EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Filistinin Şehid Lideri: Yaser Arafat

 
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İZ BIRAKANLAR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Çrş Tem 11, 2007 6:43 am    Mesaj konusu: Filistinin Şehid Lideri: Yaser Arafat Alıntıyla Cevap Gönder

Filistinli yetkililer: Arafat'ın şehadetinde tek zanlı: İsrail
8 KASIM 2013



BBC'nin haberine göre; Filistinli yetkililer, eski lider Yaser Arafat'ın ölümünde İsrail'in "tek zanlı" olduğunu açıkladı.

İsviçreli adli tıp uzmanları, Arafat'ın cesedinde yüksek dozda radyoaktif polonyum maddesi bulmuştu.


Yaser Arafat'ın şehadetini araştırmak üzere kurulan Filistin komitesinin başkanı, raporların bunun yaşlılık ya da hastalık kaynaklı doğal bir ölüm olmadığını gösterdiğini ifade ederek, olayı "suikast" diye niteledi.

Filistin'in Ramallah kentinde düzenlenen basın toplantısında konuşan komite başkanı Tevfik Teravi "Yaser Arafat suikastinde baş ve tek zanlı İsrail'dir diyoruz. Davanın tüm ayrıntılarını ve bütün unsurlarını ortaya çıkarmak ve doğrulamak için araştırmamızı sürdüreceğiz." dedi.

İsviçreli adlı tıp uzmanlarının dün düzenlediği basın toplantısında, Arafat'ın cesedinde yapılan incelemede normalin 18 katı polonyum bulunduğu doğrulanmış, ancak ölüm sebebini kesin olarak söylemenin mümkün olmadığı vurgulanmıştı.

Uzmanlar, Arafat'ın ölümü üzerinden dokuz yıl geçmiş olması nedeniyle daha kesin bir sonuca varamadıklarını söylüyor.
Arafat'ın eşyalarında yapılan testler zehirlenmiş olabileceğine işaret edince, eşi Süha Arafat'ın isteği üzerine bir yıl önce mezarı açılmış, alınan 60 kadar örnek İsviçreli, Rus ve Fransız ekiplere dağıtılmıştı.
Bir süre önce bazı Filistinli yetkililer Arafat'ın ölümünü araştırmak üzere yeni bir uluslararası soruşturma açılması çağrısı yaptı.
haber93

Filistin'in efsanevi lider, Yaser Arafat'ın zehirlendiği kesinleşti
07 Kasım 2013



Milliyet'in haberi:

İsviçreli bilim adamlarının, zehirlenerek öldürüldüğüne yönelik iddiaların ardından inceleme yaptıkları eski Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'ın cesedinde ve mezarındaki toprakta radyoaktif polonyum elementine rastladığı bildirildi

El-Cezire televizyonu, bir nüshasını elde ettiğini öne sürdüğü, İsviçre'nin Lozan kentindeki Adli Tıp Enstitüsü'nün hazırladığı 108 sayfalık raporda, Arafat'ın mezarındaki toprakta ve kaburgalarında bulunan polonyum miktarının doğal olmadığının belirlendiğini bildirdi.

Televizyonun haberinde, Arafat'ın cesedini inceleyen bilim adamlarının, cesette radyoaktif polonyum maddesine rastladığı ve eski Filistin Devlet Başkanı'nın ölüm nedeninin yüzde 83 bundan kaynaklandığının tespit edildiği belirtildi.
Öte yandan, İngiliz adli tıp uzmanı David Barclay, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, bu sonucun Arafat'ın polonyum zehirlenmesi nedeniyle öldüğün doğruladığını söyledi.
Barclay, bulunan polonyum miktarının çok yüksek ve Arafat'ın ölümü için yeterli olduğunu da dile getirdi.
Yaser Arafat'ın eşi Süha Arafat ise raporun, eşinin öldürüldüğünü kanıtladığını ifade etti.
Süha Arafat, dün akşam, Paris'te İsviçreli uzmanların hazırladığı raporun bir nüshasını, İngiliz adli tıp uzmanı David Barclay'in refakatinde avukatı Sa'd Cebbar'dan teslim almıştı.

Yasir Arafat, 11 Kasım 2004'te Paris'teki Percy Askeri Hastanesinde 75 yaşında vefat etmişti. Arafat'ın eşi Süha Arafat, eşine ait kıyafetleri incelenmek üzere Lozan'da bulunan bir laboratuvara vermişti. Kıyafetlerde yüksek oranda radyoaktif polonyum maddesine rastlanması üzerine Arafat'ın suikast sonucu öldürüldüğü yönündeki şüpheler artmıştı. Fransa'da görülen davada, savcının talebi üzerine Arafat'ın mezarının açılmasına karar verilmişti.
Milliyet

Arafat ‘Polonyum-210′la Zehirlendi
16 Ekim 2013



İngiliz tıp dergisi The Lancet, merhum Filistin lideri Yaser Arafat’ın zehirlenmesiyle ilgili sansasyonel bir bilgi yayınladı.

