EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

AğIz ve Diş Sağlığı

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HASTALIKLAR/ŞİFALAR
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Sal Arl 30, 2008 1:31 am    Mesaj konusu: AğIz ve Diş Sağlığı Alıntıyla Cevap Gönder

'Ağız çalkalama sularının aşırı kullanımı kanser riskini artırıyor'
5 NİSAN 2014



Avrupa genelinde yapılan bir araştırma, günde üç kezden fazla ağız çalkalama suyu kullanmanın kanser riskini artırdığına işaret ediyor.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu'nun çalışması, ağız sağlığına özen gösterilmemesinin ve düzenli olarak diş kontrolleri yapılmamasının da kanseri riskini artırabileceğini gösteriyor.

Sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi ve "düşük sosyo-ekonomik statü" ağız ve gırtlak kanserinde yerleşik risk göstergesi olarak kabul ediliyor.
Araştırma kapsamında, 1962 kanser hastasının verileri incelendi ve dokuz Avrupa ülkesinde 1,993 kişinin durumları kıyaslandı.
Almanya'nın Bremen kentindeki Leibniz Önleme Araştırmaları ve Epidemiyoloji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen araştırmaya Glasgow Üniversitesi Diş Fakültesi de destek verdi.
'Hiç diş kalmasa bile'
Enstitünün Başkan Yardımcısı Prof. Wolfgang Ahrens, bulguların "gerçekten önemli" olduğunu söyledi, "Şimdiye kadar bu risk faktörlerinin ağız ve gırtlak kanserinde bilinen risklerden - sigara, alkol ve düşük sosyal statü- bağımsız olup olmadığını bilmiyorduk." dedi.
Prof Ahrens, sonuçların önemli "ince farklılıklar" içerdiğini ve risk faktörlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Protez kullananlar ve sürekli diş eti kanaması olanlar ağız sağlığı iyi olmayan kişiler arasında yer alıyor.
Glasgow Üniversitesi'nden Dr. David Conway, "Protez kullanan ve ağzında hiç kendi dişi olmayan kişiler, artık diş doktoruna gitmeleri gerekmediğini düşünmemeliler" dedi.
BBCT

Sağlıkta ‘Amalgam’ Devrimi!
04 Kasım 2011



Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, amalgam dolgu kullanımının tamamen ortadan kaldırılması için bir çalışma başlatıldı. Amalgam dolguların insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini "tarim2023.com" dile getirmişti.
Haberi Paylaş

tarim2023.com, amalgam dolguların kullanımının insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olduğunu delilleri ile birlikte gösteren iki dosya yayınlamıştı.
Konuyu ilk olarak gündeme getiren isim olan Dr. Suat Arusan ile yaptığımız röportajda milyonlarca insana takılan amalgam dolguların insan sağlığı açısından taşıdığı büyük tehlikeye dikkat çekmiş, Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışma hazırlığı içinde olduğunu da aktarmıştık.
“Amalgam dolgu” ile ilgili haberlerin ardından çok önemli bir gelişme meydana geldi. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, amalgam kullanımının tamamen ortadan kaldırılması için bir çalışma başlattı.
“Sağlıkta Devrim” niteliğindeki bu çalışmanın ayrıntılarını Fakülte Dekanı Prof. Dr. Celal Artunç değerlendirdi.
Konu ile ilgili bir çalışma başlattıklarını doğrulayan Prof. Artunç, şunları söyledi.
“Amalgam dolguların tamamen yasaklanması için şu anda çalışma aşamasındayız. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarla Amalgam dolgu kullanımını yüzde 5’e kadar indirmiş bulunuyoruz. Ancak sadece öğrenilmesi amacıyla 3. sınıflarda ders olarak veriliyor şu anda. Amalgam dolgunun yapımını tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyoruz."
Prof. Artunç, konu ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’ndan beklentilerini de şöyle özetledi: “Bizim şu aşamada Sağlık Bakanlığı’ndan beklediğimiz amalgamın yerine kullanılacak olan malzemenin ödenmesini bekliyoruz. Önümüzdeki günlerde çalışmalarımızla ilgili daha detaylı bilgiler verebiliriz.”
TRT

Diş röntgeni çekiminde, tiroid kanseri riski var
21:30 - Prof. Cumali Aktolun, İngiltere'deki araştırmanın, diş röntgenlerinin yaydığı radyasyonun tiroid kanserinde rol oynayabileceğini ortaya çıkardığını bildirdi. Aktolun, diş ve çene hastalıklarının teşhisinde ve uygulanan tedavinin takibi için diş röntgeninin yaygın olarak kullanıldığını belirtti. 09.11.2010 İSTANBUL netgazete

BEYAZ DİŞLER İÇİN BUNLARA DİKKAT

8 Temmuz 2009 08:41
Diş konusunda da birçok konuda olduğu gibi cin fikirliyiz. Kimi protezi çamaşır suyuna koyarken, kimi ağrı keser diye dişe rakı, tütün, tuz basıyor, kimi kanadı diye seviniyor...
İşte sağlıklı dişler için efsane zenginiyiz. Toplum arasında öyle inanışlar var ki okuyunca siz de şaşıracaksınız. İşte birbirinden ilginç inanışlar ve bu inanışların dişlerimize verdiği zararlar;

1. Sert diş fırçası daha iyi temizler:

İyi fırçalamak; fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaları kullanılır. Çok sert fırçalar, dişleri aşındırabilir. Çok yumuşak fırçalar ise dişleri temizlemeyebilir.

2. Sert fırçalamak dişleri daha iyi temizler:

Dişleri sert fırçalamak; dişleri temizlemek yerine, 'fırça çürüğü' dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası aşındığı için, alttaki sarı tabaka ortaya çıkar ve dişler daha sarı gözükür. Ayrıca sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine neden olur.

