çıkabileceğini göz önüne alarak Obama'nın Türkiye'den ayrılmasının ardından 81 ili uyarmıştı.

Sabıkası çok

AFOSİ'nin görev dışında faaliyet yaptığına yönelik iddialar 2004 yılında da gündeme gelmişti. ABD'li görevlilerin yetki sınırlarını aşarak Türkiye'nin değişik bölgelerinde kimlik araştırması yaptığı, bilgi topladığı, üst düzey kamu görevlileri ve vatandaşlarla görüşmelerde bulunduğu kaydedilmişti. Yine, Adana İncirlik Üssü'nde görevli bir AFOSI personelinin Giresun ve Trabzon'da da bazı kişi ve kişilerle ilgili araştırma yaptıkları gündeme gelmişti. AFOSİ'nin adı son alarak AKŞAM'ın haberiyle gündeme geldi. ABD'li görevlilerin Irak'ta kaybolan ve Türkiye'de birçok faili meçhul ve suikastta kullanılan kayıp silahlarla ilgili araştırma yaptıkları öğrenilmişti.

Kaynak: Akşam

18 Aralık 2009 22:59
Emniyet'te Flaş Operasyon

Antalya merkezli 2 suç örgütüne yönelik operasyon kapsamında Antalya ve Kahramanmaraş'ta görevli 2 emniyet müdür yardımcısı ile Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli bir şube müdürü de gözaltına alındı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün yaklaşık 2 yıldır süren istihbarat ve takip çalışması sonucu, Antalya, Ankara ve İstanbul'da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalanan 5'i kamu görevlisi, 1'kadın 20 kişinin sorguları devam ederken, Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı Ü.B. ile Kahramanmaraş Emniyet Müdür Yardımcısı E.Ç. ve Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli Şube Müdürü H.A.T. de gözaltına alındı.

Antalya'da görev yaptıktan sonra Kahramanmaraş'a tayin olduğu belirtilen E.Ç. ile Şube Müdürü H.A.T'nin soruşturma için Antalya'ya getirilecekleri bildirildi.

Operasyonda gözaltı sayısının artabileceği de öğrenildi.

İhaleye fesat karıştırmak, iş yeri kurşunlamak, çek ve senet tahsilatı, kasten adam yaralamak, kumar oynatmak gibi eylemler yaptıkları iddia edilen 2 suç örgütü üyeleri ile zanlılarla menfaat karşılığı bağlantılı bulundukları öne sürülen kamu görevlileriyle ilgili sorgu ve soruşturma süreci devam ediyor.

Eş zamanlı operasyonda Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Y.Ç. Antalya Emniyet Müdürlüğüne bağlı 2 karakolda görev yapan polis memurları O.D. ile H.A.E, Antalya Cezaevinde görevli infaz koruma memuru A.Ö. ile astsubay H.Ç. de gözaltına alınmıştı. İki emniyet müdür yardımcısı ve bir şube müdürü ile gözaltındaki kamu görevlilerinin sayısı da 8'e yükseldi.
aktifhaber

15 Kasım 2009 12:49
Polis Müdürü Yakalattı Yakalandı
Fuhuş operasyonunda ifade veren Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Kaplan'ın, yardımcısını fuhuşa karıştığı gerekçesiyle yakalattığı ortaya çıktı

İstanbul merkezli VIP adlı fuhuş operasyonunda 'şüpheli' sıfatıyla ifade veren Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Kaplan'ın yıllar önce yönettiği 'Temizeller' adlı fuhuş operasyonunda yardımcısını yakalattığı ortaya çıktı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Kaplan, o dönem tutuklattığı şube müdürü tarafından komplo yapmakla suçlanmıştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen'in yaptırdığı telefon dinlemeleri sonucu başlatılan fuhuş operasyonu kapsamında 38 kişi gözaltına alındı. Daha sonra adliyeye sevk edilen şüphelilerden 22'si tutuklandı. Operasyonda çete yöneticilerinin "Geleceği parlak" diye nitelendirdiği Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Kaplan'ın banka hesabına her ay 2 bin lira aktardığı da belirlendi.

KOMPLO KURMAKLA SUÇLANMIŞTI
Fuhuş operasyonu kapsamında ifadesi alındıktan sonra serbest kalan Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Kaplan, 2 yıl önce, "Yalova Emniyet Müdürü" olarak görev yaparken geniş kapsamlı bir fuhuş operasyonuna imza attı. O dönem, yapılan ihbarda, şebekenin Türkiye'ye fuhuş amaçlı gelen yabancı uyruklu hayat kadınlarına rüşvet karşılığı ikamet tezkeresi, sahte boşanma evrakı, sahte evlilik cüzdanı, sahte konsolosluk belgeleri temin ettiği bildirildi. Bunun üzerine Kaplan, özel birim oluşturarak, İstanbul'dan yabancı uyruklu hayat kadınlarını sahte işlemler için Yalova'ya taşıyan şebeke üyelerini takibe aldı. Delillerin toplanmasının ardından 'Temizeller' adı verilen operasyon için düğmeye basıldı. İlk operasyon yeri, Yalova Emniyet Müdürlüğü'nün birinci katındaki Yabancılar ve Pasaport Şube Müdürü H.G'nin makam odası oldu. Şube Müdürü H.G., şebeke üyelerinden rüşvet alırken suçüstü yakalandı. Nefes kesen operasyonda 2'si polis toplam 9 kişi tutuklandı. Komplo kurbanı olduğunu iddia eden Yabancılar ve Pasaport Şube Müdürü H.G., "Emekliliğim geldi ancak Emniyet Müdürüm Kaplan ve yardımcısı, 'Bir süre daha görevini sürdür' dedi. Ben de kabul ettim. Meğer bu komplonun devamıymış. Daha sonra da bu olayla karşı karşıya kaldım" içerikli bir savunma yapmıştı.
aktifhaber

15 Kasım 2009 15:03
Polis Kimliği İle Trilyonluk Soygun
Üzerlerinde bir milyon 200 bin dolar bulunan Azeri uyruklu iki kurye, kendilerini polis olarak tanıtan beş kişi tarafından gasp edildi.

Bavul ticaretiyle ünlenen İstanbul Laleli’de üzerlerinde bir milyon 200 bin dolar bulunan iki kurye kendilerini polis olarak tanıtan beş kişi tarafından gasp edildi. İki kuryenin ifadesini alan Beyazıt Karakolu yetkilileri, olayı doğrularken, polis ekipleri olayın yaşandığı sokak üzerindeki güvenlik kameralarını incelemek üzere topladı.

Laleli Gençtürk Caddesi’nde meydana gelen olayda, iki Azeri uyruklu kurye, sokak üzerinde bulunan Tuna Tekstil’den bir milyon 200 bin dolar alarak dükkandan çıktı. Laleli Tramvay yoluna doğru yürüyen kuryeler, yaklaşık 300 metre sonra beş kişi tarafından silah zoruyla bir araca bindirildi. İki araçla olay yerinden kaçan zanlılar, kuryeleri alarak Hadımköy’e doğru yola çıktı. Yol üzerinde, paranın 600 bin dolarını alan zanlılar, kuryeleri başka bir araca bindirdi. Paranın kalan yarısını ve kuryeleri alan ikinci araçtaki zanlılar ise iki kuryeyi yol üzerinde tenha bir yere bıraktı. Olayın ardından Beyazıt Karakolu’nda polise ifade veren kuryelerin vizelerinde çalışma izni olmadığı için gözaltında tutulduğu öğrenildi.

Yüzlerce esnaf mağdur oldu
Laleli semtinde, birçok esnafın parasını taşıyan kuryelerde 30 bin doları bulunan tekstilci Süleyman Dağlıcalı, olayın geçen Pazartesi akşamı meydana geldiğini söyledi. Yüzlerce insanın gözleri önünde, kendilerini polis olarak tanıtan beş kişinin kuryeleri kaçırdığını belirten Dağlıcalı “Olay akşam saat altıda meydana geldi. Kuryeler, parayı aldıktan sonra sokağın sonundaki kargo dükkanlarına doğru yola koyuldu. Bu sırada kendilerini polis olarak tanıtan silahlı beş kişi, kuryeleri araçlara bindirdi. O sırada çevre esnafı olaya müdahale etmeye çalıştı fakat, polisler karışmamaları konusunda uyarıda bulundu. Burada onlarca kamera var. Kendilerini polis olarak tanıtan bu insanlar herkesin gözü önünde bir milyon 200 bin dolar para çaldı” dedi.

“Bize polis kimliği gösterdi”
Gasp olayının yaşandığı sırada dükkanının önünde olan bir esnaf da “Sokağın yukarısından kuryeler aşağıya doğru geliyordu. Burada beş kişi araçlarında duruyorlardı. Esnaf yanlarına giderek, park yapılmaması konusunda uyardı. Onlar ellerindeki polis kimliklerini gösterdi. Kısa süre sonra zanlılar, kuryeleri gözaltına alır gibi araçlara bindirip götürdüler. Diğer gün polisler olayı soruşturmak için geldi” açıklamasında bulundu.

aktifhaber

03 Aralık 2009 16:57
Dayak Olayında Flaş Gelişme!
Mersin'de gözaltına alınan iki kardeşin, polis merkezinde dövülmesi ortaya çıkınca karakolda görevli tüm polisler açığa alındı..

Mersin'de, ruhsatsız silah bulundurmak ve tehlikeli araç kullanmak suçundan gözaltına alınan iki kardeşin, götürüldükleri polis merkezinde dövülme anı, karakolun güvenlik kameralarına yansıyınca karakolda görevli tüm polisler açığa alındı.

İddiaya göre, dayak olayı 15 Ağustos'ta Cumhuriyet Polis Merkezi'nde meydana geldi.

Düğün salonu işletmecisi 28 yaşındaki Yılmaz Koç ile kardeşi 24 yaşındaki Ali Hıdır Koç, 33 ASD 62 plakalı otomobille giderken Göçmen kavşağında trafiği tehlikeye attıkları gerekçesiyle durduruldu.

Otomobilde yapılan aramada bir ruhsatsız tabanca da bulan polis, iki kardeşe gözaltına aldı. 2 kardeş, karakolda avukatlarına ulaşmaya çalıştıkları sırada bulundukları nezarette polisler tarafından dövüldü.

Savcılıkça serbest bırakılan 2 kardeş, dayağın izini yansıtan morluklar bulunan yerlerin fotoğraflarını çektirip, karakolda kendilerini döven polisler hakkında davacı oldu.

Bununla ilgili soruşturma sürerken, dayak olayı karakolun güvenlik kamerası görüntülerince saniye saniye kaydedildi. Söz konusu görüntüler, savcılığın soruşturma dosyasına girmişti.
aktifhaber

06 Aralık 2009 19:25
Polisler Sloganlarla Gazi Mahallesine Girdi
Gazi Mahallesi'ne takviye için giden çevik kuvvet ekipleri slogan atarak yürüdü

Çıkan olayların ardından akşam saatlerinde bölgeye sevk edilen Çevik Kuvvet Polisi'nin 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganları, Gazi Mahallesi'nde yankılandı. Gerginliğin, ara sokaklarda küçük toplanmaların ve müdahalelerin devam ettiği bölgede polis ekiplerinin bekleyişi sürüyor.

Öğlen saatlerinde eylem yapmak isterken polisin müdahalesiyle ara sokaklara kaçan gruplar, akşam saatlerinde de polise taşlı saldırılarını sürdürdü. Göstericileri ara sokaklara kadar kovalayan Çevik Kuvvet Polisi, göstericilere tazyikli su ve gaz bombası ile müdahale etti. Polis ekipleri, eyleme karıştıklarından şüphelenilen bazı şahısları gözaltına aldı. Gözaltılar arasında arbede yaşandı.

Olayların ardından bölgeye takviye amacıyla gelen Çevik Kuvvet Polisleri, sloganlar eşliğinde nizami yürüdü. Polislerin attığı, 'Şehitler ölmez vatan bölünmez', 'Ne mutlu Türküm diyene', 'Akan kan bayrak için' sloganları Gazi Mahallesi sokaklarında yankılandı.
aktifhaber

08 Aralık 2009
Polisi Başından Vurdu
Polis memuru yavaş gitmesini istediği genç tarafından vuruldu..

Eskişehir’de 39 yaşındaki polis memuru K.C., arkadaşlarıyla birlikte caddenin karşısına geçtiği sırada yavaş gitmesini istediği otomobildeki 25 yaşındaki Tuncay Alem tarafından tabanca ateşiyle başından yaralandı.

Olay saat 00.30 sıralarında Hoşnudiye Mahallesi Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi’nde meydana geldi. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’nde görevli polis memuru K.C., arkadaşları 39 yaşındaki B.F.E. ve 29 yaşındaki İ.Y. ile birlikte lokantaya gitmek için karşıdan karşıya geçtikleri sırada, aşırı hızla gelmekte olan 26 HN 389 plakalı otomobilin sürücü 28 yaşındaki Erdinç Polat’tan el işareti yaparak yavaşlamasını istedi.

Otomobil sürücüsü Erdinç Polat ile yanında oturan ve 1.24 promil alkollü olduğu belirtilen Tuncay Alem araçtan inerek polis memuru K.C. ile tartıştı. Tuncay Alem belinden çıkardığı tabancasının kabzasıyla K.C.’nin kafasına vurdu ardından da tabancayla ateş etti. Tabancadan çıkan kurşun polis memuru K.C.’nin kafasını sıyırıp geçti. Tuncay Alem ile arkadaşı Erdinç Polat daha sonra otomobile bindi. Tuncay Alem, otomobil içerisinden de bir-kaç el ateş etti. Tabancadan çıkan kurşun bir çiçekçi dükkanın camına isabet etti.

Olay sırasında görevli olmadığı belirtilen yaralı polis memuru K.C. 112 ambulansıyla Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne götürüldü. K.C., acil serviste yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi.

Polisler olay yerinden kaçan şüphelilerin otomobilini bir alışveriş merkezinin otoparkında terkedilmiş olarak buldu. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ekipleri kısa süre sonra Tuncay Alem ile Erdinç Polat’ı yakaladı. Gözaltına alınan Tuncay Alem, otomobili arkadaşı Erdinç Polat’ın bir şirketten kiraladığını belirtti. Tuncay Alem, aralarında sivil giysili polis memuru K.C.’nin de bulunduğu yayaların kendilerine el işareti yaptıklarını, araçtan indiklerinde ise küfer ettiklerini öne sürdü.
aktifhaber

08 Aralık 2009 16:24
Dolandırıcılara Darbe

Operasyon sırasında kaçmak isteyen şebekenin lideri kendisiyle beraber polisin de yaralanmasına sebep oldu..

Türkiye'nin birçok ilinde sahte evraklar düzenleyerek dolandırıcılık olayına karıştıkları iddia edilen şebekeye yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 5 kişiden 4'ü adliyeye sevk edildi. Şebekenin elebaşı olduğu ileri sürülen zanlı ise, operasyon sırasında 2. katın balkonundan atlayarak kaçmak isterken kendisiyle birlikte üzerine düştüğü polis memurunun da yaralanmasına sebep oldu.
aktifhaber

11 Aralık 2009 14:53
Polis Açılıma İsyan Mı Ediyor?
“’Ne mutlu Türküm diyene’ sloganları ile Bahçeli'nin taktirini alan polisler, şimdi de İstanbul Valiliği’ne dilekçe yazdı. Yeniçağ'ın iddia ettiği dilekçenin içeriği....

Öcalan’ın cezaevi koşullarını bahane eden bölücülere karşı canla başla mücadele eden Türk polisi yavaş yavaş PKK açılımına tepki göstermeye başladı.

Şehit aileleri, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlar, askerler ve siyasilerin ardından Türk polisi de üzerindeki iktidar baskına rağmen PKK açılımına isyan etti. Polisler ilk tepkilerini 4 gün önce İstanbul’da Gazi Mahallesi’nde yaşanan terör eylemleri sırasında gösterdi.

Gazi Mahallesi’ni inlettiler
Bebek katili Öcalan’ın sağlık durumunu bahane ederek sokaklara dökülen bölücüleri kısa sürede dağıtan Çevik Kuvvet Polisleri, daha sonra sloganlar eşliğinde Gazi Mahallesini inletti.
Polislerin attığı, ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Ne mutlu Türküm diyene’, ’Akan kan bayrak için’ sloganları Gazi Mahallesi sokaklarında yankılandı.
Polisin ikinci tepkisini ise dün Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı’nın köşesine konu oldu. Ataklı bir grup polisin İstanbul Valiliği’ne verdiği dilekçeyi şöyle aktardı:

Bahçeli teşekkür etti
”Aldığım bir duyuma göre Çevik Kuvvet görevlisi bazı polisler Valiliğe dilekçe vererek teröristleri karşılama görevlerini kabul etmek istemediklerini belirtmişler. Bir dilekçede şöyle yazıyormuş: “Habur’dan sonra bazı teröristlerin Atatürk Havalimanı’ndan da giriş yapacaklarını öğrendik. Güneydoğu’da görev yapmış olduğum için bu karşılama sırasında görev verilmesi halinde objektif olma duygumu yitirebilirim. Bu nedenle bana ve ekibime karşılama görevinin verilmemesini emirlerinize arz ederim.” Polisin isyanını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli salı günü gerçekleşen parti grup toplantısında gündeme taşımıştı. Bahçeli şunları kaydetmişti: AKP, PKK açılımına 1 Ağustos tarihindeki Polis Akademisi’ndeki toplantı ile emniyet teşkilatını da alet etti. Çok şükür ki Gazi Mahallesindeki olaylara müdahale eden Çevik Kuvvet Polisi açılım sürecine gereken dersi vermiştir. Kahraman polislerimiz üzerlerindeki siyasi baskıları yırtıp atarak hep bir ağızdan ’şehitler ölmez vatan bölünmez’, ’Ne mutlu Türküm diyene’, ’Akan kan bayrak için’sloganlarını atmışlardır. Teşkilatlarının başındaki Bakana gereken uyarıyı yapmışlar, hak ettiği karşılığı vermişlerdir. Hükümete rağmen canla başla çalışan, asayişi sağlamaya gayret eden ve AKP’nin hilafına, şehide ve bayrağa sahip çıkan Emniyet teşkilatını kutluyorum, hepsiyle iftihar ediyorum.

Kaynak: Yeniçağ

18 Aralık 2009
Emniyet'in Tepesinde Deprem
Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya "Nitelikli dolandırıcılık" soruşturmasında şüpheli sıfatıyla ifade verdi.

Bir ihbar mektubuyla başlayan dolandırıcılık operasyonu sırasında çete lideri İrfan Erbarıştıran’la sık görüştükleri saptanan Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü, ‘şüpheli’ sıfatıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Genç’e ifade verdi. Daha önce müfettişlerin de ifadelerini aldığı Uzunkaya ve Gülcü, Erbarıştıran’ın ‘muhbir’ olduğunu belirtti.


İZMİR’de yapılan bir dolandırıcılık operasyonu, Emniyet teşkilatına bomba gibi düştü. Soruşturmaya Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü’yle birlikte birçok bürokratın adı karıştı. Uzunkaya ve Gülcü dün gizlice İzmir’e gidip savcılıkta ifade verdi.

Mayıs ayındaki ihbar mektubu

İddialar ilk olarak 2009’un Mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve MİT’e gönderilen bir ihbar mektubuyla başladı. Mektupta, “İzmir’de yaşayan İrfan Erbarıştıran’ın, kendisini MİT ajanı, MOSSAD görevlisi ve Emniyette üst düzey yetkili olarak tanıtıp piyasayı milyonlarca lira dolandırdığı, işadamlarına zorla çek ve senet imzalattığı” öne sürüldü. Mektupta, Erbarıştıran’ın, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü’yle birlikte hareket ettiği iddiası da yer aldı.


Polis evlerinde referanslı konuk

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar mektubuyla ilgili suç duyurusunda bulunan İçişleri Bakanlığı, iddiaların araştırılması için 4 polis müfettişi görevlendirdi. Başsavcılık, mahkemeden Erbarıştıran’ın 6 ay süreyle telefonlarının dinlenmesi yönünde karar aldı. İzmir polisi, Erbarıştıran’ın Celal Uzunkaya’nın referanslarıyla polis evlerinde kaldığını, sık sık Emniyet Genel Müdürlüğü’ne giderek Uzunkaya ve Gülcü’yü makamında ziyaret ettiğini belirledi. Erbarıştıran son olarak Ankara Sheraton Otel’de Uzunkaya’nın misafiri olarak konakladı. İkili bu otelde görüşme yaparken, polis kameralarına yakalandı. Erbarıştıran’ın, 2008’de Bursa’daki bir çete operasyonunda gözaltına alındığı, ancak adliyeye gönderilmeden serbest bırakıldığı da soruşturma dosyasına eklendi. Şüphelinin serbest bırakılması için Uzunkaya’nın devreye girdiği ileri sürüldü.

Müfettişler ifadelerini aldı

İdari soruşturmayı yürüten müfettişler, Uzunkaya ve Gülcü’nün ifadelerini aldı. Uzunkaya, Erbarıştıran’ı 1983’ten beri tanıdığını ve muhbir olarak kullandığını söyledi. Gülcü de, Erbarıştıran’ı kendisine Uzunkaya’nın tanıştırdığını, muhbir olarak bildiğini makamına birkaç kez geldiğini, ancak bir yıldır görüşmediklerini söyledi.

Savcılıkta 200 sayfa ifade verdi

İzmir polisi, 26 Kasım’da Erbarıştıran ve diğer çete üyelerine operasyon düzenledi. ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçundan gözaltına alınan Erbarıştıran, poliste susma hakkını kullandı. Savcılıkta 6 saat ifade veren şüpheli, yaptığı tüm eylemlerden Uzunkaya ve Gülcü’nün haberi olduğunu savunarak, “Ben
Emniyetin kayıtlı muhbiriyim” dedi. Erbarıştıran’la birlikte 2 kişi daha tutuklandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe gönderen Erbarıştıran, soruşturma kapsamında yeni bilgiler vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Erbarıştıran önceki gün yeniden savcılığa getirildi.

Müdürler ‘şüpheli’ olarak savcılığa

Gizlilik içinde yürütülen soruşturma kapsamında Uzunkaya ve Gülcü de önceki gün ifadeleri alınmak üzere İzmir’e çağırıldı. Telefonla yapılan davet üzerine her iki genel müdür yardımcısı uçakla İzmir’e gitti. Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Genç, Uzunkaya ve Gülcü’nün ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadelerini aldı.

Çete lideri Garipoğlu olayında muhbir miydi

İDDİALARA göre polis müfettişleri, İrfan Erbarıştıran’ın, kayıtlı muhbir olmadığını, sadece 1987’de kısa süreli muhbirlik yaptığını ancak ‘tutarsızlık’ nedeniyle görevden uzaklaştırıldığını saptadı. Soruşturmanın başlamasından sonra Uzunkaya ve Gülcü’nün, Erbarıştıran’la sadece polis-muhbir ilişkisi içinde olduklarını gösterebilmek için Asayiş Daire Başkanlığı aracılığıyla Erbarıştıran’ı Münevver Karabulut cinayetinde Cem Garipoğlu’nun yakalanması için kullanılan ‘muhbir’ olarak gösterdikleri iddia edildi. Erbarıştıran’ın banka hesabına Emniyetin örtülü ödeneğinden 40 bin TL aktarıldığı ve Garipoğlu’nu aramak için yurtdışına girip çıkmış gibi gösterildiği öne sürüldü. Soruşturmanın sürdüğü sırada İstihbarat Daire Başkanlığı, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne acil koduyla bir yazı da gönderdi. Yazıda, Erbarıştıran’ın ‘muhbir’” olarak görevlendirilmesi tavsiye edildi. İzmir Emniyeti, İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, “Belirtilen kişinin çete operasyonu kapsamında takip edildiğini ve hedef şahıs olduğunu belirterek muhbir olarak kullanılamayacağı” yanıtını verdi.

Hapse girdi

İSTANBUL Narkotik polisi, geçen eylülde 2 milyar liralık uyuşturucu hammadesi ele geçirmişti. Uyuşturucu çetesinin lideri olduğu iddiasıyla Habip Kanat ve bir dönem emniyetin bilirkişiliğini de yapan ‘Hassas Burun’ lakaplı Doç. Dr. Hüseyin Rıza Işık’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklandı. Şebekeyle ilişkisi olduğu öne sürülen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan da aynı soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Arslan, suçlamaları reddederek, Kanat’ın 2001’den beri polis muhbiri olduğunu söylemişti.
aktifhaber

20 Aralık 2009
Polis Merkezinde İntihar
Avcılar'da, gözaltına alınan dağıtım iznindeki bir asker, avukat görüşme odasında kendini astı.
Alınan bilgiye göre, Firuzköy'de devriye görevi yapan polis ekipleri, şüphelendikleri Osman Aslı'yı kimlik kontrolünün ardından gözaltına alarak polis merkezine götürdü. Asker olduğunu ve dağıtım iznine geldiğini ifade eden Aslı, avukat görüşme odasında tutulurken, bölgedeki inzibat karakoluyla irtibata geçildi.

Daha sonra işlemlerini yapmak üzere görüşme odasına giren polisler, Aslı'nın pencere korniş vidasına ayakkabısının bağcığıyla kendisini astığını gördüler. Asılı bulunduğu yerden indirilen Aslı'nın öldüğü anlaşıldı. Olay yerine gelen Cumhuriyet Savcısı'nın incelemesinin ardından Aslı'nın cesedi, Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

Emniyette 9 ayrı olaya ilişkin kaydı ve 2 olaydan da arandığı belirlenen Osman Aslı'nın üzerinden 2 tüp uçucu madde çıktığı öğrenildi. Ayrıca Aslı'nın, aşık olduğu kızın kendisini terk etmesi nedeniyle son günlerde üzgün olduğu da ileri sürüldü.
aktifhaber


20 Aralık 2009 13:43
Vatandaş Beklesin Polis Alsın
Vatandaş sabaha kadar bekledi polis arka kapıdan 'kaptı kaçtı'

İZMİR’in Balçova İlçesi’nde teknoloji ürünleri satan Media Markt isimli alışveriş
merkezi, günler öncesinden sadece bir gün için büyük indirim yapacağını
duyurdu. Bunun üzerine ucuz fiyata elektronik eşya sahibi olabilmek isteyen 5
bin kişi dün sabahki açılış için geceden kuyruğa girdi.

Mağaza görevlileri sabah saat 06.00’daki açılıştan önce alışverişi görüntülemek isteyen basın mensuplarını arka kapıdan içeri aldı.

Arka kapıda bekleyen ve kapının açılmasını fırsat bilen çoğu üniformalı 20’ye yakın polis de mağaza görevlilerinin uyarılarına rağmen basın mensuplarının
arkasından içeriye girdi. Aralarında Özel Harekâtçıların da bulunduğu polis
memurları ellerinde telsizleriyle en çok indirim yapılan 106 ekran Sony Bravia
marka LCD televizyonların bulunduğu reyona yöneldi. 20 adet LCD televizyonu alarak kasada sıraya girdi.

Bu sırada mağazanın kapısı vatandaşlara açıldı. Gece geç saatlerden
itibaren kuyrukta bekleyen vatandaşlar Sony Braviamarka LCD televizyonların
tükendiğini görünce şok oldu. Vatandaşlar “Sony televizyonlar nerede?” diye
bağırarak görevlilere isyan etti. Polisler ise vatandaşların isyanına aldırmadı. LCD’lerin parasını ödeyip mağazadan ayrıldı.

Emniyet: Suçlu mağaza yetkilileri

MAĞAZA görevlilerinin “Stoklar sınırlı. Öncelik vatandaşın” diye uyardığı polislerle ilgili Emniyet şu açıklamayı yaptı: “Mağazadan polisler tarafından toplam 20 televizyon satın alınmış. Alınan televizyonların hiçbiri mağazada
o sırada görevli olan polisler tarafından alınmamış. Mağaza görevlileri dışarıdan gelen polisleri gazetecilerle birlikte mağazanın arka kapısından içeriye almış. Mağazanın görevlileri buna engel olabilirlerdi. Sorumluluk
mağazadadır.”

Televizyonları alan polisler hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı da belirtildi.

İsyan ettiler

İlk giren müşteriler dahi en çok indirim yapılan Sony marka LCD’den
alamazken vatandaşlar, “Biz saatlerce soğuk havada beklerken,
televizyonları arka kapıdan içeri giren polislere verdiler” diye isyan etti. Sınırlı sayıdaki LCD’lere hücum eden bazı vatandaşlar ise ezilme tehlikesi geçirdi.

Kaynak:Habertürk

22 ARALIK 2009, SALI
Emniyet Müdürü'ne suçlama

İzmir'de iki emniyet genel müdür yardımcısının şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmasına neden olan nitelikli dolandırıcılık, çete soruşturması genişliyor. Soruşturmada bir il emniyet müdürü hakkında da dosya hazırlandığı ortaya çıktı

Emnİyet Genel Müdürü Yardımcıları Mustafa Gülcü ile Celal Uzunkaya'nın, İzmir Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'şüpheli' sıfatıyla sorgulandığı 'dolandırıcılık çetesi' soruşturması genişliyor. İzmir Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan soruşturma evraklarında, bir emniyet müdürünün de adı yer alıyor
Evraklarda, emniyet müdürünün soruşturmanın detaylarını öğrendikten sonra Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Uzunkaya'yı aradığı ve makamında görüşerek kendisine kadar uzanan soruşturma evraklarını incelediği öne sürüldü.
Emniyet Müdürü'nün, liderliğini İ.E.'nin yaptığı organize grup hakkında, ilgili savcılık ve KOM Şube müdürlüğünce yürütülmekte olan adli çalışmanın detayını öğrendikten sonra, suçlanan emniyet müdür yardımcıları ile ilgili bölümlerin adli sürece yansıtılmamasını istediği iddia edildi.

GARİPOĞLU İÇİN ATİNA'YA GİTTİM
Öte yandan soruşturmanın kilit ismi İ.E.'nin ifadesinde ise polise yardım ettiğini de belirterek Cem Garipoğlu olayı ve Alman turistin öldürülmesi olayı ile ilgili bazı bilgileri Uzunkaya'ya verdiğini, onun da bu konularla ilgili olarak kendisini Asayiş Daire Başkanı ile görüştürdüğünü iddia etti. Daha sonra Atilla isimli komiserle irtibat kurduğunu belirten E., Garipoğlu olayına ilişkin araştırmaları için kendisine 2 bin 500 TL verildiğini ve Ankara'da Sheraton Otelinde misafir edildiğini ileri sürdü. E., kendisine verilen 2 bin 500 TL ile Garipoğlu'nu aramak için Yunanistan'a gittiğini ve Garipoğlu'nun bu ülkeden sahte pasaport edinme girişimini engellediğini ileri sürdü.
Akşam

22 ARALIK 2009, SALI
Polis babaya üniformalı uğurlama

Bakırköy Sahil Yolu'nda aşırı hızla seyreden alkollü sürücü İbrahim Ilıca'nın çarparak ölümüne neden olduğu 34 yaşındaki trafik polisi Kemal Demir için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi. Polis memurunun acılı eşi Asuman Demir'in sinir krizi geçirdiği törende 3 yaşındaki oğlu Ceyhun da babasını polis üniformasıyla uğurladı
Akşam

Şamil Tayyar
Star Gazetesi
Emniyetin ayarı nasıl bozuldu?
25 Aralık 2009

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast ve dinleme iddialarına ilişkin Genelkurmay’ın yaptığı açıklamadan sonra en orijinal yorum, AK Parti Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran’dan geldi.

İki önemli iddiası vardı: 1- Hükümet ve asker ilişkilerini bozmaya yönelik bir komplodur, 2- Emniyette dört ayrı çete var.

İkinci iddianın alt başlığı ise iki emniyet genel müdür yardımcısıyla ilgili soruşturmalar ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in İstanbul’a atanma ihtimalinin önlenmesi girişimidir!

İfadede ve tanımlamada bir problem var; taşlar yerli yerine oturmuyor, ancak emniyette ayar bozukluğu yaşandığı aşikardır.

21 Ekim 2009 tarihli yazımı hatırlayın, başlığı, “Emniyette neler oluyor?” sorusuydu. Şu cümle, o yazıdan alıntıdır: “Emniyet, karışmaya başladı... Gözlemim o ki, başbakan, emniyetle yakından ilgilenmeli, farklı kanallardan gelişmeleri değerlendirmelidir...”

Kırılma anı

Şimdi yazacaklarımı, eski yazımla birlikte okuyup değerlendirirseniz, sanırım meramım daha iyi anlaşılabilir.

Önce, şu tespiti yapmalıyım; yakın tarihe kadar, içlerinde farklı gruplar veya ekoller olsa da çetelerle mücadelede çok önemli başarılara imza atan emniyette bir ahenk vardı. Beşir Atalay’ın İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra 18’i daire başkanı olmak üzere emniyette yaptığı geniş kapsamlı operasyon, sorunları beraberinde getirdi.

Kritik isim ise Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü’ydü. Atalay’ın Gülcü’yle yakın teması, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal’ın bay-pass edilmesi gibi görüldü. İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in görevden alınması ise bardağı taşıran damlalardan biriydi.

Gülcü’nün emniyette giderek güçlenmesi ve atamalardaki tercihleri, tartışmaları daha da alevlendirdi. Konya Emniyet Müdürü Hüseyin Namal’ın İstihbarat Daire Başkanlığı’na getirilmesi ve Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in Ankara’ya atanması, Gülcü’nün operasyonu olarak algılandı.

Adı çete soruşturmasına karışan Sakarya eski Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın son ana kadar korunması hadisesinde olduğu gibi...

Aynı şekilde Konya’da Okyanus operasyonunu yürüten Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Anadolu Atayün’ün Mersin pasaport şubesine gönderilmesi, Sakarya’da başarılı bir çete operasyonunu gerçekleştiren Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Alpaslan Hersanlıoğlu ile bu şubeden sorumlu il emniyet müdür yardımcısı Mehmet Şahne’nin görevden alınması gibi...

Gülcü’ye yakın ekipse, ekol olarak kendilerinden görmeseler de Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan’ın uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla tutuklanmasını cemaat mensubu polislerin operasyonu olarak anlattı.

İzmir’de patlayan VİP operasyonu ise tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bu soruşturmada Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya’nın ifade vermesi, aynı şekilde “cemaat operasyonu” olarak lanse edildi.

Soruşturma dosyası incelendiğinde, Ramazan Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan alınma nedenlerinden birinin bu hadiseyle ilintili olabileceği kuşkusu doğdu. Soruşturmanın açıldığı 5 Mayıs 2009 günü Akyürek görevdeydi. Gülcü ve Uzunkaya ile ilgili ihbarda bulunan İrfan Erbarıştıran’ın istihbaratta görev elemanı olarak gösterilmesi talebinin bu dönemde geri çevrildiği söyleniyor.
Akyürek ayrıldıktan sonra Erbarıştıran’ın görev elemanı olarak istihbarata kaydının yaptırıldığı iddiası var. Soruşturmayı yürüten savcı, hadisenin bu boyutuna açıklık getirecektir.

KOM’a operasyon

Kavga burada bitmiş değildir. Gülcü ve ekibinin, yaşananlardan sorumlu gördüğü iddia edilen KOM Başkanı Ahmet Pek’i görevden almak için kulis yaptığı ifade ediliyor. Yerine ise Balıkesir Emniyet Müdürü Coşkun Hayal’i hazırladıkları konuşuluyor. Daha önce gündemdeki isim, Faruk Ünsal’dı.

Tabi tüm bunlar başkent kulislerine yansıyan bilgiler...

Bir başka ayrıntı, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın sonrasınadır. Fevzi İşbaşaran, Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in İstanbul’a atanabileceğini, ancak emniyet içindeki bir grubun bunu engellediğini söylüyor.

Böyle bir ihtimal var mı, bilemiyorum. Benim gördüğüm, daha çok, Ankara’dan İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Ercüment Yılmaz’ın ismi İstanbul için geçiyor. Hatta Gülcü’nün soruşturma safhasında görüştüğü Yılmaz’a böyle bir teklifte bulunduğu iddiası çok konuşuldu ama buna ihtimal vermedim.

Hüseyin Çapkın’ın yaş sınırı nedeniyle küçük bir ile vali olarak atanabileceği, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah’ın yeniden İstanbul’a emniyet müdürü olarak getirileceği iddiası da yabana atılmamalı.

Malum, emniyet müdürlerinde yaş sınırı 60’dır. Vali olunca 5 yıl daha kazanıyorsunuz. Cerrah dönerse, 65 yaşına kadar o görevde kalabilir.

Gelelim son hadiseye...

Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla ilgili operasyonun başında Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir var, ekibi ise bizzat kurdu. Özdemir, Gülcü’ye yakınlığı ile biliniyor. Gülcü ise hem Bakan Atalay’la çok iyidir hem askeri çevrelerde itibarlıdır.

Dolayısıyla, İşbaşaran’ın tezi burada çöküyor. Bu ekibin, hükümet ve asker ilişkilerini bozmaya yönelik bir komplo içinde olabileceğini düşünmek, en son akla gelebilecek komplo teorisidir.

Şu kesin; emniyette ciddi bir ayar bozukluğu var. Bir genel müdür yardımcısı cezaevinde. İki genel müdür yardımcısı hakkında açılan çete soruşturması devam ediyor. KOM Başkanının görevden alınması için yoğun kulis yapılıyor. Kaçakçılık ve organize suçlarla ilgili birimlerde garip değişiklikler gerçekleştiriliyor. İstihbarat dairesi tam oturmadı.

Ve daha neler neler...

İlk yazımda ifade etmiştim, şimdi tekrar ediyorum; başbakanın meseleye el atması artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Emniyete ayar çekilmezse demokratik açılım da çetelerle mücadele de akamete uğrayabilir.

MİLLETVEKİLİNE KOMPLO MU KURDULAR

25.12.2009 18:11

AKP Milletekili Feyzi İşbaşaran, partisinden istifa etti. Bu beklenen bir gelişmeydi. Peki, bu istifanın perde arkasında neler var?