The Lancet’in verdiği habere göre İsviçre’de yapılan radyolojik incelemenin Arafat’ın tükürüğünde, idrarında ve kanında yüksek dozda polonyum-210 maddesinin bulunduğunu kanıtladı. Böylece araştırmacılar, Yaser Arafat’ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiasını fiilen doğrulamış oldu.

Resmi açıklamaya göre Filistin Ulusal Yönetimi’nin kurucusu Nobel Barış Ödülü sahibi Yaser Arafat, 11 Kasım 2004 yılında Fransa’da iskemik beyin-damar hastalığı yüzünden vefat etti.

Dul eşinin talebi üzerine Arafat’ın mezarı açılmış ve naaşı çıkarılmıştı. İsviçreli, Fransız ve Rus uzmanlar, ölüm nedeninin zehirlenme olup olmadığına karar verebilmek için bedeninden örnekler almıştı.

turkish.ruvr.ru

**********

2012 yılının başlarında yapılan testlerde eski Filistin liderinin giysileri ve diş fırçası üzerinde alışılmadık yüksek düzeylerde radyoaktif madde bulunmuştu. Daha sonra Arafat’ın naaşı mezarından çıkartılarak kemikleri üzerinde testler yapılmıştı.

İşte konuyla ilgili bir haber:

Arafat’ın kemikleri polonyum zehirlenmesini ortaya çıkartabilir
27 Kasım 2012

arafatYYaser Arafat’ın cenazesi 2004 yılında ölümünden sonra polonyum-210 zehirlenmesine maruz olup olmadığını belirlemek için mezarından çıkartılıyor. Bu yılın başlarında yapılan testlerde eski Filistin liderinin giysileri ve diş fırçası üzerinde alışılmadık yüksek düzeylerde radyoaktif madde bulundu.Ancak Arafat’ın öldürülüp öldürülmediği henüz belli değil. Ölümünden sekiz yıl sonra kemikleri üzerinde yapılacak testler sonunda gizemi çözebilecek mi?
Neden Arafat’ın ölümü bir bilmecedir?
Arafat bir Fransız askeri hastanede vefat ettiğinde, onun doktoru ölüm nedenini bulamadı. 2005 yılında New York Times tarafından elde edilen tıbbi kayıtlara göre Arafat’ın bilinmeyen bir enfeksiyon sonucu bir kanama bozukluğu sonucu ortaya çıkan felç nedeni ile öldüğü söylendi. Ama El Cezire haber kuruluşu ile çalışan İsviçreli bilim adamları Arafat’ın çamaşırında ki lekeyi test etmeleri sonucu 180 millibecquerels (MBq) radyasyon kalıntısı buldular. Diş fırçasının üstünde 54 MBq bulundu. Fakat giysilerinin üstündeki radyasyon 6.7 MBq ölçüldü.
Arafat’ın eşyaları ölümünden sonra temizlenmiş olabilir gibi söylemler sonuçsuz kabul edildi. Ancak Fransız savcılar araştırmaya devam ettiler. Ağustos ayında bir cinayet soruşturması açmaya karar verdiler.
Polonyum-210 vücuda neler yapabilir?
Polonyum-210 normal nükleer reaktörlerde oluşturulur. İngiltere’de Surrey Üniversitesinde radyasyon fiziği çalışmaları yapan Patrick Regan “Bu son derece radyoaktif ve küçük dozlarda bile ölümcül olabilir.Kan dolaşımına girdikten sonra yoğun olarak kemik iliği ile birlikte karaciğer ve böbreklere gider.” diyor.
2006 yılında polonyum zehirlenmesi ile ölen eski Sovyet ajanı Alexander Litvinenko ilk belgelenmiş vakadır. Başlangıçta şiddetli ishal ve kusma ile hastaneye başvurdu. Saçları döküldü ve derisi ölümünden önce karaciğer sorunları gösterdi, rengi sarıya döndü. Arafat’da da kusma ve ishal nedeiyle hastaneye gittiğinde grip benzeri semptomlar vardı.
Neden polonyum-210 ?
Polonyum-210 bir içki içine konarak kolay algılanmayan tatsız kılınabilir.Aynı zamanda kıza menzilli alfa radyasyonu yaydığı için havaalanı tarayıcılarından kolaylıkla geçer ve yurtdışına çıkartılabilir.
Arafat’ın cesedini kim alacak ve onlar ne yapacak?
Arafat’ın dul eşi Süha Arafat’ın kabul etmesiyle İsviçre, Fransız ve Rus bilim adamları Arafat’ın kemiklerinden örnekler alacak. Arafat örneklerin alınmasından sonra aynı gün gömülebilecek.
Ölümcül bir doz tespit edilebilir mi ?
Polonyum-210 zaman içinde etkisini yitiren bir madde.Arafat sekiz yıl önce öldüğü için dozu tespit etmek daha da zor.Ancak kemiklerde ve arka planda yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkartacak.
Suikastçılar nereden polonyum-210 alıyorlar ?
Ana kaynağı erimiş bizmut olan polonyum 210 soğutmalı reaktör denilen Rus nükleer tesisin belirli bir türüdür. Ancak Arafat’ın kemiklerinde bulunabilecek polonyum 210′un kaynağını saptamak zor.Bu noktada bilimin işi bitip polisin işi başlıyor.
Arafat’ın kemiklerinde polonyum 210 bulmak onun öldürüldüğünü mü ifade eder ?
Araştırmacılar Arafat’ın giysisinde bulunan polonyum-210′un benzer düzeylerini bulursanız, ölüm sebebi olası bir zehirlenmeyi işaret eder diyorlar. Diğer taraftan, polonyum-210 düşük seviyelerde doğada bulunuyor, sadece eser miktarda bulunması şüpheli bir durumu işaret eder. Sonuçların açıklanması aylar sürebilir diyorlar.
Jacob Aron
cazete.com