3. Diş macununu fazla kullanmak dişleri çizer:

Dişlerin mine tabakasının çizilmesi; macunun fazla kullanılmasıyla ilgili değil, kullanılan macunun granüllerinin büyük olmasıyla ilgilidir. O yüzden granülleri büyük olan macunların uzun süreli kullanımından kaçınılmalı. Fırçanın üzerine konulan macunun miktarı ise 'mercimek tanesi' büyüklüğünde olmalı.

4. Karbonat ve tuzla fırçalamak dişleri beyazlatır:

Bu maddeler iri granüllü olduğu için dişin mine tabakalarını çizer ve aşındırır. Bunun sonucunda; dişin parlaklığı gider ve yediğimiz ve içtiğimiz besinlerle, dişler daha kısa zamanda renkleşmeye başlar.

5. Sarı dişler daha sağlamdır:

Dişin rengi dişin sağlamlığını belirlemez.

6. Dişler, macun ve fırça ıslatılarak fırçalanmalı:

Diş fırçası, fırçalamaya başlamadan önce ıslatılmamalıdır. Çünkü fırça kılları ıslatılınca, sertliğini kaybeder. Macunun köpürmesi için de yeterli sıvı ağızda mevcuttur.

7. Macun kullanmaya başladıktan sonra dişlerim çürüdü:

Macun; dişleri fırçalarken sabun görevi görür ve içeriğinde dişlerde biriken mikroorganizmaları yok etmek için etken maddeler vardır. Yani çürümeye neden olmaz.

8. Çürükler genetiktir, ne yaparsan yap dişin çürür:

Bireyler arasında çürüğe yatkınlık farklı olabilir. Fakat kötü beslenme alışkanlığının düzeltilmesi, ağız hijyenine önem verilmesi ve düzenli diş hekimi kontrolleri durumunda çürüğe yatkınlığın bir önemi kalmaz.

9. Dişler kahvaltıdan önce fırçalanır:

Dişler günde en az iki kez, kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce fırçalanmalı. Diş fırçalama işlemi bitince, dilin üst kısmı da yumuşakça fırçalanmalı.

10. Estetik diş doğuştan olur, çarpık dişten kurtuluş yok:

Diş düzeltme (ortodonti); dişler ağızda mevcut olduğu sürece her yaşta uygulanabilir. Ortodontik tedavi sayesinde; dişler mevcutsa, her yaşta düzeltme yapılarak, güzel gözüken dişlere sahip olunabilir.

11. Her bünye implantı kabul etmez:

Implant; eksik olan dişlerin yerine çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleri olarak tanımlanabilir. Sadece yara iyileşmesini etkileyen bir sistemik hastalık ile kontrol altında olmayan kalp ve şeker hastalığı varsa yapılmaz.

12. Hareketli protezler çamaşır suyuna konursa beyazlar:

Hareketli protezleri çamaşır suyuna koymak zararlıdır. Protezin kırılganlığını artırır ve protezin ömrünü azaltır. Protezler için özel temizleme tabletleri vardır; onlar kullanılmalı.

13. Çektirdiğim 20 yaş dişinin yerine diş yaptırmalıyım:

Çekilen 20 yaş dişlerinin yerine protez diş yaptırmaya gerek yoktur. Dişiniz kanayınca sevinmeyin bir doktora gidin!

14. Diş röntgeni çektirirsem çok fazla ışın alırım:

Diş röntgenleriyle alınan radyasyon çok azdır. Bu radyasyon doğada alınan radyasyondan daha azdır.

haber10

Fazla Macun Diş Etlerini Eritiyor
29 Mart 2009 13:58

Diş fırçalaması sırasında fazla macun kullanmanın diş etlerini erittiği belirtildi.

Diş hekimi Sadettin Pay, aşırı kullanılan diş macunun ağızdan tamamen temizlenmesinin mümkün olmadığını belirterek "Fazla macun içeriği sebebiyle diş etlerinin erimesine sebep oluyor" dedi.

Ağız ve diş sağlığı konusunda bazı doğru bilinen yanlışlar olduğunu ifade eden Pay, fazla macunun dişleri daha iyi temizlemediğini, aksine diş etlerine büyük zarar verdiğini söyledi.

Ağız ve diş temizliğinin hem hijyen hem de estetik bakımından çok önemli olduğunu kaydeden Pay, şu uyarılarda bulundu: "Bu konuda ciddi hatalar yapılıyor. Çok diş macunu kullanıldığında dişlerin daha iyi temizlendiği sanılıyor. Dişleri macun değil, fırça temizliyor, macun temizliği kolaylaştırıyor. Diş macunu yeteri kadar kullanıldığında faydalı oluyor. Çok kullanıldığında ize diş etlerine büyük zarar veriyor, diş etlerini eritiyor. Bu da hem estetik açıdan kötü bir görüntü hem de ağız sağlığını tehdit ediyor "

Diş fırçalarken en büyük hatalardan birinin de çok uzun fırçalama olduğunun altını çizen Pay, "Diş fırçalamanın bir tekniği ve bir süresi var. Diş fırçalanırken kesinlikle fazla bastırılmaması gerekir. Diş ve diş etlerinde sorun olmayanlar orta sert fırça, diş etleri kanayanlar ise yumuşak fırça tercih etmeli. Fırçalama süresi de 3 dakikayı geçmemeli. Tesirli bir fırçalama diş etinden dişe doğru yapılan süpürme tarzındaki fırçalamadır. Alt ve üst damak birbirinden bağımsız şekilde fırçalanması faydalı olur. Diş fırçalama sırasında yanağın iç kısmı ve dilde yoğun bakteri birikeceğinden yanaklar ve dilde fırçalanarak temizlenmelidir. " bilgisini verdi.

