EntellektuelForum Forum Ana Sayfa EntellektuelForum

 
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   KayıtKayıt 
 ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Somali

 
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS!
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
admin
Site Admin


Kayıt: 31 Arl 2006
Mesajlar: 831
Konum: Belarus

MesajTarih: Pts Ksm 05, 2007 8:12 am    Mesaj konusu: Somali Alıntıyla Cevap Gönder

Eş Şebab Somali'de askeri merkeziele geçirdi : En az 30 asker öldü
03 Eylül 2017

Bölge sakinlerinden ve görgü tanığı bir gazeteciye göre militanlar merkezi ele geçirdi. Kismayo hastanelerine de 20’den fazla yaralı asker getirildi. Öte yandan, örgüte bağlı somalimemo.net haber sitesinde yer alan habere göre, örgütün Bula Gudud’daki askeri merkezi hedef aldığı intihar saldırısı ve ardından çıkan çatışmada 30’dan fazla asker hayatını kaybetti.

Saldırının ardından merkezin örgüt tarafından ele geçirildiğine dikkat çekilen haberde, örgütün askeri malzemelerin yanı sıra iki askeri araca da el koyduğuna değinildi.
Ana Haber

Kenya'da üniversite baskını: En az 147 öğrenci öldü
2 Nis 2015

Kenya'da Eş Şebab militanları Garissa kasabasındaki üniversite kampüsünü bastı. En az 147 öğrenci öldü, 500'den fazla öğrenci kurtarıldı.

Kenya'da Eş Şebab militanları ülkenin kuzeydoğusundaki Garissa kasabasında bulunan üniversite kampüsünü bastı. Kenya İçişleri Bakanı Joseph Nkaiserry, en az 147 öğrencinin öldüğünü, 79'unun yaralandığını açıkladı. Saldırganlardan da 4'ü öldürüldü.

Kenya polisi, saldırganların yurtlarda ayrım gözetmeksizin ateş açtığını söyledi.

Yetkililer, kampüste 815 öğrencinin olduğunu tahmin ediyor. 500'den fazlası kurtarılmış durumda ve kuşatma ortadan kalktı.

Somali merkezli Eş Şebab örgütü, kampüsteki Hıristiyanları rehin aldıklarını açıkladı. Saldırıya gerekçe olarak da Kenya’nın Somali’de askerlerinin bulunması gösterildi.

El Kaide’yle bağlantılı örgütün sözcüsü Şeyh Ali Mahmud Rage, “Kenya Somali’yle savaşta. Adamlarımız oradaki kişilerin bir kısmını, Müslümanları serbest bıraktı. Diğerlerini rehin tutuyoruz. Görevleri Şebab’a karşı olanları öldürmek.” dedi.

Kıyafetlerini dahi giyemeden kaçan öğrencilerin bir kısmı, çevredeki araçlara sığındı.

Al Jazeera'ye konuşan polis sözcüsü Zipporah Mboroki krizin sürdüğünü ve saldırganların içeride olduğunu söyledi. "Saldırganlar üniversitenin girişindeki bekçileri vurdular. Polis memurları ateşe yanıt verdi ama saldırganlar yurda girdi. İki bekçi öldü. Ancak şu an kaç öğrencinin öldüğünü söyleyemiyoruz" dedi.
Garissa Üniversitesi kampüsü, Somali sınırına 200 kilometre uzaklıktaki Garissa kentinin üç kilometre dışında bulunuyor.

Ülkede Eylül 2013'te başkent Nairobi'de bir alışveriş merkezi baskınında en az 67 kişi hayatını kaybetmişti. Saldırıyı Kenya'nın Somali'deki askeri varlığına misilleme yaptığını iddia eden Eş Şebab örgütü üstlenmişti.
Kaynak: Al Jazeera

Mogadişu'da bir otele bombalı eylem: en az 12 ölü
20 Şubat 2015



Habertürk'ün haberine göreİ Somali'nin başkenti Mogadişu'da bir otele düzenlenen bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 12'ye yükseldiği bildirildi. Hayatını kaybedenler arasında bakan ve siyasetçi de bulunuyor

Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre, Mogadişu'nun merkezinde bulunan "Central Hotel"e 2 intihar eylemcisinin bomba yüklü araçlarla düzenlediği saldırıda eylemcilerin yanı sıra aralarında Limanlar ve Deniz Ulaştırma Bakanı Nur Ferah Hirsi ve Delcir Partisi Genel Başkanı Abduşşekur Adem'in de yer aldığı 10 sivil hayatını kaybetti.

Yaralananların arasında Başbakan Yardımcısı Muhammed Ömer Arten, Bel'ad Valisi Muhammed Mahmud Senay ve Milletvekili Abdulkadir Ali Ömer'in de yer aldığı belirtildi.
haber93

Somali… İnsanlığın Yüz Akı!
Tarık Sezai KARATEPE
25 Eylül 2009

Şu kıyılar var ya!
Tevhid’i teslis’e, hakk’ı batıl’a tercih edenlerin sesleriyle yankılanır. Zeyla derler buralara.
Emin Bir Kral’ın misafirlerini karşılar. Necaşi’nin, ‘dünya bir yana gelse teslim etmeyeceği’ konuklarıdır, onlar.
Hicret’in manasıdır, çilenin mayası… bu diyarlar. Bilal yüzlüler, selama koşarlar. İz süren cahiliye artığına vermez kardeşlerini, Necaşi.
O gün bu gün özgürlüğe sevdalıdır, gayeye tutkulu…
Yay gibi gerilmiş bir coğrafyadır, Somali. Kuzey’i ve Güney’i kavramıştır, haritada. Hamidir, onlara.
‘Eski Kıta benden sorulur!’ der gibidir. Yapar vazifesini, yüz yıllarca.
Mekke’den gelen haber, önce burada yankılanır. Davudi sesiyle Bilal, çağırır Kenyalıyı, Tanzanyalıyı, Ugandalıyı…
‘Haydin kurtuluşa!’ der. Köle gittiği Hicaz’dan, hür döner vatanına. İşkence Ebu Cehil’den, inkar Leheb’den kalmıştır. Kazanılmıştır bir imtihandır, kızgın güneş altında: ‘Ehad, Ehad!’
Yerlinin toprağını alıp haç’ını bırakan Avrupalı, sert kayaya çarpmıştır, bu kez. Ufalır, kocaman adamlar(!)
Kızıl Deniz, emindir. Nil bir başka akar. Suyun sahibi Firavun değildir. Emanettir insana, Yaradan’dan.
Bakir topraklar yerlilerindir. Bugünden sonra Senegal Limanı, evinden koparılan babaları, bir daha uzak illere uğurlamayacaktır.
Köleliği ayağının altına almıştır, Kutlu Önder. İnsanlığın anayasasıdır, Veda Hutbesi!
“Anaların özgür doğurduğunu kim köleleştirebilir?” nidası duyulur, Ömer’den.
Masal değildir, yaşanan. Destan olamaz, gerçek kahraman! Nehirler oynak balıklarla daha bir şen, dağ başları huzurun iklimidir.
Ormanlar, gemilere yüklenen tomrukların altında can veren öz sahiplerini hatırlar. Geride kalmıştır, tarlasında ırgat olmak.
Ürettiğini korsana kaptırmak tarihe karışmıştır. Komprador, çıkamaz insan içine. Adil bir fetihtir, eşit bir dağılım.
Yerli diller, Arapça’ya karışır namaz ikliminde. Karışmaz ne konuştuğuna, Medineli ensari, Mekkeli sahabi.
Haykırır, tüm kıtaya: Diller, renkler ve tenler Allah’ın ayetlerindendir. Karışan, Yaradan’ın sınırlarını çiğner, açıkça.
Mogadişu kucak açar dünyaya: ‘Edebiyle gelen baş tacıdır, yok haddi aşarsa ibretlik bir son bekler, bu limanda.’
Selçuklu’nun adı duyulur, Osmanlı’nın kendi gelir. Kuzey, Güney’e dost; Güney, Kuzey’e müttefik. Tek gözlü korsanların hevesi kursağında kalır. Afrika, adilce bölüşür Yaradan’ın nimetini.
………………………
Adına Hutbe Okunan Abdulhamid Sultan’ın gözbebeği topraklar, nakus gürültüsüyle inledi, günün birinde. Su uyur, düşman uyumazdı.
Nimetin, elden gidince anlaşılırdı kıymeti. Hasta Adam(!) fethi unutmuş; salgın, vücuda yayılmıştı. En iyi savunma saldırıydı ve ‘Cennet kılıçların gölgesi altında’ydı.
Tabiat boşluk kabul etmezdi ve işgal, fethin yerini doldurmuştu.
Bin iki yüz yıllık refah beldesi, korsan naralarıyla yerle bir oluyor; ırmaklar kirleniyor, dağlar üç gram altın için patlıyor, sokaklar yaban adamların ‘mal bulmuş mağribi’ tavırlarına alışıyordu.
İtalyan güneyden, İngiliz kuzeyden, ayırmıştı ülkeyi. On yıllar acı ekti, göz yaşı biçti.
……………………..
Altmış Dokuz’da, elinde büyüttüğü Berri’yi ülkeye saldı, İtalya. Otuz yıl sonra, Karzai’yi Afganistan’a yolladığı gibi.
İthal bir ajandı, tanıdık bir plancı. Sosyalistti. Lakin yaptığı benziyordu, Anadolu’dakine:
Somalice, Arap harfleriyle yazılıyordu. Köküne bağlıydı, halk. Yürümezdi böyle, devrim amacına ulaşmazdı. Latin alfabesi yetişti imdadına(!)
Önce alfabe, sonra terazi, sonra takvim, sonra kıyafet değişti. Nihayet yakın düşman tehdidi(!), en yakın düşmanla ittifak!
Yeryüzünün zalimleri sıralamada hiç şaşmadılar.
Daha şehit dedelerinin kanı kurumadan, torunları, Berri’nin darağaçlarında sallandı. Kodeslerinde can verdi. Kabustu, sokağa çöken. Karabasandı, bulvarlara yayılan.
İtalyan’a, İngiliz’e karşı verilenden daha fazlası şühedaya karıştı.
Önce danışıklı dövüşle, birden fazla ülkeyle harbe tutuş; genç nüfusu azalt. Devrim mahkemeleri kur. Alimlerini kurşuna diz.
Sonra ateş aç, halkın üstüne. Katlet, gözünü kırpmadan. Kalanlarını kaldır ortadan.
Yeryüzünde yirminci yüzyıl için emperyalizmin buyurduğu bu demek. Ülkeler farklı, planlar dakik, titiz, aynı!
Hicret’in Yurdu, bu kez zalimden kaçış için yollardaydı. Denize düşen yılana sarılırdı. Etiyopya insan seli, Etiyopya çaresizlikti, Somali için.
İç savaş şartlarını hazırlayıp, kaçtı Berri. Silahlar, saklandıkları yerden çıkarıldı. Yağlandı sinsice. Pat patlar sağa sola saçıldı, birbirine düştü mü’minler.
Kuraklık ve kilise… Pusuda bekleyen misyonerler. Alıp götürdüler, Hicret’in Çocuklarını.
Orada edindiği tecrübeyle Bosnalı çocuğa da haç takmıştı, Avrupalı. Soyadını taşıyan herkesi yok et, çaresiz kalanı kendine benzet!
………………………..
Askeri üs lazımdı, coni’ye. Oradan kan dökecekti bölgede, at hırsızı kovboy! Fırsat bu fırsattı ve fırsat ganimetti.
Hesaba katılmayan bir şey vardı:
Şehitlik bir rütbeydi ve şehadete koşan bir mü’minden daha güçlü bir silah yoktu. Seyyid Hasan ile Seyyid Muhammed’in kahramanlıklarıyla uyumuştu bebeler, ninni yerine.
Anadolu’da Battal Gazi, Ulubatlı… ne ise, Somali’de Hasan ile Muhammed o idi. Direnişin sembolüydü ikisi, yüz yıl önceden.
Yirmi yıl direnen iki yiğitti, çöllerde. Dağıstan’da otuz yıl direnen Şamil ile Murat gibi.
……………………
Bugün bir imtihandır, Somali’de, semadan inen. Hedefe koşan iki kişi okusa, ‘….Dağılmayın, parçalanmayın!’ emrini…. Gelecek günler, umuttur Somali’de.
Fitne MOSSAD’dır, CIA’dır, KGB’dir. Kol gezer sokaklarda. Birbirine düşürür, Yaradan’ın kardeş kıldığını.
Zeyla Limanı aziz konuklarını bekler. Bilal’i özler, Bilal yüzlüler. Yokluğa ve kıtlığa inat, kovar zalimi toprağından. Şimdi evi onarmaktır, vazifesi.
Kanı durduran, kazanır ecri. Sevinir, evine döner mülteci. Tarihi tersine çevirmektir, vazifesi. Zalimi kovmuş, sıra haine gelmiştir.
Yakındır, İza Ca’daki müjdesi!
aktifhaber

Korsanlar ABD Donanmasına Saldırdı
08 Mayıs 2009

Somali açıklarında korsanların bir ABD donanma destek gemisine saldırdığı bildirildi.

ABD donanmasının 5. Filo sözcüsü Teğmen Nathan Christensen, Somali'nin doğu kıyısının 160 km açıklarında, korsanların "USNS Lewis and Clark" gemisine bir mil kadar yaklaştıklarını, ancak geminin hızını artırarak olay yerinden uzaklaştığını söyledi.

İki korsan teknesinin gemiyi bir saatten fazla izlediği ve zaman zaman hafif silahlarla ateş açtığı, ancak geminin silahların menzili dışında olduğu için isabet almadığı kaydedildi.