http://www.dunyatime.com/?p=2168

İbrahim Karagül
Arafat'ı da böyle öldürmediler mi!

20 Ocak'ta Dubai'de işlenen bir cinayet, daha doğrusu istihbarat koalisyonunun örtülü operasyonuyla gerçekleştirilen suikast, bir yandan geçmişte olanlara yönelik ipuçları sunarken diğer yandan gelecekte bu bölgede daha neler yapılabileceğine, hangi güçler tarafından ne tür "ortak organizasyonlar"ın yapılacağına dair endişelerimizi artırıyor.

İsrail istihbarat mensuplarının, bizzat Başbakan Benjamin Netanyahu'nun talimatıyla, Batılı ülke vatandaşlarının pasaportları kullanılarak bir Hamas mensubunu öldürmesi üzerine başlayan tartışmalar devam ederken, pasaportları kullanılan ülkelerin bu suikastte rolleri olduğuna dair iddialar da güç kazanıyor. Daha ilk günden; İsrail istihbaratınının geçmişte de birçok ülkenin pasaportlarını kullandığını not etmiştik. Bu kadarla sınırlı değil, dünya genelinde yaygın istihbarat operasyonlarıyla, bize çok tuhaf gelen olaylara imza atıldığını da not edelim. İşte Dubai'de böyle bir "ortak çalışma" deşifre oldu.

CIA'nın insan kaçakçılığı yaptığı uçuşlarını hatırlayalım. En son geçtiğimiz hafta Polonya, CIA'nın ülke topraklarına işkence için esir taşıdığını, gizli cezaevi kurduğunu kabul etmek zorunda kaldı. Oysa bu operasyonda, Avrupa Birliği ülkelelerinin büyük bölümü yer aldı. Tam 36 ülke ile CIA arasında yapılan gizli anlaşmalar yapıldı ve esir ticareti gerçekleştirildi, işkence üsleri kuruldu. Bu ortaklığın bu gün bile devam ettiğini hatırlatalım. Peki Türkiye'nin üstlendiği hiç mi rol yok? Bunu sorgulamayı hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz.

Suikaste dönelim: Dubai polisi, Mossad tarafından işlendiği iddia edilen Soğuk Savaş dönemini anımsatan suikastta, kurbanın öldürülmeden önce kas gevşetici kullanıldığını açıkladı.. Bu olay, kullanılan yöntemler yüzünden suikast olup olmadığı bile belirlenemeyen bazı örnekleri hatırlatıyor.

İngiltere, İrlanda, Fransa, Almanya ve Avustralya pasaportlarıyla Dubai'ye girip suikasti yapan Mossad timleri, dünyanın birçok bölgesinde benzer suikastler yaptılar. Bunu yaparken ABD ve İngiliz ishtihbaratından, Almanya ve Fransa'dan destek aldılar. Lübnan eski Devlet Başkanı Refik Hariri ve Pakistan eski Başbakanı Benazir Butto'nun öldürülmesi, bu ortak operasyonlar greçeği dikkate alınarak değerlendirilmeli.