Yoğun iş temposunda gün içinde bir şeyler yiyip içtikten sonra dişleri fırçalamanın mümkün olmadığını dile getiren Pay, doğru diş fırçalama tekniği uygulandığı taktirde 12 saatte bir dişlerin fırçalanmasının yeterli olacağını vurguladı.
aktifhaber

Diş sağlığı bakımında 30 hata!
Ağız ve diş sağlığı konusunda farkında olmadan yaptığımız hatalar, kimi zaman telafisi çok güç sonuçlar doğurabiliyor. İşte 30 maddede diş konusunda doğru bilinen yanlışlar...09 Şubat 2009 13:19


Buna rağmen, toplumumuzda her konuda olduğu gibi diş bakımı konusunda da kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek oldukça yaygın.

Diş Hekimi Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, ağız ve diş bakımında doğru bildiğimiz yanlışlar ya da yanlış bildiğimiz doğruları şöyle sıraladı:

"1- Sert diş fırçası daha iyi temizler. (YANLIŞ)

Dişleri iyi fırçalamak; fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaların kullanılması uygundur. Çok sert fırçalar, dişleri aşındırabilir.

2- Bastırarak fırçalamak daha iyi temizler. (YANLIŞ)

Bastırarak fırçalamak; dişleri temizlemek yerine, "fırça çürüğü" dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası aşındığı için, alttaki sarı tabaka ortaya çıkar ve dişler daha sarı gözükür. Ayrıca sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine neden olur.

3- Beyazlatıcılı diş macunları dişlere zarar verir, zamanla aşındırmalara sebep olur. (DOĞRU)

Diş beyazlaştırıcı olarak piyasada satılan macunlar aslında dişleri beyazlatmaz. Ayrıca antitartar veya sigara içenlere yönelik üretilen diş macunlarında da yoğun miktarda aşındırıcı maddeler olduğu için uzun süreli kullanımda diş minesine kalıcı zararlar verebiliyor.

4- Karbonat ve tuzla fırçalamak dişleri beyazlatmaz. (DOĞRU)

Karbonat ve tuz, iri granüllü maddeler olduğu için dişin mine tabakalarını çizer ve aşındırır. Bunun sonucunda dişler parlaklığını kaybeder ve yiyip içtiğimiz besinlerle, dişler daha kısa zamanda doğal rengini kaybeder.

5- Diş macununu fazla kullanmak dişleri çizer. (YANLIŞ)

Dişlerin mine tabakasının çizilmesi; macunun fazla kullanılmasıyla ilgili değil, kullanılan macunun granüllerinin büyük olmasıyla ilgilidir. O yüzden granülleri büyük olan macunların uzun süreli kullanımından kaçınılmalı. Fırçanın üzerine konulan macunun miktarı ise "mercimek tanesi" büyüklüğünde olmalı.

6- Dişler, macun ve fırça ıslatılarak fırçalanmalı. (YANLIŞ)

Diş fırçası, fırçalamaya başlamadan önce ıslatılmamalıdır. Çünkü fırça kılları ıslatılınca, sertliğini kaybeder. Macunun köpürmesi için de yeterli sıvı ağızda mevcuttur.

7- Dişler kahvaltıdan önce fırçalanır. (YANLIŞ)

Dişler günde en az iki kez, kahvaltı ettikten sonra ve yatmadan önce fırçalanmalı. Dişler fırçalandıktan sonra, dilin üst yüzeyi de yumuşakça dili tahriş etmeden fırçalanmalı.

8- Estetik diş doğuştan olur, çarpık dişten kurtuluş yok. (YANLIŞ)

Dişte şekil bozukluğunu düzeltme, dişler ağızda mevcut olduğu sürece her yaşta uygulanabilir. Ortodontik tedavi ya da porselen kaplama (lamina) sayesinde; dişler mevcutsa, her yaşta düzeltme yapılarak, güzel görünen dişlere sahip olunabilir.

9- İmplant çene kemiğine en uygun şekilde seçilir ve uzman hekim yaparsa düşme riski yüzde 1 oranına kadar
düşer. (DOĞRU)

10- Bütün dişleri çekip yerine implant yerleştirilebilinir. (YANLIŞ)

İmplant'ı, eksik olan dişlerin yerine çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleri olarak tanımlayabiliriz. İmplant uygulaması sadece, yara iyileşmesini etkileyen bir sistemik hastalık ile kontrol altında olmayan kalp ve şeker hastalığı söz konusu ise yapılmaz.

11- Dişleri çamaşır suyu gibi temizlik ürünleri ile fırçalamak dişleri asla beyazlatmaz, çok sağlıksızdır. (DOĞRU)

Diş beyazlatma işlemi, mutlaka bir diş hekiminden profesyonel yardım alınarak yapılmalıdır. Kulaktan dolma bilgilerle diş beyazlatmaya çalışmak son derece yanlıştır.

12- Beyazlatma (bleaching) dişleri daha da sarartır. (YANLIŞ)

Beyazlatma işlemi, normal diş rengini daha da açmak için yapılır. Beyazlatmanın ilk yapıldığı dönemlerde kahve, çay ve sigara gibi dişleri renklendirecek etkenlerden uzak durmak gerekir. Beyazlatmayı yapacak hekimin tavsiyelerine uyulursa, beyazlatmanın hiçbir yan etkisi yoktur.

13- Diş taşı temizliği dişin minesine zarar verir. (YANLIŞ)

Diş taşı temizliği, uzman bir hekim tarafından doğru uygulandığı takdirde minenin zedelenmesine neden olmaz. Çünkü diş taşı temizliği işleminde diş dokusuna zarar verilmeden, diş yüzeyine ait olmayan oluşumlar (plak, diş taşı) uzaklaştırılır.