Saldırıya uğrayan gemide, son zamanlarda yakalanan korsanlar hapiste tutulmuştu

Somalili korsanlar, Ukrayna gemisini kaçırdı

Somalili korsanların, BM kargosunu taşıyan bir Ukrayna gemisini kaçırdıkları bildirildi. İsminin Hüseyin olduğunu söyleyen bir korsan, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada, "Üzerinde BM logoları bulunan araçlarla endüstriyel donanım taşıyan gemiyi kaçırdık. Arkadaşlarımız şu anda güvertede" diye konuştu. Liman ve BM yetkilileri henüz konuyla ilgili açıklama yapmadı. 02.05.2009 MOGADİŞU netgazete

Somali'deki havan saldırısını Eş Şahab üstlendi

13 Nisan 2009 Somali'de ABD Kongre üyesi Donald Payne'ın uçağı kalkarken havaalanına yapılan saldırıyı, el Kaide bağlantılı eş Şahab örgütü üstlendi.
Eş Şahab sözcüsü Şeyh Hüseyin Ali, Reuters'a yaptığı açıklamada "kongre üyesini hedef almak için havaalanına (havan) atışı yaptık" dedi.
Polisin verdiği bilgiye göre, Payne'in uçağı Mogadişu'dan kalkışa hazırlanırken havaalanına bir havan mermisi düştü.
Uçak kalktıktan sonra da alana 5 havan mermisi daha düştüğü, ölen ya da yaralanan olmadığı bildirilmişti. netgazete

Somali'de bir milletvekili öldürüldü

16 Nisan 2009 Somali'nin başkenti Mogadişu'da, bir milletvekili öldürüldü.
Somali Parlamentosu Başkan Yardımcısı Osman İlmi Bokore, milletvekili Abdullahi Abtidun'un, sokakta beklerken seyir halindeki bir araçtan açılan ateş sonucu öldüğünü açıkladı.
Abtidun, Somali'de yeni hükümetin kurulduğu ocak ayından bu yana ölen ilk parlamento üyesi oldu. Somali'de, bu ay 2 milletvekiline daha saldırı düzenlenmiş ve saldırılardan milletvekilleri yaralı olarak kurtulmuşlardı. netgazete

Korsanlar 21 Amerikalının bulunduğu gemiyi kaçırdı
12:15 - Kenya'daki diplomatlar, Danimarkalılara ait olan ancak Amerikalılar tarafından işletilen konteyner gemisinin Hint Okyanusu'nda kaçırıldığını söyledi. Merkezi Kenya'daki bölgesel denizcilik grubu yetkilisi Andrew Mwangura, 17 bin tonluk geminin Somali'nin başkenti Mogadişu'nun 400 mil açıklarında Hint Okyanusu'nda kaçırıldığını ifade etti. Mwangura, gemideki 21 kişilik Amerikalı mürettebatının güvende olduğunun tahmin edildiğini açıkladı. 08.04.2009 NAİROBİ netgazete

Korsanlar ABD'ye Meydan Okudu
10 Nisan 2009

ABD korsanların rehin tuttuğu kaptanı kurtarmak için müdahele edeceğini duyurdu korsanlar 'kan çıkar' dedi.

Somali açıklarında ABD bandıralı bir gemiyi kaçıran korsanların, Amerikan deniz kuvvetlerinin, rehin tuttukları geminin kaptanı nedeniyle kendilerine saldırması durumunda savaşacakları bildirildi.

Korsanlardan biri, Reuters ajansına uydu telefonuyla, Richard Phillips'i geminin cankurtaran botunda rehin tutan 4 korsan adına yaptığı açıklamada, "Güvendeyiz ve Amerikalılardan korkmuyoruz" dedi.

Somalili korsan, saldırıya uğrarlarsa kendilerini savunacaklarını kaydetti.

Somali açıklarında kaçırılan ABD bandıralı geminin mürettebatından birinin, korsanlarca geminin cankurtaran botunda rehin tutulduğu bildirilmişti.

Mürettebattan Colin Wright, Associated Press'e yaptığı açıklamada, "Somalili korsanlar bir mürettebat üyesini cankurtaran botunda tutuyorlar ve bu mürettebatı kurtarmaya çalışıyoruz" demişti. Korsanların elindeki kişinin kaptan olup olmadığının sorulması üzerine Collin şimdilik başka bilgi veremeyeceğini söylemişti.

CNN'in haberinde ise geminin ikinci kaptanı Ken Quinn'in, kaptanın, korsanların elinde olduğunu ve diğer mürettebatın, korsanlarla pazarlık yaptığını söylediği belirtilmişti.
aktifhaber

Korsanlar belçika gemisini kaçırdı
18 Nisan 2009
Somalili korsanların, Belçika bandıralı bir gemiyi kaçırdığı bildirildi. Gemide 10 kişilik mürettebat bulunduğu belirtiliyor.

Korsanlardan biri, telefonla Reuters'a yaptığı açıklamada, Pompei adlı geminin Haradheere limanına götürüleceğini söyledi.
haber7

Somali'de çatışmalar şiddetlendi
02 Kasım, 2007
Adam Mynott
BBC Nairobi


Somali'de, geçici hükümeti destekleyen Etiyopya askerleri ile isyancılar arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Çatışmalar sabahın erken saatlerinde Somali'nin başkenti Mogadişu'da patlak verdi.

Etiyopya askerlerinin, kentin üç bölgesindeki isyancılara yönelik saldırılar düzenlediği belirtiliyor.

İsyancıların bağlı bulunduğu Şeriat Mahkemeli Birliği, geçen yıl kısa bir süre ülkenin orta ve güney kesimlerini kontrol altına almıştı.

Ancak daha sonra komşu Etiyopya askerlerinin de yardımıyla, isyancıların büyük kısmı ülkeden çıkarıldı.

Kalanlar ise bu yıl başından bu yana gerilla taktikleri izleyerek, ülkedeki Etiyopya askerlerine yönelik saldırılar düzenliyor.

İsyancılara yer yer, bölgedeki sivillerin de katıldığı, Etiyopya askerlerine atış açtıkları haberleri geliyor.

Mogadişu'da bugüne kadarki en şiddetli çatışmalar hafta sonu meydana gelmişti.

Birleşmiş Milletler'e göre, 90 bin kişi Mogadişu'yu terk etmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler ayrıca, ülkenin son yıllardaki en ciddi insani krizle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor.
aftaki çatışmalarda 90 bin kişi başkent Mogadişu'yu terk etmek zorunda kalmıştı.

Bir gemi daha kaçırdılar
Aden Körfezi'nde Mısır bandralı bir kargo gemisinin deniz korsanları tarafından ele geçirildiği bildirildi.

Mısırlı yetkililer, 6 bin ton gübre taşıyan Blue Star isimli geminin Kızıldeniz'i geçip Aden Körfezi'ne girdikten bu sabah 28 kişilik mürettebatıyla kaçırıldığını duyurdu.

Açıklamada, geminin serbest bırakılması için "bölgesel ve uluslararası kurumlarla" temas içinde olunduğu ifade edildi.

kenthaber

Somali'de iki gemi daha kaçırıldı

Son 2 gün içinde Somali açıklarında içinde kimyasal maddeler bulunan 2 tankerin korsanlar tarafından kaçırıldığı bildirildi.26 Mart 2009 18:52

Uluslararası Denizcilik Bürosu'nun (IMB) sözcüsü Cyrus Mody, Panama bandıralı geminin dün, Bahama'ya kayıtlı geminin ise bu sabah kaçırıldığını açıkladı.

IMB, gemi sahipleriyle irtibata geçilmesine çalışıldığını kaydetti.

haber7

Somalili korsanlar, kaçırdıkları Norveç gemisini, fidyenin ödenince serbest bıraktı

11 Nisan 2009 Somalili korsanların, kaçırdıkları Norve ç gemisini, fidyenin ödenmesinin ardından serbest bıraktıkları belirtildi.
Salhus denizcilik şirketi sözcüsü, 23 kişilik mürettebatı bulunan "Bow Asir" adlı 23 bin tonluk kargo gemisinin serbest bırakıldığını doğruladı ancak detaylı bilgi vermedi.
Bir korsan Reuters ajansına telefonla verdiği bilgide, "Norveç gemisindeki korsanlar fidyeyi aldı ve şimdi hepsi Haradheere limanında benimle birlikte" dedi.
Mart ayının sonunda kaçırılan geminin serbest bırakılması için ödenen fidyenin 2.4 milyon dolar olduğu belirtildi. netgazete

Korsanlığın Perde Arkası
Dünya Bülteni

Obama, 10 Nisan Çarşamba günü Somalili korsanlar tarafından rehin alınan Amerikan kargo gemisi kaptanı Richard Phillips'in 13 Nisan Pazartesi günü kurtarılmasından hemen sonra Somali sahillerinde yaşanan korsanlık olaylarının üstesinden geleceğine dair söz verdi. Amerikan operasyonu sırasında üç Somalili korsan hayatını kaybetti. CBS News'de yer alan bir habere göre sağ olarak yakalanan19 yaşındaki Abdulvali Musi adındaki genç, Amerika'da New York'taki bir mahkemede yargılanacak.

Merkez medyanın gündeminde korsanların hikayesi varken korsanlığın temel nedenlerini sorgulayan tartışmalara nadiren rastlanıyor. Ocak ayında "Somali'de İki Korsanlık: Dünya Niçin Diğerini Görmezden Geliyor?" (The Two Piracies in Somalia: Why the World Ignores the Other?) başlıklı bir makale yayınlayan Muhammed Abşir Waldo'yla Amy Goodman'ın Democracy Now'da yaptığı söyleşi:

Amy Goodman: Obama, 10 Nisan Çarşamba günü Somalili korsanlar tarafından rehin alınan Amerikan kargo gemisi kaptanı Richard Phillips'in 13 Nisan Pazartesi günü kurtarılmasından hemen sonra, Somali sahillerinde yaşanan korsanlık olaylarının üstesinden geleceğine dair söz verdi. Amerikan operasyonu sırasında üç Somalili korsan hayatını kaybetti.

Bazı askeri analistler, ABD donanmasına ait savaş helikopterlerinin Somali sahillerinde daha fazla devriye görevi yapmasına ilave olarak Somali içlerindeki korsan üslerine saldırılmasını önerirken diğerleri kara harekâtına karşı çıkıyor. ABD Kongre üyesi Donald Payne, Pazartesi günü Somali'nin başkenti Mogadişu'ya bir ziyaret düzenleyerek korsanlığın "onlarca yıl süren istikrarsızlığın bir semptomu" olduğunu söyledi. Somali'den ayrılırken uçağına hava topuyla ateş edildi. Bu olay, bir korsanın, adamlarını öldüren Birleşik Devletlerden intikam yemini etmesinden hemen sonra yaşandı.

ABD eski BM büyükelçisi John Bolton, Fox News'e ABD'nin Somali'yi işgal etmek için gönüllü bir koalisyon kurması gerektiğini söyledi.

Bu arada, Somali sahillerindeki balıkçılar ve balıkçılıkla geçimini sağlayan iş çevresi, Somali sularındaki Amerika ve diğer ülke donanmalarından sıkıntı çekmeye başladılar.

Görüntü kaydındaki bir Somalili balıkçı: Amerikan donanması, bizler balık avlarken gelip tutuklama yapıyor. Savaş gemileriyle karşılaşıyoruz ve korsan olduğumuzdan şüphelendikleri için zaman zaman helikopterleri gönderip fotoğraflarımızı çekiyorlar. Korsan değiliz biz.

Görüntü kaydındaki bir Somalili işadamı: İnsanlar askerlerin varlığından dolayı kaygılanıyor çünkü iş yapmayı güçleştiriyor. Denizde devriye görevi yapan pek çok gemi var ve korsanlık yaptıkları düşüncesiyle ticaret gemileri her geçen gün daha fazla kontrole tâbi tutuluyor.

Muhammed Abşir Waldo, Somali kökenli bir danışman ve analist. Somali kökenli bir Kenyalı. Ocak ayında "Somali'de İki Korsanlık: Dünya Niçin Diğerini Görmezden Geliyor?" (The Two Piracies in Somalia: Why the World Ignores the Other?) başlıklı bir makale yayınlamıştı. Mombasa'dan telefonla programımıza katılıyor.

Muhammed Abşir Waldo: Merhaba. Teşekkür ederim.

Amy Goodman: Bize katıldığınız için teşekkür ederiz. İki korsanlık türü hakkında ne düşündüğünüzden bahseder misiniz bize?

Muhammed Abşir Waldo: İki korsanlık, orijinal olanı, yabancı balıkçı teknelerinin yaptığı korsan avcılıktır ki aynı zamanda sanayi atıklarını, zehirli atıkları ve bildirildiğine göre nükleer atıkları da bunlar boşaltmaktadır. Çoğu zaman, her iki işi yapanların yine bu aynı balıkçı tekneleri olduğu hissini taşıyoruz. Tüm bu problemler işte bu korsanlık sonucunda başladı.

Diğer korsanlık ise gemi korsanlığı. Somali'nin deniz kaynakları talân edildiğinde, suları atıklarla zehirlendiğinde, balıkları çalındığında - ve tüm ülkede yoksulluğun kol gezdiği bir durum söz konusu - balıkçılar artık başka imkanlarının yahut kaynaklarının olmadığı hissiyle korsan avcılık yapan ve zehirli atık boşaltan o aynı ülkelerin malları ve gemilerini hedefe koydular.

Amy Goodman: Makalenizde, yasadışı, bildirilmeyen ve düzenlemeye tâbi kılınmayan Avrupalı balıkçı filolarından bahsediyorsunuz.

Muhammed Abşir Waldo: Doğru.

Amy Goodman: Ve Arabistan'dan, Uzak Doğu'dan.

Muhammed Abşir Waldo: Doğru, evet. Ve bu batılı ülkeler tarafından biliniyor bu balıkçı filoları arasında İspanya, İtalya, Yunanistan, İngiltere ve daha sonra katılan Rusya da var. Asya ülkelerinden de birçok ülke var. Bu problem 1991'lerden bugüne uzanıyor. Balıkçılıkla geçinenler, BM ve AB aracılığıyla uluslararası topluma durumu bildirdi, şikayette bulundu ve durumun düzeltilmesini istedi ama hiçbir cevap alamadılar. Topyekûn göz ardı edildiler.

Amy Goodman: Korsan avcılığın nasıl başladığını açıklar mısınız?

Muhammed Abşir Waldo: Korsan avcılık, izin almadan güç kullanımı yoluyla balık avlamaktır; câmianın şikayetlerine, otoritelerin şikayetlerine rağmen, bu yabancı balıkçı filolara ruhsatları olmadığını söylemelerine rağmen, "balık avına son verin ve alandan çıkın" dediklerinde reddedip çatışmaya girmektedirler. Balıkçılarla ve kıyıda yaşayan ahaliyle çatışmakta, üzerlerine kaynar su dökmekte ve hatta kanolarının ve balık teknelerinin üzerinden geçerek ateş etmektedirler. Onların Gönüllü Sahil Muhafaza, sizin ve diğerlerinin korsan dedikleri örgütlenmeye gidene dek sürüp gitmiş problemlerdir bunlar.