Ama ben "örnekler"den bir başkasını hatırlatmak istiyorum. Yaser Arafat'ın ölümününü.. 2004 yılının Mart ayında Şeyh Ahmed Yasin'in sabah namazından çıkarken füze saldırısıyla şehid edilmesinin gizli kalan fazla yönü yoktu. Sadece; saldırıdan önce Ürdün Kralı ile İsrail Başbakanı Ariel Şaron arasında hiç beklenmedik ve içeriği gizli tutulan bir görüşme yapılmış, 19 Mart'ta Şaron'un İsrail'in güneyindeki çiftlik evine yapılan gizli görüşmeden hemen sonra, 22 Mart'ta ise Şeyh Yasin şehid edilmişti.

Ama Arafat'ın durumu farklı: Ölüm haberi tam 36 saat gizlendi. Filistin yönetiminin talebi üzerine 11 Kasım 2004'te Türkiye saatiyle sabah 04:30'da öldüğü açıklandı. Oysa Filistin lideri 7 Kasım'da ölmüştü. Sağlık durumu ve tedavisiyle ilgili çelişkiler soru işaretleriyle doluydu. Hastalığı teşhis edilemedi. Filistin halkının bir bölümü zehirlendiğine inanıyor. Bazı kaynaklar, Fransa'ya götürülmeden önce zehirlendiğini, kanına karışan bir zehrin yavaş yavaş etki ettiğini, sonra komaya soktuğunu ve öldürdüğünü iddia ediyordu. Tecrit edilen, ambargo altında bırakılan, karargahı basılıp korumaları kurşuna dizilen, günlerce güneş ışığından mahrum bırakılan, sürekli Ariel Şaron'un kendisini öldüreceğini düşünen ve bunu yakın çevresine anlatan Arafat, yavaş yavaş öldürüldü.

Ölümü hakkında 558 sayfalık rapor hazırlandı. Raporun içeriği hâlâ bilinmezken, hastalığına bir teşhis de konulamadı. Sadece "damarlarında yaygın pıhtılaşma" ifadesi kullanıldı. Teşhis gizlendi. Çünkü cenazesi kadar ölüm şekli de pazarlık konusuydu ve birçok ülkeyi rahatsız edecek cinstendi. Otopsisine izin verilmedi. Alelacele toprağa verildi. Çünkü gerçek ortaya çıkacaktı. Ölüm sebebini ABD, İsrail, Ürdün yönetimi, karısı ve ardından Devlet Başkanı olan Mahmud Abbas biliyordu. Tabii Fransız doktorlar da. Çünkü Paris'te öldü.

Arafat'ın ABD Başkanı George Bush'un onayı ile Şaron tarafından zehirlendiği elbette bir gün netleşecek. Bazı kaynaklar, ölüm kararının Şaron'la Bush arasında 2004'te yapılan bir telefon konuşmasında alındığını söylüyor.

25 yıl özel doktorluğunu yapan Dr. Eşref El Kurdi; "Eğer bir Müslüman belirsiz bir sebepten ölürse otopsi zorunludur. Bence Arafat ölümcül bir zehirle öldürüldü. Bunun için otopsi yapılmadı" diyordu. Son altı ayında Arafat'a çok sayıda AIDS testi yaptığını, hiçbir testin pozitif çıkmadığını, dudaklarındaki ve ellerindeki titreme dışında hiçbir sağlık problemi olmadığını, iddia edildiği gibi Parkinson hastası da olmadığını söyleyen El Kurdi, Arafat'ı ölümünden 16 gün önce gördüğünü, karısının yasağı nedeniyle uzak tutulduğunu aktardıktan sonra tespitlerini şöyle sıralıyor. "O an zehirlendiğini anladım. Yüzünde kırmızı parçacıklar vardı ve derisi metalik sarı renge bürünmüştü. Paris'e götürülmeden önce, Amman'da onu son kez canlı gördüğümde, vücut ağırlığının yarısını kaybetmişti. Kızıllıklar bütün yüzünü kaplamıştı ve sapsarıydı. Ramallah'ta zehirlendiğini ve yavaş yavaş öldüğünü söylemişti."

Bu detaylar ışığında, yakın çevremizdeki siyasi suikrastleri bir kez daha düşünelim. Suikastlerin hemen sonrasında gelişen olayları ve suikast yöntemlerini sorgulayalım. "Olağan ölüm"lerin bazılarının aslında hiç de "olağan" olmayabileceğini ihtimal dışı bırakmayalım. Sadece dünya genelinde değil, Türkiye'de, yakın geçmişte bazı ölümleri ve bu ölümlere ayarlı uzak hesapları algılama konusunda zihinlerimizi özgür bırakalım.