NTV’de akşam haberleri ve “Canlı Gaste” programlarına katıldıktan sonra, AKP Elazığ Milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın başına gelmeyen kalmadı. Önce haber bülteninde ardında da canlı yayında “Polisin içinde 3 - 4 ayrı grup var. Tarikat yanlısı grup da, tarikat karşıtı grup da var, çok farklı gruplar da var. Suikast iddiası tarikat karşıtı olan grubun komplosudur” diyerek emniyeti karşısına aldı.

Bununla yetinmeyen İşbaşaran İnternethaber’e yaptığı açıklamada “Polis içinde çeteler var. Tuzak kuruyorlar. Amaçları, hükümet ile Genelkurmay'ı kavga ettirmek. Bu son suikast işinde bu açıkça ortaya çıktı. O işin hikaye olduğu, yalan olduğu açığa çıktı. Yok ağzından kağıt çıktı filan... Olacak iş mi? Bizimkiler de maaşallah her şeye atlıyorlar. Gelinen noktada TSK ile hükümet karşı karşıya kalıyor. Oysa olan polis içindeki bir takım çetelerin kurduğu tuzak” şeklinde konuştu ve dikkatleri iyice üzerine çekti.

İşte ne olduysa bu açıklamalardan sonra oldu. Bu iki haberin hemen ardından Feyzi İşbaşaran’ın alkollü bir şekilde polis memurları ile tartıştığı görüntüler ortaya çıktı. Cemaate yakın Cihan Haber Ajansı logosuyla yayınlanan ve polislerin arasından çekildiği açıkça görülen görüntüler, Habertürk Gazetesi’nin iddiasına göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da gönderildi.

Cemaat ise tüm kaynaklarında bu görüntüleri yayınlayarak İşbaşaran’ın iddialarını kendi üzerine aldığını gösterdi. Zaman Gazetesi polisler ile vekilin tartışmasını geniş bir haber olarak verdi. Gazete arabada sanatçı Çiğdem Tunç’un bulunduğuna da dikkat çekti.

Ancak yayınlanan görüntülerde İşbaşaran, kendisini çeviren kişinin polis olmadığını iddia ediyor. Çeviren kişiye kimlik soruyor. Ancak polis olduğunu iddia eden şahıs yasal zorunluluğu olmasına rağmen ısrarla kimlik göstermiyor. Üzerinde üniforma olduğunu söylüyor. Polisin tutumu Fevzi İşbaşaran’ı çileden çıkarıyor. Bu durum da İşbaşaran’a komplo yapıldığı iddialarına neden oluyor.

Hatırlanacağı üzere Avcılar’da polis kıyafeti giyen grup, bir kadını kulüpten zorla çıkartarak tecavüz etmişti. Bu olaydan sonra İçişleri Bakanlığı, polisin herhangi bir işlem yapmadan önce kimlik göstermesini zorunlu kılmıştı.

Milletvekilinden şikayetçi olan polisler, bu görüntüleri medya ve Başbakan’a gönderme gereği de duymuş. Ancak bu görüntülerin neden çekildiği gün değil de İşbaşaran’ın açıklamalarından sonra yayınlandığı anlaşılamadı.

Milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın AKP'den ihraç edilmesi için çalışmalar başlatıldı. İşbaşaran ise, kararı beklemeden istifasını verdi.

Odatv.com

Ailesinin aradığı polis kimsesizler mezarlığındaymış
14:10 - İstanbul'da 28 Ağustos 2008'de kaybolan Yeniceli polis memuru Özgür Akkaya'nın başından vurularak öldüğü ve ailesi bulunamayınca cesedinin kimsesizler mezarlığına gömüldüğü ortaya çıktı. Kimsesizler mezarlığından çıkarılan ceset, İnegöl'e bağlı Yenice beldesine getirildi 26.12.2009 BURSA
netgazete

PKK'lıların içindeki polis, farkedilince zor kurtuldu
12:30 - Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, 7 BDP'li belediye başkanı ile 16 eski DTP'linin tutuklanmasının ardından başlayan gerginlik devam ediyor. Göstericiler arasında fark edilen bir polis memuru kovalanmaya başlandı. Göstericilerin dakikalarca kovaladığı polis memuru, arkadaşlarının bulunduğu noktaya ulaşarak son anda kurtuldu. 27.12.2009 HAKKARİ
netgazete

POLİSLERE ASKERLİK MÜJDESİ

30 Aralık 2009 09:40
Polisin askerlik sorunu bugünlerde yine gündeme oturdu. Konuya dair İçişleri Bakanlığı'nda bir çalışmanın yürütüldüğü basına yansımıştı. Çalışmanın kanun tasarısına dönüşerek önümüzdeki günlerde yeniden TBMM'de ele alınması bekleniyor.
Dolayısıyla şu an askerliğini yapmamış 40 binden fazla polisin gözü kulağı çalışmada.

Polis savaşta bile iç güvenliğe bakıyor

Zorunlu askerlik uygulamasında amaç, savaş veya seferberlik zamanlarında -eli silah tutan- bütün vatandaşların silâhaltına alınabilmesini sağlamak. Fakat dünyanın hiçbir ülkesinde, savaş zamanında polis teşkilatı askere alınmıyor. Zira savaş durumunda iç güvenliğin sağlanması da en az dış güvenlik kadar önem arz ediyor. Peki, savaş zamanında bile kullanılmayan bir meslek grubu neden askere alınır?

Konunun bir başka boyutu da polisin eğitimi ile ilgili. Polis teşkilatı, örneğin jandarma gibi silahlı bir kolluk kuvveti ve nüfusun %75'inden daha fazlasına güvenlik hizmeti veriyor. Bu hizmeti verebilmek için her bir polis silahlı eğitim görüyor. Bu eğitim süreçlerinden sonra göreve başlayan polisin, yeniden başka bir kolluk kuvvetinde silahlı eğitime alınması zaman israfı olduğu kadar kaynak israfı anlamına da geliyor. Kaldı ki, askeri okullarda belirli bir süre eğitim görüp de mezun olmadan ayrılan öğrenciler askerlikten muaf tutuluyor. Oysa astsubaylarla ya da sözleşmeli subaylarla hemen hemen aynı süre güvenlik eğitimi alan polisler bu imkândan yoksun.

Teşkilat iki arada bir derede

Aslında polisin askerlik sorunuyla ilgili en fazla sıkıntıyı polislerden ziyade Emniyet Teşkilatı yaşıyor. Bu sıkıntı özellikle personel temini safhasında kendini gösteriyor. Teşkilat, polisliğe girişte askerlik yapmış olmak şartını koyup koymamakta tereddüt yaşıyor. Örneğin geçtiğimiz yıllarda, polislerin askerlik sorunuyla uğraşmamak için, polisliğe müracaatta askerlik yapmış olma şartını koydu. Hal böyle olunca çok sınırlı sayıda başvuru olduğu gibi genelde yaş ilerlemiş ve herhangi bir işte tutunamamış adaylar başvurdu. Dolayısıyla teşkilatın eleme ve seçme şansı kalmadı. Aynı şart kaldırıldığındaysa çok sayıda başvuru olduğu gibi genelde genç, dinamik, öğrenmeye açık ve daha idealist bir aday profili oluştu.

Teşkilatın yaşadığı bir diğer sıkıntı ise eğitimli genç polis gücünü kendisi istihdam edecekken, 15 ay süresince bundan mahrum kalması. Örneğin şu an askerliğini yapmamış 40 binden fazla polis bulunuyor ve bu sayı teşkilatın beşte birine eşit. Zaten personel yetersizliğinden yakınan teşkilat için bu sayıdaki polisin askere alınması, doğrudan doğruya hizmet zafiyeti anlamına geliyor.

Bu kez çözülecek mi?

Bugünlerde yukarıda bahsettiğimiz gerekçelerle polislerin askerlik sorunu yeniden ele alınıyor. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmaya göre, polislerin birkaç ay Silahlı Kuvvetler nezdinde temel eğitim alıp yeniden görevlerine dönmelerini sağlayacak bir formül üzerinde tartışılıyor. Söz konusu çalışma kanun tasarısına dönüşerek önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacak. Tasarı yasalaşırsa hem Emniyet Teşkilatı hem de polisler için ciddi bir rahatlama sağlayacak. Silahlı Kuvvetler'in de bu kez konuya daha sıcak baktığı ve temel eğitim muhafaza edilmek koşuluyla prensipte kabul ettiği duyumlarımız arasında.

SADETTİN ORHAN-BUGÜN

08 Ocak 2010
Emniyet Müdürü Kalp Spazmı Geçirdi
Siirt Emniyet Müdürü Celali Topuz, akşam üstü mesaiden sonra kalp spazmı geçirdi.
Siirt Emniyet Müdürü Celali Topuz, akşam üstü mesaiden sonra kalp spazmı geçirdi.

Topuz, Siirt Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Koroner yoğun bakımda kalp uzmanı Murat Akkaya tarafından tedavisi sürdürülen Topuz'un durumunun iyiye gittiği belirtildi.
aktifhaber

10 Ocak 2010 10:53'155
Polis İmdat' Arızalandı
Vatandaşların, her türlü asayiş olayını haber vermeleri için kullanılan '155 Polis İmdat' hattı arızalandı.

Bu sabah 09.45 sıralarında polis telsizlerinden, 'İstasyonlarımız, 155 Polis Hattı arızalanmıştır' şeklinde anonslar geçildi. Hattın tekrar faaliyete geçmesi için çalışmaların sürdürüldüğü bildirildi
aktifhaber

13 Ocak 2010
EMNİYET KARARNAMESİ AÇIKLANDI
Çeteye karışan genel müdür yardımcıları görevden alındı. Emniyet kararnamesi şöyle:

Hükümet Emniyet teşkilatında revizyona gitti. İsimleri uyuşturucu ve çete operasyonu soruşturmalarına karışan Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya görevden alındı.

Uyuşturucu operasyonunda tutuklanan Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın daha önce görevine son verilmişti. Yeni genel müdür yardımcılarının isimleri ise şöyle: 1. Hukuk Müşaviri Osman Karakuş, Kocaeli Emniyet Müdürü Osman Çapalı, Yabancılar Dairesi Başkanı Mustafa İlhan ve Amasya Emniyet Müdürü Mustafa Doğan Kılınç. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün emniyet müdürleri kararnamesini imzaladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün emniyet müdürleri kararnamesini imzaladı.

Kararname ile birlikte hükümet polis teşkilatında tam anlamıyla bir revizyon gerçekleştirdi. Kararname ile,

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Celal Uzunkaya, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü, Ardahan Emniyet Müdürü Mehmet Gürtekin, Düzce Emniyet Müdürü Zekeriya Kahraman, Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Kaplan, Emniyet Genel Müdürlüğü emrine alındı.

İllerin yeni Emniyet Müdürleri

Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne, Erzurum Emniyet Müdürü Yusuf Çalkavur;

Erzurum Emniyet Müdürlüğü'ne, Kütahya Emniyet Müdürü İbrahim Çelik;

Kütahya Emniyet Müdürlüğü'ne, Hatay Emniyet Müdürü Sezai Kalyoncu;

Hatay Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Ragıp Kılıç;

Amasya Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Ayhan Acet; Ardahan

Emniyet Müdürlüğü'ne, Merkez Emniyet Müdürü Abdurrahman Yılmaz;

Aydın Emniyet Müdürlüğü'ne, Karaman Emniyet Müdürü Tacettin Kurt;

Karaman Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Lütfü Sönmez;

Düzce Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Ali Gezer;

Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü'ne, Niğde Emniyet Müdürü Kadri Kartal;

Niğde Emniyet Müdürlüğü'ne, Kastamonu Emniyet Müdürü Yusuf Albayrak;

Kastamonu Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Ömer Altıparmak;

Sakarya Emniyet Müdürlüğü'ne, Afyonkarahisar Emniyet Müdürü Ali Bilkay;

Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü'ne, A.K.K.M. Dairesi Başkanı İsmail Türkmenli;

Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'ne, Balıkesir Emniyet Müdürü Coşkun Hayal;

Balıkesir Emniyet Müdürlüğü'ne, Tokat Emniyet Müdürü Ömer Aydın;

Tokat Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Mustafa Aktaş;

Muğla Emniyet Müdürlüğü'ne, Polis Başmüfettişi Kadir Ay atandı.

Genel Müdür Yardımcıları ile il emniyet müdürlerini kapsayan kararnamenin ardından Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez teşkilatında da köklü değişikliklerin yapılacağı belirtiliyor.
aktifhaber

15 Ocak 2010
Arslan'a 7.5 Yıl Hapis İsteniyor
Uyuşturucu operasyonuna ilişkin aralarında eski EGM Yardımcısı Emin Arslan'ın da bulunduğu soruşturma tamamlandı.

İstanbul'da gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonuna ilişkin eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın da aralarında bulunduğu 25 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.

Beşiktaş'taki İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk tarafından hazırlanan iddianamede, Habip Kanat'ın örgüt lideri olduğu belirtildi.

İddianamede, tutuklu olan Emin Arslan'ın ''Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişilere yardım etmek'' suçundan 2.5 yıldan 7.5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Savcı Berk tarafından hazırlanan iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesinin ardından şüpheliler hakkında dava açılmış olacak.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanma istemiyle sevk edildikleri nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi tarafından serbest bırakılan aralarında Arslan ile 4. sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ve Mustafa Aral tutuklanmıştı
aktifhaber

18 Ocak 2010 09:35
ADLİ TIP: CİNAYET
Behçet Oktay'ın ölümünde Adli Tıp'ın bilimsel mütalaasından sonra savcılık harekete geçti.

“İntihar etmesi mümkün değildir” raporuyla yeniden açılan Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay soruşturmasında sorgulamalar başlıyor. Oktay öldüğü sırada yanında bulunan ve elinde barut izi tespit edilen Halil Kesici ifadeye çağırıldı. Oktay’a müdahale eden sağlık ekibi de sorgulanacak

Türkiye geçen Şubat’ta, Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi’nin 13 yıllık başkanı Behçet Oktay’ın ölümüyle sarsıldı. Ankara’da Dikmen’de aracının içerisinde başına isabet eden tek kurşunla hayatını kaybeden Oktay’ın sırlarla dolu ölümü aylarca konuşuldu. Oktay’ın intiharı sırasında yanında sevgilisi Neriman Fıçıcı ve sevgilisinin ağabeyi Halil Kesici’nin bulunması ve Kesici’nin elinde barut izlerine rastlanması olayın bir cinayet olabileceği kuşkularına neden oldu. Otopsi raporunda da Oktay’ın vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar ve darp izleri tespit edildi. Ancak soruşturma dosyası Oktay’ın ölümünün intihar olduğu gerekçesiyle şaşırtıcı bir şekilde kapatıldı. Ancak bu karar Oktay Ailesi tarafından inandırıcı bulunmadı. Aile Oktay’ın otopsi raporunu Adli Tıp Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Özdemir Kolusayın’a göndererek bilimsel bir mütalaa istedi.

“İntihar olamaz”

Oktay’ın otopsi raporunu inceleyen Kolusay, Oktay’ın ölümünün intihar olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını tespit etti. Kolusay hazırladığı raporun son bölümünde, “Oktay’ın baş, göğüs, el ve ayaklarda travmatik belirtilerin bulunması, olay anında ölenin yanında bulunan şahsın elinde barut izi kalması, ölüm anında kandaki alkol miktarının kişinin direncini yok edecek derecede çok yüksek olması nedeniyle Behçet Oktay’ın ölümünün intihar olarak kabul edilmesinin pek mümkün olmadığı kanaatini bildirir bilimsel mütalaadır” denildi.

Tanıklar tekrar sorgulanacak

Oktay Ailesi bu bilimsel mütalaa ile birlikte dosyanın yeniden görülmesi için savcılığa başvurdu ve Behçet Oktay dosyası yeniden açıldı. Oktay’ın ölümü sırasında yanında bulunan sevgilisinin ağabeyi Halil Kesici’nin yeniden sorgulanmasına karar verildi. Kesici yarın Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde ifade verecek. Avuçlarında barut izine rastlanan Halil Kesici daha önce verdiği ifadesinde barut iziyle ilgili olarak ’İntiharı önlemek istedim. Tabancaya yakındım’yanıtını vermişti.

Sağlık personeli dinlenecek

Göğüs kafesinde 7 kırık bulunan Oktay’ın otopsi raporunda bu kırıkların kalp masajı yapıldığı sırada oluşmuş olabileceği belirtilmişti. Prof. Dr. Özdemir Kolusayın verdiği bilimsel mütalaada ise bu kırıkların bazılarının ölümden önce bazılarının ise ölümden sonra olduğu ve Oktay’ın vücudunda ölümden önce darp izlerine raslanıldığı belirtilmişti. Bu sonuçları değerlendiren savcılık Oktay’a müdahele eden sağlık personelinin de ifadesinin alınmasına karar verdi. Oktay ailesinin avukatı Ülkü Gedikli ise mahkemeye Oktay’ın vücudunda bulunan kırıkların kalp masajı sırasında oluşup oluşmayacağını soracaklarını söyledi.

Cinayet şüphesi uyandıran deliller

* Oktay’ın hayatını kaybetmesine neden olan kurşun başının sağ şakağından girdi. Oysa Oktay solaktı.

* Oktay’ın olay sırasında yanında bulunan Halil Kesici’nin de iki el avuç içi svaplarında atış artığı bulundu.

* Silahtan bir kurşun atıldığı ikincisinin ise atılmak istendiği tespit edildi.

* Oktay’ın bulunduğu yerden yaklaşık 8 metre uzaklıkta yoğun kan izine rastlandı ancak inceleme yapılmadı.

* Oktay’ın otomobilinin anahtarı dışarda karlar üzerinde bulundu.

Ergenekon iddialarından sonra ölü bulundu

Oktay, Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin’le hem birlikte çalıştı hem de yakın arkadaştı. Ergenekon dosyasındaki iddiaya göre, Şahin ’S -1’ isimli suikast timini Özel Harekatçılar’dan kurmuş, timi oluşturmak için Oktay’dan yardım almıştı. 11. dalgada gözaltına alınan Elazığ Emniyeti Özel Harekat Şube Müdürü Ayhan Atabek ifadesinde, ’İbrahim Şahin 29 Ağustos 2008’de Elazığ’a gelmişti. Gelmeden önce Başkanımız Oktay arayıp Şahin ile ilgilenmemi istedi’ demişti. Antalya Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde Grup Amiri olan Servet Kaynak ise ’2002-2003 yıllarında Daire Başkanı Behçet Oktay beni arayarak İbrahim Şahin’in Antalya’ya geleceğini, kendisiyle ilgilenmemi istedi’ diye ifade vermişti. İddiaların ortaya atılmasının hemen arkasından Oktay ölü bulundu.

Kaynak: Vatan

19 Ocak 2010 11:31
Emniyette Yeni Görev Dağılımı
Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına atanan Osman Çapalı, Mustafa İlhan, Mustafa Doğan Kılınç ve Osman Karakuş'a bağlı daire başkanlıkları belli oldu.

Geçen hafta çıkan kararname ile Emniyet Genel Müdür Yardımcılığına atanan Osman Çapalı, Mustafa İlhan, Mustafa Doğan Kılınç ve Osman Karakuş'a bağlı daire başkanlıkları belli oldu.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Çapalı'ya Güvenlik Daire Başkanlığı, Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı, Asayiş Dairesi Başkanlığı, Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık Koruma Müdürlükleri ve Tanık Koruma Dairesi Başkanlığı bağlandı.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa İlhan, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, İnterpol-Europol Sireno Daire Başkanlığı, Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı'ndan sorumlu oldu.

Trafik Planlama ve Destek, Trafik Uygulama ve Denetleme, Trafik Eğitim ve Araştırma, Havacılık Daire Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği ise Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Karakuş'a bağlandı.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Osman Doğan Kılınç'a ise Personel Dairesi, Eğitim Dairesi, Sağlık İşleri Dairesi, Sosyal Hizmetler Dairesi, Koruma Dairesi ve Polis Koleji Müdürlükleri bağlandı.

Mustafa İlhan'ın Emniyet Genel Müdür Yardımcısı olmasının ardından boşalan Yabancılar Daire Başkanlığı'na, 1. sınıf Emniyet Müdürü Yahya Bilgiç; İsmail Türkmenli'nin Afyon Emniyet Müdürlüğü'ne atanmasının ardından boşalan AKKM Daire Başkanlığına ise Müslüm Saygılı getirildi.
aktifhaber

Ekip otosu otobüsle çarpıştı, 1 polis öldü
09:10 - İzmir'in Bornova ilçesi Osman Kibar Kavşağı'nda meydana gelen trafik kazasında 1 polis memuru öldü. 1'i polis memuru 4 kişi yaralandı. 13.02.2010 İhaber101

22 Şubat 2010 12:39
Kadın Polis Askere Silah Çekti
Ankara'da dün ilginç bir gözaltı olayı yaşandı. Bir kadın, onlarca kişinin gözü önünde bir erkeğe silah çekerek yere yatırıp etkisiz hale getirdi.

İddiaya göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü'nde görev yapan evli kadın polis memuru M.A. sivil haldeyken Batıkent'te tacize uğradı. Tacizciden önce kurtulmaya çalışan kadın polis memuru, tacizin şiddeti artınca önce yumrukla vurdu, daha sonra silahını çekip adamı yere yatırdı, ardından da polis kimliğini göstererek zanlıyı karakola götürdü.

'YANLIŞ ANLAŞILDIM'

Polis memuru M. A.'yı taciz ettiği iddia edilen kişinin karakolda uzman çavuş olduğu anlaşıldı. Uzman Çavuş Mehmet Ö. 'Kendisini yanlış anladığını kötü bir amacı olmadığını' söyledi. Tacize uğrayan kadın polis, zanlıdan şikayetçi oldu. Mehmet Ö., yapılan kimlik kontrolünden sonra karakol ekibince Ankara Merkez Komutanlığı'na teslim edildi.
aktifhaber

01 Mart 2010 21:55
Erzincan'da Polise Komplo
Saldıray Berk'in himayesinde, Erzincan polisine komplo kurulmak istemiş

Erzincan Çatalarmut Baraj Gölü'nde 27 Ekim 2009'da yapılan bir ihbar sonucu bulunan 13 adet el bombası ile çeşitli çap ve markadaki 350 civarında merminin bulunması sonrasında sanıkların Erzincan polisine komplo kurmak istediği ortaya çıktı.

İddianamede eyr alan bilgilere göre; Çatalarmut Baraj Gölü'nde bulunan mühimmatlar ile ilgili olarak İl Jandarma Alay Komutanı Ali Tapan olmak üzere şüpheli Ersin Turgut, Orhan Esirger ve Nedim Erslan'ın birlikte komplo kurup plan yaptıkları bu plan dahilinde bulunan mühimmatları Erzincan Emniyeti ile suni olarak irtibatlandırmaya çalıştıkları belirlendi.

İddianamede, Erzincan polisine kurulan komplo ile ilgili olarak yalancı tanık ayarlanmaya çalışıldığı, ancak komplonun bir parçası olarak tanıklığı kabul etmediği yer aldı. İl Jandarma Alay Komutanı Ali Tapan'ın, Gizli Tanık X'i yalancı tanıklığa ikna etmek için Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in bizzat hukuki koruma ve destek sağlayacağının vaad edildiği bilgisi yer aldı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in, "Çatalarmut Baraj Gölü'nde bulunan ve el konulan mühimmatların Emniyet tarafından olaydan önce oraya koydurulup, bilahare de yine anlaşma ile mühimmatlar emniyet tarafından bulunmuş." gibi gerçeğe aykırı bir senaryo üretilerek, ETÖ soruşturması ve kovuşturmasında adli kolluk görevinin ağırlıkla emniyet teşkilatı tarafından ifa edilmekte olması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bu soruşturmayı zayıflatmak, ele geçen yasal deliller hakkında kamuoyunda şüpheler yaratmak ve emniyet teşkilatına gözdağı vermek amacıyla hareket edildiği değerlendirilen iddianamede şu ifadeler yer alıyor; "Bu illegal amacı gerçekleştirmek için şüpheliler var gücüyle çalışma yapmışlardır. Şüpheliler İlhan Cihaner, Ali Tapan, Ersin Ergut ve Orhan Esirger'in birlikte hareket ederek yalancı tanık bulma ve suni delil oluşturma şeklinde gelişen faaliyetleri tesbit edilmiş, bu faaliyetlerin 3. Ordu Komutanı sıfatı taşıyan şüpheli Saldıray Berk'in himayesi ve koordinasyonunda gerçekleştirildiği değerlendirilmiştir." aktifhaber

04 Mart 2010 10:29
Polis Lojmanlarında Korkutan Yangın
Konya'da Polis Lojmanlarında çıkan yangın korku dolu anlar yaşanmasına neden oldu.

Polis memuru 37 yaşındaki Adem Ünlüoğlu, babasının rahatsızlığı için Ankara gitti. Selçuklu İlçesi Binkonut Mahallesi'ndeki Emniyet Müdürlüğü'ne ait Binkonut Polis Lojmanları 7'inci Blok 1'inci katta oturan eşi 37 yaşındaki Emine Ünlüoğlu ve çocukları Kasım, Abdurrahim ve Firdevs ile dün gece televizyon izledikleri sırada yanında bulunan 3'lü elektrik prizinden kıvılcım çıktığını gördü. Emine Ünlüoğlu, bunu söndürmek isterken su döktü. Bu sırada üzerine su dökülen televizyon patladı ve alevler kısa sürede tüm odayı sardı. Emine Ünlüoğlu bunun üzerine 3 çocuğunu alarak evden çıktı.

Evin küçük olması nedeniyle alevler bir anda her yeri sardı. Üst komşusu Eyüp T. ve Eşi Mülkiye T. ve 1 yaşındaki erkek çocuğu İsmail T., çağrılınca gelen itfaiye merdivenine çıkarak kurtarıldı.
aktifhaber

04 Mart 2010 Karakolda İnanılmaz Olay
'Namusluysan kendini yak' diyen komisere dava.

MERSİN'de, nezarethanede kendini yakıp, 5 ameliyat sonucu sağlığına kavuşabilen 50 yaşındaki bakkal Ferhan Uzun'a işkence yapmakla suçlanan komiser H.K. hakkında, 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

23 Ekim 2008'de Galatasaray'ın UEFA Kupası grup maçlarında Olympiakos'u 1-0 yendiği karşılaşmadan sonra Ferhat Uzun bira içerek kutlama yaparken, devriye gezen polis tarafından gözaltına alındı. Yumuktepe Polis Merkezi'ne götürüldü. İddiaya göre, Uzun nezarethanede kendini çakmakla yaktı. Su dökülerek söndürülen Uzun, Mersin Devlet Hastanesi'nde 2 gün gözlem altında tutulduktan sonra, Adana Numune Hastanesi Seyhan Uygulama ve Araştırma Hastanesi Yanık Ünitesi'ne sevk edildi.

Kolları, göğsü ve sırtında yanıklar oluşan Uzun, 16 gün sonra kendi isteğiyle taburcu edildi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 5 kez ameliyat geçiren Uzun, sağlığına kavuştuktan sonra, karakolda kendini yakması konusunda karakoldaki polisleri, komiser H.K.'yi suçlayıp, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başbakan ile İçişleri ve Adalet bakanlıklarına da mektup gönderdi.

İçişleri Bakanlığı'ndan bir müfettiş Mersin'e gelerek idari soruşturma başlattı. Uzun'un ifadesi alınırken, olayın yaşandığı karakoldaki kamera kayıtları da delil olarak dosyaya eklendi. İdari soruşturma sürerken, Toroslar Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu'ndan, olaydan sorumlu tutulan komiser H.K. hakkında 'Soruşturma izni verilmemesi' kararı çıktı. Uzun'un itirazını değerlendiren Adana Bölge İdare Mahkemesi da, itirazın yerinde olduğunu bildirip, soruşturma izni verdi.

Bunun üzerine dosyayı inceleyip, soruşturma başlatan Cumhuriyet Savcısı Nevzat İnanoğlu, hazırlık soruşturması sonucunda iddianameyi hazırladı. Mersin 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, olayın oluşu şöyle anlatıldı:

"Olayla ilgili ifadesi alınan Ferhan Uzun, evlerinin yakınında sokakta bulunduğu sırada iki yıldızlı komiser diye tarif ettiği, sonradan adının H.K. olduğunu öğrendiği görevli tarafından kelepçelenip, karakola götürüldü. Komiser, karakol bahçesinde, 'Gel bakalım Ferhat, seninle işimiz var' diyerek, Uzun'u nezarethaneye götürdü, orada, 'Sen neden benim memurlarımı şikayet ediyorsun?' diyen H.K., polislere 'Gidin bunun hanımını getirin' talimatı verdi. Bunun üzerine Uzun, 'Benim namusum, şerefim var, hanımımı buraya getirirsen kendimi yakarım' dedi. Komiser de, üzerindeki çakmağı çıkarıp, Uzun'a verdi, üzerine de spreyle gaz sıkıp, 'Sana iyilik yapıyorum. Namuslu, şerefli isen yemini yerine getir, kendini yak' dedi. Bunun üzerine Uzun çakmakla kendini yaktı."

Komiser hakkında, Toroslar Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu'nca 'Soruşturma izni verilmemesi' kararına Uzun'un itirazı üzerine, Adana Bölge İdare Mahkemesi, 11 Eylül 2009'deki kararıyla soruşturma izni verildiği de iddianamede yer aldı.

Suçlanan komiser H.K. ise, olay günü Uzun'un alkollü olduğunu, eş ve çocuklarını dövmesi nedeniyle karakola getirildiğinde bağırdığı, etrafa saldırıp, kapı ve duvarlara vurduğunu; yakma olayını görmediğini, tedavisi için hastaneye gönderdiğini, görevini yaptığını söyledi. Önümüzdeki günlerde yargılanacak olan H.K.'nin işkence suçundan 12 yıla kadar hapis cezası istendi.

Aylardır hukuk mücadelesi vererek, davanın açılmasını sağladığını belirten Uzun, "Bu iş nereye giderse gitsin, arkasındaki güç her kim ise sonuna kadar gideceğim. Adalete güveniyorum. Gözaltına aldıklarında 'Neden alıyorsunuz?' diye sordum. Karakolda 'Ben vatan için kendimi yakarım' dedim. Ardından da bir komiser 'Vatanını seviyorsan bunu ispatla' diyerek arka cebime bir çakmak koydu. Üzerime de bir madde sıktı. Nezarethaneye konulmam üzerine öfkelenerek çakmağı ateşlediğimde bir anda alev topuna döndüm. Sonra gözlerimi hastanede açtım. Beni herkes 'Devletin adamı' olarak bilir. Nezarethaneye alınan birinin üzerinde çakmak ne gezer? Bırakın çakmağı, ayakkabısının bağı dahil çıkartılıyor. Haksız yere beni gözaltına alan, karakolda kendimi yakmam için üzerime madde sıkıp çakmak vererek tahrik eden komiser hakkında şikayetçiyim."
aktifhaber

Polis, annesinin ölüm haberini veren doktora silah çekti!
Erzurum'da bir polis memuru, hastanede tedavi gören kalp hastası annesinin yaşamını yitirmesi üzerine "Allahım" diye bağırarak belindeki silahı çıkardı..
20 Mart 2010 Cumartesi, 01:43:07
Polis memuruna annesinin ölüm haberini veren nöbetçi doktor ile hastane personeli silahı görünce kaçışırken, şoka giren polise yakınları müdahale etti. Elinden silahı alınan polis, hastaneden uzaklaştırılırken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

habertürk

Polis aracına molotof atıldı: 3 polis yaralı
18:10 - Mersin'de bir polis aracına düzenlenen molotofkokteylli saldırıda yaralanan polis memuru sayısının 3 olduğu bildirildi. Hafif şekilde yaralanan polis memurlarının Mersin Devlet Hastanesindeki tedavileri sürüyor. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. 09.10.2010 MERSİN netgazete

Polis silâhı ile şaka kanlı bitti

11 Kasım 2010İzmir'in Karabağlar ilçesinde meydana gelen olayda 20 yaşındaki bir genç kız arkadaşlarına şaka yapmak için kafasına silah dayadı. Genç kız kafasına dayadığı silahın tetiğine dokununca başından vuruldu. Hastaneye kaldırılan genç kız hayat mücadelesi veriyor.
Edinilen bilgiye göre olay, Yeşillik Caddesi 57 numaralı Aybar apartmanı kat 6 daire 11'de meydana geldi. Gaziantep'ten İzmir'deki arkadaşlarını ziyarete gelen 20 yaşındaki Çiğdem Ş., Anıl K.G. (25) isimli Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru arkadaşının evinde arkadaşlarıyla bir araya gelerek eğlenmeye başladı. Polis memuru Anıl K.G.'ye ait olduğu belirlenen silah ile oynayan Çiğdem Ş. iddiaya göre silahı kafasına dayayarak arkadaşlarına şaka yapmaya başladı. Bu sırada eli silahın tetiğine dokunan genç kız silahın ateş alması sonucu arkadaşlarının gözü önünde kanlar içersinde yere yığıldı.
Genç kızın sağ şakağından giren mermi ile yaralandığını gören arkadaşları hemen polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ambulans ile Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan genç kız tedavi altına alındı. Genç kızın hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi. netgazete

Polis Memuru, Kavgayı Ayırmak İsteyen Akrabasını Vurarak Öldürdü
14 Kasım 2010
Bağcılar'da, eşi ile tartışan polis memuru, kavgayı ayırmak isteyen eşinin yeğenini vurarak öldürdü.
Edinilen bilgiye göre, Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru evlerinin önünde eşi Gültaze B.ile ailevi nedenlerle tartışmaya başladı. Z.B, tartışmanın büyümesi üzerine silahını çekip eşini vurmak istedi. Eşinin belindeki tabancayı çıkardığını gören Gültaze B. olay yerinden kaçmaya başladı. Bu sırada kuzeninin eşi tarafından kovalandığını gören Orhan Yeşilyurt araya girmek istedi. Polis memuru Z.B., Yeşilyurt'u boynundan vurdu. Hastaneye götürülen Yeşilyurt yolda hayatını kaybetti. aktifhaber

Kurban kesiminden dönüşte kaza: 1 polis öldü
16:30 - Konya'nın Ereğli ilçesinde, kurban kesiminden dönerken ağaca çarpan otomobilde bulunan 2 polisten İrfan Özsoy, araç içerisinde sıkışarak hayatını kaybetti, Mehmet Yakar ağır yaralandı. 16.11.2010 KONYA netgazete

Sokakta içki içtikleri iddia edilen 3 lise öğrencisi, kendilerini uyaran polisleri darp etti
15 Aralık 2010
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde, sokakta içki içtikleri iddia edilen 3 lise öğrencisi, kendilerini uyaran polisleri darp etti.

Kadıtarlası Sungur mevkisindeki yol kenarında içki içildiğine yönelik vatandaşların şikayeti üzerine bölgeye giden polis ekipleri, Kadri Yılmaz Lisesi öğrencileri O.G. (17), F.K. (17) ve M.C.Ç'yi (17) uyardı.

Polisin bölgeden uzaklaştırmak istediği öğrencilerden O.G, astım hastası olduğunu öne sürerek yere yatıp polise
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Mar 23, 2010 9:53 pm    Mesaj konusu: Oktay'ın Ölümünde 3. Silah İddiası Alıntıyla Cevap Gönder

Beyoğlu bildiğiniz gibi
24.03.2010

TBMM İnsan Hakları Komisyonuna, en çok şikayet edilen yer olan Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde amir değişti ama, sonuç değişmedi. Bu kez de bir öğretmen ile 3 yeğeni dayak yediklerini açıklayarak şikayetçi oldu.

ANKARA - Gazeteport

TBMM İnsan Hakları Komisyonuna hakkında en çok şikayet gelen polis merkezi olan Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde amir değişti ama sonuç değişmedi. Komisyonun hazırladığı rapor sonucu İlçe Emniyet Müdürü görevden alındı ancak ‘’İşkence ve kötü muamele’’ şikayetleri sona ermedi.

Şimdi de Beyoğlu’nda sivil polislere kimlik göstermedikleri gerekçesiyle gözaltına alınan öğretmen Yasin Çubukçu ile kuzenleri Hasan, Muharrem ve Cemal Çubukçu Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünde dayak yediklerini öne sürdüler. Yasin Çubukçu, “Bizi kameranın olmadığı mutfağa kapatıp, sabaha kadar dövdüler” dedi ve polislerden şikayetçi oldu.

Son dönemde işkence iddiaların yoğunlaştığı Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünü inceleyen TBMM Komisyonu, olayları gizlediği öne sürülen İlçe Emniyet Müdürü Yusuf Yüksel’i, İçişleri Bakanlığına şikayet etmiş ve Yüksel Sultangazi ilçesine atanmıştı. Yüksel’in yerine Çevik Kuvvet Müdürü Gökhan Özsavaş geldi.

BEYOĞLU’NUN SİCİLİ KABARIK

Nijeryalı mülteci Festus Okey’in gözaltında öldüğü Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün adı sık sık işkenceyle anıldı. Beyoğlu’nda transseksüelleri hortumla dövdüğü için “Hortum Süleyman” olarak anılan Başkomiser Süleyman Ulusoy da uzun süre tartışıldı. Son dönemlerde basına da yansıyan Beyoğlu karakollarında yaşanan olaylardan bazıları şöyle:

- Bekarların kaldığı eve baskın yapan polisler, evde uyuyan 37 yaşındaki Hakim Adlığ’ı dövdü. Adlığ, suç duyurusunda bulundu. Polisler “Yanlış adammış, üzgünüz” dedi.

- Tutuklama kararı çıkan bir gencin cezaevine götürüldüğü sırada ekip otosundan kaçması olayını soruşturan ekipler 5 kişiyi göz altına aldı. Bu kişiler işkence gördüklerini iddia etti.

- Cumhuriyet gazetesi muhabiri Servet Alçınkaya, kimlik soran polislerden, önce polislerin kimliğini göstermesini istediği için araçta ve karakolda dövüldü.

- Tarlabaşı’nda Mehmet Cirik, misafirlerini yolcu ederken kimlik soran polislerce gözaltına alınarak Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nde dövüldü. Dalağı patladı ve ameliyat edildi.

- Taksim’de bacağından yaralanan 16 yaşındaki K.K, şikayetçi olmak için gittiği Taksim Polis Karakolu’nda dayak yedi.