Amy Goodman: Somali sahillerinde yasadışı balık avı yapıldığını söylüyorsunuz. Yasadışı balık avına karışan ülkeler hangileri?

Muhammed Abşir Waldo: Tüm Güney Avrupa ülkeleri, Fransa, İspanya, Yunanistan ve de İngiltere. Norveç'in olduğunu da duydum. İskandinavyalılar daha önce pek gelmezlerdi fakat Norveçli balıkçılar da artık bu, biliyorsunuz, çok kazançlı bu işe karıştılar artık. Diğer ülkeler de var. Ruslar da var. Tayvanlılar da. Koreliler. Çinliler. Biliyorsunuz, herkese açıktır Somali sahilleri.

Durumu daha da kötüleştirecek şekilde şimdi de donanmaların, savaş gemilerinin orada olduğunu öğreniyoruz. Her ülke kendi korsan avcılarını, balıkçı gemilerini koruyor. Geri geldiler. Gönüllü Sahil Muhafaza tarafından gönderilmişlerdi ama şimdi yine geri geldiler. Ve kendi donanmaları tarafından korunuyorlar. Doğrusu, korsan diye adlandırılma ve donanma tarafından tutuklanma korkusuyla artık sahilde balık avlama fırsatı veya imkanı kalmayan balıkçıları tâciz etmek için Somali'nin karasularına sokuluyorlar - ki bu donanma aynı zamanda karşı tarafı da korumaktadır.

Mâşer-i vicdanı sızlatan bir adâletsizlik söz konusudur. Uluslararası câmia sadece çıkarları kurtarmanın peşinde ve olaya Somalililer açısından asla bakmıyor. Korsanlığı hoş gördüğüm yahut korsanlığı, mürettebâtın ve masum denizcilerin hayatlarının tehlikeye düşmesini, başkalarının malına zarar verilmesini birilerinin hoş gördüğü anlamına gelmez bu; şu var ki bu balıkçıdan bozma korsanların başka bir seçenekleri yok; ve kendilerini ve sahalarını korumak zorundalar. Ümitsizlikten doğan bir eylem olarak görebilirsiniz.

Amy Goodman: Somali halkı korsanlar hakkında neler hissediyor?

Muhammed Abşir Waldo: Karmaşık bir tepki. Halk, masum denizcilerin zarar görmesini istemiyor. Kimyasal veya petrol taşıyan bir geminin zarar görerek büyük bir çevre felâketinin olmasından endişe ediyorlar. Korsanları ya da balıkçı korsanları böyle bir şey olmaması için zorluyorlar.

Diğer yandan, sempati duyulmadığı için, anlayış gösterilmediği için, ortak girişimle bu sorunların üstesinden gelmek üzere kıyı halkıyla veya Somali hükümetiyle yahut mahalli yönetimle diyaloğa da hazır değil kimse. Bu yüzden de herkes kendi bildiğini yapıyor. Ancak halk çok kaygılı. Bir yandan bunun barışçıl yollarla çözülmesini istiyorlar; diğer yanda da uluslararası câmianın haksızlığından dolayı üzüntü duyuyorlar.

Amy Goodman: Dilerseniz zehirli atıklar üzerinde biraz daha duralım. Amerikalıların tam olarak neyi kastettiğinizi ve halkı nasıl etkilediğini tam olarak anladığını sanmıyorum.

Muhammed Abşir Waldo: Muhtemelen farkında olacağınız üzere, pek çok kişi bilir bunu, uzun zamandır, 70'ler, 80'ler ve 90'lardan beridir, ülkelerindeki katı çevre kurallarından dolayı şirketlerin kurtulmak istedikleri zehirli atıklar, sanayi atıkları, nükleer atıklar söz konusu. Atıkları, buna engel olamayan çatışma altındaki veya zayıf düşmüş ülkelerin topraklarına boşalttılar. Bu atıklar Somaliye boşaltıldı. Kayıtlarda duruyor. El Cezire gibi medya organları buna değindiler. Sanırım CNN de. Haberlere göre mafya, İtalyan Mafyası bir süre, uzun bir süre Somali'ye boşalttıklarını kabul etti.

Dün duydum ki Aden Körfezinde iki büyük konteynır taşıyan bir başka gemi yakalanmış ama bu kez korsanlar değil de durumdan şüphelenen halk tarafından. Konteynırları denize daldırdıklarında kendileri tarafına geldiklerini görmüşler. Yakalandılar. Gemi de bağlandı. Bereket versin ki konteynırlar denize batmamış; sahile çekmişler. Durumu incelemesi için şimdi uluslararası câmiayı davet ediyorlar. Şimdiye kadar hareket görmedik. 1992'lerden beri Somali'ye atık boşaltılıyor.

Amy Goodman: Makalenizi okuduğumda Dünya Bankasından sızan ve çokça tartışılan bir iç yazışma aklıma geldi. Dünya Bankasının o zamanlar baş ekonomisti olan- şimdi baş ekonomi danışmanı - Lawrence Summers o yazışmada şöyle diyordu: "Zehirli atık yüklerinin en düşük ücretli ülkelere boşaltılmasının arkasındaki ekonomik mantıkta bir kabahat olduğunu sanmıyorum ve bu [mantığı] cesaretle savunmalıyız. Afrika'daki az nüsuflu ülkelerin az kirlendiğini düşünmüşümdür her daim." Sözlerinin sadece gırgır maksatlı olduğunu söyledi.

Muhammed Abşir Waldo: Aslında daha resmi bir yetkili olan BM Habitat, çeşitli raporlarla atıkların Somali'ye boşaltıldığını teyid etti. Şu an Somali otoriteleriyle çalışan BM Genel Sekreteri özel temsilcisi Ahmet Ould Abdullah da sanırım bu mealde bir beyânatta bulunmuştu. Yani gayet açık bir şekilde biliniyor. Gizli saklı bir şey değil. Uydurduğumuz bir şey değil. Dünya biliyor ama hiçbir şey yapmıyor.

Amy Goodman: Muhammed Abşir Waldo, katıldığınız için çok teşekkür ederiz.

Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı

Somalili korsanlar yat kaçırdı
27.10.2009

Somalili korsanların, içinde Britanyalı bir çiftin bulunduğu yatı kaçırdığı bildirildi. Adının Hasan olduğunu söyleyen Somalili korsan, Hint Okyanusu'nda el koydukları yattaki çifti, Somali'ye götürmek üzere bir gemiye aldıklarını ifade etti. Hasan, Britanyalı çiftin sağlık durumlarının iyi olduğunu belirterek, çifti serbest bırakmak için fidye isteyeceklerini kaydetti. netgazete

Korsanları neden savundu?
30 Ekim 2009

Somali Başbakanı Ömer Abdürreşid Ali Sharmarke, bazı ülkelerin ülkesinin kara sularında illegal bir şekilde balıkçılık yaptığını ve bunun ticaret hacminin yüz milyonlarca Doları bulduğunu belirterek,Somali halkının elinden balıkçılık alınınca, korsanlık ortaya çıktı.

Bazı ülkeler bizim sularımızda hem balıkçılık yapıyorlar hem de çöplerini döküyor. Ben korsanları savunmuyorum ama bu insanların yapabileceği başka bir şey yok. Korsanlar, elde ettikleri fidyenin yüzde 30'unu bölge halkına dağıtıyor” dedi.

Somali'de geçtiğimiz Şubat ayında kurulan Federal Hükümet'in Başbakanı Ömer Abdürreşid Ali Sharmarke, ülkesinin doğu kıyılarındaki korsanlık faaliyetlerinin Somali kara sularında illegal balıkçılık yapan ülkelerin sonucu olduğunu söyledi.

KORSANLIĞIN SEBEBİ İLLEGAL BALIKÇILIK
Somali Başbakanı Ömer Abdürreşid Ali Sharmarke, ülkesinin içinde bulunduğu sorunları görüşmek üzere çıktığı Avrupa turuna İngiltere'den başladı. İngiltere'de Başbakan Gordon Brown ile görüşen Sharmarke, Londra'da Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House'da, “Somali'de Barış ve İstikrar Tesisi” konulu bir toplantıda konuştu. Somali'nin El Şahab örgütünün yanı sıra korsanlık sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Sharmarke, Somali kıyılarında korsanlık yapanların bir zamanlar ekmeğini balıkçılık yaparak kazanan insanlar olduğunu ancak, bazı ülkelerin illegal kendi kıyılarında illegal balıkçılık yapması nedeniyle bu insanların önünün kesildiğini kaydetti.

KORSANLAR, FİDYENİN YÜZDE 30'UNU HALKA DAĞITIYOR
Sharmarke, “Ben korsanları savunmuyorum. Hükümetim bu sorunu ortadan kaldırmak için elinden geleni yapıyor ancak bu insanların yapabileceği çok fazla şey yok. Korsanlar ele geçirdikleri gemi mürettebatına çok kötü davranmıyorlar. Elde ettikleri fidyenin yüzde 30'unu bölge halkına dağıtıyorlar” diyerek, Somali kıyılarında bazı ülkelerin illegal bir şekilde balıkçılık yüz milyonlarca Dolar değerinde balık avladığını kaydetti.

EL ŞAHAB'I YOKSULLUK GÜÇLENDİRİYOR
Somali'de barış ve istikrar tesis etmeye çalıştıklarını ve başkent Mogadişu'da geçmişe oranla daha az saldırıya uğradıklarını iddia eden Sharmarke, El Şahab örgütüyle mücadelelerinin 2012 yılında başarıya ulaşacağını öne sürdü. El Şahab'ın Somali'nin barış ve istikrarına tehdit oluşturduğunu kaydeden Sharmarke, Somali'deki yoksulluğun El Şahab'ı güçlü kılan en büyük etkenlerden biri olduğunu söyledi.
Ana Haber

Korsan Rus balıkçı gemisi kaçırıldı
31 Ekim 2009

Somalili korsanlar, Rusya'dan binlerce kilometre ötede, Afrika kıyılarında korsan balık avlayan Rus gemisini ikinci kez kaçırdı!

Rus gemisi Somali karasularında balık avlarken korsanlarca kaçırıldı. Somalili korsanlar, kendi karasularında Rusya'dan gelip avlanan bir Rus balıkçı gemisini ikinci kez rehin aldı. Rus gazeteleri Komsomolskaya Pravda ve Kommersant'ta yer alan haberlere göre, Thai Union-3 gemisi, Somali korsanları tarafından ele geçirildi.

Gazeteler, geminin en son Singapur sularında gözüktüğü ve içerisinde 23 Rus balıkçının bulunduğunu duyuruyorlar.

Gemiden alınan son haberlere göre balıkçıların şu anda hayati tehlikesi bulunmuyor. Rus medyası, bölgede ABD, İngilltere, Çin, Rusya, Türkiye ve diğer ülkelerinin askeri gemilerinin bulunmasına rağmen, korsanların "gizli bir şekilde" gemiyi kaçırabilmeleri karşısında şaşkın.

Kaçırılan Rus balıkça gemisine bir İngiliz askeri gemisi, savaş helikopterleri ve özel askeri birimler de refakat ediyor ancak korsanların tehditlerine karşı müdahaleden kaçınıyor.

"Komsomolskaya Pravda" gazetesi geminin bir yıl önce de korsanlar tarafından kaçırıldığını ancak para karşılığı kurtarıldığını hatırlattı.

Somalili korsanlar, bölgelerine iki şeye karşı çıkıyor; Nükleer atıkların kıyılarına bırakılmasına, karsularında, ta Rusya'dan, Avrupa'dan gelen gemilerin avlanmasına...
Dünya Bülteni'nde 20 Nisan 2009'da yer alan Somali'deki korsan gerçeğinin arkaplanında, Batılı güçlerin Afrika'daki korsanlar üzerinden kıtayı kontrol altına alma planını anlatılmıştı...

Amy Goodman'ın Somali'li danışman Muhammed Abşir Waldo'la yaptığı 'Somali'de İki Korsanlık: Dünya Niçin Diğerini Görmezden Geliyor?" (The Two Piracies in Somalia: Why the World Ignores the Other?)' adlı röportajda gün yüzüne çıkarılan bu planda, Somalili analist, ülkesindeki korsanların, hem Batılı güçlerin nükleer atıklarını Somali kıyılarına bırakmalarından rahlatsız olduğunu hem de birçok dünya devletinin binlerce kilometre katederek, Afrika kıyılarında balık avladığını belirtiyordu.
Ana Haber

Somali kıyılarında çatışma: 2 ölü 3 yaralı
02 Kasım 2009
Somali kıyıları açıklar ında balıkçı teknelerini kontrol etmekte olan bir Norveç savaş gemisine ateş açılması üzerine çıkan çatışmada iki kişinin öldüğü, üç kişinin de yaralandığı bildirildi.
Aden Körfezi'nde korsanlıkla mücadele gücü Atalante operasyonunun komutanları ve Somalili yetkililer, bölgedeki koruma ve devriye görevini yerine getirmekte olan Norveç askeri gemisinin rutin kontrol görevini yerine getirirken, açılan ateşe karşılık vermesi üzerine biri Somalili, diğeri Yemenli iki kişinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını belirttiler. netgazete

Somali'de şiddetli çatışma
02 Kasım 2009

Somali'nin güneyinde ve merkezinde üç gündür yaşanan çatışmalarda en az 36 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.

Elman insan hakları örgütü yetkilisi Ali Yasin Gedi, Mogadişu, Galkayo ve Bakool kentlerindeki çatışmalarda 175 kişinin de yaralandığını söyledi.
Ana Haber

Somali'de bir üniversitenin meziniyet töreninde bombalı eylem düzenlendi
18 Nisan 2009
Somali'de bir üniversitenin mezuniyet töreninde düzenlenen bombalı saldırıda, aralarında 3 bakanın da olduğu en az 9 kişi öldü çok sayıda yaralı var.

Başkent Mogadişu'daki bir otelde tıp ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinin mezuniyet törenine katılan eğitim, yüksek eğitim ve sağlık bakanları öldü. haber1001

Somali’de Çatışmalar: 11 Ölü
28 Ağustos 2010
İşgalci Afrika Birliği askerleri desteğindeki kukla hükümet güçleriyle mücahid militanlar arasında çıkan çatışmalarda 11 kişi öldü

Direnişçi Eşşebab örgütünün sözcülerinden Şeyh Ali Mahmud Rage’nin, Mogadişu’da konuşlanan 6 bin işgalci Afrika Birliği askerine atıfla, örgütün "işgalcilere" karşı yeni bir savaş başlattığını söylemesinden sonra başlayan saldırılarda, pazartesi gününden beri ölenlerin sayısı 80’i geçti
haber1001

Somali'de Direniş Sürüyor
26.10.2010

Somali’deki iç çatışmalar gün geçtikçe şiddetleniyor. Halk akın akın başkent Mogadişu’dan kaçıyor.