14- Diş taşları temizlendikten sonra daha çok diş taşı oluşur. (YANLIŞ)

Dişleri düzenli ve doğru fırçalamak diş taşı oluşumunu engeller. Altı ayda bir diş hekimi kontrolü sayesinde, iyi fırçalayamadığımız alanlarda oluşan diş taşları, hekim tarafından temizlenmiş olur. Bunun da dişe hiçbir zararı yoktur.

15- Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez. (YANLIŞ)

Ağız kokusu; çürük diş, diş eti hastalığı, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, sinüzit yahut üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanabilir. Bu hastalıkların tedavisi sonucunda ağız kokusu önlenebilir.

16- Diş röntgeni doğada alınan radyasyondan daha azdır. (DOĞRU)

Diş röntgenleriyle alınan radyasyon oldukça azdır. Bu radyasyon doğada alzi büyük olan macunların uzuınan radyasyondan daha azdır.

17- Hareketli protezler çamaşır suyuna konursa beyazlar. (YANLIŞ)

Hareketli protezleri çamaşır suyuna koymak zararlıdır. Çamaşır suyu, protezin kırılganlığını artırır, ömrünü azaltır. Protezler için özel temizleme tabletleri vardır ve onlar kullanılmalıdır.

18- Çekilen 20 yaş dişinin yerine diş yaptırmaya gerek yoktur. (DOĞRU)

20 yaş dişi çekildiyse, yerine protez diş yaptırmak gerekmez.

19- Diş fırçalarken diş etlerinin kanaması iyidir. (YANLIŞ)

Diş fırçalarken görülen kanamalar, diş eti iltihabının belirtilerinden biridir. Vakit geçirmeden bir diş hekimine başvurmak gerekir. Diş etlerinin, kanamadan dolayı fırçalanmaması sonucu, mevcut iltihabi durum şiddetlenecektir. Hastalar kanama olan bölgeyi daha iyi fırçalamalı ve diş hekimine tedavi için başvurmalı.

20- Diş ağrıyınca dişin üzerine aspirin, tütün, kolonya, rakı ve tuz koymak ağrıyı keser. (YANLIŞ)

Alkol ve alkol içerikli maddelerin diş ve dişeti bölgesine uygulanması sonucu dişetlerinde "alkol-aspirin yanığı" denilen komplikasyonlara neden olur. Dişlerin üzerine uygulanan diğer maddelerin (tütün, tuz gibi) de ağrı kesici özellikleri yoktur. Ağrı, ancak mevcut sorun giderildiğinde ortadan kalkar

21- Çekim için kullanılan lokal anestezikler morfindir ve bağımlılık yapar. (YANLIŞ)

Diş hekimliğinde kullanılan lokal anestezik maddeler morfin içerikli değildir ve alışkanlık yapmaz. Morfin, tıp alanında sınırlı vakalarda kullanılan bir ilaçtır.

22- Anestezi yurtdışından gelen morfinle yapılırsa ağrımaz. (YANLIŞ)

Günümüzdeki lokal anestezik maddeler belli standartlarda üretilmiştir. Avrupa malı olmasına gerek yoktur.

23- Erkek ya da bayan diş hekimleri arasında bir fark yoktur. Erkek daha iyi diş çeker diye bir durum yoktur. (DOĞRU)

24- Süt dişleri daimi dişlere sürme rehberliği yapar, zamanından önce dişler çekilmez. Süt dişleri düşecek de olsa dolgu yapılmalıdır. (DOĞRU)

Süt dişinin erken çekimi, alttan gelen daimi dişlerde çapraşıklığa ve çene kemiği gelişiminde bozulmalara neden olur. Bu nedenle düşecek de olsa dolgu yapılmalıdır.

25- Hamilelikte dişten kalsiyum çekildiğinden, dişetleri kanar. (YANLIŞ)

Hamilelik dönemindeki diş eti kanaması, dişten kalsiyum çekilmesi nedeniyle olmaz. Kanamanın nedeni, ağız bakımının yeterli sağlanmaması halinde hamilelikteki hormonal değişiklikler sonucu dişeti iltihabının oluşması veya mevcut dişeti iltihabının şiddetlenmesidir.

26- Her hamilelik bir diş götürür. (YANLIŞ)

Her hamilelikte diş kaybının gerçekleşmesi söz konusu değildir. Ağız bakımının tam olarak sağlanamaması, tedavi edilemeyen çürüklerin varlığı ve diş eti hastalıklarının ilerlemesi durumunda diş kayıpları görülür

27- Hamilelikte diş tedavisi bebeğe zarar verir. (YANLIŞ)

Aciliyet gerektiren diş tedavileri, hamileliğin her döneminde yapılabilir.

28- Çürük diş çekildikten sonra pis kan akıtılmalıdır, çekilen dişin yerini kanatmak iyidir. (YANLIŞ)

Diş çekiminden sonra, çekim boşluğuna hastanın yaptığı müdahaleler sonucu bölgenin sürekli kanatılması ya da pıhtının uzaklaştırılması, diş çekimi yapılan yerin iltihaplanmasına neden olur. Oluşan pıhtı korunmalıdır.

29- Diş teli sadece çocuklarda değil yetişkinlerde de kullanılır. (DOĞRU)

Ortodonti (tel tedavisi) alanındaki son gelişmeler sayesinde; tel tedavisi sadece çocuklara değil, erişkin hastalar için de uygulanabilir.