- Taksici Engin Topal’ı döven polisler, buna tepki gösteren Ali Bakça’yı da copladı.

- Beyoğlu’nda bir kuaför, Roj TV izlediği gerekçesiyle gözaltına alınarak Beyoğlu Polis Karakolu’na götürüldü ve dayaktan dişinin kırıldığını anlattı.

- Tarlabaşı’nda transseksüel Esmeray, Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’nün önünden geçerken “Buradan geçmek yasak” diyen 2 polis tarafından dövüldü.

- NTV Muhabiri Hilmi Hacaloğlu, gözaltına alınıp götürüldüğü Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde dövüldü.

- Tarlabaşı’ndaki evine giden Bora Sezik, yolda sigara istediği polisten tokat yedi. Aynı polis daha sonra Sezik’e ateş ederek öldürdü. Gözaltına alınıp Beyoğlu Karakolu’na götürülen Sezik’in arkadaşları da işkence gördüklerini söyledi.
gazeteport

23 Mart 2010 18:48
Oktay'ın Ölümünde 3. Silah İddiası
Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüne ilişkin ailesi, "üçüncü silahla işlenmiştir'' iddiasında bulundu.

Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüne ilişkin babası ve kız kardeşi ''Cinayet dosyada yok sayılan kayıtlarda yer alan üçüncü silahla işlenmiştir'' iddiasında bulundu.

Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüne ilişkin babası Mehmet Oktay ve kız kardeşi Zeynep Oktay Demirci, ''Cinayet dosyada yok sayılan kayıtlarda yer alan üçüncü silahla işlenmiştir'' iddiasında bulundu.

Behçet Oktay'ın Hekimhan ilçesindeki babası Mehmet Oktay ve kız kardeşi Zeynep Oktay Demirci, AA muhabirine yaptıkları açıklamada, polis kayıtlarında dosyada ismi belirtilen görgü tanığı H.K'nin sesiyle kayda geçen üç silahın varlığından söz edildiğini belirtti.

Savcılık ve emniyet yetkililerinin Behçet Oktay dosyasında iki silah olduğunu belirttiğini, dosyayı bu eksik bilgi ile kapattıklarını öne süren aile, resmi kayıtlardaki üçüncü silahı neden görmediklerini sordu.

Behçet Oktay'ın babası ve kız kardeşi şu bilgiyi verdi:

''Dosyada iki silah olduğu belirtiliyor. Görgü tanığının olayı polise bildirirken 3 silah ve sahip çıkılması gereken evraklar olduğunu söylüyor. Görgü tanığının ses kaydı bizde bulunuyor. Bu üçüncü silahı da sizlerden istiyoruz. Şimdi üçüncü silah ne demek? Üçüncü silah nereden çıktı? Kimin silahıdır? Kimler kullandı? Kayıtlara rağmen dosyada neden yer almadı? Olayda kullanıldığı iddia edilen Smith Wesson tabancanın namlusunun incelemesi neden yapılmadı? Kıllar, deri parçaları, yağ dokusu, kan, karbonmonoksit ve benzerleri. Yoksa bütün olay yerini barut deryasına çeviren barut izi bırakmayan Smith Wesson tabancanın yerine bu üçüncü silah mıydı cinayette kullanılan? Evet olayda barut izi bırakmayan toplu tabancanın kullanılmadığı kesin. Cinayet, dosyada yok sayılan kayıtlarda yer alan bu üçüncü silahla işlenmiştir.''

Kayıtlardaki ''Sahip çıkılması gereken evrakın'' nerede ve neyin evrakı olduğunun ortaya çıkarılması gerektiğini ifade eden baba Mehmet Oktay ile kız kardeşi Zeynep Oktay Demirci, şöyle devam etti:

''Bu somut gerçekler dosyada yer almadı. Neden bu gerçekler saklandı? Görmezlikten gelindi. Kim, kimleri koruyor? Bir dosya düşünün ki cinayette kullanılan üçüncü silah ses kayıtlarında gün gibi apaçık dururken, yok sayılsın. Bir dosya düşünün ki 'olay yerinde sahip çıkılması gereken evrak'tan ses kayıtlarında açıkça bahsedilsin, bu gerçekler dosyada görülmesin, duyulmasın, bulunmasın; kısaca kaybolsun. Aslında bizler biliyoruz bu senaryoları. Behçet Oktay olayında senaryolar birbirine girdi. Senaryoları karıştırdınız. Yanlış sahneler çektiniz. Ne yazık ki Behçet Oktay dosyasında bu ve benzeri gerçekler gün gibi apaçık dururken, soruşturmayı yöneten polis ve savcılarca sözde görgü tanığına bu sözler ile ilgili tek bir soru sorulmamıştır.''

''SAVCI OLAY YERİNE GİTMEDEN DOSYAYA İMZA ATTI''

Savcının olay yerine gitme gereksinimi duymadan, 02.45'te adli kollukla birlikte hiçbir belge ve bilgiye dayanmayarak dosyaya sadece imza attığını iddia eden aile, şunları ifade etti:

''Düşünün ki sayın savcı olayın nerede meydana geldiğinden bile bihaberdir. Bu dosya hukuk tarihinde kara bir lekedir. Hukuk devletinde yaşadığı algısına sahip bizler, bu isteklerimizin doğal hak olduğu gerçeğinden yola çıkarak yetkilileri 'üçüncü silah ve sahip çıkılması gereken evraklar' ışığında cinayetin aydınlatılması noktasında göreve çağırıyoruz.''

aktifhaber

25 Mart 2010 1
Emniyet Müdürü Hakkında Soruşturma
Giresun Emniyet Müdürlüğü'nde görevli, Emniyet Müdürü Gökhan Karagöz hakkında idari soruşturma başlatıldı. Polis müdürüne soruşturma açılmasının nedenleri..

Bir süre önce Görele İlçe Emniyet Müdürlüğü görevinden Giresun merkez Emniyet Müdürlüğü’ne alınan Emniyet Müdürü Gökhan Karagöz hakkında idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, Görele’de, tefecilik ve suç işlemek amacı ile silahlı örgüt kurmaya yönelik olarak Görele Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla Giresun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekipleri tarafından gerçekleştirilen “Karadeniz Fırtınası 1” Operasyonu’nun ardından Giresun merkeze alınan Emniyet Müdürü Gökhan Karagöz hakkında idari soruşturma açıldı.

Karagöz’ün operasyon kapsamında yapılan teknik takipte telefon dinlemelerinde adının geçtiği, operasyon kapsamında tutuklu bulunan şahıslardan biri ile suç unsuru taşıyacak kamera kaydının bulunduğu iddia edilmişti.
aktifhaber

Komiser ve kadın polis, devletten insan hakkı istedi
03:15 - Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Komiser İ.H.E. ile kadın polis memuresi S.D., İl İnsan Hakları Kurulu'na "Sistematik olarak insan hakları ihlâline uğradıkları, hukuk dışı, insan onuruna ve haysiyetine yakışmayan" muamele ile karşılaştıkları iddiası ile başvuruda bulundular. Komiserin, çıkan tayininin mahkeme ile durdurulmasına karşı "Yargı kararlarının uygulanmadığını" öne sürdüğü bildirildi. S.D. hakkında ise, "kılık kıyafet yönetmeliğine uymadığı" iddiasıyla ayrı bir soruşturma açıldı. 01.04.2010 ANTALYA netgazete

Polis servisi otomobili biçti: 29 yaralı

31 Mart 2010 - Denizli'de, polisleri taşıyan servis otobüsünün bir otomobille çarpışması sonucu 25 emniyet personeli ile otomobildeki 5 kişi yaralandı. Bu sabah Denizli Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Duran Uz (46) yönetimindeki 20 A 6925 plakalı servis aracı, İzmir yolundaki kontrolsüz kavşakta Şuayip Çevikel (33) yönetimindeki 20 B 5771 plakalı özel bir otomobilin çarpması sonucu devrildi. Kazada polis servis otobüsüne çarpan otomobil hurda yığını haline gelirken, servis otobüsü de yol kenarına yan yattı.
Kazada Denizli Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis ve sivil memurlardan oluşan 24 kişi ile otomobilde bulunan 5 kişi çeşitli yerlerinden yaralandı netgazete

02 Nisan 2010 12:30
'Düşük Bel' Polisin İç Yüzü
Dün gazetelere ' Polise düşük bel soruşturması' başlıklarıyla yansıyan Beldibi Polis Merkezi'nde yaşanan tartışmanın gerçeği haberlerden çok farklı çıktı...

Antalya’da düşük bel pantolon giydiği için, görev yerinin değiştirildiğini iddia eden Polis Memuru Songül D.’in iddialarının yalan olduğu, mesleki kurallara uymayan giyiminden dolayı uyarıldığında, amirine bakmak suretiyle taciz ettiği yolunda iftira attığı ortaya çıktı.

Evli ve 12 yaşında bir kız çocuğu annesi olan 14 yıllık polis memuru Songül D.’in aynı karakolda görevli Evli ve iki çocuk babası Komiser İsmail Hakkı E. ile aşk yaşadıkları öğrenildi. Çiftin arasındaki ilişkinin Antalya’da görevli personel tarafından bilindiği öğrenildi.

Songül D.’in kocası İrfan D.'de aynı ilde görevli polis memuru. Songül D. ile uzun süredir aşk yaşayan Komiser İsmail Hakkı E.’nin 16 yaşında bir oğlu ve 13 yaşında bir kızı bulunuyor.

Songül D.’in görev yerine resmi üniforma ile gelmesi gerekirken sürekli sivil kıyafetle geldiği bu sebeple soruşturma geçirdiği öğrenildi. Songül D.’in kılık kıyafet yönetmeliğine uymamanın yanı sıra, amirine küfretmek ve işe gelmemekten dolayı 3 farklı soruşturma geçirdiği öğrenildi.

Aktifhaber.com

KAVGA AYIRMAK İSTEYEN POLİS ÖLDÜRÜLDÜ

5 Nisan 2010 21:22
Kütahya'da, bir hastane bahçesinde 2 grup arasında çıkan çatışmada silahlardan çıkan kurşunların isabet etmesi sonucu ağır yaralanan polis memuru tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve hayatını kaybetti.
Alınan bilgiye göre, Evliya Çelebi Devlet Hastanesi Acil Servisi önündeki olayda sırtı ve ayağına isabet eden kurşunlar nedeniyle ağır yaralanan sivil polis memuru Melih Çinay (30), hastanenin yoğun bakım ünitesinde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı.haber10

06 Nisan 2010
Emniyet Müdür Yard. Gözaltında
Yasadışı dinleme soruşturması kapsamında İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Pınarbaşı gözaltına alındı...

POLİSE BIÇAK ÇEKTİ BAŞINDAN VURULDU!..

Kuşadası'nda, hakkında yakalama kararı bulunan bir sabıkalı polise direnince başından vuruldu.
14 Nisan 2010 Çarşamba 02:52
Aydın'ın Kuşadası ilçesinde öğle saatlerinde polise saldırıp başından vurulan sabıkalının sağlık durumu iyiye gidiyor. Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi. habervitrini

Habertürk tarafından İstabul Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Pınarbaşı'nın da gözaltına alındığı iddia edildi. aktifhaber

15 Nisan 2010
Yasadışı Dinlemede Flash Gelişme
Yasa dışı dinleme operasyonu kapsamında emniyet müdürleri Ömer Yanık ve Cengiz Pınarbaşı ifade verecek...

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nün gerçekleştirdiği ve ünlü bir GSM şirketi yöneticilerinin de arasında bulunduğu kişilerin gözaltına alınması ile sonuçlanan operasyonda adı geçen 2 emniyet müdür yardımcısı, ifade için adliyeye çağrıldı.

Telekulak olarak bilinen operasyon kapsamında evlerinde arama yapılan Cengiz P. ve Ömer Y. isimli İstanbul Emniyet Müdür yardımcıları Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne çağrıldı. Saat 13:30 ve 14:30 da ifade vermek üzere adliyede hazır bulunmaları istenen 2 müdür, ilgili Cumhuriyet savcısının karşısına çıkacak.

Operasyon kapsamında biri GSM şirketi yönetici 8 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. aktifhaber

Polis aracı tarandı: 1 polis öldü, 1 polis ağır yaralı
17 Nisan 2010
Samsun'un Ladik ilçesinde kimliği belirsiz kişi veya kişiler, devriye gezen polis otosunu silahla taradı. Olayda 1 polis memuru ölürkenken, 1 polis memurunun da ağıryaralandığı öğrenildi.

Olay, Ladik Belediyesi Düğün Salonu'nda yapılan Kutlu Doğum Haftası programı sonrasında meydana geldi.

Programın bitiminden sona vatandaşların salonu terk edip Lise Caddesi'nden evlerine doğru hareket ettiği sırada devriye gezen 55 A 8651 plakalı polis aracına Kaleşnikoflu silahlarla ateş açıldı.

Saat 22.15 sıralarında meydana gelen saldırıyı, görgü şahitlerinin beyanına göre 3 kişinin gerçekleştirdiği belirtiliyor.

haber101

20 Nisan 2010 12:12
Emniyet Müdürlerine 6 Yıl Hapis
Emniyet Genel Müdürlüğü'nü sarsan çete operasyonunda eski Emniyet Genel Müdürleri için 6'şar yıl hapis cezası istendi...

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'nın da aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 7 sanık hakkında 6 yıl ile 33 yıl arasında hapis cezası istemiyle İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Çete lideri İrfan Erbarıştan'ın dolandırdığı kişilere kendini MOSSAD Ajanı olarak tanıttığı ortaya çıkarken Gülcü ve Uzunkaya hakkında 6'şar yıl hapis istendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nü sarsan olay 2009'un Mayıs ayında, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gelen bir ihbar mektubuyla başladı.

İhbarcı mektubunda Gülcü ile Uzunkaya'nın isimlerini kullanan İrfan Erbarıştıran'ın kendilerini dolandırdığını ihbar etti.

Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Yanç'a idari soruşturma açılması talimatını verdi. Bu amaçla iki polis başmüfettişi görevlendirildi.

Köksal iddialarla ilgili adli soruşturma açılmasını da istedi. Adli soruşturma açılması için dosya İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Başsavcılık, özel yetkili bir Cumhuriyet savcısını iddiaları araştırmak üzere görevlendirdi. Özel yetkili savcı, İzmir Emniyet Müdürlüğü, Kaçakçılık Organize Suçlarla Mücadele Şubesi (KOM) ile yürüttüğü soruşturmayı geçen kasım ayının sonlarında operasyona dönüştürdü.

Soruşturmada İzmir KOM ekipleri, şebekenin elebaşı İrfan Erbarıştıran, Tahir Saraç ve Cem Gülbeyoğlu ile birlikte, toplam 5 kişiyi gözaltına aldı. Hakim karşısına çıkan İrfan Erbarıştıran, Tahir Saraç ve Cem Gülbeyoğlu tutuklanırken, Fuat Çiriş, Ergün Arar, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraklıdı.

Bu olayla ilgili bir hafta sonra Emniyet eski Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ile Celal Uzunkaya, aynı operasyon kapsamında Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'na şüpheli olarak ifade verdi. Yaklaşık 200 sayfa ifade veren Gülcü ve Uzunkaya serbest bırakıldı, daha sonra da açığa alındı.

"Çete lideri ile 814 kez görüşmüşler"

Olayı soruşturan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'na, çete lideri İrfan Erbarıştıran, Cem Gülbayoğlu, Tahir Saraç, Fuat Çiriş, Ergün Arar ile eski Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü hakkında "Suç örgütü kurma, örgüte üye olma ve bilerek yardım etme, dolandırıcılık" suçlarından 6 yıl ile 33 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanmaları için 8 Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı.

İddianamade, şebekenin elebaşı İrfan Erbarıştıran'ın savcıya verdiği 50 sayfalık ifadesinde, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü ile Celal Uzunkaya hakkında önemli iddiaları gündeme getirdiği ortaya çıktı.

Soruşturma sürecinde Uzunkaya ve Gülcü'nün Erbarıştıran ile 814 kez telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi. Mustafa Gülcü'nün de Erbarıştıran'ı defalarca Emniyet Genel Müdürlüğü'ndeki makam odasında ağırladığı tespit edildi. İddialara göre Erbarıştıran ifadesinde, gözaltına alınması halinde nasıl ifade vereceği hakkında Mustafa Gülcü'nün yönlendirdiği tespit edildi.

MOSSAD ajanı olarak tanıttı

Telefon dinleme ve teknik takip yapılan çetenin elebaşısı İrfan Erbarıştıran'ın özellikle Ege Bölgesinde faaliyet gösteren birçok suç örgütü ile irtibatının olduğu, yasa dışı faaliyetler içerisinde yer alarak haksız kazanç elde eden ve ticari anlamda yurt dışı bağlantıları sağlamaya çalışan büyük firmaların sahipleri ve üst düzey yöneticileri ile önce yakın diyalog içerisine girdiği, daha sonra bu şahıslara kuvvetli bağlantıları olan bir kişi olduğu izlenimi vermek suretiyle güvenlerini kazanıp menfaat temin etmeye çalıştığı ve bu yöntemle yüklü miktarda paraları alarak sahiplerine geri ödemediği belirlendi.

İrfan Erbarıştan'ın eylemlerinde Tahir Saraç, Cem Gülbayoğlu, İbrahim Arpacı, Fuat Çiriş ve Ergün Arar ile birlikte hareket ettiği, nitelikli dolandırıcılık yaptıkları ve bu yolla haksız kazanç elde ettikleri, teknik takip sonucu tespit edildiği vurgulandı.

İrfan Erbarıştan'ın Dönüş Uluslar Arası Nakliyat Şirketi sahipleri Hasan Olgun, Hüseyin Olgun ve Satılmış Olgun'la tanıştığı, şirket yetkililerine kendisinin yurt dışında güçlü bağlantıları ve tanıdıkları olduğunu söyleyerek dış kaynaklı kredi alınmasında yardımcı olabileceğini belirtip masraf adı altında şirket yetkililerinden 200 bin euro para aldığı belirlendi.

"110 bin euro verdim"

Şikayetçilerden yaş sebze meyve ticareti yapan Dönüş Şirketler Grubu'nnu sahibi Hüseyin Olgun, Bursa'da tanıştığı İrfan Erbarıştan'ın kendisini MİT ile irtibatlı olduğunu, geçmişte MOSSAD ile de ilişkilerinin olduğunu söylediğini belirti. Erbarıştıran'ın Avrupa ülkelerinden 25-30 milyon euro kredi bulabileceğini söylediğini anlatan Olgun, bu kredi için de yurtdışında şirket kurmak için 110 bin Euro para aldığını öne sürdü.

Sanıklardan Fuat Çiriş'de ele geçirilen fihrist ajandada kağıda, el yazısıyla 'İrfana Verilen Para' başlıklı notta değişik tarihlerde İrfan Erbarıştıran'a toplam 86 bin 700 euro para verildiği belgelendi.

Suç örgüt lideri İrfan Erbarıştıran, ifadesinde 08.07.1983 - 10.10.1995 tarihleri arasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE) olarak kullanıldığını söyledi.

Erbarıştıran, hakkında gönderilen isimsiz ihbar dilekçesi, yapılan adli soruşturma, hakkındaki teknik takibi Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'dan öğrendiğini öne sürdü.

Erbarıştıran, "Celal Uzunkaya ile Samsun ve İzmir'de buluştuk, bu konuda konuştuk. İzmir'de, bana telefonlarımın dinlendiğini söyledi. Telefon takibinin durması için konuşmalarımda deli taklidi yapmamı önerdi. Mustafa Gülcü ile benim deli raporu almamı kararlaştırdıklarını söyledi. Mustafa Gülcü de hakkımdaki adli ve idari soruşturmalar hakkında bana bilgi verdi. 2009 yılı Mayıs ayında Gülcü ile Ankara'da buluştuk. Bana telefonlarının dinlendiğini, teknik takipten kurtulmak amacıyla normal telefonlardan konuşmamayı, iki yeni telefon alarak irtibatı bu şekilde sağlamayı teklif etti. Mustafa Gülcü'nün gönderdiği telefonlarla görüşme yaptık" dedi.

"İstihbarat veriyordu"

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü de ifadesinde 1990-1991 yıllarında İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı olarak görev yaparken istihbarat elemanı İrfan Erbarıştıran'ı o dönemde İzmir'de görev yapan şube müdürü Celal Uzunkaya'nın kendisine gönderdiğini söyledi.

1991 yılı Eylül ayında istihbarat dairesinden ayrıldıktan sonra Erbarıştıran ile irtibatının kesildiğini önesüren Gülcü, "2007 yılında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı görevine atandım. Celal Uzunkaya'da bir yıl sonra fiilen Emniyet Genel Müdür Yardımcısı görevine başlayıncaya kadar İrfan ile bir daha karşılaşmadım. Celal, İrfan'ı odama getirip, istihbari bir konu sebebiyle görüşmemi istedi. İrfan Erbarıştıran'ın istihbari bilgi olarak vermiş olduğu konularla ilgili olarak yaptığım araştırmada bir kısmının tamamen sonuçsuz olduğunu tespit ettim. İrfan'ın kendi örtülü ödenekten nemalanmak için bu şekilde istihbari bilgi verdiğini düşünmeye başladım. Bu sebeple 13.02.2009 tarihinden sonra özel kaleme talimat vererek İrfan'ın odama alınmasını yasakladım. İhbar dilekçesiyle ilgili idari soruşturma açılmasını ben istedim" dedi.

Gülcü, Erbarıştıran'a bilgi verdiği iddialarını reddetti, "İrfan'la irtibatlı olduğum dönemde çocuğunun okul taksidini ödeyemediğini belirtip benden para istedi. Polis sandığından 5 bin lira çekip verdim. Geri ödeme günü gelmeden paranın tamamını bana ödedi" dedi.

Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Celal Uzunkaya ise ifadesinde suçlamaları reddetti.

"Teknik takipte tespit edildi"

İddianameye giren teknik takip raporunda, Emniyet eski Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ile Celal Uzunkaya'nın suç örgütü lider ve üyelerine ait telefon görüşmelerini dökümü de girdi.

Uzunkaya'nın zanlılarla 587 kez, Gülcü'nün ise 227 kez görüştüğü dikkat çekti. Yine aynı raporda İrfan Erbarıştıran'ın Bursa'ya ifade için çağırıldığı 04.08.2009 tarihinde Uzunkaya'nın saat 19.52 ve saat 19.58'de Bursa Emniyet Müdürlüğü santrali ve Bursa Asayiş Şube Müdürü Orhan Öztabak ile görüştüğü, tespit edildi. İrfan Erbarıştıran ve diğer iki zanlının tutuklanmasının ardından Celal Uzunkaya'nın İzmir'e gelerek İrfan Erbarıştıran'ın eşi Ayten Erbarıştıran ile Buca Kaynaklar mevkiinde görüştüğu, bunun da görüntü ve fotoğraflarla belgelendiği de ortaya çıktı.

İddianamede, İrfan Erbarıştıran'ın kendisini "derin devletin adamı, MOSSAD ajanı, istihbaratçı, devletin her kademesine tesir edebilen önemli biri gibi" göstererek müştekileri dolandırdığı vurgulandı. Üçü tutuklu 7 sanık hakkında 6 yıl ile 33 yıl arasında hapis cezası istendi. En çok ceza 33 yılla örgüt lideri olan İrfan Erbarıştıran'a istenirken, eski Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü hakkında da 'Suç örgütüne bilerek yardım etme' suçundan 6'şar yıl istendi.
aktifhaber

İSTANBUL'DA 3 EMNİYETÇİ İŞKENCE İLE ÖLÜMDEN TUTUKLANDI

21 Nisan 2010 08:27
Fatih'te 3 ay önce iki kuryeden 1 milyon 200 bin doların gasp edilmesiyle ilgili gözaltına alınan Murat K'nın emniyette fenalaştıktan sonra hastanede ölümüne ilişkin 6 emniyetçiden 3'u tutuklandı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliğinde görevli komiser O.K ile polis memurları Y.B, O.Ö, A.K, R.A ve G.K, ''işkence sonucu ölüme neden olmak'' iddiasıyla Sultanahmet'teki İstanbul Adliyesinde Cumhuriyet savcısına ifade verdi.

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilen bu kişilerden komiser O.K ile R.A ve A.K tutuklanırken, diğer üçü serbest bırakıldı. aktifhaber

Polis otosuna saldırıda bir polis öldü
23 Nisan 2010 Mardin'in Kızıltepe ilçesi İnönü Caddesi'nde devriye görevi yapan polis aracına kimliği belirsiz kişilerce düzenlenen silahlı saldırıda yaralanan 2 polis memurundan birinin şöldüğü açıklandı. Olayda 2 vatandaş da yaralandı. haber101

4 Nisan 2010
Panzerinin altında kalarak ölen Polis Eşi Toprağa Verildi
Tunceli'nin Hozat ilçesinde polis panzerinin altında kalarak ölen Songül Göktürk, memleketi Elazığ'da toprağa verildi.
Tunceli'nin Hozat ilçesinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda bir polis panzerinin freninin boşalması sonucu araç tören alanına girmiş, olayda Songül Göktürk hayatını kaybetmişti. haber101

Birbirlerine düştüler
25 Nisan 2010
PKK’ya yakınlığı ile tanınan ANF hedefine TARAF gazetesinin bazı yazarları ve cemaate yakın isimleri aldı.

Kürt açılım sürecinin stratejistleri sayılan Zühtü Arslan, Önder Aytaç, İhsan Bal ve Emrullah Uslu eleştirilerden payını aldı.

ANF’nin haberinde AKP’nin polisi “Türk İslam Sentezi” görüşleriyle yetiştirdiğini ve bölgede görevlendirdiği öne sürüldü.

Haberde “AKP hükümeti döneminde adım adım yeniden yapılandırılarak Türkiye’nin en etkili, istihbarat ağı en geniş birimi haline getirilen polis teşkilatı, gün geçmiyor ki hak ihlalleri ile gündeme gelmesin. Polisi bu kadar acımasız hale getirilmesinde yetiştirildiği eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Tüm polisler, hem polis okulunda iken hem de polislik görevini yürütürken Polis Akademisi de hazırlanan eğitim müfredatına göre eğitiliyorlar. Bu akademilerde her bir polis adayı Türk-İslam sentezinden geçiriliyor, ırkçı görüşlerle donatılıyor” denildi.

Hedefte onlar var

Polislerin eğitilmesi ve stratejinin belirlenmesinde Fethullahçı ve AKPli polis yöneticilerin önemli rol oynadıkları öne sürüldü:

”Bu yöneticilerin başında Polis Akademisi’nin başında bulunan Zühtü Arslan bulunuyor. Arslan akademinin başına geçmeden önce Fethullah Gülen’e ait Zaman Gazetesinde makaleler yazıyordu. Fethullah Gülen tarikatı tarafından ABD’nin Leicestir Üniversitesi’nde uzman olarak yetiştirildikten sonra Polis Akademisi sorumluluğuna getirildi.

İkinci yönetici Önder Aytaç; Zühtü Arslan’ın yardımcılığını yapıyor. Aynı zamanda Başbakan Erdoğan ile Ertuğrul Günay’ın danışmanı, Taraf Gazetesi yazarı. Cemaat tarafından İngiltere’nin Hull Üniversitesine gönderilerek özel savaş uzmanı olarak eğitildi.

Adı İhsan Bal; Eski bir MHPli, bugünün Fethullahçısı. Aynı zamanda Zaman Gazetesinde de yazıları çıkıyor. Polis Akademisinde Zühtü Arslan’ın yardımcısı. İngiltere’de PKK üzerine kriminoloji eğitimi gördü.

Dördüncü yönetici resmi değil, fiili yöneticilik yapıyor. Adı Emrullah Uslu; Fethullahçı. ABD’nin Utah Üniversitesinde yetiştirildi. PKK masasından sorumlu. Ayrıca Ergenekoncu Bedrettin Dalanın Yedi Tepe Üniversitesinde öğretim görevlisi.”

avaztürk

Konya'da ve Düzce'de iki polis memuru intihar etti
26 Nisan 2010 Pazartesi,

İLK İNTİHAR HABERİ KONYA'DAN

Konya'nın merkez Meram ilçesi Mevlana Caddesi İplikçi Camii'nin yanında bulunan tuvalette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Meram İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Halit Konuk (40), girdiği cami tuvaletinde alnından başına tek el ateş etti. Silah sesi üzerine çevredeki vatandaşlar ve ekip arkadaşları olayı fark edince 112 Acil Servis'e haber verdi. Olay yerine gelen sağlık görevlileri ağır yaralı olarak ambulansa aldıkları Konuk'un hayatını kaybetmesi üzerine kalp masajı yaparak Konya Numune Hastanesi'ne getirdi. Hastanede geri döndürme odasına alınan Konuk, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Olayı duyan Konya İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ercan Taştekin, Asayiş Şube Müdürü Zafer Tuncay Bozkurt, Meram İlçe Emniyet Müdürü ve mesai arkadaşları da hastaneye geldi. 2 çocuğu olduğu öğrenilen polis memurunun cesedi hastane morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

DÜZCE'DE BİR YILLIK POLİS İNTİHAR ETTİ
Düzce'de 1 yıl önce göreve başlayan polis memuru, evinde beylik tabancası ile intihar etti.

Esentepe Mahallesi 11. Cadde'de polis arkadaşları ile birlikte aynı evde yaşayan polis memuru Mumin D. (23), arkadaşları evde olmadığı sırada beylik tabancası ile kendisini vurarak intihar etti. Düzce İl Emniyet Müdürlüğü MOBESE bölümünde görevli olan ve daha 1 yıllık memur olduğu öğrenilen Mumin D.'nin 20 gün sonra evleneceği öğrenildi.
habertürk

27 Nisan 2010
Eşinden helallik isteyerek hayatına son veren polis gözyaşları arasında toprağa verildi

Konya'da beylik tabancasıyla intihar eden polis memuru gözyaşları arasında toprağa verildi. Polis memurunun, intihar etmeden bir kaç dakika önce eşine borç batağında olduğu için kimsenin yüzüne bakamadığını ve hakkını helel etmesini isteyen bir mesaj çektiği öğrenildi.

Meram İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Halit Konuk (40), dün Mevlana Caddesi'ndeki İplikçi Camisinin tuvaletinde başına bir el ateş etmiş, hastaneye kaldırılan polis yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.
akyifhaber

30 Nisan 2010 11:43
Polis Memuruna 10 Yıl Hapis
Adana'da, hırsızlık yaptığı iddia edilen Yıldırım'ı yaralayan polis memuru, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Polis merkezinde görevli polis memuru M.Y.’nin 7 Kasım 2008’de motosikleti çalındı. M.Y. ve meslektaşı Bardakçı çalınan motosikleti ararken, 9 Kasım günü Onur Mahallesi’nde, aynı motosikletin üzerinde 3 genç bulunduğunu gördü. İddiaya göre, kaçan motosikletli gençlere ‘dur’ ihtarında bulunan polis memuru Bayrakçı, gençlerin kaçmaya devam etmeleri üzerine tabancasıyla ateş etti. Kurşunun sırtına isabet ettiği motosikletin arka koltuğunda oturan Ahmed Yıldırım yaralanıp düşerken, motosiklette bulunan 16 yaşındaki Ş.K. ile aynı yaştaki E.A. ise yara almadan kurtularak kaçtı.

Adana 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılanan ve mesleğini sürdüren polis memuru Suat Bayrakçı, olayın kaza sonucu meydana geldiğini öne sürerek şunları söyledi: “Arkadaşımın motosikletini çalanları gördük. Üzerinde 3 kişi vardı. ‘Dur’ ihtarımıza karşın durmayıp kaçtılar. Motosikletle hırsızları kovalarken, arkada oturan ben havaya ateş ederek onları durdurmak istedim. O anda motosiklet aniden durur gibi yapınca havadaki elim ön tarafa indi, bu sırada tabanca ateş aldı. Kazayla oldu, çok üzgünüm.”

Diğer polis memuru M.Y. de, olay sırasında kullandığı motosikletin yarı otomatik vitesli olduğunu belirterek şöyle dedi: “Ayak hareketi aşağıya doğru yapılarak vites yükseltilmesi yapılıyor. Bu nedenle olay sırasında motosiklette sarsıntı meydana geldi. O anda arkadaşım havaya ateş ederken, motosikletten kaynaklı istem dışı ön tarafa doğru aniden düşerken tabanca ateş almış olabilir. Bizim amacımız hırsızları yakalamaktı. Durmaları için çok ihtarda bulunduk.”

‘BELDEN AŞAĞISI FELÇ OLDU’
Vurulan çocuğıun babası Nuri Yıldırım ise oğlunun belden aşağısının tutmadığını belirterek şöyle konuştu: “Adalete güveniyorum. Sanıklar polis memurudur. Böyle bir olayı gördüklerinde karşıdaki kişiye daha az zarar vererek, veya hiç zarar vermeden işlem yapabilecekken, öldürebilecek biçimde silah ile ateş etmesi anlaşılır bir durum değildir. Motosikletin tekerine veya ayaklarına ateş edebilirdi. Adalete teslim etmek yerine kendi haklarını kendileri almaya kalkmışlardır. Oğlum olayı tam hatırlamıyor. Sadece silah sesi geldiğinde ayaklarının tutmadığını hatırladığını söylüyor.”

Mahkeme heyeti, polis memuru Suat Bayrakçı’yı ‘olası kastla insan yaralama’ suçundan 10 yıl hapse mahkum ederken, diğer polis memuru M.Y.’nin beraatına karar verildi. Motosikletin çalınması ile ilgili dava ise ayrıca sürdürülüyor.
aktifhaber

Uğur Dündar'ın eşinin kişisel verilerini usulsüz şekilde sorguladıkları iddia edilen 3 polisin 6 yıla kadar hapsi istendi

30 Nisan 2010 Gazeteci Uğur Dündar'ın eşi Yasemin Dündar'ın kişisel verilerini usulsüz şekilde sorguladıkları iddia edilen Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında görevli 3 polis hakkında, 1 yıl 6'şar aydan 6'şar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Mehmet Cihan Kısa tarafından açılan davanın iddianamesinde, Emniyet Genel Müdürlüğünün, "giriş çıkış kayıtları" konulu genelgesi ve mer'i mevzuat gereğince, bir kişiye ait yurt dışına çıkış veya yurda giriş kayıt bilgilerinin sorgulanabilmesi için mutlaka yasal bir gerekçesinin ve dayanağının olması gerektiği anımsatıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığında görevli polis memurlarından N.S'nin, 26 Mart 2009 tarihinde, Yasemin Dündar'a ait kişisel veri niteliğindeki online yolcu giriş ve çıkış kayıtlarını 5 kez, M.Y'nin 14 Mayıs 2009 tarihinde 5 kez ve N.O'nun ise aynı tarihte 1 kez sorgulayarak genelge ve mevzuata aykırı hareket ettikleri belirtilen iddianamede, bu sorgulama işleminin Yasemin Dündar'a ait yolcu giriş ve çıkış bilgilerinin öğrenilmesi amacıyla yetki aşımı suretiyle yapıldığı tespit edildiğinden Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bu polis memurları hakkında soruşturma izni verildiği aktarıldı. netgazete

1'i amir 3 polisin işlettiği kumarhane basıldı

30 Nisan 2010 Geçtiğimiz aylarda bazı polislerin kahvehanelerden rüşvet aldığı ihbarı üzerine, İstanbul polisi soruşturma başlattı. Küçükçekmece ve Avcılar ilçelerinde görevli bir emniyet amiri, bir komiser ve bir polis memurunun kumar çetesi kurdukları ortaya çıktı. Akşam gazetesinin haberine göre; teknik ve fiziki takip ile adım adım izlenen bu kişilerin Bahçelievler ve Avcılar'da 5 kahvehaneyi kumarhaneye çevirdiği, ortak oldukları ve koruma altına aldıkları ileri sürüldü.

'BİZİMKİLERİ İYİ KARŞILAYIN'

Polislerin buralara yapılacak olan uygulama ve baskınları önceden öğrenerek çalışanlara, 'Bizimkiler gelecek. Onları iyi karşılayın' şeklinde haber verdikleri de öğrenildi. Zanlıların mesailerinin dışındaki zamanlarda buralara giderek bizzat yönettikleri ve kendilerinin de kumar oynadıkları tespit edildi. Kumarhane çetesinde bir nüfus müdürünün de bulunduğu öğrenildi. İstanbul'da bir ilçenin nüfus müdürü olan zanlının da işletilen kumarhanelere ortak olduğu belirlendi. Yapılan takibin ardından önceki gün operasyon için düğmeye basıldı.

10 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

6 ayrı adrese düzenlenen baskınlarda kumarhanelerde çalışan 6 kişi yakalandı. Ayrıca bir emniyet amiri, bir komiser ve bir polis memuru da sabah işe geldiklerinde görev yaptıkları yerlerde meslektaşları tarafından gözaltına alındı. Nüfus müdürü olarak görev yapan zanlı da dün sabah saatlerinde evine gelen polisleri görünce fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Nüfus müdürünün de tedavisinin ardından gözaltına alındığı öğrenildi. Zanlıların sorguları sürüyor. netgazete


12 Mayıs 2010
Silahlı Polis Okul Bastı
Ankara Mamak'ta Serdar S. isimli polis memuru, oğlunun devam ettiği İlköğretim Okulu'nu bastı...

Ankara Mamak'ta Serdar S. isimli polis memuru, oğlunun devam ettiği İlköğretim Okulu'nu basarak, temizlik işçisi Ahmet Korkmaz'ın başını beylik tabancasının kabzasıyla yardı. Tabanca kabzası ve tekme tokatla polis memurundan dayak yiyen Korkmaz, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yansıyan ilginç olay Mamak Oğuz Kaan İlköğretim Okulu'nda meydana geldi.

İddiaya göre, 11 yaşındaki ilköğretim 4. sınıf öğrencisi A.S., okul dağıldıktan sonra arkadaşlarıyla bahçede top oynadı. Bu sırada arkadaşıyla çarpışan küçük çocuğun kafası hafif şekilde şişti.