Somali’de EŞ Şaab militanları ile işbirlikçi hükümet güçleri arasındaki çatışmalar gün geçtikçe şiddetini arttırıyor. Son çatışmalarda 10 kişi daha hayatını kaybetti.

Bölgedeki kaynaklar başkent Mogadişu’da her gün yüzlerce kişinin şehriterkettiğini duyuruyor.

Birleşmiş Milletler yetkililerine göre, sadece geçen hafta içinde evlerini terkedenlerin sayısı 60 bin. Çatışmalardan kaçanların çoğunlukla komşu ülke Kenya’ya sığınıyor.

Kenyalı yetkililer hergün bin civarında mültecinin sınırdan geçtiğini açıkladı. Kenya’daki kamplarda açlık ve salgın hastalık tehlikesi yaşanıyor.
haber1001

Somalili korsanlar Panama bandıralı tanker kaçırdı
00:45 - Somalili korsanlar, Panama bandıralı bir tankeri kaçırdı. AB korsanlıkla mücadele misyonu AB Deniz Gücü'nden yapılan açıklamada, 24 kişilik mürettebatın bulunduğu MV Polar adlı tankerin Somali'nin doğusunda korsanlar tarafından kaçırıldığı belirtildi. 31.10.2010 MOGADİŞU netgazete

Somalili korsanlar, Komor bandıralı bir gemiyi ele geçirdi
03 Kasım 2010
AB korsanlıkla mücadele misyonundan yapılan açıklamada, Komor Adaları'ndan

Tanzanya'nın Deresselam limanına yol alan Ali Zülfikar adlı geminin, korsanların saldırısına uğradığı ve rotasının çevrildiği belirtildi.

Açıklamada, 9 kişilik mürettebatın ve 20 yolcunun bulunduğu geminin yakıtının bittiği, korsanların Tanzanyalı yetkililerden yakıt talep ettiği bildirildi. aktifhaber

Korsanlar: 9.5 milyon dolar fidyeyi sayıyoruz
06 Kasım 2010

Somalili korsanlar, Hint Okyanusu'nda nisan ayında kaçırdıkları Güney Kore tankeri için 9.5 milyon dolar fidye aldıklarını açıkladı.

Adının Hüseyin olduğunu belirten bir korsan, Reuters ajansına telefonla yaptığı açıklamada, "Şimdi paraları sayıyoruz, ardından gemiden çıkacağız" ifadesini kullandı.

Doğu Afrika Denizcilik Yardım Programı yetkilisi Andrew Mwangura da söz konusu fidye miktarının son yıllarda korsanlık faaliyetlerinin başlamasından bu yana ödenen en yüksek rakam olduğunu belirtti. haber7

Somalili deniz akıncıları bir gemi daha kaçırdı

Somalili deniz akıncıları Panama bandıralı Liberya yük gemisini kaçırdığı bildirildi.
AB Donanma Gücünden yapılan açıklamada, 70 bin 156 tonluk MV RENAUR gemisinin dün Moritanya'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderken, gemiye hafif silahlar ve roketatarlarla saldıran deniz akıncıları tarafından kaçırıldığı belirtildi.

Açıklamada, deniz akıncılarının geminin denetimini ele geçirdiği ve geminin Somali'ye doğru yol aldığını bildirdiği ifade edildi. haber1001

Korsanlar, Tayland bandıralı gemiyi kaçırdı
Somalili oldukları sanılan korsanların, 27 mürettebatı bulunan Tayland bandıralı ticari bir gemiyi kaçırdığı belirtildi. Doğu Afrika Denizcilik Yardım Programı yetkilisi Andrew Mwangura, Taylandlı 27 mürettebatı bulunan geminin bu sabah Birleşik Arap Emirliklerinden Pakistan'a doğru giderken korsanlar tarafından kaçırıldığını söyledi. 25.12.2010 MOGADİŞU netgazete

Deniz korsanlığı milyarlarca dolar kayba yol açıyor
14 OCAK 2011

Somali açıklarında uluslararası donanmaların devriye gezmesine rağmen korsanlık eylemleri artıyor
Deniz korsanlığının küresel ekonomi üzerinde yarattığı mali etkiler, korsanlara ödenen fidyeler, güvenlik araç gereçleri ve korsanlığın ticaret üzerindeki etkileri dikkate alınarak hesaplandı.
İngiltere'deki düşünce kuruluşu Chatham House'un yayımladığı raporda, deniz korsanlığının maliyetini değerlendirmenin güç olduğu kaydediliyor ve 2005 yılından bu yana, deniz korsanlığının faturasının, ortalama beş kat arttığı tahminine yer veriliyor.

Küresel ekonomiye en büyük zararı veren deniz korsanlığının Somali açıklarında düzenlenen eylemlerden kaynaklandığı kaydedildi.
Denizlerde, uluslararası güçlerin devriye gezmesine rağmen, son yıllarda korsanlık olayları yoğunlaştı ve bu tür eylemlere girişilen bölgelerin kapsamı genişledi.
Chatham House raporunda, 2006 yılından bu yana 1600 deniz korsanlığı olayı saptandığı ve 54'den fazla insanın öldüğü kaydedildi.
Rapor, Afrika Boynuzu, Nijerya, Gine Körfezi ve Malacca Boğazı'nda deniz korsanlığı sorununa eğiliyor ve tehlikeli bölgelerden kaçınmak için gemilerin başka rotaları kullanmak zorunda kalmasının maliyetinin 2,4 ile 3 milyar dolar arasında olduğunu bildiriyor.
Somali açıklarındaki donanma operasyonları için yılda 2 milyar dolar civarında bir para harcandığı kaydediliyor.
Rapor için gereken araştırmayı sağlayan Colorado'daki One Earth Future Foundation adlı düşünce kuruluşundan Anna Bowden, "Bu maliyetlerdeki artış astronomik boyutlarda. Asıl kaygı yaratan sorun ise, bu harcamalarla sadece 'hastalığın belirtilerini' tedavi edilmesi. Hastalığın asıl nedenini gidermek içinse, hemen hiçbir şey yapılmıyor." diyor.
2011 Yılının başında 18'i aşkın ülkeden 500 dolayında gemi personeli, dünyanın çeşitli yerlerinde deniz korsanlarınca rehin alındı.
Somali, yirmi yıldır iç siyasi çalkantılar yaşıyor ve deniz korsanları da asayiş yokluğundan yararlanarak güç kazanıyor. BBC

[img]Somali'de Dışişleri Bakanlığı'na Bombalı Saldırı[/img]
18 Ekim 2011

Somali'nin başkenti Mogadişu'da Dışişleri Bakanlığı'na saldırı düzenlendi. Bomba yüklü bir araç, bakanlık önünde patladı. 6 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Saldırı, Kenya Savunma ve Dışişleri Bakanları'nın Mogadişu'da temaslarda bulunduğu gün gerçekleşti. Patlama, görüşmelerin yapıldığı yerden birkaç kilometre uzaklıkta meydana geldi. TRT

Somali'de 1 Amerikan Askeri Uçağı Düşürüldü



Cibuti'de bir Amerikan askeri keşif uçağının düşürüldüğü, uçaktaki 4 ABD subayının öldüğü bildirildi.

Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, uçağın, Cibuti'deki Amerikan işgal üssü Lemonnier'e 10 kilometre kadar uzakta önceki gün düştüğü belirtildi.
İlk belirlemelere göre uçağın "düşman ateşi" yüzünden düşmediği kaydedildi.

ABD'nin Lemonnier işgal üssü, Somali sınırının birkaç kilometre uzağında.
haber1001

Eş-Şebab 1 Fransız helikopterini düşürdü 2 askeri öldürdü, diğeri "kayıp"
12 OCAK 2013-



Şebab militanları kendilerine düzenlenen operasyonda öldürülen sömürgeci Fransız askerin fotoğrafını twitter'dan paylaştı. 'Bulo-Marer'de öldürülen Fransız komutan' açıklamasıyla verilen fotoğrafta militanlar tarafından 'Buna değdi mi Hollande?' sorusu sorularak Fransa Cumhurbaşkanı açıkça tehdit edildi.

Sömürgrci Fransa'nın, Somali'de Fransız bir rehineyi kurtarmak için düzenlediği saldırı tam bir fiyasko ile sonuçlandı: Bir Framsız helikopteri düşürüldü biri pilot 2 asker öldürüldü, bir başka asker ise kayıp; rehine infaz edildi.

Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian, Paris'te muhabirlere yaptığı açıklamada saldırının ardından askerlerden birinden haber alınamadığını söyledi.

Somali'nin Bulo Marer kentinde düzenlenen saldırıda, eş-Şebab örgütü militanları, Fransız komandolara ateşle karşılık verdiler.

Saldırı, Fransız ordusunun Batı Afrika ülkesi Mali'ye işgale başladığı sırada meydana geldi.

1991 yılındaki iç savaştan beri istikrarlı bir merkezi hükümete sahip olamayan Somali’de, uluslararası kamuoyunun desteğiyle kurulan geçiş hükümetine gazeteci kimliği altında güvenlik konusunda danışmanlık yapmak üzere bu ülkede bulunan iki Fransız ajanı, bundan 3.5 yıl önce ülkede kontrolü ele almak için El Kaide örgütünün de desteğiyle geniş bir operasyon başlatan El Şahab milisleri tarafından kaçırılmıştı.

Hollande’a çağrı

Fransız ajanların, otelin korumalarını etkisiz hale getiren 10 kadar silahlı milis tarafından kaçırıldığı Fransız Dışişleri Bakanlığı tarafından da doğrulanmış ve ajanlardan biri olaydan 1 ay sonra kendi çabalarıyla kendisini esir alan militanların elinden kurtulmayı başarmıştı. Ancak yıllar boyu El Şahab’ın elinde kalan Denis Alex’ten bir türlü haber alınamıyor, Alex’in bırakılması konusunda da ya imkansız istekler dile getiriliyor ya da müzakere girişimleri başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Cumhurbaşkanı Hollande, ajanın kendisine ‘Cumhurbaşkanım beni kurtarın’ diye hitap ettiği videoyu izledikten sonra harekete geçmeye karar verdi. Gizli operasyon için düğmeye basıldı.

Bir helikopter düşürüldü: İki ölü bir kayıp

Önce Fransız istihbaratı yerel kaynaklardan milislerin ajanı esir tuttuğu bölgenin yerini tespit etti. Ardından saldırı helikopterleri ve komandolarla rehine kurtarma için geceyarısı operasyonu yapılmasına karar verildi. Ancak Fransız ordusu bölgede hiç beklemediği bir direnişle karşılaştı. Zifiri karanlıkta bomba yağdıran Fransız helikopterlerine hemen uçaksavar ateşiyle karşılık verildi. Bir Fransız helikopteri darbe alarak düştü. İçindeki iki asker de öldü. Bir askerin de kayıp olduğu belirtildi. militanlar da ellerindeki esir Fransız’ı infaz etti.

Böylece Fransa’nın rehin vatandaşını kurtarma girişimi büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı.

BBC'nin Paris'teki muhabirlerinden Hugh Schofield, fransızların bu saldırısının Mali'deki igal ile bağlantılı olduğunu ve Fransız hükümetinin, Mali'deki askeri işgalinin Afrika çapında rehin alınmış olan dokuz Fransız rehinenin durumunu tehlikeye atabileceğini bildiğini söylüyor.
haber1001

Eş-Şebab Fransız rehineyi öldüreceğini açıkladı
16 OCAK 2013



BBC'nin haberine göre, Somali'deki İslamcı örgüt eş-Şebab, ellerinde rehin bulunan Fransız istihbarat görevlisi Denis Allex'i infaz edeceklerini açıkladı.

Sömürgeci Fransız komandoları geçen Cuma gecesi bir saldırı düzenleyerek Allex'i kurtarmaya çalışmış ancak başarısız olan saldırıda iki Fransız komandosu eş-Şebab militanlarınca öldürülmüştü.

Sömürgeci Fransız hükümeti, rehine Dennis'in de saldırı sırasında isyancılar tarafından öldürüldüğünü açıklamıştı.

Ancak ölü askerlerden birinin fotoğrafını yayımlayan eş-Şebab, Allex'in öldürüldüğü iddiasını reddetmişti.

Twitter'dan bir açıklama yapan eş-Şebab, "Kurtarma saldırısı ile birlikte, Fransa, Allex'in ölüm emrini isteyerek imzalamış oldu" dedi.

Grup, Allex'in Cuma günü düzenlenen operasyonda ölen onlarca Müslüman sivilin intikamını almak için öldürüleceğini duyurdu.

Saldırı, Fransız ordusunun Batı Afrika ülkesi Mali'ye müdahalede bulunduğu sırada meydana gelmişti.
haber1001

Somali'de patlama: 3 Türk yaralandı
14 Nisan 2013



Patlama sırasında bölgeden geçen Türk Kızılayı'na ait araç hasar gördü.

Somali'de düzenlenen bombalı saldırılarda ilk belirlemelere göre en az 16 kişi öldü.

Başkent Mogadişu'da mahkeme binası önünde bomba yüklü araçların patlaması sonucu ortalık savaş alanına döndü.

Patlamaların ardından silahlı kişiler binaya girerek, güvenlik güçleriyle çatıştı.

Çatışmada 9 saldırgan öldürüldü.

Patlama sırasında olay yerinden geçen Türk Kızılay'ına ait araç hasar gördü, 3 Türk yaralandı.

Yaralı Türkler tedavi altına alınırken, Türk Kızılayı için çalışan ve aracı kullanan Somalili şoförün hayatını kaybettiği bildirildi.

Kızılay yetkililerinin yaptığı açıklamada; tedavi altına alınan Türk yardım gönüllülerinin durumunun iyi olduğu kaydedildi.

Saldırıların ardından hava limanından da bir patlama haberi geldi.