Maalesef, dünyada hiç de hoş olmayan böyle bir gelişmeler de yaşanıyor. Ve bunları, devletlerin istihbarat örgütleri planlayıp uyguluyor!
Yeni Şafak

FİLİSTİNLİLER ARAFAT'I ANIYOR
11 Kasım 2009
Yaser Arafat'ın beşinci ölüm yıldönümünde işgal altındaki Batı Şeria'da toplanan binlerce Filistinli, efsanevi eski liderlerini andı
Arafat, Filistin mücadelesini dünya sahnesine taşımıştı.Filistin ve El Fetih bayrakları taşıyan kalabalık, Arafat'ın mezarının bulunduğu Ramallah'taki hükümet binası Mukataa'ya doluştu.

Ancak Arafat'ın da lideri olduğu el Fetih'e rakip olan ve Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas, Gazze'de Arafat için tören düzenlenmesini yasakladı.

75 yaşında Paris'te ölen Yaser Arafat, Filistin mücadelesini dünya sahnesine taşımış ve yaklaşık 40 yıl boyunca önce silahlı mücadelede, sonra barış masasında liderleri olmuştu.

Kriz işaretleri

Arafat'ın ölüm yıldönümü, Filistin topraklarından siyasi kriz işaretlerinin geldiği bir döneme rastlıyor.

Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi. Filistin halkına karşı dürüst olmalı ve 18 yıllık pazarlık sürecinde iki devletli çözüme varamadığımızı kabul etmeliyiz.Filistinli başmüzakereci Saib ErekatHalefi Mahmud Abbas geçen hafta, barış görüşmelerinin girdiği çıkmaz yüzünden Ocak ayındaki özerk yönetim başkanlığı seçimlerinde aday olmayacağını açıkladı.

Arafat'a yakın isimlerden biri olan Abbas bugün de Ramallah'ta toplanan kalabalığa hitaben bir konuşma yaptı.

Abbas, İsrail ile barışın imkansız olduğunu, çünkü İsrailli yetkililerin Batı Şeria'da yerleşim faaliyetlerini dondurmayı reddettiğini söyledi.

Filistinli başmüzakereci Saib Erekat da AFP ajansına "Gerçekle yüzleşmenin zamanı geldi. Filistin halkına karşı dürüst olmalı ve 18 yıllık pazarlık sürecinde iki devletli çözüme varamadığımızı kabul etmeliyiz." dedi.

Erekat "İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklarda bir Filistin devleti istemediğine artık eminiz." diye konuştu.
haber10

Arafat'ı İsrail adına katleden Dahlan Filistin'den Kaçtı

Filistin'in gündeminde, Hamas'ın Gazze'nin kontrolünü ele geçirmesiyle ortaya çıkan gizli bir mektup var. Filistin yönetiminin eski Güvenlik Şefi Muhammed Dahlan'ın, dönemin İsrail savunma bakanına yazdığı, ''Arafat'a suikast düzenleyeceği izlenimini veren mektup'' ortalığı karıştırdı.

Mahmud Abbas'ın eski Ulusal Güvenlik Sekreteri Muhammed Dahlan, Ramallah'taki evinden ayrılarak Mısır'ın Kahire kentine geçti.

Yardımcıları, El Fetih’li Dahlan'ın tedavi görmek üzere Almanya'ya gideceğini açıkladı. Ancak Dahlan'ın Filistin'i terk etme nedeniyle ilgili spekülasyonlar var.

Hamas'ın Gazze'de El Fetihe'e bağlı bir güvenlik karargahında ele geçirdiğini açıkladığı bir mektup, Dahlan'ı, Filistin lideri Yaser Arafat'ın ölümüyle ilişkilendiriyor. Hamas'a göre Arafat'ın ölümünün ardında Dahlan var.

Hamas'ın yayınladığı belgede, Dahlan İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz'a “Şundan emin olun ki, sayın Arafat artık günlerini sayıyor. Fakat bırakın da bu işi, sizin yönteminizle değil bizim yöntemimizle bitirelim" diyor.

Mektupta Arafat'ın nihai olarak susturulmasından bahsediliyor.

Arafat bu mektuptan 4 ay sonra rahatsızlanarak, sebebi hala bilinmeyen bir şekilde ölmüştü. Bu ölümün suikast olduğuna dair güçlü işaretler İsrail basınında da yer aldı.

Dahlan'ın aniden Filistin'i terk etmesi, iddiaları destekler nitelikte.

Haziran ayında CNN TÜRK'e konuşan Hamas lideri Halid Meşal, El Fetih içinde bir grubun Arafat'a darbe yaptığını savunmuştu.

Dahlan, Batı basınında, Arafat'ın yerine geçmesi muhtemel liderler arasında gösteriliyordu.

cnnturk

Arafat'ın Şahadetiyle İlgili Şok Gelişme
14 Temmuz 2009
Bu iddiala Filistin'i karıştırdı, Abbas'ın istifası isteniyor. İşte tüm dünyanın ilgisini çeken o flaş iddia;

El Fetih'in 4 Ağustos'ta Beytüllahim'de toplanması beklenen 6. kongresi öncesinde, Tunus'taki El Fetih liderlerinden Faruk Kaddumi, Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın, "Filistin lideri Yaser Arafat'ın öldürülmesinde rol oynadığını" iddia etti.