Çocuklar daha sonra okulun tuvaletine girmek istedi. Temizlik yapan hizmetli Ahmet Korkmaz, okul kapalı olduğu gerekçesiyle öğrencilerin tuvaletti kullanmasını engeledi.

Güvenlik kamerasında...

Bir süre sonra eve giden A.S.'nin ailesi çocuğun kafasındaki şişliği gördü. A.S., polis babası Serdar S.'ye kafasına hizmetli Korkmaz'ın vurduğunu söyledi.

Olaya öfkelenen polis baba, yanına beylik tabancasını alarak okulu bastı.

Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülere göre, Korkmaz'ın üzerine yürüyen polis memuru belinden tabancasını çıkararak mermiyi namluya sürdü. Korkmaz'ın kollarını tutmaya çalışan Serdar S., silahın kabzasıyla hizmetlinin kafasına vurdu. Kanlar içinde kalan hizmetli başka bir odaya kaçtı. Küfürler yağdıran polis daha sonra okuldan ayrıldı.

Şikayetçi oldu

Ankara Hastanesi'ne kaldırılan hizmetlinin kafasında 6 cm büyüklüğünde yarık olduğu tespit edilerek dikiş atıldı. Olayın ardından Korkmaz, savcılığa suç duyurusunda bulunarak güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri teslim etti.

Olayla ilgili okulda başlatılan soruşturmada ifadeleri alınan diğer öğrenciler hizmetli Korkmaz'ın kafalarına vurmadığını, sadece kendilerini kovaladığını söylediler. aktifhaber

Aydın Polis Evi'ndeki yangında ölü sayısı 3'e çıktı
16:50 - Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, Polisevi'nde çı kan yangında Aşçı Fecri Çelik, emniyet personeli Aytekin Yapar ile Halil İbrahim Şeker'in hayatını kaybettiğini, yaralı sayısının 13 olduğunu bildirdi. 12.05.2010 AYDIN netgazete

Kaza ihbarına gitti, oğlunun cesedi ile karşılaştı
16:10 - Kocaeli'nin Darıca ilçesinde babasından izinsiz aldığı otomobille kaza yapan genç, araçtan atlayarak kurtulurken, yanındaki arkadaşı S.B. (14) ise hayatını kaybetti. 155'e gelen ihbar üzerine kaza yerine giden trafik polisi Necmettin B., ölen gencin kendi oğlu olduğunu görünce, kendisini kaybetti, gözyaşlarına boğuldu. 15.05.2010 KOCAELİ netgazete

17 Mayıs 2010
Muğla'daki olaylar sırasında bir öğrencinin tabancayla vurularak ağır yaralanmasıyla ilgili yürütülen soruşturmada polis memuru tutuklandı...

Muğla'daki olaylar sırasında bir öğrencinin tabancayla vurularak ağır yaralanmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 1 polis memurunun tutuklandığı bildirildi... aktifhaber

Sarıyer'de çatışma: 1 polis öldü, 1 polis ağır yaralı

Sarıyer'de çıkan silahlı çatışmada 1 polis memuru öldü, 1 polis memuru yaralandı. Bir şüpheli ise yaralı olarak yakalandı.

Aşiyan Mezarlığı'nda bıçaklı bir kişinin olduğu yönündeki ihbar üzerine Yunuslar olarak bilinen motorize polis timleri bölgeye gönderildi.

Polisin silahını aldığı iddia edilen şüpheli, ateş etmeye başladı. Olayda, 2 polis memuru yaralandı. Yaralanan polislerden birinin öldüğü bildirildi. Şüphelinin de polis ekipleri tarafından yaralı olarak ele geçirildiği bildirildi.

Aşiyan Mezarlığı'nda 2 polisi ağır yaralayan şahsın, silahlı çatışma öncesinde mezarlık içinde bıçakla vatandaşlara saldırdığı öğrenildi.

Aşiyan Mezarlığı'nda polise silahlı saldırı gerçekleştiren şahsın saldırı öncesi mezarlık görevlisi ve ziyarete gelen vatandaşlara bıçakla saldırdığı öğrenildi. Olay anını anlatan mezarlık ziyaretine gelen Yüksel Bora isimli vatandaş, elinde bıçaklı bir şahsın kendilerine saldırdığını ve akabinde kaçtıklarını belirtti. Bora, "Elinde bıçak vardı. Deli birisine benziyordu. Saçma sapan laflar savuruyordu etrafa. Kaçtık polise haber verdik. Bize bıçakla saldırdı silahı görmedik silah sonradan çıktı. Gelen ekiplerle çatışmaya girdi. 10 dakika kadar çatışma sürdü." diye konuştu.

Beşiktaş Bebek'te kendisine müdahale etmek isteyen polislere bıçakla saldıran ve silahını aldığı polisi öldürüp yanındaki diğer polisi de yaralayan saldırgan B.D., yaşam mücadelesi veriyor. Polisin silahla vurarak etkisiz hale getirdiği saldırganın kafa bölgesine 3, sağ baldır 2, sol baldır 1 ve sol kasığına 1 kurşun isabet ettiği öğrenildi. haber101


28 Mayıs 2010 17:44
Eski Müdürden Şok İddialar
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Arslan, "Dink cinayeti konusunda bana gelen bilgilerle, cinayeti aydınlatacaktım bunlar başıma geldi." iddiasında bulundu.

Türkiye'nin en büyük uyuşturucu operasyonunda tutuklanan ve hakkında 'uyuşturucu suçunun işlenmesini kolaylaştırmak ve örgüte yardım etmek' suçlaması bulunan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, "Dink cinayeti konusunda bana gelen bilgilerle, cinayeti zamanla aydınlatacaktım bunlar başıma geldi." iddiasında bulundu.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Arslan savunmasını tamamladı. İddiaların hiç birini kabul etmediğini belirten Arslan, çok planlı, kapsamlı, kişilerin değil kurum ya da kuruluşların çalışması sonucu böyle bir davaya monte edildiğinin farkında olduğunu söyledi.

ŞİMDİ PİŞMANIM

Dava dosyasının hiç ilgisi olmayan belgelerin eklenmesiyle karmaşık hale getirildiğini savunan Arslan, mahkeme heyetine geçmiş hayatı ve mesleğiyle ilgili bilgiler verdi. Arslan, "Benimle ilgili kime sorarsanız sorun, 'Emin Arslan böyle bir işin içinde olmaz' derler. Bu durumdan utanç duyuyorum. Ama beni bu duruma düşürenlerin benden daha çok utanması gerekir." diye konuştu. Arslan, görevdeyken organize suçlarla ilgili teknik kapasiteyi arttırdığını, geldiği noktayı görünce, teknik kapasiteyi geliştirmekten pişmanlık duyduğunu ifade etti.

BENİMLE ALAY ETTİ

Uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla tutuklu olan Cemal Nayır'ın kendisine Edirne F Tipi Cezaevi'nden mektup yazdığını belirten Arslan, "Benimle alay ederek bulunduğum durumdan memnuniyetini dile getiren, adeta ateşe benzin dökmek tarzında bir mektup yazdı. Ama onu da sineye çektik." dedi. 4 yıl Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM), 4 yıl İstihbarat Daire Başkanlığı ve 9 yıl da Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı yapan ilk kişi olduğunu belirten Arslan, aynı zamanda, bu konumda tutuklanan ilk kişi de olduğunu söyledi.

Tutuklu sanıklardan Habip Kanat ve Hüseyin Rıza Işık ile sanık emniyet görevlilerini görevlerinden dolayı tanıdığını, iddia edildiği gibi emniyet görevlileriyle çıkar ilişkisinin bulunmadığını ileri süren Arslan, ismi üzerinde şaibe oluşturulduğunu kaydetti.

Arslan, Kanat'la tanışma sürecini, "2001'de İstanbul'da gazeteci olan Ahmet Akpak beni arayarak Bulgaristan'da yaşayan bir kişinin oradaki suçlarla ilgili bilgi vereceğini ve can güvenliği tehlikede olduğu için benden randevu istediğini söyledi. Randevu verdim. 5 Kasım 2001'de Ankara'ya geldiler. Habip Kanat ile orada tanıştım. Kanat, Selim Gezer isimli birinin kendisine musallat olduğunu, Gezer'in elindeki uyuşturucuyu kendisinin yakalattığını düşündüğünü ve kendisinden şüphelendiği için can güvenliğinin tehlikede olduğunu söyledi. KOM Daire Başkanı İsmail Güven'i aradım. Narkotik Müdürü Ünal Ünsal'ı da aradım, ona durumu anlattım. Aynı gün Kanat ile müdür Ünsal görüştüler. 15 Ocak tarihli bir rapor yazıp suretini de bana gönderdiler. Habip Kanat'ın görevlilerle görüşmeleri devam ederken, İstanbul'da zaman zaman bir araya geliyorduk. Zamanla aramızda bir dostluk oluştu. Habip, örgütün içinde olup bilgi veren bir muhbir değildi. Örgüt dışında gördüklerini ve duyduklarını anlatan kişiydi. Habip Kanat, terminolojide 'mutemet' dediğimiz bir kişiydi. Normal dairelere gidip, bazı konularla ilgili bilgi veriyordu" şeklinde anlattı.

CİNAYETİ ÇÖZMEME RAMAK KALA...

Emin Arslan, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti ile ilgili açıklamalarda da bulundu. Arslan, "Hrant Dink cinayeti gibi konularda sorumluların kim olması gerektiğini çok rahat dile getirdiğim için bazı kişiler bundan çok rahatsız oldular. Dink cinayeti konusunda bana gelen bilgilerle, cinayeti zamanla aydınlatacaktım. Zaman içinde hiç bir şey gizli kalmayacak. Her şey ortaya çıkacak. Bu konuda çalışma yürütürken başıma bunlar geldi." iddiasında bulundu.

Konumları gereği muhbirlerle çalıştıklarını ifade eden Arslan, "Telefon dinlemek en son çaredir. Bu dinlemeler sistemimizin yanlışlığı. Biz, özellikle bıçak sırtı muhbirlerle çalışan dairelerdeyiz. Maalesef bunun düzenlenmesi, yasal prosedürü de yoktur." ifadelerini kullandı. aktifhaber

Polis Şurası'nda Üye Şoku

Polis şefleri için büyük önem taşıyan Polis Şurası'nda tuhaf olay. Çete davasında sanık olarak yargılanan iki polis şefinin de Şura üyeliğine seçildiği ortaya çıktı. Müdürlerin 6 yıla kadar hapsi isteniyor

Kamuoyunda, 'Polis Şurası' olarak bilinen Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun, geçen ay yapılan toplantısına, çete davasında sanık olarak yargılanan iki polis müdürünün de üye olarak katıldığı ortaya çıktı.

Polis Şurası, rütbe bekleme süresi dolan emniyet müdürü ve amirlerinin terfi dosyalarını karara bağlamak için her yıl mayıs ayında toplanıyor. Bu yılki Şura'nın en kıdemli merkez müdürleri arasından seçilen 3 üyesinden 2'si tanıdık çıktı. İzmir'de çete davasının sanığı olarak yargılanan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya. Geçmiş yıllarda Şura'ya, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı sıfatıyla giren ikilinin, bu yılki toplantıya da merkez emniyet müdürleri arasında yapılan seçimde, en çok oyu aldıkları için üye olarak katıldığı öğrenildi.


MESLEKTAŞLARINA TAKILDILAR

Gülcü ve Uzunkaya'nın isimleri, dolandırıcılık çetesi kurmakla suçlanan İrfan Erbarıştıran'a yönelik operasyonda gündeme gelmişti. İkilinin Erbarıştıran'la yaptıkları telefon görüşmeleri dinlemelere takılmış, İzmir'de ifade vermişlerdi

3 BİN LİRA CEM'İ BULMA ÜCRETİ

Uzunkaya'nın, Erbarıştıran ile 587 kez, Gülcü'nün ise 227 kez telefonla görüştüğü ortaya çıkmıştı. Gülcü'nün, Münevver Karabulut cinayetinin zanlısı Cem Garipoğlu'nun yakalanması için Erbarıştıran'a Emniyet'in kasasından 3 bin 341 lira ödeme yaptığı da saptanmıştı. Gülcü ve Uzunkaya, bu gelişmeler üzerine ocak ayında Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak merkez emniyet müdürlüğüne atanmıştı.

6'ŞAR YILLA YARGILANIYORLAR

İki isim, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği çete iddianamesine de sanık sıfatıyla girdi. İrfan Erbarıştıran ve dört adamı hakkında İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada Gülcü ve Uzunkaya'nın da 'çeteye bilerek yardım etmekten' 6'şar yıla kadar hapsi istenmişti.

BİN 364 ŞEFİN KADERİ BELİRLENDİ

Şura'da bu yıl, bir üst rütbeye terfi bekleyen bin 364 polis şefinin dosyası karara bağlandı. Bin 257 müdür, üst rütbeye terfi ettirildi. 107 polis şefi rütbe bekleme süresi dolduğu halde haklarında soruşturma olduğu gerekçesiyle terfi ettirilmedi. Emnİyet Genel Müdürü'nün başkanlık ettiği Şura, Genel Müdür yardımcıları ve Teftiş Kurulu Başkanı ile en kıdemli merkez emniyet müdürleri arasından seçilen üç kişiden oluşuyor. Şura'ya üye olarak girecek kıdemli müdürler, merkez emniyet müdürleri arasında yapılan seçimle belirleniyor.

Kaynak: Akşam

Hırsız polise ateş açtı: 1 polis yaralı
8 Haziran 2010
Antalya'da hırsızlık çetesi üyesi olduğu gerekçesiyle aranan bir kişi, bir site içerisinde bulunan evini kuşatan polise direnip ateş açtı.
ANTALYA 'da hırsızlıktan aranan V.S., site içerisinde bulunan evine gelen iki polis memuruna arkadaşı T. A. ile birlikte av tüfeğiyle direndi. İkinci kat balkonundan atlayan bir polis yaralandı. Şüpheli V.S. aranırken, arkadaşı ise yakalandı. aktifhaber

20 kuruş için canından oldu!
Ücret tarifesi yüzünden çıkan kavgada emekli bir polis, minibüs şoförünü silahıyla vurarak öldürdü
28 Haziran 2010
Bağcılar’da, ücret tarifesi yüzünden çıkan kavgada emekli bir polis, minibüs şoförünü silahıyla vurarak öldürdü. Emekli polis, kavgayı ayırmaya çalışan başka bir minibüs şoförünü de kolundan yaraladı.

Olay, Güneşli Mahallesi Demirkapı Caddesi'nde meydana geldi. İkitelli-Topkapı hattında çalışan Ferdi Açıkgöz (26) isimli minibüs şoförü, aracında bulunan emekli polis memuru Muammer Zeki Güven ile para konusunda tartıştı. İddiaya göre Güven, 20 kuruş fazla istediği gerekçesiyle Ferdi Açıkgöz ile tartışmaya başladı.

Yol ücretinin 1 lira 40 kuruş olduğunu söyleyen Açıkgöz’e itiraz eden emekli polis, ücretin 1 lira 20 kuruş olması gerektiğini söyledi. Olayın büyümesi üzerine küfürleşen taraflar daha sonra araçtan inerek kavga etmeye başladı. Daha sonra araçtan inen emekli polis ve minibüs şoförü kavga etmeye başladı.

Olayın büyümesi üzerine emekli polis Güven, yanında taşıdığı beylik tabancasıyla Ferdi Açıkgöz’e ateş etmeye başladı. Minibüs şoförü Açıkgöz’ün üzerine ateş eden emekli polis Güven, daha sonra olayı görerek ayırmaya gelen Yusuf Topçu isimli başka bir minibüs şoförünü de kolundan vurarak yaraladı. Minibüs şoförü Ferdi Açıkgöz, kasığından aldığı kurşunla yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Aşırı kan kaybeden Açıkgöz, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Yaralanan Yusuf Topçu ise tedavi altına alındı. Emekli polis Muammer Zeki Güven, minibüs içinde bulanan ailesini bırakarak kaçtı. Güven, daha sonra silahıyla birlikte polis merkezine teslim oldu. habertürk

07 TEMMUZ 2010, ÇARŞAMBA
Ankara Emniyet Müdürü tutuklandı

İhaleye fesat karıştırma iddialarıyla iligili olarak Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir tutuklandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının Kayseri'de yürüttüğü soruşturma kapsamında, “ihaleye fesat karıştırmak” ve “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak” suçlamasıyla hakkında yakalama kararı bulunan ve rahatsızlığı nedeniyle İbni Sina Hastanesinde bir süredir tedavi gören Özdemir, ambulansla Ankara Adalet Sarayına geldi. Yapılan işlemlerin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bir dönem Kayseri Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan Özdemir'in, Kayseri'de yürütülen soruşturma çerçevesinde Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin tarafından ifadesi alınmış, savcı, Özdemir'i, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmişti.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğine çıkartılan Özdemir, serbest bırakılmıştı.

Savcının, Özdemir'in serbest bırakılmasına itiraz etmesi üzerine, itirazı değerlendiren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Özdemir hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.

Özdemir'in avukatlarının, yakalama kararının kaldırılması istemiyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz da yerinde görülmeyerek, reddedilmişti.
Akşam

Trafik kazasında polise Ankara Emniyeti'nde tören
Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesinde görevi başında iken bir aracın çarpması sonucu ölen polis memuru Üzeyir Yaş için, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi. 11.07.2010 haber1001

İstanbul Polisinde Atama Depremi
16 Temmuz 2010
İstanbul Emniyeti'nde atama depremi! Öyle değişiklik yapıldı ki neredeyse yerinde kalan olmadı!
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yapan bazı emniyet müdür yardımcıları ile şube ve ilçe emniyet müdürlerinin görevlerinde değişiklikler yapıldı.

Alınan bilgiye göre, il emniyet müdür yardımcılarının sorumlu oldukları şube ve ilçe emniyet müdürlüklerine ilişkin yeni düzenlemeye gidildi.

Buna göre, Ahmet Şengün İkmal ve Bütçe şube müdürlüklerinden, Ahmet Ulaş Olay Yeri İnceleme ve Trafik Tescil şube müdürlüklerinden, Ali Azimli Adalar İlçe Emniyet Müdürlüğünden, Ali Babayiğit Çekmeköy ve Şile ilçe emniyet müdürlüklerinden, Avni Usta Kadıköy ve Ataşehir ilçe emniyet müdürlüklerinden, Cahit Gök Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürlüğünden, Celalettin Martin Beşiktaş ve Sarıyer ilçe emniyet müdürlüklerinden, Dindar İlhan Kartal ve Maltepe ilçe emniyet müdürlüklerinden, Erdoğan Odabaş Sosyal Hizmetler ve İnşaat Emlak şube müdürlüklerinden, Fatma Karaduman Polisevi Şube Müdürlüğünden, Gökhan Özsavaş Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğünden, Hanifi Sambur Avcılar ve Büyükçekmece ilçe emniyet müdürlüklerinden, Hüseyin Aktaş Gaziosmanpaşa, Sultangazi ve Arnavutköy ilçe emniyet müdürlüklerinden, Kemal Erbir Bilgi İşlem ve Muhabere Elektronik şube müdürlüklerinden, Mustafa İncebay Şişli ve Kağıthane ilçe emniyet müdürlüklerinden, Olcay Balaban Arge-Şube ve Genel Denetleme Disiplin Şube Müdürlüğünden, Ömer Demirtaş, Pendik, Tuzla ve Sultanbeyli ilçe emniyet müdürlüklerinden, Özcan Yalçın, Bakım Onarım, Boğaziçi Köprüleri Koruma ve Hassas Bölgeleri Koruma şube müdürlüklerinden, Servet Sarıçiçek Küçükçekmece, Başakşehir ve Esenyurt ilçe emniyet müdürlüklerinden, Şahin Çiftçi Bakırköy, Bahçelievler ve Güngören ilçe emniyet müdürlüklerinden, Tuğrul Pek Üsküdar ve Beykoz ilçe emniyet müdürlüklerinden, Yunus Ayhan, Hukuk İşleri ve Personel şube müdürlüklerinden, Yusuf Şen Çatalca İlçe Emniyet Müdürlüğünden sorumlu il emniyet müdür yardımcılıklarına atandı.

Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürü Tamer Oktay Ar-Ge Şube Müdürlüğüne, İl Emniyet Müdürlüğü emrindeki Yener Ülgütol Asayiş Şube Müdürlüğüne, Artvin'de görevli Şener Yılmaz Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğüne, Silivri İlçe Emniyet Müdürü Tahsin Fidan Bakım Onarım Şube Müdürlüğüne, Beylikdüzü İlçe Emniyet Müdürü Tayfun Oktay Bütçe Şube Müdürlüğüne, Beykoz İlçe Emniyet Müdürü Yılmaz Avcu Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğüne, Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Murat Koçak Çocuk Şube Müdürlüğüne, Tuzla İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Korkmaz Evrak Arşiv Şube Müdürlüğüne, Erzincan'da görevli Hamza Tosun, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne, Asayiş Şube Müdürü Mahir Çakallı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Nazmi Ardıç Organize Şube Müdürlüğüne, Ağrı'da görevli Celal Yılmaz Özel Harekat Şube Müdürlüğüne, Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürü Halil Dinler Özel Güvenlik Şube Müdürlüğüne, Avcılar İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Putur Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne, Özel Harekat Şube Müdürü Ercan Macit Turizm Şube Müdürlüğüne getirildi.

Yeni atamalarla ilçe emniyet müdürlüklerinde de değişiklikler yapıldı. Buna göre, Ümit Otman Arnavutköy, Hüseyin Işıldak Avcılar, Nihat Çulhaoğlu Bağcılar, Hacı Mehmet Aslancan Bahçelievler, İzzet Kaptan Bakırköy, Ekrem Güneyisi Başakşehir, Yunus Dolar Bayrampaşa, Erkin Adalar Beşiktaş, Enver Çolak Beykoz, Hasan Hüseyin Şahinkaya Beylikdüzü, Osman Yıldırım Beyoğlu, Faruk Karaduman Büyükçekmece, Vedat Ali Yılmaz Çatalca, Tarık Gezgiç Çekmeköy, Celal Sel Esenler, Dursun Küçükyılmaz Eyüp, Mustafa Şahin Fatih, Abdullah Güler Gaziosmanpaşa, Cengiz Malbeleği Güngören, Ahmet Aslan Kağıthane, İbrahim Dereboylu Kartal, Mustafa Nacar Küçükçekmece, Zekai Kıymaz Maltepe, Ömer Duman Pendik, Adem Öztürk Sancaktepe, Ramazan Emekli Sarıyer, Ender Sevim Silivri, Sedat Selim Ay Şişli, Mustafa Yolcu Tuzla İlçe Emniyet Müdürü oldu.

Adalar, Ataşehir, Esenyurt, Kadıköy, Sultangazi, Şile, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu ilçe emniyet müdürleri ise değişmedi. aktifhaber

MÜDÜRE SAHTECİLİK DAVASI

30 Temmuz 2010
Baykal’ın olaylı Van gezisini inceleyen İçişleri Bakanlığı müfettişleri Emniyet Müdürü Şükrü Rafet Mert’in 39 polis görevlendirdiği halde, 3 gün sonra hazırladığı listeye 163 polisi yazarak ilk listenin tarihini attığını saptadı.
Mert, ‘resmi evrakta sahtecilikten’ Van 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak. haber10


Polis müdürüne taciz suçlaması
Soner KOCAER

ANTALYA Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 3 kadın polis memuru, kendilerini taciz ettiği gerekçesiyle, 4'üncü Sınıf Emniyet Müdürlüğü rütbesindeki Şube Müdürü S.T.'den şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma açılırken, S.T.'nin görev yeri değiştirildi.

Olay iddia göre, Antalya Emniyeti Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tesbit Şube Müdürlüğü'nde meydana geldi. Geçen yıl 4'üncü Sınıf Emniyet Müdürlüğü rütbesine terfi eden S.T., şube müdür yardımcılığından, şube müdürlüğüne getirildi. Kadın polis memurları D.Ş., B.A. ve E.A., şube müdürleri S.T.'nin kendilerini taciz ettiği gerekçesiyle hazırladıkları şikayet dilekçelerini, Antalya Emniyet Müdürlüğü Personel Şube Müdürlüğü'ne verdi. Evli olan B.A. ve bekar olan D.Ş. dilekçelerinde, “Müdürümüz bize elle ve sözle tacizde bulunuyordu. Saçlarımızı okşayıp yanağımızdan makas aldı. Yemeğe çıkmayı, dışarı çıkmayı teklif etti. Tüm uyarı ve ikazlarımıza rağmen bu tacizlerini diğer meslektaşlarımızın da yanında yapmayı sürdürdü” dedi. E.A. ise diğer arkadaşlarına elle tacizde bulunduğunu gördüğünü, ancak kendisine elle değil, sadece sözle tacizde bulunduğunu, yemeğe çıkmayı teklif ettiğini söyledi.
Şikayet dilekçeleri üzerine Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, hemen olayla ilgili soruşturma açılmasını ve müfettiş görevlendirilmesi için Ankara'ya da bilgi verilmesini istedi. Soruşturma üzerine S.T. şube müdürlüğü görevinden alınarak, Çallı'da bulunan Bilgi İşlem Şubesi'nde görevlendirildi. Ankara'dan görevlendirilen ve kente gelen 2 polis başmüfettişi, şikayetçi olan polis memurları D.Ş., B.A. ve E.A.'nın ifadelerini aldı, daha sonra 10 polisi dinledi.

Müfettişler S.T.'nin de ifadesine başvurdu. Soruşturma sonucuna göre önümüzdeki günlerde adli işlem yapılacağı kaydedildi.
vatan


Alkollü Sürücü İki Polisi Ezerek Öldürdü
01 Ağustos 2010

Başkent'te alkollü olduğu ileri sürülen sürücünün trafik uygulaması yapan polis aracına çarpması sonucu iki polis memuru şehit öldü. Kazada 1'i ağır 6 kişi yaralandı.

Sabahın ilk ışıklarında gerçekleşen kaza, Eskişehir Yolu Ümitköy köprüsü altında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Çankaya Polis Merkezi'ne bağlı 06 A 76149 plakalı resmi polis otosuna bağlı ekipler, Ankara istikameti Ümitköy Köprüsü altında alkol uygulaması yapıyordu. Uygulamayı gerçekleştiren polis memurları Hilmi Özden ve Bülent Onay bu sırada yoldan geçen 06 TZF 88 plakalı aracı durdurdu. Durdukları araç içerisindeki sürücü ve yolcuların genel güvenlik bilgisi sorgulamalarını yaptı.

Bu sırada Ankara istikametine gitmekte olan ve aşırı hızlı olduğu ileri sürülen alkollü sürücünün kullandığı 06 EZ 849 plakalı araç, uygulama noktasına yakın bir yerde kontrolden çıktı. Kontrolden çıkan otomobil önce kaldırıma daha sonra da ekip otosunun yanında evrak incelemesi yapan polis memurları Özden ve Onay'a çarptı. Hızını alamayan otomobil ardında da GBT sorgulaması yapılan araca çarptı. Çarpmanın etkisiyle polis memuru Bülent Onay ve Hilmi Özden olay yerinde feci şekilde can verirken, Özden'in cansız bedeni metrelerce öteye savruldu.

Kazanın meydana gelmesine neden olan araç ise devrildi. Kaza sonrası eğlendikleri gece kulübünden evlerine dönmekte oldukları öğrenilen Onur Yıldırım ağır yaralanırken Seda Aktaş ve isimleri henüz belirlenemeyen 3 kişi ise yaralandı. haber1001

Polis memuru direksiyonda uyudu!
Kazada polis memuru ile eşi, oğlu ve kızı yaralandı
06 Ağustos 2010

Aydın'dan görev yaptığı Mardin'in Midyat İlçesi'ne giden 43 yaşındaki polis memurunun kullandığı otomobil, Gaziantep'in Nizip İlçesi'nde bir kamyona arkadan çarptı. Kazada, polis memuru ile eşi, oğlu ve kızı yaralanırken, polis memurunun araç başında uyuduğu iddia edildi. habertürk

Emniyet müdürü, silahını çete liderine satmış
17:00 - Aydın Emniyeti, Nazilli İlçe Emniyet Müdürü Abdullah Günal'ın bir çete liderinin oğluna 3 yıl önce şahsi tabancasını sattığı iddiası ile sarsıldı. Aydın Valisi Coş, "Başarılı bir emniyet müdürümüzün karıştığı bu talihsiz olayda hem kendisi hem de emniyet teşkilatı zarar görmüştür. Kendisinin ve emniyet teşkilatımızın daha fazla yıpranmaması için müdürümüzü merkeze alacağız" dedi. 31.08.2010 AYDIN netgazete

Adana'da bir polis memurunun evine bombalı saldırı düzenlendi
07 Eylül 2010

Adana'da bir polis memurunun evine bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmazken evin pencere camları kırıldı.
habertürk

Polislerin gözü önünde kendini ve otomobilini benzin döküp yakmak istedi
17 Eylül 2010
Adana'da uyuşturucu satıcısı olduğu gerekçesiyle hapis cezasına mahkum edilen Erdal Bozdoğan, polise rüşvet vermediği gerekçesiyle iftiraya uğradığını iddia ederek kendini ve kullandığı aracı Emniyet Müdürlüğü önünde benzinle yakmak istedi. Onlarca polisin gözü önünde yaşanan intihar girişimi sırasında bir koruma polisinin, "Baş Müdür geliyor. Şahsı çabuk etkisiz hale getirin" diye uyarıda bulunması dikkat çekti.

Seyhan ilçesi Kocavezir Mahallesinde oturan ve uyuşturucunin satıcılığı suçlamasıyla 4 ay 20 gün hapis cezasına mahkum edilen Erdal Bozdoğan, 01 EG 062 plakalı otomobilini İl Emniyet Müdürlüğü nizamiyesi önünde durdurarak, pet şişe içinde getirdiği benzini kendisinin ve aracının üzerine döktü.

Emniyet Müdürlüğü girişinde nöbet bekleyen polislerin müdahale etmek istemesi üzerine Bozdoğan, cebinden çıkardığı kibritle yakma tehdidinde bulundu. Yanına kimseyi yaklaştırmayan Bozdoğan, uzun bir süre cezaevinde kalıp çıktığını, bu suçla ilgisinin olmadığını bağırarak anlatmaya çalıştı. Kendisinin bir başkomiser tarafından sürekli tehdit edildiğini ileri süren Bozdoğan, ''O başkomiser buraya gelecek. Ben kendisine rüşvet vermedim diye beni suçluyor. Her defasında göz altına alıyor. Yeter artık'' diye bağırdı. habertürk

trafik kazasında hayatını kaybeden 3 polis memuru için tören

11 Kasım 2010 Kahramanmaraş'ta dün meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 3 polis memuru için Emniyet Müdürlüğü bahçesinde tören düzenlendi. Kahramanmaraş-Adana kara yolu 27. kilometresinde dün meydana gelen trafik kazasında, bayram izinlerini geçirmek için memleketlerine gelen İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrinde görevli polis memurları Veli Akbaş (25), Fahri Taşır (26) ve Şahin Çatalyol (24) hayatını kaybetmişti. Sıradışı

Rüşvetçi polislere ek gözaltı süresi
3 Aralık 2010 ,
İstanbul'da hafriyat taşıyan kamyon sürücülerinden rüşvet aldıkları iddia edilen 8 trafik polisi ile rüşvet verdikleri öne sürülen 11 kişi için ek gözaltı süresi alındığı bildirildi. haber10

Trafikçiye verdikleri rüşveti deftere yazdılar
15:40 - İstanbul'da, hafriyat taşıyan kamyon sürücülerinden rüşvet aldıkları öne sürülen biri komiser 14 emniyet mensubu ile biri belediyede görevli zabıta, diğeri ise İSPARK görevlisi 9 kişinin işlemleri tamamlandı. Şirketlerin defterinde "trafiğe verilecek" yazısının karşısına 1 metreküp başına her kamyonda 49 kuruş verileceğinin not edildiği kaydedildi. Bölgeden, günde 65 kamyonun geçtiği belirtildi. 06.12.2010 İSTANBUL netgazete

Beylik Tabancasıyla İntihar Etti
11 Mart 2011
Adana'nın Ceyhan İlçesi'nde polis memuru 39 yaşındaki Mustafa Önal, ağlayarak gittiği petrol istasyonunun tuvaletinde beylik tabancasıyla başına ateş ederek yaşamına son verdi.
Olay saat 10.30'da İstiklal Mahallesi'ndeki Devlet Bahçeli Tesisleri'nin yanındaki petrol istasyonunda meydana geldi. Ceyhan Emniyet Müdürlüğü Emir Komuta Kontrol Merkezi Amirliği'nde görev yapan 3 çocuk babası Mustafa Önal, Devlet Bahçeli Tesisleri'ndeki Mehmet Akif Ersoy'u anma etkinliğinde görevlendirildi. Burada güvenlik önlemi alan ekipte yer alan Önal, cep telefonuyla bir süre konuştuktan sonra ağlayarak dışarı çıktı.

Kimle konuştuğu henüz açıklanmayan Önal, tesislerin yan tarafındaki petrol istasyonunun tuvaletine gitti. Kısa süre sonra buradan silah sesi geldi, arkasından gelen meslektaşları tarafından kanlar içinde bulunan Önal'ın olay yerinde öldüğü anlaşıldı. aktifhaber

Çıkan kavgada polis memurunu da darp ettiler
30 Mart 2011
Zonguldak'ın Ereğli İlçesinde iki sürücünün yol verme tartışması biranda kavgaya dönüştü.

Tartışmaya tarafların yakınlarının da girmesi ile kavga büyüdü.

Olaya müdahale etmek isteyen bir polis memuru darp edildi. Taraflar Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. haber10

2 Yaşındaki Elif'e Gaz Bombası
18.04.2011
Silopi'de kafasına gaz bombası isabet ettiği iddia edilen 2 yaşındaki çocuk ağır yaralandı.İçişleri Bakanlığı soruşturma için 2 müfettiş görevlendirdi



Şırnak’ın Silopi ilçesinde kafasına gaz bombası isabet ettiği iddia edilen 2 yaşındaki çocuk ağır yaralandı.

Nuh Mahallesi’nde düğün yapılan alanının yakınlarından geçen polis araçlarına taş atıldı. Güvenlik güçleri göstericilere gaz bombası ile müdahale etti.

Polisin attığı gaz bombalarından birinin 2 yaşındaki Elif Güngen’e isabet ettiği iddia edildi. Küçük Elif, etraftaki vatandaşların yardımı ile hastaneye kaldırıldı.

Elif Güngen, Silopi’deki ilk müdahalenin ardından Batman’a sevk edildi. Gülgen’in çekilen tomografisinde kafatasının arka kemiğinde kırık olduğu ve durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. TRT

Polise Pitbull'lu Saldırı
17.04.2011
Alkol alıp çevreye rahatsızlık veren kişileri uyarmaya giden polisler, zanlıların pitbull cinsi köpeği üzerlerine salması sonucu yaralandı.

Pitbull köpeği polislerin üzerine salan 5 kişi adliyeye sevk edildi.

Bursa’da polislerin üzerine pitbull cinsi köpeği saldırdığı iddiası ile 5 kişi adliyeye sevk edildi.

Merinos Polis Merkezi’nde görevli polis memurları Sedat G. ile Coşkun A., Bursa’da Gaziakdemir Parkı’nda alkol alıp, çevreyi rahatsız ettikleri şikayeti üzerine belirtilen kişileri uyarmak için parka gitti.

Polis memurları, gittikleri Gaziakdemir Parkı’nda zanlıların pitbull cinsi köpeği üzerine salması nedeniyle yaralandı.
TRT

9 bin 612 polis, başpolisliğe terfi etti
21 Nisan 2011
Erzurum'da 87 polis memuru, d


En son Ekim tarafından Cum Mar 11, 2011 6:46 pm tarihinde değiştirildi, toplam 1 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Ekm 09, 2010 7:26 pm    Mesaj konusu: Behçet Oktay'ın Ölümünde 6 Şok Gerçek Alıntıyla Cevap Gönder

Başörtüsü ile ilgili bir skandal uygulama daha
19 Nisan 2011

Şiir yarışmasında birinci olan Şaziyenur Erdoğan´a ödülü başörtülü olduğu için seyirciler dağıldıktan sonra verildi.

Adana’da Polis Haftası nedeniyle düzenlenen şiir yarışmasında birinci olan lise ikinci sınıf öğrencisi Şaziyenur Erdoğan, başörtülü olduğu için törende sahneye çağrılmadı. Atatürk Parkı’nda gerçekleştirilen törenin ardından seyirciler dağıldıktan sonra öğrenciye ödülü verildi. Yaşanan olaya öğrenci ve ailesi büyük tepki gösterdi. 20 yıl önce kendisinin de benzer mağduriyetler yaşadığını kaydeden anne Serpil Erdoğan, “Aradan geçen 20 yılda hala hiçbir şeyin değişmemiş olması beni derinden üzdü.” dedi.

Polis Haftası etkinleri kapsamında çeşitli dallarda yarışmalar düzenlendi. Dereceye giren öğrenciler Atatürk Parkı’nda yapılacak törende ödülleri verilmek üzere davet edildi. Emniyet tarafından aranan Erdoğan ailesine de “Çocuğunuz yarışmada birinci oldu. Atatürk Parkı’nda sahneden şiirini seyirciler önünde okuduktan sonra ödülü takdim edilecek.” denildi. Haber üzerine büyük bir mutluluk yaşadıklarını ifade eden Şaziyenur Erdoğan, törende ilk başlarda her şeyin normal olduğunu söyledi. İl Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez,Kemal Serhadlı Polis Yüksekokulu Müdürü Mahmut Çakır ve diğer yetkililer Atatürk anıtına çelenk koydu, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Törende konuşmalar devam ederken platform arkasında da dereceye girecek öğrencileri sahneye çıkarmak için hazırlık yapılıyordu. Öğrenciler sıraya konuldu ve şiir yarışmasında birinci olduğu için de en öne Şaziyenur Erdoğan alındı. Ancak öğrencinin başörtülü olduğu görülünce önce arkaya alındı, sonra da velisini çağırması söylendi.