Saldırılarda çok sayıda kişi de yaralandı.
TRT
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yazarın web sitesini ziyaret et
Ekim



Kayıt: 21 Arl 2007
Mesajlar: 2634
Konum: Kanada

MesajTarih: Pzr Arl 14, 2008 12:12 am    Mesaj konusu: Somali Kurtuluş SavaşI Alıntıyla Cevap Gönder

Bir korsan hikâyesi
NURAY MERT
25/11/2008

Bu, üçüncü dünyanın insanları ne muzır insanlar değil mi? Köktendincilik bunlarda, terörist olup medeni insanları korkuya salmak bunlarda, ülkelerini kurtarmaya gelen insanlara başkaldırıp Irak’ı kargaşaya mahkûm etmek bunlarda, şimdi denizlerde de rahat durmuyorlar, başımıza bir de ‘korsanlık’ çıktı. Aden Körfezi’ni ablukaya almışlar, gelen giden gemileri rehin alıp, talan edip, paraları Yemen’de gut partisi düzenleyerek, kadınla kızla yiyerek keyif çatıyorlarmış.
Allahtan bir de medeni dünya var; eksik olmasın İngilizlerin önderliğinde bir Avrupa Birliği donanması teşkil etmişler ‘Atalanta Operasyonu’ adı altında bir yıl sürecek bir güvenlik harekâtı düzenlemişler. İngiliz Dışişleri Bakanı David Miliband, geçen hafta Beyrut ziyareti esnasında yaptığı açıklama ile yüreklere su serpmiş. Zaten Somali açıklarındaki sularda anarşiye bu ülkenin müdahalesini beklemek imkânsız, Somali tutunamamış bir devlet (‘failed state’). Tutunamadığı için de, bu ülkeye malum sürekli müdahele yapılıyor, ama bunların adam olacağı yok, o yüzden iş bir kez daha ‘beyaz adam’ın üzerine düşüyor. Şu dünyanın işine bak, şu beyaz adamın yüzyıllardır dünyanın çapulcularından çektiği nedir diye dertlenmemek elde değil.
Neyse ki, medeni dünyanın sadece askeri güçleri değil, özel güvenlik şirketleri de var. Irak’taki işleriyle ünlenen ünlü Blackwater şirketi de konuya önem vermiş, nakliyat şirketlerine kiralanmak üzere özel hücumbotlar hazırlamış (‘Somalili korsanlar işte şimdi yandılar’, Hürriyet, 20 Kasım 2008). Halihazırda zaten belli bir ücret karşılığı korumacı-refakatçılık yapıyorlarmış. Doğrusu müteşebbis insanlar, Allah kazançlarını bol etsin diyoruz.
Diğer taraftan, bu dünyanın çapulcularının yaptıkları yetmiyormuş gibi, bir de, suçu bunlarda görmeyip, ortalığa fesat karıştıranlar var. Yok, bu medeni dünyanın insanları karanlık işler peşindeymiş, bu bölgeye müdahale için bahane icat ediyorlarmış. Siz hiç, Batılı medeni ülkelerin, zorda kalmadıkça kimsenin etlisine sütlüsüne karıştıklarını gördünüz mü? Sakın emperyalizm falan diye lafa girmeye çalışmayın, bunlar Soğuk Savaş döneminin lafları.
Sovyetler çöktü, dertler bitti.
Peki, her şey bir yana, Afrika sahillerinde, birçok ülkede, başlıca geçim ve gıda kaynaklarından biri olan balıkçılık hakları ha bire AB ülkeleri lehine düzenlenen anlaşmalarla düzenlenmiyor mu?
AB bu ülkelere kendi çıkarları aleyhine de olsa, serbest avlanma ve ticaret anlaşmaları dayatmıyor mu? Senagal örneğinde olduğu gibi, kendi çıkarları doğrultusunda düzenleme yapmak isteyenleri, kapanmacılık, şeffaflıktan uzaklaşma ile suçlamıyor mu?
Son korsanlık olaylarının mahalli olan, Somali açıklarında, her yıl avlanan balıkların 300 milyon dolarlık kısmı, dünyanın dört tarafından bölgeye dadanan balıkçı tekneleri tarafından avlanıp, oraların ahalisi açlık tehlikesine maruz kalmıyor mu? Somalili balıkçılar bu nedenle, korsanlara kurtarıcı kahraman gözüyle bakmıyor mu? Korsanlar, kendilerine ‘Somali Kıyılarının Ulusal Gönüllü Bekçileri’ (National Volunteer Coast Guard of Somalia) gibi isimler takmıyor mu?
Görüyorsunuz onların da derdi ‘ulusalcılık’. Oysa dünyamız küresel köy olmuş, haberleri yok. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Ortalığı birbirine katmak yerine, Batılılarla rekabet edecek balıkçılık teknikleri geliştirmeye kafa yorsalar, sorun kalmayacak. Bu devirde korsanlığa dönmek akıllarına geliyor da küresel rekabet koşullarına ayak uydurmayı düşünmüyorlar. Evet, baştan eşitsiz bir denge söz konusu olabilir, ama açlıktan kıtlıktan çok çok birkaç nesil telef olur, sonra küresel köy kendiliğinden bir dengeye, refaha erer. Ama nerede o kafa, dünyanın Batısı dışındakilerin aklı hep çapulculukta, hızlı kazançta, bir de medeni insanı karalamakta.
Yakın zamana kadar, modern dünyamızda ‘korsan’ diye bir şey yoktu, geçmiş zaman hikâyelerinde kalmıştı. Sakın, ‘modern dünya çöktü mü’ diye kötü düşüncelere kapılmayın, modern/medeni dünya ilelebet yaşayacak, ona ayak uyduramayan, barbarlıkta ısrar eden çapulcular, tüm masallarda olduğu gibi cezalarını görecek, bu korsan hikâyesi de böyle bitecek.
Radikal

Korsanlar hakkında yalan söyleniyor (*)

Korsanlara karşı 2009 yılında yürütülen bu savaş en iyi milattan önce 4. yüzyılda yaşamış ve ölmüş olan bir korsan tarafından özetlenmiştir.

25/04/2009

2009 yılında bütün dünya devletlerinin korsanlara karşı topyekün bir savaş ilan edeceği kimin aklına gelirdi?

Siz bu makaleyi okurken iki düzineden fazla millete ait gemiler ABD ve Çin’e ait savaş gemileri ile birlikte İngiliz Kraliyet Donanması Somali sularında çatık kaşlı kötü adamların peşinde dolaşıyor. Çok yakında Somali gemileriyle çatışacaklar ve korsanları dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Somali’nin içine kadar bile takip edebilirler.

Ama bu güzelim masalın ardında söylenmeyen bir skandal var. Ülkelerimizin en büyük tehdit olarak gördüğü bu asilerin anlatılması gereken olağanüstü bir hikayeleri ve haklı yönleri var.

Korsanlar hiçbir zaman düşündüğümüz gibi insanlar olmadılar. Korsanlığın altın çağı olan 1650-1730 yılları arasında bugün algılandığı şekliyle duygusuz, mavi sakallı ve zalim korsan imajı aslında İngiliz hükümetinin büyük propagandasının bir ürünü.
Bir çok sıradan insan bunun yanlış olduğuna korsanların genellikle idamdan ciddi kalabalıkların desteği ile korunduğuna inanıyordu. Peki niçin?

Peki onlar bizim görmediğimiz neyi görüyorlardı? Tarihçi Marcus Rediker “Bütün Milletlerin En Kötüleri” isimli kitabında bazı delillere dikkat çekiyor.

Eğer Londra’nın doğu bölgesinden gelen aç ve genç bir deniz tüccarı yada donanmacı iseniz hayatınızın en son durağı tahtadan bir cehennemde son bulurdu. Bütün gün kalabalık ve çürümek üzere olan bir gemide çalışırdınız. Eğer tembellik ederseniz güçlü kaptanlar sizi dokuz telli kırbaçla cezalandırırdı. Eğer sürekli tembellik ederseniz gemiden denize atılırdınız. Ve yıllar süren çalışmanızın ardından genellikle ücretiniz verilmezdi.

Korsanlar bu dünyaya isyan eden ilk kişilerdi. Onlar başkaldırdılar ve denizlerde farklı bir çalışma metodu geliştirdiler. Başlangıçta bir gemi edinirler, sonra aralarında bir başkan seçerlerdi ve bütün kararlarını işkence olmaksızın kollektif olarak alırlardı. Ganimetleri paylaşırlardı. Rediker bu paylaşımı "18. Yüzyılda var olan en adaletli ve eşit paylaşım” olarak değerlendiriyor.

Korsanlar bu dönemde köleleştirilmeye çalışılan Afrika’lıları ele geçiriyor ve onlarla bile eşit yaşamaya başlıyorlardı. Korsanlar donanmaya ve deniz tüccarlarına ait gemilerin zalim yöntemlerle kaçırılmaması gerektiğini çok açık bir şekilde göstermişlerdi. Bu onların kötü hırsızlar yerine romantik kahramanlar olarak görünmelerini sağlıyordu.

Bu kayıp dönemde yaşamış bir İngiliz korsan olan William Scott’un sözleri bu yeni korsanlık çağında yankılanmalıdır. Güney Karolina’nın Charleston bölgesinde asıldığı sırada şöyle demişti. “ Herşeyi ölmemek için yaptım. Korsanlık yapmaya mecbur bırakıldım” 1991 yılında Somali hükümeti çöktü. Bu dönemden beri 9 milyon insan açlıktan ölmek üzere. Ve Batı dünyasının en çirkin yüzlü ülkeleri bunu Somali’nin kaynaklarını çalmak ve nükleer artıklarını bu ülkenin kara sularına atmak için bir fırsat olarak görüyor.

Evet nükleer atıklar. Somali’de hükumet yıkılır yıkılmaz okyanusa kirli atık yüklü variller atan esrarengiz Avrupa gemileri Somali kıyılarında görülmeye başladı. Sahilde yaşayan halk hastalanmaya başladı. Başlangıçta garip semptomlar, mide bulantısı ve ve sağlıksız bebek doğumları yaşandı. 2005 yılındaki tsunami yüzlerce varili kıyıya taşımış ve bir çok varik sızıntı yapmıştı. İnsanlar radyasyondan dolayı ölmeye başladılar. 300’den fazla insan hayatını kaybetti.

Somali’nin BM elçisi Ahmedov Abdullah bana şunları söyledi. “birileri buraya nükleer malzemeler atıyor. Ayrıca bölgede kurşun, kadmiyum ve cıva gibi ağır metallere de rastlanıyor”

Bu suçun izi sürüldüğünde sonu Avrupa’daki bir çok fabrika ve hastaneye ait atıkları ucuz fiyatla yok eden italyan mafyasına ulaşır. Abdullah’a batı ülkelerinin bu konudaki tavrını sorduğumda ise şunları söylüyor. “Hiçbir şey yapmıyorlar. Ne temizleme, ne zarar görenlere tazminat ödeme ne de bütün bu olanları engellemek için bir şey yapmıyorlar.

Aynı zamanda diğer Avrupa gemileri de Somali sularını kendileri için en büyük deniz ürünleri kaynağı olarak görüyorlar. Biz Avrupa’lılar aşırı avlanma ile kendi balık stoklarımızı yok ettik ve şimdi gözümüzü onlarınkine diktik. Her yıl 300 milyon dolardan daha fazla değere sahip ton balığı ve karides ve ıstakoz yasadışı balıkçılar tarafından çalınıyor. Yerel balıkçılar ise aç. Mogadişu’nun 100km güneyindeki Marka kentinde yaşayan bir balıkçı olan Muhammed Hüseyin Reuters'e verdiği demeçte şöyle diyor: "Eğer bir şeyler yapılmazsa yakında kıyılarımızda bize yetecek kadar bile balık kalmayacak"

İşte korsanların ortaya çıktığı ortam budur. Somalili balıkçılar elde ettikleri hız botları ile kaçak balıkçı tekneleri ve bütük gemileri bölgeden uzaklaştırmak yada en azından onlardan belirli bir o randa vergi almak için çeşitli girişimlerde bulundular.

Bu insanlar kendilerini Somali’nin Gönüllü Sahil Koruyucuları olarak adlandırıyor ve sıradan Somalililer de bu isimlendirmeyi kabul ediyor. Bağımsız bir Somali web sitesi olan WardheerNews yaptığı bir araştırmada Somalililerin yüzde 70’inin korsanlığı somalinin ulusal savunması olarak görüp desteklediğini ortaya çıkardı.

Hayır bu insanların rehin alınmasını meşrulaştırmaz. Evet bu korsanlardan bazıları gerçekten de gangsterdir. Özellikle de Dünya Gıda Proğramı’na ait gemiler kaçıranlar. Fakat bir telefon röportajında Sugule Ali isimli bir korsan lideri şunları söylüyordu. “Bizler kendimizi deniz eşkiyaları olarak görmüyoruz. Bizler ülkemize ait sularda haksız ve illegal olarak avlanan ve denizlerimize atıklar atanları deniz eşkiyası olarak görüyoruz” William Scott sağ olsa bunu anlardı.

Somalililerin ayaklarını nükleer atıklar ile kirlettiğimiz denizlerine daldırarak oynatıp bir yandan da onlara ait balıkları Londra, Paris ve Roma restoranlarında keyifle yememizi izlemelerini bekleyebilir miyiz? Bizler avrupalılar olarak bu suçlara müdahale etmeyeceğiz ama bu suçlarla mücadele etmek için dünya petrollerinin yüzde 20’sinin geçiş alanı olan bölgeyi bloke etmelerine karşılık bölgeye savaş gemileri göndereceğiz.

Korsanlara karşı 2009 yılında yürütülen bu savaş en iyi milattan önce 4. yüzyılda yaşamış ve ölmüş olan bir korsan tarafından özetlenmiştir. Bu şahıs yakalanmış ve “denizlerin mülkiyetine sahip olmak” ile neyi kastettiğini öğrenmek isteyen Büyük İskender’e getirilmiştir. Korsan tebessüm ederek cevap vermiş.

Sen bütün dünyayı ele geçirmekten neyi amaçlıyorsan ben de onu amaçlıyorum. Ama gel gör ki bunu bir gemi ile yapmaya çalışan ben bir hırsız olarak isimlendiriliyorken, bunu bir filo ile yapmaya çalışan sen bir imparator olarak isimlendiriliyorsun. Neden?

*The Independent gazetesi yazarı.