Kongre'nin "işgal altındaki bir ülkede" toplanmasına karşı çıkan ve Abbas'ın en büyük rakibi olarak görülen Kaddumi, Abbas'ın, "Arafat'ın öldürülmesine yönelik İsrail-Amerikan-Filistin komplosunun" içinde yer aldığını öne sürdü ve Abbas'ı hem Filistin Yönetimi Devlet Başkanlığı'ndan hem de Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) başkanlığından istifaya çağırdı.

78 yaşındaki Kaddumi'nin Amman'da düzenlediği basın toplantısında ortaya attığı iddialarla ilgili haberler Filistin'deki gazetelerde ve Filistin devlet televizyonunda yayımlanmazken, Arap basını ve internet siteleri, iddialara yer verdi.

Bu arada FKÖ, El Fetih ve Kaddumi'nin suçladığı isimler arasında yer alan Muhammed Dahlan'dan suçlamalara ilişkin yanıt geldi.

Abbas henüz konuyla ilgili açıklamada bulunmadı.

Arafat, 2004 yılı sonunda ağır hastalanıp, İsrail tarafının verdiği özel izin ve Fransız hükümetinin gönderdiği bir uçakla Paris'te bir hastaneye nakledilmiş ve orada hayatını kaybetmişti.

Kaddumi, Arafat'ın vefat etmeden önce kendisine, Amerika, İsrail ve Filistinlilerin katıldığı bir toplantının metnini ilettiğini belirtti.

Bu toplantıya İsrail tarafından dönemin Başbakanı Ariel Şaron, Savunma Bakanı Şaul Mofaz, yine o dönemde Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki güvenlik sorumlusu olan, El Fetih'in önemli isimlerinden Muhammed Dahlan ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısının katıldığını ifade eden Kaddumi, tarafların, "Arafat'ı ortadan kaldırma planını tartıştıklarını" öne sürdü.

Arafat'ın bu toplantının metnini kendisine gönderdikten sonra, Arafat'a Filistin'den çıkmasını önerdiğini kaydeden Kaddumi, ancak Arafat'ın kendisine, "Şaron'a meydan okuyacağım ve şehit olarak ölmeye de hazırım" dediğini savundu.

ABBAS'A İSTİFA ET ÇAĞRISI

Bu metnin, El Fetih'in bölünmesine yol açabileceğini de söyleyen Kaddumi, "artık Abbas ile dönüşü olmayan bir yola girildiğini" belirtti.

Kaddumi ayrıca, bu metnin kopyalarını bir yıldan daha fazla bir süre önce Merkez Komitesi'nin birkaç üyesi ile Devrim Konseyi'nin birçok üyesine de gönderdiğini anlattı.

Bazı Arap liderlerine de bu metni ilettiğini, toplu şekilde Abbas'a karşı tavır almalarını istediğini söyleyen Kaddumi, liderlerden, Abbas'ın Filistin Yönetimi'nden uzaklaştırılması için baskı yapmalarını istediğini ifade etti.

Gelişmelerin metnin içeriğini doğruladığını savunan Kaddumi, Abbas'ın Arafat'ın cesedine otopsi yapılmasına karşı çıkmasını buna örnek gösterdi ve Arafat'ın cesedine otopsi yapılması halinde nasıl öldüğünün ve kullanılan zehirin türünün de ortaya çıkabileceğini belirtti.

Abbas'ın, Arafat'ın zehirlenmesi ile ilgili soruşturma açılmasını engellediğini de ileri süren Kaddumi, tüm bunlara ek olarak 2004 yılı Ağustosunda, Dahlan'ın Arafat'ı tehdit edip, istenilen tavizleri vermediği takdirde, Arafat'a meydan okuyacaklarını söylediğini öne sürdü.

Abbas'ı hem Filistin Yönetimi Devlet Başkanlığından hem de FKÖ başkanlığından derhal istifaya çağıran Kaddumi, "Abbas'ın artık El Fetihli olmadığını ve El Fetih üyeliğinin şartlarını taşımadığını, El Fetih'in ilkelerinden uzaklaşıp doğru yoldan tamamen çıktığını" iddia etti.

El Fetihli üst düzey bir yetkili, "Kaddumi'yi en fazla kızdıran kongrenin tarihi olarak 4 Ağustos'un belirlenmesi oldu. Bu Arafat'ın doğum günü. Kaddumi de hem Arafat'ı öldürdüler, hem ismini kullanıyorlar diye düşünüyor ve buna hakları olmadığına inanıyor" diye konuştu.