Bu sırada Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez’e de birinci gelen öğrencinin başörtülü olduğu haber verildi.Salih Kesmez, öğrencinin sahneye çıkarılmaması talimatını verdi. Bunun üzerine ailesine durumu izah etmek amacıyla tören alanından uzaklaştırıldı. Şaziyenur ve annesi tören alanından uzaklaştırılırken yarışmada ikinci ve üçüncü olanlar sırayla sahneye çıkarak şiirlerini okudu ve protokol üyelerinden ödüllerini aldı. Şaziyenur Erdoğan bir taraftan yaşlı gözlerle arka taraftan sahneyi izlerken bir yandan da polis memurunun ezile büzüle kendisini ve annesini ikna etmek için anlattıklarını dilemeye çalışıyordu. Son olarak Şaziyenur’un başörtülü olması nedeniyle sahneye çağrılmayacağını belirtilen polis memuru, cebindeki hediyeyi çıkarıp öğrenciye verdikten sonra evine yolladı.

Bu durum karşısında neye uğradığına şaşırdıklarını ifade eden Şaziyenur ve annesi, uzun süre bu şok halinden çıkamadığını ifade etti. Birinci olduğunu duyunca çok sevindiğini ve büyük bir heyecanla tören alanına koşarcasına gittiğini söyleyen lise öğrencisi Şaziyenur, uğradığı muamele karşısında dünyasının yıkıldığını ifade etti. “Büyük hayal kırıklığına uğradım.” diyen Erdoğan, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Tören açık havada bir parkta yapılmasına rağmen böylesine çağ dışı bir muameleye uğramak, beni derinden etkiledi. Psikolojim bozuldu. Çünkü üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gördüm orada. O muameleden sonra bana dünyanın en büyük ödülünü de verseler, bu kırgınlığımı gideremezler.”

Televizyonda şehit olan bir polis memuru ile ilgili haberi izlerken ailesinin duyduğu üzüntüden etkilendiğini ve bunun üzerine yarışmaya katıldığı ‘Benim kahraman babam’ adlı şiiri kaleme aldığını kaydeden Şaziyenur Erdoğan, tüm ısrarlara rağmen uğradığı muamelenin ardından şiirini bir daha okumadı.

20 YIL ÖNCE BANA YAPILANIN KIZIMIN BAŞINA GELMESİ ÇOK ÜZÜCÜ

Şaziyenur’un annesi Serpil Erdoğan, kızının maruz kaldığı haksızlıktan dolayı ailece çok üzgün olduklarını söyledi. Anne Erdoğan, “Çocuğumun birinci olduğu söylenince ne kadar sevindiysek, maruz kaldığımız muamele ise bizi kat kat fazlasıyla üzdü. Üniversitede okurken başörtülü olduğumdan dolayı çok mağduriyetler yaşadım. Dersten atıldım. 18-20 yılı geçmesine rağmen kızımın da benzer şeyleri yaşaması beni daha da üzdü.” diye konuştu.

Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Adana Emniyet Müdürü Mehmet Salih Kesmez, resmi bir tören olduğu için böyle bir uygulamaya gittiklerini söyledi. Konuyla ilgili ailenin de gönlünü aldıklarını iddia eden Kesmez, birinci olan öğrenciyi daha sonra makamına davet ederek ödülünü vereceğini ifade etti.


BENİM KAHRAMAN BABAM

Benim babam çok ünlü biri
Annem onun gazetedeki resmine hayran hayran bakıyor.
Gazeteyi okşarken yakaladım kaç kere

Belki bilirsiniz, geçenlerde haberlere çıktı benim babam.
Manşetlerden düşmedi günlerce, hep babamı izledik haberde
Herkes benim kahraman babamı konuşuyordu.

Benim kahraman polis babam.
Bakkal amca “Gurur duy babanla” demişti.
Kahvede de benim kahraman babam vardı, komşuda da
Herkes bir şeyler fısıldıyordu.

Evet, babam kahraman bir polisti ama ben de 9 yaşındaydım.
Bana neden anlatmıyorsunuz babamı, hem o nerede?
Hani bana gelirken söz verdiği bisikletimi de getirecekti.
Bisiklet gelmesine geldi de peki babam nerede?

Anneme sordum geçen gece
Sadece okşadı başımı, buruk bir gülümseme yayıldı dudaklarına, cevap vermedi.
Daha fazla dayanamadım yine sordum.
Ama bu sefer verdiği cevap kor gibi düştü yüreğime.
“Canım benim. Senin baban uzaklarda, şimdi seni izliyor ve gülümsüyor.”
Anladım ve sadece sustum.

Şaziyenur Erdoğan

http://www.sonkale.org/

İşte o polis müdürü

30.12.2010 -
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği, Kayseri'deki rüşvet iddialarını soruşturan dönemin Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, Ankara Emniyet Müdürlüğü görevini yürütürken, Kayseri'de ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla ilginç bir süreçte tutuklanarak görevinden alınmıştı.
.
İhsan DEMİR - GAZETEPORT

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Habertürk canlı yayınında "çok iyi soruşturma yaptığı" için teşekkür ettiği Kayseri Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarını soruşturan polis müdürü, Kayseri'de ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla tutuklanan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir çıktı.

YAPTIĞI OPERASYON 3 YIL SONRA DUYULDU
10 Aralık 2003 tarihinde Kayseri'de göreve başlayan Orhan Özdemir, 19 Haziran'da 2009'da Ankara'ya tayini çıktı. Kayseri'de görev yaptığı 6.5 yıllık süre içinde yaptığı en büyük operasyonun Ak Partili Kayseri Belediye başkanı Mehmet Özhaseki ve Hacı Ali Hamurcu'nun adlarının karıştığı rüşvet soruşturması olduğu CHP liderinin gündeme getirmesi ile ortaya çıktı.

CHP LİDERİ TEŞEKKÜR ETMİŞTİ
CHP liderinin dünkü konuşmasında "Görevi objektif yapan o dönemin Kayseri Emniyeti. Onları da kutluyorum" diyerek teşekkür ettiği kişi olan Orhan Özdemir 7 Temmuz 2010 tarihinde Kayseri'de ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla tutuklanmış ve 111 gün tutuklu kalmıştı. Orhan Özdemir tutuklanınca bu görevinden alınmış, yerine ise Zeki Çatalkaya atanmıştı. Özdemir 11 Kasım tarihinde tahliye olduktan sonra Bölge idare mahkemesine göreve iade davası açtı.

MİLLİ GÖRÜŞÇÜ OLDUĞU BİLİNİYORDU
Devre arkadaşları arasında "Milli Görüş" yanlısı olarak bilinen Orhan Özdemir tahliye olduktan sonra NTV'ye ilginç açıklamalar yapmıştı.

Özdemir cezaevinden tahliye olduktan sonra, yaptığı açıklamada "Tutuklu bulunduğum süre içerisinde bana ve aileme karşı bir linç kampanyası yürütüldü. Bu üzücü bir olaydır. Maalesef bu alışkanlık haline getirildi. İnsanlar daha yargılanmadan suçlanıyor" diye konuştu.
MESLEKTAŞLARIMIZ ÜZERİNDE FIRTINA ESİYOR
"Boğazımdan haram lokma geçmedi" diyen Özdemir, "Bir senedir meslektaşlarımız üzerinde bir fırtına esiyor. Bu fırtına bizi de sarstı. Önce ihbar mektupları, ardından komplolar. Bunların gerçekle ilgisi olmadığı yargılama sonucunda anlaşılacaktır." şeklinde konuştu.
İLGİNÇ BİR İMADA BULUNMUŞTU
Özdemir, komplonun nedeni konusunda ilginç bir tespitte bulunarak: "Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının bana yüklediği emir-komuta dışında asla başka hiç bir emir komuta güç otorite tanımamam" demişti.

Behçet Oktay'ın Ölümünde 6 Şok Gerçek

09 Ekim 2010
Özel Harekat Dairesi eski Başkanı Behçet Oktay'ın kayıtlara 'intihar' diye giren ölümünde 6 bilinmeyen şok gerçeğe Habertürk ulaştı... Oktay'ın ölümünün ardından savcı olay yerine gitmeden yazışmalara dayanarak ölümü 'intihar' olarak kayda geçti.

Savcı, Oktay'ın ölümünün araç içinde gerçekleştiğini bildirirken, olay yeri fotoğraflarında polis müdürünün cesedi araç dışında görüntülendi...Polisin kamera kayıtları eksik çıktı. 25 dakikada gerçekleştirilen ön otopsi raporuna darp izleri ile morluklar yazılmadı. Oktay'ın kullandığı 2 cep telefonu aranılan ve aranan tüm numaralar silinmiş olarak ailesine teslim edildi.

Tek kurşunla intihar ettiği açıklanan Oktay'ın silahından bir mermi ateşlendi,ikincisi ise ateşlenmek istendi. Ancak hep aynı tür mermi kullandığı bilinmesine rağmen iki merminin farklı olduğu belirlendi. Barut izi bırakma özelliği zayıf "toplu tabanca"yla gerçekleştirildiği öne sürülen intiharın ardından Behçet Oktay'ın her iki eli ile hırkasında barut izi bulundu... Makam odasındaki içerisinde özel notlar ile evrakların bulunduğu kasanın anahtarı ise kayboldu...

Ailesinin hukuki girişimleri ve Habertürk'ün gündeme getirdiği kaburgasında kırıklar ile darp izleri bulunduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporun ardından yeniden açılan ve genişletilerek yürütülmesine karar verilen Behçet Oktay'ın ölümüyle ilgili dosyada 17 tespit yer alıyor. Bunlardan 6'sı ise şok edici bilgileri içeriyor. İkinci kez iki ayrı dosyayla yürütülen soruşturmada mahkeme "Olay yerine gelen ambulans personelinin ifadesinin alınmasına" ve "Adli Tıp Kurumu'ndan yeniden görüş alınması için soruşturmanın genişletilmesine" kararı vermişti. İşte bu karar üzerine yeniden açılan soruşturmada Habertürkt'ün ulaştığı yanıtlanmayan şok gerçekler...

İŞTE OKTAY'IN ÖLÜMÜNÜ ŞÜPHELİ YAPAN BULGULAR VE DELİLLER

1-Olay yeri incelemesi 30 dakika sürdü. Olay yeri inceleme ekibi çıplak elle delil topladı. Olay yerinde uzman polisler dışında çok sayıda polisin gezdiği tespit edildi. Olay yerinde tutanağa geçirilen bazı delillerin, video ve görüntü kaydının yapılmadığı belirlendi.
2-Çevre sakinlerinin olayı görmüş olabileceği ihtimali dikkate alınmadı ve ifadelerine başvurulmadı.
3-Behçet Oktay solaktı. Sağ eliyle silahı ateşlediği ve kulak hizasından giren mermi çekirdeğiyle hayatını kaybettiği belirtildi. Ancak sağ ve sol elinde yapılan svap(barut izi) incelemesinde elinin üst kısmında barut(atış artığı) bulundu. Solak olmasına rağmen sağ elinde çıkan barut izinin nasıl oluştuğu konusunda sorulara yanıt veren incelemeye ait herhangi bir tutanak dosyaya girmedi.
4-Olay yerindeki tek tanık Halil Kesici'ydi. Oktay'ın ilişkisi olduğu söylenen kadının kardeşi olan Kesici'nin ifadesi olaydan 6 saat sonra alındı. İfadesinde silahın ateşlenme anını görmediğini, uzakta olduğunu anlattı. Ancak sağ ve sol el içinde barut izi tespit edildi. Kriminal tespitlere göre; Kesici'nin elinde bulunan barut artığı, ateşlenen silaha yakın olduğu konusunda bir şüphe işareti olarak ele alınması gerekirken, sabıkalı Kesici'nin parmak izi bile alınmadı. Davetle gittiği savcılıkta ifade verip, serbest kaldı.
5-Kriminal raporlarına göre; Oktay'ı öldüren silah "toplu" tabanca. Bu silah bilimsel araştırmalara göre atış artığı yani barut izi bırakma özelliği en zayıf olan silah. Ancak olay yerindeki Kesici'nin iki eli içinde, maktül Behçet Oktay'ın da her iki elinin üstü ile hırkasının sağ kolunda barut izine rastlandı. Bu da silahla ilgili şüpheleri artırdı. Barut izinin nasıl oluştuğu yada oluşabileceği yönünde ayrıntılı bir inceleme yapılmadı.
6-Oktay'ın ölümüne neden olan silah üzerinde, parmak izi, kan, doku, kıl örneği gibi hassas incelemeler yapılmadı.
7-Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı Dairesi Başkanlığı'nın yaptığı "Tabanca Fişek ve Kovan Tetkik" başlıklı ekspertiz raporuna göre; 38 kalibrelik tabancanın mermi topundan bir mermi çıktı, bir mermi ise ateşlenmek istendi. Ailesine göre; Behçet Oktay meslek hayatı boyunca hiç birbirinden farklı mermi kullanmadı. Ekpertiz raporuna göre teşlenen farklı mermi Oktay'ı öldürmüş, yine farklı olan diğer mermi ise "ateşlenmek istenmiş ancak tabancada kalmış." Bu soru işareti de araştırılmadı.
8-Behçet Oktay'ın intihar ettiğini gören hiçbir tanık olmadığı ortaya çıktı.
9-Oktay'ın hastanede yapılan otopsisi sonucunda düzenlenen "Ölü Muayene Tutanağı"nda vücudunda bulunan darp ve ekimoz izleri yer almadı. Oktay'ın ölüm sebebi olarak intihar olaylarında ölüm sebebi sayılan "Bitişik atış" dikkate alındı. Atış mesafesi intihar şeklinde değerlendirildi ve dosya kapatıldı.
10-Olay yerinden özel eşyaları kayboldu. Cüzdanı, iki cep telefonu ile birlikte çok özel notları ve evrakların olduğu makam odasındaki kasasının anahtarının alındığı anlaşıldı. Makam odasındaki kasasının olaydan sonra açıldığı ileri sürüldü.
11-Oktay'ın kullandığı iki adet cep telefonu, cüzdanı ile özel eşyalarının olay yerinde delil olarak kayda girmesi gerekiyordu ancak kim tarafından alındığına dair soruşturma dosyasında bir tutanak bulunmadı. Kanlı kol saati ile iki cep telefonu olaydan önce aradığı ve kendisini arayan numaralar silinmiş halde ailesine teslim edildi. Oktay'ın kiminle görüştüğünü gösteren görüşme kayıtları ve telefonunun sinyal bilgileri araştırılmadı. Özel eşyalar, Özel Harekatçı polislerce ailesine verilince bu eşyaların(Cüzdan, anahtarlık, cep telefonları, kol saati) dosyanın deliller arasına girmediği anlaşıldı.
12-Aracının üzerinde 9 parmak izi bulundu. Bunlar fotoğraflandı ancak parmak izlerinin kim ya da kimlere ait olduğu tespit edilemedi.
13-Olay yeri incelemesini yapan polislerin toplu silahı kayıt altına aldığı görüntülerin kesildiği ve eksik olduğu iddia edildi.
14-Savcı Hüseyin Yalçın, Oktay'ın ölümüyle ilgili yazışmalarında 'aracının içinde öldüğünü' kayıtlara geçirince savcının olay yerine gitmediği anlaşıldı.
15-Ölüm olayının gerçekleştiği saat dilimi tahmini olarak dosyada yer aldı.
16-Oktay'ın kişisel durumu, ruh haliyle ilgili ailesinin üyelerinden bilgi talebinde bulunulmadı.
17-Oktay'ın kaldırıldığı Gazi Hastanesi Başhekimliği; Behçet Oktay'ın hastaneye getirildiğinde hayati fonksiyonlarının durduğunu ancak yine de müdahale edildiğini belirtirken, savcılık kayıtlarında polis müdürünün hastaneye getirildiğinde yaralı olduğu yer aldı. Oktay'ın kaburgasındaki kırıkların hayata döndürmek için verilen elektroşok-kalp masajı sırasında meydana geldiği ileri sürüldü. Ancak kırık sayısının çokluğu nedeniyle bunun mümkün olmadığı iddia edildi. Soruşturma dosyası yeniden açıldıktan sonra, Oktay'a yapılan tıbbi müdahale yapan ambulansta görevli sağlık ekibinin ifadesi 6 ayda alınabildi.

6 AY GEÇTİ ADLİ TIP RAPORU GELMEDİ

Mahkeme Adli Tıp Raporu'ndaki "Kokain, kaburga kırıkları ve ekimoz izleri ile birlikte yeniden değerlendirme yapmaları için dosyayı Adli Tip Kurumu'na gönderdi. Her ay bir kez toplanan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan 6 aydır beklenen yanıt gelmedi.

GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUZ
KARDEŞİ ŞULE OKTAY: SAVCI 5 GÜNDE DOSYAYI KAPATTI

Oktay Ailesi, soruşturma dosyasını daha önce kapatan Savcı Hüseyin Yalçın'ı Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet etti. Şikayet dilekçesinde çarpıcı iddialar yer aldı.

Oktay'ın kardeşi Şule Oktay, soruşturmada bir çok ayrıntının üzerine gidilmediğini belirterek, "Savcılık olayın ilk anından itibaren eldeki şüphe yaratan delil ve bulguların üzerine gitmek yerine, olayın intihar olduğunu kabul etti. Savcı olay yerine hiç gitmedi. Başından itibaren aracının içinde öldüğünü kabul etti. Oysa savcının kendi dosyasında olay yeri inceleme fotoğrafları bile ölümün aracın dışında olduğunu gösteriyor. Savcılık aylarca soruşturma yaptığını söylüyor.

30 dakikalık otopsi sonunda darp izlerini bile kayıtlara geçirilmemiş. Savcının yaptığı tek işlem o gece ağabeyimle yemek yiyenlerin ifadesini almaktan ibaret. Sanki soruşturma intiharı teyit etmek için yapılmış. 5 günlük soruşturmadan sonra 1,5 ay Adli Tıp Raporu'nu bekleyip dosyayı kapattı" dedi. Dosyanın sadece sağlık personelinin ifadesi ve Adli Tıp görüşü yönünden genişletildiğine dikkat çeken kardeş Oktay sözlerini şöyle sürdürdü: "Yanıt bekleyen bir çok soru var.

Ölen kişi bu ülkenin üstün cesaret ve feragat madalyasına sahip, özel bir polistir. Ancak biz bu olayda polisin başka bir yüzüyle karşılaştık. Yüzümüze kapatılan kapıların açılmasını ve adaletin işlemesini bekliyoruz. Ağabeyim ölümüyle ilgili korkunç bir direnç var. Bu olay intiharsa çekinecek ne var? Kamera kayıtları, telefon dökümleri araştırılsın. Hükümet bu işin çözülmesini istemeyenlerin üzerine gitmelidir. Demokratikleşmeden bahsedilen, 'hiçbir şey gizli kapaklı kalmasın' denilen bir ortamda bizim hakkımızın da aranmasını istiyoruz"

SIR ÖLÜMÜN KÜNYESİ

Özel Harekat Dairesi'nin başındaki Behçet Oktay 24 Şubat 2009 gecesi, Çankaya'da bir gazino-restoranda aralarında milletvekili, emniyet müdürleri, polislerin de bulunduğu bir grupla yemek yedi. Geceyarısından sonra Ankara Dikmen'de kara saplanan aracının yanında intihar ettiği açıklandı. Soruşturma dosyası intihar denilerek kapatıldı. 2 ay sonra Adli Tıp Raporu'ndan kaburgasında 12 kırık, kanında kokain olduğu yönünde rapor gelince aile mahkemeye başvurdu. Mahkeme de soruşturmanın genişletilmesi kararı verdi.

aktifhaber

İnegöl Emniyeti'nde ''rehin krizi''!
Bir polis memuru şehit oldu
13 Kasım 2010
İnegöl'de akşam nöbeti tutan polis memurunun cinnet getirerek etrafa ateş açması sonucu 1 polis memuru şehit oldu, 2 polis memuru ağır yaralandı.

Olay dün akşam saat 22.20 sularında meydana geldi. İnegöl Önleyici Hizmetler Büro Amirliği'nde akşam nöbeti tutan polis memuru Suat Kalaba, görev bitimi sonrasında henüz belirlenemeyen nedenle cinnet getirdi. Beylik silahıyla karakolda rastgele ateş açan polis memuru üç meslektaşını ağır yaraladı. Yaralı polislerden Halil Kazan, kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Diğer iki polisin durumu ise ciddiyetini koruyor.

Olay üzerine Bursa'dan gelen Çevik Kuvvet ekipleri ve İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, cinnet getiren polis memuru arkadaşlarını etkisiz hale getirebilmek için yoğun güvenlik önlemleri aldı. Telsizle bağlantı kurmak isteyen ekiplere, Suat Kalaba cevap vermedi. Bunun üzerine polis memuru arkadaşları kendisiyle görüşmek istedi, ancak silahla cevap verdi ve gelişi güzel ateş etti. Kalaba'yı etkisiz hale getirme girişimleri, zanlının sık sık ateş etmesiyle kesildi. Daha sonra silahındaki mermiler boşalınca içeriye karakola baskın yapılarak Suat Kalaba etkisiz hale getirildi ve yaka paça götürüldü.

Polis memuru Suat Kalaba'nın etkisiz hale getirilmesinin ardından içeri girildi ve ağır yaralı 3 polis memuru, İnegöl Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne nakledildi. Durumu ağır olan polis memurlarından ikisi, İnegöl'deki ilk müdahalelerinin ardından Bursa'ya sevk edildi. Yaralı polisle

Polisin evinde ölen kıza kurşun yakından gelmemiş
15:15 - İzmir'de, tabancayla başından vurulduktan sonra dün ölen Çiğdem Ş'nin otopsi raporunda, silahın "bitişik" ya da "yakın atış" mesafesinden değil, "20 santimetrenin üstünde bir uzaklıktan ateşlendiği" belirlendi. Tutuklanan polis memuru A.K.G'nin kızıyla evlenmek istediğini belirten baba, "Polis memuru, ailesiyle 2 kez evimize gelerek kızımı istedi. Çiğdem istemedi, biz de kabul etmedik. İzmir'de nasıl bir araya geldiler bilmiyorum." diye konuştu. 17.11.2010 İZMİR netgazete

Emniyet amirine kendi silahıyla ateş
06 Aralık 2010
Sıdıka Kurak emniyet amiri eşi Hüseyin Kurak'la tartıştı. Alkollü kadın çocuklarının gözü önünde eşini, onun beylik tabancasıyla öldürdü

EMNİYET amiri eş kurbanı... Kilis'in Musabeyli İlçesi'nde gece geç saatlerde Kurak çiftinin evlerinden gelen silah seslerini duyan vatandaşlar durumu polise haber verdi. Sağlık ve itfaiye ekipleriyle olay yerine giden polis, kapıyı kırarak girdiği evde Musabeyli ilçe Emniyet Amiri Hüseyin Kurak'ı (32) ölü buldu. Polis yaptığı araştırmada Başkomiser Kurak'ın kavga ettiği eşi Sıdıka Kurak (32) tarafından beylik tabancasıyla vurarak öldürdüğünü belirledi.

ZANLI EŞ ALKOLLÜYDÜ
Sıdıka Kurak, Kilis Devlet Hastanesi'nde yapılan sağlık kontrolünün ardından Kilis Emniyet Müdürlüğü'ne götürülerek tutuklandı. Sıdıka Kurak'ın aşırı derecede alkollü olduğu, olay sırasında çiftin 2 çocuğunun evde bulunduğu tespit edildi. Başkomiser Hüseyin Kurak'ın 6 aydır Musabeyli Emniyet Amirliği görevini yürüttüğü bildirildi. Akşam

Hakkari'de panzer devrildi: 2 polis yaralı
07 Aralık 2010 Hakkari'de bir poli panzeri kent merkezine 7 kilometre uzaklıktaki çöplük mevkisinde, devrildi. Kazada, panzerde bulunan ve kimliği henüz belirlenemeyen 1'i ağır 2 polis yaralandı.haber7

Trafik kazasında ölen polis için karakolunda tören düzenlendi
14:40 - Adana'daki trafik kazasında ölen polis memuru Abdullah Cem Seçer için görevli olduğu Tarsus Emniyet Müdürlüğü'nde tören düzenlendi. 12.12.2010 haber1001

Polislerin cenazesinde gözyaşları sel oldu
15:00 - Adana'da trafik kazası sonucu hayatını kaybeden iki polis memuru için cenaze töreni düzenlendi. Adana Adli Tıp Kurumu önünde gerçekleştirilen törende, kazada hayat ını kaybeden Adana Emniyet Müdürlüğü Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İsmail Özder (37) ile Bağlar Polis Merkezinde görevli polis memuru Emre Gildir'in (27) yakınları gözyaşlarını tutamadı. 15.12.2010 ADANA netgazete

Emekli polisin aracında, 206 kilo toz esrar
12:30 - Van'ın Başkale ilçesinde yapılan operasyonda, emekli bir polisin otomobilinde 206 kilo toz esrar ele geçirildi. Olayla ilgili olarak 3 kişi gözaltına alındı. Araçta yapılan aramada, 8 adet valizdeki giysiler arasına paketler halinde gizlenmiş, 206 kilo toz esrar, 1 ruhsatlı tabanca, bu tabancaya ait 2 şarjör ve 28 mermi bulundu. 20.12.2010 BAŞKALE netgazete

Polis aracı kaza geçirdi: 2 yaralı
21 Aralık 2010 Sivil polis ekip aracının duvara çarpması sonucu 2 polis yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Kars'ta Üçler Mahallesi'nde devriye görevi yapan 36 EV 583 plakalı sivil polis ekip otosu, yoldaki buzlanma nedeniyle duvara çarptı. Kazada araçta bulunan polisler M.B.S ve İ.D. yaralandı. haber7

Hakkari'de kazada ölen polis toprağa verildi
25 Aralık 2010 Hakkari'de içinde bulunduğu panzerin devrilmesi sonucu yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede ölen polis memuru Ali Osman Sağlık , memleketi Ankara'nın Çamlıdere ilçesinde toprağa verildi.
Sıradışı

4 Polis eşi kazada öldü, 1 ağır yaralı
31 Aralık 2010
BİTLİS Emniyet Müdürlüğünde görevli 5 polis memurunun eşlerinin bulunduğu otomobilin tırla çarpışması sonucu 4 polis eşi öldü, biri de ağır yaralandı.

Tatvan ilçesine giden Bitlis Emniyet Müdürlüğünde görevli 5 polis memurunun eşlerinin bulunduğu 42 BSR 81 plakalı otomobil, Bitlis-Tatvan karayolunun 15. kilometresinde karşı yönden gelen Faik Dağtekin'in kullandığı 27 N 7651 plakalı tırla çarpıştı.

Kazada tırın altına giren otomobilde bulunan polis eşlerinden 4'ünün olay yerinde öldüğü ve 1'inin de ağır şekilde yaralandığı öğrenildi.

Kazada yaşamının kaybeden polis eşlerinin cenazeleri Bitlis Devlet Hastanesine götürüldü. Ağır yaralı polis eşi ise Bitlis Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.

Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Albay İhsan Sarı, İl Sağlık Müdürü Şevki Erkal, gittikleri Bitlis Devlet Hastanesinde kaza hakkında bilgi aldı.

Bitlis'teki trafik kazasında hayatını kaybeden polis eşlerinin kimlikleri belirlendi

Bitlis'teki trafik kazasında ölen polis eşlerinin kimlikleri belirlendi.
Raziye Güler yönetimindeki 42 BSR 81 plakalı otomobilin TIR’la çarpışması sonucu meydana gelen kazada Bitlis Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Turabi Eğer'in eşi Melike Eğer ile polis eşleri Nuray Dilek, Özlem Morçok, Dilek Çınar'ın hayatını kaybettiği belirlendi. Kazada hayatını kaybeden polis eşlerinin cenazeleri, Bitlis Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Ağır yaralanan sürücü Raziye Güler'in ise Bitlis Devlet Hastanesindeki tedavisi sürüyor. habertaraf

Polis, Önce Eşini Sonra Kendini Öldürdü!
01 Ocak 2011
Hakkari Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memuru Sefer Sakarya,, tartıştığı eşi Esra Sakarya'yı öldürdükten sonra intihar etti.
Sıradışı

POLİS KALDIRIMDA ATEŞ YAKANLARI UYARDI, BIÇAKLANDI
2 Ocak 2011
Kocaeli'nde devriye gezen 2 polis, uyardıkları 4 kişi tarafından bıçaklandı. Polislerin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, devriye gezen Yusuf Arslan (46) ve Reyyan Akbaş (38) isimli polisler, Tavşantepe Mahallesi'nde kaldırımda ateş yakan 4 kişiyi uyardı. Uyarılara rağmen ateşi söndürmeyen gençler, polislerle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine polisler, gençlere biber gazı sıkarak etkisiz hale getirmek istedi.

Çıkan kavgada gençler, 2 polisi bıçakladı. Bir polis yüzünden, diğeri ise kalbinin altından yaralandı. Kocaeli Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alınan polislerin durumunun iyi olduğu öğrenildi. habertaraf

Rüşvet alan 2 polis tutuklandı
11 Ocak 2011
Sarıyer'de, hakkında yakalama kararı olan bir kişiden rüşvet aldıkları iddia edilen iki polis memuru tutuklandı.



Alınan bilgiye göre, ticaretle uğraşan ve hakkında ''kız kaçırma'' suçundan yakalama kararı olan Tuncay U, Tarabya Polis Merkezine başvurarak, evine gelen Murat N. ve Talip Ç. adlı polis memurlarının, gözaltına alınmaması karşılığında kendisinden 20 bin lira istediklerini öne sürdü.

Tuncay U, yakınlarından aldığı 14 bin lirayı verdiği polis memurlarının, 5 bin liralık senet imzalattıktan sonra evden ayrıldıklarını iddia ederek, şikayetçi oldu.

Konuyla ilgili çalışma başlatan Sarıyer Asayiş Büro Amirliği ekipleri, polis memurları Murat N. ve Talip Ç'yi gözaltına aldı.

Hassas Bölgeler Koruma Şube Müdürlüğünde görev yapan Talip Ç. ile Koruma Şube Müdürlüğünde görevli Murat N, emniyetteki işlemlerinin ardından Sarıyer Adliyesine sevk edildi.

İki polis memuru, çıkarıldıkları mahkemece ''rüşvet almak'' ve ''görevi ihmal'' suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. haber10

3 polis, uyuşturucudan gözaltına alındı
05:20 - İstanbul polisinin 3 ilde eşzamanlı düzenlediği uyuşturucu operasyonunda aralarında 3 polisin de bulunduğu 50 kişi gözaltına alındı. 18.01.2011 İSTANBUL netgazete

Soyunarak Başbakan'dan yardım istedi
23.01.2011
Kendisini tehdit ettiği iddiasıyla bir polisi valiliğe şikayet eden hayat kadını, yetkilere ulaşamadığını söyleyerek Başbakan'dan yardım istedi.

Kendisini tehdit ettiği iddiasıyla bir polisi valiliğe şikayet eden ve gerekli makamlara sesini duyurmak için ikinci kez soyunarak protesto eden Y.Y Başbakan'dan yardım istedi. Hayat kadını olduğu için gerekli makamlara ulaşamadığını iddia eden Y. Yaptığı eylemlerden sonuç alamadığı için hakkında şikayette bulunduğu V.Y. isimli polisin daha fazla üstüne geldiğini söyledi. Zaman zaman şikayet ettiği polis tarafından tartakladığını iddia eden genç kadın "Bundan sonra benim olacaksın, dost hayatı yaşayacağız ve bana çalışacaksın" diyerek beni tehdit etti. Ben bir kadın olarak tek başına mücadele etmeye çalışıyorum "Devlet büyüklerine sığınıyorum kime sığınayım ben, yetkililerden yardım istiyorum, Başbakan'dan yardım istiyorum" şeklinde konuştu. gazeteport

Polis Aracı Devrildi: 5 Yaralı
17 Şubat 2011
Van'ın Başkale ilçesinde Özel Harekat timlerini taşıyan aracın devrilmesi sonucu, 5 polis yaralandı. aktifhaber

Kadın sürücü, trafik polisini ezdi
20:40 - Adapazarı'ndan Hendek yönüne giden Ümmühan A, otomobil ile Organize Sanayi Bölgesi kavşağında trafik kontrolü yapan trafik polisi Sinan Aydın'a (47) çarptı. Yaralanan Aydın, kaldırıldığı Hendek Devlet Hastanesinde yapılan müdahalenin ardından, Toyotasa Acil Yardım Hastanesine sevk edildi. 09.04.2011 SAKARYA netgazete

Emekli Polis Eşini Ve Kayınvalidesini Vurdu
29 Nisan 2011
Denizli'den Antalya'ya gelen eşini otomobille takip eden emekli polis memuru, trafikte seyir halindeyken tabancasıyla ateş ederek eşini ve kayınvalidesini vurdu.
Olay, Antalya-Burdur karayolu Dağbeli mevkiinde meydana geldi. Bir süredir aralarında sorun olduğu öğrenilen Ali Osman ve Aysel Ç. çifti ayrı yaşamaya başladı. Denizli'de yaşayan Ali Osman Ç. ayrı yaşadığı eşi Aysel Ç.’nin, ismi öğrenilemeyen kayınpederi ve kayınvalidesi Emine İlhan’la Antalya'ya gittiğini öğrendi. Kayınpederinin kullandığı 20 AH 919 plakalı otomobili takip eden Ali Osman Ç., otomobili Antalya-Burdur karayolu Dağbeli mevkiinde durdurmak istedi. Kayınpederinin aracı durdurmaması üzerine Ali Osman Ç. seyir halindeyken araca ateş etti.

Ali Osman Ç.’nin tabancasından çıkan kurşunlar eşi Aysel Ç.'yi sağ karın bölgesinden, kayınvalidesi Emine İlhan’ı da omuzundan yaraladı. Bunun üzerine kayınpeder, kızı ve eşini hastaneye yetiştirmek için aracını hızlandırdı. Antalya’ya yaklaşan kayınpeder Çıplaklı köyü yakınlarında trafik polislerini görünce aracını durdurdu. Ali Osman Ç. de yolda polis olduğunu görünce Antalya istikametine doğru kaçtı. aktifhaber

Müdürünü telsiz anonsuyla şikayet etti
Emniyet amirinden ilginç yöntem...
04 Mayıs 2011

Erzurum Emniyet Müdürlüğüne bağlı Koruma Şube Müdürlüğü'nde görevli Emniyet Amiri Eren Çoban, kendisine görevini yaptırmadığı iddiasıyla şube müdürünü telsiz konuşmasıyla şikayet etti. Çoban, ''Engellendiğim konular hususunda şube müdürümüz hakkımda işlem yapmak istedi. Onlardan rahatsız olduğum için arada kaldığımdan dolayı telsizden anons etmek zorunda kaldım'' dedi. Çoban ile ilgili, idari soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Erzurum Emniyet Müdürlüğüne bağlı Koruma Şube Müdürlüğü'nde Şube Amiri olarak görev yapan Eren Çoban, kendisine görevini yaptırmadığı iddiasıyla 64-16 koduyla merkezi anons edip Şube Müdürü Celal Bayar'i telsiz aracılığı ile şikayet etti. İlginç şikayet sonrası Emniyet Müdür yardımcıları ile karakol ve önleyici hizmetler şube müdürlüğünden ekipler, Hastaneler Caddesi üzerinde bulunan Koruma Şube Müdürlüğü'ne gitti. Muhabere kurallarına uymadığı yönünde uyarılan Eren Çoban, Koruma Şube Müdürlüğüne giden Emniyet Müdür yardımcıları ve amirler tarafından sakinleştirildi.

Şubeden çıkarken soruları yanıtlayan Emniyet Amiri Eren Çoban, "Ben Koruma Şube Müdürlüğünde çalışıyorum. Engellendiğim konular hususunda şube müdürümüz hakkımda işlem yapmak istedi. Onlardan rahatsız olduğum için arada kaldığımdan dolayı telsizden anons etmek zorunda kaldım. Zor durumda kaldığım için telsizden anons yapmak zorunda kaldım. Bu binadaki herkes konuyu gördü. Çekinecek bir şeyim yok. Ezurum Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğüne bağlı noktalarda eksiklikler var. İlgili hususları dile getirdim. Onlarla ilgili şube müdürümüz engellemeye çalıştı" diye konuştu. habertürk

İstifa ediyorum,Merkez... Anlaşıldı mı?
05 Mayıs 2011
Polis memuru telsizde böyle isyan etti

Erzurum Emniyet Müdürlüğünde görevli bir polis memuru, görevinden istifa ettiğini polis telsizinden anons etti. Konuşması sonrası 'Anlaşıldı mı tamam mı?' diye de sordu.

Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğünde görevli bir polis memuru, telsizden olumsuz koşullarda çalıştığını iddia ederek, fazla mesai yapmak zorunda kaldığını savundu.

Akşam saatlerinde telsizinden yeniden anons yapan polis memuru, 'Benim durumum İçişleri Bakanlığı tarafından uygun görülmemiş. Ben de bu şartlarda çalışmak istemiyorum. Görevimden istifa ediyorum. İstifa dilekçemi yarın personel şube müdürlüğüne, silahım ve kimliğimle birlikte teslim edeceğim. Kimse zahmet etmesin. Ayrıca bu tür durumlar herkesin başına gelebilir. Ondan sonra da bütün teşkilatımız daha dikkatli ve duyarlı bulunsunlar' diye anons yaptı. haber5

Çevik Kuvvet polisi intihar etti
06 Mayıs. 2011 Cuma
DİYARBAKIR - Edinilen bilgiye göre, bir süre önce İstanbul'dan geçici görevle Diyarbakır'a gelen ve Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nde görevlendirilen polis memuru 22 yaşındaki Selçuk Akıncı, Bağlar ilçesindeki Polisevi'nde kaldığı odada beylik tabacasıyla intihar etti. NTVMSNBC


HATAY’DA 2 POLİS ŞEHİT OLDU – SALDIRGAN İNTİHAR ETTİ

Mayıs 8, 2011

Hatay’da, komşularına pompalı tüfekle ateş açan zanlı, müdahalede bulunan polis memurlarından birini şehit etti, birini yaraladı. Yaralı polis tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hatay’da, komşularıyla tartıştıktan sonra pompalı tüfekle rastgele ateş açan zanlının yaraladığı polis memuru da şehit oldu.