30- Ağrıyan dişi çektirip kurtulmak çözüm değildir. Dişi tedavi ederek mümkün olduğunca ağızda tutmak gerekir. (DOĞRU)

Çürük diş için mümkün olan her türlü tedavi uygulanmalı. Çünkü ne fonksiyon, ne de estetik yönünden hiçbir protez kendi dişinizden daha iyi olamaz".
haber7

AĞIZ KOKUSUNU GİDEREN 10 GIDA

29 Aralık 2008 08:56
Hem kokuyu hem çürümeyi engelliyor...
Uzmanlar, tüketilen kereviz, peynir, balık ve yeşil çay gibi hayvansal ve bitkisel besinlerin dişleri güçlendirirken, ağız kokusunu da giderdiğine dikkat çekiyor.

Kereviz: Kereviz dişleri iki yolla korur. Kereviz ekstra çiğnemeyi gerektiren bir yiyecektir. Bu ekstradan tükürük salgılamayı sağlar, bu da çürüklere neden olan bakterileri etkisiz kılar. Buna ilaveten lifli ya da sert yapıdaki doğal yiyecekler dişetlerine masaj yapar ve diş aralarını temizler.

Peynir: Peynir dişler için birden çok yarar sağlar. İlk olarak ağzın PH dengesini ayarlamaya yardımcı olur. Aynı zamanda çürüklere karşı koruyup, yeni çürükler oluşmasını engeller. Özellikle şekerli gıdalar alındıktan sonra yenilecek bir parça peynir, şekerin dişleri çürütme etkisini giderme açısından son derece önemli.

Yeşil Çay: Yeşil çayda bulunan katesin maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken aynı zamanda kansere karşıda etkili olur. Dolayısıyla ağız kanserlerine karşıda etkili bir maddedir. Bu madde aynı zamanda kötü ağız kokusuna neden olan bakterileri de ağızdan uzaklaştırmaya yardımcı olur.

Kivi: Vitamin C eksikliği dişetleri hassaslaştırabilir, bakterilere karşı daha dirençsizleştirebilir. Bu durumda da periodontal rahatsızlığa yakalanabilirsiniz. Bu durumla karşılamamak için yeterince C vitamini almalısınız ve bunun için kiviyi seçebilirsiniz, çünkü kivi diğer meyvelere göre daha fazla vitamin C içerir.

Yoğurt: Kalsiyum açısından zengin olan yoğurdun dişlere olan faydaları saymakla bitmez. Kalsiyum periodontal rahatsızlığı olan kişilerdeki diş kökleri iltihaplı cep sayısını azaltır. Kalsiyum, periodontal rahatsızlık dolayısıyla oluşmuş sallantılı ve gevşek dişleri iyileştirmede yardımcı olur. Kalsiyum, diş kayıplarını önlemeye yardım eder. Eğer sizde diş sağlığınızı düşünüyorsanız, kalsiyum deposu olan yiyecekleri tercih edin.

Maydanoz: Ağız kokusuna neden olan yiyecekleri tükettikten sonra biraz maydanoz çiğnemek hoş bir ağız kokusuna sahip olmanıza yardımcı olacaktır. Bu sayede ise kötü ağız kokusu maydanoz sayesinde hoş bir kokuya dönüşür.

Çilek: Çilek dişlere ve dişetlerine iyi gelir. Aynı zamanda diş taşlarından doğal yöntemle kurtulmanın formülünü taşımaktadır. İçinde bulunan çeşitli asitler diş diplerinde biriken taşları eritir. Diş taşlarının oluşumunu engeller.

Kuru Yemişler: Kuru yemişler ve çekirdekler dişi kaplayarak bakterilere karşı koruyucu bir tabaka oluşturan doğal yağlar içerirler. Bu yağlar diş minesinin güçlenmesine yardımcı olarak çürümelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlar ve çekirdekleri de kalsiyum içerir.

Elma: Elma, kabukla yenilmesi bir yandan dişlerin kuvvetlenmesini sağlarken, diğer yandan da içerisindeki maddelerle dişleri temizler. Elma, havuç gibi meyveleri ısırarak yenilmesi tavsiye edilir.

Balık: Balığın içeriğindeki fosfor, kemik ve diş dokusunun teme maddelerinden bir tanesidir. Bunlarda dişleri sertleştiren fosfor bulunmaktadır. Dolayısıyla daha sağlıklı dişler için haftada bir kez balık tüketilmelidir.

BUGÜN

b]İbn-i Sina’nın ağız kokusu formülü[/b]

Ağız kokusu problemiyle baş edemeyenlere çare çok eski bir kaynakta bulundu.

18 Mayıs 2009 04:53

İbn-i Sina'nın 'Tıp Kanunu' kitabında önemli bir yer ayrılan 'limon'un ağız kokusunu giderdiği belirtiliyor.

Limon kabuğunun faydalarını ele alan dünyaca ünlü bilgin, bu turunçgilin aynı zamanda cildi parlattığını, sivilce ve lekeleri giderdiğini vurguluyor.


Etiketler: limon sağlık ağız kokusu

takvim

AĞIZ KOKUSUNA MUCİZEVİ ÇÖZÜM!

19 Haziran 2009 08:54
Ağız kokusu olup olmadığını test etmenin en basit yöntemi...
Cevizin, kabuğuyla, içiyle, hatta perde tabir edilen iç bölümünde yer alan odunsu zarlarıyla bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.

Sağlıklı Beslenme Uzmanı Dr. Dilek Polat, kalp sağlığı açısından büyük önem taşıyan doymamış yağ asitlerini yüksek düzeyde içeren cevizin, kolesterol birikimini ve damar sertliğini önleyici etkisinin halk arasında artık daha iyi bilindiğini, bu nedenle damak zevkinin yanı sıra, birçok insanın sağlık nedenleriyle ceviz tüketmeye başladığını söyledi.