(*)Bu makale Timeturk.com için Abdulkadir Şen tarafından çevrilmiştir.
http://www.anadoluhaberim.com/resimler/haberler/1985.jpg

05/01/2010 -
Korsanlar bir Yemen gemisini daha kaçırdı
SOMALİLİ korsanların ikinci bir Yemen gemisini kaçırdıkları bildirildi. Merkezi Kenya’da bulunan Doğu Afrika Denizcilere Yardım Programı koordinatörü Andrew Mwangura, korsanların 25 Aralıkta “MV Socotra 1” adlı gemiyi ele geçirdiklerini belirtti.
MWANGURA, Yemen’e ait bu geminin hala korsanların elinde olduğunu ifade etti. Korsanlar, bir gün önce de “Al Mahmoud 2” adlı gemiyi kaçırmışlardı. 2009’un son günü kaçırılan ve içinde Türk gemicilerin de bulunduğu İngiliz gemisinden

İşgalci Etiyopyalı askerler, silahsız 11 sivili öldürdü

14 Aralık 2008 Görgü tanıkları, Somali'deki işgalci Etiyopyalı askerlerin başkent Mogadişu ile Agfoye arasındaki yolda 11 sivili öldürdüğünü ileri sürdü.
Görgü tanıkları, işgalci Etiyopyalı askerlerin dün gece karayolunda direnişçi militanların silahlı ve bombalı saldırısına uğradığını, onların yardımına gelen Etiyopyalı askerlerin ise silahsız sivilleri katlettiğini söyledi.
Aynı kaynaklar, dün gece katledilen 11 kişinin cesetlerinin bu sabah bulunduğunu anlattı.

Somali'li Müslümanlar İşgalcileri Mogadişu'dan kovdu

İslami Mahkemeler Birliği, haftalardır süren çatışmaların ardından Somali'nin başkenti Mogadişu'yu yeniden ele geçirdi
09.11.2007 22:19

Dünya Bülteni /

Somali'nin başkenti Mogadişu yeniden İslami Mahkemeler Birliği'nin denetimine geçti. Somali'yi işgal eden Etiyopya askerlerinin başkenti terkedip, kaçtıkları belirtiliyor. Başkentteki halkın İslami Mahkemeler Birliği'ni karşılamak için sokaklara döküldüğü vurgulandı.

Görgü tanıkları ve AFP muhabiri, Somali'deki hükümete bağlı birliklere destek veren Etiyopyalı askerlerden birinin öldürüldüğü ve "Etiyopyalı sömürgecilere karşı savaşıyoruz" diye bağıran 100 kadar kişinin askerin cesedini Sukaholaha ile Barubah mahalleleri arasında kilometrelerce yerlerde sürüklediğini, cesedin üzerinde tepinip tükürdüklerini aktardı. Bugünkü çatışmalarda 7 Etiyopya askerinin öldürüldüğü belirtildi.

ABD yönetiminin de desteğiyle Etiyopya askerleri Aralık ayında Somali'ye girmiş ve İslami Mahkemeler Birliğini başkentten çıkarmıştı. ABD ordusu karadan ve havadan Etiyopya askerlerini desteklemiş ve AC-130 ağır bombardıman uçakları ile başkenti bombalamıştı. İslami Mahkemeler Birliği sivillerin fazla zarar görmemesi için başkenti terketmek zorunda kalmıştı. Aylar yeniden toparlanan İslami Mahkemeler Birliği halkın da desteğiyle dün akşam Mogadişu'ya girdi.

1991 yılından 2005 yılında kadar merkezi bir yönetimin olmadığı ve tamamen kaosun hakim olduğu Somali, 2005-2006 yılları arasında İslami Mahkemeler Birliği'nin ülkede denetimi sağlamasıyla en güvenli dönemini yaşamıştı. Bir yıl aradan sonra Somaliler yeniden gerilla taktikleri izleyerek, ülkedeki Etiyopya askerlerine yönelik saldırılar düzenledi.

ABD'nin Somali'ye soktuğu Etiyopya kötü durumda
Yayınlama zamanı: 29 Kasım 2007

Etiyopya Başbakanı Meles Zenawi ülkesinin Somali'deki çatışmalara saplanıp kaldığını, çekilmesinin mümkün olmadığını itiraf etti.
Meles Zenawi geçen yıl Şeriat Mahkemeleri Birliği'ni başkent Mogadişu'dan kovmak üzere gönderdiği askerlerini birkaç hafta içinde geri çekebileceğini sandığını söyledi. Ancak Somali hükümeti içindeki görüş ayrılıklarının sürmesi yüzünden bunun mümkün olmadığını belirtti.
Etiyopya başbakanı güvenlik sorumluluğunu devredene kadar ülkede kalmaya mecbur olduklarını söyledi.

MOGADİŞULULARIN YARIDAN FAZLASI KAÇTI

BM'nin verdiği rakamlara göre Mogadişu sakinlerinin yüzde 60'ı kentteki çatışmalardan kaçarak başka bölgelere sığınmış durumda. Etiyopya askerlerinin varlığı Mogadişu'da pek sıcak karşılanmıyor.
Meles Zenawi kendilerine yardım etmek üzere Somali'ye ciddi bir uluslararası bir barış gücünün gönderilmemesini de eleştirdi. Somali'ye gönderilmesi planlanan 8 bin kişilik Afrika Birliği gücünden yalnızca 1.600 kişilik bir Uganda birliği ülkeye ulaşmış durumda. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Mogadişu'nun barış gücü askerleri için fazlasıyla tehlikeli olduğunu söyledi.

Somali'de 1991 yılında Cumhurbaşkanı Mohamed Siad Barre devrildiğinden beri etkin bir hükümet kurulamadı.

Kaynak: Ajanslar
Kavkaz Center

Somali'de bir haftada 103 kişi öldü

15 Mayıs 2009 Somali'de işbirlikçi güçlerle direnişçi militanlar arasındaki çatışmalarda bir haftada 103 kişinin öldüğü bildirildi.
İşbirlikçi İletişim Bakanı Ferhan Ali Mahmud, başkent Mogadişu yakınında 7 Mayıstan bu yana çıkan çatışmalarda 103 kişinin öldüğünü, 420 kişinin yaralandığını, başkentte 18 bin kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
Bu arada Mahmud, direnişçi militanların dün başkanlık sarayı ve kamu binaları yakınına kadar gelmeleri üzerine işbirlikçi hükümetinin yeni genelkurmay başkanı atadığını söyledi.

Somali'de çatışmalar
12 Temmuz 2009
Somali'nin başkenti Mogadişu'da işbirlikçi hükümete bağlı güçlerle militanlar arasındaki çatışmalarda 3 asker daha öldürüldü.
Haber101

Somali'de yardım görevlileri kaçırıldı
18 Temmuz 2009 13:22
Somalili silahlı kişiler, bir Kenya sınır kasabasına yaptıkları baskında 3 yabancı yardım görevlisini kaçırdı. haber7

Somalili korsanlar, İspanyol gemisi kaçırdı

03 Ekim 2009 Somalili korsanların bir İspanyol balıkçı gemisini kaçırdığı bildirildi.
İspanya Savunma Bakanlığı, "Alakrana" adlı geminin dün gece korsanlar tarafından ele geçirildiğini açıkladı.
İspanya'nın, Somali'deki korsanlarla mücadele için yürütülen Atalanta misyonunun başındaki General Jaime Dominquez, geminin Seyşel adaları ve Senagal'in 400 mil kadar açığında kaçırıldığını kaydetti.
Geminin, İspanya'nın kuzeyindeki Bask bölgesinden yola çıktığı ve 36 kişilik mürettebatının bulunduğu belirtildi.

netgazete

Alper Görmüş
Taraf Gazetesi
Somalili korsanlar ve ‘medyatik hakikat’
16 Ekim 2009

Somalili korsanlar” mevzuu, Türk medyasının kadim problemlerinden-reflekslerinden birkaçını (meraksızlığını, “biz”im dışımızda olan bitenlere ilgisizliğini, başkalarının acılarına karşı duyarsızlığını) gözler önüne serdi... Bir de şunu: Hakikatin kendisinin hiçbir önemi yoktur, hakikat medyanın bize gösterdiğidir. Hakikatle “medyatik hakikat” bazen uyuşabilir, fakat medya kendisini izleyenleri hakikatin çarpıtılmış bir versiyonu ile yanıltmak isterse, medyanın dediği olur!

Gazeteci Hıncal Uluç’un yıllar önce davet edildiği bir iletişim fakültesinde yaşadığı tecrübe, “merak”ın gazetecilikteki önemini pek güzel anlatır: Uluç sınıfa girer, ilk iş olarak tahtaya anlamsız bir kelime yazar, sonra da hiçbir şey olmamış gibi öğrencilerle sohbete başlar. Ders bitip de gitmek için ayağa kalktığında şöyle der onlara: “Kusura bakmayın ama, merak güdünüzü geliştirmezseniz eğer, sizden gazeteci falan olmaz. Bakın sınıfa girdim ve tahtaya bir şey yazdım, ders bitti fakat hiçbiriniz merak edip onun ne anlama geldiğini, onu oraya neden yazdığımı sormadı.”

Konumuza dönersek... Somali kıyılarındaki korsanlık hikâyeleri, Türk gemilerinin de hedef alınmaya başlamasıyla birlikte iki yıl kadar önce bizim basının ilgi alanına da girdi. (Biliyorsunuz, son aylarda “Aysun Kaptan” vesilesiyle Türk okurları, belki de dünyada en fazla “Somalili korsanlar” haberi okuyan okur kitlesi haline geldi.)

Peki, gazetelerimizde, orada neden öyle “fena” şeyler yapıldığına dair herhangi bir haber okudunuz mu? Türk basınına bakarsanız, Somali’de kötü ruhlu birtakım adamlar var, bunlar sırf kötülük olsun diye Avrupalı ve Amerikalıların hayatlarını zehrediyorlar... Tekrar sorayım: Siz Türk basınında, bu adamların neden böyle yaptığını analiz eden, anlamaya çalışan bir şey okudunuz mu? (Haber sayfalarından söz ediyorum, yoksa birkaç köşe yazısı okuduk çok şükür. Nuray Mert ve Ali Bulaç’ı hatırlıyorum; atladıklarım da olabilir.)


“Somali Kıyılarının Gönüllü Muhafızları”

“Somali Kıyılarının Gönüllü Muhafızları”: “Korsanlar” Somali’de kendilerine bu ismi vermişler, yerel halk da onaylayıp destek veriyor bu adlandırmaya... Biraz “gerilla” ve “terörist” meselelerinde olduğu gibi yani... Aslında sırf bu ismin bile merak uyandırması ve “Yoksa adamlar sırf kötülük olsun diye yapmıyorlar mı bu işi” sorusunu kışkırtması gerekmez miydi? Gerekirdi kuşkusuz ve o zaman da merakları uyananların aşağıda bir örneğini vereceğim çok sayıda haberle karşılaşmaları kaçınılmaz olurdu...

Sizin için, The Independent gazetesinden Johann Hari’nin 11 Nisan 2009’da yazdığı haberin bazı bölümlerini çevirdim. Uzunca bir alıntı olacak, lütfen Türk basını gibi davranmayınız, dikkatlice ve sıkılmadan okuyunuz, ardından bir şeyler daha söyleyeceğim:

“Dokuz milyonluk Somali halkı, Somali hükümetinin 1991’deki çöküşünden beri açlıkla pençeleşiyor. Batı’nın en çirkin güçleri bu durumu ülkenin zaten kısıtlı yiyecek imkânlarını çalıp çırpmak ve Somali kıyılarını bir nükleer atık deposu olarak kullanmak için fırsat olarak değerlendirdi.

Batı ülkelerine ait gemiler, hükümet devrilir devrilmez Somali açıklarında görünmeye ve nükleer atık taşıyan varilleri buralara boca etmeye başladılar. Bu atıkların başlangıçtaki etkisi, vücutta kızarıklıklar, mide bulantısı ve sakat doğumlar şeklinde tezahür etti.

2005’teki büyük depremin ardından oluşan tsunamiyle birlikte açıklardaki variller kıyılara vurdu. Varillerden bir bölümü delindi ve bunlardan sızan atıklarla halk daha direkt bir temasa maruz kaldı. Bu temas sonucunda 300 kişi öldü.

Birleşmiş Milletler’deki Somali temsilcisi Ahmed Abdullah, bunların temizlenmesi konusunda Batılı ülkelerin hiçbir girişimde bulunmadıklarını söyleyip devam ediyor: ‘Nükleer atık taşıyan gemilerin yanı sıra Batılı büyük balıkçı gemilerinden de söz etmek lazım. Yılda 300 milyon dolar değerinde balığımız yasadışı yollarla avlanıp Batı ülkelerine götürülüyor. Zengin balık varlığı sayesinde mutlu bir hayat süren kıyı halkı şimdi açlıkla boğuşuyor.’ Bizim şimdi ‘korsan’ dediğimiz insanlar işte bu tablonun sonucunda ortaya çıktılar. Somali’de yaşayan herkes, başlangıçta basit şişme botlar kullanan bu korsanların, nükleer atık salan ya da kaçak balık avcılığı yapan Batılıları bu eylemlerinden vazgeçirmeye çalışan ya da onlara ‘vergi salan’ sıradan balıkçılar oldukları hususunda hemfikir... Zaten onlar da kendilerine Volunteer Coastguard of Somalia (Somalı Kıyılarının Gönüllü Muhafızları) adını veriyorlar.

Hiç şüphesiz, bunların bir kısmı (özellikle de Dünya Gıda Programı görevlilerini rehin tutanlar) düpedüz haydutluk yapıyor. Fakat tamamı için böyle diyemeyiz. Zaten yapılan anketler, Somali halkının yüzde 70’ten fazlasının onların Somali karasularını korumaya çalışan ulusal bir güç olduğuna inandığını ortaya koyuyor.

Amerikan Bağımsızlık Savaşı sırasında George Washington ve Amerika’nın kurucu babaları, Amerika kıyılarında benzer bir işlev gören korsanlara ücret ödüyorlardı; çünkü o kıyıları koruyabilecek resmî bir donanmaya sahip değillerdi. Korsanlar, Amerikalıların büyük bir çoğunluğunun da desteğine sahipti.

Somali’deki durum çok mu farklı? Açlık çeken Somali halkının kıyılarında öyle durup beklemelerini, nükleer atıklarımızı oralara atmamıza aldırmamalarını, el koyduğumuz balıklarını Londra’nın, Paris’in, Roma’nın lokantalarında yememizi seyretmelerini umabilir miyiz?