Alınan bilgiye göre, Çekmece beldesi Pınarbaşı Caddesi Ay Sokak’ta henüz belirlenemeyen bir nedenle komşularıyla tartıştıktan sonra ikinci katındaki evinin balkonundan pompalı tüfekle çevreye rastgele ateş açan Salih Sezer’e müdahale ederken yaralanan polis memuru Coşkun Akşit’in, tedavi altına alındığı Antakya Devlet Hastanesinde müdahalelere rağmen kurtarılamadığı bildirildi.

Olaya müdahale eden diğer polis memuru İsmail Gündüz şehit olmuş, zanlı Sezer tüfekle intihar etmişti.
almanyahaber

Polisin Bacağını Koparan Motosiklet Sürücüsü Tutuklandı
15 Mayıs 2011
Balıkesir'in Havran ilçesinde trafik polisinin bacağının diz altından kopmasına neden olan motosiklet sürücüsü çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Balıkesir'in Havran ilçesinde trafik polisinin bacağının diz altından kopmasına neden olan motosiklet sürücüsü çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Ağır yaralı polis memuru ise ambulans helikopterle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde geçirdiği başarılı ameliyat sonrası bacağı yerine dikildi. aktifhaber

Polis Helikopteri Düştü
20.05.2011
Beykoz Anadolu Kavağı açıklarında polis helikopteri denize düştü. 1 kişi kurtuldu, 4 kişi hayatını kaybetti. 4 kişinin cesedi denizden çıkarıldı.

İstanbul’da bir polis helikopteri denize düştü. 4 kişinin hayatını kaybettiği kazada, cesetler denizden çıkarıldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ait helikopter, saat 14.30’da Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali’nden kalktı.

Helikopterle saat 16.30 sıralarında telsiz irtibatı kesildi.

Anadolu Kavağı açıklarında denize düşen helikopter için olay yerine çok sayıda sağlık ve itfaiye ekibi sevkedildi.

Helikopterin pilotu Havacılık Şube’den Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yadımcısı Kemal Özdemir, kendi imkanlarıyla kurtuldu.

Yaralı olarak yakındaki özel bir hastaneye kaldırılan Özdemir’in sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Özdemir’in ifadesine göre, helikopterde İstanbul Emniyet Müdürlüğü Bilgi İşlem Şube Müdürü Ragıp Ali Bilgen, oğlu Abdullah Deniz Bilgen, Komiser Murat Güçlü ve Oray Sarıçay bulunuyordu.

İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, yaralı Kemal Özdemir’i hastanede ziyaret ettikten sonra üzücü haberi verdi.

Çapkın, "Helikopterde toplam 5 kişi vardı. 4 arkadaşımızı kaybettik. Teşkilatımızın başı sağolsun" dedi.

Arama çalışmaları sonucunda helikopterin enkazına ulaşıldı.

Kazada hayatını kaybeden 4 kişinin cesedi, sahil güvenliğe bağlı ekipler tarafından denizden çıkarıldı. TRT

Tayyip Erdoğan’ın Muğla’daki mitinginin ardından Milas'a dönerken trafik kazasında ölen iki polis memuru için İzmir'de tören düzenlendi
28 Mayıs 2011
Polis memurları Ömür Nam (29) ve Mustafa Tunç (36), Milas'a dönüş yolunda geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybetti. Çarpıştıkları arabanın sürücüsü Ercüment Bütün kaza yerinde, Suna Yıldız ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. haber1001

Emniyet Müdürü Orhan Özdemir 292 Yıl Hapsi İstendi

Kayseri'deki "ihaleye fesat karıştırma" iddialarıyla ilgili 78 kişi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
28.05.2011
Kayseri’deki ’’ihaleye fesat karıştırma’’ iddialarına ilişkin soruşturmada, eski Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in de aralarında bulunduğu 78 kişi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.
Terör ve organize suçlara ilişkin soruşturmalara bakmakla görevli Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin tarafından hazırlanan iddianamede, söz konusu kişilerin, ’’İhaleye fesat karıştırmak’’, ’’Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek’’ ile ’’Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’’ gibi suçlardan cezalandırılmaları talep ediliyor.

Ankara 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede Orhan Özdemir hakkında 292 yıl 6 aya kadar hapis cezası talebinde bulunuldu.
TRT

Polis Memuru Kendini Vurdu
16 Haziran 2011
Sapanca Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 19 yıllık polis memuru Hakan Hazır, Sapanca Kaymakamlığı binasının içersinde bulunan kontrol kabininde henüz bilinmeyen bir sebeple kendi silahı ile kendini karnından vurdu. Silah sesini duyan binadaki görevli memurlar ve vatandaşlar, Hazır’ın oturduğu koltukta hareketsiz yattığını görünce sağlık ekiplerine haber verdi. Bu sırada Sapanca ilçe hastanesi aile hekimi doktoru Ekrem Şirin yaralı polise ilk müdahaleyi yaptı. Ambulansın olay yerine gelmesiyle yaralı polis önce Sapanca Devlet Hastanesi, daha sonra ise Sakarya Toyota İlk Yardım ve Travmatoloji Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

Durumu ciddiyetini koruyan ve yoğun bakımda tedavisi süren Hakan Hazır’ın evli ve 2 çocuk basası olduğu öğrenildi. Olayla ilgili inceleme sürüyor. aktifhaber

İntihar Eden Polis Hayatını Kaybetti
27 Haziran 2011
Samsun’un İlkadım ilçesinde, tabancayla başına ateş ederek intihar girişiminde bulunan polis memuru kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Dün akşam Liman Mahallesi Ozan Sokak'taki evinde girdiği bunalım sonucu ruhsatlı tabancasıyla basına ateş ederek ağır yaralanan Çarşı Polis Merkezi'nde görevli polis memuru Ali Kemal Beşel (47), Samsun Gazi Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Beşel, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Evli ve 3 çocuk babası olduğu öğrenilen polis memuru Beşel'in cenazesi bugün Samsun'un İlkadım ilçesinden doğum yeri olan Trabzon’un Tonya ilçesine getirildi. aktifhaber

Viranşehir'de Polis Memuru İntihar Etti
28 Haziran 2011
Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde, bir süredir görev yerinin değiştirilmesinden dolayı bunalımda olduğu ileri sürülen 27 yaşındaki Timur Sönmez beylik tabancasıyla intihar ederek yaşamına son verdi. aktifhaber

Çarkın'ın ismini verdiği polis intihar etti
Ayhan Çarkın'ın faili meçhullerde ismini verdiği emekli polis memuru 50 yaşındaki Yıldırım bıraktığı veda mektubunda "tek suçunun Çarkın'la aynı dairede çalışmak olduğunu" yazdı

28 Haziran 2011
Anadolu Haber

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek itiraflarda bulunan Susurluk davası hükümlüsü, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın'ın Ankara'da işlenen cinayetlere karışmakla suçladığı emekli özel harekat polis memuru Sait Yıldırım (50) evinde, beylik tabancası ile intihar etti.

Milliyet'in haberine göre, ailesine veda mektubu bırakan Yıldırım, Çarkın'ın verdiği bilgiler doğrultusunda çıkan haberlerden sıkıntı yaşadığını, tek suçunun Çarkın'la aynı dairede çalışmak olduğunu anlattı.

Yıldırım'ın cesedi olaydan üç gün sonra eve gelen oğlu tarafından bulundu.

BAŞINA TEK KURŞUN

Uzman polislerin yaptığı ilk inceleme sonrasında Yıldırım'ın sağ kulak üzerinden tek kurşun giriş izi olduğu tespit edildi. Kafatasını parçalayıp çıkan mermi çekirdiğinin ise duvara saplandığı saptandı. Cesedin yanında ise 9 milimetre çapında mermilerin kullanıldığı Glock marka tabanca bulundu.

Yıldırım veda yazısında, "ben devletimi ve milletimi üzecek hiç bir işe karışmadım. Ama çok bunaldım. Hakkınızı helal edin. Suçumuz sadece Ayhan Çarkın'la aynı dairede çalışmak oldu" ifadelerine yer verdi.

ÇARKIN NE DEMİŞTİ?

Fali meçhul cinayetlerin aydınlatılması amacıyla başlatılan soruşturma çerçevesinde etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirterek, Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne ifade veren ve ifadesinin ardından tutuklanan Çarkın, Yıldırım'ın Avukat Yusuf Ekinci'nin öldürülmesi olayına karıştığını iddia etmişti.

Üç sayfalık ifade veren Çarkın, Ekinci'nin Yusuf Yüksel adlı komiserin kullandığı araçla bürosunun önünden gündüz saatlerinde kaçırıldığını söylemişti. Çarkın, ifadesinde "Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Enver Ulu, Ahmet Sakarya, Ayhan Özkan, Şahin ve Sait vardı. Gölbaşı'na giderken Ümitköy yolu sapağından sağa dönüldü. Yakın bir mesafeden Ayhan Akça tarafından öldürüldü" iddiasına yer vermişti. Çarkın, Ankara'da işlenen 4 cinayetin de özel harekat polisi tarafından gerçekleştirildiğini anlatmıştı. Çarkın'ın, ifadesinde eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin gibi isimleri suçladığı da kamuoyuna yansımıştı.

Polisin silahını alıp ateş etti: 1 ağır yaralı
09:50 - İzmir'in Urla ilçesinde meydana gelen olayda, bir kavga ihbarına giden polis ekibindeki bir memurun silahını kapan zanlı sağa sola rastgele 10-15 el ateş etti. Açılan ateşte Şenol Kunt (30) başından vurularak ağır yaralandı. Bölgeye gelen takviye polis ekipleri, polisin silahını alan zanlı ile silahını kaptıran meslektaşlarını gözaltına aldı. 17.07.2011 İZMİR netgazete

Serinlemek için girdiği denizde boğularak can veren emniyet müdürü son yolculuğuna uğurlandı...
30 Temmuz 2011

Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde serinlemek için girdiği denizde boğularak yaşamını yitiren 42 yaşındaki Emniyet Müdürü Hakan Bülbül, Aydın İl Emniyet Müdürlüğü'ndeki törenin ardından gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı. Emniyet Müdürü Hakan Bülbül, Çevik Kuvvet Şube Müdürükü olarak görev yaptığı Denizli'den Uşak'a atanmıştı.

Aslen Konyalı olan, evli, iki çocuk babası emniyet müdürü Hakan Bülbül'ün cenazesi, bugün öğle saatlerinde Aydın Devlet Hastanesi Morgundan alınarak İl Emniyet Müdürlüğü'nün önüne getirildi. Burada düzenlenen törene, Aydın İl Emniyet Müdürü Suat İkan, Bülbül'ün eşi Nafiye Bülbül, oğlu Bora Bülbül, annesi Aysun Bülbül, babası emekli polis Mustafa bülbül, kardeşleri Fatih Bülbül, Tayfun Bülbül ile Aydın ve Denizli İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polisler katıldı. aktifhaber

Alındığı nezarethanede ölü bulundu
30 Temmuz 2011
Mersin'de sınır dışı edilmek üzere polis merkezinin nezarethanesinde bekletilen yabancı uyruklu şahıs, kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

Türkiye'ye kaçak yollarla girdiği belirlenen ve Edirne'de yakalanarak sınır dışı edilmek üzere Mersin'e gönderilen Kongo uyruklu Hamedu Loufa Sayıd (26) adlı şahıs, işlemleri tamamlanıncaya kadar Yumuktepe Polis Merkezi nezarethanesine konuldu.

Sabah saatlerinde nezarethaneyi kontrol eden polis, Kongo uyruklu şahsı yerde hareketsiz yatarken buldu. haber7

Kavgayı ayıran polis bıçaklandı
01 Ağustos 2011
Kütahya'da hırsızlık zanlıları arasında çıkan kavgayı ayırmaya çalışan polis memuru, göğsünden aldığı bıçak darbesiyle yaralandı.

Hırsızlık yapan kişilerin bulunduğu at arabası, Osmangazi Mahallesi'nde bir otomobille çarpıştı. At arabasındaki kişiler ile otomobildekiler arasında başlayan tartışma kavgaya dönüştü. Kavgayı ayırmaya çalışan polis memuru Deniz Zümrüt (39), hırsızlık zanlısı Uğur D. (23) tarafından göğsünden bıçaklandı. haber7

5 eski özel harekat polisi tutuklandı

1990'lı yıllara damgasını vuran faili meçhul cinayetler ile ilgili iddialar Susurluk kazasını yeniden gündeme taşıdı. Eski özel harekatçı Ayhan Çarkın'ın itirafları doğrultusunda gözaltına alınan sekiz eski özel harekat polisinden beşi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
NTV
11 Ağustos. 2011
ANKARA - Susurluk skandalının kilit isimlerinden özel harekatçı Ayhan Çarkın, bir süre önce 1990'lı yıllardaki faili meçhul cinayetlere dair açıklamalarda bulundu.

1994'te Sağlık Bakanlığı Müfettişi Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın, DEP Ankara İl Başkanı Faik Candan ve Avukat Yusuf Ekinci'nin bazı özel harekat polislerince öldürüldüğünü iddia etti. Hemen sonrasında Çarkın ve iddialarda adı geçen Ercan Ersoy tutuklandı.

Özel yetkili savcılar bu iddialardan yola çıkarak yine harekete geçti. Sekiz eski özel harekat polisi daha gözaltına alındı.

Soruşturmanın ikinci dalgasında savcılığın talebi üzerine üç ilde Ayhan Akça, Uğur Şahin, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Enver Ulu, Ziya Bandırmalıoğlu, Yusuf Yüksel ve Alper Tekdemir gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü.

Gözaltına alınan 8 eski özel harekatcıdan 5'i sorgularının tamamlanmasının ardından hakim karşısına çıkartıldı. Mahkeme Ayhan Akça, Uğur Şahin, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan ve Enver Ulu tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ankara emniyetinde tutulan Ziya Bandırmalıoğlu, Yusuf Yüksel ve Alper Tekdemir işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilecek.

Polis, Meclis üyesini dövdü
21-08-2011

FacebookTwitterDel.icio.usredditMixxStumbleUponGoogleYahooSamsun`da esnaf, aynı zamanda Tekkeköy Belediyesi AK Parti`li Meclis üyesi 40 yaşındaki Recep Kılıç, tartıştığı trafik polisleri tarafından işyeri önünde dövüldü.
Başına telsizle vurulan Kılıç, kanlar içinde kalırken polisler yaralı meclis üyesine biber gazı sıktı. Cadde üzerindeki bir lokantanın güvenlik kameraları tarafından kaydedilen olaydan sonra polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Kılıç, "Beni öldüresiye dövdüler" dedi.

Olay, 10 gün önce İlkadım İlçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde meydana geldi. Recep Kılıç’ın işyerinin mobilyalarını getiren kamyon, malzelemeleri boşaltmak için ara sokaklardan birinde durdu. Bu sırada işyeri çalışanlarından bir kişi Samsun Emniyet Müdürlüğü’nü arayarak sokakta trafiğin kapanacağını bildirip trafik polislerine bilgi verilmesini istedi. Bir süre sonra gelen polis memurları kamyonların günün belirli saatleri dışında şehir merkezine girmesinin yasak olduğunu ve bunun için izin alınması gerektiğini belirterek, kamyonun kaldırılmasını istedi. Ancak, iddialara göre Recep Kılıç kamyonun şehir merkezine girdiğini cezası varsa yazmasını söyleyerek kendilerine kısa süre vermelerini istedi.

Bbaşlayan tartışma sırasında iddialara göre polislerden birinin Recep Kılıç’a ’Lan’ diye hitap ederek, el ve kol hareketi yaptı, hakaret etti. Kılıç da görevli polis memurunun ellerini tutmaya çalışırken yüzüne bir yumruk aldı. Kendisini savunmaya geçince de arkadan gelen iki polis memuru Recep Kılıç’a tekme tokat saldırdı. Yere düşen Kılıç bir süre çevredeki diğer esnafın araya girmesiyle ayağa kalktı. Ancak bu seferde bir polis memurunun telsiz darbesiyle kafası yarıldı. Çevredekiler ve esnaf kavgayı ayırmaya çalışırken bir polis memuru yaralı ve kanlar içinde kalan Recep Kılıç’a biber gazı sıktı. Sıkılan biber gazından sokakta bulunanlar da etkilendi.

SORUŞTURMA AÇILDI

Bu sırada Kılıç, bir arkadaşının arabasıyla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Meclis Üyesi olan Recep Kılıç’a doktor 10 gün iş göremez raporu verdi. Ardından polis merkezine giden Recep Kılıç, kendisini döven polislerden şikayetçi oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 3 polis memurunun kendisini haksız yere dövdüğünü söyleyen Recep Kılıç, şunları söyledi:

"Yeni açtığım iş yerime mobilyalar gelecekti. Kamyon gelmiş. Yanımda çalışan personel de emniyeti arayarak durum hakkında bilgi vererek kısa bir süre trafiği kapatacakları ve yardım etmelerini istemiş. Polis gelince kamyonun kaldırılmasını söylüyor ve ceza yazacağını belirtiyor. Tam bu sırada ben geldim. Durumu anlattım. Ceza yazmasını ancak kısa bir süre malzemeleri indirene kadar bizi idare etmesini istedim. Bu sırada başka bir polis gelip, ’Dağ başımı burası? Bu kamyonun burada ne işi var? Kim çekti bu kamyonu buraya lan?’ diye konuşmaya başladı. Ona dönüp derdimi anlatmaya çalışırken bana vurdu. Kendimi korumak için cevap verdim. Bu sırada 3 polis bana tekme tokat vurdu. Biri telsizle kafama vurdu. Kavgayı ayıranlara ve bana biber gazı sıktılar. Ben kanlar içindeydim."

POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİ OLDU

Kendisinin 10 yıl muhtarlık yaptığını ve Tekkeköy Belediyesi’nde Ak Parti’den meclis üyesi olduğunu dile getiren Kılıç, "İnsanlarla nasıl konuşulur biliyorum. Bu tip insanları anlamak zor. Bu kadar canavar ruhlu insanlar bu örgütün içinde nasıl bulunur anlayamıyorum. Benim onlara saldırdığımı ileri sürmüşler, böyle bir şey olmadı. Hepsinden şikayetçi oldum" diye konuştu.

ŞİKAYETÇİ OLUNAN POLİSLERİN 10 GÜNDÜR EVRAKLARI GÖNDERİLMEDİ

Recep Kılıç’ın avukatı olan Serkan Karaduman dosyanın yargıya intikal ettiğini belirtip konuşmakdan kaçınırken, şikayetçi oldukları 3 polis memuru hakkında hazırlık evrakının polis merkezi tarafından 10 gündür hazırlanmadığını ileri sürdü. Avukat Karaduman, görüntü CD’lerinin iyi bir şekilde incelendiğinde olayın net olarak ortaya çıktığını söyleyerek, "Üstünde sarı üniforması olan trafik polisi müvekkilimin üzerine atlıyor, yere düşüyor tekmeliyor buna rağmen kendisi de adli tıptan darp raporu almış. Bunun nasıl olduğunu anlamış değiliz" dedi. Diğer taraftan 3 polis memuru hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığı belirtildi.

AVUKATIN DA BOYNUNU SIKTI

Öte yandan meclis üyesi Recep Kılıç’ ın avukatlığını üslenen Serkan Karaduman da 1 yıl önce de polisler tarafından otomobilini yanlış yere park ettiği için kelepçe takılıp, boynu sıkılarak gözaltına alınmıştı. Avukat Karaduman tarafından suçlanan polis memuru F.P. hakkında da açılan davanın devam ettiği belirtilirken, F.P’nin Recep Kılıç’ın olayında da olduğu ortaya çıktı.
http://www.gazeteboyut.com/

Emniyet Genel Müdürlüğü'nde Atamalar
24 Ağustos 2011
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bazı daire başkanlıklarına atama yapıldı. Terörle Mücadele Harekat Daire Başkanlığı ve Özel Güvenlik Daire Başkanlığına yeni isimler geldi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bazı daire başkanlıklarına atama yapıldı.

Emniyet Genel Müdürlüğü atama kararnamesine göre, Terörle Mücadele Harekat Daire Başkanlığına Cihangir Çelik, Özel Güvenlik Daire Başkanlığına ise Hacı Yusuf Karababa getirildi.

Fatih İnalkoç Dış İlişkiler Daire Başkanlığı'na, Hüseyin Alsancak Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı'na, Müslüm Saylı İnşaat Emlak Daire Başkanlığı'na, Erkan Güler de Sağlık İşleri Daire Başkanlığı'na atandı. AKTİFHABER

PKK'lılar, halı sahada maç yapan polislere saldırdı: 2 şehi,3'ü ağır 8 yaralı
04 Eylül 2011
Tunceli'de halı sahada maç yapan polislere PKK'lılarca saldırı düzenlendi. Olayda maç yapan 1 komiser ile onu saha kenarından izleyen eşi öldü, 3'ü ağır 8 polis de yaralandı. Çıkan çatışmada, 4 ya da 5 kişi oldukları belirtilen PKK'lılardan biri öldürüldü.
haber1001

Çevik Kuvvet otobüsü takla attı!
9 polis memuru yaralı...
24 Eylül 2011
Kadıköy İskele meydanında yapılacak miting için önlem almaya giden çevik kuvvet otobüsü, ön lastiğinin patlaması sonucu takla atarak metrobüs yoluna girdi.
Kazada 9 polis memuru yaralandı.
habertürk

Van'ın Gevaş ilçesinde bir polis memuru ölü bulundu
14 Ekim 2011
Gevaş ilçesinde yol kenarında cansız yatan birini bulan vatandaşlar jandarmaya haber verdi.
Yapılan araştırmada cesedi bulunan kişinin Gevaş Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru olduğu anlaşıldı.
Elinde beylik tabancası bulunan polisin intihar ettiği ihtimali üzerinde duruluyor. TRT

Polis aracı takla attı: 3 polis yaralı
Diyarbakır'da polis aracı önüne çıkan otomobile çarparak takla attı. Kazada 3 polis memuru yaralandı. 21.10.2011 haberx

Parasını kaptırdığı kadını öldürdü: 15 yıl hapis
Bursa'nın İznik ilçesinde 65 bin lirasını kaptırdığı kadını beylik tabancasıyla kurşun yağmuruna tutarak öldürmekten yargılanan emekli polis memuru, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 08.12.2011 BURSA netgazete

İzmir'de bir karakolda kadına atılan dayağın skandal görüntüleri ortaya çıktı

09 Aralık 2011

Kadına şiddette son nokta! Sürekli tehdit ve şiddet altında olan Türk kadını, bu kez de kendisini korumakla yükümlü polislerden dayak yedi.

İzmir'deki bir karakolun skandal görüntüleri ortaya çıktı Kamera kayıtlarında, ailesiyle birlikte bir müzikholde eğlenirken gözaltına alınan genç bir kadın, iki polis tarafından feci şekilde dövülüyor, üstelik elleri arkadan kelepçeliyken.

Vatan'ın haberine göre Temmuz ayında İzmir'de ailesiyle birlikte eğlenmeye gittikleri müzikholde gözaltına alınan 37 yaşındaki Fevziye Cengiz'in karakolda yediği feci dayağın görüntüleri ortaya çıktı. Karabağlar Polis Merkezi'nde iki polis tarafından yere yatırılarak kelepçelendikten sonra dakikalarca dövülen genç kadın, ifadesindeki anlatımlara göre Temmuz ayında bir akşam eşi, kızı, damadı ve kayınbiraderi ile İzmir'de bir müzikhole eğlenmeye gitti. Diğer yakınları dışarıda sigara içtikleri sırada polis müzikholü bastı. 3 sivil polis kimliklerini göstermelerini isteyince eşi Murat Cengiz, kendi kimliğini bu şahıslara vermek üzere garsona uzattı. Daha sonra da yakın mesafeye park ettikleri otomobillerinden, eşinin çantasında olan kimliğini almak için dışarı çıktı.

MÜZİKHOLDE BAŞLADI

Fevziye Cengiz de yanına gelen sivil polislerden birine "Eşim kimliğimi almaya arabaya gitti, bir dakika bekleyin" diye açıklamaya yapmaya çalışırken arkadan gelen sivil polislerden biri genç kadına vurdu ve "Gitmek istemiyor musun, kahpe" diye bağırdı. Polis, Fevziye Cengiz'i zor kullanarak gözaltına aldı.

CİNSEL TACİZ DE VAR

Genç kadın ifadesinde, yol boyunca dayağın devam ettiğini, karakolda da 2 polisin kendisini dövdüğünü, cinsel tacizde bulunduklarını ve yere yatırıp kelepçeleyip dövmeye devam ettiklerini anlattı. Bu esnada resmi giyimli bir polisin de dışarıdan gözükmesin diye perdeleri kapattığını söyleyen Fevziye Cengiz'in ifadelerinin doğru olduğu, karakoldaki güvenlik kameralarının savcılıkça getirtilmesi üzerine ortaya çıktı. Görüntülerde Cengiz'in 2 sivil polis tarafından feci şekilde dövüldüğü görülürken, odadaki resmi polisin de duruma seyirci kaldığı anlaşıldı.

POLİSLER ŞİKAYETÇİ OLDU!

Olaydan sonra şikayetçi olan 3 polis, Fevziye Cengiz'i kimliği olmadığı için karakola davet ettiklerini ancak alkollü olan kadının kendilerine direndiğini, kollarından tutup götürmeye çalıştıkları sırada küfrettiğini iddia etti. Polisler Cengiz'i kendilerini yaralamakla suçlarken bir polis "Kollarından tutmadan önce sanık eli ile kolumuza vurdu" dedi. Diğer polis ise, "Benim kollarımı tırmaladı" diye ifade verdi. Şikayetçi üçüncü polis ise "Eliyle itti" dedi.

BİR SKANDAL DA YARGIDAN

Kadın döven polislere 1.5, dayağı yiyen kadına 6.5 istendi

Olayın ardından polislere "zor kullanma yetkisini aşarak basit yaralama" suçunu işledikleri iddiasıyla 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılırken, karakolda yediği feci dayak karakolun güvenlik kameralarınca kaydedilen Fevziye Cengiz hakkında polisleri yaraladığı ve hakaret ettiği gerekçesiyle 2.5 yıldan 6.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Olayla ilgili iki ayrı soruşturma yürüten İzmir Başsavcılığı'ndan Savcı Ahmet Küçükpınar, Fevziye Cengiz hakkında, polislerin "eliyle kolumuza vurdu, tırmaladı ve itti" suçlamalarının her biri için 1.5'ar yıl olmak üzere 4.5 yıl, hakaret suçundan da 2 yıla kadar ceza istedi.

'İşkence değil kötü muamele'den dava

Savcılığın Cengiz hakkında "Kamu görevlisini yaralamak ve hakaret etmek" suçlarından 2.5 yıldan 6.5 yıla kadar hapis istemiyle Eylül ayında açtığı dava devam ederken, polisler hakkındaki dava ise 28 Kasım'da açıldı. Savcı Alaaddin Dokur imzalı iddianamede polis memurları Hakan Yörük ve Beyit Sezgin'in hakkında "Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması" suretiyle basit yaralama suçunu işledikleri iddiasıyla sadece 6 aydan 1.5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. İddianame 5 Aralık'ta İzmir 17. Sulh Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Davanın ilk duruşması 15 Şubat 2012'de görülecek. Savcılığın, polisler hakkında işkence suçundan değil, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (dolaylı af) kapsamında olan basit yaralama suçundan dava açması dikkat çekti. İşkence suçundan dava açılması halinde polislere 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istenebilecekti.

Kaynak : http://www.internethaber.com/polisler-kadini-tekme-tokat-dovduler-388820h.htm#ixzz1g4jYo9FH

Polis memuru amirini silahla kovaladı
Trabzon'da bir polis memuru "esas duruşa geç, esas duruşunu göster" diyen amirini işte böyle kovaladı
21 Aralık 2011
Trabzon'da Gülbaharhatun Polis Karakolu'nda görev yapan Karakol amiri ile görevli polis arasında çıkan "esas duruş" kavgası karakolun polis kameralarına yansıdı.

Polis memurunun amirini kovaladığı görüntüler için tıklayınız...

Edinilen bilgiye göre, Gülbaharhatun Polis Karakolu'nda görev yapan karakol amiri Mustafa A. bir süreden beri aralarında gerginlik olan ve aynı karakolda görev yapan polis memuru Hasan K.'yı odasına çağırdı. İddialara göre, Karakol amiri Mustafa A. karşısında elleri yana doğru açık bir şekilde duran Hasan K.'ya "esas duruşa geç, esas duruşunu göster" dedi. Buna sinirlenen Polis memuru Hasan K. ile ikili arasında tartışma başladı. Birbirleri üzerine yürüyen ikiliyi, karakolda bulunan diğer polisler araya girerek ayırdı.

Yaşanan arbede sırasında burnuna aldığı darbe ile yaralanan Hasan K. Cumhuriyet Savcılığı'na başvurarak amiri Mustafa A.'dan davacı oldu. Aynı şekilde amiri de, kendisine hakaret ve tehdit ettiği gerekçesiyle memuru hakkında şikayetçi oldu.
habertürk

Behçet Oktay'ın sır ölümü 2 yıldır çözülemiyor
İntihar ettiği ileri sürülen eski Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay'ın ölümüyle ilgili yapılan ihbarların sırrı 2 yıldır çözülemiyor. Oktay ailesine gönderilen isimsiz mektup ile jandarmaya açılan telefon konusunda şimdiye kadar bir gelişme olmadı. 25.12.2011 ANKARA netgazete

İstanbul'da Patlama
01.03.2012



İstanbul'da polis aracına yönelik bombalı saldırıda 15'i polis,16 kişi yaralandı

Olay, Beyoğlu Sütlüce'deki MÜSİAD ve AK Parti İl binaları önündeki Çevik Kuvvet otobüsü yanında gerçekleşti.
İlk belirlemelere göre yol kenarına bırakılan motosiklette, polis minibüsünün geçişi sırasında patlama oldu.

15 polis memur ile yol kenarında çalışan bir inşaat işçisi yaralandı.

Yaralılar ambulanslarla hastanelere kaldırıldı.

Polis minibüsü ile yakınında bulunan sivil bir araçta büyük hasar meydana geldi. Çevredeki binaların camları kırıldı.
TRT

POLİS TARTIŞTIĞI VATANDAŞIN KARDEŞİNİ YARALADI
10 Mart 2012
Kars'ta ağabeyini kurtarmak için sopa alarak koşan Serhat Eryıldırım, iddiaya göre sivil polis polisin silahından çıkan kurşunla ayağından yaralandı.
Yaralıya ilk müdahaleyi olay yerinden geçen bir doktor yaparken, ateş eden polis memuru, meslektaşları tarafından gözaltına alındı.

Olay, Faikbey Caddesinde akşam saatlerinde meydana geldi. Görgü tanıklarının ifadesine göre, sivil giyimli iki polis memuru, çayevinde oturan Erol Eryıldırım ile henüz belirlenemeyen nedenle tartıştı. Polis memurları ile vatandaş arasındaki tartışma bir süre sonra cadde ortasında kavgaya dönüştü. Bu sırada polislerin ağabeyine saldırdığını sanan Serhat Eryıldırım, eline aldığı sopayla olay yerine doğru koşmaya başladı. Bunu gören polislerden biri iddiya göre beylik tabancasını çıkarıp, Serhat Eryıldırım'ın ayaklarına ateş etti.
aktifhaber

"Her ağacın altında bir çift, kanıma dokunuyor"
25 Nisan 2012


Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, 67 muhtar ile düzenlediği ’Huzur toplantısı’nda muhtarların park, bahçe ve ormanlık alanlarda fuhuş yapılmasına karşı olan tepkilerini yanıtladı

Bursa Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, huzur toplantısında park, bahçeler ve ormanlık alanlarda fuhuşun engellenmesini isteyen muhtarlara, "Ben de gezmeye çıkınca, bu tür görüntülere tanık oluyorum. Ağaçların altında çift var. Bunlar benim kanıma dokunuyor, ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk görevlisi olarak onları uyarıyoruz" dedi.

Kahya, bugün Merkez Yıldırım İlçesi’nde 67 muhtar ile ’Huzur toplantısı’ düzenledi. Sorunları not alan Emniyet Müdürü, muhtarların park, bahçe ve ormanlık alanlarda fuhuş yapılmasına karşı olan tepkilerini yanıtladı. Tarafların isteği olunca yasal olarak müdahale etmelerinin mümkün olmadığını belirten Emniyet Müdürü Kahya, "Dolaşmak için ben de evimden dışarı çıkınca, Kültürpark’ın her ağacın altında bir çift var, her çalının dibi yatak odası gibi. Her şey meydanda. Bunlar benimde kanıma dokunuyor. Ama iki taraf gönüllü olunca yapacak bir şey yok. Yasalar buna izin vermiyor. Biz kolluk kuveti olarak sadece uyarıyoruz" diye konuştu.
habertürk

Bayrampaşa'da patlama!
Bayrampaşa'da bir polis memuruna ait sivil aracın altında bırakıldığı öğrenilen ses bombasının patlaması sonucu ilk belirlemelere göre bir kişi yaralandı. Bayrampaşa Yıldırım Mahallesi Sakarya Sokak'ta bir polis memuruna ait sivil aracın altına konulan bomba patladı. Olayda yaralanan bir kadının hastaneye kaldırıldığı öğrenilirken, patlamanın ilk belirlemelere göre ses bombasından kaynaklandığı belirtildi. 07.06.2012 İSTANBUL netgazete

'Yorgunum uyuyacağım' dedi evinde ölü bulundu
29.06.2012
İstanbul'da polis memuru Tamer Uyguner (30), arkadaşları tarafından evinde ölü bulundu. Olay Sanayi Mahallesi Sultan Selim Caddesi 84/4'te meydana geldi. Gayrettepe Sivil Trafik Ekipler Amirliği'nde görevli 6 yıllık polis memuru Tamer Uyguner'i sabah almaya gelen ekip arkadaşları, telefona cevap alamayınca eve geldi. Kapının açılmaması üzerine arkadaşları çilingir yardımıyla kapıyı açtı. Polis memurları, yatakta Uyguner'in cesediyle karşılaştı. Bir yıllık evli Tamer Uyguner'in eşinin memleketine gittiği belirtildi. Uyguner'i en son gören evinin yakınındaki kafetaryanın çalışanı Yasin Kılıç, '18 saattir çalışıyorum. Çok yorgunum. Yarına kadar yatacağım' ifadelerini kullanmıştı' diye konuştu. Uyguner'in ölüm haberini alan arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.
Yeni şafak

Tramvay Polis Aracına Çarptı: Bir Komiser Öldü
15 Temmuz 2012
İstanbul'da tramvayın çarptığı araçtaki komiser Ahmet Tozlu hayatını kaybetti. haber1001

Çevik kuvvet otobüsü devrildi: 2'si ağır 9 polis yaralandı
04 Ocak 2013
Göreve giden çevik kuvvet polislerini taşıyan otobüs TEM Otoyolunda devrildi.
Kaza, sabah saatlerinde Harp Akademileri mevkiinde meydana geldi.
Kazada 2'si ağır 9 polis yaralandı.
TRT

Sakarya'da dur ihtarına uymayan otomobil 2 polis memuruna çarptı
16 Ocak 2013

Bir ihbarı değerlendiren polis ekipleri, Sakarya'da bir aracı durdurmak istedi.

İhtara uymayan sürücü ekiplerden kaçmaya çalıştı.

Serdivan İlçesi'ne kadar giden otomobili durdurmak için Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Ekipleri yolu kesti.

Ancak zanlı aracı ekiplerin üzerine sürdü, aracın çarptığı 2 polis memuru yaralandı.

Zanlı polis ekiplerince etkisiz hale getirildi.

Yaralanan 2'si polis 3 kişi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı
TRT

"Dur" ihtarına uymayan sürücü, otomobiliyle emniyet müdürüne çarptı
01 Şubat 2013

Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde, polisin ''dur'' ihtarına uymayan sürücünün kullandığı otomobil, Emniyet Müdürü Ceyhun Yı
_________________
Bir varmış bir yokmuş...


En son Alemdar tarafından Cmt Arl 15, 2012 12:40 am tarihinde değiştirildi, toplam 17 kere değiştirildi
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Prş Ağu 18, 2011 8:27 pm    Mesaj konusu: 'Bir Polis Şefinin (Ağar) Kısa Tarihi' Alıntıyla Cevap Gönder

'Bir Polis Şefinin (Ağar) Kısa Tarihi'
Orhan Miroğlu
18 Ağustos 2011



Yazının başlığı, Orhan Gökdemir’in, okunduğunda insanın tüylerini diken diken eden kitabının adıdır ve kitaplığımda neredeyse altı çizilmemiş tek satırı olmayan kitapların arasında yer alır. Gökdemir’in anlattığı ‘polis şefi’ tahmin edeceğiniz gibi Mehmet Ağar’dan başkası değildir. Ayhan Çarkın’ın itiraflarıyla yeniden gündeme gelen Susurluk sürecinin başındaki isimdir Mehmet Ağar. O, iç savaş koşullarının yetiştirdiği sıradan bir polis şefi değildir, iç savaş koşullarının yetiştirdiği yegâne polis şefidir. Hiç kimse, bu ülkede, ‘Polis Genel Kurmay Başkanı’ sıfatını Mehmet Ağar kadar hak etmiş değildir. 1991- 1996 yılları arasında işlenen 1500’ün üstünde faili meçhul cinayetin 830’u Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu döneme rastlıyor.

İstanbul’da, 12 Temmuz 1991’de yapılan ve bir gün içinde 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyonlar, onun İstanbul Emniyet Müdürü olduğu dönemde gerçekleşti. Karşılıklı çatışma olduğu söyleniyordu, ama öldürülenlerin çoğu kafasının arkasına kurşun sıkılarak öldürülmüştü.

“Yöntemlerimi beğenirsiniz beğenmezsiniz, o ayrı konu, biz görevimizi yaptık” diyordu Ağar.

İnfazlar “her sokağa bir ceset” kampanyasının sonucuydu. Ancak bir süre sonra öldürülecek ‘devlet düşmanı’ sıkıntısı baş gösterince, Susurlukçular, kendi içlerinden infazlara girişmeye başladılar.