''Doğanın mucizelerinden'' cevizin farklı kullanımının ise iyi bilinmediğini ifade eden Polat, yaş ve kuru ceviz kabuklarının basit işlemlerle çok etkili sonuçlar vereceğini kaydetti.

GÜÇLÜ VE CANLI SAÇLAR

Dr. Polat, saç dökülmesine ve saçlarının yeterince canlı olmadığını düşünenlere cevizin kuru ve yaş kabuğunu öneriyor. Polat, 20 tane cevizin sert kabuğunu 1 litre suda 10-15 dakika kaynatarak elde edilen suyun saç durulamasında kullanılması durumunda, saçların dökülmesinin son bulacağını belirtiyor.

Taze cevizin yeşil kabuğunun az suyla kaynatılması sonucu macun elde edileceğini anlatan Polat, bu macunun da saç maskesi olarak kullanılabileceğini kaydediyor.

DİNLENME, TİROİD, AĞIZ KOKUSU

Sağlıklı yaşamak ve beslenmek isteyenlerin mutfaklarından cevizi eksik etmemeleri gerektiğini ifade eden Dr. Polat, şu bilgileri verdi:

''8 tane cevizi bir bardak suda 2 gün bekletin. Günde iki ceviz olmak üzere tüketin ve cevizleri içinde beklettiğiniz suyu da için, 4 günlük kür sonunda ne kadar dinlenmiş hissettiğinize şaşıracaksınız.

Cevizin arasında bulunan perdeleri atmıyoruz. 25-30 kadar ceviz perdesini bir litre suda güneş görmeyen bir yerde bir hafta bekletiyoruz. Sabahları aç karnına her gün bir bardak tüketiyoruz, tiroid hastalarına çok yardımcı olacaktır.

Ceviz yaprağını suda kaynatıp biraz zeytinyağı ekleyin. bu karışımla düzenli gargara yapıldığında ağız kokusu sorunu da ortadan kalkacaktır.''

Günde birkaç ceviz tüketmenin sindirim sistemi hastalıkları, öksürük, göğüs ağrıları gibi birçok şikayeti azaltığına işaret eden Dr. Polat, pürüzsüz bir cilt isteyenlerin de yine ceviz kabuğu suyundan yararlanabileceklerini kaydetti.

TEMİZ BİR NEFES İÇİN

Ağız kokusunu test etmek için beyaz bir bezi dilinizin üzerine yerleştirin. 10 saniye bekleyin ve sonra koklayın.

Dişlerinizi düzenli fırçaladığınız halde ağzınızda koku var ya da test yaptığınız bez sarı renge mi dönüştü? Dilinizde çok fazla bakteri birikiyor olabilir. Bunun için her gün yumuşak bir bezle dilinizi temizleyin, Yine de istediğiniz sonucu alamıyorsanız o zaman bir iltihap söz konusu olabilir. Diş hekiminize başvurun.

haber10

Ağzımız neden kuruyor

Ağız kuruluğu, tükürük salgılama fonksiyonlarının azalması sonucunda oluşur. Bunun rahatsızlık vermesi durumunda ne yapmamıız gerekiyor?

12 Temmuz 2009

Tükürük salgısındaki azalma ağızda oldukça ciddi sorunların oluşmasına yol açabilmektedir. Diş Hekimi Aslı Ercanlı Ünal, ağız kuruluğunun farklı birçok nedeni olduğu belirtiyor ve ağız kuruluğunun belirtilerini, nasıl tedavi edilebileceğini ve alınacak önlemleri şöyle açıklıyor.

Diş hekimi Ünal, ağız kuruluğunun nedenleri arasında yaşlılık, romatizmal hastalıklar, bağışıklık sistemi hasarı hormonal bozukluklar (şeker hastalığı), nörolojik bozukluklar gibi sistemik hastalıkların, kafein ve alkol tüketimi ve hamileliğin bulunduğunu belirtiyor.

Ağız kuruluğu nedeniyle bakteri plağı ve yiyecek artıklarının ağız içinde biriktiğini bunun da dişeti hastalıklarını ve çürüğü hızlandırdığını belirten Aslı Ercanlı Ünal, tükürüğün yıkama- temizleme mekanizmasının diş yüzeylerini temiz tutmaya yardımcı olduğunu, böylelikle çürük önlemede etkili olduğunu sözlerine ekliyor.

NASIL KONTROL ALTINA ALIRIZ


Sık sık su içilmeli

Şekersiz sakız çiğnenmeli

Sigara ve alkolden uzak durulmalı

Mutlaka burundan soluk alıp verilmeli, bunu engelleyen bir sorun varsa KBB uzmanı ile görüşülmeli

Gerekirse eczanelerden temin edilebilen yapay tükürük tabletleri kullanılmalı

Bakteri plağı kontrol altına alınmalı

Dudaklarda çatlak kuruluğa neden olur

Ağız kuruluğunun belirtileri ise şöyle:


Dilde yanma hissi

Özellikle kuru yiyecekler için yeme zorluğu

Konuşma zorluğu

Sık susama

Protez kullanmada zorluk

Dudaklarda çatlaklar ve kuruluk

Tat bozukluğu

Kötü ağız kokusu

yenişafak

Diş çürüğü kalp krizine neden olabilir

Diş çürüğünün insanlarda kalp krizine yol açabileceği, bağışıklık sisteminde bozukluğa neden olabileceği açıklandı.

19 Temmuz 2009 16:19

Almanya'da yayımlanan Bild am Sonntag gazetesinde yer alan haberde, ''Kötü bir diş, birçok rahatsızlığın kaynağı olabilir. Kalbi, kasları ve bağışıklık sistemini zayıflatabilir'' denildi.