Bütün bu insanlık suçlarına karşı hiçbir şey demeyeceğiz, sonra da eylemleri nedeniyle dünya petrol ticaretinin yüzde 20’sinin geçtiği bir suyolunun güvenliğini tehlikeye atıyorlar diye feryat edeceğiz: Şeytanlar!

Korsanlarla gerçekten baş etmek istiyorsak, onları tepelemek üzere savaş gemilerimizi oralara göndermeden önce, olan bitenin kökeninde yatan kendi suç eylemlerimizi durdurmamız gerekiyor.”


Merak edenler neden ilgisiz kaldı

İşte buyurun size hakikatle “medyatik hakikat”in tamamen ayrı baş çektiği inanılması zor bir medyatik durum...

Peki, Somali kıyılarındaki nükleer edepsizliğin ve balık hırsızlığının Türk okurlarının göz menzilinin tamamen dışında kalmasına yol açan şey nedir? Bu sonucu gazeteciliğimizin hangi özellikleri sağlamaktadır?

Her şeyden önce meraksızlık tabii... Ben, gazetelerimizin dış haberler servislerinin bir bölümünün “orada ne oluyor”u hiç merak etmediğine ve mevcut bilgisizliği okurlarla paylaştığına adım gibi eminim.

Medyanın, merak edip “Somalili korsanlar”ın aslında sebep değil sonuç olduğunu öğrenen kesiminin bu bilgileri neden kendilerine sakladıkları, neden okurlarla paylaşmadıkları sorusuna gelince... Benim cevabım şöyle: Birincisi, bu bilgiler “biz”i değil “onlar”ı ilgilendirmektedir. “Onlar”la ilgili haberler dış haberdir, bizim gazetecilerimiz dış haber sevmez... İkincisi, Türk basını “biz”den olmayanların dertleriyle ilgilenmeyi sevmez... Üçüncüsü, Türk basını bir olayın magazinel tarafı Çin’de bile olsa onu bulur, çıkartır ve meseleyi işin o yanından işlemeyi sever. Somali halkının dertleri belki bir aşamada konu edilebilirdi, fakat “Aysun Kaptan” hadisesinden sonra bu şans da tümüyle yitirildi.

Sonucu görüyorsunuz: Bugün Türk halkı herhalde yüzde 100’e yakın bir çoğunlukla “Somalili korsanlar”a lânet okuyor. Neden? Çünkü medya bu olayda hakikati gizledi ve kendi kurguladığı hakikati okurların zihnine zerk etti. Somalili korsanlar mevzuu, hakikatle “medyatik hakikat” arasındaki farkın hangi boyutlara varabileceğini gösteriyor ve doğrusu bu kadar fark beni biraz da ürkütüyor.

11 Kasım 2009 21:55
Somalili korsanlar iki gemi daha kaçırdı
Somalili korsanlar, bölgede alınan uluslararası askeri önlemlere karşın sivil ticari gemileri kaçırmaya devam ediyor.

Korsanlar son olarak bir Yunan kargo gemisi ile bir Yemen balıkçı botunu kaçırdı.

Çok uluslu deniz gücünün, Avrupa'yı Asya'ya denizden bağlayan stratejik Aden Körfezi'nde konuşlanmasının, korsanların faaliyet gösterdikleri alanı genişletmesine yol açtığı, deniz haydutlarının, saldırılarını, Hint Okyanusunun açık sularına kaydırdıkları gözleniyor.

Korsanlardan biri olarak kendisini tanıtan Hasan adlı bir kişi, Reuters'a telefonla yaptığı açıklamada, Yunan gemisini ele geçirmeleri sırasında hafif bir çatışma olduğunu, 3 arkadaşının yaralandığını belirtti.

Korsanlar ellerinde 13 deniz aracı ile 230'dan fazla denizci tutuyor.

haber10

Korsanların elinde 12 gemi 200 mürettebat var
21:15 - Hint Okyanusu'nda halen 200'den fazla kişilik mürettebatıyla toplam 12 gemi deniz korsanlarının elinde bulunuyor. İspanyol resmi haber ajansı EFE'nin İspanya istihbarat kaynaklarına dayanarak verdiği haberde, deniz korsanlarının elinde 8 ülkeye ait 12 gemi bulunuyor. Haberde, korsanların elinde Birleşik Krallık, Çin ve Marshall Adaları'na ait ikişer gemi, Somali, Yeni Zelanda, Senegal, Endonezya ve Tayvan'a ait birer gemi bulunuyor. Bir geminin ise aidiyeti bilinmiyor. 25.11.2009 MADRİD netgazete

30 Kasım 2009 13:04
Korsanlar Büyük Balık Yakaladı
Somalili korsanlar 300 bin tonluk bir süper tankeri ele geçirdi.

Avrupa Birliği’nin Korsanla Mücadele Gücü’nden yetkililerin yaptığı açıklamaya göre Somalili korsanlar Suudi Arabistan’dan Amerika Birleşik devletlerine petrol taşıyan bir süper tankeri ele geçirdi.
aktifhaber

SOMALİ'DE KARAKOLA SALDIRI: 13 ÖLÜ

20 Aralık 2009 19:30
Somali'de militanlar 66. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Mogadişu polis karakoluna havan mermisi attı. Çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 13 kişi öldü.
Polisin verdiği bilgiye göre, havan mermileri karakolun yakınına düştü. Havan saldırısı üzerine askerlerle Afrika Birliği güçlerinin, başkentin isyancıların kontrolündeki bölgesine ateş açarak karşılık verdiği bildirildi.

Saldırıda bir polis ölür ve 3 polis yaralanırken, misillemede 12 sivilin öldüğü, 15 sivilin yaralandığı belirtildi.
haber10

SOMALİ'DE ÇATIŞMALAR ŞİDDETLENDİ

3 Ocak 2010 14:45
Somali'de rakip iki grup arasında dün başlayan çatışmada ölenlerin sayısının 47'ye çıktığı, 100 kişinin de yaralandığı belirtildi
Hükümet yanlısı Ehli Sünnet Vel Cemaat ile aşırılık yanlısı Eş Şebab örgütü arasında yaşanan çatışmanın, Eş Şebab militanlarının dün sabah erken saatlerde ağır silahlarla Ehli Sünnet'in kontrolündeki Dusamareb kentine saldırmasıyla başladığı belirtildi.

Elman barış ve insan hakları örgütü yetkilisi, 47 kişinin öldüğünü ve 100 kişinin yaralı olduğunu açıkladı. Ölenlerin büyük bölümünün iki rakip gruptan olduğunu belirten yetkili, ölü sayısının artmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Bir görgü tanığı ise ölü sayısının 77 olduğunu söyledi.

Ehli Sünnet grubundan yapılan açıklamada, dün Eş Şebab'ın kontrolüne geçen Dusamareb kentinin kontrolünün yeniden ele alındığı bildirildi.

Dusamareb kentininin kontrolünün 2008 yılında Ehli Sünnet Vel Cemaat grubu tarafından Eş Şebab örgütünden almasından bu yana iki grup çatışmamıştı.
haber10

24 MART 2010, ÇARŞAMBA
Korsanların kaçırdığı gemide 19 Türk varSomalili korsanlar, MV Frigia isimli Türk gemisini kaçırdı. Somalili korsanların kalesi olarak bilinen Haradhere'nin 1000 mil uzağındaki bir bölgede kaçırılan Malta bandıralı gemide 19'u Türk, 2'si Ukraynalı 21 mürettebat bulunduğu bildirildi. Kuru yük gemisinden, ''Gemi güvenlik alarm sinyali'' alındığı saatlerden itibaren, Karya Denizcilik yetkililerinin gemideki uydu telefonunu sürekli aradığı, ancak telefonun yanıtlanmadığı öğrenildi.
Akşam

Somalili korsanlar, portakal yüklü gemiyi kaçırdı

28 Mart 2010 - Somalili korsanların İran bandıralı bir yük gemisini kaçırdığı açıklandı.
İran Taze Meyve İhracat ve İthalatçıları Birliği Başkanı Rıza Nurani, Mısır'dan İran'a gitmekte olan 5 bin tonluk Talca adlı geminin geçen hafta kaçırıldığını açıkladı. Yemen açıklarında kaçırılan geminin 4 milyon dolar değerinde Mısır portakalı taşıdığı bildirildi. netgazete

23 Mayıs 2010
Somali'de Çatışma: 20 Ölü
Somali'nin başkenti Mogadişu'da El Şebap militanlarıyla askerler arasında çıkan çatışmalarda 20 kişi öldü.

Merkezi Mogadişu'da bulunan Elman adlı insan hakları örgütünün başkan yardımcısı Ali Yasin Gedi, hafta sonunda iki tarafın da ağır silahlar kullandığı çatışmalarda 20 kişinin öldüğünü, 30 kişinin de yaralandığını söyledi.
Mogadişu sakinleri, son 4 gündür El Şebap militanlarının Başkanlık Sarayına doğru ilerlemeye çalıştığını, ancak askerler ve Afrika Birliği barış gücünün militanları püskürtmeye çalıştığını ifade etti.

Somali'de Batının desteklediği Devlet Başkanı Şeyh Şerif Ahmed başkanlığındaki geçiş hükümetinin askerler ve Afrika Birliği barış gücünün yardımıyla başkentin küçük bir bölümünü kontrol ettiği, radikal militanların günlük saldırılarına maruz kaldığı belirtildi. aktifhaber

Somali'de işbirlikçi hükümet güçleri ile direnişçi militanlarlar çatıştı
Somali'nin başkenti Mogadişu'da işgalci Afrika Birliği askerleri desteğindeki işbirlikçi hükümet güçleriyle direnişçi islâmcı militanlar arasında çıkan çatışmada 11 kişi öldü, 45 kişi yaralandı.
28 Temmuz 2010
haber1001

Korsanlara rehin çift için 1 milyon $ ödenmiş
08:20 - Somalili korsanların bir yıldan fazla süredir rehin tuttuğu Rachel ve Paul Chandler adlı İngiliz çiftin serbest bırakılması için, 1 milyon dolar fidye ödendiği ileri sürüldü. Paranın çiftin ailesi, arkadaşları, Somali'deki yerel yetkililer ve sürgündeki Somaliler arasında toplanarak ödendiği kaydedildi. 15.11.2010 LONDRA netgazete

Somalili deniz akıncıları Umman'da 4 Amerikalıyı Kaçırdı

Somalili deniz akıncıları, Hint Okyanusu'nda seyahat eden 4 Amerikalıyı kaçırdı.

19.02.2011

Dört kişinin Umman kıyıları açıklarında bir yatla seyahat ettikleri sırada kaçırıldıkları bildirildi.

Amerika Birleşik Devletleri bandıralı bir geminin kaptanını kaçırarak kötü muamele yapmaktan yargılanan bir Somalili deniz akıncısı, perşembe günü 33 yıl hapse mahkum edilmişti. haber1001

Somali'deki saldırıda Türkiye bursu için bekleyen öğrenciler öldü
4 EKİM 2011

Somali'nin başkenti Mogadişu'da, bir hükümet binası yakınında düzenlenen intihar saldırısında en az 70 kişi öldü.
Patlamada 50'yi aşkın kişinin yaralandığı; ölenlerin çoğununsa, Türkiye'de eğitim görmek üzere burs almaya çalışan ve sınav sonuçlarını öğrenmek üzere eğitim bakanlığına giden öğrenciler ile binaları koruyan askerler olduğu bildirildi.
Görgü tanıkları, patlayıcı dolu bir kamyonun bir bakanlık binasının yakınlarında infilak ettiğini söyledi.

Saldırının sorumluluğunu radikal İslamcı Eş-Şebab örgütü üstlendi.

BBC Somali yayınları muhabiri Muhammed Dore, bu patlamanın şimdiye dek tanık olduğu en büyük saldırı olduğunu; her yere cesetler saçıldığını ve askerlerin havaya ateş açtığını aktardı.

Bir yardım görevlisi, yüzlerce metre ötede insan bedeni parçalarının görüldüğünü kaydetti.
BBC

Dr. Hayati Bice
Ramazan’da Somali: Kuraklık, Açlık ve İlkel Bir Tasavvuf Düşmanlığı
5 Ağustos 2011

Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, "Artık dayanamayacağım, kim ne derse desin söylemek zorundayım" diyerek dünyanın bazı yerlerinde 'İslâm adına utanç verici tablolar' sergilendiğini belirtti.

Ramazan’da TV’lerde düzenlenen iftar ve sahur programları benim için uzun süre göremediğim bazı değerli insanları ‘teşehhüd miktarı da olsa’ ekrana getirmesi ile özel bir önem taşıyor. Bu insanlardan birisi olan ve tasavvuf konusundaki derin birikimi ile her sözünü dikkatle izlemeğe çalıştığım Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç 2 Ağustos 2011 Salı günü TRT-1 kanalında "Ramazan Sevinci" iftar programına konuk oldu. Ramazan ve orucun manevi incelikleri konusunda sohbet eden Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, tarihimizde teşekkül eden tasavvufi nitelikli İslam'ın yitirilmesi halinde yeniden inşaının adeta imkânsız olacağını söyledi.

Uluslararası İslam Parlamentolar Birliği Genel Sekreteri olarak dünyanın pek çok bölgesindeki İslam beldelerini gezen ve yakından inceleme imkânı bulan Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, "Artık dayanamayacağım, kim ne derse desin söylemek zorundayım" diyerek dünyanın bazı yerlerinde 'İslâm adına utanç verici tablolar' sergilendiğini ve artık bunun inkâr edilemez, üstü örtülemez bir hale geldiğini belirtti. Somali'de ortaya çıkan kıtlık kadar vahim bir durumun bölgede el-Kaide çizgisinde örgütlenen el-Şebab grubunun yaptığı uygulamalar olduğunu dile getiren Kılıç, sahibi olduğu tasavvufî İslam yorumunu yitirme tehlikesine yaklaşan Türkiye'nin de aynı uygulamalara muhatab olabileceğinin altını çizdi.

Somali’deki uygulamalar konusunda pek de bilgisi olmayan seyircilerin büyük bir çoğunluğu Kılıç’ın neden “Artık dayanamayacağım” diye adeta isyan ederek dile getirdiği konunun ne olduğundan habersizdi. Kılıç’ın daha önce katıldığı TV programlarında da pek çok ilahiyatçı akademisyenin “etliye-sütlüye dokunmaz”; “kokmaz bulaşmaz” tavrını aşarak ‘aydın müslüman’ sorumluluğu ile pek çok ezberi bozduğuna tanık olduğum için bu son sözleri de benim için sürpriz olmadı.