MİT mensubu, Tarık Ümit’in kızı Hande Birinci, babasının öldürülmesinden yaklaşık bir buçuk yıl sonra gazetelere yaptığı açıklamada şöyle diyordu:

“Babam Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde kurulan, yönetimini Ağar’ın müşaviri Korkut Eken’in üstlendiği özel ekip tarafından öldürüldü. Çünkü bu ekibin uyuşturucu ve haraç işine karıştığını açıklayacaktı. Babamı önce sorgulayıp sonra öldürenler Abdullah Çatlı ile Özel Harekât’tan Ziya ve Ayhan adlı polislerdi.”

Ağar’ın yönettiği ‘bin operasyonun’ arasında Kürt infazları özel bir yer tutar.

Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım Susurluk çetesi tarafından infaz edildiler.

Behçet Cantürk Liceliydi, tesadüf olmasa gerektir. Cantürk’ün önce ilçesi Lice yakıldı, Lice’de taş taş üstünde kalmadı, sonra da Cantürk ve şoförü Recep Kuzucu Sapanca’da infaz edildi.

SHP Genel Başkanı Hüseyin Ergun geçenlerde Neşe Düzel’e verdiği söyleşide Sapanca’daki infazların bilinmeyen bir yönünü anlattı:

“YDH yönetimi olarak bir akşamüzeri toplantıdaydık. Telefon çaldı. Açtım. Karşıdaki ses, ‘Ben Hacı Karay. Mehmet Altan’ı arıyorum’ dedi. Ben, ‘Mehmet Altan şu anda burada değil. Kendisine iletelim. Niçin arıyorsunuz’ diye sorduğumda, ‘Biz Çınar Oteli’ndeyiz. Çelik yelekli timler tarafından sarıldık. Mehmet Abi’den bu durumu İçişleri Bakanlığı’na ya da Emniyet Genel Müdürlüğü’ne iletmesini istiyoruz’ dedi. Kendisine, onlara bizim de ulaşmaya çalışacağımızı söyledim. Birkaç yere telefon ettik ama kimseye ulaşamadık. Ertesi sabah Düzce Akyazı’da bu üç kişinin cesetleri bulundu.”

“Emniyet tarihinde merdivenin basamaklarını Mehmet Ağar kadar hızla tırmanan belki de başka hiçbir polis yoktu. Mesleğe balıklama daldı. Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Şubesi’nde komiser muavini olarak polisliğe ilk adımını attı. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün koruma görevlisi oldu. Kaymakamlık sınavını kazandı, Torul ve Delice’de kaymakamlık yaptı. Dayanamadı, 1980 yılında baba mesleğine döndü, İstanbul Emniyet Şube Müdür Muavinliği’ne naklen geçti. Siyasi Şube Müdür Yardımcısı oldu. İlk deneyimini 70’li yılların ünlü Emniyet Müdürü Şükrü Balcı’nın yanında kazandı. 1981 yılında Personel Şube Müdürü, bir yıl sonra da Asayiş Şube Müdürü oldu. Üç yıl sekiz ay sürdürdüğü bu görevinde, İstanbul’un yeraltı dünyasını yakından tanıma olanağı buldu. 1984 yılında İstanbul Emniyet Müdür Yardımcılığı’na getirildi. 37 yaşında, 1988 yılında Ankara Emniyet Müdürü oldu.” (Pike: Bir polis Şefinin Kısa Tarihi)

Valilik de yaptıktan sonra DYP’den milletvekili seçilen ve İçişleri Bakanı olan Ağar daha sonra Adalet Bakanı oldu. Önüne koyduğu hedef cumhurbaşkanı olmaktı, ama Susurluk’ta bir kamyona bir Mercedes çarpınca istifa etti.

Gökdemir’in kitabında, Avrupa’da Gladio ile başlayan süreç, Ağar’ın Amerika’da ölen ustası Şükrü Balcı’nın yurtdışında aldığı kontrgerilla eğitimleri, Tansu-Özer Çiller ile ilişkiler, Çatlı ve Kırcı’ya sağlanan devlet himayesi, diğer çeteciler, özel timciler, korucular, uyuşturucu kaçakçıları ile kurulan ‘dostluklar’ ayrıntılarıyla anlatılıyor.

“Pike Mülkiye’de okurken yıllıktaki onun lakabı... Benmerkezciliğini, ‘Başbuğ’ olmak için harcadığı enerjiyle kanıtlamayı başardı... Olağanüstü dönemin olağanüstü koşullarında yükseldi... Adı Mehmet Ağar... Fotoğrafı bu kitabın sınırlarının dışına taşacak kadar büyük... Pikesi hep halkın üzerine... Yazılanların bir eksiği var... Bunca adın geçtiği yerde, bunca olayların yaşandığı yerde mağdurların listesini yapmadık... Düşündük kim mağdur diye... Yanıt bize biraz ürkütücü, biraz da kocaman geldi. Başka bir kitabın konusu olabilirdi.”

Merak edeceksiniz şimdi, Ağar’a kim neden ‘Pike’ lakabını takmış diye.

Hikâyesi şu: Ağar ve birkaç arkadaşı öğrencilik yıllarında yaz kampına giderler. Bir tane pikeleri vardır. Hava soğuk olduğu için nöbetleşe kullanmaya karar verirler. Fakat birkaç geceden sonra fark ederler ki, sabah uyandıklarında tek pikeleri hep Ağar’ın üzerindedir. O gün bugün, Ağar’ın lakabı ‘Pike’ olarak kalır.

Suçluları örten pikeler artık ucundan tutulup birer birer çekilmeli ama. Dolayısıyla, Ayhan Çarkın’ın itiraflarından sonra hükümetin suskun kalmaması gerekirdi. Ben bu suskunluğun iddia dildiği gibi, Mehmet Ağar’ın seçimlerde AK Parti’yi desteklemiş olmasına bağlamak ve böyle bir şeye inanmak dahi istemem. Bu iş bu kadar da ucuz değil, Mehmet Ağar, AK Parti’yi desteklemekle, hesap vermekten kurtulamaz. Ayhan Çarkın’ın ifadeleriyle başlayan ve mağdur ailelerini umutlandıran gelişmelerin, Susurluk dosyasını yeniden açmaya gidecek yeni bir sürecin ilk adımı olduğu görülmelidir. Yeni yasama döneminin en önemli gündem maddelerinden biri bu olmalı. Anayasa için yeni bir komisyon kurdu AK Parti. Bu komisyon çalışmalarını sürdürüyor. Bir komisyon da Susurluk dosyasının yeniden açılması için kurulmalı. Ergenekon süreci, Susurluk sürecinden ayrı yürüyemez artık. Aradaki bağlantıları ve sürekliliği ortaya çıkarmak, hesaplaşmayı derinleştirmek için koşullar her zamankinden daha uygun görülüyor.
Taraf

Van Çatak’ta polis kaçırıldı
11 Eylül 2011
Van’ın Çatak İlçesi’nde önceki gece gittiği düğünden evine dönen 8 yıllık polis memuru Nadir Özgen (28) kaçırıldı.

Olay, önceki gece saat 23.00 sıralarında Çatak’ın Bahçelievler Mahallesi’nde meydana geldi. Çatak Emniyet Müdürlüğü’nde görevli olan Özgen, kimlikleri belirlenemeyen 3 kişi tarafından kaçırıldı. Bekar olduğu belirtilen polis memurunun bulunması için geniş çaplı operasyon başlatıldı. hürriyet

ÇENGEL OPERASYONUNDA 3 POLİS TUTUKLANDI

Eskişehir polisinin 3 ilde eş zamanlı olarak düzenlediği "Çengel" adlı operasyonda gözaltına alınan ve aralarında 3 polis memuru ile 2 Karayolları çalışınanın da bulunduğu 28 zanlıdan 24'ü adli makamlarca tutuklandı.
17.11.2007 1

Eskişehir polisinin 3 ilde eş zamanlı olarak düzenlediği "Çengel" adlı operasyonda gözaltına alınan ve aralarında 3 polis memuru ile 2 Karayolları çalışınanın da bulunduğu 28 zanlıdan 24'ü adli makamlarca tutuklandı.

Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince 3 aydır yürütülen çalışma sonunda, İstanbul, Eskişehir ve Kocaeli'de eş zamanlı gerçekleştirilen " Çengel" operasyonunda, sahte ruhsat, plaka ve fenni muayene belgesi hazırlayarak devleti 2 milyon 500 bin YTL zarara uğrattıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 28 zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 28 zanlıdan 24'ü, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve faaliyette bulunmak, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık yapmak suretiyle devlete zarara uğratmak, rüşvet almak ve vermek, görevi kötüye kullanmak, mal alımı ve satımı olmaksızın sahte fatura keserek yüzde karşılığı piyasaya sürmek ve yalan beyanda bulunmak suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

TUTUKLANANLAR ARASINDA SUÇ 3 POLİS MEMURU DA YER ALIYOR.

Eskişehir polisince, önceki İstanbul, Kocaeli ve Eskişehir'de, eş zamanlı olarak düzenlenen "Çengel" isimli operasyonda, sahte ruhsat, plaka ve fenni muayene belgesi düzenleyerek devleti 2 milyon 500 bin YTL zarara uğratan organize suç örgütü üyesi 22 kişi yakalanmıştı. Çok sayıda kamu görevlisine sahte sahte ruhsat ve plaka düzenleyen şebekenin, halen görev başında bulunan bazı trafik polislerinin sicil numaralarının yer aldığı kaşelerin sahtesini yaparak belge düzenlediği tespit edilmişti.
haber10

Polis memuru karısı ve 3 çocuğunu vurduktan sonra intihar etti
24 Eylül 2011

Kırıkkale'de, karısı ve 3 çocuğunu vurduktan sonra intihar eden polis memuru Alaattin Güneş'in (39) cenazeleri, otopsi için Ankara Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

Alınan bilgiye göre, polis memuru Alaattin Güneş, eşi Eylem (34), çocukları Miraç Efe (3), Sena (4) ve Gizem'in (13), tabancayla vurarak öldürdükten sonra intihar etti. Yaklaşık 10 yıllık polis olduğu belirtilen Alaattin Güneş'in, 2 yıldır Kırıkkale'de görev yaptığı öğrenildi.
haber1001


'Ahlaklı' tecavüze 98 yıl isteniyor
11 Ekim 2011
İstanbul'da geçen yıl ocakbaşından aldıkları kadınlara tecavüzle suçlanan Ahlak Şube'de görevli 4 polise ilişkin iddianame hazır.

Ercan SARIKAYA
Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı polis memurları Ali K. (37), M.K. (22), E.G. (28) S.D. (24) ile mekan sahibine ilişkin soruşturmayı tamamladı. Ali K. için 'Nitelikli cinsel istismar', 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' ve 'rüşvet' suçlarından 18.5 yıldan 44 yıla kadar hapis istendi. Tutuksuz yargılanan 3 polis için 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak' suçundan 4'er yıldan 14'er yıla kadar hapis talep edildi. İşletme sahibine 'rüşvet vermekten' 4 ila 12 yıl arasında hapis istendi. İddianamede o gece de şöyle anlatıldı:
- 4 polis 03:00 sularında görevli olmadıkları ocakbaşına gitti, yemek yedi. Bir süre sonra kimlikleri toplayıp içeridekileri minibüse bindirdi. Ali K. işletme sahibinden bin lira rüşvet aldı, 'Ben sizi üçerli dörderli yolda bırakırım' dedi. Araçta sadece 3 yabancı uyruklu kadın kaldı. Polis memuru M.K. iki kadını evine götürdü. Ali K. ise A.Ş.'yi Beylikdüzü'ne götürüp tecavüz etti.
- 3 polis, 'Ekip şefimiz Ali K.'dir. Ne dediyse onu yaptık' diye ifade verdi.
- -Ali K. ise 'Fuhuş ihbarı üzerine gitmiştik. Yanlış anlamadan dolayı kendileri minibüse bindi. Paranın cüzdanıma nasıl girdiğini bilmiyorum. Cinsel ilişkiye girmedim' dedi.
Akşam

Polis memuru hastanede şehit oldu
20 Ekim 2011
Adana'da pazar günü çöp konteynerinin yanında meydana gelen patlamada yaralan polis memuru Veli Ataşcı, tedavi gördüğü hastanede şehit oldu.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, 16 Ekim Pazar günü merkez Seyhan ilçesi Gülbahçe Mahallesi Obalar Caddesi'nde terör örgütü PKK/Kongra-Gel yandaşları tarafından gerçekleştirilen korsan gösteriye müdahale sırasında bir çöp konteynerindeki patlama sonucu yaralanan 5 polis memurundan Veli Ataşcı, tedavi gördüğü Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde yaşamını yitirdi. haber10

Kocaeli'de kaza: bir polis öldü
02.11.2011
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde kamyonun çarptığı yunus ekibine ait motosikletteki bir polis memuru hayatını kaybetti, bir polis memuru ağır yaralandı.

Beylikbağı Mahallesi Yeni Bağdat Caddesi'nde polis memuru Nurullah Yılmaz'ın kullandığı 41 A 7336 plakalı motosiklet ile karşı yönden gelen Recep Karagöz idaresindeki 34 DR 2922 plakalı kamyon çarpıştı.
Kazada, Gebze Önleyici Hizmetler Şubesi yunus ekibinde görevli oldukları öğrenilen Nurullah Yılmaz ile Metin Şahin ağır yaralandı. Olay yerine gelen 112 Acil Servis ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen Yılmaz (22) kurtarılamadı.
Diğer yaralı Şahin ise Gebze Fatih Devlet Hastanesine kaldırıldı. Şahin'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. haberx

Polis memuru eşine, kaynanasına ve amirine sıktı: 2 Ölü, 1 Ağır yaralı
12 Kasım 2011
Ankara Altındağ'da görevli polis memuru Veli A, evinde eşini ve kayınvalidesini, daha sonra da şoförlüğünü yaptığı emniyet amiri Ali Sapan'ı tabancayla vurdu. Polis memurunun eşi ve amiri hayatını kaybederken, kayınvalidesi yaralı olarak Ankara Numune Hastanesi'ne kaldırıldı.
haber1001

Halk Otobüsü Polise Çarptı
18 Kasım 2011
Zonguldak'ta, yolun karşısına geçerken özel halk otobüsünün çarptığı polis memuru 22 yaşındaki Adem Durmaz, yaralandı.
Kaza, saat 15.00 sıralarında Milli Egemenlik Caddesi'nde meydana geldi. Cadde üzerindeki İl Emniyet Müdürlüğü'nden çıkarak yolun karşısına geçmek isteyen polis memuru Adem Durmaz, Kozlu yönüne giden Aykut Özkan yönetimindeki 67 EV 796 plakalı özel halk otobüsünün altında kaldı. Yaralanan polis memuru, meslektaşları tarafından ekip aracıyla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedavi altına alınan Adem Durmaz'ın hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. aktifhaber

Emniyet önünde baltalı çıplak protesto
9 Kasım. 2011
İstanbul Emniyet Müdürlüğü önüne gelen bir kişi, polisten kötü muamele gördüğü iddiasıyla elinde balta ve bıçakla çıplak protesto eylemi yaptı. Polislerin müdahale ettiği gösterici gözaltına alındı.

Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yerleşkesi önüne gelen 50 YAŞINDAKİ M.A çırılçıplak soyunup, eline aldığı balta ve bıçakla polis merkezinde protestoda bulunmaya başladı.

Mermer ustası olduğunu belirten ve otomobilinin çalınması nedeniyle gittiği polis merkezinde kötü muameleye uğradığını iddia eden M.A, ''Yunus'' olarak adlandırılan polis ekiplerinin müdahalesiyle elindeki balta ve bıçak alınarak etkisiz hale getirildi.
http://www.ntvmsnbc.com

Kadın döven 2 polis memuru görevden uzaklaştırıldı
İzmir Emniyet Müdürlüğü, hakkında işlem yapılmak üzere polis merkezine götürülen kadını darp eden ve karakoldaki güvenlik kamerası görüntüleri basına yansıyan 2 polis memurunun görevden uzaklaştırıldığını bildirdi. 10.12.2011 İZMİR netgazete

Malatya'da kaza: 1 polis öldü
Kayseri'de dedesinin cenazesine katılarak görev yeri olan Elazığ'a dönmekte olan polis memuru, aracının yoldan çıkarak şarampole yuvarlanması sonucu hayatını kaybederken, 2 çocuğu yaralandı. 09.12.2011 haberx



Emniyet Müdürü Balkondan Düştü
01 Ocak 2012
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Trafik Plan ve Destek Daire Başkanı Ahmet Türker, evinin balkonundan düşerek yaşamını yitirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, daha önce beyin ameliyatı geçiren Türker'in, gece Batıkent'teki evinin balkonuna çıktığı sırada dengesini kaybederek 9. kattan düştüğü bildirildi.
Olay yerinde hayatını kaybeden Türker'in cesedi, otopsi için morga kaldırıldı.
TRT

Türk polisi ABD Büyükelçiliği’yle görüşmeler mi yapmış ne?
04.02.2012

Tarih: 1 Temmuz 2008. Aralarında Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve Jandarma eski Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un da bulunduğu 21 kişi, Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alındı.

İşte Türkiye’yi sarsan bu olaydan, ABD Büyükelçiliği’nin bir hafta önceden haberi olduğu ortaya çıktı.

Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun kaleme aldığı “Sızıntı/Wikileaks’te Ünlü Türkler” adlı kitapta; Türk polisinin ABD Büyükelçiliği’yle yaptığı görüşmelerin detayları yer alıyor.

Buna göre; 1 Temmuz 2008 tarihinde ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Carl Siebentritt’in kaleme aldığı ve Büyükelçi Ross Wilson onayıyla Washington’a gönderilen belgede inanılmaz ifadeler var. Söz konusu belgede yazdığına göre; polis ABD’li diplomatlara Mustafa Balbay’ın gözaltına alınacağı operasyonu bir hafta önceden haber verdi.

Polisin, ABD Büyükelçiliği Federal Soruşturma Bürosu yetkililerine söz konusu Ergenekon operasyonunun İlker Başbuğ-Osman Paksüt görüşmesine karşılık yaptıklarını söylediği de aynı belgede yer alıyor.

BAŞBUĞ- PAKSÜT GÖRÜŞMESİ

Hatırlanacağı gibi; AKP’ye kapatma davasının açılmasından 10 gün önce, 4 Mart 2008 tarihinde Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’a bir ziyaret gerçekleştirmişti. Ziyaret, 13 Haziran 2008 tarihinde Taraf gazetesi tarafından haberleştirildi. Hem Başbuğ hem de Paksüt ziyareti doğrulamakla beraber, içeriğinin kapatma davasıyla ilgili olmadığını, Paksüt’ün ziyareti sınır ötesi operasyonda ölen 27 asker için taziye dileklerini iletmek amacıyla gerçekleştirdiğini söyledi.

Ergenekon soruşturmasının ABD’yle ilişkisine dair birçok çarpıcı bilgi; “Sızıntı/Wikileaks’te Ünlü Türkler” kitabında yer alıyor
Ekleyen: Liyakat Platformu Avcılar

3 EMNİYET MÜDÜRÜ'NÜN YENİ ATAMA YERLERİ?
11 Şubat 2012
KCK’ya yönelik operasyonarın mimarları olan Emniyet Müdürleri Atayün, İstihbarat Daire Başkanı Demirhan ve Yılmazer'in yeni görev yerleri belli oldu.

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ile daha önce İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın tarafından görevden alınan İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ve İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan Ankara'ya tayin edildi.

2009 yılında göreve gelen bu isimler KCK operasyonlarını yürütüyordu.

Eski İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne, eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün Emniyet Genel Müdürlüğü Emniyet Kontrol Komuta Merkezi Şube Müdürlüğü'ne, eski Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer ise Ankara Polis Akademisi'ne atandı.
aktifhaber

SIZINTI-2
Serdar Akinan
| 11 Şubat 2012

Bugün itibarıyla yargıyla hükümet arasında kopan fırtına üzerine konuşmak gerek ama ben gene de Sızıntı'dan notlara devam etmeyi tercih ediyorum. Zira o pilav daha çok su kaldırır. Kaldıracak... Gelin kitaba bakalım.

ODATV davasının iki gazeteci sanığı Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın cezaevinde kaleme aldığı Sızıntı adlı kitap, çok büyük gürültü kopartacak. Bu kitapta WikiLeaks belgelerine dayandırılarak iddia olunan olayların en vahimi hiç şüphe yok ki emniyetin Ergenekon brifingi... Emniyet 'Böyle bir brifing yok'' diyerek yalanlıyor ama ortada tarih, yer ve isim var. İlk Ergenekon iddianamesinin kabulünden sonra 21 Kasım 2008'de ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nden gönderilen bir kriptoda, Türk Emniyeti'nin Ergenekon soruşturması konusunda Amerikalılara detaylı bir brifing verdiği ortaya çıkıyor.
ABD, bu brifingle ilgili 'olmadı'' demek yerine 'gizli'' demeyi tercih ediyor. O tarihlerde bu brifingle ilgili kriptolarda yazılı şu ifade ise son derece düşündürücü:
'Brifing, Ergenekon'un ABD karşıtı eğilimine odaklanırken, Türk Emniyeti'nin çabaları için ABD hükümetinin doğrudan ya da zımni desteğini kazanma umutlarını ortaya koydu...'
24 Kasım 2008 tarihli polis brifingi kriptosu 19 Mart 2011 günü Taraf gazetesinde de yayınlandı.
Ama... Küçük ve hassas bir farkla.
Taraf, Yaşar Büyükanıt'la ilgili bölümü sayfalarına taşımamış.
Bu çok tuhaf. Emniyet Genel Müdürlüğü, Taraf bu brifingin yer aldığı kriptoyu sansürlü yayınladığında ise sesini çıkarmamış.
Ne zaman ki; o skandal brifingde, Büyükanıt'ın kızının fotoğraflarının ABD'lilere gösterilmesi iddiası 'Sızıntı' kitabında yayınlanıyor emniyet, brifingi 'yalanlamak' zorunda kalıyor.
1 Temmuz 2008 tarihinde ise ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Carl Siebentritt'in kaleme aldığı ve Büyükelçi Ross Wilson onayıyla Washington'a gönderilen belgede ise müthiş bir bilgi var. Polis ABD'li diplomatlara Mustafa Balbay'ın gözaltına alınacağı operasyonu bir hafta önceden haber veriyor. Polisin, ABD Büyükelçiliği Federal Soruşturma Bürosu yetkililerine söz konusu Ergenekon operasyonunu İlker Başbuğ-Osman Paksüt görüşmesine karşılık yaptıklarını söylediği de aynı belgede yer alıyor.
Bunlar kitapta yer alan onlarca iddiadan sadece birkaçı. Sızıntı, Türkiye'de siyaset aygıtının ne hale geldiğini anlamak açısından ibretlik. Bugün yargı ve hükümet arasındaki çatışmanın nedeni ne?
Ne oldu da bir sistem arızası oluştu? İzin verirseniz bunu da bir sonraki yazıda ele alacağım.
http://www.mizikacilar.com/HaberDetay.aspx?ID=845

İkna Etmeye Çalışırken Vuruldu
22 Şubat 2012
Antalya'nın Merkez Konyaaltı ilçesi Emniyet Müdürü Uğur Pekcan, silahlı bir soyguncuyu sakinleştirmek isterken vurularak şehit oldu.

Konyaaltı'nda bir petrol istasyonuna giden silahlı kişi görevlilerden aracına benzin koymalarını istedi.
Görevlilere bağıran silahlı saldırgan daha sonra rastgele sağa sola ateş açtı.

Polis olay yerine giderek güvenlik önlemi aldı.
Konyaaltı İlçe Emniyet Müdürü Uğur Gökcan silahlı kişiyi sakinleştirmeye çalıştı.

Gökcan'ın bu çabasına zanlı ateşle karşılık verdi.
Önce Gökcan'ın ayağına yakın bölgeye, daha sonra başlayan arbede sırasında da göğsüne ateş etti.

Emniyet Müdürü Gökcan, ambulansla Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldı.

Ancak tüm müdahalelere rağmen şehit oldu.
Celal Gökçe isimli saldırgan gözaltına alındı.
TRT

Emekli polis müdürü aracında ölü bulundu
04/03/2012
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi eski başkanlarından emekli emniyet müdürü Hasan Eryılmaz aracında ölü bulundu

Başından tek kurşunla vurularak öldürüldüğü sanılan Eryılmaz’ın olaydan kısa süre önce yakınlarını arayıp aracının önünün kesilmek istendiğini söylediği öne sürüldü.

Bugün saat 18.00 sıralarında Ankara- Konya Karayolu İncek mevkiinde otomobilde bir kişiyi başından vurulmuş olarak görenler, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine giden polis ekipleri 06 ZUY 06 plakalı aracın sürücü koltuğunda vurulmuş bir erkek cesedi ile karşılaştı. Yapılan ilk incelemede sol kulağının arkasına isabet eden kurşunla ölen kişinin bir dönem Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı da yapan emekli Emniyet Müdür Hasar Eryılmaz olduğu belirlendi. Eryılmaz’ın beylik tabancası ise yan koltukta bulundu.

OĞLUNA TAKİP EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİ
Emniyet Müdürü Eryılmaz, akşam saatlerinde 06 ZUY 06 plakalı aracıyla evine giderken takip edildiğini fark etti. Bunun üzerine Eryılmaz, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda (MİT) görevli olduğu öğrenilen oğlu Mustafa’yı arayarak, "Takip ediliyorum, birileri önümü kesiyor" dediği ve ardından konuşmasının kesildiği öğrenildi. Konuşmasının kesilmesi üzerine Eryılmaz’ın oğlu durumu polise ileterek kendisi de babasını aramaya çıktı. Bu sırada ise vatandaşlar Ankara-Konya Karayolu İncek mevkiinde aracın içinde bir kişinin öldürüldüğünü polise ihbar etti.
Radikal

Tutukluyu vuran polis serbest
05.03.2012

Aydın'da adliyeden kaçmaya çalışan tutuklunun "dur" ihtarına uymaması sonucu ateş edilerek öldürülmesi olayıyla ilgili adliyeye sevk edilen polis memuru serbest bırakıldı.

Emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilen polis memuru Murat S, çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Olayda yaşamını yitiren Mahir Demirkaya'nın (23) dayısı İskender Avcı, avukatları aracılığıyla yarın karara itiraz edeceklerini söyledi.

Asker firarisi olduğu, hakkında "şantaj ve tehdit" suçlamasıyla tutuklama kararı bulunan Mahir Demirkaya, polis ekiplerinin takibi sonucu Pınarbaşı mevkisinde gözaltına alınmış, emniyet müdürlüğündeki işlemlerin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlı tutuklanmıştı.

Polislerin gözetimindeyken adliyenin bahçesinde bekleyen ailesiyle vedalaşmak isteyen zanlı kaçmış, zanlıyı yakalamaya çalışan polis memuru, kovalamaca sırasında adliye yakınındaki caddede "dur" ihtarına uymayan Demirkaya'ya ateş etmiş, başına ve ayağına kurşun isabet eden Demirkaya ağır yaralı olarak kaldırıldığı Aydın Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirmişti.
cnntürk

İçişleri Bakanı: 5 polisimizi kaybettik
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Cudi Dağı'nda güvenlik güçlerince gerçekleştirilen operasyona ilişkin, ''Bana intikal eden bilgiye göre maalesef 5 polisimizi kaybettik'' dedi. 21.03.2012 ANKARA netgazete
]
Biri genç bir polis, diğeri yaşlı brt öğretmen... İnsanlık bu fotoğrafın neresinde?

Bir Günlük Polis Ölü Bulundu
29 Haziran 2012
Çankırı'da bir günlük polis memuru Emrah Pekmez (24) evinde ölü bulundu.

Beylik silahıyla başından vurulmuş halde bulunan Pekmez, bir gün önce ilk görev yeri olan Kızılırmak'ta çalışmaya başladığı öğrenildi.
haberzoom

Kadın polis, eşi tarafından öldürüldü
06.07.2012

Ayrı yaşadığı eşinin işe giderken yolunu kesen polis memuru Ümit Karakafa, kendisi gibi polis olan eşi Gülşah Karakafa'yı silahla vurup öldürdü. Karakafa, daha sonra aynı tabancayla intihar etti. Karı-kocanın şiddetli geçimsizlik nedeniyle tayinlerini farklı şehirlere çıkardığı öğrenildi.
haber1001

Vekil oğluna kurban edilen polis
29.07.2012



Polis dehşet saçtı: 2 ölü
Erzurum'da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru, yolda başka bir erkekle gördüğü kız arkadaşını tabancayla vurup öldürdükten sonra intihar etti. Olayda genç kızın yanında bulunan genç ise yaralandı.Olay, bugün saat 13.00 sıralarında Erzurum'un Palandöken ilçesi Yenişehir semtinde meydana geldi. 21.09.2012 ERZURUM netgazete

Polis Afyonkarahisar Adliyesi'ndeki hakim ve savcıları izinsiz dinliyormuş
15.12.2012

internethaber.com'un haberi:

Adliye'de 'Hakim ve Savcılar Dinlendi' İddiası



Afyonkarahisar Adliyesi'nde hakim ve savcıların garajlarında emniyete ait ortam dinleme aracı ile dinleme yapıldığına dair ortaya atılan iddialar üzerine soruşturma açıldığı bildirildi.

Afyonkarahisar'da geçtiğimiz günlerde mesai bitiminde hakim ve savcıların evlerine gitmek için adliye garajına girmek istedikleri esnada garaj kapısı açılınca, dışarıya hızla bir araç çıktığını gören hakim Mehmet Gülçek, durumdan şüphelenerek, olayı Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletmişti. Başvuru üzerine harekete geçen Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı araştırmada, aracın emniyete ait ortam dinleme aracı olduğu tespit edilmişti. Yapılan tespit üzerine Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olayla ilgili sorumluların tespiti için dün soruşturma başlattığı bildirildi. Olayı 12 Aralık 2012'de 'adalet.org' adlı internet sitesinde de paylaşan hakim Mehmet Gülçek, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"2011 yılı içerisinde HSYK Teftiş Kuruluna bağlı müfettişler tarafından adliyemiz de yaklaşık 5 ay süreyle teftiş yapıldı. Bu teftişin devamında 'sahte bir dilekçeyle' (Daha sonra bu dilekçenin, isim sahibinin iknası suretiyle gerçek hale getirildiği ifade edilmiştir.) şahsım da dahil olmak üzere sanırım 15 meslektaş hakkında soruşturma açıldı. Şahsım hakkımda ki iddia haricen aldığım bilgilere göre 'Duruşma günleri geç geldiğim için, duruşmaların benim yüzümden geç başladığı' şeklindeydi. Müfettişler, benimle ilgili sanırım 27 kişiyi dinlemişler ve gerçekte dinlenen kişi sayısı benim bilgilerime göre daha fazla olduğu halde, sadece bu kadarının beyanını resmi kayıtlara geçirmişler. Bu şikayetin asıl sahibi ve kaynağını, HSYK ve müfettişler bizzat bildiği halde, hakkında bugüne kadar en küçük bir araştırma ve işlem yapılmamıştır. Aksine sürekli başkaları hedef yapılmaya çalışılmıştır. Nihayetinde sanırım 8 yada 9 meslektaşa sarı zarf verilerek savunmaları istenilmiştir. Bu süreç devam ettiği için, şimdilik ayrıntılara girmeyi uygun bulmuyorum."

"ARACIN PLAKA KAYDI YOK"

Yine sonradan elde edilen harici duyum ve bilgilere göre, muhtemelen asgari 3 ay süre ile hakim ve Cumhuriyet Savcıları bakımından telefon ve ortam dinlemesi yapıldığı anlaşıldığını söyleyen Halim Gülçek, devam eden yazısında şu çarpıcı ifadelere yer verdi:

"Asıl gündeme getirmek istediğim husus 10 Aralık 2012 Pazartesi günü saat; 17.50 civarında adliyeden ayrılmak amacıyla eşimle birlikte adliyenin garaj kapısı önüne geldiğimiz de, otomatik kapının açılması için kumandaya bastım. Garajın içinden metalik bir çarpma sesi gelince, havalandırma boşluk kapaklarına üst kısımda ki açık park alanında bir aracın çarpmış olabileceğini düşündüm. Otomatik kapı yukarı doğru açılırken henüz tam olarak açılmadığı halde, teftiş döneminde garajda ortam dinlemesi yapan araca tıpatıp benzeyen, 03 EN ... plakalı muhtemelen Ford Connetc marka bir kamyonetin acele ve panik halde dışarı çıktığını fark ederek, ilk anda aracın tavan antenin de otomatik kapıya sürtecek şekilde acilen ve süratle çıkışının şaşkınlığını yaşadım. Hemen plakasını alarak şüpheli aracın araştırılmasını istedim. Gelen bilgiye göre aracın plakasının kayıtlı olmadığı ve istihbarat birimlerine ait olabileceği bildirildi. Daha sonra olayı Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcımız ile paylaştım. Dün itibariyle aldığım bilgiye göre kapalı garajın kapısı açılırken panik ve telaş halinde içeriden çıkan, sürücüsünün teşhis korkusuyla yüzümüze dahi bakmaya cesaret edemediği aracın Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Müdürlüğüne ait 'ortam dinleme' aracı olduğunu öğrendim."

"ARTIK DELİL TESPİTİ MÜMKÜN DEĞİL"

İlgili Müdürlüğün harici ve şifahi açıklamasına göre kapalı garajdan panik halinde çıkan istihbarat görevlisinin 'Adliye Katiplerinin içeri (garaja) girebileceği' endişesiyle panik halinde garajdan çıkış yaptığının söylenildiğini kaydeden Gülçek, "Bu gerekçe çocukların bile güleceği tamamen soyut ve uydurma bir gerekçedir. Eğer söz konusu araç derhal Adliyeye getirtilerek, suç delili olduğundan el konulmak suretiyle ortam dinleme cihazının kayıt belleğinde ki kayıtların kopyası çıkartılıp, imajı derhal alınsaydı gerçek durumun tespiti mümkün olabilirdi. Bu saatten sonra araçta ki kayıt cihazının bile sökülerek yada diskin değiştirilmesi mümkün olduğundan, artık delil tespitinin de mümkün olmadığını düşünüyorum.

Sorularım çok basit. Adli görevi bakımından mahkemelere ve Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı olan, bir emniyet asayiş birimi hangi yetkiye dayalı olarak, kimden izin alarak ve ne amaçla bu dinlemeyi yapmaktadır? Hakimine ve Cumhuriyet Savcısına güvenmeyen devlet, emniyet mensuplarına yargı mensuplarından daha fazla nasıl güvenmektedir? Yada Türkiye Cumhuriyetinde bu hukuksuzluğun hesabını sorabilecek bir adli makam var mıdır ? Bu soruların muhatabı kimse buyursun cevabını versin. Veremiyorsa oturduğu makamı boşuna işgal etmesin. Hamasi nutuklar ve uydurma, düzmece gerekçeler bu saatten sonra beni kesinlikle ikna edemez. Çünkü olayın görgü tanığı bizzat benim. Belki bu işlerin üstü bir şekilde kapatılabilir. Ancak daha önce hesap verilmez sanılanlar, nasıl bugünün mağduru oldularsa, bugünün hukuk tanımazları da yarınlar da, mağdur ettiklerinden daha beter olacaktır" dedi.

DENİZLİ’de 20 yıllık polis memuru intihar etti
06.08.2013

DENİZLİ’de 20 yıllık polis memuru üç çocuk babası 45 yaşındaki Fatih Yılmaz, Çınar Polis Merkezi önünde ekip otosu içinde tabancasıyla kendini kalbinden vurarak intihar etti.

BASKI YÜZÜNDEN İNTİHAR ETTİ İDDİASI

Olayla ilgili Asayiş Şube Müdürlüğü soruşturma başlatırken, intihar eden Fatih Yılmaz’ın baskı yüzünden bunalıma girdiği iddia edildi. Yaklaşık dört ay önce hakkında basit bir nedenle idari soruşturma başlatılan Yılmaz’ın bir yıl önce de kalp ameliyatı olduğu, bu nedenle de aktif görevden pasif bir göreve geçmek istediği ancak kabul edilmediği öğrenildi.
haber93

Karakolda kavga: 2'si polis 5 yaralı
30 Ağustos 2013
Kahramanmaraş’ta 23 yaşındaki Burak Hançerkıran, kardeşi ve amcası ile birlikte kendisine yumruk atan kimliği belirsiz sürücüyü şikayet için gittiği Polis Merkezi’nde, iddiaya göre başvurusunu kabul etmeyen polislerle tartıştı.

Olay, dün akşam saatlerinde meydana geldi. İddiaya göre Burak Hançerkıran kendisine ait otomobille kent merkezinde dolaşırken, kimliği belirsiz bir sürücüyle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında Hançerkıran’a yumruk atan sürücü otomobiliyle kaçarak uzaklaştı. Burak Hançerkıran ise hastaneden aldığı sağlık raporuyla Şehit Murat Örümcek Polis Merkezi’ne giderek, kendisine yumruk atan kişiyi şikayet etmek istedi.

KARAKOL BAHÇESİNDE DAYAK İDDİASI

İddiaya göre Burak Hançerkıran’la, şikayetini almamakla suçladığı karakolda görevli polisler arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Hançerkıran, polislerin kendisini dövdüğünü öne sürerek amcası Bilal ile kardeşi Ökkeş’i telefonla arayarak yardım istedi. Karakola gelen Bilal ile Ökkeş Hançerkıran, dayak yediğini söyleyen Burak’ın durumuyla ilgili bilgi almak istedi. Amca ve yeğeni, isteklerine olumsuz yanıt veren polisler ile tartışmaya başladı. Kısa sürede büyüyen tartışmada iddiaya göre Bilal, Ökkeş ve Burak Hançerkıran ile polisler arasında tekme tokat kavga çıktı.

2’Sİ POLİS 5 KİŞİ YARALANDI

Diğer polislerin araya girmesiyle sonlandırılan kavgada Bilal, Ökkeş ve Burak Hançerkıran ile polis memurları Mehmet Maviş ve Ahmet Keskin yaralandı.

http://www.haberay.net/

Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı intihar etti
5 Kasım 2013



Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı 48 yaşındaki Ergin İşler, lojmanda beylik tabancasıyla intihar etti.