Hamburg kentindeki bir klinikte diş uzmanı olan Dr. Jürgen Reitz, Almanya'daki yetişkinlerin yüzde 45 ila 60'ında diş eti iltihabı bulunduğunu belirterek, bakterilerin çene kemiğine ve diş köklerine saldırdıklarını, bunun sonucunda dişlerin döküldüğünü, bağışıklık sisteminin de böylece zayıfladığını ifade etti.

Reitz, ''Bakteriler kan dolaşımıyla vücudun her bir yanına ulaşır. Zatürreye ve kalp krizine de neden olabilirler. Hamile kadınlarda erken doğumlar gerçekleşebilir. Şeker hastalarında da kan şekeri değerleri bozulabilir'' dedi.

Stresten kaynaklanan diş gıcırdatmalarının da ense, sırt ve baş ağrılarına yol açabileceği uyarısında bulunan Reitz, bu nedenle spor ve çeşitli gevşeme yöntemleriyle stresin atılması tavsiyesinde bulundu.

haber7

ORUÇTA AĞIZ KOKUSUNDAN KURTULUN

19 Ağustos 2009 10:08
Uzun süreli aç kalınması, ağız kokusunu artırıyor. Peki bu ağız kokusunu nasıl giderilir? İşte ayrıntılar;
Ramazan ayında uzun süreli aç kalınması nedeniyle ağız kokusunun yoğunlaştığını söyleyen uzmanlar, yapılacak birkaç pratik müdahale ile bu olumsuzluktan kurtulmanın mümkün olduğunu belirtti. Uzmanlar, yemekten sonra dişlerin mutlaka fırçalanması, ayrıca çay ve kahve tüketiminin azaltılmasıyla Ramazan ayında ağız ve diş sağlığının korunabileceğini ifade etti.

Diş hekimi Burcu Çetinkaya, özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlarda, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği (balık kokusu gibidir), karaciğer yetmezliği gibi sistemik durumlarda ağız kokusunun görülebileceğini söyledi. Açlık, diyet, ağız kuruması, oruçlu olmak ya da sıvı gıda eksikliklerinde vücuttaki yağ ve proteinin çözülmeye başladığını açıklayan Çetinkaya, "Bu metabolizmanın yan ürünleri kötü ağız kokusu olarak yansır. Diş çürükleri, diş eti iltihapları, ağız kokusunun önemli nedenlerindendir." dedi.

Ağız içinde oluşacak herhangi bir enfeksiyonun bakteri üremesini artıracağı için daima ağız kokusuna neden olacağını vurgulayan Doktor Çetinkaya, diş ve diş eti hastalıklarının önemli ölçüde kötü koku yapacağını, ağız içindeki eskimiş köprü ve diş protezlerinin de zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara sebep olabileceğini ifade etti. Çetinkaya, bu durumlarda yenilenmesi gerekenlerin değiştirmesi, eksik olan dişlerin yerleri için gerekli tedavilerin de yaptırılması gerektiğini kaydetti.

YEMEKTEN SONRA DİŞLER MUTLAKA FIRÇALANMALI

Ramazan ayında uzun süreli aç kalınması nedeniyle ağız kokusunun yoğunlaştığını söyleyen Çetinkaya, bu tip şikâyetlerin ortaya çıkmaması için, oral dokuların kontrollerinin yapılması ve var olan etkenlerin uzaklaştırılması gerektiğini aktardı. Gece boyunca tükürük salgısının azaldığını ve ağzınızın içindeki yemek parçacıklarının uzun süre burada durduklarını belirten Çetinkaya, bu nedenle yemek yedikten sonra dişlerin ve dilin iyi bir şekilde fırçalanması, diş ipi veya ara yüz fırçaları kullanılarak dişler arasındaki bölgelerin temizlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ramazan ayında diğer aylara oranla tatlı çeşitlerinin daha çok tüketildiğini söyleyen Çetinkaya, tatlı çeşitlerinin akşam saatlerinde daha çok atıştırıldığını, kahve, çay gibi içeceklerin daha çok tüketildiği için bakterilerin artması ve dolayısıyla çürüklerin oluşmasının da hızlandığını sözlerine ekledi.
haber10

Ağız kokusu böbrek yetmezliği ve şeker habercisi
08:05 - Burcu Çetinkaya, birçok nedenden dolayı meydana gelen ağız kokusunun (halitozis), hastalık olarak tanımlanmasa bile önemli hastalıkların habercisi olabildiğini söyledi. Özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlarda, şeker hastalığı (aseton kokusu gibi), böbrek yetmezliği (balık kokusu gibi), karaciğer yetmezliği gibi sistemik durumlarda ağız kokusunun görülebileceğini belirten Çetinkaya, uzmanlarca öncelikle ağız kokusunun nedeni araştırılarak ona göre tedavi yapılması gerektiğini vurguladı. 23.08.2009 BURSA
netgazete

Ağız Kokusundan Kurtulmanın Yolu
4.04.2010

Karşınızdaki insanı rahatsız etmeden konuşabilmek, hem kişinin özgüvenini artırır hem de toplumda saygı uyandırır. Bunun için neler yapmalı?

"İnsan ilişkilerinin ön plana çıktığı iletişim çağında birey olarak dış görünüme verdiğimiz önem kadar, hem sağlık hem de görüntü olarak ’vücudumuzun aynası’ konumundaki ağız ve dişlerimize gereken önemi göstermek durumundayız."

Diş Hekimi Berna Tekinel bu sözlerle başladı ağız kokusunu anlatmaya.

Ağız kokusunun ne olduğu, nelerden kaynaklandığı, nasıl giderileceği ve kokusuz bir ağızın nasıl korunacağı sorularını yanıtlayan Dt. Berna Tekinel, sağlıklı bir ağız için öncelikle çaba sarfetmek gerektiğinin altını çizdi.