Konunun arkaplanını bilmeyenler için birkaç anekdotu dile getirerek Kılıç’ın isyanına neden olan ilkelliğin, vahşetin anlaşılabileceğini düşünüyorum. Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç daha önce 21 Aralık 2010 tarihinde katıldığı bir TV programında da Somali'deki duruma temas ederek şunları söylemişti: "Bugün İslam dünyasındaki daralmanın en büyük sebebi, İslam dünyasının en büyük problemi İslam dini eşittir fıkıh haline getirildi. Bu maalesef ülkemizde de var. Fıkıh İslam denizinin içinde bir alandır. Önemli bir alandır. Ama sadece fıkıh demek değildir. Hz. Peygamber’in Mekke döneminde fıkhi bir İslam yoktur. İmani esasları incelememiz gerekiyor o zaman. Nasıl bir iman toplumu oluşturdu onun üzerine de bir takım yaptırımlar yani hukuk ve fıkıhı inkar etmiyoruz. Ama bugün maneviyat inkar ediliyor. Din eşittir sadece yaptırımlardan meydana geliyor. O zamanda bugün Somali gibi dünyada gayrı safi milli hasılası en düşük ülkelerden birine kendilerine 'gençler' adını veren "Şebab" gurubu İslam devleti kuruyoruz diye el koyarlar ve ilk İslam icraatları ertesi sabahtan itibaren birkaç hırsızlıkla itham edilen 16-17 yaşındaki gençlerin kollarını kesmek olur. Böyle bir İslam yoktur tarihte.” [1]

***

BM’ye göre Somali ve Açlık

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un 10 gün önceki açıklaması Afrika Boynuzu bölgesinin bir ucundan ötekine insanlar açlık içinde kıvrandığı ortaya koydu. Ban Ki-moon’a göre: “Somali’deki sorunu daha da ağrılaştıran siyasi ihtilaf, yükselen gıda fiyatları ve kuraklığın korkunç bileşimi çaresizlik içindeki 11 milyondan fazla insanı kıskaca almış bulunuyor ve Somali'nin bazı bölgelerine kıtlık ve açlık yayılmasını sürdürüyor. Hayvanları susuzluktan telef olan Somalili mülteciler yardım bulma umuduyla Kenya ve Etiyopya'ya yaya olarak ulaşmaya çalışıyor. Anne ve babasını kaybetmiş çocuklar korku içinde ve açlıktan bitkin düşmüş bir şekilde tek başlarına yola devam ediyor. Ailelerin, çocuklarının gözlerinin önünde birer birer ölmelerini çaresizlik içinde izlediklerini duyuyoruz.

Geçenlerde bir kadın üç hafta yürüdükten sonra Mogadişu'nun 140 km güneyindeki BM kampına ulaşmış. Halime Ömer isimli bu kadın aslında hali vakti yerinde bir ailedenmiş. Üç yıl süren kuraklıktan sonra altı çocuğundan dördü ölmüş. Halime çektiklerini anlatırken, "Yemek bulamadığınız için çocuğunuzun gözlerinizin önünde ölüp gittiğini izlemekten daha korkunç bir şey yok. Artık umudumu kaybediyorum. Bu belki de bizim kaderimiz. Belki de bir mucize olacak ve bu kâbustan kurtulacağız." diyor.

Kampa ulaşabilenler için dahi çoğu zaman pek fazla bir umut yok. Birçoğu çorak bölgelerden aç susuz yürüyerek gelmenin sonucu son derece bitkin düşmüş durumda ve kendilerine yemek verilemeden hayatlarını kaybetmekte. Tıbbi tedavi için ilaç bulmak da genelde mümkün değil.”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon dünyayı bölgeye yardıma çağırdıktan sonra sözlerini şöyle sürdürüyor: “Somali'de durum oldukça zor. Süregiden ihtilaf, yardım çalışmalarını zorlaştırıyor. Dahası, artan gıda fiyatları uluslararası kuruluşların ve STK'ların bütçelerini eritiyor. Geçici ulusal hükümetin başkent Mogadişu'nun sadece bir bölümünü kontrol ediyor olması yardım çalışmalarını güçleştiriyor. El-Şebab milis güçleri ile kontrolleri altındaki bölgelere erişmemizi sağlayacak bir anlaşmaya varmaya çalışıyoruz. Bu anlaşma olsa dahi ciddi güvenlik endişeleri varlığını sürdürecek. Somali'de ihtilaf sürdüğü sürece açlık ve kıtlıkla etkin bir şekilde mücadele edemeyiz. Her gün daha fazla sayıda çocuk açlığın kucağına düşer, daha fazla sayıda insan gereksiz yere ölür.” [2]

Somali ve Tasavvuf

Somali'de el-Şebab adı ile örgütlenen Vehhabi eğilimli selefiler, uluslar arası kamuoyunda ülkenin İslamlaşmasında büyük bir rol oynayan ve çoğunlukla Kadiriyye tarikatının mürşidi olan evliya kabirlerine yönelik saldırıları ile 2008 sonlarından itibaren gündeme gelmişti. El-Şebab mensubu militanların evliya türbelerini balyozlarla yerle bir etme görüntüleri uluslararası haber kanallarında da haber yapılmıştı. [3] Son olarak Somali'de İslam'ın yayılmasının öncü isimlerinden Şeyh Muhyiddin Ali'nin türbesinin vehhabi Şebab militanları tarafından yerle bir edildiği haberleri 23 Mart 2010 tarihinde uluslararası basına yansımıştı. Maalesef bu konular ülkemiz basınının İslâmi duyarlılığa sahip kesiminde dahi ihmal edildiğinden bu konudaki haberler, sadece internetteki bazı forumlarda gündeme getirilip tartışıldı. [4]

Tüm Afrika’nın olduğu gibi Somali’nin de İslam ile tanışmasında tasavvuf ehlinin büyük bir payı olduğu biliniyor. Bu konuda yapılmış müstakil çalışmaların çoğunun oryantalist batılılar tarafından yapılmış olması da konunun bir başka yönüdür. 19. yüzyıl sonlarında Kuzey Afrika’da olduğu gibi Afrika boynuzu olarak bilinen Somali, Habeşistan ve Kenya’da da sömürgeciliğe karşı savaşta bölgede yaygın olan sufi tarikat önderlerinin en önde yer aldığı tarihin kaydettiği bir gerçektir. [5]

Cihad ruhunu yaşatan Somalili sufilerin önde gelenlerinden birisi ve haçlı sömürgeciliğine karşı verilen mücadelenin tarihi bir kahramanı olan Seyyid Muhammed Abdullah el-Salihî (1864-1920) isimli Kadiriyye'nin Salihiyye kolu mürşidinin 1899'dan 1920'ye kadar İngiliz ve İtalyan işgalcilerine karşı direnişe önderlik ettiği biliniyor. Ünlü bir Şafiî âlim olan Salih yaptığı bir konuşmada şöyle demişti: “Kâfirler, uzak ülkelerinden gelerek vatanımıza saldırdılar. Silahlı güçleri ve hükümetlerinin desteğiyle, dinimizi mahvetmek istiyor ve bizi Hıristiyanlığı kabule zorluyorlar. Sizler, Allah’a imana, silahlara ve kararlılığa sahibsiniz. Onların ordu ve askerlerinden korkmayınız; Allah, onlardan kudretlidir!”

***

Somali’de tasavvufun İslâm’ın yüceltilemsine katkısı sadece fiilen cihad eden sufilerle sınırlı kalmamıştır. Mısır'da düzenlenen “Tasavvuf ve Gençlik” konulu bir panelde Dr. Abdullah en-Neccar tarafından nakledilen bir olay tasavvufun Somali'de İslam'ın yayılmasındaki etkisini ve bölgedeki misyonerlik faaliyetleri önündeki en büyük engel olduğunu ortaya seriyor:

"Olay, Somali'de vuku bulmuş. Olayın vuku bulduğu bölgeye bizzat gittim ve gördüm. Olay şöyle: Avrupa'dan bir Hıristiyan misyoner kadın Somali'ye gelip kabilelerin arasına yerleşiyor. Uzun süre aralarında yaşayarak dillerini öğrendikten sonra burada küçük bir hastane kuruyor. Hastaneye, doktorlar, hastabakıcılar getiriyor. Hastalar oraya gelince tedavi imkanı buluyor ve tedavi yapan doktor hastaya: "Bunun sana Rabb hediyye olarak gönderdi" diyor. Bir başkası da, "Bunu sana Meryem hediye etti" diyor. Bu suretle oralarda belli ölçüde Hıristiyanlığı yayma imkanı buluyorlar. Bu misyoner kadın Hıristiyanlık dinini anlatarak, hiçbir dini inancı bulunmayan bu yerlileri Hıristiyanlığa çağırıyordu. Halkın bir kısmını bu şekilde yetiştirdi. İçlerinden zeki bulduğu bir genci seçerek o bölgede papaz olarak seviyeye getirdi. Bu papaz, Hıristiyanlığı yaymak için memleketinden ayrıldı.

Bir gece esen hafif rüzgar ve yaprak hışırtılarının arasında kalbini ürperten hoş bir takım sesler duydu. Sesin geldiği tarafa doğru merakla gitti. Orada ilahiler okuyarak zikir yapan bir derviş topluluğuna rastladı. Bunların kimler olduğunu sordu. "Müslüman dervişler" olduğu bildirilince gönlüne İslâm sevgisi düştü. O mıntıkada imamlık yapan bu dervişlerden biriyle görüşerek Müslüman oldu ve aynı camide güzel sesiyle ezan okumaya başladı.

Misyoner kadın zaman zaman bu bölgeyi ziyarete gelirdi; zira emrine bir helikopter tahsis edilmişti. Onunla Afrika içlerine kadar kabileleri dolaşırdı. Bir gün papaz olarak yetiştirdiği bu gencin evine giderken kulağına aşina bir ses ilişti. Ses yabancı değildi, fakat sözler yabancıydı. Çünkü o sesin sahibi, Müslüman olduğu camide ezan okuyordu. Sonra soruşturdu ki, papaz diye yetiştirdiği genç tasavvuf ve sûfilerin tesiriyle hak dini bularak Müslüman olmuş, papazlık yerine müezzinlik yapmaya başlamıştı.

Ben bu bölgeye kadar giderek işin aslını soruşturdum ve köy halkı bana olayı aynıyla anlattılar. İşte bu, tasavvufun kalpler ve ruh üzerindeki tesiridir, gençlerin İslâm'a yaklaştırılmasında bundan istifade edilmelidir." [6]

***

Bu Ramazan’da çok sorumlu bir tavır sergileyerek “Somali’ye Yardım Kampanyası” açan T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri arasında Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın hassasiyetini paylaşan birisi var mıdır bilmiyorum [7] ; ancak Somali’deki açlık felâketi kadar akaid ve fıkıh alanında sergilenen ruhanî ve fizikî vahşetin yol açtığı harabiyeti onaracak birileri de lazım bu dünyaya…

Mesele elbette önce insanların bedenlerini hayata tutundurmak ama ruhların târumâr edilmesine de hangi müslüman kalb duyarsız kalabilir ki…

---------------------------------------------

İletişim: atahayati@gmail.com

[1] TRT-Haber, Kozmik Oda Programı, 21.12.2010, http://kozmikoda.tv/detayicerik.asp?katid=6&icerik=53

[2] Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un Somali hakkındaki 23.07.2011 tarihli açıklamasının tamamı için bkz: http://www.siviltoplumakademisi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=841:somali-acln-korkunc-yuezue&catid=65:mansetler&Itemid=121

Somali’de insanlık dramının görüntüleri için bkz: http://www.izlesene.com/tv/ntv/video/somali-acligin-pencesinde/3860051

[3] Bu yazıyı okuyanlar lütfen aşağıdaki Somali’deki bir velinin kabri üzerindeki sandukayı büyük bir aşkla parçalayan ve bununla büyük bir cihad eylemi yaptıklarını sanan elleri balyozlu ve kalaşnikoflu Somali gençlerini gösteren videoyu izlemeden geçmesin. Yazımın yanındaki grafik ülkeyi İslam ile tanıştıran sufi mücahidlerin tarihi türbelerini “Allah'a şirk koşmaya engel olma” adına yıkma eylemini kaydeden bu videonun baş kısmını göstermektedir.

http://www.youtube.com/watch?v=RPWI-p9Kl4g

[4] Somalia: Al-Shabab Destroys Grave of Well-Known Somali Cleric in Mogadishu (23 March 2010) http://allafrica.com/stories/201003231408.html

Somali'li Kadiri Sufiler Vehhabi Şebab Örgütü ile Savaşıyor, http://www.sufiforum.com/viewtopic.php?f=52&t=2598&p=6358&hilit=Somali#p6358

[5] Bu konudaki güzel bir çalışma da yine bir Batılı’ya aittir: B.G. Martin, Sömürgeciliğe Karşı Afrika'da Sufi Direniş, İnsan Yayınları, (Çeviren: Fatih Tatlılıoğlu), İstanbul,1988.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=7953&sa=87410786

[6] Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz; Gençliğin Eğitiminde Tasavvufun Rolü; Altınoluk Dergisi 1987-Şubat Sayı:012, Sayfa:015 1987-Şubat, Sayı:12, S.15.

[7] Bu yazımı tamamladıktan hemen sonra Cuma namazı için gittiğim camide T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye çapında başlattığı Somali’ye Yardım Kampanyası duyurusu yapıldı.
Başa dön
Kullanıcının profilini görüntüle Özel mesaj gönder
Önceki mesajları göster:   
Yeni başlık gönder   Başlığa cevap gönder    EntellektuelForum Forum Ana Sayfa -> İSLÂM DÜNYAS! Tüm zamanlar GMT
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni başlıklar açamazsınız
Bu forumdaki başlıklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © phpBB Group. Hosted by phpBB.BizHat.com


Start Your Own Video Sharing Site

Free Web Hosting | Free Forum Hosting | FlashWebHost.com | Image Hosting | Photo Gallery | FreeMarriage.com

Powered by PhpBBweb.com, setup your forum now!
For Support, visit Forums.BizHat.com