Olay, Uncalı semtindeki polis lojmanlarında saat 20.30 sıralarında yaşandı. Antalya Emniyeti'nde Muhabere ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ergin İşler, Konyaaltı Siteler Mahallesi'nde bulunan polis lojmanlarındaki evinde, beylik tabancasıyla göğsüne bir kez ateş ederek intihar etti. Silah sesini duyan eşi salona girdiğinde, Ergin İşler'i kanlar içinde buldu. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine sağlık ekipleriyle çok sayıda polis yönlendirildi. Lojmana gelen sağlık ekipleri, Ergin İşler'in yaşamını yitirdiğini belirledi. Olay yeri inceleme ekiplerinin incelemesinin ardından İşler'in cenazesi, adli tıp kurumu morguna götürüldü.
Piyasaya yüklü miktarda borcu olduğu öne sürülen Ergin İşler'in, evli ve 2 çocuk babası olduğu kaydedildi.
Hürriyet

Avustralya'da başörtülü ilk Türk polis

Avustralya'nın ilk başörtülü kadın polisi Yasemin Savran

Melbourne Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ni bitirdikten sonra 5 yıl öğretmenlik yapan Yasemin Savran, 29 yaşında polis oldu. Victoria Polis Akademisi'nin 2010 yılı ilk mezunlarından olan Savran, ülke tarihine başörtülü ilk Türk polis olarak geçti.

Polis olmaya ilkokuldan beri merak saran Savran, yaklaşık 6 ay süren eğitimini başarıyla tamamlayıp, akademiden mezun olarak bu hayalini gerçekleştirdi. Yasemin Sarvan'ın mezuniyet töreninde anne babası, eşi, kardeşleri ve aile dostlarının yanı sıra onu yalnız bırakmayan biri daha vardı. Lübnan asıllı Maha Şukkar'da kendisi gibi başörtülü olan yeni meslektaşı Sarvan'ı tebrik edenler arasındaydı.

Victoria Polis Akademisi 2010 yılı ilk mezunlarını verdi. Melbourne'ün Glen Waverley bölgesinde bulunan tarihi akademiden 2010 yılının ilk 6 ayında 90 polis mezun oldu. Yeni polislerin mezuniyet programı için 25 Haziran günü iki ayrı tören düzenlendi. Akademinin kilisesinde yapılan mezuniyet törenine Victoria Eyalet Emniyet Müdürü Simon Overland da katıldı. Yeni polislere Victoria Polis Teşkilatına hoş geldiniz diyen Emniyet Müdürü Overland, polis kimliklerini ve belgelerini takdim etti.

Polis olmak için başvurular, giriş imtihanı ve eğitim olmak üzere bir yıl süren zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Yasemin Savran, özellikle akademiyi kazandıktan sonra 6 ay boyunca çok çalıştıklarını ve birçok imtihandan geçtiklerini belirtti. "Sadece yazılı imtihanlar değil spor aktivitelerinden ve atış eğitimi gibi derslerden de başarılı olmak zorundasınız." diye konuşan Savran, Müslüman ve başörtülü bir öğrenci olarak hiç bir zorluk yaşamadığını, hatta bu konuda yetkililerin kendisine her türlü kolaylığı gösterdiğini söyledi. Okula Ocak ayında başladıklarını ve yaz mevsiminden dolayı kısa kollu gömlek ile eğitim yapıldığını ifade eden Savran, kendisinin kısa kollu gömlek giyemeyeceğini belirtmesi üzerine uzun kollu gömlek ile eğitim yapmalarına izin verildiğini, yüzme derslerinde İslami usullere göre özel hazırlanmış mayo giyerek katıldığını ifade etti. 18 Ocak'da başlayıp 25 Haziran'da okulu bitiren Yasemin, mezuniyete kadar her gün hafta içinde sabah saat 7.30'da başlayıp öğleden sonra 4'e kadar eğitim aldıklarını söyledi. Polis eğitiminin bir üniversite eğitimi gibi olmadığını birçok konuda bilgi gerektiğini ifade eden Savran, bunun için de sürekli verilen derslere çalıştığını ve eğitimin kendisi için çok faydalı olduğunu söyledi.

28 Haziran'da Springvale Polis İstasyonu'nda göreve başlayacak olan Yasemin Savran, burada iki aylık geçici görevden sonra tayin olacağı yeni yerinde görevine başlayacak. Görev yeri olarak Melbourne'de Türk toplumunun yoğun yaşadığı bölge olan Broadmeadows olmasını çok istediğini söyleyen Yasemin, gençlere de polis olmaları yönünde çeşitli tavsiyelerde bulundu. Savran, "Gençlerimize canı gönülden eğitimlerine büyük önem vermelerini tavsiye ediyorum. Maalesef belli bir yaşa gelince araba gibi, gezme gibi veya daha farklı meraklara giriyorlar ve bu meraklarını da gerçekleştirmek için iş bulup çalışmaya başlıyorlar. Ama neden bu ülkede bize sunulan imkanları değerlendirmeyelim. Mesela ben üniversiteyi bitirmeme ve mesleğim olmasına rağmen bununla yetinmedim biraz daha ilerletmeye gayret ederek farklı bir alanda yeniden eğitime başladım ve bugün polis oldum. Gençlerimize de eğitim hayatlarına önem vermelerini ve güzel bir meslek edinmelerini tavsiye ediyorum." dedi.

Başta ailesi olmak üzere çevresinden ve toplumdan çok olumlu tepkiler aldığını söyleyen Yasemin Savran, "Özellikle kız öğrenciler ve çevremdeki arkadaşlara başörtülü bir polis olmamın onlar için iyi bir örnek teşkil ediyor." dedi.

Avustralya'nın başörtülü ilk Türk polisinin babası Ahmet Doğan, "Bugün çok mutlu bir günü yaşıyoruz. Topluma hizmet verecek olmasından ve özellikle Türk toplumunun da çok ihtiyacı olan bu meslekte çocuğumuzun yetişip bugünlere gelmesi bizi sevindiriyor. Ülkemizde başörtülü olarak bu mesleğe girmesi çok zordu ancak burada çok rahat bir şekilde hatta daha fazla anlayış gösterilerek bu mesleğe girmiş oldu. Keşke ülkemizde de böyle olsa. Herhalde demokrasi dedikleri bu olsa gerek. İnşallah bundan sonra vazifesini de en iyi şekilde başarıyla yürütür." Dedi.

Savran'ın annesi Mediha Doğan ise "Allah herkesin evladına böyle güzel yerlere gelmeyi nasip etsin. Çok mutluyum. Çok heyecanlıyım." diye konuştu.

Türk polisin eşi Tamer Savran ise duygularını şöyle ifade etti: "Çok gurur duyuyorum gerçekten özellikle son altı aydan beri çok çalıştı, çok emek verdi. Bugün ise karşılığını almış oldu. İnşallah bundan sonra da işinde başarılı olur ve topluma örnek olur. Bundan sonra özellikle ev işlerinde bizim kendisine daha çok destek olmamız gerekiyor. Ailecek çok mutluyuz." 26 Haziran 2010 habertaraf

Ankara Emniyet Müdürüne Tutuklama
27 Haziran 2010
Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir hakkında mahkemece tutuklama kararı verildi.
Özdemir’in Kayseri Emniyet Müdürü olduğu dönemde “örgütlü olarak ihaleye fesat karıştırmak” suçlamasıyla yargılandığı davaya Cuma günü Kayseri Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Mahkemede mütalaa

6 polis memuru "işkence" suçundan tutuklandı
25 Kasım 2014



Sultanbeyli Fatih Polis Merkezi'nde, Ş.Ş. adlı kişiyi dövdükleri ve makatına soda şişesi sokmaya kalktıkları iddiasıyla adliyeye sevk edilen 6 polis memuru "işkence" suçundan tutuklandı.

Öğleden sonra Anadolu Adliyesi'ne sevk edilen 6 polis memuru, Savcı tarafından sorgulandı. Savcı, polis memurlarını "işkence" suçundan tutuklanmaları talebiyle Nöbetçi 3. Sulh Ceza hakimliği'ne sevk etti. Mahkeme de 6 polis hakkında tutuklama kararı verdi.

KARAKOLDA İŞKENCE

15 gün önce meydana gelen olayda, Sultanbeyli’de otomotiv ve inşaat işleriyle uğraşan 26 yaşındaki Ş.Ş., iddiaya göre, kendisine gelen mahkeme celbini almak için Sultanbeyli Fatih Polis Merkezi’ne gitmiş, polis merkezinden çıkarken, aralarında husumet bulunan tanıdığı iki grubu görerek yanlarına uğramıştı. Taraflardan birinin, karakolluk olduklarını söyleyerek, kendisinin araya girerek barıştırmasını istemesi üzerine, Ş.Ş. "Emniyet'e söyleyin, ne gerekiyorsa yapsın" demiş, evine gittikten yarım saat sonra da polis tarafından telefonla aranarak iki grubu uzlaştırması için karakola davet edilmişti.

Davet üzerine tekrar karakola giden Ş.Ş. burada işkenceye uğradığını öne sürmüştü. Ş.Ş., bir polisin ’Sen kimsin uzlaştırıyorsun bunları, kim zannediyorsun kendini’ diyerek kendisine vurmaya kalkıştığını, daha sonra ise ne olduğunu anlamadan polislerin coplarla, maden suyu şişeleriyle ve silah dipçikleriyle kafasına, eline vurduklarını iddia etmişti. Ş.Ş. ayrıca, polislerin soda şişesini zorla makatına sokmaya kalktıklarını da öne sürmüştü.

15 gün iş göremez raporu alan Ş.Ş., avukatıyla birlikte Anadolu Adliye Sarayı'na giderek polisler hakkında şikayette bulunmuştu.

KAMERA MUAMMASI

Olayla ilgili olarak soruşturma başlatılırken, bilirkişi heyeti 26 kameranın kaydettiği görüntüleri izlemiş, hazırladığı raporda, işkencenin yapıldığı iddia edilen odada ise kameranın bulunmadığını; Ş.Ş.'nin karakola sağlıklı girdiğini, ancak odadan çıkarken topalladığını ve destek alarak yürüdüğünü belirtmişti.
cumhuriyet

Kaymakamlıkta cinayet
18 Aralık 2014

Sakarya’nın Ferizli İlçesi'nde emekli polis memuru 55 yaşındaki Turgut Sezgin, Kaymakamlık binasında bulunan İlçe Tapu Müdürlüğü önünde rastladığı 35 yaşındaki besici Murat Yılmaz’a kurşun yağdırdı. Murat Yılmaz olay yerinde yaşamını yitirirken, çevrede bulunan 3 kişi de seken kurşunlardan yaralanarak hastaneye kaldırdı

Olay saat 16.00'da Ferizli Kaymakamlığı binasında bulunan Tapu Müdürlüğü önündeki koridorda meydana geldi. Emekli polis memuru Turgut Sezgin bir iş için, içinde bazı resmi kurumların müdürlüklerinin de bulunduğu Kaymakamlık binasına geldi. Koridorda rastladığı ilçede besicilik yapan 2 çocuk babası Murat Yılmaz’a, 9 milimetre çapındaki tabanca ile art arda ateş etti. Murat Yılmaz aldığı kurşun yaraları ile olay yerinde yaşamını yitirirken, emekli polisin tabancasından çıkan kurşunların isabet etmesiyle Tapu Müdürlüğü'nde bulunan Zeynep ve kardeşi Hatice Ç. ile Murat G.nin de yaralanmasına neden oldu.

Saldırı sonrasında emekli polis memuru Turgut Sezgin gözaltına alınırken, cinayetin namus meselesi yüzünden işlendiği öne sürüldü. Soruşturma sürdürülüyor.
Yurt Gazetesi

Aşk mesajı emniyet amirini yaktı
Batman'da polis teşkilatını karıştıran söylenti
16 Haziran 2010
Batman Gercüş İlçe Emniyet Amiri R.K.'nin, bir polis eşine cep telefonuyla aşk mesajı attığı iddiasıyla hakkında açılan idari soruşturma kapsamında açığa alındı. R.K., bu konuyla ilgili konuşmayacağını söyledi.

İddiaya göre 4 yıldan bu yana Gercüş İlçe Emniyet Amiri olarak görev yapan R.K., ilçede görev yapan bir polis memurunun eşine cep telefonuyla mesaj atmaya başladı. Genç kadın, ikazına rağmen aşk mesajları devam etmesi üzerine durumu eşine bildirdi ve Emniyet Amiri R.K.'nin gönderdiği "Senden hoşlanıyorum" şeklindeki mesajı eşine gösterdi. Bunun üzerine çift, İlçe Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Batman Valisi Ahmet Turhan'ın talimatıyla başlatılan idari soruşturma kapsamında Gercüş İlçe Emniyet Amiri R.K. ifadesi alındıktan sonra açığa alındı. R.K., konuyla ilgili konuşmayacağını söyledi. habertürk

Kalp krizi geçiren polis toprağa verildi
24 Haziran 2010
Kalp krizi geçiren polis memuru toprağa verildi.
Hatay'da görev yaparken evinde kalp krizi geçiren polis memuru Ahmet Özkan (42) baba ocağı Gaziantep İslâhiye'de toprağa verildi. habertaraf

ÖĞRETMENE 'POLİS DAYAĞI' İDDİASI
23 Mayıs 2010
Ankara Balgat'ta Ömer Seyfettin İlköğretim Okulu'nda görevli Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni İhsan Akyıldız (30), İstanbul'da uygulama yapan polisler tarafından darp edildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Vücudundaki morlukları gösteren Akyıldız, şikâyetini geri almayacağını söyledi.

İddiaya göre, 20 Mayıs 2010 Perşembe günü Fatih Yenikapı mevkiinde sahil yolunda ilerleyen İhsan Akyıldız yol kenarında uygulama yapan asayiş ekipleri tarafından durdurularak, genel bilgi taraması (GBT) yapılmak istendi. Kimliğini polislere veren Akyıldız işleminin normalden fazla süre sürmesi üzerine polislere işi olduğunu, yapılacak bir iş varsa yapılması gerektiğini ve gitmek istediğini söyledi. Bu sırada GBT yapan polisle tartışan Akyıldız gelişmeleri şöyle anlattı: "Yanımdaki çocuklarda kimlik çıkmayınca, polisler çocukları küfür ederek uzaklaştırdı. Güvenlik güçleri benimle ilgilenmede gecikince ben de onlara 'Kimliğimle ilgili bir işlem yapılacaksa yap. Acil işim var.' dedim. Herhalde onlar 'yap' kelimesine bozuldu. Memur beye emir telakki mi oldu, bilmiyorum. Birden fevri hareketler yapmaya başladı. 'Sen kimsin, bana emir mi veriyorsun?' gibi cümleler söyledi. Birden yakamdan tutup, beni tokatlamaya başladı. İlk etapta bir polis bana vurdu. Daha sonra olay büyümesin diye sivil görünümlü şahısların yanına gittim. Vatandaş zannettiğim şahısların yanına gittiğimde onlar da bana vurmaya başladı. Diğer memurlara 'Arkadaşınız bana vuruyor niye müdahale etmiyorsunuz?' diye sorduğumda, onlar bana 'Sen niye polise vuruyorsun?' diye sordu. 'Ben polise vurmadım ki' cevabını verdim."

Bir polisin "Polise niye vuruyorsun?" diye bağırdıktan sonra hayalarına iki tekme vurduğunu ileri süren Akyıldız, "O darbeden sonra kendimden geçmişim. Yerde olduğumu hatırlıyorum. 3-4 kişi üstümde bana gelişigüzel vuruyordu. Gerisini hatırlamıyorum." diye konuştu. O esnada insanın ağzından çıkacak pek çok kelime olduğunu ve canhıraş bir şekilde 'Allahuekber' diye bağırdığını ifade eden Akyıldız, "Bu kelime birinin o kadar ağrına gitmiş ki gırtlağıma yapışıp sıkmaya başladı. Ben zaten yerdeyim, kelepçe taksınlar. Beni götürsünler. Ama niye gırtlağımı sıktılar anlam veremedim." ifadelerini kullandı.

Aldığı darbeler nedeniyle günlerdir başının ağrıdığını, gırtlağının sıkılması nedeniyle yutkunamadığını belirten Akyıldız, Fatih Adliyesi'ne gelerek, görevli 5 polis memuru hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. 24 günlük evli olduğunu ve eşini görmek için İstanbul'a geldiğini kaydeden Akyıldız, şikayetini asla geri almayacağını dile getirdi.
haber10

Gaspçıya işkenceden 7 polise 'müebbet' istendi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "gasp" suçundan gözaltına alınan Murat Konuş'a işkence yaparak ölümüne neden oldukları iddia edilen 1 komiser ile 6 polis memuru hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı. Konuş, şubede fenalaşarak kaldırıldığı hastanede 7 Ocak 2010 tarihinde hayatını kaybetmişti. 26.05.2010 İSTANBUL netgazete

Polis baba, oğlunu işkenceyle hastanelik etti

17 Şubat 2010
Giresun'da görev yapan polis babanın işkenceyle hastanelik ettiği oğlunu Fethiye'ye getiren annenin anlattıkları duyanları dehşete düşürdü. Üç yıl önce Fethiye'de görev yapan evli ve iki çocuk sahibi polis memuru Mehmet A. (36), evli bir kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkınca kadının kocası tarafından üstlerine şikayet edildi. Bir şekilde etrafa duyurulmayan olay nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan polis memuru, başka bir suç soruşturmasına da adı karışınca Muğla'ya atandı. Eşi ve biri 11 diğeri 3 yaşında iki çocuğunu Fethiye'de bırakan polis memuru, evli olan sevgilisiyle birlikte Muğla'da yaşamaya başladı. Bu sırada eşi Fatma A.'ya (31) da boşanma davası açan polis memuru Mehmet A. vekaleti geçici olarak kendisinde bulunan çocuklarını yanına almayarak annelerinde bıraktı. Bir süre daha evli sevgilisiyle Muğla'da yaşayan polis memuru Mehmet A., eşinin kendisinden nafaka isteyeceğini öğrenince boşanma davasının duruşmasına bir gün kala Fethiye'ye gelerek resmi polis aracı ve iki polisle birlikte çocuklarını aldı. Çocuklarını Muğla'ya götüren polis memuru, anne Fatma A.'ya çocuklarını göstermedi.
Polis memuru, 2009 yılı sonunda Giresun'a tayin edildi. Burada Hassas Bölgeleri Koruma Müdürlüğü'nde görevlendirilen Mehmet A., biri 13 diğeri 5 yaşındaki iki oğlunu da yanına aldı. Yine çocukları annelerine göstermeyen polis baba, geçen hafta Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davadan sonra eşinden boşandı. Mahkemeden çıkar çıkmaz telefonu çalan anne hayatının en kötü haberlerinden birini aldı.

POLİS BABADAN OĞLUNA ACIMASIZ İŞKENCE
Polis memuru eşinden boşanan anne, mahkemeden hemen sonra aldığı telefonla şoka girdi. Giresun Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru olarak kendini tanıtan bir kişi, anne Fatma A.'ya büyük oğlu H.A.'nın babası tarafından dövülerek hastanelik edildiğini söyledi. Maddi durumu kötü olan anne, komşularının yardımıyla hemen yola çıktı ve ertesi gün Giresun Devlet Hastanesi'ne ulaştı. Burada oğlunun vücudunu morluklar içerisinde gören anne Fatma A., büyük şok yaşadı. Oğlunun sosyal hizmetlere verilmemesi için mücadele eden anne, resmi işlemlerin ardından çocuğuyla birlikte Fethiye'ye geldi.

İŞKENCE FETHİYE'DE ORTAYA ÇIKTI

Oğlunu yanına alarak Fethiye'ye getiren anne Fatma A., burada onun anlattıklarını duyunca ikinci bir şok daha yaşadı. Babası tarafından coplandığını, kızgın demirle şişlendiğini ve dövüldüğünü anlatan H.A. hala yaşadıklarının korkusuyla kimseyle görüşmek istemedi. Başına gelenleri anlatan H.A., şunları söyledi: "Kardeşimi dövdüğüm için babam beni dövdü. Bacaklarıma copla vurdu, kızgın demirle bacaklarımı yaktı. Çok defa dövdü beni ve döverken de şerefsizlerin annesi olmaz dedi. Ellerimde çatlaklar var.
Gözümü yüzümü korurken oldu. Babam polis."

OĞLUMU KUM TORBASI NİYETİNE DÖVMÜŞ

Anne Fatma A. ise eşinden ayın 12'sinde boşandıklarını belirterek şöyle konuştu: "45 dakika sonra Giresun Emniyet Müdürlüğü'nden biri beni aradı, çocuğumun copla dövüldüğünü, kızgın şişle dağlandığını ve gidip almam gerektiğini söylediler. Gitmezsem sosyal hizmetlere verilecekmiş hemen gittim. Hastaneye ilk gittiğimde çocuğum daha kötüydü görenler bakıp ağlıyordu. Babası başka bir kadınla beraber, onun dolduruşuyla oğlumu kum torbası niyetine dövmüş. İnşaat demirini kızdırıp bacaklarına sürmüş çıkan sesi duyuyor musun demiş. Giresun'da polisler olayın duyulmaması için olayı örtbas ettiler."
Öte yandan, evli polis memuruyla birlikte yaşayan Gülcan Ü. adlı kadının eşinin de Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesine boşanma davası açtığı öğrenildi. netgazete

Kaçakçıların araç şoförü polis çıktı
Adana'nın Kozan ilçesinde düzenlenen operasyonda, bir polis memurunun kullandığı araçta bin 611 paket kaçak sigara ele geçirildi. Olayla ilgili olarak sürücü H.K., M.D. ve F.A. gözaltına alındı. Bu arada alkollü olduğu belirlenen sürücü H.K.'nın polis olduğu ve Adana Emniyet Müdürlüğü görev yaptığı öğrenildi. 10.11.2010 ADANA

Sarhoş ABD askeri iki polis memuruna çarpıp yaraladı Ve serbest bırakıldı!
06 Aralk 2010
Ana Haber
İncirlikte devriye gezen iki polis memuruna çarpıp yaralayan Amerikan askeri William Theodis, kaçarak Tanker Üs Komutanlığına sığındı.

İncirlik’te devriye gezen iki polis memuruna çarpıp yaralayan Amerikan askeri William Theodis, kaçarak Tanker Üs Komutanlığı’na sığındı. ABD’li asker ve oğlu burada yakalanıp kelepçelenerek polis otosunun bagajına bindirildi

Adana’nın Sarıçam İlçesi İncirlik Mahallesi’nde alkollü olan Amerikalı askerin kullandığı otomobil, kontrolden çıkarak yaya devriyesi yapan iki polise çarptı. Kazada, biri ağır iki polis yaralanırken, 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’na sığınan Amerikalı asker gözaltına alındı. Kaza, dün saat 01.00 sıralarında İncirlik Atatürk Caddesi’nde meydana geldi. Alkollü olduğu öğrenilen Amerikalı asker William Theodis, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yaya devriye görevi yapan polis memurları Mustafa Yıldırım ve Mehmet Belikırık’a çarptı.

Birinin durumu ağır

Kazada, polis memurları yaralanırken, çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye, çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralı polis memurları ambulanslarla Adana Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Mustafa Yıldırım’ın durumunun ağır olduğu bildirildi. Kazanın ardından yoluna devam eden araç sürücüsü William Theodis ise 1 kilometre uzaklıktaki 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’na sığındı. Nizamiye yakınında park edilen araç, bölgede görevli asayiş ekibi tarafından tespit edildi. Bir süre sonra William Theodis, polis ve üs görevlileri tarafından muhafaza altına alındı. Yaklaşık 40 dakikalık yasal işlemlerinin ardından William Theodis ve yanındaki oğlu Lester Aaron, sağlık kontrolü için Adana Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Ardından da William Theodis’in alkol oranının belirlenmesi için Adana Numune Hastanesi’nde kan örneği alındı. William Theodis ve oğlu Lester Aaron işlemlerin ardından ifadesi alınmak üzere Adana Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. İfadelerin ardından adliyeye sevk edilen Theodis mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

YİNE SERBEST BIRAKILDI!

Polis memurları Mustafa Yıldırım ve Mehmet Belikırık'a çarpan ve alkollü olduğu belirtilen ABD'li asker William T, adliyeye sevk edildi.

Alkol oranının belirlenmesi için Adana Numune Hastanesinde kan örneği de alınan William T, Cumhuriyet Savcılığı tarafından serbest bırakıldı.

Bu arada, trafik kazasında başından ağır yaralanan Mustafa Yıldırım'ın, Yüreğir Başkent Hastanesi'ndeki tedavisinin sürdüğü, beli ve kolundan yaralanan Mehmet Belikırık'ın Adana Devlet Hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu edildiği bildirildi.

Daha öncede bu tür olaylara karışan iNCİRLİK'te ki İşgalci ABD askerlerinin aynı şekilde yargılanmadan serbest bırakıldığı biliniyor.Bu tür hadiseler karşısında bile ABD'ninaskerlerine karşı Türkiye tarafınan dokunulmazlık zırhı giydirilmiş olması son derece şaşırtıcı olarak bakılıyor.

Polis okulunda şok!
1 Ocak 2011
İzmir Rüştü Ünsal Polis Okulu'nda, polis adayı gençleri tekme tokat döven eğitmen komiser diğer öğrenciler tarafından görüntülendi.

Olayın ortaya çıkmasından sonra başlatılan disiplin soruşturması sonucunda sınıf komiseri A.Ç.'ye kınama cezası verildi ve Şırnak'a tayin edildi. haber10

Şok iddia! Emniyet Genel Müdür yardımcıları, çete liderine VIP muamelesi uygulamış
19 Aralık 2009
Emniyet Genel Müdür yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü'nün, "Şüpheli" sıfatıyla sorgulanmasına yol açan dolandırıcılık sanığı İrfan Erbarıştıran'ın havaalanlarında VIP'i kullandığı öne sürüldü. Yeni Şafak gazetesinin haberine göre; Emniyet Genel Müdürlüğü'nde depreme yol açan iki genel müdür yardımcısının dolandırıcılık kapsamında sorgulanması olayında ilginç bağlantılar ortaya çıktı.

3 BİN TELEFON GÖRÜŞMESİ

Genel Müdür Yardımcıları Uzunkaya ve Gülcü'nün talimatı ile VIP'i kullanmasına izin verilen dolandırıcılık sanığının Münevver Karabulut cinayeti kapsamında yaptığı ihbarlar karşılığında devletten para aldığı belirlendi. Erbarıştıran'ın üzerinden Uzunkaya ve Gülcü ile doğrudan görüştüğü iki ayrı telefon hattının çıktığı öğrenildi. Erbarıştıran'ın bu hatlardan Celal Uzunkaya sık sık görüştüğü tespit edildi. Dolandırıcılık sanığı İrfan Erbarıştıran'ın Uzunkaya ve Gülcü ile yaklaşık 3 bin telefon görüşmesi yaptığı belirlendi. Erbarıştıran'ın Genel müdür yardımcısı Celal Uzunkaya tarafından telefonlarının dinlendiği konusunda uyarıldığı öğrenildi.

"DİNLENİYORSUN" UYARISI

Erbarıştıran'ın bir dönem de 2000'e Doğru dergisinde siyasi yazılar yazdığı belirlendi. 2000'e Doğru dergisinin ismi, daha sonra İşçi Partisi'nin yayın organı Aydınlık'a dönüştü. 1991 yılına kadar Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nda, haber elemanı olarak istihdam edilen Erbarıştıran'ın istihbarat biriminden ayrıldıktan sonra Emniyet'teki bazı üst düzey isimlerle bağlantısını ise sürdürdüğü tespit edildi. Erbarıştıran son olarak Ankara Sheraton Otel'de Uzunkaya'nın misafiri olarak konakladı. Ayrıca Erbarıştıran'ın, 2008'de Bursa'daki bir çete operasyonunda gözaltına alındığı, ancak adliyeye gönderilmeden serbest bırakıldığı da soruşturma dosyasına eklendi. Şüphelinin serbest bırakılması için Uzunkaya'nın devreye girdiği ileri sürüldü.

EMNİYET SARSILDI

Antalya merkezli 2 suç örgütüne yönelik operasyon, genişletilerek sürüyor. Antalya'da bir emniyet müdür yardımcısı ile Ankara ve Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'nde görevli 2 şube müdürü de gözaltına alındı. Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün yaklaşık 2 yıldır süren istihbarat ve takip çalışması sonucu, Antalya, Ankara ve İstanbul'da düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalanan 5'i kamu görevlisi, 1'kadın 20 kişinin sorguları devam ederken, Antalya Emniyet Müdür Yardımcısı Ü.B. ile Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'nde görevli şube müdürü E.Ç. ve Ankara Emniyet Müdürlüğünde görevli Şube Müdürü H.A.T. de gözaltına alındı. Operasyonda Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Y.Ç. Antalya'da görev yapan polis memurları O.D. ile H.A.E, infaz koruma memuru A.Ö. ile astsubay H.Ç. de gözaltına alınmıştı. Böylece gözaltındaki kamu görevlilerinin sayısı da 8'e yükseldi. Öte yandan, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Y.Ç'nin yönlendirdiği çete liderinin
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Alemdar
Site Admin


Kayıt: 14 Oca 2008
Mesajlar: 3538
Konum: Avustralya

MesajTarih: Cmt Nis 22, 2017 12:12 am    Mesaj konusu: 15 Bin Polis Takibe Alındı Alıntıyla Cevap Gönder

"Erdoğan'ın 13 koruması görevden alındı"
28 Aralık 2017



Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 13 koruma polisinin görevden alındığı öne sürüldü

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 13 koruma polisinin görevden alındığı öne sürüldü. Görevden alınan polislerin 23 Aralık'taki AKP Şırnak İl Kongresi'nde Erdoğan'ın konuşma yapacağı platformun etrafında görevli olduğu belirtildi.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, yaşanan olayın ardından AKP Şırnak İl Örgütü'nün kimi yöneticilerinden alınan bilgilere göre, Erdoğan'ın talimatı ile platformun etrafında görevli olan 13 koruma polisi görevden alındı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, 23 Aralık'ta katıldığı partisinin Şırnak İl Kongresi'nde konuşma yaptığı esnada, sahneye çıkan Hüseyin Demircan isimli bir partili kendisine sarılmaya çalışmıştı.

T24
ETİKETLER
tayyip erdoğan yakın koruma görevden alındı

'FETÖ'den açığa alınan polis intihar etti
27 Eylül 2017

Adapazarı'nda 'FETÖ' soruşturması kapsamında açığa alınan bir polis memuru intihar etti.

Sakarya Emniyet Müdürlüğü'nde görevliyken darbe girişimi sonrası başlatılan idari soruşturmalar kapsamında açığa alınan polis memuru İbrahim Eski'den haber alamayan yakınları evine gitti.

Camili Mahallesi'nde bulunan evine giden yakınları, İbrahim Eski'nin ipe asılı cesediyle karşılaştı. 2 çocuk babası olduğu belirtilen eski polisin cenazesi savcının olay yerinde yaptığı inceleme ardından otopsi için Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.
T24

Erdoğan’ı koruyan 19 isim açığa alındı!
27 Nis, 2017



Açığa alınan 9 bin 103 polis arasında, Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda görevli 2’si emniyet müdürü 19 polis var.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından FETÖ bağlantılı olduğunu değerlendirilerek açığa alınan 9 bin 103 polis arasında, Cumhurbaşkanı ve aile bireylerinin yakın koruma ve güvenliğinden sorumlu Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda görevli 2’si emniyet müdürü 19 polis var.
İşte ayrıntılar:
Türkiye genelinde 81 ilde yapılan “Mahrem İmamlar” operasyonun ardından dün akşam saatlerinde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından FETÖ bağlantılı oldukları gerekçesi ile 9 bin 103 polis memurunun açığa alındığı açıklanmıştı.
Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberine göre; açığa alınmaların en dikkat çekici yönü ise Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire ve TBMM Koruma Daire Başkanlığı’ndan açığa alınan polislerin sayısının çokluğu oldu.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda 2’si emniyet müdürü 9 rütbeli personel açığa alındı. Rütbeli personelin dışında 10 polis memurunun da açığa alınması ile Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda açığa alınan polis sayısı 19 oldu.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan mücadeleye rağmen Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’nda FETÖ ile bağlantılı polislerin bulunduğu iddiasıyla 19 polisin açığa alınması çarpıcı bir görüntü ortaya koydu.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı, Cumhurbaşkanı ve aile bireylerinin uyakın korumaları ve güvenliklerini sağlamaktan sorumlu. Bu birimde görev yapan personel, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, konutu ya da Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu her türlü bina ve tesisin çevresinin güvenliğini sağlamakla görevli. Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi personeli, Cumhurbaşkanının makam ve çalışma odalarının içi ve bitişik çevresinde de 24 saat boyunca güvenlik hizmeti vermekten sorumlu.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise, yine kritik birimlerden TBMM Koruma Daire Başkanlığı’ndan ise 2’si rütbeli toplam 36 polisin açığa alınması oldu.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’ndan açığa alınan emniyet mensupları şunlar:
-İbrahim Kaya (3.sınıf emniyet müdürü)
-Mehmet Çiftçi (4.sınıf emniyet müdürü)
-Burak Kayar (Emniyet amiri)
-Mehmet Bacaksız (Komiser)
-Halil İbrahim Çubuk (Komiser yardımcısı)
-Ali Eyüp (Komiser yardımcısı)
-Ergün Bozok (Komiser yardımcısı)
-İbrahim Ceylan (Komiser yardımcısı)
-Kenan Koç (Komiser yardımcısı)
-Tunahan Soylu ( Polis memuru)
-Didem Ceylan (Polis memuru)
-Hakan Sarıkaya (Polis memuru)
-Fatih Özkaya (Polis memuru)
-Sinan Şahbudak (Polis mmemuru)
-Sinan Çezik (Polis memuru)
-Emrah Apaydın (Polis memuru)
-Şahin Ağkoç (Polis memuru)
-Ali Çiğdemtepe (Polis memuru)
-Orhan Çetinkaya (Polis memuru)
NEDEN İSTİHBARAT DAİRESİ’NDEN YOK
Açığa alınanlar polisler arasında Emniyet İstihbarat Dairesi’nden personelin olmaması dikkat çekti. Odatv’nin edindiği bilgilere göre; operasyonun sızmaması için Emniyet İstihbarat Dairesi’ndeki 200 polis önce başka birimlere gönderildi. Bu polisler operasyon için düğmeye basılmasının ardından açığa alındı.
İlkKurşun


15 Bin Polis Takibe Alındı
3 özel ekip, Başkent’teki 15 bin polisi kameralarla takibe aldı.
17 Ekim 2009
Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in talimatıyla emniyete ait binalarda soğan, sarımsak ve lahmacun gibi kötü kokulara neden olan yiyeceklerin yenilmesi, görev sırasında sigara içilmesi, beyaz çorap giyilmesi yasaklanmıştı. Bunların denetimi için Disiplin Şubesi'ne bağlı 3 özel ekip, 15 bin polisi gece gündüz takibe aldı. Kameralı ekipler, metro, toplu taşıma araçlarına binen tüm rütbedeki polisleri izledi. Görev sırasında sigara içen, kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan polisler kameralarla tek tek tespit edildi.

3 BİN RAPOR HAZIRLANDI

İki ayda 3 bin polis hakkında rapor tutuldu, bazıları hakkında disiplin soruşturması açıldı. 'Örnek' polislere ise takdirname verildi. 'Soğan, sarımsak ve lahmacun' denetimlerinden ceza alan polis olmadı. Çevik Kuvvet timlerinin toplu olarak bulunduğu Başbakanlık, Güvenpark, Kızılay, Sıhhiye ve üniversite kampüsleri ile spor komplekslerinde görevli polisler de denetimden geçirildi. Özel ekipler günde ortalama 15 rapor hazırladı aktifhaber

[size=24İiki polis ellerinde harita kazı yaparken yakalandı[/size]
14 Aralık 2009
Antalya Emniyet Müdürlüğü'nde görevli iki polis memuru Y.P. ve S.Y., Aksu İlçesi'nde bulunan Perge Antik Kenti yanındaki mağarada, ellerinde bulunan define haritalarıyla birlikte kazı yaparken,meslektaşları tarafından yakalandı.

Olay önceki gün merkez ilçelerden Aksu'daki antik kent Perge yakınlarında, ihbarla ortaya çıktı. Bölgede oturan köylülerin, iki kişinin ellerindeki kazma, kürek ve haritalarla define aradıkları yönündeki ihbarı üzerine polis, harekete geçti. Antik kent yakınındaki mağaraya baskın düzenleyen polis ekipleri, Y.P. ve S.Y.'yi yakaladı.

Kendilerinin polis olduğunu söyleyen ve define aradıkları belirlenen iki şüpheli, meslektaşları tarafından gözaltına alındı. İki polis memuru, sorgulanmak üzere Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Şüphelilerin otomobillerinde yapılan aramada Türkiye'nin çeşitli bölgelerine ait 4 ayrı define haritası, tarihi eser niteliğinde küçük taşlar ele geçirildi.

İki polis memuru, sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Polislerle ilgili idari soruşturma başlatıldı. Bu soruşturma kapsamında Aksu'daki polis merkezinde görevli iki memur, Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğü'ne atandı. Milliyet

Emekli polis, 11 yaşındaki çocuğa tacizde bulundu
18 ARALIK 2009
Kocaeli'nin Karamürsel ilçesinde 11 yaşındaki kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen emekli polis tutuklandı.

İddiaya göre, Karamürsel Belediyesinin kurs merkezinde keman dersi veren emekli polis M.Y.(60), öğrencisi 11 yaşındaki A.B'yi elle taciz etti. A.B'nin olayı gören 8 yaşındaki kardeşi C.B, durumu ailesine anlattı. Akşam

kumarhane basan polis amiri için vurun emri verdiği öğenildi. netgazete
[/img]
_________________
Bir varmış bir yokmuş...
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder Yazarın web sitesini ziyaret et AIM Adresi
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> DÜNYA BİR İNKILÂP BEKLİYOR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com