Dt.Tekinel şunları söyledi:
"Uygar ve sağlığına önem veren bir insanın ağzının, ilk azı dişlerinin sürmesinden (6 yaşa karşılık gelir) sürekli dişlerin dökülmesine kadar, hergün bakıma ve diş hekimi kontrolüne ihtiyacı vardır. Ağzın sindirim sisteminin ilk bölümü olması, bakımlı olmasını gerektiren nedenleri bir kat daha artırır.

Güzel bir ağız ile korkmadan gülebilmek, karşınızdaki insanı rahatsız etmeden konuşabilmek, hem kişinin özgüvenini artırır hem de toplumda saygı uyandırır."

Toplumda ağız bakımına yeterli önemin verilmediğini vurgulayan Dt.Berna Tekinel "sosyal yaşam içinde bireyler bu bakımsızlıktan ya da bazı sistemik sebeplerden kaynaklanabilen ağız kokusundan şikayet ederler" dedi.

Tıbbi anlamda nedeni belli olmayan daimi ağız kokusuna "halitosis" denildiğini de kaydeden Diş Hekimi Bernal Tekinel, bir çok insanın rahatsız olduğu ağız kokusuna ilişkin olarak şöyle konuştu:

Ağız Kokusunun Nedenleri
1-)Bakımsız bir ağız ve bunun sonucu oluşan iltihaplı diş etleri, çürük dişler, kırık dişler, kronik apseler, kötü konumlanmış ve yapılmış protezler, çapraşık dişler, ağız içi lezyonları, paslı bir dil (sigaraya bağlı),

2-)Nazo-Farengial bölgedeki lezyonlar, iltihaplanmalar, ülserli alanlar ya da burun boşluğuna kaçan bazı cisimciklerin kokuşması,

3-) Sindirim yolundaki obsesyon (darlık) ülserasyon ve tahrişe bağlı kokular,

4-)Metabolik bozukluklar sonucu oluşan kokular ki örneğin; üremideki amonyak kokusu, diabette nefesin aseton kokması (ileri derecede), kronik karaciğer hastalıklarında duyulan kokular vb.

5-) Bazı gıdaların yenmesine ve içilmesine bağlı kokular (bunlar nedene bağlı kokular olup bu gıdaların alınmaması, şikayetin geçmesi için yeterlidir) ağız kokusu nedenlerindendir.

Ağız Kokusundan Kurtulmak İçin Neler Yapılmalı?
Ağız kokusu hastalık değil, bir hastalığın belirtisidir.

Dolayısıyla nedeninin bulunup tedavinin ona göre yapılması gerekir.

Yapılan araştırmalar ağız kokusunun bir çok kimsede yerel etkenlere bağlı olarak oluştuğunu göstermiştir. Bunların büyük bir bölümünü de ağız ve dişler oluşturur.

Ağız kokusu olan birey öncelikle bir diş hekimine başvurmalıdır.

Hekim tarafından ağız içi muayene edilir. Eğer çürük bir diş mevcut ise tedavisi yapılır.

İltihaplı diş etleri söz konusu ise bu alanlar kürete edilir, diş taşları temizlenir.

Uygunsuz yapılmış protezler mevcut ise hastaya değiştirilmesi için bilgi verilir.

Tüm bu işlemler bittikten ve diş bakımı eğitimi verildikten sonra hasta kontrole çağırılır.

Bu süre içinde ağız kokusu şikayeti geçmiş ise tedavi başarılı olmuştur.

Bireyin ağız kokusu şikayeti, yapılan işleme rağmen devam ediyorsa başka bir neden düşünülür ve konsültasyona gidilir.

Sağlıklı Ağıza Nasıl Sahip Olabiliriz?
1-)Senede 2 kere diş hekimine başvurmalı, ağız ve dişlerimizi kontrol ettirmeliyiz. Diş fırçalama teknikleri ve ağız bakımında kullanılan malzemeler hakkında bilgi almalıyız.

2-)Hergün en az 2 kere 3’er dakikamızı diş bakımına ayırmalıyız.

3-)Fırçamızı düzenli aralıklarla yenilemeliyiz (ortalama 3 ayda bir)

4-)Eğitimin başladığı ortam ailedir. Çocukları daha süt dişleri çıkarken diş hekimi ile tanıştırmalıyız.

Fırçalama Tekniği Nasıl Olmalıdır?
Dişler arasında ve üzerinde kalan besinlerin uzaklaştırılmasında diş fırçalarından, diş aralarını temizleyen fırçalardan, diş ipliklerinden ve kürdandan yararlanılır.

Diş fırçalamada kesin ve katı kurallar yoktur.

Genelde fırçalama teknikleri içinde en çok benimseneni orta sertlikte, kıl uçları düzgün sonlanan, sentetik kıllı bir fırça ile, her diş bölgesinden 4-5 kez geçerek hafif titreşim hareketi ve diş etinden dişe uygulanan tekniktir.

Önemli olan, besinlerin dişler üzerinden uzaklaştırılabilmesidir. Bu olay da, uygun teknikle ve düzenli olarak diş fırçalamakla sağlanabilir.
TRT

Gereksiz antibiyotik, dişlere de zararlı
Bir çok hastalığın tedavisini zora sokan bilinçsiz antibiyotik kullanımının bugüne kadar bilinen zararlarına bir yenisi daha eklendi. Uzmanlardan, çocuklukta daimi dişlerin oluşması sırasında kullanılan tetrasiklin grubu antibiyotiklerin, dişlerde renklenmelere neden olduğu uyarısı geldi. 10.07.2011 ANKARA netgazete
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> HASTALIKLAR/ŞİFALAR Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com