Öte yandan Kaddumi, El Fetih Merkez Komitesi'ni 20 Ağustos'ta Amman'da toplantıya çağırdığını duyurdu. Bu toplantıda El Fetih'in 6. kongresi ile ilgili sorunların tartışılması bekleniyor.

aktifhaber

Arafat'ın ölümüyle ilgili dosya kapanmadı

Filistinlilerin efsanevi lideri, El Fetih'in ve FKÖ'nün Başkanı Yaser Arafat'ın ölümü, ölümünün ardında İsrail'in bulunduğu iddiaları El Fetih'in Beytüllahim'deki kongresinde dile getirildi.

06 Ağustos 2009

Komisyonlar halinde çalışmalarını sürdüren kongrede, Arafat'ın ölümünden İsrail sorumlu tutularak, olayın soruşturulmasını ve aydınlanana kadar konunun kapatılmamasını öngören bir teklif benimsendi.

Kongre çalışmalarının sözcüsü Nebil Amr, Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın ilk günkü konuşmasını hatırlatarak, kongrede, Arafat'ın ölümüyle ilgili dosyanın, ölümün ardındaki sır perdesi ortaya çıkana kadar kapanmaması kararı alındığını belirtti.

Kongreden önce, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Tunus'ta yaşayan liderlerinden Faruk Kaddumi, Arafat'ın İsrail ve Amerika'nın komplosuyla öldürüldüğünü öne sürmüş; Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile eski güvenlik sorumlularından Muhammed Dahlan'ın da bunda parmağı bulunduğu iddialarını dile getirmişti. Abbas ve Dahlan iddiayı yalanlamışlardı.

Verilen bilgiye göre, iddiaları soruşturmak üzere bir komisyon kurulacak. Komisyonun başkanlığına ise Filistin Yönetimi'nin eski dışişleri bakanlarından, Arafat'ın yeğeni Nasır El-Kidva'nın getirilmesi bekleniyor.

Yaser Arafat, Ekim 2004'te ağır bir hastalığa yakalanmış; tedavisi, İsrail'in de verdiği özel iznin ardından nakledildiği Fransa'da, bir askeri hastanede devam etmiş; ancak Filistinli lider burada 12 Kasımda ölmüştü.
haber7

'Arafat zehirlenmiş olabilir'
14 Kasım 2010
Filistin lideri Yaser Arafat'ın ölümünden 6 yıl sonra, korumalarından biri, Arafat'ın zehirlenerek öldürülmüş olabileceğini ama bunun yediği yemeklerden kaynaklanmadığını söyledi.

Filistin liderinin ölümüne dek 15 yıldan fazla korumalığını yapan İmad Ebu Zeki (47), Arafat'ın büyük olasılıkla zehirlenmiş olabileceğini belirtmekle birlikte, bunun yediği yemeklere zehir konularak yapıldığı iddialarını tümüyle reddetti. Ebu Zeki, "Arafat ne yerse, önce korumaları olarak biz yerdik" dedi.

Ebu Zeki, Londra'da Arapça yayımlanan El Hayat gazetesine yaptığı açıklamada, "Arafat'ın zehirlenerek öldürüldüğü" iddialarına ilişkin bir soruyu cevaplarken, "O ne yiyecekse, yemeden önce ben tadardım. Biz, korumaları olarak hiçbir zaman gelen yemekleri Arafat'ın tek başına yemesine izin vermezdik. O yemeden en az yarım saat veya 45 dakika önce yemeğinden biz yerdik" dedi.

Ebu Zeki, örnek olarak gösterdiği bir olayda, Arafat'ın bir konuğunun, yanında getirdiği çikolata kutusundan bir çikolata alarak Arafat'a ikram etmek istemesi üzerine, kendisinin hemen müdahale ederek çikolata kutusunu aldığını ve Arafat'ın huzurunda çikolataları korumalara dağıttığını hatırlattı. Ebu Zeki "Aynı şeyi, tüm çikolata, tatlı veya hediye olarak gelen tüm yiyecekler için de yaptım. Gelen tüm bu yiyecekleri önce biz, korumalar olarak tattık" ifadesini kullandı.

-AZ UYKU ÇOK İŞ-

İmad Ebu Zeki herkesin uyuduğu saatlerde Arafat'ın Ramallah'taki Mukata karargahında sabah namazına kadar çalışmalarına devam ettiğini, namazdan sonra sabah 08.00 veya 09.00'a kadar uyuyup, yeniden işinin başına döndüğünü belirtti. Arafat'ın öğle yemeği sonrasında da bir veya iki saat kestirdiğini ve yine şafağa kadar çalışma temposunu sürdürdüğünü söyleyen koruması, Arafat'ın çalışma temposunu "Az uyku, çok iş" sözleriyle tanımladı.

Arafat'ın boş zamanı olmadığını, her gün çok sayıda mektup aldığını, sabahları işini bitirdikten sonra muhafızlarını kontrol edip, onlarla sohbet ettiğini belirten Ebu Zeki,Arafat'ın en zor anlarından birini, Nisan 1992'de bir kum fırtınası sırasında uçağının Libya Çölü'ne çakıldığı sırada yaşadığını ifade etti.

Arafat'ın yalnızca hafif berelerle atlattığı kaza sırasında uçağın arka kesiminde, kendisinin ise, herhangi bir durumda kapıyı açıp "Reisi kurtarmak amacıyla" acil çıkış kapısı yanında oturduğunu anlatan Ebu Zeki, uçak yere çakıldığında Arafat'ın koltuğuyla birlikte uçak dışına fırladığını belirtti.

Düşen uçağın kokpitinde, biri Romanyalı ikisi Filistinli üç pilotu ölmüş durumda gördüklerini söyleyen Ebu Zeki, dışarı fırlayan Başkan Arafat'ın, hemen sonrasında uçaktakilerin durumunun nasıl olduğunu kontrol etmeye giriştiğini ifade etti.

-KUŞATMA ALTINDA-

Ebu Zeki'ye göre Arafat'ın en zor zamanları, kuşatma altında bulunduğu dönemde oldu.

2 yıldan fazla süren İsrail kuşatması altında, Arafat'ın çalışma odasının yakınlarını hedef alan İsrail saldırıları sırasında gerçek tehlikeler yaşadıklarını söyleyen Ebu Zeki, sürekli askeri üniforma giyen eski Filistin liderinin ölene dek sadece iki üniforması olduğunu, ayrıca 3 adet de başına sardığı, Filistin'i sembolize eden kefiyesinin bulunduğunu anlattı.

Ebu Zeki, kuşatma öncesi Arafat'ın giysilerini hemen Mukata'nın yakınındaki bir kuru temizlemeciye gönderdiklerini, ancak İsrail kuşatması altındaki dönemde elleriyle yıkadıklarını kaydetti.

Arafat'ın oldukça sade bir yaşam sürdüğünü, Mukata'daki yatak odasında tek kişilik bir yatak, bir gardırop, bir sandalye ve bir çalışma masasının bulunduğunu belirten eski korumaya göre, odanın daimi eşyaları arasında bir seccade ile Kur'an da vardı. Ebu Zeki, Arafat'ın uyumadan önce mutlaka Kur'an okuduğunu ve böyle uykuya daldığını da anlattı.

Ebu Zeki, Arafat'ın televizyon seyretmediğini, bir kez odasına televizyon koydurttuğunu ancak bundan hoşlanmadığını, sonraki günlerde muhafızlarından televizyonu odasından kaldırmalarını istediğini, haberleri gazetelerden okumayı tercih ettiğini kaydetti. haber10

El Fetih: Arafat'ı Dahlan zehirledi
8 Ağustos 2011

El Fetih, şehid Filistin lideri Yaser Arafat'ın ölümünden El Fetih'in eski liderlerinden Muhammed Dahlan'ın sorumlu olduğunu açıkladı.

El Fetih'in üst düzey yetkililerinin dün yayınladığı bir raporda, Dahlan'ın, Paris'teki hastanede tedavi gören Arafat'a ilaç süsü verilmiş zehir gönderdiği anlatıldı.

Dahlan'ın Arafat'ın korumalarına zehirin konulduğu şişeyi yakmaları talimatı verdiği de belirtildi.

Raporda, yine, Dahlan'ın ABD'nın Filistin'e gönderdiği 300 milyonluk yardıma el koyduğu da açuıklandı.

Dahlan ise bu iddialara karşılık Dubai'den telefonla yaptığı açıklamada, suçlamaları reddederek bunların Arafat kanına eli bulaşmış İsrail'i aklamaktan başka işe yaramadığını söyledi.

Dahlan "(Filistin Devlet Başkanı Mahmud) Abbas benimle kavga etmek yerine bağımsızlık için hazırlansaydı şimdi kazanmış olurduk" dedi.

El Fetih, sürekli Abbas'ı eleştirmesi yüzünden haziran ayında Dahlan'ı partiden ihraç etmişti. haber1001
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Önceki mesajları göster:   
Bu forum kilitlendi: mesaj gönderemez, cevap yazamaz ya da başlıkları değiştiremezsiniz   Bu başlık kilitlendi: mesajları değiştiremez ya da cevap yazamazsınız    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İZ BIRAKANLAR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com